Zam dediğin nedir ki? Siyaseti yeniden biçimlendiren usta bir satranç hamlesidir…

38
Foto: New York Times..
Reklam

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan kesinlikle ülkemizin bugüne kadar tanıdığı en sonuç alıcı siyasi figürdür. Şimdiye kadar görüp tanıdıklarımızdan çok daha ileri bir siyasi zekanın sahibi odur. Boşuna 20 -bir başka hesaba göre 30- yıldır iktidarda değil.

Zihinlerini bu tür değerlendirmelere kapatmış pek çokları bu tespitime kızabilirler. Onları sadece bir dakikalığına şu soru üzerinde düşünmeye davet ediyorum: 

“Acaba yeni sisteme geçilmesini sağlayarak ülkeyi tek başına yönetme yetkisini eline alırken AK Parti’nin liderliğini bir başkasına bıraksa, Türkiye siyaseti nasıl bir hal alırdı? Onun yerine kendi çevresinden kim gelirse gelsin, AK Parti iktidardaki varlığını şu son birkaç yıl boyunca sürdürebilir miydi?”

Usta bir satranççı gibi hamlelerini hesaplayabildiği aşikar.

Ülkeyi tek başına yönetmekle kalmıyor, siyaseti de arkasından sürüklüyor Tayyip Erdoğan

Bu tespitimi paylaşmaya, henüz karanlık dağılmamışken kalkıp önceki 24 saatte kimler neler söylemiş, gazetelerde köşesi olanlar bugün neler yazmış öğrenmeye çalışırken karşıma çıkan değerlendirmelere bakarak karar verdim.

Görevi gereği kendisinin en yakınında bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay sözgelimi, dün bütçe görüşmelerinin son oturumunda konuşurken şu iddialı cümleyi sarf etmiş:

“Buradan bir kez daha ifade ediyorum, dün olduğu gibi bugün de yarın da; asgari ücretlimizi de, memurumuzu da; işçimizi de, emeklimizi de enflasyona karşı ezdirmedik, ezdirmeyeceğiz. Devletimiz dimdik ayaktadır.”

Reklam

Merkez Bankası’nın doların 20 TL’ye doğru yöneldiğini görünce piyasaya yeniden müdahale ettiği gün bu sözlerin söylendiğini akılda tutalım.

İki hafta önce enflasyonun yüzde 21.31 ile bir kez daha ‘tarihi rekor’ kırdığının TÜİK tarafından ilan edildiğini de unutmayalım.  

O iddialı cümlenin ardında asgari ücretin bir gün önce yüzde 50 artışla 4253 TL olarak açıklanmış olması yatıyor.

Aynı iddialı cümleyi her alanda tekrarlama fırsatı verecek bir iyileştirme furyasının memurlar ve emekliler için de düşünüldüğünü o cümle sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz.

‘Beklenenin fevkinde’ olacağını kimin ağzından duymuştuk asgari ücretin?

Yüzde 50’lik asgari ücret artışını belirlemek için toplanan komisyona, gelenek farklı oluştuğu halde, kim başkanlık etmiş, yüzde 50 zammı kim ülkeye duyurmuştu?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

Fuat Oktay’a cesaret verdiği gibi, son zamanlarda AK Parti’yi övmekte zorlanmaya başladıklarına tanıklık edilen görev tanımları “Her fırsatta AK Parti’yi övmek” maddesini de içeren medya mensuplarını yeniden aşka getiren de asgari ücrete yapılan zam oldu.

Reklam

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bizzat açıkladığı asgari ücret zammı…

Sabahın ilk ışıkları henüz belirmemişken göz attığım gazetelerden yalnızca birini ‘örnek olay’ olarak huzurlarınıza sunuyorum.

Fuat Oktay’ın sözlerini de sayfalarına aktaran gazetenin iki köşe yazısından değerlendirmeleri paylaşarak…

İlkinden şu satırları okuyalım:  

“Son üç aydır 5 milyar dolar cari fazla verdiğimiz, son kasım ayında 32 milyar lira bütçe fazlası verdiğimiz, olağanüstü artan yatırımlar nedeniyle son 10 ayda yaklaşık 2,5 milyon insanın ilk kez istihdam edildiği, turizmde ilk kez İspanya’nın geçildiği ve kişi başına turizm gelirinin 617 dolardan 840 dolara çıktığı, hâlihazırda 4.500 yeni fabrikanın yapılmakta olduğu, yıllık ihracat gelirinin 220 milyar dolara dayandığı ülkemizde döviz kurlarındaki artış manipülatif saldırı değil de nedir?”

Bu tür değerlendirmeler asgari ücret rakamından bir gün önce yapılabilir, yapılsa bile yazılabilir miydi?

Hiç sanmıyorum.

Diğer temsili satırlar da yine bugün aynı gazetenin bir başka köşesinde yer alıyor: 

“Cumhurbaşkanı Erdoğan ağırlığını koydu, 6 milyon asgari ücretle çalışan vatandaşını enflasyona ezdirmedi. Maaşlarını net %50,5 zamla 4 bin 253 liraya yükseltti. İşvereni de korudu, 450 liralık gelir ve damga vergisinden muaf tuttu. Aylık 2,7 milyar liralık bu tutar bütçeden karşılanacak. Dikkat edin yıllık TÜFE’nin 2,3 katı maaş artışı yapıldı. Ocak ayından itibaren piyasaya fazladan 8,5 milyar lira çıkacak. Ekonomi canlanacak, borçlar rahat ödenecek. Son 50 yılın en büyük maaş artışı işçi-işveren Türkiye’nin yüzünü güldürdü.”

Yazının başlığı olan ‘Uçak kalkıyor yerinizi ayırtın!’ daveti yazının son paragrafında aynen tekrarlanıyor.

O bölümü de okuyalım:

“Allahınızı severseniz şu rakamlara bakın da Türkiye’nin nasıl mükemmel yönetildiğini görün. Bana enflasyon demeyin, o dünya sorunu bize mahsus değil. Ama stok yasasıyla onun da hakkından geleceğiz. Dövizi alınan tedbirlerle geberteceğiz!.. Türkiye uçacak, şimdiden yerinizi ayırtın yoksa açıkta kalırsınız…”

Türkiye’nin uçacağı, yeni sisteme geçilirken, 2017’de de, söylenmişti, ancak iddiayı uzun zamandır işitmez olmuştuk.

Şimdi tekrarlanabiliyor işte.

Hem de ‘reel sektör’ diye de anılan, günlük hayatın içerisinde yer alan esnaf ve ticaret erbabının temsilcileri İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun ekonomide olan-bitene duydukları hayretlerini gizleyemedikleri açıklamaları birbiri ardına yaptıkları gün yazıldı bu değerlendirmeler…

Onların ne dediklerine dair haberi örnek yazıların çıktığı gazetede bulamadım, bir başka gazete imdadıma yetişti.

“Olanları şaşkınlıkla izliyoruz” başlıklı haber şu:

“(Erdal) Bahçıvan yaptığı açıklamada ‘Dün faiz indirimine giden Merkez Bankası’nın, bugün elindeki kıymetli döviz kaynaklarını piyasaya sürmesini şaşkınlıkla izliyoruz’ ifadesini kullandı. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu sosyal medya hesabından ‘Piyasaların ivedilikle istikrara kavuşmasını sağlayacak acil önlemler alınmasını ve öngörülebilirliğin temin edilmesini bekliyoruz’ diye paylaşım yaptı.”

Merak edilmesin, yakında onlar da hidayete erip hizaya geleceklerdir.

AK Parti’nin lideri de olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sonuçta Darphane matbaasında biraz daha fazla mesaiye mal olacak bir ‘ücretlere zam’ hamlesiyle, bir süredir moralleri bozuk görüntüsü veren taraftarlarını yeniden cesaretlendirmeyi başardı.

Ben de işte ‘siyasi zeka’ diye buna diyorum.

Muhalefet iktidar gidiyor sevinciyle helvayı çok erken sipariş vermiş gibi.

ΩΩΩΩ  

Reklam

38 YORUMLAR

  1. DÜNDEN KALMA BİR KAPAKÇIK!
    “H. Gayret
    18 Aralık 2021 At 00:11
    “Almanyalı
    17 Aralık 2021 At 11:44

    Dünya Bankasından (IMF) ucuz kredi almadınız, ҫünkü Dünya Bankası TL ile tahterevalli oynanmasına izin vermecekti.”

    Almancı arkadaş imf ve dünya bankası her ne kadar küresel sömürgeciliğin araçları olsalar da sonuçta farklı kuruluşlardır;
    hani şu ayılıp bayıldığınız sendikalar ve grev hakkının kollayıcısıdırlar:))))

  2. KARPUZ MİSALİ.
    Bir karpuz ne kadar yüksekten düşerse o kadar
    tuz-buz olur.
    Örneğin 1 metreden düşünce 10 parça olur ise, 2 metreden düşünce 20 değil 100 belki 200 parça olur.
    Bu iktidar 1 saniyeyi kendi için büyük kâr sayıyor ki, kendine göre doğrudur.
    Ancak iktidarda kaldığı her saniye de, iktidardan düşüş sürecinde, çarpan etkisiyle aleyhine olacak.
    Bir de bu iktidarın her saniyesine toplum çok büyük bir fatura ödeyecek. Yani ödeyeceği fatura da geometrik şekilde, katlanarak artacak.
    Örneğin son kur atağının maliyeti kişi(nüfus) başına 60.000 TL. Yani kur atağından önce gitselerdi, kişi başına 60.000 TL daha az borcumuz olacaktı.
    Geçen yıl gitselerdi bu yıl yanan ormanlarımız yerinde kalırdı. En azından çok büyük bir bölümü kalırdı.
    Gitmezlerse önümüzdeki yıl kalan ormanları da, yada büyük bir bölümünü kaybederiz.
    Olay bu kadar yalın ve basit.

  3. Dostlar on yıllardır kayıkçı kavgası ediyoruz. Siyasetçiler, köşe yazarları, fırsat bulan biz yorumcular… Geldiğimiz nokta ortada. Bu yıla dek emekli, sabit gelirli bir vatandaş olarak “Başımı sokacak bir evim, az/çok sabit bile olsa emekli maaşım var” diye şükrederdim. Bunu arayacak günlere doğru doludizgin gidiyoruz. Fareler gibi çoğalan Dünya nüfusu, insanlar eli ile yok edilen doğa ve küresel ısınma nedeni ile kıtlık, susuzluk kapıda. Buna Türkiye özelinde kötü yönetimi ekleyince (Eğitim, adalet, ekonomi) karamsar olmamak mümkün değil. Yönetim tarafından üretilmiş tümü yalan rakamsal verileri gördükçe, en aşağılık suçları işleyip serbest bırakılan ya da adli kontrol şartı, iyi hal indirimi uygulanmış suçlu haberlerini okuyunca, çarşı pazarda başta kendimiz, milletin çoğunluğunun durumunu dikkate alınca, parti ayrımı yapılmaksızın alayı çapsız siyasileri dinleyince, çıkan kızın yengesi (bizim köyde her düğüne gidenler için söylenir) gibi tv.lerde tüm açık oturumlarda ahkam kesen herbokologları gördükçe, sanki başka ülkede yaşar gibi burada yandaşlık etmeye kalkan zavallıları okuyunca sinir olmamak elde değil. Nerdeyse iki yıldır TC ekonomik krizde; ne yönetim, ne de ballı yap işlet devretçi yandaş şirketler ödemelerini sabitlemekten söz etmiyorlar. Geçilmeyen köprü ve oto yollar, uçulmayan hava alanları, yeterli hasta sayısına ulaşılamayan kent hastaneleri için GARANTİ ÜCRETLERİ DOLAR OLARAK ÖDEMEYİ sürdürüyoruz. Maaşını, alışverişini dolarla mı yapıyorsun diye aklı sıra dalga geçen geri zekalılarla aynı havayı soluyor olmak adeta işkence…

    • Bulgar ve Yunan vatandaşlarının alışveriş için akın ettiği Edirne’de, şimdi de konut talebi başladı. Bulgar ve Yunan vatandaşlarının alışveriş için akın ettiği Edirne’de, şimdi de konut talebi başladı. Kentte gelen Bulgarlar, köy evi isterken Yunanlılar ise apartman dairesi istiyor. Filistinli Araplar ağlaşadursun; ataları topraklarını bu şekilde satmıştı onyıllar önce.

    • sen nerede yaşıyon hemşerim. madem bu kadar akıllıydın neden bir emekli maaşına talim ediyorsun. bir şeyler üretseydin. bak bunca zengin var. hadi bu hükümet dönemine yolsuz hırsız vesaire diyon, bundan önce zengin olmuş bir sürü insan var. onlar gibi çalışıp üretip kendi ekonomik şartlarını iyileştirseydin. neyse uzun lafın kısası bekara karı boşamak kolaydır, aslı yok yaylasında zengin olmak anlık bir iştir.

  4. Sayın yazarın “İki hafta önce enflasyonun yüzde 21.31 ile bir kez daha ‘tarihi rekor’ kırdığının TÜİK tarafından ilan edildiğini de unutmayalım.”
    ifadesinde geçen bu ‘tarihi rekor’ iddiası tam olarak tarihimizin hangi dönemini kapsıyordur, bir bilen var mı acaba?
    Yani akp tarihinin mi, cumhuriyet tarihinin mi, osmanlı mı, hangisinin tarihi?
    Çillerin yadigarı güzelim 95 krizi veya ecevitin 2001 krizindeki enflasyon oranı ne kadardı bilen hatırlayan var mı?

  5. 4500 Fabrika yapim halindeymis, insallah dogrudur mu diyelim?
    Ben sahsen asli yok yaylasinda 4500 fabrikam var demeyi tercih ederim.
    Yapilan alintilardaki uydurma rakamlar F.Koru beyin vermek istedigi mesaji adeta olduruyor.

  6. İstiklal savaşımızda atalarımız bu memleketi kurtarmak için at bokundan arpa taneleri arayarak .bulursa yiyerek bu ülkeyi bizlere bıraktı .. bakıyorumda bugünkü nesil… gençlik o devirde olsaydı acaba hangi ülkenin teaaları olrduk … ATATÜRK ÜN ASKERLERİYİZ DİYENLER ACABA O DEVİRDE YAŞASAYDILAR ATATAÜRK ün ASKERLERİ OLABİLİRLER MİYDİ ..

  7. Bu günler daha güzel günler dövizin böyle yükselmesinin sonucu 2 ay sonra ortaya çıkacak.

  8. uzun zaman iktidarda kalabilmenin bir meziyet olduğunu kabul etmek gerekir.
    ortanın altı sınıf bir ailede muhafazakar bir çevrede yaşamış bir erdoğanın hatip özelliği ile gönüllerle bağ kurması onu şimdi olduğu yere taşıdı ve uzun yıllar kalmasını sağladı.
    muhafazakarların geçirmekte olduğu, ezildikleri, haklarının elinden alındığı dönem uygun bir zemin hazırladı. batının siyasal islamı parlatma politikalarıyla örtüştüğü bir döneme denk gelmesi de olmazsa olmazdı.
    fon tamamdı, zemin hazırdı. figür uygundu.
    20 yılın resmi ortada zaten.
    önce bir refah dönemi yaşadık.
    balık avlamak için oltaya yem takmak gerekir. yoksa balık ta olsa gelmez değil mi?
    cumhuriyet tarihimizin tüm mal varlıkları satıldı.
    tohum yasası geldi.
    tarımın, hayvancılığın durumu ortada…
    yargının, ekonominin, eğitimin içler acısı halleri ortada.
    dünyada dolaşıma sokulan bol paradan bize de bol bol geldi. biz de o paraları dünyanın gideceği yön olan teknoloji yerine israfa harcadık inşaat anladığımız bir dildi, rantı boldu.
    dünyanın geleceği büyük ölçüde uçan arabalar olacak ama biz bütün parayı dolarlarımızı tüketmek pahasına dolar karşılığı küçük bir zümrenin yaptığı beton yollara köprülere binalara gömdük ve yıllarca da ödeyeceğiz. bu yatırımlar zarar ediyor daha çok etmeye devam edecekler. dünyanın görmediği kamu harcamalarını yaptık. alnı secdeye gelen yöneticilerimiz en zengin ülkelerin bile alamadığı lüks arabaları katar katar aldılar, binemediği uçaklara teker teker bile bindiler, yapamadığı harcamaları kat kat yaptılar. oturdukları saraylara teknoloji üretebilen devletlerin yöneticileri bile oturamadılar.
    uzun zaman tahtını koruyan iktidarlar kendi proleteryasını oluşturur.
    parti ve devlet birbirine bürünür.
    sonra düşüş kaçınılmaz olur, olan da budur.
    zenginleşen yöneticiler, fakirleşen halk.
    birini sevmenin, inanmanın bir bedeli her zaman vardır.

    ekonomi düzelecek-miş.
    nasıl?
    dolar 3 tl idi 4 oldu, 5 oldu, düzelemedi.
    6 oldu, 7 oldu, 8 oldu…
    7 oldu, biraz düzelme oldu.
    merkez bankası başkanlığına getirilen naci ağbal sıkı politikalarla doları düşürmeye başladı, direnç kırılmak üzere iken görevden alındı.
    (burayı iyi anlamak lazım
    işlerin bu iktidar varken neden düzelmeyeceğini anlamak açısından önemli çünkü)
    madem ekonomi düzelecek ki dolar en önemli parametrelerimizden biridir neden bu sırada düzelmedi, 8 tl iken neden düzelmedi,
    9 tl olunca…
    10 tl olunca…
    neden düzelmedi?
    11 oldu, 12 oldu, 13 oldu, 14 oldu, 15 oldu, 16 oldu…
    20 tl ye yürüyor.
    bizim gibi ülkelerde kur artışı demek, enflasyon demek, işsizlik demek, fakirlik demek…
    insanlar bugün ekmek almakta zorlanıyorlar, işsizlik dünya rekorlarını kırıyor, paranın değer kaybı bütün zamanların rekorlarını kırıyor, enflasyonda en büyük kırılmayı yaşayan ülkelerin başında geliyoruz, bütün parametrelerde tepe taklak gidiyoruz, kara para aklama ve uyuşturucu trafiğinde dünyada hakkımızda inanılamayacak haberler çıkıyor, gri listeye alınıyoruz, neredeyse hiç bir dost ülkemiz kalmıyor…

    bütün bunlar olurken durumu düzeltemeyenlerin şimdi düzeltebileceğine kim inanır?
    insanlar bu kadar ağır sıkıntılar yaşarken hangi israftan vaz geçilmiş,
    hangi anlaşma revize edilmiş,
    hangi haksızlık düzeltilmiş?
    bu dönemde zengin olanların yani zengin edilenlerin pek çoğunun hem mal varlıklarını hem de paralarını yurt dışına taşıdıkları her gün basında yazılıp, çiziliyor…
    şimdi asgari ücrete yapılan hayat standartını düzeltmeye bile yaramayacak olan bir artışın işleri düzelteceğine inanmamı kim bekliyor?
    benim tezim şöyle,
    ülkeyi bu duruma getirenler, iktidarda kaldığı sürece
    bırakın düzelmeyi işler çok daha kötüye gidecektir.
    bunlar iyi günlerimiz.

    • Araştırmadan , okumadan bilgi sahibi olmak mümkün değildir. Ancak zan edilir ki kişi kendini kandırır.
      ilk olarak hayvancılık ve tarım ile başlayalım .
      https://www.bilgiustam.com/turkiyede-hayvancilik/ Bir zahmet okursan 25 milyon koyun , 10 miyon civarında sığır , 6.5 milyon civarında keçi varlığı ile Türkiye nin dünya da önemli bir yere sahip olduğunu ve bunun son yirmi yılda önemli mesafe kat ettiğini , bunun da devletin verdiği teşvikler ile yapıldığını ögrenebilirsin. Tarım 2020 de 129 milyon ton üretim ile tarihi rekor kırdı. Bunun 20 milyon tonu buğday. 33 milyon ton un yapma kapasitemiz var . Yurt dışından da ithal edip hem ara mamul hem mamul ihraç ediyoruz..
      Beton yığınlarına harcanan para 500 den fazla baraja harcanan para. Adliye binaları , okullar ve hastahaneler çift yollar daki köprüler tüneller. Trafik kazalarının ekonomiye ne kadar yük getirdiğine dair bilgin yok ise ne diyeyim. Sadece Yusufeli baraji inşaatına günde 10 bin ton çimento dökülüyordu. 20 tonluk 500 kamyon idi ki bu kamyonları da Türkiye de üretiyoruz.
      İstanbul deprem bölgesi kentsel dönüşüm şart diye bas bağır , sonra da paralar betona yatırıldı de . Oh ne ala !
      Barajlar sebebiyle akarsulardan , göllere giden sular azaldı. Göller küçülüyor hatta yok oluyor. olmasın değil mi hiç gitmediğin göl orada dursun. Millet aç kalsın. Konya ovasında ki 600 olan obruk sayısı 2000 e çıktı. Bunu da bir bedel bileceksin.. Tohumculuk da dünya da çok iyi seviyedeyiz . % 90 yerli tohum kullandığımız gibi ihraç da ediyoruz. https://kriterdergi.com/dosya-insani-guvenlik/turkiyede-tohum-ve-tohumculuk-uzerine
      Son bir yılda , Covid olmasına rağmen sigortalı çalışan sayısı 1 milyon kişi arttı.
      Teknolojiye de yatırıldı paralar. Dünya da IHA , SIHA yapabilen 6-7 ülkeden biriyiz..Dünya da sadece 19 ülke de hızlı tren ulaşımı olduğunu nereden bileceksin !
      Aselsan , Aspilsan , Havelsan, Roketsan , Tusaş , Tülomsaş bu şirketleri daha önce hiç duydun mu ? ne iş yaparlar ? Dünya sıralamasında yerleri ne biliyormusun ?
      Önce sorunu doğru tespit edeceksin. Sorun bu güzel işleri yapmak için paramız yoktu. Borç aldık . A baktık ki kimse ödeme niyetinde değil . O zaman Reis de eline sopayı aldı..
      Didem hnm , Amerika dan gazel okuma gel de bu mücadeleye katkıda bulun.
      Fuar ziyaretine Almanya ya gittiğimde 60 yaşında kadın metroda bilet kontrolu yapar iken yanıma geldi..Fuar alanının otoparkında aynı yaşta kadın yağan yağmurun altında bilet kesiyordu. Bir arkadaşın eşi evde oturuyor diye ,Alman sosyal güvenlik kurumu böyle olmaz. Sağlık hizmeti alacaksan çalışacaksın. mesleğin yoksa temizlige gideceksin diyip sosyal yardımını kesti.

      • araştırıp okuduğunuz haliniz bu mu?
        %90 yerli tohum kullandığımızı sanan birine ne anlatılabilir ki?
        tuike bakıp enflasyon da % 21 dersiniz şimdi.
        a habere bakıp
        uçuyoruz,
        kaçıyoruz,
        sınırlarımızı aşıyoruz.
        aya koloni kuracağız,
        kim tutar bizi falan da dersiniz di mi (●’◡’●)
        kusura bakma ama bu rakamlarla ciddiye alınacak bir tarafınız kalmadı.
        ben abd de isem,
        siz de mars kolonisinde olmalısınız(◠‿◠)

        • Didem hanım yukarda almancı arkadaş okuyup araştırıp yazmış değerli görüşlerini baksanıza;
          sizin insani yardım kuruluşu imf ile dünya bankasının aynı kurum olduğunu söylüyor kendisi, iyi mi?

          • zaten ne kadar çok abuk subuk yorum var görüyorsun,
            bir de sen saçmalama istersen.
            sinan operasını dinledin mi?
            beğendin mi?
            ondan bahset.

      • Ahmet bey başka alanları bilmem ama tarım bu ülkede cumhuriyet tarihinin en kötü dönemine girdi o da şimdilik. Sadece bir örnek yeter.
        Geçen yıl yüz TL olan gübre, an itibariyle beş yüz yirmi beş TÜRK LİRASI.
        Ama TUİK sorarsan yıllık artış yüzde elli
        Buradan çiftçilerimize bir önerim olacak gübre alacakları zaman TUİK’e sipariş verebilirler bu fiyata başka hiç bir yerde bulamazlar. Saygılar

      • unutmuşsunuz hatırlatayım.aya da dört şeritli otoban yaptık.
        komşu kapısı gibi gidip geliyoruz.
        biz aya gidiyoruz.komşularımızda ceplerindeki eurolarla ezcanelerde ilaç market ve pazarlarımızda gıda ürünü bırakmadılar.
        yabancılar için cennet haline gelen bu ülkeyi niye kıskanmasınlar.
        sizlerde şehrazatın şehriyara anlattığı binbirgece masallarını yorum diye yazıyorsunuz.
        o masallarda bile az da olsa gerçeklik payı var ama sizinkiler de o kadar yok.
        deveye demişler ki neden boynun eğri o da nerem doğru ki demiş.
        ekonomi benden sorulur benim uzmanlığım ekonomi diyenlerin ülkesinde
        bankalar merkez bankasından %14 aldıkları parayı hiç yorulmadan hazineye %22 ye sattılar.
        neydi faiz sebep enflasyon sonuçtu ama faiz düştü enflasyon uçtu.
        ne demişler;
        Celladına aşık olmuşsa bir millet,
        İster ezan, ister çan dinlet.
        İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet,
        Müstehaktır ona her türlü zillet

  9. BİDEN BİDEN

    İlk duyduğumda bu iş bitti demiştim. Ak parti dahil kimse ciddiye almadı. Orta boy bir şirketi bile Türkiye ekonomisinden büyük abd başkanı muhalefeti destekleyip Tayyip Erdoğan i indireceğim deyince bu ciddi bir tehlikedir. Maaşımız dolar bazında eridikten sonra Türkiyede ki dolar hariç varlıklara yatırım yapabileceğimiz borsa da çöktü. Ekonomik savaşta kaleler bir bir düşüyor. Kılışdaroğlu ekibi atandıkları göreve geliyor. Keşke ortaklarını arayıp, biz artık seçimi kazanırız bu millete daha fazla zarar vermenize gerek yok deseler.

    • bu durumda neden muhalefet yerine iktidar
      geçmiş ortaklarını arayıp
      “biz bu ülkeyi 20 yıldır sizin saldırılarınızdan korumadık/koruyamadık, korumuyoruz/koruyamıyoruz, korumayacağız/koruyamayacağız, bütün kalelerin tek tek çökmesine engel olmadık/olamadık, seçimi de kaybedeceğimizi anladık bu millete daha fazla zarar vermenize gerek yok
      demiyorlar?
      hem kuru hem faizi neden yükseltiyorlar???

      bu dıj güçler üzerine özel bir yorum yazacağım, belki bugün, belki yarın.

      • Dıjjjjj Güjjjjler
        Trump Türkiyenin ekonomisini mahvettim, gene mahvedeceğim dedi, Biden muhalefeti destekleyip Tayyip Erdoğan i indireceğiz dedi. Onlara bile inanmıyorsanız kime inanacaksınız. İktidarın ne dediğini dinleseler zaten bu hale gelmezdik. Her şirket Türkiye’de ki durumu önce buradaki ortaklarına sorar. Bu iş muhalefete düşüyor yani?

        • Trump Türkiyenin ekonomisini mahvettim, gene mahvedeceğim dedi, Biden muhalefeti destekleyip Tayyip Erdoğan i indireceğiz dedi.
          yani,
          birilerinin ekonominizi mahvedeceğim deyip mahvedebildiği,
          birilerinin falanı indireceğim deyip indirebildiği bir ülke olduğumuz gerçeğinin altını çizmişsin, 20 yıldır ülkeyi muhalefet yönetiyor sanırsın…

  10. Geliyor gelmekte olan. Her Kemal’in biri zevali var. Değişim başladı mı önünde durmak aptalliktan başka birşey değil. Rahmetli Sultan Hamid keşke değişimi görüp önünde durmasaydı kendini de ülkeyi de felakete atmazdı.

  11. Sayın Koru ,
    iktidar cenahının beklentisini yazmışsınız. Ancak darphane matbaasının ek mesai yapmasına gerek yok..Zira reel sektör fiktif kar sebebiyle kazanmadığı paranın vergisini ödeyecek. Servet vergisi diyebiliriz buna. Tüketici de artan fiyatlar sebebiyle kdv ve Ötv gelirinde artışa sebep olacak. Hazine de para sıkıntısı olmayacak. Toplum olarak edindiğimiz bugünkü refahın bedelini ödeyeceğiz 2022 de. 20 yıl önceki adliyeler ve hastahaneler ile bugünküleri bir göz önüne getirin. Bunlar refahın yansımalarıdır. 2018 de kur patlatıldıktan sonra ki dönemde bu günlerin yaşanmasına müsade etmeyen maliyeden sorumlu olanlar yerlerini başkalarına bırakmak zorunda kaldı. Millet olarak tefecilerin eline düştüğümüzün farkına varmadık ama Sayın Cumhurbaşkanı bunun farkında ve yıllık 30 milyar dolara ulaşan faiz ödemesinden kurtulmak için bizi sopayla terbiye ediyor. Vadesine bir yıldan az kalmış 170 milyar dolar kısa vadeli borç ödememiz var. Bu para nereden bulunacak ? İhracatı arttırmaktan başka çare var mı ? Anlı şanlı sanayici çıkıp yüksek kurun ihracatı arttırdığına inanmadığını söylüyor. Ama rakamlar öyle demiyor..Bugün İstanbul da Afrika ülkelerinin devlet başkanlarını topladık. üçüncüsü bu. Bunu Çin yıllardır yapıyor. Çin mi yakın Afrika ya biz mi ?
    Bir çalışanımın babası 10 yıĺ önce aşçı olarak gittiği Batı Afrika ülkesinde yeni Afrikalı eşi ile açtığı butik işletmesinde sattığı malları Türkiye den tedarik ediyor ve bunu da THY kargo ile taşıyor. ( Freud bu yönü ile haklıdır. Cinsellik insan davranışlarında etkendir.)
    Bir tarihte Belçika lı bir kobi sahibi ile karşılaştım. Bu tezgah bana babamdan kaldı. O na da dedem bırakmış. Eşim firmada ben de Güney Afrika dan , Güney doğu Asya ya dünyayı gezip müşterilerime mal satıyorum. Ömrüm uçaklarda , otellerde geçiyor. iki kızım kendi hayallerinin peşinde koşuyor. Sana satayım emekli olayım demişti de kabul etmemiştim.zira istediği 1 milyon doları verecek param yoktu. O adam öldü. Kızları firmayı rakip bir firmaya sattı. Aldıkları parayı da harcayıp bitirdiler. Hazıra dağ dayanmaz demişler.
    Tarih tekerrür den ibaret . Cumhuriyeti kuranlar borçlanmadan korkmuş ve olan borcu ödemenin derdine düşmüşlerdi de ,bundan bizar olan halk demokrat partiyi iktidara getirmişti. Dünya konjonktüründe ki değişimler , dünya bankasının kurulması gibi borçlanmaya imkan tanımıştı. Kalkınma hamlesi başlamıştı. Ancak seneler hızla geçip alınan borçların ödeme vadesi geldiğinde 1958 de devaülasyon yapılmıştı. 2.80 den 9 TL çıkan kur sebebiyle fakirleştiğini düşünen halk kağıda kaleme sarılıp askere mektup yazmaya başlamıştı. Alın bu hırsızları başımızdan derken kendilerinin de o işin içinde olduğunu görmek istemiyorlardı. O yıllarda Çukurova dan yapılan pamuk ihracatı sebebiyle gelen paralar ile Amerikan arabaları ile dolup taşmıştı Adana sokakları. Sonra 70 li yıllar da dolmuş taksi olmuştu onlar..
    Deve diken yer biliyormusunuz ? Ağzı kan içinde kalsa da yemeye devam eder..Zira ,çölde yiyecek başka bir şey yoktur. Mesele hayatta kalma meselesi olunca , rahatımızdan feragat etmek gerekir.

    • artık halkın mektup yazacağı bir asker yok. Erdoğan’ın atadığı generaller var artık. Ahmet bey bakın, Semih Tufan Gülaltay size sesleniyor:))

      Watch “CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, EKREM İMAMOĞLU,SÜLEYMAN SOYLU,M.İ.T. İSTİHBARAT RAPORU NE DİYOR?” on YouTube
      https://youtu.be/8CUHgfcbqxc

  12. FİLİSTİN YETMEZ İSE, UKRAYNA VERELİM.
    Bazı yerlerde ne kadar sıkıntı var ise Filistin’e o kadar kallavi hareket olurdu.
    Demek ki, çok daha büyük sıkıntı var ki, daha büyük bölgesel bir sorun piyasaya sürülüyor.
    Bu cambaza da bakmamak için kör olmak gerekir.

  13. Adınızı anmak yerine sizin için “Geçenlerde yazar “Ya herrü ya merrü mü?” diye sordu.” ile ilerleyen yazısının sonunu, “Yazıyı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2019 yılındaki şu sözleriyle bitireyim: “Türkiye’nin ekonomik gerçeklerine uygun, insanlarımızın ve ülkemizin ekonomik ilişkilerini emniyete alan, yeni ve adil bir kambiyo rejiminin üstünde mutlaka çalışılmalı, tek yanlı bağımlılıktan kurtulmak için kollar sıvanmalıdır.” diye bağlamış. Bu sanırım sizin aşağıya alıntıladığım sorunuza cevap teşkil eder nitelikte Sn. Koru.

    Sorunuz; “Acaba yeni sisteme geçilmesini sağlayarak ülkeyi tek başına yönetme yetkisini eline alırken AK Parti’nin liderliğini bir başkasına bıraksa, Türkiye siyaseti nasıl bir hal alırdı? Onun yerine kendi çevresinden kim gelirse gelsin, AK Parti iktidardaki varlığını şu son birkaç yıl boyunca sürdürebilir miydi?”.

    Sorunuza vereceğim kendi cevabımı açarak belirtmem gerekirse, sizin de defaatle sorduğunuz “Erdoğan tam vazgeçmişken ne oldu da Bahçeli ‘Getirin yasa değişikliğini Başkanlık sistemine geçelim’ minvalindeki sözünden de anlaşılacağı üzere, Erdoğan, ne sistem değişikliğini tek başına sağladı ve ne de ülkeyi tek başına -Bahçeli ve akıl hocaları! olmadan- yönetiyor durumdadır. Bakınız, yazısında adınızı anmadığı için aynı yolla mukabelede bulunduğunuz “görev tanımları “Her fırsatta AK Parti’yi övmek” olan yazar, uygulanmasına yaklaşmakta olduğumuz “Kontrollü Kambiyo Rejimi”ni taa 2019’da Bahçeli’nin ağzından iletiyor.

    Asgari ücrete yapılan zamla beraber diğer emekli ve ücretlilerin de bir maaş zammına muhatap olacakları belli. Yükü de bütçeden karşılanacak deniyor. Başka da nereden olabilir ki? Bütçenin yükü kimin sırtında? Tabi ki milletin…

    Halka, akaryakıt ve enerji başta olmak üzere A’dan Z’ye zam yağmuru ve yüksek enflasyon olarak dönecek, fiyatı aran ürünlerden alınan dolaylı vergilerin de oransal olarak artacağını göz önünde bulundurduğumuzda kısa zaman diliminde asgari ücret ve diğer maaşlara yapılan zamlar erimiş olacak, alım gücü belkide öncesinden daha aza tekabül edecek. Geçici psikolojik bir rahatlama.

    Kontrollü Kambiyo Rejimi ile 80’lerde olan olacak galiba; döviz -yabancı para- bulundurmak, alım satımını yapmak yasak hale gelecek, yurtdışı işlemler gereği belki sınırlı miktarda bazı ellerde olacak. Bu böyle olunca o dönemlere ait benzeri uygulamalar ile de karşılaşılacağı su götürmez bir gerçek.

    Böyle giderse adına bazen Çin modeli bazen de yeni Türk modeli denen yeni ekonomik model, galiba bir “Kapalı Ekonomik Sistem” olarak gerçekleşecek. Sadece ekonomi değil tabi, bir çok alanda kapanacak gibi olacağımız ihtimal dahilinde. Belki, Çin’den de öte bir Kuzey Kore’ ye evrilir ülkemiz. (HafizanAllah)

    Perinçek’e gün doğdu. Bahçeli ile beraber, kol kola Uzakdoğu’dan Türki Cumhuriyetleri çevrelemiş olurlar böylece.

    “Acaba yeni sisteme geçilmesini sağlayarak ülkeyi tek başına yönetme yetkisini eline alırken…” ?!

    Evet; o artık tek başına…

    Yola çıktıkları arkadaşlarından hiç kimse yok yanında, yanı başında.

    Tek başına…

    Yolda edindiği arkadaşlarının yanında…

    Yapa yalnız.

    Bazen düşünmüyor da değilim: Neredeeen nereye; ‘Siyasal İslam’dan Komünizme mi’ diye?

    Ama bu puzzle de Bahçeli’yi yerine bir türlü oturtamıyorum.

    • Hasan “Bazen düşünmüyor da değilim: Neredeeen nereye; ‘Siyasal İslam’dan Komünizme mi’ diye?

      Ama bu puzzle de Bahçeli’yi yerine bir türlü oturtamıyorum.”

      Geniş düşün anlarsın!

      “Milli komünizmin” ne zararını gördün de şimdiden veryansın ediyorsun?

      Ha gayret!

  14. Doğrusu bu günkü yazının asıl amacını tam olarak anlayamadım ; bu bir kinaye mi acaba !
    Yani bu olup bitenler siyasi zeka ürünü mü yoksa siyasi ihtiras mı ; doğru olan ihtiras değil mi ! Tabii ki ihtirasın arkasında da haliyle zeka ve kurnazlık vardır , olabilir , o ayrı , burada esas konu olan siyasi ihtirastır .
    O köşe yazarlarının çizdiği tozpembe tablonun öbür yanında da hem dış , hem dolar bazındaki iç borçlar ve de dolara endeksli hazine garantili ödemeler ne oldu , nereye fırladı , tutana aşkolsun !
    Bu yapılanlar tam olarak pire için yorgan yakmaktır , başka bir şey değil!
    Fehmi Beyin de bunları atlaması veya unutması mümkün değil ?Ama yok işte !
    Velhasıl kelam ; kamyonun freni patladı , sağa sola çarpa çarpa yokuş aşağı uçuyor , akıbet uçuruma mı yuvarlanır , bir duvara mı toslar, benzin deposu patlar , yanar mı , oralar hiç belli değil !
    Allahtan bir mucize beklemekten başka çaremiz yok !

  15. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha seçim kazanması imkansız ötesi bir şey.Tamam bir iki sefer halkı kandırarak geçmişteki güzel işler hatırına halkımızda kendisine bir şans daha verdi.Fakat halk sonradan gördü ki o güzel işleri başkaları yapmış.O güzel işleri yapanlarda şimdi Erdoğan’a rakip.Birde Türkiye’de en son yapılan seçim İstanbul seçimidir.İstanbul seçimleri Erdoğan’ın kimyasını bozdu,aynı zamanda bir başlangıç oldu.Zaten çöküşün başlangıcı olan o tarihten beridir,gidiyor gitmekte olan.

    • “Birde Türkiye’de en son yapılan seçim” budur:

      “Güney Beldesi Seçim Sonuçları 6 Haziran 2021
      Afyonkarahisar’ın Güney Beldesi’nde gerçekleşen ara seçim sona erdi. Kesin olmayan resmin sonuçlara göre AK Parti’nin adayı Erol Karabacak oyların yüzde 63’ünü alarak belediye başkanı oldu.”

      Hakikatmiş…

  16. Benim yazmama gerek yok. ERtroller ve akİTler ile ilgili sabık ankara akape milletvekiline kulak verelim. Pek bir dertli acaba neden?

    “Hep aynı manzara: İşler iyi iken öne geçmek için birbirini ezenler kriz zamanında ortada yoklar.

    Ne savunuyorlar ne de eleştiriyorlar

    Sabah akşam “hata yaparsan seni kılıcımızla düzeltiriz Ey Ömer” kıssası anlatanlar bunu söyleyen cami çıkışında infaz edilmiş gibi susuyorlar”@_aydinunal

  17. Dün akşam yolda giderken 13-14 yaşlarındaki çocukların dolar kaç TL olduğu ve bunun ne demek olduğu konusundaki biraz küfürlü tartışmasını ve akşam evde çocuklarımın arasındaki döviz ve küçük oğlumun kumbara mı aç avro yapacağım ne kadar eder demesinden sonra,

    Koca koca insanların 400 dolardan bugün 4253 TL= 257 dolara (aslında bugünkü maaş ile 2825 TL=171 dolar) ve muhtemelen Şubat’ta almaya başlayacakları zam ile 4253 TL’nin 200 doların altına düşecek olduğunu anlamadığını düşünmek saflık olur. Bu insanlar üç veya dört ay sonra bugünkü alım gücünden bile uzak olacaklarını da anlamışlardır. Doların alım gücündeki rolünü de fazlası ile anlamışlardır. Anlamasalardı ellerindeki en ufak birikimi una, yağa, mercimeğe (zorda olsa dövize) yatırmazlardı.
    Ufak çocukların bile doların yükselmesinin ne demek olduğunu bildiği bir ortamda, asgarî ücretin kaç dolar ettiğini ücretli hesap etmezse eşi veya çocuğu mutlaka hesap ettirir… Baba …. 400 mu büyük 200 mu diye illaki soracak, sormasa da yüzüyle ifade edecektir ..

  18. guc zeka demek degildir. fehmi bey zeka bazen gucsuz olmayi gerektirir. tarih yazildiginda anlasilacak bir meseleyi gundelik bir yorumla ve durumla anlamak imkansizdir. suan yapilanlar eger sonuc verecekse neden 3 yil once yapilmadi. simdi ucuyor olurduk. mars tan ev almis olurduk. ama simdi ekmek almak icin ugrasiyoruz.

    tarihte yer etmis ve hayirla anilan liderlerin hepsi ADALET ADALET ADALET merkezli davranmislardir.
    siyasi zeka gunu ve durumu kurtarmaya yariyor. Demirel in 28 subattaki siyasi zekasi 2 yil dayanabildiyse gerisini siz dusunun.

  19. Bir hayal kuralım.
    Yaklaşmakta olan seçim gerçekleşmiş ve Başkan Erdoğan halktan 50+1 oyu alarak yine seçilmiş olsun. Asıl o zaman uçuşu izleriz. Venezuela semalarından, Arjantin semalarına, Angoladan, gülmeyi dahi yasaklayan kuzey kore semalarına uçar dururuz.
    Millet ittifakı bileşenleri ise Zeus tarafından insanlığa ateşi armağan etti diye Kafkasya dağlarında sonsuza dek Prometeus misali cezaya çarptırılır . Onların cezası ise ömürlerinin sonuna dek siyaset dışı kalmalarına sebeb olur. Biz ölümlü seçmenlerin payına ise hergün bizleri korku ve açlıktan koruyan tanrılar katına dua edip kurban adamakla ömür tüketmek düşer. Yeter ki onların hiddeti dinsin.

    • Tarık bey tiyatro yazarlığı ve sanat eleştirmenliğinin yanısıra ne zaman mitolojiye de el atacaklar bakalım diyordum, maşallah hiç de fena olmamış, ağzınıza sağlık, herkul sitesinden inciler, ha gayret!

  20. Piyasaya sürülen bol miktarda para enflasyonu daha fazla arttıracaktır.
    Marketlerdeki fiyatlar her gün artarak değişiyor. Daha bir ay kadar önce 2.90 liraya satılan 5 litrelik su, 4 gün önce 3.75 lira dün ise 4.5 lira olmuştu. Bunlar ucuz sular idi. Meşhur marka sular çok daha pahalılaşmış.

    • Bence yanılıyorsun, bu ülkede yüz de yüz zam gelmeyen ürün kaldımı hayır, enflasyon kaç, yüzde 21, demekki ülke de hangi gelişme olursa olsun enflasyon kolay kolay artmaz, sebeb ne? Çünkü TÜİK Var,

Yoruma kapalı.