YSK üyeleri kendilerini hukukla sınırlı tutacak olurlarsa seçim ilginç bir hal alabilir

42
Reklam

Bugünkü gazetelerde cumhurbaşkanlığı seçiminde yarışacak adaylarla ilgili haberlerin başlıklarına göz atalım:

“100 bin imza maratonu sona erdi! Türkiye seçime 4 adayla gidiyor.” (Karar)

“YSK’da 100 bin imza maratonu tamamlandı… Türkiye seçime 4 adayla gidiyor.” (Hürriyet)

“İmza maratonu sona erdi, aday listesi kesinleşti.” (Cumhuriyet)

Farklı üç gazetede birbirinden farksız ifadelerle yansıtılan aynı haber. 

Oysa cumhurbaşkanlığı seçiminde kimlerin adaylık yarışına katılacağı konusunda henüz kesinleşen bir durum yok. Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Meclis’te grubu bulunan partilerden aday olarak iki ismin kendilerine bildirildiğini, bir de 100 bin imza toplayarak aday olmaya çalışanlardan iki ismin bunu başardığını duyurmuş oldu.

Malumun ilamı demek oluyor YSK’dan yapılan açıklama.

Henüz kesinleşen bir şey yok adaylık konusunda.

Reklam

Adaylara itirazlar da kendilerine ulaştı, YSK onları değerlendirecek.

İYİ Parti, YSK’ya, Cumhur İttifakı partilerinin gösterdiği adayın –Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın- daha önce iki kez seçildiği, dolayısıyla anayasanın “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyen 101. maddesi sebebiyle aday olamayacağı itirazında bulundu.

YSK üyeleri bu itirazı henüz ele alıp görüşmediler.

Gazeteler, önceki gün de, aynı haberi “Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Cumhur İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylık başvurusunu kabul etti” biçiminde duyurmuş, ben de her şeyin olup bittiği kanaatine kapılarak burada şaşkınlığımı şu paragrafa taşımıştım:

YSK’nın iki kez -2014 ve 2018’de- halk oyuyla cumhurbaşkanı seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasını kabulü sonrasında şaşırmadım dersem yalan söylemiş olurum. Bilgilerimin doğruluğunu sınamak için araştırdım: Erdoğan gerçekten de 2014 ve 2018 yıllarında yapılan seçimlere katılmış ve iki kez cumhurbaşkanı seçilmiş. Anayasa’da da (m. 101) “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” cümlesi hala yerinde duruyor, madde değişmemiş. Şaşkınlığım hâlâ devam ediyor.”

Neyse, anlaşılan YSK üyelerine -şimdilik ve erken- haksızlık etmişim. Şaşırmak veya şaşırmamak için nihai kararı beklemem gerekiyor.

Meslek hayatlarının zirvesinde bulunan hukukçulardan oluşan kurul üyelerinin, anayasanın ilgili maddesi önlerinde dururken, maddeyi tevil ederek farklı bir karara varmayacakları görüşümü ilk günden bu yana korudum. Hâlâ aynı görüşteyim.  

Azınlıkta kaldığımın da farkındayım.

Reklam

Muhalefet partileri sözcüleri itirazlarını sürekli dile getirseler bile sanki YSK’dan farklı bir karar çıkacakmış beklentisi içerisinde bulunduklarını belli etmekteler.

Rakip ittifakın aday olarak belirlediği Kemal Kılıçdaroğlu “Erdoğan istiyorsa üçüncü kez aday olsun” görüşünü bile seslendirdi. Kendisine yöneltilen “Erdoğan’ın adaylığına neden ses çıkarmadınız?” sorusuna da “Diyelim ki ses çıkardık nereye gidecek? Yüksek Seçim Kurulu’na. O üyeleri atayan kim? Erdoğan. Verdiği karara kim itiraz edecek?” cevabını verdiği biliniyor Kılıçdaroğlu’nun.

Kılıçdaroğlu, kendilerini atayan Erdoğan olduğuna göre, YSK üyelerinin onun adaylığına itiraz etmeyeceğini düşünüyor.

Yanlış bir mantık bu.

Güncel bir hatırlatma: ABD’de, İsrail’de, İngiltere’de yargı mensupları sadece eski başkan ve başbakanları değil, konu önlerine geldiğinde, görevde bulunan başkan ve başbakanları da soruşturuyorlar.

Eski başkan Donald Trump (ABD), eski başbakan Boris Johnson (İngiltere) yanında yeniden başbakan olan Benjamin Netanyahu (İsrail) ve halen görevdeki başkan Joe Biden (ABD) ülkelerinde yargı önüne ya çıktılar ya da çıkmak üzereler.

YSK kararları temyiz de edilemeyen bir yargı organı; bu sebeple üyelerinin önlerine gelen konuya anayasa ile yasalar çerçevesinde yaklaşmaları beklenir.

Hakkında karar verecekleri kişinin kendilerini atayan makamın sahibi olmasının, konuya farklı yaklaşmalarını gerektirmesi herhalde düşünülemez.

Konunun hassasiyetinin ben de farkındayım elbette. Verecekleri kararın itirazın kabulü ve Cumhur İttifakı tarafından belirlenmiş ismin adaylığının iptali yönünde olması, seçimin sonucunu etkileyebilir.

Cumhur İttifakı partileri, itirazların kabul edilmeyeceğinden o kadar emin olmalılar ki, kararın iptal edilmesi halinde adaysız kalmayı bile göze almış durumdalar.

YSK “Erdoğan’ın yeniden adaylığı anayasaya aykırı” kararına varırsa Cumhur İttifakı adaysız kalacak, seçim diğer üç aday arasında geçecek.

İşe bakın siz.

Herhalde YSK’nın iptal yönünde karar almasını zorlaştırmak için böyle bir yola gidilmiş olmalı.

Ancak, YSK üyeleri önlerindeki konunun yalnızca hukuki yönüyle ilgilenmek durumundalar; kararlarının doğurabileceği sonuçlar onların değil, aylardan beri yazılıp konuşulan anayasal engel hatırlatmalarına rağmen tutumlarından vazgeçmeyen politikacıların düşünmesi gereken bir ayrıntı.

Kararın iptalden yana olması halinde seçmenlerin önünde birden fazla seçenek yine olacak.

Fizik öğretmeniyken siyasete girmiş Muharrem İnce’nin dört işlem cahili olması herhalde beklenemez. Oysa daha ilk günden seçimde ikinci tura kalacağı ve ikinci turda da kazanacağı iddiasını seslendiriyor.

Acaba hesabı, YSK’dan çıkabilecek kararın olumsuz olabileceği üzerine oturuyor olmasın?

Tayyip Erdoğan’ın iki kez cumhurbaşkanı seçildiği için anayasadaki ‘üçüncü kez aday olamaz’ engeline takılması durumunda, Muharrem İnce, Millet İttifakı adayına oy vermeyecekler için ideal adres haline gelebilir.

Dördüncü aday adayı Sinan Oğan da.

Kılıçdaroğlu, İnce ve Oğan arasında geçecek seçim bayağı ilginç olabilir.

Olur mu, olmaz mı?

Sanırım bu sorunun cevabı için fazla beklememiz gerekmeyecek. 

ΩΩΩΩ

Reklam

42 YORUMLAR

  1. Kilicdaroglu Erdogan aday olmazsa secilemeyecegini biliyor karsi gelmemesinin nedeni ondandir.

  2. Hırvatistan – Türkiye maçını seyrediyordum , golü yedikten sonra tv. nu kapattım !
    Şimdi gel de gece uykun kaçmasın !

  3. Amerika’da da iki donem siniri var. Adamlarin gerekcesi de acik. Bu “abuse of political power” a goturur diyorlar. Bu “consolidation, and even usurpation of political power” olur sonunda – diyorlar. Yani baskan iki donemden sonra heryere hakimiyet kurup, kanunlari ve kurumlari sorumsuzca kullanmaya baslar – diyorlar.
    Simdi bizimkiler bu kurali niye koyduklarini acikca soylesinler (saik ne?). Eger Amerika’daki gibiyse, Erdogan nicin bir daha seciliyor? Su kanuna gore bu kanuna gore deyip durmasinlar. Bu yaptiklari hukukun ruhuna uymuyor.
    Ama Erdogan herkesle esit degil o ayricalikli- diyorlarsa o baska.

  4. Sırf erdoğanı indirebilmek için dünyayı fesada verdiler.15 temmuz darbesi sonrası başaramayınca kovit çıkardılar..sırf erdogani devirebilmek için sanal bir enflasyon ve pahalılık yaptılar.hatta erdogan başarılı olmasın diye ukraynayı rusyaya saldırttılar.türkiye o kadar önemli bir ülke ki…dünyanın merkezi….çunki dünyaya adalet burdan dağılacak.inşallah başaramayacaklar ve en gür sadanın İslam oldugu günler yakındır…

  5. Fehmi abi ne naif bir düşünceye sahip olması gerekene inandırmak ,yasa ve kanunların gereği olacak demiş oluyor
    Son 20 ve daha geriye de bakılabilir.Bizde kararlar adalet ve hukuk kıstası değil mevcut ikdidarın buyruk ve emirlerine tabii bir yapı var.Devleti ve milleti koruduğuna inanıp meselesini tehir eden bir anlayış hakim olan taraf….
    Keşke ABD ve Avrupa da ki hukuk uygulanabilse ama malesef .

  6. Anayasada ne yazıyorsa o uygulanır. uygulamayana ne olur, Cumhur ittifakı adaysız kalırsa B planı varmıdır? ben bilemem.
    Evin ön kapısından giriliyorken bacadan girildi diye ev olmaz kafes!
    Ev evdir içindekide aile🤗.
    Muhalefettin, olursa olsun üç defadan bişey olmaz mantığı varsa eğer: “hiç aday olmayın ülkeyi yönetmeye! sizden bi cacık olmaz!”
    Benim tek bir bildiğim vardır, o da
    “YSK NE DERSE O”.

    • Mecelle’de yer alan “Ezmanın teğayyürü ile ahkâmın teğayyürü inkâr olunamaz.”, yani “Zamanın değişmesi ile bazı hukuki hükümlerin değişmesi de inkâr edilemez.” şeklinde bir prensip vardır.

  7. Merhabalar,
    Bu hususta hukukçular ikiye bölündü. CB yeniden aday olabilir diyenler ve olamaz diyenler. Onların tartışması, anayasanın 101. maddesinin “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” cümlesi üzerinedir. Evet, cümleyi köşenin yazarı ve bazı hukukçular gibi okursak, “doğru” salt anlamı ile CB aday “olamaz”.

    Ancak can alıcı soru şudur:

    Tartışılan 101. maddenin lafzı önceki 101. madde ile aynı olmasına rağmen, niçin 2017 yılında bu madde referandumunda düzenlenen 18 maddeden biri olarak halkın görüşüne sunuldu? Referandumda oylandı ve halk tarafından yeni bir anayasa maddesi olarak kabul edildi. Maksat bir kişinin 2 defadan fazla CB seçilemeyeceği ise, 101. madde niçin ikinci defa (birincisi 2007) halkoylamasının konusu oldu.

    Bu sorunun yanıtı aynı zamanda YSK’nın, vereceği karardır. Yani lafzı, önceki 101 ile aynı kalmış bu madde, yeni dönemin yeni anayasa maddesidir. Bir başka açıklama ise şudur, anayasanın bu maddeleriyle yapılan düzenleme başkanlık sistemine geçerken “Cumhurbaşkanlığı” terimi yerine “başkanlık” sistemi yazılmış olsaydı, bu gereksiz tartışmalar yapılır mıydı?

    Tartışılan soruya verilebilecek tek hukuki, mantıksal, siyasi ve dilbilimsel cevap budur.

    Kısır tartışmalarla ne yapılmak isteniyor.

    Saygılar

  8. “ORADA YASA DIŞI HİÇBİR ŞEY YOKTU.
    Çünkü orada yasa diye bir şey yoktu” G Orwell.
    Hukuka aykırılık olabilmesi için öncelikle ortada hukukun olması gerekmez mi?
    Hikâye bu ya;
    Rusya devlet başkanı, Denizcilik Bakanlığı kuran İsviçre devlet başkanına:
    –Sizde deniz mi var? Olmayan şeyin bakanlığı mı olur? deyince,
    İsviçre devlet başkanı, Rusya devlet başkanına:
    –Sizde de Adalet Bakanlığı var ya! demiş.
    Seçime nasıl gidileceği sorusuna daha doğrusu sorununa bu siteden mütemadiyen ne cevap veriyordum?
    “–Hukuka en aykırı ihtimal ne ise o şekilde gidecekler.”
    Aynen olmadı mı?
    El cevap:
    Daha hiçbir şey olmadı!
    Turpun kalını heybede.
    Kendilerine yakışır bir “jübile” yapmadan giderler mi?

    • Perinçek: “ben devlet Bahçeli’den ve MHP’den umudumu kesmem, onlardan çok umutluyum”

      CB adayı sinan oğan: “anayasa tamamen lağvedilmeştir, cumhuriyete sahip çıkmak isteyen imza vermeye koşsun” dediği gününden ertesi güne kadar bir buçuk gün içinde 80 000 imza topladı.

  9. Aslında halimiz tam Nasreddin Hocalık. Önce fıkra, sonra yorum.

    Nasreddin Hoca akşam eve dönerken ertesi gün için ciğer alır.

    Ertesi gün evin hanımının annesi ziyarete gelir. Evde annesine sunulacak iyi bir şey olmayınca hanım da ciğeri annesine pişirir. Damarlarını da kediye verir.

    Hoca akşam eve geldiğinde ciğeri sorar. Hanım ciğeri annesine pişirdiğini söylemeye çekinir. Onun yerine “Ciğeri kedi yedi’ der.

    Tabi bizim hoca kül yutmaz. Yutmaz bu numarayı. Hemen kantarı alır eline, kediyi tartar. Kedi bir okkadır. Eve aldığı ciğer de bir okkadır. Hanıma döner “Hanım ben sana 1 okka ciğer aldım. Kedi bir okka.

    “Kedi burada ise ciğer nerede? Ciğer burada ise kedi nerede?” meşhur sözünü söyler.

    Hem Anayasada hem de Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nda “BİR KİMSE EN FAZLA İKİ DEFA CUMHURBAŞKANI SEÇİLEBİLİR” deniyor. Sıradan Türkçe bilenler bunun ne anlama geldiğini kolayca anlasa da gel de bunu Ak Parti ve MHP’lilere anlat. Savunucular yetkisi değişti diye birinci dönemi sayılmaz diyorlar.

    Peki de o zaman 2014-2018 yılları arasında yapılan görev ne idi? O görevin unvanı ne idi? O görevi kim icra etti? O Cumhurbaşkanı maaşlarını kim aldı? Cumhurbaşkanı imzalarını kim attı?

    Tam bir “Kedi burada ise ciğer nerede? Ciğer burada ise kedi nerede?” hikayesi anlayacağınız.

  10. YSK kararı hakkında şöyle düşünün. Siz parnızı garantiye yatırmıştınız ve garanti bankası bbva garanti olmuş. Biz de paran yok diyorlar. Fehmi Bey tamam o zaman der miydi? Türkiyenin yeni bir sisteme geçtiğinden haberi olmayanlar, eski yetkinin başbakanda olduğu cumhurbaşkanı ile şimdi bütün yetkilerin toplandığı cumhurbaşkanını aynı sananlar yorum yazıyor. Hey Allahım.

  11. Kılıçdaroğlu, kendilerini atayan Erdoğan olduğuna göre, YSK üyelerinin onun adaylığına itiraz etmeyeceğini düşünüyor.
    Yanlış bir mantık bu.
    Henüz kesinleşen bir şey yok adaylık konusunda…
    Evet sayın yazar bir önceki yazıda 65 yaş üstü sendromundan bahsetmisti…şimdi yazıyı hakkalyakin anladım…Amenna ve saddakna….

  12. Sayın Koru,YSK’nun Erdoğan’ın adaylığını reddetmesini çok istiyor olabilir ama böyle bir şey olmayacak.
    Çünkü YSK aday olma niteliğine sahip olmayanların adaylığını müracaat aşamasında reddediyor.
    Yazarımız olmayacak duaya amin diyor.

    • Muhalefet 2018’de “Ekmek için Ekmeleddin”i aday göstermişti.
      Bu defa “Ekmek için Kemal(eddin)”
      aday oldu.Fehmi beyin gönlünde yatan arslan Abdullah Gül’dü.Sayın
      Gül’ün aday gösterilmesi için çok gayret etti (yazı yazdı) ama başarılı olamadı.Bağrına taş basarak Kılıçdaroğlu’nun adaylığına razı oldu.
      Aslında haksız da sayılmazdı.Çünkü Gül’ün kazanma şansı Kılıçdaroğlu’ndan fazla idi.

      • Bir düzeltme yapmam gerekiyor:Ekmek için Ekmeleddin sloganı 2014 seçimlerinde kullanılmıştı.2018’de Erdoğan,İnce ve Akşener yarışmıştı.

  13. Sayın Yazar, daha önce de benzer birçok yazı yazdınız. O yazılarda Ekim- Kasım 2022 erken seçim dediniz ben olmaz dedim, bu konuda YSK tecrübeli hukukçulardan müteşekkil dediniz, ben İstanbul seçimlerinin yenilenmesini örnek verdim. Hani bir hikaye var, Berlin’de hukukçular var diye, siz diyebiliyor musunuz, Ankara’da hukukçular var diye? Bu kurul itirazları kabul etmeyip, sözünü ettiğiniz 101. maddeyi başka bir madde ile bypass ederek 4 aday ile nasip olursa seçime gideceğiz.

    • Fehmi bey 2021 yılında erken seçim olacağını da yazmıştı.Yanlış hatırlıyorsam düzeltiniz.

    • Millet neyse siyaset de o dur. Siyaset neyse devlet o dur. Millet ikiye bölünmüşse siyaset de tam ortasından ikiye bölünmüş. Bu durumda devletin tek vücut iktidarın arkasında kalacağını sanmak tam bir saflık. Haliyle iktidar(devlet) da tam ortasından ikiye bölünmüş diyebiliriz.

  14. erdoğanın 3. kez seçilebilmesi için seçim kararını meclisin alması gerektiğinden söz ediyor hukukçular. sorun sadece 3. kez seçilebilir-seçilemez olmak meselesi değil.
    3. kez seçilebilmesinin şartı olarak kararı meclisin alması gerekiyordu.
    ama kararı meclis almadı.
    CB aldı.
    planlı mı?
    ysk, seçilemez kararı verirse,
    şimdi baştan beri ülkenin cidden çok sorunlu haline bakıp,
    muhalefetin kucağına bir enkaz bırakmak istemiş olabilirler diye mi düşünelim
    yoksa
    dış güçler ülkemize saldırıyor,
    türkiye bypass ediliyor,
    erdoğan mağdur,
    erdoğanı engelliyorlar,
    oyun büyük,
    ysk millete karşı,
    ysk yı abd yönetiyor,
    ysk dizayn ediliyor gibi başlıklarla hayatı, bekası, geçimi iktidara bağlı kitleleri düşünürsek, bir kaos oluşması mı isteniyor diye düşünelim,
    bu seçimin zaten kazanılamayacağını öngörüyor olduklarına göre.
    komplo teorileri bitmez bu ülkede.
    her işleri ya yarım ya yanlış, ya eksik ya hatalı ama
    mutlaka ranta dayalı.
    seçilebilir kararı gibi seçilemez kararı da bir ucube olacak.

    • H. Gayret 27 Mart 2023 At 19:26
      Didem hanım “muhalefet cephesinde demokrasi var” diyorsunuz ama bir tane bile kadın cb adayı çıkaramadılar, ne iş?

      CB yetkileri kısıtlanacak ve temsili bir makam kalacak,
      etkili ve yetkili bir kadın başbakanımız olacak.
      kadın düşmanı olarak anılmaya başlayan iktidar cephesine karşı,
      “muhalefet cephesinde demokrasi var.” diyorum,
      N’olmuş?

  15. Aynı konu karşımıza çıkınca haliyle biz de görüşlerimizi bir kere daha ama kısaca arz edebiliriz.
    YSK. nın kararlarının ; kesin olması doğrudur, devam eden bir seçimin aksaksız bir şekilde yapılması ve neticelenmesi açısından bu gereklidir .
    Ama bu YSK. nın verdiği kararlardan sorumlu olmadığı anlamına gelmez , yakasına yapışıp pek ala hesap sorulabilir, sorulması da gerekir !
    CHP.ye gelince ; ülkenin bu hale gelmesinde dolaylı olarak ve ana muhalefet olarak bu sünepe CHP. nin büyük sorumluluğu vardır, muhalefet, iktidarın yanlışlarına müdahale eder, onu engeller , bir şekilde durdurur , bunlar maaş alıp seyrediyor !
    Şu acizliğe bakın, bir ana muhalefet lideri ‘Biz YSK.ya ne yapabiliriz’ ! diyebiliyor , ne yapılacaksa onu işte sen yapacaksın , git milletvekillerinle YSK. nın etrafını sar, giriş çıkışa kapat , yeri göğü inlet, yakasına yapış bırakma , ne yaparsan yap be kardeşim ama yap !
    Bir Fransa’ya bak, bir İsrail’e bak , bir de bize bak , bak oğlu bak !

  16. muharrem ince nin %1 altinda oy alacagini dusunuyorum. oylar bloklasti. bundan dolayi secim ilk turda bitecek. onceki secimde meral aksener 100 bin imzayi 2 saatt gibi rekor bi zamanda tamamladi. oy orani %8 i civarinda oldu. muharrem ince 4 gunde tamamlayabildi. bu tevecuhhe bakilirsa sonucun ne oldugu belli. RTE karsiti cephe bloklasmis durumda. onceki secimden farkli olarak hdp destegi de var ayrica iyi parti dahada guclendi. ve ak parti den oy koparabilecek iki yeni ve bence sonraki secimlerin favorileri partiler var. ayrica sinan ogan mhp tabanindan oy alacak bir isim. cunku mhp kimligi daha agir basan bir kisilik. dogru analizler yapilirsa sonuc belli. eger bu sonuclar bu kadar kritik olmasaydi ak parti huda par ve yeniden refah ile gorusmezdi. bence asil bi sonraki secimi konusmak lazim….

  17. Benim kanaatim erdoganin girmeyecegi secimde dindar kesimden oy kullananlar blok halinde kilicdarogluna oy verir milliyetciler yan cizebilir chp yi zaten hic bir zaman sozunun eri oldugu kanaatinde degilim ezelden dindar demokrat kurt vs dusmani kesim (ozetle ergenokoncu) hemen tornistan yapar bence ama kilicdaroglu uzerine planalrini saglam yapmislarsa devam edebilirler. Gunun sonunda kemal kilicdaroglu muhafazakar dindar klasik anadolu halkina ennyakin profili cizecegi icin bence tarihi bir oyla secilir.
    Erdogan bu kararla uzerindeki diktator imajini duzeltmis yine masumluk gomlegini tazeledigi icin cok olumsuz sartlarda topal ordek olarak iktidara gelen parlmenter sistemin hukumetine altenatif olarak mesih gibi ikinci defa dirilerek cok guclu bir sekilde geri gelir iste ozaman ‘ezeli iktidar’ ‘kokune kibrit suyu dokme’ ne demek hepimiz anlariz.
    Yukardakiler siyasetten umudunu kesmis orta yasli issiz bir tc vatandasinin hayal urunudur.

    • 2007 MAYIS DOLMABAHÇE GNL KRMY.BŞKN. GÖRÜŞME. ??? DEVLET İLERİDE TEKRAR KULLANMAK ÜZERE RAFA KALDIRIR. GERİSİ MASALDAN İBARETTİR. HER MASALADA HAYALİ BİR KAHRAMAN VE HAYALİ DÜŞMAN VARDIR :)))))

  18. Seçime giden süreçte CHP cenahından yapılan bazı açıklamalar dikkat çekici. Örneğin CHP’nin bir parti meclisi üyesi TV ekranlarında; hesaplaşacağımız kitleler var” diyebiliyor, bir başka CHP milletvekili aday adayının FETÖ’cü Hakan Şükür’e twitterda ; “Az kaldı, ekmeğimize kan doğrayanlara inat, aşuremizi kaynatacağız, tadından yenmeyecek” diyerek FETÖ’ye selam çakıyor.

    PKK ve FETÖ 6’lı masayla umutlanıyor, heyecana kapılıyor. Tüm bunlar yaşanırken Cumhur İttifakı’nı destekleyeceğini açıklayan HÜDAPAR üzerinden perdeleme yapılmaya çalışarak, bu gerçeklerin enine boyuna irdelenmesi istenmiyor.

    Emperyalizmin iç cephe kuşatmasının yeni kirli planın parçası olan bu durum, aslında bir gerçeği de ortaya koyuyor.

    O gerçek; bu seçimin ABD gazetelerinde yazıldığı gibi dünyanın en önemli seçimi olduğudur.

    Dünyanın en önemli seçimidir ama ABD’nin beklentisinden farklı olarak, emperyalist kuşatmayı yarmak için, dünyanın mazlumlarına umut olmaya devam etmek için, insanlığa karşı suç olan teröre destek olan ülkelerin beklentilerini boşa çıkarmak için, Türkiye’yi denizlerden uzak tutma çabasını yok etmek için, tam bağımsız Türkiye mücadelesinde anti-emperyalist ruhu, Çanakkale ruhunu yaşatabilmek için dünyanın en önemli seçimidir.

  19. Aday olup olamayacağı önceden YSK tarafından açıklığa kavuşturulmalıydı. Böyle emrivakilere bırakılmadan. Maalesef demokrasimiz hep böyle yarım yamalak, belirsizliklere mahkum, sonuç da hep hüsran. Halbuki bir önceki seçildiğinde Erdoğan’a 13. CB olduğu yazı ile tebliğ edildi YSK tarafından. Böyle bir sıralama varsa, o zaman ikinci sefer seçildiği gayet açıktı. Şimdi üçüncü sefer aday olma şansı da yok. Ama sistemi zorlamak üzerine çalıştıkları için hep, ülke de hep sürekli zorluklara mahkum oluyor. Demokrasi böyle olmaz. Kral seçmiyoruz. Bir dönemliğine yürütme görevini belirli sınırlar içinde yapacak bir başkan seçiyoruz. Ama nedense gelenler hiç gitmeyecekmiş gibi koltuğa yapışıyorlar, yolsuzluklar da gırla. Bu yolsuzlukların hesabı sorulmadığı için de her gelen aynı yola giriyor. Artık dur demek zorundayız. Yeni gelen ekip gidenleri mutlaka yargılamalı ve hesap sormalı. Hakkımızı aramalı.

    • !!!!Bir dönemliğine yürütme görevini belirli sınırlar içinde yapacak bir başkan seçiyoruz. !!
      2014 seçimi ile 2018 seçimi arasında işlevsel açıdan çok fark var o nedenle RTE nin
      adaylığını onaylıyacağını düşünüyorum .
      Bir tarafta ( 2014 ) sembolık diğeri ( 2018 ) icracı başkan olarak seçildi.
      Son değişiklikte cumuhurbaşkanı değil başkan deseydi yine itiraz olacakmıydı ??

      • Sembolik olmadığını biliyoruz. 2015’te seçilmiş başbakanı parti içi darbe ile indirdi ve yerine emanetçisini oturttu. Başka örneğe gerek var mı?

  20. Sonuç olarak dört aday var. Genel bir değerlendirme yapacak olursak, muhalefetin onca zorlamaya karşın üç adayla çıktığı görülüyor. Ve bence 2018 seçimlerinden çok farklı bir senaryo değil. 2018’de HDP aday çıkarmıştı. Şimdi CHP adayını destekleyecek. En önemli fark bu. Yine 2018’de olduğu gibi karşımızda CHP adayı var.
    Bu sefer İyi Parti’nin adayı yok. Ama onun yerini de zaten Muharrem İnce dolduracak. Aslında İyi Parti kontenjanı bile İyi Parti’nin beceriksiz süreç yönetimi nedeniyle CHP adayıyla dolduruldu. Yani aslında vatandaşın gözünde iki CHP adayı var.
    Bu nedenle 2018 senaryosu tekrar edecek gibi. Zira Erdoğan’ın tabanından oy olabilecek CHP dışı bir aday sahnede olmadığı için Erdoğan’ın oy tabanı şayet sandığa yansırsa bu iş yine ilk turda Erdoğan lehine biter. Muhalefet sürpriz ya da heyecan verici bir aday çıkaramadığı ve eski adaylarla ve CHP’yle devam ettiği için seçim büyük oranda Erdoğan’ın performansıyla belirlenecek.
    Erdoğan kaybetmedikçe muhalefetin adayları kazanamayacak. Çünkü biz adayları ve partileri zaten daha önce oyladık. Ne CHP, ne İnce ne de Kılıçdaroğlu seçenek olmadıklarını göstermişti. Erdoğan’a eli gitmeyen, muhalefete vermeye devam edecek. Muhalefete eli gitmeyen, Erdoğan’a vermeye devam edecek. Bu denge bozulmamış gibi görünüyor.
    İnce ve Kılıçdaroğlu’nun beraber aday olmasının tek doğrudan sonucu var. Bu hâliyle muhalefetin ilk turda kazanma şansı bitmiştir. İnce öyle ya da böyle yüzde 4-5 civarında bir oy alacak olursa bile ilk tur hayali yalan olur. Bu şartlarda ikinci tur için bile İnce seçmenlerinin Kılıçdaroğlu’na topyekûn oy vermesini beklemek doğru olmaz.
    İnce’ye oy verenler, zaten Kılıçdaroğlu’na oy vermek istemediği için Akşener’e oy verenlerdi. Şimdi Akşener yok, İnce’ye oy veriyorlar. Belki de ikinci turda hiç sandığa gitmeyecekler. Siz hangi düzeneği kurarsanız kurun seçmen bir yandan bir yana cıva gibi geçerek kendi bildiğini okumaya devam ediyor.

    • MTTB’de 80 öncesi Akıncılar teşkilatını yeniden hayata geçiriyoruz diyerek kuruluş manifestosu yayınlamışlar. Açılanalım yapıldığı toplantıya Hüda-Par’ın genel başkanı da katılmış.

      Bu aralar teşkilatlanan teşkilatlanana. Seçmen de “civa gibi” maşallah “ bir yerden hemen başka bir yere geçmek” için hiç zorlanmıyor. Milletçe fırıldak olmuşuz galiba:))

      Milletin çok da umudundaydı kimin ne planladığı!

  21. CHP ve yancıları, Muharrem İnce’ye alenen, açıkça saldırıyorlar, hakaret ediyorlar. Hatta onu tehdit ediyorlar.
    Muharrem İnce’den nasıl da korkuyorlar farkında mısınız…? Ses ve görüntü kayıtları sızdırıyorlar, ardından herkes bunları duysun, bilsin diye kendileri köpürtüyorlar, bu şekilde Muharrem İnce’yi yıpratmaya gayret ediyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tek adam diye eleştirenlerin, Allah korusun, ellerine fırsat geçerse ne kadar korkunç bir zalimler topluluğuna dönüştüklerini seyrediyoruz. CHP ve yancılarının, çokseslilik, demokrasi, hoşgörü ve başka taktıkları bütün maskeler düştü.
    Baksanıza; solcu diye bildiğimiz sözde sanatçı, gazeteci, akademisyen bir çok kişi, Muharrem İnce aday olacak diye adamı neredeyse öldürecekler…! Demokrasi ve çok seslilik, CHP ve yancılarının işine geliyorsa var.
    Üstelik bu korkunç zulmü kendileri gibi solcu olanlara yapıyorlar…

    • Muharrem İnce daha beş yıl önce CHP’nin cumhurbaşkanı adayıydı. Bugün kendisine küfür edenlerin tamamı o tarihte onu yere göğe sığdıramıyordu. Ezkaza seçilseydi, kendi ifadeleriyle “yalancı, iftiracı, kara çalan bir proje”ye ülke teslim edilecekti. Seçilemeyince kirli bir mendil gibi fırlatıp attılar. Tıpkı genç göstermek için reklam afişlerinde çizgi film karakterine benzettikleri İmamoğlu’nu bir gecede Şirin Baba’dan Gargamel’e döndürdükleri gibi.

      Bir korku filminden fırlamış gibiler. Kendi mahallesindeki insanlara karşı böylesi acımasız davrananların dindar-milliyetçi kitlelere neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyorum. Gerçi CHP PM üyesi Müslim Sarı “kitlesel bir hesaplaşmanın 15 Mayıs günü başlayacağını” müjdeledi bile.

      “Cinlere, hortlaklara, devlere, acayip hayvanlara benziyirsen” diye başlayan bir şarkısı var Hüseyin Turan’ın. Acayip mahlûklar görse bunları, korkularından dillerini yutarlar.

    • Bütün sıkıntıları, Muharrem İnce’nin demokratik hakkını kullanıp, Cumhurbaşkanlığına aday olması ve yeterli imzayı toplama başarısını göstermesi. Ama bunlar hep böyle. İşlerine gelmeyen bir gelişme olduğunda sürekli aynı davranışı sergiliyorlar.

      Dün sövdükleri biri işlerine yarar bir adım atarsa, elleri patlayana kadar alkışlıyorlar. Övdükleri biri istemedikleri bir tavır sergilediğinde de sövdükçe sövüyorlar.

      Demokrasi anlayışları bu!

  22. Yazarımız bir çok insani heyecanladiracak bir yazı yazmış. Görseleri halen kaynaksız kullanıyor, ama nasıl okuyucu çekeceğini iyi biliyor.

    • Madem kaynak konusunda bu kadar hassassın, neden doğru adınla yazmıyorsun?

    • Mustafa bey siz şarapçı arkadaşın densizliğine aldırmayın, kendisi aslında korusitesinin eski ama utangaç müdavimlerindendir, görsellerle ilgili takıntısı olsa de genel olarak zararsızdır.
      Kendisine “neden doğru adınla yazmıyorsun?” yüklenmişsiniz ama o konu bildiğiniz gibi değil;
      burda daha önce “sade vatandaş” nickiyle yazıp çizen bir vatandaşın nickini göz göre göre başka bir uyanık sahiplendi, günlerce yana yakıla buralarda nickimi alan geri versin diye söylendi durdu, o gaspçıyı kaç kere uyardıksak da elemanın rumuzunu geri vermedi, en son ne oldu artık ben de hatırlamıyorum, bir ara “adamın biri” nickine kadar düşmüştü o mağdur vatandaş…
      Yani bu şarapçı veya sommelier arkadaşın telif haklarıyla ilgili hassasiyetine bakılırsa gerçek adıyla filan yorum yazmaması gayet normal yani:)

  23. Ysk yedek aday imkanı da tanımıyorsa bu seçim yatar, yani önce bir ysk kalkışması yaşanır ve ardından da acil erken genel seçim şart olur,
    o zaman da benim adayım sayın bahçelidir.
    Vaktiyle yeltsinin aym yi tank topuyla ateşaltına aldığı gibi ysk yı da dümdüz edecek helal süt emmiş bir assubay çıkarsa o başka tabii…
    Zor oyunu bozar, tavuk hep tarda sayılır:)

Yoruma kapalı.