Yeni oluşum konusunda ne biliyorsanız unutun… Yalanın da siyasette bazen hoş bir tadı olabiliyor tamam da…

31
Reklam

Şu sıralarda gazetelerde çıkan, oradan TV ekranlarına taşınan, aynı gün çok sayıda internet haber sitesi tarafından çoğaltılarak inandırıcılık kazandırılan ‘yeni oluşum’ haberleri artık herkese gına getirmiş olmalı. [Sıralamayı gazeteler ile başlattım, ama ilk başlatıcı doğrudan bir internet sitesi veya sosyal medya mesajı ile doğrudan bir trol bile olabilir. Gerçek değişmiyor.]

Değişmeyen gerçek, okuduğunuz haberlerin doğru olmadığını bilmem.

Hayır, ‘içeriden bilgilere’ sahip olduğumdan değil, bir parti kurmak üzere yola çıkanların –Ahmet Davutoğlu henüz AK Partili ve öyle de kalabilir- daha en başta kendilerine koydukları sınırlamalardan haberdar olmam ve o sınırlamalardan saptıkları konusunda kendilerinden herhangi bir yanlış işaret gelmemesi…

Sınırlamayı sizler de biliyorsunuz: Kadro hareketi olacak. Kadroda yer alanlarda iki özellik aranacak: Dürüstlük ve liyakat. Bunun için toplumda bu özelliğe sahip olduğuna inanılan her eğilimden kişilerle görüşmeler devam ediyor. Henüz kimseye “Gel” çağrısı yapılmadı, bu sebeple de “Gelmiyorum” cevabından hayli uzağız.

Medyada yer alan haberler ise bunun tam tersi.

Demirel olsa, bu tabloya bakıp “Doğmamış çocuğa don biçiyorlar” derdi.

Ölçülere benim de mütevazı bir katkım olsun

Oluşumu başlatanların henüz altını çizmedikleri bir yöne de dikkat çekmek isterim: İlk elden bilgiye değil tamamen gözleme dayanarak, “Yola böyle ilkeli çıkanlar, herhalde bunu yapmazlar” akıl yürütmesiyle vardığım bir başka özelliği daha var bu arayışın: Kuracakları parti “Biz bir zamanlar AK Parti’de ne kadar şendik” şarkısını dillere düşürecek cinsten olamaz. AK Parti 2000’li yılların özelliklerine uygun bir çıkıştı ve bugün geldiği nokta şaşırtıcı olsa bile 2000’leri bütünüyle (2023, 2053 ve 2071 projeleriyle) yeni bir biçime sokma gayretidir.

Reklam

Dünya ise bugün çok farklı bir yöne doğru gidiyor. Global alanda da onu 20. yüzyılın başından sonuna verilen mücadelelerle bazı temel değerlere kavuşturan kadrolar, bulundukları ülkelerde sistemi bildikleri sınırlamalar dışında çıkarmak istemiyor. Oysa her ülkede -bu arada Türkiye’de de- çağı başka türlü algılayıp değişimi zorlayan bir akım var.

Avrupa ülkelerinde -ABD de buna dahil- iktidarların çoğu siyasi anlamda ‘gerici’, her yeni gelenle bunların sayısı daha da artıyor; ancak artık ayak oyunları, gizli gizli oy çalmalar, algı operasyonları ile olabiliyor bu ve eğitilmiş kitleler buna şiddetli birer siyasi çıkışa hazırlandıkları mesajını güçlü biçimde veriyorlar.

Yeni parti kurulacaksa bu çizgiyi temsilen ortaya çıksa iyi olur; aksi halde var olanlar gibi bir partiye daha ihtiyaç olduğunu sanmıyorum.

Kendisinin ağzından çıkan birkaç cümleden hareketle, oluşturmak için gayret ettiği yeni partinin daha baştan hata ettiğini yazınca Ahmet Davutoğlu adına alınanlar oldu. Olsun, aldırmam da; ancak yazılarımı daha dikkatle okumalarını tavsiye ederim.

“İşkembe-i kübra edebiyatı”

Ali Babacan ve arkadaşları henüz yolun başında oldukları, kimselerle kadro pazarlığı yapmadıkları halde medyaya yayılan haberler nereden kaynaklanıyor?

Rahmetli Peyami Safa olsaydı, bu soruma, “İşkembe-i kübradan” cevabını verirdi. Bugün biz kestirmeden “Atıyorlar” diyoruz. Çok şey biliyormuş görüntüsüne bürünerek yazılan çoğu yazıya yazanın en yakını bile gülüyorsa şaşırmam. ‘Atmasyon’ haberi ilk eşler ve çocuklar fark eder.

Bazısı ‘içeriden’ görüntüsü veren veya öyle olmasını diledikleri birileriyle birlikte kotarıyor olabilir haberleri. Hatta zor duruma düşürecek bir habere oluşumun içerisinde bulunuyor görüntüsü veren -veya yazarın o görüntüyü verdiği- karşı tarafa yakın biri de kaynaklık ediyor olabilir. 

Reklam

Kendi tarafına yöneltilen gizli eleştirel oklar etrafı gaza getirmek için işe yarar siyasette çoğu kez.

Her şey mümkün, bir şey müstesna: Gerçeğin yerini hiçbir şey tutamaz.

Üniversiteler zaman zaman dönemleri ele alan doktora tezleri hazırlatır, o sayede belli yıllar arasında neler yaşandığını -siyasilerin birbirlerine zaten var olmayan defterler fırlatması yerine- bir akademisyenin dengeli dilinden okumak mümkün olur; çoğu kez o tezler kitaplaşır da.

İleride bu dönemi yazacaklar trollük görevini doğaçlama üstlenmiş kalemlerin varlığını da fark edeceklerdir.

Fark ederler umarım.

ΩΩΩΩ

Reklam

31 YORUMLAR

  1. Süleyman Karagülle
    Gerçeği görme
    31.8.2019
    Bu yazı Fehmi Koru’nun 30.08.2019 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
    http://u0i.626.myftpupload.com/medyamiz-kizdiriyor-onceden-de-sorunlar-vardi-ama-bugun-agzini-acan/

    Bugün işçilikten ortaklığa geçme günüdür. Geçmişin bütün işçilik sistemi artık işe yaramaz hale gelmektedir. Halk doğru haber mi istiyor, kooperatif kuracak. Bir basın organı olacak. Bir yayın organı olacak. Kendi istediği yazarlara orada yer verecek. Yazarları ve sunucuları o atamış olacaktır. Halk yalancı muhabirleri isteyebilir. Kim iyi yalan uyduruyorsa onu destekler. Onu, yazar veya sunucu yapar. Muhabir yapar. İçlerinden doğru haber isteyenler de onları görevlendirir. İsteyen mevlasını isteyen belasını bulur. Ortaklık sistemine uyum sağlayanlar yaşar, diğerleri elenir.

  2. Yeni oluşum bugünün hatalarını iyi etüt etmeli.Ortam spekülasyona oldukça müsait.İktidar destekli egemen medya sürekli Babacan-Gül eksenli masa başı haberler yaparak parti kurulmadan millet nezdinde itibar kaybetsin istiyor.Bunu kısmen başarabilmişe de benziyorlar.Zamların peşpeşe geliyor olmasıysa zorlu bir kış ve elbette beraberinde iktidarın dezavantajı.Geniş eksenli oluşum zordur, elbette sancı yaşayacaklardır.Mühim olan her adımı vakti zamanında atmayı başarabilmek.

  3. Erdoğanın! Hayranları! Haksizliği, hırsızlığı, zülumu, yalani ve iftirayi göz göre göre destekleyip alkişlarlar! Fakat, onlari eleştirenleride, “Allah ve Din ile”korkuturlar.

    Daha sonra yalanlari ve pilanlari ortaya çikmasin diye,F Koruyu susturmak için uğraşanlar arasinda , Uygurlari Çine gambazlayanlarda dahil, burada gelmiş din satmaya kalkişiyorlar. Siz gidin Uygurlarin bir miliyar dolara çine satanlara nasil yardim ettiginizi,ve gezi olaylarinin billakis esas savunduklarinizin olduğunu kendinize anlatin ve haklarini yediginiz insanlarin sayesinde cehennemde yanacağinizi düşünün.
    Havuzun iftiralarini gelin buraya yazin daha sonra milleti ahiretle korkutun.
    “EL HAYAYİ VEL İMAN”
    Ahlaki olmayanlarda iman olmaz.
    Aslinda aynaya baksalar kimin imansiz olduğunu dah iyi görürler.

    • Bir ilave. Dün yabancı kanalların haberinde, Suriyedeki gösterıcilerin Edoğan ve Türkiyeyi protesto eden görüntülerı paylaşılmişti.
      Bizim A.A de haberi Rusya olarak değistirmiş.
      O habere aşağiya bir kismıni kopilediğim gazeteci kızmış ve gerçeğini yazmiş.
      Onada gene emir erlerinden biri kızmış ve twitter den dalaşmiş.
      ×××××
      “ERDOĞAN’IN POSTERİ YAKILDI

      Gösterilerde “Hain Erdoğan” sloganları eşliğinde Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın posteri de yakılmıştı.

      Anadolu Ajansı (AA) ise söz konusu haberi, “İdlib’de on binlerce sivil rejim ve Rusya’yı protesto etti” başlığıyla abonelerine servis ett.

      AA’nın haberi çarpıttığını belirte gazeteci Bülent Mumay da dikkat çeken bir paylaşımda bulundu.

      “KEMAL ÖZTÜRK’ÜN KOCA AJANSI GETİRDİĞİ HAL BU”

      Mumay, AA’nın başlığını eleştirerek, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eski danışmanı ve Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Kemal Öztürk’e bir göndermede bulumuş

      Mumay, AKP genel başkanlığında seçim gecesi geçiren Kemal Öztürk’lerin koca ajansı getirdiği hal bu…”

      Bunun üzerine Kemal Öztürk, şahsi Twitter hesabında Mumay’a cevabı

      ÖZTÜRK: ANLAŞILAN O Kİ…

      “Beyfendi anlaşılan o ki içinizde benimle ilgili bir kin var. Size kişisel bir kötülük yapmadım.” diyen Öztürk, “Hürriyet’ten atılmanızın sebebini bana bağlıyorsanız yanılıyorsunuz. Onun sebebi Gezi olayları ve sonrasında halkı sokağa dökecek kadar tahrik edici yayınlar yapmanızdı biliyorsunuz.”

      Mumay, Öztürk’ün cevabının altına, “Bana değil, gazeteciliğe kötülük ettiniz.”

      “Gezi’deki gazeteciliğimden gurur duyuyorum. İşimi yaptım, bedelini ödedim.” diyen Mumay, “Siz ise tasfiye edilince köprüden önce son çıkışı kullanıp muhalif kesildiniz. Boş lafı bırakın da seçim gecesi AKP’de ne işiniz vardı onu açıklayın!”

      AA’YA GÖRE ERDOĞAN DEĞİL, RUSYA PROTESTO EDİLDİ

      AA’nın haberinde, “Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Babülhava Sınır Kapısı, Cisir eş Şuğur ve Sarmada ilçeleri, İdlib kent merkezi ile Atme köyünde toplanan göstericiler rejim ve Rusya karşıtı slogan attı” ifadelerine yer verilmişti.

      Dün Fehmi beyin yazdıklarını eleştirenler, şimdide bu gazeticiyi cehenmle korkuturlar.

  4. Fehmi Koru:
    ***İlk elden bilgiye değil tamamen gözleme dayanarak, “Yola böyle ilkeli çıkanlar, herhalde bunu yapmazlar” akıl yürütmesiyle vardığım.*** diyor yazısının başlarında.
    Sonra kesinlik belirterek
    ***Ali Babacan ve arkadaşları henüz yolun başında oldukları, kimselerle kadro pazarlığı yapmadıkları halde medyaya yayılan haberler nereden kaynaklanıyor?*****diyor yazısının ilerleyen cümlelerinde.

    Ali Babacan ve Abdullah Gül ün sadece gözlem yaparak kimseyle pazarlık yapmadığını iddaa ediyor.
    O zaman Fehmi Koruya
    1-“İşkembe-i kübradan” yola çıkarak; *atıyor* demeliyiz.
    2-“içeriden” biri olarak doğruları biliyor olarak bu yazıyı yazdı demeliyiz.
    3-*Her şey mümkün, bir şey müstesna: Gerçeğin yerini hiçbir şey tutamaz.* dediğinde şöyle düşünemezmiyiz.***İleride bu dönemi yazacaklar trollük görevini doğaçlama üstlenmiş kalemlerin varlığını da fark edeceklerdir.***.
    Fehmi Koru nun son cümlesi;

    ***Fark ederler umarım.***

    Farkettik.

    ( bu yazının çoğu Fehmi Beyin yazısından alıntılanmıştır.)

  5. Başbakan Yardımcısı Arınç, CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar’ın TÜRGEV’e bağış yapan gerçek veya tüzel kişilere ilişkin soru önergesini Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden gelen bilgiler doğrultusunda yanıtladı, (10.04.2014). Buna göre ;
    26 Nisan 2012 Vakıflar Bankası’ndaki Necmettin Bilal Erdoğan’ın hesabına 99 milyon 999 bin 990 Amerikan Doları (yurt dışından) havale ediliyor. Bu para 5 dakika sonra TÜRGEV vakfına aktarılmış.

    Hiç kimse böyle bir vakfa 100 milyon dolar bağışlamaz. Bunun bir menfaate karşılık olduğu çok açık. Peki bu menfaatin neye karşılık olduğu ortaya çıkarılabildi mi, tabi ki hayır. Bu durumda vatandaşın da bir tahminde bulunma hakkı ortaya çıkmıştır : Bu bağış ile Taksim Gezi Parkında ‘Topçu Kışlası’ yapılması girişiminin tarihleri tam uyumludur.

    Taksimde bazı ağaçların kesilmesiyle başlayan Gezi olaylarının 1. Fazı tamamen çevre duyarlığı ile ilgiliydi ve samimiydi. Daha sonra her zaman olduğu gibi hakim güçler, anarşist ve teröristler içindeki ajanları vasıtasıyla Gezi Eylemleri’ni gayri meşru hale getirmeye çalıştılar. Öyle ki AKM ön cephesine Apo posteri asılıp uzun süre orada kalmasını bile sağladılar.

    O dönemde Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, “demokrasi demek sadece seçim demek değildir” cümlesini de içeren bir açıklama yaparak samimi Gezi eylemcilerine dolaylı olarak hak verdi ve “iyi niyetli olarak verilen mesajların da alındığının bilinmesini isterim” diyerek sükûnete çağırdı.

    O dönem ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı olan Ali Babacan ise “Gezi sonrası özel yaşama müdahaleyi engelleyici düzenlemeleri gündeme getirdik, yasalaşacak bunlar. Gezi’de geliri yerinde olan, eğitimi iyi olan, dünyaya açık büyük kalabalıklar vardı. Niye vardı onlar? Sorduk. Gezi olaylarında illegal gruplar hariç büyük kalabalıklardan biz çok şey öğrendik” dedi.

    Yani, geçmişte de Erdoğan ve benzerleri ile Abdullah Gül / A.Babacan ve benzerleri arasında önemli farklar vardı. Yeni parti yandaşı siyasetçi ve gazetecilerin bu farklılıkların bir listesini (kitapçık) yapmasında fayda var, hatta şart. Geriye bir tek “madem öyleydi, neden sesinizi daha fazla çıkartmadınız” sorusu kalsın.

    • $100,000 000.00
      O dolarlar onceden Turkiyeden valizlerle ABD ye götürülmüş ve oradan yardim adi altinda gönderılmiş dolarlar, olmasinmi?
      Arinça bunu sorsunlar.
      Yalniz valizlerle nasil götürüldüğunü siz düşünün bulursunuz.
      Bizdeki esas medya susturulmuş, havuzda gerçeklerin tam aksini yazdiği için,milleti uyutuyorlar.

      • Bülent Arınç soru önergesine cevap verirken 100 milyon dolar havaleyi doğruluyor fakat başka bilgi vermiyor.

  6. Sayın yazar ha bre bugünkü gazeteci koltuklarını dolduranları eleştirip duruyor 3-5 yıl önce birilerinin yerine günde 10 tv de arzı endam ettiğini unutuyor
    Birilerini devamlı trollükle suçlayıp CHP ye çatı aday olmuş gülü bile her gün bir yazı ile parlatmamak an başka bir iş yapmadığını göremiyor
    Yazık

  7. Eski AKPliler bir bir bu partinin misyonunu tamamladığını yada rotasını değiştirdiğini ifade ediyorlar. Hal böyle olunca tabii ki yeni oluşumlar ortaya çıkacaktır. Hepsinin bir hedefi de vardır. (Sadece bir partinin yaşı çok olmasına rağmen hedefi iktidar olmamıştır.) Bu yüzden iyi bir kadro ve program ile neden başarılı olmasınlar? Zaten bunlardan sonra kim gelse adalet konusunda yapacak değişiklik ile başarılı gözükecektir ve de olacaktır. Kalkınma konusunda 17 yılda kaç fabrika açıldı bilen var mı? Yok ki. Böyle olunca yeni gelen küçük dokunuşlarla bile en az iki dönem iktidar kalır. Vesselam…

  8. Davutoğlunun Açıklamsını TV5’de izledim. Benim izlenim şöyle oldu Davutoğlu, Tayyip Erdoğana çalıştığı yönünde. Oylar bölünmesin diye Davutoğlu ile işbirliği yapıyor oyun içinde oyun var.

    Bildiğimiz gibi Erdoğan sürekli anketlerle insanların nabzını tutuyor. Yüzde 2-3 oy oynamasında ona göre stratejiler, yalanlar hazırlıyor.

    Size, Neden bu olayları yapsın diye soru gelebilir. Çünkü 17-25 Aralık yolsuzluklar gerçek.

    Yüce Divanda yargılanmamak için her tür entrikayı çeviriyor.

    Ta o zaman Muhsin Yazıcıoğlu paraları götürdüklerini açıklıyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=jwoXtwNsDLM

    CHP, Sadet ve iyi parti gibi mualiflerde böyle entrikalar yok.

    Yukardaki saydığım partilerden en sevmediğiniz parti, AK partiden 1000 Kat daha iyiler, bunlarda Ali Cengiz oyunları yok.
    Herhalde Erdoğan ve Davutoğlu Entrikacı Hürrem Sultanın Torunları olabilir.

  9. Bu kadar kafaların karışmasının tek sebebi başkanlık sisteminin anlaşılamaması, anlaşılmak istenmemesi, bir kişiye özel geçici düzenleme olarak görülmesidir.
    ”öküz öldü ortaklık bitti” denilecek sanılmasıdır.
    oysa ki ülkede taşlar yeni yerine oturmaya başladı, dinamikler çarşaf altındaki görünmeyenleri kumdaki sıvılaşma misali her şeyi yüzeye çıkardı. tek hata kumun içine bina yapan mütahitten binayı dik tutmasını beklemek.
    dinazorlar dönemi nasıl sona erdiyse ihtilaller dönemi ebediyete kadar nasıl sürmediyse bir dönem mutlaka nihayete eriyor. futbolcu bile bir gün jübilesini yapıyor.
    Allah herkese hayırlısıyla jübile yaparak ayrılmayı, hayırla anılmayı nasip etsin. Allah 30 ağustos anmaları münasebetiyle Atatürk’e de gani gani rahmet eylesin demeyi kendime borç bildim.
    Demirel bgaz köprüsü yaptı. özal neler yapmadı ki.. sn. rte trafik terörünü bitirdi, sağlıkta düzenlemel oldu (malesef kimse görmüyor!). bunlar halk için çok önemli şeyler. Allah razı olsun hepsinden.
    ama, fakat, lakin
    görülmeyen bir şeyler olmasa da bir şeyler oluyor!
    yüzlerce km öteden gelenler komşumun oğlunu ayartıyor, komşusunun kızını dağa kaçırtıyor.
    oğullar sanki babalarını dinlemiyor. bilgisayardan kafasını kaldırmıyor, tiyatroya gitmiyor, kitap okumuyor, tii vii izlemiyor, karışmasan okula da gitmeyecek: ‘okuyan ne oluyor ki baba’ cevabını verince afallayıp kalıyorsun.
    Babacan.., İmamoğlu.., fevzioğlu.., Davutoğlu.., hadi bunlar S. Ergin diyorsun.. hey canlı kanı kıpır kıpır hepsinin. heyecan iyidir. heyecan sertleşmeyi getirir. sertlik gençlere hata yaptırır. ağanın gücünü hafife alanlar bu sertlikten zarar görür. hele birde ağanın kızıyla mutluluk hayallerne kapaılmışsa..
    kısa keseyim;
    çağı başka türlü algılayıp değişimi zorlayan bir akım geliyor değil, gelmiş bile.
    yalnız; yukarda tarif ettiğim gençlik:
    ingilizin, rusun, avrupalının oyununa gelip sopaya benzeyen Xmen kılıcını tutmaya, bataklıktan çıkmaya çalışırsa,
    ortadoğuda arabın düştüğü, kürt kardeşlerinin düşmüş olupta düştüğü b.klu yeri çimenlik sanan zavallılar gibi tuzaklar la kandırılırlarsa,
    dış güçlerin evimizin çitinin yanında kazdığı hendeğe düşmeden üzerinden atlayamaz hendeğe düşerse.
    yine dönüp şöyle bağırırlar mı:
    kurtar bizi babaaaaaa..

  10. Nurdan isimli yorumcu dün yazdığı yorumda “Bekir isimli yorumcunun yorumlarını okumuyordum ama bu gün
    okudum” demiş.

    Ben,Nurdan isimli yorumcunun yazdığı yorumlar kısa ise okuyorum,uzunsa okumuyorum.Allah affetsin,kısa yorumlarını okumakla az da olsa zamanımın bir kısmını heder etmiş oluyorum,uzun yorumlarını da okuyarak vaktimin daha fazlasını öldüremem.Zira hesap gününde “Zamanını nerede geçirdin,ömrünü nerede tükettin?” sorusuna cevap vermekte zorlanırım Allah korusun.

    • Sn Bekir bey olaylari kisisellestirmeyelim .nurdan hn in avukati degilim ancak siteyi de mahalle kavgasi ortamina dondurmeyelim.Yeterki vereceginiz hesap o olsun herkedin fikri kendine.

    • Bekir bey, bu kadar hak yedikten sonra, bir yığın zulmü savunduktan sonra, oradan biraz zorlanma ile geçilebiliyorsa, ben yaşadım valla. Ogs’ye bile gerek yok. öyleyse, ben ordan transit geçerim. kimse, “nereye gidiyorsun” bile demez bana.
      – Rahatladım şimdi valla.

    • Ahmet bey,durup dururken benim herhangi bir kişiye sataştığımı gördünüz mü hiç?Sanırım görmemişsinizdir.

      Burada, ismimin açıkça geçtiği bir yoruma aynı açıklıkta cevap verdim.Üstelik benim yorumlarımı okumadığını söyleyen kişiye
      (yalan söylüyorsa vebali boynuna)ben sizin kısa yorumlarınızı okuyorum dedim.

      Şahsınız kastedilerek “Ahmet isimli yorumcunun yorumlarını okumuyorum…”
      şeklinde bir yorum görseniz sessiz mi kalırsınız bilmiyorum.Elbette sessiz kalmak da bir yoldur.Ama ben genellikle aynı tonda bir cevap vermeyi tercih ediyorum.

    • Hamza bey,orası için bildiğim şu:Orada kimsemin garantisi yok.Orası için bir garantim olsa daha da bir şey istemem.

      Her sözümüzün,her fiilimizin kayıt altına alındığına inanırım.Birbirimizi kandırsak bile Allah’ı kandıramayız.

      Kim zalim,kim mazlum,kim hak yemiş
      burada ortaya çıkmasa bile orada net bir şekilde ortaya çıkacak.Oradaki hesap çok çetin.Buradaki her hareketim,her eylemim
      orada yüzmün kara çıkmamasına yöneliktir.Ekonomik gerekçelerle hiç bir iktidarı desteklemedim.

      Dini hayatım için faydalı olmayacağına inandığım bir iktidar maaşımı 10 misli artıracağını garanti etse oyumu gene vermem.İster inanın,ister inanmayın.

  11. Görüşümü tekrarlayayım:Yeni oluşumun
    öyle önemli bir kadroya falan ihtiyacı yok,
    %5-6 oy almaya ihtiyacı var,o kadar.Bütün hesaplar 2023’te A.Gül’ün muhalefetin
    ortak adayı olmasını sağlamaya yönelik.

    Bunu görmek için içeriden veya dışarıdan,
    ya da gazetelerden,Fehmi Bey’den haber
    almaya ihtiyaç yok.Kafayı çalıştırmaya ihtiyaç var o kadar.Yazarımız eskiden buna beynin gri hücrelerinin çalıştırılması
    derdi.İşte ben onu yapıyorum şahsen.

    Her ne kadar dışarıdan haber almaya ihtiyaç yoksa da,dışarıdan hiç haber gelmiyor da değil.Meral Akşener, “bizim
    muhalefet olarak ulaşamadığımız bir kesim vardı,oraya da yeni oluşumla, Babacan’la ulaşıp eksiğimizi tamamlayacağız,bizim için bu
    çok önemli” mealinde bir laf etti.Daha ne desin?Bence Meral Akşener’in bu kısa
    açıklaması Fehmi Bey’in bu mevzuda özene bezene yazdığı yazılardan çok daha
    gerçekçi ve çok daha açıklayıcı.

    Böyle bir hesap 23 Haziran’da tuttu.Ama 23 Haziran’da tutan bu hesap,muhalefetin 2023’teki hesaplarının tutmamasına hizmet edecektir.Çünkü parlata parlata, cilalaya cilalaya İstanbul’a başkan yaptıkları İmamoğlu’nun tüm yaldızları dökülecek,boş biri olduğu görülecektir. İstanbul halkı,Yıldırım’ı değil de İmamoğlu’nu seçmekle Ak Parti’den
    önce kendi kendini cezalandırdığını anlayacaktır.Bu da 2023 hesaplarını bozacaktır.

    Fakirin görüşü bu.

    • İmamoğlu parlatılmadı, parlatılamadı. Nasıl parlatılsın birkaç tane muhalif medya kalmış zaten. Yıldırım büyük medya desteği yanında seçime devlet gücüyle ve statüsüyle girdi. İmaoğlu’na aksine bilinmiyor tanınmıyor diye şans tanınmıyordu, çalıştı çabaladı ve kendini parlattı. Öte yandan iyi mi kötü mü hizmet edeceğini, engellemelerin ne ölçüde olacağını biraz bekleyip görelim. İstanbul halkı Yıldırım’ı seçseydi 25 yıldır ne yapılıyorsa o yapılmaya devam edecekti. Yazarın şu fikrine katılıyorum. Abdullah Gül ortak aday yapılmaya çalışılıyor ama bunu gerçekleştirebileceklerine ben de inanmıyorum.

    • Normal şartlarda E.İmamoğlu İstanbul’da başarılı bir yönetim gösterir. Ancak Erdoğan bunu yasal ve yasal olmayan yöntemlerle engellemeye çalışabilir. Böyle yaparsa da kendisi kaybeder.
      Not : A.Gül’ün 2023’de Cumhurbaşkanı adayı olmak istediğini ben zannetmiyorum.

    • Yorumuma verilen cevaplardan anladığıma göre İmamoğlunun başarısızlık bahanesi şimdiden hazır:Yerim dar,ondan oynayamıyorum.

      Bakalım böyle bir mazerete İstanbul halkı ne cevap verir?

      • Bir milyon sekizyüzbin oy farkla cevap verir. Türkiye 1’den büyüktür. Muhafazakar kesimin azı dincidir, çoğu sağduyulu insanlardır.
        Dış politikadaki açmazı görünce MHP ülkücüleri de yeni arayışlara girecek ve Erdoğan ile bir yere varılamayacağını anlayacaktır. Buna sizin de dahil olacağınızı görür gibiyim. Zira mesele vatansa gerisi teferruattır.

    • Bekir abi gene güldürdün beni! Gri hücrelerini çalıştırdığını yazmışsın, ben de tam gri hücrelerini diğer siyasilerin durumunu anlamak yerine desteklediğin Ak Parti’nin durumunu anlamak için çalıştırsaydin keşke diyecektim ki yorumunun sonunda yanlış çalıştırdığını görünce vazgeçtim. ?

      • Baran bey, gene sabah,sabah beni güldürdünüz ☺.Allahda sizi güldursün.Amin.

        Baran bey!unda bir süre önce sizin ayni yorumcuya yazdiğıniz cevabi yorumunuzdada çok gülmuştum ve bugünku yazdiğimin aynisini yazmiştim.
        Ertesi gün birde ne göreyım size kizdiği yetmezmiş gibi “nurdan isminde yorumcu” diye benide eklemiş sizinle birlikte banada kızıyor. O zamanda tıpkı şimdiki gibi ne yazdığını okumamıştım, ve sadece sizin yazim üslubunuz hoşma gittiği için, okurken gülumserim, bugünkü gibi bazende kahkaha ile güllerim.
        Haşca kalın.

  12. Yeni oluşum hakkında doğrudan bilgi edinmek mümkün değil, sahneye çıktığı halde görünmemek için birbirinin arkasına saklanan çocuklar gibiler. Tamam kadro hareketi olabilir ama bir sözcüsü olmalı artık. Ara sıra bir açıklama, bir metin çıkıyor ortaya o kadar. Toplumu beklentiye sokuyorsanız eş zamanlı olarak doğru bilgileri de sunmalısınız bence.

  13. Eskiye ragbet olsa bit pazarina nur yagardi
    Yeni olusum adi altinda siyaset sahnesine yeniden cikmaya hazirlananlar once gecmis hatalarinin hesaplarini vermek zorundalar.bu hesabi veremezlerse yuce milletimiz ilk secimde onun hesabini keser nasil ki bu iktidarin yaptigi hatalarin hesabini sordugu gibi

  14. Erdoğan ve Davutoğlu, Ali Babacanı tuzağa düşurmek için plân yaptılar fakat, evdeki hesap çarşıya uymadı.
    Babacan Davutoğlunun niyeti parti kurmak değil kurulacak partiyi sabote etmek olduğunu bıldiği için, plânları boşa çıkartı.
    Plânları tutmayinca onlarda tekrar trollere muracaat ettıler.
    Trol merkezi İBB 250 trolun işine son vermiş, yalnız, geri kalan350 kişi halen daha orada.

    Bu arada CHP sonunda çark etti ve padişah ailesınin dışariya vakif adi altinda vergi vermeden yaptıği yatirimları araştiriyor! İnşallah 15 miliyon doların hesabinide sorarlar.
    Ülkeyi soydu soğana çevirdiler. Elin gazeticilerının haberi oluyor bizim muhalefet uyuyor.

    • Nurdan hanım tesbitiniz çok doğru ibb de medya aş de çalışıp trolluk yapanların işten çıkarıldığını bu sütunlardan göremediğim bazı rumuzları göremeyince anlıyorum,fakat bazıları daha devam ediyor zannedersem .Ama onlarda ayıklanınca bu sayfalarda yazarımızın yazılarından nasibini i almamış kalemşörler temizlenirse yazmaya başlayacağım,Sagyılarımla…

      • Erdem bey, merhaba! Bence Meydanı “Menfaat’cı ve cahıllere” biraktiğıniz zaman, onlar iyice azarlar ve kendilerıni güçlu ve sayıcada çok fazla zannederek, mahsun insanları ezerler.
        Bu konuda ben tam sizin tersınızı düşünüyorum ve ağaçlara sarmaşık gibi sarilip ağaçlari kurutmamaları için onların kökünü keserek (yalnış anlaşılmasın Öldurmek değil,savunduğu tezleri çürütmek) çınarları kurtarmak ve onları susturmak “bence” her aklı başında insanın vazifesı olmalı.

        Yorum yazmaya başlamanız dileklerimle,Sağlıklı ve mutlu kalın.

Yoruma kapalı.