Yeni Meclis gazetecilerle dolup taşarsa şaşırmayın.. DSP-AK Parti birlikteliği de şaşırtıcı değil…

20
Reklam

Pandemi günlerinde evlerde kapalı kaldığımızdan beri sokağa çıkmam gerektiğinde rahat kıyafetleri tercih ediyorum. Davet edildiğim kanallara bile nadiren takım elbiseyle gidiyorum. Yine aynı serbest duruştan sakalım da nasibini almıştı, epey bir süre traş olmadan idare ettim.

Bir dostlar buluşmasına gideceğim dün bu halimden sıkıldığımı fark ettim. Gömlek, kravat, birbirini tamamlayan pantolon ve ceket ile onların üzerlerine klasik bir pardesüyle kıyafetimi tamamladım. Öncesinde de, haftalardır dokunmadığım için iyice uzamış sakalımı kesmeyi ihmal etmedim.  

Dostlar bendeki değişimin hemen farkına vardı. 

Soran gözlere daha fazla dayanamayıp kendim açıkladım: “Milletvekili listeleri en son pazar günü teslim edilecek. Olur a, belki beni de düşünen çıkarsa diye hazır olmak istedim.”

Elbette şaka. Siyasete yakın, ama biraz mesafeli durduğum yarım asra ulaşan yıllar boyunca birkaç kez milletvekili adaylığı daveti aldığım oldu; hepsini kibarca savuşturmayı bildim. “Olayım mı?” sorusunu yöneltenler çıktığında ise, hepsine, “Davet ciddiyse hiç düşünme kabul et” tavsiyesinde bulunduğum halde…

Aldıkları yüksek maaşlara itiraz edilen durumlarda sözlü ve yazılı karşı çıkışlarım da arşivde durur. Bir ara, yüksek maaş bir tarafa, halk adına yasama ve denetleme faaliyeti yürüten milletvekillerine, bütün masraflarını karşılamak üzere, açık çek verilse iyi olacağını yazdığımı da hatırlarım.

Milletvekilliği en önemli kamu görevlerinden. Siyaset en zahmetli meslek.

Şakamın altında, benim de kalem oynattığım dönemde yollarımızın kesiştiği veya paralel yerlerde uğraşlarımızı sürdürdüğümüz meslektaşlardan bazılarının önümüzdeki seçime milletvekili adayı olarak katılacaklarını anlamam yatıyor.

Reklam

Hasan Cemal ismi ilk açıklanan adaydı. Onu Cengiz Çandar izledi. Bugün de Umur Talu’nun kendisi adaylığını açıkladı.

Pazar akşamı nihai listeler açıklandığında daha genç nesillerden çok sayıda ismin de milletvekili seçilmek üzere başvurup kabul edildiklerini görürsem hiç şaşırmayacağım.

Özellikle de AK Parti’nin itibar ettiği yazar ve yorumcuların adaylığını bekliyorum. Bakanlar gibi onlar da milletvekili olmayı hak ediyor.

Daha önceki dönemlerde de Meclis’e girmiş gazeteciler vardı, ama benim yakın gözlemim altındaki dönemde, Bülent Ecevit, Çetin Altan, Oktay Ekşi, Altan Öymen, Nazlı Ilıcak gazeteci kimlikleriyle siyasi hayata girdiler. Bülent Ecevit önce CHP genel başkanı, sonra da başbakan oldu. Altan Öymen en muhataralı dönemlerinden birinde CHP genel başkanı seçildi. Çetin Altan’dan edebiyatımıza ‘Ben Milletvekili İken’ kitabı miras kaldı.

Bu yönümüzle İngiltere’ye benziyoruz. Orada da ilk mesleki kimliği gazetecilik-yazarlık olanlardan siyasete girip milletvekili ve hatta önemli makamları işgal edenler oldu. 

Winston Churchill Nobel edebiyat ödülü kazanmış bir yazardı, çeşitli gazetelerde yazdı. Martin Bell BBC’nin savaş muhabiri olarak kazandığı ününü bağımsız aday olarak katıldığı seçimde başarıyı yakalayarak parlamentoya taşımıştı. Bu hafta hayatını kaybeden Margaret Thatcher dönemi maliye bakanı Nigel Lawson önemli gazetelerde çalışmış, The Spectator dergisinde yayın yönetmenliği yapmış bir gazeteciydi. Brexit döneminin başbakanı Boris Johnson da öyle.

Gazetecilerin, ekranlarda görüş açıklayanların -hiç değilse bazılarının- siyasete içine katılacak kadar ilgi duymasının anlaşılabilir bir sebebi var. Savunageldikleri konuların hayata geçmesinin tek yolu siyasetin o konuları benimsemesidir. Dışarıdan gazel okunarak bunu başarmak mümkün olmuyor. O sebeple, “Belki içinde yer alırsam dışındayken yapamadığımı gerçekleştiririm” diye düşünüyorlar muhtemelen.

Ecevit’in öyle düşündüğünü biliyorum.

Reklam

Şimdilerde listelerde yer aldığı veya alacağı anlaşılan meslektaşlar -hiç değilse isimleri öne çıkanlar- için de durum bence öyle.

Onları seçmenleri önüne adayları olarak sunmaya hazırlanan partiler, aslında yalnızca tanınmış kişilerin getireceği fazladan oyları düşünerek değil, o gazeteci-yazarlara duydukları minneti belli etmek için de onlara teklifte bulunuyorlar.

Zaten iktidar partisinin listelerinde çok sayıda ekranlarda görünen, gazetelerde yazan isimler görmeyi beklememin bir sebebi de bu.

Takdir edildiklerini başka nasıl anlayabilirler?

Sağda bilindikleri halde sol, solda bilindikleri halde sağ partilerden seçilen meslektaşlar geçmişte de oldu, şimdi de olabilir.

CHP yazar taifesi için daha fazla rağbet edilen bir parti. Geçmişte de öyleydi, bugünlerde de durum aynı. Genel başkan yardımcılığı görevinde bulunan, milletvekilliği dışında bir sıfatı bulunmadığı halde parti içinde ve yönetim üzerinde etkisi fazla meslektaşlar var CHP’de.

Birkaç yeni gazeteci-yazar daha aynı kapıdan Meclis’e girerse şaşırmayacağım.

Yalnız bu değil, bu seçimle ilgili ilk bakışta ters görünen hiçbir şey beni şaşırtmaz.

DSP’nin, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu kapısına kadar geldiği halde, onu ve kendisini aday gösteren ittifakını değil, Binali Yılıdırım’ın getirdiği daveti kabul ederek Cumhur İttifakı ile birlikte hareket etme tercihine de şaşırmadığım gibi.

Cumhur İttifakı listesinde yer alacakmış DSP’li isimler…

Bu gelişmeye şaşırıp partisinden  istifa eden DSP’liler oldu; ama dediğim gibi ben şaşırmadım.

Sonuçta siyaset Meclis’te bulunarak yapılır, aksi halde tabela partisi olarak kalmaktan öte gitmez dışarıda kalmış partiler…

Herhalde hiç değilse DSP genel başkanını seçilecek bir yerden aday gösterir AK Parti.

İlk bakışta, Büyük Birlik Partisi (BBP) ile HÜDA-PAR’ın aynı ittifakta yer alması bazılarına ters gelmiş olabilir. BBP liderini de bu durumun yadırgattığı açıklamalarından anlaşılıyordu. Oysa AK Parti’nin, yeterince oyu olmasa da, HÜDA-PAR’a bu seçimde başka sebeplerle ihtiyacı var.

DSP Cumhur İttifakı içerisinde ve AK Parti listesinde, BBP de aynı listede olacak mı?

Son gelen bilgi BBP’nin ayrı listeyle seçime gireceği yolundaydı.

Mustafa Destici bile bu duruma şaşırmış olabilir, ama ben buna da şaşırmadım.

İlginç bir seçime doğru hızla yol alıyoruz. Daha ne sürprizlerle karşılaşacağız, göreceksiniz.

Esas şaşkınlık listelerin açıklandığı pazar akşamı yaşanacak.

ΩΩΩΩ

Reklam

20 YORUMLAR

  1. Sayın yazarın evden çıkıp biraz dolaşması iyi gelmiş anlaşılan;
    “ama ben buna da şaşırmadım.” deyip durduğu konuların zaten şaşılacak bir yanı yok ki?
    Son 20 yılda türkiyeye hiç yolu düşmemiş mozambikli bir gazeteci bile şaşırmaz bu sayıp döktüğünüz şeylere…

  2. Bütün sülaleye haber saldım aylar evvelinden.gelin bir parti kuralım.en az 1 vekillik kaparız dedim.sözümü dinlemediler. AKP ve MHP nin dayattığı bu ucube sistemin böyle sonuçları olacağı belliydi. CHP DSP nin 1 vekillik talebini kabul etmemiş AKP kabul etmiş o yüzden Ecevit in kemiklerini sızlatacağını bile bile hüdaparla yanyana gelmekte beis görmemişler. Ne diyelim millet gereken oyu-dersi verecektir.

  3. Gazeteci lik yada Politikacı kimliklerinden çok şey beklerdik bir zamanlar. Niçin bu özel ilgi ihtimam derseniz, ülkenin yönetim şekli tarzı vs diyelim..
    Sağ ve kasaba siyasetçi-seçmeni okuyamamış, okuyanıda o zamanın yandaşı kapmış. Köy agasının çocuğundan maocu leninci gomonist çıkarttırttırmışlar hernasılsa (sonra o da ödemesini ikna odalarında akıl dağıtarak ödemiş!)
    Bizde tersi olsada 20-30 yıl öncesini şimdi yaşayan bakın irana👀.
    Geçmişi geç geleceğe bak diyen olursa da,
    SADECE BAKMAK! YETER (görmeye gerek yok)
    KAÇ ÇEŞİT MEDYA GASTE İNTERNET TV varsa.

  4. Aslında bu tablo ile -birbirine benzemez partilerin her iki ittifakta da toplanmış olmaları- seçim sonrasına, seçimi kazanan hangi taraf olmasına bakılarak bir projeksiyon tutulabilir, tutulmalıdır. Seçmenlerin hepsi olmasa da, seçim sonrası durumu analiz ederek oyunu edindiği kanaate göre kullanacaklar var.

    Şu açıdan: 15 Mayıs gününden itibaren mevcut sistem; cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi caridir, millet ittifakı seçimi kazanan taraf olsa da bu böylece devam edecek, ta ki, söz verdikleri üzere, gerçekleştirebilir iseler parlamenter sisteme geçinceye kadar..

    Cumhur İttifakı seçimi kazanan taraf olsa mevcut sistem yine caridir; Erdoğan beş yıllık tecrübesi ve devleti elinde tutması hasebiyle belki yeniden oluşan ittifak üyelerini sistem içerisinde tutmayı becerebilecektir. Aynı şeyi millet ittifakı için söylemek zor olacaktır; Kılıçdaroğlu’nun kazanabildiği taktirde elinde bulunmayan devlet yönetimi deneyimiyle hem ittifak üyelerini memnun etme ve bir arada tutma, hem de mevcut sistemde yetkileri ile çok “güçlü cumhurbaşkanı” payesini elinin tersiyle itip güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişte -nefsi alınmadan uzak kalarak- ayak direyebilir(mi?).

    Hoş, her iki durumda bile ekonomik krizi iliklerimize kadar hissederek yaşayacak, ekonomik iyileşmenin gerçekleşmesini çok bekleyeceğiz, lakin siyasi tabloda olası ne tür değişiklikler yaşanır; seçim sonrası konjonktür bu sorunun cevabına gebedir. Buradan nur topu gibi bir siyasi kriz çıkar, 90’lı yılların başarısız koalisyon dönemleri yeniden yaşanır mı ülkemizde?

    Günahıyla sevabıyla 21 yıllık iktidarları döneminde AK Parti ile son beş yılın cumhur ittifak yönetiminin ülkeyi getirip bıraktığı yer burası malesef: Belirsizlikler ülkesi!

    • 2yıl mehter marşı gibi 2 ileri bir geri (tıpkı masada yaşanan ikide bir biri çıkıp!..) idare eder Kılıçtaroğlu.
      Hele ki birde 418 deyip durduğu parayı alabileceği anlaşılsın 2 olur “5”😂😂😂
      (adamın bahtı 5 le göbekten bağlanır o zaman).
      Sağ partiler ne eder yapar bir hinlik arka kapıdan dolanır yine sol’a çakarlar bir ters kroşe!😡.
      Sonuç olarak,
      Meclis Küçük hesaplar yapmayıp aklını kullanırsa, En tepedekilerde ne oldum delisi olmazsa..
      Belki biraz rahat nefes alır vatandaş,
      Birden zengin olamasada🤗.

    • Hasan bey hacı yolu bekler gibi “Buradan nur topu gibi bir siyasi kriz çıkar, 90’lı yılların başarısız koalisyon dönemleri yeniden yaşanır mı ülkemizde?” diye soruyorsunuz ama nafile:)
      Bazıları çok büyük kanlı altüst oluşlara umut bağlıyordu avuçlarını yaladılar,
      şimdilerde kürsüden avuç avuç mermi saçıyorlar ama yinr nafile…

  5. ekonomik krizlerin sonunu getirdigi parti dsp oldu. simdi baska bir ekonomik ve siyasi krizle var olmaya calisiyor. dsp %2 ye dustugunde kasasinda o zamanin parasiyla cook yuksek para oldugu yazildi. yani kucuk partilerin en zenginidir. masrafsiz secim haracamalariyla yoluna devam etti. o paranin faizi kendilerine yetmistir. yoksa paralari mi tukendi… kendileriyle ters bir partiye evet diyorlar. yoksa yeni bir son getirecekler…

    • Dur yolcu!
      “ekonomik krizlerin sonunu getirdigi parti dsp oldu.” demişsin ama tam tersi olmuştu hatırlarsan;
      yani ekonomik krizlerin sonunu getiren değil başlatanı olduydu dsp(bkz 2001)
      sapı samanı bir birine karıştırmayalım!!!!

  6. Bütün bu anlatılanlar , özellikle şaşırtıcı menfaat ittifakları , bizde siyasetin ne derece ahlaki alt yapıdan , manevi ve demokratik değerlerden uzak olduğunu göstermesi bakımından gerçekten çok enteresan ; ben şahsen duruma bu gözle bakıyorum ve bu nedenle de bana milyarlar verseler siyasete adım atmam !
    Siyasette bir şekilde yer alan çok dürüst bir iki kişinin de yukarıdaki kanaatimi aynen beyan ettiklerini de bizzat biliyorum .

    • Gercekten hayreti mucib bir yorum.ittifakların demokratik degerlerden uzak olduğu..ve ahlaki olmadığı…..ama gercekte demokrasi de bu değilmi.çogulculuk , ortak hareket ,ittifak…farkli fikirlerde de olsan ittifak yapabilme ve birbirine saygi ile davranabilme…bu demokrasinin özü…bu ülkeye demokrasi yi de ERDOĞAN getirdi…başkanlik sistemi olmasa idi ülkücü ile pkksever,erbakanci adil düzenci seriatci ile chp li laik bir araya gelebilir miydi..?
      Peki hepsi biraraya geliyor..Şaşırdıkmi..hayir..çunki ülkede demokrasi var..

  7. Partilerde buna özenmiş olabilirmi? Vekil maaşları yüksek! Bu kadar tomofil!.. bu kadar israf!.. gerekmeyen yere yada sonra yapılsada olur dediğine!..
    600 sayısı makulmüdür mesela?
    Bunları ben bilemem.🤗 seçmen zaten..
    oyu ver gerisini hallederim BEN!😡.
    Yol köprü tünel hastane stadyum millet bahçesi derken birde inşaatçi mütahit vekiller niye olmasın?
    Afetzedelere ev diye baraka yapsan, 5 yıl sürer! KKILIÇDAROĞLU nun 5’ibiryerdesi yine bayram eder.
    Gasteci defotoğraf çekip güzellleme ohhh!..
    yangel yat. kışın sarayda yazın ayaklar suda
    Yazlığa bir millet bahçesi de yaptırır bu kkılıçtaroğlu demedi demeyin😂.
    Jinekolok dr babalı oğullu inşaat işine ordanda eğitim kolej molej işleri.. ne iş ler?
    sonra oluyor niye deprem niye yıkılıyor evler? Ölen sayısı mı? onu söyle yeter😡.
    Gasteci de girsin tarikat cemaat sözcülüğü yapmayacaksa Avukat Dr Esnaf Çifçi Besici (gerçi bu son üç level atlayamadılar daha)
    Yumurtasız olsun benim pideler!
    Pardon kotasız diyecektim🤗.

  8. CHP üçer tane teklif etmiş binde üçlük partilere.Yetmez demişler. Şimdi beşe çıkmış. Olur mu olur. Kılıçdaroğlu, anket sonuçlarını çıkarmış önlerine. Katkı değil zarar olduklarını söylemiş.
    Der tabii. Kılıçdaroğlu peşin sattı. Ellerine de imzalı bir kâğıt tutuşturdu. Şimdi koşsunlar bakalım peşinden “üç yetmez, beş olsun” diye. Hayır, hangi akla hizmet inandılar CHP’nin yirmişer vekil vereceğine? Onu da anlamıyorum. Eğer “Biz inandık ama aldatıldık” diyorlarsa daha kötü. Bugün bıraksınlar bu işleri. Zira bu işler Erdoğan’ın gölgesinde bakanlık, başbakanlık yapıp caka satmaya benzemez. Kerameti kendinden sanmaya hiç benzemez. Alırsınız böyle boyunuzun ölçüsünü.

  9. Akşener, Davutoğlu, Karamollaoğlu, Babacan ve Uysal’ın, millet düşmanlarının safında sırıttığı bir ortamda, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, Kılıçdaroğlu’nun yüzüne 14 Mayıs’ın anlamını haykırdı:

    “14 Mayıs seçimlerini bir önceki seçimlerden ayıran en önemli özellik, küresel emperyalist yapılarla, kadim Türk Devleti arasında seçim olmasıdır. Cumhuriyetimizin 100 yıllık geçmişiyle hesaplaşma hayalleri kuranlara DSP, Türk milletinin hassasiyetiyle gerekli karşılığı her zaman vermiştir. Bundan sonra da vermeye devam edecektir.”

    CHP listelerinden seçime girecek 4 partinin böyle bir hassasiyeti olsaydı, CHP iktidarı için koltuk değneği olma zilletine katlanmazlardı…

  10. Bütün ülkücü milliyetçi partiler katıldıkları ittifaklarda ayrı listelerle seçime giriyor, CB adayları kura çekiminde Erdoğan’ın yanına Muharrem inceyi Kılıçdaroğlu’nun yanına da Sinan oğanı yerleştiriyorlar. Ülkücü milliyetçilerin tam yarısı bir ittifakta diğer tam yarısı da diğer ittifakta.

    Birilerinin siyaseti cetvelle çizdiği açıkça görünüyor ve hiç biri başkalarının çizdiği plana itiraz etmiyor. Bir-kaç siyasetçi dışında hepsi de tıpış tıpış plana uyuyor.

    insanın şaşıracağı varsa da şaşıramıyor zaten.

    • – PKK mı, ABD mi? Hangisi daha dürüst?
      Pardon, yanlış sordum:
      – Hangisi daha kalleş?

      • Süleyman soylu 50 defa anlattı PKK tamamen kontrolümüz altında dedi. Yani pkk Süleyman soyludan izin almadan hava bile alamaz. Bunu artık anlaman lazım Muzaffer bey. ama sen soylu bakana inanmıyorsun anlaşılan. Amerika’yı ben bilmem onu reise sor, Amerika’nın rusyaya uyguladığı ambargoya aynen uyacağını taahhüt etmiş, bu günün haberlerinde var. Yani reis Amerika’nın talepleri doğrultusunda Rusya’ya ambargo uygulayacakmış.

        Bana sorarsan ne pkk ne Amerika, bir sen varsın birde akp örgütü. Sivil toplum örgütleri ve meslek odalarını Erdoğan örgütleyemiyorsa dsp genel başkanı Önder Aksakal hiç örgütleyemiz, çok güvenme yani:)) Önder Aksakal inşaat mühendisi ama inşaatlarda Erdoğan’ın şantiye müdürlüğünü yapar artık:))

    • Yüzde seksenlere varan sağ gösterip sol vuran seçmen kitlesi yüzde ellilere düşecek diye ummak safdillik olur herhalde.
      Turpun irisi heybede aslında da söyleyemiyor sun sanki.
      Sağ milliyetçinin karşısına etnik sol milliyetçi verelim tuzağı ters tepince,
      (birbirlerini kırıp telef edemeyecekleri görülünce)
      Bu defada Senin milliyetçinmi büyük benimkimi daha iri?
      Testine tabi tutuluyor olamazlar mı?
      Yani demem o ki;
      Türk arap laz zaza kürt çerkez süryani cematçi tarikatçi roman gürcü ermeni rum diye kırdıramadık birbirine,
      Aynı apartımana koyalım şunları!..
      Kapısına da cennet köşesi diye ingilisçe bir tabela asalım girişe!..
      Oturtalım fay hattının üstüne siteyide!…
      😂😂😂😂😂

      • Anlayabildiğim kadarıyla Akparti örgütü seçimi kaybedeceğini çok iyi bildiği için, Hizbullahçılarla ve “evlerinde zor tuttuğu! yüzde 50″den geriye kaç çapulcu kalmışsa onlarla kendi cephesini güçlendirip karşı cepheyi de zayıflatma planı çerçevesinde bu taksimi yapıyor.

        İttifaklara dahil oldukları halde ittifak listelerinden ayrı olarak kendi listeleriyle seçime girecek olanlar da kendilerini alemin uyanığı sananlar. Onlar maça girmek istemiyorlar yedek oyuncu kulübesinden izleyip skora göre pozisyon almayı düşünerek beraberlik halinde veya kumpaslarla çamura yatmayla galibin tanınmaması durumunda bir sonraki maç için soteye yatıp aradan sıyrılma hayali kuruyorlar. alemin tek uyanığı onlar ya:)))

  11. 😃
    millet ittifakına benzemezler diyenlerin haline bakar mısınız?
    hüdapar-mhp, dsp-yeniden refah, her telden çalan akp, şaşkın görünen bbp, anap ta var galiba.
    bi uçan kuş eksik.
    ne pazarlıklar dönüyor, değil mi?
    başkanlık sistemi en azından bol bol bir tür şaşırmadığımız şaşkınlık getirdi diyebiliriz sanırım. olmazlar olur gibi. bu başkanlık sistemi olmasaydı, akp hiç bu durumlara düşmeyecek, kapıdan geleni geçeni çağırmayacak, bol keseden milletvekilliği dağıtmayacaktı. hüdapar bakanlık hayalleri kuruyor, hangi bakanlık uygun acaba? bu defa yeniden refaha bakanlık vermesen olmaz, kadın ve aileden sorumluğu devlet bakanlığı veriliyormuş bir de, bak sen işe…
    son zamanlarda ne yapsalar geri sadece zarar getiriyor. seçim sisteminde getirdikleri değişikliklerde 48 saat içinde farklı bir durum gelişmezse dezavantaj getirmiş olacak. yine bir değişiklik olmazsa diyelim çünkü her şey mümkün, mhp kendi listeleriyle seçime girmeye karar verdi ve listesini de açıkladı. oysa erdoğan-bahçeli baş başa vermiş bu seçimle ilgili değişiklikleri bazı illerde ortak liste ile seçime girmek için kotarmışlardı nitekim böyle bir çalışmada hali hazırda yapılıyordu lakin getireceği avantaja rağmen son anda durum değişti. anladığım kadarıyla bunu hüdapara bağlayanlar var, mhp geleneği olan bir parti ve kim iktidar olursa olsun onunla çalışabiliyor, iktidarın değişeceğini gördükleri için bağımsız kalmayı tercih etmiş olabilirler diyenlerde.
    hüdaparı yanına aldıktan sonra anlamını kaybetmiş olsa da hdp üzerinden koparılan gürültü muhalif seçmen üzerinde bir etki yaratmıyor, kendi seçmenini bir parça konsolide etse bile kendi oylarından az da olsa bir kısım ve kararsızlardan milliyetçi tendaslı oyların sinan oğana ya da mhp ye gitmesine neden oluyor. dolayısıyla aslında cumhur için dezavantaj olan kendi listesinden seçime girme kararı, mhp için avantaj olma olasılığı yüksek, akp için ise sıkıntılı.
    bir değişiklik olmazsa millet ittifakı chp ve iyi parti 15 ilde anlaştığı söyleniyor, 4 parti de chp listelerinden seçime girecekler diye konuşuluyor millet ittifakı bir değişiklik olmazsa bu seçim sistemi değişikliğini avantaja çevirerek kullanacak. durmadan değişiklik olmazsa diyoruz çünkü bizim ülkemizde bırakalım saatleri dakikalar içinde bile çok şey değişiyor, hele bu kritik seçimde.
    o nedenle dsp-akp birlikteliği sadece fehmi beyi değil, kimseyi şaşırtmadı, zaten konuşulup duruyordu. camiye soldan girmeyiz, safa soldan eklenmeyiz diyenler vardı onlar da yeni bir şeyler söylemek lazım cancağızım tadında
    yeni bir şeyler söylerler artık.
    o nedenle meclis gazetecilerle dolup taşarsa da yine ve yeniden hiç şaşırmayacağız. her türlü başlıkta büyük bir gerileme yaşamamıza, yoksulluk ve yolsuzluk içinde debelenmemize rağmen ülkeyi uçuyoruz-kaçıyoruz-sınırlarımızı aşıyoruz-dünyayı dize getirdik gibi söylemlerle durumu aktaran olağanüstü bir efor ve sanatsal bir tavır ortaya sergileyen gazeteciler mecliste olmayı hak etmediyse kim etmiştir?
    sayın koru hala
    “Esas şaşkınlık listelerin açıklandığı pazar akşamı yaşanacak.” diyor.
    nası yani?
    😦

    • Meclis kürsüsünde “kurşun şov” yapan Meral Akşener aynı kürsüde kurşun da döktürür mü acaba?

Yoruma kapalı.