Türkiye’de başörtüsü sorunu yok.
Bir zamanlar öyle bir sorun vardı, ancak artık yok.
Eskiden başörtülü kızlar üniversitelere alınmaz, ‘kamusal alan’ kavramı eşliğinde başörtülü kadınların meslek sahibi olmaları engellenirdi.
Artık böyle olaylarla karşılaşılmıyor. Asker de, polis de, savcı veya hakim de olabiliyor başörtülü kadınlar…
Yine de bazılarında, bugün olmasa bile yarın -iktidar değiştiğinde- yasakların geri gelebileceği ve bu arada başörtüsünün yeniden sorun olabileceği tedirginliği var.
Gereksiz bir tedirginlik bu. AK Parti iktidardan giderse yerine gelecek yeni iktidarın paydaşı olacak partiler içerisinde ülkeyi yeniden yasaklara boğacak olan var mı?
Saadet Partisi mi bunu yapacak?
DEVA ve Gelecek partileri mi?
Demokrat Parti?
İYİ Parti?
“CHP yapabilir” diye iktidardan yayılan bir söylenti var. Ancak, yasağın uygulamadan kalkmasına, başında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu CHP de katkı verdi. Üstelik, yasağın bir daha geri gelmemek üzere ortadan kalktığının zihinlere kazınması için ‘yasa çıkarma’ teklifinin sahibi de CHP’nin genel başkanı…
Aslında bu konuda yasaya ihtiyaç olduğunu da sanmıyorum.
Türkiye halkı -özellikle de kadınlar- yasaklı bir ülke denemesine izin vermez bundan böyle.
İktidarın CHP’den gelen yasağı yasayla tarihe gömmek teklifine karşı “Madem öyle, işte böyle” tavrıyla ortaya attığı “Yasa yetmez, anayasayı değiştirelim” karşı çıkışı bu sebeple fazla bir anlam taşımıyor.
Var olan anayasanın temel hak ve özgürlükler ile ilgili maddeleri din ve vicdan özgürlüğünü de -dolayısıyla başörtüsü serbestisini de- kapsıyor. 12 Eylül (1980) askeri darbesine kadar böyle bir yasak yoktu; sonrasında uygulanan yasak anayasaya aykırıydı. Bugünkü iktidarın büyük partisi AK Parti’de siyaset yapanlar da, yasaklı günlerde, yasağın anayasaya rağmen uygulandığını söyleyerek özgürlük talep etmekteydiler.
Yasak anayasada değişikliğe gidilmeden kalktı, tarihe karıştı.
Samimiyet iddiasını pekiştirmek için yasa çıkartmak bile gerekmezken, anayasal düzenleme arayışına girmek, konunun yeniden tartışmaya açılması yönünden sorunlu.
Anayasa değişikliği konusu tartışılırken birilerinin maddenin yazılışına çeşitli sebeplerle itirazına da yol açılmış olacak.
Zihinler yeniden karışacak.
Muhalefet iktidarın konuyu kendilerinin verdiği ‘pası’ gole çevirmek amacıyla anayasa değişikliği haline dönüştürdüğü kanaatinde. “Verilen pası gole çevirme” benzetmesi, konuyu anayasa değişikliği yoluyla çözme girişiminin sahiplerinden -iktidardan- geldi zaten.
Konuyu içinden çıkılamaz hale getirmesi ihtimali de var anayasa değişikliği teklifinin…
Temel hak ve özgürlükler hiçbir zaman halkın oyuna sunulmaz.
Ne yani, teklif Meclis’ten yeterli oy alamadığı için reddedilirse, özgürlükçü uygulamalara son verilmesi mi gerekecek?
Diyelim, anayasa değişikliği Meclis’te yeterli oya ulaşılamadığı için reddedildi ve konu halkoylamasına sunuldu; Meclis’te reddedilme gerekçesiyle yürütülecek karşı propagandalar yüzünden teklif halktan da geçerli oyu alamazsa ne olacak?
Başörtüsünü ebediyyen özgür kılalım derken başörtüsü yasağına mı yol açılacak?
Aslında din ve vicdan özgürlüğü kapsamında olan konu sırf bu sebeple tartışılır hale gelecek.
İktidar muhalefete “Samimilerse teklifimize destek versinler” meydan okumasıyla yaklaşıyor. Oysa, CHP gibi vaktiyle yasakçı zihniyetten yana tavır almış olan parti bile geçmişteki yanlışlığının farkına varmış durumda.
Son on yılın uygulamalarına itiraz etmemesi, tam tersine özgürlükçü anlayışı benimsemesi, CHP için samimiyet testi sayılabilir.
[CHP içerisinde başörtüsü yasağına hala taraftar, ellerine fırsat geçse yasakçı uygulamaları başlatmak isteyebilecek bir kitle ve onların temsilcisi sayılabilecek yönetim kademesinden isimler yok mudur? Herhalde vardır. Anayasa değişikliği düzeyine çıkartılması teklifi konuyu tartışılır hale getirecek ve onların seslerinin yükselmesini sağlayacaktır. Yoksa bu mu isteniyor? Böyle bir gelişmenin başörtülü kadınlara yararı mı yoksa zararı mı olur?]
Yasağın bir daha asla söz konusu olmayacağına teminat olarak CHP lideri tarafından gündeme taşınan ‘başörtüsü yasası’ nın iktidar tarafından “Samimiyseler” şartıyla anayasa değişikliği düzeyine çıkartılması, aslında konunun siyasi malzeme haline dönüştürülmesi anlamına geliyor.
Esas bundan sakınmak gerekir.
Hak ve özgürlüklerin siyasi malzeme haline dönüştürülmesinden…
Öyle bir durumda diğer bütün özgürlükler de tehdit altına düşer çünkü.
Üstelik birkaç ay içerisinde ülkemizde seçim yapılacak; hassas bir konunun böyle bir ortamda tartışılır hale gelmesi mantıklı da değil.
Yoksa zaten istenen bu mu?
Karşı teklif olan ‘anayasa değişikliği’ konusu ilk seslendirildiğinde, iktidar cephesinden bazı kişiler, özgürlüklerin halkoylamasına sunulamayacağı gerekçesiyle, buna itiraz etmişlerdi. Şimdilerde teklif yenilendiğine göre, onlar da bu görüşlerini kendi zeminlerinde herhalde tartışacaklardır.
Tartışmalılar.
Aksi halde, var olan özgürlükçü ortam, dayatılan bu son teklif yüzünden gölgelenebilir.
Samimiyet sınavı esas bu konuda olacak.
NOT: Yarın yeni bir yıl başlıyor. 2023’ün herkese mutluluk, refah ve huzur getirmesini dilerim.
ΩΩΩΩ
başörtüsü konusundan gına geldi artık… ne kullanışlı meta imiş… kullan kullan bitmiyor… iktidar olduğunda kullan; muhalefete düştüğünde kullan.. kullan kullan at sepete, eskimiyor… çok kullanışlı bir aparat…. özellikle başörtülülerin bir zaman yakındıkları hukuksuzluklara kamuflaj olarak…
CHP olanlara itiraz etmemiş.
Bu nasıl yalan bizzati Kılıçdaroğlu AYM ye başvurdu.
RTE seve seve kabul ettirdi.
Öyle olunca da zaten bizde öyle istorduk dediler.
Şimdi yarın başa geldiklerinde görürsünüz diyeceğim ama sşzler hiçbirşey görmezseniz.
Haçlılar bile namusunuza dokunmadığına göre bunlar mı dokunacak.
Yine bir tedbir yapar mayo giymek farzı ayindir dersiniz.
Yeni yılın tüm insanlığa ve Ülkemize barış, mutluluk getirmesi dileğiyle…..
İşte Türkiyenin gerçek yüzü. Baş örtulu bacılarını çocuklari ile birlikte zindanlarda çürüten bir ihtidar evlki günde burada yazmıştım ölümnu bekleyen çocuğundan ayırıp hapise tıkan erdoğan rejimi 8 saatlik bir izinle annesini gösterip tekrar ayırıyor. İnsanlık bumu?
Troller bol bol ötsünler.
Bırakın benim baş örtümü.
Şu çocuğun haline 👇bakın
https://twitter.com/selimyurtp/status/1609226929848172547?t=Q-DObQuTIl-7EHY6uSy2jw&s=09
14 Mayıs 2023 gününe kadar Troller’e%100 Zam gelmış Maaşlarina değil sayılarına. haberiniz olsun.
Aslında anketler yüksek olsaydı seçim 2022 Ekim sonu veya Kasım başlarında yapılacaktı.
Bu gerçekleşmeyince 1 ay önce patlatılacak bomba 13 Kasıma
2022 ertelenmışti.
Perde atkasında alınan 2.erkrn seçim tarihi’nin ilk kurbani dün gerçekleşti ve
Görevden alınmış Ülkücü Başkanın evinin önünde Kafasına sıkılan mermi ile başladı.
Süriyeye girmelerine izin çıkmayınca seçim çalışmalarını sıradan vatandaşlar’da dahil kim bilir 14 Mayıs 2023 tarihine kadar kaç insanımızı şehit edecekler.
Umarım bu oyuna Ülkücü ve Solcular gelmez. AKP nin seçim başarılarının arkasında bombalar şehitler ve sıradan vatandaşların kanları var. 15 Temmuz Rejim değiştirme darbesi, birilerini karun kadar zengin etti.
Erdğan 20 senedır bu ülkenin başında 2007 e kadar kuzu gibi 2010 kadar melek gibi görünüyordu fakat bu aradada Dışarda ve içeride karun kadar zengin olmuştu Dünyanın en zengin devlet başkanlarından biriydi.
2011 seçimlerinden sonra ülkeyi ele geçirdi ve İranlilar ile birlikte köküne kibrit suyu döktü.
Buyurun henuz mağdurlari oynadığı dönem 2005 hapishanelerde kaç mahküm varde şimdi kaç tane var.
Kaç çocuk hapiste büyüyordu ve kaç BAŞÖRTÜLÜ KADİN VARDI?
2022?
Adalet Bakanlığı’nın verilerine göre 2005 yılında cezaevlerinde bulunan tutuklu ve hükümlü sayısı (55.870) tir. 31 Mayıs 2022 tarihi itibari ile toplam kapasitesi (275.843) olan 384 ceza infaz kurumunda toplam (317.368) tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır.Jun 26, 2022
55,870. Ile 317,368 arasındaki fark.
Türkiyenin 2007den sonra hangi yeni yılı Kutlu oldu?
Ben, yeni yıl için tek bir dileğim var oda 15 Temmuzu yapanların dünyaya rezil kempaze olup yer yüzünden nesillerinin yok olmasını diliyorum.
Dünyayi ve insanları kendi menfaatları için savaşa sokanların ilanihayet lanletlenmesinin başlangıcı olmasını diliyorum.
Adamım tek düzeltmesi dolar kuru olsa neyse, testereli prens de “10 bin dolar gönderdi” demişsin, o kadarcık parayla bizde partiye belde başkanı bile bulamazsın, ok?
Rusya, 20 Milyarlık botaşın borcunu Seçim sonrasına erteledi. Erdoğanın kur dengeleri bozulmasın seçimi kazansın Türkiyede bir Demokrat iktidar gelmesin benim avuç içime bakan otokrat bir lider olmasını istiyor, Parası olsa hibede ederdi.
Sudi Arabistan, Erdoğanın katil dedikten sonra, Ülkenin iflas ettiğini gören Erdoğan kapısına ümre bahanesi ile giden randevu alıp pervane olarak etrafından döndüğü salman seçimi kazanması için 10 bin dolar gönderdi. parayı bastığımızda istediğimizi yaptırabileceğimiz bizi mutlu edecek bir adamımız olsun Türkiyenin başında diye 10 milyar dolar gönderdi.
Katar, Şimdilik 5 Milyar dolar gönderdi daha Âlicenap davranıp işler yolunda gitmiyorsa bu rakamı artırabilir.
Dış güçler, Dış güçler diyen sahte islam savunucuları sarıldığı bir dış güç cephesi var. Bunlar dış güç değilmi, bunlar hamleleri ile seçime müdahale etmiyorlarmı? onları dış güç olarak görmüyorlar önemli olan Erdoğanın itibarı.
Rusya, 20 Milyarlık Dolar botaşın borcu olacak
İktidarın başarılı olup olmadığı sorusunun cevabı, rakamlarda. Bu açıdan verilerin hakikaten yüz güldürücü olduğunu söylemek gerek. 2002’de 184 Lira olan asgari ücretin 2023’de 8 bin 506 lira olarak belirlenmesi, bunlardan sadece birisi. Bu rakam, sadece hayat pahalılığı sebebiyle uğranan kayıpların telafisi değil, ülkenin ekonomik büyümesinin yani refah artışının tabana yayılmasının da göstergesi.
‘İyi ama enflasyon, hayat pahalılığı, zamlar?’ diyenler de, 2002’de asgari ücretle ancak 815 ekmek alınabilirken şimdi bu rakamın 1.700’e çıktığını biliyorlardır. Aynı şekilde, o dönemki asgari ücretle 261 kg. un alınabilirken şimdi 772 kilo un; 35 kg çay alınabilirken şimdi 181 kg; 1.304 yumurta alınabiliyorken şimdi 4047 yumurta alınabildiğini ve tabii hemen her üründe durumun benzer olduğunu da, elbette.
‘Bize ne ekmekten, undan, çaydan, yumurtadan?’ diyecek olanlara da 2002’de 126 dolar eden asgari ücretin önümüzdeki yıl 455 dolar olduğunu hatırlatmak gerek.
2002 de asgari ücret ile 7 çeyrek altın alınıyordu.
Bugün kaç adet alınıyor?
Para veren altın bulsun birader, imf ye taksit ödemekten iyi değil mi borç ertelenmesi; yabancı yatırımlar türkiyenin prestijini gösterir, ok?
Dersimli kemalin bu nevzuhur başörtüsü sevdası bakalım başımıza daha ne işler açacak, keşke hiç helalleşmesek miydi acaba?
Durduk yere başörtü meselesini ortaya atan Kılıçdaroğlu değilmiydi sayın Koru. Chp yasa teklif etti. İktidar da tamam samimiysen bunu daha güvenceli hale getirelim Anayasa da yeri olsun dedi. o kadar.
Herkes evet der. olay biter. Niye ki tedirginlik.
En büyük değer iktidarda kalmaktır. Onu sağlamak için tüm değerler birer birer itina ile harcanır. Her şey araçsallaştırılmıştır. Bu uğurda -eğer iktidarda kalmaya hizmet edecekse- nefret ettirilir, sevdirilmez, zorlaştırılır, kolaylaştırılmaz. Ayrıştırılır birleştirilmez.
Dün bir yorumcu “ceza sorumluluğunun şahsiliği” ilgili başka bir nastan da bahsediyordu. Başörtüsü bir ayette iken o nas sayısız ayette imiş. Onu da düzeltseler ya. Tüm imkanlar ellerinde. Yoksa ayetleri ve hadisi kitaptan ve sünnetten saymıyorlar mı?
O ayetleri ve hadisi tekrar alalım.
“… HERKES GÜNAHI/SUÇU YALNIZ KENDİ ALEYHİNE KAZANIR. HİÇBİR GÜNAHKÂR/SUÇLU BAŞKA BİR GÜNAHKÂRIN/SUÇLUNUN GÜNAH/SUÇ YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ…” (En’âm; 164)
“Yûsuf, “MALIMIZI YANINDA BULDUĞUMUZ KİMSEDEN BAŞKASINI TUTMAKTAN ALLAH’A SIĞINIRIZ. ŞÜPHESİZ BİZ O TAKDİRDE ZULMETMİŞ OLURUZ” dedi.” (Yûsuf; 79)
“İYİLİK EDERSENİZ KENDİNİZE İYİLİK ETMİŞ OLURSUNUZ, KÖTÜLÜK YAPARSANIZ YİNE KENDİNİZE YAPMIŞ OLURSUNUZ… (İsrâ; 7)
“Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. HİÇBİR GÜNAHKÂR/SUÇLU, BAŞKA BİR GÜNAHKÂRIN/SUÇLUNUN GÜNAH/SUÇ YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ…” (İsrâ; 15)
De ki: BİZİM İŞLEDİĞİMİZ SUÇTAN SİZ SORUMLU DEĞİLSİNİZ; BİZ DE SİZİN İŞLEDİĞİNİZDEN SORULACAK DEĞİLİZ. Sebe’ : 25
HİÇBİR GÜNAHKÂR/SUÇLU BAŞKASININ GÜNAHINI/SUÇUNU YÜKLENMEZ. YÜKÜ (GÜNAHI/SUÇU) AĞIR GELEN KİMSE ONU TAŞIMAK İÇİN (BAŞKASINI) ÇAĞIRSA, BU ÇAĞIRDIĞI AKRABASI DA OLSA, ONUN YÜKÜNDEN BİR ŞEY YÜKLENMEZ. Fâtır : 18
… HİÇBİR GÜNAHKÂR/SUÇLU DİĞERİNİN GÜNAHINI/SUÇUNU ÇEKMEZ… Zümer : 7
“KİM BİR KÖTÜLÜK YAPARSA, ANCAK ONUN KADAR CEZA GÖRÜR” Mü’min : 40
KİM SALİH BİR AMEL İŞLERSE KENDİ LEHİNE İŞLEMİŞ OLUR. KİM DE KÖTÜLÜK YAPARSA KENDİ ALEYHİNE YAPMIŞ OLUR… Câsiye : 15
HİÇBİR GÜNAHKÂR/SUÇLU, BAŞKASININ GÜNAH/SUÇ YÜKÜNÜ YÜKLENMEZ. Necm : 38
… Onların kazandıkları kendilerinin, sizin kazandıklarınız sizindir. SİZ ONLARIN YAPTIKLARINDAN SORUMLU TUTULACAK DEĞİLSİNİZ.” (Bakara; 134)
Veda Hutbesinde ki ilgili kısım “BABA OĞULUN, OĞUL BABANIN SUÇUNU ÇEKMEZ” .
ancak bir aptal laik sekuler kesimin din ve müslümanlar ile ilgili düşüncelerinden vaz geçtiğine inanır yada ipini başkasının eline vermiş kendi fikri olmayan cemaat üyesi malum onların yanılma ihtimali teoride vardır ama pratikte asla
İnanç insanların ihtiyacı mı ihtiyacı.
laik te desen ateist te desen, yine bir “doğru bildiği” herneyse, o’na inanıyor garibim insanoğlu!
çünkü bir boşluk var ve boşluğu doldurmazsan! şeytan girer😡. (o boşluğa).
Bu devlet eliyle olursa! eşitlik adalet hakkaniyet yönünden daha isabetli olabilir.
Sen boşluğu dolduramaz doldurmazsan,
-birileri gelir senedini “mafya” ismiyle,
-inancını tarikat cemaat ile,
-eğitimini lgbt sözleşme çifleşme!… ile
bi güzel doldurur tepe tepe!!!
O yüzden bırakalım insanlar okulda öğrensin din inanç laiklik aile ahlak edep her neyse…
(zorunlu da olmasın seçmeli ders! halinde ver)
Bak bakalım gidiyor mu tarikat cemaat fitne yuvası mafya kahvesi vesaire yerlere?
Ama, niyet buysa, kullanmak, sırtından haksız yere faydalanmak amacı değilse!!!
Başörtüsü yasağı da serbestisi de ve bunların yıllarca siyasetin ve ülkenin gündeminde olması da bu ülkede siyasetin ne kadar ilkel ve seviyesiz olduğunu, demokrasi anlayışımızın da ne kadar yetersiz , sakat ve gelişmemiş olduğunu çok iyi gösteriyor !
Bu durumda anayasaya da koysan , babayasaya koysan sonuç değişmez , zaten onları ipleyen de yok !
Herkesin yeni yılını kutlar , hayırlı uğurlu olmasını dilerim.
Mucib bey bravo, Başörtüsü yasağı ayıbını da başörtüsüne özgürlük getirmiş bu iktidarın üzerine yıkmışsın ya pes valla!? Yasağa karşı direnmeyip ses çıkarmasalar, furuattandır deyip geçseler, avuçlarınız patlayana kadar alkışlardınız öyle değil mi?
Yani yasağın uygulandığı dönemde bu iktidarın var olduğunu ben nerede söylemişim acaba , o anlamı nasıl çıkarabildin !
Yine de yeni yılınızı kutlar iyi geceler dilerim.
O zamanlar millet muhalefetteydi, şimdi iktidarda!
Özgürleşelim derken!..
İslamı dini inancı başörüsüne indirgerken!..
Diğer inançları yoh saymaya mı gidiyorlar acaba sorusunu akıllara getirirken!..
bunun sonu yok!!!!……..
..gaflet ve dalalet, hatta hıyanet!..
yaa adamlar yüz yıl önceden bu günleri görmüş!
gerekirse o günün dini önderi diye bilinenlerle bile ters düşmeyi göze alabilmiş te!!
bu günlere gelmişiz.
Tıpkı 2.yyıla girerken ki gibi..
Ülkeyi bölmeye çalışanları tespit ile başlayıp,
binbir entrikayla güneyden cetvelle sınır çizenlere inat,
“çizgiyi aşıyorum olum bak!”
diye gözünün içine içine bakmak!!!
1.yüzyılı daha iyi ve derinden anlamamızı sağlıyor aslında🤗.
Kimsenin gücü yetmeyecek gibi görünüyor,
“ne ülkeyi bölmeye parçalamaya”
“ne de din’i ve inancı kurcalayıp zihinleri bulandırmaya”.
Bir sonraki dönemde kim seçilirse seçilsin,
-Bu halk vatanını ülkesini toprağını kendi şehrini daha bir farklı görüp tanıyacak sevecek!
-İnancıyla ilgili eksiklikleri sorunları varsa (ki var),
masaya koyacak,
“eğitimini tam alacak”
“inancını tam yaşayacak”
çocuğunu güvenle ve inançlı vatansever bir birey olarak yetiştirecek.
II. YÜZYILIMIZI bunları halletmiş olarak!
geçirip bitirebilmeyi nasip etsin Yüce Rabbim.
Gelecek nesillerde bizleri rahmetle yâd etsinler inşallah 🤗.
“II. yüzyıla girerken
31 Aralık 2022 At 10:46
Özgürleşelim derken!..
İslamı dini inancı başörüsüne indirgerken!..”
BİR YEK BAŞÖRTÜSÜNÜ YASAKLAMAKLA YETİNSELERDİ ÖP DE BAŞINA KOY; KURANKURSLARI VE İHL LER KAPATILDI, ULU CAMİLERİMİZ AHIR YAPILDI, DİN ADAMLARIMIZ DARA ÇEKİLDİ, DİNİ KİTAPLARIMIZ YAKILDI, SÜREKLİ MANEVİ DEĞERLERİMİZE SÖVÜLÜP SAYILDI, HAKARETLER EDİLDİ, İNANANLARA BİNBİR EZİYETLER EDİLDİ…
SİZ DE HALA NİYE SADECE BAŞÖRTÜSÜYLE YETİNDİLER, BİR TEK ONUN ÜSTÜNDE TEPİNDİ MUKTEDİRLER DİYE AH VAH EDİYORSUNUZ?
başörtüsünü kim ne zaman yasaklamış?
nerede yasaklamış?
kim camiyi ahır olacak atlar kalacak demiş? niçin atları evlere insanların yattığı tek odalı damlara paylaştırmamış bu kadar önemli miymiş bu atlar?
bu atları bıraksalar soğukta da ölselermiş ne olurmuş?
Kapatılan resmi! kur’an kursu neredeki imiş?
şu anda kuran kursu yada dinneğitimi eksikliği mi var ki acaba?
PERŞEMBENİN GELİŞİ
Bir deyim var:
“–Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır.”
Bir daha:
“Turpun kalını heybede”
Neleri oya sunmadılar ki, hak ve özgürlükleri oya sunmasınlar.
Milli ve manevi değerlerin tamamının üzerinde bir(1) oy için tepindiler.
İbadethaneler siyaset meydanına döndü.
Buradan muhalefete uyarımı yaptım.
Başörtüsünü mecliste Anayasa değişikliği ile halledlim diyecekler.
İsterse 600 milletvekilinin tamamının oyu ile bile olsa asıl kararı halk versin diyerek referanduma gidecekler.
Ve bu şekilde başörtüsünü de paspasa çevirecekler .
Muhalefeti madara edebilmek için.
Başörtü meselemiz yoktur.
Başörtüsü, kimsenin değiştiremeyeceği şekilde, başta Anayasa Hukuku profesörleri ve tüm ilk derece ve yüksek mahkeme hakimlerine ders vererek, temel hak ve özgürlük olarak hukuk tarihimize altın harflerle tarafımdan tescil edilmiştir.
Yeni yılda yapacakları sadece ve sadece hukusuzluktur.
Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir.
Turpun kalını da heybededir
Mutlaka kendilerine yani tüm derincilere yakışır, tarihi terakümleriyle mütenasip bir final ve jübile maalesef işin olmazsa olmazıdır
Başörtüsü furuattandıııır, haçlıların umrunda bile olmaz, bak rahibelerin çarşafına filan karışan var mı?
AİHM savunmalarını daha öğrenmediğiniz anlaşılıyor .Psikiyatrik tedavi altında olmadığınıza göre.
Furuat nedir öğren,
https://sorularlaislamiyet.com/basortusu-konusunda-tesettur-furuattir-sozu-ile-ne-kasdedilmistir-aciklar-misiniz
Sözde din adamı! nı tanrının yeryüzündeki temsilcisi! olarak yedirirsen,
kediler bile korkar kaçar önünden😂
Bak İslam’a,
Aracı var mı?
Allah ile kul arasında?
Onlar diyorlar ki, ‘Başörtüsü gelenekseldir, kültüreldir. Türban ideolojiktir, siyasal İslam’ın simgesidir. Böyle bir yasa siyasal simgeye meşruiyet kazandırır laikliğe aykırıdır.’
Bizim en büyük sorunlarımızdan biri de laikliği savunanların İslam’ı bilmemeleri ve Müslümanları tanımamalarıdır.
Onların türban dediği siyasal İslam’ın simgesi kabul ettiği örtü şeklinin başörtüsünün modernleşmiş hali olduğunu kabul etmiyorlar. Çünkü bilmiyorlar. Başka dünyada yaşıyorlar.
Evet, konuya dönecek olursak, başörtüsünü ya da onların deyimiyle türbanı yasaklayan ne bir anayasa maddesi ne de kanun maddesi vardır.
Başörtüsü yasağının temelinde yasakçı zihniyetin laiklik yorumu yatmaktadır.
Anayasa Mahkemesi başörtüsü laikliğe aykırıdır yorumu yaparak sözde hukuki zemin hazırlamıştır. Bu yorum üzerinden milyonlarca insana hayatları zindan edilmiştir!
Son 20 yılda AK Parti iktidarlarının laikliğe özgürlükçü yaklaşımı sonucu AYM de Danıştay da özgürlükçü yorumu tercih etmişlerdir.
Ancak bu özgürlükçü yorum henüz anayasada yer almadığı için iktidar değişiminde tekrar yasaklayıcı yorum üzerinden insanlar yine mağdur edilebilirler. Ana muhalefet liderinin yasal güvence tezi isabetli ancak yetersizdir!
Dolayısıyla daha güçlü olduğu için anayasa güvencesi daha mantıklıdır.
Yasal güvence zayıftır, çünkü hem basit çoğunlukla değiştirilebilir, hem de yine farklı laiklik yorumuyla iptal edilebilir ki o zaman otomatik olarak kanunen başörtüsü yasağı da gelebilir!
Oysa sorun, anayasa veya yasalarda değil anayasadaki laikliğin tarif edilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Hâlbuki laiklik istismara kapalı şekilde tarif edilse, o zaman insan hakları ve özgürlükler temelinde başörtüsü de güvence altına alınmış olur.
Aslında bu güvence sadece başörtüsüne değil kadın erkek ayrımı yapılmaksızın tüm kılık kıyafetleri kapsayacak şekilde düzenlenmelidir.
Dolaysıyla anayasaya değişikliği yapılacaksa iki madde ile yapılmalıdır.
Birincisi ikinci maddeye dokunulmaksızın inanç ve düşünceyle ilgili 24. Maddede laikliği istismara kapalı şekilde tarif etmektir.(Bu teklif doksanlı yıllarda merhum Erbakan hocanın teklifidir.)
İkincisi de 2008 yılındaki değişikliği tüm kılık kıyafet özgürlüğünü kapsayacak şekilde genişletmek şeklinde olmalıdır.
Aslında sorun darbecilerin yaptığı anayasanın ruhunda vardır.
Onca değişikliğe rağmen anayasa hâlâ darbeci ruhunu muhafaza etmektedir.
Evet, kısa öz ve sivil bir anayasa şarttır.
O güne kadar da başörtüsü dâhil tüm insan hak ve özgürlüklerini teminat altına alacak küçük değişiklikler yapılması millet lehinedir.
Başkan Erdoğan’ın anayasa teklifini de böyle değerlendirmek gerekir.
Bu kadar yer işgal edeceğine,
başörtüsü yada giyim tarzı üzerine ..:
‘giyen yakinimdir’
kartviziti bastırılsın!
‘böyle bir yassah yohtır’
denilsin..
kurumlar yada mesleğine göre işe alımlarda:
🙂 burada şöyle giyilir (resimle) belirtilmeli!
🙂 burası hastanedir: sigara türü duman çıkaran nefesi tıkayan maddeler içilmez!!
içende burada çalışamaz!!!
dense daha açık ve anlaşılır olmazmı?
Olmaz, doktorlar sigara içiyor ve hastanede çalışabilir, duvarlara da:
“sigara içilmez!” yazmanız yeterlidir:)
Ya da şantiye doktoruysa çalışan, o zaman da aynı duvara:
“baretini tak!” ya da “baretsiz dolaşma!” yazılabilir, ok?
Efendim?
Farketmez, başörtünün altına ya da üstüne!
Efendim?
Kadın ya da erkek farketmez, baret barettir!
Bakalım 6’lı masanın 5’lisi, CHP’ye koltuk değneği olacak mı?
Milletin tek başına vermediği iktidarı bir proje dâhilinde CHP’ye vermek istemenin vebalini taşıyacaklar mı?
Haydi bakalım, hodri meydan…
Hepinize iyi seneler dilerim efendim.
Her şey gönlünüzce olsun, sizin adayınız kazansın!
Sn koru Türkiye’de yaşadığınızı unutuyorsunuz.367 gibi garabeti hatırladınız değil mi bir akli evvel çıktı yılların sistemini değiştirmedi mi .Bürasi turkiýe.
Yazınız da başörtü sorununun olmadığını iddia ediyorsunuz peki kanun a ne gerek vardı ozaman bunu neden sorgulamiyorsunuz.Yasa yerine anayasa daha güvenceli değil mi?/
Yoruma kapalı.