Trump Beyaz Saray’da son aylarını yaşıyor ise.. Ona güvenerek politika üretenler de hayal kırıklığına uğrarlar mı?

43
Reklam

WASHINGTON

Amerikan kamuoyu şu günlerde Donald Trump ile yatıp Donald Trump ile kalkıyor. İnternet üzerinden ilk golü kimin atacağına bahis açar gibi, başkentinin her köşesinde, Trump’ın koltuğunu kaybedip kaybetmeyeceği ve kaybedecekse bunun kaçıncı ayın kaçıncı gününde gerçekleşeceği üzerine iddialara tanık olunuyor.

Demokratlar rakip partinin yeniden seçilmeye hazırlanan başkanını seçimden önce yerinden etme gayretinde; bu gayretin sonuca ulaşabilmesinin ancak rakip partiden senatörlerin de kendilerine katılmasıyla olabileceğinin fena halde farkındalar ve bu sebeple onları kendi yanlarına çekmeyle sonuçlanacak manevralar sergilemeyle yetiniyorlar.

Herkesin zihninde Richard Nixon’un son ayları, son haftaları ve son günleri canlanıyor. Başkanı görevden alma görevinin sahibi Cumhuriyetçi Parti’nin senatörleri, Watergate binasındaki Demokrat Parti genel merkezine CIA operasyon ajanlarını göndermesinin (1972) üzerinden ancak iki yıl geçtikten sonra (1974) Nixon’un gitmesi gerektiğine ikna olabilmişlerdi.

Bu defa ikna faaliyetinin daha yoğun ve çabuk sonuç alıcı olması gerekiyor; çünkü bugünle seçim arasında mesafe kısa. ABD’de 11 ay sonra sandık başına gidilecek…

Temsilciler Meclisi istihbarat komitesinde haftalar süren tanıklar resmi geçidinin ardından şimdi de başka bir komite anayasa hukuku uzmanı tanıkları dinlemeye başladı. Cumhuriyetçi Partili üyelerin tanıkları bu defa daha dikkatli dinledikleri fark ediliyor.

Donald Trump’tan önce, Kongre yoluyla azil süreci yaşamış Richard Nixon ile Bill Clinton kargaşadan uzaklaşıp kendilerini ‘hür dünyanın lideri’ gösterebilmek için prestijli yurtdışı gezilere çıkmışlardı. Trump’ın da bu hafta Londra’da yapılan NATO Zirvesi ile yakaladığı fırsatı aynı amaçla değerlendirmesi bekleniyordu.

Beklenenin tam tersi oldu. NATO Zirvesi’ne katılan Batı dünyasının öteki liderlerinin, kendilerini uzaktan izleyen kameraların kayıt yaptığını fark edemedikleri için -belki de fark edip umursamayarak- Trump’la resmen alay ettiği görüntüler, önce sosyal medyaya oradan da gazeteler ve televizyonlara malzeme oldu.

Reklam

Kanada, Hollanda, İngiltere başbakanları ve Fransa cumhurbaşkanı arkasından Trump’a güldüler ve onu çekiştirdiler. Bir noktada, Kanada başbakanının, “Yanındakilerin yüzlerini gördünüz mü, adeta çarpıldılar” dediği duyuldu.

‘Dünya lideri’ olabilecekken kendisinin yarı yaşındaki öteki liderlerin makaraya aldıkları zavallı bir görüntüye büründü Trump.

Yapılanı öğrenen ABD başkanı, Kanada başbakanını, gezisini izleyen gazetecilere “İki yüzlü” diye çekiştirdi.

Galiba İngiltere kraliçesiyle kızı da Trump’ın arkasından gülenlere katılmıştı.

Hiç de hoş bir manzara değildi.

Pılını pırtısını toplayıp diğer katılımcılardan çok önce arkasına bakmadan sarayı terk etti, yabancı gezilerinde manşetleri başkalarından çalmayı adet haline getirmiş gösterişe düşkün ABD başkanı.

Seçmenler açısından seçtikleri liderin gülünecek bir hale düştüğünü görmekten daha rahatsız edici bir manzara yoktur.

Trump Londra’da kendisini o hale düşürdü.

Reklam

Oradan döndü de ülkesinde rahat yüzü mü gördü?

Hayır, tam tersine, sonuna kadar mücadelesini yapacaklarına inandığı Cumhuriyetçi politikacıların kendisi hakkında kuşkularının derinleşmeye başladığını idrak ettiği yüzüne vurdu. 

Çatıdan bir kiremit uçmaya başladı mı başkalarının da onu takip edeceğini bizim politikacılar iyi bilir.

Politika öğretir de ondan…

Nixon’un güvenilirliğini bütünüyle yitirmesi, daha ilk günden Watergate’te suçüstü yakalanan ekibin varlığından haberi olmadığını yemin billah söylemesiyle olmuştu. Destek vererek Beyaz Saray’da kalmasını sağladıkları kişinin yalancılığının gülünecek noktaya vararak herkesin bilgisi dahiline girdiğini anlayan Cumhuriyetçi Parti’den senatörler “Bizden bu kadar” deyip karşı saflara geçmişlerdi.

İstifa ederek azilden kurtuldu Nixon.

Trump ise, arkasına Murdoch’un Fox-News’ini alabildiği için bu akıbetten kurtulacağını hesap ediyor.

Bazı gözlemciler “Nixon’un yanında Fox-TV benzeri bir medya gücü olsaydı istifa etmez, sonuna kadar direnirdi” görüşündeler. Trump teslim olmayacak ve kurtulacak onlara göre.

Doğru, Trump’ın kendisini ölümüne savunan medyası var, ancak karşısında da geleneksel basın-yayın gücünden daha etkili bir sosyal medya var.

“Hep beraber göreceğiz, kazanacak” diyenler yanılıyor olabilirler.

NATO Zirvesi’ndeki alaycı tabloya bakılırsa, ipi çoktan çekildiği halde Trump’ın bu durumundan haberi olmayabilir.

Eski zamanlarda Çin’de idam mahkumları gece boyu sabahlara kadar eğlendirildikten sonra başları kesilerek öldürülürmüş. Yine öyle bir idam mahkumu grubunu eğlendirmiş gardiyanlar. Sabah olmuş, mahkumlar kellerinin yerinde durduğunu görünce şaşırmışlar. Gardiyanın biri, “Hele bir başınızı sallayın” deyince kelleler birer birer düşmeye başlamış.

Meğer, kendilerini eğlendiren kılıç-kalkan ekibi, gecenin bir vaktinde, ince kılıçlarla onlara sezdirmeden kellerini vücutlarından ayırmışlar…

Trump’ın durumu da giderek o fıkraya benzemeye başladı.

Size bir sorum var: ABD başkanı gidici ise, ona güvenerek politikayı dar alana kıstıranlar da hayal kırıklığına uğrarlar mı?

ΩΩΩΩ

Reklam

43 YORUMLAR

  1. Nihal Olçok, Adil Öksüz’ü seçimlik malzeme olarak mı saklıyorsunuz diye bakana giydirmiş haklı olarak. Bakan yerini biliyoruz ama bize kalsın demişti. Ne demekse? Bu tutarsız davranışlara hep isyan etti Nihal Ölçok. FETÖ borsasına, şehitler üzerinden yapılan siyasi faydacılığa. Şimdi Davutoğlu’nun partisinde yer alacağını haber alan yandaşlar telaş yapmışlar. Ahmet Hakan bugün yazmış. Aman girmeyin oraya, şimdiye kadar yaptığınız itirazlar siyaseten yapılmış anlaşılır demiş. Bu nasıl bir çarpık mantık anlamak gerçekten zor. Bunlar siyaset deyince sadece cukka siyaseti anlıyorlar. Başka siyaset yok gerçekten Türkiye’de. Az sayıda siyaset yapan da dışlanıyor. Yeneroğlu gibi. Nihal Olçok elbette siyaseten konuşuyor. Siyasilere yapılan her itiraz siyasidir. Bunda garipsenecek bir şey yok. Doğrusu da bu. Gerçek siyaset böyle olur. Hakkı tutar, haksızlığa ve iki yüzlülüğe sessiz kalmaz. Türkiye bu siyaset tarzını çok uzun süredir unuttuğu için Ahmet Hakan gibi her şekle giren tiplerin de anlamaları zor elbette. Nihal hanımın ve yeni siyasetçilerin yolu açık olsun. Bu siyaset eskilerine iyi bir ders verecekler. Nihal hanım bir şey daha söylemiş. Şehit yakınlarına toplanan yardımlar (300 trilyon TL) bana gelmedi demiş. Nerede olduğu meçhul. Yardımları verenler mahkemeye versinler, bağışlarını geri alsınlar demiş. Bravo. İşte siyaset böyle yapılır.

  2. Ne D.Trump nede H.Clinton aklını eseni yapamaz. ABD’de oturmuş bir sistem var. Türkiye başkanları değil, sistemi anlamaya çalışmalıdır. İyi de emperyal sistemleri kim analiz edip Türkiye için doğru kararları verecek? Erdoğan mı, Bahçeli mi, Perinçek mi? Zaten ittifaka bak hizaya gel!

  3. Trump tan medet umanların hayali boşa düştü…Ekonomik krizle dolar 10 liraya fırlayacak babocana fırsat doğacaktı ertele babam ertele… Herhalde yeni Abd başkanını falan mı bekleyecekler yoksa…O belki Türkiyeyi çökertir ekonomik kriz falan olur.Patlıcan 30 tl ye çıkar.O zaman ümüdümüz olurlar…Babocanın trolleri çok kızar şimdi.

  4. Acaba Trump giderayak şu Pensilvanya canisi verirmi acaba…

    Ne diyordu o zamanlar ““Haçlı’nın ülkenizi işgal etmesi çok tehlikeli değildir. Çünkü sizinle onlar arasında kırmızıçizgiler vardır. Bir kere onlar sizin kadınınıza kızınıza ilişmezler. Mabedinize ilişmezler. İlişmemiş Haçlılar…” demişti.

    Dur bakalım yeni gelenlere nasıl bir methiyeler düzecek…
    Trump yap bi Turpluk..Turbun büyüğü heybedeyi görsünler…

  5. Maliye Bakanlığı her türlü alacağı için e-haciz kampanyası başlatmış. E tabi alacağı varsa ister. İyi de vatandaş da şu soruları soruyor.

    – Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriyeliler için 40 milyar dolar masraf yaptık demedi mi. Mezhepçilik yapıp Esad’a savaş açanları desteklemeseydi bu para cebimizde kalacaktı.
    – Çoğu elzem olmayan dev inşaat yatırımlarına yap-işlet-devret ile milyarlarca dolar harcandı. İsraf yapıldı.
    – Şehir hastaneleri müşteri (hasta) garantili ihale edildi. Gerçek maliyetinin birkaç katına mal oluyorlar.
    – S-400’leri aldın Ankara’ya diktin. Bu füzeleri kendini korumak için mi aldın.
    – Bütün dev kamu ihaleleri neden hep aynı 5 firmaya verildi.
    – Devlet ve AKP’li belediyelerde hep yandaşlar işe alındı. Liyakat diye bir şey kalmadı.
    – Enflasyon gerçekte %30 siz %8,5 diye milletle dalga geçiyorsunuz.
    – Havuz medyası neyle geçiniyor. Çoğu yöneticisi, yazarı köşe oldu. Değirmenin suyu nereden geliyor.
    – 17-25 Aralık 2013 yolsuzluk iddiaları birçok insana göre kesinlikle gerçek. AKP’lilerin bile çoğu bunu inkar etmiyor, “çalıyorlar ama çalışıyorlar” diyorlar.
    . . . . .
    – Daha yazacak nice örnek var, fakat yerimiz dar, havuzumuz yok.

    Şimdi vatandaş diyor ki, yakında Eeee-Haaaacizzz nasıl uygulanırmış görürsünüz. Nerden buldun diye sormak zor değil.

    • “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” lafı fetö söylemidir.Halk çalana oy vermez.
      Halkı aptal yerine koymayın.

      • İşinize gelmeyen her şeyi fetö marka deterjan ile yıkamaya çalışıyorsunuz. Fakat öyle kirler vardır ki hiçbir deterjan temizleyemez.

  6. Trump kriminal bir vak’adır.
    Özellikle Cumhuriyetçiler, azil değil “olmak yada ölmek” kararı verecekler.
    Küresel kapitalistler uzun vadede Hristiyan değerlerini kendilerine tehdit gördüklerinden ABD nin işini bitirmek için Trump’ı işbaşına getirdiler.
    AB nin işini bitirmek için de BREXİT i geçirdiler.

  7. Trump, koltuğa geldiği günden beri Pentagon ve senatodan bağımsız hareket edemedi. Bir nevi Trump’ı piyon yapmışlar. Senato, Trump’a baskı uygulamaktadır. Trump, gerçekten de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Türkiye’yi çok seviyor ama tek başına Türkiye’ye destek verecek güç yoktur. Elbette gün gelecek Trump gidecek ve yerine Hillary Clinton iktidara gelecek. Hillary Clinton tam bir sermaye yandaşıdır..

  8. Biraz önce Nancy polisi trump’ın azlini resmen başlattı. şimdi azli için yargılanma başlıyor. Deliler azlını

    gerektiriyormuş.
    Keşke bizde de suçlular ABD’deki gibi yargılanabilir s zengin beyaz Cumhurbaşkanı olmuş suçu işleyip de başkalarının üzerine atarak kurtulma değil de gerçek suç Neyse yargılansın cezası neyse o verilsin.
    Suçsuzsa,zaten beraat eder.

    • Biz de Başkanlik sistemine yetmez ama evet diyerek, geçik ya… güzelce bütün yetkileri tek adam rejiminin eline verdik o istediğini asar keser öldürür fakat kimse ona dokunamaz

      Büyük devlet ve başkanlık sistemi böyle olur….bizdeki başkanlık sistemide kanunlarla Devleti küçültürken milleti de bitiririp. Menfaatlari için trolllukla yaparak dün birisinin gibi kendileri vatanlı onlar gibi olmayanlar vatansız “olmak ne zor bir şeymiş” akıllarınca kendileri gibi dalkavukluk yapmayanlara aciyorlar…. işhal buki vatansız diye acıdıklarınin vatani dünya olduğunun farkına varamayacak kadar çook keskin zekalari ile düşünseler… biat ettikleri bütün yatırımlarını vatansızların yaşadığı ülkeye yatırdıklarını sorgularla…buda göteriyorki bizdeki insanların yarısı vatansız diğer yarısı ülkeyi soyup soğana çeviren 30 miliyona,Devleti soyanlar tarafından milletin vergilerini hiba ederek oy alıp iktidarlarını sürdürebilmek için diğer yarısı de zaten vatansız oluyor ama öyle pasaportları var ki dünyanın her tarafına rahat rahat gidiyorlar şimdi vatansız kim acaba?Yarın Keser döner sap döner bir gün gelir hesap döner Bunu unutmayın
      Vatanın tek sahipleri bakalım nasıl hesap vereceksiniz ahireti Bırakın da bu dünyada şimdiden o hesapta dönmeye başladı Bunun için her tarafa saldırıyorlar çok güvendikleri Trump battıkça batıyor Hadi hayırlı olsun Sizler içn.
      Bir at ettikleriniz nasıl olsa vatansızlığın ülkesini Türkiye’nin parası ile kendine yatırım yaptı onu düşünmeyin O kendini garantiye almış ama…

  9. 1.Trump azledilecek yada azledilmeyecek, korkuyla yasanmaz.
    2. Dar alanda politika yapılmaz ülke zararlı çıkar Trump kalsa bile kim çok yönlü davranırsa o kazanır öbür türlü Trump hirladigi zaman susup kalırsınız.

  10. Erdoğan’ın perdelediği karanlık ittifakın iç yüzünü gözler önüne serdiği için yaklaşık 2 yıldır hapishanede tutulan Furkan Vakfı lideri Alparslan Kuytul için tahliye kararı verildiğini duydum. Bu cesur adamın tutsaklığının son bulmuş görünmesi tüm sevenleri ve Türkiye adına sevindirici bir haber.

    15 Temmuz darbe girişimi sırasında eşi Erol Olçok ile oğlu Abdullah’ı yitirmiş olan, 15 Temmuz ile FETÖ terimlerinin öne çıktığı kesif propoganda döneminde kuşkularını zaman zaman kamuoyu ile paylaşmış olan Nihal Olçok, Cumhuriyet’den İpek Özbey’e verdiği mülakatta A. Davutoğlu’nun partisinin kurucuları arasında yer alacağı haberini doğruluyor. Geçen hafta E. Mahçupyan da Davutoğlu’nun partisinin saflarında yer alacağı bilgisini kendi ağzından doğrulamıştı.

    Benzeri haberleri sıkça işiteceğimiz haftalara gidiyoruz. . .

  11. Mesele Trump değil. O tekrar seçilse de seçilemese de ABD’nin Ortadoğu politikasında temel bir değişiklik olmaz. ABD’nin Ortadoğu’daki amacı bellidir. Bir yandan enerji kaynaklarını kontrol etmeye devam etmek diğer yandan İsrail’in güvenliğini kalıcı olarak sağlamak için Irak ve Suriye’yi bölmek. Buna göre Trump’ın seçimi bizi pek ilgilendirmez. Fakat mezhepçi politikalar uygulayarak Esad ile düşmanlaşan ve Suriye sorununu başımıza bela eden Erdoğan’ın seçimi (seçilmemesi) bizi yakından ilgilendirir.

    • Bana göre erdoğanın seçilip secilememesi Trump’ın gitmesine bağlı o giderse Erdoğan a da bay bay deriz. Trump başkan kaldığı sürece Erdoğan da başkan kalmanın bir yolunu bulur.

  12. Düşünüyorum, aklıma ilk gelen sorular şunlar :
    1) Putin in saray muhafız alay komutanının jandarma ve TSK da üst rütbeli generallerle görüşmesinin sebebi ne olabilir acaba?
    2)cumhurbaşkanına gerekli gördüğü halde milis kuvveti kurma yetkisi verilmesinin sebebi?
    3) aşırı güvenlikçi politikalar ne için?
    4)güvenlik personeli sayisinı artırmak ?
    5) ABD nin yaptırımları arasinda ‘cumhurbaşkanının mal varlığını araştırma’ maddesinin gündeme gelmesiyle konuşulan Erdoğan ın yurt dışında tuttuğu astronomik miktardaki para?

    Bunlar yazının sonundaki soruyu düşündüklerini mi gösteriyor acaba?

    • Düşündüm ve kararımı verdim. Trump eğer en kısa sürede azledilirse hiç kuşkum yok fena halde hayal kırıklığına uğrarlar. En çok ta Putin sonra Fransa Cumhurbaşkanı, en az hayal kırıklığına ugrayacak olanlar da bizimkiler. Çünkü bizimkiler ne ile karşılaşacaklarını bildiklerinden ve tahmin ettiklerinden zamanlama erkene çekilmiş olur o kadar.
      He MBS yi unutmadım, en çok sevinecek olan da o olabilir.

    • Baran bey!
      Buna yedeminde ki paralarinide ekleyebilirsiniz.
      Umarım yedeminin anlamını biliyorsunuzdur.

      • Nurdan abla, zaten vuran vurmuş bi de sen vurma şu barana; yedemin mi şehremini mi ne zıkkımsa artık, sorar öğrenir birinden heralde, dil demişsin papuç kadar olmuş…

      • Nurdan abla Erdoğan’ın paralarını neredeki yed-i emine kaldırmışlar? bak ondan haberim yoktu:)

        • Baran bey! benim yaşadığım memlekette. Benim memlek mal varlığını araştıracak olan memleket oluyor.

  13. Ben bu gün de önce düne döneceğim.

    Dün benim yorumuma bir kaç tane yorum
    yazan hamza isimli sivri zekalı bir yorumcu şöyle diyor:

    “– kaç kişi diye soruyorum cevap veremiyorsun.
    – benim gördüğüm kadarıyla öyle onbinlerden bile bahsedilmiyor.
    – tsk natonun en büyük ordularından bir tanesi.
    – birilerinin birkaç bin kişi ile darbe yapmaya kalkışması için ya beyninin seninki kadar çalışması gerekir ya da birilerinin “siz köprüyü tutun. biz de şuraları ele geçireceğiz” demesi lazım.”

    İkinci bir cevabında da şu ifade var:

    “– ancak, birkaç bin kişi ile natonun en büyük ordularından birisini + polisleri + halkı kontrol edebileceğini bekir düzeyindeki biri bile düşünmez.”

    Bozuk Türkçesinden ne demek istediği tam anlaşılmıyor ama,ben şunu anladım:
    Birkaç bin kişi ile Nato’nun en büyük ordularından biri zapt u rapt altına alınamaz,darbe yapılamaz.

    Acaba öyle mi?

    Geçmiş darbelere bir bakalım.27 Mayıs 1960 darbesini 37 düşük rütbeli subay yaptı.Çoğu albay rütbesindeydi.
    Sonradan bir orgenaral olan Cemal Gürsel’i göstermelik olarak başlarına geçirdiler.Bunlar 235 general ve 3500 subayı emekliye sevk ettiler.

    Gelelim 12 Eylül 1980 darbesine…Bu darbe emir komuta zinciri içinde gerçekleştiği için daha bir kolay oldu.
    Bunu 5 kişi yaptı:4 kuvvet komutanı ve bir genelkurmay başkanı.

    Hamza,demek ki neymiş?

    Ayrıca yanlış hatırlamıyorsam burada Fehmi Bey,15 Temmuz kalkışmasından dolayı suçlanan ve yargılanan askerlerin fazlalığından yakınıyordu konu ile ilgili yazdığı yazılarda.

    Darbeleri az sayıdaki çekirdek bir kadro planlar ve yapar.Sayı arttıkça iş gizliliğini
    kaybeder,çabuk farkedilirler.

    Anlaşıldı mı hamza?

    Her şeyi bildiğini zanbedersin ama,bütün
    bildiğin bu kadar işte.Beyninin kaç gram olduğu konusunda yukarıdaki ifadelerin
    yorumcu kamuoyuna da bir fikir verir sanırım.

    • Bir darbeden sonra ön plana çıkan kişileri sayıp “darbeyi şu kadar kişi yaptı” demek doğru bir analiz değildir. 15 Temmuz darbe girişiminin de şaibeli olduğu açıktır. PDY’nın çökertilmesi iyi olmuştur ancak kullanılan yöntem “15 Temmuz şehitleri” kavramını açıkta bırakmıştır. Aslında 2011’den beri olan şudur: İki dinci kanat kapıştırılmış ve bu hengamede birileri dizginleri eline geçirmiştir. Dinci kanatlardan Gülen cemaati daha dürüst fakat tedbirsizdi. Erdoğan cemaati ise non-dürüst fakat kurnazdı. Dindar halk ise Gülen cemaatini çok beğenirken, çatışma sonunda kimin ayakta kaldığına bakıp FETÖÖ demeye başlamıştır. Kısacası kendine dindar diyen kesimler sınıfta kalmıştır.

    • kafam biraz karıştı. troller yardımcı olabilirler mi acaba!
      – termik santrallerine filtre takılması mı yoksa takılmaması mı iyi olur?
      – bugün hangisini savunuyorsunuz?
      – acaba türkiye elektriksiz kalır mı?
      – not: birkaçbin kişiyle darbe yapacak düzeydeki troller yazmasın.
      – not 2: bekir kafanı az biraz çalıştırsan doğruyu bilenilecek gibi yazmışın. sana yardımcı olayım.
      1- o 5 kişi dediğin kişilerin zeka düzeyi senden fazlaydı. bı nedenle de, trafiğin en yoğun olduğu zamanda köprüyü tutarak darbe yapmaya çalışmadılar.
      2- yine senden daha zeki oldukları için, askeri okul öğrencileri ile değil, askerlerle darbe yaptılar.
      3- yine beyinlerini kullanabildikleri için, kendi açıklamalarından öğrendikki, 2 sene darbe için hazırlık yapmışlar.
      4- benden duymuş olma da bir sır vereyim: o 5 kişi tsknın en üst düzey yöneticileri idi.

      • Yahu hamza,güldürme adamı.Benden öğrendiğini bana satmaya kalkıyorsun.Emir komuta zinciri içinde 4 kuvvet komutanı,bir genelkurmay başkanı tarafından yapıldığı için 12 Eylül’ün kolay olduğunu söyledim ya yukarıda.

    • Bu darbede yakalan general sayısı toplam general sayısının %40 ı civarı idi.
      Oda iş üstünde yakalananlar .B planı olarak saklananlar hariç.
      Şimdi göstermelik darbe yapan ordunun yarısı (paşa sayısı ) ile mi yapar.
      Bu FETÖ avanesi iş üstünde çok pis yakalandı ama her türlü çelişki olabilecek bilgiden her türlü fitneyi çıkarmaya devam ediyorlar.

      sorarım size bir Papaz ABD de 20 yıldır neden durur.ABD den dünyayı onun izni olamdan nasıl yönetir.Buna bir cevabı olan varsa ben FETÖ diye bir terör örgütü olmadığını ve darbe yapmadığını Kabul edeceğim.

      • Generaller pek azı hariç darbe girişimine katılmadı. Generallerin %40’ı katılmış olsa boğaz köprüsündeki komedi yaşanır mıydı? Gerçek tam tersinedir, ihraç edilen subaylar ya Cemaatten yada Atlantikçi Kemalist gruptan oldukları için (çok azı hariç) darbe girişimine katılmadıkları halde ihraç edildiler. Bunlara örgüt (FETÖ) üyesi olmak suçlaması yapıldı, istenilmeyen Kemalist subayları da aynı gerekçeyle bu arada temizlediler.

        • Ayrıca
          Cemaate mensup subaylar Olduğunu kabul ediyorsunuz yani
          Balodaki papazın ABD korumasında olduğu bir cemaat
          Gel görki Atatürkçüler pek bir memnun bu ihraçlardan yani ihraç edilen Atatürkçü yok
          Yani Atatürkçüler ihraç ediliyor aslında Atatürkçüyüm diyen fetöcülerden başkası değil
          Bunu sende bende herkes gayet net biliyor

  14. “Seçmenler açısından seçtikleri liderin gülünecek bir hale düştüğünü görmekten daha rahatsız edici bir manzara yoktur.” Sayın korunun bu ifadesi günümüz gerçekliğiyle pek örtüşmüyor sanki, çünkü italya ve ukrayna gibi ülkelerde özellikle de komedyenlikten gelen adaylar seçimleri açık ara kazanıyorlar. Ayrıca bizdeki benzer denemeleri de gözardı edemeyiz; öyle ki “gel bakalım buraya sayın maarrem ince!” denilince o anda bacak arasında bulduğu bir dağ bisikletiyle sahneye rüzgar gibi tırmanıverişi daha dün gibi… “Size bir sorum var: ABD başkanı gidici ise, ona güvenerek politikayı dar alana kıstıranlar da hayal kırıklığına uğrarlar mı?” Eski türkiyede olsaydık, bundan kolay soru mu olur; gelen ağam giden paşam derdik ama şimdi işler biraz farklı yürüyor tabii… bizde devlette süreklilik esası vardır; hükümetler değişir ama devlet yerindedir… abd nin mucizevi başkanlık sistemini öve öve bitiremeyen bizdeki kimi çemişlerin de sıkça vurguladığı gibi; başkan aslında hiçbi şeydir, oralarda kim başkan seçilirse seçilsin işler hep tıkırındadır, bi de çek balans ayarı mı mafyası öı ne varmış ki öyle böyle değil yani yollu mavallar dinlerdik… sonuçta gelişmiş ülkenin hali bir başka işte. Elcevap: feriştahı gelsin..!

  15. Vakit darlığında yazıya hızlıca göz gezdirerek sonuna takıldım ve görebildiğiniz gibi uzattım. Çinlilere ait fıkra oldukça ilginç ve yoruma açık:

    Yani, Trump seçileli beri o kadar çam devirdikten sonra Amerikan siyasi dünyasında hayatta kalması büyük sürpriz olur teşhisi yapmak mümkün. İnce hesap yapanlar (Sermaye diyelim ki Sn Karagüllenin kulakları çınlasın!) tarafından kafası çoktan kesildi ama biraz daha hoşça vakit geçirsin diye müsamaha gösteriliyor. Ancak Trump’un kendisi bunun farkında değil (ortalıkta dolaşan bir ölü misali). Azil komisyonu Trump’a “hadi bakalım kafanı bi salla artık” demeğe hazırlanan gardiyan gibi.
    Peki, neden bu zamana kadar tolerans gösterildi. – 1) Amerikan ekonomisinin iyi gidişatı, 2) Israil’e verilecek destek ve yardımın hemen hemen tamamlanmış olması, 3) Iran’a baskı politikasını hayata geçirmiş olması, ve tabii 4) Daeş/PYD/YPG/PKK vs /Suriye /Türkiye politikalarındaki deli dolu tavırları. Ancak, ABD’nin idaresi ve temsiliyeti için Trump’a artık ihtiyaç yok noktasına gelinmiş durumda. Dünya liderlerince ve kamuoyunca Trump’un tiye (alaya) alındığının farkındalar. İngilizce bilenler için son bir örneği şu linkte:

    https://www.washingtonpost.com/world/europe/nato-braces-for-contentious-summit-as-trump-other-leaders-gather-near-london/2019/12/04/5994d97c-0fc0-11ea-924c-b34d09bbc948_story.html

    Gerçi amerikan bayrağının yakılması (haticeye değil neticeye baktıkları için) nasıl onlar için bir sorun değilse Başkan’larının alaya alınması-yerden yere vurulmasının da ciddi bir sorun olacağı şüpheli. Ancak, ABD’inde Başkanlık için Trump’tan çok daha iyileri olduğunu çok iyi biliyorlar. Bizdeki durumun aksine bu konuda bir şüphe yok.

    Madalyonun diğer bir yüzü, bizim için oldukça farklı; tiye almalar bize fazlaca ağır gelebilir; bayrak konusu bam tellerimizden biri ya. Herşeye rağmen bize tolerans göstermeleri kaale almalarıyla belki de ters orantılı bir şey. Neticede NATO’da kalmamızı kalmamamıza tercih ederler var, etmeyenler var.

    Hayırlısı Allah’tan deyip akıllı uslu diplomaside yarar var (doğru olan da her zaman budur).

    İşin gerçeği, aksine hoplasak ta zıplasak ta, bizim Batı dünyasına ihtiyacımız, Batı dünyasının bize ihtiyacından daha büyük (2*2=4=2+2). Daha da kötüsü, bu durum aslında, Rusya için de geçerli bir konu. Rusya’nın en azından bizim kadar Batı dünyasına ihtiyacı var. Rusya Ortadoğuya Israil kadar yakın. Ve İsrail’in de Yunanistan’ın Rusya ile ilişkileri (bunun tersi de) bizimkini sollayıp geçebilir. Netice olarak, ABD bizi gözden çıkardıysa (ki dikkatli olmazsak olacağı odur) bunu pekala Rusya ile anlaşarak da yapabilir AB ile anlaşarak da yapabilir. Ve bize ne Çin yeterli olur, ne de Rusyadan çok AB(D) yatırımlarına muhtaç Ortaasya ülkeleri.

    Geriye ne kalır, o da akıllarda hep; bazıları çıkıp partizanca diyebilir ki “bizim de Allah’ımız var”. İşte ben o konuda da “acaba” diyenlerdenim. Şüphesiz Allahımız var, ancak biz O’na ne kadar layık kullar olabildik ki özellikle birbirleriyle ufak-ayak oyunlarıyla durmadan cebelleşip duran siyasilerimiz. Birbirinden ayırmağa çalışsan da o, hepsini bir torbaya toplasan da o! Siyaseten “Bizim de Allah’ımız var” söyleminin eşdeğeri, tabiri caizse amcaoğlumuzdan torpil bekler gibi, kendi kendimize gelin güvey bir şekilde “zan” içinde olmak gibi bir şey. Unutmayalım: “Allah’ın düzeni çetin” (bu bir ayettir).

    • Aman dikkat, uzun yorum “long vehicle” derken 2 TIR peşpeşe gibi olmuş! Neyse ki kaza falan yok; yoruma “Hamzavari” bir yorum yapılmamış…

      TIRlar aceleden yola çıkmış: Birincide “gözdirerek” yanlışlıkla “göz gezdirerek” yerine kullanılmış. Bu arada, kazara yeni bir kelime keşfetmiş oldum, aslında icad demek daha doğru olur. TDK için tarif edelim:

      Göz gezdirmek : aheste aheste bir şeyleri taramadan geçirir gibi inceleyici bir gözle bakmak

      Gözdirek: Göz gezdirirken görülmesi gereken noktayı, doğrudan bir çırpıda görebilmek

      Cümle içinde kullanılmasına bir örnek: “Bu çocuğun gözdirek yeteneği fazla, onunla baş edebilen pek çıkmadı”. İkinci bir örnek: “Kardeşim pek öyle göz gezdirecek vaktimiz yok! şu 5 sayfalık metini gözdirekle 2 paragrafa indirgeyecek bir Allah’ın kulu yok mu yahu? kritik özet istiyoruz, özet!”

      Türkçe kısır bir dil ya, TDK’na armağanım olsun!

  16. Uzun yorum (long vehicle!)

    Vakit darlığında yazıya hızlıca gözdirerek sonuna takıldım ve görebildiğiniz gibi uzattım. Çinlilere ait fıkra oldukça ilginç ve yoruma açık:

    Yani, Trump seçileli beri o kadar çam devirdikten sonra Amerikan siyasi dünyasında hayatta kalması büyük sürpriz olur teşhisi yapmak mümkün. İnce hesap yapanlar (Sermaye diyelim ki Sn Karagüllenin kulakları çınlasın!) tarafından kafası çoktan kesildi ama biraz daha hoşça vakit geçirsin diye müsamaha gösteriliyor. Ancak Trump’un kendisi bunun farkında değil (ortalıkta dolaşan bir ölü misali). Azil komisyonu Trump’a “hadi bakalım kafanı bi salla artık” demeğe hazırlanan gardiyan gibi.
    Peki, neden bu zamana kadar tolerans gösterildi. – 1) Amerikan ekonomisinin iyi gidişatı, 2) Israil’e verilecek destek ve yardımın hemen hemen tamamlanmış olması, 3) Iran’a baskı politikasını hayata geçirmiş olması, ve tabii 4) Daeş/PYD/YPG/PKK vs /Suriye /Türkiye politikalarındaki deli dolu tavırları. Ancak, ABD’nin idaresi ve temsiliyeti için Trump’a artık ihtiyaç yok noktasına gelinmiş durumda. Dünya liderlerince ve kamuoyunca Trump’un tiye (alaya) alındığının farkındalar. İngilizce bilenler için son bir örneği şu linkte:

    https://www.washingtonpost.com/world/europe/nato-braces-for-contentious-summit-as-trump-other-leaders-gather-near-london/2019/12/04/5994d97c-0fc0-11ea-924c-b34d09bbc948_story.html

    Gerçi amerikan bayrağının yakılması (haticeye değil neticeye baktıkları için) nasıl onlar için bir sorun değilse Başkan’larının alaya alınması-yerden yere vurulmasının da ciddi bir sorun olacağı şüpheli. Ancak, ABD’inde Başkanlık için Trump’tan çok daha iyileri olduğunu çok iyi biliyorlar. Bizdeki durumun aksine bu konuda bir şüphe yok.

    Madalyonun diğer bir yüzü, bizim için oldukça farklı; tiye almalar bize fazlaca ağır gelebilir; bayrak konusu bam tellerimizden biri ya. Herşeye rağmen bize tolerans göstermeleri kaale almalarıyla belki de ters orantılı bir şey. Neticede NATO’da kalmamızı kalmamamıza tercih ederler var, etmeyenler var.

    Hayırlısı Allah’tan deyip akıllı uslu diplomaside yarar var (doğru olan da her zaman budur).

    İşin gerçeği, aksine hoplasak ta zıplasak ta, bizim Batı dünyasına ihtiyacımız, Batı dünyasının bize ihtiyacından daha büyük (2*2=4=2+2). Daha da kötüsü, bu durum aslında, Rusya için de geçerli bir konu. Rusya’nın en azından bizim kadar Batı dünyasına ihtiyacı var. Rusya Ortadoğuya Israil kadar yakın. Ve İsrail’in de Yunanistan’ın Rusya ile ilişkileri (bunun tersi de) bizimkini sollayıp geçebilir. Netice olarak, ABD bizi gözden çıkardıysa (ki dikkatli olmazsak olacağı odur) bunu pekala Rusya ile anlaşarak da yapabilir AB ile anlaşarak da yapabilir. Ve bize ne Çin yeterli olur, ne de Rusyadan çok AB(D) yatırımlarına muhtaç Ortaasya ülkeleri.

    Geriye ne kalır, o da akıllarda hep; bazıları çıkıp partizanca diyebilir ki “bizim de Allah’ımız var”. İşte ben o konuda da “acaba” diyenlerdenim. Şüphesiz Allahımız var, ancak biz O’na ne kadar layık kullar olabildik ki özellikle birbirleriyle ufak-ayak oyunlarıyla durmadan cebelleşip duran siyasilerimiz. Birbirinden ayırmağa çalışsan da o, hepsini bir torbaya toplasan da o! Siyaseten “Bizim de Allah’ımız var” söyleminin eşdeğeri, tabiri caizse amcaoğlumuzdan torpil bekler gibi, kendi kendimize gelin güvey bir şekilde “zan” içinde olmak gibi bir şey. Unutmayalım: “Allah’ın düzeni çetin” (bu bir ayettir).

  17. Trumpin savunuculari aynen bu sitedeki troller gibiler.
    Dün France 24 te Trumpi azli ve Fıransa cumuhur başkani ile olan tartişmalarinina dair bir program yapıptilar.o programında,Trumpin adami, bu azil soruşturması demokıratları bitirdi, seçimi tekraraTrump ve biz kazanacağız, diyerek seviniyordu.

    50 yıldır ABD anayasasıni inceliyen hukuk prof ve diğer iki kişiden biriside gene hukuk prof, diğeride esiki büyük elçi.
    3 de Trumpın suçlu olduğunda hem fikirdiler ve ABD halkıni bölerek kazanma takdiği uyguladığını idia ediyordular.
    Aslında Cumhuriyetçilerde suçlu olduğunu biliyorlar sırf koltuklari için Trumpi destekliyorlar.

    Trump bizde olsaidi başina bunlar gelirmiydi?

    Bu soru bana mart 2013 de Mit tarafından rüşvet olaylarının failleri ve onunla ilgili bilgileri zamanin Başbakanina bildirdiklerini hatırlattı.rizayi temize çıkarabilmek için hemen dersanelerin kapatılmasını gündeme getirerek 17/25 Aralik operesiyonlarına kilif hazırladılar.ve hırsizlari çıkarıp yerlerine hırsızlari yakalayanları tıktılar.
    Trump bizde olsaidi, şimdi o istihbaratcılar, büyük elçiler generaller çoktan kotose atılmıştılar.

    Söyle dostunu söyleyeyim kim olduğunu.
    Ne güzel bir deyim.

  18. Boş hayaller kuruyorsunuz. Taht kavgaları hiç bitmez. Kimin kazanacağını, kimin kaybedeceğini elbette bilmek zordur.
    Benim öngörüm, Trump ikinci defa aday olmayı başarır ve hatta seçilir.
    Saygılarımla.

  19. Ümit fakirin ekmeği.ye Fehmi ye.Abd de senatörler birleşip Trumpu azlederlerse Türkiye ABD ilişkileri bozulur Tayyip beyin durumu zayıflarsa Güle gün doğar mı?

  20. O zaman Yeni partiler için durum kötü… Ama Davutoğlu daha şanslı diğerinden….Davutoğlu halleder diğeri halledemez..

    • Babacan halleder diğeri halledemez. Erdoğan ile Davutoğlu daha Şam’da Cuma namazı bile kılamadılar. Neyi halledecekler?

  21. Fehmi abi seni yazarlık yaptığın bütün ömrün boyunca beğenerek okudum okuyorum ömrüm oldukça da okuyacağım. Bu günkü yazının asıl gayesi anladigim kadarı ile en son soru cümlesini yazabilmek. Ne diyeyim senin takdirin. Son yıllarda Reise karşı bir tavrın var belki de iyi niyetle uyarıyorsundur bilemem. Ama son zamanlarda eleştiriden çok daha fazla gibi bir durum sezinliyorum. Tabi senin görüşündür saygı duyarım. Reis bu genel doğrusunu devam ettirdikce yaninda olacagim. Onu seviyorum. Yukarida dedigim gibi seni de seviyorum ve okuyacagim. Hem bu kaht i rical doneminde bizim cenahta kac kişi var ki. Terk etmeye kıyamam hiç birinizi. Saygılar

    • Önemli olan şahıslar değil, filleri, bir insanı mevcut durumu ile değerlendirmek daha akılcı değil mi, saygılar sunarım

Yoruma kapalı.