Siyasi mühendislik hesaplarına duygusallıkla karşılık verilmez.. “Ya nasıl verilir?” sorusunun cevabı bu yazıda… 

29
Reklam

AK Parti ile MHP’nin hayli uzun zaman sürmüş müzakereleri sonucu ortaya çıkan yeni seçim yasası teklifine muhalefet cephesinden hep aynı tepki geliyor. “Ne yapılırsa yapılsın, nafile” deniliyor…“Geliyor gelmekte olan” klişesi tekrarlanıyor. CHP’nin lideri meydan bile okudu; ne yapılırsa yapılsın iktidarın değişeceğini ve ilk seçimde farklı birinin cumhurbaşkanı seçileceğini söyleyerek…

Bence muhalefetin bu ilk tepkilerinde duygusallık ön planda geliyor.

Oysa iktidar konuya bir siyasi mühendislik olayı olarak yaklaştığını belli ediyor; yasa teklifinin her maddesi ince hesaplarla kaleme alındığı izlenimini veriyor.

Hesap belli: İktidar cephesinin, oylarının düşmesine rağmen, Meclis’te çoğunluğunu koruması ve cumhurbaşkanlığı makamının elinde kalması… 

Meydan okumayla boşa çıkartılması imkansız akılcılıkta bir hesap bu.

Teklifi kamuoyuna sunma görevini üstlenmiş iki politikacının bile takdim ederken mahcubiyet duyduklarını belli ettikleri metin, karşı ittifaka tuzaklarla dolu.

En göze batıcı yönü, ittifakları işlevsiz ve geçersiz bırakması…

Barajı aşmaları zor olan partilerin alacakları oyların neredeyse hepsi çöpe atılma tehdidiyle karşı karşıya…

Reklam

Onların alacakları oylar pek çok seçim bölgesinde karşı iktidar cephesine milletvekili kazandırabilecek…

İttifaklar içerisinde yer alacak partilerin oyları sanki ittifak içerisinde değillermiş gibi ayrı ayrı hesap edilecek ve milletvekili çıkaracak bir sayıya ulaşan partiler dışındakilerin aldıkları oylar ittifaka saydırılamayacak.

Onların üçer-beşer veya üçer biner beşer biner aldıkları oylar hiçbir işe yaramayacak.

Seçim barajının yüzde 7’ye inmesi veya yüzde 10’da kalmasının da baraj oranını aşacak kadar oy alamayacak partiler açısından herhangi bir anlamı bulunmuyor. 

O zaman ittifaklara ne gerek var?

Zaten teklifin müelliflerinin istediği de, karşı ittifakın içerisinde yer alan veya yer almaya hazırlanan partilerin yöneticilerine bu soruyu sordurmak ve orada kalmalarının anlamsız olduğu sonucuna varmalarını sağlamak…

Başka yöntemlerle deneyip sonuç alınamayan ittifakı bozma girişimleri teklif yasalaşırsa amacına erişebilir.

İttifak bozulabilir.

Reklam

Her parti kendi başının çaresine bakma noktasına gelebilir.

AK Parti’nin yüzde 35’ten az oy alarak TBMM’de mutlak çoğunluğu elde ettiği 2002 seçimindekine benzer bir tablo ilk seçimde tekrarlanabilir.

3 Kasım 2002 seçiminde AK Parti ve CHP dışındaki partiler -bazısı %9’a yakın veya üzerinde oy aldıkları halde- baraja takıldıkları için, yalnızca bu iki parti TBMM’de temsil edilme şansı yakalayabilmişti.

Bu kez dört parti barajı aşsa da, diğerleri baraja takılacakları için, onların oylarının heba olmasından yararlanması kaçınılmaz olacak Cumhur İttifakı bir kez daha iktidarda kalma becerisini gösterebilir.

Hatta bozulan ittifakın ortaya çıkaracağı şartlar bir çatı adaya yol vermeyebileceği için, bazılarının çoktandır çantada keklik gördüklerini belli ettikleri cumhurbaşkanı seçimi bile, muhalefet açısından hayal kırıklığıyla sonuçlanabilir.

İktidarın seçim yasası teklifiyle elde etmeyi beklediği sonuç da budur zaten.

Olumsuz gelişme beklentisini iktidarın mühendislik hesaplarına dayandırıyorum, ancak bunun muhalefet cenahında -hiç değilse ilk elde- meydana getirmesi gerekecek bir tepkisel değerlendirmeye yol vermediğini de görebiliyorum.

CHP içerisinde, henüz Millet İttifakı içerisine girmemiş üç partiye -Saadet, DEVA ve Gelecek partilerine- içlerini sindiremediği anlaşılan etkili isimler olduğu fark edilebiliyor.

Millet İttifakı’nın öteki bileşeni, İYİ Parti, diğer üç parti kendi başlarına kalır ve seçime ayrı ayrı girerse, AK Parti’den kopmaya hazır oldukları izlenimini veren kararsızların kendi partilerine iltifat edecekleri beklentisinde olanlarla dolu.

Bilmiyorum, ama Millet İttifakı içerisine katıldıklarını henüz ilan etmemiş üç partinin -Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin- ayrı bir üçlü ittifakla gidilecek seçimden indirilmiş seçim barajı oranını aşabilecekleri düşüncesine kapılmaları da mümkün.

İktidar cephesi onların bu düşüncesini pekiştirmek için barajı biraz daha aşağıya bile indirebilir. 

Cumhur İttifakı bileşenlerinin siyasi mühendislik maharetlerinin, rakipleri olan ittifakta bulunanlar veya ona yakın duranlardan daha fazla olduğu aşikar.

Aylardır üzerinde çalışıldığı bilindiğine göre, AK Parti ve MHP’nin ortaya nasıl bir yasa teklifiyle çıkabileceklerini karşı ittifakın öngörmesi beklenirdi.

İlk tepkiler bu soruya olumlu cevap vermeyi zorlaştırıyor.

Öngörselerdi, duygusal açıklamalar yerine, onlardan karşı cephenin hesaplarını bozacak ortak bir çıkış gelirdi.

Şu ana kadar öyle bir çıkış işitmedim.

Umarım, teklif henüz TBMM’ye sunulmamışken muhalif partiler, HDP ve sol ittifak bileşenlerini de aralarına alarak, teklifi boşa çıkartacak çapta bir karşı tepki vermeyi akıl ederler.

Ortak bir karşı çıkış…

Kamuoyuna teklifin her maddesinin içerdiği açık-gizli anlamları faş ederek…

Verecekleri tepkilerle yalnızca teklifin açıkça demokrasiye aykırı maddelerini değiştirmekle kalmaz, onu“Yönetimde istikrar ve temsilde adalet” ilkelerinin uygulanabilmesine yarayacak maddelerle de takviye etmeyi başarırlar.

Seçimin güvenliğini de sağlayarak…

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. Dinciler (dini çıkarı için kullananlar) Dünya’da hiç bir zaman, hiç bir yerde iktidarlarını rıza ile olaysız, savaşsız bırakmamışlardır. Hoş zaten hiç bir Müslüman toplumda Türkiye hariç gerçek anlamda serbest seçimler yoktu. Türkiye’deki seçimler; AKP sayesinde trafoya giren kedilerle, seçim sırasında mühürsüz oyların kabul edilmesiyle, hiç bir şey olmamışsa bile mutlaka bir şey olmuştur saçmalığı ile yinelenen seçimle gerçek ve serbest olmaktan çıkmıştır. Şapşal muhalefet sandık korumaktan bile acizdir. AKP göstermelik seçimler için harcadığı enerjiyi keşke eğitim, adalet ve ekonomide harcasaydı. Göz göre göre yıkılıyoruz

    • Yahya efendi madem “göstermelik seçimler” niye her seferinde tıpış tıpış sandığa koşup oyları ekmek amcaya, m.inceye, hdp ye basıyorsunuz?
      Güvenmediğin seçimde niye aday çıkarıp oy kullanıyorsun ki?

    • Yahya bey dincileri bilmem ama dinsizlerin pagan putperestlerin yediği haltlardan da gına geldi artık; bir önceki yunan başbakanı ateyizdi, istanbula gelince ilk işi ayasofyayı gezmek olmuştu, şimdi yenisi gelmiş(ayasofya da artık cami olunca) kös kös geri gitmiş tabii, ama korona virüsü taşıyormuş iyi mi?
      Neyse; stalin lenin mao hitler gibi dinsizlerin insanlığa yaptıklarını da kendiniz okuyun artık, benden bu kadar…

  2. Doğrusu Sn. Yazarımızın “..muhalif partiler, HDP ve sol ittifak bileşenlerini de aralarına alarak, teklifi boşa çıkartacak çapta bir karşı tepki vermeyi akıl ederler.

    Ortak bir karşı çıkış…” dediğinden pek bir şey çıkaramadım. Yasalaşırsa, bu yeni seçim kanunu siyasi partileri tarumar edecek, herkes kendi haline düşecek; düşmek bir yana, tam maça ısınmış iken, değişen oyun kuralları, onları saç baş yolduruyor olacak bir vaziyete itmiş olacak.

    Henüz bununla da iş bitmiş olmayacak; HDP’ nin kapatılması talebi teklif yasalaştıktan sonra gerçekleşirse eğer, sen gümbürtüyü seyreyle o zaman. Bir de ne görelim; AK Parti, Anayasayı değiştirebilecek çoğunluğu elde edeceği milletvekili sayısını aşmış; 2002 seçiminde elde ettiğinden çok fazla meclis çoğunluğuna erişmiş.

    MHP’nin, neredeyse oy oranının yüzde 7’nin altında kalacağı sonucunu verdiği halde kamuoyu yoklamaları, ittifakları boşa çıkaran bu yasaya neden kendini feda ettiği/edeceği anlaşılır gibi değil: “Devletçi”leşen, milliyetcilikte de MHP’yi geride bıraktığına kani oldu da AK Parti’nin, MHP, gözü arkada kalmayacağı için harakiri yapmayı göze mi almış oldu acaba?

    İlgili seçim kanunu yasalaştıktan sonra -yasalaşırsa eğer- ittifaklar ortadan kalmış olacağına göre, muhalefet ne gibi bir yol haritası ortaya koyacak. Yazarımızın “..muhalif partiler, HDP ve sol ittifak bileşenlerini de aralarına alarak, teklifi boşa çıkartacak çapta bir karşı tepki vermeyi akıl ederler” dediğinden, fakat açık vermediğinden ne anlamalıyız? Verilecek “karşı tepki” neleri içeriyor? İşte ben bunun ne olduğunu çözebilmiş değilim. Kaldı ki, ittifak oluşturmada bile başarısız olan muhalefet partileri, yeni yasa teklifini boşa çıkartacak çapta bir birlikteliği ortaya nasıl koyabilecek?

    İYİ Parti bu duruma el oğuşturuyor gibi… Milletvekili sayısını artırmış, daha iri bir muhalefet partisi olma ile devletçi/milliyetçi politikalarda eskinin Cumhur İttifakı, yenisinin “AK Başkanlık” iktidarına payanda olmaktan dört köşe olacağı günün hayalini kuruyor olsa gerek. Oysa ülkenin daha temsili bir yasama organına, daha demokratik bir yürütmeye ihtiyacı var.

    Neyse, yazarımızın yol gösterdiği, benim ise bu nasıl olacak diye kafa yorduğum soru şu olsun: “..muhalif partiler, HDP ve sol ittifak bileşenlerini de aralarına alarak, teklifi boşa çıkartacak çapta bir karşı tepki vermeyi akıl ederler.

    Ortak bir karşı çıkış…” dediği nedir, nasıl olmalı, nasıl olacak?

    • Hasan beyin sorusundan kolay ne var:
      Muhalefet topluca istifa eder ve sinei millete döner!
      Bundan daha güzel daha demokratik bir tepki olabilir mi?

  3. Güçlü olan oyunu kendine göre kurmakta serbest ve buna mahir bir cumhur ittifakı var. Peki, muhalefet oyunu bozacak siyasi atikliği gösteremeyecekse neden ülkeyi yönetmeye talip?
    içlerinde muhalifler varmış, geçiniz efendim, madem lidersin göster bakalım liderliğini demezler mi adama?
    Nasıl rusyanın ukraynaya girişi kağıttan kaplan nato yu test etme fırsatı verdi, bu süreç de muhalefet ve liderlerinin kalibresini ortaya çıkaracak…
    umarım göründükleri gibi iradeli ve vatanperver insanlardır!
    gerekirse ortak liste yapsınlar, nal toplatsınlar cumhur ittifakına…
    ama bu hamleye yenildik deme lüksleri yok…
    böyle düşünüyorlarsa halkın önüne de çıkmasınlar…

  4. sayın koru sizin yazınızın hedefi bir yeri işaret ediyor ama olmaz olması için sayın başkan gibi biri çıkıp kolunu kaldırıp benim adayım bu kardeşim demesi lazım oda olmaz imkansız onun için hiç üzmeyin kendinizi bu ülkede sayın başkan gibi bir lider olursa o zaman bu iktidar ancak öyle gider yoksa hazırdaki parti genel başkanları. bunlar lider değil bunlar genel başkan bu millet bu genel başkanlara görev vermez sizce birilerinin emrinde çalışanın lider olmaz ben hiç görmedim sizde biliyorsunuz ne kaldı seçime 15 ay kaldı bu millet hiç yanlış yapmaz uzun yıllar seçimler yaptık inanın sizin gibi yazarların yazısını okuyunca minik kuşların haber getirişi aklıma geliyor hatırlarsınız her halde

    • Lider partisi, liderlerle yürüyen ülke falan, tarihin çöp olmuş fikirleri. Bir ülke ancak toptan ayağa kalkarsa kalkınır bir yere varır. Merkel yıllarca Almanya’yı yönetti. Hiç bir zaman ben liderim benim dediğim olacak demedi. Koalisyonlarla mantıklı bir şekilde ülkeyi yönetti ve bir sonraki koalisyona görevi devretti. Beraber yönetmek, demokratik bir şekilde yönetmek en akıllısı ve ülke için en doğrusu. Lider gelecekmiş falan bunlar biz Türklerin tek adam odaklı safsataları. Geçmiş zamana ait. Ülkeyi sürekli uçuruma ve dibe götüren boş politikalar. Biraz akıllı olmazsak da tarihin çöplüğüne gideceğiz zaten. Bu arada Beşiktaş’ta yapılan ağaç kıyımı da İmamoğlu’na yakışmadı. Halkı bilgilendirmeden yaptım oldu işleri bu ülkenin maalesef en büyük handikapı. Demokrasiye dönmedikçe adam olamayız.

  5. mühendislik hesaplarına duygusallıkla karşılık verilmesini hoş görmek lazım, çok daha anti demokratik bir taslak bekleniyordu bence. mhp nin neredeyse hiç oyunun kalmamış olması durumu biraz daha esnetti doğal olarak.
    belli ki cumhur seçime tek liste gidecek, mv işini aralarında anlaşacaklar,
    millet ittifakıda tek liste gitsin, bugünkü anketlere göre 330 mv rahat çıkarır.
    duygusallığın bir nedeni bu.
    ibrahim usluyu dinlemiştim ne düşünüyor diye, ben olsam bu taslakta en önemli mesele olarak cumhurbaşkanının seçim yasaklarından muaf hale getirilmesi konusunu tartışırdım, seçime belli bir süre kala hükümet görevlilerinin özel uçaklarını ve devlet araçlarını kullanması, gittiği yerde propaganda yapması, masraflarını hazineden karşılaması, devlet olanaklarını kullanması, yemek vermesi, açılışlar yapması, yasaklanmıştı rekabete biraz çeki düzen vermesi açısından, şimdi bu yok diyor.
    cumhurbaşkanı son güne kadar devlet imkanlarını istediği gibi kullanabilecek diyor. cumhurbaşkanının seçim yasaklarına tabi tutulmaması çok büyük bir haksızlıktır diyor.
    zaten millete anlatılması gereken en önemli şey de bu değil mi?
    devlet imkanlarının nasıl kullanıldığı konusu…

    yakında açılışımız var.
    çanakkale köprüsü açılışı…
    yap-işlet-devret modeli ile yapılmıştı yine…
    ihaleyi, iktidara yakın şirket limak kazanmıştı yine..
    dünyada kamudan en çok ihale alan şirket, birinci sırada…
    bu payeyi vermek akp iktidarına nasip oldu elhamdülillah. dünyada kamudan en çok ihale alan diğer 4 şirkete de bu payeyi vermek akp iktidarına nasip oldu, elhamdülillah. parasının en değeri en çok düşen ülke olmak kolay iş değil görüyorsunuz, bazı skorları zorlamanız lazım tabi ki. dünyadaki diğer köprülerden milli gelir bazında 7,5 kat daha pahalı olan köprü ihalesi geçiş garantili biliyorsunuz, günde 45,000 araç geçecekmiş, yılda 16,4 milyon geçiş hesaplanmış. geçiş ücreti 15 euro+kdv. günlük 675,000 euro, pamuk eller cebe.
    bayram tatillerinde yaşanan rekor seviyedeki geçişlerle bile günde 14-15,000 araç geçiş yapmış. yarı fiyata feribotla bile yıllık 4 milyon araç geçerken neden 16 milyon araç geçişi garantisi verilmiş olabilir? tatlı tatlı bi düşünün derim. geçmeyen araçların geçiş ücretlerini malum devlet ekonomik sıkıntıdan temel ihtiyaçlarını bile alamayan halkın parasıyla ödeyecek. her gün 675,000 euro, yıllarca ödeyeceğiz bu rakamları. istersen ödeme…
    ingiltere mahkemeleri garantör, konuyu biliyorsunuz…
    tek bir köprünün durumuna bakın,
    gereksiz büyük, gereksiz pahalı gelecekte hiç bir işimize yaramayacak projelerle kimlerin zengin edildiğine, onları zengin ederken düşürüldüğümüz sefalete bakın.
    kurun anormal artışının kimin işine geldiğine de bakın hazır bakarken…
    her yerde kurla ilgili düzenlemeler varken iktidar yakın şirketlere yapılan ödemelerde bir revizyona gidiyor mu bi sorun hazır bakarken…
    neden gitmiyor bi düşünün…

    bunların açık açık anlatılması lazım işte.
    eğitime, sağlığa, teknolojiye, gelişmeye, tarıma, hayvancılığa, gençlere, harcayacağımız kaynakları ve paraları işte bu şirketlere veriyorlar, onlarda kamu kaynaklarıyla yaptıkları servetleri dövize en çok ihtiyaç duyduğumuz bu zamanda isviçre bankalarına, vergi cenneti adalara taşıyıp…

    sadece şubat ayında devletin enerji alımları için yaptığı harcama bir ayda% 87 artmış. ocak 1,5milyar tl şubatta 2,8 milyar tl ye çıkıvermiş, iyi mi?
    elektrik artışı %64.6, yakıtta artış % 166
    geçen yıl subat enerji alım harcaması 750,8 milyon,
    bu şubat 2,8 milyar.
    artış oranı % 268.
    eşi benzeri görülmemiş binlerce makam arabasının yakıtından, abartılı aydınlatma ve ısınmadan söz ediyoruz. millet ihtiyaçlarından bile kısarken kamuda herhangi bir tasarruf ediliyor mu?

    bunların açık açık anlatılması lazım işte.
    insanlara bu ve benzeri milyonlarca iktidarın yaptığı icraat, hizmet! ve tercihin durumu malolduğu maddi ve manevi sonuçları defalarca tekrarlanarak anlatılmalı,
    anlaşılıncaya kadar anlatılmalı çünkü aklı başında ve çıkarı olmayan hiç kimse bunun bir parçası olmak istemeyecektir.
    siyasi mühendislik hesaplarına en güzel yanıt böyle verilir diye düşünüyorum.

    • “tatlı tatlı bi düşünün” demiş didem:
      “tek bir köprünün durumuna bakın,
      gereksiz büyük, gereksiz pahalı gelecekte hiç bir işimize yaramayacak projeler…”
      Sonra da daha önceki projelerde olduğu gibi
      (marmaray metrosu, hızlı tren, banliyö hattı, yeni köprü, yeni havaalanı, marmara otoyolu…)
      yine çanakkale köprüsünün üzerinden de utanmadan geçersiniz, hem de söversiniz!

      • tahmin yine karavana,
        iktidarın hedefleri gibi…
        utanması olmayan bir siz varsınız zaten.

  6. 12 Eylül anayasasını her fırsatta yerlere vuranlar ṣimdi bir adım daha ileri gitmiyorlar mı?

    Barajı % 7’ye düṣürdük diye cami avlularında televizyon kameralarına yapılan siyasi konuṣmaları yakında duyarız.

    Seҫim kanununu değiṣtirmek isteyen iktidarın ekonomi politikası nedeniyle dolar kuru son bir yılda 7 lira civarında yükseldi.

    Türkiye’nin dıṣ borҫlarının (450 milyar dolar) Türk Lirası karṣılığı 3 trilyon lira civarında yükseldi.

    3 triyon lira, 2022 bütҫesi iҫin hesaplanan vergi gelirlerinin iki katından fazla. 2022 Bütҫe vergi gelirleri: NTV; https://ogy.de/gniy

    3 Trilyon lira bugünkü dolar kuru üzerinden, 200 milyar dolar civarında.

    Savaşın Ukrayna’ya maliyeti 119 milyar dolar. NTV, https://ogy.de/qics

    • Almancı arkadaş “12 Eylül anayasasını her fırsatta yerlere vuranlar” derken kimleri kastediyorsunuz bilemiyorum ama gördüğünüz gibi hala o darbe anayasasının başımızın üzerinde yeri var…

  7. Kendi yazdıklarınıza inanabiliyormuşsunuz Fehmi bey?
    Millet ittifakından ne umuyorsunuz?

  8. Peki seçmenin Cumhurbaşkanlığını Millet ittifakının adayı kazanıyor Meclis’i de onlara verelim düşüncesine kapılma ihtimali var mı? Seçim meydanlarında İstanbul ve Ankara’da meclis çoğunluğu cumhur ittifakında olduğundan dolayı başkanlarımızın daha iyi hizmet yapması engelleniyor aynı durumun olmaması için Meclis çoğunluğunu da bize verin derseler ne olur? En ilginci Cumhurbaşkanlığını Millet ittifakının adayı kazınıp Meclis’te de çoğunluk Cumhur ittifakında olunca Cumhurbaşkanı bana çalışma yetkisi verin diye erken seçime giderse ne olur? Kısaca rahmetli Demirel’in dediği gibi siyasette 24 saat çok uzun zamandır.

    • Turgay bey “Millet ittifakının adayı kazınıp Meclis’te de çoğunluk Cumhur ittifakında olunca Cumhurbaşkanı bana çalışma yetkisi verin diye erken seçime giderse ne olur?” diye sormuş;
      hiçbir şey olmaz,
      yeni sisteme göre “Cumhurbaşkanının çalışma yetkisi” ile tbmm deki çoğunluğun hiçbir ilgisi yok ki,
      yeni başkan kurar kabinesini 5 yıl işine bakar!
      İtirazı olan?

        • Bu muhalefet başkanlık sistemini değiştirmek istemez ama velev ki istesinler, vallahi bırakın beş yılı, elli yılda bile zerre kadar yol katedemezler…

  9. YENİ KATAKULLİLER PEŞİNDE…

    Bundandır ki bütün kamuoyu araştırmalarında yüzde 30’ların altına düşen, gün geçtikçe eridiğini, vatandaşların yüzde 65’inin “tek kişilik yönetim”i istemediğini ve “millet ittifakı” adayının rahatlıkla cumhurbaşkanı seçileceğini ayân beyân gören iktidar, yine seçim kanunlarıyla oynuyor.

    Baştan beri her seçim öncesinde siyasi partiler ve seçim kanunlarını bir dizi tezgâhla siyasi rant hesâbına değiştiren AKP, bir defa daha az oyla çok vekil elde etmeye ve sandıkta kaybettiğini çeşitli hilelerle kazanmaya canhıraş çırpınıyor. Temsilde adaleti daha da darbeliyor.

    Darbe ürünü “seçim barajı”nı -MHP’nin oy alacağını bekledikleri sınıra- yüzde 7’ye düşürmekle kalırken, en kıdemli hâkimin il seçim kurulu başkanı olmasına karşı yine YSK üzerinden “yandaş isimler”in il seçim kurullarıyla başkanını belirlemesi hukuk dışılığını “yasallaştırma” peşinde.

    Bu arada yasadaki “başbakan” ifadesi kaldırılırken, “yeni sistem”le başbakanın yürütme görevinin tek başına verildiği “partili cumhurbaşkanı”nın devletin araç ve imkânlarını seçim kampanyasında parti propagandasında tepe tepe kullanması işgüzârlığının önü “resmen” açılıyor.

    En çarpıcısı da AKP-MHP’nin iki yıldır hazırladığı teklifte, “ittifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifakta yer alan her bir partinin o seçim çevresinde aldığı oy sayısı dikkate alınarak yapılır” katakullisine başvuruluyor.

    “ŞAHSIM İKTİDARI”NI SÜRDÜRME UĞRUNA

    Buna göre, ittifakta yer alan, ancak oyları bir milletvekili çıkarmaya yetmeyen bir partinin ittifaktaki diğer partilerin “artık oyları”nı alması engelleniyor. Partilerin milletvekili çıkarması, “ittifak”ın oy toplamıyla değil, sanki ittifak yokmuş gibi her partinin aldığı oyla sınırlanıyor.

    Böylece, “millet ittifakı”nın “cumhur ittifakı”nın önüne geçmesi üzerine getirdikleri “ittifak sistemi” de “yeni sisteme uyum” paravanında önemsizleştirilip ortadan kaldırılmak isteniyor.

    Keza “güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem” işbirliği mutabakatıyla “demokrasi ittifakı”na genişleme irâdesi güçlenen “millet ittifakı”nın eksenini oluşturduğu demokratik muhalefetin her seçim çevresinde aldığı on binlerce, yüz binlerce oyun hebâsı hedefleniyor.

    “Tek kişilik ucûbe sistem”in hiçbir demokrasiye yakışmadığı itirazlarına karşı bazı partili yetkililerin “Tayyip Bey’in şahsına göre yapıyoruz, ondan sonra değiştirirsiniz” ikrarıyla “tek kişilik sistem”i dayatan ve “yolun sonu”na gelen siyasi iktidar, şimdi de “şahsım iktidarı”yla tükenişteki partisinin siyasi rantı uğruna “seçim sistemi”ni “şahsa” uyduruyor. Millet irâdesinin Meclis’te temsiline yeni “barajlar”la bariyeler koyan otokratik komplolara tevessül ediyor.

    Ama nâfile; zira “cumhur ittifakı”na karşı muhalefetin “millet ittifakı”nı kuramayacağı hesabıyla getirdikleri “seçim ittifakı”ndan pişman olan iktidardakilerin bu “tertip”ten de pişmanlık duyacaklarının sinyalleri çakılıyor.

  10. Senin mühendislik hesapların varsa Allahın da hesabı var.

    AKP ve MHP olumsuz gidişat karşısında uykusuz geceler geçirmekte seçim mühendisliğiyle bir süre daha kendilerini Avutsunlar. 15-20 gün daha rahat uyuyun Gün geçtikçe fakirlik getireceksiniz Millet sizi Tarihte hiç iyi anmayacaklar.

    Tarih seçim mühendisliğiyle seçimin kazanıldığı göstermemiştir. Bundan sonra iktidar partileri ne yaparsa yapsın sandığı kazanamayacak.

    Eğer bir hükümet seçim yasaları ile oynamaya başlamışsa sonunun geldiğini anlamıştır demektir. Her çıkışın birde inişi olacaktır.

    Seçim Anketlerinde AKP %23 gözükmekte karasızlar dağıtılınca %30 oluyor. Bence o kuvvetli olduklarında acaba diye oy veriyordu halk bu sefer bunun kadar kararsız oy vermeyecek.

    Bir kısmı seçimi boykot için sandığa bile gitmiyecek alabilirse sadece %3 alabilir. oda %26 olur.

    • Recep bey “Bir kısmı seçimi boykot için sandığa bile gitmiyecek alabilirse sadece %3 alabilir. oda %26 olur.” demişsiniz de;
      erken seçim ıvır zıvır tahminleri yapmak yerine bakıyorum artık kararsızların ne yana yatacağı gibi daha düşük yoğunluklu bahisler açıyorsunuz ama yine yukarda zikrettiğiniz “seçimi boykot” öneriniz üzerinde durmaya değer görünüyor.
      Bugün hasan beye ve yahya efendiye seçimler konusunda bazı tekliflerim olmuştu, aynısı sizin için de geçerlidir:
      Muhalefet meclisten çekilip istifa etsinler, yani sinei millete dönsünler, seçimleri boykot edip hatta aday çıkarmasınlar;
      inanıyorum ki işte o zaman necip milletimiz bu muhalefeti de kucaklayıp akparti/mhp gibi bağrına basacaktır:)
      Ne dersiniz?

  11. Kusura bakma at gözlüğü ile bakıyorsunuz. İhtilafları tek parti anlayışı ile yorumlarsanız milletvekillerini mağdur edersiniz, eski kanun zaten bunu yapmış, kazanacak milletvekili az oy almış milletvekiline kanun yolu ile yenik saydırılmıştır. Bunu neden izah etmiyorsunuz ben edeyim, örnek milletvekili sayıları düşülürken en sonunda kalan sayıda örnek A partisinin milletvekili seçilme durumunda iken diğer B partisinin oyuna ortak oldukları diğer partilerin oyları eklenerek A partisinin milletvekili çok oy almasına rağmen B partisinin milletvekili adayı seçiliyor, hangisi doğru, gerçek parti oyu mu? yoksa toplama oy mu?

  12. “..siyasi mühendislik olayı olarak yaklaştığını belli ediyor; yasa teklifinin her maddesi ince hesaplarla kaleme alındığı…
    Hesap belli: İktidar cephesinin, oylarının düşmesine rağmen…
    Meydan okumayla boşa çıkartılması imkansız akılcılıkta bir hesap bu.” Tespiti yapılmış😯.
    -Vekiller gitmemek için mimar mühendis diploması olmadan😆 bu kadar beyin cimnastiği yapabiliyorlarsa,
    Gelmek isteyenlerden, mevcut lardan daha cimnastikçi olması beklenir!🤗
    Spor yapmıyorlarsa o koltuğa çöküp onlar hiç kalkmayı düşünmeye bilirler! Bu daha kötü bir risk!
    Hep şunu yapıyorlar:
    Kendilerine bir düşman!👹 İcat edip, sonra onunla savaşıyormuş gibi yapıyorlar😠
    (Bil bakalım elimde ne var diye soran adama çocuk yanlış cevap veriyor bile bile..
    Niçin oyunu bozayım, doğruyu bilip söylesem bir lirayı kazanamazdım! 😂 Cevabı gibi).
    **Bir sonraki süreçte bu yanlışlıklar, eksiklikler varsa! giderilecek mi acaba???
    İşte beni ve milyonlarca insanı ilgilendiren belkide budur en başta!

  13. HDP nin elinde binlerce masumum kanı olması,PKK ya terör örgütü bile diyememesi ,bütün beledyeleri ile yardım yataklık etmesi,silah taşıması umrunuzda değil değil mi?
    Yeterki RTE gitsin.
    İtifağınza şeytanı bile dahil edin.ABD zaten dostunuz.Yapamadığı darbe de zaten kontrollü.
    Haçlılar namusunuza dokunmaz onunla bile ittifak yamışken HDPKK neki.
    Acınak hallere, siyasi taktik olarak bakın.Daha ne kadar çamura batılacak merak ediyorum.
    Sadece din adamı görüntüsündeki papazın haçlılar namusunuza dokunmaz demesinden bile ibret alınıp nehale düştük demeleri beklenirken çamura battıkça batılıyor.
    en son canan kaftancıoğlu ile erbakan anlıyorsa ne diyeyim.Ne kadar rezil olunsa o kadar iyi .

  14. Bu toplumun anlamadığı şey bunca ince hesaplarla yapılan değişikliği .rahat ve keyifle alaycı bir üslupla karşılamaları ama herşeye rağmen İstanbul’daki belediye seçimleri gibi bu yasa teklifi de iktidarın kutusunu kazmaya yardımcı olabilir. MHP nin barajı yedi olsa bile aşama konusuda ayrı bir tuzak

  15. Ukrayna’nın faşist diktatör Putin tarafından işgali hepimize otokratlara sonuna kadar karşı çıkmamızı ve hepsini devirmemiz gerektiğini bir kez daha gösterdi. Çünkü otokratların hakim sürdüğü bir dünya, ne kadar küçük bir ülkede de olsalar, hepimizin ve dünyanın güvenliğini tehdit ediyor, demokrasiyi tehdit ediyor, insan hak ve hürriyetlerini tehdit ediyor. Hala içimizde bazılarının, otokrat severlerin, reisçilerin, bu işgali Amerika’nın bir oyunu gibi göstermeye çalışmaları, kendi otokrat hülyalarının çarpık bir dışa yansıması. Otokratlara ve diktatörlere toz kondurmak istemiyorlar. İktidar açık açık Putin’e yaptırımları tanımayacağını ve bu işten kar yapmaya çalışacağını ifade ediyor. Bu hepimiz için, ülkemizin güvenliği ve özgürlüğü adına çok büyük bir tehlike. Yapılan açıkça bir demokrasi ve özgürlük cephesinde gedik açma girişimidir. NATO üyesi bir ülke böyle iki yüzlü bir girişime kalktığında bunun sonuçları ağır olur. Türkiye’yi kimse ciddiye almaz. Bir daha da batıda dost bulamayız. Ukrayna’nın yanında olmak hepimizin görevi. Bu ABD yanında olmak değil. Bu demokrasi, özgürlükler ve haklı olan tarafta olmak demek. Bunu beceremeyecek kadar acizsek, toptan işgal edilmeyi ve tarihin çöplüğüne gitmeyi haketmişiz demektir. Herkes aklını başına almalı, faşist Putin’e karşı çıkmalı, Rus ve Ukrayna halklarının yanında olmalıyız. Bir diktatör bölgemizi ve dünyayı bu şekilde tehdit edememeli.

  16. İktidar maç devam ederken kuralları değiştiriyor hep. Kuralları kendine göre yapıyor. Kısaca şike yapıyor. Şikeci olduklarını söylediğimizde de, hopluyor zıplıyorlar. Valla şikecisiniz. Ve dünya güneşin etrafında dönüyor.

  17. “AK Parti’nin yüzde 35’ten az oy alarak TBMM’de mutlak çoğunluğu elde ettiği 2002 seçimindekine benzer bir tablo ilk seçimde tekrarlanabilir.”
    BUGÜN SAYIN YAZARIN AĞZINDAN BAL DAMLIYOR;
    ZATEN KENDİSİ DE HER FIRSATTA %50+1 OY YERİNE BÖYLESİ DÜŞÜK BİR OY ORANIYLA AKPNİN DAHA RAHAT İKTİDARA GELME FIRSATINI TEPMİŞ OLMASINDAN YAKINIYORDU, DEDİĞİ GİBİ OLSUN:)
    YALNIZ MUHALEFETİN BU KONULARDA İŞ BİLMEZ OLUŞUYLA İLGİLİ DE BİRAZ HAKSIZLIK YAPILMIŞ SANKİ, ÇÜNKÜ 6 BENZEMEZLERİN ARASINDA ÇAT ORDA ÇAT KAPI ARKASINDA NE YETENEKLER, ÇATI ADAYLIĞI MACERALARINDA KAH GÖRÜNÜP KAH GÖRÜNMEZ OLABİLEN UYANIKLAR!
    KÜÇÜK MUHALİFLER AMA YİNE DE MİDE BULANDIRIYORLAR…

Yoruma kapalı.