Sıkıntılı günlere doğru.. Yardımlaşmanın birden çok yöntemi var…

36
Reklam

Her çocuğa artık onlarla ilgilenmeyeceği yaşına erişene kadar sayısız üst-baş ile yığınla oyuncak alınıyor… Çocuk büyüyor, arkadan başka çocuk da gelmiyor… Peki büyüyen çocuğunuza henüz küçükken aldığınız üst-baş ile sonradan oynamaz olduğu oyuncaklara ne oluyor?

Büyücek bir evden daha küçüğüne taşınmanız gerekiyor ve yeni evde pek çok eşyanızı koyabileceğiniz yer yok… Bu durumda fazla eşyalarınızı ne yapıyorsunuz?

Paraya kıyarak kitaplar aldınız, okudunuz ve kitap almaya devam ediyorsunuz, ancak bir süre sonra onları koyacak yer bulmakta zorlanıyorsunuz; bir çoğunu elden çıkarmak istiyorsunuz, ancak bunu nasıl yapacaksınız?

Gündemin ilk sırasında ekonomik sıkıntılar ile hükümetin ‘yeni ekonomi modeli’, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile yakınlaşmayla başlayan ve ardından benzer bir gelişmenin Mısır ve İsrail’le de gerçekleştirileceği anlaşılan yeni dış politika tercihleri, ittifakların çıkaracağı cumhurbaşkanı adaylarının kimler olacağı türünden ‘hayati’ konular varken, eski giysiler, oyuncaklar, boşa çıkan kitaplar gibi enti püften konular da nereden mi çıktı?

Söyleyeyim. Biraz önce bir gazetenin (Yeniçağ) internet sitesinden kendini gösteren şu haberden çıktı:

Almanya’da ayva ikramı

“Almanya’da yaşayan gazeteci Cengiz Özbek, Türkiye’nin yok olmaya yüz tutmuş komşuluk örneğini Almanya’dan bir fotoğrafla paylaştı.

Gazeteci Cengiz Özbek, Türkiye’de şehirleşme oranlarının artmasıyla, rezidansların dikilmesiyle komşuluk ilişkilerinin yok olmaya başladığını aktardı.

Reklam

Özbek, Almanya’da bir komşusunun tüm mahalleye bir sepet dolusu ayvayı dağıttığını bir fotoğrafla anlattı. 

‘Türkiye’de hep övünülen ancak giderek kaybolan komşuluk kültürüne Almanya’dan sıcak bir örnek’ ifadelerini kullanan Özbek, mahalleliye dağıtılan hediyeyi paylaştı.”

Ve ardından verilen şu resimli sosyal medya mesajı:

Almanya’da ayva ikramı..

Gazete, bu girişten sonra şu notu düşmeyi de ihmal etmemiş:

“Özbek’in paylaşımının ardından tartışılan ‘eskiden komşu anlayışı’ kavramı yeniden akıllara geldi.

Dev rezidanslarda otel odaları gibi dizilen evler yaygınlaşmadan önce Türkiye’de insanlar komşularıyla yemeklerini, giyeceklerini, her şeylerini paylaşırlardı. Hem de karşı komşularına güvenerek kapılarını bile kilitlemezlerdi.”

Ne yalan söyleyeyim bu haber ve habere konu olan yardımlaşma hoşuma gitti.

Hele bu girişimin sahibinin bizim ülkemizden oraya göçmüş biri olduğunu da öğrenseydim haber daha da hoşuma giderdi.

Reklam

Alman bunu yapıyor da başkalarının benzer girişimleri yok mu?

Var.

Amerika’da buy nothing

Birkaç zaman önce bulunduğum Amerika’da dolaşırken, bizi aracıyla gezdiren yakınım, bir sonraki menzile varmadan önce kısa bir yol sapması yapmak istediğini bildirdi. Mahalle arasına girdik. Bir evin önünde duruldu. Şoför mevkiinde oturan yakınım indi ve önünde durduğumuz evin kapısına bırakılmış büyükçe bir paketi alıp aracın bagajına yerleştirdi.

Yerleştirdiği paketin içinde oyuncak varmış, onunla yeni doğmuş oğlunu sevindirecekmiş…

Önünde durduğumuz bir tanıdıklarının evi miydi?

Hayır, değildi.

Facebook’ta açılmış özel bir sayfada, kendilerinin oturduğu mahallenin halkı, artık işlerine yaramaz hale gelmiş fazlalıklarını ilan ediyor ve duyurulan eşya/lara ihtiyacı olanlar ilgilerini beyan edince, mesajlaşarak mutabık kaldıkları gün ve saatte evin önüne konan eşyayı teslim alıyorlarmış…

Buna ‘buy nothing’ adını vermişler…  

Fazla görülen her şeyin parayla değiştirilebilecek bir değeri mutlaka vardır; ancak mahalleli arasında bir tür yardımlaşma ve dayanışma haline dönüştürülen bu yöntemi benimseyenler çokmuş…

Kısa süre önce mahalleden taşınacak birisi kocaman piyanosunu isteyene vermek üzere o sayfaya koymuş…

Araştırınca ‘buy nothing’ uygulamasının ilk 2003 yılında Seattle kentinde iki genç kadın tarafından başlatıldığını, duyulunca aynı kentin başka mahallerine, oradan da diğer eyaletlere taşınarak ABD’de yaygın hale getirildiğini öğrendim.

Çok hoşuma gitti.

İngiltere’de ‘Food Bank’

Yalan haberlere zemin teşkil ettiği için hep eleştirilen sosyal medya platformlarından birinin -bu Facebook oluyor- böylesine bir hayırlı işe aracılık eder hale gelmesi beni ayrıca mutlu etti.

Bizde çok eskiden sebiller, aş evleri hamiyet sahipleri tarafından devreye sokulur, mahallelinin bunlardan yararlanması sağlanırdı. Bizdeki bu eski uygulamalar İngiltere’de ‘Food Bank’ adıyla güncelleştirilmiş bulunuyor. [ABD’de var aynı örgütlenme.]

Corona’nın en azgın saldırdığı günlerde sokağa çıkamayan yaşlılara, normal zamanda okulların öğrencilere sağladığı süt ve yemek servisinden mahrum kaldıkları için derslere ara verildiğinde açlık tehdidi altına düşen fakir muhitlerin çocuklarına, yemek ve ihtiyaç duyabilecekleri maddeleri sağlamak üzere, gönüllü mahalleliler örgütlenmişlerdi orada.

Gıpta etmiştim. 

Fırınlarda askıda duyurusu..

Bizde askıda ekmek

‘Askıda ekmek’ uygulaması pek çok yerde uygulanıyor bizde. Fırından kendileri için ekmek alırken, ihtiyaç sahiplerini düşünerek bir-iki ekmeğin parasını fazladan ödeyip onları askıya yerleştirenler giderek çoğalıyor. İhtiyaç sahipleri kimselere görünmeden askıdaki o ekmekleri alıyorlar.

Fırınlarda özel bölmeler var ‘askıda ekmek’ için…

Ne güzel değil mi?

Ekonomik sıkıntıların daha da artacağı günlere doğru yol alıyoruz. 

Yardımlaşma alışkanlığını yeniden kazanmaya başlasak iyi olacak.

ΩΩΩΩ

Reklam

36 YORUMLAR

  1. Kiminin çöpü kiminin hazinesi!
    Batıdaki birçok ülkede kilo ile ikinci el elbise satılan mağazalar vardır, girersiniz 5-10kg elbise alır çıkarsınız, yazlık kışlık…
    Bazılarının artık giymek istemediği eski elbiselerini bazıları da para verip alıyor ve giyiyor:)
    Bir türkü öldürsen yine almaz ve giymez o çöp yığınlarını, LC Waikiki de her şey yeni ve bedava!

    “Kısa süre önce mahalleden taşınacak birisi kocaman piyanosunu isteyene vermek üzere o sayfaya koymuş…”
    Sayın yazarın bu türden ağır eşyaların ve mobilyaların taşıma masrafından pek haberi yok galiba?
    Batılı birçok ülkede bu tür gözden çıkarılmış eşyaları gidip evlerden toplayıp hurdacı ya da 2.elciye götürüp satan bir işkolu var, tabii eşya sahiplerinden ayrıca nakliye parasını da almak şartıyla:))))

    • semt pazarlarına git de gör, dört tarafı da alıcılarla çevrili en kalabalık tezgahın giyilmiş elbise satan tezgahlar olduğunu.

  2. SİYASİ SHOW ÖYLE OLMAZ
    Geçen hafta bir partinin grup toplantısında genel başkanlarını herkes alkışlarken “bir kişi” alkışlamamıştı.
    Bu hatta herkesle birlikte ayakta alkışlamış.
    Bence bu hafta sadece bir kişi uzun süre ayakta alkışlamalı, diğerlerini ayakta alkışlamaya davet etmeli, diğerleri de bu davete icabet ederek seramoni tamamlanmalıydı.

  3. CENNETE Mİ, CEHENNEME Mİ?
    İmanî mülahazalar bir yana Ahirette soru ve sorgulamayı bir soruya indirgeyecek olsak şu soru sorulacaktır:
    – Dünyayı diğer insanlar için cennete mi, yoksa cehenneme mi çevirmeye çalıştın?
    Cennete çevirmeye çalıştıysan buyur cennete
    Cehenneme çevirmeye çalıştıysan buyur cehenneme.

    • Hocam, dünyayı zalimler için ceheneme, mazlumlar için ise cennete çevirmeye çalıştıysak durum ne olur;
      arafta mı kalıyoruz yoksa?

  4. İktidar ortağı bir partinin başkanı mafya ağzıyla nefesimiz ensende diye bir belediye başkanını tehdit ediyor. Savcılar nerede? Hukuk nerede? Adalet nerede? Siyaset ve toplum nerede? Adında adalet olan parti nerede? Rezaletin zirvesi.

    • Yarın bu belediye başkanının başına bir iş gelirse suçluyu biliyoruz. Bunu kullanmak isteyen dış güçler de eminim var. Bu mafyatik siyaseti artık bitirmeliyiz. Daha yüksek tepki vermeliyiz. Demokrasi ucuz değil.

  5. TL bir ayda yüzde 25, yılda yüzde 40 değer kaybetmiş. Faizi düşüren iktidar, bu ortamda yatırımcının para ödünç alıp yatırım yapmasını gerçekten bekliyor olabilir mi? Hangi enayi bu paraya ve bu rezil ekonomik düzene güvenip yatırım yapar. Elimde ne var ne yok dolara çeviririm daha iyi. Hiç olmazsa değerini korurum. Vatandaş da bunu yapıyor ve hain muamelesi görüyor. Vatandaşın parasını değersizleştirerek çalan gerçek hainler ise ekonomik dahi ve yeldeğirmenleriyle savaşan kahraman muamelesi görüyor.

    Yabancı yatırımcı olsanız dolarınızı getirip TL’ye çevirip yatırım yapar mısınız? Deli olmalısınız. Bir yılda yüzde 40 kaybetmiş. İstanbul borsasına yatıran yabancılar şimdi saçlarını başlarını yoluyorlardır. Yatırım kararı alanlar da işlerinden kovuluyordur.

    Arabamı satıp dolara çevirmiştim, iyi de yapmışım. Keşke evi de öyle yapsaydım. Kirada otururum daha iyi. (Bu bir yatırım tavsiyesi değildir 🙂

    • Endercim umarım sadece arabayı satmakla yetinirsin; senin kiralardan pek haberin yok galiba!?

  6. AH ŞU YABANCI GÜÇLERLER AH….
    BİZE ENGEL OLMASALARDI NELER YAPARDIK NELER
    UZAYA DÖRT ŞERİTLİ YOL YAPARDIK
    KİŞİ MİLLİ GELİR 50 BİN DOLAR OLURDU
    ASGARİ ÜCRET 25 BİN TL OLURDU
    ENFLASYON SIFIR OLURDU
    ………………………….

    • Ahmed şimdi de uzaylılara mı bel bağladınız bilader, bu kafayla giderseniz muhalefetin işi yine yaş, allah akılfikir versin emi!

  7. Almanya da son yıllarda yeni bir geliṣme var. Linkteki resimde görülen yazıyı veya benzerlerini yol kenarında kamuya veya özel ṣahıslara ait olan yerlerde, ceviz, elma, erik ve kiraz ağaҫlarında sıkҫa görmek mümkün. Yazılanların tercümesi: „ Herkes iҫin meyve – Yerden, dalından toplayın-Baṣkalarına da bırakın“ yazıyor.
    https://ogy.de/p4p4

    Türkiye’yi 1980 yılından bu yana karavanla gezerim. Komṣu olarak değil ama ҫevreyi gezen birisi olarak ҫok güzel durumlarla karṣılaṣtım. Ermenek yakınlarında yol sorduğum, bahҫesinde elma toplayan kadın, elma ister misiniz diye sordu. Eṣimle ben iki kiṣiyiz iki elma verin dedim. Iki elma mı olurmuṣ deyip bir kova elmayı karavana boṣalttı.
    Eskiden, Türkiye’nin hemen her tarafında benzer davranıṣlarla karṣılaṣılırdı ama, artık sahil kıyıarında, endüstri bölgelerinde, büyük ṣehir ve ҫevrelerinde durum ҫok büyük ölҫüde değiṣti.

    • Almancı arkadaş “…artık sahil kıyıarında, endüstri bölgelerinde, büyük ṣehir ve ҫevrelerinde durum ҫok büyük ölҫüde değiṣti.” demişsiniz de;
      bilin bakalım o bahsettiğiniz “sahil kıyılarında” yıllardır hangi güzide partimizin belediyeleri vardır?
      Efendim?

      • H. Gayret arkadaṣ, ben hiҫ bir partinin yandaṣı değilim, nadirende bir partiyi arkası arkasına iki defa seҫerim. Benim davam demokratik sistemdir.

        Son Türkiye gezim 2019 yılından önceydi. 2019‘ dan önce sahil kıyılarında hangi güzide partimizin belediyeleri vardı siz benden daha iyi biirsiniz.

  8. EKONOMİK KURTULUŞ SAVAŞI DEVAM EDİYOR
    Evet, bu arada ekonomik kurtuluş savaşı bütün hızıyla devam ediyor !
    Bir kaç günden beri mevzi muharebeleri şeklinde devam eden çatışmalar iki günden beri iyice şiddetlendi !
    Yanlış taktikler yüzünden faiz silahını kullanamayan lira , geri çekilerek dolar karşısında 14 ve euro karşısında da 16 numaralı yeni hatta savunmaya geçmiştir!
    Haydi bakalım, gazamız mübarek olsun !

    • Bu arada bir son dakika gelişmesine göre MB (Merkez birliği !) takviye kuvvetleri derhal liranın yardımına koşmuşlar .Bu destek sayesinde de dolar ve euro kuvvetlerinin taarruzları şu anda
      oldukça yavaşlamış bulunmaktadır !

  9. İnsanımız insanlıktan çıkmasın, insanlık yapmasını beklemiyorum. Gelişim bizi yanlış geliştirirse eğer, ayrışma öyle bir haddeye varır ki, etnik yada siyasi ayrışmayı mumla ararız gün gelir?
    -Sitede oturmak istiyor, suyu elentriği kesilmesin, asansörde kalmasın istiyor!
    Ama, fakat, hergün balkondan halı kilim silkeliyor!?
    -gece çocuk evin içinde koşturuyor dur evladım demiyor?
    -yönetimci seçmişsin, adamlar sanki sitenin sahibi! Sen kira öder gibi aidat ödüyorsun?
    -ist.’da oturuyor! Yetmiş milletten insan ev almış komşun olmuş! Adam ”pis .. defolun” diyor!
    -Kokoreç çi nargileci balıkçı pizzacı kebapçı dükkanlarında gelen! Miiissss ve dumanlı havalı kokulu kısmısını zaten yazmaya gerek görmüyorum bile? giderini klima sesini ayarlamamış, düşünmemiş bile?.
    -10 katlı binanın altına yapılan fırının yıllarca duvarları nasıl gevrettiğini! Deprem sonrası ancak anlamış bir milletiz vesselam ?
    -ilk defa AVM yapılmasını bu sebeplerle destekledim. Dükkanlar hepsi bir yerde dumanı kokusu filtreli bacadan çıkıyor! (Umarım☺️).
    Sen de diyon hala nar portakal..
    Biz zaten yemişiz ayvayı be abicim☺️.

  10. Dün
    “Birisi
    30 Kasım 2021 At 18:55
    Yani sen şimdi; “düşüyorsun” öyle mi ?
    Az daha düşün, düşündürül ki tam ol.”
    diyordu;
    bugün olmuş sanki:))))

  11. Sayın yazarın “Gıpta etmiştim.” diyerek bahsettiği ingilterede:
    “Corona’nın en azgın saldırdığı günlerde sokağa çıkamayan yaşlılara, normal zamanda okulların öğrencilere sağladığı süt ve yemek servisinden mahrum kaldıkları için derslere ara verildiğinde açlık tehdidi altına düşen fakir muhitlerin çocuklarına, yemek ve ihtiyaç duyabilecekleri maddeleri sağlamak üzere, gönüllü mahalleliler örgütlenmişlerdi orada.”
    bunlar olurken türkiyede ise yurtdışından, taa çinden maçinden thy ve askeri kargo uçaklarıyla toplayıp getirdiğimiz vatandaşlarımıza 14 gün boyunca karantinada tutuldukları tesislerde ücretsiz barınma imkanı sağlanırken bir yandan da bedava kıymalı pide ve yöresel ürünlerle kendilerine ziyafet veriyorduk:))))
    Son günlerde ingilterede görülen mazot kuyruklarına çözüm bulabilmek için ise majestelerinin subayları direksiyon başındaydı!!!!

    • Ücretsiz barınma ve bedava yemek … yani hapsediyordunuz yurt dışından gelen insanları. Bu gayri insani uygulama neyse ki uzun sürmedi. Hangi akılsızın fikriydi öğrenemedik ama. Öbür taraftan da ümreye giden insanlara bir seyahat kısıtlaması getirmeyip gelenleri de ülkenin dört bir tarafına gönderip salgını yaymışlardı. Bir uçtan bir uca. Ülkenin perişan halleri.

  12. AÇIZ

    Vayyyyy, yoksulluk günleri müjdesi ha, gerçekten zekice. Aşırı mutlu, zengin ve müreffeh ülkemizden, dört mevsim akan suların mumbit hale getirdiği verimli ovaların, zengin doğal gaz ve petrol yataklarımızın, uluslararası marka olmuş otomobil, teknoloji firmalarımızın, tamamlanmış alt ve üst yapımızın, çuvalla sebze meyve aldığımız herkesin cebinden paranın taştığı yılların sonunda ak parti bizi bu günlere de mi getirecekti. Yetişin dostlar.

    Benim anlamadığım meselelerden biri de; eski abd başkanı trump “Türk ekonomisini mahvettim, yine mahvedeceğim” dediği halde, yeni başkan biden “Türkiyede muhalefete her türlü yardımı yaparak Erdoğanı devireceğiz” dediği halde niye hiç bir yazar bu dünyanın bu en büyük devletinin en büyük başkanın tehditlerini yok sayarak üzerinde bir an bile konuşmaya yazmaya değer bulmuyor. Belki sayın yazar farklı konulara girmeye başladığına göre:) bu konuda da bir şeyler yazar, Yoksa Biden in sözcüsünün 140 m² denize sıfır yalıyı 340 m² ye çıkaran, yunan adalarında zıkkımlanmaktan yüzü gözü şişmiş yazarının yahut istanbulun ortasında vila diken maocu, devrimci yazarının bu konulara gireceği yok.

    • İngiltere ingiliz milletler topluluğu üyesi olan Barbados’u genel vali ile yönetiyordu. genel vali de ülkeyi monarşiden çıkarıp cumhuriyete geçti ve genel vali Barbados cumhuriyetinin ilk devlet başkanı seçildi. cumhuriyete geçiş törenine ingiltere pirensi Charles de katıldı ve Prens Charles kendi ülkesinin bayrağının bayrak direğinden indirilişini yerine de Barbados bayrağı çekilişini tören sırasında izledi ve bunu yaptığı için genel valiyi ve tüm Barbados halkını tebrik etti.

      konuşup yazabildiğine göre düşünebilen bir insan olarak bu olayı nasıl yorumluyorsun?

      tamam belki bu konu sana zor gelebilir. peki NATO Genel sekreteri Jens Stoltenberg’in son konuşması ile Erdoğan’ın dünkü yazıya konu olan konuşmasını birlikte değerlendirecek olsan nasıl değerlendirirsin?

      • Vay be Bu ingiliz haçlıları da ne medeni.
        Bir yere gidiyor orayı yıllarca madi ,manevi köle durumuna getiriyor.
        İnsanlar dillerini unutuyor ingilizce konuşuyor.
        Bütün ekonomileri ,askeri,siyasi olarak ingilize bağlı.
        artık bu devirde direk sömürge ve kraliçeye tören düzenlemek kalmadı .Bunu görünür değilde Türkiye de ki gibi gönüllü uşaklarla yapalım ,indirileim şu bayrağı ama siz yine bize herşeyinizle bağlı olun dediklerinde gönüllü emperyaller bak işte haçlılar ne güzel insanlar diye avuçlarını patlatıyor.
        Yahu 400 yıldır ta okysanus ötesinden ne işleri vardı .O bayrak inince bu ülkeler bağımsız oldu mu diye düşünme hiç .Bu sana zor gelir anladım.
        Haçlılar çok güzel

        • zaten ingiliz milletler toplululuğuna bağlı kalmaya devam edeceklerini yazıyor gazeteler.

          tamam serdar güzel yorum tebrikler, şimdi de ikincisini yani NATO Genel sekreteri Jens Stoltenberg’in konuşmasıyla Erdoğanın konuşmasını yorumla. bakayım benim anladığımla senin anladığın aynı mı merak ettim.

          • Baran Bey ,
            Nato genel sekretinin dediğinin ne önemi var.Kaldıki dediği de diplomatik genel geçer laflar
            Nato burada darbe yapıyor şu an darbeye karışan herkes ABD,hollanda başta olmak üzere Nato ülkelerince korunuyor hatta askeri tesislerde ağırlanıyor.Dünyanın en kanlı örgütüne eskiden gizli şimdi açıktan silah ve destek veriyor.
            Şimdi birde e o zaman niye Biden le görüştü falan da deyin de tam zırvalama yağmuru ile milleti aptallaşma ezberirimizi görelim.
            Biden Putin le de görüşür Çin ile de görüşür.

            Ülkelerin birbirlerine söyledikleri diplomatik laflarının bir önemi yoktur. Sahada neler olduğunun önemi vardır. Sahada Türkiye ye karşı tam gaz Nato operasyonu sürüyor.RTE yi indirene kadar
            da her türlü arguman,örgüt,beslem ve fondaşları ile saldıracaklar.Gerisi lafı güzar.
            ama Haçlılar namusunuza dokunmaz diyebilecek kadar kendini kaybetmiş haçlı sevdalılarına ne anlatsan boş

  13. Son paragraftan hareketle bir öneri de benden:Hani,aynı zamanda soğan ekmek yemek gibi unutulan değerlerimizi hatırlatmak üzere “bugünleri de soğan ekmek yiyerek geçirelim” diye tavsiyede bulunanlar olmuştu ya,bu hayırsever kardeşlerimizin askıda ekmeğin yanına birer tane de kelle soğan asmaları bayağı bir makbule geçer,hatta iyi de bir seçim yatırımı olur diye düşünmekteyim.

  14. Millete yesin diye bir kasa ayva dağıtmak ancak alman hayırseverliğine yakışır!
    bırakın komşuyu, komşu ülkelerden bize kaçmış 5milyonluk bir sığınmacı kitleyi yedirip içiriyoruz, bir gün olsun lafınını etmedik!
    Ama şu almanın bir kasa ayvası kadar itibar görmedi yaptığımız hayır hasenat, iyi mi?
    Allah bilir o sandığın yanında “sadece beyazlar ya da alman komşular içindir!” falan yazıyordur:))))

    • Ne diyorsun kardeşim, Osmangazi köprüsü, marmaray hızlı tren sultanahmette bir çeşmeye takılan batarya kadar ses getirmedi. İhalar sihalar, TOGG mezarlığa konulan plastik ibrik kadar haber konusu olmadı bu medyada.

      • Osmangazi köprüsü vs. sürekli haber oluyor da senin dikkatini çekmiyor veya çekiyor da görmemezlikten geliyorsun zannımca. Hani sürekli denmiyor mu “Osmangazi köprüsünden,Kütahya havalimanından vs. hiç geçmeyen,hiç uğramayan Erzurum’daki,Hakkari’deki vatandaş ihaleci firmaya garanti ihale bedeli olarak vergilerden ödeme yapıyor” diye. Yani dikkatli bakarsan sen de görebilirsin. Dolar olmuş 14,gram altın olmuş 780 lira biraz dikkat edersen bunları bile görebilirsin tuzu kuru,yediği önünde yemediği kenarında olduğu her halinden,her sözünden belli olan kardeşim benim…

        • Tsu Kuru olsam dolarım olurdu:))
          Eskiden de dolarım yoktu ama bu saydığın hizmetlerin hiçbiri de yoktu. Kılışdaroğluna göre 2 trilyon dolar harcanmış bu hizmetlere, Peki ak parti öncesi 80 yılda olması gereken 20 trilyon dolar nerede, hem o zamanlar dolar 1 liraydı:))

          • Kılıçdaroğlu hesap uzmanı 20 trilyon doları iktidara gelince ülkeyi kalkındırmak için saklıyor, adamı getirin iktidara 20 trilyonu görün doya doya.

    • İyi insanlar heryerde var. Almanlarda da çok iyi insan var. Almanya Suriye’den milyona yakın mülteci aldı. Pekçok Alman, ünlü kişiler, mültecileri evlerine aldılar örnek olsun diye. Merkel bu politikası ile siyasi bir risk aldı. Bizdekiler gibi finansı iyi yönetiyoruz yada mültecileri Fransa’ya süreriz diye de tehdit etmediler. Ayrıca Almanya’da mültecilerin muz yedikleri için sosyal medyadan toplanıp karakola götürüldüklerini, yada Ren nehrine sürüldüklerini de duymadık. Elbette bizde de güzel hikayeler var ve bunları öne çıkarmak lazım. Irkçı yaklaşımla mültecileri hedefe koyanlar, mahallelerden kovanlar da ayıplanmalı ve terbiye edilmeliler. İnsanlık ölmedi.

Yoruma kapalı.