‘‘Seçime yeni yasayla gidildi ve AK Parti iktidarı kaybetti’’ diyelim.. MHP buna üzülür mü? 

33
Reklam

İktidar cephesinin hazırlayıp iki hukukçu üyesi tarafından kamuoyuyla paylaşılmış yeni seçim yasası teklifi, bekleneceği üzere, muhalif-muvafık herkes tarafından didik didik edilip yorumlanıyor…  

Teklifin savunulacak bir yönü bulunmadığı için olacak, ‘olağan şüpheliler’ bu defa sütre gerisinde kalmayı, daha önce pek girmedikleri başka konularla meşgul olmayı yeğliyor. Sadece bir-iki gönüllü, onlar da ne dediklerini kendilerinin de anlamadıklarını belli ettikleri gerekçelerle, teklife anlam kazandırmaya çalışıyorlar.

Muhalif kesim, partilileri ve eli kalem tutanlarıyla, yasa teklifini lime lime etmeyi başardı. Yine de bir sorun var: Daha çok muhalif kanallarda kendilerine yer verildiği için, onların yorumları esas işitmesi gereken kesimlere pek ulaşmadı, ulaşmıyor.

İkiye bölünmüş günümüz medya düzeni sonucu bir durum bu. 

[‘‘İkiye bölünmüş’’ derken iki eşit parçadan söz etmiyorum; medyanın %90’a varan bölümü muhalif olmayan gazeteler ve TV kanallarından oluşuyor. İktidara yakın medya yöneticilerinin elinde kimlerin kanala çıkartılmayacağına, kimlere köşe verilemeyeceğine dair listeler var. Nedense muhalif kanallar ile muhalif gazetelerde de aynı listelere itibar edildiği hissini alıyorum.]   

Her konuda her kafadan ses çıktığı için ‘medya kirliliği’nden söz edilebilirken, kamuoyuyla paylaşılması sonrasında ‘yeni seçim yasası’nın iktidarı destekleyen yazılı ve sözlü medyada gördüğü -veya göremediği- ilgi göz açıcı.

Böylece en iyi onların görebileceği bir yön dikkatlerden kaçıyor.

‘‘En iyi iktidara destek veren yorumcuların görebileceği yön’’ gizli kalmamalı.

Reklam

Gizliyi açığa çıkartıyorum

Yeni yasa teklifini iktidar cephesi adına hazırlayan ‘siyaset mühendisleri’ muhalif cephenin ürettiği ittifakı parçalamayı hedeflemişler. Bu açık. Muhalif partilerin bazısı için o gün bugündür ‘küçük partiler’ sıfatının kullanılması bununla kast edilen partileri rahatsız etmişe benziyor.

Rahatsız olmaları doğal. Kim ‘küçük’ sıfatıyla anılmayı hazmeder?

Onlar da ‘küçük’ olmadıklarını göstermeye hazırlandıkları izlenimini vermeye çalışıyorlar.

Meydan okuyorlar.

Muhalif partilerden yükselen seslere kulak verdiğimde kendilerine kurulan tuzağı iyi göremediklerini fark ediyorum.

CHP ile onların birlikteliğinin sona erdirilmesi her an gündeme gelebilir gibi bir hava var.

Evet, yasa teklifi işte en fazla bunun gerçekleşmesini bekliyor. CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu’nun söylemine yansıyan yenileşme arayışı, CHP’li bilinenlerin hep uzak durdukları kesimlerle barışma –Kılıçdaroğlu buna ‘helalleşme’ diyor- çabaları ister istemez CHP’yi dönüştürüyor. Laf olsun diye bir barışma niyeti değil Kılıçdaroğlu’nun amaçladığı; birbirine en hafif tabiriyle ‘küs’, hatta düpedüz ‘düşman’ gözüyle bakabilen insanlar ve onların içinde yer aldıkları toplum kesitlerini yaklaştırmaya yarıyor o çaba.

Reklam

Yasa teklifi işte esas duvarları yıkmaya yarayacak o çabayı yok etme girişimi…

Vaktiyle AK Parti içinde yer almış, başbakanlık, başbakan yardımcılığı, ekonomi bakanlığı, dışişleri bakanlığı yapmış kişilerin kurduğu partiler ‘Millet İttifakı’ dışında kendilerine yol ararlar ise, CHP’de yalnız Kılıçdaroğlu’nun başlattığı küs veya düşman kitleler ile barışma çabası suya düşmekle kalmaz, Kılıçdaroğlu’nun kendisinin liderliği de tartışmalı hale gelir.

İstenen de bu. CHP’nin -CHP’lilere de topluma da yaramayan- fabrika ayarlarına dönmesini zorluyor yeni seçim yasası teklifi.

AK Parti, varlığını kendisinin iktidardaki varlığı için elzem gördüğü klasik CHP’yi vaktiyle kendi içerisinde bulunmuş kişilerin liderliğinden arındırabilirse, çok daha etkili bir seçim kampanyası yürütebileceğini biliyor. AK Parti’den ayrılanların -tabii Saadet Partisi ve Temel Karamollaoğlu’nun da- CHP ile aynı cephede yer alması CHP’ye yönelik salvoları zayıflatan bir etkiye sahip çünkü.

Teklifle CHP’yi kolay lokma haline dönüştürme hedefleniyor…

Ancak, seçimde her şey yolunda gider ve siyaset mühendislerinin iktidar cephesine bir dönem daha iktidarda kalabilme amaçlı yeni seçim yasası maksadına ererse ne ala, ya seçmen kitlesi bütün aksine çabalara kulak asmayıp siyaset arenasını temizlemeye ve farklı bir iktidara şans tanımaya karar verirse ne olacak?

‘Küçük’ sıfatıyla anılan partiler kurulan tuzağa düştüğü için DEVA ve Gelecek partilerinin terk ettiği, Saadet Partisi’nin uzak durduğu, CHP ve İYİ Parti’nin birlikteliğiyle varlığını sürdüren ‘Millet İttifakı’ TBMM’de çoğunluğu elde eder ve cumhurbaşkanını da kendilerinin belirlediği aday kazanırsa?

O zaman AK Parti’nin hali ne olur?

[MHP baraja takılsa bile bu gelişmeden fazla etkilenmez; İYİ Parti’nin yeni iktidardaki varlığına MHP’liler kendilerini kolayca ısındırırlar.]

Israrla cevabını aradığım soru şu: İktidarını kaybetmiş, lideri cumhurbaşkanı olamamış AK Parti’nin hali CHP-İYİ Parti koalisyon ortaklığında nice olur?   

Ben asıl tuzağa düşürülenin AK Parti olduğunu düşünüyorum.

[Bazıları teklifin ittifak içerisindeki büyük partiyi kayıran yönüne takılıp MHP’nin bundan rahatsızlık duyması gerektiği görüşünü seslendiriyorlar. Ben ise teklifin AK Parti’nin hoşuna gidecek şekilde MHP tarafından hazırlandığı kanaatindeyim.]   

Henüz kimsenin fark etmediği yasa teklifinin bu yönü işte.

ΩΩΩΩ

Reklam

33 YORUMLAR

  1. Acaba Tokayev doğrudan Erdoğan’a mı sesleniyor diye düşündürecek türden bir açıklama değiş mi hele de Tokayev’in bu açıklamasını Türkiye gazetesi yazarı Meryem Aybike Sinan’ın yorum yazısında görünce…

    “-Sırf reform yapıyor/muş gibi görünmek için kimsenin reform yapmasına gerek yok!

    -Ekonomide ve siyasette yapay tekelleri ortadan kaldırmalıyız. Bunun yerine, açık ve adil rekabeti teşvik etmek önemlidir.

    -Kazakistan’ın siyasi kalkınma modelini değiştirmek için her adımı dikkatle değerlendirmeliyiz. Burada her şeyden önce, süper başkanlık hükûmet modelinden güçlü bir parlamentoya sahip bir başkanlık cumhuriyetine kalıcı geçişten bahsediyorum.

    -Cumhurbaşkanının görev süresi boyunca parti üyeliğini askıya almak zorunluluğunu kanunla resmîleştirmeyi öneriyorum. Bu norm, siyasi rekabeti artırır ve tüm tarafların gelişimi için eşit şartlara zemin hazırlar.

    -Merkez Seçim Komisyonu, Sayıştay ve Anayasa Konseyi başkan ve üyelerinin de partiden ayrılmaları yönünde kanunda bir hüküm mutlaka yer almalıdır.”

    Bir de yazar Tokayev’in mayıs ayında Erdoğan’ı ziyarete geleceğini müjdeliyor.

    Hadi hayırlısı diyelim.

  2. Muhalefet partilerinin egoyu bırakıp Toplumun herkesiminin gönül rahatlığı ile oy verebileceği bir parti adıyla seçime girmeleri kendi yararlarına olacaktır.

  3. Seçimlere daha çok var, neler değişir kim bilir, mesela Kazakistan Cumhurbaşkanı Tokayev Türkiye’ye de ilham verebilir belki kim bilir;

    “Üst düzey yetkililer, devlete ihanet etti. Hainler arasında askerî ve özel servislerin başkanları vardı. Kolluk kuvvetlerinin kanuna uygun hareket etmesini engellediler. Şehirlerdeki durum hakkında hükûmete yanlış bilgi verdiler. Hatta hükûmetin ve diğer iletişim kanallarının kontrolünü bile ele geçirdiler. Kısacası ülkeyi bölmek için her yolu kullandılar.

    Kesin olarak söyleyebileceğim bir şey var: Teröristler dikkatlice planlanmış geniş çaplı bir operasyon gerçekleştirdiler. Devletin üst düzey liderliğini, halkımızın ve yabancı toplumun gözünde itibarsızlaştırmak istediler. Amaçlarına ulaşmak için profesyonel olarak eğitilmiş militanları kullanmaktan çekinmediler. Ülkedeki en büyük şehirde, Almatı’da, insanları korkutup hayal kırıklığına uğratmaları ve ülkedeki durumu istikrarsızlaştırmaları talimatı dahi verildi…”

    Bir de bakmışız Tokayev’in bu açıklamasının bir benzerini de Erdoğan yapıvermiş. Ne de olsa “Olmaz deme olmaz olmaz” demişler.

  4. Ha size sevineceğiniz bir haber vereyim! Hatırlarsanız geçen hafta rus tanki vurulduya, o vuranlar Türkçe konuşiyorlardı! Videosunu Ukraine Savunma bakanlığı sitesinden izledik. Sizcede enteresan değilmi? Hemen ne demeyin; iki kardeş’ten biri Putune övgûler düzenlerken diğeri ürettikleri tank savar füzeleri ile Putinin tanklarını imha ediyor.
    Türkiye Dünyada ikili oyunlari ile fena halde zor durumda. Esadi bitirip Süriyede cuma namazi kılacaktı..!!! TC’ye faturası miliyonlarca mülteci yüzlerde şihtlere ve miliyarlarca maddi kayıplara mal oldu.
    Ha aile şirketi ve etrafına rant elde etmek için illagal yollarla Petroldan turunda ışıtcılara kõpruluk yaptığı videolar’ın bir kısmı Putin tarafından BM’lere teslim edlmiş esas önemli olanlarda Putinin elinde ve Erdoğanı tehdit etmek için tutuyor.
    Açıkcası birileri her an Putin’ın ivşasından korktuklari için. Ükede 100 lerce bebk binlerce yaşlı ve hasta 2009! yılında! Okula konmuş bombayi imha ederken 98 % sakatlanan gazi polis gibileri o videolari çekmiş vede zamanın başbakan’ınada izletmişler? Öyle olmadımi? Peki erdoğa o videolari izlediği zaman neden mudahele edip videolari çekenleri cezalandırmadı?
    Biliyormusunuz o sizin ağzınıza sakız yaptığınız kelimeyi kullanmak uluslar arası kanunlara aykırı ve yasak. Çünkü! Dünya öğle bir terör örgütü’nü kabul etmiyor. Aslında onlarda akil yok. Ben onların yerinde olsam internette kimler o kelimeyi yazar veya yazılmılari yayınlarsa( bu) sitede dahil internet kullanımlarıni yasaklatırırım.
    Twitter ‘de bana sizin gibi dengesiz akp teolleri o kelimeyi yazdı! Hemen Twittere şikayet ettim ve 170 tane hesabı twitter kapattı.+ her seferinde banada teşekür ettiler.

    • Yukardaki saat 20:32 tarihli yorumu ben Fatih beyin 18 Mart 17:07 tarihli bana yazdığı birilerine hakaret eden yorumuna cevabi olarak yazmıştım, fakat ismini görmedim sansure’me takıldı yoksa benmi unuttum. Onun için bu notu yazdım.

      • Nurdan, o videoları çekenlere ne denir. Belki az dahi yazmışımdır. O videoları çeken,kumpasları kuran ekibin ağababaları yurtdışına kaçmış mahrem imamlar. Buradaki emniyette çalışanları yem etmişler. Mhp ye Baykal a kumpas kurmak için kamera yerleştirenler, eve girmek için çilingir çağıranlar, çilingirci dahi biliniyorken sen orafa kimi savunuyorsun hala. 170 kişilik davada çoğu itirafçı olmuş, açık açık ifade vermiş. Seni ve diğerlerini hala uyutmaya devam ediyorlar. Bu olaylara müdahil olanlar evet şerefsizdir. Mahkemede 14 Nisan 2010’da, yerleştirilen görüntü aktarma cihazlarının ayar ve kontrollerinin yapıldığı, 30 Nisan 2010’da ise soruşturmaya konu video görüntülerinin yerleştirilen cihazlar aracılığıyla temin edildiği ve aynı gün cihazların söküldüğü anlaşılmıştır. Soruşturma aşamasında mahkeme kararı uyarınca Çukurambar Mahallesi 1425. Cadde’deki adreste yapılan arama ve incelemede, evde cihazın yerleştirildiği belirlenen yerlerden alınan görüntülerle internette yayınlanan ve müşteki Deniz Baykal’a ait olduğu iddia edilen özel hayata ilişkin görüntüler karşılaştırılmış, görüntülerin bu adresten temin edildiği anlaşılmıştır. Müşteki Baykal’a yönelik eylemlere Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ile Ankara İstihbarat Şube Müdürlüğünde görev yapan sanıklar Kaan Özyiğit, Özgür Türker, Mustafa Koparan, Selim Yasdıbaş, Rüstem Atik, Abdül Köksal, İlker Usta, Sedat Zavar, Abdulvahit Tunçay, Ahmet Yılmaz Ekiz, Yiğit Uyar, Osman Oktay Ilıcan ve Enes Çığci’nin katıldıkları belirlenmiştir. Bu sanıklardan Koparan dışındakilere FETÖ içinde eylem ve faaliyetlerde bulunmaları dolayısıyla silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan kamu davası açılmıştır. Böcek ,kaset, video olaylarına karışanların aldıkları cezalara bak öğren internetten.
        Bu Fetöcüleri niye koruyor Amerka, piyonları olduğu için, ilerde daha iyi kullanmak için. Senin gibi cemaatin dengesizleri benim yazdığımı dahi anlayamıyor, olayı kendi üstüne çekiyor, havadan nem kapıyor. Twitir, facebokk, YouTube ancak sizlerin sunduğu argümanları dikkate alıyor. Adamlarını korumak zorundalar tabiki.

        • Baykala kaset kumpası kuranlarla Mhp ye kaset kumpası kuranlar aynı ekip. O dönemde MHP Ankara Milletvekili olan Bekir Aksoy’un Çankaya’daki evinin tavan lambalarına da 30 Eylül 2009’da cihaz yerleştirildiği bildirilen görüşte, ancak cihazdan görüntü alınamaması üzerine 23 Ekim’de İlker Usta, Enes Çığci ve Sedat Zavar’ın, İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şubede çalışan Cengiz Söğüt’le birlikte adrese girdikleri, Söğüt’ün cihazın ayarlarını yaptığı, bu sırada dairede bulunan vantilatörü fotoğrafladığı bildirildi. Görüşte, 2011’e kadar MHP İstanbul İl Başkanlığı yapan İhsan Barutçu’nun cep telefonlarının dinlendiği, özel hayatına ilişkin bilgilerin elde edildiği, Barutçu’nun irtibatta olduğu kişinin Adana’ya gittiğinin öğrenilmesi üzerine Sedat Zavar, Mehmet Demirbilek, Enes Çığci ve İlker Usta’nın, kişinin evine cihaz yerleştirmek üzere 21 Nisan 2011’de İstanbul’a gittikleri anlatıldı.

          Görüşte, vantilatörün aynısını satın alan ve içine gizli kamera yerleştiren sanıkların, daha sonra vantilatörü mağdurun dairesindeki vantilatörle değiştirdikleri aktarıldı.Sahte belgelerle alınan bir telefon hattından 5 Mayıs 2010’da Aksoy’u arayan kişinin, “Bugünkü Anayasa oylamasında ret oyu verirsen kasetini yayınlayacağız” dediği belirtilen görüşte, daha sonra elde edilen özel hayata yönelik görüntülerin internette yayımlandığı kaydedildi.

  5. ÇANAKKALE NASIL GEÇİLİR ?
    18 Mart 1915 te atalarımız bu toprakları milletimize vatan yerine mezar yapmak isteyenlere
    “Çanakkale geçilmez” diyerek kükremiş ve bu hükmü altın harflerle tarih kitaplarının başına yazmışlar.
    Çanakkale boğazını feribotla günlük geçen araç sayısı 10 bin.
    Bayramlarda bu sayı 15 bine çıkıyor.
    Feribotla Gelibolu–Lapseki geçişi otomobil için 95 TL aynı gün içinde geri dönersen 10 TL daha ödüyorsun.
    Bu durumda tek geçiş 52,5TLye geliyor.
    Bugün açılan Çanakkale köprüsüne günlük 45 bin araç garantisi verilmiş. Ve sözleşmeye göre bir araç 15 Euro artı KDV. Yani 17,7 Euro. Yani 284 TL.
    Şu an bir otomobilin tek geçiş ücreti 200TL olarak açıklanmış.

    Bu durumda köprüyü ömür boyu görmeyenler araç başına 84 TL mı ödeyecek?
    Şayet köprüden günde 45 bin araç geçerse evet.
    Günde 10 bin araç geçerse tek otomobilin tek geçişi 1278 TL olması gerektiği için ” 1.078 TL ” fark yani garanti ödememiz gerekecek.
    Evet bir otomobilin bir kez geçişi için bin TLden fazla fark ödenecek.
    Pekâlâ para nasıl ödenecek?
    Çanakkale ‘yi milletimize mezar yapmaya gelenlerin torunlarına Dünyanın en yüksek faizini ödeyerek.
    Bu vesile ile başta Çanakkale olmak üzere tüm şehitlerimize ve başta Atatürk olmak üzere tüm gazilerimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum.

  6. BAYRAKTAROĞLU’NA GÖRE ÜZÜLMEZ.
    Memduh BAYRAKTAROĞLU’nun bir tezi var:
    “MHP, AKP yi bitirmek için yanına yaklaştı ”
    Şu an, AKP iktidarda olduğu için ülkemize verdiği zarar gizleniyor.
    Gerçek hasar kaydı ortaya çıktığında AKP yada benzeri bir parti 50 yıl daha iktidara gelemez.
    Tabii ki, bu hasardan sonra ortada ülkemiz kalırsa.
    Sayın KORU “AKP iktidarı kaybederse MHP buna üzülür mü ?” Diye soruyor.
    MHP’nin asıl amacı AKPye;
    – Kazandırmak ise üzülür;
    – Kaybettirmek ise sevinir.
    Ben de BAYRAKTAROGLU’na %51 katılıyorum.

  7. İlk defa seçime gireceksen: yeni’ sin, küçük değil!
    Bunca zamandır seçimlere girip en yüksek vekil sayısına ulaşmışsan: sen abisin, ufaklık değil☺️
    *Tek başına girip (hem yeni hem ilk!) Ana baba muhalefetten daha fazla oy alabilir misin?
    *Velevki bir başka yerden tabanını da al git😆 dediler! Alıp onlarıda gelebilir misin?
    Burda bir kafa karışıklığına iteklenilelen (bilerek) asıl durum şu:
    1- ittifak bir seçim ittifakıdır! deniliyor, yani ak kara küçük büyük “herkes çapı kadar!” 🏋️
    2- aynı düşünceye sahip (inanç sağ sol gomonis faşis lgbtli ülkeyi bölücü insanları çulsuz yapmak yada tüm insanlar bana çalışsın diyenler) partiler bir seçim listesi çıkarabilir🤗
    3- küçük partlerin en büyüğü etrafında birleşilir
    Her ne olursa olsun, şu durumda şartları “büyük” koyar masaya ☺️
    İktidar dan düşmemek için koltuğu kaptırmamak için hikaye yazılmaz!
    Önümüzdeki seçimde!….
    dir sihirli cümle 🤗.

  8. “H. Gayret
    17 Mart 2022 At 16:09
    DİDEM HANIM LAFI EVELEYİP GEVELEMEDEN CEVAP VERİN:
    ÇOK PARTİLİ HAYATIMIZIN HANGİ DÖNEMİNDE AKPARTİ HÜKÜMETİNİN SAĞLAMIŞ OLDUĞU EKONOMİK VERİLER VE REFAH SEVİYESİNDEN DAHA İYİ BİR DURUMDAYDIK, BURAYA YAZAR MISINIZ?
    ÖRNEK: ANAP HÜKÜMETLERİNDE, YA DA ÇİLLER DÖNEMİNDE, YA DA CHP DEVRİNDE…

    ddm
    17 Mart 2022 At 22:18
    bazıları didem hanımdan evelenmemiş, gevelenmemiş laflar beklemek yerine
    ya da ilkokul 3 terk, kenar mahalle genci yorumları yazmak yerine,
    rakam okumayı mı öğrense.
    alice bile harikalar diyarında sonsuza kadar kalamıyor değil mi?
    çünkü gerçek değil.”

    Didemin cevabı ortada(eveleyip gevelemiş anlamında)
    Başka babayiğit var mı, türkiyenin hangi dönemi akp/mhp döneminden daha iyiydi de şimdi bugünü beğenmiyorsunuz, eleştiriyorsunuz?
    Daha önceden çok daha iyi durumda olduğumuz devre hangisiydi, buraya yazar mısınız, biz de bilelim?????
    (ekonomik, politik, sosyal, askeri, demokratik… her yönden sorayım)

    • Ne yazık ki 80lerin başından bir iki yıl hariç en kötü dönemi yaşıyoruz.

      • Açık hesapçı arkadaş, belirttiğiniz dönemin nerdeyse tamamında güneydoğu anadolu bölgesinde ohal vardı, demokratik standartlarımız açısından bu iyi bir şey miydi nedir, biraz açar mısınız?
        Soru: 12eylülden kalma ohal ve dgm leri hangi parti kaldırmıştır?
        Efendim?
        Hayır imf demedim, dgm diyorum:)
        Google a bak, ne biliim ben!!!

      • ben o bir iki yılı yakın gelecekteki daha kötüye gitme potansiyelini hesaba katarak dikkate almıyorum,
        selamlar.

    • Bir süredir uzmanlardan en çok duyduğum cümle “akparti-MHP iktidarı CHP’nin tek parti dönemini aratır duruma gelmiştir.” Bundan daha kötüsünü ne chp yapabilir, ne de başka bir parti.

      Sırf Yurt dışından YouTube yayınları yapan bir gazetecinin yayınına katıldığı için Türk Tabipler Birliği başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya terörle mücadele şubesince terör soruşturması açılabiliyor. Bu örnek herkesin potansiyel terörist görüldüğünü, ama Abdullah öcalanla görüşenler ona çiçek uzatanlar ve ya öcalanın kardeşini devletin kanalına çıkartıp konuşturanlara sırf iktidarı destekliyorlar diye soruşturma yapılmazken bir gazetecinin yayınına katıldığı için bir doktora soruşturma açılması beni desteklemeyen herkes teröristtir anlayışıyla hareket edildiğini gösteriyor.

      Ekrem Tufan Aytav milyonlarca izleyicisi olan ve her kesimden her fikirden insanları yayınlarına konuk eden bir gazeteci. Ak partilileri de konuk ediyor ak partililer de mi terörist.

      Ya erdoğancısınız ya teröristsiniz anlayışı yerli ve milli bir anlayış olamaz.

      Eğer ak parti iktidarında ak partililer bile terörist olabiliyorlarsa ak parti iktidardan gidince….

      Ben şimdiden ak partililere geçmiş olsun gardaşşş diyeyim:)

  9. 20 yıl süren bir tek parti iktidarı ülkeye neler sunabilirdi değil mi?
    refah mesela, adil paylaşım mesela, adalet mesela, neler neler olablirdi?
    oysa ülke yüksek kur, yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, gelir adaletsizliği, acımasız bir israf altında eğitimden ekonomiye, yargıdan tarıma her alanda gerçekten insafsız bir gerileme yaşıyor. rakamlar ortada değil mi?
    ekonomi allak bullak değil mi?
    mutfaklar yangın yeri değil mi?
    3 gün sonra kapımıza kıtlığın dayanabileceği konuşulmuyor mu?
    kur bilinçli yükseltiliyor da tarım kendi başına mı geriliyor.

    SGK kayıtlı verilerine göre, son 18 yılda tarım alanında istihdam edilen kişi sayısı % 44 azalmış, tarım alanları da yaklaşık % 15 civarında azalmış. ihracatçısı olduğumuz pek çok tarım ürününün ise ithalatçısı olduk, yani buğdaydan mısıra, soyadan tütüne, hayvan dahil her şeyi ithal ediyoruz. neden dövizsiz kaldık, belirlenmiş politikalarla oluyor bunlar. ucuz enerji söylemleriyle ülkenin en değerli alanları ranta açıldı, en son zeytinliklerin başına gelenleri biliyorsunuz işte.
    çiftçi borcunu ödeyemiyor, benzine, tohuma, gübreye, ilaca gelen zamlarla da artık ekemiyor.
    benzini mazotu düşünmeyin, ekin çağrısı yapılıyor değil mi?
    deposunu dolduran çiftçi bu açıklama ile mi ödeme yapacak.
    ülkede bunca hiç ekim yapılmamış arazi dururken, ekim yapılan araziler ise istikrarlı bir şekilde azalırken, çiftçimiz her geçen gün daha zor duruma düşerken iktidar 2013 te afrikada 99 yıllık toprak kiraladı. sudan ve nijerya da hayvancılık dahil, tarım ürünü yetiştirilmesi için işbirliği yaptık. hiç bir güvenirliği olmayan, hukuk tanımayan, demokrasi bilmeyen, üstelik açlıkla yaşayan bu ülkelerde yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle 2022 yılına geldiğimizde bir tek tohum ekememiş bulunuyoruz. bu yine pahalıya patlamış bir başarısızlık öyküsü daha değilse nedir??? kendi ülkemizde tarımı organize edemezken, şeker fabrikalarını arpalık haiine getirip, sonra satarken, tohum ve yem fabrikalarını çoğunluklu yabancı ortaklı yaparken, onlarda fiyatları yükseltip durumu hepten içinden çıkılmaz hale getirirken yılda üç beş darbe yapılan afrika ülkelerinde tarım yapmak gibi bir gündemimiz olmalı mıydı? milletin parası bu kadar düşünülmeden bu kadar hesapsız harcanmalı mıydı?
    afrikada olmak başka, akıllı projelerle olmak başka, çok başka değil mi?
    afrikada tarım yapıp türkiyedeki insanların gıda güvencesini sağlayacağız demek, ihracata dayalı büyüyeceğiz gibi son derece gerçeklerden kopuk bir açıklamadır, zaten de hiç bir başarı sağlanamamıştır. ülkedeki tarım ve hayvancılık sorunlarımız da giderek artmıştır.
    hepimiz afrikada, güney amerikada, kutuplarda hatta uzayda ülkemizin bulunmasını isteriz ama akıllı, makul iş ve projelerle, rant kafasıyla değil.

    chp+iyi koalisyonunda akp nin durumu ne olur?
    tatlı tatlı düşünün.

  10. #Ben asıl tuzağa düşürülenin AK Parti olduğunu düşünüyorum.Henüz kimsenin fark etmediği yasa teklifinin bu yönü işte.# diyor son cümlelerinde.

    Şimdi. Akparti tuzağa düştü diye mi endişeleniyor Fehmi Koru. Hiç zannetmiyorum. Son iki yazısına bakılacak olursa sunduğu argümanların işe yaramadığını görmüş olmalı. Chp ve İyi partiden hiç ses çıkmamış küçük partiler çok ses çıkarmıştı. Şimdi kendisi bu seçim yasasının Akpartiyi etkileyeceğini öne sürüyor. Bugünkü yazısı “Biraz da burdan yürüyelim bakalım ne çıkacak” der gibi duruyor. Son üç yazısını karşılaştırmak gerekirse Fehmi Bey in de kafası karışmış durumda.

    Bir de AREDA Survey Araştırma’nın 26-28 Şubat tarihleri arasında 2 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada‘Türkiye, Ukrayna gibi bir saldırıya maruz kalması durumunda ülkeyi en iyi yönetebilecek lider kim?’ sorusuna ankete katılanların yüzde 47’si Erdoğan derken, onu yüzde 13.8’le Mansur Yavaş ve yüzde 10.2’lik oranla Selahattin Demirtaş takip etti. Ekrem İmamoğlu diyenlerin oranı yüzde 8.4 olurken, Kılıçdaroğlu yönetmeli diyenlerin oranı yüzde 7.8’de kaldı. Rusya’ya ambargo uygulanmasını öneren Akşener ise halktan vize alamadı. Akşener diyenlerin oranı yüzde 3.7’de

    Fehmi bey görmüştür herhalde bu anketi.

    • fehmi bey görmüştür herhalde bu anketi,
      görmüş ve gülmüştür.

      Areda Survey 2009 yılında Kocaeli’nde kurulup 2017 itibariyle İstanbul’da faaliyet göstermeye başladı. Şirket halihazırda İstanbul’un Zeytinburnu ilçesinde faaliyetini sürdürüyor.

      Araştırma, eğitim ve danışmanlık alanlarında faaliyet gösteriyor.

      Şirketin Genel Müdürü Yusuf Akın’dır.

      Yusuf Akın, aynı zamanda Yeni Şafak gazetesinde yaptığı araştırmalarla ilgili köşe yazıları kaleme almaktadır.

      • Hımm. Demek yayınlanan anketlerin hepsi çöpmüş demeye getirmişsiniz. Buralarda herkes anket, veri, sayı gönderiyor. Arasıra Fehmi bey de yayınlıyor. O zaman bu anketlerin hepsi fonlu. Yok benim anketim fonsuz onun anketi fonlu demeyelim o zaman. Bundan sonra burda yayınlanan anketlerin hepsi çöp. En iyi sonucu her zaman halk belirliyor. Herzaman ki gibi.

        • hem iktidarın hem muhalefetin güvenilir olduğunu düşündüğü,
          açıkladığı rakamları iki tarafında dikkate aldığı,
          geçmişte başarılarını pek çok defa kanıtlamış,
          ortak bir paydaya hizmet eden araştırma şirketleri var,
          bunların sonuçları paylaşıldığı zaman kimsenin bir şey demeye getirecek argümanı olamaz.
          ama “biri” çıkıp illa da yapılan araştırma sonuçlarının hepsi çöp derse, böyle kabul ederse onunda keyfi bilir değil mi, neden itiraz edelim?

  11. Sn. Yazarımızın da en başarılı siyasetçi olarak nitelediği Erdoğan da, partisine/kendisine kurulan bu tuzağın farkında değil yani.. Böyle mi? Ve, MHP büyük ortağına, onu iktidardan edecek tuzak kurmuş, ne AK Parti kurmayları ve ne de lideri bunun farkında değil, öyle mi?

    Doğrusu, AK Parti MHP birlikteliğine bu zamana kadar bir anlam verebilmiş değilim; zaman zaman Erdoğan’ı (büyük harfle) Devlet partisi MHP’ye mahkum diye nitelemiş, bazı zamanlar da Bahçeli’yi Erdoğan’a mahkum kılan sebeplerin varlığından nispetle Erdoğan’ın kurnaz ve devamlı güçlü bir lider olarak nitelediğim olmuştur. Gel gör ki, gelinen hengamda, her ne kadar tuzu kuru olan Bahçeli/MHP gözüküyor gibi dursa da, siyasi dehası Erdoğan’ı “en lider kişi” pozisyonunda tutuyor siyasi arenada ya da seçmenin gözünde. Ne edip eder bu siyam ikizi iki parti, bir yolunu bulup yapışık kalmayı becerirler de; muhalefet cephesi bu badireden nasıl çıkacak ona odaklanmalı.

    Baştan beri söylediğim, CHP muhalif ittifakın lokomotif görevini üstelenmiş olsa bile, en ılımlı ve CHP’nin bagajını boşaltmaya en istekli genel başkanı Kılıçtaroğlu bile Cumhurbaşkanı adayı olursa, Cumhur ittifakın adayına -Erdoğan’a- karşı bir başarı elde edemeyecektir. Akşener’de “Ben Başbakanlığı istiyorum” demekle kendisini erkenden bloke etti. Aslında muhalif ittifak çok benzemezlerden oluştuğu için, ittifak içerisindeki her bir partinin genel başkanı halk gözünde cumhurbaşkanı adayı olmayı haiz değillerdir, ya; her bir eğilimi ortak bir payda ile bir potada birleştirecek, Erdoğan ile rekabet edebilecek karizmatik, lider vasıflı güçlü bir isim kitlelerin muhalif bloka kaymasına neden olabilir(di). Hala bu ihtiyaç kendini hissettiriyor. Muhalif blokun buna, bir lidere ihtiyacı var ve onu henüz ortaya koyabilmiş değil. Muhalif blokun en büyük açmazı budur işte: Kaht-ı rical…

    Öyle ki, bu kaht-ı rical durumu hem ülkemizin hem de siyasetin sorunu.

    • Öyle bir cendereye sokuyorlarki koskoca partileri, hatta bağlıyor seçmenini,
      Daha ittifaka girmemiş, kesinleşmemiş diğer partilere göre tavır açıklattırıyorlar! Baş bakan değil C B yapacak halk belki seni🤗
      Yada başka bir partinin ismini verdirterek ekranda o parti üzerinden…
      Partiyi değil seçmenini bir araştırdın mı kim kimi istiyor? Tabela suçluysa şu anda hapiste olmalıydı o tabela! Sen diğer bir partinin avukatımısın ki!?….
      Sadece düzen (parlamenter veya aynen devam) için değil, belki aynı durumu devam ettirmek daha iyi olacaktır! Sordun mu seçmenine? İttifak kesinleşmemiş daha yaptın mı kendi içinde oylama?

  12. Sayın yazarın içi rahat olsun, ne bu tür düzenlemelerle ne de kimin ne adayı olup olmadığına göre bu iki ittifak arasında birbirine tek oy kaymaz, gidip gelmez…
    Kararsız filan denilen seçmenler de herkesten çok daha bilenmiş ve kesin olarak kararını vermiş, yıllardır da aynı noktada duran seçmenlerdir, en garantici, statükoyu devam ettirenler de bunlardır…
    Genel nüfustaki vefatlar ve doğumlardan dolayı oy dağılımında ufak tefek farklılıklar olsa da sonuç yine aynı kalır, durmak yok yola devam!
    Nasıl son seçimlerde silivri damında yatan fetöcü teröristlerin alayı hdp ye oy vermişse, ehli fitnenin alayı da chp onları kovsa da sövse de tıpış tıpış gidip dersimli kemalin emrettiği adaya oylarını vereceklerdir, hem de firesiz olarak…
    Yirmi yıla yakındır milli iradenin bayrağını taşıyan cumhurittifakına oy veren yurttaşlarımız da yine bildiklerini okuyacak ve kendi adamlarına sahip çıkacaklardır, sonuçta sandık herkesin boyunun ölçüsünü verir ellerine…

  13. MERAL CANAN İKİLİSİ İKTİDARA HAZIRLANIYOR

    Seçime yeni yasa ile de gidilse eski yasa ile de gidilse büyük bir ihtimalle ak parti kaybedecek ve ordumuzun silahlarında yerlilik oranı %20 den %75 e çıkmasına üzülen meral ve ordumuz olduğuna üzülen canan iktidara gelecek.

    Sayın yazar iktidarın akparti tarafından kaybedilmesini niye bu kadar dert ediniyor anlamıyorum. 20 yıl diyorum 20 yıl, yani cumhuriyetin 1/5 Erdoğan tarafından yönetildi. Çok az kişiye nasip olan bir süre bu. Hatta daha önce söylediğim gibi doktora tezlerine konu olması gereken bir durum. İktidarın seçimle devri gayet normalken bu heyecan, bu acelecilik neyin nesi. Yoksa bu sefer de görevimizi yapamassak Biden bizi siler kafasına göre yeni muhalefet partisi kurar diye mi korkuyorlar.
    Ekonomik krizi sevinçle karşılayanlara, ikbal beklentisi nedeniyle el ovuşturanlara şunu söylüyoruz. Kardeşim savaş var, pandemi var dünyada petrol fiyatı arttı. Bakın almanyada bile arttı diyoruz. Almanyada asgari ücret kaç biz de kaç diye cevap veriyorlar. Almanların alım gücünün yüksek olduğunu savunuyorlar. Almanya ile bizim asgari ücretimiz ne zaman eşit oldu. Biz niye kaçırdık. 2002 öncesini gayet iyi hatırlıyorum böyle bir şey görmedim. Almanya ile eşit alım gücüne yalnızca chp liler sahipti galiba.
    Almayanın bizi kıskandığı meselesine gelince, bu da doğrudur. Adamlar içinizde bu kadar hain var iken hala nasıl ayakta kalıyorsunuz diye kıskanıyorlardır.

  14. 2011 seçimlerinden önce CHP genel başkani’de dahıl MHP millet vekillerine kurulan Tuzak videolari; CHP unutmuş olabilir, fakat MHP unutmadı. Unutmadığı’nın #1 Sebebi M Vekili adaylarından birisinin hanımı ile birlikteliklerini gizlice videoya çekip servis yapmış oldukları için.
    Bahçelı onların tuzağını değişik taktiklerle başlarına geçireceğıni iyi biliyor.
    AKP yi Hem dişarda hemde içeride iyice sıfırlamadan Cumhur itifakını bitirmez.

    • O videoları çeken şerefsizlerin hepsi içerde Nurdan hanım. Size Amerikaya kaçanlar söylemedi mi.

  15. % 7, MHP’nin seçime tek başına gireceği ve AKP’den ayrışması için var gibi geliyor.
    Tek başına girerse AKP’den çok oy çalabilir.
    Bahçeli 90’lardan beri Türkiye’deki tek “King Maker”.

  16. Intel, Avrupa’ya 80 milyar Euro çip üretimi için yatırım yapacakmış. İrlanda, Polonya, Almanya gibi pek çok ülkeye yatırım yapıyor. Eh bize de çöpü düşer herhalde, ülkeyi resmen Avrupa’nın çöp işleme merkezine dönüştürdüler çünkü. Eyyyyy, ülkeyi ve parasını çöpe dönüştürenler cevap verin. Memleketi çöpe dönüştürdünüz, güya yabancıya ucuzlattınız, peşkeş çektiniz. Niye hala yatırım gelmiyor açıklayın. Maliye bakanı kendi bürokratlarını suçlamış Avrupalı yatırımcılara konuşurken. Gelin beraber dövelim bizi memurları demiş. Herhalde “milliyetçi” ittihatçı bürokratları kastediyor, kendilerinin de iktidara yama olduklarını ve gidici olduklarını itiraf ediyor aslında. Artık nesini eleştireceksin bu saçma adamların. Al birisini vur ötekisine.

    • yok, yok 80 milyar euro az değil bu iş bir iki yılda kararlaştırılmaz. En geç 1 yıl sonra iktidar değişeceğinden en az 40 milyar doları bize gelir.

  17. Mümkündür. MHP iktidarları bitirmekle ünlü bir parti zaten. Ben de eninde sonunda Erdoğan’dan intikam alacaklarını ve işini bitireceklerini düşünüyorum. Edilen karşılıklı küfürler sıcağı sıcağına YouTube’da duruyor. Bunlar unutulmadı bence de. Sadece zamanı beklendi hep. “Milliyetçiliğin ‘her türlüsünü’ ayaklarımın altına aldım” diyen biriyle aşırı ırkçı “milliyetçi” birinin izdivacı da baştan beri garipti zaten.

    MHP sonuçta devletin, yani bürokrasinin partisi. O hep kalıcı. Partiler gelir gider, o zihniyet orada durur. Bürokraside ağırlıklı olarak onların dediği olur. Akp sadece bir geçici dönemdi. Devri kapanıyor. Ülkeye hiç bir şey katmadan, üstelik herşeyi tüketerek, ters yüz ederek, berbat ederek. Demokrasiye de çok büyük zararlar vererek. Ülke adına üzücü. Halbuki AB üyeliğine kadar gelmiş, gerçek bir dönüşüm yapma fırsatı yakalamışken, yine aynı tek parti tek adam zihniyetine döndü, otokratlaştı, dünyadan ve dostlarından koptu, yalnızlaştı, borç üstüne borç yaptı, tüm kazanımlarını tüketti, yazık etti, geri saydı her alanda. Ne için? Birisinin iktidar keyfi için. Halk bunu erken görüp hesap sormalı ve indirmeliydi. Bizde de öyle akıllı bir halk yok. Halk ondan daha fazla uyanık geçinen ama hep çamura yatmış bir halk. Neyse bu da geçer yahu diyoruz. Şimdi seyredelim gidişlerini bu geçici iktidarın da. Umarız düze çıkarız yine.

    • Metin bey herkesin veryansın ettiği seçim düzenlemelerinin neresini mükemmel buldunuz, biraz açar mısınız?

      • Bence de mükemmel. Mükemmel komplo diyoruz buna. Hani MHP’nin ki. Adamlar kumpasçı zaten. Öyle geldiler böyle götürecekler. İktidarı diyoruz. Anladın sen onu. Daha fazla açamam.

Yoruma kapalı.