Seçime doğru: Vaatler, yeni buluş ve gelişmeler anketlere nasıl yansıyor?

50
Reklam

“Eskiden” diye başlayan cümleler kurulduğunda herhalde en az on yıl öncesi kast edilir; hiç değilse benim lügatimde o sözcüğün anlamı zaman açısından böyle bir ağırlık taşır. Ancak seçimler söz konusu olduğunda aynı sözcük bizde çoktandır daha yakın bir zamana işaret ediyor.

Gerçekten de eskiden iki turlu bir seçim söz konusu değildi. Eskiden seçim kazanabilmek için ‘%50+1’ oy alma şartı da gerekmiyordu. Eskiden seçim tarihi yaklaştığında kritik görevler ifa edilen üç bakanlığın başında yer alan bakanlar -içişleri, adalet ve ulaştırma bakanları- yerlerini tarafsız kişilere bırakırlardı.

Bütün bunlar 2017 yılında yapılan halkoylaması sonucunda değişen sistemle birlikte tarihe karıştı.

Cumhurbaşkanı seçilebilmek için artık oyların ‘%50+1’inin alınması ve bu şart yerine gelmediği takdirde ilkinden 15 gün sonra ikinci tur seçimin yapılması gerekiyor. Kritik konumdaki bakanlar için de tarafsız olma kimliği aranmıyor.

İyi mi oldu bu değişiklikler?

Sanırım, şu sırada canla başla yeniden seçilme çabası içerisindeki AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile partisinin öndegelen kurmayları bu soruyu kendilerine sıklıkla soruyorlardır.

Eğer sistem değişmeseydi çok daha rahat olacaklardı çünkü.

İlk katıldığı seçimde kullanılan oyların ancak üçte birini alabilmiş AK Parti tek başına iktidar olabilmişti. Artık iktidar olabilmesi için MHP başta olmak üzere başka partilerle iktidarı paylaşması gerekiyor AK Parti’nin… 

Reklam

Cumhurbaşkanlığı seçimi de aslanın ağzında görünüyor.

Sistem değişikliği AK Parti’nin ve Erdoğan’ın seçimlerde işini güçleştiriyor.

Eminim, 14 Mayıs seçimi için birkaç koldan ve sıklıkla anket yapma ve seçmenin nabzını anlık tutma ihtiyacı duyuyorlardır.

Nereden kaynaklanıyor bu emniyet duygum, açıklayayım.

Kitlelerin karşısına çıktığı her fırsatta ve katıldığı TV programlarında, AK Parti’nin genel başkanı ve Cumhur İttifakı’nın adayı olan Erdoğan, dünkü canlı yayında da yaptığı gibi, “Her anket bizim önde olduğumuza işaret ediyor” cümlesini tekrarlıyor.

Gerçekten öyle mi?

Seçimlere on gün kala anket yayınlama yasağı başladığı için bu soruya cevap veremeyeceğim. Ancak merak eden çıkarsa, çeşitli internet ortamlarında, farklı araştırma kurumlarının yaptığı anketlerin bulgularına erişmek mümkün.

Anketlere atıfta bulunma ihtiyacı, duyulan telaşın işaretidir gibime geliyor.

Reklam

Eskiden gazetelerde seçimin ertesi günü -yani yasak ortadan kalktığında- yayımlanacak yazımda, okurlar sandık sonucuyla sıcağı sıcağına mukayese edebilsinler diye, bana gönderilen veya elime geçen değişik şirketlere ait anketlerin sonuçlarını yayımlardım.

Muhtemelen bu defa da 15 Mayıs günü çıkacak yazımda o geleneği sürdüreceğim.

Şu sıralarda seçime katılan bütün partiler ile her adayın yüreği sandığa yansıyacak sonucu düşünerek pır pır atıyordur.

En zor bir haftaya girilmek üzere çünkü.

Her parti ve aday seçmene şirin görünmeyi sağlayacak malzemelerinin çoğunu şimdiye kadar kullandı. Her adayın şapkasında ne kadar tavşan var idiyse onların büyük bölümü şapkadan çıkartıldı.

Seçmen bunlardan ne kadar etkilendi?

Yürekleri pır pır ettiren cevabı merak konusu soru bu şimdi.

İktidar açısından olaya bakalım:

Doğalgaz bulundu. Yok, sadece doğalgaz değil petrol de bulundu. ‘Yerli ve milli’ diye takdim edilen TOGG otomobile ek olarak, savaş uçağı ile uçak gemisi olduğu söylenen savunma sanayiine ait ürünler de yeni gelişmeler olarak takdim edildi. 

Ekonomik sıkıntılar altında ezilen vatandaşlara ileri vaatlerde bulunuldu.

Yapılan hatalar için özürler dilenildi.

Bunların oya dönüşüp dönüşmeyeceğinin merak edilmesi doğal.

Dönüşecek mi?

Vaatlerin ve yeni olarak takdim edilen buluş ve gelişmelerin bazıları bana hayli tuhaf geliyor.

Uçak gemisi… Savaş uçağı…

Acaba savunma sanayii güçlü olan ülkelerde -mesela ABD, Fransa ve Almanya’da- seçimlere iktidar olarak giren partiler ile görevdeki cumhurbaşkanları, kendi dönemlerinde gerçekleştirilen savunma alanındaki yenilikleri öne sürerek seçmenden oy istemişler midir?

Leopold tankları için Almanya’da?

F-35 savaş uçakları için ABD’de? 

Aerospatiale füzeleri için Fransa’da?

Sanmıyorum.

Bunlar her ülkede her yönetimin savunma veya savaşa hazırlanma ihtiyaçları için yerine getirmeleri kendilerinden beklenen yükümlülüklerdir. Yükümlülük yerine getirildiği için takdir beklenmez demokrasilerde.

Yükümlülük yerine getirilmediğinde muhalefetin eleştirilerine maruz kalınır ama. 

Benzer bir durum doğalgaz çıkarımı veya petrol bulunması için yapılan çalışmalar için de söz konusudur.

Herhangi bir Batı Avrupa ülkesi liderinin, seçimler öncesinde, ülkesinin bir yerinde yeni doğalgaz sahası bulunduğu için halktan oy talep ettiğini tahayyül edemiyorum.

Bizde bu tür konularla seçim malzemesi olarak kampanyalarını süsleyen siyasiler bunların seçmen üzerindeki etkisini sanırım merak ediyorlardır.

Etkileniyor mudur seçmenler?

Cevap için 7+1 gün geçmesini bekleyeceğiz.

ΩΩΩΩ

Reklam

50 YORUMLAR

  1. YAZARIN MAKALESİNDEN ALINTI:
    “……..savaş uçağı ile uçak gemisi olduğu söylenen savunma sanayiine ait ürünler ………”
    CÜMLEDE İFADE EDİLEN ŞEY, SAVAŞ UÇAĞI VE UÇAK GEMİSİ GÖRÜNTÜSÜNDEKİ ALAKASIZ BAZI ÜRÜNLERİN BİZE UÇAK VE GEMİ OLARAK GÖSTERİLMESİ MİDİR? Sayın yazar, bir şey biliyorsanız lütfen söyleyin. Elim sende oynamak size hiç yakışmıyor.

  2. Siyasetle, 1983 yılında yapılan seçimde büyüklerimizin siyasi partilerin TRT de ki konuşmaları ile tanıştım. O gün bu gündür siyaseti arka perdeden sürekli takip ederim.
    O gündem bu güne yapılan bütün seçimlerde vaatlerin dörtte biri hayata geçseydi şimdi her alanda dünyanın bir numaralı ülkesi oluştuk.
    Ne demişler yalandan kim ölmüş , küçük yalana kimse inanmaz söylenecekse büyük büyük yalana inanılır gibi tezlerle bol keseden vaadlerde bu günlere geldik. Asıl garip olan ise bu tez hiç değişmeden hala deva ediyor. Ne yalan söyleyeyim çevremdem daha önce tekrar ısıtıp sürülen vaadleri dinlediğim zaman neredeyse ben de inanıyorum. Her seçim önceki özellikle doksanlar sonrası petrol bulduk, şunu ilk defa yaptık bunu ilk defa yaptık, ilk defa yaptık dediklerini bir kaç seçimde ilk defa yapıyorlar ne diyelim Allah kolaylık versin.

    • Ahmed bey “Her seçim önceki özellikle doksanlar sonrası petrol bulduk, şunu ilk defa yaptık bunu ilk defa yaptık, ilk defa yaptık” dedikleri petrolü kim nerde bulmuş ya da demiş veya kim neyi ilk defa yaptık demiş de aslında yapmamış birkaç örnek verir misiniz?
      Demirel her seçimde mutlaka ankara istanbul arasına hızlıtren yapılacak derdi ama sonra kimse hatırlamazdı, nihayet akparti yaptı, hem de vaadetmediği halde:)
      Çiller herkese iki anahtar sözü verip en son milletin elindeki avcundakini de çarpıp gitmişti…
      Bugün ülkemizin her yerinde TOKİ UYDUKENTLERİ yükseliyor, milli araba TOGG yollarda geziyor, beğenemediniz mi?

  3. Sebilcigim sonunda üstad hangi partiyi destekledi..chp yi mi demokrat partiyimi……demokrat partiyi destekleyerek hizmeti politize etmiş olmuyor mu senin mantıga göre…..nurcu isen az okuyon anlamiyon…😊
    Üstad demokrat partiyi desteklerken chp ve başka partilere nura risalelere ihtiyaci olan masum insanlar taraftarlari oldugunu senin gibi bilmiyormuydu da açıktan demokrat partiyi destekleyip menderese islam kahramanı dedi…bu politize etmek senin mantiga göre…nurcu isen az okuyon anlamiyon degilsen git sor ögren…

  4. S O R G U L A M A
    İktidarın Giresun mitinginde:
    “Muhalefet fındığın kilosunu 4 dolar yapacakmış. Şimdiye kadar neden yapmadın?”
    Daha önceleri herşeyi deli gibi alkışlayan yandaş vatandaşlarımızdan hiçbir tepki yok.
    Bizim gibi şaşkınlık içinde oldukları belli.
    Demek ki, sorgulama, kritik etme başlamış.
    Tek istediğimiz ve aradığımız bu değil mi?
    Vatandaşın sorgulaması başlamışsa, bu iktidarın hiçbir seçimi kazanma imkan ve ihtimali yoktur.
    Bana göre sorgulama başlamış.
    Yoksa yanılıyor muyum?
    Yoksa bunlar bindirilmiş kıtalar mı?
    Bindirilmiş kıtalar ise, “Ne derse desin deli gibi alkışlayacaksınız” diye sıkı-sıkıya tenbihlemeyi mi unuttular?

  5. “HAYRETİ MÛCİP
    5 Mayıs 2023 De 11:01
    Bu gece rüyamda bütün AKP. lilerin cehennemi doldurmuş olduğunu , orada cayır cayır yandıklarını , feryadü figanın arşı alayı sardığını , buna mukabil RTE. nın ise cenneti alada çok rahat bir şekilde köşesine kurulmuş olduğunu hayretle gördüm !
    Bu duruma gerçekten çok şaşırmıştım , ordaki görevlilere bunun nedenini sordum , şöyle cevap verdiler ,
    — RTE . nın yaptığı bütün kötülüklerin müsebibi , ona bunun için yetki veren seçmenlerdir , onun günahı yoktur ,buna alet olmuştur , bu nedenle seçmenler cehenneme atıldı , o da cennete kondu !
    Yaaa.. işte böyle !

    Yorumu Cevapla
    H. Gayret
    5 Mayıs 2023 De 19:54
    “— RTE . na yapılan bütün kötülüklerin müsebibi , ona bunun için yetki veren seçmenlerdir , onun günahı yoktur ,buna alet olmuştur , bu nedenle seçmenler cehenneme atıldı , o da cennete kondu !
    Yaaa.. işte böyle !”
    Mucib bey o zaman siyasete boşuna ateşten gömlek demişler, öyle değil mi?

    Yorumu Cevapla”

  6. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sistemi kabul edildiğinde şöyle düşündük:

    Toplumda %25 oy oranına sahip olan CHP artık ebediyen iktidar olamaz.Mesela Ramazan günü halkın karşısında su bardağını kafasına diken (örneğin Sezer) biri asla cumhurbaşkanı seçilemez.Halk
    kendi değerlerine soğuk bakan birini seçmez.Nitekim ilk seçimde CHP de bunu bildiği için Erdoğan’ın karşısına
    Ekmeleddin İhsanoğlu’nu çıkardı.

    Fakat biz böyle düşünürken,Temel Dede’lerin,Babacan’ların,
    Davutoğlu’ların,Akşener’lerin CHP genel başkanını aday göstereceğini
    ve seçilmesi için cansiperane çalışacağını hiç hesap etmedik. Fehmi Koru’ların CHP genel başkanının seçilmesiyle mutlu olacağını,yazılarıyla ona destek vereceğini de hiç aklımızdan geçirmedik.Nitekim şu anda İyi Parti
    Kılıçdaroğlu’ndan desteğini çekse seçilme ihtimali sıfıra düşer.

    Yukarıda ismini andığım kişiler Kılıçdaroğlu’nun adaylığına gönüllü yazılmasaydılar CHP sağ seçmene ters gelmeyecek,CHP zihniyetinde olmayan birinin adaylığına razı olmaya mecburdu,tıpkı ilk seçimdeki gibi.

    Ben daha önce de yazdığım gibi,
    Deva’nın,Gelecek’in,Saadet’in,İyi Parti’nin muhafazakar tabanının ellerinin CHP genel başkanına oy vermeye varmayacağı kanaatindeyim.Ancak bu partilerin yöneticileri ve fetöcüler CHP’ye oy verirler.Ama bu son kısımdakilerin desteği inşallah Kılıçdaroğlu’na yetmeyecek.

  7. “Gerçekten de eskiden iki turlu bir seçim söz konusu değildi. Eskiden seçim kazanabilmek için ‘%50+1’ oy alma şartı da gerekmiyordu.”
    ŞİMDİ DE GEREKMİYOR!?
    BİRİNCİ TURDA YA DA İKİNCİ TURDA EN ÇOK OYU KİM ALIRSA O KAZANIYOR,
    ÖYLE DEĞİL Mİ?

  8. İktidar her ne yaparsa yada yapmışsa, ağzıyla kuş tutsada yaranamaz artık bu millete.
    -şehir hastaneleri yapıyor herşehre, ama hasta mutsuz Dr.sağlıkçı mutsuz eczacı mutsuz!😡 hatta kızgın belkide.
    Yapacağım 50 yataklı poliklinik diyemiyor her semte🤗. (Kapatıp avm yapacak çapaya samatyaya diyorlar herkese😡).
    Örnekler ver: tüm hastalar gitse mesela aynı anda aynı yere (çapa merkez diye!) acile? Halbuki gidecek her bölgenin hastası kendi aciline kendi hastanesine🤗.!
    -Uydu kentler diye birşey duydumu acaba adaylar, siyasiler?
    Millet bahçesi arasta pazar avm!?
    (EVinden çıkıyon, imamın kayığına pardon olmayan metroya binmeden gidiyon ..)
    Trafik yok! Kaza yok servis yol parası yok..
    BENİ NE IRGALAR İHA SİHA F16-F35 S400 Gemicikler YATLAR KATLAR MEMMET EMMİ HATÇE TEYZE????
    Haa aylık mı dedin?
    Senin aylık olsun 5 yerine 7, öbürü 57😡
    Hiç ses etme!
    Doğruları söyle: oğlum bana ver 10, öbürüne 15-20 de🤗
    Sonra gel canımı ye🤗.

  9. Sayın yazar
    “Herhangi bir Batı Avrupa ülkesi liderinin, seçimler öncesinde, ülkesinin bir yerinde yeni doğalgaz sahası bulunduğu için halktan oy talep ettiğini tahayyül edemiyorum.” diyor ama
    aynı şekilde Herhangi bir Batı Avrupa ülkesi gazetecisinin, seçimler öncesinde ne hikmetse yayınlanamamış(!) bazı anketleri sanki sandıktan çıkan sonuçlarmış gibi seçimin ertesi günü hala millete yedirmeye çalıştığını tahayyül edebiliyoruz değil mi?

  10. Eğer sistem değişmeseydi çok daha rahat olacaklardı çünkü.
    İlk katıldığı seçimde kullanılan oyların ancak üçte birini alabilmiş AK Parti tek başına iktidar olabilmişti. Artık iktidar olabilmesi için MHP başta olmak üzere başka partilerle iktidarı paylaşması gerekiyor AK Parti’nin…
    Cumhurbaşkanlığı seçimi de aslanın ağzında görünüyor.
    Sistem değişikliği AK Parti’nin ve Erdoğan’ın seçimlerde işini güçleştiriyor.
    Eminim, 14 Mayıs seçimi için birkaç koldan ve sıklıkla anket yapma ve seçmenin nabzını anlık tutma ihtiyacı duyuyorlardır.
    Ya bu muhalif yazarları anlamak mümkün değil….yukarda yazdığız şeyler iyi degilmi…millet istekleri egemenligi noktasindan iyi degilmi..bu iktidar muhalefet farketmez..iktidar olmak isteyen %51 için toplumun her kesimini kucaklamasi toplumun hassasiyetlerine göre siyaset üretmesi gerekli degil mi?eskiden %32 ile iktidar olunuyordu.dediginiz gibi..simdi %51 lazım.bu daha iyi degil mi…millet hakimiyeti icin iyi de……. chp zihniyeti için kötü..çunki bunlar chp zihniyetini kemalizmi değiştirmeden %25 kemik oyla her seçimde iktidar ortagi olmayı garanti görüyolar.bu yüzden de bu sisteme karşılar..hadi onlar bu yüzden karşi da bu kadar bu sistemin millet menfaati noktasindan iyiligini (bilmeden mi yoksa farketmeden mi😊) yazan insanlarin muhalif olmasini anlamak zooor…
    Hem %34 ile iktidar olunuyordu de..simdi ise 51 gerekiyor de.bunun icinde nabız tutması gerekli de..millet egemenligi de.toplumu geniş kesimleri kucaklamak barışmak de..sonra bu sisteme karşi ol..tek adam …..şu..bu…de…accık mantık…

  11. Bazı yorumcuların Aysungiller familmayasına mensup oldukları anlaşılıyor.Eğitim düzeylerini öne çıkararak “Dağdaki çobanın oyu ile bizimki bir mi?” demeye getiriyorlar.
    Bu Aysungillere sorsanız Cumhuriyet’in hangi tarihte kurulduğunu bilmezler.Ama eğitimli geçinirler.

    • En tepedeki kişi “seçilse bile millet ülke yönetimini vermez” diyor. Sen ona bir açıklama getir. Seçim sonuçlarını kabul etmeyeceklerse neden seçim yapıyoruz.

  12. MODÜL- PARALEL SEÇİM TAKİBİ
    Mehmet Akif Ersoy’un konuğu olan İçişleri Bakanına CHP’li Muharrem Erkek’in gündeme getirdiği İçişleri Bakanlığında” Paralel Seçim Takip Sistemi ” kurulduğu iddiası sorulduğunda önce topu taca atma babında tarihi olaylardan bahsetti.
    Sonra seçim sandıklarının güvenli şekilde merkezlere ulaştırılması için önlem aldıklarını, bunu için bilgisayar modülü oluşturduklarını, bu önlem çerçevesinde “seçim bilgilerini de aldıklarını” açıklayıverdi.
    Tabii ki sunucu;
    “Bir dakika seçim sonucuna ilişkin bilgiler münhasıran il ve ilçe seçim kurullarında toplanabilir. Size de verilmesinin yasal dayanağı
    var mı? İfadenizin bu kısmı muhalefetin iddiasını doğrulamıyor mu?”
    sorusunu maalesef sormadı- soramadı.
    Olay Kiraz Kaymakamlığının, Kiraz İlçe Seçim Kurulundan, İçişleri Bakanlığı’nın yazısını ilgi tutarak seçim sonuçlarının kendilerine gönderilmesi ve bilgi verilmesini isteyen yazısı ve müteakiben Kiraz İlçe Seçim Kurulunun talebin YSK ‘ya sorulması ve
    YSK’ nın “talebin yasal olmadığı” cevabî yazısının kamuoyuna yansıması üzerine gündeme gelmişti.

  13. Seçim haftasındayız. Siyasetçilerin projesini olamasada partilerin “yapacakları” nı konuşup tartışıp öğrenemiyoruz ki;
    Ona göre oyumuzu verelim!😡
    -en önemli şehirlere şehir hastaneleri açan bir parti, tüm hastaneleri kapatmakla! Yollar köprüler yaparken masrafıyla suçlanıyor!!
    Her nefis ölümü tadacak diyor ama, her semtte birer 50 yataklı poliklinik küçük hastane açacağız diyemiyor! Çünkü amacı sağlık mı? Maddiyat mı? O da bilmiyor!!
    -mültecileri gönderceğiz diyor ama, orada yine biz bakacağız gerekirse! Onlar bizim emanetimizdir! diyemiyor nedense😡.
    -afetzedelere ev vereceğim diyor lakin, bunu nasıl vereceğini demiyor, açıklamıyor “sosyal konut” çerçevesinde??
    (Sigorta var dask var bu ülkede!)
    -inanç etnisite dert olmuş ülkeye, DİB Milli Eğitim Yüksek öğretim ne olacak? Ne yapacaksın, nasıl bir düzenleme???
    -birisi tıkıyor deliğe, öbürü diyor gidelim pikniğe?😯
    Ya yokmu mahkeme yokmu hukuk bu ülkede?
    Ne oluyor size?
    Ne olmuş böyle bize?

  14. Muhalifler,muhalefet yapma adına çok tutarsız durumlara düşüyorlar.
    Erdoğan’ı otokratlıkla,dikdatörlükle suçluyorlar;tek adam yönetimi kurmakla suçluyorlar.İçinde Stalin geçen muhalif yazılar yazıyorlar.
    Ama dikta ile suçladıkları kişinin seçimin sonucundan endişe
    ettiğini de yazıyorlar.

    Girdiği seçimin sonucundan endişe duyan bir dikdatör nerede görülmüş?
    Seçim kazanmak için canını dişine takıp 7/24 çalışan bir otokrat var mı yer küre üzerinde?Dikdatörler seçimi
    %52 ile mi kazanırlar?Benim bildiğim dikdatörler seçim için kıllarını kıpırdatmazlar ve seçimi %95 ile,
    %85 ile kazanırlar.

    Ben derim ki Erdoğan,kendi sevapları ile Cennet’e giremese bile kendisine iftira atanların sevaplarını alarak, kendi sevapları olmayanlara da varsa günahlarını yükleyerek Cennet’in en mutena yerlerinde ağırlanacaktır.

    Bebek katilleri ile aynı saftan Erdoğan’a kılıç sallayanların hali ne olur onu da kendileri düşünsün.

    Oy vermenin,birini desteklemenin veya birine muhalefet etmenin Cennet’le Cehennem’le ne alakası var denebilir.Bal gibi alakası var.İnsan öbür tarafta her amelinden sorguya çekilecektir.Takınılan siyasi tavır da bir ameldir,hem de çok önemli bir ameldir.Çünkü verdiğimiz oyla birisi çocukların 12 yaşından önce Kur’an öğrenmesini,memurların,öğrencilerin başörtüsü takmasını yasaklayabiliyor.Birisi de tüm bu yasakları kaldırıyor.Öyleyse herkese oy verdiği kişilerin yaptıklarının sorumluluğundan bir pay gidecektir.

    Tabii ki bu sözlerim ahiret inancı olan kişileredir.Esas hayatın ahiret hayatı olduğuna inananlaradır.Hayatın dünyadan ibaret olduğuna inananlara,ateistlere bir sözüm yok;
    ölecek hastaya her şeyi yemesinin içmesinin serbest olması gibi onlara da her şey serbest!

    • kişiler ferdi kusur ve hatalarından öncelikli olarak sorumludur. İslamiyet ferdin hayatını düzenleyerek toplumun fert fert düzelmesini hedefler, böylece toplum ideale yakınlaşır. Siyasal islam tepeden toplumu dizayn ederek siyasi bekasını garanti etmeye çalışır. Arş ile ferş kadar bu ikisi arasında fark vardır. Sandıkta müslüman sayılamaz sandık müslüman sayım yeri değildir. Cemiyetin genelinin ahlağı ve neslin ıslahı noktasında İslam doktrininin uygulaması pratikte değerlendirilebilir. Görüntüde dindar siyasilerin 20 yıldır iktidarda olduğu bir dönemde cami sayısı artmış, namaz kılanlar kemiyet ve keyfiyet noktasında geri gitmiştir. Dini cemaat ve cemiyetler dersane çatışması ile birlikte 17-25 aralık, 15 temmuz gibi hadiseler ile hem büyük itibar kaybetmiş, hem de siyasi iktidara yakın olmak adına hatalarına göz yuman meşveret gibi oluşumlar dini hizmetlerin inanılırlığını zedelemişlerdir. Bir kısım Anadolu halkının güvenli liman olarak çocuklarını gönderdikleri hafız mekteplerinde olan büyük yanlışların üstü örtülmeye çalışılınca safi kalpli halk, Kuran öğretilen bu mekteplere menfi bakmaya başlamışlardır. “Dimyata pirince gidilirken evdeki bulgur ziyan edilmiştir ” Teemmel

      • Evet,sandıkta müslüman sayımı yapılmaz.
        Ama müslüman,başörtüsü yasağı sürsün diye,başörtüsünü serbest bırakan yasanın iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvuranlara da oy vermez.Müslüman bu kadar da ferasetten yoksun değildir.

    • Din üzerinden siyaset yapmak, dini ideolojik bir araç haline getirmek dine, demokrasiye ve insanlığa karşı suikast düzenlemekten farksızdır.” (7 Temmuz 2005) Reisimiz RECEP TAYİP ERDOĞAN

      • Yanlış aktarıyorsun Kenyalı.Erdoğan,
        “Alevilik-Sünnilik ayırımı yaparak,
        mezhepçilik yaparak” siyaset yapmanın zararlarından bahsediyor.

  15. Sayın yazar sizde de korku dağları bekliyor. Bunları başaranları değil, sadece laf üretenler seçim kazanacaklarsa vay Türkiye’min haline. Kusura bakmayın sizin kafa küçük olsun bizim olsun, bizler sahillerde keyif çatalım onlar köylerde ineklerle yatıp kalksın, aynı tek parti devrindeki gibi köylü üretsin biz yiyelim onlar askere gitsin bizler vatan millet diye yeri göğü inletelim.

  16. Babacadan katıldığı programda Kılıçdaroğlu, Erdoğanın çok çok önünde diyor.

    1. Turda Kılıçdaroğlu almasını, Muharrem İnce bozuyor.

    Muharrem İnce Seçime son 2 gün kala Kılıçdaroğluna oy verin diye çekilmeli. Bu Cumhur İttifakı bazı olaylar yapmasın diye böyle plan yaptım bundada başarılı oldum. Siz Kılıçdaroğluna oy verin demeli.

    • İnce’nin seçimlere 20-30 gün kala birden anketlerde 5-10 puanlar gostermesi normalmi. Dünün eski adamını kim nasıl cilaladi. 14 Haziran Rte şapkasindan çıkan 2 tavşan adayın balonlarının patlama zamanı.

    • Boşuna beklenti. İnce yada partisi olan herhangi bir kıral taviz almadan böyle bir şey yapmaz. Ufak partiler de kıral bu sistemde.

  17. Bir eskiden vardı birde 15 MAYIS! var artık.
    Muhalefet dereyi görmeden mazbatayı görmeye başlamış gibi😊. gece yatarken k.çı açık kalmışlar gibi.. telaşe memuru🙂.
    Birde Mhape gerçeği olduğunu hiç hesap etmeden. Ülkeyi kurtaracaklar! üljeyi dizayn edenlerden😂😂😂.
    Ne işe yarayacak ki.. modunda yazar da.
    Bak ne işe yarayacak:
    Havada uçan herkuş un gagasından düşen cevizin kabuğu kafasına düşenin canını alırken, her kırılan cevizin içinden çıkan iktidara değil MeHaPe ye yaradı! Yarayacak.
    İyi dileklerinizi bize, şikayetlerinizi saraya iletiniz levhası da yol kenarında. (Ay’a giden duble yol var ya, o yol😂).
    En büyük rakibim TH.. pardon sahte milliyetçi lerdir deyip, en hakiki gerçek Milliyetçi benim! diye çıkıverecek meydana.
    Batının kuklalarımı ne olacak?
    Vallaaa heryer f tipi heryer cezaevi.
    F yi çıkarırsın P yi sokarsın, P doldurmadı baktın Y yi soslarsın.
    Kadrolarımı yok dediniz?
    Ya ülkeyi yönetenler 40 yıldır tecrübe edinemedilerse eğer..

  18. cumhur ittifakı hüdapara, yeniden refaha hatta dsp’ye bile milletvekilliği dağıtacak kadar mecbur kalıyor ve doldurmakta zorlandıkları miting alanlarında anketlerde önde olduklarını mı söylüyorlar?
    siyaset böyle bir şey değil mi zaten?
    ekranlara çıkıp, ekonomi de de bir sorun yok diyorlar mesela.
    ülkede hiç bir sorun yok, sorun olduğunu düşünenler nankör mü neyler bunlar?
    gerçeklerden kopmak dışında bazen bir seçenekleri de yoktur. paranın pul olduğunu mu kabullensinler, enflasyon şampiyonluğunu mu? açık ara neredeyse her alanda ülke tarihinin en başarısız dönemini yaşattıklarını nasıl kabullenecekler? aya gidiyoruz, hazırlanın diyecekler elbette. inanan olduktan sonra ne mahzuru var sonuçta?
    geçen seçimleri çok az yanılma payıyla bilen şirketlerin anketleri yine elimizde, 15 mayıs sabahı kıyaslama yapabileceğiz, ben yine yanılma paylarının yüksek olmayacağını düşünüyorum zaten sadece anketlere değil, mitingler de yeterli fikir vermiyor mu? yakın geçmişte muhalefete yönelik hangi seçimde böylesi ilgi, sevgi, coşku vardı? sokaktaki insanlarda böyle ilgi, alaka, yakınlık ne zaman vardı? bu seçimin bir ilk olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
    doğalgaz bulun-du, petrol de bulun-du.
    her seçim öncesi iktidar her zaman doğalgaz da bulur, petrol de bulur. ben son hafta zengin altın madenleri keşifleri de bekliyorum.
    lakin asıl sorun bulmakta da değil zaten,
    paylaşmakta.
    bu kaynaklar halkın refahına yansıyacak mı? cumhuriyet tarihinin en büyük maden rezervi olduğu söylenen elazığ madeni ihalesi neden mahkemelik oldu,
    neden erişim engelleri geldi?
    “Elazığ’ın Maden ilçesinde bulunan madenin rezervinin çıkartılması ve işletilmesiyle ilgili gerçekleşen ihaleyi Cengiz Holding bünyesinde bulunan Port Madencilik A.Ş. kazanmıştı. O ihale Madenciler ve Mermerciler Derneğinin açmış olduğu dava sonucunda iptal edildi.”
    “Onlarca firmanın girmesi beklenen ihaleye sadece iki firma girebilmiş giren firmalardan biri de saraya yakınlığıyla bilinen Cengiz Holding’e bağlı Port Madencilik’ti. Sadece beş dakika süren ihale 2 milyar 205 milyona bedelle Port madencilik almıştı.”

    neredeyse 200 defa değiştirilen ihaleler kanunu gerçekleri varken bulunan doğal kaynaklar için nasıl sevinebiliriz?

    bu gerçekler varken vatandaşın yararlanması refaha ulaşması mümkün olabilir mi? birileri zenginleşirken halk fakirleşmeye devam edecek değil mi? biz kamuda şeffaflaşmayı sağlamadıktan sonra, yoksulluk ve yolsuzluk ülke gündeminden çıkmaz. aylar öncesi sayın erdoğan yolsuzluğu çözeceğiz dedi.
    hiç bir önlem alınmış değil, hiç bir reçete sunulmuş değil, hiç bir mücadele verilmiş değil. neden?
    sayın iç işleri bakanı televizyon ekranlarında binlerce dolar rüşvet alan milletvekili olduğunu söylemişti, kimbilir kaç tane var? program çıkışı hakkında suç duyurusu yapacaktı? aynı programda ayakkabı kutularındaki paralardan bahsetti değil mi?
    kendi bakanlığına kendi firmasından ürün satan üstelik fahiş fiyatlarla ürün satan bakanlar çiçeklerle uğurlanıyor bu ülkede.
    şimdi biz velev ki doğal kaynaklar bulundu diyelim gerçekten,
    sevinebilir miyiz?
    etkilenmeli mi seçmen?
    cevap için 7+1 gün geçmesini bekleyeceğiz.

    • bugün tweeter mesajında iktidara yakınlığıyla bilinen nagehan alçı;
      “Eğer kafa kafaya giden bu seçimi Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa mükemmel bir devir-teslim töreni ile Cumhurbaşkanlığı makamını Kemal Bey, Tayyip Bey’den devralacaktır. 13. Cumhurbaşkanı Kılıçdaroğlu olacaktır. Bu senaryoda Erdoğan çifti bizzat Kılıçdaroğlu çiftini Külliye’de karşılayacak ve önce çaylar içilip, sohbet edildikten sonra medya önüne iki siyasi lider çıkacaktır. Demokrasinin erdemini vurgulayan konuşmaların ardından yeni Cumhurbaşkanı, o tarihten itibaren Kemal Kılıçdaroğlu olacaktır”
      demiş.

      iktidara yakın pek çok gazetecinin yumuşayan üslubuna bakarsak, sandıktan bir sürpriz çıkmasını artık kimse beklemiyor diyebiliriz.

  19. Bütün bu yalanları sıralayacağına, anayasa ve yasalarımızı tam olarak uygulasaydı eminim çok daha fazla bir seçmen kitlesine sahip olabilirdi. Ama yapamazdı…

  20. Herhalde bu asparagas haberler ve seçim vaatleri oya tahvil oluyor ki her seçimde atıp tutuyorlar, gaz bulduk petrol bulduk, uçuyoruz kaçıyoruz diye. Milli damat bu durumu açıkça TV’de şöyle açıklamıştı: aya dört şerit yol yapacağımızı söylesek bizim seçmen buna inanır diye kıkırdayarak tane tane anlatmıştı. Daha söyleyecek bir şey var mı bilmiyorum. Seçmenlerimiz her türlü saçmalığa inanıyor diyorlar. Öyle mi yandaşlar? Siz de inanıyor musunuz, yoksa inanır gibi mi görünüyorsunuz. Sizin çabanız başka motivasyonların sonucu biliyoruz, ama olsun yine de söyleyin, damat doğru mu söylüyor?

  21. Seçim olmadan etkisi hissediliyor, üstenci troller pek bir nezakete büründü, sevimsiz akapeli yüzlerin bir kısmı yerlerini ehveni şer olan bazı yorumculara bıraktı, ulu orta yüksek perdeden konuşma onu bunu suçlama imtiyazı birkaç kişinin tekeline bırakılarak sözün etkisi ve yoğunluk dozajı ayarlanmaya çalışılıyor. Bütün bu tedbirlerin sonucunu ölçen anketlerin makyajlı sonuçlarını halka, sahih sonuçları iletişim başkanlığına yönlendiren yandaş anketörler, yevmiye bir anket yapıp anlık nabız tutmaya ve her açıklanan müjdenin milletin gazını alıp almadığını saptamaya çalışıyorlar. Milletin öfkesi, gençlerin çalınan gelecekleri ve bunca yıldır yapılan liyakatsiz hemşehricilik, müteakit kayırmacılığı gibi bütün müterakim günahlarından dolayı, dinmiyor. Genç nüfus ve muhalif seçmen millet seçimler ile yüreğini soğutmak için, çoğunlukla yandaş olan anne, babasına rağmen sandıkları patlatmak için bekliyor. Bu sokağın anketi ve hiç yanıltmaz. Değil yerde emekleyen Kaan, göklerde dolaşan Ergenekon’dan çıkma Mete Kaan’ı görseler milletin fikriyatı ve tercihleri farklılaşmayacak. Bugün hepiniz rahat bile olsanız, “Genç Millet rahatsız”. Teemmel

  22. Meşveret cemaatimizin 2023 seçimlerine dair tarz-ı hareketimiz ile alakalı olarak aşağıdaki hususları,
    ehemmiyetine binaen, halkımızın nazar-ı dikkatlerine arz ediyoruz:
    ✓ Kahraman bir milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada bir pırlanta gibi
    pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Câmiini
    muzahrafattan temizleyip beş yüz sene devam eden asli hüviyetine çeviren;
    ✓ Kur’an-ı Azimüşşan’ın yüksek ve parlak tefsiri olan Risale-i Nur eserlerini, Bediüzzaman Said Nursî
    Hazretlerinin vasiyetine istinaden Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle tab’ettirip neşrine vasıta olan;
    ✓ Mazide dinden tecerrüd ettirilen maarifte Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebevi ve hatt-ı Kur’an olan
    Osmanlıcanın müfredata konulmasına ve tesettür şiarının serbestiyetine vesile olan;
    ✓ İttihad-ı İslam için samimi gayretlerde bulunan, Dünya mazlumlarının yanında durup, ülkemize iltica
    eden her milletten mazluma ev sahipliği yapan;
    ✓ Memleketimizin maddeten ve manen terakki ve tealisi için azm ü gayretle çalıştığına şahit olduğumuz
    Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Ak Parti’ye “vatan, millet ve İslamiyet”
    lehindeki hizmet ve gayretlerinden dolayı dua ediyor ve var gücümüzle destekliyoruz.

    • Meşveret yanlış yapıyor bir cemaatin temsili olarak Risale-i Nur Hizmetleri adına bu yazdıkları herşey merduttur. Bir büyük camia ki doğrudan iman hakikatlerinin tervici için çalışmaya mükelleftir. Bu Risale-i Nur ile Bediüzzaman Hazretlerinin koyduğu en mühim bir düstur olan şeytandan ve siyasetten istiaze etmesi yani Allah’a sığınması kuralına aykırıdır. Bizzat üstad hazretleri siyasete mesafe koymuş ve sağlığında Demokrat Adnan Menderesi desteklemiş ve tek adamlık ve keyfemayeşa idarenin temsilcisi milli şef, tek adamlık mefkuresine kuvvet veren cehape zihniyetine her zaman ıslahane nasihat etmiş ancak destek vermemiştir. Meşveretin bu açıklaması merduttur. “Üstad Hazretleri burada: “Benim elimde sadece iman hakikatlerini neşreden Risale-i Nurlar vardır, benim siyasetle işim olmaz.” diyor.
      Böyle bir yol takip etmesinin amacı da; iman hakikatlerine muhtaç gönülleri endişe ve şüphe içinde bırakmamaktır. Yani Üstad Hazretleri hem siyaset ve hem Risale-i Nur’u elinde tutsa idi, çok insanlar “Bu zat Nurlarla beni kandırıp siyasetine alet edecek.” diye şüphe içine düşer ve Risale-i Nur’un tesirini kalp ve vicdanında duyamazdı. Bu sebeple iman hakikatlerinin kalp ve gönüllerde tam tesir edebilmesi için; Üstad Hazretleri değil siyaseti, bütün dünyayı terk etmiş, dünyaya zerre kadar iltifat etmemiştir.
      Nur talebeleri de bu tarz hareket etmekle mükelleftir. Siyaset sahasında hizmet etmeyi zaruri görüyorsa, bunu kendi adına yapıp, cemaat ya da Risale-i Nur’un ismi ile yapmamalıdır. Çünkü Risale-i Nurlar bütün siyasi görüşlere lazım bir nurdur, bu yüzden politize edilemezler.” Teemmel

  23. Ben daha önce de ayrıntılı olarak temas etmiştim; aslında bütün bu başımıza gelenlerin yani demokrasi treninin rayından çıkmasının ilk ve birinci derecede sorumlusu bu CHP. dir !
    CHP. nin zorlaması ve tahrik etmesi neticesinde AKP. de tepkisel olarak tam anlamıyla yoldan çıktı .
    Hatırlanacağı üzere A.Gül’ün CB. seçiminde , sihirli bir 367 rakamı ortaya atıldı,
    bunun peşine takılan CHP. yüzünden CB. nın seçilmesi işi, enine boyuna düşünülmeden , tartışılmadan referanduma götürüldü ve CB seçimi halk oyuna bırakıldı , işte tren o zaman raydan çıkmış oldu .
    Arkasından 15 Temmuz darbe teşebbüsünü fırsat bilen RTE. ve AKP. tarafından bu sistem, kendi hevesleri ve menfaatleri doğrultusunda yine enine boyuna düşünülmeden, tartışılmadan yeni referanduma götürüldü ve sonuç tam bir karman çorman oldu , işte kabile reisliği sistemi başımıza böyle bela oldu !
    Bütün bu değişikliklerin , uzman komisyonlar tarafından ; anayasal, yasal , adli, idari açıdan , seçim yasaları açısından uzun uzun incelenmesi , araştırılması, değerlendirilmesi gerekirdi , yalap şalap ben yaptım oldu gibi ilkel düşüncelerle yapılırsa sonuç da böyle olur !
    Bütün bunlar , bizim siyasetin ve tabii ki demokrasinin hangi seviyelerde olduğunu daha doğrusu seviyesizliğini bariz bir şekilde gösteren açık seçik delillerdir .
    Velhasıl kelam bizim her şeyimiz bize benzer !

    • CHP, Erdoğan’ı yada AKP’yi yoldan çıkardı demek zor. AKP baştan beri demokratik bir parti değildi. Her genel kurulunda neredeyse hep tek aday vardı. Biat kültüründen geliyordu. Demokratik kurallara hiç bir zaman sıkı sıkı sarılmadı. Beğenmediğiniz CHP ise her zaman çok sesliydi. İçinden sürekli yeni adaylar çıkardı. Rahmetli İnönü ise ülkeye tam demokrasiyi getirdi, tek adamken bıraktı ve muhalefete geçmeyi bildi. Oğlu rahmetli Erdal İnönü ise ülkeye hakiki sosyal demokrat partiyi getirdi. Sonuçta AKP aslına, tam bir tek adam tek parti anlayışına evrildi. Hala CHP’nin yüz yıl önceki halini eleştiriyorlar. Kendilerine oy verenleri de bu eski masallarla kandırıyorlar. Erdoğan her zaman buydu ve fırsatı eline geçirince gerçek tam olarak ortaya çıktı. Bizzat yanıbaşındaki Arınç bunu veciz bir şekilde ifade etti: kıral çıplak!

    • İyi ki böyle olmuş. Planlı değil ama istemeden hayra vesile olmuş. Yoksa bugün geldiğimiz noktadan çok gerilerde olacaktık.

  24. yapılanları anlatmak doğal değil mi?bu kaçıncı yönetim bilmiyorum ama gecmistekiler ne yaptı,Otomotiv fabrikalarını kapatmadı mi uçak fabrikaları kapanması mi , petrol kuyuları üzeri betonlanmadi mi.Neden doğal gaz bulunmadı neden 40 yılda AYAS tüneli açıklamadı.
    Evet yapılanlar normal ve her yoňetimin yapması gereken şeyler ama yapmadılar, yaptirilmadilar.Nasil İstanbul 4 yildan beri geri gitmeye başladıysa diğerleri yapmadi yapamadı İstanbul’u susuz bıraktı ,çöp dağları oluşturdu.
    Yapanlar ve yapamayanlar arasında seçim yapılacak.

    • yapılanları anlatmak doğal değil mi? diye yine soruyor musunuz ahmet bey?
      neredeyse tamamı devlet sırrı olarak gizli, çoğu mahkemelik, boşanmalara bile erişim engeli getirilmeseydi, doğal bir şeyler bulunurdu bir şekilde.
      ne yapıldığı kadar nasıl yapıldığı da bilinseydi en azından.

      geçmiştekiler ne yaptı diye sorabiliyorsanız, yine cahilliyetinizi mazur görmek zorunda kalacağız demektir.
      bugün sata sata bitiremediğimiz yüzlerce devlet teşekküllerini geçmiştekiler yapmıştı, yüzlerce fabrika ve bugün ithal ettiğimiz kağıttan buğdaya her şeyi geçmiştekiler ithal etmiyor, üretim yapıyorlardı. her zaman hatırlattığım gibi, geçmiştekiler bizi 17. büyük ekonomi arasına girmemizi sağlamıştı şimdi ne durumdayız?
      21. ekonomiye gerilemedik mi?
      paramız bütün zamanların en büyük değer kaybını geçmiştekiler zamanında değil, bugün yaşıyor, maalesef değil mi?
      kapanan otomotiv fabrikaları elbette oldu, geçenlerde bu konuda yazmıştık ama tofaş, renault, hyundai, toyota dan karsana, ısuzu ya üretim fabrikaları geçmiştekiler zamanında açılmadı mı? biri kapanmış, onlarcası hala açık değil mi?
      tusaş geçmiştekiler zamanında kurulmadı mı?
      F_16 montaj fabrikası? ihracat bile yapmadı mı?
      aselsan, roketsan, tank-palet fabrikası, kırıkkale silah fabrikası geçmiştekiler zamanında kurulmadı mı?
      açın, okuyun, öğrenin, araştırın. tek tek geçmişte ne olmuş, bugün ne oluyor tartışalım. cep telefonu bile üretiliyordu geçmişte.
      o dönem doğal gaz ihtiyacımız azdı, tüketim düşüktü, alt yapısı yoktu, çıkarmak maliyeti çok yüksekti, teknoloji geliştikçe, amaca uygun hale geldi.
      petrol kuyuları bazıları kapandı ama 45 yıldır batman bölgesinde petrol üretimi yapılıyor. kaynak yeterli olduğunda, derinliği uygun olduğunda yani maliyeti karşıladığında geçmiştekiler de çıkarmış, bugünden çok daha fazla hesap kitap biliyorlardı zaten. ülkeyi çok daha iyi yönetmişlerdi.
      bolu tüneli-1993 selatin tünelinden-1990 pozantı, korutepe, aslanlı, hereke, taşoluk, vs pek çok tünel geçmiştekiler zamanında açılmadı mı? akp iktidarının açtığı pek çok tünelin inşaatı geçmişte başlamadı mı?
      bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıptır, yanlış bilgide ısrarla kalmak ayıptır.

      istanbul 4 yıldır geri gidiyormuş, sakın geri giden istanbul değil, ülke olmasın. nerede yaşıyorsunuz? istanbulda ama bir dağ köyünde mi? çöp konteynerlarının giremediği bir mahallede mi? benim istanbul da bir evim var, erenköy’de, çöp sorunumuz yok, elektrik sorunumuz yok, su sorunumuz da yok. tanıdığım kimsenin çöp derdi yok. nedense sadece yandaşların çöp sorunu oluyor, onların suyu yok, onların derdi çok istanbulla. bir açıklaması vardır sanırım. geçenlerde de metro yapmadı falan diyordunuz, insanları işten çıkardığını iddia ediyordunuz,
      hangi bir yanlış bilgiyi düzelteceğiz ahmet bey?

      bu seçim yapanlar yapmayanlar arasında değil,
      gerçekleri bilenler ve bilmeyenler/bilmek istemeyenler arasında yapılacak.

  25. Sayın Koru gerçekten alemsiniz; eskiden doktorlar bizi azarlardı, şimdi doktor dövüyoruz diyen bir seçmen kitlesine sahip bir iktidardan ne bekliyordunuz? Eğitim düzeyi arttıkça kendilerine oy verenlerin azaldığını açık açık söyleyen bu iktidar değil mi? Biraz daha başta kalırlarsa T.C’ni biz kurduk diyebilirler.

      • eğitim düzeyimi sormuşsunuz lise mezunuyum fakat burda mesleki ihtisas konusunu tartışmıyoruz prof olsanız bile sonuçta ilminiz ihtisas alanınızı kapsar kimse gidip mühendise ameliyat olmuyor sayın çok bilmiş elbette her partide eğitim düzeyi farklılıklar gösteren seçmenler vardır ama emin olun laik sekuler kesimşn durumu içler acısı eğitimli kesimi bile tam bir bağnaz

      • daha kendi ismini kullanacak cesareti olmayan çıkmış başkasının durumunu sorguluyor fıkra bu kadar

        • Necmettin bey eğitim düzeyinden maksat, mesleki ihtisas alanlarında bir titre sahip olmak veya bir fakülte bitirmek değil, eğitim düzeyinden maksat;

          İnsanlar boş bir beyinle, sıfır bilgiyle, akli melekeleri olmadan doğarlar. Doğduktan sonra öğrenmeye başlarlar, ne öğrenirlerse aileden ve çevreden öğrenirler. Ortalama aileler ve o ailelerin oluşturduğu çevre de neyi nereden ve nasıl öğrenildiğini bilen insanlar olmadıkları için öğrettiklerine de neyi nasıl ve nereden öğrenebileceklerini dos doğru öğretilmezler. Neyi nereden ve nasıl öğreneceğini bilmeyen insanlar da doğru bildikleri yanlışlarla kendilerine bir kafes örerler ve o kafese kendilerini kilitleyip yanlışların tutsağı haline gelirler.

          “Eğitim seviyesi ne ki” derken kabuğunu kırıp kafesinden kurtulamamış insanlar kastedilir.

          Esasen kabuğunu kırıp yalanların tutsağı olmaktan kurtulmak formel eğitimle olacak bir şey değil. Zaten adı üstünde formel eğitim, yani tamamen bir formalite.

          İşin aslını sadece merak duygusunun peşine gitmek öğretir, formalite eğitim öğretmez yani. Merak duygusunu tetikleyen en büyük etken de ihtiyaçlardır.

          Bence sıralama şöyle: İhtiyaç-merak-işin aslı-doğru kanaat- aydın insan.

    • Güzel kardeşim yaşın kaç bilmiyorum, ancak gerçek tarihi öğrenirsen onların kurdukları tek parti Cumhuriyeti, seçilecekleri parti belirlesin millete benim gösterdiklerime oy ver densin, bu da Cumhuriyet olsun, o zaman katılma oranı ne biliyormusun şimdiki CHP seçmeni kadar yani bütün seçmenin sadece yüzde 25 i o veriyordu. baktılar Cumhuriyetçilik oyunu tutmuyor sahte partiler kurdular, ancak oyunlar yine tutmadı halk o partiye hucum edince 3-5 ay içinde partiyi kendi kurucusu olanlar kapattı. Gerçek Cumhuriyet 1950 de başladı, hazmedemeyenler darbelerle her türlü ylan ve dolanla Cumhuriyeti halkın elinden almaya kalktılar ancak başaramadılar, senin gibiler bu defa da ümitlenseler de başaramayacaksınız.

    • Eğitim düzeyi ile kızgın seçmen profili ayrımı giremedi bir türlü literatüre🙂.
      Dişin kanal tedavisi yada safra ciğer kalp ameliyatını sen kendin yap mesela evinde🤗
      Öğretmene para verme okutsun çocukları aile herkes kendi evinde🤗
      Herkes ölüsünü yaksın sobada külünü ..
      Siyasetçi bina yapar! İçini sen doldurursun!
      Yol yapar geçersin, millet bahçesi yapar çoluk çocuğunla gezer dinlenirsin🤗
      Yani demem o ki;
      SEÇMEN PARAYI VERİR, İŞ İSTER!
      BEĞENMEDİMİ, Değiştirir!
      Zenginler zenginliğini fakir fakirliğini karıştırırsa,
      SONRADAN GÖRME denen şey unutulursa!
      LİYAKAT sümen altı edilir,
      Devlet asli işini yapamaz haline gelir!
      Senedini mafya tahsil eder!!!
      Güvenliğin kalır ALLAH ‘a☹️.
      Enflasyon faiz pahalılık kar kalır yanına😡.

  26. Muhalefet partileri, yenildiklerinde demokratik olgunlukla kabullenecekler mi?
    CHP, İyi Parti ve diğerleri…
    ‘CHP adayı biz olalım’ diye kıvranan belediye başkanları…
    “Erdoğan kalırsa bizi bitirir, Kılıçdaroğlu kazanmalı” diyen terör örgütü KCK, PKK, YPG vb…
    Onları “Erdoğan’ı devirmek için son fırsat” diye teşvik edenler…
    Erdoğan kazanınca susup çekilecekler mi?
    Mızıkçılık etmez, oyları çaldılar yalanlarına sarılmazlar, değil mi?
    Yalan anketlerle inandırdıkları seçmenlerinin öfkesi ile yüzleşirler; onları sokağa, saldırganlığa yönlendirmezler, değil mi?
    ‘Adam kazandı’ derler mi?

    • Son seçimlerde mızıkçılık yapan muhalefet değil iktidardı. Olmadıysa da illa bir şey olmuştura kadar getirip seçim iptal ettirdiler yakın tarihte. Şimdi de, muhalefet için seçilseler bile millet teslim etmez ülkeyi gibi bir saçmalığa getirdiler durumu. Millet oy verdiği halde nasıl teslim etmeyecek, kim etmeyecek, ne halt yiyecek onu söylemedi henüz. Ama belli ki seçim sonuçlarını yine kabul etmemeye doğru gidiyorlar. Erdoğan, seçim sonuçlarını neden kabul etmeyeceğini söylüyor, buna açıklama getirmesi lazım. Seçimin sağ salim yapılabilmesi için herkesin sonuçları kabul edeceğini deklare etmesi gerekiyor. Muhalefet hemen şimdi söylesin ve Erdoğan da sözünü düzletmek zorunda kalsın. Niyeti düzelmese de.

Yoruma kapalı.