Seçime doğru üç mesele: YSK açıklaması.. Seccadeyi kutsallaştırmak.. Ve ittifaklara son uyarı…

32
Reklam

Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Cumhur İttifakı tarafından üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı gösterilen Tayyip Erdoğan’ın adaylığına neden onay verdiğini açıkladı. YSK’ya göre, ilk 2018’de yapılan seçimde cumhurbaşkanı seçilmiş Erdoğan, şimdiki böylece ikinci adaylığı oluyor ve durumu anayasadaki ‘üçüncü defa aday olamaz’ sınırlamasına girmiyormuş.

Peki de, 2014’te yapılan seçimde kim cumhurbaşkanı seçilmişti, Tayyip Erdoğan değil mi?

Onay kararının altında YSK’nın bütün üyelerinin imzası var; ‘oybirliği’ ile bu karara varmışlar.

Anayasaya göre (m. 79) YSK’nın kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamıyor; bu sebeple de cumhurbaşkanlığı seçimine dört adayla gidiyoruz. Ancak bu karar yalnızca seçim sonrasında yeniden gündeme gelmekle kalmayacak, YSK adı ne zaman geçse tartışılacaktır.

Tıpkı ‘seccade’ konusu gibi.

***

Konuyu biliyorsunuz: Katıldığı bir iftar programı sonrasında, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, kendisiyle birlikte görünmek isteyen konukları kırmamak için onlarla fotoğraf çektirirken, götürüldüğü odada daha önce namaz kılındığı için yerde bulunan küçüklü büyüklü halılara ayakkabısıyla basmış. 

Seccadeye ayakkabıyla basıldı diye büyük gürültü koptu.

Reklam

Diyanet İşleri Başkanlığı seccadenin kutsiyeti olmadığını, üzerine basılmasının mahzuru bulunmadığını açıkladı.

Açıkladı da gürültü bitecek mi?

Sanmıyorum.

Konu köpürtüle köpürtüle seçime kadar kullanılacaktır.

Ayakkabıyla girilen yer cami olsa tamam, ama herkese açık bir mekanın geçici mescide dönüştürülmüş bir odası ve oradaki seccadeler söz konusu. Kılıçdaroğlu uyarılmalıydı, uyarılmamış. Öğrendiğinde defalarca özür diledi.  

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından, birilerinin yaptığı hataları Müslümanlığa mal etmenin yanlış olduğunu belirtmiş; ancak üzerine basılmadığında özel bir kıymet kazanmayan, dolayısıyla üzerine basıldığında da değerinden bir şey kaybetmeyecek olan seccadenin, ardından binbir özür de dilendiği halde, kopan gürültüler sebebiyle zihinlerde kazandığı ‘kutsiyet’ mertebesini ne yapacağız?

“Fesüphanallah” demekten başka… 

Reva mı bu İslam’a?

Reklam

***

Esas bugün üzerinde durmak istediğim, seçime ittifaklarla gidilen günümüz ortamının en önemli konusu olan, tekli-çoklu listeler arasındaki sandık sonucunu derinden etkilecek olan fark.

İttifak tek liste halinde seçime gittiğinde bir oy bile zayi olmuyor ve çok sayıda milletvekili o sayede kazanılabiliyor; buna karşılık ittifak içerisindeki her parti ayrı ayrı veya Millet İttifakı içerisinde oluşturulması düşünülen daha küçük bir ittifak ayrı liste çıkardığında, bazı illerde onbinlerce oy çöpe atılacağı gibi, toplamda çok sayıda milletvekili de bu yüzden seçilemiyor.

Yeni seçim yasasının azizliği -veya onu hazırlayan siyaset mühendislerinin kurnazlığı- yüzünden…

Daha önce burada emekli büyükelçi Naci Koru’nun -kardeşimdir- Yetkin Report sitesinde yayımlanan konuya ilişkin yazısını paylaşmıştım. Bu alandaki karara birkaç gün kala -dün- Naci Koru aynı sitede yine uyarıcı bir yazı paylaştı.

Okumanızda yarar gördüğüm için yazının tam metnini ve aynı konuda siyasett.com sitesi için hazırladığı simülasyonlarla ilgili videoyu sunuyorum.

****

Son dönemeç: ortak liste çıkarmayan ittifaklar sonuca katlanacak

Yazar: Naci Koru

14 Mayıs seçimlerine bir aydan biraz fazla süre kaldı. Her gün yeni bir gelişme yaşıyor, merakla yeni haberleri bekliyoruz. Cumhurbaşkanı adayları belli oldu. Partiler milletvekili aday listelerini de 9 Nisan’da YSK’ya teslim edecek. Yeni seçim yasası ittifak partilerinin ayrı liste ya da ortak liste çıkarmasının sonucu belirleyecek önemde olduğunu gösteriyor. O yüzden bu hafta seçime doğru belki de son önemli dönemece tanık olacağız.

Seçimlerin tarihi önemini tekraren vurgulayalım: Hem yeni Cumhurbaşkanını hem yeni Meclisi seçeceğiz. Bu seçim, cumhuriyetin ikinci yüzyılına nasıl başlamak istediğimizle ilgili. Önemi sadece sembolik değil, yaşam biçimi tercihlerimizi yansıtacak. Sonuç nasıl olursa olsun, seçimden sonra büyük değişiklikler yaşayacağız. Bunları bilmeli ve girdiğimiz tarihi dönemece hazırlanmalıyız.

Liderlik çekişmesiyle ilgili olduğu için cumhurbaşkanlığı seçimi daha görünür. Fakat meclis seçimi de bir o kadar önemli. Zira, cumhurbaşkanlığı seçiminde nihai oylama ikinci tura kalırsa, 14 Mayıs’ta ortaya çıkacak yeni Meclis dağılımı seçmenleri etkileyebilir.

Meclis’te çoğunluğu kazanan ittifakın adayı ikinci tura daha şanslı girebilir. Seçmen, yürütme-yasama uyumunu gözetebilir. Bu nedenle, TBMM seçimlerini de önemsemeliyiz.

Ortak liste hazırlamayan kaybeder

Geçen haftaki yazımda, ittifakların milletvekili seçimlerine olabildiğince az sayıda listeyle girmelerinin önemini somut gerekçelerle anlatmıştım. Hafta boyunca matematik ve istatistik veriler kullanarak ilave açıklamalar yaptım. Konuya ilgi duyan kesimlerde sevindirici bir duyarlılık var. Bunun belirleyici sonuçlara dönüşmesi gerekiyor. Çünkü, tarihi kararların arifesindeyiz.

Meselemiz nedir? İttifakların birleştirilmiş, en az sayıda listeyle milletvekili seçimine girmeleri. Hedef nedir? Olabildiğince çok sayıda milletvekili kazanılması. Durum buysa, şimdi gerekçelere yeniden bakalım.

Temel bir tespitle başlayalım: Geçen yıl Seçim Yasasında yapılan değişiklik, eğimli arazide demokratik olmayan bir seçim ortamı yaratıyor. Ana mesajı şu: “Siyasal kimliklerinizi kenara bırakıp listelerinizi birleştirmezseniz, seçimde kaybedeceksiniz”.

CHP ve İYİ Parti’nin kararı kritik

Gerçekten de öyle. İttifak içindeki partilerin liste sayısı çoğaldıkça, kazanabilecekleri milletvekili sayısı o ölçüde azalacak. Seçimi kaybetme ihtimalleri artacak. Tersinden bakarsak, tek çatı listesi altında birleşirlerse, en çok sayıda milletvekili kazanabilecekler.

Geçen hafta bazı partilerin ortak liste konusunda açıklamaları oldu. Kimi ortak listeye taraftar, kimi karşı görünüyor. Açıklamalar, bir farkındalık oluştuğu, fakat uygulama güçlükleri yaşandığı izlenimi uyandırıyor. Bu açıklamaların fazlaca önemi olmayabilir. Ani dönüşler yaşanabilir. Listelerin teslimi yaklaştığında keskin virajlar alınabilir. Bu gözlem özellikle Cumhur İttifakı bakımından geçerli olabilir. Bu olasılığı dışlamayalım.

Millet İttifakı listeler konusunda strateji belirlememiş gibi görünüyor. CHP olasılıklara kapıyı açık tutar görünüm veriyor. İYİ Parti, listelerine diğer partilerden aday kabulüne kapalı gibi duruyor. Saadet, Deva ve Gelecek partilerinin liste birleştirmesine eğilimleri seziliyor. Genel toplamda, bunların fazlaca önemi olmayabilir. Çünkü, seçime CHP ve İYİ Parti münferit listelerle girerlerse, Millet İttifakı tek listeden mahrum kalacak. Bu durumda, onlarca milletvekili kaybedilecek. Millet, Cumhur’un bir hayli gerisinde kalacak.

Simülasyonlar sürpriz sonuçlar veriyor

Daha önce söz etmiştim: genç bilişimcilerle birlikte Türkiye’deki siyasal hayatın veri bankasını oluşturuyoruz. Bu verilere siyasett.com sitesinden erişmek mümkün. Buradaki bir modül seçim tahminlerine yardımcı oluyor. Son bir hafta içinde dünyanın dört yanından binlerce internet kullanıcısı siteyi kullanarak simülasyonlar yaptılar. Dileyen YetkinReport okuyucuları da siteye bağlanarak, benzer projeksiyonları yapabilirler. Ama, “biz sayfaları sonra inceleriz, siz bulgularınızı paylaşın” diyorsanız, bir simülasyonu birlikte yapalım.

Önce bir uyarıda bulunalım: burada bir örnek veriyoruz, partilerin seçimi, alacakları oyların yazılması size bağlı olacak, yani “Neden şu partiye şu kadar yazmışsınız?” demeyin lütfen; sizler istediğiniz tercihte bulunabilirsiniz. Şimdi bu örnekte simülasyona alacağımız partileri işaretleyelim:

Sonra, bu partiler için öngördüğümüz oy oranlarını bazı araştırma firmalarının anketlerinin ortalamasını alarak kaydedelim ve her partiyi, 3 ayrı isimle tanımlayacağımız ittifaklar arasında paylaştıralım.

İttifak yapımızı kurduktan sonra Devam’ı tıklayarak il seçimine geçelim. Dilersek bir veya birkaç il üzerinde, dilersek Tümü’nü işaretleyerek Türkiye genelinde simülasyon yapacağımızı siyasett.com’a işaretleyelim.

Hazırlıklarımızı tamamladık. “Hazırla” komutunu verdiğimizde, öngördüğümüz oy oranlarına göre ittifak partilerinin alabilecekleri muhtemel milletvekili sayıları iller özelinde ekranımıza gelecek.

Bu ilk simülasyonda AK Parti 270 sayısıyla en çok milletvekili çıkaran parti oldu. MHP 25, CHP 154, İYİ Parti 76, Deva 3 ve HDP (YSP) 72 milletvekili çıkardılar.

Görüleceği gibi, ittifaklardaki tüm partiler ayrı listelerle girdiklerinde bazı partiler milletvekili çıkaramadılar. Millet İttifakı en fazla zararı gördü. Örneğin Memleket Partisi Türkiye genelinde yüzde 2,5 oy alacağını varsayarsak İstanbul ve Ankara gibi büyük illerde milletvekili çıkarabilecek kadar oy kazansa da ülke barajını geçemediği için milletvekili çıkaramayacak; oylar boşa gidecek.

Her ittifak tek liste çıkarırsa

Bu liste üzerinden pek çok farklı simülasyon yapabiliriz. Örneğin, TİP’i HDP (Yeşil Sol Parti) listesine alıp bu birleşmenin (yüzde 1,5 oyla) bu partiye ne kadar ek milletvekili kazandırdığını görebiliriz. Ama biz ilk aşamada her ittifakın tek listeyle seçimlere katılması durumunda milletvekili dağılımının nasıl olacağını görelim. Bunun için yapacağımız işlem, ittifak altındaki partilerin bir kısmının seçilmiş kutularını boşaltmak olacak.

Sonuç: Tek listeyle seçime girmek Cumhur’un milletvekili sayısını düşürdü. Millet’in milletvekili sayısı 233’ten 263’e yükseldi. Bununla eş zamanlı olarak Cumhur ve Millet bünyesindeki işbirlikleri HDP’nin milletvekili sayısında önemli düşüş yarattı.

İttifak içi ittifak

Bu simülasyonları çeşitlendirmek mümkün. Örneğin, Millet anlaşma sağlayamaz, CHP ve İYİ Parti seçime ayrı listelerle girmekte ısrarcı olursa; ilaveten DP ile CHP işbirliği yapar, diğer üç parti aralarında ayrı bir ittifak listesi oluşturursa sonuç ne olur, merak ettim. Bakın sonuç nasıl çıkıyor:

Bu durumda, üç parti 3 milletvekilinden 15 milletvekiline çıktı. Ama CHP ile İYİ Parti ayrı listelerde ısrarlı oldukları için, simülasyonumda Cumhur, Meclis çoğunluğunu sağladı.

CHP ve İYİ Parti illeri bölüşürse

Siyasett.com simülasyonlarında partiler arasında iller bazında iş birlikleri de kurabiliyorsunuz. Örneğin, Millet ittifakında 39 ilde CHP, 39 ilde İyi Parti olarak tek listeyle, Ankara, İstanbul ve İzmir’de ise her iki parti ayrı ayrı seçime girdiğinde Millet ittifakının salt çoğunluğa yakın bir milletvekili sayısına ulaştığını görüyorsunuz. İki parti de ayrı ayrı yüzde 20 – 25 bandında oy almış oluyor. Böyle bir iş birliği yöntemine her iki partinin de olumlu yaklaşabileceği aklıma geliyor.

Bu simülasyonlardan benim çıkardığım sonuç şu oldu: Yeni Seçim Yasası ve D’Hont sistemi birlikte uygulandığında, ittifaklar işbirliği yapamayıp çoklu listeyle seçime girerse, kazanacakları milletvekili sayıları belirgin şekilde azalıyor. Aksine, birleştirilmiş tek listeyle yarışırlarsa, milletvekili sayıları bir hayli artıyor.

Seçmen psikolojisi yönü önemli

Bu konunun seçmen psikolojisi yönü de var. Partiler logoları seçim pusulalarında olmazsa, “Seçmenimi bir başka partinin logosunun üzerine mühür basmaya nasıl ikna edebilirim” sorusuna cevap bulmak gerekecek. Evet, bu zor bir karar. Ancak, seçmene açıklama yapmak imkânsız değil. Üstelik, bu karar verilemezse, ortaya çıkacak sonucu açıklamak daha zor olabilir.

İttifaklardaki tüm partilerimizin bu konuda önemli bir ikilem yaşadıklarını görüyorum. Önümüzde birkaç gün kaldı. Hafta sonuna doğru parti temsilcileri ellerinde listeleriyle YSK önünde buluşacaklar. Hangi ittifakın kaç listeyle seçime gireceğini bu aşamada öğreneceğiz.

Ben, sürprizlerle karşılaşacağımızı düşünüyorum. Umarım ittifak temsilcileri YSK kapısında rakiplerinin stratejilerini gördüklerinde hayal kırıklıkları yaşamazlar.

Bilmem, yeniden hatırlatmaya gerek var mı, köprüden önceki son çıkışın önündeyiz; son pişmanlık fayda etmeyebilir.

***

Naci Koru‘nun yazısı bu. Görünen, bu hayati konuya bir-iki kişiden fazla ilgi gösterenin olmadığı…

Yoksa ilgi gösteriliyor mu?

Hafta sonunda öğreneceğiz.

ΩΩΩΩ

Reklam

32 YORUMLAR

  1. “İttifak tek liste halinde seçime gittiğinde de, ittifak içerisindeki her parti ayrı ayrı veya Millet İttifakı içerisinde oluşturulması düşünülen daha küçük bir ittifak ayrı liste çıkardığında da, bazı illerde onbinlerce oy çöpe atılmış olacaktır.”
    İtirazı olan?

  2. O zaman size tavsiyem.
    Yaşadığı ülkenin dini ritüellerinden habersiz başkanınızla beraber her gün seccade üzerinde ayakkabılarınızla tepinin
    Böylece bir putu kırın
    Hadi aslanlar.
    Seçime kadar takiye yapmak yok.
    Nede olsa alnı secdeye gitmemiş adamdan Hafız yaptınız yaparsınız yaparsınız .algı sizin işiniz.

  3. ALLAH cc MUHAFAZ BİR AK PARTİLİ VEKİL KAZARA ATATÜRK RESMİ BULUNAN BİR ŞEYE KAZAYLA BASSAYDI .. NOOLURDU ALLAH cc BİLİR .. SÖZCÜ.. GÖZCÜ.. CUHURİYET.. SOL GAZETE .. HATTA MİLLİ GAZETE YANGIN YERİNE ÇEVİRİRDİ MEMLEKETİ .. SEÇİM SONUNA KADAR SAKIZ EDİLİRDİ .. ARTIK O ŞAHIS NE OLURDU BİLMEM

  4. Orada seccade değil de bayrak veya Atatürk resmi olsa idi???
    tepki ve yorumları görmek isterdim.

    • Peygamberimiz zamanında seccade mi icat edilmişti?
      kumların üzernde namaz kılınırdı.
      Kkılıçtaroğlu nu seccade ile abdest hayır hasenat o üç veriyorsa ben Beş veririm ile yenecekse birileri:
      hiiiççç talip olmayan o koltuklara!

  5. Erdoğan seccade nedeniyle Kılıçdaroğlu’nu eleṣtirdiği gün Türkiye’de üretilen ilk elektrikli otomobili satın aldı.

    Aracı Cumhurbaṣkanının değil Cumhurbaṣkanlığının satın alması normal olurdu.

    Türkiye’de ilk defa üretilen elektrikli TOGG ilerde çok yüksek bir fiyata alıcı bulacaktır.

    Almanya’da Cumhurbaṣkanı böyle bir aracı satın alsa önce kendi partisi bu rüṣvettir diye karṣı çıkardı.

    • Terörist Bese Hozat’ın yönettiği örgüt Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanlığı için Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekliyor.
      Herkesin sorduğu soruyu biz de soruyoruz; neyin karşılığı bir terör örgütü bir adayı destekler?
      Almanya’da böyle bir şey mümkün mü?

      • Siz nedense benim yazdıklarıma hiç itiraz etmiyorsunuz…
        Bütün çabanız konuyu değiṣtirmek.

      • Mümkündür, almanya ve diğer avrupa ülkelerinde de terör örgütlerini destekliyorlar…

  6. YSK Turpun Büyüğünü Heybede Tutuyor
    Fehmi Bey YSK’nın Tayyip Erdoğan’a yeşil ışık yakmasını yadırgamış. Ben de bunu yadırgayanları yadırgıyorum. Üstelik YSK’da pusulada aday sırası kurasında bile açık bir katakulli yapılıp istenen kişi birinci sıraya konuldu ve kimsenin gıkı çıkmadı. Ama bunlar birşey değil. Esas büyük turp heybede. Seçim akşamı, velev ki KK gerçekte % 55 oy aldı, YSK daha sonuçların hepsi gelmeden kazanmasını istediği adayı (Erdoğan’ı) kazandı diye ilan ederse muhalefet ne yapacak? Sanırım bir bardak soğuk su içer yatmaya giderler.
    İlkesizlik Türkiye’de en yaygın ortak payda. Kimse hakkın ya da haklının derdinde değil. Sadece kendi çıkarının peşinde. Burası malum da insanda biraz öngörü olur değil mi? Bizde o da yok. Bütün güçleri aynı adamın eline veriyorsunuz birader? Bir uyanın yahu!
    Sene 2013’ün sonu, zamanın Hükümeti fenersiz yakalanmış, ülkede o zaman zayıf da olsa bulunan hukuku ve yargı bağımsızlığını yok etmezse işi yaman. Hemen formüller geliştirildi, malum düşmana karşı siperler kazıldı, ittifaklar kuruldu. O tarihten itibaren adım adım ülkedeki bütün erkler iktidara ve nihayet Cumhurbaşkanına bağlandı. Sahi bu işler olurken bugün YSK’ya ateş püsküren muhalifler neredeydiler?
    Somut örnekler vererek sorayım:
    17/25 Aralık Savcıları görevden alınırken ve şeytanlaştırılırken CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı?
    Sulh Ceza Hakimliği denen ucube mahkemeler kurulurken CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı?
    HSYK seçimlerine o günkü Hükümet doğrudan müdahil olurken CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı?
    Tutuklu polisleri serbest bırakan iki hakim usulsüz olarak kararlarından dolayı tutuklanırken CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı? Davudoğlu iftira ve yargısız infaz işini üstlenmişti o sıralarda.
    Yargıtay ve Danıştay’da istemedikleri üyeleri üyelikten çıkarmak için kanun yaparken CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı? Ben söyleyeyim destek verdiler.
    Ya 15 Temmuz sonrası üç YSK üyesi usülsüz ve hukuksuz olarak tutuklanırken (hem de daha çiçeği burnunda partili Sulh Ceza Hakimleri tarafından) CHP ve şimdiki diğer muhalifler ne yaptı?
    Anayasa Mahkemesi Üyeleri, Danıştay Üyeleri, Yargıtay Üyeleri ve binlerce Hakim-Savcı usulsüz hukuksuz tutuklanır ve işlerinden atılırken destek verenler şimdi hukuk arıyor öyle mi? Bunlar olurken Yenikapı’ya koşup rejime destek verdiler. Şimdi bu desteklerinin mükafatını alma zamanıdır. Öncelikle yanlışa yanlış demek lazım ki doğruya yol alabileli değil mi? Muhalefette bunu görebildik mi? Henüz değil? Öyleyse kolay gelsin.

  7. ANAYASADA GEÇİCİ MADDE Mİ VAR?
    Önceki Cumhurbaşkanlığının sayılmaması, sadece ve sadece 2017 referandumunda ki Anayasa değişikliğinde Anayasaya “daha önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hesapta dikkate alınmayacağına dair geçici hüküm konulması ile mümkün.
    En son seçim kanununa mecliste kavga ederek muhalefet et, sonra da ayrı liste ile seçime gir.
    Bir kişiyi ikna için saatlerce dil dök, sonra da milyonlarca oyu “çöpe at”

  8. Partiler hangi ilde hangi ittifakın kaç vekil çıkarabileceğini nerdeyse tam isabet tutturabilirler. Yeterki hemşehrisi okuldan arkadaşı kankası ahbabı para babalarının tarikatların cematların uşağu araya kaynak yapmasın!
    bunu gören seçmen yapar anında tornistan😊. Küçük yerlerde birde geniş aile baskısı!
    BUNLARI YENMENİN BİRÇOK YOLU VAR :
    -illerin genişletilerek (vekil seçiminde) hiçbir oyun boşa gitmemesi sağlanabilir.
    Not:eyalet sistemi değil asla!
    -Hukuk, kamu idaresi, Büyük şehir belediyeleri de bu minvalde yeniden yapılandırılabilir pekala.
    BUNUN SONUCU ŞU OLUR:
    -Aile cemaat kabile eşkiya baskısı hafifletilir
    -Yönetimde ihtisaslaşılır!
    -Oylar mecliste birebir yansıtılır.
    -Devlette ve ülkede büyük bir tasarruf için dominant etki ile zenginleşme olmasada fakirliğe dur denir!
    -Küçük bir yeri ele geçirdiler bahanesiyle kimse kayyum atama ihtiyacı hissetmez!
    -İki ilden 50 tane hemşehri ülkeyi yönetemez!
    -Kemal kkılıçtaroğlu 15bin teelee kurban parası veremez, yada beleş ev dağıtamaz!
    -Çifçinin besicinin sorunları biter!
    -Ulaşım yatırım vb şeyler prezentabl bir şekilde dizayn edilir.
    ihtiyaç olan yere 100yıllık planlarla YOL KÖPRÜ TÜNEL HAVALANI DEMİRYOLU YAPILIR!!!
    AMA FAKAT LAKİN!…
    Seçtiğin siyasetçi bunu ister miki?
    İSTEMEZ! niye?
    ÇÜNKÜ SENİN İSTEMEN GEREK ÖNCE🤗.

  9. Seccade meselesinin acımasızca köpürtülmesi elbette hoş değil, bunun bir günahmış gibi yorumlanması ise en iyimser tabirle aşırıcılık… Gafların suistimale açık olduğu bir zaman dilimi seçim süreçleri ve bu süreçte herkesin en yüksek ahlaki standartları sergilemesini beklemek hayalperestlik olur…

    Fakat öbür yandan, seccade meselesini “zaten kendi başına kutsal bir öge değil” kolaycılığında da değerlendirmemek gerekir. Seccade olayı aynı zamanda Kemal Bey’in, namaz kılsın kılmasın, seccadeye sadece babaannesinin evinden göz aşinalığı olan ortalama bir Türkiye vatandaşının taşıdığı “algıda seçiciliği” taşımamasını gözler önüne sermesi açısından dikkate değer bir husustur.

    Kimseyi kasten incitmeyeceğini söyleyen Kemal Bey’in, kasıtlı olmadan fakat toplumun büyük bölümü için anlam taşıyan değerlere yönelik herhangi bir algıda seçicilik geliştirmemesinden dolayı gelecekte birçok kişiyi incitebileceğine yönelik önemli bir ipucu vermiştir. Tavsiyem, Kemal Bey’i bu hususta savunan Davutoğlu ve diğer masa ortaklarının, iğneyi de biraz kendi cumhurbaşkanı adaylarına batırmaları…

    Bu seçimin sonucunu, kimseyi incitmeyen Kemal Bey’in, kendi adaylığında ısrar etmesinden dolayı “kararsız” seçmen belirleyecektir. Bu tip gaflarla ve emekliye henüz cumhurbaşkanı seçilmediği bir bayramla ilgili geçmişe dönük ikramiye dağıtma “devlet yönetimi anlayışıyla” ya da vaatleriyle, Kemal Bey kararsız seçmeni sandığa götürebilecek mi? Esas cevaplanması gereken soru bu bence.

    • Üniversite öğrencilerine sahur vaktinde operasyon yapıp gözaltına alanlar veya insani yardım yaptıkları için 4 ilde 10 ilde 13 ilde sabahın köründe insanları polis operasyonlarıyla göz altına alanlar ve aralarında Kürtçe konuştukları için kalabalık bir grubun dayağına göz yumanlar ve devlet güvenlik mahkemelerinde terörist olarak yargılananlardan birine TRTde program yaptıranlar ve kendini Hizbullah olarak tanıyıp kafa kesmekten bahseden bir şahsı salıverenler algıda seçiciliklerini bilerek ve kasten yaptıkları için hiç bir tehlike arzetmediğini…

      ziyaret ettiği bir işletmenin müdür odasına aynı gün içinde çekilen fotoğraflarda olmamasına rağmen Kılıçdaroğlunun farketmediğini söylediği seccadeye basma fotoğrafı algıda seçiciliği kesin olarak belirlemediği için Cumhurbaşkanı seçildiği halde aynı belirsiz algıda seçicilik dolayısıyla tehlikeli olabileceğini mi söylüyorsunuz?

      Emeklinin bayram ikramiyesi ve milyonlarca yeni EYT emeklisi ve asgari ücret zammı ve enflasyonun düşürülerek alım gücünün arttırılması vaatleri görevdeki bir cumhurbaşkanına hak normal ama iktidara talip olan bir ittifak liderine hak değil mi, teamüllere ters mi düşüyor, devlet adabına aykırı mı oluyor diyorsunuz?

      Ya da, ben yazdıklarınızdan hiç bir anlam çıkaramadım, daha açık yazabilir misiniz lütfen?

      • Yazdıklarınızın ilk kısmına cevabım: Zaten kararsız seçmen mevcut iktidara oy vermek istemiyor, mesele o seçmeni sandığa götürebilmekte. Yani oy kullanmasını ya da boş oy vermemesini sağlamakta.

        İkinci kısım ise şu: Geçmişe yönelik ikramiye diye bir şey olmaz, seçilen kişi kendi döneminde ne yapılacağına ilişkin istediği vaatleri sunabilir fakat yönetimde olmadığı bir dönemle ilgili geçmişe dönük vaat aynı zamanda başka konulara ilişkin de hukuku, aynen şimdiki zamanda olduğu gibi istediği gibi eğip bükmeyi beraberinde getirebilir ve bu çok tehlikelidir. Meseleyi ikramiye olarak okuyup alkışlayabilirsiniz elbette; ben “keyfiyet” olarak okuyup, endişe duyuyorum.

    • Yıllarca bu ülkede din sömürüsü ile oy toplayanlar oldu. Tramp bile aldı eline ..
      Fakat tramp abd de eski yargılanan ilk BAŞGAN! ünvanı ile yargılanıyor!
      Bizde onyıllardır herkes yüce divanda yargılanabilme hakkına sahip🙂.
      İranda kadınlar kuz çocukları başlarını örtmeden okula giremiyecek artık!
      (hiç yabancı gelmedi değilmi?)
      İkna odalarını, kapıdan döndürülen okuluna alınmayan kız çocukları!!!!
      Unuttukmu?????
      BİR LAF VARDIR:
      Tarih tekerrürden ibarettir.
      Ha ALİ VELİ ha VELİ ALİ🤔

  10. -YSk yada bir başka insanoğlunun oturduğu koltukların makamın bir özelliği ayrıcalığı bulunmadığını!
    İnsan beşer şaşar! sözüne göre,
    tedbir kanun kural!!!
    -İnanç istismara gelmeyecek kadar önemli bir konudur. Muaviyeden, Haçlılardan da öğrenememişse bir toplum,
    helak olmaya müsait mi desek?
    (Gidilen mekan ihtiyaç var idiyse niçin mescit için bir oda ayırmamış? gibi bir kolaycılığa da kaçabilirdik!)
    -Son ve önemli söz:
    Seçimden önce ittifak yapmayı beceremeyen, tek listeyi bile anlayamayan, yani daha kendi partisine bile faideli olanı tercih etmeyen!!..
    Seçimden sonra kime ? ne fayda sağlayacak? Sağlayabilirmi???
    (tek başına daha fazla kazanımlar elde edebileceğini hesaplayana bişey diyemeyiz).

  11. namaz kılındığı için yerde bulunan küçüklü büyüklü halılara ayakkabısıyla basmış. küçük küçük halı parçalarına seccade denir Fehmi Bey herkes bastığı yere dikkat edecek babam da olsa eleştiririm

  12. Yazıda şu soruyu sormuşsunuz “Reva mı bu İslam’a?”
    Bir yüksek islam enstitüsü mezunu ve bir eski imam olmanız hasebiyle sizi bu soruyu sormaya sevk edenlerin oturup düşünmesi gerekmez mi?
    Acaba “biz nelere sebep olmuşuz” mu derler? Yoksa “Mübarek Ramazan günü yazarınızın gayret-i diniyyesinin ihyasına, sevap kazanmasına vesile olduk. Kötü mü?” derler. Yani derler mi? Derler heralde. İnanın bunlardan beklenir.

  13. Elhamdülillah. MHP’nin % 7 nin altında kalsa da vekil çıkaracağını kabul etmişsiniz. Naci beyin sitesini ziyaret ettim. Medyascope programını seyrettim. Öncelikle kendisini ve ekibini tebrik ederim. Büyük emek harcamışlar. Fakat çok ciddi bir mantık hatası yapıyorlar. Oda şudur. Bir partinin seçime kendi amblemiyle girmesiyle başka parti altında girmesinin oy farkına neden olmayacağını varsaymak. Bu mümkün değilki. Üç evladım var. Üçüde MHP, li. Eşimde MHP’li ben Akpartiliyim.MHP kendi amblemiyle seçime girmesse çocuklarım hiçbir şart altında Ak Partiye oy vermez. Eşim verir. Çocuklarım iyipartiye verir. İyiparti CHP olarak girerse memleket partisine verirler. Kaldı ki Akparti ve MHP çok yakınlar. Benim yüzün üstünde deva Saadet ve gp mensubu müşterim var. On tanesi bile CHP’ye oy vermez. Yarısı iyipartiye verir. Ama birbirlerinin partisine verirler.Ayrıca bir eksiklikte şu; İyiparti 18 büyük şehirde ön seçim yaptı. Sonuçlar açıklandı. 200 bine yakın üye oy verdi. Bundan dönüş yapamaz. Birde Naci bey bu sistemin adaletsiz olduğunu söyledi. Bence haksızlık yapıyor. Önceki sistemde Elazığ’da mhp çok daha fazla oy almasına rağmen vekil çıkaramadı. Vekili CHP çıkardı. Çünkü iyiparti oyları CHP’ye sayıldı. Bunun neresi adil? İyipartililer iyipartiye oy verdi CHP ye vermedi. Selamlar Saygılar.

    • işte mhp daha fazla oy almasına ragmen chp millet vekili çıkarıyorsa bunun mesulü sizin çocuklarınızın ve eşinizin oy verdiği iktidar partisi
      bunun neresi adil demişsiniz bize niye soruyorsunuz?
      seçim sistemini hatırlayan kanunlaştıran akepe ve mhp ye sor
      onlara kız onlara sitem et.

  14. Güçlerini tam bilmeyen ittifak üyeleri nasıl ortak liste çıkaracaklar. Buna da bir formül olsaydı belki olabilirdi.

  15. Fehmi bey kurban kestireceğim.Nihayet kardeşin sayesinde, ittifaka dahil olan partilerin barajın altında kalsa dahi milletvekili çıkarabldiğini kabullenmişsin.Kaç yazı yazdın kaç TV programı yaptın inatla. eski Fehmi Koru olsa ilk ikazda araştırır yanlıştan dönerdi. Gelelim oy zayi oluyor meselesine. demokrasinin beşiği İngiltere’de her milletvekilliği bir seçim bölgesidir. %50+1 oy almayan vekil olamaz. %
    49 hebamı oluyor? Bir seçimde Liberal Parti % 22 oy aldı ama hiçbir bölgede % 50’yi geçemedi.Oylar hebamı oldu?

  16. HERKES KENDİ FELAKETİNE DOĞRU ADIM ADIM

    İslami duyarlılığı olan bir dernekteki abimiz yaz kampı için öğrenci aradığını. Yaz kampında hafif eğitimin yanında birçok eğlenceli etkinlik bulunduğunu söyledikten sonra “Solcular, pkk lılar dağa çıkacak, üzerine bomba bağlayıp patlatacak gençler buluyor, biz tatile götürecek, eğlendirecek genç bulamıyoruz” demişti.

    İnsanlar ne garip kendilerini ve ülkelerini ateşe atmak için gece gündüz mesai harcayıp çalışıyorlar.

  17. Görünen, bu hayati konuya bir-iki kişiden fazla ilgi gösterenin olmadığı…
    HAYATİ KONU…..hayati…yani hayat memat meselesi…erdoganın yenilmesi…karşı tarafta seccadeye ayakkabi ile basıp foto çektiren…bastığı şeyin seccade bile oldugunu bilmeyen veya seccade oldugunu bilse bile önemsemeyen insanlarla birlikte olmak ve buna karsılık bu insanlarin Ayasofyayı açan erdogani yenmeleri icin yapmalari gerekene hayati önem atfetmek.siyaset inat,tarafgirlik insani bu kadar kör ediyor.iste bu sebepten dolayi erdogan yine kazanacak.cunki eskiden kendine dindar muhafzakar diyen insanlarin (bu sitede bolca var bu yazarlardan-GAZETE OKU) kendi degerleri ile ilgili hertürlü yanlışta muhalefete destek vermeleri insanlarda antipati yaratıyor ve muhalefete olan güveni sarsıyor.cunki bay kemalin helallesme ve ramazan ve seccadeye oy için sarılmasina bakmayıp , iktidardan seccadeye sarıldılar gibi tam ters bakış açıları olunca insan bunlar iktidar olsa değirmen gibi dönerler diyor.burda seccadeye sarılan kim.iktidar mi muhalefet mi? İktidar başından beri seccade ile siyaset yapiyor zaten.ama esas yeni seccadeyi farkeden muhalefet ama muhalif kafalara göre iktidar seccadeye sarılıyor.sizler bu milleti aptal zannediyorsunuz ama bu millet herseyi görüyor.gördüğü içinde %150 enflasyon ,ekonomik kriz ve depreme ramen muhalefet üstelik 7 parti bir araya gelerek ve hdpkk nin destegini almak aptallıgını göstererek iktidari yenme hesabi yapiyor..hdpkk destegi olmasa seçimin kazanma ihtimali yok.(olsada kazanamayacakda😊)hani bu iktidardan millet bıktıydi.muhalefet tiyatro oynuyor..

  18. Çok şükür , YSK. nihayet lütfetti de bir satırlık da olsa bir açıklama yaptı, şeref duyduk efendim, minnettar olduk ,başımız göğe erdi !
    Anayasada 2017 de yapılan değişiklikten önceki CB. lığı sayılmaz , sonraki sayılır ! İyi de bu sizin yorumunuz, anayasada bu nerede yazıyor , bir kaydı var mı , gösterin bakalım !
    Tabii , kararları kesin ve yargı denetimine de tabi olmayınca istediklerini yapabilirler .
    Zaten bunun peşini bırakmaması gereken kişi de baştan havlu atmıştı, şimdi seçim peşrevi çekiyor , bir de seccade kazası geldi başına , oh olsun , bastığı yeri görseydi , aday oldum diye galiba hep havalara bakıyor !
    ”He de geç canım ”

  19. Akla gelen her konuda (eğitim, adalet, özgürlükler, ekonomi…) ulusal ve uluslararası kıstaslarla yerlerde sürünürken bu duruma gelmemizin tek sorumlusu 20 yıllık iktidar hala birinci parti ise bunun vebali çapsız, iş bilmez muhalefettir. (bir çok kez yinelediğim gibi alayı çıkarcı siyasilerdir) Herkes her ülke müstehakını yaşar. Ülke nüfusunun yarısını kadın varsaysak; yalnızca kadınlar bile İranlı, Iraklı, Suudi kadınları gibi olmamak için şeriat isteğini apaçık ortaya koyan, Hüdapar ile ittifak eden partiye oy vermemesi gerekirdi. Böyle bir şey olamayacağı için Türkiye artık doğu ile batı arasında bir köprü değil; düpedüz itilen kakılan birbirine düşürülen zavallı devletlerden biri olacaktır.

  20. Seccade ve benzeri üzerinden devam edecek seçim propagandalarına bir sosyal medya platformundan alıntı, bir seçmenin altına da görüşünü eklediği hissiyatını anlatır şiirimsi dizeler:

    Bastığın şeyi kilim zannetme, tanı.
    Düşün, üstünde binlerce secdeye kapananı,
    Yazıktır incitme müslümanı;
    Kırma makam-ı dünya için,
    Ne bir müslümanı, ne de başka bir canı.
    Bu gidişle sanki sen de alacaksın havanı!

    Sen, sen de ey bekçi!
    Sandıktan “Oy”,
    Pardon inşaattan çimento çalıyor! diye, oldun tetikçi.
    Sanki karşındaki bir keçi,
    Gelişigüzel ateş edilir mi bekçi?

    Seccadeye cumadan cumaya,
    Bayramdan bayrama başını koyan hacı, amca;
    Büyük seçim var diye sende seccadeye attın kanca.
    Her sabah/yatsıda cemaatle camiye vardığında,
    Seccadenin hakkını verirsin anca.

    Seçimden seçime yazma örten bacı!
    Ne yer ne içer düşündün mü Kaftancı?
    Seçim iftarında el açar Allah’a; Duacı…
    Bıyık altı güler acı acı.

    Her Kandil’i mübarek gece mi sandın,
    İmralı’ dan emir alınmadığına mı kandın?
    Demokrasi, hak hukuk, özgürlük diye diye,
    Kırk yılda kırk binlerin kanına, kana kandın.

    İHA’larla SİHA’larla Karabağ’a daldın,
    İhracatıyla pekçok paralar da kazandın.
    Siparişini vermek için ülkeleri sıraya saldın.
    Sınır ötesine tezkereler aldın; SİHA’larla bir kere olsun neden Kandil’e dalmadın!

    İttifak ittifak deyu millet tam ortasından ikiye yarıldı!
    Fay hattı kırıldı geriye ne kaldı?
    İttifaklar dediğin iki ucu kirli değnek,
    Ne edek, elimizi hangi uçla kirletek?

    Müslümanlığının neyiyle övünürsün Muaz(!)
    Neslinde, ne namaz var ne niyaz!
    Helal haram demeden, önüne koydun faiz ile piyaz,
    O, uykudan uyan(a)maz,
    Bahar gelmeden gelir geçer yaz!

    “Kış kapıya dayandı amma” deyip;
    MİLLET avane midir sandın!
    Hakkını verir maziinin; dersini de gafilin…
    Zamanı dar bilip ye’se kapılmakta nedir,
    Çanakkale’yi taştan topraktan, sudan mı sandın!

    Ruhunu çeker çıkarır maziden başım,
    Seçim miş geçim miş, sanki derdim, aşım!
    Toprak sade kara değil, düşer de binler başım,
    Bilmez misin topraktan baş verir, kırmızı/beyaz gül(!) ile yeniden binler na’şım!

    (Sohbet esnasında birisi; “Millet bu seçimde, siyasetçilere bir ders niteliğinde şöyle bir tercihte bulunacak: Cumhurbaşkanlığını Cumhur İttifakına, Meclis çoğunluğunu da Millet İttifakına vererek cumhurbaşkanının yetkilerini daraltıp TBMM’yi de yönetime dahil etmeye çalışacak. Böylece, topu tamamen siyasilerin kucağına atarak tribünlerde süreci takip edecek.” Dedi. Mantıksız gelmedi; bana da ilham geldi :)), yukarıdaki şiirimsi cümleleri döktürdüm!
    Hadi kalın sağlıcakla.)

    • Seçmen şimdi seccadeye ayakkabıyla basan Kılıçdaroğlu’na, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol” mesajı veriyor. Peki 7’li Masa’da samimiyet sorunu olan ve riyakâr bir görüntü veren tek isim Kılıçdaroğlu mu? Kılıçdaroğlu beceriksiz ve bilgisiz olduğu için kendini hemen ele veriyor. Peki ya diğerleri?
      HDP ile ittifaka göz yumup milliyetçi bir görüntü veren İyi Parti…
      Menderes’in siyasi mirasıyla ilgisi olmayan, FETÖ’cülere göz kırpan Demokrat Parti…
      Erbakan’ın mirasını unutup tuhaf ve anlaşılmaz bir siyasi çizgiye bürünen Saadet Partisi…
      Doğdukları siyasi çizgiye ihanet eden Babacanlar, Davutoğulları…
      1991 yılından bu yana Meclis’te bulunmalarına rağmen Kürtlerin hiçbir kazanımına imza atamayan HDP…
      Peki bunlar ne kadar samimi?

  21. 7’Lİ KOALİSYON’DA Kılıçdaroğlu seçimi kaybederse, beş lider milletvekili olmadıkları için MECLİS DIŞINDA KALACAKLAR. Davutoğlu da Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını bildiği için vekil olarak 0.50 bandında olan partisini yönetmek için vekil olma planı yaptı.
    Milletvekili listelerinin 9 NİSAN’da Yüksek Seçim Kurulu’na verildikten sonra asıl kıyamet kopacak. Akşener, hem Kılıçdaroğlu’ndan hem de Davutoğlu’ndan rahatsız. Akşener masadakilerin hepsinden rahatsız.
    Hepsinin bir planı var. Büyükşehir Belediye Başkanları Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’nun bile planları var. Mansur Yavaş, geçen hafta, ‘Sadece ben ve İmamoğlu Başkan Yardımcısı olmalıydık. Diğer liderler, Başkan Yardımcısı olmamalı, milletvekili olarak partilerinin başında TBMM’de bulunmaları çok iyi olacak” dedi. Birileri Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu’na söylemeli. Kılıçdaroğlu seçilse dahi sizi yardımcısı yapmayacak. Hatta Akşener’den intikam bile alacak. Bunu Akşener de biliyor. O eriyen partisini kurtarma derdinde. Kılıçdaroğlu’na sunulan anketlerdeki rakamlar 7’Lİ KOALİSYON’da büyük endişeye neden oldu. Teröristlere verilen sözlerin elbette bir bedeli olacak. O bedeli de 14 Mayıs’ta Aziz Millet ödetecek.
    Ahmet Davutoğlu, KEMAL KILIÇDAROĞLU’NUN
    KAYBEDECEĞİNE İNANIYOR.
    Haklı. Araştırmalar Kılıçdaroğlu’nun kazanacağına inananların oranını yüzde 8 olarak gösteriyor. Gerçekten Kılıçdaroğlu kaybedince, Türk siyasi hayatında MUHALEFET DEPREMİ YAŞANACAK.
    Milletvekili olmayan parti başkanları, TBMM DIŞINDA KALACAK.
    Bırakın siyaset yapmayı partileriyle bile ilişkileri kesilecek. İşte bunu bildikleri için milletvekili olmak için kulis üstüne kulis yapıyorlar. Hiçbirinin derdi Türkiye değil.
    Tamamen Türkiye’nin büyüyen pastasını hedefliyorlar. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu, TAYYİP ERDOĞAN olmasaydı bu gün isimlerini bilen olur muydu? Ancak onlar Erdoğan’ın güçlü siyasi kimliğinin gölgesini kendilerinin gölgesi sandılar.

Yoruma kapalı.