Seçime doğru: Taraflar sandıktan önde çıkacakları hesabındalar.. Sandık bazen hesapları yanlış çıkarır…

41
Hala evlere giiyor olmalı ki, 2023 tarihlisi de çıkmış Saatli Maarif Takvimi'nin..
Reklam

Babamın her sabah ilk işi duvardaki takvimden bir yaprak koparmaktı.

Dijital çağında, ‘takvim’ denildiğinde akıllarına akıllı telefonlarının ekranına bakmak gelen nesillerin yukarıdaki cümleme bir anlam veremeyeceklerinin bilincindeyim.

O halde açıklayayım: Akıllı telefonlardan ve internetten önce, evlere, her yılbaşına doğru, her günün ayrı bir yaprak ve her yaprağın üstünde de günün tarihi yanında aynı tarihte daha önce yaşanmış önemli olaylar ile özlü bir sözün de bulunduğu duvar takvimleri satın alınırdı.

En bilineni ve bizim ev için de tercih edileni Saatli Maarif Takvimi’ydi.

Her gün koparılan yaprakları sebebiyle takvimin incelmesinden o yılın sonuna yaklaşıldığı anlaşılırdı.

Günler müthiş yavaş geçer, yıl bir türlü bitmez gibi gelirdi o ilk gençlik dönemimde.

Şimdi öyle mi ya? Göz açıp kapatıncaya kadar bir günü geride bırakıyoruz. 

‘Ay’ dediğiniz de çabucak bitiveriyor.

Reklam

İşte “Geldi, gelecek” diye ne zamandır gün sayılan seçime bir aydan az bir süre kalıverdi.

Bir bakacağız, ellerimizde seçmen kartları, sandık başına gidiyoruz.

Deprem daha dün olmuş gibi geliyor, ama üzerinden neredeyse 2,5 ay geçti. Sandık başına gideceğimiz güne kadar kalan bir ay da kolayca geçecek.

Saatli Maarif Takvimi’nden birer yaprak kopararak seçim gününe geldiğimizi düşledim dün. Sandığa gittik, oylarımızı kullandık, akşam oldu; televizyon karşısında oturmuş, haber ve yorum yasağının Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından kaldırılmasını ve sonuçların açıklanmasını bekliyoruz.

Nasıl bir sonuçla karşılaşacağız dersiniz?

Etrafa bakıyorum da hiç şimdiki kadar sonucu kestirilemeyen bir seçim hatırlamıyorum. 

Belirsizlikler geçmişte olmadı değil, oldu; pek çok seçim gecesi şaşırtıcı sonuçlar alınabildi. Ancak, hemen her seçimde, sandığa düşecek iradenin ne olabileceğini sandık başına gitmemize bir ay kala tahmin edebiliyorduk.

Şaşıranlar çok olsa da, kendi hesabıma genellikle en az şaşıranlardan olmayı başarabiliyordum.

Reklam

Kamuoyu yoklamaları pek çok kez yol gösterici oluyordu.

Bazı seçimlerde sandığa gitmeye az bir süre kala açıklanan kamuoyu yoklamaları da yanıltıcı olabildi. En çarpıcı olanı, bazı gazetelere on binlerce basılmış nüshalarını çöpe attırmayla sonuçlanan, 1989 yerel seçimiydi.

Bir gün önce yayımladığı anket sonucunda İstanbul beklediye başkanlığı seçiminde mevcut başkanın açık farkla ileride olduğunu ülkeye duyuran gazete, seçim sabahı da o ankete duyduğu güvenle, sandıktan yine ANAP adayının zaferle çıktığını erken baskılarında ilan etmişti.

Sandık ise farklı sonuç verdi.

O seçimde SHP’nin adayı tam 9 puan farkla seçimi kazandı.

Beş yıl sonra yapılan seçimde de, İstanbul belediye başkanlığını, kendisine az şans tanınan Refah Partisi adayı önde bitirecekti.

Üç yıl önce yapılan yerel seçimde de banko gözüyle bakılan aday kazanamadı. 

Bizde böyle de, kamuoyu yoklamalarının ilk başladığı ülke olan ABD’de durum çok mu farklı? Değil.

Yarıdaki fotoğraf ABD’de 2 Kasım 1948 tarihinde yapılan başkanlık seçiminin ertesi gününe ait. Elinde Chicago Daily Tribune gazetesini tutan kişi, sandıktan başkan olarak çıkan Harry S. Truman. Gülüyor. Nasıl gülmesin ki, manşetinden kocaman harflerle rakibi Thomas E. Dewey’in seçimi kazandığını duyuruyor gazete.

Acaba bir ay sonra yapılacak seçimde sandıktan kim cumhurbaşkanı olarak çıkacak?

Hangi ittifak daha çok milletvekiliyle Meclis’te temsil edilecek?

Herkesin ağzında, seçimin ortada olduğu, iki ittifakın ve onların cumhurbaşkanı adaylarının muhtemel oylarının birbirine yakın göründüğü ana fikri dolaşıyor.

Doğru bir tespit mi bu?

Olabilir.

Seçilmelerinin imkansız olduğunu bildikleri halde -bilmemeleri mümkün değil çünkü- iki cumhurbaşkanı adayı daha bulunuyor. İktidara kızgın ancak muhalefetin adayını da tasvip etmeyen seçmenler var ve o kitlenin oranının ne kadar olduğu tam bilinmiyor.

İki ana adaya gitmeyecek oylar üçüncü veya dördüncü adayı tercih edebilirler.

Farklı adaylara gidecek oy oranı %5’in üzerine çıktığı takdirde seçimin ilk turda sonuçlanmaması ihtimalinden söz ediliyor.

Bu sebeple de, muhalefetin adayının kazanmasını arzu edenler, fazla gibi gördükleri o iki adaya oyun bozucu gözüyle bakıyor. 

Acaba o adayların kulaklarına da haklarında üretilen senaryolar ulaşıyor mu?

Seçim gerçekten onlar yüzünden ikinci tura kalır ve o turda kendilerinin de değişmesi gerektiğini söyleyegeldikleri iktidarın devamını sağlayacak bir sonuç ortaya çıkarsa, nasıl bir tepkiyle karşılaşacaklarını herhalde hesap ediyorlardır…

Hesap etmiyor olabilirler mi?

Lafı daha fazla uzatacak değilim.

Bu seçimden şaşırtıcı bir sonuçla çıkılacağını düşünüyorum ben. Cumhurbaşkanı adaylarının çokluğu, milletvekili aday listelerine yöneltilen eleştiriler, yürütülen kampanyaların sönüklüğü, medyanın gürültücü yayınları… Bunların herbiri seçimi etkileyebilecek önemde unsurlar.

Ancak bana bu seçim fazlasıyla kendine özel göründüğü gibi, seçmen de henüz sandık başına gitmeye bir ay olmasına rağmen tercihini yapmış gibi geliyor. Arada vahim denilebilecek boyutta bir hata yaşanmazsa, seçim bugün olsa ortaya çıkacak tablo ile 14 Mayıs akşamı TV karşısında öğreneceğimiz sonuç arasında fazla bir fark olacağını sanmıyorum.

Taraflardan biri bugünlere gelene kadar yaptığı hesaplarının yanlışlığını seçim akşamı anlayacak.

ΩΩΩΩ 

Reklam

41 YORUMLAR

  1. “Bizde böyle de, kamuoyu yoklamalarının ilk başladığı ülke olan ABD’de durum çok mu farklı?”
    Bunun için taa okyanusötelerine gitmeye gerek yok;
    ben bildim bileli bizdeki bütün anketçiler her seçimde çuvallar, zaten isabetli sonuçlar elde etmek gibi bir gayeleri de yoktur ama her seçimden sonra da nedense neticeyi tam isabetle bildiklerini filan söylerler:)
    Genellikle sandıktan çıkan sonuçlarla sözde araştırma şirketlerinin önceden yayınladığı rakamlar arasında uçurumlar vardır ama bu mavallar her seçimden önce büyük bir iştahla okunur veya işlenir, kimse de yemez tabii:)

  2. Vidyo cekip yayinlayip secim kazanabileceklerini zannediyorlar 🙂 Erdogan batí size bir kanala cikmadi, kilcdarogluda ayni sekilde,(simdilik) Davutoglu mandará oldu, Babacan cikmayacak belli(halbuki hatalara imza attiysa bile hatalarimi duzeltmek icin geliyorum dese itibar görürdü ) Kameralar karsisinda en iyi Sinavi Sinan Ogan verecek gibi. Ince 3 gün köyüne gidip Annesinin yaninda kalsa iyi olur aradigi sefkati baskasinda bulamayacagini anlamamis henüz

  3. Şu bizim medya yok mu? Milletle aklıyla alay etmede üstüne yoktur. Daha bir yıl öncesine kadar medyanın yüzde doksanı 2023 Cb seçimlerinin belirleyicisi hdp olacağını, hdp nin desteklediği tarafın rahat kazanacağını söylerken, şimdilerde ise başa baş diyor. Aslında haksız da sayılmazlar, Söylediğinin tersini yapan yaptığının tersini söyleyen bir siyaseti için gayet normal olsa gerek.
    Bu seçimin sonucuna gelince, Medyanın ilk başlarda söylediği gibi hdp hangi tarafı desteklerse 3-5 puan farkla alır.
    Benim takip ettiğim 1983 seçimlerinden günümüze kadar olan seçimleri tencere belirleyici olmuştur.
    Bu iki faktörü bir araya gelince seçimin sonucu da ortaya çıkmış oluyor.

    Aslında bu seçimde süpriz yok, Sadece meclis çoğunluğu var, o sorunu da kazan çumhurbaşkanı khk larla işi götürür.

  4. kemal aday olmasaydı millet ittifakı tercihimdi .maalesef yine gönülsüz olarak Tayyip e oy vereceğim, seçim sonuçlarını benim gibi düşünenler belirler.

    • Kemal Kılıçdaroğlu daha önce denenmemiş bir aday. Diğerlerini on kere denedik olmuyor. O halde ısrar neden?

  5. Yazının bütünü ile son paragrafı çelişiyor gibi geldi bana.Yazı,sonucu kestirilemeyecek bir seçimden bahsediyor.Ama son paragrafta yazar kaybedecek tarafı bildiğini ima ediyor.

  6. Sağ olsun KARAR gazetesi kararımı vermemi netleştirdi. Yazdığım yorumların işine gelenini yayınlıyor gelmeyeni yayınlamıyor. Anladım ki bunların derdi demokratlık filan değil.

    Gidecek olan doymuş gelecek olan aç. Maalesef durum bu. Yoksa ben de yeni bir soluk isterdim doğrusu.

    Hükümetten ise beklentim her platformda adalet ve ekonomide maceralardan uzaklaşması. Gerisi hikaye ne muhalefet terörist ne de yabancılar kriz sebebi.

    • ben de yaşadım bunu. KARAR gazetesi Yazdığım yorumların işine gelenini yayınlıyor gelmeyeni yayınlamıyor. Anladım ki bunların derdi demokrasi filan değil.
      Oyum Tayyip’e. Diğerleri hiç güven vermiyor

  7. “KÖTÜLÜK YAPSIN DİYE” OY VERİLİR Mİ ?
    Yandaş seçmen ile de haşır- neşirim.
    Geçenler de birisi:
    “–Siz de çok sert giriyorsunuz” diye eleştirince ben de:
    “–İyilik ve güzellikle bir şeyler anlatmaya çalıştım. Hiçbir şey anlamadınız. Bir de bu yöntemi deneyeyim” dedim.
    Yandaşlarla bu şekilde iç-içe bulunmak bana bunları iyi tahlil daha doğrusu sosyal deney fırsatı da veriyor.
    Daha da doğrusu sağlıklı deney yapmanız için için “doğru veri” elde etme fırsatı.
    3-4 ay önce burada da zikrettiği bir olay yaşanmıştı.
    En birikim sizlerinde birine kendisi dahil kendisi gibi tercihte bulunanların tamamının
    ” insafsız ve vicdansız” olduğunu söyleyince ben gülüp geçmesini bekler iken, yüzü kıpkırmızı oldu.Far yemiş tavşan gibi kaldı.Bu tabloyu görünce ben de şok oldum. Daha sonra durumu değerlendirdiğimde “tercihlerinin sonuçlarını” çok iyi bildikleri kanaatine vardım.
    Yani tercihlerinin:
    “Kötülükle sonuçlandığını ve sonuçlanacağını”
    Daha sonra bu ve benzeri yandaşlara daha net davranarak şöyle demeye başladım:
    “–Siz kötülük yapılsın diye tercih yapıyorsunuz”
    Sonuç gerçekten şaşırtıcı olmaktan ziyade vahim idi.
    Ben:
    “–Kafayı mı yedin? Böyle şey mi olur?” diyerek itiraz etmelerini beyhude bekliyordum.Zira muhataplarımı olabilecek sınıra kadar zorluyordu.
    Hiç bir itirazları yoktu.
    Ancak iyi tarafı “bazılarının” yüzü kızarıyordu.

    • Yüz kızarıklığı karnından konuşup dışa vuran cerahatin yan etkisi sn yk.
      “Babalar ve oğulları!”
      İş aş liyakatsizlik kayırmacılık sayfalarını oku!
      Mülakat! Kelimesinin bile seçimden önce çıkarılmyışını sorgula!

  8. Sayın yazar “Etrafa bakıyorum da hiç şimdiki kadar sonucu kestirilemeyen bir seçim hatırlamıyorum.” dediğine göre hafiften bir unutkanlık sorunu mu başgösteriyor acaba?
    Son yirmi yıldır ne olduysa hala o oluyor;
    gönüllerin başkanı TOKİ!!!!

    • Beton da beton yani. Millet uzaya gitti, yapay zekayı fethetti, siz betondan vazgeçemediniz.

      • Siyasetin finansmanını inşaat sektörü sağlıyor, inşaat sektörü de erdoğanı destekliyor diyor galiba. ama artık inşaatçılar da yabancıya konut satmakta zorlanıyor. Vatandaşın inşaat sektörünü doyurabilmesi artık mümkün değil ki, müteahhitler arsa satışlarına yoğunlaşmış durumda. İnşaatçılar tıkandıklarını söylüyorlar. TOKİ’nin mevcut iktidar yönetiminde depremde yıkılan binaları yapması bile 20 sene sürer. Daha İstanbul’un kuzeye taşınması var. İnşaatçılar bilmiyor mu mevcut iktidarla bunların yapılamayacağını.

      • “Tog açın halinden anlamaz “
        Ne kadar çabalansa da “soğan 30 lira” fasulye yok zaten gacıların 7,5 liralık fasulyesi kaldı mazide.
        “Betondan akordiyon denemesi”
        Hiç hatırlatma:(

  9. Hadiseler akıbetine göre değerlendirilir sözü mealen bir hadisten yola çıkılarak söylenir. Seçim her ne şekilde biterse bitsin, şimdiden müspet sonuçları görülmeye başlamış ve Türk tipi başkanlık konusundaki inattan tornistan ve revizyon sözü, mülakat adaletsizliğinin kaldırılması gibi bozuk saat bile günde iki kez zamanı doğru gösterir kaidesince iktidarın ayar tuttuğunu göstermektedir. Haliyle korku Beştepe’yi sarmış ve artık ne yaparsak bu gaileden kurtuluruz kaygısı her yanı kaplamıştır. Bu seçimde örtülü bir kaynaktan beslenen suni adaylar veya seçim yaklaştıkça toplumsal çalkantılar psikolojik harp dairesi eli ile sağlanmaya çalışılsa bile duran kalkan bir kara tren misali varılacak istasyon bellidir. İster altınları ister swapları doldurun, boşaltın seçim sonrası faiz sebep, enflasyon sonuç inatlarının kırılıp, en iyi ihtimal topal ördek olarak koltuğuna oturma ümidi olan asrın lideri ağız dolusu söylemiş olduğu pek çok sözü artık söyleyemeyecek olmasının bile karın ağrısı şimdiden tazyik yapmakta olsa gerektir. Bu seçim banko bütün kuponları yatırır, mahalle bakkalı olsa sevimli olabilecek siyasi figürlerin bir bir sırları dökülüp, Sayıştay dosyaları meclise tek tek indiğinde teftiş raporları yüksek sesle okundukça kimse oturduğu yerde huzur içinde oturamaz. Bu saydıklarım benim gibi iktidarın müzmin muhalifleri için en kötü senaryodur. Bu senaryo bile halihazır durumdan bize daha sevimli gelmektedir. Eğer sağ ve selamet olsalardı merhum Erbakan hoca ve şehit Muhsin başkanım da bugün tarafımda olurlardı inancım tam. Teemmel

  10. BİR ANKETTE BENDEN İYİ PARTİ baraj altı HDP PİN YAVRUSU 9 /5 10/ 5 CHP 27. 28 . arası MHP 8 .9 ARASI İNCENİN PARTİSİ 4. 5 ARASI AKPARTİ 41.42 CUMHUR. SEÇİMİDE . ERDOGAN 52. 54 ARASI KILIÇTAR OGLU 38.40 ARASI İNCE 5. 6 ARASI HESAP BU YARIM ASIRDIR SEÇİM TAKİP EDEN BİRİ OLARAK VE İŞİM İCABI HALKIN İÇİNDE OLAN KİŞİYİM

    • Arif abi taksi şoförü müsünüz? malum taksiye eğer halk biniyorsa en iyi halkın nabzını onlar tutar. Eğer taksici esnafı iseniz arife tarif gerekmez deyip sakın yol tarifi almadan müşteriyi bir yere götürmeyesin hep çıkmaz sokakta yolun son bulur. Bu da halktan size bir nasihat.

  11. HERŞEYE AYAK UYDURMAK!
    Zorundamıyız? Herşeyi anında (bazılarına göre herkes aynı zamanda!) alıp kabul edip uygulamalı mı insan????
    Matbaa geç mi geldi, erkenmi gitti, hiç gelmese miydi???
    (Artık print tuşuna basıyon vee🤗..)
    Cep telefonunun son modelini almalımı hemen herkes?
    Dikkat:
    İnternet altyapısı!.. hatta trafosu çalışmıyor, ayarlanamıyor, kulede tek bir yerde planlanıp koordine edilemiyor daha!.. Deprem de afette tuş oluyor (çöp deme ayıp olur nede olsa lazım)
    Yani, önce altyapı!… Bilgisayar!… Ceptelefonu tablet… mi alabilse millet😡
    Önce yaygınlaşsa da..
    İnternetin bedava olmasını mı beklesekte kullansak?
    Cep telefonu hattının telekominikasyon hizmetlerinin ucuz ve kolay ulaşılabilmesini mi beklesek????
    BİZ YİNEDE TEKNOLOJİDEN NASİPLENSEK🤗. Ama fakat, ekonomik!! Kullanıcının tercih, talep ve istek seçeneği ile🤗!!!
    🤲SEÇİMDE OYUMUN BİR TUŞ İLE KULLANILABİLDİĞİ!!!
    🤲kullandığım oyun yapay zeka tarafından güvenle! anabilgisayara kaydedile bildiği!
    GÜNLERİDE GÖREBİLMEYİ NASİP ETSİN YÜCE ALLAH dua dilek ve temennisi ile..😊

  12. yıllarca vekillik ve bakanlık yapmış tanıdık yüzlerde inat etmek ittifak ettiğiniz partilere zarar veriyorsa, yeni adaylara yer verilse daha iyi olmaz mı? illa aynı kisilerin mi vekil olması gerekiyor. aklın yolu birdir o da istişare ile bulunur.

    • YENİ!’den kastın “Babaların Oğulları!” İse, tamda kabul olmuş dileğin. Dengeyi bulmuşlar işte:)

  13. KAZANAN KİM OLACAK?

    Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Önümüzdeki seçimin kazananı halk olmayacak!.

    Seçim sath-ı mailine girdik ya, bu aralar şöyle bir düşünce/eylem geliştiğini gözlemliyorum; halk ya da seçmen, tuttuğu tarafın liderini, birini diğerinin üzerinden vurmaya(!) çabalıyor…

    Ya da birini diğerinin üzerinden parlatmaya çalışıyor.

    Aslında her iki tarafın da -taraf dediğim siyasi ittifaklar, kendi içerisinde çok parçalı yapıya sahip olsa da toplumu da iki kutup haline soktular, bu tarafların- bu hareket tarzının altında yatan neden, seçim sonrasına olan ümitsizlikleri…

    Siyasi ittifaklar halka ümit ver(e)miyorlar!

    Artık listeler kesinleşti, seçimin iki sürükleyici lokomotifi Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı ve liderleri olacak. Diğer limiti düşük iki profil, İnce İle Oğan, seçimin ikinci tura kalmasına, sonucun biraz geç alınmasına etken olacaklar.

    Millet ittifakına desteğini izhar/açık eden seçmen/ler; Kılıçdaroğlu’nun ekonomiyi düzeltebilceğine, dış ilişkileri rayına sokup ülkeyi uluslararası arenada “en baba” şekilde temsil edeceğine, idarede temsili sağlayacağına, toplumu yeniden birleştirip kaynaştıracağına inanmıyorlar ve fakat Kılıçdaroğlu üzerinden Erdoğan’a ders vermeyi, onu bulunduğu yerden indirmeyi yeğliyorlar. “Denize düşen yılana sarılır” misali gibi bir durum…

    Cumhur İttifakına desteğini izhar eden seçmenler de; Erdoğan’ın, bozduğu ekonimiyi yeniden düze çıkaracağına -çıkarabilecek olsa bile bunun az maliyetli ve kısa vadede olacağına-, dış ilişkleri sıkışıp kaldığı yerden çıkaracağına, toplumu yeniden birleştirip kaynaştıracağına inanmıyorlar.. peki neye inanıyorlar?..

    Şuna: HDP’nin (dışarıdan) yamandığı Millet İttifakının/Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde “PKK terörünün yeninden hortlayacağına ya da isteklerinin karşılanacağına”, “yönetimde çok başlılık olacağına”… “Güvenlikçi” bakış açısı. (Haksız da sayılamaz yani.)

    Burada şöyle bir soru sorulabilir:

    Her iki liderin, ikisinden birinin, veya diğerinin kazanması halinde bunun ülkeye, millete maliyeti ne olur?

    Sırf güvenlik için (Erdoğan’a) ekonomik krizlere, yönetimde adaletsizliğe, yükselen işsizlik oranlarına, sosyal/siyasal açıdan kutuplaşmaya, kamunun malının yerinde kullanılmaması, milli gelirin birkaç elde toplanması ile adil gelir dağılımının sağlanamamasına katlanılan v.b. gibi bir maliyet mi…

    Ekonomik refahın sağlanması, yönetimde adalet, azalan işsizlik oranı, sosyal/siyasal birlikteliğin sağlanması, kamunun malının yerinde kullanılması ile adil gelir dağılımının sağlanmasına karşılık (Kılıçdaroğlu yönetiminde) “milli güvenliğin tehdit altında olması” gibi bir maliyet…

    Hangisi?

    Diyeceksiniz ki; “ekonomik refahın, yönetimde adaletin sağlandığı, sosyal/siyasal birlikteliğin var olduğu, adil gelir dağılımının yerleştiği bir toplumda milli güvenlik tehdit altında olur mu? (Tartışılır.)

    Geçen gün Selahattin Demirtaş’ın şöyle bir tweet’i sahne aldı: “Halkımıza sözümüz olsun, çatışmadan beslenen Erdoğan rejimi sonrasında PKK’nin Türkiye’de tümüyle silah bırakması için elimizden geleni yapacağız ve mutlaka başaracağız.”.. (Benim sorum: Neden şimdi değil? Bu mesajda örtülü bir tehdit de söz konusu değil mi: “Erdoğan rejimi” devam ederse PKK’nın (Türkiye’de) silah bırakması mümkün olmayacaktır gibi bir tehdit.)

    Görüyorsunuz işte, önümüzdeki seçimin gelip dayandığı nokta/ yer burası: “Güvenlikçi Yaklaşım”.

    “Aşağısı sakal yukarısı bıyık.”…

    “İki arada bir derede.”…

    “Tencere dibin kara seninki benimkinden kara.”

    Başta dediğimi tekrarlayayım:
    (Hemen her seçim sonrasında olduğu gibi) Bu seçimden sonra halkın kazanacağı/eline geçeceği şey; seçim ekonomisi uygulaması sonrası artan vergiler, gelen kallavi zamlar, iç/dış güvenlik tehditlerinin devam ediyor olacağıdır.

    Allah’ım! Sen Aziz Milletimize hayırlı bir
    çıkış yolu ver.

    (Görüldüğü üzere ben sayın yazarımızın düşündüğünden farklı olarak seçmenin -seçimin sonucunu etkileyecek kesin kararlı olamayan hatırı sayılır kadar seçmenin- seçim gününe sayılı birkaç gün kala, adayların performansını da göz önünde bulundurarak, seçim sonrası muhatap kalacağı tabloyu bilerekten kerhen de olsa sandıkları patlatcak gibi yapacağını düşünenlerdenim. Benimkisi de seçimlerin sonucuna yönelik belirsizliğin farklı bir çeşidi işte.)

    • “Kılıçdaroğlu üzerinden Erdoğan’a ders vermeyi, onu bulunduğu yerden indirmeyi yeğliyorlar. “Denize düşen yılana sarılır” misali gibi bir durum…“ tespitinize katılmıyorum. Ders yerine kontrol altına alıp hesap vermesi hatta yaptığı şeyleride seçmene (ama sadece kendine oy veren seçmene!😡) sorması için zorluyorlar!
      “Tabiki yanılıyorlar!” Küresel çakallara madik atan biri 8-10 bin aylık alan kişilerin dediğini ne kadar kaale alır?
      Seçimden sonra güney sınırı politikasındada tornistan yapmayacsğının garantisi var mı??
      O zaman ne gerek var kılıca kalkana!
      Bak babalarının devri geçti, sıra geldi VEKİL OĞULLARA (yani Z de tamam)😂😂😂

    • PKK’nın silah bırakması selonun veya PKK’nın elinde olan bir şey değil. Her fırsatta PKK’yı kontrol altında tuttuklarını söyleyen Süleyman soylunun elinde olan bir şey de ondan öyle söylüyor. Benim tanıdığım Kürtler böyle söylüyor. Dün bir Kürt “Hizbullah ve pkk ikisi de devletin taşeron örgütleri, biz Kürtler bunu öğrendik artık” dedi. Muhalefet iktidar olursa halkın bu kanaatini hesaba katmak zorunda. Hem bundan sonra pkk Türkiye’den daha çok Suriye’nin meselesi gibi duruyor. Zira iktidar yandaşları da Süleyman soylunun sözlerinden mülhem PKK’yı yabancı devletlerin kullanmasından Türkiye’nin kullanması daha iyi elbette diye seviniyorlar. Demekki PKK’nın kontrolü gerçekten de devletin aline geçmiş galiba.

  14. ciddiye alınmayan SİNAN OĞAN öyle bir dengeleri bozacakki hem iyi partiden hem de mhp den gelecek olan tepki oylarını alacak

    • Güzel olurdu polyannacılık oyunu.
      Birinci turda biter bu seçim kimse boşuna kabızlık çekmesin.
      Kim kazanır derseniz, onu da biliyor bikecek seçmen.

  15. Sonuçları şimdiden az çok tahmin edebiliyoruz lakin hile yapılmazsa. Ne kadar hile yapılır onu kestiremiyoruz. Hem de bunu kendilerini dinci olarak tanımlayanlara karşı düşünüyoruz maalesef. Belki ilk turda bitmeyebilir ama ikinci turda bu iş tamam.

  16. Sayın Koru ve benim gibi herbokolog yorumcu arkadaşlar. Hadi bakalım seçim totoya. Bana göre
    CB – RTE
    250 mv AKP
    200 mv CHP
    50 mv IYIP
    50 mv HDP

      • Cahil olmayanın beklentisini bilmek isterim. 15 mayısta karşılaştırmak üzere

        • 1.Tur
          Kilicdaroglu:45
          Rte: 38-39
          İnce: 4-5
          Oğan:2-3
          Kararsiz: 6-7
          2.Tur
          K: 53
          R:47
          Milletvekili:
          Akape: 180
          Chp(sp,dp,gelecek, deva):270
          Hdp:80
          Iyi: 70

          Bu da benim tahminim, Hadi bakalim…

  17. Her akşam bir yerde iftar yemeği, arkasından konuşma bahanesiyle yapılan seçim propagandası , tv. ler komple canlı yayında , at martini bre debreli Hasan dağlar inlesin , artık iyice baydı ; şu ramazan bir an önce bitse de bu ıstıraptan kurtulsak Yarabbim !

    • Mucib bey “şu ramazan bir an önce bitse de bu ıstıraptan kurtulsak Yarabbim !” diye dua edilmez;
      bir sonrakine de kavuştur yarabbi diye dua edilir!

  18. Sandıktan şu sonuç çıkacak diyorum ben:
    İBB seçimleri nasıl sonuçlandıysa aynısının tıpkısı olacak.😊
    (Birşey olmasada mutlaka birşey olmuş diyeceklermi? Evet😂diyecekler!)
    Bu sonuca niye nasıl vardım;
    1) halk mevcutları (sadece bağzısını belkide birisini😂) harcamak istemiyor! Sadece sınır çizmek istiyor!
    2) kendine hesap verilsin, kayırmacılık torpil yapılmasın istiyor!
    3) kendine sorulmadan!
    3 köprü 10 km yol 5 km metro 13 uçak 8 tunel bir ile 3 hastane birden kanal manal turistik oteller santraller AVM’ler!!!!!!
    YAPILSIN İSTEMİYOR!
    ya ne istiyor?
    🤔her ile bir şehir hastanesi önce!
    belki birer de MİLLET BAHÇESİ🤗
    🤔3-5 il ortasına bir havalanı
    🤗her ile birer tramvay (ihtiyaç yada jeolojiye göre metro!)
    🤗fabrikada modern tarım ve hayvancılıkta çalışmak!
    🤗ithalat ihracat sanayi organize sanayi bölgeleri turizm ekonomi kelimelerini özümsemek!
    🤗Cumhuriyet Demokrasi Laiklik Liyakat Hak Hukuk Eşitlik Eşit işe eşit ücret
    EN ÖNEMLİSİ DE ADALET!
    arıyor! İstiyor! Özlüyor!🙂

  19. bir kaç gün sonra hiç olmadığı kadar önemli bir seçim olacak gerçekten ve hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. bir bitişler ve yeni başlangıçlar yılı olacak 2023.
    bu seçimde partilerden çok bloklar var öncelikle. iktidar bloğu ve muhalefet bloğu. bu oylara bakarsak parlamento da çoğunluğun muhalefete geçeceğini kolaylıkla öngörebiliriz.
    başkanlık seçiminde muhalefette 3 aday olduğu için, son anlarda bir değişiklik olmazsa, seçimin 2. tura kalacağını da kolaylıkla öngörebiliriz.
    parlamento da çoğunluğun muhalefete geçmesiyle halkın 2. turda, bazı karışıklıkları önlemek için tercihini erdoğandan yana kullanma olasılığı olduğu kapısını aralayalım aksi takdirde diğer muhalif adaylara giden oyların büyük çoğunluğu bu kez sayın kılınçdaroğluna gideceği için onun kazanma ihtimali erdoğandan yüksek.
    bu sürecin biraz kaos içerdiğini de kolaylıkla ön görebiliriz.
    bitişler üzüntülü olur,
    ama geçer.
    doğumlar sevinçli olur,
    iyi olacağız.
    yeniden kalkınacağız.

    • sayın ddn,
      bir parti fanatiğinin, erdoğanı iki kez yenerek istanbulu alan sayın imamoğlu için, makul, adil ve iyi niyetli bir yorum yazmasını beklemek saflık olur sonuçta.

      biz depremde ne gördük?
      öncelikle, kiminin kar soğuğunda 3 gün çadır göndermeyip, mevcut çadırları satmak istediğini, kimi kişi ve grupların ise ne pahasına olursa o çadırları satın aldıklarını ve depremzedelere ulaştırmaya çalıştıklarını, canhıraş uğraştıklarını, her desteği vermek için çabaladıklarını gördük. o nedenle pek bi üzülüp dertlendiğiniz türkiyeyi depremden kurtarmış görüntüsünü bu nedenlerle vermiş olabilirler,
      ortada bir islami grup ya da seküler grup ayrımı olmadığını, işini yapanlar ve yapmayanlar olduğunu ayrıca gördük. biz zaten benzer pek çok sebepten, kimsenin dini referans kullanacak yüzü olmadığını, kullanılmasının da bir pişkinlikten ve sanrıdan ibaret olduğunu da görüyoruz.
      ortak payda da ise, oraya giden herkesin elinden geleni yapmaya,
      hayat kurtarmaya çalıştığını da gördük.
      sayın başkanlarımızda ellerinde ne varsa, seferber ederek tüm imkanlarıyla destek oldular. emeği geçen herkese ayrım yapmaksızın teşekkür etmek, hepimizin borcudur.

      istanbula gelirsek,
      sayın imamoğlu hakkında belli ki milyonlar sizin gibi düşünmüyor doğal olarak. göreve geldiği günden itibaren sürekli uğraşılan, ödenekleri kısılan, gelirleri elinden alınan, işleri engellenmeye çalışılan, davalarla meşgul edilen biri olarak son derece başarılı çalıştığını biliyoruz, metro yapmadı diyorlar, verileri paylaşıyoruz, insanları işten çıkardı diyorlar, rakamları veriyoruz. bugün yerel seçim olsa, istanbulu ezici bir çoğunlukla yine alır, bir şey yapmadığı için mi? genel seçimde aday olsaydı, aynı şekilde başkanlığı ezici bir çoğunlukla alırdı, sosyal medya parlattığı için mi? siz neden birilerini parlatmıyorsunuz madem bu kadar kolaysa, bu kadar imkanınız varken, milletin parasını istediğiniz gibi harcarken?
      imamoğluna insanların gösterdiği samimi sevgi, ilgi, coşku ortada, tayyip erdoğandan daha çok seviliyor, daha fazla ilgi görüyor olması nedeniyle yersiz, haksız eleştirilere, aslı astarı olmayan ithamlara maruz kalması,
      maruz bırakanların liyakatıyla ilgili,
      kendisinin değil.

    • Didem hanım “doğumlar sevinçli olur,
      iyi olacağız.
      yeniden kalkınacağız.” buyurmuş, elhak öyledir!
      Yalnız hemen kalkışmayın, malum düşük riski de var!

Yoruma kapalı.