Seçime doğru: Sandık nasıl ‘darbe’ olur? Yoksa kast edilen seçimin mevcut iktidara darbe vurması ihtimali midir?

56
Reklam

Yanlışım varsa lütfen düzeltilsin.

İki hafta sonra -14 Mayıs’ta- yapılacak seçim aslında normal zamanından bir ay önceye alınmıştı, öyle değil mi?

“Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır” diyen (m. 77) Anayasa’ya göre, seçimin 18 Haziran tarihinde yapılması gerekiyordu çünkü.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Anayasa’da kendisine tanınan (m. 116) yetkiyi kullanarak, seçimin tarihini bir ay erkene -14 Mayıs tarihine- çekmişti.

Zamanında yapılsaydı, 18 Haziran’da sandığa gidip oy kullanacaktık; Cumhurbaşkanı Erdoğan böyle istediği için oyumuzu 14 Mayıs günü kullanacağız.

Durum buysa, içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun “14 Mayıs 2023, Türkiye’yi tasfiye etmeye yönelik hazırlıkların her birini bir araya getirerek oluşturabilecek siyasi darbe girişimidir” cümlesi ne anlama geliyor olabilir?

Zamanında yapılsaydı, yani anayasada öngörülen tarihte -18 Haziran’da- sandık başına gidecek olsaydık, seçim ile ‘darbe’ arasında ilişki kurulmayacaktı da, tarih bir ay önceye çekildiği için mi böyle bir cümle kurabildi içişleri bakanı?

Yoksa, hangi tarihte yapılırsa yapılsın, seçim yine de ‘darbe’ özelliğine sahip mi olacaktı?

Reklam

Seçimi, yani sandık başına gidip ülkeyi kim/ler/in yöneteceğini oylarımızla belirlememizi, ‘darbe’ haline getiren ne olabilir?

Aklıma gelen bu ve benzeri sorulara gri beyin hücrelerimi kullanarak cevap bulamadım.

Bu alanda yalnız olmadığımı bir muhabirin –Gerçek Gündem’den Filiz Gazi’nin- Cuma namazı çıkışında bakan Soylu’ya görüşünü açıklama fırsatı vermeyi amaçlayan sorular yöneltmesinden anladım. 

“Hükümet dışında başka partilere oy veren insanlar darbeci oluyor bu durumda. Açıklık getirir misiniz?” şeklindeki ilk sorusuna, Soylu, “Öyle bir şey olur mu? Amerika’yı söylüyorum. Biliyor musun Amerika’yı? Afganistan’a yaptıklarını biliyor musun?” cevabını vermiş. Muhabir sorusunda ısrarcı olduğunda, “Sorunun yanıtını veriyorum: Cuman mübarek olsun” demekle yetinmiş… 

Amerika… Afganistan…

Ve darbe…

Gelin de bu muammayı çözün bakalım…

Seçimin tarihini erkene aldıran Amerika mıydı?

Reklam

Oyumuzu nasıl kullanırsak kullanalım, sandıktan oylarımızla nasıl bir sonuç çıkarırsak çıkaralım, Amerika’nın istediği istikamette mi davranmış olacağız ve bakanın ‘darbe’ tespiti yerine gelmiş olacak?

Bir kez daha cumhurbaşkanı adayı olarak seçime katılma başarısı göstermiş Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı seçilse, genel başkanı olduğu AK Parti de, küçük ortakları MHP, Yeniden Refah ve HÜDA-PAR partileriyle birlikte, Meclis’te milletvekili çoğunluğunu kazansa seçim ‘darbe’ olmayacak, diğer üç adaydan biri cumhurbaşkanı seçilse ve Meclis’te çoğunluk şimdinin muhalefet partilerine geçse mi sandıktan çıkan sonuca ‘darbe’ diyeceğiz?

Erdoğan ve Cumhur İttifakı mı, Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı mı? Hangisi ‘darbe’ ile ilintilendirilebilir?

Önemli bir sorum da şu: Amerika sandık sonucunu nasıl etkileyebilecek?

Ve dahi daha önemli soru: Türkiye ile Afganistan arasında nasıl bir ilişki kurulabiliyor?

Erdoğan-AK Parti iktidarının devamı ile mi Afganistan olacağız, Kılıçdaroğlu ve muhalefet partilerinin iktidarı ile mi?

Ben bu sorulara mantıklı cevaplar bulamadım.

Muhabirin görüşünü açıklama fırsatı tanımayı amaçlayan sorularına verdiği cevaplardan, içişleri bakanı Soylu’nun da, kendi tespitiyle ilgili kafasının karışık olduğu sonucunu çıkardım.

Seçim ile ‘darbe’ arasında ilişki kurulan cümle öylesine söylenmiş bir söz gibi geldi bana…

Yoksa kast edilen AK Parti iktidarının bu seçimden darbe alarak çıkması mıdır?

Her seçimden genellikle oylarını artırarak çıkmıştı AK Parti. Tek istisna Meclis çoğunluğunu kaybetmesine yol açan ve bu durumdan kurtulmak için altı ay sonra seçimin tekrarlandığı 7 Haziran 2015 seçimidir. 

En son 2018’de yapılan genel seçimde AK Parti %42.56 oranında oy almış, oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın küçük ortağı MHP’nin %11.10 oyunun da eklenmesiyle (toplamı: % 53.66), oy oranı %33.94’te kalmış Millet İttifakı (CHP+İYİ P+SP) karşısında iktidarını sürdürme imkanına kavuşmuştu.

Bu defa aynı sonucun alınamayacağı ve iktidarın 21 yıl sonunda sandıkta darbe alacağı beklentisi var.

Son kamuoyu yoklamaları bu ihtimalin her geçen gün biraz daha güçlendiğine işaret ediyor.

İktidardaki parti/ler/in sandıkta darbe alması seçmenin farklı bir iktidara yol açacak şekilde oy kullanmasıyla mümkün olabilecek. 

Afganistan gibi ülkelerde iktidarlar seçimle değişmiyor, oralarda silah gücü devreye giriyor. İktidarların seçimle değiştiği ülkeler, demokratik ülkeler.

Çok partili sisteme geçildiği ve seçimlerin ilk kez adil biçimde yapılabildiği 1950 sonrasından bu güne Türkiye de demokratik ülkeler arasında sayılıyor.

İktidarın ister devamıyla veya ister değişmesiyle sonuçlansın, yani sandık nasıl tecelli ederse etsin, Türkiye, önümüzdeki seçimde de demokrasinin gereğini bir kez daha yerine getirmiş olacak. 

Afganistan olmayacak.

Vatandaşlar sandığa gittiklerinde ABD’den yönlendirilerek oy kullanmayacak.

Sandıktan çıkacak sonuç hiçbir biçimde ‘darbe’ denilebilmesini hak etmeyecek.

En başta “Yanılıyorsam lütfen düzeltilsin” demiştim.

Yanılıyor muyum?

ΩΩΩΩ

Reklam

56 YORUMLAR

  1. Türk ordus’u 1, miliyom. Bu rakam akp’nin trol ordusi ile ayni.Bunlar ayda 15,000 tl maaş aliyorlar.
    Son. 2011 seçilmlerinden bu zamana kadar erdoğan’ın kazanması için gece gündüz çalışiyorlar.
    Troller ve Türk ordusu olmasaydı 17/25′ Aralık 2013 sonrası, hiç şüphesız Türkiye çağ atlardı.

  2. İBADETHANELERDEN TEPKİLER
    Dün İzmir ve Şanlıurfa’da ibadethanede siyaset yapınca cemaat tepkilerini dile getirerek ibadethanesi terketmiş.
    Siyaset yapma zaten günlük sporları ve rutinleri oldu.
    Demek ki kantaron topuzunu iyice kaçırdılar.
    Zaten yasa-hukuk dışı işler böyledir.
    Bir başlarsan her gün dozu yükseltmen gerekir.
    Ben zaten iktidar değişmeden, içinde “hutbe” olan hiçbir ibadet için ibadethaneye gitmeme kararı aldım.
    Bugün-yarın bırakırlar diye ısrarla gittim.
    Baktım ki siyasi propagandayı terkedecekleri yok.
    Mübarek günlerimi zehir ediyorlar.
    Bu kararı aldım.
    Çok şükür mübarek günlerim huzur içinde geçiyor.
    Benim siyasi propagandaya değil hutbeye ihtiyacım var.
    Yine bir din görevlisi, bulunduğu yerdeki ilçe başkanı tarafından parti mitingine araç ayarlayarak cemaati de getirmesi emri verdiğini, kendisinin bunu kabul etmediğini kamuoyu ile paylaştı.
    Lütfen bu rezilliğe tepki gösterelim.
    En azından ifşa edelim.

  3. Bence bu konu daha çok tartışılmalı çünkü darbe söylemi sadece SS’a ait bir söylem değil. Sadece hükümet paydaşları da kullanmıyor bu söylemi.

    Başta eski akpartililer şimdi kendi partilerinin liderliğini yapan Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu da SS ile aynı düşünceye sahipler. Siz benzer düşünceye sahipler diyebilirsiniz, ben aynı düşünceye sahipler diyorum.

    Benzer düşünceye Üstadımız Fehmi Koru da sahip olabilir ben tam anlayamasam da, çünkü Gülen cemaatini kastederek “hükümeti devirmek istediler” cümlesi tv tartışmasında söylenmiş bir cümle. Hükümet bir grubun devirmek istemesiyle devrilemeyeceğine göre darbeyle devirmek istemişlerdir herhalde.

    Ali Babacan 17-25 Aralık operasyonlarını hükümete darbe olarak nitelendiriyor, hakeza Ahmet Davutoğlu da öyle değerlendiriyor ve her sorulduğunda da “fetö” diye bir örgütün varlığından bahsediliyor.

    Üstadımızın “15 temmuz hain darbe girişimi” ifadesinin faili olarak herkes fetö örgütünü anladığına göre…

    Pekala fetö örgütü milleti örgütleyerek seçimleri fırsat bilip sandıkta hükümeti devirebilir.

    Öyleyse!

    Her fırsatı hükümeti devirmek için kullanan bu hain darbeci fetö örgütü inkar edilemez bir gerçektir.

    Hükümetimiz devletimizin bütün imkanlarını kullanarak acımasız bir şekilde siyaset bilimi literatüründe yer aldığı “soykırım tanımı”na uygun olarak amansız bir mücadele başlatmış ve 7 senedir de darbeci fetö örgütüyle “mücadelesini bir an bile kesintiye uğratmadan büyük bir azim ve kararlılıkla, bu uğurda ölürsem şehit kalırsam Gazi anlayışıyla mücade etmektedir”

    Fakat ne varki devletimizin bütün çabalarına rağmen darbecilerin kökü kazınamamış, aksine devletimizin bu çetin ve amansız mücadelesine rağmen her geçen gün darbe çalışmalarını daha da büyüterek sürdürebilmekteler.

    İşkence altında can derdine düşenler ve bu işkencelerden yaralı olarak kurtulabilenlerin hükümeti devirme gücü kalmadığından, darbe düşünme ihtimalleri de tamamen yok olduğundan;

    Ümit Özdağ, Devlet Bahçeli, Doğu Perinçek, Sinan Oğan, Muharrem İnce, Tayyip Erdoğan, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Meral Akşener ve diğer zevatın kastettiği bu hain darbeci FETÖ örgütü kimlerdir?

    Bu soru net olarak cevaplanamadığı sürece kimseyi kafa karışıklığıyla itham edemeyiz, etsek de bu adil olmaz.

    Yoksa; bu işin altından kalkamayan aydın entellektüel ve bilumum ileri gelenler, buna devletimizin bütün güvenlik birimlerini de ilave etmek lazım tabi, acaba darbe yapmayı demokratik bir hak olarak mı görüyorlar? Bu da yan soru olsun!

    • Teline barmak basmışsın da..
      Sende çok iyi bilen tanıyanlardansın gibime geliyor, amma hangi taraf?
      Fötü sana göre bir terör örgütü; okey🙃
      Acaba kastedilen menşur hocaafendi ve avanesi mi??
      Yani masum kısmı (hatta belkide dincilerin kurtarıcısıdır!), sağ kesimin!
      Yılların F.K sındanda şüphe ettiren (bilmediğin ne olabilirki?😂) hangi bilgi? Hangi varılan sonuç?
      Sözde! Bilgin adamların kümülesini bir torbaya koyup yılana imza verdiren hangi zihniyet?
      Karşısında akil!😂😂
      Nassı bir oyunun, ne menem bir tuzağın, ne tehlikeli bir cenderenin içine atılıyoruz?
      Bilen annayan çıkarmı??
      Seçimden sonra bir kısım medya pardon terör örgütü üyesi, aslında onlar içlerinden masum ! Olanlarıydı ☹️ Denilip,
      Tekil (akil gibi😊) insanlar meclisi kuran olursa şaşırırmıyız?.. yeter benim bile kafam karıştı😡.

  4. Sayın Fehmi Koru;
    Sizin de bildiğiniz gibi, ABD’nin mevcut başkanı bu iktidardan kurtulmak istiyor.
    Türkiye’nin her bakımdan güçlenip kendi kararlarını almasını istemeyen Avrupa’nın birçok ülkesi bu iktidardan kurtulmak istiyor.
    PKK, DEAŞ, FETÖ v.b. örgütler bu iktidardan kurtulmak istiyor.
    Şimdiye kadar bu ülke ve millet için çok da hayırlı iş yapmayan çevreler de bu iktidardan kurtulmak istiyor.
    Bu kadar olumsuz bileşenlerin aynı noktada hizalanmalarına “siyasi darbe” demiyecekseniz siz bir isim verin.
    Saygılar..

  5. amac kutuplastirarak secmeni konsolide etmek. ama bu taktik artik secmen uzerinde etkili degil. cunku tencere bos halk umutsuz ve gelecek kaygisi tasiyor.

  6. “Afganistan gibi ülkelerde iktidarlar seçimle değişmiyor, oralarda silah gücü devreye giriyor. İktidarların seçimle değiştiği ülkeler, demokratik ülkeler.”
    Sayın yazar haklı, “oralarda silah gücünü devreye” sokan da sam amca zaten, öyle değil mi?
    Afganistan, ırak gibi ülkelerin demokrasi yolculuğu uçak körüğünde de olsa çok şükür devam ediyor…
    Afganistanda en son yapılan devletbaşkanı seçiminde yarışan iki aday aynı anda ayrı ayrı yemin töreni düzenleyip göreve başlamışlardı:)
    Sayın koru türkiye için “Afganistan olmayacak.” diyor ama zillet ittifakının 9 adetlik cb yardımcısı kadrosundan özellikle ikisi(ibb, abb başkanları) fellik fellik meydanlarda dolaşıyorlar ve “başkanyardımcılığına aday olduklarından” filan sözedip halktan oy istiyorlar!?
    Bu yancı/çakma adaylar biraz daha ileri giderlerse, seçimden sonraki gün ysk nın önünde beyaztoroslu madam maral ve dersimli kemalin de karışacağı bir “mazbatamı verin” kavgası yaşanabilir, benden söylemesi…
    Yani başkanyardımcısı adaylarımızdan özellikle suratından “rabbiyessir akanı”, yanında madam maralla beraber bir otobüsün üzerine çıkıp ayrı bir yemin töreni düzenlese ne güzel olurdu, bir seçimle iki kuş:))))

  7. DEVRELERİ YAKMAMIZ İÇİN
    Sayın KORU !
    İktidar ve avanelerinden bu saatte sonra normal ve anlamlı bir söylem ve eylem beklemeyin.
    Aslında uzun süredir böyle de, artık iyice zıvanadan ve şirazeden çıktılar.
    Bunların zırvalarına anlam vermeye kalkarsak kafayı yeriz.
    Belki de tek anlamı bu.
    Yani özellikle muhaliflerini açıklamalarına anlam vermeye çalışırken devrelerini yakarak bertaraf etmek.
    Açıklamalar ilgili bir şüphemi dile getireyim:
    Amerika yada Afganistan’a bilet almış olmasınlar?
    Mükerreren dile getirdiğim tezimi tekrar edeyim:

    “–Her konuda ve her aşamada(düşünce, karar, uygulama) en yanlışı yapmaya, mecbur ve mahkûmlar.”

  8. CHP genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu geçenlerde “Temiz para getireceğim, uyuşturucu baronlarının parası” demişti.Getireceği paranın miktarını da 300 milyar dolar olarak
    ifade ediyor.İyi para walla!Gerçi Babacan, bu kadar para 10 yılda ancak gelir diyerek bir düzeltme yaptı!

    10-15 civarında seçimi kaybeden CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimde de cumhurbaşkanı adayı olmayı başardı.Vasat ve vasatın altındaki yandaşlarının (buradakiler dahil) geldik,geliyoruz diye gün saymalarına bakmayın;akıllı yandaşları kaybedeceklerini anlamaya başladı.
    Meral hanım işin başından beri biliyordu Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını.Bu sebeple kazanacak aday gösterilmesi için çok çaba sarfetti,masadan bile kalktı ama,7’li masayı ikna edemedi,başarılı
    olamadı.Fehmi bey de kazanacak aday gösterilmesi taraftarıydı ama onu da dinlemediler.Artık kendi düşen ağlamaz demekten başka diyecek bir şey yok.Kılıçdaroğlu’na oy verecek olanlar bile onun Türkiye gibi büyük bir devleti yönetemeyeceğini çok iyi biliyorlar.Ama Erdoğan’a duydukları nefret ve kin yüzünden elmahkum ona oy verecekler. Saadet,Gelecek, Deva gibi minik partilerin yönetici kesimi de attıkları imzanın hatırına Kılıçdaroğlu’na verecekler oylarını;ama tabanlarının vermesi kolay olmayacak.Halasının bile CHP’ye oy vermeyeceğini Davutoğlu kendisi açıkladı.

    ABD ve Avrupa Kılıçdaroğlu’nun 7’li masa ittifakına destek veriyor, medyası ile,yöneticileri ile.
    Gel gör ki,onların desteği Türkiye’de
    istedikleri kişiyi iktidara getirmeye yetmiyor.Ancak şurası var ki ABD Türkiye’de istemediği iktidarları darbe ile devirdi geçmişte.Bunun İstisnası Erdoğan oldu.

    • Fehmi beyin dünkü yazısında geçen “Ak Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan”,
      “Cumhurbaşkanı adayı olma başarısını gösteren Erdoğan” ifadelerine takıldığımı yazdığım yorumda ifade etmiştim.

      Fehmi bey bu günkü yazısında aynı ifadeleri gene kullanmış.Bunu,benim dünkü takılmama bir cevap gibi gördüm ben.Aksi takdirde bu ifadeleri üst üste 2 gün kullanmazdı, evet ara ara gene kullanacaktı muhakkak ama,bu sıklıkta değil.
      “Sayın yazar dış basın,iç basın okumalarının yanında,bu kadar meşguliyetinin arasında senin gibi bir okuyucu arçasının yorumunu okuyup bir de cevap mı verecek?” diye hiç itiraz etmeyin.Bal gibi okumuş ve üstü kapalı cevabını da vermiş;ben bildiğimi okurum demek istemiş.
      Elbette sayın yazar da bildiğini okuyacak,okuyucu da bildiğini.

  9. Sayın soylu bir doğru tespitte bulunmuş. ABD seçimlere müdahale ediyor demiş, bence çok haklı yerden göğe kadar haklı, hatta bu bu tez i destekliyorum. ABD nin başka ülkelerin seçimlerine müdahale etme veya yönlendirme girişimlerini bazen açık açık olmuştur. Sayın solu da ABD nin ülkemizde seçimlere müdahale ettini ve ya etme girişiminde bulunduğunu anlatmaya çalışıyor, o hal de ABD ülkemizdeki seçimlere müdahale etti mi? etti ise son yirmi yıl da dahil mi? acaba

  10. Sizler gibi sağ görünümlü chpsol muhiblerini ve bu zamana kadar yapılan onca icraati güzellikleri göre göre yine erdogana karşı olanlari gördükce yine erdogana oy vermeyi hırsla bekliyorum.çünki bu kadar olmaz.çünki sizlerden beklenilen iktidarın elbette yanlışların yazmak ve uyarmaktır.ama takım tutar gibi muhalefetin hicbir saçmalıgını dile getirmeyip onca yaptigi yanlışı gündem yapmayıp varsa yoksa erdogan ezberi olunca insan bakıyorki ya bu kadar da olmaz diyor.demekki bu iş öyle objektiflik tarafsızlık realistlik demek değilmiş..mesele ideolojik saplanti ve hırsmış…yanlış nereden gelirse gelsin yanlışa yanlış demek degilmiş..yanlış sadece iktidar cenahından gelirse yanlışmış.muhalefette olursa sus pus olmak kulağının üstüne yatmakmış…insan bunları görünce hırslanıyor…halbuki sizler gibi eskiden sağ secmenin sözüne deger verdigi insanların misyonu yanlis nerden gelirse gelsin yanlısa yanlış diyerek insanlara rehber olmak.doğru düşünmelerini saģlamak…ama nerde…takım tutar gibi muhaliflik…varsa yoksa erdogan..yapılanları inkar red…tıpkı chp zihniyeti…demistiya adam..biz chp olarak iktidar dünyanın en iyi işini de yapsa biz karşı çıkacaz arkadaşşş.demiş ti ya işte siz o yoldasınız..o yüzden sağ görünümlü chp sevicileri diyorum yolunuz aynı…

    • yani hırsızın hiç suçu yok mu?
      ömründe chp nin afişine bakmamış insanlar bu gün yemin ile chp ye oy vereceğini söylüyorsa bu hale gelmelerinde akepenin mhp nin o bbp hiç suçu yok öylemi
      ya sen 3500 tl maaşla pudra şekeri çekenlere ne yaptın
      taşkesenoğlu sadece yatı milyon dolara alırken ne yaptın değirmenin suyunu sordun mu
      karamanda 45 çocuk olayında bir kereden bir şey olmaza sustun
      akepe 20 yıl boyunca feto terör örgütü ile pkk terör örgütü ile devleti kurumları pamuk gibi atarken anayasayı tanımaz devlete meydan okurken şehitlerin katilleri ile oslo da imralıda kandilde dolmabehçede kokteyller verirken konuştun mu devlet millet dedn mi şehit dedin mi ama şimdi avazın çıktığı kadar bağırıyorsun.
      bana sor kardeşim bu ülkede Türk Bayrağı tahrik unusuru sayılarak yasaklandı sen yine sustun
      şimdi konuşuyorsun öyle mi?
      konuşun bakalım
      chp ye oy vermek kolay olmayacak ama vereceğiz.

  11. Yok yok , yanılmıyorsunuz da her deli saçmasını da ciddiye almaya bence gerek yok Fehmi Bey , belli ki adamın hem kafası hem de dili karışmış , ” He de geç ” !
    Aslında bana göre çok daha emin, sağlam ve kestirme bir yol var ; RTE. bir CB. kararnamesi ile kendini ”Ebedi başkan” ilan etsin , YSK. da bunu ”Hınk ” deyip onaylasın , olsun bitsin canım !
    Oleeeeyyyyyy !

  12. sayın soylu ülkeye önce bir iyilik yapıp rüşvet alan milletvekillerini açıklasa daha iyi olmaz mı? bu vekillere binlerce dolar rüşvetleri kim/kimler veriyorlar? bu rüşvet verenler dış güçler olmasın? ne karşılığında bu rüşvetler veriliyor?
    son zamanlardaki kimi açıklamalar iktidar ileri gelenlerinin ağır bir stres altında olduklarını gösteriyor. son anketler ve muhalefetin mitinglerindeki kalabalıklar ve gösterilen coşku bu strese sebep olabilir. geçen seçimlerde olduğu gibi çantada keklik seçmen sayısı yeterli değil, şartlar da iyi değil.
    sayın erdoğan en güçlü girdiği seçimde bile % 50 yi biraz geçebilmişti ki ekonomik sıkıntı yoktu, karşısında güçlü bir muhalefet yoktu, bugün patlak vermiş pek çok skandal yoktu. bu seçimde işi/işleri zor, onlarda görüyorlar. hem mecliste çoğunluğu kaybedecekler hem başkanlık seçimini de. bu günden sonra ibrenin kendilerine dönmesi mümkün görünmüyor dolayısıyla belli ki çaresizlikten pek çok yanlış anlamaya sebebiyet verecek ifadeler kullanıyorlar.
    sayın soylu ne demek istiyor?
    mevcut iktidar seçildiği süreyi doldurmuş, yeni bir seçim tarihi belirlemiş öyleyse 14 mayıs nasıl bir darbe girişimi olabilir? bu nasıl bir darbeyle ilişkilendirilebilir? üstelik türkiye tasviye edilecekmiş. kim edecekmiş? amerika…amerikaya kim hizmet edecek… muhalefet. deli saçması gibi. hiç bir makul, mantıklı, anlamlı bir karşılığı yok, aklı başında biri için. muhalefeti bu derece marjinalleştirmenin, terörize etmenin olası tehlikeli sonuçlarını ülkeyi yöneten insanların daha sorumlu bir süreç olarak yönetmelerini beklerdik ama oy hırsı, telaşı ve kişisel beka maalesef aklı selimin önüne geçiyor. böylesi açıklamalardan tehlikeli anlam çıkaracak cahil, bağnaz, eli palalı insanlar yarın ve 15 mayısta sokağa dökülürse ne olacak? din elden gidiyor ya da vatan elden gidiyor diyen, bazılarını kışkırtmak ve iç karışıklık çıkarmak isteyen dış güçler her zaman yok mudur? ekonomik krizle büyük sıkıntılar yaşayan, kutuplaştırılmış, doğal afetlerle gerilmiş durumdaki insanları bilakis sakinleştirmek gerekirken daha germek, üzmek, bunaltmak neden? böylesi tehlikeli durumlar kimse için fırsat değildir ve sadece ülkemizi karıştırmak isteyenlere hizmet eder. bunun sonuçları ağır, bilançosu kanlı, bedeli çok yüksek olabilir.
    sandıktan kim çıkarsa saygılı olmak dışında kimsenin bir seçeneği yok. bu yanlış yol geçen yerel seçimlerde de sonuç vermemişti şimdi de vermeyecektir, o zaman itiraz da sonuç vermemişti değil mi? türk halkı haklarının engellenmesini kabul etmez zaten bu sürdürülebilir bir şey de değildir. hepimiz aklımızı başımıza alalım.

    • tebrik ederim sorumlu bir vatandaş yorumu
      yeter söz milletin
      bunun dışında en ufak bir işe giren kişi kurum kuruluş ne varsa bedelini en ağır şekilde özder
      millet iradesine müdehale ettirmez.
      bende o kesimin yanında olurum.
      kim kazanırsa o işine bakar.
      istanbul belediye seçiminde şeytan devreye girdi millet şeytanı bile ters çevirdi.

      • başlangıçlar bir süreç olduğu gibi, bitişlerde bir süreçtir. 2 yıldan fazladır bu iş bitmiştir diyorum pek çok yorumumda. değişim kaçınılmaz.
        selamlar, saygılar.

  13. Cumhur >Millet
    Millet >Cumhur
    H.Ali Yücel yaşasaydı da köy enstitüleri kalsaydı şimdi Elon mask olurdu; Türk🤗
    Diyen bir konuşmacı Ak tv de😊 şakıyordu. Hah şimdi yayını keser bir mitinge bağlanırlar! Dedim tutmadı😂😂😂
    Şimdi tahlil yapalım:
    1) yazar ya şöyle olursa böyle olursa kaygısında!..
    2) konuşmacı MÖ zamanına özenip Z kuşağına..🤗
    3) > > bu işaretler okuduğum matematik fizik fen vb derslerden unutmadıklarım🤗
    Birde şu dersler Z kuşağını yetiştirdi:
    ….
    ….
    Neyse yazmayayım😡
    SONUÇ: 15 temmuz!
    Muhalifler hain muktedirler ..
    Muaviye dinin koruyucusu peygamberin torunları kefere..
    Elon uzaya gidiyor, biz yaya. Türk aşı icat ediyor; ama Alamanyada😡!
    SON SÖZ:” Hükümet dışında başka partilere oy veren insanlar darbeci oluyor bu durumda. Açıklık getirir misiniz?” şeklindeki ilk sorusuna, Soylu, “Öyle bir şey olur mu? Amerika’yı..”
    Ya şu hasan tahsinler filiz gazi ler olmasaymış!…☹️.

    • A.damım “Elon uzaya gidiyor, biz yaya. Türk aşı icat ediyor; ama Alamanyada😡!” filan demişin de, türkiyeli ilk gökmen aya yolculuk için gün sayıyor sen hala uyuyor musun? Almanyada aşı icat ediyor dediğin türkler çoktan ingiltereye taşındılar, sebep: almanyadaki ticari koşulların dengesizliği, serbest rekabetin olmayışı falan filan…

      • Biz bunu kupaylan anlattık, daha olmadı fırdola ile anlattık. Asıl yakında cevap aramanız gereken sorular bunlar olmalı, “Yüce divan’da uyunur mu?” “Yüksek Seçim Kurulu kaç metre yüksekliktedir?” “Ana muhalefetin anneler günü kutlanır mı?” gibi bilumum önceden cevabını bulamadığıınz çok sual var ki, artık sizden cevap bekler. Teemmel

  14. Bay Kemal seçimi kaybettiğini itiraf etti.
    Nasıl? -“Yüksek Seçim Kurulu’na güvenmiyorum” diyerek.
    Neden? Çünkü Türkiye’deki toplam 192 bin seçim sandığı için yeteri kadar kurul üyesi ve müşahit görevlendirebildiysen endişe etmene gerek kalmaz.
    Sandık güvenliğinin teminatı siyasi partilerdir.
    Eğer Türkiye genelinde 500 bin kişiyi sandık başında görevlendirmeyi beceremiyorsan “YSK’ya güvenmiyorum” diyerek sadece ama sadece acizliğini itiraf etmiş olursun.
    Seçmen de döner sana “seçim gecesini yönetemeyen ülkeyi nasıl yönetecek” sorusuyla kırmızı kart gösterir.

    • ysk ya güvensizlik yeni bir şey değil ki
      mühürsüz oyların kabulü
      istanbul belediye seçiminin tekrarlanması kararı vermeleri
      bir kişi en fazla iki kere cumhurbaşkanı seçilebilir yasasının yok sayılması
      sadece kılıçtaroğlu mu güvenmiyor sanıyorsunuz
      şahsen ben kurumun gerekliliğini bile tartışıyorum
      millete ragmen yapsınlar bakalım
      ysk nın bu dayatmasına karşın oyum chp ye helal olsun ilk oyum olacak.
      ha o ysk bu kararlarının hesabını kanunlar ve hukuk önünde elbet verecek.
      o zaman da güç bende kanun hukuk tanımam istediğimi yaparım desin.
      ibreti alem için herkes görsün.

  15. Sayın yazar, sayın okuyucu sizler hala Türkiye’de artık hiç bir şeye şaşırmamak gerektiğini anlayamadınız mı? Mevcut yöneticiler her gün insanların yüzüne gerçek olmayan eski ve yeni bilgiler söylüyorlar. Yöneticiler herhangi bir davanın hem savcısı, hem hakimi, hem mağduru, hem galibi. Matematik sonuçlar açıklaması gereken kurumların açıkladıkları rakamlarla hayatımızdaki gerçekler arasında neredeyse % 100 fark var. Seçim anketleri öyle. 30 yıl önce hizmete girmiş üniversiteler, havaalanları yeni yapılmış. AKP işbaşı yapmadan önce evlerimizde buzdolabı bile yokmuş. Binlerce yol, bina, köprü vs yapılmış. İyi de bunların bedellerini 20 yıl 30 yıl boyunca ödemeye devam edeceğiz. Üstelik iç ve dış borç katlanmış, para eden tüm değerler satılmış. Tüm bunların farkında olmamak; Adnan Oktar müridlerinin hocalarına baktığı gibi bakmaktır. Başka açıklaması olamaz. Yahu 20 yıldır kim yapmak istediğiniz herhangi bir şeyi engelleyebiliyor? Mahcup olması gerekenlerin şikayetçi olması geldiğimiz acı durumun göstergesidir. Bunca olumsuzluktan sonra iktidarlarının sonunun geldiğini hissediyor olmaları nedeni ile her gün yeni bir saçma açıklama ile karşılaşıyoruz. Endişeleri ve korkuları bunca yılın yolsuzluklarının hesabının sorulabilecek oluşundan. Ne yazık ki iktidarı almak isteyenler onlardan farklı değiller. Bilgisiz, yetersiz ve bunun farkında olmayanlardır. Dibe vurmuş Türkiye’yi çok daha kötü günler beklemektedir. Bu iktidar kalsa da gitse de değişen çok şey olmayacaktır. İstanbul seçimlerinin meşhur sözü “Hiç bir şey olmadıysa bir şey olmuştur” gibi bile değil net olarak yazıyorum; 14 mayısı izleyen günlerde seçim şaibelerini, neden doğru dürüst bir devir teslim yapılmadığını, hazine tamtakır lakırdılarını, enkaz devraldık palavralarını (sanki bu şimdiden belli değilmiş gibi) dinliyor olacağız. Seçimden sonra dinleyeceğimiz saçma konuşmaların seçim öncesi olanlarıdır Soylu ve Bozdağ’ın açıklamaları. Zenginin malı züğürdün çenesini yorduğu gibi siyasetçilerimiz tepişiyor bizler de çene yapıyoruz özetle.

  16. Bu yazınızı okudum ve inanınki size acıdım.Allah sonumuzu hayretsin.sizler gibi sağ muhafazakar insanların erdoğana karşı bu muhalefetini gördükce varya inadına erdoğan..niye hiç muhalefetin yanlışlarını yazmıyorsunuz…objektifliginize helal mi gelir…

      • Mesele iktidarın yanlışını yazmak değil.hak ve hakikat dogru neyse onu yazmak..bu muhalefete de iktidarada ….iktidarında muhalefetinde yanlışlarını yazmak.iktidarın yanlışıni yazmayınca yandaş oluyon.muhalefetin yanlışıni yazmayınca ne oluyon.hemde iktidar olsunlar öyle yazarım gibi anlayış olabilir mi? Hak ve hakikat yanlış makamlara iktidar ve muhaliflige göre mi değişiyor veya yanlışa karşi olmak illada iktidarda iken mi?bu nasil kafa bu nasıl bir yazar olarak hak ve hakikat savunucusu olmak…😂😂sizin kafa anlamaz ama millet bu yüzden muhalefete ve muhalif yazarlara güvenmiyor.

        • yanlisi teknik olarak muhalefet yapmaz. cunku ellerinde iktidarin yetkisi yok. muhalefetin soylemleri yanlis olabilir. maalesef iktidar ve taraftarlari sanki muhalefet iktidardaymis gibi elestiriyor. kendisinin iktidar oldugundan emin degilse orasini bilemem. ornegin dolar 20 yilda 10 kattan fazla deger kazandiysa bu muhalefet sayesinde olduysa muhalefeti beraber elestirelim.

          Ayrica ben sizin kim oldugunuz sizde benim kim oldugumu bilmiyorsunuz. sizin kafa anlamaz sozunu sahibine iade ediyorum. umarim anlar…

  17. Sayın Fehmi Koru; siz Süleyman Soylu’nun söylediklerine mi takıldınız. Aslında takılacak çok şey var gündem de.

    PKK elebaşılarından Bese Hozat,
    “Seçimi Cumhur İttifakı kazanırsa iç savaş çıkartırız…” diyor.

    PKK elebaşılarından Sabri Ok,
    “PKK ile İyi Parti aynı yerde…” diyor.

    Kılıçdaroğlu’nun Dış Politika Danışmanı Ünal Çeviköz, “Mavi Vatan yayılmacılıktır…” diyor.

    Kılıçdaroğlu “YPG terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum…” diyor.

    “İktidara gelince Atatürk Havalimanı’nı, ‘Havacılık ve Uzay Çalışmaları Merkezi’ haline getireceğiz” diyor. Peki kurulmuşu olan ‘Havacılık ve Uzay Çalışmaları Merkezi’ni nasıl kuracaklarmış?.. Amerika’daki Sierra Nevada Şirketi’nin sahipleri Eren Özmen ve Fatih Özmen’le birlikte yapacaklarmış.”Beraber uzay merkezi yapacağız” dediği şirketin CIA’ye “elektronik istihbarat, Gözetleme ve Keşif hizmetleri” veriyor. Kısacası Abd ye teslim edeceğiz diyor.

    Onlara göre Ekonomiyi de zaten Jeremy Rifkin yönetecek.

    ABD ve AB’nin siyasi aktörleri de medyası da sabahtan akşama kadar “Acaba Kılıçdaroğlu kazanır mı?” kaygısıyla yatıp kalkıyor. Müthiş bir telaş içindeler.
    Medyaları cepheden saldırırken, siyasi aktörleri de hiç tereddüt etmeden Kılıçdaroğlu’na destek vereceklerini söylüyor.

    Kılıçdaroğlu; “Bütün KHK’lıları görevine iade edeceğiz” söyleminden sonra, devlette yeniden yapılanmak için gün sayanların da umududur. FETÖ’cüler; “15 Mayıs için Türkiye’ye dönüş bileti aldık” diye sevinç çığlıkları atabiliyor.
    Kılıçdaroğlu; Selahattin Demirtaş, terörist başı Öcalan ve diğer PKK’lıların özgürlüğüne kavuşması için sabırla bekleyenlerin umududur.

    Sayın Fehmi Koru: Süleyman Soylu nun söylediklerine bir de burdan bakın, bakalım. Darbelerle yapamadıklarını muhalefete topyekün destek veren Biden ve Abd bu seçimler için çalışıyorlar mı çalışmıyorlarmı.

    • Fatih kardeşim fehmi koru senin dediklerini yazamaz…zaten bende yukardaki yorumlarimda bunu demek istiyordum.iktidarin yanlışlarini yaz..hakkınız herkesin hakkı.ama muhalefetin bu yanlışlarini yazmak biraz yürek ister..belkide yazar diyorki kardes senin dediklerinin neresi dogru..bellkide sabri oka hozata çeviköze katılıyorki sesi çıkmiyor..yanlıs olarak onları gündem yapmaya deger bulmuyor..onların yanlıs yaptığıni düşünmüyor görmüyor..yoksa yazar yandaşlık yapıp muhalefetin yanlışlarinda sus pus mu oluyor.ya yandaş😊yada o da senin dediklerini yanlıs olarak görmüyor.

  18. Kılıçdaroğlu kaybederse çok üzüleceğiz.
    300 milyar dolarımız kaynayacak.

  19. 14 Mayıs yaklaştıkça AK Parti adına konuşan kişilerden saçma sapan sözler, kışkırtıcı sözler (ajan provakatör vari sözler), yalan sözler, inkarcı sözler, çarpıtıcı sözler, … giderek artmakta.
    Bu durum psikiyatrların alanına girmekle birlikte herhalde kaybetme korkusu veya kaybettik ama bir ihtimal belki … gibi bir ruh halini yansıtıyor.
    Yazarın İçişleri Bakanının konu ettiği sözünün yanına, Binali Yıldırım’ın (bakan, TBMM Başkanı, Başbakan, Yüksek İstişare Kurulu Üyesi …) Yozgat’ta söylediği “işgale karşı istiklal” sözlerini (bu söz 2019’da söylenen Sisi mi Binali mi sözünü hatırlatıyor ve onlara göre İstanbul halkı Sisi’yi tercih etti), Bekir Bozdağ’ın Ş. Urfa’da söylediği “şampanya … şükür secdesi” sözlerini, Grup Başkan Vekili Bülent Turan’ın HÜDA-PAR “ittifakımızda yok” açıklamasını, Sn. R. T. Erdoğan’ın kampanya başladığından bu yana tüm konuşmalarında sadece 4-5 konuyu döndürüp döndürüp söylemesini, geleceğe yönelik tek bir vaatte bulun/a/mamasını, tüm konuşmasını çarpıtmaya dayalı ithamlar üzerine kurmasını, MHP adına konuşan Sn. Bahçeli dahil tüm konuşmacıların sadece Sn. Erdoğan’ın sözlerini tekrar etmelerini … ekleyebiliriz.
    Galiba bu durum 7 Haziran 2015 gibi AK Partinin kaybettiğini görmesine dayalı korkunun tezahürü olsa gerek.

    • Demokrasilerde car car konuş kimse bişey demez amma, eyleme dönüştümü..
      Geçmişten hatırladıklarım:
      Gençler birbirini öldürürdü yetmemiş! Kırmızı boya girdi devreye.
      15 temmuza kadar yalamalar yutmalar kıvırmalar hatta terör örgütlerine nerdeyse kırmızı halı serenler!…
      TBMM yi bombalayacak hale geldiler!..
      Gezi gezgincileriyle biz tatbikat yapacaktık aslında!.. cıları saymıyom bu arada!
      Bu gün geldiğimiz noktada seçim var sadece!
      İst.da denemesi şöyle olmuştu: birşey olmasada..
      (Çuvalların üstüne yatıp sabahlayanlar mı dersin…)
      Bundan ötesi Kuzu Kuzu..

  20. seçimlerin yapılış gayesi hakkında ki kafa karışıklığı maksatlı olsa gerek, sandıkta seçmenin tercihinin seçilerek atanacak bir grup maaşlı devlet görevlisinin kimler olacağına karar vereceği maksat dışında anlamı olmadığıdır. Bu seçilecek namzetler bizler gibi birer vatandaş ve hep birlikte ülkenin ortak refah ve iyiliği için çalışma azmi içindeler bu yaptıkları işe karşılık maaş alacaklar ve düzenli olarak maaşlarını ATM’den çekecekler. Bilabedel Allah rızası için bir iş yapmayacak olan bu vatandaşlar yasal süresi dolunca gitmek, eğer iyi işlerler ise sonraki seçimde millet teveccüh ederse tekrar seçilmeyi umabilirler.Anayasal tanımları dışında bu adayların tanımlanmış bir görevleri olmadığı gibi etraflarına toplanmış hokkabazların bu şahıslara atfettikleri her sıfat ” şeyh uçmaz mürid uçurur” kabilinden safsatadır. son söz: “Sizi çok çok övenlerin yüzüne toprak saçın.” Teemmel

    • Siyasette birçok özellik lazım ama en mühimi çalışkanlık.
      O yoksa çabuk tökezlersiniz.
      Bugünkü bakanlara bakınız, içlerinde sevmedikleriniz varsa bile, çalışkanlıklarına bir itirazınız var mı? Deprem Bölgesi’nden hiç ayrılmıyorlar “Bu acılar dinmeden bize uyku haram” diyerek gece
      gündüz çalışıyorlar. Tek tek sayamam ama mesela İçişleri Bakanı’na bir bakar mısınız? Evine kimbilir kaç günde bir uğrayabiliyor? Nerede bir felaket varsa Soylu orada… Yangında, selde, depremde, terörde, çoğu zaman dağbaşında… İnsanüstü bir performans.
      Partiler ne alemde?
      Mesela yeni bir Anayasa için hangi partilerin hazırlığı var?
      Buyurun müzakereye dendiğinde, eteklerindeki taşlar hazır mı?
      İktidara geldiklerinde…
      – Nasıl bir ekonomi?
      – Nasıl bir dış politika?
      En azından nasıl bir Kıbrıs?
      – PKK’yla nasıl bir mücadele?
      Merhum Özal, Hasan Celal Güzel’e Tank Hasan derdi. Niye? Tank Hasan en önemli, en acil dosyaları, sabaha kadar çalışıp hazırlar, sabahleyin Özal’ın önüne koyardı… Tek kişi yetmez… Herhalde kalabalık bir kadroda başka tanklar da vardı.
      Demirel’in çalışma temposuna adım uydurmak da her Bakan’ın harcı değildi.
      Bugün Tayyip Erdoğan ise akıl almaz bir tempoyla çalışıyor. Yetişmek mümkün değil.
      Buna mukabil… Kılıçdaroğlu’na ne sorsan:
      – Arkadaşlar çalışıyorlar. Nedir çalıştıkları?
      Liderlerine sürekli yanlış bilgi verdiklerine göre nedir sahi arkadaşların çalıştıkları?
      Kemal Bey liyakat meraklısıdır. Çok güzel.
      Lakin liyakata hasrettir. Bence tek adam asıl odur.
      Takviye lazım. Epey takviye.

      • çalıyorlar fakat maşallah çalışıyorlar sözü sizin kadrolar için darb-ı mesel olmuş gibi bir şey. Biz ondan bundan aşırtma kopyala yapıştır yapmayız, muzafferi değil mazlumu sever, iftiradan imtina ederiz, gidin taşrada akapeli yerel seçmene sorun çalanları ve çalışanların size tafsilatlı anlatırlar. vesselam

      • kemal beyin papaz elbise giyin diyecek bir emir komuta merkezi yok
        zavallı milletten başka güveneceği dayanacağı kimse yok
        siz müslüman saymıyorsunuz Allah da yardım etmez artık.
        sahi o emir komuta merkezi
        yada beyin takımı veya üst akıl orası neresi?
        bu soruya 22 yıldır kimse cevap vermedi veremedi
        vermek istemedi.
        bu merkez yaptırdığı işler ile dönem dönem benim bile taktirimi almadı desem yalan olur.
        cevap verilirse memnun olurum.

  21. Türkiye bu seçinle umarız otokrasiyi tekrar çıktığı inine sokacak. Demokrasiye millet sahip çıkacak ve otokratları sandıkta yenecek. Bunu yapmazsak ülke daha fazla otokrasiye, kleptokrasiye, ve nihayetinde diktaya teslim olacak. Milletimiz bu sefer doğru seçimi yapacak. Bu sefer umutluyuz.

    • Kılıçdaroğlu, kıskanılacak bir siyasetçi.
      Böylesini Türkiye hiç görmedi.
      Seçime giderken, arkasındaki güçlere bir bakar mısınız?
      – Avrupa onu istiyor.
      – Amerika onu istiyor.
      – PKK onu istiyor.
      – FETÖ onu istiyor.
      – 6’lı masa ve beraberindeki muhalefet cephesi onu istiyor.
      – İş Dünyası’nın ve Sanat Alemi’nin büyük bölümü onu istiyor.
      Unuttuklarım da vardır herhalde.
      Velhasıl, sosyete dahil, yarı aydın ve yarı zengin A, B sınıfı onu istiyor.
      İstiyor efendim.
      Belki de onu istiyor olmaları değil de Erdoğan’ı istemiyor olmaları sebebiyle doğuyor bu tablo.
      Ne ise ne…
      Ama sonuçta Kılıçdaroğlu’nun arkasında “koskoca bir dünya” oluşmuyor mu? Oluşuyor.
      Durun hele…
      Pahalılık diye de utanmaz ve arsız bir müttefiki daha var.
      Bütün bunlara rağmen. Dünya Adayı Kılıçdaroğlu yenilirse…
      Bu defa arkasındaki dünya da yenilmiş olacak.
      Nasıl hesap verir bilemem.
      Ama onu bizden başka kimsenin savunmayacağı muhakkaktır.

      • sadece sayın erdoğanı niye yazdın belkide onu istiyor olmaları değilde sayın erdoğanı istemiyor olmaları sebebiyle derken
        bilge lideri
        o mustafa desticiyi
        hizbullahın hudaparını
        tüm tarikatları
        kurumları arpalık gibi kullanan vakıf dernek ağalarını
        tüm valileri ve kaymakamları
        yazılı ve görsel basının %90 nı
        o ysk yı
        iye saymıyorsun.
        bebek katili terörist apo yu unuttuk
        millet itifakını destekliyoruz diyerek aslında milleti gıcıklandırma amacı taşıyan asıl amacı zarar vermek olan açıklama yapan derin pkk lıları es geçersek haksızlık olmazmı? emeğe saygı

    • Hiç ender hiç .senin yorumlarını okudukca inan erdogana oy vermeyi HIRSLA bekliyorum..
      Hem seçimden bahset hem diktadan hem otokrasiden hemde güya demokrasinin olmadıgından bahset..sizin gibi zihniyetin yorumlarinizı ve zihniyetinizi fikir yapınınızı gördükce okudukca 100 bin oyum olsada erdogana versem diyorum.

        • Yolcu mesele mantık akıl ve insaf…muhalifliginde bi mantığı olması gerekli.secim de bu sefer seçimle gidecek de sonrada diktadan otokrasiden bahset😂😂😂😂😂😂amaaaan kime ne anlatıyom….😂😂😂😂😂😂

    • Erdoğan şimdiden seçimi kazanmış görünüyor. Bu, Türkiye’nin istikrarının ve çok yönlü büyüme sürecinin devam edeceği, terörün son darbelerle sıfırlanacağı anlamına geliyor. Hangi sağduyu sahibi böylesi göstergelere sahip çıkmaz ve bu göstergeleri hayata geçirecek hamleleri desteklemez ki? Aksi durum sağduyulu oluşta bir arıza işaretidir.

  22. Kılıçdaroğlu, “Dış politika 180 derece değişecek” diyerek Batıya güvence verdi.
    Şimdi söyleyin, Batılılar Kılıçdaroğlu’nu mu sevsin yoksa dik duran, meydan okuyan ve onlara rağmen siyaset üreten Erdoğan’ı mı?
    Bu konuda adamlar net ve kararlı… Burada garip olansa adamların bu kadar açık konuşmalarına ve Kılıçdaroğlu’nun da açık açık “180 derece değiştireceğim” demesine rağmen, Fehmi Koru dâhil birçok gazetecinin, aydının ve siyasetçinin iktidarın değişmesi durumunda “dış politikanın” değişmeyeceğine inanmaları.
    Buna saflık deyip geçebilir miyiz?

    • binlerce yıllık devlet geleneği olan bir ülkede böyle bir yorum tarihini bilmemekle açıklanabilir herhalde.
      biz dış politika 180 derece değişsin istediğimiz için kılınçdaoğluna milyonlarca muhalif seçmen olarak oy vereceğiz. iç politikada malzeme olmak üzere sadece düşman üreten dış politikamız 180 derece değişsin, bir söylediği bir söylediğini tutmayan dış politikamız 180 derece değişsin, ülkenin çıkarlarının değil, bir kişinin tercihlerinin öne alındığı dış politikamız 180 derece değişsin istediğimiz için kılınçdaroğluna oy vereceğiz, burada bir saflık yok, bilinçli bir tercih var sayın sever.
      muhalif seçmen, dik duran, meydan okuyan ve onlara rağmen siyaset üreten bir erdoğan görmüyor ki, amerikaya papazı göndermeyeceğiz diyen ama gönderen, almanyaya gazeteciyi vermeyeceğiz diyen ama veren, dünyaya suudi prensin dosyasını teslim etmeyeceğiz diyen ama teslim eden, ülke çıkarlarına rağmen mısırla görüşmeyeceğiz diyen ama görüşen, bae ile anlaşmayacağız diyen ama seçime kısa zaman kalınca anlaşan bir erdoğan görüyor ve bu politikanın 180 derece değişmesi gerektiğini düşünüyor.
      buna saflık deyip geçemeyiz elbette.
      bir saflık varsa acaba nerede?

        • “binlerce yıllık devlet geleneği olan bir ülkede böyle bir yorum tarihini bilmemekle açıklanabilir herhalde.”

    • Masa kazanırsa oyuncunun har vurup harman savurduğu coinler de gider elden!😊. Milletten topladığıyla bire on veririm sözünü yerine getiremeyeceği!!
      İlk aklına gelen şeydir kumarcının🤔.
      Evler arabalar şirketler de gidebilir bu arada! Erken uyanıp bırakmak istemiş lakin, wc ihtiyacı bile gelmiştir masa altına😂
      “Şurdan bir kalkayım, birdaha !..” der ama nafile🤗. Çok geç uyanmıştır sarhoşluktan.
      Bir dönüp bakar arkasına: nerde kankalar? Nerde kadeh arkasaşları, can yoldaşları?
      Ya güvenlikten emekli hak ta nedir hukuk mu demiş birisi? Diyenler???
      Hepsi toz olmuşlar iyimi. Yaa şu adaletin KILICI mıdır demoklesin midir neyin haltıysa bir sevmemişimdir bu illeti iyimi😡.

    • “Kılıçdaroğlu, “Dış politika 180 derece değişecek” diyerek Batıya güvence verdi.” demişsiniz. Kaynak…?
      Kaynak gösteremezseniz müfteri olursunuz.

  23. insanların saçmalama özgürlüğü yok mu var o zaman sayfalarca yazı yazıp milleti niye meşgul ediyorsunuz. evin içindeki adam saçmalasa fazla da sıkıntı olmaz. ama her gün gazete ve televizyonlara çıkıp saçmalamak da milleti meşgul eder değil mi sözüm kendime kimseye bir şey demiyorum ben de iyi saçmalıyorum.

Yoruma kapalı.