Seçime doğru: İnce çekilmeseydi de seçim ilk turda Kılıçdaroğlu’nun ipi göğüslemesiyle bitebilirdi

52
Kemal Kılıçdaroğlu, bir yabancı yayından..
Reklam

Arkadaşlar, benim de itiraflarım olacak.

Ortalık itirafçıdan geçilmiyor. Bulunduğu konumlarda önemli kişilerin vahim hatalarına tanıklık etmiş birileri, seçime çok az bir süre kala, sosyal medyayı ve özellikle YouTube’u kullanarak, kamuoyunu aydınlatmaya çalışıyorlar.

Aydınlanıyor muyuz, orası kuşkulu; ancak siyaseti yakından izleyenler hemen her gün bir yenisi yayınlanan itirafları kaçırmamaya çalışıyorlar.

Herbiri yüzbinlerce meraklı tarafından izleniyor itiraf videolarının…

Erişime yasaklansa yolu bulunup yine de erişiliyor.

Pek çok kişi izliyor onları ama esas itiraflardan haberi olması gerekenler içeriklerden haberdar mı?

Kuşkuluyum. İşiyle gücüyle meşgul ve pazar günü yapılacak seçimde gidip oyunu eski alışkanlıkla kullanacak geniş bir kesimin itirafların farkında olduğundan emin değilim.

Benim itiraflarım sonuçları itibariyle dudak uçuklatacak türden değil; ancak yine de artık önünde ‘tarihi’ sıfatı kullanılmadan anılmayan bir seçimin öncesinde yaptığım bazı öngörülerimin yanlışlığını itiraf etmem gerekiyor.

Reklam

Seçimin tarihi henüz ufukta bile görünmemişken birkaç öngörüde bulunmuştum.

Anayasada var olan (m. 101) üçüncü dönem yasağı yüzünden Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın adaylığını koymasını beklemiyordum. Yasağı bir biçimde aşabilse bile kazanamayacağını görürse -kazanamayacağını da öngörüyordum bu arada- kendisini öne sürmek yerine kazanabilecek bir başkasını arayıp bulmasını beklemekteydim.

Tayyip Erdoğan aday oldu.

Aday olmak istediğini anlayınca, bu defa, bu istek önlerine resmi başvuru halinde geldiğinde, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) herbiri mesleklerinde en zirve noktaya ulaşmış hukukçu üyelerinin buna izin vermeyeceğini savundum.

YSK “Erdoğan aday olabilir” kararını oybirliğiyle aldı. Yanıldım.

Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin ‘kazanabilir aday’ arayışına girecekleri de bir başka öngörümdü. Bu sebeple Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını beklemiyordum.

Bu konuda da yanıldığım ortada.

Öngörülerimin neredeyse bütünü, ekonomi henüz bu denli kötüleşmemiş ve ülke depremle sarsılmamış iken yapılmıştı. Hayat pahalılığının dayanılmaz boyutlara ulaşması ve devlet kurumlarının büyük felaketlere hazırlıksız ve karşısına çıktığında böylesine hantal davranabileceği görüntüsü bütün hesapları altüst etti.

Reklam

[Bu görüşlerim aslında dostça uyarılar olarak AK Parti tarafından değerlendirilebilseydi, Cumhur İttifakı şimdi karşı karşıya kaldığı zor duruma düşmeyebilirdi. Anayasaya aldırmamak ne demek? Lideri yeniden aday, ama seçilememe ihtimali arttıkça meydanlarda sarf edilen dil ağırlaşıyor ve sonradan pişmanlık duyulacak küfürlü sıfatlar kullanılmak zorunda kalınıyor. Seçilmek başarılsa bile altından kalkılamayacak ve çoğu fos çıkabilecek vaatler yüzünden bu defa iktidarda zorlanılması kaçınılmaz.]

İtiraflarım burada sona eriyor.

Bu arada, Millet İttifakı ve cumhurbaşkanı adayı, seçimde ipi göğüsleyebileceği görünümünü kazanmış bulunuyor.

Çok değil birkaç hafta önce kamuoyu yoklamalarında ‘kazanamayacağı’ işaretleri alınan Kemal Kılıçdaroğlu arkalardan gelerek öne çıkma başarısını gösterdi. Geçen hafta cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalacağına kesin gözüyle bakılırken şimdi ilk turda sonuç alınabileceği daha mümkün görülüyor.

Özellikle Erzurum’da Millet İttifakı mitingine taşlı saldırı sonrasında, denge, muhalefetten yana değişti.  

İktidar sözcüleri -en son Ömer Çelik, dün- seçimin birinci turda ve kendi adaylarının ipi göğüslemesiyle sonuçlanacağını iddia etseler de, kamuoyu yoklamaları bunun tam tersinin daha sağlam bir ihtimal olduğuna işaret ediyor.

MetroPoll’ün önceki gün sonuçlanan taze araştırmasında ‘siyasilerin beğeni düzeyi’ sürpriz bir geriden gelmeye tanıklık ediyor.

Kemal Kılıçdaroğlu rakibi Tayyip Erdoğan’dan daha fazla beğeniliyor; Tayyip Erdoğan’ı “Beğenmiyorum” diyenlerin oranı Kemal Kılıçdaroğlu’nu beğenmediğini söyleyenlerden daha fazla.

AK Parti ve MHP’nin geleneksel seçmen kitlesinde de kendi adaylarını beğenmeyenler az değil. [AK Parti seçmeninin %11.4’ü, MHP seçmeninin %16.1’i Erdoğan’ın görev yapma tarzını onaylamıyor.]

MetroPoll araştırmasının en kritik sorusu iki adayın kazanabilirliği üzerine…

“Erdoğan kazanır mı?” sorusuna “Kesinlikle kazanır” cevabını verenler (%16.9) ile sadece “Kazanır” diyenler (%32.4) toplandığında beklentinin %49.3 olduğu görülüyor.  “Kılıçdaroğlu kazanır mı?” sorusuna “Kesin kazanır” ve “Kazanır” cevabını verenlerin toplamı da benzer sonuç vermekte: %49.2 

Nereden nereye… Bu oranlar önceki araştırmalarda çok farklıydı.

Geçenlerde bir AK Parti sözcüsü “Bütün anketlerde önde gidiyoruz, adayımız da seçilir görünüyor” dediğinde, birkaç araştırma şirketi kendi anket sonuçlarını yayımlayarak o açıklamanın doğru olmadığını göstermişti.

Siyaseti yorumlamakta güvenilirlik kazanmış isimler birbiri ardına seçimin ilk turda ve Kılıçdaroğlu’nun sandıktan çıkacağı şekilde sonuçlanacağı tahmininde bulunmaya başladılar.

MetroPoll’ün son araştırmasının yönetici özetinin girişini bilgilerinize sunmak isterim:

“14 Mayıs 2023 seçimlerinden sadece 4 gün önce tamamladığımız son araştırmamız cumhurbaşkanlığı seçiminde Millet İttifakı’nın adayı Kılıçdaroğlu’nu seçimi kazanmaya daha yakın gösteriyor. (..)

“Bu sonuçlarla cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalması mümkün görülüyor. Ancak, Kılıçdaroğlu’nun seçimi ilk turda kazanması için gereksinim duyduğu yaklaşık %1’lik oy oranının araştırmamızın hata sınırları içinde olduğunu da dikkate almak gerekiyor. Ayrıca, seçime günler kala adaylarının seçimi kazanacağı umudunu kaybeden Oğan ve İnce seçmenlerinin seçimin ikinci tura kalmaması yönünde bir tercih göstererek oyunu muhalefetin adayı Kılıçdaroğlu’na kaydırması da beklenebilir. Birinci turda İnce’ye oy veren seçmenin ikinci turda %63 oranında Kılıçdaroğlu’nu tercih etmesi muhalefetin ‘bu iş birinci turda bitsin’ kampanyasının etkisini artırarak İnce seçmenini birinci turda Kılıçdaroğlu’na yönlendirebilir. Oğan’ın seçmeninin Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasında eşite yakın dağılması beklenir. 

Kılıçdaroğlu’nun kazanmaya daha yakın olmasının önemli nedenlerden birisi birinci turda İYİ Parti seçmeninin %92’sinin ve HDP’lilerin de %91’inin oyunu alabilmesi. Geçmiş araştırmalarımızda İYİ Parti desteğinin %70’ler düzeyinde kalması Kılıçdaroğlu’nu Erdoğan karşısında daha dezavantajlı bir konuma itiyordu. Seçime birkaç gün kala muhalefetin neredeyse firesiz biçimde Kılıçdaroğlu’nun arkasında konsolide olduğu görülüyor. ‘Seçimi birinci turda bitirelim’ kampanyasının muhalefet oylarının Kılıçdaroğlu’nda toplanmasında etkili olduğu söylenebilir.”

Muharrem İnce’nin adaylıktan çekildiğini açıklaması sonrasında, pazar gününe kadar, ara daha da açılabilir.

Umarım seçim sonrasında yeni bir itirafta bulunmam gerekmez.

Belki yukarıda itirafta bulunduğum değerlendirmelerimle “Ben demiştim” diye övünebilirim bile.

ΩΩΩΩ

Reklam

52 YORUMLAR

  1. Selam
    Sayın Koru, seksenli yıllardan bu yana az çok sizi okudum. Kaliteli ve seviyeli bi seviyeniz var idi. Şu durumda Tayyip karşıtı bi tavrınız var. Mümkündür, tercihtir.
    Araştırma şirketlerinin yönlendirme meyilli olduğu açık. Söz konusu ettiğiniz şirket sorumlusunun ifadeleri objektifliğin göstergesi mi yani.
    Epey önce yazmıştınız, “Gül son sözü söylemedi” babında. Gül’ün esamesi okunmuyor seçim günü geldi çattı. Ayakları yere basan irdelemeler beklemek biz okurlarınızın hakkı.

  2. Fehmi bey bu zamana kadar (30 yildır) sizi okurum. Yazılarınızı bazen bu taraf/bu taraf,
    bazen bu taraf/tarafsız,
    bazen tarafsız/tarafsız yazardınız…
    Artık sizi okumaya gerek var mı? Aynı duyguyu A.Taşgetiren’ i okurken de yaşıyorum. Herkes savruluyor tamam. Ama sizin bir ayağınız merkezde sabit olmalı. Akil insan olmak en zoru çünkü. Kendi gençliğimizdeki idealizmleri şimdi çocuklarımza gösteremiyoruz.Sn.Erdoğan’ı sadece vefa için bile destekleyemez miyiz. O’ ndan devralacağımız kazanımlarla şimdiden
    sonraki dönemi planlamalıyız.sağlıcakla

  3. PRENSİPLERE AYKIRI İSTİFA
    Depremzedeye çadır satan sonunda istifa etti.
    Vinç kiralayan yerinde duruyor.
    Depremzedeye çadır Satan’ın sadece 1(bir) maaşı gitti. Diğer maaşları aynen devam ediyordur.
    Üstad Goebbels ne diyordu?
    “Yanlışını asla kabul etmeyeceksin
    Goebbels tabii ki bunların yanında değil kalfa, çırak bile olamaz.
    Bu istifa yoksa yanlışın kabulü değil mi?
    Yoksa örtülüden daha fazla mı ödeniyor?

    • Adam o kadar güçlüymüş ki milyonlarca tepkiye, muhalefet partilerinin istifa çağrılarına rağmen iktidar partisinin son Başbakanı’nın aklı başında hiç kimsenin kabul edebileceği bir şey değil demesine rağmen direnebildi, son güne kadar istifa etmedi. Devletten daha güçlü bir adammış vesselam.

    • Hayır kurumu yada kızılay gibi kurum dernek vakıf vb yerler birşey satamaz!
      Sadece satın alır ve dağıtır; ücretsiz!!!
      Kan bağışını organize eder
      Afetlerde gerekecek herşeyi önceden tedbir alır temin eder:
      “BAĞIŞÇILARIN PARASIYLA!!”
      (Yok ucuza faprika .. yok fazlası ihraç.. geç bunları😡).

      • Kim demiş? Hayır kurumları ticaret de yapabilir, kazancıyla hayır hasenatta bulunur, ama kimseye devletin malını peşkeş çekemez!

  4. çook güzel algı operasyonu yapıyorsunuz. kılıçdarı begenenlerin oranı daha fazla gibi bir algı da çok komik. özellikle son bir ay cumhur oylarını en az 10 puan artırdı.

  5. Hangi aday kazanırsa kazansın ortalığı karıştırmak isteyen provokatörler çıkacaktır. Kimse bu oyunlara gelmesin. Bankada yüklü hesapları, kıyak emekli maaşları, onlarca dükkan daire bağ bahçe arsa vb. olan siyasetçilerden sebep kimse birbirini kırmasın üzmesin. Onlar kendi menfaatleri söz konusu olunca oy birliğiyle anlaşırlar, vatandaşlar da birbirine kanlı bıçaklı olur.

  6. kiliç Beyimizin dili de bu ; be gafiller! Be şerefsizler’ Be akılsızlar! Be müptezeller! Be çakallar! Siz mi beni korkutacaksınız

  7. “YARILAN DENİZE GİRME” ÖNGÖRÜLEBİLİR Mİ?
    Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de resmedilen bir sahne:
    Önde Musa(as) peygamber ve kavmi ve önlerinde de Kızıldeniz.
    Arkalarında Mısır’ın muktediri ve avaneleri.
    Herkesin” herşey bitti” dediği anda o da ne!
    Deniz yarılıyor Musa peygamber ve kavmine yol oluyor.
    Muktedir iktidarını koruyacak. O’na bir şey demiyorum.
    Avanelerine ne oluyor?
    Avanelerin şöyle düşünmesi gerekmez mi:
    “Bu tablo çok çok olağanüstü bir durum. Kovaladığımız kişi olağanüstü bir güç tarafından korunuyor.Denizi yarıp yol yapan biz içine girince denizi üzerimize boca ediverir”
    Tamam ilkel bir kabile diyelim.Bunun sıradışı, olağanüstü olduğunu idrak edecek akılları ve tecrübeleri yok mu?
    Tabii ki var.
    Ancak basiretleri bağlanmış.
    Yani doğruyu;
    –Gözleri göremiyor;
    –Kulakları duyamıyor;
    –Dilleri söyleyemiyor.
    Bir tepede Mısır’daki tabloyu seyrediyor olsak, Kızıldeniz yarıldıktan ve Musa peygamber ve kavmi bu yoldan ilerlerken;
    –Muktedir ve avanelerinin ne yapmalarını beklerdiniz?
    –Bu konudaki tahmin ve öngörünüz ne olurdu?
    Tabii ki, “Buraya kadarmış, yapabileceğimiz başka bir şey yok” diyerek geri dönmeleri beklenirdi. Tahminler doğal olarak bu yönde olurdu.
    Ancak, herkes “ters köşe” oluyor.
    Ancak en sonunda, en büyük ve asıl ters köşeyi daha önce herkesi ters köşe etmişler yaşıyor.

    • Muktedir dediğin 80 yıldır milletin tepesinde boza pişiren,başbakan asan CHP zihniyeti sanırım.Musa’nın yolundan gidenler de CHP zihniyetinin karşısında yer alanlar.
      Başka türlü düşünmek akıllara ziyandır Başörtüsünü,Kur’an öğrenimini yasaklayanlar Musa’nın
      yoldaşları olacak değil herhalde.

      • Muktedirler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde “Başörtüsü laikliğe aykırı olduğu gibi, hijyen kurallarına da aykırı” diyenlerdir.
        Başörtüsünü sebepler planında serbest bıraktıran kişi, temel hak ve özgürlük olarak tescilleyen kişi bilgisizce çalakalem cevap yetiştirmeye çalıştığın kişidir.

        • Onu söyleyenler CHP’nin tayin ettiği bürokratlardır.Aynı şeyi Türkiye’de de yıllarca söylediler zaten.Ak Parti iktidara geldiğinde onları görevde buldu; gelir gelmez onları görevden alsaydı feryadı basacak olanlar da sizlerdiniz.Yazıyı yazan da CHP zihniyeti taşıyanlar,bu yazıyı Ak Partiye karşı kullananlar da.İki yüzlülük ruhlarına işlemiş.

  8. SİZİN gönlünüz öyle istiyor görüşlerin hepsi fos çıktı bundan sonrada fos çıkacak pazar akşamı göreceksin bu millet sağ duyulu herkesi kendi düşüncende olduğu gibimi zannediyorsun hepsi fos çıkmış ikrar ediyorsun hala inatla direniyorsun biraz sağ duyu sizden bellenmez ama

  9. Sayın bugüne kadar hiçbir öngörünün gerçekleşmediğini görüyoruz. Size bir tavsiyede bulunayım. Seçim sonucu Tayyip Erdoğan lehine biteceğini benim güvendiğim anket firmaları öngörüyor. Ayrıca meydanlarda bunu gösteriyor. Ayrıca senin güvendiğin metopol şirketide Tayyip Erdoğan 0,1 oranında önde göstermiş. Bu durumda pazar akşamını beklemene gerek yok, yeni itirafını (adam kazandı) bugünden hazırlayabilirsin.

    • Onu söyleyenler CHP’nin tayin ettiği bürokratlardır.Aynı şeyi Türkiye’de de yıllarca söylediler zaten.Ak Parti iktidara geldiğinde onları görevde buldu; gelir gelmez onları görevden alsaydı feryadı basacak olanlar da sizlerdiniz.Yazıyı yazan da CHP zihniyeti taşıyanlar,bu yazıyı Ak Partiye karşı kullananlar da.İki yüzlülük ruhlarına işlemiş.

  10. Son Anketlerde Muharrem ince, Sinan oğanın gerisine düşmüş. Muharrem inceye verecekler Şöyle düşündü Bu kişi 1.turda çıkmaz 2. turda Kılıçdaroğluna vereceğim ben en iyisi 1. turda Kılıçdaroğluna oy veriyim.
    İnce olayını Fetö ve Kaset olayınıda Kılıçdaroğlu yaptı diye AKP cenahında Twiterda söylentiler dolandı hatta Bir oy Memleket partisine 1 oyda Erdoğana diye twetler atıldı.

    Can Ataklı Flash Tv’de Çok cesaretli önemli açıklamaları oluyor. Bu son olayıda irdelemişti.

  11. Sayın yazar peki kemal kılıçdaroğlu kazanırsa verdiği sözleri yerine getirilebilecek mi. Malumunuz namus sözü vermeye de epeyce meyilli. Tıpkı İstanbul belediyesini kazandığında hiçbir işçiyi çıkarmamak üzerine namus sözü verdiği gibi . Sonuçta 15.000 işçiyi işinden etti. Biraz da bunlara değinseydiniz. Yani sonuçta seçilmesini istediğiniz kişiyide tanımış olurdu yüce halkımız.

    • herşey güzel olacak ti .
      İstanbul berbat oldu.Sen başkanın ne işin var seçim meydanlarında zaman hırsızı İstanbul’un kayıp zamanlarını sorgulayan yok.
      lafla peynir gemisi yurumuyor

    • Türkiye ah bir o aşamaya geçip level atlayabilse.
      Kılıçdaroğlu nun vereceği sözün tek başına bir değeri yok. Çünkü masa yani koalisyonun sözü ile… bir yönetme durumuna gidiyor siyaset.
      Çıkarılacak değil, herkesimden! Her siyasi görüşten! Daha fazla (özellikle liyakat sahibi olan) insan iş bulacak!

  12. bu akapeli yorumcular, gayrın tarlasını ekip, biçmeye öyle alışık ve fuzuli şagil durumları o kadar aymazlık seviyesinde ki, sakallı yandaş gazeteci ağabeylerin, çoğunun menfi, müspet yoruma kapalı yazılarının altına yapamadıkları yorumları,gelip burada sayın yazarın siyasi analiz yazılarının altına, yevmiye fışkırtıp gidebiliyorlarken, asgari nezaket kuralları dahilinde bile olmayan eleştiri adı altında, 50 yılı geçkin siyasi gözlem, tarihe şahitlik, vesaik ve arşiv toplama gibi hususiyetleri herkesce malum sayın yazara yok tarafsız değilmiş, yok yanılacakmış, yok daha önceden de yanılmış ve yanıltmış gibi sui edep yakıştırmalar yapıyorlar, gene mübarek cuma olması vesilesi ile “edep yaHu!”

  13. Sayın Koru hiçbir öngörünüz tutmadığı gibi bu öngörünüzde tutmayacaktır eminim. Zaten chplilerin bile aşağılaya aşağılaya oy verdiği bir adamın beğenildiğine inanmak ya aleni saflıktır ya da manipulasyondur. Yüzde 99 muhalif bir ortamda çalışıyorum bir tane oy verenin bile Kılıçdaroğlunu beğeniyorum o yüzden oy veriyorum diyenini duymadım.

  14. Bak bunlarda gerçekler: kaşarlanmış oturduğu koltukların ter kokusu b.k kokusuna karışmış arkası duvara dayalı bürolarda eşyalara sinmiş iğrençlik görüntüsü kusma hissi veriyor artık😡.
    Gençler meslek mensubu yetişmiş insanlar onlarca dönüm arazisi olan çiftçiler çiflik sahibi besiciler öğretmenler sadece seyretmekten yoruldular!
    Aileler Çocuklarının aylarca hatta yıllarca işsiz evde bilgisayar başında pinekleyip “gençliğim eyvah” nidalarını dinlemekten bıktılar usandılar!
    HELEKİ BİRDE YANDAŞ KADROSUNDAN ..
    Seyretmek gözünün önünde sırıta sırıta..
    Gözyaşlarını çocuğundan saklamak..
    Yağın soğanın patatesin son demini kimseye göstermeden gizlemek..
    Komşunun daha dün ne halde iken bugün farklı bir haleti ruhiyeye bürünmüş olduğunu gözlemlemek!..
    Bak!!!!
    İşte şaşırılması gerekenler.
    BİZ NE YAPTIK TA🤔?!?!?!?!..

    • Selam
      Sayın, Cevap İşte övünülecek olanlar!
      Bu tür sütunlara yazarken insan açık isim ve adresini niye yazmaz ki? Öncelikle kişilik. Kişilik her zaman her şeyin önünde gelir. Kendi kişiliğini güvenmiyorsan, yani kaliteli insan değilsen, söylediğin sözün hükmü ne ola ki?
      Sözünü ettiğin şekil kaç insan, aile var ki Türkiye’de. Devlet muhtaç olana asgarisinden yardım ediyor. Aklı başında el emeği ile geçinen insan, her daim hareket halindedir, ki bi şekilde hayatını ikame etsin. Yani sizin söz konusu ettiğiniz gibi ‘seyirci’ olunulmaz. Bu tembel işi.

  15. Fehmi beyin şu cümlesi de bir itiraf aslında:”Çok değil birkaç hafta önce kamuoyu yoklamalarında ‘kazanamayacağı’ işaretleri alınan Kemal Kılıçdaroğlu arkalardan gelerek öne çıkma başarısını gösterdi.” Niçin itiraf?Çünkü bir kaç hafta önce,hatta bir kaç ay önce de sayın Koru anketlerde Kılıçdaroğlu’nun önde göründüğü yollu yazılar yazıyordu.

    Benim tahminim net:İstanbul halkı İmamoğlu gibi bomboş bir adamı belediye başkanı seçerek kendi kendini cezalandırdı.Türk halkı bundan ders çıkararak Kılıçdaroğlu gibi boş birini başkan seçmez.Her CHP’liye boş dediğim zannedilmesin.
    CHP içinde 40 tane Kılıçdaroğlu’nu cebinden çıkarabilecek insanlar az da olsa vardı.Muharrem İnce de Kılıçdaroğlu’ndan birikimliydi mesela.

  16. “`Umarım seçim sonrasında yeni bir itirafta bulunmam gerekmez.“`
    maalesef yeni bir itirafta bulunmak zorunda kalacaksınız.Cunku objektif değilsiniz,manuplasyon yapıyorsunuz,algı operasyonu yapıyorsunuz.
    bekleyip görelim.

    • Ben bir tahminde bulunayım;

      Ben ilkokul mezunu cahil bir vatandaş olarak dikkatimi çeken iki seçim kampanyası yürüyor, biri akpartinin kampanyası ki Üstad akpartinin kampanyasının yanlışlığını yazdı da TRT haberlerinde artık “doğru zaman doğru adam Erdoğan” spotlarını görmüyorum.

      Diğeri de MHP’nin seçim kampanyası: “şubat soğuğunda çıkmışsan yola…. her zaman ve her şeye rağmen Türkiye” ve her yerde kullandığı spot “sıra sende”. Sıra sende ne demek, biz her şeyi yaptık sen sadece üfleyecek ve rüzgarı estireceksin gibi bir şey mi?

      Dikkat çeken başka bir husus da millet İttifakı partileri liderleri sık sık hep birlikte görüntü verip büyük mitinglere de hep birlikte katılıp ayni kalabalığa sırayla konuşurlarken, Cumhur ittifakında sadece Erdoğan ile Mustafa destici birlikte ve TRT reklamlarında sadece ikisi birlikte görünüyor. İttifak üyesi diğer partiler kampanyalarında akparti genel başkanına pek yer vermiyorlar. Benim gördüğüm Erdoğan yalnız kalmış ve tek başına Mustafa desticinin refakatinde yürütüyor kampanyasını. Gerçi Üstad Cumhur İttifakı kampanyanın merkezine erdoğanı yerleştirdiğini yazdı ama bu bana daha çok yalnız bırakıldığı şeklinde görünüyor. Partilerin tamamını takip edemediğim için eksik görüyorum mutlaka ama benim görebildiğim kadarıyla Erdoğan yapa yalnız bırakılmış biri. Yalnızlığı konuşmalarına da yansıyor, bu gün gene herkese ve her şeye sallıyordu. Medyasından vatandaşa kadar herkese..!

      Erdoğan daha da ileri giderek “kusura bakma bay bay Kemal ama Rusya başkanı Putin’e sallarsan, ona da ben sessiz kalamam” diyerek Putin’i Kılıçdaroluna karşı savunabildi. Ana muhalefet liderine karşı başka bir devletin liderine sahip çıkma yenilir yutulur bir şey değil. Erdoğan bunu Binalı Yıldırım’a sorsa “aklıbaşında hiç kimsenin kabul edebileceği bir şey değil bu” cevabını alır.

      Erdoğan bunu kendini kaybettiği için mi yapıyor, yoksa putinin kendisini seçtirebileceğini umduğu için mi yapıyor?

      Türkiye cumhuriyeti devleti hiç bir zaman bu kadar dış müdahaleye alenen açık hale getirilmemişti. Çok vahim bir durum.

      yabancı devlet askerlerini Türkiye’de bulundurma yetkisini Meclis’ten almıştı Erdoğan. Seçimleri kaybetmediğini, kazandığını iddia edip buna da inandırdığı/inandıracağı kitleleri sokaklara dökerek o yetkiyi kullanma fırsatına dönüştürmez umarım.

      Aksi halde Üstad’ın muhtemel bir itirafı da böyle bir şeyi beklemiyordum şeklinde olabilir. Açıkçası ben hiç beklemiyorum ama hayat sürprizlerle dolu ve Erdoğan tam bir maceraperest.

      Yoksa siz bekliyor musunuz da bu kadar emin konuşuyorsunuz?

      • Selam
        Sayın Baran, tabiki “sıra sende” isabetli bi teklif; burda, “ben herşeyi mükemmel yaptım sıra sende” şeklinde değil; ben elimden geleni yaptım, manzara karşında, sıra sende,” şeklinde bi teklif var.
        Tayyip’in yalnızlığına gelince; liderler hep yalnızdırlar, liderin aynısı ve/veya daha iyisi olsa, rekabet veya çekişme olur, biri birisini egale eder. İşin tabiatı böyle. Lider, mahallinde herkesten önde olduğundan, (iyi anlamda da kötü anlamda da) yalnızdır. Tayyip’in geçmişine baktığımızda bu yalnızlığı hep görürüz. Olayları yetersiz ölçüyoruz: Her şeyiyle mükemmel bi manzara canımız istiyor. Böyle bi dünya yok. Tayyip mükemmel olduğu İçin önde değil; öne geçenlerin içinde işini en iyi yapan olduğu İçin lider. Vakti zamanında bu ülkede fiili meçhul diye bi vakıa vardı. Kimse çözemedi. Tayyip de çözemedi bi on yıl. Ama bi şekilde çözdü; bi zamanlar bu topraklarda terör her yana sarmıştı, kimse çözemedi; Tayyip bi şekilde çözdü; terör örgütünün ihsanıyla bu günleri gördük demeyecekdiniz sanırım. Siz bu netliği, domates kilo fiyatının fahişliğiyle mi mukayese ediyorsunuz/ettiniz, yumurtanın aşırı pahalılığıyla mı?
        Tayyip’in Putin savunmasına gelince; tam tersi de vakıa; Kemal bey ABD başkanını, kendi devletinin başkanından daha çok seviyo.
        Türkiye’nin dış müdahaleye hiç olmadığı kadar açık şeklindeki ifadeniz çok yersiz. Siz “çekiç güç” vakıasını görmemiş olabilirsiniz; de hiç mi arkadaşınız olmadı, doğuda askerlik hatıralarını “öyle mühimmat ele geçirdik, bi insan eliyle, yük hayvanı marifetiyle o dağlara çıkması mümkün değil” gibisinden anlatan? Yani NATO helikopterlerinin PKK’ya lojistik sağladığı günleri/olayların duymamış olmanız? Ülkemiz içinde, “falan yerde patlayıcı ihbarını falan ülke istihbaratı verdi” şeklindeki günleri unuttunuz mu, yoksa biz bu günleri yaşarken, siz daha doğmamış mıydınız? Bu “dış müdahaleye açık” yorumunuz çok feci bi yanlışlık.
        Tayyip’in maceraperestliğine gelince, hiç maceraperest olmayan, Ecevit, Kartal taksiye binip ne iş yaptı kime yarandı, Şimdi ne eseri mevcut fiilen?
        Sonuç; şahsen, demokrasi taraftarı değilim, Tayyibi yereli bulmuyorum, ama oyumu Tayyibe vereceğim. Dedim ya, canımız sağ, bir can kaç kilo soğan eder; benim tahayyülümde bi mukayese ölçüsü değil. Açlıktan ölmeyi her Ramazan ayında bize prova yaptırıyor Allah.

  17. Her şey bir yana Türkiye için iyimser bir umut doğmuştur. Çok kullandığım sözümü tekrar edeceğim; çalıntı sorularla okullara girenlerin büyük bir çoğunluğu şimdilerde memur, amir, asker, polis, vali, kaymakam ve yöneticiler olarak aramızdalar. Kaçanları olmadık, pardon bilindik sahtekarlıkları ile seçimi sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. İktidar mensupları eski ortaklarından geri kalmıyor. İktidarın ilk yapması gereken şaibesiz bir seçimi gerçekleştirmek olmalıdır. Kazanırsa kendilerini tebrik eder, kaybederse bugüne dek yaptıkları için teşekkür ederdik. Umarım ve dilerim mevcut yönetim şaibesiz bir seçimi gerçekleştirir, halkımız seçimi ve sonuçlarını sükunet içinde karşılar. Böyle olursa hepimiz kazanacağız. Olmuşla ölmüşün çaresi yok derler, eskiye takılıp kalmadan önümüze bakalım. Herkes mutlu olsun.

    • Siyaset ten doğruyum dürüstüm diye bir şiir çıkmaz! Çıksa çıksa hüzün gazap eziyet azap ızdırap ve seçenlerde pişmanlık çıkar; ama fakat, son pişmanlık fayda etmez!.
      Hükmedenlerden şunu şöyle yapsalar diye birşey beklemek enayilik olur. Kimse kazanımlarının elinden gitmesini istemez.
      Muhalefet hergün meydanda filan şu kadar kaç yerden aylık alıyor fiştan ihalelerde..
      Öteki dinazordan giriyor köprüden çıkıyor halk hastanelik! Bunaldı. (İyiki millet şehir hastaneleri varda). Şahsen ben yapılmasının gerekli olduğunu düşünenler denim. Hırsızlık yolsuzluk haksızlık hukuksuzluk sorgulamak benim işim değil! Takip ve talep ederim.
      SEÇİM:
      Büyük bir farkla (bence olur) birisi kazanır!
      Kazanan bahsettiğiniz taşkınlık terbiyesizlik ARSIZLIK! a müsade etmez😡.
      Kaybeden ÇEKİLMEZSE KENARA,
      Halk gereken dersin alâsını verir!
      Ortada bir sonuç ta ise, tartışma sayım mahkeme itirazlar sürer aylarca🤗.

    • Evet size katılıyorum sayın Özal. (İsminiz de güzelmiş. )

  18. sanırım öngörülerimde şimdilik fazla bir sıkıntı yok,
    sayın erdoğanın aday olma ihtimalinin aday olmama ihtimalinden çok yüksek olduğunu, ysk nın onaylama ihtimalinin onaylamama ihtimalinden fazla olduğunu öngörmüştüm, kemal beyin aday olma ihtimalinin ciddi bir seçenek olduğunu, muhalefetin adayı kim olursa olsun önemli olmadığını, tüm muhalif seçmenin arkasında duracağını söylemiştim.
    sayın incenin seçilme hakkının herkes kadar olduğunu, demokrasinin seçenek anlamına geldiğini, çekilmesini istemenin/beklemenin doğru olmadığını da hep söyledim. oyları konsolide etmenin seçmenin sorumluluğu olduğunun, seçmenin stratejik oy kullanma bilincinin eninde sonunda galip geleceğinin altını hep çizdim. nitekim incenin çekilmesinin sebebi herkesin uydurulmuş olduğunu bildiği videolar falan değil, saygın anketlerde bir dönem %7-8 lerde olan oylarının % 1-2 lere düşmesi, anketlerde çok yakın olan oy oranlarında bunun siyasi bir bedeli olacağını görmesidir. incenin çekilmesinin sebebi seçmendir. bu sonuç zaten kaçınılmazdı.
    iktidarın izlediği korkutma siyaseti ve göçmen sorunu bazı iktidar seçmeninin sayın oğana yönelmesine neden oluyor, oyunu ağırlıklı iktidardan kopan seçmenden alıyor. sayın ince ise iktidardan çok daha az oy almakla beraber daha çok millet ittifakından alıyordu, şimdi bu oylar ne olacak?
    % 20 kadarı iktidara dönebilir, % 20-30 oğana gidebilir,
    yarıya yakın hatta fazla kısmı da millet ittifakına gider.
    ben seçim sonuçları öngörüsü yaparken meclis için yüzdeleri vermiş ve başkanlık için sayın kılınçdaroğlunun ilk turda kazanma ihtimalinin olduğunu söylemiştim, ince çeklmese bile bu ihtimal vardı,
    şimdi bu ihtimal hayli güçlendi.
    sayın ince çekilince, bir de baktık yandaş medya demokrasi nutukları atıyor daha dün sayın erbakanın adaylığının çekilmesinde demokrasi adına bir sıkıntı görmüyorlardı, sayın ince için imzaya koşuyorlar ama kimse perinçek için parmağını oynatmıyordu bugün herkes demokrasi havarisi olmuş. yarın bakalım ne olacaklar?
    muhalefetin hala 2 adayı var, demokrasi arayanların dikkatine…

    iktidar sahip olduğu bütün siyasi akıl birikim ve tecrübesine, devlet imkanlarına, teknoloji, güç ve paraya rağmen, çok büyük hatalar yaptı. öncelikle bu seçim iktidar adına çok geç yapıldı, geçen yılın ilkbaharında en geç sonbaharında yapsalardı farklı bir sonuç olabilirdi. ama göze alamadılar.
    millet ittifakını benzemezler diye eleştirip ardından aynı şekilde ittifaklar kurmaya çalıştılar ama yanlış yaptılar. özellikle akp yi çok ağır eleştiren yeniden refah yanlış, hizbullahçı hüdapar daha büyük bir yanlış oldu bana kalırsa,
    nitekim sonra hüdapar ittifakta değil diye dolaba saklamaya çalıştılar ama geç kaldılar.
    yoksulluktan yolsuzluğa yaşanan sıkıntılar için bir çözüm, bir reçete öneremediler
    bir umut veremediler.
    lakin bana kalırsa en büyük yanlışları ekonomiyle, doğal afetlerle zaten çok ezilen, üzülen bu milleti bir de bu kadar ağır, ayrıştırmacı bir seçim dili kullanarak germek oldu. sayın erdoğan daha yumuşak, daha kapsayıcı bir dil kullansaydı, çok daha iyi ederdi. ama popülist liderlerin “düşman yarat, onunla mücadele et” düsturuyla, daha refah, daha mutlu bir gelecek çizmek yerine muhalefeti düşmanlaştırmayı ve bir mücadele havası yaratmayı, karmaşa ve karanlık bir ortamla korkutmayı tercih etti hatta montajlı videolar uyduruk pankartlara kadar tenezzül ettiler, oysa bu yerel seçimlerde de işe yaramamıştı. oylarınızı sisiye mi vereceksiniz, binaliye mi diye sormuşlardı, N’oldu? bizim bulunduğumuz coğrafyalarda bu dil, bu yaklaşım tehlikeli olabilir o nedenle çok dikkatli olmak gerekir.
    cehalet ve bağnazlık her zaman için sorun çıkarır. kaldı ki böyle zamanlarda…

    sayın koru;
    “Seçilmek başarılsa bile altından kalkılamayacak ve çoğu fos çıkabilecek vaatler yüzünden bu defa iktidarda zorlanılması kaçınılmaz” diyor.
    bence seçimin kaybedileceği uzun zaman önce satın alındı, seçim vaatlerinden bunu anlamak zor değil,
    vaatlerin kalacak gibi değil, gidecek gibi verildiğine bakarsak…

    • Muharrem İnce, CHP ve FETÖ’nün kendisini hedef alan “Deep fake” ürünü iftiralarına karşı da mağdur durumdayken, bir de adaylıktan çekilerek büyük bir “fedakarlık” şovu yaptı. Adaylıktan çekilerek 7’li masayla beraber kaybetmektense kendi siyasi kariyerini geleceğe taşımanın yolunu yapmaya çalışıyor.
      Ayrıca Muharrem İnce, en büyük rakibi Kılıçdaroğlu’na seçim kazandıracak bir adımı atmaz. İnce adaylıktan çekilerek Kemal Kılıçdaroğlu ve ortaklarını seçim yenilgisinin faturasını ödeyecek tek adres olarak tescillemiş oldu. O kadar sevinmeyin yani!

      • sayın inceye ne sevinecek ne de üzülecek kadar paye hiç vermedim, dikkat etmedim. siyasette bir renk olmaktan başka bir karşılığı yok bana göre. kariyerini taşısın taşıyabildiği yere.
        bu deep fake işleri enteresan,
        montajlı videolar, fake pankartlar ortada gırla.
        bunca yolsuzluğun manşet olduğu ülkede “fake” olmayan bir şey kalmadı, erdoğan türkiyesi işte. chp ya da fetö madem kendisine iftira ediyorsa, ortaya çıkaracak yargısı yok mu ülkenin???
        hakimi, savcısı, siber suçla mücadele birimi, askeri, polisi yok mu?
        ortaya çıkarsınlar.
        sizlerde zanlardan hezeyanlardan kurtulursunuz.

        seçimde kemal bey adına bir yenilgi beklemiyorum,
        bilakis. tahminim kazanacağı yönünde. kuvvetle muhtemel ilk turda.
        ama sandıktan kim çıkarsa halkın kararına saygı duyarım,
        umarım herkes duyar.

    • Didem hanım “ama kimse perinçek için parmağını oynatmıyordu” neyim diyorsunuz da, bahsettiğiniz elemana geçen seçimde cb adaylığı için 118bin imza verilmiş ama sandıktan kendisine çünkü k daha az 96bin oy çıkmış, siz olsanız bunun için parmağınızı oynatır mısınız?

      • bütün adaylara imzaya ben koşamam değil mi? sinan oğan varken perinçeğe de ben mi imza vereyim?

    • Selam sayın ddm (abim açık isim ve adresinizi niye yazmıyorsunuz.) (sayın didim)
      Güzel irdeleme yapmışsınız. Teşekkürler
      Şurası eksik; hüdapar hizbullah oluyor da, hdp niye pkk olmuyor, en azından niye olmadığını da yazmanız gerekiyo. Bu güzel irdeleme, sıradanlaşıyor böyle olunca.

  19. 13 yıl önce, FETÖ kasetiyle CHP’nin başına geçen bir kifayetsiz, masasından kalkan veya karşısına çıkan herkesi kasetle bertaraf ediyor. Demokratik bir ülkede bunlar nasıl olabiliyor?
    Gerekçesi ne olursa olsun, bunlara; doğrudan veya dolaylı destek vermek, demokrasiyi katletmektir.

    • siber suçlarla mücadele diye bir şey var, hiç duydunuz mu bilmiyorum.
      istihbarat diye bir şey var…
      devletin savcısı, polisi, jandarması var…
      kasetle gelenler,
      kasetle bertaraf edenler varsa,
      araştırabilecek, ortaya çıkarabilecek, mücadele edebilecek güçte, donanımda pek çok birim ve servis var…
      iktidar istese her şey ortaya çıkar,
      ama çıkmıyor…
      neden çıkmıyor?
      “demokratik bir ülkede bunlar nasıl olabiliyor?”

  20. Kanal Istanbul , Kanal Istanbul ,
    Yalan Istanbul yalan Istanbul,
    Var biraz da sen ,
    Dolan Istanbul !
    Karadenizlinin mezar taşına yazmışlar : Hastayım hastayım tedum inanmadunuz , aha sinci eldum , ne oldi !

  21. darbeler artık silahla yapılmıyor ,muhalefetın desteğiyle Muharrem İnce de gördük.Darbe değilde nedir.

    • Siyasette kasetler yeni değil. Erdoğan CHP ve MHP’yi yıllarca kasetle dize getirdi. Hani ne özeli, genel bu genel diye meydanlarda bağırdığı dönemler.

        • Cemaaat Erdoğan döneminde serpildi ve bir suç örgütüne dönüştü. İktidar ne istedilerse vermeseydi böyle olmazdı. O yüzden iktidarın onayı olmadan o kasetler ortaya çıkmazdı, yapılamazdı da. Azmettirici de örgüt kadar suçlu elbette. Allah affetsin denilerek de bu işten kurtulanamaz, hukuk sistemi bu suçlara tekrar bakmalı.

          • Fetöcüler ortaya çıkıp “Biz Erdoğan döneminde serpildik” diyorlar,yılışık,yılışık.
            Örgüt sinsi,dolayısı ile cemaat görünümündeki bu örgütle herkesin yolu bir şekilde kesişti.Demirel,Özal,Ecevit de bu örgütü cemaat zannederek destek verdiler.Erdoğan da bunları eğitimle uğraşan bir sivil toplum örgütü gibi gördü ve onlarla arasına bir mesafe koymadı iktidarının ilk yıllarında.Ne olduklarını anlar anlamaz da hadlerini bildirdi.

            Sizin desteklediğiniz muhalifler,bu örgütle ne mal oldukları anlaşıldıktan sonra işbirliğine girdiler,bu gün bu işbirliği sürüyor.Şu anda fetö var gücü ile muhalefet adına çalışıyor.Ayıp olan özür dilenmesi gereken budur.

  22. milletin daha anketörleri kaygılarından dolayı yanlış yönlendirme vb hata paylarını da hesaba kattığınızda bu seçim bayağı bir farkla millet ittifakı lehine sonuçlanacak. bu tarihi uzlaşı ile umalım ki Allah bizleri ve ön ayak olanları utandırmasın çünkü 20 yıllık akape ve ümmetin umudu döneminde Allah biliyor çok utandık.

  23. Sayın Koru,
    Daha önceleri satır aralarına yerleştirdiğiniz muhalif söylemi ve temenniyi son haftada iyice alenileştirdiniz.
    Korkarım bu söylem ve temennilerinizden dolayı da itiraf yapnak zorunda kalacaksınız.
    Üstelik ben sizin de Fehmi Koru olarak, Cumhur İttifakı ve R.T.Erdoğan’a oy vereceğinizi düşünüyorum.
    Saygılar..

    • Muhalif olmak için sebep çok. Yazarın muhalif olması için sebep pek çok. Bunda da ayıplanacak bir durum hiç yok. Sizin muhalif olmaya gıcık olmanız için de demokratik sistemlerde hiç bir sebep yok. Ülkemiz yeterince demokratik değil. Ama seçimler, özellikle bu seçim, çok güzel ders verecek demokrasinin kıymeti konusunda herkese. Hadi bakalım herkes sandığa.

Yoruma kapalı.