Muhalefet ile iktidarın cumhurbaşkanlığı seçimine dönük stratejileri açık seçik ortada: Millet İttifakı da Emek ve Özgürlük İttifakı da seçimin ilk turda sonlanmasını istiyor, Cumhur İttifakı ise ikinci tura kalmasını…
İkinci tura kalan seçimde, aradaki 15 gün içerisinde meydana gelecek gelişmelerle iktidarın adayının önünün açılacağı hesabı bu.
Hesap, sekiz yıl önce -2015’te- yapılan iki genel seçim deneyimine dayanıyor. 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan seçimde aldığı %40.87 oyla AK Parti Meclis çoğunluğunu kaybederek iktidarda tek başına kalamaz duruma düşmüştü; anayasaya göre koalisyon hükümeti kurulması gerekirken, seçimin yenilenmesi yoluna gidildi ve 1 Kasım 2015 tarihinde yapılan ikinci seçimde AK Parti oyunu %49.50’ye çıkartarak iktidarda kalabildi.
Neden şimdi de aynı senaryo işe yaramasın?
Yarayabilir diye düşünüldüğü belli.
Bu hesabın sonradan yapılmadığı, ince ince örülerek bugünlere gelindiği anlaşılıyor.
Aslında seçmenlerin büyük çoğunluğunun dört adaylı seçim pusulasında yer alan iki aday arasında tercihte bulunacağı belli. Mevcut iktidarın ve sistemin devamını isteyenler Cumhur İttifakı adayına, değişimi arzu edenler ise Millet İttifakı adayına oy verecekler.
Cumhurbaşkanlığı seçimi Tayyip Erdoğan ile Kemal Kılıçdaroğlu arasında geçecek.
Dört aday yerine iki adayla gidilseydi, adaylardan biri ‘%50+1’ şartını yerine getirir ve seçim ilk turda sona ererdi; aday sayısının ikiden fazla olması bu sonuca varmayı zorlaştırıyor.
Seçimin ilk turda bitmesi imkansız değil ama zor.
Daha da garibi, diğer iki aday da, bütün işaretler aksini gösterdiği halde, ikinci tura kalacaklardan birinin kendisi olacağı iddiasında.
İddiaları öyle büyük ki, 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında, önde giden iki adayın Muharrem İnce ve Sinan Oğan olacağına bugünden inanmamız gerekiyor.
Canla başla çalışıyor o iki aday…
Kime çalışıyorlar?
Muhalefet bu durumdan hiç memnun değil. CHP, bir önceki cumhurbaşkanlığı seçiminde aday gösterdikleri, bir ara partinin genel başkanlığı için yarışmış Muharrem İnce’nin çıkışını hiç hayra yormuyor.
Kendisini tanıyan CHP’liler -ve CHP’nin itibar ettiği medya- uzun bir süre adaylıktan çekilmesini beklediler.
Boşuna bir bekleyişti bu.
Bu seçimde cumhurbaşkanı adayları arasında tercihlerini Kılıçdaroğlu’ndan yana kullanan sol muhalefetin ana partisinin lideri -TİP genel başkanı Erkan Baş– en son “Yeter ki İnce adaylıktan çekilsin, ben milletvekili adaylığından feragat edeyim” teklifinde bile bulundu.
İnce ise, adaylıktan çekilmesi için, DEVA ve Gelecek partilerinin Millet İttifakı dışına itilmesi şartını getirdi.
Kendisi ayrı bir partinin -Memleket Partisi’nin- genel başkanı ama gözü belli ki hala CHP’de; CHP’nin eski halinde kalmasını istemesinin başka anlamı yok.
“CHP eski CHP olarak kalmalı” ona göre…
Yani?
Genel seçimlerde oylarını bir türlü artıramamış, %25 tavanına yapışıp kalmış bir parti CHP; cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkardığı önceki adaylar %40’tan az oy alabilmişti [MHP ile ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu 2014 seçiminde %38.44, CHP adayı Muharrem İnce de 2018 seçiminde %30.64].
Bu seçime ittifak oluşturup yanına İYİ, Saadet, DEVA, Gelecek ve Demokrat partilerini almadan girseydi CHP, kampanya ‘değişim’ temalı olmayacak, tek başına çıkaracağı adayın seçilme şansı eski sınır içerisinde -muhtemelen %30 civarında- kalacaktı.
Kemal Kılıçdaroğlu CHP’nin her seçimde karşı karşıya kaldığı şartları farklılaştıracak bir yola gitti ve partisinin de içerisinde yer aldığı ittifakı bu seçimde iktidar adayı haline getirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanabilir muhalefetin adayı.
İktidar bile cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalabileceği hesabı yapıyor ya, bunun sebebi Kılıçdaroğlu’nun kazanabileceği görüntüsünü vermesi…
Yukarıda bir yerde iktidarın seçim hesabını çok önceden ince ince ördüğünü yazmıştım; o hesap cumhurbaşkanlığı seçiminin iki aday arasında geçmemesi üzerine oturuyor.
Muharrem İnce’nin adaylıktan çekilmesini mümkün görenler iktidarın hesabını doğru okuyamayanlar; o hesap akılda tutulduğunda İnce’nin şimdi olduğu gibi adaylıkta sonuna kadar ısrar edeceği görülür.
Nitekim bütün ısrarlara rağmen, hem de ikinci tura kalacağı ısrarını da sürdürerek, adaylıktan vazgeçmedi, vazgeçmiyor…
Belki de böyle olması muhalefetin işine gelebilir.
O da başka bir hesabın konusu…
Anlatayım.
Takip edebildiğim kadarıyla, muhalefet cephesinde yer alan bütün partiler, bu seçimde, iktidarın ve çıkardığı adayın kazanamaması için büyük bir gayret içerisindeler. Hem her bir parti kendi tabanına, hem de ittifaklar halinde toplumun bütününe bu seçimin ‘tarihi’ önemini aktarmakla meşgul.
Geniş kalabalıklar da toplayabiliyorlar.
Kampanyalar da, uzun zamandır ilk defa, muhalefetin derdini iktidardan daha iyi anlattığı bir zeminde geçiyor.
Seçimin önemini anlatmakta zorlanılmıyor.
İktidarın bu seçime yönelik hesapları pek tutmadı. Geçen yıl ortağıyla birlikte çıkardığı yeni seçim yasası ittifakların işe yaramamasını sağlayacak maddelere sahip; muhalefet seçime tek listeyle gitmeyi başararak o maddeleri kendi lehine çevirmesini bilirken, AK Parti ve MHP’nin ayrı listeler çıkarması ile iktidar kendi kurduğu tuzağa düştü.
Çok adayla gidilecek seçimin ikinci tura kalacağı hesabı da pek ala iktidarın aleyhine çalışabilir.
Dört adayla gidilen seçimde Millet İttifakı’nın oylarının diğer iki adayca bölüneceği, Muharrem İnce’nin CHP’den, Sinan Oğan’ın İYİ Parti’den oy çalacağı üzerine oturan senaryo yerine, onların iktidar cephesine de gidebilecek oylara cazip hale geldiği bir sonla karşılaşılabilir.
Evdeki hesap her zaman çarşıya uymaz.
Bu seçimde her şey mümkün çünkü.
ΩΩΩΩ
Zorlama kendini sayın Koru sonuç belli ve net… Muhalefet bir çuval inciri berbat etti. Karadeniz’de, doğuda, iç Anadolunun belli bölgelerinde doğru bir adaya doğru kayış olacaktı. Ancak malum arkadaşın kaprisleri hdp ve pkknın açık desteği bu havayı cumhur lehine çevirdi. Milliyetçi kesimler birlik oldu…Zaten son mitinglerden bunun işareti geldi. Bu bölgelerde oy toplayamadığı için muhafazakar kesim dışında bir alternatif çıkmıyor…
Duyduk duymadık demeyin ; benim 28 Mayis tarihli 435 liralık doğalgaz faturam ödenmiş, biraz önce mesaj geldi !
E şimdi arkadaş ben nasıl RTE. na oy vermeyeyim !
Vermezsem o parayı hak etmemiş olurum yani haram olur !
Elimiz mahkûm vereceğiz !
Bazı kifayetsiz yorumcular her gün içinde yolsuzluk lafı geçen bir yığın laf ediyor şurada.Halbuki muhalefet partileri bile şu yolsuzluklar var diyemiyor.
Daha doğrusu Ak Parti İktidarı döneminde yolsuzluk kavramı değişime uğradı.Eskiden yolsuzluk denilince batırılan onlarca banka gelirdi akla,hayali ihracat gelirdi,
rüşvet gelirdi,bıçak parası gelirdi…
Şimdi muhalefete haydi şu yolsuzlukları bir sayın dediğimizde,
İstanbul Havaalanı diyorlar,3.Köprü diyorlar,Çanakkale Köprüsü,Osman Gazi Köprüsü,İstanbul-İzmir Otoyolu diyorlar,Marmaray,Avrasya Tüneli, Hızlı Tren,Edirne’den Kars’a duble yollar diyorlar,Şehir Hastaneleri diyorlar.Listeyi alabildiğine uzatmak mümkün.Yani demem o ki,bu dönemde hizmetin,devasa eserlerin adı yolsuzluğa çıktı.İşte bu sebepledir ki halkımızın yarıdan çoğu 21 yıldır bu İktidara kuvvetli destek veriyor.Halkımız lafa değil,gözüyle gördüğü hizmetlere,eserlere itibar ediyor.İktidar boşuna nal toplatmıyor muhalefete.
Fehmi beyin öngörüsüne hiç katılmıyorum.İktidar seçimi birinci turda almak varken niçin 2.turla uğraşsın?Üstelik 2.turda İnce ve Ogan’nın oylarının çoğunun Kılıçdaroğlu’na gitme ihtimali yüksek.
Sayın Koru,2021 yılında erken seçim öngörüyordu.O tahmini de tutmadı.
Yazarımızın 2015’i yorumlaması da çok yanlış.Koalisyon kurmak Anayasal bir zorunluluk muydu ki Ak Parti bu zorunluluğa uymamış olsun?
Ak Parti 2015’te erken seçime gitti.
Erken seçim de Anayasal bir yoldur.
Gelelim İmamoğlu’nun Erzurum seferine.İmamoğlu bence dahil olduğu ittifaka oy kaybettiriyor,işi gücü şov.Tavırları halka hiç itimat telkin etmiyor.İstanbul halkı İmamoğlu’nu seçmekle kendi kendini cezalandırmış olduğunu anladı.Türk halkı İmamoğlu’nun bir benzeri olan Kılıçdaroğlu’nu seçerek kendi kendini
cezalandırma yoluna gitmeyecektir.
Bazıları Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi yönettiğini zannediyor.Öyle görünse bile perde gerisinde bir de Kılıçdaroğlu’nu yönetenler var.
Pazar ve Pazartesi günü seçim sonuçları ne olursa olsun provokasyon yaparak iç karışıklık çıkartılmasına asla müsaade etmemeliyiz. Zaten istedikleri bu. kardeşi kardeşe kırdırmaya ve ülkemizi suriye’ye çevirmeye çalışanlara fırsat vermeyelim.
Hiç bir karışıklık olmayacak merak etmeyin. Efsunlanmış millet sonunda kıralın çıplak olduğunu gördü. Paşa paşa iktidarı teslim edecek bu hükümet. Arkalarında da kimseyi bulamayacaklar. Devlet zaten çoktan sattı bunları.
“Artık Bu Kafa Değişmeli
9 Mayıs 2023 De 10:36
Kardaş yukarıdaki adam senin bu vatanı sevdiğinden daha çok seviyor.
Açız diye vatanı mı satalım? Şu yanlış Görüşünün içine Tükürüyüm Sana Yine Bu vatanın evladı Diğer bir partiye ver diyor.
Kemal Kılıçdaroğlu iki kırmızı Çizgim var diyor tabi nerden bileceksin ATV ve A HABER seyrettiğin için Dünyaya kapalı, Sürekli bazı haberlerle Beyniniz yıkanmış Ruh hastasınız.
Önce tedavi ol. Ha psikoloğ bulamazsan haber ver.
Kılıçdaroğlunun iki kırmızı çizgisi:
1. Vatan
2. Bayrak
Yorumu Cevapla”
Kardaş bey korusitesine hoşgeldiniz, daha önceleri rastlaşmadık galiba, yoksa hatırlardık!
Kıdemli yorumcularımızdan nurdan ablanın bir köylüsü filan olmalısınız?
Hele şöyle masamıza buyrun yiğidim,
oturup biraz soluklanın, sakinleşin…
Kardaşa buzlu bir ayran getirin!
Bizim sitenin müdavimleri aslında gayet mütevazi arkadaşlardır,
sayın “ddn”, ender beyin olur olmaz iddialarına kapılıp bir gaflette bulunmuş…
“Görüşünün içine Tükürüyüm!”
Kardaş agam, bu seferlik onun kusuruna bakmayın, büyüklük sizde kalsın!
“Açız diye vatanı mı satalım?”
Yav toydur bunlar, soğan patates biraz pahalanmış deyince, hemen elde avuçta ne varsa satmaya kalkıyorlar, cehaletine verin gitsin!
Zatıalinizin oy verin dediği “Diğer bir parti”nin devri saadetinde dedelerimiz ekmeği karneyle alıp yemişler ama hiçbirinin aklına hemen vatanı satıp yemek gelmemiş, sümme haşa din değiştirmeye yeltenmemişler…
“Sürekli bazı haberlerle Beyniniz yıkanmış Ruh hastasınız.”
Agam bunlara pahalılık dersen o saatte vatanı parsel parsel satmaya kalkarlar,
temizlik deyince de gidip kulağını temizlettireceğine işte böyle beynini yıkattırır!
“Kılıçdaroğlunun iki kırmızı çizgisi:
1. Vatan
2. Bayrak”
Kardaş agam, bu ikisinin üzerini sarı/kırmızı/yeşil hangi renkle çizerse çizsinler, ama şu seccadenin üzerine b.klu ayakkabılarıyla basmasınlar lütfen:)
Sayın yazar “anayasaya göre koalisyon hükümeti kurulması gerekirken,” diyor ama böyle bir şartı anayasada bulamadık, biraz daha açabilir misiniz?
Yani benim bildiğim eski türkiyede, 45 günde koalisyon kurulamazsa yeniden seçime gidilirdi, öyle değil mi?
Başkanlık sisteminde ise birinci turda yarışan adaylardan en çok oyu alan ikisi 2.tura katılmaya hak kazanıyor, yani yeniden bir seçime gidilmiyor, aynı seçimim 2.bölümü yapılıyor…
Sapla samanı birbirine karıştırmayalım!
“NOKTA” İŞARETİ
Oy pusulasındaki nokta.
Oy pusulasında herhangi bir özel işaret pusulanın geçersiz sayılma nedeni.
Sadece bir adayın altına TERCİH MÜHRÜNÜN BASILDIĞI YERE”nokta” da olsa bir işaret koyarsan ne olur?
1– Nokta işaretli adaya oy verirsen, mühür basarak nokta karalanacağı için, yani nokta fark edilemeyeceği için oy geçerli olacaktır.
2–Nokta işaretli aday dışındaki adaya oy verir isen,
“nokta”özel işaret sayılarak “iptal”, yani oyun geçersiz sayılma riski var.
Olay kesinlikle küçümsenmemeli.
1980’lerde bir ortaokul talebesi iken köşe yazılarını okuduğum, fikirlerinden istifade ettiğim Fehmi KORU nerde?
Bu arada yani seçim hengamesi bütün hızıyla devam ederken dün maalesef Kemal Derviş’in ölüm haberi geldi!
Ben gerçekten çok üzüldüm !
Oldukça sağlıklı ve varlıklı olması nedeniyle bu kadar erken ölmesini doğrusu ben şahsen beklemiyordum .
Tanıdığımız kadarıyla dürüst ve iyi bir insandı.
2000- 2001 yıllarında ülkemizin içine girdiği ekonomik krizden büyük bir fedakarlık yaparak çıkmasını sağlamıştı.
Nerde defnedilecek , cenazesi buraya gelecek mi , henüz belli değil.
Kendisine Allahtan gani gani rahmet ,yakınlarına da sabırlar dileriz.
Ruhu şad olsun , mekânı cennet olsun !
Meşveret cemaatimizin 2023 seçimlerine dair tarz-ı hareketimiz ile alakalı olarak aşağıdaki hususları,
ehemmiyetine binaen, halkımızın nazar-ı dikkatlerine arz ediyoruz:
✓ Kahraman bir milletin ebedî bir medar-ı şerefi ve Kur’an ve cihad hizmetinde dünyada bir pırlanta gibi
pek büyük bir nişanı ve kılıçlarının pek büyük ve antika bir yadigârı olan Ayasofya Câmiini
muzahrafattan temizleyip beş yüz sene devam eden asli hüviyetine çeviren;
✓ Kur’an-ı Azimüşşan’ın yüksek ve parlak tefsiri olan Risale-i Nur eserlerini, Bediüzzaman Said Nursî
Hazretlerinin vasiyetine istinaden Diyanet İşleri Başkanlığı eliyle tab’ettirip neşrine vasıta olan;
✓ Mazide dinden tecerrüd ettirilen maarifte Kur’an-ı Kerim, Siyer-i Nebevi ve hatt-ı Kur’an olan
Osmanlıcanın müfredata konulmasına ve tesettür şiarının serbestiyetine vesile olan;
✓ İttihad-ı İslam için samimi gayretlerde bulunan, Dünya mazlumlarının yanında durup, ülkemize iltica
eden her milletten mazluma ev sahipliği yapan;
✓ Memleketimizin maddeten ve manen terakki ve tealisi için azm ü gayretle çalıştığına şahit olduğumuz
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Ak Parti’ye “vatan, millet ve İslamiyet”
lehindeki hizmet ve gayretlerinden dolayı dua ediyor ve var gücümüzle destekliyoruz.
FARKINDA DEĞİLLER–AÇIK BİR UYARI
Kamuoyuna yansıyan il ve ilçe seçim kurulları “dışındaki” sandıkların güvenliği adı altında seçim sonuçlarının tutulup takip edildiği İçişleri Bakanlığı’nca oluşturulan paralel sistemin
” müebbetlik suç” olduğunun güç şarhoşluğu ile sanıyorum değil iktidar cenahı,
“muhalefetin bile ” farkında olduğunu samıyorum.
Yarın öbür gün ” emirdi- demirdi” kimse dinlemez.
Konusu suç olan emir yerine getirilmez.
Hele ki, Anayasaya açıkça aykırı emir.
Buradan yazayım ve uyarayım:
“–İl ve ilçe seçim kurullarında görevliler(sandıklarıyla sınırlı sandık görevlileri) DIŞINDA hiçbir yetkili sandık ve seçim sonuçlarına ilişkin bir veriyi kayıt altına almasın
Sandık ve seçim sonuçlarına dair bir liste oluşturmasın.
Sandıkların güvenli şekilde merkezlere ulaştırma görevi bu yetkiyi il ve ilçe seçim kurulları yetkililer(sandıklarıyla sınırlı sandık görevlileri)dışında kimseye vermez.
Aksine hareket edenler AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI ile yargılanır”
Siyasiler bizi yanlış anlamışlar der geçer.
Valilere verilen bir emirde öyle olmadı mı?
Hayatım boyunca ve özellikle 15 Temmuz öncesinde de Anayasal sisteme herkesin hassasiyetle riayet etmesini, aksi halde çok büyük bedel ödeyeceklerini “ihtar” ettiğimi, yakın çevremden herkes bilir.
Benden söylemesi.
geçen tahminlerimde yazdığım gibi, ben seçimin ağırlıklı olarak 1. turda da bitebileceğini ve tabii kemal beyin % 50 yi geçebileceğini düşünüyorum.
erzurumda olanlar, muhalif seçmeni daha da konsolide etti gibi görünüyor sosyal medyadan izlediğim kadarıyla. sanatçılar tepki verdiler, “özür dileriz” diyen pek çok erzurumlunun mesajı vardı, ilk turda bitirelim hashtaglar dolandı durdu.
konya mitingi de çok coşkulu geçti. ve sorunsuz!
daha önce de pek çok kez yazdığım gibi, bir CB seçiminde adayların çekilmesini istemek ve beklemek ne kadar demokratik? böyle bir yaklaşım ne kadar doğru?
burada firaset göstermesi gereken seçilmek hakkını kullanan olabilir mi? seçmen firaset göstermeli değil mi? iktidarın koltuğunda kalmasını, kaldığı takdirde olacakları istemiyorsa karşısındaki tablo son derece net. seçmenden tüm beklenen basitçe düşünmesi sadece. sayın ince çoğunlukla muhalif seçmenden oy alırken sayın oğan çoğunlukla iktidar seçmeninden oy alıyor ve seçimde sayın oğanın sayın inceye göre daha büyük bir başarı göstermesini de bekliyorum doğrusu. toplamda olan muhalefet oyunu önemsiyorum ben daha çok. seçim ilk turda bitmezse 2. turda bu oyların büyük çoğunluğunun muhalefette kalması önemli, ilk turda biterse oy farkı fazla olmaz ama 2. turda muhalefetin daha farklı bir galibiyet alması daha olası.
yandaşlar türk halkı erdoğanı seçecek diye inanıyorlar hala.
önceki seçimlere bakalım madem,
sayın erdoğan en güçlü olduğu zamanda bile % 52 alabilmişti değil mi?
ekonomik felaket yaşanmıyordu diyelim, derinlerde vardı ama halk bunun henüz farkında değildi,
her gün bir skandal bir rezalet çıkmıyordu,
yolsuzluk halkın böylesi gündeminde değildi,
paylaşımdaki adaletsizlik bu denli görünür değildi,
gri listede değildik,
ve en önemlisi
muhalefet bu kadar güçlü değildi, iyi parti yeni kuruluyordu, gelecek, deva yoktu, dev gibi bir blok oluşturmamışlardı. akp, saadet partisini hep yanına alabileceklerini düşündü ama temel bey kararlı duruşundan hiç taviz vermedi. muhalefet bugün bu duruşunu önemli ölçüde önce kemal beye sonra temel beye borçludur. saadet partisinin varlığının önemi tartışmasızdır.
şimdi o dönemin bu kadar uygun koşullarında bile bir macron gibi % 58 gibi bir orana ulaşabilmiş miydi sayın erdoğan,
% 52 anca ve zorla almıştı.
şimdi şartlar bu kadar çok değişmişken seçimi kazanabilir mi?
miting meydanlarındaki montajlı videolar, tehdit anlamına gelebilecek ifadeler, aşırı kutuplaştırıcı söylemler yardımcı oluyor mudur? yoksa tam tersi muhalif seçmeni mi konsolide ediyordur?
yerel seçimlerde ne olmuştu?
şimdi hepimiz için en önemli konu seçim güvenliğidir. hem sandık güvenliği hem de ortamın güvenli olması ve güvende kalmasıdır. öncelikle iktidarın sorumluluğudur bu güvenliğin sağlanması sonra da her bir vatandaşın. burada hepimize büyük iş düşüyor, aşırı üzüntüden ve aşırı sevinçten sakınılması gerekir sonuçta birileri üzülürken birileri sevinecek
ama her iki durumda da ertesi gün hayat devam edecek.
ysk bugün toplanıyor. neden?
oy pusulalarında fark edilen küçücük bir nokta için.
“Hollanda Deventer’da cumhurbaşkanlığı seçimi için hazırlanmış olan 225 pusulada Cumhur İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan’ın isminin altındaki kutucuğun içerisinde siyah bir noktanın yer alması tartışmaları da beraberinde getirdi. Söz konusu pusulanın sosyal medyada paylaşılması üzerine Erdoğan’a oy verilmesi halinde siyah noktanın gözükmeyeceği, diğer adaylara oy verilmesi halinde ise siyah nokta nedeniyle bu oyların iptal edileceği yorumları yapıldı.”
bu basım hatasının diğer 3 adaydan birine denk gelme ihtimali eşit, tesadüf kısa çöpü sayın erdoğan çekmiş pardon şanslı çöpü.
ama farkedilmiş.
küçük ama önemli.
seçim güvenliği için hepimizin çok dikkatli olması gerekir,
oyumuz boşa gitsin istemeyiz değil mi?
Ayrıca MHP başkanından soğuyan bazı kesimler var bu oyların iyi partiye gitmesini istemiyorlar. Onun içinde Aday oldu.
“Mevcut iktidarın ve sistemin devamını isteyenler Cumhur İttifakı adayına, değişimi arzu edenler ise Millet İttifakı adayına oy verecekler.“ en hakiki gerçek bu🤗.
Birileri CEHAPE zihniyetinin hep bu oy oranında ve aynı çıkmaz sokakta KALMASINI! tabiri caizse sesinin çıkmayıp kendi b.kunda yuvarlanıp!…🤔
İsterken, bilimum yandaş sol görünümlülerin! de akan pis suda sıtma tifo coronna hastalıklarıyla cebelleşmesini seyretmek istediğini adım gibi biliyorum 😡.
[bunu şöyle yapıyor olabilirlermi:başına bir x! lider! Yanına çoban! Çevresine yılan! Sonra bunlar toplanıp bağcıyı kovarlar kendi bağından ilk önce😡.
Sonraki plan işler şöyle:buldukmu planı tıkır tıkır işleyecekleri? Buldular! Sonra gelip oturturlar yımşak koltuklara SIRASIYLA😡]
Haa.. birde tytro çevirme, birbiriyle bir yarış kıyasıya; sen daha iyi!.. (yerinde saydırırsın!😂😂😂😂 partiyi).
Son SÖZ:sen çekil hele bir kenara şöyle.. diyemezsin hiçkimseye!!!
Kazanmak istiyorsan: alacaksın oyları açık farkla!🤗 konuşmayacaksın yoksa şöyle idi böyle olursa diye🤗.
Bu seçim bir istisna muhalefet ve tüm siyaset için TR’de.
Ya rol model olacağız bu seçimle birlikte bölgede, yada
Filistin Suriye Irak… demem yeterli bence🤔
HESAP: P.S.T.S.
Paralel Seçim Takip Sistemi
Bugünkü Sözcü Gazetesinde İsmail Saymaz daha önce Muharrem Erkek tarafından gündeme getirilen İçişleri Bakanlığı’nın oluşturmak için yazı gönderdiği sistemden vazgeçemediğini açıkladı.
Zaten bakan Mehmet Akif Ersoy’un konuğu olduğu programda dolaylı şekilde kabul etmişti.
Sandık sonuçlarının da alınacağını söylemek suretiyle.
Muhalefet kendi aldığı sonuçları kendi taraftarlarına gayrı resmi kendi sonuçları olarak taraftarları ile ve belirli sürede yine gayrı resmi ıslak imzalı tutanak sonucu olarak açıklamalı.
Belki izlememişsinizdir TRT haberde tiviter hesaplarının paylaşımlarına karşı ve YouTube gibi diğer medya araçlarından anlatılanlara kesinlikle inanılmaması gerektiğini erdoğanı devirmek için uğraşan dış güçlerin her yolu denediğini, gerçek hesapları ele geçirerek kopyalayıp çok sayıda kopya hesap oluşturduklarını ve vatandaşları yanıltmak için her türlü hileyi yaptıklarını insanların bu yüzden kendilerinden başka kimseyi dinlememeleri gerektiğini tesettürlü ve sakallı yorumculara üstüne basa basa söyletiyorlar. Başka bir programda da sayım sonuçlarını hazırladıkları ve provalarını yaptıkları sistemlerle anlık olarak paylaşacaklarını söylüyorlar, bizden başka kimseyi dinlemeyin, sadece bizim paylaştığımız bilgilere inanın mesajı vererek kendi kitlelerini hazırlıyorlar.
Muhtemelen seçimde Erdoğan kaybederse din elden gider vatan düşer Sakarya PKK’nın eline geçer milleti silah zoruyla gavur yaparlar diye inandırılan saf kitle bu tehditleri eyleme dönüştürmesi bekleniyor galiba:)) aklıma devlet bahçelinin tehdidi geldi ondan güldüm.
HDP’yi -Yesil Sol Parti’yi- denkeleme dahil etmemişsiniz. HDP’nin oylarını kenarda tutunuz, Millet İttifakı seçimi kazanabilir mi? Bir ince hesapta burada yatıyor değil mi? Peki bu ince hesabı kim yapmış olabilir; sisyset dışı bir oluşum mu, yoksa ısrarla ssitem dışı tutulmaya çalışılan HDP’nin ince zekası mı?
Daha öncede buradan yazmıştım, bugün bir arkadaş sohbeti esnasında da aynı düşüncemi yineledim; ‘Kılıçtaaroğlu, HDP ile olan görüşmesinde “Terörle aranıza mesafe koyun, PKK ile olan organik-inorganik bağınızı koparın, birlikte siyaset yapalım” deseydi -ki, bunu HDP kesinlikle reddedecekti – Millet İttifakı tavan yapardı’ diye. Şimdiyse toplumdaki milli güvenlik kaygısı Cumhur İttifakının oylarını hayli hayli konselideye yaradı! Yaramadı mı?
Evet, bu seçimin elbet bir kazananı olacak; kimin/kimlerin, hangi ittifakın kazanacağı ile ilgili krtik yapilabilir ama, bugünden, biraz da seçim sonrası ortaya çıkacak/çıkabilecek tabloyu değerlendirmek de gerekmez mi.. zira, seçmen zaten bunu kendi çıpası ağırlığınca dikkate alıyor ve bu yüzden ittifaklar arası oy kaymaları artarak devam ediyor diyebilirim.
Ben şimdiden her iki ittifaktan, ikisinden birinin kazanması halinde de 15 Mayıs’tan itibaren -secimin ikinci tura kalmasi halinde 14 Mayıs’tan iki hafta sonra- çok istikrarlı bir süreç öngöremiyorum. Kutuplaşma/ayrışma daha belirgin hal alacak, halk daha daha siyasetin içerisine çekilecek, sistem tartışması çeşitlenerek devam edecek, ekonomik sorunların çözümü zamana yayılacak, v.s.
Bu tablonun sorumlusu olarak AK Parti’yi, yönetim kadrosunu ve tabanını görmemek mümkün değil. En azından ben böyle görüyorum. Kimileri, bundan sonra ayağını denk alır, kendini düzeltir, kendine gelir yollu değerlendirmelerle kendilerini avutuyorlar, lakin boşuna..
Kaçınılmaz tablo; seçim sonrası daha az siyasi istikrar, azalarak devam edecek umutlar, artan sistem tartışmaları ve tuzu biberi ekonomik zorluklar olacak..
Çok mu karamsarım acaba!
Chp partisi yada bir başka partinin direkt yeşil kırmızı ince kalın vs partilerle kişilerle bahsettiğiniz (siz şöyle konuşun!, sen çekil!) modda diyaloğu kadar abes bir şey olamaz Hasan bey.
-Strateji Tutarlılık kararlılıktır seçimi kazandıracak olan🤗.
-Kazandımı; terör de bitebilir! Pahalılıkta sona erebilir ANİDEN!
-HER YİĞİDİN BİR YOĞURT YİYİŞİ OLDUĞU GİBİ, her gecenin de bir sabahı vardır😊
-Sn RTErdoğan bu güne kadar yaptımı bişey? Yaptı! Hain işbirlikçi de denir, vatansever de.
-Kılıçtaroğlu nun hain yada işbirlikçilerle birlikte!… olduğunu/olacağını söyleyende olur, inananda🤗. Doğru mu sizce??
-Ben hiçbir konuda karamsar da değilim, ümitsizde.
Oyumu kullanmaya gideceğim!!!
TEK SEÇİMDE BU İŞİ BİTİRECEĞİZ!🙂.
M. Ince ile S. Ogan’ın bu seçimde aday olmaları, kelimenin tam anlamıyla bir densizliktir !
Kendilerini öne çıkarmak gibi bir bencillikten başka bir işe yaramaz ! Üstüne üstlük muhalefete köstek, iktidara destek oluyorlar !
Ülke umurlarında değil !
Ikisine de yazıklar olsun !
hayret niye öyle diyorsunuz. Tam tersi adayların çok olması bir ülke için çok daha iyidir. Yeni liderlerin yetişmesini teşvik edilmesi için de doğru bir uygulamadır. Ne yani Amerika’daki gibi yaşını başını almış sağlık sorunları olan 2 adayla mı seçime girilsin.
Amerkada o iki aday onlarca aday adayının içinden seçiliyor. Ayrıcada başka adaylarda oliyor. Onlar seçilmiyor. ABD hakkında o kadar ahkam kesen varki insan acaba ben uzaydami yaşiyorum diyesi geliyor.
BUNLAR BÖYLE ONLAR ÖYLE
Bu seçimlerin en önemli özelliği gazetecilerin yahut gazeteci olarak kendilerini tanıtanların birer trol birer holigan olarak sahalara inmesi. Bunu gelecek güzel günlerden pay almak için yapıyorlar. Karlı bir yatırım bu 21 yıllık yorgun, pandemiden çıkmış, gıda ve enerji krizi sonucu bitkin düşmüş, enflasyon ve pahalılık ile yüz yüze, on milyon mülteci barındırmak zorunda kalan iktidar karşısında muhalefetin kazanma oranı hayli yüksek bir oran. Bu büyük kazancı kimse kaçırmak istemiyor. En son utangaçlıklarını erzurum mitingi olayları ile atıp sahaya daldılar.
Cüneyt you tube programında bir siyasetçiye taşlı saldırı en son 69 yıl önce yapıldı. Nasıl bu zamanda yapılabilir diye çemkiriyor. Halbuki Sayın cumhurbaşkanımıza artvinde yapılan taşlı saldırı daha dündü. Belki komadaki korumalar henüz iyileşmedi bile. O dönede bu sanatçı müsveddelerinin destek, geçmiş olsun mesajlarını görebildiniz mi?
Gerçi imamoğlu halkın umudu, bütün halk onu görmek için yollara sıra oluyor, mitinglerini labeleb dolduruyor. Ona bakarken gözleri ışıldıyor,” Bu adam istanbula belediye başkanı oldu, cumhurbaşkanı adayı olacak demek ki bizim çocuklarımız her şey olur diye düşünüyorlar” Bu bakımdan sırrı süreyyanın dediği gibi anadolunun umudu ekrem. Gerçi sırrı bu espriyi yaptığı idris ile aynı safta omuz omuza mücadele ediyor ama olsun. İmamoğlu daha gerçekci bir örnek çocuğu istikbal vaad etmeyenler için.
Biz ayasofyayı açarak onların kolunu kestik, onlar istanbulu alarak bizim sakalımızı traj ettiler. Bakalım ayasofyayı hangi bahane ile kapatacaklar, tamir-restarasyon derlerse tetikte olun.
atatürkçü geçinen gazeteciler programlar boyu iktidarı yağladılar da sonra milletvekilliği kaptılar, yıllardır birer trol birer holigan olarak sahalara inen yüzlercesi gibi. yeni bir şey mi bu? ülkenin yağından, balından, etinden, sütünden kimin ne kadar yararlandığını da sayfa sayfa, video, kaset izliyoruz. gıda ve enerji krizinden çok yolsuzluk krizlerinin verdiği bitkinlikleri…
karlı olduğunu öğrendiler tabi.
İBB de yüzlerce terörist işe alındı dediler, kimse çıkmadı,
yolsuzluk var dediler, bulamadılar,
ellerini arkadan bağladı diye soruşturma açılmaya bile çalışıldı,
gelirleri elinden alındı,
ucuz ekmek satışına bile engel olmaya kalktılar,
bir ahmak sözü ile açılmayan dava kalmadı, siyasetten men etmeye çalıştılar,
eh yani kendisine bu kadar yoğun ilgi, sevgi, sempati olmaması mümkün mü? milyonların takdirini kazanmaması kaçınılmazdı, başarısı, nezaketi, ailesi, sempatisiyle üstelik bunca sıkıntı ve zorluk karşısında böyle bir duruş gösteren herkes çocuklarımıza örnek olmaya adaydır.
istanbula yeniden aday olsa açık ara yine o kazanır.
istanbul sakal değildir, boğazdır.
bir siyaset pirinin dediği gibi;
istanbulu kaybeden, türkiyeyi kaybeder.
Soru basit neden bu kadar ortamı gerdiniz ki; erzurumdaki taşlı saldırıyı kınayanlar artvindeki cumhurbaşkanımızı taşlayan, korumaları komaya sokan eylemi kınadılar mı?
Bir gazetecinin ”Başbakan Erdoğan’ın Hopa’ya yaptığı ziyaret öncesinde çıkan olayları nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusu üzerine Kılıçdaroğlu,
”Siyasetçiler gittikleri illerde, ilçelerde özgürce propagandalarını yapmalılar. Hiçbir yerde hiçbir siyasetçi şiddetle karşılaşmak istemez, doğru da bulmuyorum” karşılığını verdi.
Her türlü düşüncenin dile getirilmesinin, demokrasinin güzelliği olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
”Eğer siz bir siyasetçi, bir yere geldiğinde, onun düşüncelerine tahammül edemeyip, onu protesto ederken taş, sopa gibi şeyler kullanıyorsanız bunlar doğru değil, bunu tasvip etmek de mümkün değil.
sayın kılınçdaroğlunun sosyal medya mesajlarına bakmadım, sanırım haber yeterli olur.
benim sorum da basit, çok soru gibi duruyor aslında bir soru;
hdp ye kimin ne verdiğini sormadan önce onbinlerce dolar alan milletvekilini/milletvekillerini sormalı değil miyiz?
rüşveti kim veriyor, abd mi? rusya mı? bae mi? içerden birileri mi?
ne karşılığında?
ne satıyor?
kime satıyor?
neden saklanıyor?
bir kişi mi, 5 kişi mi, 150 mi?
Ortada iktidarın 20 küsür yıllık biriktirdiği bir enkaz ve deprem çöküntüsü var. Hangi yüzle oy istiyorlar anlamak zor. Hepimiz fakirleştik hızlı bir şekilde. Market fiyatları uçtu. Paramızdan iki sıfır atacak hale gidiyoruz hızlı bir enflasyonla. Bu kadar rezilliğe rağmen hangi yüzle oy istiyorlar, hala bu yüzsüzlere oy vermeye gidenler hangi hallerine bakarak bu iktidara razı oluyorlar anlamak zor. Ayasofya falan diyecekler bu masalların karın doyurduğuna inanmıyorlar herhalde.
Açız diye vatanı mı satalım, dinimizi mi rehnedelim. Siz önce 0,5 oyu olan davutoğluna 20 milletvekilliği, cumhurbaşkanı yardımcılığı, eşit söz hakkı verdiniz, %14 kemik oyu olan hdp ye ne verdiniz onu söyleyin.
Kardaş yukarıdaki adam senin bu vatanı sevdiğinden daha çok seviyor.
Açız diye vatanı mı satalım? Şu yanlış Görüşünün içine Tükürüyüm Sana Yine Bu vatanın evladı Diğer bir partiye ver diyor.
Kemal Kılıçdaroğlu iki kırmızı Çizgim var diyor tabi nerden bileceksin ATV ve A HABER seyrettiğin için Dünyaya kapalı, Sürekli bazı haberlerle Beyniniz yıkanmış Ruh hastasınız.
Önce tedavi ol. Ha psikoloğ bulamazsan haber ver.
Kılıçdaroğlunun iki kırmızı çizgisi:
1. Vatan
2. Bayrak
bu kafa değişmez.
öcalangiller televizyonlara çıkar , oy ister
mafyalar meydanlara çıkar, oy ister,
bayraktan rahatsız olanlar bakanlık ister,
onbinlerce dolar rüşvet alan milletvekilleri mecliste oturur,
bakanlar kendi bakanlığına fahiş fiyatla mal satar,
adrese teslim ihale alanlar dünya sıralamalarına girer,
her gün bir skandal, her gün bir rezalet yaşanır,
sefalet rekorları kırılır,
adaletsiz paylaşım tavan yapar,
millet soğan alamaz hale gelir,
ülke gri listelerde boy gösterir,
yolsuzluk baş gündem olur ama
rahatsız olmazlar,
bir de üstüne dincilik, millilik dersi vermeye kalkarlar.
hdp ye kimin ne verdiğini sormadan önce onbinlerce dolar alan milletvekillerini sorun, kim veriyor, ne karşılığında? ne satıyor? kime satıyor? neden saklanıyor?
bu kafa değişmez.
geldiğimiz yer de ortada zaten.
zulu kabileleriyle aynı sıralama, bir dansımız eksik.
SAyın admin bizim en ufak muhalif yazımızı engelliyor da yukarıdaki ruh hastalarını niçin teşvik ediyor. Sağa sola salya ile saldıran bu şeyleri engellemek adminin işine mi gelmiyor. Bunlarda saygı bu kadar işte aylardır uyarıyorum bunlar iktidara gelince müslümanlara ülkeyi dar edecekler. Yargılayacağız dedikleri yassıada yargılaması. Menderesi de prostad muayenesi yapıp asmışlardı. Şimdi utanmadan milletten oy istiyorlar.
hizbullahçı hüdapar bakanlıktan söz ediyordu,
0.5 oyu bile olmayan hüdapara milletvekilliği dağıtılıp bayrağımızdan rahatsız olanlara, eyalet sistemi dayatanlara bakanlık verilirken açız diye satmadığınız milliyetçiliğiz nerede?
ülke yolsuzluktan kırılırken, israflara boğulurken açız diye satmadığınız dininiz nerede?
muhalif milyonlar vatanını mı satıyor, dinini mi ret ediyor?
montajlı kasetlere kanmıyor sadece.
hdp, sayenizde % 14 kemik oy alıyor, kapılarına kadar gidip meşrulaştırdınız, onun bunun verdiğine ihtiyacı mı var hüdapar gibi?
daha dün öcalangilleri devlet televizyonlarına çıkaranlara, miting meydanlarında mektuplarını okutanlara oy veriyordunuz şimdi milliyetçilik dersi mi veriyorsunuz?
size mi kalmış?
Muhaliflerin tek sorunu okumak zannediyordum. Dinlemek sorunu da varmış. Zaten okuduklarını da anlamıyorlar. Babala tv nin sahibinin babasının you tube da videosu var izleyin. Adam apoyu sorgulamış. Sorguda ne zaman güç kazandınız meşrulaştınız diye soruyor. O zamanki chp olan sodep ile koalisyon yapınca diyor. Cahillik zor meslek. Hizbullah son eylemini 20 yıl önce yapmış bir örgüt pkk şuan dağda eli silahlı ve hergün eylem yapıyor. Osman öcalan tv de pkk nın abd uşağı olduğunu söyledi. Şu anda açıklama yapan liderleri böyle bir şey mi diyor. Yoksa cumhur ittifakına oy verirseniz pkk ya kurşun atmış olursunuz mu diyor. mesele basit pkk ya kurşun atmak istiyorsanız cumhura devlete kurşun atmak istiyorsanız zillete oy verin.
okumaya ve dinlemeye değecek şey bulmak zor bu aralar ondandır. arabeski anlamak zordur, kusura kalma.
her programı izleme şansımız olmadığı gibi hiç bir program da konuşulan da kimseyi bağlamaz herkes özgür fikrini dile getirir, bir suç varsa yasa da var, keyfi uygulanmazsa adalet sağlanır.
hizbullah son eylemini 20 yıl önce yapmışsa unutalım mı? yok mu sayalım? peki, o zaman eylem kadrolarında olanlar şimdi neredeler? isimleri var değil mi? bi bakın bakalım şimdi nerelerdeler?
öcalangiller pkk dır. katildir, teröristtir.
çıkarı neyse onu söyler, resmen akp için oy topladı ne çıkarı vardı acaba?
“Şu anda açıklama yapan liderleri böyle bir şey mi diyor.” diye soruyorsunuz bir de, çıkarı olsa der. terörist bunlar, karşılığını verirseniz her şeyi söyler.
” cumhur ittifakına oy verirseniz pkk ya kurşun atmış olursunuz mu diyor.” bu ifadenin linkini atın,
böyle bir ifadeyi keşke söylemiş olsa,
şöyle düşünürüm;
böyle bir ifade kimin işine yarar???
cumhurun mu?
muhalefetin mi?
çok zeki olmaya gerek var mı???
hdp ye kimin ne verdiğini sormadan önce onbinlerce dolar alan milletvekillerini sorun, kim veriyor, abd mi? rusya mı? bae mi? ne karşılığında? ne satıyor? kime satıyor? neden saklanıyor? bir kişi mi, 5 kişi mi, 150 mi?
mesele o kadar basit değil,
ucuz ifadeler, montajlı videolar yetmez.
Yeşil hdp yi %14 lere getiren politikacılar ne verdiyse vermiş!
Asıl soru: 14 karşılığı ne umuyor?
Ne hesabı yapıyor hdp?
Hdpye bişey vermemiş kimse!!!
Onlar 14 oyunu hediye etmişler herkese!
Arada farkı görsen ahhh birde keşke.:(
Bedava peynir fare kapanında olur:)))
Yoruma kapalı.