Seçime doğru: Eksen fena halde kayıyor, ancak ekseni bu defa iktidar değil muhalefet kaydırıyor…

28
Foto: T24'ten..
Reklam

Seçim kampanyalarını elden geldiğince izliyorum. Liderlerle bizzat dolaşarak değil, onlarla dolaşanların yazdıklarından. Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu dün Çanakkale’deydi; o gezinin izlenimlerini T24 sitesi yazarı Murat Sabuncu’dan okudum.

[Kemal Kılıçdaroğlu’na yıllar önce miting için memleketi Tunceli’ye gittiğinde eşlik etmiştim. Gezinin başından sonuna birlikte olmuş, kendisiyle özel bir görüşme yapma imkanı da bulmuştum.]

Murat Sabuncu’nun yazısında bir bölüm dikkatimi özellikle çekti. Kampanyada bir başka ülkede denenmiş ve başarılı olmuş bir yöntem izlenmekteymiş. O ülkede, çok sayıda partinin iktidara karşı birleştiği 2018 seçiminde, muhalefet seçime giderken kapsamlı bir program hazırlamış olmasına rağmen, kampanyada en temel 10 ana başlıkla seçmen karşısına çıkılmış. Başarılı da olunmuş.

Hangi ülkeymiş bu seçim kampanyası örnek alınan?

Malezya…

Yazar, “Benim anladığım Kılıçdaroğlu ‘Malezya Modeli’ni benimsemiş durumda” diyor.

Bilen biliyor, Malezya benim yakından izlediğim bir ülkedir. 2018 yılında yapılan, sonuçları itibariyle ‘tarihi’ sayılan seçimi, öncesi ve sonrası ile burada değerlendirmiştim. 60 yıllık ve asla yıkılmaz gözüyle bakılan bir iktidarı, birbirine benzemez -hatta bazıları birbirine ölümüne düşman- partiler, tek ittifakta bir araya gelerek sona erdirebilmişlerdi.

İttifakın adı ‘Pakatan Harapan’dı (Türkçesi: Umut İttifakı).

Reklam

Başlarına, o 60 yılın yarıya yakınında başbakan olarak görev almış, vaktiyle başında bulunduğu partinin ve ülkeyi yönetenlerin yolsuzluğa battığını görünce ileri yaşına rağmen -o sırada 93 yaşındaydı- yeni bir partiyle yeniden siyasete dönen bir politikacıyı geçirerek…

Mahasir Muhammed’i (Mahathir Mohamad olarak yazılıyor.)…

Seçim oldu, muhalefet kazandı ve Mahasir o yaşında yeniden başbakanlığı üstlendi. Ardından da, eski iktidarın bulaştığı yolsuzluklarla hesaplaşma başlatıldı.

CHP’nin Malezya’da olup bitenlerden ders çıkaracak kadar Uzak Doğu siyasetiyle yakından ilgilenmesi hoşuma gitti, ama beni hiç şaşırtmadı.

Şaşırmamamın sebebi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aile bağları sayesinde Uzak Doğu’da yaşananları yakın takibinde tuttuğunu bilmem.

Kemal Bey’in oğlu Kerem Kılıçdaroğlu, Bilkent Üniversitesi’ndeki siyaset bilimi lisans eğitimi sonrasında, kazandığı bir bursla, yüksek lisans ve doktora çalışmaları için Kore’ye gitmişti. Uzmanlık alanı olarak da Endonezya ve Malezya’daki siyasi hayat konularını seçmişti.

İlk olarak 2015 yılında, o zaman yazdığım Habertürk’te, Kerem Kılıçdaroğlu’nun uluslararası bir toplantıda sunduğu tebliğden söz açmıştım da, ayrıntılarıyla yazdıklarım CHP’ye yakın medyanın da dikkatini çekmişti.

ABD’de sunulan tebliğin başlığı şuydu: “Endonezya ve Türkiye’de İslami partilerin başarısı ve başarısızlığı.” 

Reklam

Habertürk’teki yazımdan bir bölümü aktarayım:

“Neden Endonezya?

“Sebebi basit: Endonezya da Türkiye gibi, uzun yıllar askeri vesayetin etkisi altında kalmış bir ülke. Sukarno, Suharto gibi her seçimde oyların yüzde 90’ını alan generaller yönetmişti ülkeyi. Bizdeki tek parti döneminin CHP’de varlığını sürdüren ‘altı oku varsa, Endonezya’nın vesayet döneminin de ‘pancasila denen 5 ilkesi var…

“Artık vesayet geride kaldı ve çok partili sistem hâkim Endonezya’ya da; o sayede 100’den fazla parti birbiriyle yarışıyor; bunların önemli bir bölümü de ‘İslamcı görüntüde. O partilerin çoğu geleneksel İslamcı’, Refah ve Adalet Partisi (PKS) adını taşıyan ise sadece dindarlara değil toplumun bütününe hitap eden bir yol seçmiş…

“Kılıçdaroğlu, ‘Keskin görüşlerini geride bıraktı, liberalleri yanına aldı diyor PKS için ve ekliyor: ‘AK Parti’ye benzer bir yaklaşım izliyor…

“PKS 2009 seçiminde Hıristiyan yoğun bölgelerde Hıristiyan adaylar çıkarmış…

“Çok partili sisteme geçilen 1999 yılından bu yana sadece PKS oylarını artırmış; yolsuzluk ve rüşvete karşı savaş açarak…”

Endonezya’yı izlerken Türkiye’deki AK Parti’yi tanımış Kerem Kılıçdaroğlu.

Sanıyorum, başarının yolunun geleneksel saplantılardan kurtulmaktan geçtiğini de o zaman fark etmiş.

Malezya’da tam 60 yıl sürmüş olan kemikleşmiş bir iktidarın yerinden edilmesi sırasında yaşananlar konusunda CHP’yi ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu bilgilendiren Kerem Kılıçdaroğlu mudur, bilmiyorum. Ancak dikkati bilimsel çalışması sayesinde o bölgede yoğunlaştığından öyle olma ihtimali büyük.

Mahasir Muhammed liderliğinde oluşturulan Pakatan Harapan (Umut İttifakı) ayrıntılı bir program etrafında buluşmuş çok sayıdaki partiden oluşuyordu. İttifak ayrıntılı programıyla kamuoyu karşına çıkmıştı. Seçim kampanyası sırasında, o dönemde ülkeyi sarsan ekonomik krizden nasıl çıkılacağını anlatmanın yanında, krize sebep olan yolsuzluklar da –1MDB Fonu skandalı– etraflıca gündeme taşındı. 

İttifak liderinin ileri yaşta bir politikacı olması da seçmenler üzerinde olumlu bir etki unsuruydu. Seçmenler Mahasir’in çizmelerini giyerek politika hayatına yeniden dönmesini bir fedakarlık olarak değerlendiler.

Dönemin başbakanının çevresiyle birlikte milyarlarca dolarlık yolsuzluklara bulaşmış olmasının yerli-yabancı medyada kendisine yer bulması da muhalefete yardımcı oldu.

Seçim Malezya’da muhalefet tarafından öyle kazanıldı.

CHP lideri olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun izlediği, birbirine ters bakan partileri bir ittifakta buluşturma gayretinin, Saadet Partisi liderinden destek görmesi, Temel Karamollaoğlu’nun da Malezya’yı ve oradaki ittifakın temel direklerinden PAS partisini tanımasındandır.

Mahasir’in can düşmanı bellediği, ancak ittifakta işbirliği yaptığı Enver İbrahim’i de tanır Saadet Partililer.

Ahmet Davutoğlu da bir dönem Malezya’daki bir üniversitede öğretim üyesi olarak çalışmıştı.

Murat Sabuncu’nun “Benim anladığım Kılıçdaroğlu ‘Malezya Modeli’ni benimsemiş durumda” cümlesiyle paylaştığı bilginin altında bu arka-plan yatıyor.

Herhalde hatırlanacaktır: İktidara ilk geldiğinde AK Parti’nin ülkeye ‘eksen kayması’ yaşatacağı iddiası Malezya örneği üzerinden gündeme taşınmıştı. 

Muhalefet tarafından.

Şimdi muhalefet ‘Malezya modeli’ ile seçim kampanyası yürütüyor.

ΩΩΩΩ

Reklam

28 YORUMLAR

  1. Muharrem ince yaşatıyor o kaymayı her iki tarafada asıl Tebriği hakeden odur iki tarafdanda oy alıyor. Sizlerin incele karşı olmanız incenin sizlere pastadan daha az pay vermesiyle alakalı. Bu arada dünki yazıda inceden bahsederken CHP’den ayrılan Ecevitin nasıl iktidar olduğunu yazmalısınız halbuki ince kendisine onu örnek aldığını söylemişti. Sizden çekinenler haklı hem bilginiz yüksek hemde istediğiniz an bir insanın itibarını lerle bir edebiliyorsunuz. Artık sizinle şahıs olarak tanışma isteğim sıfırlandı.

  2. İKTİDARIN, İKTİDAR VAADİ
    İktidar, önümüzdeki şeçimde seçilince neler yapacağı vaadi haberlerini okur iken “Elini tutan mı var? Neden derhal hayata geçirmiyorsun?” diye aklıma gelmişti.
    İktidarın geçlere bedava internet vaadinde bugün Mansur Yavaş “–Zaten iktidarsın.Neden derhal uygulamayın vaad ediyorsun?” sorusunu yöneltmiş.
    Demek ki, bu vaadler “Fatih projesi” nin akibetine uyrayacak.
    Bedava bilgisayarı geç ucuz bilgisayar bir yana Dünyanın en yüksek vergilerinin ödendiği bir bilisayar.
    Deprem anında bant daraltıp telefon görüşmelerini engelleyen, sansür yasası çıkartan bir iktidarın, gençlere bedava internet vereceğine inanan var mı?
    Ne demişler?
    “–At yalanı, seveyim inanmayanı.”

  3. Türkiye son 20 yılda yolsuzluktan arındırılmış bir dönemi yaşadı.Bu sayededir ki,devasa yatırımların başlaması ile bitirilmesi bir oluyor.
    Örneğin Çanakkale köprüsü ne kadar çabuk bitirildi.Mesela 6 Şubat depreminde yıkılan köy evlerinin yerine yapılan yeni evlerin bir kısmı
    bayramdan önce teslim ediliyor.
    320 küsur bin konut da 1 yıl içerisinde teslim edilecek.
    Eskiden olsa bu hayal bile edilemezdi.

    Muhalif kesimin yolsuzluk konusundaki söylemlerinin tamamı algı yaratmaya yönelik.Mesela 128 milyar dolar nerede? söylemi.Nerede olacak Merkez Bankasının kasasında.Siz cebinizdeki doları satıp Türk lirasına çevirseniz “cebimdeki dolarlar buhar oldu” mu
    dersiniz?Satmadan önce cebinizde dolar vardı,satınca Türk lirası.

    Çok ciddi muhalefet yapan Karar gazetesi yazarı M.Ali Verçin bu paranın bir kısmıyla dış borç ödendiğini,bir kısmının satıldığını,
    satılan kısmın da ucuz satılmadığını,
    bunu devletin değerlendirerek kar bile ettiğini yazdı.Ayrıca bu sayede döviz fiyatlarının frenlendiğini de ilave etti.

    CHP milletvekili İhsan Kesici de bu paranın buhar olmadığını,bilanço okumasını bilenlerin bunun nerede olduğunu kolaylıkla görebileceğini söyledi.

    Ama bir kısım boş insanlar algı yaratmaya yönelik olarak “128 milyar nerede?” dedi durdu.

    Sonuç:Türkiye’de yolsuzluk yok,
    yolsuzluğun lafı var.Yolsuzluk olsaydı her şeyden önce bunca hizmet yapılamazdı.20 yılda 80 yılda yapılandan fazlası yapıldı.Türk halkı enayi mi ki yosuzluğa batan bir iktidarı 20 yıl başında tutsun ve halen de İktidar partisini açık ara birinci parti yapsın?Yolsuzluk olsaydı 2.seçimde alaşağı ederdi iktidarı.
    Tıpkı 2002’de iktidar ortağı partileri baraj altı bıraktığı gibi.Bu konuda halkımız rüştünü ispat etmiştir,
    başka ülkelerle kıyaslanamaz. Muhalif kesimin anlayamadığı nokta burası işte.

    • Siz şaka mısınız? Değilseniz; yapılan otoyol, köprü ve havaalanlarını exel sayfasında alt alta yazınız, kaç dolara mal edildiğini , bu güne kadar ne kadar ödendiğini, kaç yıl daha ödeme yapılacağını ayrı sütunlarda göstererek bir tablo uluşturup yalnızca toplamlarını bizlerle paylaşınız. Bir de TC’nin 2002 sonundaki dış borcu ile 2022 sonundaki dış borç rakamına bakınız. Aysun Kayacı’nın tarif ettiği yaratıklara anlayacağı dilde yazarsanız sevaba girersiniz.

  4. Bir kerecik olsun;
    kendi ülkenizi, ulusunuzu, tarihinizi
    model alarak/modelleyerek hareket etseniz
    ne olur?
    Efendim?
    Başka toplumlardan, kültürlerden elbette öğrenilebilecek modeller vardır ama bir kez olsun kendi halkınızı, kültürünüzü de model almayı deneseniz iyi olmaz mı?
    Efendim?
    Hayır, belki de 20 yıldır havanızı aldığınız seçimlerin sonuçları böyle değişiyordur:)

    • Ya bunu sen mi diyorsun arkadaş, sen bir kere kendi kültürüne yabancısın:)) CHP ve Millet İttifakının lideri kandi milletinin şifrelerini çözmüş, kendi milletinin değerlerini bilen biri olarak Malezya siyasetini model alıyor.

      Sen yerli ve milli değerlerle büyüyen muhafazakarların kültüre yabancı olduğun için bilmezsin, ben söyleyim;

      Türkiye’de katsayı uygulaması varken muhafazakar geçler üniversite okumak için oğunluzla Malezya’ya gidiyorlardı, neden? Çünkü Malezya’da bir erkek iki kadınla çok rahat evlenebiliyor. Üstelik düğün masraflarını da Malezyalı kadınlar karşılıyor iyi mi. Sırf bu yüzden Malezya’ya yerleşme hayali kuran muhafazakar erkekler tanıyorum ben:)

      • chp mi malezya mı? kılıçdaroğlu haritada malezyayı göstersin oyum ona. Model model yok biden bir reçete vermiş uyguluyorlar.

  5. iktidarın değişmesi AKP için de hayırlara vesile olacaktır. 21 yıldır iktidarda ve mensuplarının hemen hemen hepsi hayatta hiç muhalefet olmadılar. AKP zaten kurulduktan 1 yıl sonra iktidara gelmiş bir parti. o yüzden muhalefeti de öğrenmeleri kendileri açısından iyi olacaktır. Hem zaten kendileri sık sık muhalefetin yetersizliğinden dem vurmuyorlar mıydı. onlara bir şans verelim ve bize nasıl muhalefet yapılacağını göstersinler. haydi sandıklara hücum!

  6. SEÇİMDEN ÖNCE MALEZYA SEÇİMDEN SONRA UKRAYNA MODELİ

    Ukraynanın işgali ve kanlı bir savaşın ortasına düşme süreci muhalefetin “Sarayda altın klozetler kullanılıyor” iddiası ile başlayan sokak gösterileridir. İşin sonunda saray basıldı, başbakan rusyaya kaçtı. SAraydaki klozetler altın mı idi bilemiyorum. Şu anda sığınaklarda rus bombalarından gizlenen halkında umrunda olduğunu sanmıyorum. Ülkelerinin çoğu işgal edilmiş ukrayna modeli malezyadan daha çok bize benziyor gibi görünüyor. Zira malezyada nihai ayaklanma ile devletini kurmayı bekleyen abd ve avrupa destekli bir pkk ve kılcal damarlara sızmış bir fetö varmıydı bilmiyorum. İşin sonunda ırakta kimyasal silah bulamayan abd özür bile dilemeden bir milyon ıraklıyı öldürüp ülkesine döndü ise 428 milyar doları kemal bey bile hatırlamayacak emin olun. Seçimden sonra kemalin karşısına çıkıp kim hani 428 milyar dolar diyecek. belki isviçre bankalarına yazı yazdık gelmedi diye dalga bile geçer bizimle.

    • Bir milyon Iraklının öldürüldüğü Irakın işgal süreci öncesinde sayın Erdoğan Abd’ye ellerinden gelen her yardıma hazır olduklarını söylemişti, meclis izin vermemişti. Suriye de ise Abd’nin yanındaydı. Kemal Bey o sıralar Suriye bölünmesin diye çok uğraştıysa milyar dolarları geri almak için de uğraşacaktır, bu paraların geri gelmesinden rahatsız olacak Kemal Bey değil ki hatırlamasın, bilakis kendi hükümetinin harcayacak olduğu parayı hazine tamtakır devir almışken neden unutsun? Ne saçmalık.

  7. Malezya örneğinin işlemesi için Abdullah Gül’ün fedakarlık yaparak aday olması ve onun liderliğinde birleşilmesi gerekirdi kısmını eklemeyi unutmuş yazar. Sahi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mahathir gibi fedakarlık yaparak aday olduğunu düşünen, CHP’liler de dahil, kaç kişi var? Herkes biliyor ki Millet İttifakı kaybederse, bunun en önemli nedeni ortaya koydukları aday olacaktır…

  8. “Benim anladığım Kılıçdaroğlu ‘Macaristan Modeli’ni benimsemiş durumda”
    Akibeti de satılmış macarların 6lı zilletittifakıyla aynı olacağa benziyor:)

  9. Sayın yazar “Şaşırmamamın sebebi, Kemal Kılıçdaroğlu’nun aile bağları sayesinde Uzak Doğu’da yaşananları yakın takibinde tuttuğunu bilmem.” diyor ama şaşırmamak ne mümkün?
    Demek gandi kemal lakabının sebebi de aile bağlarıymış:)
    Biz de kendisini horasanlı alperenlerden bilirdik, meğer daha ötesi de varmış, tevekkeli ecevitin hind sevgisi, tagor aşkı filan da boşuna değilmiş!

  10. Türklerin bu sözlerine dünya hayran. (kıskandıkları tek gerçek bu aslında😊). Sakla samanı!.. var birde, o sözü kaale alıp bu günlere gelinseydi eğer,
    (har vurup harman savurmak! bol keseden borçla yaşamak!..) Neyse.. geçelim bunları.
    Malezyayı izleyelim!👀 İran da bizi izlermi?
    Irak Suriye bize bakıp imrensin🤗.
    Ama, önce bir hesaplaşma yaşasın görelim:
    -Helalleşmek yada af dilekle olurmuymuş?
    -Hapse atmak sorumluları, okadar mı?
    -Bilmem kaç milyon dolarları Köpruden geçemeden gelin,
    Yol’lara savuranlardan Hesap sormadan o da benden olsun kafası rahatlarmı Antidrpresan almadan?
    -Nü’lü resimlerinizi mezar taşına dayayıp,
    yürek sızısı dinermi üstüne kırmızı boyayla (X) çarpı atmadan?
    -20 yaşında gencecik evlatlarımızı kara toprağın bağrına bstığını gözüne sokmadan
    -Hadi bunların hiçbirini yapabilecek cesaretiniz! yok,
    Bunları yapanların nesillerini
    NE ZAMAN VAZGEÇECEKSİNİZ?
    Tramp Putin Esed Biden yapmaktan?

  11. İKTİDAR KOPYA BİLE ÇEKEMİYOR
    İktidar seçim kampanyasında muhalefetin vaadlerini sıralıyor.
    En önemli vaadi işe alımlarda mülakatı kaldırmak.
    Onunu da “bazı” kadrolarda yapacakmış.
    Bu vaad aynı zamanda torpil iddialarının ikrarı değilmidir?
    Bir diğer vaad Kamu İhale Kanununu yeniden düzenlemek.
    2016 yılına kadar 168 ayda 169 kez değiştirilen kanun.
    Daha sonra hiçbir şekilde uygulanmayan kanun.
    Bu vaad de yolsuzluğun itirafı değil midir?
    İktidar bu haliyle tam bir panik görüntüsü
    vermiyor mu?

  12. herşey yapay herşey suni yani, münafıkların ve onların peşinden giden kifayetsiz muhterislerin sonu belli, hiç çırpınmayın derim. Müslümanlar tekrar kazanacaktır.

    • Sen kendin uyanmayı dene önce mesela çimdik at kendine.
      Müslümanlar ne kaybetmiş? nezaman kaybetmiş onu da belirt.!
      Dünyada kiliseler boşalmış binaları satılıyor, Başka inancın üyeleri dünyayı parmağında oynatıp önüne geleni kafir diye öldürüyor!
      Senin gördüğün ne ki;
      İnancı dini kullanmak! ve
      birazcık günaha batmak!
      (pardon onun da bazıları günah değilmiş, bunu da öğrendi müslümanlar 1500 yıldır uyanamamışlar meğer 🙁

  13. Hala şaşırıyorum…eskiden tv de gazetelerde dinlegim bir insanın nasıl bir eksen kaymasına uğrayıp gerçegi hakikati görmekte anlamakta bu kadar milli eksen uzaklaşmasına..Sayın yazar her nekadar yazılarında tarafsızmış gibi yazmaya çalışıyor ama tarafı o kadar net ve belli ki….Bediüzzamanın dedigi gibi fikri siyasisine uygun birini seytan olsa melek görür, fikri siyasisine karşı olan birini melek olsa tekfir ile suçlar..İnat ,garaz, tarafgirlik, enaniyet,ben dediydim bak….demedim mi…

  14. Darısı başımıza, inşallah bizde de aynı değişiklik olur ve ayrıca hesap sorulur ; eğer hesap sorulmazsa değişikliğin fazla anlamı olmaz .
    Fehmi Bey AKP.nin seçim beyannamesine dokunmamış , belki yarına saklamıştır.
    Bu beyannamede vaat edilenler , 20 yıldan beri kesintisiz bir şeklilde ülke yönetenlerin ayni zamanda yapmadıklarının da çok tipik bir itirafıdır !
    Adama sormazlar mı, şimdiye kadar aklınız nerdeydi , muhalefet mi mani oldu, elinizi kolunuzu mu bağladılar !
    Mülakatı kaldıracaklarmış, geçmiş ola , devleti yandaşlarla tıka basa doldurduktan sonra kaldırıyorlar ,yani zaten gerek kalmadı !
    Depremde yapacakları konutların müjdesini veriyorlar , önce yıkılanların bir hesabını verin bakalım !
    Tam bir göz boyama taktiği!

    • Depremde sadece erdogandan hesap sormaya kalktigınız için etkisiz kalıyorsunuz ve millet sizi kaale almiyor..chp li belediyelerden niye hesap sorulsun diyemiyorsunuz.böyle objektif olmayıp hak ve hakikat için muhalefet yapmadiginiz icin böyle her seçimde hayreti mucip hallere düşüyonuz…
      Bütün herkes hesap versin chplisi akplisi deseniz …..varsa yoksa erdoğan…akp….

    • Kılıçdaroğlu nu kastediyorsun herhalde! çünkü zaferi damıtanlar yönetenler, Zafer diye bir parti vardı galiba onu mu kastettin acaba??

  15. malezya, yazarımızın aksine çok bildiğimiz bir ülke değildir. ben, kuala lumpur da bir iki gün kalmıştım, nispeten temiz ve düzenli bir şehirdi, insanlar da hoş sohbetti, bu coğrafya da müslüman bir ülke olması çok kıymetli, orta doğuda da pek çok ülkede bulunmuşluğum var, temiz ve düzenli olmak ortak payda olmayabiliyor ama bir ortak payda çok acıdır ki yolsuzluk.
    malezyada yönetim değişince bu yolsuzlukla çok büyük bir mücadele başlatıldı eski başbakan necip razakın kurduğu malezya kamu kalkınma fonu yolsuzluğu çok gündem yaratmıştı, razak, kendi döneminde bu yolsuzluğun soruşturulmasını engellemiş, yolsuzluğu araştıran savcıları görevden, itiraz eden bakanları kabineden almıştı ama 2018 de iktidar değişince, soruşturma tekrar açıldı. razak, yargılanıp, hüküm giymiş, yurt dışına kaçırılan paralarında büyük kısmının ülkeye geri iadesi sağlanmaya çalışılmıştı.
    bir yerde yolsuzluk varsa, adalet olmadığı içindir. adalet mülkün temelidir diye boşuna söylenmemiştir. adaletin olmadığı yerde yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk, adil olmayan paylaşım ve sonuç olarak yoksulluk, gelişmemek, gönenmemek olur.
    şimdi kemal beyin seçim stratejisinin ne model olduğunu kendileri belirlesin ama mesela bir 418 milyar dolar telaffuz ediyor ki bu hepimizi ilgilendiriyor biz kendisine oy vermesek bile, hepimizin kabul ettiği ülkede var olan yolsuzluk gerçeği ile mücadeleyi desteklememiz, yurt dışında vergi cennetlerine kaçırılan paralar dahil, her türlü haksız, hukuksuz elde edilen, aktarılan kaynaklarımız için yapılacak olan hukuki çabaya destek vermemiz gerekir. bu sadece bizim değil, gelecek nesillerimizin de vebalidir. ne yazık ki, ülkemizde yolsuzluğa karşı olması gereken duyarlılık fazla değil, her gün çıkan skandallar, rezaletlerle bir şekilde durumu kanıksadık, hayatımızın bir parçası oldu ve sıradanlaştı. ne yazık ki bazıları paraların geri alınabileceğini olası bile görmüyorlar. oysa kişi ve partiler bunları geri alamazlar ama devlet çok güçlü bir aygıttır ve bir devletin peşine düştüğü mesele büyük bir meseledir. elbette zor bir süreçtir, uluslararası hukuk devreye girecektir, belki malezyada olduğu gibi tamamını geri almak mümkün olmayacaktır ama geri alınan her kuruş bu ülkenin kazancı olacaktır. her çabaya değer.

    • İstanbul, deprem riski en yüksek şehirlerin başında geliyor. Ancak İBB Başkanı İmamoğlu ne yazık ki aylardır İstanbul’a uğramıyor. İstanbul’u unutmuş kapı kapı dolaşarak Meral Akşener’in ve Kılıçdaroğlu’nun siyasi PR’ını yapıyor. Hukukçu Ersan Şen’in dediği gibi, İmamoğlu ile Yavaş kamu görevlisi değil mi, istifa etmeden nasıl seçim çalışması yapıyorlar?

      • deprem riski en yüksek şehirlerin başında geliyor ise neden istanbula ihanet edildi sayın imamoğlundan önce diye sormak lazım. etmeseydiniz.
        seçimlerde sayın erdoğanı iki kez yenerek istanbulu alan sayın imamoğluna gösterilen yoğun ilgi, sevgi, koşup gelen kalabalıklar, gösterilen coşku sizleri fazla geriyor sanıyorum, öyle mi böyle mi mıkırdayıp duruyorsunuz.
        bir siyaset pirinin dediği gibi;
        istanbulu alan, türkiyeyi alır.
        gerisi hikaye.

        • Kamuoyu araştırmaları, İYİ Parti’nin hızla eridiğini ve baraj altı kalma riski taşıdığı iddialarını destekliyor. Üç beş ay öncesine kadar yüzde 20’lerde gösterilen, yüzde 14 bandında dolandığına ilişkin ise bağımsız kamuoyu araştırmalarına sahip olan İYİ Parti’nin, 14 Mayıs’ta barajın altında kalması herhalde Türk siyasi tarihine Titanik vakası olarak geçer. İYİ Parti barajı aşmayı başarsa bile kimse Meral Akşener’i dümende tutmaz. Akşener, masadan ayrıldığı gün ifade ettiği “Ya tarih yazacağız ya tarih olacağız” sözlerinde haklı çıktı. Tarih yazamadı ama tarih olmayı başardı. Ve bu trajik sonucu tarih kendisine 14 Mayıs akşamı tebliğ edecek!

Yoruma kapalı.