Seçime doğru: Bu seçim daha önceki seçimlere hiç benzemiyor.. Seçmenler bilinçli olmak zorunda…

35
Reklam

Herkes siyasetle hayatının belli bir noktasında tanışır. Ben galiba herkeslerden biraz daha erken siyasetle tanışanlardanım. Geriye dönüp baktığımda, siyasete dair ilk hatırladığım, henüz alfabeyi sökmeye başladığım dönemde yapılan, ‘tarihi’ olma iddiası sebebiyle bugünküne benzeyen bir seçimden enstantaneler oluyor.

Celal Bayar-Adnan Menderes ve arkadaşlarının Demokrat Partisi’nin (DP) katıldığı son seçim olan 1957 seçiminden…

Seçimden DP’nin üçüncü kez iktidarını koruyarak çıktığı anlaşıldığında, genellikle CHP’li mahalle komşularımıza inat, cadde üzerindeki müstakil evimizin dışa dönük görünür her yeri ışıklarla aydınlatıldığı gibi, kocaman harflerle sevincini belli eden bir pankart da babam tarafından kapıya asılmıştı.

O pankartta ne yazıldığını bile hatırlıyorum.

Sonraki seçimler, babam da ihtilal sonrası yeniden demokratik hayata geçilince kurulmuş Adalet Partisi’nde (AP) yerel siyasete fiilen katılmaya başladığı için, belleğimde daha canlı. 

Evde de oturabilirdim ama babamın aday olarak konuşmacı sıfatıyla katıldığı siyasi propagandaların yapıldığı kahvehane toplantılarına, bir çok kez onunla birlikte gittiğimi hatırlıyorum.

Babam DP yanlısıydı ama desteklediği partinin mitingleri kadar Osman Bölükbaşı’nın birbiri ardına anlattığı fıkralarla süslü konuşmalarını dinlemek üzere, Millet Partisi mitinglerini de kaçırmazdı.

Ne kadar eğlenilirdi o mitinglerde, hatırımdadır.

Reklam

Adnan Menderes’in ihtilalden kısa süre önce İzmir’e gelip konuşma yaptığı mitingi de hatırlıyorum.

Muazzam bir kalabalık vardı alanda. Kürsüdeki Menderes’i daha iyi görebileyim diye beni omuzuna almıştı babam, mitingi onun omuzundan izlemiştim.

Oy kullanabilecek yaşa geldiğimden bu yana sandık başına gitmeyi hiç ihmal etmedim.

Kendimi tartıyorum da, oyumu verdiğim partiler sandıktan diğerlerinden daha önde çıkmış olsalar bile, radikal veya ideolojik bir seçmen sayılmayacağımı düşünüyorum.

Hiç bir zaman oyumu kazanmasını istemediğim bir partiye tepki olarak kullanmadım. Her zaman, ülkeyi veya yaşadığım kenti daha iyi yöneteceğini düşündüğüm partiler ve adaylara oy verdim.

Bazen genel seçimde tercih ettiğim parti ile yerel seçimde oyumu kullandığım adayın partisi farklı da olabildi.

Sandık başına gittiğimde oyumu zayi etmek için zarfın içini boş bıraktığım veya mühürü oyun iptal edileceği biçimde kullandığım hiç olmadı.

Tercihimden dolayı sonradan pişmanlık duydum mu?

Reklam

Düşünüyorum da, daha oyumu sandığa atarken bile “Yanlış mı yapıyorum?” ikircikliği yaşadığım birkaç seçim aklıma geliyor. 

Yine de oyumu kullandığım için hiç pişmanlık duymadım. Oyumu verdiklerim kaybetseler bile içim her vakit rahat oldu.

İşim, siyasi yorumculuk. Her seçim öncesinde ve tabii her seçimden sonra da gelişen olayları ve ortaya çıkan tabloyu yorumluyorum. Yazılarıma ister istemez eğilimim de yansıyordur. Ancak hiçbir seçim öncesinde oyum için tercih edeceğim partinin hangisi olacağına dair açık adres belirtmedim.

Arif olanın anlayacağı bir üslubu yeğledim daima.

Doğrusunun da bu olduğuna inanırım.

Tersini yapan, her seçim öncesinde hangi partiye oy vereceğini okurlarıyla paylaşan siyasi yorumcular yok mu?

Var elbette. Aile bağları sebebiyle esasen oyunun rengi kolayca tahmin edilebilen Metin Toker her seçimden bir-iki gün önce, tahminleri doğrular biçimde bir yazıyla tarafını belli ederdi. Kayınpederi İsmet İnönü’nün CHP genel başkanlığından devrilmesi sonrasındaki ilk seçimde, yazısının başlığı “Oyumu AP’ye vereceğim” olduğunda sadık okurları herhalde şaşırmamışlardır.

[Toker’in keskin dönüş belirttiği o ve sonraki seçimlerdeki tavır değişikliğini, son haftalarda kapsamlı siyasi tahlillerle ortamı değerlendiren Prof. Hasan Bülent Kahraman’ın Politik Yol sitesinde çıkan ‘Seçimi kim kazanacak?’ yazısı bana hatırlattı. Merak uyandıran başlıklı yazısını “Türkiye’de daima merkez parti seçim kazanır” cümlesiyle bitiriyor hoca.]

Bu seçimde benim durumumda olan seçmenlerin işi kolay.

Radikal veya ideolojik davranan seçmenin işi ise daha zor.

Nedenini açıklayayım.

Zorluk, seçime bir aydan az bir zaman kaldığı halde kendisini ‘kararsız’ olarak tanımlayanların anketlerde hala hayli yüksek çıkmasından da anlaşılıyor. Karşılarına gelip veya telefonla ulaşıp “Hangi partiye oy vereceksiniz?” sorusunu kendilerine yönelten anketçilere bir parti adını vermiş olanların bile sandıkta farklı biçimde oy kullanması mümkün bu seçimde.

Listelerde AK Parti’nin yanı başında MHP’nin ve HÜDA-PAR’ın bulunması, aynı ittifaka DSP ve Yeniden Refah partilerinin de katılmaları, son 20 yıl boyunca oyunu hep ona vermiş olanlardan bazılarını tereddüte sevk etmemiş olabilir mi?

Ahmet Davutoğlu ve onunla Gelecek Partisi’nde buluşmuş arkadaşları ile Ali Babacan ve onunla DEVA Partisi’ni kurmuş olan kadrosu içinde yer alıyor diye önceki seçimlerde oyunu AK Parti’ye kullanmış insanların da kafası karışmış olabilir.

Benzer bir durum geleneksel CHP seçmeni için de söz konusu.

Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin muhafazakar kimliği açık adayları da CHP listelerinde yer alıyor. CHP listelerinde DP’li adaylar da var.

CHP’nin geleneksel seçmen kitlesi ilk kez böyle bir durumla karşı karşıya.

Oylar önceki seçimlerde olduğu gibi gözü kapalı kullanılmayacak bu seçimde. Çok daha bilinçli tercihlerde bulunulması gerekecek.

Milletvekili seçiminde böyle olduğu gibi cumhurbaşkanlığı seçiminde de yine seçmeni bilinçli oy kullanmaya zorlayacak bir durum var. AK Parti’den kopanların kurduğu iki parti ile Saadet ve DP’nin liderleri, seçmenlerinden yalnızca kendi adaylarının bulunduğu CHP listelerine oy vermelerini istemekle yetinmiyor, açık-seçik ifadelerle, cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP’nin genel başkanı olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu tercih etmelerini de istiyorlar.

Daha önce çok daha kolay kullanılan oylar bu defa üzerinde etraflıca düşünülerek kullanılacak.

Radikal veya ideolojik seçmenler sınanacak bu seçimde, benim gibi zaten farklı unsurları düşünerek tercih belirleyen seçmenlerin işi daha kolay.

Bu işin üstesinden hakkıyla gelebilirsek Türkiye eskisinden daha demokratik bir ülkeye dönüşebilir.

ΩΩΩΩ

Reklam

35 YORUMLAR

  1. Bu seçimde farklı görüşteki oy potansiyeli küçük partileri saf dışı bıraktığı gibi seçmenleri ve partileri dayatma sistemidir. Fakat seçmenler bu dayatmalara karşı tepkilerini göstermek için belki de ömründe hiç oy vermediği patiye oy verecektir.
    Aynı dayatma memur sendikalarında yüzde ikilik üye dayatması ters tepki yaratmış ve büyük sendikaların üye sayılarında erime yaşanmıştır. Bu dayamaya da ben şahsen tepkimi koydum şimdiye kadar asla üye olmayacağım sendikaya üye olarak dayatmaya karşı tepkimi ortaya koydum. Aynı durumun seçimlere de yansıyacağı sendikalardan anlayabiliriz.
    Bazen karşı tarafa yapılan hamle, götürüsü getirisinden çok olur…

    • Ahmed bey ne “küçük partileri saf dışı bırakması”, bilakis hepsi de kıymete bindi görmüyor musun?

  2. Sayın yazar “Bu işin üstesinden hakkıyla gelebilirsek Türkiye eskisinden daha demokratik bir ülkeye dönüşebilir.” diyor ama
    halkın cb seçmesine ve başkanlık sistemine referandumlarda şiddetle karşı çıkmış bir muhalefetin şimdi utanmadan hem de birkaç adet devletbaşkanı adayı birden çıkartması, yeterince “demokratikleştiğimizin” de bir göstergesi değil mi?

  3. KİŞİ BAŞI GELİRDE 22 YIL ÖNCEYE, 78. SIRAYA
    Seçimleri tencere doğrudan tayin etmese bile, en önemli faktörlerden biri olacağı kesin.
    Tencereye haşır-neşir olanlar öncelikle kadınlarımız.
    Geçenlerde bir araştırma kadınların iktidara olan desteğindeki önemli düşüşe işaret ediliyordu.
    Toplu yemek ve düğünlere masa sandalye temin edenlerle görüştüğümde şunu söylediler:
    “Uzun zamandır böyle Ramazan ayı görmedik”
    Siparişlerin azlığını kastederek.
    Kişi başı gelir sıralamasında Dünyada 78. sıraya gerilemişiz.
    Yani 2001 sıralamasına düşmüşüz.
    Bir de 13 milyon göçmeni hesap edersek hangi sıraya düşeceğimizi Allah biliyor.

    • Masa sandalye temin edenler bilsinler ki bu yılki iftar programları son on yılın ortalamasının 7 katı. Millet bir oldu gönül sofralarını deprem çadırlarına kuruyor. Sıcak yuvada iftar zamanımı şimdi. Hak gelecek batıl zail olacak her daim. El muzaffer daima

  4. bu seçim öncekilere hiç benzemiyor, köprüden önce son çıkış.
    mevcut iktidarın kazanması durumunda bugünleri mumla arayacağımız ortada, kötü giden ne varsa, daha kötüye gideceğini düşünebiliriz. ekonomi mesela, daha iyiye gideceğini düşünmemiz için tek bir neden yok. öte yandan hak ve özgürlüklere ise daha çok kısıtlama ve yasaklama geleceğine dair endişelerimiz var. zaten ellerinde zaten muhalefeti dış güçler destekliyor iddiası dışında sunabilecekleri bir şey yok, biraz seccade üzerinden dincilik polemiklerini saymazsak. dış güçler muhalefeti neden desteklesin? ekonomi çökmüş, para pul olmuş, tarım, hayvancılık gerilemiş, enflasyon rekorlara koşmuş, gelir dağılımı bozulmuş, cds rekor seviyede yükselmiş ülkenin itibarı büyük zarar görmüş, ülke gri listeye girmiş, halkı kutuplaşmış, eğitim zayıflamış, akp nin özellikle son 10 yılı bütün zamanların en kötü ve başarısız dönemi olmuşken dış güçler daha ne istesin, muhalefeti neden desteklesin?
    milli güvenlik desen,
    muhalefet suriye, arap ülkeleri ve mısırla ülke çıkarları için görüşmek gerektiğini söylerken bu ülkelerle yıllarca kim sorun yaşamayı tercih etti?
    şah ismail türbesini yerimizi yurdumuzu bırakıp kim getirdi, muhalefet buna neden itiraz etti?
    muhalefet, yunan ortak adaları silahlandırıyor derken, kim sesini çıkarmadı, engel olmadı?
    akdenizde ortak alanda enerji arayışımız ne durumda?
    muhalefet defalarca itiraz ettiği halde ülkeye milyonlarca göçmeni kim aldı?
    muhalefetin karşı çıkmasına rağmen suriyede abd ile eğit donat programını kim yaptı?
    gri listede neden adımız var?
    abd, muhalefeti destekliyormuş. dış güç nedir her şey gibi asıl anlamını yitirmiş yeni bir tanıma ihtiyaç duyuyor ise de bu durumda suriyede bize abd den daha çok sorun çıkaran, askerlerimizi öldüren, ekonomik ambargo uygulayan, pkk yı terör örgütü tanımayan ama akp ye açık desteğini veren rusya nedir? 12 kez savaştığımız rusya eski bir dost mu diyelim?

    hdp, % 10 bandını zorluyor, bu seçimde oyunu arttırabilir. hdp yi ve hdp üzerinden muhalefeti marjinalleştirmenin bir karşılığı yok. yerel seçimlerde de görmüştük, şimdi anketlerde de görüyoruz. ortada suç varsa, ülkenin yasaları gerekeni yapmalı hem de acilen yapmalı değil mi? kapatılması gerekiyorsa, hemen kapatılmalı değil mi? neden duruyor? hdp olmazsa, muhalefeti nasıl marjinalleştirecekler bir cevap olabilir mi?
    bazı siyasi ayak oyunları için bir başka cevap olabilir mi? seçimlerden sonra kapatılmasının, oy alan vekillerin siyasi yasaklı hale getirilmesinin faydası mı olacak? kime faydası olacak? hdp, seçime başka bir partinin logosu ve listeleriyle katılıyor, iyi mi? bir siyasi akıla bir siyasi akıl, bir siyasi oyuna, bir siyasi oyun, ülkede siyasi ayak oyununda başka bir şey yok. keşke bu akıl oyunları performansı halkın refahı için gösterilse değil mi? dolar 19.35, soğan desen 30 tl olmuş, yönetilmiyor, yuvarlanıyoruz yardan düşen taş gibi her konuda geriliyoruz bir yandan fakirleşiyoruz tam da bu nedenle bu seçim köprüden önce son çıkış diyoruz,
    seçmen bilinçli olmak zorunda.

    • Didem hanım “bu seçim öncekilere hiç benzemiyor, köprüden önce son çıkış.” filan diyorsunuz da, enseyi karartmayın yahu, önceki seçimler için de hep böyle diyordunuz, daha ne köprüler yapılacak ne inişler çıkışlar geçilecek, durmak yok yola devam!

      • sayın kartal bahçıvanı
        biraz daha devam edersen soğan 100 tl olacak.
        2018 seçiminde dolar 4,5 tl
        enflasyon % 15 civarındaydı.
        olmuyor işte,
        inadı bırak bence.

  5. Seçimi erdoğan kazanacaktır, millet geleceğini pkk gibi fetö gibi karanlık işlere emanet etmez.
    sonuç bellidir, istediğiniz kadar itiraz edin, olacak olan budur.

  6. LANET OLSUN OL YEZİDİN CANINA
    NASIL KIYDI HÜSEYİNİN KANINA

    Davutoğlunun partisin bir mesaj paylaşmış, “moğol istilasından sonra başımıza gelen en kötü felaketten kurtuluyoruz diye. Babacan 10 yıl akpartide bakanlık yaptı. Onun dönemi çok iyi imiş, Türkiye başarılardan başarılara imza atmış. Davutoğlu 5 yıl başbakanlık yaptı onun dönemi daha iyi imiş. Liyakata önem vermiş, asla ama asla yolsuzluğa izin vermemiş. Yani arkadaşlar akpartinin 15 yılı çok iyi imiş. geriye kalan 5 yılda zaten gezi kalkışması, fetö darbesi ondan sonra 2 yıl evden çıkamadığınız pandemi krizi, sonra enerji fiyatlarının 10 kat arttığı enerji krizi, en son da iki büyük ticaret ortağımız ukrayna ve rusya savaşı. Bu arada ülkemize sığınmak zorunda kalan 10 milyon mülteci ve yangınlar, sel basması, depremler vs. Gerçekten almanya bizi kıskansa yeri, şu saydıklarımın onda biri avrupada bir ülkede olsa ortalık toz duman olur.

    Yıllar önce idare mahkemesinde bir işim olmuştu. O sırada bir salonda zeytinburnunda havafişek atölyesinde olun patlama yüzünden ölen- yaralananların davası vardı. Mağdur yakınları salona girdiğinde hanımların hepsi başörtülü idi. Hakim başı açık avukat bayanı yanına çağırıp, sertçe “müvekkillerinize hatırlatın burası kamusal mekan, bir daha başörtü ile gelirlerse içeri almam”dedi. Hanım avukat davacılarla ilgili bir düzenleme yok falan dedi isede hakim elinin tersi ile avukatı yerine gönderdi. Yıllar geçti yine geçenlerde bir vesile ile idare mahkemesinde duruşmaya girdiğimde kürsüde başörtülü bir bayan hakimi gördüm. Şimdi benden soğan fiyatları için akpartiye oy vermemem isteniyor. Vallahi vebali büyük olur. Temele de söyleyin ahir ömründe kendini yakmasın.

    • gündelik asrın lideri tramp gibi nasıl sallamaya alışmışsanız yazdığınızda bir tane doğru yok. ne mülteci sayısı doğru, ne Davutoğlu’nun başvekillik süresi daha uğraşsam herhalde bir kaç tane daha bulurum. asrın liderine sizin gibi seçmen yakışır, doğrularla kavgalı, algılarla barışık. Teemmel

    • Her yerde kadroları boşalt cemaat üyelerini yerleştir sınırları açıp ülkeyi göçmen doldur doğal felaketler için gereken önlemleri alma dere kenarlarına deprem alanlarına yüksek binalara izin ver rantını ye sonra hepsini bahane yap. Ukrayna rusya savaşı zarardan çok fayda getirdi dünyadan haberiniz yok. Bazı şeyler sadece aklı kapatır ddn hanım.

  7. secimi kimin kazanacagindan daha cok secimin kimin kaybedecegi onemli bir secim olacak. RTE kazanirsa sonraki secimde yok. bu durumda Ak parti lideri olarak devam eder. kaybederse yeni bir donem baslayacak. bir sonraki secimin kimin kazanacagi onemli olacak. sonraki secimler en az 2025 yilinda olmali ki halk degisimi sindirebilsin.
    chp merkez saga dogru iyice kaydigi icin chp artik merkez parti konumunda. yani durum karışık…

    • Hak Geldi Batıl Zail Oldu. El muzaffer Daima. Siz istemeseniz de Allah nurunun tamamlayacak. Biz 50 yıl sabrettik bi 5 yıl daha sabredin hele ne var.

  8. Bana göre bu seçimde oy kullanmak , belki de bütün seçimlere göre en kolay olanıdır ; zira bu seçimde en birinci , en temel kriter , vazgeçilmez bir ölçüt , ülkeyi mahveden bu siyasi iktidarın pılını pırtısını toplayıp tarihin çöplüğüne atılmasıdır ; daha insanlar ne bekleyecekler , ne arayacaklar , her şey ayan beyan ortada , yalan üstüne yalan dolan üstüne dolan, şimdiye kadar yapılması gereken pembe pembe uçuk uçuk vaatler …!!!
    Yahu ülke battı batacak , şunun şurda çukura yuvarlanmaya ne kaldı !
    Zerre kadar aklı , mantığı olan, vicdanı olan ,vatanını , milletini seven ,Allahtan korkan bir insan bu AKP.ye oy vermez , bu kadar !

    • Yani sözün özü şu ; bu seçimde kime oy vereceğimiz pek önemli değil ama kime oy vermeyeceğimiz çok çok önemli , işte o da AKP. ‘nın taa kendisidir !

  9. Cevap:merkez Parti.Tamamda merkez kim? 20 yıldır belliki Akp idi/imiş. KKılıçtaroğlu CeHaPe yi merkeze çekmiş olabilir mi?
    (Solda merkez olmaz mı??)
    İllaki Meral hn ve dp pardon ap pardon dyp pardon iyi+mhp mi olacak/olmalı?
    (Meral hn eskiden bu merkez partilerden birinin içişleri bakanıydı!).
    Cumhur ittifakı seçmeni için daha kolay gibi, bas mühürleri yirmi yıldır aynı resme😊.

  10. Evet ideolojiler değil demokrasi kazanacak bu sefer. Aklın yolu da bir. Yolsuz yönetimlere son verilmesini ve gerçek demokrasiye kavuşmamızı da sağlar umarız. Böylece çevremize de örnek olabilir ikinci Arap baharını başlatabiliriz.

    • Aman hocam birincinin enkazı henüz dağılmadı, tek ayakta kalan biz olduk, garezin bize mi:)))

    • Ender bey “ikinci Arap baharını başlatmak”tan kastınız tam olarak nedir bilemiyorum ama sanki bu sefer güneydeki hepimizin sevdiği küçük ülkede başgöstermişe benziyor:)
      Yalnız bu “Böylece çevremize de örnek olabiliriz” olayı pek iyi bir fikre benzemiyor benden söylemesi, suriyenin hali ortada yani…

    • Birinci Arap Baharı iyi başladı ama sonuç iyi olmadı, çünkü hazırlıksızlardı. Dersler alındı ve demokrasiye daha fazla asılmak gerekiyor. Babadan diktatörler gitti, şimdi diğerleri de gidecek. Demokrasi zahmetli bir iş. Batı 1000 yılda geldi buraya.

  11. Yerelde/taşrada söylenen şöyle bir söz vardır: “Siyaset koltuğu yağlıdır, oturana bulaşır ve bir daha çıkması hem zor olur hem de zamana bağlıdır”.. Bu süreç içerisinde her kademede aday olan siyasiler, siyasetle bağını neredeyse ömür boyu koparamazlar…
    Bu, aktif siyasetle ilgilenenler için böyledir de politize olmuş toplumlar için de aynı değildir denemez. Halk da, özellikle seçim zamanlarında siyasetle olan ilgisini neredeyse profesyonel politikacılar gibi yürütür, yürütmek ister.

    Gelişmiş Batı demokrasilerinde halkın yarısı veya biraz fazlasının seçimlere ilgisi neredeyse yok denecek kadar azdır. Nedeni, “oturmuş sistem” yapısından kaynaklıdır denir. Seçimler sonucu ülkesinde çok fazla bir şey değişmez, olsa olsa, mevcut durumun üzerine her konuda bir gelişmişlik daha konur. Seçmenin, bireysel olarak ilgilendiren gelir dağılımı ve geçim sıkıntısı ile eğitim hayatı, sosyal aktiviteler v.b. konularında elinden gideceği bir şeyi yoktur da ondan…

    Peki ya bizde? Bulunduğu coğrafya içerisinde neredeyse tek demokratik devlet sayılan ülkemizde böyle midir? Seçimler yaklaştıkça herkesi hafakanlar basar; iç dış düşmanlar gırla, seçim vaatleri havada uçuşur, kamunun malı siyasi rüşvet olarak dağıtılır, olmadık toplumsal korkular üretilir, her politikacı bir Superman kesilir v.s. v.s.
    Nedeni, gelişmiş Batı demokrasilerine göre gelişmemiş toplum yapısı ve oturmamış sistem olarak açıklanır. Doğru bir değerlendirme midir, tartışılır.

    Peki uzun yıllardır demokrasi serüvenini yürüten ülkemiz devlet sistemi ve halkımız, neden ileri demokrasi ülkeleri kadar demokraside pozitif(!) bir yol kat edemiyor, her seçim dönemi yaklaştıkça devletinin/ülkesinin beka (dış müdahaleler/bölünme korkusu), ekonomik sıkıntı/kriz, toplumun -hele şimdilerde olduğu kadar hiç olmadığı gibi- kutuplaştığı bir süreç yaşarız?

    Bu sorunun cevabı yukarıda açıklandığı üzere salt ‘…gelişmiş Batı demokrasilerine göre gelişmemiş toplum yapısı ve oturmamış sistem…’ olarak açıklanabilir mi? Başka temel nedenleri de olmalı ve bu başka bir söyleşinin/yazının konusu.

    Ülkemizde, özellikle seçim zamanlarda “halkın feraseti”, “Anadolu feraseti”, yanında “Anadolu irfanı” gibi tanımlamalar kullanılır. Son süreçte diğer değer yargılarının içinin boşalması gibi bu tanımlamalarında eski ağırlığı azaldı!. Ama her şeye rağmen bu kadim “feraset” olgusu varlığını koruyor ve önümüzdeki seçimde -seçim ittifaklardan hangisine olacağını kestiremediğim- etkisini göstereceğe benziyor.

    Öncesinde, “her on yılda bir (askeri)darbe yaşayan devlet” tanımlaması yaygındı ülkemiz adına kullanılan bir yafta olarak. Akabinde, her on yılda bir ekonomik kriz peyda oldu. Bu iki tanımlama birlikte kullanılır olmaya başlandı son zamanlarda.

    Bir üçüncüsü ise , neredeyse her on yılda bir yaşadığımız yıkıcı,1999 Gölcük depremi, 2011’de Erciş -Van depremi ve son olarak 6 Şubat 2023 Asrın depremleri…

    Ülkesinin kaderi “her on yılda bir” yaşanan felaketlerle (!) tanımlanan milletimizi, her türlü sosyal/siyasal, maddi/manevi, arzi/semavi felaketlerden muhafaza eylesin Allah.

    • Hasan bey “Gelişmiş Batı demokrasilerinde halkın yarısı veya biraz fazlasının seçimlere ilgisi neredeyse yok denecek kadar azdır. Nedeni, “oturmuş sistem” yapısından kaynaklıdır denir. Seçimler sonucu ülkesinde çok fazla bir şey değişmez, olsa olsa, mevcut durumun üzerine her konuda bir gelişmişlik daha konur. Seçmenin, bireysel olarak ilgilendiren gelir dağılımı ve geçim sıkıntısı ile eğitim hayatı, sosyal aktiviteler v.b. konularında elinden gideceği bir şeyi yoktur da ondan…” diyor,
      siz bunları bir de fransızlara anlatın isterseniz:)
      Haa avrupalı seçmenlerin vurdum duymaz oluşunun sebebi de “ölmüş eşşek kurttan korkmazmış” sendromudur, yani öğrenilmiş çaresizliktir, bilip bilmeden atıp tutmayalım!

  12. Türkiye’deki seçimleri bütün dünya izliyor. Herkes bu seçime odaklandı. Türkiye’de Erdoğan kazanırsa, Karadeniz’de Montrö kuralları uygulanmaya devam edecek. Erdoğan’ın rakibi Kılıçdaroğlu ise bu konuda ABD’nin isteklerine neredeyse hiç itiraz etmeyecek kadar iktidara hevesli. Masadaki diğer aktörlerin dış politikaya bakışlarından bunu epeyce tecrübe etmiştik.
    ABD, İngiltere, Almanya, Rusya, Çin medyası Türkiye seçimlerine dair analizler yayınlıyor. Tahminler yapılıyor.

  13. Türkiye’nin parçalanarak yok edilmesini amaçlayan BOP’un Türkiye’de adım adım başarıya ulaştığının göstergesidir bu günkü köşe yazısı. TC’nin tüm değerlerinin yok edilmesi, tabelalardaki TC kaldırılarak başlamıştı. Andımız, ordumuz, silah endüstrimiz, kırmızı çizgilerimiz, ahlakımız… Ve en önemlisi insanlığımız. Birbirimize olan saygımız. Yönetim şekli değişikliği, seçim yasalarının böylesine alengirli, çetrefilli duruma getirilmesi de aynı amaçladır. Zaten çok eğitimli olmayan çobanı bol halkın aklı karıştırılmıştır. İrili ufaklı, birbirine benzer, tabeladan öte hiç bir değeri ve anlamı olmayan partilerin ortaya çıkması da aynı amaca hizmet etmektedir. Ve elbette bu partileri kuran ve başına geçenler kullanışlı aptallıktan başka bir işe yaramıyorlar. Adeta kırk satır mı kırk katır mı mantığı ile bir yerlere koşuyoruz. Allah sonumuzu hayır etsin.

    • Yahya bey “İrili ufaklı, birbirine benzer, tabeladan öte hiç bir değeri ve anlamı olmayan partilerin ortaya çıkması da aynı amaca hizmet etmektedir.” diyorsunuz ama o particiklerin çoğu cumhuriyetle yaşıt: komünist partilerimiz, vatan partisi vs.

  14. Yurtdışında yaşayan Türk vatandaşları oy kullanma hakkı var. Kullansınlar mı? Kullanmasınlar mı?

    • Bu soru genetik leşmiş gibi bağzı kesimlerde! Hak! Verelim miii vermeyelim mi? Verirsek; bizden olana mıı olmayana da mı? 😡. Bu zihniyetin
      İŞTE GETİRDİĞİ NOKTA BURASI!
      TC kimliği taşıyıp, ysk nın oy kullanmakta sakıncası yok! Listesine dahil olabilen her kişi oy kullanmalı! Çünkü hak’kı!!!
      Hiç ülkesine gelmiyor olsada,
      Bulgaristan dan suriyeden ıraktan gelmiş yerleşmiş ve “vatandaş” olmuşsa,
      Kedi bile (trafoya girme hakkı oluyorda) oy kullanmalı, oy kullanabilme yetisine sahipse.

      • İzmir’de tanıdığım üç kişi var. Hepsi de Almancıların oy kullanmasına karşılar. Türkiye’de yaşamıyorlar ve ülkenin kaderini etkiliyorlar. Almanya’da sosyal demokrat partileri destekliyorlar, Türkiye’de ise iktidara oy veriyorlar. Bu nedenden dolayı Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarının oy kullanmasına karşılar.

    • Başta yurt dışında. damatlar olmak üzere 7 sülaleri ve sadece akp nin parti hani o kollari kadı gençlik vb onlar kullanmasın.
      Yurt dişinda yaşayanların ülkedeki kullanılmayan hiç bir devlet hizmetinin gitmedığı gayri menkullerinden aldıkları vergıleri yalayip yutarken bunlar tc nin hizmetinden yaralanmiyor bu toprak parçasından vergi almayalım demiyorsunuz?sahi sizde hiç utanma yokmu. Ülkeyi soyup “dış güçler” diye şeytanlaştırdığınız ABD ve AB de kendi sulaleleri’nın vakıf larına yatırım yapanlar için durmadan ötüyorsunuz.
      Bir goole gir yaz. Ne yaz biliyormusun TC nin değil a ve ya b vikifların son 20 hatta 10 yılda yaptırmış ve inşaat halindeki gari menkuleri nelerdır. Sulalece ABD.

  15. Benim kafam net Sayin yazar ben, adayini kim partideki uyelerinin oyuyla secildiyse ona oy verecegim, partisinde demokrasiyi saglamayan ülkede saglayacagini zannedenede gülerim. Siz milleti uyutmaya devam ediniz

    • Vatandaş, ingiliz muhafazakarların liderini parti üyeleri seçiyor noolmuş, allahın hintlisi britanya başbakanı oldu iyi mi?
      Şimdi maazallah hdp nin üyeleri genelbaşkan seçiyor olsaydı oylar imralıya mı verilirdi silivriye mi?

Yoruma kapalı.