Seçime doğru: Anketler çelişkili.. Ülke gerçekleri mi, iktidarın gerçek diye sundukları mı sonucu belirler?

38
Reklam

Ne dersiniz, 20 gün sonra yapılacak seçimi hangi aday ve hangi ittifak kazanır?

Eminim, siyasetle yakından ilgilenmediği bilinen kişilerin bile şu sıralarda bu soru zihinlerini meşgul ediyordur.

Ülkeyi 20 küsur yıldır yöneten kadrolar ve üçüncü dönem yine aday olmayı başarabilmiş Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mı sandıktan bir kez daha ‘göreve devam’ onayı alacak, yoksa 14 Mayıs günü sandık başına gidecek genciyle yaşlısıyla insanlar, onlara ‘yeter’ deyip yeni kadroları iş başına getirip Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu cumhurbaşkanı yapacaklar?

Zihinleri bu soruyla meşgul olanların cevap bulmak için yardımına başvuracakları anketler yeterince aydınlatıcı değil.

Eskiden anket mi vardı? Daha çok kendi hislerimize güvenirdik ve beklentilerimiz genellikle sandık tarafından da doğrulanırdı. Gazeteler okurlarına illerde halkın nabzının nasıl attığını aktarabilmek için yazar kadrolarını bölgeler arasında paylaştırır, gidilen her ilden hangi partinin kaç milletvekili çıkarabileceğine dair ayrıntılı tablolar gazetelerde yer alırdı.

Şimdi o işi anketler görüyor. 

Çok sayıda anket şirketi var ve genellikle herbiri araştırmalarını kamuoyuyla da paylaşıyor.

Bu yazıya oturduğumda, anket sonuçlarına topluca yer veren ‘Vikipedi’ sitesindeki tabloya göz attım. Kesin aday listelerinin Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra yapılmış tam 15 araştırma var. 

Reklam

[Yalan söyleyecek değilim; araştırma firmaları arasında isimlerini ilk defa duyduklarım da var.

Anketler ne söylüyor?

Cumhurbaşkanı seçiminin birinci turda sonuçlanacağını gösteren yalnızca iki araştırma bulunuyor bu ay -Nisan- yapılmış anketlerde.

Gezici’nin anketinde Kılıçdaroğlu %53.4 ile %43.2 alacak görünen rakibi Erdoğan’ın önünde.

Avrasya’da ara biraz daha dar: Kılıçdaroğlu %50.1, Erdoğan %42.3 olacak görünüyor.

Diğerlerinin sonuçlarında cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalacağı anlaşılıyor.

Bazısında Erdoğan ilk turda kazanamasa da Kılıçdaroğlu’nun önünde. Sözgelimi Sonar’da Erdoğan %46.1, Kılıçdaroğlu %44.1; Optimar’da Erdoğan %45.9, Kılıçdaroğlu %43.9; Asal’da Erdoğan 46.8, Kılıçdaroğlu %42.2, Saros’ta Erdoğan 46.8, Kılıçdaroğlu 45.7 alacak görülüyor.

Diğerlerinde Kılıçdaroğlu önde: Yöneylem’de Kılıçdaroğlu %48.6, Erdoğan %43.0; MAK’ta Kılıçdaroğlu %49.8, Erdoğan %45.5; Alf’ta Kılıçdaroğlu %47.4, Erdoğan %43.9; ORC’de Kılıçdaroğlu %48.9, Erdoğan %41.5; MetroPoll’de Kılıçdaroğlu %46.9, Erdoğan %45.2; Aksoy’da Kılıçdaroğlu %47.9, Erdoğan %38.4, İEA’da Kılıçdaroğlu %44.3, Erdoğan %41.8 alacak durumda görünüyor.

Reklam

Ülkede seçim yapılmadan önce sonuçlarının ne olacağı kanaatinin anketlere bakılarak değil sahaya gidilip nabız tutularak tespite çalışıldığı dönemlerden edinilmiş alışkanlıkla, yukarıda sonuçlarını aktardığım anketler bana gerçeği tam yansıtıyor hissi vermiyor.

Daha önce de başka bir vesileyle burada yazdığımı hatırlıyorum: Seçmenlerin karşılarına görüş almak için gelen veya telefonla kendilerine ulaşan araştırma şirketi elemanlarına aldatıcı cevaplar verdiğini düşünüyorum.

Seçimde bir tarafın sandıkta diğerinden hayli ileride çıkacağını sanıyorum.

İktidar cephesi de önde çıkabilir, muhalefet ittifakları da, ancak hangisi önde çıkarsa çıksın aradaki fark şimdilerde anketlere yansıyandan daha fazla olacaktır düşüncesi bana hakim.

Sadece bana ait değil bu düşünce, muvafık -yani iktidarı destekleyen- veya muhalif kalemleri okurken yazdıklarından onların da benim gibi düşündükleri izlenimini çıkarıyorum. 

İktidarı destekleyen kalemlere göre, Tayyip Erdoğan rakibinin açık ara önünde, Cumhur İttifakı seçim sonrasında iktidarını koruyor.

Buna karşılık, muhalif kalemler de, muhalefette yer alan ittifakların ve Kılıçdaroğlu’nun seçimden muzaffer çıkacağına emin görünüyorlar.

Anketlere yansıyan sonuçlara fazla kafayı takan yok gibi…

En çok dikkatimi çeken, muhalif kalemlerin metin okuma çabaları. Cumhur İttifakı’nın seçim kampanyasını da kendisinin cumhurbaşkanı adaylığı ile birlikte neredeyse tek başına yürüten Tayyip Erdoğan’ın son günlerde iyice sivrilen üslubuyla birbiri ardına açıkladığı vaatlere bakarak, “Seçimi kendisinin ve ittifakının kaybedeceğini anladığı için böyle yapıyor” sonucunu çıkarıyor muhalifler.

Vaatlere bakarak, “Yakında aya da birini gönderebilirler” diye yazan birden fazla kalem oldu bugün.

Gülmekten kendimi alamadım.

Tıpkı ilk telaffuz ettiklerinde, iktidarın şimdi kullanmaktan kaçındığı “Yeter, söz milletindir” sloganına sarılmak için seçim günü olarak 14 Mayıs’ı belirlediğinde kendimi tutamadığım gibi…

İktidar, kampanyasını, Tayyip Erdoğan üzerine kurduğu ve o da en iyi bildiği temalar, vaatlerde eli yükseltmek ile korku ve endişeleri büyütmek olduğu için, bu iki konuda muhalefete yüklenip duruyor.

Tabii bir de en hakim olduğu söylemi de ihmal etmiyor Erdoğan: Dini konular…

Kendisine ve partisine defalarca seçim kazandıran konular hep bunlardı.

Muhalefet?

Ayrı ayrı girdikleri her seçimde iktidar karşısında kaybetmiş olarak çıkan partiler, son İstanbul seçimlerinden birlikte hareket ederek başarıya ulaştılar. O seçimde CHP ile İYİ Parti arasında işleyen ittifaka, muhafazakarlıkları ağır basan üç parti -Saadet, DEVA ve Gelecek partileri- ile DP’yi de alarak, cepheyi daha renkli hale getirdiler.

Söylemi de bu gelişmeye eşlik edecek biçimde yenilendi muhalefetin.

İktidarı zorlayan yeni bir durum bu.

Muhalefetin elindeki kullan kullan bitmeyen ülke gerçekleri şunlar: Kilosu 30 TL olan ve artık taneyle satın alınan soğan simgesinde ifadesini bulan hayat pahalılığı… Etrafıyla kavgalı görüntüsü verdiren dış politikadaki darboğazlar…

Tayyip Erdoğan’ın şahsında temsil edilen iktidarın elindeki malzemeler de belli: Diyanet’i kapatacaklar… Masanın yedinci ortağı HDP -veya seçime girdiği adıyla Yeşil Sol Parti-, bunlar Öcalan’ı serbest bırakacak, ülkeyi bölecekler…

Kısacası, ülke gerçeklerine karşı iktidarın gerçek olduğuna inandırmaya çalıştığı gündem maddeleri…

Halk bunlardan hangisini satın alır sizce?

Seçmenin de işi kolay değil.

ΩΩΩΩ 

Reklam

38 YORUMLAR

  1. Anadolunun musluman milli damarı soğan 300 tl ye de çıksa Küffarla işbirliği yapmaz.
    Çanakkale ruhunu bilmeyen LBGT tayfası dönmeler her dönem çıkmıştır toplumda, fakat kahir ekseriyet” sözkonusu vatansa” yerli ve milli duruşunu gösterir.
    Koruya tavsiyem anadolu turnesi yapması.Algıyla seçim kazanılmaz,halkımız
    her seçimde olduğu gibi firasetli ve basiretlidir…

  2. “Tayyip Erdoğan’ın şahsında temsil edilen iktidarın elindeki malzemeler de belli: Diyanet’i kapatacaklar… Masanın yedinci ortağı HDP -veya seçime girdiği adıyla Yeşil Sol Parti-, bunlar Öcalan’ı serbest bırakacak, ülkeyi bölecekler…

    Kısacası, ülke gerçeklerine karşı iktidarın gerçek olduğuna inandırmaya çalıştığı gündem maddeleri…

    Halk bunlardan hangisini satın alır sizce?

    Seçmenin de işi kolay değil.”
    Sayın Koru, bunları inandırmaya gerek yok, bunlar apaçık ortadaki gerçekler zaten. Görmek istemeyen işine gelmeyen görmek istemez. Bunların ülke menfaatine hiçbir çalışmaları yok, hep yıkmak, bozmak, ortadan kaldırmak projeleri. Ne diyeyim Allah size de görmeyi nasip etsin

  3. Çevremdeki tuzu kuruların hepsi zillet ittifakını destekliyor, zaten tuzu kuru olmayan da yok!
    İşçi gariban kesimden rastladıklarım ise cumhurittifakından şaşmıyor, haline şükrediyor!
    Evet benim anket sonucum şu:
    Akparti döneminde zenginlerin sayısı çoğaldıysa, eğitim düzeyimiz yükseldiyse kazanacak aday dersimli kemaldir,
    hala emekçiler çoğunluktaysa yine adam kazandı demektir!
    İtirazı olan?

    • zillet diyorsunuz bunun ne kadar şık olmadığını bir daha düşünün lütfen
      22 yıldır iktidar olan akepe içinde 50 yıllık parti mhp yine muhsin yazıcıoğlunun bbp yerli ve milli olduğu cumhurbaşkanı ve devlet bahçeli tarafından iddia edilen hudapar zillet demeyi ne kadar hak ediyor ben etmiyor diye düşünüyorum.
      yinede siz bilirsiniz.

  4. ittifak eden kavileşir. Türkiye çapında yapılan anket sizi yanıltabilir. ilinizdeki, bölgenizdeki aday, ittifak, seçmen özelliklerini değerlendirip akıllı oy kullanabilen, seçmenden oy isteyen kazanır.

  5. “Vaatlere bakarak, “Yakında aya da birini gönderebilirler” diye yazan birden fazla kalem oldu bugün.

    Gülmekten kendimi alamadım.”
    Sayın yazar ne kadar gülse azdır, çünkü bu yıl ya da hemen önümüzdeki dönemde türkiyeden bir gökmen(kozmonot) aya gönderilecek zaten:) Türkiye uzay ajansımızın eylem planında var bu!

    • Ay nurdur, aya çıkılmaz ! 🚀🌒 Bu coğrafyada bir zamanlar yaygın bir inanış, hem de kaynağını dinden almış. Kendi şahsi görüşüm de aya çıkılmasının ve üstünde yürümenin mümkün olmadığı yönünde ancak bu inanışım dini bir argümandan kaynaklı değil.Ben doğrudan aya gidilemeyeceği konulu anglosakson menşeili, komplocu teknik magazin yazılardan etkilenerek bu sonuca vardım. Haliyle değil gökmen, göktaşı olsanız aya gidemeyeceksiniz. Teemmel

  6. Artık Erdoğan ın şapkadan çıkaracak tavşanı kalmadı. elinde sadece seccade ve tesbihi kaldı. eeee! onlar da emeklilikte lazım zaten. seçmen bu seçimde elinde seccade ve tesbihiyle Erdoğan ı evine gönderecek diye düşünüyorum.

  7. Bugün Türkiye nüfusunun yarısına yakını CHP’li belediye baṣkanları tarafından yönetiliyor.

    2019 yılında enflasyonun bugünden daha az olmasına rağmen CHP 11 büyükṣehir belediye baṣkanlığını kazandı.

    Bugünkü yüksek hayat pahalılığı Erdoğan seçmenlerini de etkiliyor. Böyle bir ortamda Erdoğan‘ın kendi gerçekleriyle algı uyandıramayacak seçmen sayısı oldukça yüksek olsa gerek.

    Erdoğan’da bu durumun farkında. Sertleṣen, çok çeliṣkili, camii avlusunda muhalefete hakaret edecek kadar dinden uzaklaṣan söyemleri de içinde olduğu durumu gösteriyor.

  8. Bazıları oturmuşlar masa başına,
    sanki sınıfta kompozisyon yazılı sınavındaymışçasına ne kadar kötü durumda olduğumuza dair bir yığın laf ediyor.Memleket gerçekleri ile hiç alakası yok yazdıklarının.Niçin alakası yok? Şunun için:

    Ülkemizin durumu onların yazdıkları gibi olsa halkın yarısı iktidar ittifakına oy vermez.

    Bugün,Cumhuriyet tarihimizin en müreffeh,en özgür günlerini yaşıyor halkımız.

    Yollarımız,köprülerimiz,tünellerimiz,
    hızlı trenlerimiz,hava ulaşımımız ne ABD’den,ne Avrupa’dan,ne Çin’den,ne
    Rusya’dan geri kalır.

    Marketlerimiz envai çeşit ürünle ağzına kadar dolu.Hiç bir malın yokluğu çekilmiyor.

    En fakir olanlarımızın evinde bile hiç bir beyaz eşyanın eksikliği söz konusu değil.

    Asgari ücret dolar bazında bile önceki yılların çok üzerinde.

    Soğan mı dediniz?

    Soğanın aşırı şekilde pahalandığını geçmiş yıllarda da çok şahit olduk.
    Bugün 30 lira olur,1 hafta sonra yeni ürünün çoğalmasıyla 5-10 liraya düşer.

    Yakıt fiyatları 1 yıl önce ile aşağı yukarı aynı seviyede.Dövizdeki artış da çok sınırlı kaldı.Kaldı ki döviz fiyatlarının çok düşük olması da çok ideal bir şey değil.Çünkü ihracatın aleyhine olur düşük döviz fiyatları.
    Japonya ve Çin kendi paralarının değerini bilinçli bir şekilde düşük tutuyorlar.

    Toki’nin yaptığı evlere dar gelirli vatandaşlarımız kiradan bile düşük taksit ödeyerek sahip oluyorlar.

    Daha da önemlisi halkımız özgürlüğün tadına vardı.Bugün memurlarımız,üniversite öğrencilerimiz başlarını serbestçe örtebiliyorlar.Eskiden başörtülü memur avına çıkıyordu bazıları. Okullarda mescit avına çıkıyordu.
    Başörtülü öğrenciler okul kapısından içeri sokulmuyordu.Halkımızın bu zulmü unutması mümkün mü?

    Katsayı engeli ile aynı soruları cevaplandıran öğrencilerin bir kısmı yarışa 5-10 adım geriden başlatılıyordu.O günler de geride kaldı hamdolsun.

    Gençlerin dinden soğuduğuna, deist olduğuna dair söylem de bir masaldan ibaret.Geçtiğimiz ramazanda teravih namazlarında gençler yaşlılardan çok daha fazlaydı.

    Hülasa memleket gerçeklerini göremeyenlerin 14 Mayıs’ta bir kez daha hayal kırıklığına uğramaları şaşırtıcı olmayacaktır.

    • Sadece bir rakam bile durumun çok kötüye gittiğini gösteriyor açıkça. Babacan döneminde kişi başı 12 bin dolar olan gelir, Erdoğan döneminde 8 bin dolara düştü. Yani en az üçte bir fakirleşme. Bu da parlatılmış yeniden hesaplanmış rakam. En az yarı yarıya fakirledik kısa dönemde. Görünen köy kılavuz istemez. Erdoğan kötü yönetiyor, ekonomiden anlamıyor, kötü bir ekiple çalışıyor. Zaten hepsini attı milletvekili yapacak başımıza, başarısızlıklarını ödüllendirecek. Başka göstergeye gerek yok.

  9. Sayın yazar son cümlesinde bu seçimde seçmeninde işi kolay değil diyor. Oysa hiçbir seçimde seçmenini işi bu kadar kolay olmamıştı. Bir tarafta ortaya projeler koyan ülkenin birlik, bütünlüğü ve bağımsızlığı için mücadele eden cumhur ittifakı, diğer tarafta ise her türlü terör örgütüne umut vadeden ve kaostan başka beklenti sunamayan 7 başlı bir yönetim için altı oka sahip CHP ye oy isteyen millet ittifakı var. Benim şahsen kafam hiç karışık değil.

  10. Daha önce muhalefet dağınıktı. Ali kulat diyor ki ortaklıkla girilen millet partisi 15-20 milletvekili daha çok çıkarır. Similasyonlar onu gösteriyor.

  11. İstanbul’da 23 Haziran 2019 tarihinde yapılan gerçek anket sonuçlarına göre Millet İttifakı 4.742.082 oyla yani oyların yüzde 54.22’sini alarak seçimi birinci bitirmişti. Cumhur İttifakı da 3.936.068 oyla yani yüzde 45 ile seçimi kaybetmişti.

    Yine aynı şekilde gerçek anket olan 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Ankara, Adana, Mersin, Antalya illeri de Cumhur İttifakı tarafından kaybedilmişti.

    31 Mart 2019 tarihinden beri Türkiye’nin ekonomisi daha da kötüye gitti. Yönetim daha da özgürlükleri kısıtladı. Geçim şartları daha da ağırlaştı. Üstüne üstlük depreme gösterilen yetersiz müdahalede onbinlerce vatandaşımız gereksiz yere kaybedildi.

    Ayrıca Cumhur ittifakı Anayasaya aykırı olarak aday olamayacak bir kimseyi aday gösterdi. Hepimiz okuduğumuzu anlayabilecek kadar Türkçe biliyoruz. Anayasa’nın 101. maddesi ihlal edilmiştir. Bu durum seçim kazanılsa bile değişmeyecektir.

    Bütün bu durumlar göz önünde bulundurularak seçimin Cumhur ittifakı tarafından kazanılması hiç de kolay olmayacaktır. Anketler ne derse desin.

  12. SAYIN BERNAR !
    Seçim tahminin de birinci sıra sayın Bernar’ın.
    Sayın KORU !
    Sayın Bernar’ın iletişim bilgileri elinizde vardır.
    İletişime geçip sonucu bize aktarabilirsiniz.
    Ben seçim-meçim beklemiyorum.
    Yakıp-yıkmadan gitmezler.
    Kışın da yakmazlar.
    Bir kaç gariban ısınmasın diye.
    Yaz ortasında yakacaklar.
    2015 yılında bırakamayan şimdi mi bırakacak?
    2015’ten sonra milyonlarca daha vukuatları oldu.

    • Sayın yk, bernar hocanın hangi tahmini öngörüsü bugüne kadar tuttu da şimdi yeniden seçim tahmini istiyorsunuz? Kendisine kalsaydı bu hükümet şimdiye kadar on kere devrilmiş, bilmem kaç yıl öncesinin yazında mı güzünde mi üç beş kere gidip gidip gelmişti…
      Atış serbest, sık babam sık!
      Size kalsa mitt romney de cumhuriyetçilerin abd başkanı olmuştu ve şimdi ikinci döneminin sonundaydı:) Klavuzu karga olanın…

      • 31 Mart 219 mahalli seçimlerinde AKP Ankara ve İstanbul’u kaybedecek, Bursa’da ciddi oy kaybı yaşamasına rağmen kılpayı kazanacak dedi aynen oldu.
        Tekrar edilen 23 Haziran 2019 İstanbul seçimlerinde “AKP kaybetmeyecek, bozguna uğrayacak” dedi.
        Ne oldu?
        Yoksa siz bu seçimleri AKPnin kazandığını mı sanıyorsunuz?

  13. Kılıçdaroğlu’nun reklam kampanyalarındaki Kürtlük vurgusu, Alevilik vurgusu insanın içini burkuyor.

    İnsan vatanına bu kadar mı hoyrat davranır.

    İç içe geçmiş toplumu oluşturan bireyler olarak bizler kendini ayrımcılığa hizalamış insanlar değiliz.

    Yabancılar tarafından altı çizilen fay hatları üzerinde (siyasi hareketlerle) tepinmek kimin ekmeğine yağ sürer?

    Cemiyet toprağına nifak tohumu ekmek, ‘böl-parçala-yut’ formülünü ortaya koyanların ve onların işbirlikçilerin aklına gelebilir.

    Kürt-Türk, Alevi-Sünni, laik-anti-laik gibi tuzaklarla birbirine dolanıp perçinlenmiş zehirli sarmaşıkların çürüttüğü, vukuatı eksik olmayan bir Türkiye özlemi bir siyasetçiye değil, olsa olsa genetiği değiştirilmiş habis ruhlara mahsus bir özelliktir.

    • Cami avlusundan siyaset yapan sefil siyasetçilere zamanında bir şey söyleseydiniz belki derdik aman farklılıklarımızı söylemeyelim diye. Ama her gün camide ayrıştırıcı bir siyaset yapıyorlar. Camiye gitmeyenler de bu ülkenin asil ve eşit vatandaşları. Onları görmek istemeseniz de onlar var ve olacaklar. Yönetime de kimliklerini saklamaya gerek duymadan talip olacaklar. Demokrasi böyle bir şey. Artık alışacaksınız.

  14. Ben anketi , marketi bilmem , daha doğrusu bizim seçmen , son anda bir rüzgar eser , bakmışsın onun önünde savrulur gider yani sağı solu hiç belli olmaz !
    Bu arada ne dağıtılmayan ulûfe kaldı , ne de ulûfe almayan kesim !
    Ben de düşündüm taşındım,ulan bu AKP. ye bizim de bir kıyağımız olsun diye çareler aradım .
    Ülkede 25 milyon araç var , bunların trafik sigortasını AKP. yapsın , al sana kafadan 25 milyon oy,seçim de böylece çantada keklik !
    Artık bana da bir büyükelçilik düşer herhalde yani !

  15. Çok fazla yanılma yapan anket şirketleri seçim sonuçlarından sonra kapatılsın ve para cezası verilsin.

    • Kızıl şerbet içilen filimler sigara alkol buzlamaları da aynen devam yani..

  16. mevcut iktidar doneminde gencler dinden sogudugu icin dini vurgu ve soylemler etkisini yitirmis durumda. RTE bu kampanyada etkisiz ve bir cok yanlis adim attirildi. kampanyasi coook basarisiz.

    • Kapanmış gitmiş bir türban tartışmasını Kılıçdaroğlu tekrar gündeme getirmekle kalmadı, son olarak mezhep meselesini de
      kaşımak istedi ama ikisi de ters tepti. İkisinden de zararlı çıktı.
      Ona hep söyleriz: Sen bu “inanç dünyası” üzerinden
      sakın siyaset yapma deriz. Çünkü komik duruma düşeceğini biliriz. Ama o dinlemez. Yapar. Ve hüsrana uğrar.
      Onca meziyetin yanı sıra böyle kusurları vardır.
      Mesela. Bir kusuru daha: – Fırsatçıdır. Daha doğrusu tenezzülcü.
      23 Nisan vesilesiyle Meclis’teki özel oturumda yaptığı konuşma, tenezzülcülüğüne en güzel örnektir.
      Adı üstünde: Ulusal Egemenlik ve demokrasi ağırlıklı bu özel oturumda seçim nutku atmak, en koyu CHP’liler tarafından bile ayıplanmıştır.
      300 milyar dolar meselesi ayrı bir komedi.
      Tarafsız yandaşlarına iyi malzeme. Önce 500 milyardı. Sonra 300’e indi. Şimdi de canım, tabii ki 5-10 milyarla başlayacak bir süreç diye her gün tavzih ediliyor. Hep aynı hata.
      Özetlersek: Kılıçdaroğlu’nun söylediği her söze şüpheyle bakmaktan vallaha yorulduk.
      Seçimi yüzde yüz kazanacağı söyleniyor. Hem de açık ara.
      Haydi hayırlısı.
      Ama kaybederse, çok sebep varsa bile, asıl tek bir sebeple kaybeder: Milleti aptal yerine koyduğu için.
      Hani var ya… Barut yok denince yeter, gerisini sayma demişler….
      Biraz ona benziyor.

  17. geçmiş seçimlerde az hata payı ile sonuçları yakalayan anket şirketleri var, saygın olarak hem iktidar hem muhalefet tarafından araştırmaları dikkate alınıyor. matematik yanılmaz ama bazıları belli sebeplerle sonuçları manipüle ediyor ama gerçekler değişmiyor. sayın korunun verdiği şirketler içinde en dikkatimi çeken optimar oldu, iktidara yakınlığıyla bilinen bu şirketin anket sonucu;
    Erdoğan %45.9, Kılıçdaroğlu %43.9
    önceki anketlerinde arada onlarca puan fark vardı ama optimar bile arayı açamıyor artık. bu sonuç bize çok şey anlatmıyorsa, ne anlatıyor? başka anketlere bakmaya gerek bile yok.
    iktidar karşısında kılınçdaroğlunu görmek istiyordu, görüyor işte.
    enteresan bir gelişme olmazsa şerhimizi düşelim, seçimden yeni cumhurbaşkanımız kemal bey çıkacak büyük olasılıkla. saygın anket şirketlerinin de sonuçları bu yönde.
    bir yanda ülke gerçekleri var,
    bir yanda iktidarın gerçek diye sundukları.
    ülke gerçeklerini hepimiz yaşıyoruz; paramız cumhuriyet tarihinin en büyük değer kaybını yaşıyor, seçime günler kala kur artıyor, seçimden sonrasını düşünün artık. enflasyon astronomik rakamlara evrildi, ekonomiden yargıya, tarımdan sanayiye, eğitimden adil paylaşıma her alanda büyük gerileme yaşıyoruz ve akp iktidarı açık ara cumhuriyet tarihinin en başarısız döneminin mimarı. halk hiç olmadığı kadar kutuplaşmış, fakirlik artmış, yolsuzluk ülke gündemini sarsmış, yasaklar, sansürler, erişim engelleri getirilmiş, insanların yarınla ilgili ciddi korku ve endişelerinin olduğu bir ülke haline geldik. dış politikadaki darboğazlar düşün dünyamız için lüks oldu. milletin soğanın derdinde olduğu bir zamandayız. ülkenin harcayabileceğinin çok üstünde adrese teslim mega ihaleler, akıl almaz israflar, yaptım oldularla bunca insan gücüne, kaynak zenginliğine sahip ülkenin geldiği noktaya bakın. akp iktidara geldiğinde bizimle aynı seviyede olan güney kore ve benzeri ülkelerde onlarında bizim gibi yaşadığı pandemiden petrol artışına, küresel krize rağmen kişi başı gelir 40.000 dolar seviyesine çıktı biz hala 10.000 doları bile rüyamızda bile görmüyoruz,
    ne kadar yazık değil mi?
    gelecekte bu günlerin okullarda ders diye öğretilmesi mümkündür.

    bir de şimdi iktidarın bizi inandırmaya çalıştıkları var, güya dini, güya milli olanlar.
    hdp, bir ülke gerçeği. mecliste sandalyesi olan, 6.5 milyondan fazla insanın oy verdiği bir parti. yıllardır mecliste. suç varsa bu ülkenin hakimi savcısı yok mu? kapatsın. neden bunun üzerinden hem hdp yi hem muhalefeti marjinalleştirme, terörize etmeye çalışılıyor? suç varsa kim, neden oyalanıyor, suç yoksa kim neyi kullanıyor? öcalanı serbest bırakacaklarmış, daha dün devlet televizyonlarına öcalangilleri muhalefet mi çıkarıyordu? meydanlarda mektuplarını muhalefet mi okutuyordu, çözüm süreci diye muhalefet mi gizli görüşüyordu, muhalefet zamanında mı yolların altına mayınlar döşeniyordu, muhalefet varken mi şehirlere hendekler kazılıyordu? ülkeyi bölecekler-miş, neden ülkeyi böleceklermiş? bütün muhalefet bir araya gelmiş, dertleri ülkeyi bölmekmiş, herkesin evi, ailesi, işi, gücü, torunu, yakınları bu ülkede değil mi? kimin işleri yurt dışında, kimler işlerini yurt dışına taşımış, muhalefet mi? muhalefetin mi paraları yurt dışında? muhalefete yakın şirketlerin mi yoksa muhalefet liderlerinin mi? iktidarda olanlar için öğrenmesi ve açıklaması zor olmasa gerek değil mi? her şeyi ülkede olan insanlar mı ülkeyi bölecekler yani? böyle bir siyaset olur mu? böyle bir akıl olur mu? böyle bir akılla sefalet endekslerinde birinci olmadık mı? bu akıl insanları soğan alamaz hale getirmedi mi?
    din konusuna özel bir yorum yazayım, uzun mesele.
    her şeyi istediğimiz gibi yazamıyoruz, şimdilik.

    • Önümüzdeki süreçte Türkiye’nin ihtiyacı olmayan tek şey, siyasi istikrarsızlık.

      Sandığa giderken hatırda tutmakta fayda var; koalisyonlar dönemi Türkiye için vakit israfından başka bir şey olmadı.

      Yedili masaya şöyle bir bakınca, siyasi istikrarsızlığın ‘geliyorum’ diyen ayak seslerini duymak için ‘siyaset bilimci’ olmaya gerek yok.

      Görünen köy kılavuz istemez, ortada bir mutant oluşumu var.

      Başı başka, gövdesi başka, kol ve bacakları başka telden çalan bir mutant!

      Milli Görüş lideri Erbakan hapislerde çürüsün diye imza vermiş bir isim olan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan ‘mücahit’ çıkaran Saadet Partisi mutasyona uğramış bir organizmadan başka nedir?

      CHP bayrağı asılan Saadet binasında Milli Görüş’ten geriye, Erbakan’ın öne sürdüğü değerleri paspasa çeviren, aidiyetini inkâr eden bir hayalet dolaşıyor.

      ‘Amerika’nın, FETÖ’nün, terör örgütlerinin iltifatlara boğduğu, destek verdiği bir ittifakın halay başlarından olan İYİ Parti, PKK’nın dahi umudunu yeşertecek olan bir iklimin değirmenine su taşıyor.

      Heyhat! ‘Hele bugün geçsin yarın bakarız’ dediklerinde ok yaydan çıkmış olacak.

      Mutantlaşmış ortaklardan müteşekkil bir ittifakın her türlü arızaya, enfeksiyona açık olduğu buz gibi hakikat.

    • diyanet kapatılacak-mış.
      diyanetin kapatılması çok mümkün değilse de kızılay gibi özerk hale gelebilir, özel bir statü getirilebilir, millette bu devasa bütçeden kurtulur, bu kaynak eğitime aktarılıp uzun zamandır yaşadığımız gerilemenin çaresine bakılabilir. imam ordusunun hepsi diyemesek te çoğunluğu akp iktidarına oy toplamak için çalışıyor. akp ye oy vermenin sevap olacağına inandırmaya çalışıyorlar, bunu yutacak dinini bilmez, mesih, mehdi bekleyen bir kitle zaten var. tarikatlar oy pazarlığı yapıyor burada şeyh kime derse ona oy verecek kendi aklı olmayan, olsa da yetmeyen kitle de var. bu tarikatların çoğu holdingleşmiş, ekranlara çıkıp söylenenlere bakılırsa, mesela cüppeli gibi hocalara kimi yargıda, kimi eğitimde tutunmuşlar. zaten kurumların halinden de anlamak mümkün. geçenlerde diyanetin tarikat ve cemaatlere ilişkin raporu vardı medyada,
      bunların bazılarının görüşlerinin sahih islam anlayışıyla bağdaşmadığı,
      bazı grupların bürokraside teşkilatlandığı ve kamuda etkinliğini artırdığı yönünde kamuoyunda bir kanaat dillendirilmeye başlandığı, doğru olması halinde bu tezahürün ülkemizde orta ve uzun vadede sıkıntılara yol açacağı değerlendirilmekteymiş.
      günaydın.
      daha kaç cemaat vakası yaşamamız gerekiyor uyanmak için?
      dindarlık kisvesi altında dinbazlık yapıldığını anlamak için?
      büyük çoğunluk 1400 senedir bu dini öğrenememiş, müslüman ülkelerin hali ortada, coğrafyanın hali ortada, müslümanın diyenlerin hali ortada değil mi?
      tarikatlara bakıyorsun biri diğerini tekfir ediyor öteki diğerine mürted diyor, münafıklıkla suçluyor, muhafazakar olduğunu iddia edenler diğerlerini hainlikle, ajanlıkla suçluyor, bırak başkalarını seven olabilmeyi kendilerinden, birbirlerinden bile nefret edenler haline gelmişler, bu nasıl iman? bu nasıl inanç? bu nasıl müslümanlık?
      hangi din? hangi kitap? hangi nebi?
      bu kadar nefret duygusuyla yaşayan kindar insanlardan dindarlık çıkabilir mi?
      adil paylaşımın olmadığı, yöneticilerin ve yakınlarının zengin olduğu, yolsuzluğun kanıksandığı, her gün bir rezaletin, skandalın yaşandığı ülkelerde dindarlıktan söz edilebilir mi?
      ancak dincilik, dinbazlık, din suistimali, din sömürüsü, din tüccarlığından bahsedilebilir. din, ibadet ve ritüeller değildir, onlar araçtır. din, ahlaktır, paylaşmaktır, iyiliktir, güzelliktir. peki, biz bunları nerede görüyoruz?
      anadolu tasavvufunda. arayan oraya baksın, buralarda oyalanmasın.

    • Didem hanım “geçmiş seçimlerde az hata payı ile sonuçları yakalayan anket şirketleri var,” buyurmuşsunuz ama bir tane bile örnek vermemişsiniz?
      Çünkü yok, olamaz da, tüm sözde araştırma şirketlerinin tek amacı vardır, o da milli iradenin önünü kesmektir!
      Her seçimde 15-20 puanlık hata paylarına rağmen sandıktan çıkan sonuçların yakınından bile geçemediler, böyle bir amaçları da yoktur zaten:)
      Ne saygınlığı? Sandıktan anketçilerin yayınladığı rakamlara yakın sonuçlar çıksaydı şimdi bütün siyasi tarihimizi sil baştan yazmak gerekirdi:))))

      • “geçmiş seçimlerde az hata payı ile sonuçları yakalayan anket şirketleri var,”
        demişsem, vardır.
        ORC araştırma, metropoll, MAK, konda yakın tahmin etmişti.
        son araştırmalarıyla-2018 seçim sonucunu kıyaslayabilirsin bi kahve keyfi yapmadığın zamanda.

  18. Diyanet kapatılsa veya özerk bir hale getirilse kötü mü? olur eskilerde dindar kesimden bazı fraksiyonların maaşlı diyanet imamları arkasında namaz kılmadığı bazı cemaat mensuplarının hıyanet işleri diyerek dalga geçtiği günlerin üzerinden geçen yıllar hafızama nisyan olarak daha yer etmemiş ki bir çırpıda bunları hatırladım. Daha çok hatırladığım tezat var ancak şimdilik bu kadarı ile iktifa etmek yeter. Son söz YÖK ve Diyanet Başkanlığı özerk ve muasır bir zihniyet ile her türlü sultan baskısından kurtarılarak asli vazifelerine rücu etmeliler. Teemmel

    • Tüm varolan tarikat cemaatlere kadro açıp 1000 er kişi kontenjanda ayırsan,
      2000 kişi daha çıkar hortlar arkasından!
      Çözüm:
      -mülakatsız işe alım!
      -dib kızılay afad kamu bankaları hukuk eğitim öğretim gibi ana başlıklarda liyakat ve yetişmiş ehil insanlar!!
      -seçme sınavlarının ve yök vb nin kapatılması!
      Not:diyanet işleri devlet memuru yada vakıf üniversiteleri gibi ihtisas alanlarına ayrılıp belirlenmeli!,.. sonra
      İnanç din mezarlık kuran kursu gibi birçok önemsiz! Gibi görünen fakat çok şeyden daha önemli olan (çocukların gelişimi eğitimi) birimlerin başganlıklar adı altında yeniden yapılandırılması!!!
      Hayati önemdedir [siyasetçilere şöyle bir bakıncada ……. (Annadınız)].

    • Sebil abi “Diyanet kapatılsa veya özerk bir hale getirilse kötü mü?” diye soruyor,
      yahu kapıtılacak kadar lüzumsuz bir kuruma bir de niye özerklik veriyorsunuz?
      Ya da özerk olması gerekecek kadar önemliyseler niye bir de kapatılsın diyorsunuz?
      Laf ola beri gele:)

  19. Türk gençliği zeki çalışkan akıllı uyanık olmalıdır! Atatürk çok iyi tanımış bizi bizden daha iyi😊. Ama fakat, kim takar fesi.
    1500 yıldır Peygamberimiz neler öğütlemiş neler. Onu çarpıtmak kendilerine doğru evirmek çevirmek isteyenler, daha Yüzyıllık bilgiyi tecrbeyi aklı tavsiyeyi dinlermi?😡😡
    “.. yeter’ deyip yeni kadroları iş başına getirip Kemal Kılıçdaroğlu’nu mu cumhurbaşkanı yapacaklar?” sorusu nun altında “ESKİ MEVCUT KADROLARIN ..” bırakması! Sonucu çıkar!
    Demekki o kadar çoklar ki;
    Bırakmıyorlar, istemiyor lar!
    Son tespit: Başganlık sistemi ile tahminlerde değişmeliydi! Lakin, buda arkadan geliyor herşeyimiz gibi; taa bin yıl geriden!😡
    “Büyük şehir belediye seçimleri canlı örnek, 14 mayıstan sonraki duruma yaşanmış örnek!” Bu kadar diyeyim şimdi🤔.

    • Baştan söyliyeyim, bana etnisite inanç kadın giyimi kız şortu lgbt kitap defter sallayarak gelmeyin karşıma!
      Ösym dib kızılay afad hatta bilimum hukuk kurumlarını lağvedin!…
      İsterseniz ISLAH edin!…
      AMA LAKİN,…
      Ben aslında ermeniydim hırsızdım lgb..
      Diye çığırarak gelmeyin😡.

  20. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan mı sandıktan bir kez daha ‘göreve devam’ onayı alacak, yoksa 14 Mayıs günü sandık başına gidecek genciyle yaşlısıyla insanlar….genciyle yaşlısıyla..çok güldüm.sayın yazar yine hayal dünyasında yaşıyor. sanki erdogana genci ile yaşlısi ile kimse oy vermiyor.😊yazarın kendisi kendilerinin oluşturdugu bu algıya inanir olmuşlar.14 mayıs bunlar için zor olacak.bi türlü inanamayacaklar bay bay kemalin bay bay olmasına.öyle ya genciyle yaşlısıyla topyekün bir muhalefet onca genç yaşlı….

    • Herkes kendi derdini dile getiremeyince, yazarlarda biryerlerinden birşey uydurmak zorunda tabii. Tıpkı %ile seçim tahmini yapıp Muhalefete seçim kazandıracaklarını sanan zavallılar gibi:(
      Sen bu ülkenin asli vatandaşı olarak!
      Sen bu ülkede 30-40 yıl hizmet ederek çalışmış, ailene bakmış, ekonomiye katkı sağlamış biri olarak!
      Sen vatanını koruyup kollayıp savunmak için, 20 sene besleyip büyüttüğün yemeyip yedirdiğin giymeyip giydirdiğin canından çok sevdiğin gencecik evladını gerekirse canını feda ettiğin biri olarak!!!
      Sorunlarını derdini sıkıntını ANNATIP ÇÖZEMEZSEN EĞER!!!
      SANDIKTA KENDİ MENFAATLERİNİ ÜLKENİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNÜP DOĞRU OLANI TERCİH ETMEZSEN EĞER!!!
      birileri senin adına karar verir!
      Paranı harcar!
      Seni hatta torunlarını borçlandırır!
      Gereksiz yere heykel diker geçilmeyen yere duble yol yapar!
      Kefereyle işbirlikçiler bir araya gelir senin geleceğini karartacak her türlü melaneti planlar!
      Sana verilmesi gereken aylığını gelirini kendi yandaşına işbirlikçisine trol parası avanta kirası rüşvet olarak verir!
      Sen top yekun birlik olup doğruyolda yürümeyi beceremezsen eğer! Birileri yolunu şaşırtır, beraber yürüdüğün paralelindekinin lgbt bsurağıyla dağa doğru yürümeye başlarsın:)
      Haa dağdakimi? Gelir senin kafana …

Yoruma kapalı.