Seçim tarihi belli gibi. Şimdi sıra muhalefetin gecikmeden doğru adayı belirlemesinde…

58
Reklam

İktidarı ve muhalefetiyle siyaset, seçim tarihininin erkene alınmasına kilitlenmiş durumda. İktidar “Seçim 14 Mayıs 2023 tarihinde olacak” dedi, muhalefet bütün renkleriyle bu yeni seçim tarihine “Tamam, hazırız” tepkisini verdi.

Geçmiş deneyimlerden biliyorum: Bir kez erken bir tarih telaffuz edildi mi, o tarih yasaların gereği olan tarihten daha fazla önem kazanıyor.

AK Parti’yi iktidara taşıyan 3 Kasım 2002 seçimini hatırlayın; seçimi zamanından neredeyse bir yıl öncesine çeken o tarih MHP lideri Devlet Bahçeli tarafından aylar önce telaffuz edilmişti. MHP’nin de ortağı olduğu üçlü koalisyon Bahçeli’nin belirlediği tarihte seçimi gerçekleştirdi.

Bu defa da büyük ihtimalle öyle olacaktır.

Seçimin 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak olması 6 Nisan 2022 günü kabul edilen yeni seçim yasasının bu seçimde uygulanacağı anlamına da geliyor.

Muhalefet “Seçim 6 Nisan’dan önceki bir tarihte yapılmalı” şartından vazgeçecek gibi.

Oysa ısrarcı olmalıydı; ısrarcı olsaydı, yeni yasanın getirdiği aleyhte unsurların söz konusu olmayacağı bir seçim gerçekleşebilirdi.

Herhalde seçimin bir an önce yapılması, muhalefet tarafından, her halükarda iktidarın değişeceği kanaatiyle, seçimin adil olmasından daha fazla önemseniyor.

Reklam

Yeni seçim yasası muhalefetin aleyhine bir çerçeve getirdi, o çerçeve yapılacak seçimin adaletten uzak olması anlamına geliyor.

“Adil olmasa da olur, yeter ki bir an önce yapılsın” aculluğu bana hayli tuhaf geliyor.

Neyse, “Siyasilerin herhalde bir bildiği vardır” deyip geçeyim.

Belirlenen tarihe göre seçime 100 gün kadar bir süre kaldı. Uzun gibi görünse de muhalefet açısından her dakikası iyi değerlendirilmesi gerekecek bir süre bu. Yalnız iyi değerlendirilmesiyle yetinilmeyecek, muhalefet açısından tek bir yanlışa bile tahammülü olmayacak bir süre.

İlk önemli dönemeç, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının belirlenmesiyle aşılacak.

Başarılı olunmak isteniyorsa, muhalefetin bütün renklerinin tek bir adayla seçime gitmesi gerekir. ‘6’lı masa’ bir aday, HDP ayrı bir aday, ‘6’lı masa’ dışında kalmış muhalefet partileri üçüncü bir aday çıkarırsa, aday bolluğundan kafası karışacak seçmen sandık başına gittiğinde zorlanabilir.

Peki, ‘6’lı masa’ diye de adlandırılan Millet İttifakı tek bir isim üzerinde uzlaşabilecek mi?

İşin içine hatır-gönül karışabilir ve diğer partiler içlerine sinmediği halde masada temsil edilen partilerden birinin genel başkanı üzerinde uzlaşabilir.

Reklam

Belirledikleri ismin seçilip seçilemeyeceğini fazla kurcalamadan…

Yukarıda bir yerde dedim ya, muhalefet seçmenin kendi belirleyecekleri adayı tercih edeceğinden ve sandıktan onun cumhurbaşkanı olarak çıkacağından çok emin görünüyor.

Gerçek de onların tahmini istikametinde gelişirse ne ala…

Millet İttifakı paydaşlarının belirlediği ismi HDP ve masada yer almayan partiler beğenmezlerse ne olabilir?

Aday sayısı artacağı için cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tura kalma ihtimali büyür. Hatta muhalefet adayının ikinci turda seçilebilmesi de tehlikeye düşebilir.

Tek isim üzerinde bütün muhalif partiler uzlaşsalar bile, eğer yanlış bir isim üzerinde bu uzlaşı gerçekleşmişse, adayın seçilmesi de sanıldığı kadar garanti sayılmamalı. Hâlâ “Önce adayı görelim, kararımızı o zaman vereceğiz” demeye devam eden hatırı sayılı bir kitle var. Zor beğenenlerin de beğenebileceği bir isimle seçmen önüne çıkmak şart.

Benim bu noktada söyleyebileceğim şey basit bir ilke: Belirlenecek aday masada buluşan -ve hatta buluşmayan- muhalefet partilerinin başkanlarından biri olmasın…

Parti rozetini çıkarsa ve seçildikten sonra partisiyle bütün bağını kopartacağına yemin billah söz verse bile, iktidarın değişmesini canı gönülden arzulayan seçmen kitlesi, genel başkan düzeyinde bir partili adaya oy vermekte zorlanabilir.

İş başında ‘partili bir cumhurbaşkanı’ var çünkü ve iktidarın değişmesi yolunda oy kullanacak insanların tercihlerini bir başka partinin genel başkanından yana yapmaları kolay değil. 

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun benimle aynı kanaatte olduğunu belli eden açıklamaları arşivde duruyor.

Hem de seçimin çok uzakta göründüğü günlerde.

Aktaracağım kriterler Kılıçdaroğlu’na ait ve o görüşünü CHP lideri, 2021 yılının temmuz ayında açıklamıştı.

Okuyalım:

“Ülkesini seven her vatandaşın elini vicdanına koyup şunu düşünmesi lazım: ‘Bu memlekete nasıl bir cumhurbaşkanı olmalı?’, asıl sorumuz bu olmalı. Öyle bir cumhurbaşkanı olmalı ki, 83 milyonu kucaklamalı. Ne olmalı? Cumhurun başkanı olmalı. Yani tarafsız olmalı, yani bir partinin genel başkanı değil. Bütün vatandaşları kucaklamalı. Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin günün 24 saati konuşma yapması doğru değil. Cumhurbaşkanı çok önemli günlerde çok önemli zamanlarda açıklamalar yapar. Bütün vatandaşlar da cumhurbaşkanını büyük bir dikkatle dinlerler. Yani klasik deyimle cumhurbaşkanı her şeye maydonoz olmaz. Cumhurbaşkanı kendisi ve ailesiyle birlikte örnek olmalı. Yaşayışı örnek olmalı. Herkes bilmeli ki seçtiğimiz cumhurbaşkanı mütevazı bir adamdır, dürüst bir adamdır, mal varlığı dolayısıyla birilerinin tehdidine maruz kalamaz. Seçtiğimiz bir cumhurbaşkanı vatandaşıyla muhatap olurken alçak gönüllüdür. Cumhurbaşkanı böyle olmalıdır.”

Kılıçdaroğlu, herhalde yakın çevresinden aldığı telkinlerle bu görüşünü günümüzde revize etmiş görünse de, ben hâlâ onun bu tür görüşlerini her açıkladığında desteklediğim yerdeyim.

Doğru olduğuna inandığım o kriterler dün de doğruydu, bugün de doğru.

Parti genel başkanı olmamalı seçilecek cumhurbaşkanı.

Yerini dolduracak ve herkese adaletli davranacağından emin olunacak biri olmalı.

Milletin bütününden yana davranacak tarafsızlıkta olmalı. Hem ‘6’lı masa’ paydaşlarının hem de diğer muhaliflerin tek taraflı davranmayacağını bildikleri kadar, iktidara oy vermiş olanlara da kimselere haksızlık yapmayacağını düşündürecek biri olmalı.   

Tevazuu ile öne çıkmalı.

İçeride kendi insanlarımıza güven verdiği kadar dışarıda da saygınlığıyla göz doldurmalı. 

Aranırsa böyle biri bulunabilir.

Seçime şunun şurasında 100 gün var. Oylarını iktidarın devamından yana kullanmayı düşünenleri bile önceki tercihlerinden vazgeçirecek bir aday, takvim yaprakları tükenmeye yüz tutmadan bulunmalı.

ΩΩΩΩ

Reklam

58 YORUMLAR

  1. anladık abdullah gül beyi işaret ediyorsunuz bizde sabırsızlıkla bay kemalin gel bakalım abdullah demesini bekliyoruz bakalım isteğiniz olursa abdullah gül bey bu muameleyi sindirmek için kaç kasa madensuyu içmek zorunda kalacak

  2. “H. Gayret
    20 Ocak 2023 At 01:14
    Bunlara imf koymaz, haçlı dokunmaz, ayasofyayı açarsın gönendirmez, ukraynalı vatanseverler bayraktar sihalarına şarkılar yazar, marşlar besteler bunlar kös dinler!
    Kulak var duymaz göz var görmez, allah ıslah etsin emi!

    Yorumu Cevapla”

  3. Bütün anletlerde Abdullah gül ,RTE ye karşın en bariz kaybeden kişi.
    O yüzden bu karşılaştırma bu köşsede hiç olmadı olmayacak.
    geçen seferki gibi görümeyen ama göbeğinde olan mahir kişiler açacak bir yol

    • Onlar manipülatif anketler kardeşim bugün Tayyip Erdoğan karşısında seçim kazanabilecek tek kişi Abdullah GÜL’dür, nokta.

      • İnşallah çıkar canı gönülden bekliyorum
        Bir Rte sever olarak ilk tercihim Gül

  4. Sayın yazar müstakbel cb “Tevazuu ile öne çıkmalı.” buyurmuş ama;
    maazallah ecevit gibi klintonun önünde elpençe divan durmasın da “tevazuu” eksik kalıversin:)

  5. Benim bütün siyasetçilere tavrım belli ve bu konuda da siyasetçi ayırmıyorum toptancıyım ben, kimseye karşı özel bir tavrım yok Yani.

    Fakat bana göre CB adayı öyle biri olmalıki, Erdoğan’ın “yeter artık, söz milletindir” seçim sloganını yani hayat memat meselesini millet lehine çalıştırsın “yeter artık, söz milletindir” sloganı tam olarak ağzına yakışmalı aday olacak kişinin.

    CB adayı olacak kişi bu sloganı millet lehine çalıştıramazsa, Erdoğan bu sloganı her türlü kendi lehine çalıştırır. Ve sonuç korkunç olabilir.

    Erdoğan’ın dahiyane bir zeka ile ortaya attığı bu slogan, sığınabileceği en son kale çünkü. Bu slogandan başka da sığınabileceği hiç bir yer yok. Erdoğan’ın tutunduğu bu dal aynı zamanda çok da kırılgan bir incir dalı.

    Kimin aklında hangi isim varsa bu slogan ağzına yakışır mı yakışmaz mı sorusunun cevabına baksın!

    • “Yeter artık, söz milletindir” sloganı bana göre hiç bir siyasetçinin ağzına yakışmaz, siyaset dışında da herkesin ağzına yakışmaz fakat Haluk Levent’in ağzına pek yakışır. Sloganı rock melodilere döküp de etkili sözleri olan bir de seçim şarkısı yaparsa oyları siler süpürür bence. Benim düşüncem bu, 6’lı masa değerlendirse iyi olur.

  6. DAHA ÖNCEKİ YAZILARINIZDA MUTLAKAA ERKEN SEÇIM OLACAĞINI ,
    SN ERDOĞANIN ADAY OLAMAYACAĞINI YAZMIŞTINIZ AMA GÖRDÜĞÜM KADARIYLA ÖNGÖRÜLERİNİZ HİÇ TUTMADI

  7. “OLASI” İMİŞ
    Ekonominin nabzını çok iyi tutan, en isabetli ekonomik öngörüde bulunması beklenen, ekonominin patronlarından oluşan sivil dernek başkanı bügün;
    Seçim öncesi ve sonrasında ekonomide farklılığın “olası” olduğunu açıklamış.
    Vallahi de, billahi de bizimle dalga geçiyor.
    Ne farklılık olasılığı?
    Seçim öncesi gündüz ise, sonrası gece.
    Seçim öncesi yaz ise, sonrası karakış.
    Bir bürokratımız yurtdışında yargılanırken, eşinin pasaportuna el koymuşlar. Yani rehin tutmuşlar.Bunu bürokratın yeni yazdığı kitaptan öğrendik.
    Bazılarının durumunu ne zaman ve nasıl öğreneceğiz?

  8. Almanya’nın geliṣmesinde önemli bir etken insanlarının kararlaṣtırılan kurallara ısrarla uymasıdır.

    Biz Türk kökenliler ise bu durumu anlamakta hep zorlanırız.

    Muhalefet eğer Erdoğan’ın seçime katılma hakkı olmadığına inanıyorsa bunda ısrar etmelidir.

    2007 anayasasına konan en fazla iki defa aday olma kuralı, „…halk tarafından seçilmiş olmanın verebileceği kuvvetli etkiye, iktidarın kişiselleşmesi tehlikesine karşı düşünülmüştür”, diyor Doç. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz.
    https://hukukdefterleri.com/anayasamiza-gore-cumhurbaskaninin-donem-siniri/

    Anayasaya konan bu kural Erdoğan’ın bugün Tek Adam olarak ülkeyi getirdiği durumu önlemek içindi de denilebilir. Erdoğan’a üçüncü defanın yolunu açmak sanırım anayasanın ruhuna da ayırı.

    Putin, Ukrayna’ya karṣı savaṣına, yüz binin üzerinde askerinin can vermesine rağmen, hala „özel hareket“ diyor.

    Gereğinden fazla makamda kalmanın bir ülkeyi nereye götürebileceğinin en somut örneği Putin önümüzde duruyor.

    • Almancı arkadaş “Almanya’nın geliṣmesinde önemli bir etken insanlarının kararlaṣtırılan kurallara ısrarla uymasıdır.” demişken;
      yeşillerin iktidarında gösteri yapan alman çevrecilerini atlı polisler neden jopluyor ki?
      Çevreci insanlar kararlaṣtırılan kurallara ısrarla uyulsun istiyorlar; kömür yakmayalım, nükleer santraller kapansın diye önceden alınmış kararlara uyulmasını istiyorlar, ama alman hükümeti atını itini polisini çevre eylemcilerinin üstüne sürüyor, ne iş???
      Almanya böyle mi gelişecek yani!?

    • 😂😂😂ne biçim almanyalısın.birde almanya kültürü falan…halkın iradesine seçtiği insana bu denmek istenir mi.
      Gereğinden fazla makamda kalmanın bir ülkeyi nereye götürebileceğinin en somut örneği Putin önümüzde duruyor.
      Dedigin gibi biz Türk kökenliler bunu hep anlamakta zorlanırız. Ne demek gereginden fazla😂halk iradesi .halkın seçtigi …halkın sözü nerde kaldi.sen almanyanın neresindensin .😀sahil kesimi falan mi….

      • Halkın iradesi iktidara, ülkeyi anayasaya ve kanunlara göre yönet demektir.

        Halkın iradesi iktidara, anayasa kurallarına ve kanun maddelerine iṣine gediği gibi kılıf uydur demek değildir.

        • Almancı kardeş..gereginden fazla makamda kalmanın iktidarda kalmanın mantığını şu alamancı hukuk ve kanun anlayışına göre açıklasana..biz türk kökenliler bunu anlamakta zorlanıyoruz.kime göre GEREĞİNDEN fazla..senin hukuk ve anayasa anlayışına göre mi…😂😂😂mesela halk tarafından seçolmis bir iktidarin GEREĞİ kaç yıl..mesela halk arka arkaya 5 defa seçti…ne yapacaz şimdi…alamanyada olsa…😂😂😂

    • “Seçimlerin 18 Haziran 2023 tarihinden önce başladığı ve yapıldığı her tarih yasama veya yürütme organının alacağı karara muhtaçtır. Kanaatimce; yasama ve yürütme organlarından hangisi seçimlerin yenilenmesine karar verirse versin, mevcut Cumhurbaşkanının seçimlere girebilmesi mümkündür, hatta süresinde yapılan seçimlere de katılabilir. 2017 yılı Anayasa değişikliğiyle yürürlüğe giren yeni sistem ve süresini tamamlayamaması nedeniyle mevcut Cumhurbaşkanının seçimlere girebilmesinde hukuki bir sakınca görmüyorum.”
      Prof. Dr. Ersan Şen dedi. Kaynak: hukukihaber.net

    • Tathcher,Merkel beyaz efendiler olduğundan onlara yakışır.
      Haçlı onlar olur onlara sorun yok

  9. ilahi koru nasılda tarif yapıtın yalnız bu millet sizin gibi düşünse tamda okul arkadaşını tarif ediyorsun ama bunu sizde biliyorsunuz yüksek sesle BENİM ADAYIM KARDEŞİM gül diyecek birileri olması lazım YAPTIĞIN ŞAHSIN KENDİ BAŞINA ORAYA ÇIKMA LİDERLİK VASFI VARMI ACABA

      • sende bir karar ver!
        hdp ye oy veren olsunmu? hayır!
        chp li? hayır!
        meralli? hayır!
        biraz dini..!? hayır!
        biraz batılı? hayır!
        gül kokulu? hayır!
        Hem rize trapzonlulsrdan herkes gayet memnun!
        sen niye menmun değilsin ki ?

  10. Muhalefetin CB. , her ne kadar sembolik düzeyde olacak ise de devleti bilen , tanıyan , görmüş , geçirmiş saygın biri olmalıdır.
    Ben A.Gül’den başka böyle bir isim bulamıyorum , bulan varsa söylesin !

  11. Bence Fehmi koru şimdiden Erdoganın balkon konuşmasında neler dile getirecegine kafa yorabilir😊
    Ayasofyayı açan insana Allah nusretini gönderecektir inşallah…

  12. Amerikan emperyalizminin BM’de yıllarca baş temsilciliğini yapan ve sonunda da Trump’ın zamanında da Ulusal Güvenlik Başdanışmanı olan John Bolton, dün, Tayyib Erdoğan’a beslediği düşmanlığını tekrarladı ve Türkiye’deki seçimlerde Tayyib Erdoğan’ın saf dışı edilmesi için muhalefetin desteklenmesi gerektiğini hatırlattı.

    Hatırlanacağı üzere, 15 Temmuz 2016’daki Darbe İhaneti sırasında medya organları, BM’deki USA Baş temsilcisi olan bu kişiye, John Bolton’a Türkiye’deki askerî durumla ilgili olarak sorduklarında ‘Evet. Türkiye’de bir askerî hareket olduğunu biliyoruz. Eğer askerler galib gelirse, laiklik güçlenir. Ama Erdoğan kazanırsa, laiklik zayıflar. Erdoğan iktidardan düşerse, onun için gözyaşı dökmem.. Çünkü o, Amerika’nın düşmanıdır.’ demişti.

    Başkalarına sözüm yok, ama, aynı ‘değerler çeşmesi’nden su içtiğimizi düşündüğüm bazı isimler var ki, Bolton’un dünlerdeki ve bugünlerdeki Tayyib düşmanlığını iyi düşünmelerini vicdanlarının derinliklerinde kalmış bir şeyler varsa, bir zamanlar ortak olduğumuzu düşündüğümüz asîl değerler adına hatırlatmak isterim.

  13. Öncesi:

    Meral Akşener, “Sayın Erdoğan’a bir tavsiyem, çağrım var; alsın seçim kararını. Diyelim ki yarın aldı, üç ay sonra seçim var. Biz de pazartesi adayımızı açıklayalım”
    Kemal Kılıçdaroğlu “Sen bizim cumhurbaşkanı adayımızı merak ediyorsan seçim gününü belirle, biz de 2 gün içinde adayımızı belirleriz.”
    Temel Karamollaoğlu ” Seçim kararı alınır, biz iki gün için de Cumbaşkanı adayını söyleriz”

    Sonrası:

    Engin Altay'”Tayyip Erdoğan’ın karşısında herkesle seçim kazanılır. Kemal Kılıçdaroğlu ile ‘döke saça’ kazanılır.” 
    Babacan; “Ben aday olursam hem rahat seçilirim hem de en iyi şekilde yönetirim.”
    DP’nin Ankara İl Başkanı “Gültekin Uysal aday olursa, çok rahat seçilir”
    Tanju Özcan,
    “Mansur Bey’in bana göre fazlalığı nedir?.. Eğer aday söylenmezse 6’lı masaya bir dilekçe yazıp ‘Ben aday olmak istiyorum’ diyebilirim.”
    Yok yok Abdullah Gül olsun.
    Olmaz seçilebilecek aday olsun
    O zaman İmamoğlu olsun.
    O istanbulu başarılarla yönetiyor İstanbula çağ atlatıyor, içişlerimşze karışma bakim sen. Aday arıyorsanız ben varım.ben. Benim adım Kemal.
    Acaba Abdullatif Şener mi
    Yoksa ilhan Kesici mi
    Yoksa Sedat Peker mi
    Yoksa Pervin Buldan mı
    ….
    Demedi demeyin. Yeni bir Ekmelettin geliyor gibi görünüyor.

  14. CB adayının sayısı, kim/kimler olacağı falan seçmeni ilgilendirmiyor!!!
    (siyasetçi de başka hesaplar içinde! ama, birileri gündem saptırıyor!)
    TBMM diye bir meclisi var bu ülkenin!
    600 kişiye vergilerimizden yüksek yüksek tepelerden aylık ödeniyor, asgari ücret nerdeyse her ay irdeleniyor🤔.
    Halk, aylık 50 krş daha zamlansa, bayramda 1000 değil 3000 verilse!.. diye …😡
    Seçmene de şu olur bu olmaz, onda değil öteki bardağın altında!!!
    taytrosu sergilenip duruyor; recisörü yapımcısı perdenin arkadında!!! kim olduğu bilinmiyor!!
    yeterin garii!…

    • CB’nın kim olması gerektiğine kadar! ileri gidiyor siyasiler!😡
      Bırakın biz seçmenler karar verelim🤔.
      -Meclisi bir dolduralım önce.
      -Elekten geçirelim çıksın ortaya adayın suyu süzülünce.
      -CB’ nı nı seçmek! bizim için çocuk oyuncsğı🤗.

  15. senin yazdığın kiriterler birini anımsatıyor daha doğrusu sen birini kendince tarif ediyorsun ama o şahıs herkese eşit değil bir gruba yakın o gurubu. da ABD ye yakın olduğu aşikar yani sen çekil o dediğin olmayacak

  16. Fehmi beyi bir kez daha tebrik ediyorum. 3 senedir erken seçim var diyordu. Sonunda tutturdu. Büyük öngörü.
    Adayımız yıpranmasın diye açıklamıyoruz dediler. Seçim tarihi belli olsun 2 gün içinde adayımızı ilan ederiz dediler. Diktatörlükle suçladılar, diktatör bozuntusu dediler tek adam rejimiyle yönetiliyoruz dediler. Seçim tarihi açıklanınca yine başlık attılar. Yine yasaları takmadı.diye Yok efendim aday olamaz, aday olması imkansız demeye başladılar. Ne oldu Paşinyanlar raks ediyordunuz. Geliyor gelmekte olan diyordunuz. Geldi işte seçim tarihi. Teliğimizi koysak seçilir diyordunuz. Bakalım hangi terlikleriniz seçilecek.

  17. Yazarımızın gönlünde yatan aday belli ve bu tezini uzun zamandır inişli çıkışlı işliyor. Ne yapsın, konjonktür buna mahkum. Bugünkü aday tanımlaması her ne kadar ucundan bucağından Sn. Gül’ü işaret ediyor olsa da açık bir pencere daha bırakmış gibi. Bugünkü tanımlamasında aday özelliklerinde, adayın siyasi kişilik yönünü es geçmiş gibi duruyor. Yani siyaset dışı bir isim düşünüyor gibi. Olmaz, olamaz; Ekmelettin İhsanoğlu örneği yeniden yaşatılmış olur.

    Kaht-ı rical efendim, kaht -ı rical…

    Mevcut siyasi konjonktürde muhalefet için en iyi aday Abdullah Gül olur. Süre geniş olduğu zaman da bu böyleydi, seçime az bir zaman kaldığı için de bu böyledir.

    Başka da diyeceğim yoktur efendim.

  18. 14 MAYIS
    Yeter söz milletin sloganı ile meşhur tarih yine bir milat olacak anlaşılan. Bazıları 20 yıldır akp iktidarda diyor. Ne zaman iktidarda idi akparti eşini gataya sokamadığında mı? Cumhurbaşkanı adayı belirlediğinde komutanlar biz sözde değil özde kemalist c.başkanı istiyoruz dediğinde mi yoksa c. seçimini anayasa mahkemesi hukuk garabeti kararıyla iptal ettiğinde mi. Yoksa daha 2015 te damadına siha uçaracak havaalanı bulamadığında mı. Yoksa fetönün 15 temmuz kalkışmasında mı. Şu an bile iktidarda kalmak için mhp nin oyuna muhtaç. Koalisyon ile iktidarda bir parti.
    İnşallah 14 mayıs bu mazlum milletin kadıköyde bodrumda, bakırköyde, izmirde viski çekerek memleketin kaymağını yiyerek halka ayar verenlere karşı bir zafer günü olur.

    • Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim tarihi olarak 14 Mayıs’ı açıklaması ve 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin “Yeter söz milletindir!” sloganını kullanması seçmende kafa karışıklığı yaratır mıymış?
      Çünkü Millet İttifakı’nda bir Demokrat Parti varmış.
      Her gün aynı soruya cevap aramaktan balataları sıyırmış medya sündüredursun, halkımız kimin Demokrat Parti geleneğinin devamı olduğunu her seçimde gözümüze sokuyor.
      20 yıldır, askeri vesayeti, memur diktasını tarihe gömen Erdoğan’a, darbeyle idam edilmiş Menderes’in mirası olan vasiyetini yerine getirdiği için iktidarda tutuyor.
      Adından dolayı “Yeter söz milletindir!” sloganını sahiplenmeye hakkı olduğu söylenen parti ise halka 6 genel başkanın bir kukla cumhurbaşkanını oynattığı sistemi vaat etmekle meşgul…
      Ortada tartışmalı bir durum mu var Allah aşkına?

  19. Abdullah Bey’in derdi nedir?

    Arzun yoksa Ahmet Necdet Sezer’in yaptığını yaparsın.
    Ofis mofis açmazsın.
    Çekilirsin köşene, kimseyle halvet olmazsın.
    Karışmazsın olana bitene.
    Adını da kimse tartışma konusu yapmaz, yerli yersiz gündeme getirmez.
    Çok mu zor?
    İhtirasın aklının önüne geçtiyse zor tabii.
    O zaman da çıkarsın ortaya!
    Sütre gerisinde kalmazsın.
    Ne ballı börek bu yahu, kaybedersen kimse eleştiremeyecek, yoksun ki hesapça!..
    Hem adaysın hem değilsin.
    Bıktırdığının da farkında değilsin.

  20. seçim tarihi belli olmaya başladı.
    sayın koru, muhalefetin nisan ayında yapılacak bir tarihte aleyhteki unsurlar nedeniyle ısrarlı olması gerektiğini söylüyor, teknik olarak haklı olmakla beraber, tarihe hayır deseler, büyük gerginlikler çıkmayacak mı? ülkenin çok ciddi sorunlarının olduğu bu dönemde ya meclis feshedilecek ya kurumlar zorlanacak, aklı başında olanın daha makul davranması gerekiyor diye düşünüyorum.
    muhalefetin adayı hiç olmadığı kadar önemli hale geldi.
    cumhur ittifakının oyları belli, akp %30-34 mhp % 5 ve diğerleriyle % 40 civarında.
    muhalefetin de chp % 25 iyi parti % 16 ve diğerleriyle % 40 civarında.
    bir iki puan lehte aleyhte değişebilir ise de sonuca dolayısıyla karşımızdaki realiteye bir etkisi olmaz. ben seçimde chp nin oyunu korumakla beraber iyi partinin sinan ateş suikasti başta olmak üzere bir kaç başlık nedeniyle ciddi bir sıçrama yapabileceğini düşünüyorum mesela. cumhur da çılgın seçim vaatleri bu açığı kapatabilir. kararsız dediğimiz seçmen burada önemli ama yeterince değil.
    gençler de önemli bir kriter ama yeterince değil.
    asıl önemli olan ve bütün denklemi değiştirecek kilit bir parti ve onun seçmeni var.
    6 milyon civarında bir oydan söz ediyoruz.
    hepimiz aslında gençlerin ve hdp seçmenin kime oy vermeyeceğini biliyoruz.
    kime oy vereceğini ise bilmiyoruz ve burada kemal beyin adaylığı denklemleri değiştiriyor çünkü gençler ağırlıklı olarak chp ye ve hdp seçmeni de sayın kılınçdaroğlunun adaylığına sıcak bakıyor.
    aslında durum son derece açık ve net.
    rakamlar ortada.
    meclis aritmetiği kesin değişecek.
    kemal beyin aday olması durumunda bile, yani kitleleri heyecanlandıracak bir aday olmadığında hemfikir olmamıza rağmen muhalefet güçlü bir şekilde arkasında durduğunda kemal beyin de rahatlıkla kazanabileceğini öngörebiliriz. lakin 20 yıllık bir iktidarı göndermek öylesi kolay değil, bunu kabul edelim hele gitmemek için ne pahasına tavrı ortaya koymuşsa.
    o nedenle bir kısa ve yumuşak geçiş için farklı bir tercih kullanabilir seçmen. meclis aritmetiğinin değişmesi sistemin değişeceğinin de kesinleşmesi demek. cumhur ittifakı bugün de yani seçime kadar olan sürede de bu gerçeğin dışında kalamaz. bir argüman ve retorik geliştirmek zorunda.
    bu akp ile mhp nin ilişkisine nasıl yansır hep birlikte göreceğiz.
    mhp nin hayli kan kaybettiği ve kaybında devam edeceği görünen şu sıra böylesi kritik hayat memat meselesi bir seçim öncesi
    hayli ilginç gelişmeler yaşanabilir sanki.

    • …mal varlığı dolayısıyla birilerinin tehdidine maruz kalamaz. diyor konuşmasında sayın kılınçdaroğlu.
      bu ülkemizde sürekli gündeme gelen ciddi bir rahatsızlık meselesi en azından imf hassasiyeti, geçmişte yaşama meyili, nostalji bağımlılığı, dinbazlık eğilimi, dış güç takıntısı olmayan bir kesimin. davutoğluyla yaşanan son polemikten, yıllar içinde abd den yapılan dil uzatmalara kadar. niçin sayın cumhurbaşkanlarımıza böylesi çirkin ithamlar yapılsın ki?
      dolayısıyla geniş araştırmalar yapılmasına izin verilen bir düzenleme çıkarılmalı ve bütün CB adaylarının hem kendilerinin hem de yakınlarının mal varlığı beyanı titizlikle kamuoyu vicdanına sunulmalıdır.

      • Servet düşmanlığının gereği yok, başkasının mal varlığından kime ne? Kıskanma ne olur, çalış senin de olur!

  21. Herkes de biliyor ki mesele adayın açıklanması değil bulunması. Ve gelinen aşamada hâlâ herkesin kendi adayını dayattığı 6’lı Masa’da bu konuda en ufak bir konsensüs yok.
    Yasanın adaylara başvuru yapmaları için tanıdığı süreyi sonuna kadar kullanacaklarına emin olabilirsiniz.
    Ama yine de bu işin takvimi nedir, yasaya göre cumhurbaşkanı adayları için en son saat kaçta başvurularını yapmalıdırlar, araştırıyorlardır umarım.
    “Onca insanız, biri ilgileniyordur mutlaka” diye boşlamasınlar.
    Zira hiçbirimiz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun referandumda seçmen başvurularını yapmadığı için oy kullanamaması gibi bir durumla karşılaşmak istemeyiz.

    • son günün son saati açıklanır bu doğru!
      çünkü erken açıklanırsa tüm oklar mızraklar pardon siha lar adayın üzerine döner!
      bunu bilmeyen zaten baştan duman olur😂

      • çok pis yıpratırız 2 ay dayanmaz o yüzden seçimden sonra açıklansın.
        Gidip Kılıçdaroğluna ve yarım domuz yiyen kaftancıoğluna bastın olacaklar Allah din diyerek,Fazla açık olmasın seçim sattında laf kalabığına getiririz taktiği.
        12 yıldır yenilen kılıçdaroğlu nu fena yıpratırız haaaa

    • Hiçbir emelim kalmadı vallahi gönülde
      Yok şimdi gözüm bil ki ne gülşende ne gülde
      İster acı ister şu hazin halime gül de
      Yok şimdi gözüm bil ki ne gülşende ne gülde

      • Gülşenin hiçbir şeyinde gözümüz yok, ama o da milletin okuluna mezuniyet dercesine bilmem nesine küfretmesin yeter!

    • Muhalefet ne yapmalı.
      Seçimi öne alınmasına engel olmalı ve zamanında yaptırmalı.
      O zaman Erdoğan kesinlikle aday olamaz.
      Maalesef muhalefet her zaman erdoğanın tuzağına düşüyor.

      Erdoğani aday yaptırmak için ellerinden ne gelirse ondan esirgemiyorlar.
      Diploma (Bence Diplomanın hiç önemi yok) konusunda anayasayi muhalefet uygulatmiyor.
      Bütün kanunsizluklarına göz yumarak yardımcı oluyor.

      1 ay erken seçime
      getmek demek Kurulmuş Tuzağa ülkeyi düşürtmek, demektır.

      Kendi yaptırdığı ana yasayi dahi hiçe sayan birine Maalesef muhalefet seçim kazanması için her zaman yardım ediyor.

  22. Sn Koru bir adını yazmadiniz Abdullah. beyin.
    Kılıç bey doğru ifade etmiş adayın ozelliklerini bakalım samimiyetini görelim aday açıklaması yaparken.Bu kriterlere uyan bir aday aciklayacaklar mi.Evet sözünün eri ise neden oy vermeyelim o adaya.Peki uymaz ise bu kriterlere ozaman baştan güvenilen biri olmadığını tasdiklemis olur ki secilmeyi hak etmemiş olur.Haydi görelim.Ayrica tarih açıklansın bizde adayımizi açıklayacağız demişlerdi.Bu hafta sonu bekliyoruz İSMİ.

  23. Birilerini tarif ediyorsunuz fakat o iş kolay değil. Muhalefet yine kaybedecek gibi duruyor. Memleket için hiçbir projesi ve söylemi olmayan seçimi kazanamaz. Dış güçlere sırtını dayayarak siyaset yapılmaz. Türkiye için çalışan, bağımsızlığa önem veren ve dışarının piyonu olmayan birisi cumhurbaşkanı olmalı. Erdoğan neden herkesin hedefinde. Çünkü diğerlerinin menfaatleri bozuldu.Yabancı ülkeler ve içteki menfaat grupları. Yine Erdoğan kazanacak.

    • Temennin ve tespitin doğru olabilir zaza kardeş lakin, seçim;
      geçmişi değil “geleceği yönetecek!” kadroyu seçmek demek!!!
      ~sayın Rte’den daha iyi yapabilecek, komşularla iyi geçinip ticaret yapabilecek, çevremize görünür görünmez çin duvarı ördürmeyecek,
      ~vatanını milletini ileri seviyelere refaha götürebilecek, koruyabilecek,
      ~iş aş verebilecek fabrikalar her türlü üretim yapabilecek!..
      “kim olursa olsun, seçeriz buluruz koklarız icabında” merak etme sen.

Yoruma kapalı.