Sandık yaklaşırken iktidar ve muhalefetin -ve medyanın- durumuyla ilgili bir ara karne notu

34
Reklam

Seçime koşar adım gidilirken sonunda bizlerden karne bekleyecek medyanın durumu ne?

Bu soruyu bana bir dost meclisinden yöneltilen başka bir soru sorduruyor: “Allah aşkına” dedi biri, “Bu gazeteleri hâlâ okuyan, haber kanallarını izleyen var mı?”

Elbette var. Gazeteler artık satış iddiasında bulunulamayacak kadar az kişiye ulaşıyor; ancak meraklılar satın almadıkları gazetelerin internet sitelerine girip yazılanları okuyorlar…

Haber kanallarının da, belli yüzleri görünce kanal değiştirilse de, bazılarının ne diyeceğini öğrenme merakıyla tartışma programlarını izleyenler var.

Meraklılar okuyor da, izliyor da…

Ancak sorun medya konusunda başka yerde: Okunsa ve izlense bile, geleneksel medya, artık eski etkileme gücünde değil. 

İnsanlar anlık haberler için dijital medyayı, yorumlar için de internet üzerinden yayın yapan kanalları tercih ediyor. Benim gibi vakti kısıtlı olanlar da, YouTube üzerinden verilen kesintilerle yetiniyorlar.

Ve onlardan okunup işitilenlerden daha fazla etkileniliyor.

Reklam

Geleneksel medya bütünüyle etkisiz değil tabii. 

İYİ Parti’de vaktiyle önemli bir makamda bulunurken görevini terk etmek zorunda bırakılmış bir isim, partisini içinde yer aldığı ittifakta olumsuz duruma düşüren bir çıkış yaptı.

Muhtemelen, geleneksel medyada yoğun biçimde sürdürülen HDP karşıtı yayınlardan etkilenerek…

Daha önce içinde yer aldığı partide -CHP- genel başkanlığa talip olmuş, partisi tarafından bir önceki seçimde cumhurbaşkanı adayı gösterilmiş bir isim de, “Göreceksiniz, ben kazanacağım” iddiasıyla bir süredir geleneksel medyada kendisine geniş yer bulabiliyor.

O iddia, geçen seçimin “Adam kazandı” sözüyle ünlenen adayını bu seçimde de adaylık macerasına sevk ettiyse, bunda, geleneksel medyanın yayınlarının etkisi göz ardı edilemez.

İddialı aday adayı, seçimde yarışabilmek için istenen 555 bin TL’yi yatırdı, Yüksek Seçim Kurulu’na giderek kendisini aday haline getireceğini umduğu destekçilerinin ise ancak yarısının ilgisine kavuşabildi.  

Biraz önce baktım, o aday olabilsin diye ilk iki günde 51.367 kişi YSK’ya gidip imza verme zahmetine katlanmış.

Gerekli miktarda -100 bin- imza sonunda toplanacaktır; kendisine medya desteği verildiği gibi imza desteği de kendisinden esirgenmeyecektir.

Reklam

Ara karne olarak, seçim öncesi için, özellikle iktidar yanlısı medyaya verilecek not fazla yüksek olamayacak. 

Ekranlardan desteklerini en üst perdeden sunan yorumculardan bazısı, eminim, milletvekili aday listeleri açıkladığında isimlerini listede görmeyince, ses tonlarını bu yeni duruma uygun hale getireceklerdir.

Hayal kırıklığı içerisinde…

En cerbezeli yorumculardan biri, muhalif ittifakın sarsıntı geçirdiği bir ortamda, cumhurbaşkanı adayı olarak aradan çıkabileceğini düşünüp kendisini ortaya atmamış mıydı?

Cumhurbaşkanı adayı o olamadı, ama onunla aynı ekranlarda laf yarıştıran başkaları milletvekili adayı olabilecekleri umudunu taşıyor ve hatta bu hislerini ilgili yerlere iletiyorlardır.

Bakalım içlerinden kaçı umduğuna kavuşabilecek…

Ders yılı ortası ve sonunda alınan karnelerde yalnızca verilen not bulunmaz, altta bir yerlerde notu veren not verdiği hakkında yazılı değerlendirmesini de kayda geçirir.

Kayda geçirme ihtiyacı duyduğum medyayla ilgili ara değerlendirmem şu: Muhalif aday ve partilere, iktidarın itibar ettiği gazeteler ve ekranlardan fazla bir zarar geleceğini sanmıyorum, onların etkileri hayli sınırlı zira; muhalefeti esas zor duruma düşürebilecek olan, kendilerinin itibar ettikleri gazeteler ve kanallarda açıklanan bazı görüşlerdir.

Ne demek istediğimi açmam gerektiğini sanmıyorum. Yine de şu kadarını yazayım: Muhalefetin itibar ettiği gazeteler ve TV kanallarında yazan ve görüş açıklayanların iktidarın değişmesi için ileri sürdükleri gerekçeler, etkileyerek kendilerinin destekledikleri aday ve partilere oy vermelerini bekledikleri seçmen kitlesini ürküterek “Acaba yanlış mı yapıyoruz?” endişesine sevk edebilir. 

O endişeyi duyan çok kişiyle karşılaşıyorum.

Bir önceki seçimde olduğu gibi, akşamın erken saatlerinde, yeniden “Adam kazandı” demeyi getirecek bir sonuç sandıktan çıkarsa, aranacak sebepler arasında bu yazımda karneye düştüğüm yukarıdaki notun da hatırlanmasını beklerim.

Ürkütülen, endişeli hale getirilen seçmenin nasıl davranacağı belli olmaz.

Seçimlerde umutlarına hitap edilen seçmen kitlesi sonucu belirler.

Hangi taraf -ve tabii hangi tarafın medyadaki destekçileri- söylemleriyle seçmene yarınlardan daha umutlu olma hissini verebilirse, sandıktan çıkacak sonuç o tarafın lehine olacaktır.

Ekonomi berbat durumda mı, çalışanlar ve emekliler açısından öyle bir-iki bin TL ile ortadan kaldırılması mümkün olmayan bir açmaz var mı? 

Evet, ekonomi berbat ve açmaz durumu var.

Dış politika yalnızca karmakarışık bir yumak gibi ikili ve çoklu ilişkileri olumsuz etkilemekle kalmıyor, tek tek insanlarımızın da zararına sonuçlar doğuruyor mu?

Bu da doğru. Doğuruyor.

Ülkeyi sarsan deprem ve sel felaketleri devlet mekanizmasının olağanüstü gelişmelere anında cevap veremeyecek bir hantallıkta olduğunu herkese göstermedi mi?

Hiç kuşkusuz, bu da tartışmaya bile değmez bir veri. Gösterdi.

İktidar saflarında bir telaş ve erken havlu atma durumunun emareleri fark edilmiyor mu?

Fark etmemek mümkün değil.

O halde “Seçimin sonucu bugünden belli” neden denilemiyor?

Bunların biri bile öyle denmesini gerektirirdi oysa.

Neden bu tabloya rağmen hâlâ “Seçim ortada” deniliyorsa, muhalefet bunun sebebini fazla uzağında aramasın.

Bir not: Bulunduğum ortamlardan birinde, Muharrem İnce‘den söz edilirken, ben “Katıldığı bir programda kendi oyunun %25 olacağı iddiasında bulundu” dediğimde, bir başkası “%25 değil, %30 dedi” itirazını seslendirdi. Sonrasında o kadar oyu kimden alabileceği merakı tartışma konusu oldu. Biri, orada, “YSK anayasaya sadık kalarak Tayyip Erdoğan’ın adaylığını reddettiğinde, Cumhur İttifakı adaysız kalacak; bu ihtimali hesap ediyor olmasın?” kuşkusunu dillendirdi. Sonradan hatırladığım bu anekdotu şimdi yazıma ekliyorum. [Saat 09.45]

ΩΩΩΩ

Reklam

34 YORUMLAR

  1. Sayin Fehmi Bey; sizin yazilarinizi yillarca hayranlikla okudum yorumlarinizin yüzde sekseninin tutugunu gördüm. Ben Venezeulladaki chavez sonraki dönemin ne kadar yipratici gectigine dikkst cektigimde Chpdeki asker kokenli guc sahiplerini kastediyordum onlardan biriside Sizin dikkati cektiginiz gibi Basin organlarinda gucu olan Tuncay Özkandir. Kendisinin köpruyu gecince kilicdaroglunu bile dinlemeyecegi asikardir ( Yetenegindwn fazla hirslidir ) Kilicdaroglu onu ve benzerlerini pasifize etmedikce Muharrem ince alternatifdir ciftci cocugu olup koyune her yil ailesine yardima giden bir insani kibirli diye reklamini yapanlar, kilicdaroglunuda demokrasi asigi diye pazarlayanlar utanmalidir. Bilmedigimiz olaylari aciklamadiginiz takdirde yorumlarinizi saskinlikla
    Okuyacagim sanirim

  2. Sayin. Yazar’ın sabrı konusunda diyecek tek kelime yok ve haddinden fazala sabırlı.

    Bu sitede her görüşten çok değerli yorumcular vardı. Sitenın mudaim trolleri yorumcular’a yazmadıkları hakaret kalmiyor, fakat ne hikmetse sayın Koru hepsını nokta ve virgülüne kadar yayınliyor.
    Uluslar arası suç sayilan ve AB Ülkelerinde o kelimeyi söyliyen ve yazanın cezasi 800 €. Fakat yazarın sitesi troller tarafından o kelime ile dolduruliyor. NEDEN ACABA? Yazar neden uluslar arası yasak olan O iftira kelimesini yayınliyor?
    Dünyada terör örgütü olarak kabul edilen HIZBULLAH:ın
    anlami (Allahın Askerleri) bizde malum Türkiyeyi batiran yüzlerce cana kıyılan 15 Temmuz darbesinde yapılmış katliamlar. Allahın bir Lütfü sayıliyorsa. Hizbullahın sivil viziyonu Farsca Huda Allah demek.Türkiye Temsilcisi domuz bağı ile adamları katledenlrtin TC şübesi Huda Par. sarayda ağırlaniyor ve seçime birlikte gidiliyor
    Buyurun size TC tablosu.
    Perinçek Müsluman Uygurlari kesmeleri için Çine geri göndertiren Sarayın baş komutani. Yardimcilari Türklüğü ve İslami savunan Bahçli ve Erdoğan. Babasının partisini binadan atip binayi ellerinden alan F Erbakn.
    Beni Kılıçtaroğlu CB adayi yapti o CB adayı olursa onu desteklerim diyen M İnce.
    Bu geçmişlere sahip yanar dönerler için çalışan 1 miliyon trol ordusunun hakaretleri küfür ve iftiralari bu sitede nokta ve virgülüne dahi dokunulmadan yayinlanirken bizlerin yorumlari makaslaniyor. Bazende yayınlanmiyor.

    Turkiyede Adaleti çeteler, hak arayanları domuz ipliği ile işgence ederek ölduren din tacirleri, DİN satarken Kılıçtaroğluna rağmen. DİN düşmani bir kısım solcular.
    Türkiye İftira, Yalan, ve Hırsizlikta rekor kırmaya devam ediyor.
    Allah Dağına göre Kar verır.

  3. iktidar ve muhalefetimizle ve bu ikisini iş başına getiren seçmenimizde yani kısacası hepimiz sınıfta kaldık ve kalmaya devam ediyoruz koskoca ülke olarak aldığımız not SIFIR….

  4. Sayın korunun paylaştığı anekdotta doğru olan; evet ince geçen seçimdeki oyunu alır(%25-30)
    Ama bu oyları cumhurittifakından değil eski partisinden götürüyor:)

  5. İki neden seçmeni muhalefete yönelmekte tereddüte düşürüyor. Bir: Sizin de belirttiğiniz gibi muhalif medya, siyasetçi ve hatta gazete köşe yazılarına yorum yazan trollerin -ki bunların çoğunun sade vatandaş olduğunu düşünmüyorum- adeta ağızlarından salyalar akıtarak dini değerlere karşı kullandıkları dil ve hasımane tavır. İki: Muhalefetin iktidara geldiklerinde memleket ve halk yerine kendi çıkarını düşüneceği endişesi.

  6. Bulunduğumuz ortam ve durum tüm insanların, tabiatiyle tüm siyasilerin biraraya gelmesi zorunluluğu doğuruyor.
    Bunu algılayamayan, anlamayan, anlamak istemeyen kişi ve siyaset camiası bedelini çok ağır öder!
    -kimse kemseden mucize yada özel bir kabiliyet sergilemesini beklemiyor.
    -bedava et ekmek ev arabada istemiyor.
    -bakanı yirmi yaptın 600 vekile kaymaklı maaş verdin, altına araba sırtına.. da demiyor!
    PEKİ NE DİYOR?
    -~bu düzeni bitirmek isteyenlerle!!!
    -~bu düzenden beslenenlerin!!!
    EN HAKİKİ GERÇEK SAYISINI GÖRMEK.
    KİM GELİRSE:
    >>başta hesapları masaya koyun!
    >>ekonomiyi düzeltin!
    >>insanlara İŞ AŞ HUZUR ADALET!
    >>ev (hilesiz hurdasız beton tabut olmayan) ve uygun ödeme koşulları!
    >>kanuni ne düzenlenmesi gerekiyor ise hepsinin TBMM’de!!! tartışılıp konuşulup çıkarılmasını,
    İSTİYOR UMUYOR TALEP EDİYOR.

    • Atilla bey benim kesinlikle böyle abuk sabuk taleplerim yok;
      OHAL UZATILSIN ve TOKİ hızla yeni konutları yaparak hak sahiplerine teslim etsin, hepsi bu!

    • Evet buna da şura deniyor, istişare deniyor, uzlaşma deniyor, ortak gelecek için toplumsal mutabakat deniyor, kiminle yapıldığı bence fürüattır. Siz ve reyizleriniz bunu başaramadı biz ve toplumsal paydaşlarımız bunu başarmak için çaba sarf ediyoruz. İlk günden itibaren Nemrud’un ateşe attığı İbrahim AS için su taşıyan zayıf kuş misali ateşi söndürmek için değil tarafımı belli etmek için buradayım.

  7. Medyanın karnesinin şifreleri bence bu bakış açısında..
    İktidar saflarında bir telaş ve erken havlu atma durumunun emareleri fark edilmiyor mu?
    Gerçekler …..ile ……dilek ve temennilerin,hissiyatın, inadın,hayallerin,medyadaki başlar tarafindan gerçekmiş gibi yansıtılması,insanları şekillendirmeleri ,şartlandırmaları,……..sonucta aradaki 10 milyon fark olmasina ramen kaybedenin adam kazandi lafini bile hayretle karşilayan,kabullenmeyen ezberci mantıksız insan toplulugu..bunun sorumlusu kim..medya….
    Iktidarın havlu attığını sanmak…bunu hissetmek..iste muhalif medyanin hayali dileği…ama gerçekler çok farklı.

    • İttifaklı bu seçimde kimsenin vazgeçmesi diye bir durum olmaz. içinden elenen yada kaynayan olur.
      Az önce Erbakanın oğlu da ittifaka katıldı. birileri 20 isteme benden buz gibi soğurum senden dedi fakat, tarihin mezarlığına gömülmesi gerekenin bir parti değil, illegal yapılar !!! olması gerektiği unutulmuş gibi😡. heleki muhafazakar mütedeyyin bir kesimin meclis dışında tutulmasının müsebibi olmak hiçbir siyasi partiye yararı olmaz zarar verirdi!
      Son tahlilde,
      Cumhur ve Millet ittifakları kıyasıya mücadele edecek görünüyor.
      KKILIÇTAROĞLU nun da aklını başına alıp dışarda kalan kimse kalmaması için ne gerekiyorsa yapması akıllıca olur.
      ha 15 vermişsin ha 20!
      seçimden sonra meclis aritmetiği çok güzel olacak görünen o.
      Küçük görünen büyük düşüncelerin mecliste koltuk bulmasını sağlayamazsa bu ülke,
      Oyuncağı olmaya devam ederiz keferenin daha yıllarca🤔.

  8. Yahu hiçkimse ülkemizin evrildiği durumun farkında değil mi? Şimdiye kadar hiçbir seçimde amerikan destekli bölücü terör örgütü ve onun uzantısı partiyle ülkemizin bölünmez bütünlüğü üzerine pazarlık yapıldığı oldu mu? Ve bu tehlikeli durumu kimse ciddiye almıyor mu? Artık bu durumu ciddiye almamız gerekir yoksa ülkemizi karıştırmak isteyenlere fırsat vermiş oluruz.

    • geçen seçimde amerikan destekli bölücü terör örgütünün kırmızı bültenle aranan isimleri devlet televizyonlarına çıkarılmıştı,
      oy istenmişti.,
      tehlikeli bulup ciddiye aldınız mı?
      miting meydanlarında katil adamın mektupları amerikan destekli bölücü terör örgütü ve onun uzantısı parti aracılığıyla okunurken tehlikeli bulup ciddiye aldınız mı?
      ülkemizin bölünmez bütünlüğünü sorun ettiniz mi?
      daha dün amerikan destekli bölücü terör örgütü ve onun uzantısı parti kapılarına gidip, desteklerine ihtiyacımız var denildi,
      tehlikeli bulup, ciddiye aldınız mı?

      bugünlerde böyle bir ortak tema var nedense,
      amerika desteği,
      ciddiye almak,
      ülkeyi karıştırmak,
      fırsat vermemek,
      bir şaşkınlık olduğu kesin.

    • Şaşkınlık yapmanın alemi yok. Pazarlıklar hep oldu ve olacak. Sen ne yaptın peki. Bu yolsuz iktidarı desteklemek dışında. HDP ve Kürtler bu ülkenin bir parçası. Kapatarak, yasaklayarak, başını kuma gömerek problemleri çözemedin. 20 yıldır yan geldi yattı bu iktidar. Hala da bu yolsuzlara destek vereceksen bu problem ve hiç bir problem çözülmeyecek.

      • Yahu siz hangi kafadasınız. İktidar yada muhalefet teröristlerle kim masaya oturuyorsa yanlış yapıyor. İktidar yanlış yaptı diye muhalefetin yanlış yapması meşru mu oluyor? Takım tutar gibi parti tutmayı bırakın da biraz ülkenin çıkarını düşünün. İş kıyaslama yapmaya gelirse senin belediyelerinin yaptığı rezillikler ortada. Kimse kendini sütten çıkmış ak kaşık sanmasın. Teröristle vatanın bölünmez bütünlüğü üzerine pazarlık yapacaksın ondan sonra e bunu onlar da yaptı diyeceksin. Yahu bunu kim yapıyorsa yanlış yapıyor. Bunun sonuçları ne olur hiç kimse düşünmüyor. Bu ülke bir Suriye bir Ukrayna mı olsun? Bu kadar mülteci ülkelerinden niye kaçıyor bunları hiç düşünmüyor musunuz? Bırakın bu parti bağnazlığını.

      • Kim yapıyorsa yanlış yapıyor diye yazdım ama yorumları okuyan da taraflı olduğu için yorumumu yayınlamadı.

  9. ülkede yıllardır bir diploma meselesidir gidiyor.
    sayın erdoğanın diploması üzerinden bir polemik sürekli yapılıyor,
    diploma mahrem bir şey değildir, üzerinde insanların görmek istemeyeceği özel bir bilgi bulunmaz, fotoğraf bile olmaz.
    neden bunun bu kadar konuşulmasına izin veriliyor?
    neden böyle ithamlarda bulunan insanların yüzlerine çarpılmıyor,
    anlamış değilim.
    yeniden refah partisinin başkanı sayın erbakanın CB başvurusunda diploması eksikmiş, yine buradan bir diploma tartışmaları alevlendi, eski yök başkanının açıklamaları ortaya çıktı.
    insanlar üniversitede yıllarca okurlar, akademisyenler, sınıf arkadaşları, tanıdık, tanıştık bir çok insanla ilişki kurulur. ekranlara çıkan, siyasette olan insanların çoğu birbirini okuldan tanırlar zaten,
    sayın bahçelinin sayın kılınçdaroğlunu okuldan tanıması ve sitayişle bahsetmesi gibi
    https://www.youtube.com/watch?v=ONTLKmKXmvY
    sayın bahçeli, kemal bey için çok sağlam bir bürokrattır diyor, kalabalık bir okulda bile çalışkanlığı, sağlamlığı ile tanınan biriymiş.
    herkes bu ortamlarda birbirini tanır, bilir değil mi?

    • Didem hanım danıştay saldırganı a.aslan marmara hukuk mezunu bir avukattı, okul arkadaşlarını tanıyan duyan ya da kendisini bilen gören birileri var mıydı? En azından hocaları bilir değil mi? Ama kimse görmemiş! Görmedikleri bir öğrencinin sınav kağıtlarını okuyup o katili mezun edip/diploma verip avukat cübbesi giydirenler kimlerdir acaba?

      • görünmezlik pelerini kullanıldığı iddiasında değilseniz bay baggins,
        üniversitede
        “Ama kimse görmemiş!” masalına kimse inanmaz,
        illa ki birileri görmüştür.
        geçiniz…

  10. Han güzel bir fıkra vardır: Evli ve çoluk-çocuk sahibi adam piyango bileti almış, akşam eve gittiğinde bileti gösterip “Ya çıkarsa, dileyin benden ne dilerseniz!” demiş. Hanımı kürk, kızı başka birşey istemiş; adamcağız “Önce otomobil alacağım” deyince ufak yaştaki oğlu “Babaaaa, öne ben bineceğim, senin yanına ben oturacağım!” diye haykırmış; adam “Ön tarafa anneler oturur, sen ablanla arkaya geçeceksin” cevabını verince çocuk “Hayır, ön taraf benim” diye tutturmuş, baba ile oğlu arasında “Sen arkada oturacasın”, “Hayır, önde olacağım” tartışması uzayıp gitmiş ve baba çocuğa “Sus ulan edepsiz! Ön tarafta annen oturacak, bu kadar!” diye bir tokat aşketmiş ya, işte onun gibi…6’lı masanın durumu!

  11. PKK’nın ‘devlet kurma’ söylemi ABD ve Batı’nın Türkiye’ye operasyon çekmekten başka bir anlam ifade etmemektedir.
    ABD ve Batı’nın amacı Türkiye’yi istikrarsızlaştırmak ve üniter bütünlüğünün parçalanabilir olduğunu Demokles’in Kılıcı gibi sürekli gündemde/havada tutmaktır.
    Çünkü Türkiye dünyanın kalbinde, merkezinde ki konumuyla ABD ve Batılıların emperyal emelleri için her zaman bir engel koyabilir. Erdoğan liderliğindeki Türkiye gibi.
    Her zaman, ABD ve Batı yörüngesinde bir yönetim kurmak zor ve pahalı olur. Fakat kaosa sürüklenmiş bir Türkiye’yi yönetmek ve yemek kolaydır…
    Bu arada, bazı mahfillerde hâlâ PKK’dan ‘Marksist Leninist bir örgüt’ olarak bahsediliyor.
    Bu başlangıçta doğru olabilir, ancak bu günkü PKK’nın Marksizm’le de Leninizm’le de bir ilgisi kalmamıştır.
    Tamamen Amerikancı bir yapıya dönüşmüştür. Hatta, piyasada Amerika adına iş gören, paramiliter güç unsuru kullanışlı bir aparat haline gelmiştir.
    Siz bakmayın adının ‘Kürdistan İşçi Partisi’ olmasına, günümüz PKK’sı bugün ırkçı, nasyonalist bir örgüte dönüşmüştür.
    Bu vesileyle unutmayalım; Hitlerin partisinin adı da ‘Nasyonalist, Sosyalist Alman İşçi Partisi’ idi…

  12. Sayın yazar çok çalıştınız ama siz de başaramadınız, artık sizin Erdoğan’ı devirelim yazılarınızı alkışlayan okuyucularınız da kalmadı. Daha önceki seçimlerde Erdoğan kazanırsa “eşek gibi anırırım” diyenler sözlerini tutmadılar ve hala daha zehirli dilleri ile yazmaya devam ediyorlar. Bütün zorluklara rağmen yılmadan çalışan Erdoğan’ın yanındayız ve o vazgeçmediği müddetçe onu desteklemeye devam edeceğiz. Bütün dünyanın düşmanlığı ile deviremedikleri Erdoğan, bütün bu zorluklara rağmen başarı ile ülkeyi kalkındırmaya devam ediyor. HDP gibi bir partiyi canlı tutmaya çalışan hainler olduğu müddetçe her kalkışı on binlerce masrafa mal olan uçaklar teröristleri Türkiye dışında gebertmeye devam edeceklerdir. Böyle bir bela Avrupa’da olsa Türkiye’den daha beter olurlardı. Chp gibi bir partinin Avrupa’da da kurulması çok işimize yarar.

  13. ÖNCE SEÇMENE KARNE
    Karneyi güya seçmen verecek değil mi?
    Ancak önce seçmene bir karne gerekiyor:
    1–Merhum Ecevit’i %1’e indiren depremin neredeyse aynısı oluyor. Önceki deprem deneyiminin üzerinden 24 yıl geçmiş ve iktidarın elinden de 3 trilyon dolar geçmiş. Bugün tablo tam manasıyla vahim iken iktidar %1oy kaybetmiyorsa;
    2–Deprem bölgesinde deprem anında kamu yararına çalışan dernekler çadır satıyor vinç kiralıyor seçmen oralı olmuyorsa;
    3–Tarımın önemli bir yeri olan ülkemizde, her Ramazanda kilometrelerce ucuz et kuyruğu oluştuğu, ne olduğu belli olmayan binlerce ton karkas et ithal edilen ortamda, kuyruktaki vatandaş iktidarı övüyorsa;
    4–Sorunlardan dert yananlar öncelikle muhalefeti suçluyorsa;
    Bu seçmene geçer not verir misiniz?

    • Sayın yk “her Ramazanda kilometrelerce ucuz et kuyruğu oluştuğu”ndan yakınıyor;
      isterseniz size ideal bir halk ve seçmen kitlesi önerebilirim;
      avrupada kaldırımlarda adım başı uzun kuyruklar görürsünüz, genellikle kıytırık bir pizzacıda o gün o saatte bilmem neli sos ücretinin yarısına olduğu içindir, ya da bir indirim kuponu filan dağıtılıyordur o yüzden bekleşiyorlardır, nasıl size uyar değil mi?

  14. BİDEN ETKİSİ

    ABD başkanı Erdoğanı indirip kemal kılıçdaroğlunu iktidara getireceğim dediğinde bunun bir niyet açıklaması olduğunu sananlar oldu. Hafife almak babında değil zira eskiden bu niyet açıklaması ile askeri darbeler yapıldı, iktidarlar değişti. Ama ülkemizin tarihinde ilk defa Recep Tayyip Erdoğan tarafından demokratikleştiği dikkate alınırsa abd nin sadece niyet açıklaması ile hedefe varamayacağın anlaşılması gerekir. Fiilen abd masa dizaynını yapmış ve bileşenlerine görev vermiştir.

    Bunu biliyorsunuz, bu gün söyleyeceğim abd ni sadece masa dizaynı ve bunun korunması ile yetinmeyip basını maniple etmesidir. Basında etkili olan kişi ve gruplar bölünmüş, her birine ayrı ayrı görevler verilmiştir. Bu yüzden siz okuyucular “bu saçma meseleler neden dönüp dönüp tekrar işleniyor, neden gündeme getiriliyor, dün okuduk ya, biz aptal mıyız niye laf dönüp dolaşıp aynı yere geliyor, niçin yeni gelişmelerden, bulgulardan, olgulardan bahsedilmiyor” diye sorabilirsiniz. Bunun nedeni abd nin verdiği görevler. Bir bölüm merkez bankasının arka kapısından arabaya doldurularak kaçırıldığı iddia edilen 128 milyar dolar. Bazı yazarlar sürekli 128 milyar dolar nerede diye soran yazılar yazmak zorunda. Öbür kısmı “Erdoğanın diploması yok” diploması iddiasını sürekli gündemde tutmakla vazifeli. Bir kısmı da “Erdoğan ikinci kez aday olamaz” hattını savunuyor.
    Bunun ispatı kolay; sayın yazar mesela niçin “Erdoğanın diploması konusuna girmiyor” var mı yok mu? bunu en iyi kendi bilebilir. Aslında kendisine eğitimi ve ilgi alanı en uzak olan “Anayasa” konusunu vermişler. Oysa diploma konusu kendisine daha çok yakışırdı. Kotayı dolduramadığı anlaşılıyor ki yazının sonuna dipnot olarak “YSK anayasaya sadık kalarak Tayyip Erdoğan’ın adaylığını reddettiğinde, Cumhur İttifakı adaysız kalacak; bu ihtimali hesap ediyor olmasın?” şeklinde müthiş tespiti yapıyor.

    Not: Erdoğanın Türkiye ye ilk kez demokrasi getiren adam olduğu konusunda delilim şu dur. Kendinize “Şu anki genel kurmay başkanı kimdir?” diye sorun. Hatırlamadınız değil mi? İşte bu demokrasidir. Gülümseyin.

    • iktidarı destekleyen ruslar ve araplarda yandaş medyayı dizayn ediyorlar.
      bir kısım meral hanımın yüz ifadesinden anlam çıkarmak zorunda,
      bir kısım saadette sorun çıkmasından medet ummakta,
      çoğunluk hdp-pkk üzerinde yoğunlaşmakta.
      yolsuzluk, yoksulluk, yüksek kur, yüksek enflasyon, gelir adaletsizliği, rüşvet alan vekiller, gri listeler, kendi bakanlığına fahiş fiyattan mal satan bakanlar, tarım ve hayvancılıkta yaşanan gerilemeler gibi bulgulardan olgulardan niçin bahsedilmiyor?

      “Erdoğanın Türkiye ye ilk kez demokrasi getiren adam olduğu konusunda delil” getirmeye ihtiyaç yok, her durumda gülümseriz.

  15. Ben bu siyasetçiler için hiç bir şey söylemek istemiyorum; hepsi de iyi saatte olsunlar !
    Yüzlerini şeytan görsün !
    Hadi bana eyvallah .
    Ha bu arada İstanbul’da üç hastahane daha boşaltılıyormuş !
    Eee..

    • Aralarında kan uyuşmazlığı var.. Doku uyuşmazlığı var.
      Var oğlu var..
      Yıllardır söyledik..
      Dinletemedik.
      Şimdi Yavuz Ağıralioğlu konuşuyor, hemen hemen bizim yıllardır söylediklerimizin üç aşağı-beş yukarı aynısının tıpkısını söylüyor..
      Bizi dinlemeyenler, belki Yavuz beyi dinlerler, titrer ve kendilerine gelirler dedik..
      Şimdilik onu da dinleyen yok..
      Bakalım “üç maymun”u oynayarak, nereye kadar devam edecekler..
      Seçmeni daha ne kadar aldatacaklar..
      Türkiye’de bir günün iki aktüel olayı.. Birisi Yavuz Ağıralioğlu’nun rest çekişi. Diğeri ise HDP’nin cumhurbaşkanı adayı göstermeme kararını açıklaması.
      Ama Sözcü, Cumhuriyet, Yeniçağ, Karar, Yavuz beyin açıklamasını tek satır veremiyor..
      HDP’nin cumhurbaşkanlığına aday çıkartmama kararı ise, Sözcü’de küçücük, Karar’da küçücük.. Yeniçağ’da hiç yok. Cumhuriyet’te ise, PKK destekçiliği damarları kabarmış olmalı ki, manşet..
      Bu kirli oyunu oynayanlar, 14 Mayıs akşamı, göreceksiniz, çil yavrusu gibi dağılacaklar..
      Daha önce de olabilir de..
      En geç notu ile, “14 Mayıs akşamı” diyelim..

      • “Ama Sözcü, Cumhuriyet, Yeniçağ, Karar, Yavuz beyin açıklamasını tek satır veremiyor..”

        https://www.youtube.com/watch?v=sXx3AfnynzU (sözcü)
        https://www.youtube.com/watch?v=D95Kf4UVcz4 (cumhuriyet)
        https://www.yenicaggazetesi.com.tr/-248119h.htm (yeniçağ)
        https://www.youtube.com/watch?v=Kj06vSYcsuM (karar)
        onlarca yorum-röportaj-haber var, tartışma programları var,
        biraz dürüstlük lütfen.
        bilmiyorsanız sorun, bir link atan çıkar nasılsa.

        herkes önce kendi kan uyuşmazlıklarına baksın.
        akp yi yolsuzlukla yoksullukla, israflarla suçlayan yeniden refah,
        hizbullahçı, dinci hüdapar mhp ile bbp ile çok mu uyuşuyor?
        sayın erdoğan hüdapar için yerli ve milli dedi,
        bbp itiraz etti,
        cüppeli ise hüdapar için, reddiye yapıyorum, asla doğru değildir,
        onlar yerli ve milli değildir dedi.
        doku uyuşması var gibi mi duruyor?
        kendi sıkıntınız size yeter bence.
        bir de dinlenmeye uğraşıyorsunuz?

        yavuz beyin açıklaması doğal olarak
        muhalefette hiç bir etki yaratmadı,
        sizlere ümit verdiyse,
        üzgünüm leyla.

  16. HDP’nin tek isteği var: “PKK’nın tekrar eski gücüne kavuşması.” Bizim de bunu görmezden geleceğimizi düşünüyorlar. HDP, PKK’nın siyasi bir organıdır. Tüm milletvekili ve belediye başkanı listeleri Kandil tarafından belirlenir. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kimin destekleneceğini de Kandil söyler. Mustafa Karasu, Duran Kalkan ve Murat Karayılan’ın da defalarca söylediği gibi Kandil’in cumhurbaşkanı adayı da Kılıçdaroğlu’dur.
    Yavuz Ağıralioğlu’na yaptırılan danışıklı basın toplantılarıyla istifa noktasına gelen İyi Partililerin gazını alabilirsiniz ama toplumu kandıramazsınız.

    • bu yoruma biraz destek vereyim,
      bence de toplumu kandıramazsınız.
      hdp, başka bir partinin ismi ve listeleriyle seçime katılıyor.
      neden?
      kapatılma davası nedeniyle.
      mart 2021 den beri bir kapatılma hikayesi sürüyor, seçimlere kadar ertelenerek geldi, seçimlere kendi ismiyle girerse ve hemen ardından kapatılırsa oyları bilin bakalım kimin işine yarayacak? mücadeleden çok ince hesaplar var sanki.
      yargılayın gitsin. kapatın bitsin madem.
      toplumu kandıramazsınız.

      yıllardır İBB de binlerce terörist işe alındı hikayesi dinliyoruz değil mi?
      N’oldu?
      özel teftişler yapıldı, müfettişler atandı, önceki seçimlerde akp li olan müfettişlerin atandığı ortaya çıktı, soruşturmalar açıldı,
      N’oldu?
      86.000 İBB çalışanından kaç kişi tutuklandı, yargılandı?
      asılsız ithamlarla zaman ve enerjimiz soğuruldu.
      toplumu kandıramazsınız.

      İBB de binlerce teröristin işe alındığını söyleyen sayın iç işleri bakanı kendi bir tv programında rüşvet alan milletvekili olduğunu, kendisinin bunu bildiğini milyonların önünde açıkladı, çıkışta suç duyurusunda bulunacağını söyledi,
      N’oldu?
      rüşvet alan vekiller ortalarda geziyor. sayın erdoğan dahil kimse bu duruma ses çıkarmıyor. bir ülkenin CB ekranlardan bir bakanının ağzından mecliste bir milletin vekilinin rüşvet aldığını duyuyor ve hiç tepki vermiyor, olabilir mi? ne karşılığında rüşvet aldı, milletin hangi işini değil de rüşvet verenlerin hangi işini yaptı? ülke bundan ne kadar zarar gördü?
      rüşveti veren dış güçler olabilir mi?
      terör ittisaklı örgütler rüşvet vermiş olabilir mi?
      sizin bir açıklamanız var mı sayın sever?
      toplumun kandırılmasını doğru bulmadığınızı biliyoruz.

    • Başka söyleyeceğiniz söz kalmadı. HDP Cumhur ittifakına destek verseydi bu yazıları eminim yazmazdınız. Aynı nakarat hepsi bayat…. tünelin ucunda ışık gözüküyor….

  17. Bu konuda muhalefetin yapabileceği hiç bir şey yok, çünkü muhalefet tek vücut değil, olmasını beklemek de beyhude bir beklenti. Neden?

    Bu gün cumhur ittifakının sol bileşeni olan ve kendilerine ulusalcı diyen bir kesim var ve cumhur İttifakını desteklemelerine rağmen muhalefete saldırdıklarından bin kat cumhur ittifakına desteklerini açıklayan düşünce gruplarına daldırıyorlar. Şimdi muhalefet bu ulusalcı tayfayı nasıl susturabilir, Doğu Perinçek tayfasına ne diyebilir mesela. Veryansın’cılara kim laf anlatabilir.

    İyi partinin aykırı sesi iyi parti yetkililerinden izin almadan aykırı çıkış yapabilir mi mesela? Millet ittifakının lider partisindeki şartlanmış borazanlar hayatları boyunca mücadele ettiklerini söyledikleri kesimlerin oylarına talip olduklarını söyleyebilirler mi mesela? Irkçılığın ve aşırı milliyetçiliğin bayraktarlığını yapanlar kendilerine aşırıya kaçıyorsunuz ırkçılık ve aşırı milliyetçilik dünyanın hiç bir yerinde hoş karşılanmaz diyen makul milliyetçilerden oy isteyebilirler mi?

    Yıllardır kalplerinde kin ve nefret büyütenler kendileri gibi düşünmeyenlerin yahu bırakın artık bu kininizi nefretinizi bakın oylarımızı size verip size iktidar bahşetmek istiyoruz demelerine rağmen yılların birikimi kalıplaşmış ve katılaşmış kinleri o sese kulak verebilir mi?

    Ümidini bunlara bağlayanlar gene hayal kütüklüğünü uğramaktan kurtulamazlar. Olmayacak şeyler vesselam!

  18. 6’lı MASA Macaristan’da alamadıklarını burada alabilecek mi? Yoksa tümü birden silinip gidecek mi?

Yoruma kapalı.