Pek de yeni olmayan yüzlerden oluşan yeni cumhurbaşkanlığı kabinesini takdimimdir

26
Atanan Cumhurbaşkanı kabinesi, (Foto: Karar'dan..)
Reklam

Yeni seçilen cumhurbaşkanı bugün yemin ederek görevine başladı ve ilk iş olarak da akşamın ileri saatlerinde yeni bir cumhurbaşkanı yardımcısı ile yeni bakanları atadı.

Günler öncesinden ‘Türkiye yüzyılına uygun yönetim kabinesi’ olacağı duyurulduğu için herkes gibi ben de açıklanacak isimleri merakla bekledim.

Yeni cumhurbaşkanımız, bilindiği üzere, aslında daha önce iki kez seçilmiş, katıldığı üçüncü seçimi de kazanarak bundan sonraki beş yıl boyunca görevini sürdürecek olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan

Kendisine yardımcı olarak atadığı Cevdet Yılmaz da, uzun yıllar Erdoğan hükümetlerinde bakan ve başbakan yardımcısı olarak sorumluluk taşımış, AK Parti’de de çeşitli görevlerde bulunmuş bir isim…

Açıklanan ‘yeni’ kabine listesinde bir önceki hükümetten iki bakan var: Sağlık bakanı Fahrettin Koca ile kültür ve turizm bakanı Mehmet Nuri Ersoy

Bu arada, eski hükümetlerden isimlerine aşina olunan Osman Aşkın Bak, Mehmet Özhaseki ve Mehmet Şimşek de yeni kabinede bulunuyor… 

Milli istihbarat teşkilatı (MİT) başkanı Hakan Fidan ile Genelkurmay başkanı Yaşar Güler de ‘yeni’ bakanlar arasında yer alıyorlar.

Lafı uzatmaya gerek yok: 18 isimden sekizi bildik kişiler…

Reklam

‘Dışarıdan’ denilebilecek tek isim vaktiyle görev yaptığı MÜSİAD genel başkanlığından tanınan Ömer Bolat

Etti dokuz…

Sanıyorum, yeni kabinede yer alan diğer dokuz isim de, AK Parti’nin devlette ve parti yönetiminde görev verdiği kişiler…

Hiç değilse atandıkları bakanlıklarda çalışanlar ve o bakanlıklarla işi olanlar tarafından tanınan kişiler onlar da…

[Bu yazının sonuna Anadolu Ajansı tarafından gazeteler için hazırlanmış fotoğraflı bir bakanlar kurulu tablosunu yerleştireceğim. Yazımın girişinde de kendilerini tanıtmak için Külliye’de düzenlenen toplantıda topluca çekilmiş bir fotoğraf bulunuyor. Eminim, bakınca çoğunu sizler de bir yerlerden tanıdığınızı fark edeceksiniz.]

Küçümsemek gibi bir niyetim yok; sadece ‘şaşırtıcılık’ iddiası ve ‘yeni’ sıfatı ile anılan bakanların aslında pek ‘yeni’ ve içinde yer aldıkları listenin de ‘şaşırtıcı’ olmadığını belirtmek istedim.

Zaten kendilerinden beklenen, başına getirildikleri bakanlıklarda yeni icatlarda bulunmak değil; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendilerine çizeceği sınırlar içerisinde, onun istedikleri icraatları yerine getirmeleri…

‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ bunu gerektiriyor çünkü.

Reklam

Sistemde bakanlar, adı bizde ‘cumhurbaşkanı’ olsa bile aslında ‘başkan’ diye anılmayı hak eden devletin en üst düzey yöneticisinin sekreterleri konumundalar. 

[Başkanlık sisteminin en bilinen örneği olan ABD’de zaten ‘bakan’ yerine ‘sekreter’ sözcüğü kullanılıyor. Bizde de AK Parti’nin itibar ettiği yayın organları -gazeteler ve TV kanalları- Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ‘başkan’ diye söz ediyorlar.]

Herbiri, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından, atandıkları alanda ‘başarılı’ görüldükleri için seçilerek bakan yapıldı bu değerli zevat.

Türkiye her bakımdan kritik bir dönemeçte ve bu dönemde devlet yönetiminde her düzeyde görev üstlenmiş olanların omuzlarına bayağı ağır sorumluluklar düşüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da, yardımcısı Yılmaz’a da, tek tek bakanlara ve onların kendi yerlerine atayacakları üst düzey bürokratlara da…

Eski bakanlar -üçü dışında- yeni dönemde milletvekili oldular. AK Parti onlara da Meclis içi ve dışında önemli görevler verecektir mutlaka.

Bize düşen göreve getirilenlere başarı dilemektir.

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Merkez bankası başkanı orada dururken ve halen bağımsızlığı yokken Şimşek’in rasyonel politikalara dönmek zorundayız demesi de anlam taşımıyor elbette. Davul sende tokmak başkasında durumu. Ayrıca Erdoğan açıkça politikalarından vazgeçmeyeceğini söyledi. Hızlı bir şekilde krize gidecek bu yönetim ve ekonomi. Özellikle merkezin artık hiç bir rezervinin kalmadığı, eksiye indiği, bu eşikte. Kimse Şimşek’in adına bakarak para getirmez, borç vermez. Şimşek rasyonel politikalar derken IMF kriterlerine dönmek zorundayız diyor. Buna razı mı yandaşlar.

    • Yaklaşık 1,5 senelik ekonomi yönetiminin en büyük problemi yapılanların bir program dahilinde değil sorun çıktıkça onu kapatma üzerine olduğundandır. Seçim zamanı popülist vaatlerle reel ücret artışları ve gereksiz ithalata talep oluşturma yüzünden Ekonomi Modeli kısa vadede başarılı olamadı. Küresel sistemin kurucusu Abd bile bu sürede ekonomisini düzeltemezken farklı usuller ile kısa süreli başarı beklemek hayalciliktir. Sabır gerektiren politikaları halka anlamadı manipülasyonlara kurban oldu. Problemi derinleştirdi. Reel ücret artışları olmadan ,iç tüketimdeki bütün kredi kanallarının kapatılması, ithalatın caydırılması, yastıkaltı altın,döviz engellense idi Model başarılı olabilirdi.Ekonomiyi kim yönetirse yönetsin ekonomiyi değiştiren halktır. Zira parayı kullanan halktır.Halk kötü alışkanlıklarına devam ederse İMF başkanı gelse düzeltemez. Çözülmesi gereken en büyük problem halka yatırımın ev,araba,döviz, altın olmadığının ve ücret artışları ile enflasyonun engellenemeyeceğinin öğretilmesidir. Bu olmazsa kısır döngüde devam edilir. Bunlar yapılmayacaksa başarı için tek kriter Emperyal devletlerin uydusu olmaktır. O zaman Sınırsız borçla onların güdümünde ilelebet yaşanır.

  2. Mehmet şimşek bakanlığında “Çatı akıyor” dedi gönderildi.
    Neden gönderildi Ağır Ekonomik Kısıtlama yapılacaktı, Erdoğan tekrar seçilemem diye Mehmet Şimşeki gönderdi Çatı yıkılmış Binaya sular vururken Tekrar çağırdı.

    Araya pandemi girdi Ekonomik buğran iyice arttı Çareyi modern kölelikde buldular az parayla işci sömürelecek, Avrupaya ucuz mal satılacak. Çatısı yıkılmış Apartmanda Türklerin bazısı Avrupada modern binalara oturdu.

    Çatısı yıkık Apartmana göçmenler oturmaya başladı. Bakıyorsunuz hallerinden memnunlar neden?
    Çünkü Elektrik ve su evin içindeydi yani bu yaşantı onlar için saraydı.

    Çevreme bakıyorum, pazara, çarşıya gidiyorum Heryerde Göçmenler en son fikrim devletin açıklamaları gerçekçi değil, Ümit özdağanın dediği gibi 13 Milyon olmuşlar.

    Mehmet şimşek ingiltere odaklı Bir Ekonomist, Erdoğanın dediği gibi İngiliz faiz Baronlarından çok para alınacak Nas gitti, Faiz geldi.

    Halbu ki imf 0.5 ile para verir; sen bunu terket ingiliz baronlarında %12 ile borçlan Napalım “yemeyenin malını yerler”

    Hislerle hareket edilmez. Akıl kullanılır. Allah ben size akılda verdim ama kullanmıyorsunuz Diyor.

    Bunada bir örnek vereyim:

    Peygamber efendimiz Ağaçlara Aşı yapanları görmüş yapmazsanız daha iyi olur diyor. Aşı yapmayı bırakıyorlar.

    Bir sonra çiftçiler, Peygamber efendimize Az ürün aldıklarını söylüyorlar, Bildiğiniz gibi yapın diyorlar.

    Peygamber efendimiz Bir şey söylediğinde Bu söz Allah’danmı geliyor yoksa senin düşüncenmi diyorlar. Senin Düşüncense bizim söyleceklerimizde var diyorlar.

    Bu olayı Tek vaka olarak yaşatıyor. Gelecek nesillere fikir vermek için.

    Kuranda:O, (kesinlikle kendi) hevâsından (kafasından ve nefsi kuruntularından) konuşmaz-konuşmamıştır. Necm süresi 3.ayet

  3. ABD, AVRUPA, ÇİN, RUSYA MEMNUN !
    Yanndaşların dış güç-üst akıl olarak lanse ettikleri, tabanlarını korkutarak oy devşirdikleri ne kadar ülke ve birlik varsa külliyen külliyenin arkasında.
    Ağızları kulaklarında.
    Kelimenin tam manasıyla “sevindirik”olmuşlar.
    Alayı halay çekiyorsa “olan vatandaşımıza olacak” demek değil mi ?
    Bir taraf hem halay çekiyor, hem alay ediyor.
    Sizce alayı kendilerine alay ettirir mi?
    Bu durumda birileri ya “sabır yerine” halay çekiyor.
    Sizce kim?
    Yandaşın öğrenilmiş çaresizlik cevabı hazır.
    Bir ip ucu:
    4 harf.
    En sonunda 3 harfe geçecekler.

  4. KURTARICI MI ? DOLANDIRICI MI ?
    Ekonominin sorumluluğuna getirilen şahıs,
    2019 yılında en yetkili ağızdan “dolandırıcılık” ve “dürüst olmamakla” itham edilmişti.
    Bu koşullarda bu sorumluluğu
    üstlenip-üstlenmeyeceği uzun süre de tartışılmıştı.
    Koşullar demişken, bir kısım muhalif seçmen (kendilerini teselli için de olabilir) ” iyi ki iktidara gelmedik, bu taşın altına elini sokanın eli tuz-buz olur” diyor.
    Daha dün her türlü yasa dışılık ve etik dışılıkla suçlayacaksın. Bugün en yetkili konuma getireceksin.
    Bize de şu soruyu sormak düşüyor:
    – Dolandırıcı mı?
    – Kurtarıcı mı?

    • Nihayet seçim bitti.
      Tayyip Erdoğan bir kez daha net, açık, tartışmasız, hayat-memat mesabesinde olan seçimi kazandı.
      Kemal Kılıçdaroğlu yine, yeniden, bir kez daha kaybetti.
      Hal böyleyken;
      Kendi üst düzey yöneticilerinden biri; “oyumuz falan çalınmadı, yenildik” deme erdemini gösterirken;
      Parti’nin sözcüsü, “yaptığımız araştırmalar sonucu, seçimin sonucunu değiştirecek bir uygulamayla karşılaşmadık” derken;
      Kemal Kılıçdaroğlu çıkmış; siyaseten olabilir, ama seçimin ahlaken meşruiyeti sorgulanmalıdır… anlamında bir şeyler söylemiş.
      Artık dilimi ısırmayacağım.

        • Muhalefet, Mehmet Şimşek dönemine övgüler dizip onu görevden uzaklaştırdı diye Başkan Erdoğan’ı eleştirip durdu, hatta Şimşek bakanlık kabul etmeyecek diye kehanette de bulundular. Şimşek’in Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirilmesi muhalefeti de ters köşe yaptı. Hem iç hem dış piyasaları olumlu etkileyeceği de kesin gibi.

  5. NE DEMİŞTİ (NİZ)?

    “Mehmet Şimşek dönmedi, onun döneceği kimler için önem taşıyorsa onları hayal kırıklığına uğratmış oldu AK Parti; üstelik ona uygun görülen makamın şimdiki sahibini de iddialarıyla baş başa bırakarak…”

    “Ayakları altına kırmızı halı serilmiş bir eski AK Partili, “Gel, cumhurbaşkanı yardımcısı yapalım, ekonomiye sen sahip çık” altın teklifini eliyle ittiği gibi, sonradan yaptığı açıklamalara bakılırsa teklifi yapan muhataplarının yanlışlarını da yüzlerine vuruyor…”

    Faruk Nafiz ne demişti?

    Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok.
    Bir yerki sevenler sevilenlerden eser yok.

    • Evet Mehmet Şimşek muhatabının yanlışını yüzüne vurdu, hem de herkesin önünde. M. Şimşek görevi devralırken Nebati’nin yüzüne karşı “Önümüzdeki dönemde bu hedefe ulaşmada şeffaflık, tutarlılık, öngörülebilirlik ve uluslararası normlara uygunluk temel ilkelerimiz olacaktır. Türkiye’nin rasyonel bir zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır. Kurala dayalı, öngörülebilir bir Türkiye ekonomisi” dedi. Daha ne desin? Külliye’deki görüşmede de ona bu göreve teklif edene bu sözleri daha diplomatik bir dille söylediğine emin olabiliriz. Peki bu Yeni Ekonomik Modelin tamamen terk edileceği anlamına mı geliyor? Benim tahminim yerel seçimlere kadar Mehmet Şimşek’in rasyonel ortodoks politikalarına tahammül edilecek ki ekonomi biraz düzelsin, ülkenin kredi puanı yükselsin, enflasyon hızı düşsün, MB rezervleri biraz toparlansın. Ama bu politikalar acı reçete olacağı için seçmenlerin hoşuna gitmeyecektir. Bu yüzden seçimden önce bir kez daha gönderilecek ki yerel seçimler kazanılsın. Bekleyip göreceğiz. Bu arada yeteri kadar “yeni seçmen” imalatı da devam edecektir, işini şansa bırakmayan bir seçim kazanma ustası var ya. Mükerrer oy kullanma ve ücra yerlerde sandık emniyeti sağlamadıkça bu ülkede artık muhalefetin seçim kazanma şansı olmaz.

      • 6ay uyuma hevesiyle ekonomiyi yönetemez mişsin! Sabah erken kalkıp geç yatmak moduna ayarlamak bile gerekir kendini🙂. Bunu öğrendi TR.
        İster şeffaf isterse engizli örgüt babında olsun; para getirebiliyon MU?!?
        Asıl mesele de, meselenin özüde budır sayın akademisyen yorumcu arkadaş🤔
        Para gelmesiyle kemer sıkma diye bir konu da konuşulmaz, böyle biline 🤗..
        Sayın Erdoğan ın kitabında az ye israf etme şuradan kıs burayı daralt!!!
        Yohtır! Halâ annamadınız mı?
        Son tahlilde,
        Yerel “seçimlere kadar!” diye bir şey de yok, gerekte🤗🤗🤗.
        Tüm belediyeler kimden olur herkes biliyor merak etme😂😂😂
        Yani Tez gibi yorum yapmışsın, dokun durmadan olmayacak muhalefetede:
        Muhalefet ne zaman iktidar olur biliyon mu, bu ülkede?
        Hamsi kavağa çıkınca😂😂😂😂😂

  6. Bunca zamanın tecrübeli yazarı(mız) da düşmüş bu tuzağa.
    Dışişlerine Trampı, M.Savunmayada Putini getirsen ne fayda?
    Olayın ne sen farkındasın nede seçmen farkında! Kötü mü? Ben bilemem. İyimi? Yaşayıp görecek herkes, Kılıçdaroğlu da ötekilerde.🤔
    Yapacak bişey varmı; bundan iyisini?
    Vallaaa bunca alim muallim gomtan tabip ormancı sanatçı tatlı sesli İbrahim memnun olduktan sonra..
    Sen kim oluyon da!..
    İngilizin bir adamıyla karşılaştırıyon😊..
    Diyenlerden sonra,
    Ben bişey desem ne fayda? Angarayı basan selde fırtınada evin içinden geçen (4-5.katta daire) sel deresini gördükten sonra..
    Yıldırımı elimle tutsam ne fayda?☹️.

    • Dışişleri Bakanlığına getirilen Hakan Fidan zaten dışişleriyle içli dışlı bir ilişki içindeydi. TİKA başkanlığından bu yana hep dış ilişkilerle haşir neşirdi. Dışişlerine yeni bir güç katacak donanımlı bir bakan olarak farkını gösterecek kapasitede olduğundan şüphe etmediğimiz için isabetli bir tercih olarak görünüyor.
      Hulusi Akar’dan sonra Genelkurmay Başkanı’nın ikinci kez savunma bakanlığına getirilmesi böyle giderse bir gelenek halini alacak. Eh genelkurmay başkanının işinin ehli olup olmadığını tartışmak bile abestir.

      • Bankacıdan paranın başına bankacı müdürü.
        Milli eğitime özel okul lar! Sahibi.
        Dib na Ayasofya imamını.
        Bunun sonu nereye varır sence?
        AKparti sivilleşme!!! Vaadiyle gelmişti oysaki🤔
        Vesayet vesaire..
        Seçilmiş ATANMIŞ!!!
        Unutma ☹️.

    • Bak bu dediklerimi şakın ciddiye alma sadece şaka yapıyorum:))

      Milli savunmada Yaşar Güler demek Hulusi akar demek, bence ikisi de tek bir kişi, Mars’tan bakan aramamak için Hulusi paşanın yüzünü Yaşar Paşa’ya nakletmesi gereklimiydi? Allahtan nebatinin yüzü kimseye uymadığı için yerine başka birini atamış, o da Avrupalı tefecilerden borç bulabildiği sürece bakanlıkta oturabilir. Zaten tefecilerin yanında çıraklık yapmıyor muydu şimşek, tefecilerle anlaşıp öyle oturmuştur koltuğa(!)

      Ben en baştan ak seçmenlere büyük geçmiş olsun diletlerimi zaten iletmiştim seçim ertesi ilk gün:))

  7. polemiklerden uzak caliskan ve uzman kisilerden olusan bir kabine olmus. ozellikle soylu nun olmamasi cok iyi olmus. soyle polemiklerle bakanligi yonetiyordu. hayirli olsun… adalet ve demokrasi dilegiyle tekrar hayirli olsun.

  8. Dün sabah bu köşede BBC.nin “Türkiye Imparatorluğu ” iddiasını tartışıyorduk , ben de ” Elhak doğrudur ” demiştim.
    Netekim ! dün yapılan anlı şanlı törenler bunun böyle olduğunu ispat etmiş hatta artmıştır bile !
    Geçenlerde Güneş Batmayan İmparatorlukta yapılan taç giyme törenleri bizimkinin yanında solda sıfır kalır !
    Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen devlet ve hükümet başkanlarının şeref verdiği o muhteşem törenleri gururla , gözlerim dolarak izledim , göğsüm kabardı!
    Bu gün sadece bunun zevkini yaşamak istiyorum.
    Yaşasın 17.Türk Imparatorluğu!!!

  9. Dikkat edilirse özellikle dış politikada çok önemli değişiklikleri yaşamaktayız. Seçimin sonuçları 29 Mayıs tarihinde açıklandı, dört günde baş döndürücü gelişmelerle karşı karşıya kaldık. Öncelikle dış basında ani bir söylem değişikliği oldu. Diktatör Erdoğan gitti yerine Türkiye’nin demokratik lideri geldi. İkincisi hiç de tahmin edilemeyeceği şekilde başta ABD ve Batı ülkeleri olmak üzere devlet başkanları sayın Cumhurbaşkanını tebrik etmek üzere 29 Mayıs sabah ezanıyla birlikte sıraya girdiler (!). Yunanistan ABD ve Batı tarafından baskılandı. Yunanistan’la Türkiye arasında bahar, böcek, dostluk, diyalog havaları esmeye başladı. Mısır büyükelçi atanmasını istedi. Suudi Arabistan bazı Türk firmalarıyla 50 milyar dolarlık petrol rafinerisi ve üretim tesisleri kurmak için İstanbul’da görüşmeler yaptı. Azerbaycan ve Ermenistan Zengezur koridorunun açılması, bu koridorda büyük bir otoban ve demiryolu yapılması konusunda bu haziran ayı içinde bir anlaşma imzalayacaklarını deklere ettiler. Hepsi son dört günde oldu bunların. Ne kadar baş döndürücü bir hız değil mi?

  10. Ümidiniz kaybetmeyin.Abdullah Gül’ ede çok selam söyleyin.Salona ne kadarda güzel yakışmıştı.

  11. Saray töreni çok acemice hazırlanmıştı. Erdoğan ve eşinin yüksek podyumdan yürüyerek girmeleri ise son derece garipti. Moda defilesinden çalınmış bir podyumdu herhalde. Misafirleri en sonda takdim teşekkür edeyim mi diye bocaladı Erdoğan. Sonunda eline bir liste yetiştirdiler. Ama Ermenistan başkanını saymadı. Ayıp etti bence. Batıdan bir tek NATO Başkanı vardı. O da geldiğine pişman olmuş görünüyordu. Ama ne yapsın İsveç’i NATO’ya almak için Erdoğan’a mahkum. Yandaş medyadan bu eleştirileri duymanız mümkün değil tabii. Onlar ayılıp bayılıyordu. Kabineyi duyunca iyice ayılıp bayıldılar. Bir tanesi işte icracı kadro diye iyice kendinden geçmişti. Yahu bu yorumcu propagandistleri dinleyen var mı hala. Ama kimin umurunda. Seyreden olmasa da paralarını alıyorlar nasılsa.

    • Türkiye son 10 senedir batı ülkelerinden ziyade Arap ülkeleri ve diğer otoriter yönetim altında olan ülkelerle ilişkilerini geliştiriyor. Ortadoğu ve kuzey ülkeleri Afrika ülkeleri de dahil. NATO genel sekreterinin yemin törenine gelmesi İsveç’in NATO üyeliği için değil, öyle sunmaya çalıştıklarının farkındayım ama sunulan değil realiteye bakmak lazım; NATO genel sekreteri cumhurbaşkanı yemin törenine bizzat katılmasının tek nedeni Erdoğan’a yukarda bahsettiğim ülke ve bölgelerin NATO yönetimi altında yönlendirilmesinde ihtiyaçları var. Yoksa İsveç’in NATO üyeliği eli mahkum!

      • Elbette kedi ciğer meselesi fakat Türk seçmenine ikisini bir arada göstermiyorlar biz sadece kediyi görebiliyoruz ciğere hasret kaldık:))

Yoruma kapalı.