Parti içi demokrasi mi? Hatırladığım kadarıyla, öyle bir şey bizde eskiden var gibiydi…

15
Reklam

Bazen benim de, AK Parti’yi kurulduğu ilk günden destekleyen, bazısı içinde de yer almış, şimdilerde muhalif yorumcular gibi, “İçlerinde hiç mi 20 yılın muhasebesini yapıp yanlışlıkları gören ve itiraz eden yok” düşüncesine kapıldığım olmuyor değil. Oluyor.

Türk siyasi hayatı daha Cumhuriyet’i kuran ilk Meclis’ten ve tek parti döneminden başlayarak bu tür muhasebelere tanıklık etmiştir.

İlk Meclis’te tek bir parti vardı: CHP. Ancak Meclis’te onun içinden çıkan ve ‘İkinci Grup’ adıyla bilinen bir muhalif cephe oluşmuştu. Ölümü bile göze alan gözüpek milletvekilleri vardı o grupta. Yeni kurulan Cumhuriyet’in doğru bir çizgide ilerlemesi için demokrasiyle buluşulmasını arzu eden insanlardan oluşuyordu o grup.

Seslerini çıkarttıkları biliniyor.

Ne zaman “Yeni partiler kurulabilir” denildiyse hemen muhalif cephe oluşturma amaçlı örgütlenmeler yine o dönemde görülebildi. Kazım Karabekir’in liderliğinde Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası (kuruluş tarihi: 17 Kasım 1924) ve onun kapatılma sürecine yakından tanıklık etmelerine rağmen Fethi Okyar liderliğinde Serbest Fırka (kuruluş tarihi: 12 Ağustos 1930) öyle faaliyete geçmişti.

CHP içinden dört milletvekili, önce ‘Dörtlü Takrir’ adıyla yönetimden farklı olan düşüncelerini kamuoyuyla paylaştılar, ardından da ülkeye çok partili dönem ile iktidar değişikliği yolunu açan Demokrat Parti’yi (kuruluş tarihi: 7 Ocak 1946) kurdular.

Aradan geçen yarım asrı bir tarafa bırakıp AK Parti’yi doğuran daha yakın tarihte yaşananlara da aynı gözle bakabiliriz.

Kurucuları daha önce içlerinde yer aldıkları partilerde gördükleri yanlışlıklardan duydukları huzursuzluğu en son partilerinde yönetimi ele alma mücadelesine çevirmemişler miydi? ‘Erdemliler Hareketi’ böyle doğmuş, sonra da yeni bir parti kurulması ihtiyacı kendini belli etmişti.

Reklam

Necmettin Erbakan gibi arkasında koca bir tarih bulunan karizmatik bir lidere karşı mücadele vermişti AK Parti kuruluşunda öncülük yapan kadro.

İlla bulundukları partiden ayrılmaları gerekmiyor siyasilerin, gördükleri yanlışlıkları söyleyerek doğruların bulunmasına yardımcı olmaları yeterli.

AK Parti’nin başlangıcında bu vardı.

Kuruluşu ve iktidar oluşu üzerinden fazla vakit geçmeden karşılarına çıkan ABD’nin Irak’a müdahale edebilmek için Türkiye’den yardım istemesi olayında, AK Parti’den sayıları 100’e kadar varan bir milletvekili grubunun da katılımıyla, TBMM, 1 Mart tezkeresine geçit vermemişti (2003).

CHP ile birlikte hareket etmeyi göze alabilmişti o AK Parti milletvekilleri…

Şimdi öyle bir tavır AK Parti’de pek görülmüyor. Ara sıra çıkış yapanlar olsa da, onlar sıfatları önünde ‘eski’ yaftası bulunan AK Partililer…  

Demokrasi, öyle sanıldığı gibi, yalnızca iktidar-muhalefet ayrışması ve yarışmasıyla olmuyor. Muhalefet demokratik olmayan ülkelerde de var. Esas demokratik tavır partilerin içlerinde farklı görüşlerin ifadeleriyle oluşuyor.

Parti içi demokrasi önemli.

Reklam

Yakın zamanda İngiltere’de iktidar partisinden milletvekilleri -hatta bakanlar- yanlışlarına itiraz ettikleri başbakana karşı çıkabildiler ve kendisini değiştirmediği görülünce onu değiştirdiler.

İngiltere’deki muhalefet, İşçi Partisi, şu sıralarda kongresini yapıyor ve orada farklı görüşten partililer iktidara gelmelerini sağlayacak düşüncesiyle en sıkı eleştirilerini kürsüye taşımaktalar. 

Zaten, fazla uzak olmayan bir geçmişte, lider yenilenmesine de gitmişti İşçi Partisi…

Kimseden, özellikle de politikacılardan, kendi keyiflerini kaçıracak, konfor alanlarını tehlikeye düşürecek çapta bir karşı çıkış beklemiyorum. Bunun şu sıralarda bizde olamayacağını bilebilecek kadar gözlem deneyimim var.

Sanki muhalefet cephesinden yanlışlara itiraz görülüyor da, iktidarı muhasebeye çağırıyorum; böyle bir şey orada da yok. Yanlış gördüğünde itiraz edilebilme alışkanlığı muhalif cephede de çoktan kayboldu.

Günümüzde iktidar da muhalefet de bu yönden birbirlerine benziyorlar.

Esasen farklı görüşlerin ifade edilmesini sağlayacak olan partilerin örgütleri de sessiz. İktidar ve muhalefetin izledikleri yolun partililerce beğenilip beğenilmediğini ancak anketlere yansıyan oy hareketlerinden öğrenebiliyoruz. İktidar cephesine oy vermeye alışmış olanlardan hatırı sayılır bir grup ya saf değiştirdi ya da “Kararsızım” diyerek kararını geciktirmekte. Ana muhalefetin -CHP’nin- oylarında ise fazla bir kıpırdanma yok.

İktidar değişmesine değişecek de yerine ne gelecek?

Muhalefet partileri bu soruya kestirmeden 6’lı masayı işaret ederek cevap verme kolaycılığında.

AK Parti’den durumun farkına varılmaya başlandığına dair işaretler alınmıyor değil.

Önemli bir AK Partilinin, bir üniversitenin akademik yılını açış konuşmasında sarf ettiği “Jeo-stratejimiz bize imkanlar sunuyor. Bizim bunu imkana, fırsata dönüştürmemiz, Türkiye’yi bölgesinde dünyada etkin bir ülke haline getirmemiz gerekiyor. Bu mücadele sadece siyasetin mücadelesi değil, hepimizin ortak mücadelesidir” sözlerini bu yönde bir adım olarak değerlendirmek mümkün.

Türkiye’de şu sıralarda izlenen dış politika çizgisinin yetersizliğine dönük bir eleştiri olarak görülebilir bu sözler…

Ülkenin bölgesinde ve dünyada etkin halde olmadığının bir tür itirafı…

Bir başka önemli AK Partili de geleceğin fazla parlak olmadığını görmüş olmalı ki, içe dönük bir değerlendirme ihtiyacı duyarak, yeni dönemde yeni yüzlerin ön plana çıkması gerektiğinden söz etmiş.

“Hepimiz hata yapıyoruz, hatasız olan peygamberlerdir” sözü de yine aynı önemli AK Partiliye ait.

AK Parti’de yetkili birinin ağzından ‘hata’ sözcüğünün kendileri için kullanıldığını duymak bile kulağa sürpriz geliyor.

Sıra herhalde hangi konularda ‘hata’ yapıldığının paylaşılmasına da gelecektir.

Eskiler “Bir çiçekle bahar olmaz” derlerdi, bunu ben de biliyorum; ancak bir-iki değişik ve beklenmedik çıkış bile ülke açısından ümit ışığı yerine geçebiliyor.

Görelim Mevlam neyler…

ΩΩΩΩ

Reklam

15 YORUMLAR

  1. Bi dakka durun!

    Ben bir yorum yapacam!

    Bizde siyaset hep konuşulur da, siyaseti yöneten aktörler pek konuşulmaz.

    Siyasetin sebep olduğu olaylar uzun uzun tartışılır da siyasetçiler pek konuşulmaz.

    Siyasetin yönlendirip yönettiği bazen de yönetemeyip kontrol edemediği hadiseler hep konuşulur da olayların arkasındaki kişiler pek konuşulmaz bilinmez.

    “Arkadaşını söyle, kim olduğunu söyleyim” sözünü herkes bilir. Şimdi siyasetin ana aktörü olan Erdoğan’ın arkadaşı kim: Hulusi Akar. Hulusi Akar kim:
    “Acımayacaksın!
    Acırsan üzülürsün,
    Üzülürsen büzülürsün.
    Büzülürsen eğilirsin,
    Eğilirsen düzülürsün” diyen ve bunu kendine hayat dersi yapan kişi.

    “Üzüm üzüme baka baka kararır” ise bu anlayışın erdoğana da geçmiş olması mümkün. Geçmiş yılllardan beri erdoğana bakınca fazlasıyla geçtiği anlaşılıyor.

    Hatırlayabildiniz mi buna benzer aforizmaları en son ne zaman duymuştunuz? Ben hatırladım ergenlik dönemlilerimde gençler birbirleri arasında sırf gülmek için konuşurlardı bunları.

    Ya işte böyle sayın seyirciler ergenlik kakafonilerinden Hulusi Paşamız o biçim hayat dersi çıkarmış işte. Vay bee! Ve bu hayat dersini TSK’da bilmeyen yokmuş iyi mi!

  2. oşuna ümitlenmeyin, yine hüsrana uğrayacaksınız. Erdoğan tekrar seçilecek ve siz de şaşırıp kalacaksınız, aynı Yılmaz ÖZDİL’in dediği gibi ( o CHP için söylemişti, ben de şu an aynı CHP ye benzeyen diğer muhalefet partilerini de içine alarak söyleyeyim)”CHP liler Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerini okudukça, Halk TV ve FOX TV seyrettikçe diğer muhalefette aynı bunlar gibi gazeteleri okuyup TV leri seyrettikçe bu defa Yüzde doksan iktidara geliyoruz diye havalara uçuyorlar, seçim yapıldıktan sonra Ak Partinin silindir gibi ezmesi üzerine ne yapacaklarını şaşırıyorlar.” yine aynı durumda olacaklar.

    • Erdoğan dönemi Türkiye’sinin en iyi günleri, kişi başına düşen milli gelirin 12000 dolar ile en yüksek olduğu dönem, dış politikada en parlak dönemi Avrupa’nın övgü yarışına girdiği Arapların ziyaretçi yarışına girdiği dönem Erdoğan’ın çıraklık ve kalfalık dönemidir. Ne zaman ki Erdoğan ustalık dönemi için oy istedi işte o zaman Türkiye çökmeye başladı. O gün bu gündür hızla çöküyor.

      Şimdi Erdoğan ustalıkda iyice pişti zirveyi geçti, gerisini sen düşün artık. Zirvenin ötesi neresi?

      Benlik bir şey yok, Erdoğan da kazansa başkası da kazansa benim için hiç bir fark yok. Ama sizin için çok şey farkeder. Ne farkeder artık orasını da siz düşünün bana ne.

      Zirveden sonra ne var?

      Gördün mü cevap veremedin. Susar kalırsınız böyle.

  3. -vekil adayını vatandaş kendisi mi belirlemeli,
    parti heyeti mi belirlemeli?
    -bir kanun kural ekonomik karar alındığında herşey vatandaşa mı sorulmalı hemen?
    -herkes, demokrasi var! benim oyum keskin kılıçtır! ben ne dersem…
    🏌️mi olmalıdır, seçtim bitti onlara güveniyorum mu denmelidir?
    CEvAPLaR:
    ❤️adayı parti ((başı belirliyorsa bana ne üyeleri düşünsün) belirler, seçimde halka sunar!!!
    👩‍❤️‍💋‍👨meclise yetkiyi vermişmisin, o halde seçtiğine güveneceksin!!
    vekil önce ön yoklama mı yapmak istiyor? gel millet kıraat hanesine stk ların boş ! salonlarına anlat- sor- görüşlerini öğren🤗
    *senin bir partiye oy vermiş olman!!!
    *doğru olanı yaptığın!!!
    *doğru insanı vekili seçtiğin anlamına gelmez!!!
    bak tepene adaletin kızı orda bakıyor sana👀
    🏋️(adalet kocaya kaçmış bununla idare ..)

  4. Onun devamı malûm olduğu üzre ‘ Neylerse güzel eyler ‘ dir ama maalesef bizde öyle
    olmuyor .
    Bizde ne cumhuriyet döneminde ne de ondan sonraki dönemde yani bu güne kadar ; siyasette sadece partiiçi demokrasi sorunu yasanmamıştır, siyasetin bizzat kendisi her bakımdan ama gerçekten her bakımdan başlıbaşına sorun olmuştur !
    Bu konuda , çeşitli yönlerden çok çok şeyler söylenebilir ama ben şahsen herkesin gözönünde var olan bir rezalet hakkında daha fazla konuşmak istemiyorum zira ne gereği var ne de faydası olur !
    Ancak konuyu kapatırken şunu da mutlaka belirtmek gerekir ki siyaset tek başına bu hale gelmemiştir , onu diğer konulardan soyutlayamayiz ; zira biz maalesef hiç bir konuda çağdaş medeniyet seviyesine erisebilmis değiliz .
    Vesselam topyekûn ve mutlaka ama mutlaka büyük bir zihniyet değişikliğine şiddetle ihtiyacımız var !

  5. 7 HAZİRAN – 1 KASIM
    ESKİ Mİ? YENİ Mİ?
    Eskiden yaşananların yeniden yaşanma istidadı vardır.
    Bir kısım hastalıkların nöbeti de vardır.
    Periyodik olarak tekrar eder.
    Depremler bile.
    Zaten milletimiz de tepki değil, açık çek vermişken.
    Haydi hayırlısı.

  6. herkes xyz partilerinin şu kadar oy’u, bu kadar vekili var hesabı yapar.
    kemik seçmeni var diye tanım yaparkende eksik hesap verir.
    oysaki şöyle olması doğrusu olmaz mı?
    – AKP ye oy verenin …
    % 20’si kemik , 10’u muhafazakar…
    – CHP %10 kemik ..
    – mhp ….
    şeklinde olsa doğrusu budur bence 🤗.
    böyle yapmayıp hdp % 11 dediğinde,
    bu partiyi dağ ile ilişkilendirip adalardaki yunan füzelerini buraya yönlendiriyorlar işgüzarlar😠
    👨‍👩‍👦 seçmen kemik ise, Enflasyon da olsa açlıktan da ölse savaş ta çıksa vazgeçmeyebiliyor bir partiden🙁
    kararsız diye tanımlanan seçmendir oy kazandıran, yüz güldüren 😊.
    hiç kimseyi kemik yapamazsın uzun süre
    yani sonuçta:
    seçmeni, vatanseverlik muhafazakarlık inanç eksenli işkolik ve teknolojik dallarda geliştiremez isek!!!!….
    birileri gelir satılık kiralık kullanmalık vatan haini etnik ayrımcı din iman düşmanı (onlara göre şeytan) katilruhlu çift kişilik li eş başlı şaşı kakışlı yandan çarklı yetiştirir,
    ya olur dallama, ya sallama.

    • sen bir teknik uygulayıp geliştirmez isen,
      – ak sakallılar , 1011 odalılar (pardon 111 yaşlılardı galiba ), Osmanlı’nın büyyüük devletüü padişahlarımız gibi ..
      hatta Atatürk keşke her elli tl de pardon yılda bir gelse de ..
      böyle absürt temennilerle geçiştirirler bizi,
      bunu gören gençler ilk fırsatta batıda😠😠.
      İSTeMeYoZ kardeşim!!!!!!
      lordlar camerasıda, avam da sizin olsun!
      İngiliz kafası da gelmesin, kraliçeside,
      humeynide sizi öyeki tarafta ziyaret etsin, trlampta putinde😠😠😠
      TBMM çalışsın!!!
      MV benim yetkimle karar versin!!!
      gerekirse cb’ını da kurum başlarını da onlar seçsin!!!! kanunları düzenlesinler!!!
      *sonra seçmene gelip, her 3-5 yılda bir referandumla sorsunlar!!!
      *3-5 yılda bir bana tanıtacağı vekil adayıyla seçime gidilsin yeter!
      not:vekil adayını tanıyayım!!!
      gerekirse vekile bizzat oy vereyim (keşke).
      en azından her bölgede vekille adaykenden muhatap olayım enazından!!!🙁🙂😊

      • hata nedir mesela. hergün banyo yapma diye kitapçık hazırlamak mı? benim dini rütüeli olarak benimsediğim mezhebe göre her gün muhakkak duş almalıyım!
        bunlar bana c.n.p gezmemi çneriyor olmuyormu?
        bana akıl verme sarnıç yap gerekirse!
        su getir ucuz ve tertemiz olsun
        enerji üret hesaplı olsun daim olsun
        gıda üret tarım yap ekonomik olsun.

  7. GELİYOR GELMEKTE OLAN

    Burada sürekli yazıyorum kılıçdaroğlu tarihte ilk kez kazanma ümidi olduğu cumhurbaşkanlığı adaylığını kimseye kaptırmaz diye. Kazanma ihtimalinin olmadığı dönemde kolaydır bol keseden adaylık dağıtmak, gel bakalım ekmeklettin gel bakalım muharem demek. Ucundan c.başkanlığı yıldızı parlayınca nasıl zarif darbelerle, omuz hareketleri ile öne çıktı. Oysa bazıları gül diyordu, ankara şeyi diyordu. Nasıl biyat ettiler zopayı görünce.

    Günün konusu ile ilgili de gereken espriyi yapmıştım. Babacan benim dönemimde akparti uçuyordu diyor, davutoğlu benim dönemim pırıl pırıl diyor, Yani kala kala son bir ikil yıl kalıyor eleştrilecek onda da ukrayna savaşı, pandemi, enerji krizi, petrol fiyatlarının artışı, gıda krizi gibi çoğu dış kaynaklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kaldı akkparti. İdare edim canım

    • Biz biliyoruz zaten Erdoğan’ın senden aldığı akılla siyaset yaptığını, illa da bunu belli etmek için çabalamana gerek yok yani:))

  8. Sayın Koru ,
    Muhalefetin toplumda karşılık bulması lazım. İktidar karşıtı muhalefetin söz ve eylemleri toplumda bir hareketlenmeye sebep olsa , iktidar içerisinde de bunun yansımaları görülebilir. Evet hatalar olabilir ama bir degerlendirme yaptığınız da genel olarak iyi ise iyidir .
    Toplum kellim kellim la yenfah olsun istemiyor. sonuçları kendine yansıyacak icraat istiyor. Hafta sonu Niğde Ankara otoyolunu kullandım. Memnun oldum. 138 TL geçiş ücreti de umurunda olmadı.

  9. Geçmişte AK Parti sayesinde çok önemli mevkilere gelmiş bugün muhalefet yapan hepsinin tek sermayeleri AK Parti’yi ve Başkan Erdoğan’ı muhaliflerden daha sert bir dille eleştirmek.
    Onlara bakarsan bütün güzel icraatların altında onların imzası var ve bütün olumsuzlukların arkasında da parti genel başkanı var.
    En son ‘biz olmasak o bir hiçti’ diyecek kadar savruldular!
    Oysa onları vekil yapan ve üst düzey görev veren bugün eleştirdikleri liderden başkası değildi.
    Şurası ayrı bir gerçektir ki, bu sistemde hiçbir partide hiç kimse bulunduğu yere kendi gücüyle seçilerek gelmemiştir. Parti genel merkezinin daha doğrusu genel başkanının tercihiyle o görevdedirler. Onun tercihi ve iradesiyle seçilirken yüksek mevkilere getirilirken sesi çıkmayanların görev başkalarına devredildiğinde muhalefete geçmelerinin, kimse kusura bakmasın, onur/ gurur /ego saikinden başka bir gerekçesi yoktur.
    Hepsinin teşekkür edeceği tek mevki vardır o da genel başkandır. Bu sisteme itiraz etmeyip tadili için çalışmayıp listelerde yer almayınca ya da görevden alınınca muhalefete geçmek en hafif ifadeyle tutarsızlıktır. Vatandaş da bunu gördüğü için zaten onlara itibar etmiyor!
    Bu sistemde seçici olan parti genel merkezleridir, seçmenin genel merkezlerin önüne koyduğu listelere oy vermekten başka bir seçeneği yoktur.
    Sistem böyle.

    • Elbette bu sisteme demokrasi demek zor. Tek adamın belirlediği seçilmişlerle demokrasi olmuyor. Bunu açık görüyoruz. Üstelik tek adam, kendini seçecekleri de seçiyor. Böyle bir diktatörlük bu. Buna sistem demek de zor. Seçmen oy veriyor fakat kimi seçtiğini de bilmiyor. Yaşadığı ilde seçtiği milletvekillerini de sorsan bilmez. Adı vekil. Bir iş de yapmazlar, sadece parmak kaldırdırırlar, ayda 50 net, brüt 100 bin TL minimum da bizim cebimizden alırlar hiç bir iş yapmamak için. Böyle 600 “vekil” var. O yüzden oyum arabada ÖTV’yi kaldıracak Kılıçdaroğlu’na. En azından biz bir faydasını görelim bu sahtekar sistemin.

Yoruma kapalı.