Para, medya ve ABD desteği olmadan bir parti başarıya ulaşamaz mı? AK Parti ulaştı ama…

15
Reklam

 

Yeni oluşum arayışında bulunanların üç eksiği varmış: Önce ortada doğru dürüst para yokmuş; içinde yer almak isteyenlerden bağışlar toplanarak varlık mücadelesi veriliyormuş, yemekli davetlerde gelenlerden katılım ücreti alınıyormuş… Sonra ve daha da önemli olarak, başarılı olunması için yabancı desteği gerektiği halde, o konuda hiç olumlu sinyal alınmıyormuş… Medya desteği de yokmuş yeni oluşuma…

Siyasete uzak durmayan bir emekli üst düzey bürokrattan dinledim bu ‘eleştiriyi’

Meral Akşener çevresi teklif yaptığı halde kendisinin neden uzak durduğunu izah etmek için anlattı bunları.

Güldüm.

Tam da bugün 17 yaşına giren AK Parti’nin kuruluş günlerinde de bu tür eleştiriler yapılıyordu, gülmem ondan…

Para yoktu, medya desteği de

Hayli zamandır görkemli bir genel merkez binası bulunduğu için hep bolluk içerisinde bir ömür sürdürdüğü düşünülebilir; oysa AK Parti’nin doğumuna mekân teşkil eden ilk genel merkezi Ankara’da Yıldız’ın Sancak mahallesinde kiralanmış iki daireden ibaretti.

Partinin para durumuna uyan ancak böyle bir mekândı.

Yine Ankara’da ‘Politik Araştırmalar Merkezi’ (PAM) adıyla faaliyet gösteren ‘Yenilikçi hareket’ de, yine Yıldız’da kiralanmış bir dubleks binada vücut bulmuş, parti hazırlıkları da orada yapılmıştı.

Reklam

Kuruluş dilekçesi verilip faaliyete geçişi bir basın toplantısıyla duyurulduğu günün akşamı, kurucular kurulu, mütevazı genel merkezin hiç de geniş olmayan genel başkan odasında, televizyonların haber saatini beklerken bir sürpriz yaşamışlardı.

TGRT televizyonu, Tayyip Erdoğan’ın AK Parti kuruluşuyla ilgili düzenlediği basın toplantısını değil, yeni kurulan partinin neden başarılı olamayacağını, kendi girişimlerinin beklenmesi gerektiğini ileri süren bir belediye başkanının görüşlerini ilk haber olarak sunmuştu.

O sırada Tayyip Erdoğan’ın zihninden neler geçtiğini bilemem, ancak yaşanan sürprizin etkisi yüzünden hemen belli oluyordu.

Medya desteği neredeyse sıfır mesabesindeydi yeni kurulan partinin: Yeni Şafak gazetesi ve Kanal-7 televizyonu dışında hiçbir gazete ve TV kanalı “Hoş geldin” dememişti AK Parti’ye…

‘Amerikan parmağı’ şehir efsanesidir

Ya yabancı desteği…

Bizde ‘yabancı desteği’ denildiğinde akla hemen ABD’de gelir.

İnternette şöyle bir dolaşın, AK Parti ile ilgili en yaygın şehir efsanesinin Amerika tarafından desteklenerek kurulduğu senaryosu olduğunu görürsünüz. ‘ABD projesi’ olarak bakılır AK Parti’ye…

Öyle midir?

Reklam

Anlatayım da siz karar verin.

Her yıl Davos’ta toplanan World Economic Forum (WEF), 11 Eylül (2001) uğursuz eylemleri sonrasında saldırıya uğrayan ülkeyle dayanışma için, 1992 başlarında, New York’ta toplanmaya karar vermiş; Türkiye’den her zamanki katılımcılar yanında AK Parti kurucusu önemli isimleri de —Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ömer Çelik’i o geziden hatırlıyorum— davet etmişlerdi.

Heyet ABD’ye kadar gitmişken Washington’a da geçmiş ve orada bazı temaslarda bulunmak istemişti. Kendilerini ve partilerinin projelerini anlatmak için…

ABD başkentindeki fikir üreten kurumlardan bir tek CSIS, o da Türk masasının başında bulunan Bülent Alirıza’nın kuruma baskılarıyla, heyete kendilerini anlatma imkânı tanımıştı.

O tür toplantıların en düşük düzeyli katılımı AK Parti heyeti için düzenlenendi.

Dışişleri Bakanlığı’ndan gelen davete ise heyet gitmek istememişti; kendilerine bakanlığın üçüncü derecede bir memuru muhatap edilmek istendiği için…

Hayal kırıklığı. Evet, o gezide yaşanmıştı.

ABD’nin Teksas eyaletindeki AVM’lerde tezgâhları bulunan iki Türk kardeş heyete sahip çıkmak için New York’a gelmişti ve dönüş gününden bir gece önce, heyet, onların misafiri olarak bir İtalyan lokantasında ağırlanmıştı.

‘Para’ deniyor ya, bu ayrıntıyı özellikle hatırladım.

Yeni bir parti.. medya uzak dursa bile kitlelerin sahip çıktığı belli.. başında ülke siyasetinde önemli roller oynamakta olan her eğilimden isimler var… Böyle olunca, yabancı ülkelerin oluşuma duyarsız kalması düşünülemez, değil mi?

Nitekim öyle de oldu. AK Parti’nin Yıldız’daki o küçücük genel merkezi dünyanın dört bir tarafındaki ülkelerin büyükelçileri tarafından ziyaret edildi.

Bir yandan Anadolu’dan koşarak gelen parti gönüllüleri genel merkeze akın ediyor, bir yandan da büyükelçiler aynı mekânda ağırlanıyordu…

Tek istisna ABD büyükelçisiydi.

ABD’nin Ankara büyükelçisi Robert Pearson soğuk bir diplomattı ve AK Parti’ye bakışı somsoğuktu. Soğukluğu o denli belirgin hale gelmişti ki, ben, hem de birden fazla kez, büyükelçiler akınına uğrayan AK Parti’ye onun ilgisiz kalmasını hayretle karşılayan yazılar yazma ihtiyacı duymuştum.

Ziyarete sonunda geldi Pearson, herhalde en kısa süreli ziyaret onunki olmuştur.

Sözün kısası şu: AK Parti.. 17 yıl önce bugün kurulduğunda.. medya desteğinden mahrumdu.. etrafa saçacak parası yoktu.. ve dış destekten de mahrumdu…

İçeriden ve dışarıdan kimse AK Parti’nin yapılacak ilk seçimde tek başına iktidara gelebileceğine inanmıyordu.

Sonradan AK Partili olmuş o belediye başkanı bile…

Ve böyle kurulmuş parti ülkemizi 15 yıldır tek başına yönetiyor.

Bilmem meramımı anlatabildim mi?

ΩΩΩΩ

AK Parti’nin ilk kendini tanıtım videosu

Reklam

15 YORUMLAR

  1. AK Parti’nin bir davası vardır. …… Bunu yaparken de bu kardeşiniz cezaevinden çıktıktan hemen sonra 42 bin donör üzerinde kamuoyu araştırması yaptık, 81 vilayetin tamamında. Bu deneklerden aldığımız cevabı masaya yatırdık, değerlendirmelerini yaptık. Partimizin adı ne olmalı? Amblem ne olmalı? Bunların üzerinde çalıştık. Onlardan sonra ‘adalet ve kalkınma’ kararlılığına vardık.”

    AK Parti’nin sağ veya sol parti olmasının kararını da yaptıkları değerlendirmeler sonrası verdiklerini belirten Erdoğan….

  2. Ben son 1 yıldır dusunuyorum kafa patlatıyorum. AKP yada Ak Parti yi kim kurdu? Acaba basarısız olmasını ister gibi yapip halkın nazarında yukselttiler mi? Halk olarak okumus insanlar olarak tum kesimler olarak olarak kandırılmış olabiliriz. ABD nin desteği var, medyanın desteği var, masonların desteği var bence? Olmazsa boyle basarılı olmazdı? Gazete kupurlerinden kapatma davası acıldı. sonucu belliydi belkı de? bu ve benzeri cogu olayda kaybetmeden ilerledi? bu sasırtıcı degil mi? Her darbeden her devrılme hareketinden sag çıktı, direkten döndü? Halk da bunu bir acindirma olarak görmedi, destekledi. Hep farklı okudu ve devam dedi! Bu şaşırtıcı değil mi ki? Bakmak lazım incelemek lazım. Ben şimdi bunları düşünüyorum. Tarkanın son şarkısı yolla ile parti konuşmalarında benzer öğeler görüyorum. Aynı renkler var mesela. aynı el hareketleri. Ne yazık kı anlatabil-dim mi? Tam onu demek istemiyorum. Aslında femı koru da yukardakını demek ıstemıyor dıyemıyor. www (666) den de kovulursa nerde yazacak. Hepimize normal mektupla mı yazı yazacak. Ah be uzgunum tatlı guzel ulkem. tam demek ıstedığımı bıle diyemıyorum. Michael J. ı dusunuyorum bazen. Amy yi dusunuyorum. Bilmiyorum Keneddy seviyorum. o guzel yuzunu gorunce tebessum edıyorum. Nedne bilmiyorum ki. Benjamin F. seviyorum. Ikısı de suıkasta kurban gıttı. Ak partı nasıl kuruldu bunu 17 yıldır anlayamadık. ben 2 yıldır konuyu cozdum. Ah dıyor ınlıyourm uzuluyorum yapacak bıs ey yok. Euzu billahiminesseytanırracım dıyorum. Kovulmus seytan her yerde hukumran sursede En son Allah ın dedıgı olacak. Bu yuzden korkmuyorum. 9 11 den. Cunku en son hulum 10 Allah’ın olacak.
    Ak p nın amblemınde neler var bı bakın FK bey. bence bakmıssınızdır. O amblemde her destek var. Sı zde bılıyorsunuz. Ancak kesek bu destek 10 Allah’ın desteği olsaydı keşke.

  3. Ak Parti’nin parası yoktu tezine gülüyorum.Nasıl olmaz ? 1994’de İBB’yi almışsın. Sırf İBB imkanları Ak PArti’ye ciddi mali destek sağladı.Bunu hiç kimse inkar edemez.

  4. Ak Parti kuruluşu sırasında siyaset meydanı oldukça bulanıktı. Koalisyon sorunları çözmek yerine sorun olmayan konuları bile sorun yumağına dönüştürmüş, sorunlar katlandıkça katlanmıştı. Halkın oyuyla iktidara gelen parti baskılarla yönetimden uzaklaştırılmıştı. Bu iki olgu bile yeni bir oluşuma yeteri kadar ilgiyi artırmaya yetişti. Bunlara, kurucu liderin vasıflarını, siyasi geçmişini, halkın ilgisini de eklediğinizde kurtarıcı bekleyenlere bir umut doğuşuydu Ak Parti ‘nin kuruluşu. Peki bugün yeni bir oluşuma o günkü kadar ihtiyaç duyuluyor mu? Sanmıyorum. Birileri ihtiyaç duysa da hala halkın böyle bir önceliği yok. Kaldı ki sorun olarak görülenlerin çözümü de Akşener’ in başını çektiği bir siyasi oluşum olmayacağına inanılıyor. Siyasi gücü kendilerinde görseler bugün parti kurulur.

  5. Ülkemiz siyasetinde ”Amerikan parmağı” bir şehir efsanesi ise, aynı şeyi, ülkemizde her on yılda bir nükseden darbeler için de ”Amerikan parmağı bir şehir efsanesidir” diyebilir miyiz? Keza lanet olası 15 Temmuz için de…

    Cevabınız ”hayır” ise, her darbede parmağı olan ABD ve diğer dış güçler, darbeler için her türlü maliyeti göze alıp, her türlü ahlaksızlığı işlemiş olurlar da ülkemizdeki seçimleri etkileme ve siyaseti dizayn etme babında, onun parasal maliyetinden ve medya desteğinden kaçınırlar mı?

    FK’da daha önce buna dair yaptığım yorumlarda, Ak Partinin iktidara taşınmasında, Abdurrahim Karslı, Abdurrahman Dilipak ve Ali Bulaç’ın konuyla ilgili sohbetleri ve faş olduğunda bunu ikrar etmeleri, kendi açımdan ülkemiz siyasetinin dış güçlerce dizayn edildiğine dair bende bir milat teşkil etmiştir diye belirtirdim.

    Sayın Koru’nun bugün bunun aksini yazması, buna olan kanaatimi hemencecik değiştirmez ve değiştireceğe de benzemiyor. Belki, başlarken ki sorularıma tatmin olacağım cevaplar alırsam o başka. Hiç sanmıyorum.

    Hem, ülkemizde her yeni kurulan parti veya iktidar şansı yüksek olan parti, ülkesinden kalkıp ta okyanus ötelerine kadar gidip, ayağının tozuyla, ABD’ye, parti projelerini anlatma (kabul ettirme) gereğini neden duyar ki..değil mi?

    Akşener’in henüz ABD seyahatleri başlamamış olması onun içeride öyle bir iktidar alternatifi olma rüzgarını henüz yakalayamadığından olsa gerek ki..Bahçeli ”kalan sağları” kendine yeterli görüyor ve rahat..
    Bahçeli..yaşlı boz-kurt.. 2019 sonrası ”başkan yardımcısı” olarak Türk siyasetine damga vurup ve jübilesini yapmayı düşünüyordur. Daha yolun başında olan Akşener’e ise Bahçeli sonrası baraj altı kalan MHP’yi yeniden ihya edip CHP gibi kadim partilerimizden olarak, siyaset arenasında ismini muhafaza etmek düşecek.

    İktidarda olmamakla beraber uzun yıllar ”bürokratik iktidar” sahibi olan CHP gibi, 1999 dan beri ülkemiz siyasetine, sıkıştığı yerlerden kapı aralayan bir MHP’nin, siyasi arenadan isminin silinmesine kudretlilerin gönlü razı olur mu hiç?

    Bir can alıcı soru da şu olsa gerek.. Ülkemizdeki kadim askeri vesayeti gerileten, salt Erdoğan’ın gücü müdür..yada bunu becerirken Erdoğan, yedeğine hangi kudretlileri aldı?

    İkna olmayı bekliyorum.

    Bu hengamda ülkemiz siyasetini dizayn etme, yeni iktidar partisi oluşturma, eskisine nazaran hayli zor gözüküyor. Bu, hem güçlü ve karizmatik lider Erdoğan ve iç ve dış çalkantıların yoğunluğundan olsa gerek.

    Olacaksa bu eğer, Erdoğan isminde kenetlenmiş siyasetin omurgası % 40-50 muhafazakar seçmene, ancak ”sert, yıpranmış ve yorulmuş Erdoğan” yerine ”ılımlı ve başarılı bir lider” Abdullah Gül’ü kabul ettirmekle olabilir.
    Denensin, görürüz…

    • Sizi desteklemek için söylüyorum. akpnin iktidara geldiği ilk yıllarda amerikan askeri ataşesi, tüm türkiyeyi gezip akpliler ile görüştü. eski kayseri milletvekili karatepe ile de görüşüldü. Karatepe o zaman kayseri büyükşehir belediye başkanıydı. Basına açık bir görüşmeydi. ve bu ateşe, karatepe akpnin demokrasiyi istediğini söylediğinde, daha önce diyarbakır belediye başkanı ile de görüştüğünü ve başkanın şeriatı getireceklerini söylediğini açıklamıştı. Benim düşünceme göre, eğer abd akpnin kendisine sıkıntı çıkaracağını düşünseydi tavrı ona göre olurdu. zaten sayın erdoğanı da başbakan olmadan önce, başbakan gibi beyazsarayda karşıladılar. ben ilk defa başbakan olmayan birisinin başbakan gibi amerikada karşılandığını o zaman gördüm.

    • hasan bey bende size katılıyorum,
      Fehmi Bey, çok uzun zamandır sizi sürekli olarak takip ettim, hemen hemen her yazınızı okudum.
      fakat bu yazı , konusu ve sunuşu yönünden size hiç yakıştıramadım. bu ana fikre kendinizin de inanmadığını düşünüyorum.
      her şeyden önce belediye başkanlığı döneminde söylediği şiir ve peşi sıra gelenler ABD’nin dizayn taktiğiydi. Yani ABD desteği zaten bu süreçte başlamıştı ki bunu benden daha iyi siz biliyorsunuz. ABD büyük elçisi defalarca hapishanede ziyarete gitmedi mi? havadan sudan konuşmadılar heral de , ne dersiniz?

  6. AK Parti’nin Başarıları
    AK Parti’nin parası yoktu, AK Parti’yi basın desteklemiyordu, AK Parti ABD’de iyi karşılanmıyordu. Bunların hepsi doğru ama yoklar partiyi iktidar yapamaz. Partiyi iktidar yapan ne idi?
    1-Parti Milli Görüş’ün devamı idi. Milli Görüş’ün verdiği başarılı çalışma, sonunda onun mirasçısı olan AK Parti’yi kısa zamanda iktidar etmiştir.
    2- Milli Görüş’te yer almayan ama Akevler’in ortağı olan kadro AK Parti’de yer almış ve böylece AK Parti İslami hareketi, Erbakan’ın partilerinden daha kapsamlı kadro oluşturuyordu.
    3- Türk Ordusu karar vermişti. Milli Görüş’süz olmayacaktı. Bunun için Fahri Korutürk bizzat Erbakan’ı İstanbul’a davet etmiş ve ona gerici dincilere hakim olup olamayacağını sormuştu. Erbakan bana kendisi anlattı.
    4- ABD kadrosu desteklemiyordu. Ancak Erdoğan Avrupa Birliği çabasına girmişti, AB AK Parti’yi destekliyordu. O zaman Rothschildler de AB taraflısı idi.
    AK Parti Milli Görüş’ün, Adil Düzen’in ikinci kadrosu idi. Başarısı 60’larda başlar.
    Bugünkü dünyanın oluşması ve AK Parti iktidarı Erbakan’ın çalışmaları sonucudur.
    Erbakan yalnız Türkiye’yi değil dünyayı değiştirmiştir.
    1- Bir fen ilimlerinin tanınmış profesörü olan Erbakan müspet ilimlerin İslamiyet’e karşı değil, İslamiyet’in yanında olduğunu dünyaya ilan etti ve bu, başta Türkiye’de olmak üzere dünyada kabul gördü.
    2- Erbakan CHP ile koalisyon yaparak Sermaye’nin sağ-sol çatışması balonunu patlattı.
    3- Erbakan Sermaye’nin Avrupa içinde hapsettiği sanayileşme hareketini getirmiş ve halk girişimciliğini, dünya girişimciliği sağlamıştır.
    4- Erbakan Akevler’de hazırlanan Adil Düzen’i dünyaya anlatmıştır.
    Bu sayede Türkiye’de Ordu bizim tarafa geçmiş ve dünyada devrimler olmuştur. Sovyetler yıkılmış ve zenci Müslüman torunu ABD’de başkan olmuştur. Adil Düzen’in üstünde proje üreten bir parti varsa o iktidarda olur. Şimdilik Adil Düzen’i benimseyen bir parti yoktur ama en yakını AK Parti’dir. Bu haliyle alternatifi yoktur.

  7. Ben de sizin gibi düşünüyorum.
    Fetullatcı Terör Örgütü (FETÖ)nün desteği; başarılı olması için yeterli bence de…

Yoruma kapalı.