Osman Kavala’ya verilen ağırlaştırılmış müebbet cezası Abdullah Gül’ü hatırlattı…

29
Reklam

AK Parti’nin destek tabanında azalmalar olduğu çok belirgin; ancak onun saflarından ayrılmaya karar verenler -hiç değilse önemli bir bölümü- hangi partilere gidecekleri konusunda henüz kararlı görünmüyor. 

İlk elde bir miktarı İYİ Parti’ye, DEVA ve Gelecek partilerine giti; ancak yine de kendilerini “Kararsızım” veya “Protesto oyu kullanacağım” diye tanımlayan %25 oranında bir seçmen kitlesi var.

Oyunu AK Parti’ye vermede kararlı görünen %25 civarındaki seçmen içerisinde de, güvenilir bir kapı buldukları takdirde ayrılmayı düşünecekler olduğunu tahmin etmek hiç zor değil.

Ülkenin hemen her alandaki şartları iktidarı gözden düşüyor.

Ekonominin hali perişan. İktidarın her evde çekilen sıkıntıları hafife alması ve gerçekleşmeleri mümkün olmadığını herkesin görebildiği boş vaatlerle kamuoyunu meşgul etmesi en sıkı AK Parti taraftarını bile düşünmeye sevk ediyor.

Dış politikada çizilen zigzagların farkında olmamak mümkün mü?

İş insanı Osman Kavala’ya üçüncü yargıcın karşı oy yazısında açıkça belirtildiği gibi kanıtsız ve mesnetsiz iddialarla ağırlaştırılmış müebbet cezası verilmesi, değişik mesleklerden saygın yedi aydının uzun hapis cezalarına çarptırılmasının vahameti de ortada.

Ağırlaştırılmış müebbet, yasalardan idam kaldırıldığı için onun yerine verilen ceza.

Reklam

Yassıada’da başbakan Adnan Menderes ve iki bakanına verilen cezayı tebliğ eden mahkemenin yargıcının, bir itiraz üzerine, kendilerini savunacak bir gerekçe bulamayınca, “Sizi buraya tıkan kudret böyle istiyor” cevabını verdiği meşhurdur.

Osman Kavala ve birlikte yargılandığı sanıklara tebliğ edilen ceza biraz o cevabı hatırlatıyor.

[Demokrat Partilileri ve on yıllık DP iktidarını yargılamayı uygun gören 27 Mayıs (1960) darbecileri, bunu olağanüstü yetkilere sahip kıldıkları bir mahkeme eliyle yapmışlardı. Hukuk sistemi içerisindeki normal mahkemeleri işin içine karıştırmayarak ve böylece yargı kurumuna gölge düşürmemeye çalışarak…]

Her şeye rağmen AK Parti’ye oy vermeye kararlı görünen kitlelerin bu karar üzerine bağlılıklarını yeniden düşünmeye başlamış olmaları beni şaşırtmaz.

Bu son gelişme o kadar sarsıcı çünkü.

İyi de güvenebilecekleri yeni bir adres arayanlar nereye gidecek, kendilerini ‘kararsız’ olarak tanımlayan %25 ile onlara katılabilecek başka seçmenler ne yapacak?

Bazıları “İşte İYİ Parti var, o olmazsa Ahmet Davutoğlu’nun, Ali Babacan’ın partileri var” diyebiliyor.

Öyle ama, ayrılanlardan bir bölümü bu üç partiyi benimsemiş görünüyor, hatta İstanbul’da yaşayanlardan bazıları tekrarlanan son büyükşehir belediye başkanlığı seçiminde CHP’nin adayına oy verdiler de; ancak işte yine de kamuoyu yoklamaları hala geniş bir ‘kararsız’ kitlenin varlığını gösteriyor.

Reklam

Nedense henüz aradıkları adresi bulamamış gibi kararsızlar kitlesi…

Açmaz durumu söz konusu.

Edward de Bono’dan daha önce de söz etmiştim. Türkçede ‘yanal düşünce’ diye karşılanan ‘lateral thinking’ yöntemini ısrarla savunan sayısız kitaba imza atmış de Bono geçen yıl 89 yaşında hayata veda etti.

Onun düşünce sisteminde, başka hiçbir formülün çözemediği sorunlara kolayca akla gelmeyen radikal yaklaşımlar bulmanın yolları aranır. Bulunur da. 

‘Millet ittifakı’ çatısı altında buluşan muhalefet partilerinin kararsızları kendilerinden yana çözmek diye bir dertleri varsa, bunu ‘yanal düşünce’ yöntemleriyle çözme yoluna gitmeleri tavsiye edilebilir.

Tabii, böyle bir dertleri gerçekten varsa…

Bu konu üzerinde kafa yorarken, dün, Karar gazetesinin ekonomi konusunda uzmanlaşmış yazarı Mehmet Ali Verçin’in Abdullah Gül’ün adını başlığa aldığı yazısıyla karşılaştım.   

Abdullah Gül’ü pek az kişinin itiraz edebileceği özellikleriyle şöyle tanımlıyor yazar: 

“Sayın Gül, milletvekilliği, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış bir şahsiyettir. Bir faninin bu ülkede gelebileceği bütün üst düzey makamlara gelmiştir. / Bu makamları hazmetmiş ‘gözü tok’ bir şahsiyetin makam ve menfaat peşinde koşmayacağı da, toplumun ortak kanaatidir. / Öte yandan Sayın Gül, idealist bir insandır. Fikirlerini ve ideallerini kendi üslubuyla savunmaktan da hiç vazgeçmemiştir.”

Tanımda sayılan özellikler önemli.

Önemi ardından yapacağı teklifi anlamlı kılıyor da ondan.

Teklifinin temelinde bir kitleyle ilgili tespiti yatıyor. Kendisinin “Geçmişte AK Parti’ye oy vermiş fakat bugün parlamenter sistemi tercih etmesine rağmen, siyaseten karar vermekte zorlanan seçmenler” diye tanımladığı kitleyle…

AK Parti’den kopan büyük bir kitlenin DEVA ve Gelecek partilerine gitmemelerinin sebebi bilinmiyor. Ancak hangi sebeple olursa olsun gitmiyorlar. Onları teşvik edici bir gelişme gerekiyor. 

Verçin’in teklifini kendi sözcükleriyle okuyalım:

“Küskün ve mütereddit’ Ak Partili seçmenlerin Sayın Gül’den beklediği ilk yardım, bu iki partiyi tek bir çatı altında birleştirmeye çalışmasıdır. / Hatta Sayın Gül’den, bu birleşik partiye liderlik etmesini bekleyenler de var.”

Zor bir iş teklif ettiği; ancak ‘yanal düşünce’ ürünü formüller genellikle zorun başarılmasıyla işe yarar hale gelebiliyor. 

DEVA ve Gelecek birer lider partisi. Liderleri de kişisel özellikleri ağır basan insanlar. Böyle bir teklife açık olacaklarını zannetmiyorum.

Ancak yine de ülkenin içinde bulunduğu ortamda Abdullah Gül’ün siyasi hayatta kazandığı deneyimi, uluslararası zeminde tanınırlık ve güvenilirliğini, kendisini daha fazla görünür hale getirerek iç ve dış kamuoylarıyla paylaşmasında yarar bulunduğu da açık.

Partilerin birleşmesi iyi olabilir; birleşirlerse, o partinin başına onun geçmesinin de kıymet-i harbiyesi olacağına kuşku yok; ancak daha iyisi, Gül’ün, hemen her önemli konuda görüşlerini serbestçe ifade edebileceği bir zemine sahip olmasıdır.

Partiler ayrı kalsa, liderleri liderliklerini sürdürseler de, Gül’e bu zemini sağlayacak bir formül, istenirse yine bulunabilir. 

Osman Kavala’ya mahkumiyet kararına verdiği sert tepki bunu herkese hatırlatmış olmalı.

ΩΩΩΩ

Reklam

29 YORUMLAR

  1. CMB nı olacak kişinin kerameti kendinden olmalı. A.Gül, A.Babacan, A.Davutoğlu nün kerametleri RTE dan. Bunlar memur zihniyetli. Operasyon adamı değiller. 2002 den beri RTE a oy veriyorum. Memnun değilim. Umut vaat eden birini bulamıyorum. Yine dönüp dolaşıp yola devam diyorum. Al sana bulamadığın sebep!

    • Sayın emiroğlu, bu “memur zihniyetli” adamlar 2002den beri oy veriyorum dediğin partinin mensuplarıydı, şimdi niye memnun değilsiniz ki?
      Ya da memnun değilseniz niye aynı adamlara oy mermeye çekiniyorsunuz, biraz açar mısınız?

  2. Gül’ün aday olabilmesi biraz daha siyasetin içinde olmasına bağlı. Artık CB daha önce onun yaptığı CB’lığı gibi sembolik değil, doğrudan icranın başı. Bu sebeple aday olacak kişinin her siyasi konuda görüşü olması ve bunu açık ilan etmesi gerekiyor. Siyasi tartışmanın içinde olması şart. Gül’ün Kavala davasında görüş bildirmesi bu yönde iyi bir başlangıç ama seçime giden son düzlükteyiz, biraz geç bir çıkış. Ayrıca elbette adalet önemli bir konu, ama sadece Kavala değil, bunun gibi tonlarca dava var Türkiye’de hukuku paspas eden. Onlar hakkında hiç bir görüşünü duymadık. Yolsuzluklar ta uzak adalardan dünyanın öbür ucundan ses veriyor. Kendisi bu konuda en ufak eleştiri getirmedi ve hiç sesini çıkarmadı. Gerçek problemler dile getirilmeden siyaset olmaz. Siyaset ortada, açık, net bir duruşla yapılmalı. Türkiye’nin düze çıkmamasının en önemli sebeplerinden birisi siyasetin doğru yapılmaması. Siyasetin rant bölüşümünde sıra alma işi olarak görülmesi ve sırası gelenin gerçekten malı götürmesi. Bu düzen artık sona ermeli. Bunu daha net ortaya koymadan ve siyaseti sadece ülke problemlerini belirli bir süre ile çözme aracı olarak görmedikten sonra, ideolojik bağnazlıklardan kurtulmadıkça aynı hikayeyi tekrar tekrar izliyor olacağız. Ne islamcı siyasete ne Kemalist siyasete ne milliyetçi siyasete ihtiyacımız var. İhtiyacımız bu ülkenin akılcı yöntemlerle ve dünyayla entegre bir şekilde yönetilmesi, ideolojik ve dini her türlü bağnazlıklardan ülke yönetiminin arındırılması. Yönetimin şeffaf, hesap verebilir, denetlenir ve bağımsız bir şekilde yargılanır olması. Bu sağlandığında hiç bir yönetim göz göre göre yolsuzluk yapmayacaktır. Gerisi gelecek, yavaş da olsa herşey düzelecektir zaten.

    • Endercim “akılcı yöntemlerle ve dünyayla entegre bir şekilde yönetilmesi” derken ülkeyi imf tahsildarları eliyle mi yönetelim istiyorsunuz, biraz açar mısınız???

      • Şu anda iktidar ne var ne yok Katar’a oraya buraya satmış, üstüne köprü yol yaptım diye gelecek 30 yıllık çalışmamızı da kendi ekibine parsellemiş. Sadece bir tanesinin bir seferinde mahdumun vakfına yaptığı “bağış” 200 milyon dolar. Sağır sultan duydu bunların nerelere uzandığını ama bizim iktidar yalakası basın hiç duymadı. Onlar da aynı yerden besleniyor çünkü.

        Şimdi bu resme bakınca bana sorarsan ülke ekonomisi IMF’e verilmeli. Hiç olmazsa IMF kurucu ortağıyız. Bunlarla ise hiç bir ortaklığım yok. Ya siz?

  3. “AK Parti’den kopan büyük bir kitlenin DEVA ve Gelecek partilerine gitmemelerinin sebebi bilinmiyor.”

    Herşeyi bilen yazar ve araştırmacısı Metropoll (pek tarafsızdır ) bunu bilmiyor.

    Ben söyleyeyim “Her faniye nasip olmayan” koltuklara RTE sayesinde otururken gıkı cıkmayanlar arkadan iş çevirerek ,görünür olmadan merkezde olarak ,
    bildiğin sinsilikle iş halledecek ve millet bunu yiyecek öyle mi?

    Hel şu metropoll RTE ye karşı Gül ü bir anket çalışmasına koysun da görsün sonucu.manipüle edilmiş sonuçlara bile razıyım.

    gerçekler bir yere kadar algı ile yönetilir.Bir yere kadar.
    sonrası çıplak gerçekler

  4. karanlıklar, aydınlığın güzelliği, mum ışığında (mum bulamazsın gaz lambası da aslında) ders çalışmaya çalışmaya çalışmak günlrini bana.
    Sadece o mu, bunun kaynamayan yenceri var ısınmayan suyu..
    Isınacak su tamam da banyo yapacak soğukta..
    Çamaşır bulaşığı söylemiyom bak!
    Ama şunu yapsaydı kılıçdaroğlu:
    Bir plastik robot çocuk oturtup leğene..
    oturduğu odaya bir gaz sobası…
    Bir kalıp sabun..
    Birde eski şaplak kernipten..
    Verirdim maaile tüm oyumu ona yeminle🤗

    • Kaynar suyu dökerlerdi plastik çocuğun kafasına. Ya çocuk erirdi sıcaktan, yada trollerin manşeti:
      “Çocuğa işkence ediyorlaarr”
      “Çocuğu yıkadıkları sıcak suyu nerde ısıttılaarr demekki cereyan kesik değildi😂”

  5. Sayın yazarın “AK Parti’den kopan büyük bir kitlenin DEVA ve Gelecek partilerine gitmemelerinin sebebi bilinmiyor. Ancak hangi sebeple olursa olsun gitmiyorlar. Onları teşvik edici bir gelişme gerekiyor.” dediği kitle belki de 20yıldır oy verdiği partisinden aslında KOPMAMIŞTIR!
    Onun için de hiçbir yere GİTMİYORLARDIR, ne dersiniz?
    Seçmen aslını bırakıp da niye çıkıntı lastiklerin ardına düşsün ki?

    • Bir enerji içeceği reklamlarında kullandığı spot cümleden dolayı markanın kullanıcısı tarafından mahkemeye verildi. Reklamlarında ve ürün ambalajında yazan “…. kanatlandırır” ifadesinden etkilenerek ürünü uzun süre kullanmasına rağmen kanatlanıp uçamadığını iddia edip tazminat istedi.

      Uçabilenler mahkemeye gitmediler.

  6. Bulunmaz Hint kumaşı sanrısı götürür insanı tersine..
    İfrit olurum barışmak isteyipte birinin elinden tutmasını bekleyene. Zaten dünden razısın sen..
    Birde şöyle bir oyun vardır: sen ordan geldin ya…
    Eee!..
    Şimdi bir iki tiyo versene😯.. eksik gedik suç delil hata hinlik sır…
    Yok yaaa…
    Şunu yapsa mesela:
    – geçmişte yapılan hataları! ifşa etse yetmez mi?
    – bende varım! Deyu çıksa meydane🤗
    – benim şu özelliğim vardır: dediğimi yaparım!!
    Ekonomiden anlarım!!! Milleti birleştiririm!!! Bu işe partileri birleştirmekten başlarım!!! Yerli ve milliyim!! Gizli ajandam yoktur herşeyi halkıma açıklarım!! Kuvvetlerin birbirine ayrılığını yasama yürütme yargı yı ayarlarım!!! Vatan hainlerini gördüğüm anda tanır ayırırım😯!!!!!!!!!!!!!!!!!!
    Aboovvv..
    Nerde böyle biri, çağırın tez gelsin🙂
    Başta ben oy veririm hem vallah hem billah.

  7. İnanmayın!…
    Hepsi karar vermiş ne yapıp ne’tcene. Kurnazlık yapıyor tilki misali kendince.
    En azından kime oy vermiyeceğine!!!
    ~ kendini fakirleştirene…
    ~ çocuğunu işsiz bırakana..
    ~ gelirini düşürene…
    ~ cebindekini eritene ..
    ~ hayatını pahalılaştırana..
    ~ ülkesini tehlikeye sokup bölünmeye çanak tutanlara..
    ~ ülkesinin milletinin düşmanları belli iken! Onlarla işbirliği yapanlara..
    ~ dinini inancını kutsalını kullanıp sonra alay eder gibi karşısında sırıtan yalan söyleyenlere..
    EĞER BÖYLE BİRİLERİ BU SAYILANLARDAN HİÇBİRİ YOKSA BU ÜLKEDE🤗
    HEPSİNE OY VERİRLER KÜSTÜM PYNUYORLAR BELKİDE😂

  8. Şu an Halkın dilinde Tek isim var Mansur Yavaş.

    Tüm yapılan Anketlerde’de Birinci geliyor.

    Millet partisi Bazı isimleri Anketlerde sorarak birinci gelen adayı Cumhurbaşkanı adayı yapmaları gerekir. (Tamamen biimsel olur Uygularlarsa Kazanırlar.)

    Aynı zamanda Esnaf dükkanımda var Günde en az 100 kişi ile görüşüyorum. Müşterilerin bazısını siyaset konusu açıldığında soruyorum Her kez ağız birliği yapmış Sağcı, Solcu ,Liberal,,,, Mansur Yavaş diyor Abdullah Gülü kimse Anmıyor.

    Her seçimde katılma oranı %85’dir.

    Bir seçimde %87 oldu oda cumhurbaşkanı seçiminde oldu. Erdoğanın kazanması kıritik’ti.

    Genelde Devletten para alanlar bu para kesilmesin diye bunların çabası ile %2 daha aday oy verdi.

    %25 karasız adayın %15 seçime gitmediği için bu oranı silin.
    Geriye kalan %10 ‘dan ancak %2 alabilir.

    Mansur yavaş Aday olursa %70 Mhp’den oy alıyor. Mansur Aday olursa MHP %2 ancak alır Bahçeli Tarihin derin sayfalarına gömülür.

    AKP’ye zorla oy verenlerin oranı %30, Kafasına yatan bir lider çıkarsa AKP’ye oy vermiyecekler.

    Bunlarda Mansur yavaşın ismini dillendiriyorlar.

    Abdullah Gülün adını görüştüğüm bir Allahın kulu anmadı.

    • Senin mantıkla gidersek 10 turda bitmez bu seçim bu eğlence.
      Bahçeli yi devir
      RTE yy i devir
      Abdullah Gül’ü yok say
      İmamoğlu hiç yok zaten
      Niçin EN İYİYİ EN BAŞARABİLECEK OLANI EN PROFESYONEL İNİ EN UZLAŞABİLENİ EN UFKU AÇIK OLANI EN TUTULACAK OLANI..
      bulup seçemiyoruz acaba?
      Sen ekmek yiye yiye biraz donmuş olabilrmisin
      Angaralı anca mansuru
      İstanbullu anca İmamoğlu nu kazandırır beelki!
      Haa bu arada bir cehaapeeli der ısrar edersen eğer,
      Hayırlı olsun birileri aynen devam ederler🤗

  9. o sert tepkileri zamanında yapacaktı. baro toplantısında, lafı uzatan Feyzioğluna artizlik olarak ayrılan bir BBnin arkasından, CB olmasına rağmen tıpış tıpış giden biri ne kadar sertleşebilir!

  10. hiç bir zaman kapanmayacak derin yaralar açabilir. Travmalara neden olabilir. Bunu bir kişi değil, ona ve avanelwrine çanak tutan yine din kardeşi, eşi dostu, komşusu, arkadaşı, hatta kardeşi bile sebep olmuş olabilir😯.
    Hele hele birde benim verdiğim vergimle benden alınan zorunlu ödemelerle finanse edip te…
    İşte o k.y.r insana biliyon mu!..
    Allah ıslah etsin cümle alemi, şaşıranları şu mübarek gecede inşallah affeder😠.

  11. KISA CAMEL

    RTE, “cumhurbaşkanı adayımız kardeşim abdullah” demişti. Kendisi şiir okudu diye hapis yatarken partiyi-başbakanlığı hiç düşünmeden kardeşine emanet etmişti. Şimdi gül kardeşim diyeni bırakıp 456 el kaosa kalktı diyenlerle, anayasa mahkemesi rezaletini yaşatanlarla, kendisi cumhurbaşkanı olunca ona arkasını dönenlerle birlik olup RTE e ye kumpas mı kuracak. Her halu karda seçimi meral canan ikilisi kazanacak. Ortaya atılıp insanın dünya menfaati için bu kadar zillete tabi olması niçin. Üzerimize belaların yağmur gibi yağması yakın.

    • He de geç bunları, üzerimize belalar yağmur gibi yağıyor farkında mısınız? Yoksa gökyüzünden üstünüze gelmekte olan bir necmi sakıb mı bekliyorsunuz? “Bekleyin! Şüphesiz biz de beklemekteyiz!” Hud-122

  12. Atatürk’ü örnek gösterip “hepiniz birer Atatürksünüz” diyen Doğu Perinçek’in bu düşüncesini bazı yazarlar da benimseyip yaygınlaştırdılar. Levent Gültekin sık sık tekrarlıyor bu söylemi.

    Atatürk gibi biri bir daha gelmez diyenler de onu aratmayacak bir ‘yiğit’e duyulan özlemi zaman zaman dile getiriyorlar.

    en son emekli asker Haldun solmaztürk Cumhurbaşkanlığı adayı nasıl biri olmalı konulu bir yorumunda kendi düşüncesini şöyle özetledi: “bizim ülkeyi 1923’ten sonra yönetecek bir lidere ihtiyacımız yok, ülkeyi 1918’den alıp 1923’e hazırlayabilecek bir lidere ihtiyacımız var, böyle birini bulmak zorunda Türkiye”

    Benim bu konuda da bir fikrim yok, sadece herkese hayırlı işler dilerim.

  13. Cumhuriyet gazetesinin manşetiyle cevap veriyorum sayın yazar; Kılıçdaroğlu: aday benim nokta. manşetleri görmeden yazıyı tamamlamayın lütfen. Müktesebata yazık oluyor. Sayın gül’ün hiç şansı yok.

    • 11. C Başkanı sayın Gül’ü 1 millet vekili maaşının 3 kat fazlası ile çalıştığı ve bırakmam demesine rağmen israrla adeta yalvararak zorla partiye getirilen ve ayni yılda erken seçimde Kayseride tek millet vekılı dahı çıkaramamış RP Gül sayesinde M V tamamını alan ve RP nin 21 senede başaramadığı ni bir kaç ayda başarmış bir dahı.
      Maalesef Bu dahi sayesinde ilk belediye seçimlerindede RP Ankara Istanbul gibi büyük şehirleri kazandı.

      Yalnız11. C Başkanı bu kadar zekalı olmasına rağmen yaptığı bir tercih buna çözüm hani siyası yasaklı birisi yeni kurulan bir parti başkanı oldumu kapatma davasında partili millet vekilleri istifa ederler o zaman vekillikleri düşmez.
      Bu niyetle Erdoğanı Gül partiye başkan yapiyor beraber yola çıktıklarının itirazlarına rağme onlarde ikna ediyor.

      2003 de Gül ve Baykal sayesinde Erdoğan başbakan olur olmaz Ahmet Nesin hemen Fıransaya iltica ediyor ve ifadesindede şöyle diyiyor “Dünyanın ve Türkiyenın başına öğle bir bela geldiki ben ondan kurtarmak için sizden
      sığıma talep ediyorum.” muracaat eder etmez hemen kabul ediyorlar.

      Şimdi bu kadar zekali ve ülkeye hizmet etmek için aldığı maaşı 3 te birine razi olup Ülkeye geliyor.
      Zaten onun döneminde Türkiye hem içerde hemde dışarda altın çağını yaşadı.

      Keşke ne o altın çağını yaşasaydı nede şu ankı sadece TÜRKIYE DEĞIL Süriyede biturildi.
      Türkiyede muhalefet olmadığı için ülkenin nasıl BATIRILMIŞ olduğunu dışarda sağır sultan duydu içeride milleti uyutmaya devam ediyorlar.
      Sayın Gül, o zaman başbakanlığı vermeseydi 2007 Abdullatif Şenerin söylediklerinin doğru olmasına rağmen onun sesiz kalmasıde bu hale gelmemizin yolunu açtı.
      Batı, Ortadoğu ve Dünyada Çok sevilen sayılan Dürüst bir insan. Türkiye onun gibilerine laik bir ülke değıl..

      Fehmi bey, Birde Erdoğanın Süriyeleri gönderceğinden söz etmesini irdelermisiniz.
      Ben seneler önce rusya devlet kanalını izlerken şu an içerisi güllük gülisrtanlık fakat dişarısı kayniyor.

      3 Ç’den bahs ediyorlar.
      Eh Esatda boş durmuyor.
      Ülkesini soyanlari bir bir rapor ediyordur.
      Ahmet Nesin boş konuşmaz.

      Benim Cumhurbaşkani Adayım 11. First lady Gül o seçilirse en azından çocuklarına kiruma verilir H Nisa hanımda bildiklerini kanun adamlarına teslim eder.
      Eşi iyi niyetli onun iyi niyetli ve donanımlı bilgileri Türkiyeyi batıranların işine yaradı.

  14. Saksılar çalışmaya başlıyor, tüh bu fikir benim aklıma neden gelmedi demeden siyasal İslamcı yığınları da asgari insan hissiyatı ile müşevvik saiklerini tetkik ederek, akape tarafında ki hardcore lazlar, tuzu kuru menfaatçiler, fena halde efsunlanmış yardıma muhtaç garip gurebanın evvel emirde intibaha gelmesinin mümkün olmadığı görülerek, milletin aklı başında olan kısmını gelmekte olan seçimde mutlaka güldürüp, 2023 senesi için gayretli tornistan trollerin bile rahatça ezberleyip, mırıldanacağı “Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahut 🌹” dedirtecek ortak adayın adı artık anketlere girmelidir. İsim telaffuzu adetim değil ancak ay sonu yapılacak yönelim anketinde, Özer bey burayı okuyorsa yazdıklarımı dikkate alır diye umuyorum. Teemmel

Yoruma kapalı.