Okuyunca “Olmaz böyle şey” diyeceksiniz ama olmuş: Adamlar seçimleri erteletmişler, yapıldığında da etkilemişler…

26
Haaretz gazetesinden..
Reklam

Nijerya, Kenya, Mozambik, Tanzanya, Çad, Venezuela, Endonezya, İspanya, Kazakistan…

Dahası var.

Toplamda dünyanın 33 ülkesinde  yapılmış veya halen yapılmak üzere olan başkanlık veya cumhurbaşkanlığı seçimlerine bir biçimde müdahil olan bir grubun faaliyet alanına giren ülkelerden bazıları bunlar. Grubun başındaki kişi kendisini ‘Jorge’ olarak tanıtıyor. Görüşebilmek için aracılar bulup “Bizim ülkenin seçimlerini de etkiler misiniz?” sorusunu yöneltenlere kapıyı açık tutan bir şirketin başında Jorge

Sorulduğunda şirketin merkezinin Endonezya olduğunu söylüyor Jorge ama, hem kendisi hem de şirketi bir başka ülkede.

Müşteri namzedi olarak karşılarına çıkanlara, kendisi ve iş arkadaşı olarak tanıttığı diğer iki kişiyle birlikte yürüttükleri uzun Zoom görüşmelerinde, yaptıklarını ispat için sunduğu örnekler müthiş etkileyici Jorge’un…

Arada abartılar olsa da verdiği başarı örneklerinin büyük bölümü gerçeklerle örtüşüyor.

“Müdahale ettik, seçimin zamanında yapılmasını engelledik” dediği örnek olaylarda, bunu sağlamak için verdiği bilgi ve belgeler araştırıldığında, adamın iddiasının gerçekleri yansıttığı görülüyor.

Yalnız siyasete karışmakla ve seçimleri etkilemekle de sınırlı değil Jorge’nun şirketinin faaliyetleri, birilerine karakter suikastı yapmak isteyenlere de hizmete açık. Nitekim bu yolda gerçekleştirdiği bir yıpratma faaliyetinin mağduru, sığındığı Kanada’dan ağır cezaların kendisini beklediği ülkesi ABD’ye gönderilmek üzere.

Reklam

Karşısında veya yanında yer alıp yenilmesi veya başarısız olması için çaba gösterdikleri kişi veya örgütlerin kendilerinin siyasi eğilimine yakın veya uzak olmasının onlar için bir anlamı yok.

Bilinen tek motivasyonları para.

“Parayı verin, sizin ülkenin seçimine de karışalım. İstediğiniz kişinin/partinin sandıktan çıkmasını veya sandığa gömülmesini sağlayalım” diyor müstakbel müşterilerine Jorge. Onlardan istediklerini yerine getirmenin karşılığı olarak 6 milyon Euro talep ediyor.

Hikaye gibi geliyor ama öyle değil. Jorge diye kendisini tanıtan biri var gerçekten. Zoom mülakatlarında yanında yer alan iki kişi de gerçek. Dolandırıcı değil bu insanlar, şirketleri ticari alanda çalışıyor. Jorge yanında ve şirketlerinin şubelerinin bulunduğu ülkelerde 100’den fazla ‘işbilir işbitirir’ eleman çalıştırdığını söylese ve bu biraz abartılı olsa da, şirketin merkezinde 20’den fazla bilgisayar uzmanı olduğu kesin.

Alanlarında uzman bir kadrosu var şirketin.

Zoom görüşmelerinde yüzünü muhataplarından gizleyecek tedbiri alan Jorge, muhtemel müşterilerinin paralı insanlar olduğunu anlayınca, hem kendisi hem de diğer iki yöneticiyle yüz yüze görüşmeyi şirketlerinin gerçek adresinde kabul etmiş sonunda.

İsrail’de, Tel Aviv’den yaklaşık 30 km uzaktaki Modi’in kentinde.

O görüşmede ‘muhtemel müşteri’ olarak uzun süredir görüştükleri ve işi bağlamak üzere bir araya gelineceğini sandıkları kişilerin, o süre boyunca kendilerini ve yaptıklarını yakın takibe almış gazeteciler olduklarını öğrenip şaşırıyor Jorge takma isimli adam ve arkadaşları.

Reklam

Dünyanın öndegelen gazeteleri ile siyasi dergilerinin mensubu gazeteciler… İngiliz Guardian, Alman Der Spiegel ile Die Zeit, Fransız Le Monde, Radio France başta olmak üzere değişik medya gruplarında çalışan merak uyandırıcı bu faaliyetin peşine düşmüş gazeteciler, İsrail’in Haaretz gazetesinden de destek almaktalar.

Endonezya, Kenya, ABD, Tanzanya ve İspanya’dan da gazeteciler araştırmaya katkıda bulunmuşlar.

Haaretz ve Guardian günlerdir bu konuyu işleyen ayrıntılı haberlerle çıkıyor. 

Bir Afrika ülkesi olan Çad’ta seçim gerçekten de ertelenmiş.

Kenya’da yaptıklarını anlatırken “Çocuk oyuncağı” deyimini kullanmış Jorge. Daha ilk görüşmede, Kenya devlet başkanı William Ruto’nun sağ kolu olduğunu söylediği Farouk adlı birinin e-posta hesabını nasıl manipüle ettiklerini göstermiş. Ruto geçen yıl yapılan seçimde rakibi Raila Odinga’yı yenmiş…

Adamın e-posta hesabını Kenya cep telefonu işleticisinin sağladığı kolaylıkla ele geçirmişler. Ne zaman isteseler adamın adresi üzerinden istedikleri kişiye yanıltıcı mesajlar gönderebilmişler. Uzman elemanları, hedef seçtikleri seçim kampanyasında görevli kişilerin bilgisayarlarına erişip yanıltıcı mesajların çoğalmasını da sağlamışlar.

Müstakbel müşteri sandıkları gazetecilere eş-zamanlı bir gösteri de yapmış Jorge. Ruto’nun kampanyasını yöneten ve seçim sonrasında enerji bakanı olarak atanan birinin kişisel hesabına girip özel mesajlarını açıp muhataplerına okutmuş.

Der Spiegel dergisinin bir muhabiri, Heiner Hoffman, o görüşmede gerçek e-posta adresinden kendisine mesaj gönderilen hedef kişiye ulaşmış. Hedef kişi mesajlarına göz atınca gazetecilere canlı gösteride sunulan yanıltıcı mesajı bulmuş. 

Yani, Jorge’un gösterdiği örneğin gerçek olduğu doğrulanmış.

Her iddiayı sınamış gazeteciler ve büyük çoğunluğunun doğru olduğunu görmüşler.

Seçimlere müdahale edilmiş, karakter suikastları yapılmış, gerektiğinde ortalık karıştırılmış…

İspanya’da bir ara gündeme gelmiş Katalanya’nın birlikten kopması kampanyasında da görev almış Jorge ve arkadaşlarının şirketi.

Haberlerde bu işi hangi teknik imkanları kullanarak yaptıklarının ayrıntıları da yer alıyor.

Verilen örneklerden biri, Fransız TV’sinde haber sunan birine ABD ile Rusya arasındaki çekişmeyle ilgili gerçek olmayan bir haber yaptırılmasıyla ilgili. Sahte haberi izleyicilerine aktarmış sunucu. Gazeteciler durumu kanal yönetimine açıklayınca sunucuya işten el çektirilmiş.   

Tal Hanan, yani Jorge..

Kendisini ‘Jorge’ olarak tanıtan kişinin gerçek adı Tal Hanan. Haaretz 51 yaşındaki Tal Hanan’ın eski bir İsrail özel kuvvetler mensubu olduğunu ortaya çıkarmış. 

Görüşmelerde yanında yer alan da onun 55 yaşındaki ağabeyi Zohar Hanan imiş. O da ülkesinin istihbarat birimlerinde çalışmış biri.

Üçüncü kişi, onlardan biraz daha yaşlı, 66 yaşında, İsrail istihbarat çevrelerinde bilinen Mashy Meidan adlı biri çıkmış. Gazeteciler para ödemeye hazır taraf olarak bir aracı vasıtasıyla geçen yılın temmuz ayında ilk onunla görüşmüşler.

Tal Hanan’ın 1999 yılında kurduğu şirketin adı ‘Demoman International’.

Haaretz gazetesi, “Çeşitli ülkelerdeki sabotaj kampanyalarının bazısı bu şirketin işi” diyor.

Konuşmalarda Türkiye’den birinin de adı geçmiş, ancak küçük bir araştırma yaptım ve o örneği hayli abartılı buldum.

Ülkemizde yakında bir seçim olacak; “Zamanında yapılsın mı yoksa ertelensin mi?” tartışmaları başladı. Böyle bir ortamda dünya medyasının gündemine giren bu konu çok ilgimi çekti.

ΩΩΩΩ

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Seçimleri ertelemek için kamuoyu oluşturmak, şimdi troll ordusu ile mümkün. Yaşayalım ve görelim.

  2. Fehmi bey! ucundan kulağından yontarak yazdığınız bu haberin tamamini biliyorum. Bize yariyacak bölümünü yazsam.buda önceden sasnsürlenen yorumlarımın sansur konusunda hepsini sollayacağı için yazmama gerek yok. Çünkü yayınlanmayacağını biliyorum.

    Sadece merak ettiğim için, belki birisi çıkıp şu soruma çevap verır. Netanyahu gelmeden biri müdete önce Türkiye #1 düşmani, ani bir U dönüş ile neden hemen barıştık ve Netanyahu bizim can dostumuz oliverdi.?

  3. Türkiye bir hukuk devleti ise, bu hukukun bir yerden yazılı olarak üretilmesi gerekiyor. Kanunlarla ve kurallarla. Herkes unutuyor ama hukukun üretildiği yer Meclis. Ancak gördüğümüz üzere ülkemiz hukuk fakiri, kanunlar yetersiz yada uygulanmıyor. Bunları yapacak meclis ise ortada yok. Yürütmenin gönderdiği torbada ne varsa parmak kaldırıp geç geç yapıyor. Sonuç bu büyük felaketler, batık bir ekonomi, hukuksuzluk ve adaletsizlik. Bu meclis görevini yapmadı ve yapmıyor. Yürütme (hükümet) kadar ve ondan daha suçlu olan, denetim vazifesini de yapmayan meclis. Meclis acil olarak kendini kapatmalı (zaten bir iş yapmadı) ve seçimlere gidilmelidir. Samsun’da bir avukat yürütme için suç duyurusunda bulunmuş, bu felaketi önlemek ve deprem sonrası gerekli görevlerini yapmadıkları için. Millet de bu mahkemeleri hemen açmalı ve beklememeli. Suçlular, ihmali olanlar, rantçılar hesap vermeli.

  4. Eger şu ortamdada erdogani yenemezlerse yok tan hananmış yok dış güçler müdahale imiş….darbeler …gezi olayları…kovit….ve ekonomik kriz ve en son depreme ramen muhalefet hala SEÇİLECEK ADAY muhabbetinde ise bu Erdoganın ne kadar güçlü oldugunu gösterir.ve muhalefetin ne kadar beceriksiz oldugunu gösterir.bu beceriksizlik Ayasofyanın acılmasından dolayi bir Allahın lütfumu ..yoksa hakkaten bunlar beceriksiz mi?içlerinden birini çıkaramayacak kadar beceriksiz veya bu içlerinde ittifakı baltalayan biri mi var ?Soruları aklıma geliyor..yoksa hakkaten bu kadar beceriksizlik olmaz…ama benim fikrim tabiki AYASOFYA bereketi……

  5. Acaba son yerel seçimlerde köklü bir partimiz birçok büyük şehir belediye seçimlerinde başarılı oldu. Özellikle de İstanbul seçimlerini ikinci defa kazandı.
    Bu durum aklıma şunu getirdi, acaba şu bizim Jorge, Tel Hanan da birilerinin müdahalesi ile bir şeyler yapmış olmasın.
    AKP’li seçim sorumlusu,”Hiçbir şey olmasa bile bir şey oldu” demişti de yüksek sesle kahkahalar atılmıştı. Adam haklıydı. Evet, illada bir şeyler olmuştu.

  6. SAÇ–SAKAL
    Depremin ilk bir haftasında karşımıza pırıl-pırıl çıkan bakakalanlar pardon bakanlar, son günlerde saç-sakal karışmış şekilde çıkıyor.
    Kendilerini heder etmişler.
    Güzel bir imaj ve algı çalışması.
    Tam puan!

    • Depremin buyuklugunun farkında değilsiniz galiba
      size ne adamın sacindan sakalindan .Trasli gelse busefer de ilgisiz diyeceksiniz .Ruh haliniz pek karışık doğrusu ne diyeceginizi bilmiyorsunuz.

      • Ahmet bey siz YK Beyin dilinden pek anlamıyorsunuz galiba, yabancılık çekmeyesiniz diye ben tercüme edeyim;

        Kaç günlük sakallarını kesmeye bile fırsat bulamayan siyasetçiler jilet gibi ütülü kıyafetleriyle son derece lüks makam arabalarıyla gelip yalınayak başı açık sırtı ince depremzede çocuklara birer tane topkek verip yaptıkları yardımın büyüklüğünü düşünüp sevinçle güle oynaya geri döndüler, diyor.

  7. Depremi bir lütuf olarak görüp seçim ertelenecek telaşına düşenler ülkemizle sınırlı değil. ABD’nin yayımlanan Washington Post’ta çıkan yazıda, ABD Başkanı Biden’ın Türkiye’de seçimin gerçekleşmesi için ‘yardım’ etmesi istenmiş. Henry Olsen imzalı yazıda Biden’ın Erdoğan’ı nasıl tehdit edeceği de yazılmış
    Adamların tek derdi seçim. ABD’nin de Erdoğan’dan kurtulmak için depreme bel bağladığı görülüyor.
    ABD0 Jorge yi de devreye sokmuşmudur.?

  8. Cambridge Analytica–”Jorge”
    Sayın KORU’nun yazısında marifet ve maharetlerini sıraladığı Jorge kim?
    Trump’ın seçimi ve İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkış olan Brexit oylamasında çıkış propagandasını yürüten Cambridge Analytica şirketi yürtmüştü.
    Ben bu propagandaları aynı şirketin yürüttüğünü bilmediğim halde, Trump’ın seçimi ile İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkışının aynı odağın(Küresel Kapitalistlerin) icraatı olduğunu iddia ediyordum.
    Küresel Kapitalistlerin ülkemizle ilgili stratejik hamlesi 15 Temmuz.
    Derbe teşebbüsünü müthiş bir başarı ile uyguladılar.
    İroni değil gerçek.
    Zaten başarısızlık üzerine “projelendirilldiği” için başarıyla uygulandı.
    Bu odağın en stratejik tercihi Çin’in önünü açmak olduğunu düşünüyorum.
    Bakmayın siz Trump’ın Çin’e karşı hamlelerini.
    Sırf gaz almak için.
    Daha büyük hamleyi engelleme hamlesi.

    • Der Spiegel, haberinde, Oxford İnternet Enstitüsü’nün 2020’de yaptığı bir araştırmayı da yayınlamış. Buna göre özel şirketlerin manipülasyon kampanyaları yürüttüğü belgelerle kanıtlanan 48 ülkeden biri Türkiye’ymiş. Ayrıca, Reuters Enstitüsü’nün 2018 tarihli “Dijital Haber Raporu”na göre Türkiye, sahte habere dünyada en çok maruz kalan ülke konumunda.
      Türkiye kısa süre önce dezenformasyon yasasını yürürlüğe soktu. Oradaki model, ana hatlarıyla, bugün zayıf bulunan Almanya’daki muadiliydi… Peki, dünya üzerindeki dezenformasyonun olağanüstü artışına rağmen bu yasaya kim ve neden şiddetle karşı çıkmıştı?..

  9. 99 Depreminde Erdoğan ve basını Ecevit Hükümetini yerden yere vurmuşlar.
    Şuan kıyas yapıyorumda Deprem deneyimi yaşamamış o zamanki hükümet Daha iyi çalışmıştı.

    20 Senedir Türkiye bir çivi çakmayan kişiler bundan sonra ne yapabilir?
    30 senedir İstanbulu Reis ve Adamları yönetmiş İstanbula ne yapmışlar.

    Alt yapı bile yapılmamış sadece makyaj yapmışlar şehre; o Makyajda dökülmeye başladı ve İstanbulda oturanlar 30 Yıl sonra anladılar AKP’yi devirdiler.
    İlla Reisin İstanbulda, “İstanbul Şehrine İhanet ettik” Cümlesinimi bekliyorsunuz.

    Reis 10 Yıl sonra Yani toplam 30 yıl sonra tarih tekerrür eder. “Türkiyeye ihanet ettik” 🙂

    Şu an nasında yayınlamak yasak Ekonomik krizden kaç kişi intihar ediyor bilgisi olan söylesin.

    Ekonomik krizden kaç yuva yıkılıyor bilen yazsın

    • Onun için mi başkanınız İmamoğlu reklam gideri olarak kentsel dönüşümden fazla pay ayırdı?!

  10. Aslında şunu demek istiyor, Hala bir adam çıkartamadık. Bunlar seçimi iptalde etmez, ortaya karışık yapalım da seçimleri erteletelim. yoksa işimiz zor, demeye getiriyorlar. Kuyruk acıları ve kıvranmaları bundan.

  11. Deprem bölgesinde bir sağlıkçı kadın kameralara, yüzü varsa gelsin buraya demişti. Hemen o gece evine polis gönderip karakola davet etmişler. Böyle yüzsüz bunlar işte. Vatandaşın karşısına çıkamıyorlar. Polislerini gönderiyorlar. Biz de aylardır söylüyoruz. Kılıçdaroğlu da. Çıksın karşıma TV’de diyor. Ama tıs yok. Hep kaçıyor. Ama işte nereye kaçarsan kaç bir gece ansızın yakalanıyorsun böyle. Elindeki imamlıktan devşirdiğin müdürler de bir işe yaramıyor. Kuzu kuzu affedilmeyi bekliyorlar.

  12. “Biz, her taşın altında yahudi var demiyoruz, ama yahudi, hiçbir taşın altını boş bırakmaz”… Necmettin ERBAKAN

    • Necmettin erbakanın öğrencisi çok iyi bildiği için bunu İsrail’le çalışmayı aralıksız sürdürüyor.

  13. Mütahitler eski mütahitler, kafa eski kafa olmayacak. Herşey çok güzel olmayacak belki ama, halkın bakış açısı malesef…
    -Gözleri parıldayanlar faltaşı gibi açılanlar varsa boşuna. Ay’a giden duble yol da çökmüş! ordan yeni bir bakış açısı yeni bir dünya güzelliği gelir! miydi acaba?
    -Dask ödensin diye tv lere reklam parası ödendi yıllarca!
    Dask evin parasını verir belki, ya canın bir fiyatı var mı ki!?
    -Çadır isteyen geçte olsa çadıra ulaşabilen vatandaş, kafamı sokacak bir yuva!…
    demeye başlarsa!!!!…
    çok mu şey istemiş olur dersiniz?
    -2evi olup birini kiraya veren muhyettin amca artık kaldımı birtek varsa emekli maaşa! yetermi bu enflasyon da?
    “Babacan, K.dervişle gelsen yan yana;
    boynuz kulağı geçer dedirtirmisin ha!”

    • $Dask yapılmış evlerin yenisini alabilecek kadar olmasa da!…
      (bir tartışma konusu başlı başına!)
      $Dask yapılmamış evlerin yeni bir evi olma şansı?…
      -var tabi.. olması gerek! ama ne şartlarda? nasıl? ne gibi ek maliyetle??
      $kiracıların kaderi değişir mi? biraz zor bu kafayla. (sosyal devlet, sosyalist düzen putinin ülkesiyle karıştırmayalım!)
      &Siyasetin trollerin gözünü kamaştıranda bu olsa gerek! fakat, boşuna!…
      -nerden mi biliyorum? bakarak,
      önceki uygulamalara.

  14. Malumunuz, Türkiye muhalefetinin hiç onulmaz bir aday krizi var. Sarı saçlarıyla bizimkileri en hassas aşağılık kompleksinden yakalayan Melek Subaşı’nı bile ortak aday olarak önerdiler hatırlayacaksınız. O da unutuldu. E bu topraklarda sarı hevestir esmer hakikat bunu hepimiz biliriz. Bunların bu onulmaz yarası şimdi de “Haluk Levent ortak aday olsa” noktasına getiriyor bunları. İnanın en çok Levent’e üzülüyorum. Adam kendince gayret ediyor, bir şeyler yapmaya çalışıyor. Bu esnada bunların heveskârlığının kurbanı olması hak mıydı?

  15. Herkes bizim seçimler ile ilgileniyor.Geçen batılı bir gazate Erdoğan belki ilk kez deprem nedeniyle yenilebilir diye haber yapıyor. Sanane bizim seçimimizden yenilir de yenilmez de PEKİ KUYRUK ACISI NEDİR BUNLARIN ? Elbet seçim zamanı hesabını biz göreceğiz iyi veya kötü yönde yaptıklarınaa bakarak . Ama dış dünya neden bukadar ilgileniyor Erdoğanın gitmesi ile .Bizi çok sevdikleri için mi yoksa çıkarları bozulduğu için mi?
    Ayrıca seçimi manuple etmek için adam tutmaya gerek yok zaten yeteri kadar içimizde yalan haberler ile manuple edenler var .

    • Çıkardığın huzursuzluk ülke sınırlarını aşıp da dünyayı da huzursuz ettiği zaman her şeyine karışırlar. Onlar karışmasalar bile iktidardakiler üstüne para verip karışmaları için etki gücü olan herkesi yardıma çağırırlar. Erdoğan İsveç başbakanından seçimlerde yardım istedi hem de alenen kameraların önünde.

  16. Türk toplumu darbenin ve algı operasyonlarının her çeşidine maruz kalmış tecrübeli bir toplum. Ve Türk seçmeni biliyor ki batı ülkelerindeki gösterme demokrasilerin aksine burada verilen oylar gerçekten iktidarı değiştiriyor. Avrupa’da ve Amerika’da değişmeyen başbakan veya başkan kalmadığını ama politikaların hep aynı olduğunu görüyoruz. Bu ülkelerdeki iktidar değişikliklerinin fiili hiçbir sonucu olmuyor. Buna Amerika da dahil. Trump gitti, Biden geldi ne değişti? Biz de ise seçmen asrın en önemli kararını vereceğini ve bunun kendi kaderini belirleyeceğinin farkında. Böyle bir ortamda hızla normalleşmeye çalışıyor ve seçime gidiyoruz. Seçim yaklaştıkça yalanlar katlanarak artacak. Herkes uyanık olmak zorunda.

    • Kurulan trol sistemi, bir merkezden yazılan yazıların copy paste yapılması. Aydın doğan gibi muhalif basın satın alınması.

      Ahmet hakan, Metehan, Hulki cevizoğlu, Murat bardakçı, Mehmet barlas, Nagihan Alçı gibi yazarların para ile veya tehditle yanlı yayın yapılması gibi listeyi siz uzatabilirsiniz.

      Böyle Alengirli işler bizden çıkar Fehmi bey çok uzağa gitmiş.
      Hatta bu kişilerden lisans parası bile almışlar 🙂

  17. “Seçim ertelenecek” şayiasıyla ortalığı velveleye veriyorlar. Kendileri çalıp kendileri oynuyor. Türkiye’yi yöneten irade tüm gücüyle deprem bölgesinde yaraları sarmak için çabalarken sanki “Seçim ertelenecek” diye açıklama yapılmış da bunları bir telaş sardı. Telaşe mahal yok, Başkan Erdoğan ne zaman kavgadan kaçmış ki şimdi kaçacak? Hele siz onun karşısına bir aday çıkarmayı becerin gerisi kolay.

Yoruma kapalı.