Muhalefet nihayet cumhurbaşkanı adayı konusunu konuşmaya başladı.. Aranan formül bulunmuş olabilir mi?

22
Reklam

Uzaktan görünene bakılırsa, iktidar cephesini oluşturan Cumhur İttifakı’nın, rakibi Millet İttifakı’na dönük duaları kabul görecek gibi. Muhalefetin merkezini oluşturan altı partili ittifaktan ha bugün ha yarın dağılacağı görüntüsü alınıyor çünkü.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da o ittifakın içerisinde ve dün ondan “İki liderin bu masayı dağıtmaya hakkı yok” açıklaması geldi.

‘İki lider’ diye andığı, CHP’nin genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti’nin genel başkanı Meral Akşener.

Davutoğlu’nun içinde ‘dağıtma’ sözcüğü de geçen açıklamasını yaptığı dün, Kılıçdaroğlu ile Akşener sürpriz bir görüşme gerçekleştirdi.

‘Sürpriz’, çünkü Ankara/Ahlatlıbel’de buluştukları duyulana kadar, görüşecekleri, her iki liderin dünkü programları içerisinde yer almıyordu.

Akşener ile buluşabilmek için, Kılıçdaroğlu’nun, bir TV programını iptal etmek zorunda kaldığı anlaşılıyor.

Buluşup görüşmeleri sonunda iki taraftan da ne konuştuklarına dair bir açıklama gelmedi. 

Bu sebeple, aralarında bazı temel konularda farklı görüşler bulunduğu izlenimi alınan CHP ile İYİ Parti’nin, ihtilaflarını geride bırakıp bırakmadıkları kanaatine varmak kolay değil.

Reklam

İhtilaflı temel konuların başında ‘cumhurbaşkanı adaylığı’ konusu geliyor.

‘6’lı masa’da temsil edilen partiler arasında en kalabalık milletvekiline kendilerinin sahip olduğunu ileri süren CHP, liderleri Kılıçdaroğlu’nun aday olması gerektiği görüşünde; buna karşılık İYİ Parti adına görüş açıklayabilecek isimler, önceden tespit edilmiş ‘seçilebilecek aday’ ölçüsünü hatırlatarak, onların görüşüne karşı çıkmaktalar.

Oysa, CHP lideri Kılıçdaroğlu, başlangıçta adaylığı üzerine alınmazken bu görüntüsünü geride bırakmış, bir süredir sanki kendi adaylığı ‘6’lı masa’ onayına sahipmiş gibi davranıp konuşuyor.  

Davutoğlu’nun “İki liderin masayı dağıtmaya hakkı yok” cümlesiyle kast ettiği, adaylık konusundaki görüş farklılığının yol açabileceği sonuç.

Bir hafta sonra -5 Ocak günü- için belirlenmiş yeni yılın ilk buluşması ertelenebilir veya son buluşma haline dönüşebilir endişesi seziyorum Davutoğlu’nun açıklamasında…  

Endişesi gerçeğe dönüşürse, iktidarın beklentisi yerine gelmiş ve Meclis’te temsilcisi bulunan farklı eğilimlerdeki muhalefet partilerinin birlikteliği sona ermiş olur.

O durumda, her iki seçimin -genel ve cumhurbaşkanı seçiminin- sonuçlarını etkileyebilecek bir gelişmeye erkenden tanıklık edebiliriz.

Yapılan kamuoyu yoklamalarında, iki ittifakın muhtemel oyları birbirine çok yakın görünüyor; muhalefet cephesindeki birlikteliğin bozulması dengenin iktidarın lehine değişmesini getirebilir.

Reklam

Buradan vardığım sonuç şu: ‘6’lı masa’ dağılmaz. 

Dağılmasını doğuracak sonuca yol açacak olan parti, seçmenlerden en ağır cezayı alacağı için, dağılmaz. 

Peki de ne olacak? CHP’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylık dayatması mı, İYİ Parti’nin ‘seçilebilir başka bir aday’ görüşü mü ortadan kalkacak?

CHP ve Kılıçdaroğlu açısından, dayatmada ısrarın diğer partilerce CHP liderinin adaylığının kabulünü getirmesi ve seçimde İYİ Parti’nin ‘farklı aday’ görüşünü haklı çıkaracak bir yenilgiyle karşılaşılması durumu her bakımdan bir siyasi felakete yol açar.

Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanlığı tartışmalı hale gelir.

Unutmayalım, son yerel seçimde İstanbul ve Ankara ile birlikte yedi büyükşehir belediye başkanlığını kazanana kadar, Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında, tam 10 seçimden yenilgiyle çıkmıştı CHP.

Muhalefet açısından en uygun ortamda gidilen önümüzdeki seçimden yenilgiyle çıkılmasının öncekilerden beter bir sonuç doğurması kaçınılmaz olur.

Kılıçdaroğlu, AK Parti’yi ve Tayyip Erdoğan’ı beş yıl daha iktidarda tutan lider olarak kendi partisi içinde bile tartışılır hale gelir.

Ahlatlıbel’de gerçekleşen dünkü buluşmada herhalde Akşener kendisine bu kara senaryoyu hatırlatmıştır.

Buluşmanın ardından tarafların açıklama yapmaktan kaçınmaları bana bunu düşündürüyor.

Masanın dağılması göze alınamayacaksa, aday olarak Kılıçdaroğlu dışında bir CHP’li üzerinde uzlaşmaya gidilecektir.

Herkes, Akşener’in İstanbul’un CHP’li büyükşehir belediye başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığından yana ağırlığını koyabileceği beklentisinde. Ben ise, en baştan itibaren, Akşener’in, İYİ Partili sözcülerin ismini sıklıkla telaffuz ettikleri Ankara’nın CHP’den seçilmiş olsa da MHP kökenli büyükşehir belediye başkanı Mansur Yavaş’ı tercih edeceğini düşünmekteyim.

İmamoğlu üzerinde mi olur uzlaşma, Yavaş üzerinde mi?

Bu soruyu geçersiz kılan bir gerçek var: CHP lideri Kılıçdaroğlu, kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak düşünmediği ilk günlerden başlayarak, CHP tarafından zor kazanılmış iki en önemli kentin belediye başkanlarının adaylığına karşı olduğunu açıklayıp duruyor.

Kendisinin aday olamayacağı bir ortamda bu vetosunu başkanlardan biri için kaldırır mı Kılıçdaroğlu?

Zor.

Uzlaşma “CHP’den Kılıçdaroğlu dışında biri” üzerinde olacaksa, iki belediye başkanı dışında CHP’li bir ismi önermesi İYİ Parti lideri Akşener’den istenebilir.   

Yoksa Ahlatlıbel’de bu da konuşulmuş ve aranan formül bulunmuş olabilir mi?

Konuşulmuş ve böyle bir formül üzerinde uzlaşılmışsa hiç şaşırmam.

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. Dersimli kemal girdiği her seçimi kaybetmiş olmakla birlikte(kendi seçim sandığını bulup oy bile kullanamayan birisi için bu normal bir durumdur:) son yerel yerel seçimlerde istanbul ve ankarayı chp nin kazanmış olması önemli bir başarıdır, bu yüzden bay kemal zillet ittifakının cb adaylığını kesinlikle haketmiştir, ama ne yapıp edip onu da yüzüne gözüne bulaştıracaktır…

  2. Seçim günü enflasyonu %30 düşüren seçimin kazananıdır.
    Görelim Mevlam neyler neylerse güzel eyler…

  3. Altılı masayı oluşturan liderler arasında uyuşmazlık çıkması normal. Çünkü birliktelikleri temel konulardaki görüş aykırılıklarını ortadan kaldırmıyor. Örneğin LBGT, dış politika, HDP, savunma sanayi ve terörle mücadele konularında anlaşmalarına imkan bulunmamaktadır. Anlaşamamalarına rağmen masayı dağıtamazlar, adeta katolik nikahı ile masaya bağlanmışlardır. Cumhurbaşkanı adaylığına gelince seçimlerin muhalefet tarafından kazanılması muhtemel olarak görüldüğü günden bu yana Sayın Kılıçdaroğlu nun adaylığı kimseye kaptırmayacağı belli olmuştur. Sayın yazar Kılıçdaroğlu nu seçim kaybedersen siyaseten CHP nin başında bulunamazsın diye korkutuyorsunuz ama Kılıçdaroğlu bu konularda çok tecrübelidir. Sayın Kılıçdaroğlu CHP genel başkanlığa seçildiği gün eğer seçimi kaybedersem CHP genel başkanlığını bırakırım demişti. Sayın yazarında belirttiği gibi bugüne kadar 10 seçim kaybetti. Hiçkimse kendisini genel başkanlıktan alamadı. Seçimi kazanırsa 5 yıl boyu başkanlık sistemi ile Türkiyeyi yönetecektir. Aksi olurda 11 seçimini kaybedersede yine CHP genel başkanlığını devam ettirir ve bir yıl sonra yapılacak yerel seçimlere hazırlanır, seçimi niye kaybettiği konusunda ise mutlaka bir bahanesi olacaktır. Yani demem o ki siz Sayın Kılıçdaroğlu nu merak etmeyin, o hesabını iyi yapar.

    • Nuri bey “Anlaşamamalarına rağmen masayı dağıtamazlar, adeta katolik nikahı ile masaya bağlanmışlardır.” diyorsunuz ama özellikle katolikler o bahsettiğiniz “Örneğin LBGT…” konularından filan pek hazzetmiyorlar,
      benden söylemesi…

  4. Birbirlerinden çok farklı 6 partinin geniṣ kapsamlı ittifak kurarken sorunların olması olağan bir durum. Olmaması anormal olurdu.
    Önemli olan sorunları oturup konuṣmak.

    Sorun çıkarıp çözmek yerine, sorun çıkarmadan ülkeyi yönetmek iyi bir hazırlık istiyor.

    Avrupa’da koalisyonlarla yönetilen ülkeler çok. Sorunlarını büyütmeden konuṣarak çözüyorlar. Çözemezlerse seçime gidiyorlar.

    Tek adamın verdiği seri kararlarla ülke ne hale geldi görüyoruz. Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda mıyız?

    Türkiye’deki seçmenin de Avrupa ülkelerinde olduğu gibi sabırlı olması lazım.

    • Almancı arkadaş “Avrupa ülkelerinden daha iyi durumda mıyız?” diye soruyorsun da;
      sabah berlinde kalkıp fırından aldığın ekmeğin buğdayını ukraynadan alıp getiren gemiler kimin sayesinde oralara kadar ulaşabiliyor haberin var mı? Türkiye liderliği olmasa açlıktan öleceksiniz, gelmişsin burda hava atıyorsun!
      Ekmek yoksa bmw kaportası yiyin demek vardı ama neyse, insanlık bizde kalsın! Korona aşısını türkler bulsun, buğdayınızı türkiye yollasın, ekmeğinizi kebabınızı türkler pişirsin,
      sen de burda sık babam sık!!!!

  5. …..
    Bir masada iki kişi,
    Altılıydı! hayret bişi!
    Yahu böyle n’oldu birden,
    Zora sokan kim ki işi?
    …..

    Sn Kılıçdaroğlu emeklilik yaşına geldi geçti. Emekli olsa daha bir huzurlu geçer günleri. Gençlere baksak imamoğlu var. Ceza yesin hapse girsin kim ister ki! Ama açık verdi. Meral hanım onu sahiplenip yol arkadaşlığı yaparsa İYİ olmaz! Meral hanımın anahtar pozisyonda olabileceği ön görüsünde bulunanlar az değildi. İşte karşımızdaki manzara bunun enstantanelerinden biri. Meral hanım için super fırsatlar var. Geleceği tayin etmeğe çalışan bugünkü siyasi arayışlarda şöyle birkaç slogal yakışır!

    Geleceğe en İYİ geçiş için! İYİ PARTİ!

    ……
    Millet ile hep el ele, aynı kalbe biz sahibiz
    Karşılıksız hizmet için oyunuza biz talibiz!
    İyi Parti İYİ, İYİ! ülke için en azimli!
    Haktan yana yönetimle hep birlikte biz galibiz!
    …….

    Bu arada, Ddm hanım Meral hanıma gayet iyi bir danışman olabilir. Ehh bana da gel yahu, asistan olabilirsin derlerse yeter. Karşılıksız ve gönüllü olarak, aslında kim kazanırsa! O günlerdeyiz!

    • Kılıçdaroğlu aday olursa İYİ Parti biter!

      İmamoğlu olmuyorsa Mansur olsun!

      Ama Kılıçdaroğlu asla olmasın!

      Engelleyemiyorsak Akşener aday olsun!

      Olmuyorsa Koray Aydın niçin olmasın?

      İYİ Parti’de gündem bu, ortalık karışık!

      3. Olağan Büyük Kurultay öncesinde parti içinde kılıçlar çekildi. Son anketlerde oy oranlarında bir-iki puanlık düşüş yaşanan İYİ Parti’de Akşener’e ilk uyarı da imzasız mektupla geldi.

      Akşener’i üstü kapalı ama A Takımı’nı açık açık ve sert şekilde hedef alan bir mektup.

      Altında imza yok lakin içinde var! Şöyle ki; mektubu okuduğunuzda ‘Koray Aydın’cılar tarafından kaleme alındığı izlenimine kapılıyorsunuz!

      Efsane bakanımız, ak saçlımız, ülkücü hareketin son bilgesi…

      Böyle başlıyor mektup!

      ‘Koray Aydın’ı yedirmeyiz’ deniyor.

      Deniyor denmesine ama Koray Aydın’ın teşkilatlar üzerinde pek fazla gücü yok. Zira vaktiyle Akşener fena budadı.

      Sanırım bu hesap edilerek mektuba şöyle bir ifade konulmuş:

      İYİ Parti’nin oyunun yüzde 5′ i Koray Aydın’ındır.

      Devamında ise partinin dün ve bugün iyi yönetilemediği vurgusu var.

      Neyse!

      İYİ Parti’deki erimenin Kılıçdaroğlu’nun aday gösterilmesi halinde daha da artacağı düşünülüyor. Koray Aydın parti içinde bu durumu sıklıkla dile getiriyor. Dahası bu durumu fırsat bilerek teşkilatları alttan alta kışkırtıyor. İYİ Parti teşkilatlarında bu yüzden panik havası hakim.

      Çünkü herkes şu sorunun cevabını arıyor; ‘bu erime devam ederse biz nasıl milletvekili olabiliriz’?

      Dönelim mektuba yahut siz ona ültimatom da diyebilirsiniz.

      Akşener’in A takımına yönelik zehir zemberek ifadeler barındırıyor. Bir de o isimlere lakap takmışlar.

      Tüpçü Ümit, Kimliksiz Uygar, Teşkilat Başkanı Heveslisi Metin Bozuntusu, Sarhoş Tolga, Vakkocu Esma, Avukat Bozuntusu Sedat, Vır Vır Mesut Oğlanı, Pavyoncu Ömer, Kör Uğurhan, Yalaka Sinan, Kalas Zekai…

      Akşener’in son zamanlardaki agresif tavırlarına şimdi bir de bu gözle bakın. İçeride ve altılı masada köşeye sıkıştırılmış bir Akşener! Öte yanda Koray Aydın!

      Kılıçdaroğlu’nun adaylığını engelleyemiyor.

      Saraçhane tiyatrosu ayağına dolandı.

      Aday olmaya çekiniyor.

      Ekrem’i de Mansur’u da aday yapamadı.

      Kılıçdaroğlu’nun adaylığı kesin gibi!

      Akşener açısından durum hiç de iç açıcı değil. Böyle bir atmosferde Kurultay’a gidiliyor.

      Şimdi olmasa da seçim sonrası genel başkanlık koltuğu tehlikede.

      Bu arada İYİ Parti’de önümüzdeki günlerde istifa haberleri duyabilirsiniz.

      Koray Aydın değil, Yavuz Ağıralioğlu da!

      • Koray Aydın da sanırım yolsuzluk işlerine vaktiyle adı karışmış biri. Sonradan adı temize çıktıysa bile buna sebep olacak hareketlerden kaçınması gerekirdi. Onu arkalayan %5 gibi bir grup varsa onlar da aralarında anlaşmış menfaat grubu olarak algılanır ki bu da riskli değil mi? Ülkede siyasete girip te hala ayakta sağlam güvenilir kişiler kalmadıysa şeffaflık olduğu sürece koalisyonlar farklı iyi kişileri bir araya getirebilir. Amacı partizanlığın ötesinde ülke odaklı etkin yönetimler pekala oluşabilir. Dış siyasette agresif politikalardan ziyade ülkedeki ekonomide yerli üretime dayalı canlılık öncelik olmalıdır. Bunun için güven veren karakterde çalışkan başarılı olmuş genç orta yaşlılardan istifade edilmelidir. Birbirine bir ana-avrat küfretmediği kalan kişiler iktidar için bir araya gelebildiyse, Babacan gibi yetenekli eski kadrodan kişiler iktidara/yönetime niye gelemesin? AKePe kendini yetenek ve liyakat konusunda yenileme hamlesi yapabilse, içine sinmiş arsızları, kalpazanları ayıklamayı bilse ayrıca bir alternatif olabilir. Ancak seçim kazanmak için bu yeter mi şüpheli. Kendini iyice yıprattı. Yapılan yanlışlıklardan dolayı kendini savunamaz hale geldi. Örneğin sizler Ddm hanım gibi ciddi eleştiren sorgulayan bir yorumcuya cevap veremez duruma geldiniz. Bazı doğru sorulara cevap vermiyorsunuz/veremiyorsunuz, örneğin siz dini bir basmakalıplıkta yorum yaparken benim bir soruma cevap veremediniz. Doğru değil mi?

    • Sayın hb, hiçbir danışman iyi partiyi içinde debelenip durduğu muzahrafat kuyusundan çıkaramaz, ne yaparsın, eşyanın tabiatı bu…

  6. Akşener ve Kılıçdaroğlu arasında 8’li masada süren güç mücadelesini kim mi kazanır? Bana göre ikisi de kaybeder. Başkan Erdoğan kazanır. İnşallah!

    • Gell!! X, seni seçelimm! Y,
      X olmazsa Y olsun, Y olmazsa!.. yerine,
      Masa ile büyüyecek!!!
      Sandalyeden ayağı kırık ta olsa düştüğünde zırlamayacsk!
      Ergenlik çağını çoktan aşmış!
      Bir partiye yada kişiye aidiyeti borcu gebeliği bulunmayan!!
      Alını ak başı dik
      Cesur mu cesur!!!
      Sevilmek , övülmek,
      Dünyayı kurtarmak derdi olmayan!!!
      Ülkeyi yada bir takım insanları inancı etnitiseyi kurtarmaya çalışmayan, dizayn sentez proçe önerme vesaire yeltenmeyen!!
      “İhtiyaç duymayan”
      “BEN ADAYıIIMM” diye ortaya çıkan!
      İlk köşeden çıkan kişiye (bay bayan)
      Oyumu kullanmak istiyorum artık.

  7. Bu güne kadar 10 seçimin hiç birini kazanamayan Kılıçdaroğlu’nun Gn.Bsk.ligi zaten tartışmalıdır , değil miydi yoksa !!
    M.Aksener de vakti zamanında içişleri bakanı iken görevden alınan bir Gn.Md. e odasını boşaltıramamisti , şimdi de CB. na soyunuyor!
    Al birini vur ötekine!
    Ben hep diyorum ;
    en iyisi Karamollaoglu istihareye yatsın !

    • Mucib bey “Bu güne kadar 10 seçimin hiç birini kazanamayan Kılıçdaroğlu’nun Gn.Bsk.ligi zaten tartışmalıdır , değil miydi yoksa !!” diye soruyorsunuz ama dersimli kemal tüm kurultayları kazanmasını da bildi öyle değil mi?
      Ama artık chp kurultay filan da düzenlemiyor, belki gerçekten cb adayı olup şansını bir de seçimlerde deneyecektir, kim bilir?

  8. CHP’li başka bir isim(mi)?!..

    Kılıçdaroğlun’a olan rezerv, sırf Kılıçdaroğlu olduğu için midir, yoksa birlikte -hem Kılıçdaroğlu hem CHP’ye- ait olan rezerv midir? Mansur Yavaş’ın CHP’ den olabilecek en iyi aday gibi muhafazakar-sağ seçmen tarafından görülüyor olması onun, -Yavaş’ın- genlerinde sağa dönük kalıntıların olması değil midir? Böyleyse, ancak Yavaş gibi bir isim CHP’ye olan rezervin kısmen kalkmasına sebep olabilir ama kısmen… Bu bile bazı CHP’lilerin çantada keklik olarak gördüğü seçimin kazanılmasına garanti sunmuyor, sunmaz.

    Hem Sn. Yavaş bugüne kadar, ülke güncel meseleri ile dış politika, tarih, jeopolitik, uluslararası ilişkiler, terör vb. konularda bir fikir açıklamadığı gibi konjonktürel olarakta adının cumhurbaşkanılığı üzerinden ortaya konulmasına/anılmasına karşılık bir işaret de ver(e)memiştir. Seçmen kendince kiminle aşık atacağına bir bakar, pir bakar.

    İmamoğlu’nun “Ahmak Davası” ile başına açılan garebet onu bir daha garip kılıp bilinmezliğe itekledi; aday olarak gösterilmiş olsa bile yoluna konulacak takozlar az çok biliniyor. Doğrusu, o da, İstanbul iki seçimi ile elde ettiğini hep kendinden bilmekte, o günkü şartların ülke geneli için de geçerli olabileceği zehabına kapılmaktadır.

    Buna göre ben, CHP’den olabilecek cumhurbaşkanı adaylarını elemiş bulunmaktayım; şimdilerde CHP’de en popülerler olan bu üç isimden gayrı, onları arkada bırakabilecek 4. CHP’li cumhurbaşkanlığına namzet isim kim olabilir?..

    Muharrem İnce?

    İlhan Kesici?

    Başka da isim hatırıma gelmedi.

    Daha fazla birşey yazmayacağım. Yazımın burasında aklıma düşeni yazayım yeter:

    Meğerse kaht-ı rical, sağ-muhafazakar kesimin için, Erdoğan’ın yerine veya ondan sonrası için doğabilecek boşlukta anlamlı imiş ülkemizde. Sorun, Erdoğan aday olmadığı/olamadığı/olmak istemediği durumda baş veriyormuş meğer. Baksanıza, asıl sorun muhalefette değil iktidardadır…

    Bir düşünsenize; Erdoğan -dar günde- yerine seçilebilecek bir isim yetiştirmiş ya da yola ilk çıktıklarından biri veya bir kaçı yanında olup onların içinden birisini cumhurbaşkanı adayı olarak göstermiş olsa idi, seçime ramak kala ne siyaset kurumu bu kadar çıkmaza saplanır, ne muhalefet içinden çıkılası zor bir duruma düşer; zoraki birliktelikler yaşamaz ve ne de seçmenin kafası karma karışık olurdu.

    Daha önceleri -temcit pilavı muamelesi göreceğini bildiğim halde yine de paylaşayım- şöyle bir düşüncemi buraya bırakmıştım: Ülkemizde siyasal/politik sorunların temelinde -bu tanımlamanın içine kendim de giriyorum- sağ muhafazakar seçmen yapısı vardır. Bu yapı kendini güncelleyip, reset edip, ülke ve dünya şartlarını iyice okuyup bundan ders cikarmadıkça ülkemizin önünü açacak yarınları daha çok bekleriz .

    Eee. Son -Akşener Kılıçdaroğlu- görüşmesine ve yazarımızın da işaret t ettiği üzere millet ittifakının cumhurbaşkanı adayı kim/ler olabilir.. var mı sizin de aklınızda bir iki isim?

    Benim Kesici ile İnce’nin adını andığıma bakmayınız, aslında benim de aklımda olan CHP’li bir isim yok!

    • Hasan bey “… sağ muhafazakar seçmen yapısı vardır. Bu yapı kendini güncelleyip, reset edip, ülke ve dünya şartlarını iyice okuyup bundan ders cikarmadıkça ülkemizin önünü açacak yarınları daha çok bekleriz .” diye buyurmuş;
      o “muhafazakar sağ seçmen” dediğiniz kitle 2001de öyle bir resetlendi ki hala erdoğan diyor başka bir şey demiyor, siz kendinize bakın!!!

  9. DOĞRU SORU, DOĞRU CEVAP
    Çoklu aday sorusu sorar isen yani, muhalefetin 5-6 adayı varmış gibi sorarsan Kılıçdaroğlu’nun alacağı oy CHP’nin oyunun bile çok altında kalır.
    Çünkü bu durumda denekler CHP’ nin oyunu en azından İmamoğlu, Yavaş ve Kılıçdaroğlu arasında bölüştürürler.
    Bildiğim ilk kez Avrasya Anket tarafından sorulmuş çok doğru iki soru ve sonuçları var.
    Soru ve sonuçlarını daha önce paylaşmıştım:
    Soru-1:
    –Millet ittifakının ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu olur ve altılı masanın diğer liderleri de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı açıklanırsa ve Cumhur ittifakı adayı da Erdoğan olursa bu durumda oyunuzu kime verirsiniz?
    Sonuç:
    –Kılıçdaroğlu %53
    –Erdoğan %38
    Soru-2:
    Birinci soruya ilave olarak HDP de kurumsal olarak Kılıçdaroğlu’na desteğini açıklarsa tercihiniz ne olur?
    Sonuç:
    –Kılıçdaroğlu %56
    –Erdoğan %39
    Alanda ben bu sorulardan birincisini test ettim:
    Malûm nedenlerle Kılıçdaroğlu’na oy vermeyebileceğini beyan eden iki İYİ partiliye;
    “–Akşener’in de Cumhurbaşkanı yardımcısı olacağı açıklanırsa ne yaparsın?” diye sorunca tereddütsüz şekilde;
    “–Bı durumda Kılıçdaroğlu’na da oy veririm”
    cevabı aldım.
    İktidar Kılıçdaroğlu istiyormuş gibi yapıp
    “ters mayel” veriyor.
    Zira Kılıçdaroğlu’na yenilmeleri halinde acayip bir itibar kaybına uğrayacaklar.
    Bir de şu var:
    Kılıçdaroğlu’ nun ortak aday olarak açıklanması durumunda iktidarın malûm nedenle ayrıştırma hamlesi yapmama imkan ve ihtimali sıfır.
    Tabii ki, provakatif ve kaotik eylemler dahil.
    Bu kez bu kartın “elinde patlayacağını” ve bunun üzerine iktidarın daha da paniğe kapılarak, “muvazeneyi ve kontrolü ” tamamen kaybedeceğini düşünüyorum.

    • İktidarın bir sıkıntısı yok sayın yk.
      İktidar olmak ve ülkeyi yönetmek isteyen bir koalisyon ortaklığı var!
      Sadece mecliste vekil ile!!!
      Yada meclis artı CB ile🤗
      >iktidarın istediğine göre😊 aday seçilir mi?
      >iktidardakini devirmek için aday belirlenir mi?
      Bu Durumda:
      Mecliste en çok vekil sayısı ve CB makamını nassı devralırız?
      Dır asıl soru🤔.

      • Teşhis konuldu sanırım yazara göre.
        Tespit, CB makamını almak üzere!..
        Tedavi için ise uzman bir dr aramak bulmak mı gerek?
        Yoldan geçen birini çağırıp oturup hep beraber çay kahvemi içmek gerek?
        Sayın Erdoğan’ı yenebilecek, ondan daha çok oy alabilecek kim var mesela??
        +1>😊
        CB olurken,
        Masa artı sandalyedekilere koltuk kazandırabilecek kim olabilir ki?
        Muharrem ince? Yavaş? İmamoğlu? Meral Akşener? A.Gül belkide!
        Yada “bizim için CB nın kim olduğunun bir önemi yok!
        biz ülke yönetimine hep beraber..!”

  10. Meral Akşenerin aday dayatması halinde muhalefet seçim kazansa bile bu MHP iktidarının devamı anlamına geleceğini herkes bilir herhalde. MHP iktidarı devam edecekse o zaman iyi parti cumhur ittifakına katılsın daha iyi değil mi. Cumhur ittifakından her istediğini koparabilir Meral Akşener.

    • İyi parti ile Mhp’yi bir tutmanız garip ilkelerde anlaşamadığı için Meral Akşener MHP’den ayrılmıştır.

      İyi Partinin Milliyetciliği Bağnaz MHP milliyetciliğinden ayrıdır.

      Meral Akşener adayı Mansur Yavaş değil Görünen Ekrem İmamoğlu onuda şöyle söyleyim yerel seçimlerde Mansur Yavaşa İyi partiden aday olmasını istedi. Mansur yavaş kabul etmedi CHP’den aday oldu.

Yoruma kapalı.