Muhalefet Messi’si olmayan -yani iddiasız- bir takım gibi.. Galiba bunun farkında da değil…

43
Reklam

İleride bugünlerde yaşananları kaleme alacakların bir hayli zorlanacaklarını görebiliyorum.

Neden böyle düşündüğümü siyasette karşı karşıya kalınan gelişmelerden hareketle yazacağım, ama önce futboldan bir örnek verme ihtiyacı duyuyorum.

Şöyle düşünün: Eşit geçmekte olan bir futbol karşılaşmasında, takımlardan birinin şampiyon olmak diğerinin de küme düşmemek için yalnızca tek bir gole ihtiyaçları olsun. Hakemin maçı sona erdirecek düdüğü çalmak için eli dudağına gitmek üzereyken, takımlardan şampiyon olmayı bekleyenin bir oyuncusunun ayağına top geçsin ve o da rakip takımın savunmasını boşa düşürüp kaleye yaklaşmış olsun.

Ne beklenir o oyuncudan?

Topu ağlara göndermesi, değil mi?

Golü atabilse takımı şampiyon olacak, rakip takım ise küme düşecek…

Siyasette karşı karşıya kalınan güncel durumu bu örnektekine benzetiyorum.

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde sandığa atılacak oylar mevcut iki ittifaktan birini iktidara taşıyacak, diğerini de tarihin unutulanları arasına girmesini sağlayacak bir sürecin içine sokacak…

Reklam

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı böyle bir durumla karşı karşıya.

Hangisi iktidar olup diğerini unutulanlar arasına gönderecek?

Kamuoyu yoklamaları bile bu soruya kesin bir cevap vermeye yardım etmiyor.

O da kazanabilir bu da…

İki ittifakın taraftarları da, hal ve tutumlarına bakılırsa, sandıktan kendilerinin önde çıkacağından son derece eminler; bir ‘pata’ durumu var iki ittifak arasında ama nihai başarıyı getirecek son atağı kendilerinin yapacağına duyulan güven hissi iki taraftan da alınabiliyor.

Futboldaki hazırlık pasları gibi, iktidar cephesi, Cumhur İttifakı bileşenleri -özellikle de AK Parti-, hemen her gün toplumun -seçmenlerin- aklını çeleceğine inandığı hoşa gidecek vaatler eşliğinde kendince bazı iyileştirmeleri duyuruyor.

Dünün nasibine, uluslararası piyasalardaki karşılığının 1 trilyon dolar olduğu vurgusuyla duyurulan Karadeniz’de keşfedilmiş doğalgaz kaynağı düştü.

Önceki gün de, iktidar cephesi, ‘tarihin en büyük asgari ücret zammı’ iddiasını taşıyan bir iyileştirme müjdesiyle kamuoyu karşısına çıkmıştı.

Reklam

Yarın ise, sayılarının birkaç milyonu bulduğu anlaşılan emeklilikte yaşa takılanların taleplerine karşılık anlamına gelecek bir açıklama yapılması bekleniyor.

Yalnız gönül çelen günlük açıklamalarla da yetinmiyor iktidar cephesi, rakibin ayağına çelme anlamı taşıyan hamleleri de ihmal etmiyor.

Futbolda rakibin golcüsünü oyun dışı bırakmak ne kadar sonuç almaya yardımcı bir gelişme ise, siyasette de onun karşılığı elbette var ve iktidar cephesi bugüne kadar bir değil birkaç sağlam adayı devre dışı bırakacak hamleleri başarıyla devreye soktu. Kendisinin kart yasaklısı durumunda bulunan golcüsünü, yönetmeliği geçersiz kılacak manevralarla oyunda tutma gayreti sergileyen bir takım düşünün; iktidarın adayı da o durumda, ama ısrarla onun adaylığının geçerli olduğuna toplumu ve hakkında karar verecekleri inandırma yolunda adımlar atıyor iktidar cephesi.

Seçime beş kalaya sakladığı kim bilir daha ne sürprizleri var iktidar cephesinin…

Muhalefet ne durumda?

Erken sevindirik olma hali muhalefete hakim.

CHP, teşkilatlarına, seçimde aday olmayı düşünen yönetim kademelerinden isimlere istifaları için bir tarih vermiş; son gün dünmüş. 25’in üzerinde il başkanı ile sayısı bilinmeyen ilçe başkanı istifalarını genel merkeze göndermiş…

İktidar ateşi CHP’yi ve CHP’lileri bayağı sarmış, anlaşılan.

Yine CHP’den düne ait bir haber: Parti sözcüsü, erken seçim için razı olabilecekleri en son tarihin, 2023 yılı mart ayının sonu olduğunu açıkladı dün. 2022 yılı nisan ayının ilk haftasında -6 Nisan 2022 tarihinde- yasalaşan yeni seçim sistemi 6 Nisan 2023 tarihinde yürürlüğe gireceğinden, seçim o tarihten önce yapıldığında eski sistem geçerli oluyor; muhalefetin istediği eski sistemle seçime gitmek…

Her iki gelişmede, seçimin akıbetini muhalefet cephesinden yana etkileyecek bir hamle gücü görebiliyor musunuz?  

Ben göremiyorum da ondan bu soruyu soruyorum.

‘Hamle’ anlamına gelebilecek vaatler var elbette, ama seçimi kazanabileceği görüntüsüyle destekli olmayan vaatlerin inandırıcılığı bulunmadığını birilerinin muhalefete fısıldaması şart.

O güç ise, ancak Messi, Ronaldo, Mbappe gibi golcülüğü sınanmış bir ismi kadrosuna katmış bir futbol takımının şampiyonluk iddiasına benzer bir güvenceyi kendi kadrolarında gösterebilecek siyasi muhalefette bulunabilir.

Muhalefetin Messi’si, Mbappe’si, Ronaldo’su var da bir ben mi göremiyorum?

İktidarın kart yasaklısı da olsa bir golcüsü var oysa…

“Yıpratırlar” gerekçesiyle adayını açıklayamayan bir muhalefet ne yapabilir?

Kendini bu gerekçeyle ve bu haliyle yıprattığını bile göremiyor muhalefet.

Aylarca önce, burada, muhalefete rakibini küçümsememesi ve başarılı olmak isteniyorsa, karşı tarafın gücünü dengeleyebilecek bir adayla meydana çıkması uyarılarında bulunmuştum. Aday arayışında bizzat CHP lideri tarafından ilan edilmiş özelliklere bir isimle katkıda da bulunmuştum. 

O isim gibi biriyle seçimden başarıyla çıkılabileceği ve o isim gibi biri önde olmazsa seçimin kazanılamayabileceği inancım bugün daha da kuvvetli.

İşin tuhafı, o ölçüye yakın isimler ya akla gelmedi ya da akla gelen isimler süreç içerisinde örselenerek güçleri tırpanlandı.

Kale gol, sandık oy bekliyor. Top bir o yana gidiyor, bir bu yana; kararsız seçmen oyunu hangi ittifaktan yana kullanacağına hala karar vermemiş durumda. Takımlardan birinin hakemin düdük çalmasına az kala topun kendisine geleceğinden emin golcüsü gibi, ittifaklardan birinin adayı da rakipsiz kaldığını seçmenin görüp oyunu kendisi için kullanacağı hissini yaygınlaştırmanın peşinde.

Teşbihimde yanılıyor olabilir miyim?

Elbette yanılabilirim.

Yanılıp yanılmadığımı ancak sandıktan sonuçlar gelmeye başladığında anlayabileceğiz.

Ne kadar yazık.

ΩΩΩΩ  

Reklam

43 YORUMLAR

  1. Rakibinin seçime girmesini mahkeme kararıyla engelle.

    Anayasa hükümlerini keyfine göre yorumlayarak hakkın olmadan seçime katıl.

    Devlet imkanlarıyla seçim kampanyası yürüt.

    Cuma namazından sonra cami avlusunda politika yap.

    Böyle seçim kazananı baṣarılı usta politikacı ilan eden gazeteciler de cabası.

    Türkiye’de muhalafet olmak kolay değil.

    • Almanyada muhalefet olmak çok kolay olsa gerek, dün kaka dediğine bugün ak diyen yeşiller partisine ne dersiniz almancı arkadaş? Maşallah ne nükleer enerji karşıtlığı kaldı ne de kömür, ne iş?

    • Zafiyetinde olanlar o kadar çok ki bunun aynası durumunda bugünler. Her halukarda, muhalefet en iyi şekilde “Akıl*İman Sentezi” kapsamında yapılabilir(di). Ancak ana muhalefetin dokusunda “iman” tüyleri diken diken eden bir nitelik. Mustafa Kemal Atatürk Paşamız şayet biraz ileri görüşlü olsaydı ve bu vahim hatayı yapmamış olsaydı kurduğu CeHaPe’nin beslenme diyetlerinde bu da olacaktı. Olmayınca bu parti vitaminsiz kaldı. Öyle olunca bu niteliği karşı yakada Osmanlı torunları sahiplendi. Ve bugünlere gelindi! Ancak, bir de zafiyetin giderildiğini düşünün!

      ……
      Fırtınada gemi! motor zorlanıyor, ne yapsın kaptan?
      “Akıl*İman Sentezi”! Anadolu için biçilmiş kaftan!
      …..

  2. Altılı masanın adayını belirlememesinin sebebi onun yıpranmaması değil. Ali Babacan bunun gerekçesini defalarca açıkladı ama anlamak istemeyenler hala aynı soru etrafında dönüp duruyor. Bizim öncelikli sorumuz kim aday olacak değil; bu kadar farklı görüşün oluşturduğu muhalefet grubu CBlığını ve meclis çoğunluğunu elde edebilirse ne yapacak, nasıl bir çalışma yöntemi benimseyecek, rolleri, sorumlulukları nasıl paylaşacak, ülkeyi bu zor durumdan nasıl çıkarabilecek vb. gibi daha hayati ve uzun soluklu çalışma / hazırlık gerektiren soruların cevaplarını bekliyoruz. En azından bir parti bu konuda çok sistematik çalışıyor ve diğer partilerin de bu sürece dahil olduğu anlaşılıyor. Bizim kültürümüzde çok alışkın olmadığımız bir yaklaşımı benimsediler, ümitliyiz. Bir başka önemli soru da seçim ve sayım güvenliği nasıl sağlanacak? O masadan uygun bir aday çıkacaktır, Fehmi Beyin tanımladığı şartları sağlayacak değerli isimler var bu ülkede ve biz her kim olursa onu destekleyeceğiz. Çünkü alternatifin (yani mevcut iktidarın) ne olduğunu, nasıl iş gördüğünü ve neler yapabileceğini tereddütsüz öğrenecek kadar yaşadık. Medya lüzumsuz sorular etrafında dolansın dursun, troller görevlerini yapmaya devam etsin, sessiz çoğunluk dişlerini sıktı, sabırla sandığı bekliyor.

    • Akademik arkadaş “… ve biz her kim olursa onu destekleyeceğiz.” derken yine “tıpış tıpış” mı yani, bu ne biat kültürüdür böyle hocam?
      Anlaşılan; tekrardan ekmek amacayı ya da gel bakalım buraya maarreminceyi aday gösterseler yine de oy vereceksiniz, ondan sonra da adam yine kazandı!

      • İktidar bazen nimettir ama her zaman nimet değildir. Adam kazanırsa kazansın, iktidar bu saatten sonra kimseye nimet değil.

      • Sn H. Gayret, Biat kültürü mü oluyor bu şimdi. Acaba? Bu yaklaşımın adını koymak gerekirse bu anti-biat kültürü. Çünkü biat kültürü karşı yakanın tekelinde olan bişey. Biat edilen kişi dörtbaşı mahmur, 4- 4lük kalitede olsa herkes koyun olmağa razı.

        Koyunun bolca olduğu yerde abdurrahman çelebiler tabiri caizse ancak gayretli çoban köpekleri oluyor. “Ender” de olsa ortalıkta dolaşan kurtlar ve hatta sırtlanlar da yok değil, çünkü!

        • İşin acı tarafı “Akıl*İman Sentezi” zafiyetiyle nasıl ki Osmanlı’nın, ve saman alevi gibi tutuşan halleriyle birbiriyle anlaşamayan ve bundan dolayı birbirinin canını okuyan Türk boylarının sonu geldiyse, başka bir deyişle nasıl ki tarihi Türk devletleri, çocuklarının eline kalmış yap-boz oyunları eşliğinde peşpeşe yıkıla kurula zor zahmet durumu idare edebildiyse, geleceği tayin etmeğe çalışan bugünkü siyasi ortamda sonu gelmekte olan AKePe koalisyonu iktidarı aynı durumdadır. “Akıl*İmna Sentezi” zafiyetinde bu durumlar kaçınılmazdır.

    • Peki meclis çoğunluğunu kazanamaz ise tek adam rejimi devam etmeyecek mi?
      Seçilen aday ya iktidar da benim muktedir de benim diyerek ülkeyi bir çıkmaza sürükler se ne olacak .O nedenle aday çok önemli .
      sistem ne olursa olsun sistemi uygulayan çok önem li.

    • 6 yada 8 li masa sandalyedeki lerinde, 80 milyon insanında beklediği CB yada bir baş değil!
      Anlamadınızmı hala?
      Meclisin hepyekün çalışmasını iş üretmesini aş imkanları bulmasını istiyor başta tüm halk!
      Koalisyon önce bunları mı halletse iyi olur?
      Yoksa önce kanun düzen mi gelse de arkasından aş iş kendiliğinden gelir sizce de??
      Dilsiz şeytan misali haksızlığa dahi sesini çıkarmayan kimseden birmedet ummak!!..

  3. BUYURUN SİZE HESAP
    En son açıklanan 54 milyar metreküp doğalgaz rezervinin bize katkısını açıklayayım.
    Normalde ülkemizin yıllık doğalgaz tüketimi yıllık 50 milyar metreküp.
    Son yıllarda istikrarlı şekilde düşüyor.
    Her nasılsa özellikle sanayi üretimi de artıyor.
    Sanayi üretimin artıyorsa elektrik ve doğalgaz tüketiminin de artması gerekir. Haliyle istihdamın da.
    Üretim içinde yüksek teknolojinin payı da %2-3ü geçmediğine göre açıklanan resmi rakamların en azından bazıları yalan.
    Dünden itibaren açıklanan resmi açıklamaları
    yan yana koyun, birbiriyle çelişen en az 10 açıklama görürsünüz.
    Gelelim 54 milyar metreküpün doğru olduğunu kabul ederek yapacağımız hesaba.
    Doğalgazın yarısı zayiat, kalanın da yarısı çıkarma maliyetine gider.
    Kaldı mı elimizde 14 milyar metreküp.
    Şu anda metreküpü 6 TL den 0,35 dolar.
    0,35i 14 ile çarparsan haydi diyelim 5 milyar dolar eder.
    Türkiye’yi 5 milyar dolar bir hafta idare etmez.
    Doğruysa bir haftalık parsal ihtiyacınıza karşılık.
    Ya sonrası?
    Kaldı ki, kategorik olarak, yani peşin-peşin yani hiçbir araştırma yapmadan iktidarın söylediklerinin doğru olmadığını kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.
    “Tanrı bir” diyorlarsa, “Tanrı yok mu? Varsa birden çok mu?” diye sorgulamak gerektiğini düşünüyorum.
    Tabi ki, zarar görmemek için.

    • Tanrı Birdir! yarattığı her zerreyle bire birdir. Tüm tanrılar nihai analizde O’nu anlayamamanın boşluğunda O’na özentinin eseridir. Her halukarda istismar edenin vay haline!

      Ey Y.K.! Senin gibi düşüneni de sorgulamak gerekir. “O’nun bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez” ayetinden ne anlayabiliyoruz acaba? Quantumdan falan bahsedendin bir ara.

      “Akıl*İman Sentezi”nin dominant olduğu bir sistemde yarı yarıya zaiyat olmaz!

  4. Bütün ibreler sayın abdullah gül ü gösteriyor.
    Kayserili messi
    Birde kılışdaroğlu aday tanıtımında “kardeşim abdullah gül”
    diye kürsüye çağırsa……:)

  5. Muhalefette atı alan Üsküdarı geçmiş, yani Sayın Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını ilan etmişken sayın yazarın hala başka aday bulunabileceği şeklindeki görüşleriniz yanlış değerlendirmelerdir. Seçimi muhalefetin kazanma şansı varken Sayın Kemal Kılıçdaroğlu adaylığını kimseye kaptırmaz. Seçimi kazanıncada başkanlık sistemiyle ülkeyi yönetir. Altlılı masadaki diğer ortakların payınada Sayın Erdoğanı devirmiş olmanın mutluluğu yetecektir.

  6. “Dünün nasibine, uluslararası piyasalardaki karşılığının 1 trilyon dolar olduğu vurgusuyla duyurulan Karadeniz’de keşfedilmiş doğalgaz kaynağı düştü.”

    Mağara adamları izlesin dünyadan haberi olsun.

    Diyelim ki Doğal gaz bulduk Türkiye için iyi birşey Şimdi başa Kılıçdaroğlu gelse Türkiyenin menfatine olacak gazı çıkarmıyalım mı diyecek? (siz kafaya yemişsiniz)

    Önceki hükümetlerde gaz, petrol veya başka maden bulduklarında şeçim için kullanmıyorlardı. mevzuyu bahsetmiyorlardı bile tabiki görevin yapacaksın.

    https://www.youtube.com/watch?v=QtiHkQHbn8Q

    Kemal Kılıçdaroğlu sabırlı bir insan. Dikdatörü sabırla yenebilirsiniz. Daha önce erken seçim yapalım diyenler şimdi yenini anlıyor. Hayat şartları bu mağara adamlarını farklı düşünmesine için zaman istiyor.

    Sağlık durumun geldiği duruma bakın.

    Hastanenin acilde muayene olduk doktor bütün gelenlere evinizde ilaç varmı diye sordu. Artık koca devlet ilaç parasını bile ödeyemiyor. En basit ilaç bile ödeme listesinden çıkarılıyor.

    Anasağlıkta Annem ikişer yazdırdığı ilaçları birden fazla yazmıyorlar.

  7. Vallahi her şey bir yana , yani muhalefet ne kadar beceriksiz olursa olsun , bu iktidar ne kadar harikalar yaratırsa yaratsın !!! mutlaka ve mutlaka gitmesi gerekir , çünkü kesinlikle bundan daha kötü , ülkeye , millete bu kadar zarar , ziyan veren bir iktidar asla olamaz !
    Yeter ki gitsinler ,yerine de kim gelirse gelsin , başımızın üstünde yeri var !

  8. Son günlerde seçim sonucu adaylar belirleyecek algısı var. Fakat bir gerçek var ki herkes gözden kaçırıyor. 2018 seçimindeki ekonomik şartlar ile bu günün şartları arasında dağlar kadar fark var. 2018 seçimlerin ekonomi iyi olduğu halde Bu durumda seçmen için adayın ne önemi var ki? Sonucu etkileyecek diğer önemli bir konu ise takımların rakip kaleye atacağı goller değil kendi kalesine atacağı goller maçın sonucunu belirleyecektir.

  9. Eğlence vergisiyle ilgili açıklamaları için Yahya Özal kardeşimize teşekkür ederiz.
    Evet, Yahya Beyin dediği gibi 20 yıldan beri ülkeyi yöneten iktidarın aklına bu vergileri kaldırmak , seçime 6 ay kala aklına geldi , çünkü bunlar belediyeye gidiyor , kendi belediyelerinin de canı yanması pahasına ağırlıklı olan muhalefet belediyelerinin çanına ot tıkmaya çalışıyor .
    Ama KDV .yi kaldırmıyor , çünkü o kendilerine yani devlete gidiyor !
    Peki bunu gören( görmesi de gereken ) bilinçli, dürüst , gerçekçi seçmenin ne yapması lazım , herhalde cevap vermeye gerek yok !
    İşte bizdeki siyaset anlayışı , bizdeki demokrasi , bizdeki seçim ,ülkeye millete hizmet anlayışı, iktidar anlayışı… bir tek bu hareket her şeyi fazlasıyla anlatmaya yetiyor da artıyor bile !
    Demokrasi, ancak gelişmiş toplumlarda verimli olabilir .

  10. GOLLER MAALESEF MİLLETİN KALESİNE
    İktidar da, muhalefet de maalesef millet adına ve milleti temsilen karşısındakinin/rakibinin değil, milletin kalesine atıyor.
    Milletin kalesine gol atmaya gelince tam da sayın KORU’nun istediği Messi gibiler.
    Ceza sahasından zaten affetmiyorlar.
    Frikik, korner, nereden olsa hatta kendi sahalarından bile. Veee file.
    Top filelerde zerre miktar toz bırakmıyor.
    Fileler pırıl pırıl.
    Milletin pazar filesine gelince, filesine değil nereye idi?
    “1 trilyon dolar” a gelince,
    Zaten bir tereddütüm yoktu da, “diploma” konusunda hiç kimse, hiçbir belge fikrimi değiştiremez.
    Yandaş basında bir gün, Trakya’da bir kuyuda 20 trilyon metreküp doğalgaz bulundu diye haber çıkmış, bunun da propagandasını bir öğretmenimiz yapıyordu.
    Ben de bu öğretmene “Rusya’nın tüm rezervi 54 trilyon metreküp. Yani Rusya’nın rezervinin neredeyse yarısı bir kuyumuzdan çıkacak öyle mi” deyince öylece kalmıştı.
    Atatürk Barajının maliyeti 2, 5 milyar dolar.
    Osmangazi Köprüsünün maliyeti bir(1) milyar dolar.

  11. Sonunda artık yorumculardan aklı selim sahipleri ağırlıkta olduğunu görüyorum, geç de olsa sevindirici bir durum, aklı başında bir insan bunu nasıl kabul eder, hem Cumhurbaşkanını halk seçecek, hem de Türkiye’nin en üstünde bulunacak Cumhurbaşkanı 6 tane oyları yerlerde sürünen adamların emrinde olacak ve onlar ne derse onu yapacak. Birbirine 180 derece karşı kutuplardaki insanlar, kimi devletçi kimi özel sektörcü, kimi dini törpülüyor, kimi dindar geçiniyor, bu kişiler ortak noktada anlaşacaklar ve Cumhurbaşkanına şunu yap bunu yap diyecek, ALLAH bu memleketi korusun.

  12. Sn. Yazarımızın, konusu cumhurbaşkanlığı seçimi veya açık ya da zımni Abdullah Gül olan yazılarına genellikle yorum yazmışımdır. Bu sebeple bugünkü yazısı da bana, muhalefetin Messi’si v.d. olarak saklı bir halde Gül ismini çağrıştırdı ve ben, FK’nın arama motoruna Abdullah Gül yazdım, konusu Gül olan yazılar karşıma bir bir döküldü. Bugünkü yazısının anlam ve önemine(!) binaen iki yorumumu alıntılayarak linkini aşağıya bırakıyorum. Zaman geçse de değişmeyen, halini/durumunu muhafaza edebilen durumlar olabiliyor

    http://u0i.626.myftpupload.com/erken-secimin-onundeki-engel-ortadan-kalkti-abdullah-gulun-adayligina-chpden-kirmizi-kart/#comments:~:text=Muhalefet%20partileri%20(g%C3%BC%C3%A7lendirilmi%C5%9F,iseler%20akl%C4%B1n%20ve

    http://u0i.626.myftpupload.com/chpden-ve-yakin-cevresinden-yukselen-abdullah-gul-karsiti-sesler-siyasi-akildan-yoksun/#comments:~:text=ger%C3%A7ekten%20zor%3B%20cumhurba%C5%9Fkan%C4%B1%20aday%C4%B1%20olmay%C4%B1%20istemekle%20partililerini%20mi%20sevindirsin%2C%20kar%C5%9F%C4%B1%20ittifak%C4%B1n%20m%C3%BCntesiplerini%20mi%3F%20Ya

    • Hasan bey konuyla ilgili bir görüşünüz varsa memnuniyetle istifade ederiz, yoksa temcit pilavına gerek yok…

  13. Bir faninin bir koltuğa yakışıp yakışmadığını,
    yada kadı postuna oturma ehliyetinin bulunup bulunmadığını tespit etmek mi?
    Veya durumu, içinde bulunduğumuz cendereyi anlayıp! afişe etmek mi??
    -Enerjinin bu kadar pahalı olduğu bir dönem de 50 krşluk maydanozu 1000 km öteden getirten kafa sana,
    Evinin arkasında yada çatında balkonunda maydanoz ektirir mi??
    -Yollara tunellere köprülere vapura trene kargoya uçağa bu kadar yatırımı “on sene önceden” yapan ve başına deli dumrulu koyan agalar beyler,
    Eşek arabasıyla sana yolda gitme izni verir mi?
    -Binaaleyh,
    30 yıl önce yaptırmam ettirmem geçirtmem diyen kafayı gün gelir akarte eder emperyaler!
    hiç acımazlar ezerler!
    Ve hepsini birden öyle bir zaman diliminde yaptırmakla kalmaz,
    10 senede verdiklerini 49 yıllığına! Taksit taksit!..
    Anlayana!!

    • Ekonomi deyince yılsonunda masanın kenarına ilişip,
      Üj verme 3,25 olsun!
      Hayır 3,50 isterim kafası ile nereye kadar?
      Masaya oturttuğun adamın aylığını kim veriyor?
      -enflasyonun düşmesini istediklerini, düşmesinin kime ne faidesi olduğunu!!!
      Bir araştırdın mı, araştır bakalım?
      -asgari ücrettende aşağıda (hatta belkide açlık sınırının da) emekli aylığı alan vatandaşın
      kaç kişi X eşi= 2 katı piskevit
      Araştırp açıkladınmı?
      Çalışanların yüzde kaçı asgari ücretle çalışıyor?
      Harçlar vergilerde aynı zamanda’!!!
      Aynı oranda artırılınca!!!!…
      Aynen devam aynen devam, iyi gidiyonuz😡

  14. Dün internet gazetecilerinin temsilcileriyle bir araya gelen Kılıçdaroğlu’nun, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı konusunda söylediği sözler kafaları daha da karıştırdı.
    Açıklamalarında daha önce gündeme getirdiği konuları tekrarlayan Kılıçdaroğlu’nun sözlerinin arasında en dikkat çekici olanı şu iki cümleydi:
    28 Şubat 2022 tarihinde kurulan 6’lı masa, 10 ayda tam 10 kez bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamasına göre bu 10 toplantıda bir aday üzerinde birleşilememiş. Dahası, 6 aday bile çıkabilirmiş. Anlayacağınız ucu açık… “Hiçbir şey bilmiyorum” diyor Kemal Bey. O zaman belki şu soruların cevabını biliyordur:
    – Peki 6 lider 10 toplantıda ne konuştu?
    – Aylardır adaylar üzerinde tartışıp şimdi çoklu aday tartışması açmak seçmende hayal kırıklığı yaratmayacak mı?
    – Madem bir aday çıkaramayacaksınız, Türkiye’nin gündemini neden meşgul ediyorsunuz?
    – Daha bir isim belirleyemiyorsunuz, Türkiye’nin temel meseleleri konusunda nasıl uzlaşacaksınız?
    – Erdoğan düşmanlığı dışında hiçbir ortak noktası olmayan, Türkiye’yi daha ileriye taşıyacak tek bir projesi bulunmayan 6’lı masaya bu millet neden oy versin?
    Bu sorular uzar gider.
    Benim zaten hiç ümidim yoktu ama muhalif seçmenin de artık bu 6’lı masadan bir sonuç çıkmayacağını anladığını düşünüyorum.

      • Ne mutlu size ahmet bey, böylesine sefil bir muhalefetimiz olmasaydı hakikat güneşini ara ki bulasın?

  15. Kader agini Abdullah gul icin bi daha oruyor diyorsunuz. Abdullah gul, baykal in onerisiydi. baska carede kalmadi gibi. imamoglu siyasi yasakli olunca yapacak baska birsey yok. zaten gulde siyasi yasaklilar adina secime girme konusunda tecrubeli diyorsunuz. hayirli olsun.

    • Dur yolcu!
      “Abdullah gul, baykal in onerisiydi.” demişsiniz ama bu tam olarak ne zaman yaşandı ki?
      Bizim bildiğimiz tam tersi çünkü:
      “Aday olma! Aday olma! Olma aday! Olma aday!”
      Şimdi sizce bu bir adaylık teklifi mi?
      Öffff…

  16. Sayın yazar “Yanılıp yanılmadığımı ancak sandıktan sonuçlar gelmeye başladığında anlayabileceğiz.” buyuruyor;
    o kadar beklemeye bile gerek yok, dodurga seçim sonuçlarına bakmak yeterli, ama illaki bekleyip görelim derseniz, bence 2028 yılını bekleyin:)

  17. Bugün kitap okurken okudugum yerin MASA 6 +1 ile ne kadar örtüştüğünü düşündüm.
    Manevî tevatür derecesinde bir şöhretle, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Ebu Bekiri’s-Sıddık ile, küffarın takibinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gàr-ı Hira’nın kapısında, iki nöbetçi gibi iki güvercin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi, hârika bir tarzda, kalın bir ağ ile mağara kapısını örtmesidir. Hattâ rüesa-yı Kureyş’ten, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ın eli ile Gazve-i Bedir’de öldürülen Übeyy İbn-i Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: “Mağaraya girelim.” O demiş: “Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki, Hazret-i Muhammed tevellüd etmeden bu ağ yapılmış gibidir. Bu iki güvercin işte orada duruyor, adam olsa orada dururlar mı?”
    Allah habibini çok zayıf olan örümcek ağı ile koruyor.Yüzde 150 enflasyon olan ve ekonominin alt üst oldugu ülkede iktidar hala 1.ve muhalefetin adayi yok.acaba diyorum muhalefetin örümcek ağıda hırs,makam ,dünya menfaati ve kendi aralarındaki çekişmeler gibi şeyler mi? Allahin erdogana yardim ettigini hala göremiyormusunuz?Ya bu şekil 😊yada akıl akıl diyenlere …bu ittifakî sabote eden içte birileri var.sizce hangisi.?

  18. iktidar yapması gerekenleri yapıyor muhalefet ne yapıyor? ne yaptıklarını kendileri de bilmiyor zaten, onu savunanlar da Osmanlı’nın yıkılmasına neden olan “hürriyet gelecek, her şey çok güzel olacak” havasında. Allah gözlerindeki perdenin kalkmasını ve hakikati görmeyi nasip etsin böylelerine.

  19. Didem hanıma mutlu yıllar dileğiyle;

    Siyasi partiler ilginç bir başkalaşım yaşıyor. CHP, örgüt solcularının, küreselcilerin ve Dersim hiziplerinin kontrolünde. Atatürkçü ve milletçiler pasif, sahipsiz ve etkisiz konumdalar.

    İYİ Parti, kritik dış politika konularda CHP’den ayrışıyor. Libya, Irak, Suriye, Azerbaycan tezkerelerinde farklı tutum alarak bunu gösterdi.

    Cumhur İttifakı’nın siyasal söylemi ve AK Parti hükümetinin uygulamaları, büyük oranda İYİ Parti tabanında karşılık bulmaktadır. Bu siyasetin tesirinin azaltılması için Akşener, yüksek dozda Erdoğan karşıtlığı yapmaktadır.

    İP’in durumu ne CHP’ye ne de MHP’ye benzer, kurumsallaşmasını tamamlamış bir parti değildir. Parti oy kaybetmektedir. Parti’nin birkaç puan daha gerilemesi büyük bir tedirginlik oluşturabilir.

    CHP, Batılı devletlerden bir tecrübe kopyaladı, çıkarlarına hizmet etmeyen kişinin değer çarpanı sıfırdır. Akşener-İmamoğlu-Kılıçdaroğlu çatışması CHP nezdinde İYİ Parti’yi güvenilmez ortak konumuna getirdi.

    100 yıllık tecrübesi ile CHP kurumsalı bu tarz manevraları kolay hazmetmeyecektir. İYİ Parti bu seçime giderken bir önceki seçimde olduğu gibi varlık-yokluk riski ile karşı karşıya kalabilir.

    İYİ Parti’yi zor günler bekliyor. Kırk katır mı, kırk satır mı?

    Göreceğiz.

  20. Türkiye siyasetinin bölünmüşlüğünden bahsedilir. Doğrudur. Bu bölünme sağ-sol bölünmesinin ötesindedir.

    Birinci grup: ‘İstiklâl-i tam’ düsturuyla büyük devlet olmayı, kendi tarihi, kendi kültürü ve kendi değerlerinden ilham alarak gerçekleştirmek isteyenlerden oluşur.

    İkinci grup ise: Yüzyıl önceki mandacılığın yeni sürümü olan, küresel liberal çeteler ve füzyona uğramış Batılı sol ve marjinal ekollerine teslim olmaktan başka bir yeteneği olmayan gruptur.

    Sömürgeye maruz kalmış milletler, İngiliz, Fransız ya da Amerikalı olmadan büyük düşünemezler. Devlet yönetmek, ekonomi yönetmek büyük iş olduğu için de ihale, CHP’nin Amerikalı danışmanı Jeremy Rifkin’e kalmıştır.

  21. Sayın hocam! madem bu gün futbolla kıyasladın, bende futbolla yorum yapayım.
    Bu maçı muhalefet kazanmayacak, iktidar kaybedecek. ……….

  22. “ADAY KİM OLACAK?” sorusunun cevabından çok KÜRESEL POZİSYONUMUZ NE OLACAK SORUSUNUN CEVABI ARANMALI…
    Çünkü Erdoğan dışında şu an ki ÇİZGİYİ sürdürecek bir isim 6’lı masada görünmüyor.
    Başkan Erdoğan’ın kaybetme ihtimalini çok zayıf görsem de MASA’nın kazanması halinde Türkiye’yi nereye götüreceği bilinmeli. EN azından tartışılmalı…
    Herkesin verdiği OY’un nereye gideceğini bilmek hakkı.
    Bence isimleri bırakıp biraz buraya kafa yormak gerekiyor sanki…

Yoruma kapalı.