Muhalefet iktidara her zamankinden daha yakın.. İktidar ve muhalefetin seçim sonrası ödevleri…

35
Reklam

Depremler sonrasına hakim olan hava ülkemiz siyasetinin ne kadar kabadayı üsluplu olduğunun da ilanı.

Kabadayı sözcüğü yerine doğrudan kaba sözcüğünü de kullanabilirdim.

Devletin yönetiminde yer alan siyasilerin ağızlarından dökülen ‘hain, adi, alçak, şerefsiz’ gibi sıfatlar beni böyle bir düşünceye sevk ediyor.

O sıfatların hedefi muhalif siyasiler midir, öyle deniliyor, oysa o hakaretlerden en çok depremde bütün hayatları sarsılan geniş kitleler rahatsızlık duyuyor olmalı.

Sebebi açık: O hakaret sözcükleri üzerlerine yağdırılanların deprem sonrası yönetimine dair eleştirileri bizzat depremzedelerden yükseliyor…

“Devlet nerede?” diye soranlara ‘şerefsiz’ denildiğinde, “Çadır bekliyorum, hala gelmedi” çıkışını yapan da o çirkin sıfatın kendisi için kullanıldığını düşünecektir.

Nitekim algı o yönde.

Konu beni artık tarihi iyice yaklaşan seçim ve seçim sonrasıyla ilgili  senaryolar bakımından daha fazla düşündürüyor. 

Reklam

Türkiye seçime, son 20 yılın hiçbir seçiminin öncesine benzemeyen çok özel şartlarda gidiyor. İktidar kendisine seçimi yeniden kazandıracağını düşündüğü hazırlıklarının artık işe yaramadığını görmeye başlamış gibi. Üslubun sertleşmesi tamamen bu durumla ilgili. 

‘Emeklilikte Yaşa Takılanlar’ (EYT) kitlesini memnun ve kendisine oy verecek hale getirse, bir ay önce maaşlarına zam yaptığı memurlar ve emekliler ile asgari cüretlerini artırdığı işçilere tam seçim öncesinde bir miktar daha mali takviyede bulunsa bile durumun değişeceğini sanmam.

Yunan bakanı Mısırlı bakanın ziyareti izledi, ABD’nin bir bakanı da ülkemize geldi. Cumhurbaşkanı, başbakan düzeyinde konukları da oldu iktidarın. Gelemeyenlerle de telefonla görüşüldü. Hükümetin son beş yılına damga vurmuş dış politik tercihlerden vazgeçilmesi başka bir zaman olsa seçmenlerde sempati oluşturabilirdi. 

Her seçim öncesinde iktidarın iftiharla kullandığı duble yollar, sağlık alanına getirilen kolaylıklar, belediyelerinin hizmetleri on ili içine alan depremler sonrasında kullanılamaz hale geldi.

Bir gün öncesine kadar depremle ilgili eleştirileri en ağır sözlerle kınayan AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dün, depremi takip eden iki-üç gün içerisindeki başarısız performansları için milletten helallik isteme ihtiyacı duydu.

Onun helallik istemesi, AK Parti ile MHP’nin deprem ile ilgili düne kadar sürdürdüğü propaganda söylemini kullanılamaz hale getirdi.

AK Parti’ye AK Partililerin bile oy vermesini zorlaştıran gelişmeler bunlar.

Kamuoyu araştırma şirketleri deprem öncesinde Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki oy dengesini birbirine yakın buluyordu; her ayın sonunda yapılan araştırmaların bu aya ait olanında -tabii deneklere siyasi sorular da yöneltildiği takdirde- dengenin tepetaklak olduğunun ortaya çıkmasını hiç şaşırtıcı bulmam.

Reklam

Seçim kampanyasında oy talep ederken hangi başarısını öne çıkartabilir iktidar cephesi?

Muhalefetin deneyimsizliği, iş bilmezliği gibi nitelemeler de artık pek işe yarayacağa benzemiyor. Çünkü depremde -bazı AK Partili belediye başkanları görmediklerini söyleseler bile- muhalefetin belediyeleri ile muhalif kesimlerin desteklediği sivil girişimler en ön saflarda yer aldılar.

Ve böyle bir ortamda 2,5 ay sonra sandık başına gidilecek, öyle mi?

Bu 2,5 ay içerisinde ne olacak da seçmenlerin şu andaki tavırları iktidar partileri lehine değişecek?

Seçmeni etkileyebilecek hemen her unsuru alta alta üst üste koyuyorum, bu soruya mantıklı bir cevap bulamıyorum.

Demokrasilerde böyle durumlar çok sık olur: Partiler iktidara gelirler, partiler seçimi kaybeder ve iktidarı rakiplerine terk ederler.  Mahkeme kadıya mülk olmadığı gibi, ülkeler ve devletlerin de tapusu partilere ait değildir.

Türkiye’de de öyle olmadı mı?

Cumhuriyet’i kuran partiydi CHP; Cumhuriyet’in ilk iki cumhurbaşkanı aynı zamanda CHP’nin de genel başkanıydılar. Tek partiden çok partili sisteme geçildi ve CHP, iktidarı, rakibi Demokrat Parti’ye bırakmak zorunda kaldı.

Askeri müdahalelerle demokrasiye ara verildiği dönemleri çıkartırsak, özgür seçimler çoğu zaman iktidar değişiklikleri de getirmiştir ülkemizde.

O sayededir ki, hakkında “Muhtar bile olamaz” manşetleri atılan Tayyip Erdoğan hem başbakan oldu hem de bugün cumhurbaşkanı.

Depremlerle karşılaşılmasaydı da büyük ihtimalle iktidar değişikliği yaşanacaktı, ancak depremler seçmenlerin karar vermelerini daha da kolaylaştırdı.

Şimdiki tablo, iktidara da onun yerini almaya hazırlanan muhalefete de görevler yüklüyor.

İktidar partilerinin iktidarda olmayabilecekleri döneme kendilerini hazırlamaları şart. Başka demokratik ülkelerle geçmişte bizim ülkemizde olduğu gibi pürüzsüz bir geçişle değişim gerçekleşmeli.

Muhalefet partileri de, ekonomik sıkıntılar ve dış politikada yaşanan sorunlara ek olarak depremin getirdiği ek yükü üstleneceklerini unutmadan kendilerini yeni döneme -iktidar olabilecekleri döneme- hazırlamalılar.

Cumhurbaşkanı adayı için, yalnızca seçilebilecek biri olma özelliği yeterli değil. Ülkenin bugün karşı karşıya bulunduğu sorunların üstesinden gelinmesini kolaylaştıracak özelliklere de sahip olmalı belirlenecek aday.

Seçmen karşısına güven telkin edecek bir görüntüyle çıkabilmeli muhalefet.

Önyargıları bir tarafa bırakarak, bütün eğilimlerin desteğine layık bir kadroya dönüştürmeli kendisini.

Milletvekili adaylarını belirlerken ulufe dağıtır gibi aday belirleme alışkanlığını bir tarafa bırakıp ülkede sistemi anayasa değişikliğiyle yenileyeceği düşüncesiyle yeni Meclis’in nitelikli üyelere sahip olmasını sağlamalı.

Kurucu Meclis özelliği kazanacak yeni dönemde TBMM…

CHP ve İYİ Parti liderleri aralarındaki üslup farklılığını ortadan kaldırma amacıyla dün bir araya geldiler.

Umarım, küçük hesapları bir tarafa bırakmışlardır.   

ΩΩΩΩ

Reklam

35 YORUMLAR

  1. Akpartinin seçim kampanyasında oy getirecek hangi hizmetleri anlatabilir?

    Hiç bir hizmet anlatmayacak, tek bir cümle anlatacak “Türkiye’yi baştan aşağı yeniden yapacağız, sadece İstanbul’da 1,5 milyon depreme dayanıklı bina yapacağız, Kahramanmaraş ve Hatay merkezli deprem bölgesinde hasarlı ve tıkılan binaların yerine dayanıklı yeni binaları yapmaya başladık bile. Yurdun dört bir yanı şantiye olacak.

    Ey milletim an itibarıyla yıkım sürecini tamamlamış bulunuyoruz! türkiye yüzyılında yeni bir türkiye inşaa edeceğiz!

    Oylarınızı verin yeni Türkiye’yi görün!

    Nasıl olsa alkışlayacak yüzde 30’luk hazır bir kitle var.

  2. https://mobile.twitter.com/Haber/status/1630567182236041218

    Bu videoda İsmail ağa cemaatinden iki sakallı cüppeli vatandaş video çekip yayınlamışlar. Videoda gayrı Müslim bir cemaatin deprem zedelere çorba ve yemek dağıtmalarını ve etrafı temizlemelerini anlatıp ismailağa hocalarını yardıma çağırıyorlar.

    Tam cüppeli’k bir mevzu. Bu adamlar nasıl böyle kör olabiliyorlar. Dünya yardıma gelmiş görmüyorlar da bir grup iyi insanı çekiştiriyorlar.

  3. Erdoğan’ın helallık isteği hakaret ettikleri için de geçerli mi?

    Erdoğan kader planlaması diyerek önce sorumluluğu Allah’a yüklemek istedi…

    Sonra Kızılay çadırları nerede diyenlere hakaret etti…

    Şimdi de geç kalındığını kabul edip helallik istiyor.

    44 binin üzerinde insan hayatını kaybetti.

    Yüz binin üzerinde insan yaralandı.

    Milyonlarca insan bir anda yoksul ve barınaksız duruma düṣtü.

    Ülkede bir tane siyasetçi sorumluluk yüklenip istifa etmiyor.

    Siyasette istifa etmek onurlu bir davranıṣ olarak kabul edilir.

    Peki böyle bir durumda ülkenin en sorumlu siyasetçisinin istifa etmeyip helallik istemesini nasıl değerlendirmemiz lazım?

  4. Muhalefet iktidara her zamankinden daha yakın.😂bi adayı belirlese…işte aday yok.aday bi açıklansın bak gör sen muhalefeti😂
    Bu arada aday da sağır sultanın bile duydugu bildiği ya bay bay kemal ..ya imamoğlu..yada yavaş…heyecana bak…😂

  5. Seçimin sonucu belli olmuş ve muhalefet kazanmış gibi bir yorum yapmışsınız sayın Koru..
    Ama bu seçimi, öncekilerden daha büyük bir farkla kazanacak Erdoğan..
    Çünkü muhalefet liderleri içinde Türkiye’yi (dünyada geldiği noktayı gözönüne alırsak) yönetebilecek bir lider yok ve zaten ondan dolayıdır ki; bir türlü aday belirliyemiyorlar..
    Saygılar..

    • Demek sen de depremde ihmalkarlığın sonucu ölen bunca insanımızın günahına ortak olmayı göze alacabilecek bir oy kullanacaksın

    • Çok doğru diyorsunuz muhalefet halen daha Türkiye’nin geldiği düzeyin farkında değil dolayısıyla Türkiye’yi hangi kafayla yönetecekleri aşkar ortada, ne teknolojiden haberleri var ne ekonomiden ne dünyadadan seksenli doksanlı yılların kafa yapısı var bu adamlarda.Kendi ülkelerini tanımıyorlar kendi ülkelerinin katettiği mesafelerden haberleri yok.

  6. Helallik dileme , ” Hesapsız içtenliğin , paylaşılan acının , iyileşme gayretinin ” bir ifadesiymis!
    Vay vay vay !
    Acziyetin , beceriksizliğin , ihmallerin , siyasete alet etmenin suçlusu da herhalde muhalefet oluyor !
    Kör kör parmağım gözüne!
    Haksızlığı görmeyen ve göz yumanlar da öbür dünyada , en az sorumluları kadar hesap vereceklerdir , bunu da herkese hatırlatırım !
    Işin en acı tarafı da bu memlekette , yaptığına pişman olan , “aldandik , bilemedik , kandırıldık
    ” diyen başkaları ise hapse giriyor !
    Tam da Nasrettin Hocanın fıkralarına benziyor !

  7. TESPİT EDİLECEKMİŞ
    “Hükümet istifa” demek provakasyon imiş.
    Ve bunu diyenler tespit edilmeliymiş.
    Tespit etsen ne olur
    Ateş olsan ne yazar.
    Silivri’nden de,
    Sincan’ından da,
    Şakran’ından da korkmuyoruz.
    Ölümden de korkmuyoruz.
    Tehtidi iletişim aracı olarak sadece va sadece “korkaklar” kullanır.
    Ülkenin emniyet güçlerini bu tür şahsi ve ditatoryal istekleriniz yerine asayiş için kullansanız bence daha isabetli olur.
    Örneğin doğal afetler için kullanılması gereken çadırları para ile satanları takip ettirmeniz daha isabetli olur.

  8. Tayyip Erdoğan’ı çok önemsemek lazım işin mutfağından gelmiş siyasetin sürprizlere hazır olun, Kemal Bey adayı olursa kesinlikle vermem ömrümde sola oy vermedim vermem de diyen bir sürü insan var. sağ kesime hitap edecek ortak adaya ihtiyaç var.

  9. sayın erdoğan yine helallik istemiş.
    her şeyi yanlış yapıp sonra helallik istemek ne demek oluyor anlamlandırmaya çalışıyorum. istanbula ihanet ettik demişti, etmeseydiniz keşke, darbe girişimi sonrası da yine ekranlardan helallik istemişti,
    ya istemediği helallikler?
    önemli bulduğum helallik dilemesi gerektiğini düşündüğüm bir iki tanesi

    suriye meselesi mesela.
    suriyeyi dizayn etmeye, esatı devirmeye kalkan abd nin yanında olanlardan biri de sayın erdoğandı.
    bir iç savaşın bilançosu var onun önünde de, abd başkanı kadar.
    milyonlarca insan öldü, kalanlar yurtsuz, evsiz kaldılar, on binlerle çocuk kayboldu.
    ülkemize faturası onlarca şehit, milyonlarca göçmen, milyarlarca dolar.

    hendek olayları mesela.
    hiç kimsenin ne konuşulduğunu bilmediği bir çözüm süreci,
    birileri sesini çıkarmadığı için yolların, şehirlerin altı kazılmıştı.
    binden fazla ortalaması 25 yaşında genç askerimizi bu hataların temizlenmesi için şehit verdik, ardında her yerde patlayan bombalarla yüzlerce vatandaşlarımızı kaybettik.

    ekonomik kriz mesela.
    hazinenin başına getirdiği damadı Allah sonumuzu hayır etsin diyerek bir mesajla işini gücünü bıraktı,
    hazinemiz boştu,
    para piyasalarında iyi bir ismi olan yönetici, bir gece yarısı nedeni dahi açıklanmadan görevinden alındı,
    sayın erdoğan her konuşmasında mealen merkez bankası benden sorulur dedi bir ülkenin merkez bankası özerk olmalıdır, olmayınca itibar sorunu ortaya çıkar nitekim çıktı, uzun zamandır sürdürülen yanlış politikalar, yaptım oldular, belirsizlik, ön görülemezlik ve sermaye ülkeyi terk etti. para bulmakta zorlanmaya başladık, çok yüksek faizlerle borçlanabiliyoruz. ekonomi bir enkaz haline geldi.
    paramız pul oldu ve enflasyon ülkeyi yoksullaştırdı.
    şimdi halk çocuğuna süt alamıyor.

    israflar mesela.
    halkın parasıyla halkın ihtiyaçları yerine yaptırılan halen bir servete mal olan saraylar, yazlık saraylar, büyük bir servete mal olmakta olmaya devam eden katar katar dünyanın en pahalı araçları, dünyanın en pahalı uçakları. ormanlar yanarken aklı olan herkes cumhurbaşkanı hangarını ayıplamıştı değil mi? onun onlarca uçağı alım ve bakım masraflarıyla sıkıntı edilmezken yangın uçakları sıkıntı olmuştu.
    ağaçlardan da helallik almak gerekmez mi?
    yoksa onlar da kader kurbanı mı?
    tanrı mı suçlu yine?
    kızdıracağız bu gidişle…

    şimdi, şehirler tarumar oldu, on binler öldü.
    kalanlar, evlerini, işlerini ve yakınlarını kaybettiler.
    aileler çocuksuz kaldı, çocuklar ailesiz.
    acaba diyorum, sayın erdoğan, 20 yıldır ülkeyi yönetiyorum, son 10 yıldır her gücü elimde tutuyorum, bazı cumhurbaşkanlığı kararnameleri çıkarıp, bu rüşvet ve yolsuzluk düzenine izin vermeyecek şekilde düzenlemeler yaparak böyle ağır bir felaketten çok daha az zararla çıkabilirdik belki bu inşa ettiğim yeni sistemle en azından yeni binaların yıkılmasının önüne geçebilirdik, çok daha az insan ölebilirdi diyor mudur?
    umarım bu helallik dileğinin altında oy telaşı değil,
    biraz vicdan muhasebesi vardır.

    ülkenin yakın geleceğinde bu günleri çok arayacağımızı düşündürecek bazı potansiyel sıkıntılar var, umarım herkes aklını başına alır.
    “Demokrasilerde böyle durumlar çok sık olur: Partiler iktidara gelirler, partiler seçimi kaybeder ve iktidarı rakiplerine terk ederler. Mahkeme kadıya mülk olmadığı gibi, ülkeler ve devletlerin de tapusu partilere ait değildir.”
    bizim coğrafyamız koltuğunu ve iktidarını terk etmek istemeyen mahkemelerin kadıya mülk olmadığını bilen ama devletlerin tapusunu kendine ait sanan,
    ne pahasına olursa olsun koltuğunda kalmak isteyenlerle dolu.
    kendilerinin ve ülkelerinin, cahil toplum ve gelişmemiş bilinçlerin acı sonları ortada.
    mevcut iktidarımızın sandık sonuçlarını tanımayacağını düşünen, gitmemek için direneceğini öngören çok ciddi bir kitle var.
    umalım haklı çıkmazlar.

    • Merak etmeyin seçim sonucunu kabullenmek zorunda kalırlar çünkü geçen sefer yeltendiler , halk gereğini İstanbul seçimlerinde gösterdi.Bu konuda hiç tereddütüm yok.
      Evet demokratik bir ülkedeyiz herkes yaptığının hesabını vermeli ve verecek demokratik yollar ile .İşler iyiye gidiyor mu hayır deprem tuzu biberi oldu. Peki gelecekler bu sorunlara hazırlıklı mı altından kalkabilir mi ? hiç zannetmiyorum , görünüş pek hazırlıklı olduklarını göstermiyor.
      Seçim zamanında göreceğiz halk nasıl bir tepki verecek , 99 depremi sonrası olduğu gibi iktidarı silecek mi yoksa makus talihim bu denize düştüm yine SN erdoğan a mı sarılacak bekleyip göreceğiz.

      • ben de iyimser olmak istiyorum. gittikçe sertleşen üsluba, otoriterleşen tavırlara, alınan yasaklama ve kısıtlama kararlarına, açılan davalara bakınca zor olsa da.

        bulutlara bakarak kıyas yapamayız ahmet bey.
        vahiy de inmeyeceğine göre.
        her ne kadar ülkenin IQ ölçümü ümit vaat etmese de hatta düşüş olduğunu gösterse de yine bir şeyleri kıyas üzerinden yapılması gerektiğini akıl edebiliriz, başka bir yol yok,
        bu iktidar geçmişte beğenmediğimiz iktidarları bile arattı değil mi?
        dün yazdım daha, kısa dönemli beğenmediğimiz iktidarlar bizi dünyanın 17. ekonomisi yapmıştı mesela. bırak ilerlemeyi geri gidiyoruz. dünkü iktidarları beğenmeyenler, yani sen, şimdi kalkmış muhalefet için pek hazırlıklı görünmüyor diyorsun.
        mesela onlar yine seni en azından 17. ekonomi yaparlar bu hazırlıksız halleriyle bile.
        yine ve yeniden.
        bir araya gelmez dediniz, geldiler. bir arada kalmaz dediniz, kaldılar. anlaşamaz dediniz, anlaştılar. kimsenin itiraz edemediği haklar, özgürlükler, adalet esas alınan bir yol planı ortaya çıkardılar. geriye sadece aday belirlemek kaldı, bu denli önemli bir makam için hesapların olması doğal değil mi? anlaşmazlıkların olması pek tabii değil mi?
        bir muhalefet güzellemesi yapacak değilim sadece kıyas yapıyorum ve bugüne göre 100X daha iyi yöneteceklerinden de hiç şüphe duymuyorum.
        halk sayın erdoğana sarılmayacak. zaten kendisine duyulan güvenin tamamını verilen oyunun yarısını kaybetmişti.
        deprem olmasaydı yine kazanma şansı yoktu.

        şimdi % 30 oya bakıp nasıl oluyor? diyorsun.
        çok anlattık.
        uzun yıllar süren iktidarların her zaman bir % 30 ları olur. bu ülkede 4,5 milyon insan yardım alıyor. parti yardımı gösteriliyor. biz gidersek alamazsınız diye sindiriliyorlar. aşağıda parti kanalıyla işe girenleri hesapla. yukarıda parti kanalıyla ihale alanları, nemalan kesimi hesapla. besin zincirinden saadet zincirine, yardım alan kitleyi ekle, topla.
        ülke ne hale gelirse gelsin, bu oy oranı değişmez.
        20 yıllık bir birikim bu.
        erdoğanın sevenleri mi var?
        diktatörlerin yönettiği ülkelerde bile onların gidişine ağlayan bir kitle yok mu? hala stalinlere, hitlere, lenine bile özlem duyanlar yok mu?
        sosyal medyada ruj nasıl sürülür videosu çekenlerin (ki bazıları erkek) bile yüzbinler takipçisi yok mu?
        etkili konuşanların, güzel bakanların milyonlarca hayranı yok mu?
        herkesin seveni olabilir.
        lakin ülkenin geldiği hale bak!
        ekonomisine, parasına, tarımın hayvancılığın geldiği yere, kurumların işleyişine, eğitime, hukuka, yargıya, kutuplaşmaya bak!
        yaşadığı ahlak çöküşüne bak.
        kim mutlu?
        sen bulunduğumuz yerde mutlu musun?

        • tabiki mutlu değilim mukayese için ölçü lazım ölçü de icraatları olacak.İnsallah iyi yönetirler kim ister kötü yonetilmeyi sorarım size?

          • 20 yıldır oy veren siz değil misiniz?
            soru sormak yerine, muhasebe yapın.
            vicdanınıza danışın.

    • bugün tesadüf bir astroloğun paylaşımına denk geldim, özellikle takip etmiyorum ama denk gelirse hiç kaçırmam, okuyorum.
      diyor ki;
      satürn balık burcuna geçiyormuş,
      23 marttan sonra
      kadersel döngü değişimi varmış,
      ilahi adalet devrede olurmuş. yedim yanıma kar kaldı diyenler ağır bedel ödermiş. önümüzdeki 3 yıl mağdurların korunacağı ve kazanacağı bir dönemmiş.
      sevgili satürn hayırlara vesile ol.
      ben 2018 den beri devirler vardır diyorum.
      ilahi adalet her zaman devrededir ama hak yenmesine mühlet verdiği zamanlar olur, vermediği zamanlar olur. vardır bir bildiği.
      bakalım önümüzdeki dönem kim nasıl etkilenecek?
      kimi sağlığı, kimi malı, parası, kimi canı kimi topu ile bedel ödeyecek.
      ak koyun, kara koyun nasıl ortaya çıkacak hep birlikte izleyeceğiz.
      görelim mevlam neyler,
      neylerse güzel eyler.

      • astrologlar da falcilara da inanmam.isimiz onlara kaldıysa vay halimize gün ola harman ola, biz ne badireler atlattık bunları da atlatacağız
        ama bu iktidarla ama yeni gelecek olanla

        • bilgi yoksa inanç olur, kimi inanıyorum der, kimi inanmıyorum der.
          insan bedeninde olan elementler ve toprak benzerdir.
          alüminyum, demir, kalsiyum, oksijen, silikon, sodyum, potasyum, magnezyum, hidrojen, klor, iyot, manganez, kurşun, fosfor, bakır, gümüş, karbon, çinko, kükürt ve azottur.
          din insanın dünya toprağından yapıldığını söylüyor, dünya sıradan bir yıldız olan güneşten, güneş ait olduğu nebuladan, nebula da ait olduğu galaksiden parçadır. milyarlarca galaksi olduğu söyleniyor.
          parçanın bütünle ilişkisi vardır.
          her şey birbiriyle ilişkili ve bağlantılı.
          insan yıldızların çocuğudur.
          onların bizi etkilemesi ve bir etkileşim içinde olmamız kaçınılmaz bir sonuçtur bunu doğru okuyan vardır, yanlış okuyan olabilir.
          dolayısıyla işinin ehli bir astrolog faydalanacağımız pek çok bilgiye erişimimize yardımcı olabilir.
          işimiz onlara kalsa bugünden yine iyi olurduk diye düşünüyorum.
          elbette bu badireleri de atlatacağız,
          iş, badire şampiyonu olmamak değil mi?

  10. “Milletvekili adaylarını belirlerken ulufe dağıtır gibi aday belirleme alışkanlığını bir tarafa bırakıp ülkede sistemi anayasa değişikliğiyle yenileyeceği düşüncesiyle yeni Meclis’in nitelikli üyelere sahip olmasını sağlamalı.“
    -Halkın ilk arzusu bu yönde zaten sayın yazar.
    -Benim vergimle benim verdiğim yardımlarla oturulan altınızdaki ıssıcacık koltuklar da;
    BENİM MALIM! diyor seçmen! Halk!
    -Ya ben ne dersem onu yapacaksınız!
    -yada siz kendi bildiğinizi yapamayacaksınız!
    -engüzeli, “BEN GETİREYİM LİYAKATLİ YÖNETİCİLERİ SEÇEYİM”
    “SİZDE ALINTERİNİZLE HAKETTİĞİNİZ/ EDECEĞİNİZ AYLIKLARINIZI!!!
    KAZANACAĞINIZ MEVKİ MAKAMLARI!!!
    ÇOLUK ÇOCUKLARINIZA YEDİRECEĞİNİZ HELAL LOKMALARI!…”
    çerçeveletip duvara asabilin inşallah.
    Tarih te yazsın sizleri, iletsin gelecek nesillere övünçle🤗

  11. Seçmeni etkileyebilecek hemen her unsuru alta alta üst üste koyuyorum, bu soruya mantıklı bir cevap bulamıyorum.
    Ne kadar acı değil mi muhalefet adına…kovit kapatması, sonra ekonomik kriz ve en sonunda deprem..bütün bunlara ramen yazar gümbür gümbür muhalefet geliyor şeklinde bir ümidi yok..üstelik 20 senedir metal yorgunluk yaşayan ve bir sürü yolsuzluk iddaaları,ayakkabı kutuları, “sıfırladın mı?” gibi emsalsiz iddalara ramen bunu dememesi….yazar ne kadar acı çekiyodur ve tahmin edebiliyorum.
    Cevabı 14 mayısta bulacaksınız.Ayasofyanın bereketini inş göreceğiz.

  12. İktidarı beceriksiz muhalefet yikamayacak idi ancak deprem yikabilir.
    Görelim bakalım muhalefet neyi becerecek,
    Çok guveniyörlar kendilerine haydi yolları açık olsun .Ama fakat lakin yok mazeret yok,haydin düzeltin ülkeyi,
    Herşey iyi olacak di gördük!@ şimdi de iktıdara gelin onu da görelim.

  13. Küçük hesaplar kenara bırakılacak. Önce bu yolsuz iktidarın hesabı kesilecek. Yoksa bu gidiş iyi değil ülke için. Siyasetin bu kadar kaba, erkek, maço, şiddet dolu olması ülkemiz için büyük bir sıkıntı. İktidardaki koalisyonun liderleri sürekli ekran önünde küfrediyorlar, kabalaşıyorlar, şiddete davet ediyorlar. Ağızlarına biber sürülmeli ve siyasetten men edilmeliler. Bu düşük siyaseti ülke ve halkımız haketmiyor. Beceriksizliklerini, acziyetlerini böyle kapatacaklarını sanıyorlar. Bir tanesi kendi parti elemanının bile öldürülemesine ses çıkarmadı. Soran gazeteciyi de köşeye sıkıştırdılar. Unutmadık bunları. Bu sefil siyasete ülke olarak son vermek zorundayız. Bu sefilleri, kaba siyasetçileri bir daha başlarını uzatmayacakları şekilde sandığa gömmeliyiz. Artık daha medeni, daha batılı, daha insani bir siyasete yol açmalıyız. Bunu yapmak için önümüzde büyük bir fırsat var. Normalleşelim ve artık bu kavgacı, yasakçı, yolsuz ve kaba siyasileri ait oldukları yere gönderelim. Fazlasıyla hakettiler cezayı. Hemen şimdi.

  14. Cumhurbaşkanı Erdoğan durumu izah ederken “helallik” isteyerek başlıyor söze. Hesapsız içtenliğin, paylaşılan acının, iyileşme gayretinin ifadesi bu değilse nedir.
    Devletle milletin el ele iki büyük depreme, kışa, 11 ilde yaşanan yıkıma, her tür zorluğa rağmen dayanıştığı bakan gözün göreceği tek hakikattir.
    Acı içinde olsa da etrafında olup bitenin son derece farkında vatandaş.
    Yağmacı siyasetçileri gördüğü gibi enkaz eşeleyen medyayı da görüyor.
    O yüzden de manipülasyon medyasını gördüğü yerde ilk sözü “kovulmuş medyanın şerrinden sana sığınırım” oluyor.

    • Kimden helallik istiyor anlaşılmadı. Ölenlerden helallik istiyorsa cevap alması zor. Enkaz altındakiler ilk bir kaç günün kaosu ve devletin acziyeti sebebiyle enkaz altında bağırarak öldüler. Helallik kimden isteniyor. Kim helal eder ki hakkını. Ve neden. Hesap vermeyenlere hak helal edilmez. Alınır. Ölenlerin hakkı alınacak. Hesaptan kaçış yok.

  15. Geliyor Gelmekte Olan

    Milletin felaketinden kendilerine koltuk yontanlara, acılarından yelken yapanlara fırsat verme ya Rabbi. Chp nin iktidara gelmesi ile ecüc mecüc tayfası gibi müslümanlara saldıracak olan şu zalim kitleyi sen kahhar sıfatınla ıslah eyle. Şahsi kinleri ve koltuk sevdaları için bu zalimlere destek verenleri de bildiğin gibi yap.

    • Allah CHP’ye iktidar göstermesin, kahretsin, ama yolsuzlara yol versin mi dediniz anlamadım. Neden?

      • Haşa Öyle olsa CHP ye oy verin derdik.
        veya atletçi olurduk haçlılardan aldığımız emirle RTE karşısında kim olursa olsun ona verir ve bir sebep bulurduk

    • Kılıçdaroğlu’nun ‘kazanamayacak aday’ olması yine bizzat İyi Parti’nin elinde…
      Kılıçdaroğlu, daha önce ‘kerhen’ aday gösterdiği Muharrem İnce’nin yaşadıkları ile karşı karşıya kalabilir.

    • chp iktidara gelince,
      müslümanlara saldıracakmış.
      saldıracak müslüman nereden bulacaklar?
      müslüman kara borsa. ara ki bulasın.
      bari müsülmanlara saldıracak öngörüsü yap,
      biz de kader diyelim geçelim.

  16. Siz bakmayın muhalefetin her seçim mağlubiyetinde seçmene cahil, akılsız, aptal dediğine. Bizim seçmen akıllıdır. Durumu değerlendirir.
    Kendisi için neyin iyi neyin kötü olduğunu bilir. Hesap kitap yapar ve oldukça stratejik oy verir. Şimdi seçmen her küpün dışına ne sızdırdığına bakıyor. Siyasetçilerin depreme verdikleri tepkileri tartıyor, biçiyor. Bugün bunları yapan kişilerin yarın Cumhurbaşkanı olduğunda kalıcı konutlar, depremin yaralarının sarılması, ekonomik yükünün taşınması gibi konularda ne yapıp ne yapmayacağını hesap ediyor.
    Bugüne bakıp yarın ne olacağını anlıyor ve oyunu ona göre kullanıyor.

    • ayyuka çıkmış hırsızlıkklardan yolsuzluklardan liyakatsizliklerden partizanlıklardan hiç mi rahatsız olmuyorsunuz ?

Yoruma kapalı.