Meclis’te çoğunluğa sahip olanın muhalefetin önünü kesmesi marifet mi?

24
Reklam

AK Parti ile iktidardaki ortağı MHP tarafından hazırlanmış seçim yasasında değişiklik öngören teklif TBMM’de kabul edilerek yasalaştı.

Teklif kamuoyuyla paylaşılır paylaşılmaz, içerdiği ‘yenilik’ arzeden neredeyse bütün maddeler her kesimden eleştiri almıştı. Muhtarlık seçimiyle ilgili bir ayrıntı dışında eleştirilen bütün maddeler Meclis’ten aynen geçti.

Şaşırdık mı?

Elbette hayır. İktidar cephesinin iki partisinin Meclis’teki sandalye sayısı yasayla yapılabilecek her türlü düzenlemeyi mümkün kılıyor. 

Parmaklar bu defa da kalktı, indi; eleştiriler iktidar milletvekilleri tarafından dinlenmedi ve teklif yasa değeri kazandı.

Muhalefet yasayı iptali talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürebilir; ancak bu girişim sonuç alır mı?

Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte seçim yasalarına yaklaşımını bilenler bu soruya olumlu cevap verseler de, genel kanaat farklı.

Galiba atı alan bu kez de Üsküdar’ı geçecek…

Reklam

Yeni yasa ne gibi yenilikler getiriyor?

Bu soruya cevap teşkil edecek özet bilgiyi bir haberden aynen aktarayım: 

‘‘Kanun ile seçimlerde yüzde 10 olarak uygulanan ülke seçim barajı yüzde 7’ye indirildi. İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak. İl seçim kurulu, bir başkan, iki asıl üye ile iki yedek üyeden oluşacak. İl seçim kurulu başkanı ve asıl üyeleri ile yedek üyeleri, iki yılda bir ocak ayının son haftasında, il merkezinde görev yapan, kınama veya daha ağır disiplin cezası almamış, en az birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıfa ayrılma niteliklerini kaybetmemiş hakimler arasından, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonunca ad çekme suretiyle tespit edilecek. Sandık kuruluna üye bildirme hakkı olan bir parti, oluru olmadan başka bir parti üyesini sandık kurulu üyesi olarak gösteremeyecek. Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun uyarınca yapılacak mahalli idareler genel seçimlerinde, yerleşim yeri adresine göre oluşturulan seçimin başlangıç tarihinden üç ay önceki seçmen kütüğü üzerinden güncelleme yapılacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne paralel olarak Seçim Kanunu’ndaki ‘başbakan’ ibareleri çıkarılacak.’’

İktidara yakın medya, tahmin edilebileceği üzere, yasanın seçim barajını yüzde 10’dan 7’ye indiren maddesini ‘demokratik’ bularak, hep onu öne çıkarıyor…

Oysa dünyanın eşi benzeri bulunmayan yükseklikteki -yüzde 10- seçim barajı ile, hükümetin küçük ortağı MHP’nin Cumhur İttifakı’ndan ayrılarak kendi başına seçime girmesi durumunda baraja takılmasını engelleyebilmek için oynandığı biliniyor.

Son standart askeri müdahale olan 12 Eylül (1980) darbesinin ardından askerler, ‘sakıncalı’ saydıkları görüşleri savunan partilerin milletvekili çıkarmalarının önünü yüksek barajla kesmek istemişlerdi.

Kestiler de.

Ancak, sonradan yüzde 10 barajı seçimleri lotarya derekesine indiren bir etkiye sahip oldu. Önleri kesilmek istenen MSP-Refah Partisi çizgisi ile belli bir bölgenin seçmenlerinin ilgi gösterdiği ve son örneği HDP olan partiler sonraları barajı aşabildiler; buna karşılık geçmişte ülke yönetiminde görev almış ANAP, DYP, DSP gibi partiler ile bir dönem -2002 seçiminde- MHP, baraja takılarak, milletvekili çıkaramadı.

Reklam

[Demokratik ülkelerde de ‘marjinal’ veya ‘aşırı’ sayılan partiler düşünülerek konulmuş barajlar var; ancak alışılmış oran yüzde 3; bu nadiren yüzde 5 olabiliyor. Toplumda yüzde 3-5’ten fazla insanın ilgi gösterdiği görüşler ‘marjinal’ olmaktan çıkıyor ve parlamentolarda temsil edilmeleri doğal karşılanıyor. Gerçekten ‘demokratik’ bir iyileştirme olarak barajı indirme düşünülüyor olsaydı, bizde de, askerlerin koyduğu yüksek oran Batılı ülkelerdeki ortalama çizgi olan yüzde 3’e çekilirdi.

Yukarıda verdiğim yasa özetinde üzerinde durulmayı hak eden esas unsurlar seçimlerin icrasını etkilemeyi amaçlayan maddeler. 

Türkiye’de seçimler çok partili döneme geçildiği ilk günlerden -1950 öncesinden- başlayarak adil ve tartışmasız biçimde yapılıyor. İktidarda kalabilmek için seçim sistemiyle oynama niyeti her dönem gündeme gelebiliyor, ancak iktidarlar yalnızca çoğunluk veya nisbi çoğunluk gibi ülkeden ülkeye değişebilen yöntemlerden bazen birini bazen diğerini -artık hangisi işlerine geliyorsa- tercih ederek bunu yapıyor.

Şimdi ilk kez seçim güvenliğini tartışmalı hale getirebilecek oynamalar yasaya alınmış oldu.

En başta il seçim kurulunun oluşumuyla oynandı; başına getirilecek hakimin ‘en kıdemli’ olması geleneğinin yerini ‘birinci sınıfa ayrılmış hakim’ aldı. O sıfata uygun çok sayıda hakim bulunacağı için, kimin o görevi üstleneceği de ‘ad çekme’ yöntemine bırakıldı.

Bu arada, ‘parlamenter sistem’den ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ne geçilirken, o sistemin gereği olan ‘yüzde 50+1’ oy şartı düşünülerek partilere ittifak oluşturma imkanının önü açılmıştı; o imkanın önünü açan ve bundan son seçimde yararlanan iktidar cephesi, yeni yasayla ittifakların sağladığı kolaylığı ortadan kaldırma yoluna gitti.

Karşısında kurulmuş Millet İttifakı’nı aynı kolaylıktan mahrum etmek ve işlevsiz kılmak için…

[Yasa henüz teklif halindeyken içerdiği mahzurları hukuk açısından değerlendiren ‘Seçimler şaibe kaldırmaz, o öneriler yasalaşmamalıdır’ başlıklı T24 haber sitesinde yayımlanmış Turgut Kazan imzalı yazıya, kabulü için Meclis’te parmak kaldıran iktidar milletvekilleri kulak vermeliydiler. Umarım, muhalefet yasayı Anayasa Mahkemesi’ne götürürken o yazıdaki sağlam gerekçeleri kullanır, hatta biraz daha genişletir.]

Ne diyelim, demek ki, demokrasimiz bu deneyimden de geçecekmiş.

Muhalefet, ‘‘Ne yaparlarsa yapsınlar, beklenen olacak, iktidar değişecek’’ diyor, ama iktidar da olacağı önlemek için elinden geleni yapıyor.

Yapmaya da devam edecek gibi.

ΩΩΩΩ

Reklam

24 YORUMLAR

  1. Chp ye bir türlü yaranamayan eski vekil ortam katalizörü Barış Yardakaş Yavuz Ağıroğlu hakkında yorumda bulunmuş.
    “Ağıralioğlu, Millet İttifakı’nın içinde bulunan lokomotife CHP ye yönelik, CHP’nin genel başkanına yönelik haddini aşan nezaketsiz sözler söyledi Kemal Bey’e karşı. İttifakın içinde olan bir partinin genel başkan yardımcısı ya da milletvekili, o ittifakın genel başkanına siyasi ayar veremez. Sayın Kılıçdaroğlı çıkıp demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer dediğinde ona cevap vermek Yavuz Ağıralioğlu’nun işi değildir.”
    Kısacası Kılıçtaroğlu istedi. Akşener attı.
    Daha şimdiden diktatörlüğe soyundular.
    İyi parti bütün ülkücüleri kullandı ve attı sonunda. İyi parti Meral Akşener Fun Club’a dönmüş durumdadır. Ülküceler hatalarını anladı. Hepsi teker teker yuvalarına dönüyor.

    • Sadece Antalya’da 412 kişi AKP’den İYİ partiye geçti, ışığı gören toplanıp geliyor. Geçişlerin topluca devam edeceği konuşuluyormuş.

    • Önce Balyoz mağduru paşaları(Ali aydın ,Ali Tğrkşen ..) aldılar.”Bunlar burdayken buraya FETÖ girebilir mi ?” dediler.
      İstanbul il başkanlığına açık seçik fetöcüyü atayana kadar hepsini budadılar .
      Hepsi bir köşede kullanılmış olarak ağlıyor.Ben onlara “Fetö perdecileri” diyorum

      Yavuz ağırağalu,Müşeeret derviş,Koray aydın gibi piyonları alıp bunlar varken “HDP burada olur mu” diye poz verdiler.Şimdi HDP ile kaynaştıkça bunları ufak ufak devre dşı bırakıp,gitmeleri veya devre dışı kalmaları sağlanıyor.
      Onlarda bir kenarda ağlaşacaklar .Onlara da “HDP perdecileri” diyorum.

      Kendi ikbali için ortada olanları görmezden geldiler.Sırada onlar var.
      Günün sonunda Miliiyetçi partiyiz diye yola çıkanlar. Bahadır Erdem ,Ahmet Kamil erozan ,Buğra kavuncu gibi şaibeli kişiler direksiyon başına geçmiş olacak.
      Tıpkı CHP dek tüm Atatürkcülerin bir şekilde parti dışına itildiği gibi.

      İşte MHP kasetleri de CHP kasetleri de bu tarlayı bu şekilde sürmek için di.

      Şimdi Biden in laflarını daha iyi anladık mı ?.

    • İyi parti dendiğinde benim aklıma Demirel Çiller dönem leri geliyor.🤗. Meral hn da zaten o partilerin bakanı değil miydi?
      Türkeş MHP Bahçeli ve diğerleri bu partilerde miydi? ki, iyi partiyi sağ radikal bir çizgide diye lanse ediliyor😯🙃 anlayamadım.

  2. Seçim kurallarıyla son dakika oynamak elbette demokratik olmayan, centilmen olmayan bir yaklaşım. Ancak bu iktidarın ne yüzsüzlüklerini, yolsuzluklarını, arsızlıklarını ve aymazlıklarını gördük. O yüzden şaşırtıcı bir durum yok. Sonuna kadar mücadele edilecek. Anayasa mahkemesine götürülecek bu değişiklikler. Halka anlatılacak. Meydanlara götürülecek ve seçime kadar bu mücadele sürecek. Ben de yoğurdumu ve hurmamı yiyerek izlemeye devam edeceğim. Yoğurt ve hurma güzel gidiyor, daha önce denememiştim.

  3. Geçenlerde de yazmıştım, şimdi yeri gelince tekrar etmek icabetti ; son 20 yılda AKP ,seçim kanunlarında 200 ve siyasi partiler kanununda da 30 kez değişiklik yaptı !
    Nasıl dünyada eşibenzeri olmayan bir Türk tipi hükümet sistemi ve yine eşibenzeri olmayan Türk tipi ekonomi modelimiz varsa işte bir de Türk tipi bir seçim sistemimiz var !
    Bunda yadırganacak ne var ki!
    ”Biz kabile devleti miyiz ki 18 – 20 ayda bir seçim yapacağız ” !
    Hadi hayırlısı bakalım !

  4. Bu %7 neden?
    Mhp seçime tek başına mı girecek?
    Girmemesi için neyin pazarlığı yapılacak?

    • Bence pazarlık söz konusu değil. MHP’nin pazarlık gücü yok. Erdoğan MHP’yi tamamen avucuna almış ona gözdağı veriyor. Bundan sonra tamamen benim için çalışacaksınız yoksa sizi Meclis’e bile sokmam diyor. Ben böyle anlıyorum.

      • Bu durumda MHP’liler bir şey diyememişler duygusallığın hakim olduğu havada susmuşlar. Manzarayı gören Küçük İbo MHP’lilerin duygularına tercüman olmuş;

        https://m.youtube.com/watch?v=XyyeZBeNToE

        Baban ağa olmuş köye şarkısını seslendirdikten sonra ayrılık kolay değil türküsüne asılmış:

        Ayrılık kolay değil onu gel sen bana sor, Kader ayırdı bizi elimizden ne gelir başa gelen çekilir:))

  5. yasalaşan teklif hayırlara vesile olsun.
    daha önce de dediğimiz gibi, gücü elinde bulunduranların keseri kendilerine yontmalarını etik olarak doğru bulmayabiliriz ama kaçınılmaz olduğunu da kabul etmek gerekir, bugün millet ittifakı iktidarda olsaydı ya da yarın iktidar olunca farklı olur mu?
    bence olmaz, öyleyse bugün olana neden karşı çıkalım?
    iktidar kendini korumaya çalışıyorsa, muhalefette benzer şekilde davranmalı, gerekeni yapmalı değil mi?
    hamlelere hamlelerle cevap vermeli, gayet basit.
    % 7 sonuç itibarıyla % 10 dan iyidir.
    millet ittifakı iktidara gelince % 5 e düşürebilir, ancak bizim gibi ülkelerde daha 10 emir seviyesinde olduğumuz düşünülürse ve eğitim başta pek çok kriterimiz göz önüne alınırsa barajın kalkması demokrasi getirmekten çok, kargaşa, karmaşa getirebilir. bir isveç, danimarka toplumu olmadığımız gerçeğini de hesaba katmalıyız diye düşünüyorum.
    ittifakların sağladığı kolaylıkları kaldırmak millet ittifakı kadar cumhur ittifakını da ilgilendiriyor, hatta daha çok etkiliyor olabilir. buradan avantajla kim çıkar belli olmaz bence. seçimlerden biraz önce beklenmedik ama renkli gelişmeler izleyebiliriz.
    hakimler konusuna gelince, ben herkesin işini doğru yapacağına inanıyorum, aksi halde farklı düşünmek istersek bu durumda herkesin zaten sandıktan çıkan tarafta olacağını öngörmemiz lazım. hiç kimse düşenin yanında kalmaz.
    iktidar olacağı önlemek için elinden geleni yapıyor diyor sayın koru,
    bazen ne yapsan boştur, asıl yapman gerekenleri yapmayınca olacağın önüne geçmek için ne yapsan boştur,
    olacakla, öleceğe çare yoktur.

    • Serdar Turhan 31 Mart 2022 At 23:24
      Serdar Turhan 31 Mart 2022 At 23:30
      Serdar Turhan 31 Mart 2022 At 23:33

      dün trol avcısı isimli yorumcu yorumunda sağolsun
      bana da yer verip, benim cevap vermeye çalıştığımı yazmış,
      ama bu doğru değil.
      ben vesileleri değerlendiriyorum.
      fehmi beyin konu belirlemesiyle nasıl ki bize bu konudaki düşüncelerimizi paylaşacak bir alan açılıyorsa, yorumlarımıza gelen karşılıklarda öyle bir alan açıyor, bu alanda kimseye bir şey anlatmak gibi bir derdimiz yok, neden olsun, ben buna düşündüklerimi ortaya koymak için bir fırsat ve bir vesile olarak bakıyorum.
      bu site aynı zamanda ülkedeki düşünme, algılama, temyiz yeteneği başta toplumun bilinç düzeyinin bir fotoğrafını sunuyor bence. bu fotoğrafı severiz, sevmeyiz-beğeniriz, beğenmeyiz başka bir tartışma konusu olsun.

      serdar beyin yorumlarına gelirsek,
      atlet müptelalığı konusuna mesela, bu konuda biraz olsun ciddiyetiniz olsaydı geçtiğimiz yıllarda atlet sahibini ziyarete gitmemiş kalmayanları,
      çıkar kavgası çıkana kadar verilmemiş kadro bırakmayanları,
      atlet sahibiyle poz poz mutlu resimleri olanları savunuyor olmazdınız,
      atlet müptelaları gibi olmak bir kermesine bile gitmemiş olan bana mı kaldı?
      ben mi birlikte yürüdüm yollarda, ben mi aldatıldım dedim, ben mi kandırıldım?
      içi boşaltılmış, nuh nebi zamanından, hamasi zırva sloganları siz foş etmişsiniz.

      abd bu ülkede açıkça 7 yıl önce darbe yapmadı, başarısız darbe teşebbüsünde bulundu.
      açıkça darbeler 7 yıldan çok daha uzun zaman önce oldu hatırlarsanız. ve onlar başarılmıştı.
      gelecekte ülkenin siyaset sahnesinde çok daha önemli görevlerde rol alacak insanların abd başta pek çok ülkenin elçileriyle görüşmesine kimsenin diyecek bir sözü olamaz,
      geçmişte elçilere ve verilen desteklere itirazınız yoktu,
      şimdi mi haçlıların mübareği aklınıza geldi?
      bu ülkede seçilen kişiyi halk getirir, halk götürür.
      bir öğün manda yoğurdunun mesel olduğu bir ülkedeyiz.
      birinin yediği bir öğün manda yoğurdunun parasıyla bir diğeri bir hafta yaşadığı için değil mi?
      şimdi bu gerçekler dururken kimse de çıkıp,
      ona buna suçu atmaya, bahane aramaya kalkmasın.
      abd indirdi diyeceksen,
      20 yıldır niye tuttu diye de sorman lazım.

      fazla uzatmadan 100,000 tl lik odaya geleyim,
      sayın kılınçdaroğlunun kaldığı otelin parasını kim ödedi?
      halkın cebinden mi çıkmış?
      hayır.
      ben halkın parasıyla, çocuğuna süt alamayan insanların parasıyla yapılan israflara karşı çıkmakla sorumluyum, kişilerde, partilerde kendi paralarından sorumludur. sayın erdoğan nasıl ki parti başkanı olarak partinin parasını istediği gibi harcayabiliyorsa, sayın kılınçdaroğlu da öyle. nasıl ki sayın erdoğan, şirketlerin davetlerini kabul edip, lüks otellerde kaldıysa, hatta dev bir uçak hediyesi bile kabul ettiyse, kılınçdaoğlu da aynı şekilde şirket davetlerini kabul edip, lüks otellerde kalabilir.
      yarın devletin, milletin parasıyla saraylar yaptırıp, bir de yazlık saraylar yaptırıp, garaj dolusu arabalar, hangar dolusu uçaklarla itibar peşine düşerse, işte o zaman ahlaka, adalete, nasss’a davet eder, en acı şekilde eleştiririm…

  6. Cumhur İttifakı Kaderin sillesini yiyecek.

    Yapılan hesaplamalar tutmayacak günden güne eriyorlar. Asgari ücrete yapılan zammın hatırı var o da Tükenmek üzere,

    Seçim yapılıyor MHP: %6.8 oy alıyor Cumhur ittifakının Çarkıfeleği şaşıyor.

  7. MUHALEFETİN ÖNÜNÜ KESMEK

    1987 yılıydı sanırım, trakyada bir köy kahvesine oturmuş seçim günü olması münasebetiyle oy vermeye giden gelenleri seyrediyorduk. Masadaki ihtiyar hey gidi hey dercesine elini salladı. “Böyle seçim mi olur, biz 1946 da burada zincirlerle demokrat partili kovalardık, şunlara bak ellerini kollarını sallaya sallaya oy vermeye gidiyorlar” diye üzüntü ile eski günleri yad etti. Seçimi anap kazanmıştı sanırım. Sen muhahelefetin önünü kesmek görmemişsin demek isterdim ama kime anlatıyorum chp nin demokrası anlayışını. Bunların ikide bir reise ak partililere yargılanacaksınız, hesap vereceksiniz dedikleri de yassıada yargılamaları. Yoksa norma mahkameden bahseden yok. Orada “sizi buraya gönderen kuvvet böyle istiyor” deyip gülecekler. Sadece yargılama adında zulumle yetinmeyip halkın karşısında itibar suikastı yapmak için iğrenç rezil hareketler yapacaklar. Açın okuyun yassıada yargılamalarını.

  8. KUL HAKKI DA NE ?
    Ülkemizi yönetenlerin çoğunluk ile çoğulculuk arasındaki farkı hiçbir şekilde bilmedikleri açık.
    Yani çoğunluğu elde edenin kendileri dışındakileri yok farzederek hareket ediyorlar.
    Demokrasiyi sandık sanıyorlar.
    Bu günlerde sandık hilelerine yenisini eklemin derdindeler.
    Haydi çoğulculuk gibi modern kamu yönetimi kavramlarından habersizsiniz.
    “Kul hakkı” diye bir şey de mi duymadınız?
    Çoğunluğu elde edenler kul haklarını ihlal edebilir diye bir ayet bir hadis mi var?
    Kul hakkına kimler riayet eder?
    Tabii ki samimi şekilde Allah’a ve ahirete inananlar.

  9. -Her eline bir evrak çantası alan içinde A4 kağıdı koşup parti kurdum😨😠 demesi marifet mi?
    -Dün ne yaptığı dahi bilinmeyen birilerinin bugün milletten 15-20 vekil çıkarmasını ummak safdillik değil mi?
    -Parti başına geçemediği için ayrılıp parti kurmaya koşmak! Veya tam tersi
    Kendine rakip deyuu… (grubunu, arkasındaki fikri düşünceyi umursamadan) partililerini! harcayabilmek!😠
    *Bir partinin baraja takılmasını önlemek!🤗
    *Sakıncalı! (neye kime göre) partileri diskalifiye etmek 😯
    ***Yada kanunu nizamı adamına göre değil kurallara göre uygulamak🤗***
    Demekki parti kapatma engelleme yok sayma atma satmayla olmuyor bu iş,
    Yasaklı şaibeli işleremi bulaşılmış?
    Hırlımı hırsızmı heleki vatana ihanet içindemi!?…
    Önce şahıs bazında yargılayıp,
    Heleki birde partisi işin içindeyse kanıtlayıp..
    Diyeceğim ama bana ne🤗

    • Barajın yüzde 7’ye çekilmesi MHP’yi kurtarmak için değil aksine tamamen Meclis’in dışına itmek için MHP’ye atılan bir yem, MHP de bu yemi yutmuş olamaz mı. Böyle bir ihtimal mümkün değil mi?

      • Barajı sadece sağ MHP için düşünmemek gerek syn Baran.
        Aynı kategorideki yada kulvardaki (ne derseniz bilemem) diğerleri de düşünülerek! bu adım atılmıştır kanaatindeyim.
        Ve olumlu karşılanacaktır tüm seçmenler ve dışardan görünüş bakımından🙂

  10. Bizdeki muhalefet ve özeliklede seçmenleri dostlar başına.
    AKP nin 2011 seçimlerinde öldüğunü bilmiyirlar.AKP seçmeni yok ülkede 24 saat durmada Erdoğanı öven tiviler gazeteler var onlari izliyen erdoğan hayranları ellerinden gelse muhalefetin boynunu kesecek kadar fanatikleşmışlar. Onlar akp değil Erdoğan’i seçiyorlar.Bunlara süriyelileride ekledinizmi işleri tamamdır.
    Dahada olmadı hazırda diriltileçek ölüler’de var.

    Baksanız ya Putini dahi kurtarmak için nasıl çifte telli oynuyorlar. Denizlerdeki mayınlar vb. Zavalilar Ukrayna’yi Putine işgal ettirip ABD de enfılasyonu artirarak
    Bide’ını yıprtip Trump’i 2024 de tekrar başkan yaptırıp Türkiye”de aralarına alacaktılar.
    Oda olmadı.
    Bizimki tek başına kalacağını anlayınca Israil, AB ABD ile filört etmeye başladı.
    Dahada olmassa Aldatıldım af edin diyerek işini halleder Perinçek ve 400 emekli genaral’laride erdoğanı destekliyorlar.

  11. Vah vah senin partin yüzde 7 bile alamıyormu bende üzüldüm neyse geçmiş olsun.

  12. Yapılanı demokratik olmaması yönlü değerlendirmeye aynen katılıyorum ama barajın 7’ye çekilmesiyle ilgili değerlendirmeye katılmıyorum. Burada hedeflenen tamamen ‘bilinen’in tersi olabilir.

    Şimdi diyeceksiniz ki, ya sen bir cin alisin katılsan ne katılmasan ne olur. E bunda Tamamen haklısınız.

    Aslında izahı tamamen teknolojik rekabette var ama ben de teknolojiden hiç anlamıyorum.

  13. İktidarın Akşamı
    Dönülmez seçimin ufkundayız.Vakit çok geç;
    Bu son çırpınıştır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
    İktidara bir daha gelmek hayal edilse bile,
    Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
    Geniş kapakları boşlukta simsiyah açılan
    Ve arkasında artık bize güneş doğmayan o büyük sandıktan,
    Geçince başlayacak bitmeyecek kaygılı gece.
    Guruba karşı bu beştepede son seyirdir keyfince,
    Ya hırs içinde harab ol, ya iflas içinde ey gönül!
    Ya lale açmalıdır göğsümüzde, yahud da GÜL 🌹.

Yoruma kapalı.