Kulis: Beklenen oldu ve Merkez Bankası faizi artırma kararı verdi.. Şaşırmayın bu dediğim gerçekten oldu…

22
Eser: Salam Atta Sabri..
Reklam

AK Parti ve hükümetin en itibar ettiği ve bu sebeple yazılarıyla yorumları ilgi gören ‘uzman yazar’ın beklediği oldu; Merkez Bankası 50 baz puanlık faiz artırımına gidilmesi yönünde karar aldı.

Tek sorun şu: Uzman yazarımız o tür bir kararı Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan bekliyordu, bizim Merkez Bankası aylardır sürdürdüğü rutinini bozmadı ve faizi bu ay da eski seviyesinde tuttu; buna karşılık, Avrupa Merkez Bankası yıllardan beri ilk kez faiz artırma kararı açıkladı.

Bütün Avrupa ülkelerinde enflasyon tarihi rekorlar kırıyor ve enflasyonla mücadelede en etkili silah bu da ondan…

‘Nass’ deniyor ya, aslında ‘nass’ ile yasaklanan, günümüzde paranın değerinin düşmesine ve hayatın pahalılanmasına yol açan ‘enflasyon’un tahribatı; bütün ülkeler Covid salgını ile birlikte başını gösteren enflasyon belasına karşı hayatı yeniden ucuzlatacak ve paralarına yeniden değer kazandıracak tedbirler almaktalar.

‘Uzman yazar’ galiba aldığı istihbaratı yanlış değerlendirmiş…

Konuyu bir dostumla konuşurken uyarıldım. Dostuma göre, uzman yazar ve ona esin kaynağı kim idiyse o kişi, ölümüne destekledikleri hükümete ve ekonomi konusunda kararları verene, ne yapılması gerektiğini bu yolla anlatmaya, yani yol göstermeye çalışmış…

“Yazıyı bir daha oku, sen de aynı sonuca varacaksın” dedi dostum…

Haklıymış. 

Reklam

Okuyalım:

“Beklentinin aksine 2 puanlık bir faiz artışına gidilebilir. Böylece hem bankaların kazançları sınırlanır, hem de Türk lirasındaki kazanımlar büyür, enflasyonla mücadelede önemli bir adım atılmış olur. Hem de 900 puanı aşan CDS’lerimiz (yurt dışına sattığımız tahvillerin sigorta primi) düşer, yabancı yatırımcı akını başlar. Merkez Bankasının faizi yükseltmesi ticari kredi faizlerinin artmasına yol açmaz. Tam aksine piyasada bankanın gerektiğinde böyle bir karar alabileceği beklentisi oluşturacağı için çok olumlu algılanır.”

Zaten yazarımız, bir yazı önce de, faiz artışına zorlanmayı ‘dış mihraklar’ ile özdeşleştirmekteydi.

Hatırlatayım:

“CDS’ler yani Türkiye’nin yurt dışına sattığı tahvillerin ödenmeme riskine karşı ödenen prim 900’ü aştı. Niye? Bizi faiz artışına zorlamak için… ABD faiz arttırdı ne oldu, yıkılıyor. Geçin bunu…”

Dostumun ‘esin kaynağı’ dediği kişi, o ilk yazıyı okuyunca, uzman yazarın aklını karıştırmış olmalı.

Evet, kafa karışmış…

Ne yani, TC Merkez Bankası tavrını değiştirmedi diye, sürekli aldığı kararlar sayesinde kârlarına kâr katan bankaların kazançları sınırlanamayacak, Türk lirasındaki kayıplar büyüyecek, enflasyonla mücadelede önemli bir adım atılamamış mı olacak? 

Reklam

Türkiye’nin yurtdışından borçlanmada ödeyeceği dolar cinsinden faizi yüzde 12’lerin de üzerine çıkarması anlamına gelen CDS’ler artacak ve bu yüzden yabancı yatırımcı ülkemize yatırımdan uzak durmaya devam mı edecek?  

Faizin yükseltilmemesi ticari kredi faizlerini artıracak ve piyasalar gerektirdiği halde yazarımızın beklediği kararı alamadığı için Merkez Bankası ve ülkemiz hakkında olumsuz bir algı mı doğacak?

Yazı Merkez Bankası’nın aldığı -veya almadığı- karar sonrasında yeniden okunduğunda bu sorular kendiliğinden akla geliyor.

Ülkemizin önemli maliye profesörlerinden 2017 yılında kaybettiğimiz Ömer Faruk Batırel’in kardeşi Necmettin Bey. Bir ara tartışmaya açılan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sonunda bulunan üniversite diplomasının altında fakülte dekanı olarak Prof. Batırel’in imzası var.

Vikipedi’de Ömer Faruk Batırel ile ilgili şu bilgi yer alıyor:

Ömer Faruk Batırel (d. 13 Ekim 1944, Gaziantep- 5 Temmuz 2017), Türk maliyeci akademisyen. Liseyi 1963 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nde, yüksek öğrenimini 1967 yılında İstanbul İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi’nde (İİTİA) tamamlamıştır. 1973 yılında Maliye bilim dalında doktorasını yapmış, 1973-1974 eğitim ve öğretim yılında İngiltere’nin York Üniversitesi’nde doktora sonrası eğitim görmüş, 1976 yılında Maliye doçenti olmuş ve 1981 yılında profesörlüğe yükseltilmiştir.1982-1992 yılları arasında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanlığı yapmıştır. 1992 ve 1996 yıllarında iki dönem üst üste seçildiği Marmara Üniversitesi Rektörlüğünden 1999 yılında istifa etmek zorunda kalmıştır. 1993-2007 yılları arasında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü Başkanı olarak görev yapmıştır. 2003-2007 yılları arasında Bakanlar Kurulu kontenjanından YÖK üyeliği görevini yürütmüştür. 2005-2007 yılları arasında YÖK Üyesi sıfatıyla Kırgızistan – Türkiye Manas Üniversitesi Mütevelli Heyet Üyeliği görevinde bulunmuştur. 5 Temmuz 2017 tarihinde hayatını kaybetti.” 

Kemal Gürüz, 28 Şubat döneminde, YÖK başkanı olarak, kendisinden önceki dönemlerde atanmış  muhafazakar kimlikli rektörleri istifaya zorluyordu; Prof. Batırel onlardan biriydi.

Necmettin Batırel’i şahsen tanımıyorum. Ekonomiyle ilgilenen neredeyse herkes yazılarını dikkatle okuyor, tabii ben de…

Merkez Bankası Para Piyasası Kurulu her ay yenilediği kararından bu kez de vazgeçmedi ve son yazısında beklediği türden bir karar almadı diye Necmettin Batırel’in yazılarını takibi bırakacak değilim.

Sonuçta, tahminleri -veya beklentileri- gerçekleşse de gerçekleşmese de, ekonominin nereye gideceği yönünde kanaat belirlemek için en az onun şiddetle karşı çıktığı ve öngörüleri hemen her defasında doğru çıkan başka yorumcular kadar onun yazılarından da bilgi sahibi olunabiliyor.

İki tarafın yazdıkları, Necmettin Batırel farklı görünsün diye çaba gösterse de, birbirinden pek farklı değil.

Karşı çıktığı yorumcular, son günlerde giderek daha yoğun biçimde hep aynı soruyu sormaya başladılar. 

Soru şu: “Faize ‘nass’ var diye karşı çıkılıyor ve Merkez Bankası’nın artırma kararını o yüzden vermediği biliniyor; iyi de değiştirilmeyen ve bankaların kârlarına kâr katmalarıyla sonuçlanan yüzde 14 oranı da sonuçta faiz değil mi?”

Ben şahsen Necmettin Bey’den, şiddetle karşı çıktığı başka yorumcuların sorageldiği bu soruya cevap vererek, biz okurlarını aydınlatmasını bekliyorum. 

ΩΩΩΩ

Reklam

22 YORUMLAR

  1. DEMEK Kİ NEYMİŞ:
    “AK Parti ve hükümetin en itibar ettiği ve bu sebeple yazılarıyla yorumları ilgi gören ‘uzman yazar’ DEDİĞİNİZ ALLAMEYİ HÜKÜMET VE MERKEZ BANKASI HİÇ DE KAALE ALMIYORMUŞ:)

    O YÜZDEN;
    “‘Uzman yazar’ galiba aldığı istihbaratı yanlış değerlendirmiş…” YARGINIZ DA BİRAZ HAVADA KALMIŞ OLUYOR.

    ÖYLESİ ORGANİZE İŞLER ESKİ TÜRKİYEDE KALDI, UYANIN ARTIK!

    • Yalnız Necmettin Batırel hakkaten de çok uzman bir yazarmış. Birbirine tamamen zıt yazdığı iki yazısını da hükümete aynen uygulatabiliyor. İnsan üstü Olağanüstü doğa üstü bir güce sahip kendisi, eğer bir insana tapınacak olsaydım Necmettin Batırele tapınırdım:(

      Önce faizleri artırmayın diyor Gerçekten de MB faizleri artırmayıp sabit tutuyor. Sonra da birazcık faiz artırılabilir diyor gerçekten de hükümet aynen dediği gibi yüzde 70’i yabancıların sahipliğinde olan büyük küresel bankaların faiz gelirlerini artırıyor, ülkenin yabancı ülkelerden aldığı diş borçların faizini CDS faizini artırarak dış devletlerin kazancını da artırıyor.

      Böyle bir şey bir de derin devletin olmadığını söyleyen eski iç işleri bakanı Saadettin Tantan’ın zamanında yerli sermayeli bankalara el konulduğu zamanda yaşanmışmıydı acaba?

  2. Bu % 14 ün neden Nas’a girmediğini ben de çok düşündüm.
    Galiba bu % 14 Ana Nas’a giriyor yani Nas’a girmiyor bu nedenle mübah oluyor.
    Diyeceksiniz ki ‘ Böyle saçmalık mı olur’ !
    Haklısınız, herkes saçmalıyor , haliyle biz de saçmalıyoruz !
    Ee ne yapalım, günah işleme özgürlüğü gibi saçmalama özgürlüğü de olacak yani !

    • Matrakçının bu “saçmalama özgürlüğü”nü boğaziçi üniversitesinin marks sakallı eski rektörü de her fırsatta savlıyordu:)

  3. – Başkasının tecrübesinden yararlanan insan akıllı, kendi tecrübesini kullanan insan vasat, kendi tecrübesinden dahi ders almayan insan aptaldır.

  4. Birtakım çarçur haber siteleri var.
    Bunlar muhalif. Olur ya.
    İktidara zarar verebileceğini düşündükleri en küçük, en hurda ayrıntıyı bile atlamıyorlar, “değerlendiriyorlar”…
    Bunların başında anket balonları geliyor, bir de erken seçim üfürüğü.
    İyi Parti yüzde 20’ye çıkmış, AK Parti CHP’nin gerisine düşmüş, falan. Yiyen yesin.
    Gene bir adam, ekonomistmiş, kendince bir erken seçim tarihi açıklamış: 23 Nisan 2023.
    Bu erken mi oluyor? İki ay erken…
    Madem haber değeri oluyor, al ben de sallıyorum:
    Erken seçim 19 Mayıs 2023’te!
    Zevzek ve sanal basın, bunu da yazın.

  5. Sayın Koru ,
    Ūlkemiz cari açık veren bir ekonomiye sahip. Yani ihtiyaç duyduğumuz malları ithal etmek için gerekli dövize sahip değiliz. Bunun iki yolu var. Ya borç almak ya da ihracat yapmak. Uluslararası güçler Borç vermiyorlar. İhracat yapmak için de TL nın değersiz olması gerekiyor. 2001 krizi sonrası yaşanan devalüasyon sonrası 20 milyar dolardan 160 milyar dolara çıkan ihracatımız 2008 den 2018 e kadar aynı seviye de kaldı. Orta gelir tuzağına düşmek konusu ekonomi yazarlarının en çok yazdığı husus idi. 2018 sonrası ise kıpırdanma yaşayan ihracatımız bu aylarda Cumhuriyet tarihi rekoru kırdı. Evet bunun topluma hayat pahalılığı olarak yansıması oldu..Ancak 2003 yılında çıkarılan enflasyon düzeltmesi uygulaması bu sefer tam anlamı ile uygulanmayarak sermaye sahiplerinin o çok kazanç sağlayan bankaların da rekor vergiler ödemesine neden oldu. Sadece alt gelir grubu değil toplumun tüm kesimleri Ali Babacan döneminin ballı börekli yaşanan devrinin faturasını ödemek durumunda kaldı. Siz maaş alarak yaşayanlar bir de maaşlari ödemek zorunda kalanların gözünden olaya bakın lütfen.
    https://www.dunya.com/kose-yazisi/5-milyon-dolara-fabrika-kurdum-1-milyon-dolarim-uctu/664020

  6. ……
    Bir yandan israfı durdurmakta tutarsızlık,
    Diğer yandan rüşvet konularında arsızlık,
    Nefs kontrolü beyim! israf ta haram, rüşvet te,
    “Faize” değil de bu, “haram”a duyarsızlık!

    “Faizin yasaklanmasında mesaj ne?” dense,
    Sıkıntı basar da bön bön bakarlar, nedense!
    “Allah’ın düzeni çetin” der bir de ayetler,
    Mesaj aynı mesaj, alabildiysen bir hisse!

    “Akıl” vermiş Allah, zafiyetler aşılmalı,
    Anlam ararsan, bunlar böyle anlaşılmalı,
    Kapasiteyi veren O, devasa güç kudret,
    İman elzemdir bu işe rehber; yerli malı!
    ….

    • …..
      “Akıl*İman Sentezi”yle mümkündür bu ancak,
      O’na yönelmek, bir adım atmak ve çalışmak…
      O’ndan ilhamla yeni bir dünya kuracaksın,
      Sessiz, sakin ve derinden; başarı muhakkak!

      Öyle bir dünya ki bu, herkes örnek alacak,
      O kadar güçlü! “faiz solda sıfır” kalacak!…
      Faizi yükseltmeyecek! sıfırlayacaksın,
      Allah’ın “OL” dediği “OLUR”! böyle olacak!

      Hareketlenecek atom karıncalar yine,
      Hicret günü o gün, “Akıl*İman sentezi”ne
      Zincire vuracağız kaşarlı miskinliği,
      Vesile olacağız “OL”ması gerekene!
      ….

      (Cuma hutbesi niyeti ve dileğiyle, amin diyene mübarek olsun….)

    • Sayın hb, yerli malı demişken, togg un ilk modeli de zorlu centerda görücüye çıkmış, şöyle gidip gözatsanız iyi olur milli arabamızı!!!!

      • Evet, yerli malı olması iyi güzel de kaç senedir görūcüye çıkarılıp duruyor? Eminim 8-10 sene olmuştur. Reklam reklam üstüne ama halk arasındaki bir tabirle “kartladı” artık. Fotojenik, güzel duruyor ama içi sağlam mı hastalıklı mı işin orası şüpheli. Dıştan güzelliği bana bile heyecan vermemeğe başladı ki bilirsin yerli malı herşeyi severim. Ne biçim Ana- Baba? “Opportunity Cost” diye bir konu vardır kimin umurunda? Akılları bir karış havada!

        Beton işlerini iyi bilmek yetmiyor. Oda gõsterişli bir sektör ama metal,
        motor-batarya endüstrisi üvey evlat mı?

        Bu ülkede en önemli sorunlardan biri Devletin yönetimine talip siyasilerin nefsini kontrol edememesi. İkinci konu türeyen/türetilen holdinlerin de nefsi davranması, “hep bana”cı/rekabetçi kalması ülke geleceğini ilgilendiren kritik konularda işbirliğine gitmemiş olması. Adamlarda milli ruh yok. Diğer yandan, çoğuna bak Atatürkçülüğü yere göğe sığdıramazlar. 70-80 yıldır milletten para kazanırken bu ülkenin onurunu yabancılara satanlar arasında en önde gitmişlerdir, paralarıyla. Bana göre bu da işin temelinde “Akıl*Iman Sentezi” zafiyetine girer.

  7. Sayın yazar
    Sizin gibi işine sahip çıkan yoktur. İşverenleriniz sizinle ne kadar gurur duysa azdır. Size hayırlı işler.

  8. M Ü S T E H A K
    Sayın KORU’!
    Uzun süredir buraya taşıdığınız konulara
    bakar mısınız ?
    Konuların ülke gündeminden soyut olduğunu iddia etmiyorum.
    Tamamen aktüel ve güncel konular.
    Ancak biz bu gündem ile mi medeni Dünya ile farkı kapatacağız.
    Fark fersah-fersah açılacak.
    Bir de şu var:
    Özellikle ülkeyi yönetenlerin dayattığı gündeme mecbur muyuz?
    Dayatılan gündem sığ ötesi. Tam manasıyla
    “esfel-i safilin” Yani sefillerin sefili.
    Biz bunu kabul edince, bu kez seviyeyi daha doğrusu çukuru daha da aşağı indiriyorlar.
    Seviye- seviye, yavaş-yavaş, alıştıra-alıştıra.
    Buraya abone troller de seviyenin düşmesine acayip hizmet ediyorlar.
    Bunları külliyen engellemediğiniz taktirde burası tamamen ülkemizin kredi notu seviyesine inecek.
    Zaten çok değerli bir kısım takipçiler görüş bildirmeyi bıraktılar. Zira görüşlerine hakaret ile mukabele ediliyor Belki okuyup geçiyorlardır.
    Ben de trollere cevap vermeye çalışırken olması gereken seviyeyi korumadığımın farkındayım.
    Başka türlü anlamaları imkansız.
    Neden bu varlıklara cevap vermek durumunda kalalım?
    Durduk yere hakarete uğrayalım.
    Sonuç olarak ülkemizin içinde olduğu koşullar, meşgul olduğu konularla tamamen uyumlu ve mütenasip.
    Takdir ve tensiplerinize arzolunur.

    • Takdir ve tensipleri bırak da “medeni Dünya ile kapatmak istediğin fark” tam olarak nedir sen onu söyle?

    • Bu yazınızdan troller şunu anladık deyiverir sayın YK demedi deme:
      Cidiyes’ te neymiş dedi cahiln biri🙂
      Kkm dan girmiş yazar ab’ nin enf faiz oranından çıkmış..
      Maliyeyi anlatmış bir zamanlar YÖK kartaldı😂 ya bile girmiş!!
      Siz hâlâ annenizin deterjanı nımı kullanıyor sunuz aceba?
      Bu yazınız maalesef 6 değil 36 masada kurulsa…
      natoo mermerleri döşemeye devam edecek zannımca😠.
      Aynen devam. Katılıyorum!…

      • Yakın olan en hakiki konu tarikat şeyh vahabi selefi etnik planlar komşudaki pişmiş teröristler (bizim kendi derdimiz yetmedi birde komşularla uğraş).
        Avrupalı yerin altına boru döşemiş somuruyorda doymuyor!!!
        Biz hâlâ!!!!!

    • Osmanlı’da konuşulan dile hakim değilim, bilmiyorum. Ama, Osmanlı’da halkın konuştuğu dil ile sarayda konuşulan dil arasında büyük fark olduğu ve halkın saray diline aşina olmadığı için anlayamadığı söylenir.

      Günümüzde ise tam aksine halkın da sarayda konuşulan dili konulabildiği aynı seviyeyi yakalamış olduğu görülüyor.

      Bırakınız halk bu haklı! gururunu! yaşamasına mani olmayınız.aksi halde Mehmet Ocaktan “makbul vatandaşları” nasıl farkedecek:)))

  9. Benim anladığıma göre bu % 14 Nass’a girmez , daha yukarısı girer ! Ama orada da KKM işin içine girmez !
    Herhalde biraz kafanız karıştı ; doğrudur , döviz dahil kafası karışmayan yok ki ! Ahanda benimki de karıştı!

  10. Geceğin belkide olması gereken tek tarım bakanı!
    Ama fakat lakin..
    Sakalı yok!
    Dili de pelte ..
    Özür mü? Değil belkide🤗
    Tek kusuru,
    Koltuğu muhalefette!!!
    Konuya vakıf! Dürüstlüğü, harbi delikanlılığı görülüyor TV den bile..
    Aç kalmazsın, çiftçi emeğinin karşılığını alır kesinlikle!..
    Mazot mu pahalı…
    Tarım birliklerin mi yok..
    Traktörün mü eskidi…
    Cebinde paran ambarında tohumun mu yok!
    Ara bul araştır öyle ver oyunu
    Böyle vekillere!

  11. Yüzde 14 ile 19 arasında bir fark görmem ben.
    Ya 9’dur, ya 19!
    Bankalara gittiği söylenen beleş paranın acısı getirisi😊 çıkarmı aheste aheste, onuda muhalefet çok bilmiş ekooonomistleri bile🤗.
    Şahsi fikrim:
    Sayın CB faiz üzerine bir plan dahilinde gidiyor.
    Umarım sonunda bir yol açılır nasss üz.’ne.
    Enflasyonu artıran dedikodu!
    Ve convention!
    Bunları hallettin mi herşey döner terrsine.↩️
    Kkm dede durum öyle, para gidiyor bilinen yere!
    Bu olmasa idi para yine gidecekti:
    Bilinmeyen yerlere!!!!
    Güneyimizdeki sorun bile,
    Bak hallediliyor inşallah! Diyalog ile 🤗
    Kaldı bugün,
    Tahlil koridoru🌻🌾
    Daha istediğin ne?

  12. *.Böylece hem bankaların kazançları sınırlanır,
    *hem de Türk lirasındaki kazanımlar büyür,
    *enflasyonla mücadelede önemli bir adım atılmış olur…
    *böyle bir karar alabileceği beklentisi oluşturacağı için çok olumlu algılanır.

Yoruma kapalı.