Korona virüsü olağanüstülüğünden kurtaracaksa aşı olacağım; ancak hangi aşıyı?

53
Uğur Şahin ve Özlem Türeci çifti..
Reklam

Mahalle arasında el arabasını iterek dolaşan seyyar satıcı bir nefeste “Eskici geldi, eski eşyalarınızı, eski buzdolaplarınızı, eski çamaşır makinelerinizi, çanak çömleğinizi, demir borularınızı alırım” diye avaz avaz bağırıyormuş… Onun arkasına kendi el arabasıyla takılan Balkanlar’dan yeni göç etmiş bir genç de, titrek bir sesle, “Ben da, ben da” demekteymiş…

Şu sıralarda, içeriden ve dışarıdan çeşitli önemli isimlerin  “Ben de aşı olacağım” dediklerini duydukça bu eski öykü aklıma geliyor.

Hürriyet bugün o önemli isimleri birbiri ardına sıralamış: Joe Biden, Dr. Anthony Fauci, Barack Obama, George W. Bush, Bill Clinton, Fahrettin Koca, Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şahsen benim de aşı olma konusunda herhangi bir sıkıntım söz konusu değil” demiş… Birkaç yıl önce, grip aşısına itiraz etmişti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve satın alınan milyonlarca aşı o yüzden çöpe atılmıştı.  

Ardı ardına sıralanan açıklamaları okuyunca içimden “Ben da, ben da” dediğimi fark ettim.

Sağlık bakanı Koca, bir gün önce de, yine Hürriyet’ten, Türkiye’nin tercihinin Çin aşısı olduğunu duyurdu.

“Neden Çin aşısı?” sorusuna da bilimsellik kokan bir cevap verdi bakan…

Şu cevabı:

Reklam

“İnaktif yöntemle üretilen aşılar daha güvenilirdir. Tarihte bilinen en iyi yöntem budur. Bunun uzun vadeli sonuçlarını biliyoruz. Virüsün genetik yoluyla geliştirilen mRNA aşıları, kısa vadede iyi sonuç verdi. Ama orta ve uzun vadede nasıl bir etkisi olacağını bilmiyoruz.”

Ben yine de tam tatmin olmuş değilim. 

Almanya’da iki Türk

Hayır, “Çin malıysa çabuk bozulur” klişesi sebebiyle değil; salgına karşı aşı çalışmalarıyla ilgili ilk haberlerle birlikte herkesin varlıklarını öğrendiği iki Türk bilim insanının Almanya’daki şirketlerinde ürettikleri ve bütün dünyanın satın almak için sıraya girdiği aşı varken, neden çok uzaklara gidildiğini anlamakta zorlandığım için…

Uğur Şahin ile eşi Özlem Türeci’nin adları dünyanın dört bir tarafında biliniyor. Uğur Bey ailesiyle birlikte çok küçük yaşında Almanya’ya gitmiş, orada büyümüş, İsviçre’de okumuş; eşi Özlem Hanım ise zaten orada doğmuş ve eğitimini de Almanya’da almış…

Dünya basını, bu iki bilim insanından, Marie Curie (ö. 1934) ve Pierre Curie (ö. 1906) çiftinden bu yana gelmiş en ünlü evli bilim çifti olarak söz ediyor.

BioNTech adlı firmaları, Pfizer ve Fosun ilaç şirketlerinden maddi destek alarak korona virüsüne karşı en etkili aşıyı üretmiş durumda. Aşının insanlara zarar vermediğini kesinleştirmek için son testler yapılıyor. Bu ayın ortalarına doğru toplu üretim başlayacak.

Adlarının duyulduğu ilk günlerde, yine yabancı bir gazetecinin kendilerine yönettiği “Türkiye aşınızdan ilk yararlanacak ülkeler arasında mı?” sorusuna, “Elbette, istenirse kendi insanımıza da aşımızın verilmesini isteriz” cevabını verdikleri biliniyor.  

Reklam

İki Türk’ün Almanya’da elde ettikleri başarı en az bizim basının dikkatinde; neredeyse hemen hiç ilgi yok. Gazetelerde çıkan kendileriyle ilgili bilgiler genellikle yabancı basında tercüme edilenler… Türkçe konuşan ve hepimizin göğsünü kabartacak başarılara imza atan bu iki insana mikrofon uzatıldığını, ekranlara çıkartıldıklarını da görmedim.

Başarıları bayağı büyük. Gelecek yılın Nobel ödülüne şimdiden aday gösteriliyorlar. 

Kurdukları BioNTech firmasının bugünkü değeri 25 milyar dolar. 

Evet, yanlış okumadınız, tam 25 milyar dolarlık bir şirketin sahipleri Uğur Şahin – Özlem Türeci çifti. İlk kurdukları alanında yine başarılı bir başka firmayı -adı Ganymed–  2006 yılında 1.4 milyar dolara satmışlar. İkili Almanya’nın en zengin 100 insanı arasında yer alıyor. 

Mütevazı bir hayat yaşıyorlar. New York Times gazetesinden öğrendiğimiz göre, gece gündüz demeden çalışıyorlar. Tatil bile yapmadan… Kendilerine “Herhalde artık bundan böyle kendi yatınızla tatile çıkarsınız” diyenlere “Ne yatı, bizim otomobilimiz bile yok” cevabını veriyorlar… Uğur Şahin önemli iş toplantılarına bile sırtında çantası olduğu halde bisikletiyle gidiyor. Bir yandan Mainz Üniversitesi’nde ders vermeye de devam ediyor.

Korona virüsü öncesi kanser üzerinde çalışıyor ikili. Bu yılın ocak ayında Çin’in Wuhan kentinde yeni bir virüsün görüldüğüne dair bilimsel bir makale ilgilerini bu alana çekiyor. 

Aşıları tam 44 bin gönüllü üzerinde deneniyor. İlk bulgu, aşılarının yüzde 90’ın üzerinde etkili olduğu.

Ve ben bu bilgileri bizim medyadan değil yabancı gazetelerden öğreniyorum.

İsrail’in kararı

Tam bu sırada, dün, Jerusalem Post gazetesinde İsrail’in aşı konusunda tercihini Şahin-Türeci çiftinin ürettikleri aşıdan yana yaptığı haberini okuyorum.

İsrail şimdiden dört milyon doz aşı siparişi vermiş. Aşılar bir-iki hafta içerisinde teslim edilecekmiş. ABD’nin FDA (Gıda ve İlaç Örgütü) tarafından onaylanır onaylanmaz da orada uygulanacakmış… 

Virüsün en fazla etkilediği ülkeler arasında İsrail.

Bildiğim kadarıyla, Avrupa ülkelerinin çoğu ve ABD de, Pfyzer damgasını taşıyacak Şahin-Türeci çiftinin aşısının onaylanmasını bekliyor. Anlaşmalarını şimdiden yapmış durumdalar.

Tablo böyleyken Türkiye tercihini Çin’de üretilmekte olan aşıdan yana yaptı.

Ben işte bu yüzden “Neden Şahin-Türeci damgasını taşıyan aşı değil?” diye soruyorum. Bakan Koca’nın ‘daha az güvenilir’ bulduğu genetik yoldan geliştirilen mRNA aşısı olduğu için onların tercih edilmediği açıklaması, bütün dünyaya ters gittiğimiz için, bana makul gelmiyor. 

Olağanüstü günler, insanların evlerine hapsedilmek zorunda kalmaları, çocukların ve gençlerin eğitimlerinin engellenmesi, yasaklar yüzünden ekonomik hayatın durma noktasına yaklaşması, üzerimize çöken sağlık açısından sisli hava beni çok rahatsız ediyor.

“Aşı çare, o sayede normale döneceğiz” deniliyorsa bunu müjde sayar, daha önce aşı olacağını açıklamış olanlara bakıp gönül rahatlığıyla “Ben de, ben de” diyebilmek isterim.   

ΩΩΩΩ

Reklam

53 YORUMLAR

  1. Covid-19 virüs aşısında kafamı karıştıran şu oldu. Çin aşısı tercih edilmiş, ne zaman gelecek, ne zaman aşılanmaya başlanacak ve öncelik sırası nasıl olacak hepsi belirlenmiş.

    Fakat Çin aşısı gelince Türkiye’de testleri yapılacakmış, bu testler 15 gün kadar sürecekmiş ve sonuç olumlu olursa uygulanmaya başlanacakmış.

    Bu durumda test sonuçlarının olumsuz çıkma ihtimali yok gibi duruyor. Yani Hükümet uysa da uymasa da bu aşıyı yapacağız, hiç yoktan iyidir modunda.

    Rusya’dan siyasi bir kararla S-400 almamız gibi Çin’den siyasi bir kararla aşı alıyormuşuz hissine kapıldım. Öyle ya AB’ye ABD’ye veryansın edip sonra sıkışınca aşı almak istememiş olabilirler. Bunun yerine Avrasyacı aşı tercih edilmiş sanki. Belki ödemesi de swap yöntemiyle yapılır.

  2. Çin’deki Wuhan laboratuarının sahibi GLAXO , bu glaxo aynı zamanda PFIZER ‘ in de sahibi. neler dönüyor ? Önce virüsü üret , sonra çare diye ortaya çık . Gerçek aşı kimde acaba ?

  3. Didem hanım, hamzabey fatihbeye diyor ki
    “– insanlar aç. ekmeğe ihtiyaç var. askıda ekmek de kalmamış.”
    Siz de tutturmuşsunuz “…obezite de türkiye avrupa birincisi. dünyada 5. sırada.”
    Doğrudur ama artık bir karar verelim lütfen; insanlarımız aç mı tok mu?

    • kimi aç, kimi tok.
      dengesiz.
      gelir dağılımına bakalım,
      karar verelim.
      işçiler aç,
      müteahhitler tok.
      memleketimden insan manzaraları.

  4. Bu yul sonuna kadar sadece Çin aşısı alabiliyor
    Diğer aşılarım biti ile de 1.5 milyon doz görüşülüyor
    AB öncelikle AB içinde dağıtıyor
    Türk aşısı ise nisan da
    Bundan bile nasıl kafa karıştırırız diye dört dönüyorsunuz yaZık

  5. Sizler şaka mı yapıyorsunuz. Gerçekten gözleriniz kör olmuş. Her şeyine bahane bulduğunuz ülkeniz ilk tam kapasiteli jet (turbofan yani helikopter) motorunu yaptı. Aynı gün kars iran bağlantısını sağlayacak çok önemli de bir yol açıldı. Ne var 3 ay içinde bizim asi devreye gireceğini bilim adamlarımız söylüyor işte görünüşe göre ise yarayacak. Buna kadar da çin amerikan alman aşısı kullanacağız. Neyini abartıyorsunuz. Eminim bizim aşı devreye girdiğinde binlerce kulp takacaksınız. Çünkü iyi niyetli değilsiniz.

  6. Bugünkü yorumlara şõyle bir göz attım ve burdakı medya kuruluşlarında teyit edilmiş haberler’den Türk halkının bir kısmí (Saray elamanları) her biri birer bilgi kirliliği ile adeta burayı havuza çevirerk kokutmuşlar.

    Aslında yalanlarını delilleri ile yüzlerine vurmak istedim fakat vaz geçtim.
    Çünkü onlara burdaki yorumculardan Hamza, bey ve onun gibileri azda olsa onlarín bilgi altínda paylaştíklarí yalanları ifşa etmişler.
    Bu kirlilik konusunu ben gõzlerinin içine soksam dahi onlar için birşey fark etmeyeceğinden dolayı yazmaktan vaz geçtim.

    Sahi bu Havuz ne zaman utanacak.
    Fehmi bey’in yazısındaki mavi yaziya tikladım havuz çıkınca bilgi sayarí kapattıp.
    Bu kadar yalakalík ve yalanı nasıl becerebiliyorlar. Hayert.

  7. Çin aşısı alınması bilimsel açıklamanın dışında başka bir sebep mi var acaba?
    Malum şimdiye kafadar Çin mallarının durumu ortada ilken en önemlisi bu virüsün çıkış yeri Çin olması, bu virüs labaratuar ortamında üretildiği herkesçe bilindiği halde bunu bir proje olduğu bir gerçek iken
    Nede Çin aşısında ısrara ediliyor anlamak mümkün değil. sağolsun basımımızda Çin aşısını öyle anlatıyor ki neredeyse ölüyü diriltecek. Sayın fehmi hocanın da belirttiği gibi neden Almanya’dan almıyoruz yoksa. Almanya ile aramız limoni de biz mi bilmiyoruz….

  8. hamza bey,
    selamlar,
    ayrı bir yorum açayım, hem size cevap vereyim hem ayrıntılayayım.
    öncelikle, bulabildiğim bilgiler şüpheli olabilir, haklısınız, dolayısıyla herkesin kendi araştırmasını yapması önemli. bilgiler kısa sürede değişebiliyor, revize edilebiliyor, düzeltme olursa şahsen ben memnun olurum.
    bu aşı konusu halihazırda zaten sorunlu bir konu.
    koronadan çok önce bilim insanları ikiye ayrılmıştı, aşıyı savunanlar ve karşı olanlar olarak. tüm dünyada aşı karşıtlığı gittikçe artıyor. bir kısım bilim insanı ortadan kalkmış kimi hastalıkların- kızamık gibi- tekrar ortaya çıkmasını bu aşı karşıtlığına bağlarken, bir grup ta down sendromu ve otizmin çocuklarda gerçekten dikkat çekici bir şekilde artan oranda görülmesini aşılara bağlıyorlar.
    1,5 milyon insan öldü,
    şimdi bu kadar ciddi bir pandemi de bu kadar sorunlu bir aşı konusu sanırım pek çoğumuz için oldukça karmaşık. normalde bir aşının üretimi 10 yıl sürerken, onların bile karı zararı tartışılırken kısa sürede geliştirilen bu aşıların karı zararı ne ola, bilmek zor.
    sonuçta bütün aşılar için avantaj ve dezavantaj söz konusu. bu da teknik bir bilgi, bizi aşıyor sanırım.
    ama güvenilirlik ayrı bir konu. aşı olsun herhangi bir teknoloji ürünü olsun, bir fikir ya da sistem olsun, onun kimin elinde ne amaçla, hangi niyetle kullanılacağı önemli olan. bir şey doğru ellerde iyi ve yararlı olabilirken, aynı şey yanlış ellerde kötü ve zararlı olabilir. yeni teknoloji aşılar hakkında böyle düşünüyorum.
    şimdi aşı konusunda gelişmeleri izlemek taraftarıyım.
    çin aşısı alınmakla iyi mi yapılmıştır, farklı bir yol mu izlenmeliydi tartışmak için biraz erken olabilir. ilk aşılanacak olanlar sağlık çalışanları olacak, onların fikirlerini önemsiyorum, bir de toplumda değerli isimler var onların görüşlerini de takip etmek gerektiğini düşünüyorum.
    ama bana kalırsa asıl önemli olan insanın bağışıklık sistemine yatırım yapması ve onu güçlü tutması gerektiği. güçlü sistemi olanlar zaten kolay atlatıyorlar. bu pandemi doğal bir seçilim yapar gibi çoğunluğu toplumdaki yaşlı, hastalığı ve/veya kötü alışkanlıkları olan, bağışıklık sistemi zayıf kişileri etkiliyor, ölenlerin büyük bir kısmı bu kişilerden oluşuyor. bunun altının çizilmesi önemli diye düşünüyorum. toplumumuzda ciddi sağlık sorunları var ne yazık ki.
    mesela obezite de türkiye avrupa birincisi. dünyada 5. sırada.
    rakamlar değişebilir,
    türkiye’de erişkin nüfusunun 20 milyonu obezmiş, erişkin nüfusun yüzde 60-65’i aşırı kilolu ve obez. Çocukluk dönemlerinde fazla kilolu ve obez grup hızla artıyor. Kadınlardaki oran daha can sıkıcı. Erkeklere göre 2 kat daha fazla kadın obezitesi. Kız öğrencilerin erkek çocuklarına göre obeziteyle karşılaşma olasılığı daha fazla. fazla kilolu ve obez yaş grubu göz önüne alınırsa, örneğin 6 yaşında çocuklarımızın yüzde 17,9’u obez ve aşırı kilolu, toplamda 18 yaşına kadar olan yaş grubunun da yüzde 20-21’i obez ve aşırı kilolu.”
    bana kalırsa bu kovit19 salgınından, hangi aşı meselesinden çok daha ağır bir tablo, başlı başına çok ciddi bir sorun var ortada…
    obez ya da kilolu insanlar her türlü sağlık sorununa açık olurlar.
    bu durumdaki insanların bağışıklık sistemi nasıl düzgün çalışabilir,
    hangi aşı durumu düzeltebilir?
    acil eylem planlarının oluşturulması gerekir.

  9. Şahinbey Belediyesi’nin 5 milyon 790 bin TLye 15 bin adet ” kol saati” aldığı doğru mu?
    Doğruysa bir belediye kol saatini ne yapar?
    Yoksa Covid-19 a karşı etkili mi ?
    Haber doğruysa, bu ülkede aşı bulunması imkan ve ihtimali var mı ?

    • Sayık yk, 16 aşıdan 4 tanesi geliştirildi, en azından bi tanesi 3.aşamada deneniyor ve en geç nisan ayında uygulanacak; o zamana kadar diğer 2si veya 3ü de tamamlanma aşamasına gelmiş olacak!

  10. Yazarımız bilim insanlari olan Çiftin yaşam tarzından bazi örnekler veriyor .
    Gösterişten uzak İsraf etmeyen bir yaşam tarzlari var. Onlar Değil túyü bitmemiş yetimlerin hakki gösteriş yapacam diye kendi paralarını uçan saraylar şõyle dursun lúzümsúz yere arabayi dahi kullanarak çar çur etmiyorlar.

    Peki ihtibar konusunda Ak Sarayı ile dünya devi olan Türkiye bu son KODİ 19 savaşı’nın neresinde, ve görevi ne?

    Şu an, “DÚNYA” büyük bir savaşın içinde ve Codi 19. Karşı savaşiyor.
    Bu savaşın Komutanları ve askerleri BİLİM adamlari.
    Bunların içinde Çın ve Rusyada var.
    FAKAT! Onlardan basına sızmış haberler hiç iç açıcı değıl. Değil çúnkú gönülúlerden õlenler olmuş onu gizliyorlar.

    Sahi SAVAŞ seven Túrkiye neden bu savaşın içinde yok? Veya değil?
    Mesleği adam õldúrmek olan ordular síralamasında Dúnyanín 2. Büyük Ordusuna sahip olan bir úlke Teknoloji, Sağlík, konularínda bunları úreten Dünya devlerinin çõplerini para verip İTHAL ediyor.

    Zaten basín dedikleri pardon havuz şarlatanlaride YALAN ve iftira’da dúnya devliğini elden bırakmiyor.

    Sahi Ak Sarayda kaçtane Bilim adami görevli bilenleriniz varmi?

    Buralarda õğle bizdeki gibi seçilmişlere değil esa o işin uzmanları çíkar halka açıklama yapar.

    Trump’a inanan ve onun pis amellerine alet olan taraftarlari sayesinde ABD vürúsde dünya rekoru kırıyor.

    Şu an Biden ve ekibi onların pisliklerini temizlemek için uğraşiyor.

    Bu vúrüs’Ü oğle savaş hilleri ile yenemzsınız.

    Bu savaşı gerçek komutanlar kazanır
    Kanla beslenen ve onun taraftarlari’de ancak onlarín çõplerini toplayarak hayatlarını ikame ederler.

    • Nurdan abla almanyada bir doktor kaçpara maaş alıyor, türkiyede bir aile hekimi kaçpara maaş alıyor ikisini karşılaştır; ondan sonra gurbetteki tıpçılarımızın neden “Gösterişten uzak İsraf etmeyen bir yaşam tarzlari…” olduğunu da daha iyi anlarsınız!

    • Çin aşısını tercih etmemizin sebebi biraz duygusal yani paramız yok ve de biontech aşısını eksi 70 derecede insanlara ulaştıracak donanıma sahip olmadığımız olmasın.
      Ha birde aşı üreten tek tesisimiz refik saydam aşı enstitüsünü neden kapatmıştık acaba.

  11. Politikaya ve Siyasetçiye güvenin azaldığı ve neredeyse sıfırlandığı ve üstüne üstlük kutuplaşmanın hat safaya ulaştığı heryerde bilimden, akılda ve sağ duyudan da uzaklaşılır. Çin değil de Almanyadan bile aşı alınsa birileri çıkıp “acaba kim cukkalayacak” der ve güvensizlik eseri muhalafet eder. Yapıcı değil bahsettiğim muhalefet yıkıcı muhalefettir. Siyaset kurumuna olduğu gibi medya ya da güven sıfıra yaklaşmak üzere. Biz sade vatandaşa düşen ise el yordamıyla doğru bilgiye ulaşmak olacaktır. Tabi o arada birileri bizi yine manipüle etmiyorsa. Mustafi ve adı unutulmak üzere olan eski bakanımızdan ilhamen derim ki “Sonumuz hayrolsun.”

    • El yordamıyla doğru bilgi diye bula bula siyasete güvenin düştüğünü mü buldunuz tarık bey? Eskiden çok yüksekti değil mi? Sade vatandaşmış…

  12. Kıyaslamam doğru mu bilmem ama Amerikan markası çin üretimli İphone ülkemizde 15bin tl, Çin markalı çin üretimli Huawei 2500 tl. Her keseye göre üretimi vardır Çin’in. Aşı aldık ve halka dağıttık propagandasına hazır olalım. Pandeminin başlangıcında kahraman ilan edilen bakan sonunda çuvallayınca aşı yaptık diyerek karizmayı toparlama derdinden. Pandemiye Türk gibi başlayıp Türk gibi bitireceğiz şükürler olsun.

    • Tarık bey propagandasından rahatsız oluyorsanız aşıyı yaptırmazsınız olur biter! Ama hem hızlıtrene, marmaraya, 3.köprüye, yeni havaalanına karşı çıkıp sonra kullandığınız gibi bunun da bi yolunu bulursunuz heralde!

  13. Doğu Türkistan’da olanlar için neden sus puslarsa, mecburen aşıyı da Çin’den alıyorlar.
    Kısmen İktidar

  14. Burada birden fazla konu var. İlk önce, dünyayı tehdit eden bu yeni virüse karşı bütün dünyadaki aşı geliştirme yarışını başarıyla en önde bitiren bilim insanlarının Türkiye kökenli olması. Önce bunu kutlamalı ve Türkiyeli olarak bu işe çok sevinmeliyiz. Nobel Ödülü alan Aziz Sancar’dan sonra bir Türk çiftin dünyada yankı yapan bu başarısı haliyle gurur verici bir tablo. Bu işin Türkiye’ye ve bu konularda çalışan yeni nesil bilim insanlarına da faydası olacaktır… “Ben da, ben da” diyenleri bol olur inşallah…

    ……
    Çetin bir yarıştı, aşı bulma süreci,
    Zoru başardı! Şahin ile Türeci…

    Uğur Hataydan çıkmış yola ülkeden,
    Özlem Almanya’lı, ama Türkiyeden…

    Yukardan bakılmağa hiç aldırmadan,
    Hakkıyla çalışmışlar demek yılmadan…

    Binlerce teşekkür, ne mutlu size!
    Bir gurur yaşattınız Dünyada bize…

    Anadolu adına en az üç defa,
    Bu çifte “Bravo” diyebilmeli, vefa!

    İnsanımız böyle çalışırsa demek,
    Başaracak ve hep önlerde gelecek!

    Binlerce teşekkür, ne mutlu size!
    Bunu kanıtladınız, ülkede bize…

    Yolunuz yeni nesillere yol olsun!…
    “Ben da, ben da” diyenleriniz bol olsun!
    …..

  15. Araştırmayı insanların ırkı üzerinden maniple etmeniz içinizdeki değerinden daha az rağbet görmüşlüğün sıkıntısı hissediliyor. Şu anda dünyada 237 aşı çalışması projesi var. Bu araştırmalardan; DNA ve RNA aşıları genetik aşılardır. GDO’lu gıdalar gibi riskleri sonradan ortaya çıkma ihtimali var. Dünya bu aşıları ilk deneyecek. Riskleri ve avantajları tam bilinmiyor. En eski teknik; zayıflatılmış virüsü insan vücuduna enjekte etmektir. Çin aşısı bu teknikle üretilmiştir. Kayseri Üniversitesinde de bu teknik kullanıldı.

    • şerafettin bey! muhtemelen benim yazılarımdaki hükümet ve taraftarlarına olan güvensizlik açıkca belli oluyor.
      – sizin yazınızda da hükümeti savunma çabası açıkca belli oluyor.
      – Fakat benim makul gerekçelerim varken, dahası da başka türlüsünü akıl, mantık, vicdan kabul etmezken, sizin hükümeti savunma telaşınıza anlam veremedim doğrusu.
      – hangisi eksik? akıl? vicdan?
      – Öncelikle şunu söyleyim. takip edebildiğim kadarıyla ki aşağda bazı insanlar da aç buçuk bilgi vermiş, aşının üretim aşamasına, yani test bölümünü aşıp, onay alma aşamasına gelenleri amerika ve avrupada 3 tane, rusya da ise 2 tane.
      – çinin henüz o aşamaya gelmiş bir aşısı bildiğim kadarıyla yok.
      – rus aşısı hakkında ise çeşitli şüpheler dile getiriliyor.
      – Ayrıca, aşağıda sayın RNE’nin verdiği bilgiye göre, oxfordun aşısı da viral aşı.
      – Buna rağmen, ingiltere, ilk aşı uygulamasına pfinzer aşısından başlıyor.
      – Muhtemelen kayserililer kadar iktidarsever ve akıllı olmadıklarından olabilir.
      – Ayrıca, çok ayrıntılı bilgim yok ama, yanlışım varsa düzeltin: viral olmayan yöntemle aşı ilk kez geliştiriliyor. Oysa, vurulan aşıların uzun vadede ne gibi sonuçlar ortaya çıkacağı, viral aşılar için de bir problem.
      – Yani, viral aşılarda ne olacağı belli, viral olmayanlarda ne olacağı belli değil söylemi tamamen kayseriliyi kandırma jargonu diye düşünüyorum. çünkü mesela, domuz gribinde, daha sonra ortaya çıkan, hesaplanamamış, kısa vadede bilinmeyen etkilerin ortaya çıktığını okumuştum.
      – Yanlışım varsa düzeltin.

    • şerafettin bey tekrar merhaba. bir ilave yapmak istiyorum.
      – Bence, hem araştırdığımızda doğru verileri bulmak yani doğruları öğrenmek için, demokrasi ve özgürlükleri savunsanız, aslında bir aşı konusunda bu kadar kıyamet kopmayacağını da görmüş oluruz.
      – Ve tartışmaların da daha çok bilgi temelli olacağını da.
      – şimdi de bilgi temelli gibi görünüyor ama bilgi temelli olmadığı çok açık çünkü yazılan fiyatlar bile birbirinden çok farklı.
      – onun için, bence ahlak ve mantıktan ve tabii insanlıktan yana olun. demokrasi ve özgürlüğü savunun. iktidarı değil.
      – böyle yaparsanız, viral aşılar mı yoksa diğer aşı mı daha iyi tartışmasını, uzmanlar daha açıkca ve daha doğru bir şekilde tartışır. biz de daha doğru bir şekilde bilgileniriz.
      – tabii doğru sizin için akp ve mhpden önemliyse.

      • gene ilave: uyanık kayseriliyi bulunca insan yorum üstüne yorum yazıyor.
        – İngiltere, kendi üniversitesinin geliştirdiği ve size ve akplilere göre, uzun vadeli sonuçları belli olan aşı yerine pfinzerin, yine size ve akplilere göre, uzun vadeli sonuçları belli olmayan ve milli ve yerli de olmayan, üstelik türk kökenli 2 bilimadamının geliştirdiği aşıyı ilk önce onaylayarak, kayserililer kadar akıllı olmadığını mı göstermiş oluyor?
        – insan şüpheye düşüyor şimdi.

  16. Turkiyede bu asinin yapilabilmesi icin alt yapiyok. o aly yapi kurulmak istenmiyor. Cunku iki uc yil sonra cope atacaginiz cigazlara para vereceksiniz. Avrupa ulkelerinde ve amerikada bu alt yapi var. o yuzden hemen baslayabilirler. Bundan 1 ay once sanirim bu kunuda bir bilim insani konusmustu. Turkiyede alt yapinin kurulmasi icin cok paraya ve zamana ihtiyac var demisti. Buyuzden secilmedi. CIN asidi geleneksel metodla uretilmis bir asi ve TURKIYEDE hali hazirda alt yapisi var. Bu yuzden Turkiye CINi secti diye anladim okuduklarimdan.

    • Musa bey memleketin altyapısından üstyapısından haberiniz yok. siz hangi devirde yaşıyorsunuz? Yav 15günde solunum cihazı ürettik, 45günde 1000er yataklı iki üç tane çok amaçlı pandemi hastanesi kurduk, şimdiden 4 aşımız var, bunlardan biri halen dünyada etkinliği en yüksek olan aşı sayılır, almanyada üretileni saymıyorum bile.
      Bilin bakalım; şu anda KKKA aşısını dünyada ilk ve tek olarak hangi ülkenin bilimadamları geliştirdi?
      Allahın seçtiği büyük millet; TÜRKOĞLU TÜRKLER üretti!
      Dünya bilim görsün, insanlık öğrensin!
      Türkün elinin değmediği hiçbir işten insanlığa hayır gelmez; gavur bitek kendini bilir!

  17. Partinin eski milletvekillerinden Barış Yarkadaş’ın “yeter artık” isyanı kıvılcım oldu, ortalık yangın yerine döndü.
    CHP Genel Başkan’ı susuyor…
    CHP Grup Başkan Vekilleri, Sözcü’leri susuyor…
    CHP’nin yandaş medyası susuyor…
    Kadın dernekleri, kadın hakları savunucuları susuyor…
    İyi bir şey değil bu…
    Bunun sevinilecek, “oh güzel oldu” denilecek bir tarafı yok.
    Türkiye’deki demokratik işleyiş açısından doğru düzgün siyaset yapan bir CHP’ye ihtiyaç var.

    Bir kısım yandaş medya olayı köpürtüyor
    Bir kısım yandaş medya gözleri tamamen kapalı. İstanbulu dinliyor.

  18. Devleti yönetenlerin bir bildiği fakat ispat edemediği bir konu nedeniyle tüm halkı ilgilendiren konularda taraflı davranmasını yadırgamam. Aksine,
    Ben çay içerim bak birşey oluyormu? Diye şov yapıp, halkı yanılttıktan ve gerçek ortaya çıktıktan sonra, özürle kapatılmasına karşıyım. (Çernobil müsibeti).
    Birilerinin bulundukları konumun farkına varmak zorunluluğundan yola çıkarak, milyonlarca insanın zarar görmesine sebep olacak tavırdan korkar çekinirim.
    Bir kuşkuyla çocuguna hiç aşı yaptırmayıp felakete neden olacak anne ile,
    Elli yaşındaki birinin kısırlığa neden oluyormuş ben yaptırmam ayrımını hiç kimse yapamaz. Bu nedenle kahrolası bağzı konular mahalle arasında ki enyaşlı kişiye değil,
    Bilim ilim adamları yetmez, kurullarına bırakılmalıdır ki,
    Yarın birgün bir sorumlusu olsun yapılan işin. (Hep merak ederim çay işinin sorumlusu çıktımı, 12 eylül sorumlusu bile yargılandı). Bugün TVde konuşan adamı, yarın sorumlu kim tutabilir?
    Aslında herkes güvendiği politikacı nın tavrını gözler. Bir yıldır salgınla cebellesen dünyada, politikacılar kayıkçı kavgası yapıyor.
    Belki de tüm partililer bir arada birşeyler mi yapmalıydılar? TV de o şunu demiş, bu yatırımda neymiş yerine, Ekonomik tedbirler başta, işsizlik, geleceğin planlanması ve hatta bir türlü anlaşılamayan sistem tartışmaları mı nihayete erdirilmeliydi acaba?
    Yada aşıyı bulan bir vatandaşı mız niçin burada değil, orda?
    Her ne olursa olsun önceligimiz aşı, sağlık olsun.
    Aslında ben öyle demediydim’siz günler görmek dileğiyle.

    • Matineci arkadaş o çay içerimci bakanlar eski türkiyede kaldı; bugün bilimsel raporla kanıtlanmayan hiçbir eylemi türkiyede kimseye yutturamazsınız! Herkesin elinde bir mizan terazisi, abaküs, hesap makinesi, bunzenbeki, beher, tcetveli pergel, yerin altında ne var üstünde ne var kaç para eder şak diye burnunuzun önü koyuyorlar! Kimse safsalak değil yani…

    • Fatih bey! nerden ekmek çıkar. anlatın ekmeğin yerini lütfen.
      – insanlar aç. ekmeğe ihtiyaç var. askıda ekmek de kalmamış.
      – gerçi şimdi askıda pizza uygulaması başlatmış kızılay. ekmeği onlar mı yedi acaba?
      – utanman yok değil mi?
      – yorumlarda biryığın farklı fiyat bilgisi yazılıyor. çinden 50 milyon doz aşı anlaşmasından bahsediliyor. kaça aldığını bilmiyorsun. üstelik aşının halkın sağlığı açısından ne kadar güvenli olduğu şüphesi var. Fakat sen, akp-mhp şakşakçılığı derdindesin.
      – ekmekten derdin akp-mhp iktidarının pisliklerinin sergilenmesi ise, benim burdaki camide hergün sela veriliyor. bazı günler günde 2 sefer.
      – bunlar senin ve senin gibilerin eseri.

  19. BUGÜNKÜ BİR GAZETEMİZDEN İLGİNÇ BİR HABER!
    Şahin ile Türeci’den düşündüren itiraf: Kendi geliştirdikleri aşıyı yaptırmadılar!
    Koronavirüs aşısını Bill Gates’in fonlamasıyla geliştiren Prof. Dr. Uğur Şahin ile Dr. Özlem Türeci, Amerikan ilaç devi Pfizer ile ürettikleri, yüzde 95’ten fazla koruma sağladığı belirtilen ve onay sürecinden geçen aşının, kendileri de dahil BioNTech şirketi çalışanlarına yapılıp yapılmadığına ilişkin sorusuya “Yaptırmadık” şeklinde cevap verdi.

    • Günü geldiğinde belki de tercih yapacağımız aşılar..

      1️⃣FİRMA MENŞEİ

      1) Biontech /pfizer Aşısı – Almanya / ABD
      2) Sputnik V Aşısı – Rusya
      3) Moderna Aşısı – ABD
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı – İngiltere / İsveç
      5) Sinovac Aşısı – Çin

      2️⃣AŞI ÜRETİM TEKNOLOJİSİ

      1) Biontech / Pfizer Aşısı – RNA Tabanlı
      2) Sputnik V Aşısı – Viral Vektör
      3) Moderna Aşısı – RNA Tabanlı
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı – Viral Vektör
      5) Sinovac Aşısı – Geleneksel

      Geleneksel Aşı: Geleneksel aşılarda enfeksiyona sebep olan virüsler, zayıflatılarak ya da etkisizleştirilerek vücuda enjekte ediliyor, böylelikle vücut, kendisine zarar veremeyecek hale gelen virüse karşı bağışıklık kazanmayı öğreniyor.

      RNA Tabanlı Aşı: RNA tabanlı aşılarda ise virüsün tamamı yerine, genetik bilgisini taşıyan RNA zincirinden kritik bir kısım vücuda enjekte ediliyor.

      Viral Vektör Aşı: Viral vektör aşılarında da yine gen teknolojisi kullanılarak, virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor.

      3️⃣AŞI ÜRETİM KAYNAĞI

      1) Biontech / Pfizer Aşısı – Sentetik kod ( Aşı, kişinin koluna enjekte edildiğinde kas hücreleri, virüsü imal etmeye başlıyor )

      2) Sputnik V Aşısı – Canlı Hücre ( Virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. )

      3) Moderna Aşısı – Sentetik kod ( Aşı, kişinin koluna enjekte edildiğinde kas hücreleri, virüsü imal etmeye başlıyor )

      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı – Canlı Hücre ( Virüsün taşıdığı genetik materyalin bir kısmı, başka bir virüs içine yerleştiriliyor ve vücuda enjekte ediliyor. )

      5) Sinovac Aşısı – İnaktif virüs ( Tavuk Yumurtası vasıtasıyla çoğaltılan inaktif virüs enjekte ediliyor)

      4️⃣AÇIKLANAN BAĞIŞIKLAMA ORANLARI

      1) Biontech / PfiZer Aşısı – %95
      2) Sputnik V Aşısı – %92
      3) Moderna Aşısı – %95
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı – %70
      5) Sinovac Aşısı – %90

      5️⃣SAKLAMA KOŞULLARI

      1) Biontech / Pfizer Aşısı: -70° (6 ay) / 4° (1 hafta)
      2) Sputnik V Aşısı: 4° (6 ay)
      3) Moderna Aşısı: -20° (6 ay) / 4° (30 gün)
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 4° (6 ay)
      5) Sinovac Aşısı: 2-8° arası (3 yıl)

      6️⃣DOZ BAŞINA MALİYET

      1) Biontech / Pfizer Aşısı: 19,5 $
      2) Sputnik V Aşısı: 10 $
      3) Moderna Aşısı: 25-37 $
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 3 $
      5) Sinovac Aşısı: 29 $ (Çin’de şuanki fiyatı) Yurtdışı fiyatının 13-15 $ olması bekleniyor

      7️⃣UYGULAMA ŞEKLİ

      1) Biontech / Pfizer Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
      2) Sputnik V Aşısı: 21 gün ara ile 2 doz
      3) Moderna Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
      4) Oxford / Astra Zeneca Aşısı: 28 gün ara ile 2 doz
      5) Sinovac Aşısı: 14 gün ara ile 2 doz

      Derleyen: Ecz.Muhammed Emin Erbek

      • bilgiler için teşekkür ederim.
        – ama toplanan verilerdeki farklılık (şu an gözüme çarpan fiyatlarda farklılık), sizin verdiğiniz bu bilgi ile daha bir ortaya çıkıyor.
        – bu da aşı konusunda insanları şüpheli olmalarının pek de mantıksız olmadığını tekrar ispatlıyor.

  20. fikir sahibi olmak için bilgi sahibi olmak gerekir, bilgi sahibi olmak için de hepimizin ilham beklemek yerine araştırması, ilgili, bilgili kişilere danışması yerinde olur.
    çinli sinovac şirketinin geliştirdiği koronavirüs aşısı coronavac’ın üçüncü faz testleri devam ederken türkiye, bu şirketle 50 milyon doz için sözleşme imzaladığını açıkladı. alman biontech ve abd li moderna da hem üretim hem satış faliyetlerini sürdürüyorlar. bakan kocanın açıklamasına göre türkiye üretim tekniği açısından çin aşısını tercih etmiş. inaktif virüs tekniğine göre hazırlanan bu aşıda, enfekte etme özelliğini yitirmiş olan virüs vücuda verilerek, vücudun hastalığa bağışıklık kazanması hedeflenir. moderna ve biontech aşıları ise yeni bir yöntem olan mRNA teknolojisiyle üretiliyor.
    ”mRNA, ya da uzun adıyla mesajcı ribonükleik asit, birçok canlı için ana genetik malzeme olan DNA’dan (deoksiribonükleik asit) üretilen, DNA’nın çift zincirli olmasının aksine tek zincirli olan bir biyomoleküldür. Mesajcı RNA (mRNA), hücre çekirdeğinden geçerek sitoplazmaya ulaşabilir ve DNA’da saklanan genetik bilgiyi ribozom adı verilen ve proteinlerin sentezlenmesini sağlayan organele taşıyabilir. mRNA tarafından DNA’dan ribozoma taşınan bu bilgiler, tRNA isimli bir diğer RNA molekülünün yardımıyla, tek tek aminoasitlerin üretilmesini ve bunların birleştirilerek hem hücrenin inşasında, hem de hücre içi süreçlerin çalışmasında rol alan proteinlerin oluşturulmasını sağlar. Yani mRNA, DNA’mız ile her şeyi mümkün kılan proteinler arasındaki iletişim aracıdır.
    Bir hücre, bünyesindeki mRNA’nın kendisine mi ait olduğunu, yoksa yabancı bir mRNA mı olduğunu ayırt edemez. mRNA, eğer hücre içerisinde varsa, ribozoma gidip burada okunabilir. İşte bir mRNA aşısında olan, SARS-CoV-2 ve diğer koronavirüslere ismini ve o meşhur “korona” (“taç”) görünümünü veren mızrak proteinlerine (İng: “spike protein”) ait bilgileri barındıran bir mRNA kullanılmasıdır. Bu mRNA, vücudumuzdaki hücrelerde okunarak mızrak proteinlerine dönüştürülür. Bu mızrak proteinleri, virüsün geri kalanı olmaksızın hiçbir işe yaramaz; tamamen anlamsız bir şekilde hücre içerisinde veya dışarısında süzülürler. Ancak savunma hücreleri bu proteinleri gördüğü anda, “yabancı madde” olarak algılar ve savunma molekülleri (antikorlar) üretmeye başlar. Böylece, yine, vücudumuz hastalığa yakalanmadan ve COVID-19 ile ilişkili berbat semptomları çekmeden, hastalığı tanımamız mümkün olur.
    zaten “doğal bağışıklık”, virüs vücüdumuza girip de hücrelerimize bağlanarak kendini çoğaltmaya başladığında, savunma hücrelerimize bağlanan mızrak proteinleri üzerinden virüsü tanıma şeklinde olur. Ama bu, doğal bir şekilde yapıldığında, iş işten geçmiştir: Virüs, çoğu durumda, savunma sisteminin virüsü tanıyabildiğinden çok ama çok daha hızlı şekilde çoğalır ve vücudu işgal eder. Birey hasta olur. mRNA aşısında (veya diğer yöntemlerle yapılan aşılarda) ise hasta olmadan virüsün kimliğini vücuda tanıtmak mümkün olur. ”

    yani çin aşısı bildiğimiz eski klasik yöntem ile aşı üretirken, diğerleri yeni bilgilerle daha modern bir aşı üretiyorlar. lakin temel amaç bağışıklık sistemine bu virüsü tanıtmaktan geçiyor.
    rus sputnik, ingiliz astra zeneca ve çin bu viral vektör aşı üretimini tercih ederken alman biontech ve abd li moderna bu rna tabanlı aşı üretimini tercih ettiler. bunlar arasında ciddi fiyat farkları olduğu da bir gerçek. hepsi iki doz aşı öngörüyor ve biontechin tek dozu 20 dolarken astra zenecanın tek dozu 3 dolar imiş.
    depolama ve nakliye son derece önemli bir konu gibi görünüyor. çinli aşının 2-8 derece arasında üç yıla kadar saklanabilme özelliğine karşı, biontech aşısının ise -70 derecede saklanması gerekiyor. Aşı beş gün boyunca normal buzdolabı sıcaklığında dayanıyor. bu durumda bu aşının büyük bir dezavantaja sahip olduğu söylenebiliir. ülkelerin bu koşulları sağlamakta güçlük yaşayacağı önemli bir durum bence. bir de yan etki problemi var ona ayrı bir yorum ayırmak lazım.

    şimdi bu aşı tartışmalarını günlük kısır tartışmaların dışında değerlendirmek gerekir. ben bu konuda hükümetin elinden geleni yapacağına inanmak istiyorum. bunun dışında mümkün mertebe bilgilenmenin de doğru olacağı kanısındayım. genellikle fiyat-kalite arasında doğru bir korelasyon vardır ama son derece tehlikeli noktalara gelmiş, hedef kitlenin sağlıklı insan olduğu ilaç sanayii söz konusu olunca ben hiç bir şeyden emin olamıyorum. hatta aşılanmak kadar aşılanmamak bir seçenek olabilir mi onun da üzerinde durmak gerektiğini düşünüyorum.

    • Didem hanım “ben bu konuda hükümetin elinden geleni yapacağına inanmak istiyorum.”demiş ve eklemiş: “hedef kitlenin sağlıklı insan olduğu ilaç sanayii söz konusu olunca ben hiç bir şeyden emin olamıyorum.”
      Merak edin ama endişelenmeyin leydim; bu hükümet o ilaç firmalarıyla da çarpışa çarpışa bugünlere geldi…

    • didem hanım merhaba.
      – araştırma yapma konusunda haklısınız da bulabildiğiniz bilgiler konusunda biraz şüpheli. bunun da sebebi, yetkililerin halka bilgi vermek gibi zorunluluklarının olmaması gerek. ya da daha doğru ifade ile, illaki yalan ve yanlış bilgi vermek zorunda olmaları olsa gerek.
      – bu durum öncelikle şüphe oluşturuyor. onun da dışında, doğru bilgiye ulaşmayı zorlaştırıyor.
      – bugünkü sözcünün aşı ile ilgili haberinde fiyatlar aşağıdaki gibi verilmiş ki sizin araştırıp bulduğunuz değerlerle hiç alakası yok. sözcünün haberi de yanlış olabilir kuşkusuz.
      – Ancak, 3 dolarlık aşı da bana biraz afaki geldi.
      – Öncelikle sözcüdeki rakamları aşağıya kopyalıyorum.
      Biontech / Pfizer: 50 – 74 dolar
      Moderna: 39 Dolar
      Oxford / Astra Zeneca: 6 dolar
      Sputnik V: 20 dolar
      Sinovac / Coronavac: 60 dolar
      – Şurası, yine bugün sözcüde yer alan bir uzman açıklamasında ortaya çıkıyor. 3 faz sonuçları ortaya çıkmadan aşı yapılmamamalıdır.
      – Aşı, bir aracı vasıtası ile değil, devletin kendisi tarafından alınmalıdır.
      – yukardaki uzman açıklaması ve sağlık bakanlığının açıklamasını birleştirdiğimde, ingilteredeki durum ve amerikadaki durum ile türkiyedeki durum arasındaki farkları ve benzerlikleri de yorumladığımda, kendimde, şu mantık yürütmeye ulaşıyorum.
      – 1- türkiye, henüz 3. faz aşı sonuçları ortaya çıkmadan aşı siparişini vermiştir ama kaç liradan, kime sipariş verdi (yani bir aracı firmaya mı yoksa aşı üreticisi bir firmaya mı) belli değil.
      – İngiltere, almanya, amerika gibi ülkeler de henüz 3. faz aşı raporları ortaya çıkmadan önce sözleşme imzaladılar. Ancak o ülkeler aşıyı alıp, aşının uygulanması aşamasına girmediler. yani, onlar ön protokol yaptılar. aşı başarılı olur sa almak için. bizde ise, aşı alımı için anlaşma yapılmış ve aşı henüz 3. faz raporları ortaya çıkmadan uygulama planlaması yapılmış gibi görünüyor.
      – İngiltere, aşı değerlendirmesini yaptı ve aşının kullanımına, yetkili birimleri karar verdi ki, amerika, bunun amerikan kurumu üzerine baskı yapma ihtimalinden bile rahatsız oluyor. yani hata yapmak istemiyorlar.
      – yine türk uzmanın açıklamasından, yukarı almadığım bir bölüm daha var. o da, bizde aşıyı değerlendirebilecek kurum kapatıldığı için, aşı değerlendirmesinin yapılamayacağı söyleniyor. Bu kuruma uzman hıfzısıhha diyor.
      – Yani, bizde aşının uygulanabilir ilan edilmesi, ingiltere, almanya, amerika gibi ülkelerdeki prosedürden biraz farklı (şüpheli) olacağı zaten insanların aklına geliyor çünkü sağlık bakanlığının göz için önerdiği ilaçtan bile kör olan insanlar oldu ki bu ilaç, onkoloji hastaları için kullanılıyormuş.
      – Sizin söylediğiniz saklama koşulları da pfizerin aşısı için geçerli olsa bile, modernanın aşısı için geçersiz bir durum. bildiğim kadarıyla modernanın aşısı, normal soğutma tertibatında saklanabiliyor ve taşınabiliyor.
      – bu nedenle de, neden türkiye gibi güvenilmez ülkelerin aşılarının ilk akla geldiği, diğer ülke aşılanının akla gelip de ön anlaşma yapılmadığı, bunun yerine, çin gibi, uygurlara kültürel eğitim veren bir ülkenin aşılarının hem de 3. faz sonuçları çıkmadan alım anlaşması yapıldığı ve aşının uygulanmasının planlandığını anlamakta zorluk çekiyorum.
      – muhtemelen, aşı ile ilgili şüphesi olanların birinci gerekçesi:
      – akp-mhp iktidarının ne yaparsa mutlaka içinde yandaşlara çıkar sağlama alışkanlığı ile, her konuda olduğu gibi aşı konusunda da yalan söyleme ihtimallerinin yüksek olması ya da daha doğru ifade ile, doğru söyleme (ya da %100 doğru söyleme) ihtimallerinin olmaması birinci neden.
      – ikinci neden ise, yine akp-mhp iktidarının güvenilirlik düzeyi ile çinin ve rusyanın güvenilirlik düzeylerinin birbirine yakın olması.
      – İnternette bulabildiğimiz bilgiler ise, bu işin sadece garnitür bölümü olarak kalıyor maalesef.

  21. düzeltme! çin 3. faz aşı aşamasında değil. 3 faz aşı çalışma raporları henüz ortaya çıkmamış.
    – bugünkü sözcüde daha ayrıntılı bilgiler var.
    – bir de t24’te aşı ile ilgili yazıyı okuduğumu düşünüyordum ama yazıyı bulamadım.

  22. bu aşı ile ilgili t24’te bir yazı vardı. – çin aşısı denilen aşı henüz deneme aşılarını bitirip onay almamış. 3. faz deneme aşıları yapıyorlarmış.
    – bunların deneme aşılarını aşı olarak türk milletine kakalayacaklar.
    – bir tarafta çinlilerin kobayı olacağız. diğer tarafta bu kobaylık için para almamız gerekirken para vereceğiz.
    – arada da akp-mhplilerden birileri nemalanacak.
    – deneme aşılarının fiyatı bile belli değil.
    – çin ve rus aşıları denemeleri bitirip onay alsa bile şüpheli iken, daha deneme aşamasındaki aşılara müşteri olmak, halkın sağlığını hiçe sayıp, yine yandaş zengin etme politikasından başka birşey değil.
    – bunlar bu ülkeye bela olarak gönderilmişler.
    – her işleri yalan, yolsuzluk, soygun, vicdansızlık, ahlaksızlık.

  23. An itibarıyla Katar ve Çin’den başka yerden para bulamadığımızdan olacaktır diye düşünüyorum.Bir de hükümetin minik ama özgül ağırlığı oldukça fazla (Bülent Arınç’tan da)olan ortağın isteği olabilir.

    • salahattin! beynin çalışmaması büyük mutluluk olsa gerek.
      – öncelikle reisin domuz gribi aşısına laf edip aşılar heba edildiğinde bu beyin çalışmama durumunu göstermemiştin.
      – o zaman niye bizi bu bilgiden esirgedin.
      – şimdi çok kırıldım sana.

  24. Burdakı bütün Kanallar Uğur Şahın ile her gün raportaj yapiyorlar. Dünyaca sevılen ve taktir edilen mütevazı bir bilim insanı.
    Íngiltere aşıyı onayladı, ve başlama tarihini’de verdi.
    ABD’nin önceki 3 Başkani ve Biden aşı onylandıkatan sonra,Canlı yayında aşı olacaklar.

    “Gazetelerde çıkan kendileriyle ilgili bilgiler genellikle yabancı basında tercüme edilenler… Türkçe konuşan ve hepimizin göğsünü kabartacak başarılara imza atan bu iki insana mikrofon uzatıldığını, ekranlara çıkartıldıklarını da görmedim.”

    Fehmi bey! Bizim reis ve ekibi’nın bilim adamlarına karşı alerjileri olmasından dolayı onlara tahammül edemiyorlar.
    Zaten onun için Türkiyede’ki ne kadar bilim insanı ve mesleğınde başarılı olan varsa hepsi teröristlikten tutuklanmış ve ömür boyu hapise mahküm edilmişler.

    Şu an Google’de çalışan bir çocuk memleketime hızmet edim diye
    dişardan gelen iş tekliflerini kabul etmiyor ve kendi
    şirkeetini kuruyor; tam Google benzer bir projeyi bitirmek üzere iken emir ile 500,000 TL lik şirkete 1 miliyon vergi cezası borcun var diye haciz geliyor.
    Çocukta gerçek niyetini öğrenince, kendisine önceden iş teklif edenlerden Google’un teklifini kabul ediyor ve ABD ye geliyor.

    Cahillerin 1 numaralı düşmani Ahillerdır.
    Onun için bizde ahil kalmadı.

  25. Hani “zenginimiz bedelli yapar,askerimiz fakirdendir”diye bir söz var ya,bu aşı işi de bu yoldan yürüyecek kanaatindeyim.İşini bilen iş yürütenlerimizin Biontech aşısı yaptırmak için içlerinden şimdiden “ben da,ben da” sözünü geçirdiklerinden bir kuşku duymuyorum.

  26. Bizim medyanın işi haber çevirisi. Onu da becerebildikleri söylenemez. Bu iki Türk araştırmacıyı neden düzgün haber yapmazlar bilinmez. Yada bir söyleşi. Muhtemelen kabul etmemişlerdir muhatapları, şayet teklif edildiyse bile. Medyanın rezil hallerinden haberleri varsa. Habertürk’e verilen ceza da rezaletin üstüne tuz biber. Birisi bir demeç veriyor. Cezayı medya yiyor. Bu nasıl bir rezilliktir anlaşılır değil. Sadece iktidar sözcüleri medyada konuşacak bundan sonra, verilen mesaj budur.

    Muhalefet şimdiden özgür medyayı getirecek amalı yamalı olmayan bir medya yasası ve anayasal güvenceleri getireceğini manifesto olarak deklare etmeli. Yoksa oy falan yok hiç birine. Muhalefet uyuyor mu? Boş demeçleri bırakın harekete geçin…

    • Ender bey “Bizim medyanın işi haber çevirisi. Onu da becerebildikleri söylenemez.” diyorsunuz da, siz ondan benim şu geçen gün yazdıklarıma bi cevabınız var mı onu söyleyin?
      “Ender arkadaş çoğu zaman olduğu gibi bugün de bir dediğin öbürünü tutmuyor:
      “Türkiye’de sivil toplum olmadığı gibi sivil toplum örgütü de pek yoktur. Sivil toplum örgütü demek devlete karşı sivil toplumu temsil eden kuruluşlar demektir.”
      buyurmuşsunuz ki inşallah öyledir ve olamaz olsun da!
      Sonra da o olmayan “Sivil toplum bugün sesini duyuracak örgütlerden mahrumdur.” demişsiniz ki tamam, hatta beter olsunlar!
      Nihayet o olmayan sivil toplumun marum kaldığı örgütlerinin son durumu:
      “Sivil toplumun sesini duyurabileceği sadece sosyal medya kaldı geriye. Onu da yavaş yavaş yok etmeye yönelik sürekli adımlar atılmakta.”
      Eee?
      Adı var kendi yok beşinci kol faaliyeti örgütlenmelerinin aslında hiç sahip olmadıkları ama seslerini duyurabilecekleri tek mecra da yavaş yavaş yok ediliyormuş!
      Yav, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?

  27. Saray ahalisi hangi aşıdan olacaksa ben da ondan … Ama öyle olmayacak elbette. Dişçiye gittiğinizde soruyorlar Avrupa implantı mı istersin, Çin implantı mı? Parana göre. Bizim Avrupa ayarında hizmet almamız zor. Ağalar elbette on milyonluk Mercedes’lerine binecekler, 500 milyonluk uçaklarıyla uçacaklar, aşıları da Alaman olacak (Türk demek isterdim ama alakası yok, kan bağından başka). İtibardan tasarruf olmaz. Vurun Alamancının aşısını! Yarasın!

Yoruma kapalı.