Kılıçdaroğlu’nun iddiaları açıkladıklarından ibaretse…

58
New York'ta inşaatı devam eden Turken Vakfı yurt binası..
Reklam

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün partisinin grup toplantısında dile getirdiği ‘kirli’ veya ‘sarı’ sıfatlarıyla andığı bürokratlara dönük uyarısını iktidar mensuplarının yurtdışına kaçma hazırlığına bağlayıp akşam saatlerinde yapacağı açıklamasının izlenmesini istemişti.

Akşam saatlerinde gündüzki iddialarını tekrarladı.

Kılıçdaroğlu’na göre AK Parti FETÖ gibi davranıyor, kendi Pensilvanya’sına zemin hazırlıyor…

CHP liderinin açıklamasına birbiri ardına cevap veren AK Parti sözcüleri, Kılıçdaroğlu’nun iddialarını FETÖ taktiklerine benzettiler. Kılıçdaroğlu’nun iddialarının hedefi olan iki vakıf adına yapılan açıklamada da “Baştan sona FETÖ kumpasını andırıyor” çıkışı yer aldı.

Yurtdışında eğitim gören öğrencilerle ilgilenmek üzere nitelikli vakıfların devreye girmesinin ve bu amaçla toplanan paralarla yurt yapılmak istenmesinin suçlanacak bir yönü bulunmuyor. Amaç hiç kuşkusuz doğru.

Kendi hesabıma, ilk uzun süreli yurtdışı eğitim günlerimi geçirdiğim Londra’da, dar imkanlarla dil öğrenmeye gelen gençlerin kalabileceği bir mekan satın alınması girişimine destek vermiştim. Londra’nın mütevazı bir semtinde müstakil bir evden yurda dönüştürülen ve bugün de varlığını sürdüren yurt binası o girişimin sonucudur. 

Her büyük başkentte ve Türk öğrencilerin ilgi gösterdiği başka kentlerde benzer girişimlere bugün de ihtiyaç var.

ABD’nin en bilinen kenti New York’ta, kentin en pahalı bölümü olan Manhattan’ın Birleşmiş Milletler (BM) binası ile ülkelerin BM temsilciliklerinin yer aldığı için en pahalı semtinde, ilk iki katı ticarethanelere kiralanmak üzere düşünülmüş 21 katlı devasa bir yurt binası bana da bayağı abartılı geliyor.

Reklam

Yurt girişiminin sahibi olan iki yerli vakıf Michigan eyaletinde hayli büyük bir de çiftlik satın almış…

Keşke o binanın arsası ile inşaatına sarf edilecek paralar ve çiftlik için ödenen para, önemli üniversitelerin bulunduğu kentlerde, sayıca daha az fakat toplamda daha çok öğrenciye mekan teşkil edecek yurtlar satın alınmasına veya kiralanmasına harcansaydı.  

Girişimde abartıya kaçılması konunun farklı yönlere çekilmesine imkan sağlamış görünüyor.

İddiaların odağında, ABD’de milyonlarca dolar dökülerek arsası satın alınan ve arsa üzerine bina inşa edilen yerlerin iktidarın önemli isimlerinin kaçma hazırlığıyla açıklanması bulunuyor.

Kılıçdaroğlu “Onlar kaçacak, kirli bürokratlar ise kaçamayacak” iddiasıyla girişimi açıklıyor.

“Kimler, neden ve ne zaman kaçacak?” sorularına cevap anlamına gelecek bir açıklama bekleyenler CHP liderinin her iki konuşmasında aradıklarını bulamadılar.

Türkiye’de iktidar sahiplerine dönük aşırı iddia ve ithamlar ilk kez bu dönemde dillendirilmiyor. 150 yılı bulan parlamentolu geçmişimizde, hemen her dönemde, muhalefet partileri iktidarlara en aşırı ithamları savurdular.

Süleyman Demirel’in ANAP iktidarına karşı kullandığı “Koskotas dosyaları” kampanyası pek çoğumuzun belleğinde yer etmiştir.

Reklam

AK Parti de en başlarda kendisinden önceki iktidarların bazıları için zaman zaman yolsuzluk iddialarını ortaya atabilmişti.

Bütün bunlar ülkemiz siyasetine yabancı değil.

Yabancılık duyulacak olan ‘kaçma hazırlığı’ ithamıdır.

Türkiye’de sandığa her geçen gün biraz daha yakınlaşılıyor. İster zamanında -haziran 2023’te- ister tarihi erkene alınarak bu yılın sonbaharında yapılsın, en fazla bir yıl içerisinde ülkemizde seçim var. 

Her seçimde olduğu gibi bu seçimde de sandık iktidar çıkaracak.

Seçmen kitleleri sandığa yönelttikleri iradeleriyle, AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın görevlerine devam etmesini isteyebilecekleri gibi, gerekli görürlerse bu defa muhalefete de görev verme yoluna gidebilirler.

Bugüne kadar ülkemizde ne iktidarlar geldi geçti, gidenlerden kaybettiği için yurtdışına kaçma ihtiyacı duyanlar hiç çıkmadı.

Kaybedenler yerlerini itirazsız kazananlara terk etmeyi bildiler.

Önümüzdeki seçimde de daha önce defalarca tekrarlanmış uygar ve demokratik davranıştan farklı bir yolun izleneceğini sanmak için herhangi bir sebep göremiyorum.

Muhalefet kazanırsa iktidarda bulunanlar yerlerini onlara bırakmakta tereddüt etmeyeceklerdir. Aksine beklentilere hak vermeyi gerektirecek elle tutulur bir gerekçe yok.

Kaçma adresi olarak düşünülebilecek ülkeler de ülkelerinde barınamayacak duruma gelmiş olan politik kadrolara kucak açmada istekli davranmıyor günümüz dünyasında. Bu anlamda da ‘kaçma’ fiilini akla getirecek senaryolar için geçerli bir zemin bulunmuyor.

Bu yönleriyle, CHP liderinin dile getirdiği iddialar, sunulduğu kadarıyla havada kalıyor.

CHP lideri daha önce bağımsız bir yabancı gazeteci grubunun didik didik inceleyerek haberleştirdiği ‘Man adası belgeleri’nden Türkiye’yi ilgilendiren iddiaları ele alıp dile getirdiğinde de şiddetli itirazlara ve aşırı tepkilere maruz kalmıştı. Hakkında açılan tazminat davalarından çıkan mahkumiyet kararının bir üst mahkeme tarafından bozulması Kılıçdaroğlu’na bu yeni iddialar için cesaret vermiş gibi.

Ancak yurt yapımına yönelik iddialar ile kaçma hazırlığı yakıştırması arasında illiyet bağı kurabilmek pek kolay değil. O bağı kurabilmek için daha ele avuca gelen irtibatlar ve bunu sağlayacak belgeler gerekir.

‘Kirli’ veya ‘sarı’ diye anılan devlet görevlileri konusuna gelince… 

Bizim sistemimizde, kamu görevlileri -memurlar- anayasa ve yasalara uymakla yükümlüdürler. Hiç kimse, hangi düzeyde bulunursa bulunsun, kamu görevlisine anayasa ve yasalara aykırı emir veya talimat veremez. Kamu görevlilerine verilecek emir ve talimatlar anayasa ve yasalara uygun olmak zorundadır. Kamu görevlilerinin anayasa ve yasalara aykırı emir ve talimatlara uymamaları beklenir.

Aykırı talimatları dinleyen ve istenileni yerine getiren kamu görevlileri icraatlarından sorumlu tutulurlar.

Her memur bu gerçeği bilir ve ona göre davranır; farklı davrananlara hesap sorulması doğaldır.

ΩΩΩΩ

Reklam

58 YORUMLAR

  1. Nereden bakarsak bak hile ile dolu kokuşmuş system-öyle başladı/öyle devam ediyor!

    Görünüşe göre “Belediyecilik”te yönetim tecrübesiyle ülkenin yönetimine gelenler bu süreçte halka hizmet etme konusunda tecrübe kazanırken rüşvet-yolsuzluk konularına da bulaş(tırıl)ıyorlar ve adeta ihtisas yapma fırsatı buluyorlar. Bu durum göreve başlarken ve bırakırken kendi ve yakın çevresinin mal(i) varlıklarının araştırılıp hesaplanmasıyla çok net ve somut olarak ortaya çıkarılabilecek bir durum. Bunlar seçim vaadleriyle büyük koltuğa otururken belediyecilikte edinmiş oldukları kötü alışkanlıklara da devam ediyorlar.

    O zaman, “Belediyecilik”ten gelenlere altından doğru dürüst kalkamayacakları daha büyük sorumluluklar verilmemeli (çünkü ağızlarına burunlarına bulaştırıyorlar). Yasalarla bu yol kapatılmalı. Büyük koltuklar kültürünü özümsemiş, nefsinin/şahsi çıkar fısıltılarına kulak vermeyecek irade sahipleri (iman disiplini) ve düşünce yeteneği konusunda kendini ispat etmiş (akıl disiplini) kişiliklere ayrılmalı. Başka bir deyişle “akıl*İman Sentezi”ine göre tıkır tıkır işleyen bir sistem kurulmalı.

    • Böyle gerçekçi şeyler bu topraklara niçin uymaz? Niçin yapılmak için çaba sarfedilmez acaba?
      Sadece insanların irade ve nefislerine güvenerek olmayacağını bile bile..

      • “Akıl*İman Sentezi”ndeki iman ezberine edinilmiş iman değildir. Bu sentezdeki “akıl” da “DİN”i gözardı eden, iman denince tüyleri diken olan akıl değildir. Sorularınız iyi de yanıtınızın dayandığı argumanınız çok klasik kalmış, bile bile ve hiç farkında olmadan…

  2. Aslında en ilk Fehmi beyın bu prograf’na yorum yazmak gerekiyordu sona kaldı.
    *******
    “.Yurtdışında eğitim gören öğrencilerle ilgilenmek üzere nitelikli vakıfların devreye girmesinin ve bu amaçla toplanan paralarla yurt yapılmak istenmesinin suçlanacak bir yönü bulunmuyor. Amaç hiç kuşkusuz doğru.”
    **********
    Fehmi bey o Vakıfi sadece öğrencilere burs ve barınma hizmeti vermek için kurulmuş.
    2019 Vergi iadelerinde RİS in bakbuzunda toplanan yardımlari (makbuzda öyle yazdığı için ) aslında nerden geldıği kılíçtaroğlunun belgelerinde açıkça yaziyor.
    miliyonlarca dolar yardım almışlar 1¢ bir sent dahı burs vermemışler.

    Hakikattenkirli işlerinde hep ABD vatandaşlarını kullanıyorlar.
    Ailece Sarayda çalıştírıldığını gösterip onlarıa dolar úzerinden bürokrat maaşı ödeniyor. Ben Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam bunların belgelerinde isterim.
    Vermezler dağı en azından milletin haberi olur.

  3. Bu iddialar hafife alınacak veya geçiştirilecek gibi görünmüyor.
    Hani bir zamanlar bir siyasetçi “hiç bir şey olamasa da bir şeyler olacak” demişti, Hiç bir şey olasa da bir şeyler olacak gibi görünüyor…..

  4. Fehmi Bey çok haklı, bu muhalefetten bir şey çıkmaz, aslında ben epeycesinin işbirlikçi oldukları kanaatindeyim. Herkesin bildiği ve resmi olarak onca delille ispatlanmış on milyarlarca dolarlık vurgunları görme, gel bir milyar liralık havaleyi diline dola. Geçiniz. Bir de yok kendi Pensilvanyasını kuruyormuş falan gibi abuk laflarla ne dediğini anlaşılmaz hale getiriyor.
    Bir defa dürüst olacaksın. Madem Erdoğan’dan korkuyorsunuz kesin sesinizi oturun. Perinçek-Erdoğan-Ergenokon ekibinin her yalan ve iftirasını bunca aşkla sahiplenip güya muhalefet yapıyorlar. Ben Kılıçdaroğlu’nun kişisel olarak samimi olduğunu düşünüyorum ama partinin hakim kadrosu devletle muvazaalı çalışıyor. Ya İP’cilere ne demeli. En son Bamya’yı transfer etmişler. (Bamya kim mi? Azıcık da siz araştırıp bulun gari).
    Burda da onların temsilcisi Ender var. Her lafının altına, dibine, içine, bir yerine bir “FETÖ” ekleyerek büyük muhalefet yapıyor. Hakkını yemeyelim müthiş bilgiler veriyor. Şu ana kadar 1,5 milyon insanı soruşturan, binlerce bebeği bile hapsetmeyi başaran iktidarın gösteremediği devletin paralarının bu muhayyel örgüt tarafından iç edilip dışarı gönderildiğini tespit etmiş. Nobel alsa yeridir. Demem o ki bu muhalefet daha uzun zaman ülkeyi soydurur ve soyguna da katılırlar.
    Ne olmuş yani gariban muhafazakarlar din sosuyla kandırılırken bir kısım İslamcı ve laik elitler paralarına para katıyorlar. Bu arada dürüst, kendi halindeki insanlar da sürünüyor ama malum bela gelince umumi geliyor. Öyleyse gelsin “fötö” gitsin “fütü”. Halkımız da bunu fazlasıyla hak etti ama. Yedi seçimdir Reis’lerini yedirmediler. Şimdi de kendileri tırnaklarını yiyor. Afiyet olsun.

  5. HEPSİ GİDECEK
    Benim bir tezim var:
    “Sadece iktidar ve yandaş muhalefet değil;
    yancı, kontrollü, irtibatlı ve iltisaklı muhalefet de gidecek.”
    Tabii ki, ben söyledim diye değil.
    Bîhakkın müstehak oldukları için.

    • Benim de bir tezim var .
      Hepsi ülkeye gelecek .Hemde satılmış olarak Uçak körüğünde.
      Fetöşü,pkk sı ve dhkpc si.Trolleri,tweeti ikiye katlayan atletçisi,ABD kucağında islama hizmet ettiğini idda eden haçlı severi
      Nato üyeliği karşılığında uçak körüğünde
      Tabii ki, ben söyledim diye değil.
      Bîhakkın müstehak oldukları için.

  6. Ülkedeki gerçek sorunlar; enflasyon, hayat pahalılığı, doların yükselişi bizim muhalefete neden yetmiyor? Neden sahte gündem yaratmak zorunda hissediyorlar?

    Yirmi yıldır yalanlardan oluşan öyle bir paralel evren kurdular ki artık gerçeklikle bağları iyice koptu. Mesela ancak 500 uçakla taşınabilecek iki buçuk milyon küçükbaş hayvanın Katar’a gönderildiğine ve bu nedenle ülkede et kıtlığı sorunu çıktığına inanabiliyorlar. Her sabah uyanır uyanmaz bir yalan uydurup, hükümetten bunun doğru olmadığını ispatlamasını istiyorlar.

    Hükümetin de işi gücü bırakıp, bunlara laf yetiştirmekle uğraşmasını bekliyorlar. Oysa yok öyle bir dünya.
    Kaset kumpası ile Sayın Baykal devrilip kendisi partinin başına geçtiği günden beri Sayın Kılıçdaroğlu, FETÖ’nün yere düşürdüğü bayrağı almış koşturuyor. İşte bu nedenle ana muhalefetin gündemi sadece FETÖ’nün gündemi ve sorunları ile örtüşüyor; halkın gündeminden teğet bile geçmiyor.

  7. ADAM İKTİDARA MUHALİF, ÜLKEYİ SATILIĞA ÇIKARANLARA METHİYE DİZİYOR!
    Her yazısı, her yorumu iktidar karşıtı ya da iktidar karşıtlarına güzelleme! Bu yazısında da satır aralarında güya bu iddialar fos diyor ama Man adası iddiasını doğru olduğunu, diğer iddialarında doğru olduğunu ama yeterince belge ile desteklenemediğini söyleyerek üzüntüsünü bildiriyor adeta. Öbür taraftan da Yalancı Kemal’i veya desteklediği cenahı suçlayarak yine güya devlet memurları yapmaz ama yapanın sorumluluğu kişiseldir diyerek bütün devlet memurlarını itham ederek töhmet altında bırakıyor! Tam Türkiye karşıtı istihbaratçı yani!

  8. Ben Şahsen Kılıçtaroğlunu donanımsız buluyorum.
    Birkerece Erdoğan’ın attığı iftiraları en başta o sahipleniyor ve Erdoğan’ın çiğneyip attığı iftira sakızlarını yerlerden alıp çiğnemeye devam ediyor.

    Muhalefet lideri úlke gündemıní belirlemeli ve ona göre hareket etmeli.

    ABD’de bir eyaletin adını vererek “ikinci (o iftira kelimesini yazmam onun için anliyan anlar) gibi davranıyor, kendi Pensilvanya’sına zemin hazırlıyo.”
    Bu kelimeyi konuştuğu an kendi kendini bitirmıştír.
    Birilerine karşı kin ve nefretin’iz olabilir bundada haklıda olabilirsiniz ” (bana göre nefret konusunda Kemal bey hakli.)
    Evet hem içerde hemde dışarda Erdoğan’i abartılí lobilerde yaparak desteklediler. Onların sayesinde Erdoğan hem Türkiye’yi hemde mahsun sadece Allah rızası için yardım eden halkı boldozer gibi ezip geçerken dışardaki lobi kanallarínı kuruttuğunun farkına varmad ve kendi kendisi ile birlikte ülkeyide bitirdi.

    Bir kerece Dünya lideri bir devletín Mahkemeleri ve gizli servisleri artı senetosu dünyada benzeri görülmemíş başka bir devlet başkanının ABD deki mal varlığínï araştirma önergesi verdi.
    Mahkemelerinde yolsuzluğunu ortaya çıkarttı ve diplomat sıfatı taşıyan birisine hapis cezası verip hapiste yatırdı.
    Bu yazdíklarım yazamadíklarımın yanında solda sıfır kalır.
    Eğer muhalefet partisinin başında Kílíçtaroğlu değilde Ecevit gibi birisi olsaydí Adalet ve Kalkınma Partisi’ni Aldatan ve Kandıranlar Partisine dönüştüren lere meydanlarí dar ederdi.

    Şimdi kalkmīş yurt dışına kaçırïlan miliyarlarca dolarların devede kulak dahı olamiyacak kadarının belgelerini yayınlıyor.
    Sadece 170 milyon dolara Moskova’ya yapílmíş Caminin esas maliyeti ve kimlerin yaptıklarını deşifre etseydi o bile yeterdi. Ya ABD ye yapılmıß hanlar hamamlar Osmanlı mahallerinın maliyeti ve yapan firmaları açıklasa değil Türkiye dünya yerinden oynar. Valizler ile getirilen dolarlar vb vb.
    Túrkiyenin iyi bir ihtidara değil iyi bir muhalefete ihtiyacı var.
    Muhalefeti güçlü olursa ihtidar hemşerilerini imam olarak dolarla çifte maaş ödeyip dış devletlerde yan gelip yatirtarak soydurtmazdı.
    Ohhh ne güzel nasıl olsa Milet Vekili olmuşlar hazinedende partilerine harıl harīl para akiyor gel keyfım gel.

  9. Tüm sefiller yarışıyordu, birinciliği kılıçdaroğlu ve yandaşlarına verdiler.

  10. Kılıçdaroğlu doğru konuşuyor. Şöyle biraz Düşünelim.

    AKP Aklımızın Alamadığı suçları işledi ve seçim Kazanamayacağını gördü. Suça bulaşan sülaleri ile Kodese gideceklerini görüyorlar.

    Şimdi Hem itibar yerlerde olacak ve Her makkemede Milletin bedduaları olacak ve sonuç kodes olacağı için Öbür şıkkı deneyecekler.

    “Devrişin fikri neyse zikride odur.”

    Daha önce Beyaz TV’de yanılmıyorsam Mehmet metiner kaçmadan bahseder. Kurnaz gazeteci(cem küçük) ben ingilizce biliyorum bende ingiltereye giderim demişti. Bunlar kendi arasında şakalaşıyormuş Fehmi Koruda Bu proğramda geçenleri yazınca Fehmi koruyu Tenkit etmişlerdi.

    Söylediğiniz sözlere dikkat edin Kaderiniz olabilir.

    AKP kesimi Bir topluluğun yurtdışına kaçmasından Gururlu ve alaycı bir şekilde bahsetmişlerdi. Şimdi sıra kendilerindemi?

    Onlar Ülkede Adelet olmadığı için kaçmışlardı. AKP ise Adeletten Kaçacak.

    Gelecek günler Gerçeklere gebe, günü gelince doğuracak o zaman

    Ak koyun ile Kara koyun belli olacak.

  11. Turkiyenin mevcut gerçeklerinden habersizmis gibi yazmissiniz.Sanirsiniz ideal bir demokrasi var Turkiyede.Bazi ifadelerinizde sorunlu ileride sizinde başınızı ağrıtabilir.Hukuk demokrasi ve hukukun ustunlugu ve masuniyet karinesi herkese lazim.

    • Ercan bey demokrasimizin neresi kusurludur, biraz açar mısınız?
      Yani seçimlere katılım oranı mı düşük, sandık güvenliği mi yok, meclisin temsil kapasitesi mi zayıf, milletvekili maaşları mı düşük?
      Eskiden cb yi halk mı seçiyordu?
      Başbakanları halk mı seçiyordu?
      Bu kazanımlar az şey mi?

      • Hayret bir şeysiniz valla. Tüm yandaşlar bu demokrasinin demokrasi olmadığını kabul etti, bir sizi ikna edemedik.

    • Kapalı kapılar arkasında yüz milyonlarca doları kıtalararası yüzdürmek suç değil, ama bunları sormak suç olabilir öyle mi. Kuzu ve kurt hikayesine benziyor bu, aşağı doğru akan suyu niye kirlettin diye hesap soran kurt gibi.

      İdeal demokrasi yok, o zaman soymaya devam. Ne güzel mantık bu. Davalarının hedefine varamadılar daha, o zaman yola ve yolmaya devam. Davalarını da çözdük artık. Kıtalararası para trafiği açıkça ortaya koyuyor. Hedef ABD, Kabe’leri de New York, Pensilvanya’ya komşu olacaklar.

  12. Meral Akşener, istbdat istibdat deyip Erdoğanı Abdulhamite benzetiyor. Demek ki kendisinide dolaylı yoldan yahudilerle, ermenilerle, batılılarla, büyükelçilerle işbirliğine tutuşmuş Jön Türk e benzetiyor.
    Eş zamanlı, Fetönün argümanları tutuşturulmuş, Kaset kumpasıyla Chp yi ele geçirmiş, birtürlü ayaklanma çıkaramayan Kılıçtaroğlu devreye giriyor.
    İyice açık ettiler kendilerini farkında değiller.
    Başaramayacaksınız.
    Avucunuzu yine yalayacaksınız.
    Abileriniz yine kuduracak.

    • Doğrucu Fatih bey! Siz onu bunu bırakın.
      ABD de yapılan yolsuzlukları ben birinci elden okuyorum. İstersen Rahmetli Muhammed
      Ali’nin Cenazesine neden geldiğini ve 1 gece kalacaktı kalamada apar topar neden geri dõndüğünden falan bahs edin.
      Bakín 15 Temmuz darbesini kimler yaptíğïde zaten AP açık ortada fakat sadet Peker’in haricinde kimseler cesaret edip konuşamıyordular.
      Aßağıdakí kopi yazıyı! Buyurun okuyun ve yorum yapın. Videosunda izleyebilirsiniz.
      ******
      “15 Temmuz darbe girişimi sürecinde AKP İstanbul İl Başkanı olan Selim Temurci, suç örgütü lideri Sedat Peker’in “Envantere kayıtlı olmayan silahlar dağıtıldı” iddiasını doğruladı. Temurci, “Maalesef üzülerek ifade ediyorum o dönem adeta arka kapıdan dolaşılarak bizim bilgimiz haricinde bazı operasyonlar yapılmış olduğunu öğrendik” dedi.

      Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin en çok tartışılan konulardan ‘kayıp silahlar’la ilgili konuştu.

      O dönem AKP İstanbul İl Başkanlığı görevinde olan Temurci, konuya dair Halk TV yayınında açıklamalarda bulundu.

      “15 Temmuz ile ilgili peşimi bırakmayan bazı olaylar var” diyen Selim Temurci, Sedat Peker’in 15 Temmuz’da AKP
      Gençlik Kolları’na dağıtıldığını öne sürdüğü silahlara ilişkin “Maalesef üzülerek ifade ediyorum o dönem adeta arka kapıdan dolaşılarak bizim bilgimiz haricinde bazı operasyonlar yapılmış olduğunu öğrendik” dedi.

      “BAZI OPERASYONLAR YAPILMIŞ”
      Temurci’nin konuya ilişkin şunları söyledi:

      “Sedat Peker’in kaçak silahlarla ilgili yaptığı bir açıklama oldu. Ben o dönem AK Parti’nin İstanbul il başkanıydım. Bu teslimatın yapıldığı tarihten bahsediyorum. Ben orada iki gün bekledim. Dönemin ülkenin başbakanı ve partinin genel başkanı Binali Yıldırım’dan bir açıklama bekledim. AK Parti yetkililerinden bir açıklama bekledim. O dönemde İstanbul il başkanı olduğum için neden sesimin çıkmadığına dair birçok televizyoncu arkadaşımız bizi açıklama yapmaya davet etti. Biz de bu ekranlardan şunu söyledik. Bu meselenin yargı tarafından incelenmesi lazım. Eğer bir silah teslimatı söz konusuysa, bununla ilgili olarak yargıyı göreve çağırdım ve şunu söyledim. Eğer bu ülkede AK Parti İstanbul Gençlik Kollarına birileri silah dağıtmışsa bu sadece İçişleri Bakanı’nın bilgisi dahilinde olacak iş değil. Bazı kişilerin isimlerinden bahsettim. Ve maalesef üzülerek ifade ediyorum o dönem adeta arka kapıdan dolaşılarak bizim bilgimiz haricinde bazı operasyonlar yapılmış olduğunu öğrendik.”
      *******

  13. Kemal Kılıçdaroğlu, neden aday olmaması gerektiğini gösteren güzel bir vukuat, neden? Çünkü Türk siyasi hayatında bu tip iddiaların kara halkta karşılığı hiç olmamıştır. Çekirdek akape seçmeninden bir oy koparamayacak bu iddia, kullanmak zorundayım “feto” prefabrikasyonu bir dosya olarak bile nitelendirilebilir. Deve hamudu ile yutulmakta, memlekette süt 20 tl, domates 15 tl gibi uzatılacak bir hayat pahalılığı listesi mevcut iken ev sahipleri aç kurtlar gibi düşük ve orta gelirli kiracıların kapılarının önünde mahkeme ihbarnameleri ve fahiş kira sözleşmeşleri ile dolaşmakta iken sonuçta itibardan tasarruf edilmemiş bir öğrenci evi inşaatı için amerika şartlarında çok fahiş sayılmayacak para transferlerini kaçıyorlar, kaçacaklar jargonu ile vermek ancak naiflik ile açıklanmalıdır. Manşet mi? atlatacaksınız ki böyle yanıltıcı bir başlık ile milletin karşısına çıkıp karşılığı olmayan iddialarınızı sıralayıp sonra da ekrandan bürokratlara parmak sallıyorsunuz. Bu millet imar barışı adı altında iskansız, ruhsatsız, kamu arazisine işgal milyarlarca dolarlık mülkünü temize çıkarmak için gece gündüz sıralarda bekleyip kendini tebrie edip vicdanında en ufak sızı hissetmeyen millettir. Vergi borcuna nasıl olsa af gelecek diye ödemeyip bekleyen, onbinlerce yerli ve milli seçmeni olan bir ülkeyi sehven Japonya zannedip, devlete borç takmak fiilini bir Japona anlatamamış biri olarak, dürüstlük, kamu kaynaklarının heba edilmesi gibi başlıkların necip milletimiz de siyaseten oya tahvil olacak muhalif bir tartışma konusu olmayacağını biliyorum. Ben yanlışsam anketçiler söylesinler yıllarca “çalıyorlar, ama çalışıyorlar” denilerek beslenip, büyütülen ve göz yumulan belediyeciler kim?

  14. Her ṣeyden dıs güҫleri sorumlu tutanlara bir soru:
    99.999.990 nedir? Bilmeyen Google’ye sorabilir…

    Bu paranın binde biri yabancı bir devletten, demokratik bir ülke baṣbakanının oğlunun hesabına gelseydi, o ülkede kıyamet kopardı…Demokrasi böyle bir ṣey.

    Kılıҫdaroğlu, dikkatleri adaletin adalet dağıttığı ülkelerde kimsenin aklından bile geҫiremeyeceği, Türkiye’de ise olağan hale gelen bir konuya ҫekti.

    Konuṣma sırası devletten ihale alan firmaların yaptıkları bağıṣları bilen bürokratlarda…

    • Akp’nin has elemanlarının para trafiği böyle karmaşık. Suud’dan mahduma gelen 100 milyon dolar, Bahamalar’dan yine mahduma 200 milyon dolar. ABD’ye uçan 10 milyonlarca dolar. Yolsuz vakıfları arasında karmaşık para trafiği. Ne iş yapar bu çocuklar ve vakıflar insan anlamıyor. Bu kadar paralar yatırıma gitmiyor elbette. Yine binaya çiftliğe gidiyor anlaşılan. Yiye yiye doymuyorlar da. Millet ekmek kuyruğunda bunlar oluk oluk para kaydırıyorlar dünyanın etrafında. Yandaşlar da sus pus. Daha doğrusu iddiaları örtmek için Akşener’e ve Kılıçdaroğlu’na sallıyorlar sağlı sollu. Korkunç para trafiği iddialarına cevap veren yok. İyi yapmışlar da diyemiyorlar. O zaman belli ki bunlar da aynı kaynaklardan besleniyorlar. Kimin eli kimi cebinde belli aslında. Hepsi bizden yürütüyor. Sefasında anlaşıldığı gibi ABD’de sürüyorlar. FETÖ gibi.

      • Türkiye’de adil yargılama olmadığı iҫin ABD, Almanya, Isveҫ gibi ülkeler fetöcüleri vermiyor.

        Adil yargılamanın önü aҫılınca durum değiṣecek, millete ait parayı ABD’ye kaҫıranların hesapları yanlıṣ. Aynı durum ṣu anda Almanya’da olan fetöcüler iҫin de geҫerli, Türkiye’de durum düzelsin onlar da Türkiye’ye gönderilebilecek.

  15. Ülkemiz öylesine berbat bir durumdaki, anlatmaya bu sayfalar yetmez !. Bu iktidar döneminde tarım ve üretim bitmiş, eğitim adeta kobaya döndürülüp 20 senede 18 sistem bir o kadar da bakan değişmiş, paramız pul olmuş, enflasyonda , adam kayırmacılıkta ve işsizlikte rekor kırmış .Elde ne kadar fabrika- tesis varsa hatta derelere- yaylalara- limanlara kadar satılmış…Millet ekmek kuyruklarına mahkum olmuş, evine yılda bir kez olsun et girmeyen aileler çoğunlukta.
    Ama üzülerek görüyorum ki onca yanlışa rağmen birileri halen AKP iktidarı ve partili C.B nına övgüler yağdırmakla, alkış tutmakla meşgul. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu çıkmış, elindeki belgelerle yapılan yolsuzlukları ( en azından yanlışı) ortaya koyuyor, ama gelin görün ki KRALDAN ÇOK KRALCI troller, adamı adeta hakaret bombardımanına tutuyor (!) Peki ya bu belgeler de GERÇEK ise ??? MAN adası belgeleri GERÇEK ÇIKSIN, İSTİFA EDERİM diyen partili C.B., belgelerin mahkeme tarafından GERÇEK olduğu ifade edilmesine rağmen halen görevinin başında… Hem birileri bu ENSAR ve TÜGVA denilen vakıfların ülkemize nasıl bir yararı olduğunu ve ekonomimize kaç lira artı değer kattığını açıklarsa hepimiz mutlu oluruz ?

  16. burada da bazı yorumcuların dile getirdiği gibi ve yandaş medyanın da seçimle ilgili yorumlarda sıklıkla dokundurduğu gibi bir olası suriye harekatı meselesi karşımıza çıkıyor, en son şubat 2020 de bahar harekatı olmuştu yanlış hatırlamıyorsam o da göçmenleri durdurmaya yönelikti
    şimdi kılınçdaroğlu açıklamalarının kenarına köşesine de seçim yorumlarında olduğu gibi bir milliyetçilik dozu katmak amacıyla mı yerleştiriliyor acaba yine ve yine?
    şu an da suriyedeki konjonktürden haberi olan var mı acaba?
    batıyla ve rusyayla anlaşmadan yapılan bir operasyon hatırlayan var mı?

    kılınçdaroğlunun açıklamaları bana
    kızılay üzerinden ensar vakfına yapılan 8 milyon dolarlık bağışı hatırlattı,
    vergi kaçırmak suçtur ama vergiden kaçınmak…
    demişti hatırlarsanız, yaaaa
    sonra bu paranın da amerikaya gittiğini öğrenmiştik, adı geçen türken vakfına…
    peki bu vakıfların başında kim var diye soruyor sayın kılınçdaroğlu,
    hangi aile üyesi var diye soruyor.
    en son hazinenin başında hangi aile üyesi vardı ve ne oldu?
    bunca devlet teşekkülleri satıldıktan sonra vergi ve gelirlerden sonra,
    bir de bakıyoruz devletin kasasında hala 1 cent yok.
    biz habire yurt dışına akan ve belgeli olan milyon dolarları konuşuyoruz.
    mesela pandora belgelerinde çıkan yani belgeli olan vergi kaçırmak için değil ama vergiden kaçınmak için milyon dolarlar vergi cenneti adalara kaçınmıştı ve oradan yine bağış yapılmıştı, tam yarısı, kırışmış gibi…
    ülkenin bu kadar dövize ihtiyacı olduğu zamanda devletten milyon dolar ihale alanların paralarını vergiden kaçınması nasıl bir vatanseverlik birileri açıklayabilir mi?
    ya da
    bu paraların ülkeden çıkmasını engelleyecek yasa tasarısının on yıldır neden meclisten çıkmadığını vatanseverliğin kitabını yazanlar açıklayabilir mi?
    yoksa dombra eşliğinde suriye harekatı edebiyatı yapmayı mı tercih edecekler?
    ve ya kılınçdaroğluna açıkladıkları için kızmayı mı?
    hangisi büyük vatanseverlik oluyor ben henüz karar veremedim.

    içinde bulunduğumuz ekonomik felaketin en büyük nedenlerinden biri ülke kaynaklarının halkın elinden bir kaç kişinin eline geçmesi değil mi?
    kasada 1 cent paramız olmaması değil mi?
    vakıflar üzerinden abd ye giden milyonlarca dolara 1 milyar dolar olduğu söyleniyor bu ülke insanının ihtiyacı şu an yok mu?
    bu ülkede eğitim gören gençlerin ihtiyacı yok mu?

    neyse bakalım suriyeye harekat ne zaman?
    seçimden önce mi sonra mı?
    yakın mı uzak mı?
    hep beraber dombra söyleyeceğiz.

  17. Erdoğan kaçacak yalanına, kendi de inanmıyor. “2023’de yine seçimi kazanamayacağız” diyor. Oysa kendi yalanına, kendisi inansa “Oh be, ömrümün sonunda bir seçim kazanacağız” diye havaya zıplaması gerekiyor. Bu çukur siyasetle neyi hakkettiği belli değil mi? 2023’de bir hezimet daha yaşayacaklar…

  18. İktidarın değişmesi halinde Kaçarak veya artık Türkiye’de bana ekmek kalmadı, ver elini Amerika diye gün sayan kimse yok mu yani?

    Üç sene önce Google’a Fehmi Koru yazdım, çıkan haberlere göz atarken “Fehmi Koru hakkında açılan dava duruşmasında hakimin sorularını cevapladı” gibi bir başlığı açıp okudum.

    Erdoğan’ın hedef tahtasına oturttuğu Gülen hareketini Kastederek hakimin sorusu şuydu: “cemaatin kendi insanı açken okul açma amacıyla yabancı bir ülkeye para yardımı göndermesi sizce doğru mu”

    Mahkemenin görüldüğü tarihlerde “millet aç kardeşim” diyen yoktu ama bu gün “millet aç” diyen geniş bir kesim var.

    Bu sene Türkiye’de yurt sorunu yüzünden üniversiteye kaydını yaptıramayıp köyüne dönen bir çok öğrenci oldu. Haberlerini gazete sayfalarından ve haber bültenlerinden görüntülü fotoğraflı olarak izledik.

    Türkiye’de halkın yarısından fazlası geçim sıkıntısı yaşıyorken, kendi öğrencileri yurtsuz kalıp eğitim hayatını sonlandırma durumuna düşmüşken yüz milyonlarca, milyarlarca dolar milli serveti eğitim faliyeti için bile olsa yabancı bir ülkeye göndermenin suç olduğunu Erdoğan’ın mahkeme hakiminden ve yargıladığı Üstad Fehmi Koru’nun verdiği cevaptan öğrenmiş olduk.

    Yurt içinde devlet üniversitelerinden devlet yurtlarından oldukça ucuza yararlanmak varken yurt dışına üniversite okumaya gidenler zaten paralı insanlar. Yabancı devletlere gidip de devlet yurtlarına ihtiyaç duyacaklarını hiç sanmıyorum. Devlet içerde yetişemiyorken dışarda devletten yurt beklemeye kimsenin hakkı yok.

    Kendi halkı açken yurt dışında okul yapmak yurt yapmak suç madem o zaman iktidar bu suçu kaçmak için işlemediyse ne için işledi?

    • Yurt dışında yurt yapmak suç değil elbette. Ancak hangi kaynaklarla yapıldığı suç olabilir. Para trafiğine bakılınca ortada yamuk bir durum olduğu açık. On milyonlarca dolar gidiyor geliyor. Vakıfların kayıtları halka kapalı. Denetleyecek olan da yine iktidara bağlı bir kurum. Kılıçdaroğlu doğru söylüyor. Memurlar illa ki illegal durumları görüyorlar ve onaylıyorlar. Suç ortağı olmak istemiyorlarsa bunları ihbar etmek zorundalar ve kendilerine itirafçı uygulaması yapılmalı. Kılıçdaroğlu bunun da garantisini vermeli memurlara.

      FETÖ de aynı şekilde illegal ve kayıtsız para toplayarak milyonları yoldu. Devlet kaynaklarını da illegal şekilde soydu. Bunların önemli bir kısmını yurt dışına kaçırdı. Bunların hesabı da sorulmadı. Şimdi zavallı üniversite öğrencilerine nerede kaldıydın sen o zaman diye hesap soruluyor, ama paranın peşinden koşan yok. Kapatılan üniversiteler hangi devlet kaynakları ile yeşertildi, hepsinin altında başbakanın imzası var, ne karşılığında bunlar açıldı, bunların hesabı mutlaka ortaya gelecek. Her zaman dediğim gibi, “parayı takip et”, bütün suçlulara tek tek ulaşırsınız.

      • Devlet yabancı ülkelere bina dikemez, yurt dışına milli serveti milletin parasını çıkartamaz yabancı ülkeleri imar edemez. Bunları vatandaş yapar millet kendi ihtiyacını bir şekilde kendisi karşılar devlet yapamaz.

        Devlet ancak kendi açlarını doyurduğu zaman dışarı yatırımı düşünebilir. Devlet kendi evsizlerini yurtsuzlarını ev sahibi yurt sahibi yaptıktan sonra dışarı yurt yapabilir. Devlet kendi kafasına göre milletin parasını dışarı hiç bir amaçla çıkaramaz. Millet kendi parasıyla dışardan ihtiyaçlarını karşılayabilir.

        Devlet sadece denetler, milletin parasını babasının mirası gibi harcayamaz.

      • İllegal para toplanırken devlet nerdeydi. tek para toplayan sadece onlar mıydı bütün dernekler vakıflar cemaatler hepsi para topluyor, legal mi topluyorlar.
        Devletin işlettiği vakıfların topladığı paralar legal mi?

        Siz fetöyü ne bilirsiniz ki, iyi izleyin sıkı takip edin fetö yapılanması kadro şeması isim isim asıl şimdi açıklanıyor. Örgüt elemanları kendileri açıklıyorlar, itiraflar ardı ardına geliyor.

        İzlediniz mi Ali Koç Rasim Ozan Kütahyalı tartışmasını programın başlığı da “derin futbol” ben izledim ve şu kanaate vardım; futbol sadece bir spor değildir, futbol yüksek miktarlarda para ve güç hedefiyle yapılan tam bir siyaset organizasyonudur.

  19. VATAN HAİNLERİ

    Kılış yine memurlara vatan hayinı demiş, PKK ya bile vatan haini diyemeyen chp memurlara niçin ikide bir vatan haini diyor. Neye dayanarak. Bir memurun iktidarın emrini yerine getirerek işleyebileceği en büyük suç görevi kötüye kullanmak olabilir. Demekki bunlar iktidara gelince kanunları kendilerine göre yontup işerine gelmeyenleri vatan haini olarak yargılayacaklar.
    Zaten menderesi de köpek davasından bebek davasından asmadılar mı? Müslümanları bunların iktiidarında çok zor günler bekliyor. devrim kanunlarını uygulayıp kılık kıyafet yasağı uygulayacaklar. Yasa yoksa anayasanın laiklik ilkesine dayanarak yasaklar ihdaş edecekler. Yamyamlar gibi Zilleri takıp oynayacakları günler yakın. Şu deli zırvasına bakarmasınız iki vakfın yurtdışında yaptığı bina nedeniyle kaçacaklarını öne sürmek nasıl bir kafa yapısıdır. Yurtdışına para kaçırmanın en saçma yolu herhalde yurt binası yapmaktır. Sanal paralar, sanal arsalar, hisse senetleri gizli hesaplar, hatta kiralık bir kasaya yığılacak dolarlar dururken niyorkun ortasına bina dikmek harika yöntem. Sayın yazarda sureta destek vermiş, 7 yıldır süren proje gizli imiş gibi aslında abartalı ama,,, yani şurada yapılsa daha iyi, şöyle yapılsa falan. meraklıysanız ensar vakfına katılır fikirlerinizi orada söylerisiniz. Büyük ihtimalle yöneticilerini de yakından tanırsınız. 50 yıllık vakıf.
    Aslında chp den namuslu, dürüst, muhasebeden anlayan, gerçekleri gördüğünde “özür dileriz biz yanlış anlamışız” diyebilecek karakterde birini çağırıp; paralar buralardan geldi, şu kanallarla şuraya aktarıldı, aktarıldığı yerden şuralara harcandı diye gösterilse faydası olur mu diyorum, gülmeyin canım, arayın bakalım kim olabilir:)
    20 yıllık başbakan-cumhurbaşkanına bir kase yoğurdu ve üç hurması çok gören, kendileri şarap kapağı açmak için bile binlikleri sayan zihniyet iktidara geliyor.

    • Ak partide hiç müslüman var mı yok mu ben bilmiyorum içlerinde hiç bulunmadım. Ama CHP’de çok sağlam müslümanlar olduğunu tanıdıklarımdan biliyorum şahidim.

    • O üç hurma ve yoğurdun parası cebinden çıkıyorsa helal olsun. Yoksa biz onun hesabını sorarız. Soracağız da. Milletin parasını kimse manda yoğurduna katık yapamaz. Denetlenemeyen bir sarayda kimin ne yiyip içtiğinin hesabını da soramıyoruz. Ama bu hesaplar illa ortaya dökülecek. Er geç.

      Her zaman verilen örnektir. ABD’de Başkan beyaz saraya arkadaşını çağırsa, yemek parasını cebinden verir ve bunu rapor eder. Beyaz saraya giden gelenler isim isim yayınlanır. İnanmıyorsanız açıp bakın internet sayfalarından. Demokrasi, şeffaflık, adalet, hesap verebilirlik böyle bir şey. Orta doğunun pis sarayları değil, bize örnek olması gereken Beyaz Saray.

    • Asıl halka bir kase yoğurdu ve üç hurmayı çok görenlere ne demeli? İnsanda biraz utanma olacak.

  20. kaybetmeyi dusunmeyenler neden kacsin. kaybedecegini dusunen neden secime katilsin. her sey havada kalmis. kilicdaroglu iddalari bu seferde havada kalmis. gorunuyor. kilicdaroglu secim kazanmak istiyorsa iktidarin aciklari yerine halk ile bagini saglam kursun. ibb secimlerinden once beylikduzu disinda bir bolgede taninmayan imamoglu secimi kazandi. ilk ekranda gordugumde haber bulteninde miting yerine halkin arasinda sokaklarda dolasiyordu. kampanyasinida oyle yapti. ve adam kazandi. secimi kazanmak icin halka dokunmak lazim. domates olmus 20 tl 3 kg yogurt olmus 42 tl. temel gidaya halk ulasamiyor. halk ekonomisi bu iken, bu iddalarla secim kazanilmaz. kilicdaroglu nun iddalari adalet in mevzusu siyasetin degil. siyaset ise yalin idda degil. somut cozum onerileriden olusmali. bu muhalefeti anlamak zor…

    • Dur yolcu!
      “kaybedecegini dusunen neden secime katilsin.” diye sormuşsun da, yahu yüzyıldır seçimlere katılan ve tek oy bile alamamış o kadar çok tabela partisi var ki, sen ne diyorsun?

      • onceki secimlerde cook yuksek oy orani alip birinci olup, kaybetmeyecegini dusunup secime katilanlar olunca kaybetmeyecegini dusunen neden secime katilsin? birileri kacacaklar diyor bu ifadede kacmanin anlamsizligini ifade etmek icin yazildi. lutfen cvp yazarken yazinin butununu dikkate aliniz.

  21. Seçim yaklaştıkça endişeleri artıyor.
    Ve beklenen aynı hatalara yine başladılar. Altın semer meselesi.
    Yurdışından almış yine talimat. Yine operasyona başlamışlar 2014 de seçimden önce aynı talimatları yine yerine getirmişti.
    Fuat Avni ile paralel yayın yapıyor, Bunlar Maskeli kişilerdi Kılıçtaroğluna göre Ne diyorlardı:
    Altın gemileri hazırlandı.
    Azerbeycana kaçacak
    Tunusa kaçacak
    Uçak dolusu altınlarla kaçacak
    Nereye gitse alıp getireceğiz.
    İran a sürekli gidip geliyorlar, çünkü muta nikahlı eşleri ordaydı.
    19 Mart 2014 tarihinde.
    FETÖ’nün televizyonu STV’de konuşuyor.

    Kılıçdaroğlu: Emin olun yurtdışına kaçmaktan başka bunun bir çaresi yoktur. Erdoğan için söylüyorum. Kaçsa da onu bu ülkeye getireceğiz.
    Sunucu: Kaçmak derken, niye kaçsın?
    Kılıçdaroğlu: Kaçacaktır efendim. Yargılanacaktır. Bunun kurtuluşu yok.

    15 Temmuz gecesi Erdoğan darbecilerle mücadele ederken, FETÖ’cü hesaplar da “Erdoğan kaçtı” diye yayınlar yapıyorlardı.
    Kılıçdaroğlu’nun desteklediği FETÖ’cüler kaçtı ama Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı olarak ülkeyi yönetmeye devam ediyor.

  22. Batılı başkentler, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyon kararı karşısında şimdiden hop oturup hop kalkmaya başladı bile. Ama asıl tepkiyi içeride kendi uzantıları aracılığıyla vereceklerdir. Kemal Kılıçdaroğlu’nu iyi izleyin derim; şimdiden Fetö’nün eline tutuşturduğu “Erdoğan kaçacak” senaryolarıyla gürültü koparmaya, sansasyon çıkarmaya çalışıyor. Şunu bilelim ki ellerinde yalan, iftira, karalama ve mesnetsiz suçlamalardan başka bir silah da yoktur.

    Suriye’deki “terör devleti” projesine karşı öldürücü olacak bu hamle karşısında büyük gürültü koparacaklarından kuşkunuz olmasın. Ne var ki Türk milleti karşısında deşifre olup kendilerini iyice belli edeceklerdir.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyon kararı hem dışarıda hem içeride dost ve düşmanın iyice netleşmesini sağlayacaktır. Kim dost kim müttefik, kim işbirlikçi kim ajan daha iyi ortaya çıkacaktır. Kaynak: Kurtuluş Tayiz

  23. Botla kaçacaklarsa denizde göçmenlerle aynı kaderi paylaşırlar botları delinebilir, içine su kaçabilir, miçonun sahil güvenliğine çarpabilir..
    Karadan kanaldan geçerken köprüde yakalanabilirler.
    Kaldı bir yol, havadan. Dronla diyeceğim ama dronlar insansız mış!
    Bu da yattı
    Kaldı uçak! Olee bulduk işte. Tamam da..
    Gılıçtaroğlu pistleri niçin kırdırmadı?!?!?
    Yoksa.,..
    Tam da uçak kalkarken tuvalet çay molası için…
    Ben artıkın kimsenin dediğine inanmıyom😂.

  24. Gücünüze güvenip kaldırırım diye girdiğiniz halterin ortasından tutup da onu öyle kaldırmaya çalışırsanız ya öylece o kaldırma pozisyonunda beli tutulmuş vaziyette kalakalırsınız ya da bir şekilde yükselttiğiniz halterin altında kalırsınız. “CHP’yi klasik çizgisinden çıkartıyor,toplumu kaynaştırma konusunda diğer partilerle birlikte önemli işler yapıyor” deyip çabalarını önemsediğimiz bir siyasi figürün hallerine bakıp bakıp “ancak bu kadar işte” demenin hüznünü yaşamak ne kadar acı.
    Maalesef muhalefetin tamamı içine doğduğu denizde yüzmesini öğrenememiş balık yavrularına benziyor. Bu mudur yani; videolarına bakılırsa bürokrasi Cevheri Güven’e muhalefetten daha çok güvenip, daha çok bilgi akıtıyor görüntüsü veriyor….Ya arkadaş yaptığınız işi düzgün yapın,sağlam yapın lütfen; sözlüye kalktığı konuya dair bir iki kelimeden öte birşey bilmeyip de anlatım diye ıbık zıbık yapan öğrenciye benziyor haliniz. Kendi hazırladığınız 15 Temmuz raporundaki muhalefet şerhine bile sahip çıkamadınız; bütün işleriniz yarım yamalak…Samimi olduğunuza inanıyorum ama hakikatlere tüm yönleriyle sarılamadığınız müddetçe ıbık zıbık yapmaya mahkumsunuz böyle.Bize de sizin gibilere bakıp ” nasibimiz buymuş!” demekten öte bir şey de bırakmıyorsunuz maalesef…Ne diyelim; tevekkeltü tealallah…

  25. Deniz Baykal, CHP Genel Başkanı iken, vergi memurluğu ve Tuncelili olmaktan başka hiçbir özelliği olmayan Kemal Kılıçdaroğlu’nu önce milletvekili yaptı, sonra da Grup Başkan Vekilliği’ne kadar çıkardı.
    Kılıçdaroğlu tüm bu görevlere, Baykal’ın tensipleriyle, uygun görmesiyle geldi.
    Yine bizim kültürümüzde çok önemli bir ikaz var, şöyle ki: ‘İyilik ettiklerinizin (şayet iyiliğe layık değillerse) zararından, şerrinden sakınınız!’
    Deniz Baykal’a, FETÖ malum kaset komplosunu kurdu, görüntülerin bir kısmının yayınlanması üzerine Baykal, derhal genel başkanlık görevinden istifa etti.
    Kılıçdaroğlu önce aday olmayacağım dedi, ertesi gün, birilerinin destek ve teşvikiyle adaylığını ilan etti. Seçildikten sonra yaptığı ilk icraat, kendisini destekleyip genel başkanlık koltuğuna oturtanları harcamak oldu.

    Daha da vahimi ise, ne Kılıçdaroğlu ve ne de başında bulunduğu CHP, kurumsal olarak, kaset komplocularının peşine düştü. Yakalanıp adliyeye sevk edilen kişilerin mahkemelerini bile takip etmediler.
    Velinimetleri olan eski genel başkanlarını cascavlak ortada bıraktılar. Sizin anlayacağınız, vefasızlıkta ve ihanette Brütüs’ü bile geçtiler.
    Aynı Kılıçdaroğlu bu kez, CHP Genel Başkanı sıfatıyla, Beylikdüzü ilçesinde en ufak bir icraatı bulunmayan silik ve son derece başarısız bir belediye başkanının elinden tuttu ve getirdi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı yaptı.
    Bu kişi, adı sanı duyulmayan, ANAP kökenli ve müteahhit meslekli Ekrem İmamoğlu’ndan başkası değildi.
    AK Parti’nin yanlış seçim stratejisi ve bunun yanında üst üste yaptığı hatalar sonucu, İstanbul merkezde (Büyükşehir) seçimi CHP kazandı. Dikkat ediniz, CHP adayı kazandı demiyorum, CHP kazandı diyorum. Zira aday olarak gösterilen İmamoğlu’nun esamesi bile bilinmiyordu.
    Ama kendisine ve dışarıdaki destekçilerine (başta ABD Başkanı Biden) sorarsanız, İmamoğlu kişiliğiyle Erdoğan’ı yenen tek siyaset insanıdır. Bundan dolayıdır ki kendisini pohpohlayanlar, dışarısının da gazıyla daha da ileri giderek onu cumhurbaşkanı yapmak istemekteler.
    O da nasılsa haybeden, İstanbul gibi bir metropole başkan oldum, aynı metotla niçin cumhurbaşkanı olmayayım diyerek yanıp tutuşmaya başladı.
    Doğrusu biz de İstanbul’a en ufak bir katkısı olmayan bu kişinin Türkiye’ye ne verebileceğini çok merak ediyoruz. Onun başkanlığında İstanbul çok şeyler kaybetti, muhal farz onun cumhurbaşkanlığında Türkiye’nin neler kaybedeceğini düşünmek bile istemiyoruz.
    Cumhurbaşkanlığı makamı adaylığına yakışanı, elbette ki ana muhalefet partisi genel başkanı Kılıçdaroğlu’dur. Kemal Kılıçdaroğlu da onca yalpalamadan sonra (E. İhsanoğlu, A. Gül, M. İnce) gerçeği gördü ve ‘Önümden çekilin!’ diyerek meydan okudu ve adaylığına vurgu yaptı.
    Dün, kendisinin Baykal’a söylediği ‘Aday değilim’ lafını, bugün İmamoğlu aynı ifadeyle ona söylüyor ve ilave ediyor: ‘Konuşmak için Genel Başkan’dan izin almama gerek yok!’
    Dün de aynı gereksinimi Kılıçdaroğlu duymamış ve kendisini o makamlara taşıyan Genel Başkan Baykal’dan izin almadan ‘Adayım’ demişti!
    İmamoğlu da adaylık konusunda şimdilik geveliyor ama yarın, ‘Adayım’ derse kimse şaşırmasın!
    Eskilerin kitap gibi sözleriyle başladık, yine onların sözleriyle bitirelim: Men dakka dukka.
    Yani çalma kapımı, çalarlar kapını!

  26. Teşekkürler Muzaffer SEVER, beni ayni şeyleri yazmaktan kurtardın, senin gibi olayları iyi takip edenler oldukça bu memleketin sırtı yere gelmez, bir kere daha teşekkür ederim. Kardeşim…

  27. Kılıçdaroğlu ‘nun iddiaları nasıl havada kalıyorsa Fehmi Beyin de devlet görevlilerine talimat verilmesi konusunda söyledikleri de aynen öyle havada kalıyor!
    Memleketin dingonun ahırindan bir farkı mı var !

    • Aslında hepimizin yaptığı aynı Havanda Su Dövmek, ben bazen karıştırıyorum havada mı diyorlardı yoksa:))

    • Affedersiniz , yahu ben Dingo’nun ahırı dedim ama Gebze’de tırdan inip etrafa kaçışan kaçakları gördükten sonra biraz ayıbettiğimi anladım !
      Yolgeçen hanı mı desek, kevgire döndük mü desek ..?
      Her neyse !

  28. Bencede kaçma konusunda Kemal bey yanılıyor. Bu konuda galiba Rıza Zarafı unutmüş.
    Ayrıcada Kılıçtaroğlunun elindeki deliler , Banka aracılığı ile gõnderilen paraların belgeleri. Kemal bey esas Michael Rubin’ AK Parti değil AKP ihtidarı dönemindeki Başbakan ve sonradan C Başkanı olanın hakkındaki yazdığı yazılarını okusa veya onlari delil olarak gösterse hem kendisi hemde Türkiye açısından daha faydalı olur.
    Çünkü Rubin’in idalarının hiç birisi TC tarafından yalanlanmadı. Sadece zavalli troller bol bol küfür ediyordular.. Okudukları yaziyi dahi anlamiyorlardı.
    Çünkü Rubin twiteri sadece yazıyı duyurmak için yaziyor.

    AKP lilerin ABD ye kaçmasi demek cellatına aşık olması demektır.Riza zaraf .orda iken bunlar abd ye kaçmaktacsa Türkiyede kalmaları onların faydslarına olur.
    ABDye kaçma riskini göze alsmazlar.
    O zaman ihtidarda kalmak için kendi kendilerine 15 Temmuz benzeri bir darbe daha yapar seçime falan gitmezler.iptal ederler.
    Ahh bir ABD ye kaçsalar ne iyi olur.
    Hiç kimse mahkemeye vermese ben onlar mahkemeye veririm. Rubunin ellerine sağlık herşeyi milimi milimine yazdı. Ve yazmayada devam ediyor.

  29. Muhalefet, ABD’den aldığı talimatı yerine getirerek terörist İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği hakkında olumsuz görüş belirtmiyor.
    Suskunlukları bundandır!
    Mitingde atılan “Her yer Kandil, her yer direniş” sloganları, Atatürk posteri ve Türk bayrağının sahneye asılmaması, durumun izahıdır.
    Bunlar ‘Gençlik Şöleni’ dönüşü kazada hayatını kaybeden üniversiteli gençlere ‘geberdi’ diyecek kadar aşağılık yaratıklardır.
    Bu toprağın insanı olamazlar!
    Çünkü Anadolu’nun özünde böyle bir kin yoktur!

    ***

    Bay Kemal, mitingde bir tek Atatürk posteri ve Türk bayrağı astırmadı.
    Çünkü gizli ortağının tepkisinden korktu!
    ‘Atatürk düşmanı’ iması yaptıkları AK Parti’nin Adana’da düzenlediği şölende sahnede hem Atatürk hem de Türk bayrağı vardı.
    CHP ‘Atatürk’ü kirli işlerini gizlemek için kullanıyor.
    Mitingde atılan “Her yer Kandil, her yer direniş” sloganlarını huşu içinde dinlemelerinin izahı budur.
    İstanbul mitingine, Abdülhamid ve ezan düşmanları ile PKK’nın şovu damga vurdu.
    Canan da Sakine Cansız da CHP’nindir!
    Kaftancıoğlu’nun attığı tiwitler de!
    Meseleyi bir de Canan’ın ‘soykırımcı’ olarak suçladığı Türk milletine sormalı.
    CHP’li Orhan Sarıbal, “Canan Kaftancıoğlu ve Bay Kemal, Atatürk’ü ‘katliamcı’ olarak görüyor!
    Önceki gün Kılıçdaroğlu’nun aşireti Kureyşanlar ile Dersim’deki işbirlikçi aşiretlerinin Nazimiye’yi ele geçirişinin yıldönümüydü.
    O gün Hozat kuşatılmış, Mazgirt, Pertek ve Çarsancak yağmalanmıştı.
    İsyancı aşiretler İngiliz ajanları ile birlikte Mehmetçiğe saldırmışlardı.
    Şimdi intikam için birleştiler.
    Mehmetçik’in PKK-Narko terör örgütü ile mücadelesine “savaş” demeleri bundan” diyor.
    ***

    Bay Kemal’in yalancılığı mahkeme kararlarıyla belgelidir.
    Reis için yine palavralar kesti.
    Yine tazminat ödeyecektir.
    ‘Parlamenter sisteme geri döneceğiz’ sözleri de yalandır…
    Parlamenter sistemi hiçbiri istemez.
    Çünkü eski sistem yine Reis’e yarar!
    CHP’nin 650 milyon lira rüşvet dağıttığı yandaş anketçiler bile Erdoğan’ın oyunu 30’un altına indiremiyor.
    Bunlar iktidar olursa Türkiye biter!
    Rüşveti yolsuzluğu her yere yayarlar.
    Teröristlere akıtılan milyonlar belgelendi, hesapları soruluyor.
    CHP’li belediyelerdeki rüşveti Sözcü, Cumhuriyet, Birgün, FOX, Oda TV ve ‘Fondaş medya” okuyanlar bilmiyor.
    Çünkü gizliyorlar!.
    FOX TV’den Selçuk Tepeli isimli artist ‘rüşvet’ haberlerini gizlemek için ekranda bardak şov yapıyor.
    ***

    Türkiye’nin küresel bir oyuncu olması, dünyaya ‘biz de varız’ demesi düşmanlarımızı korkuttu.
    Reis’i bu yüzden indirmek istiyorlar.
    İlk tezgâhı MİT kumpası ile kurdular.
    Hakan Fidan’ı alıp, o sırada ameliyata giden Erdoğan’ı yatağında kelepçeleyeceklerdi.
    Yapamadılar!
    İkinci tezgâhı ‘Gezi’ ile kurdular.
    O tuzak da tutmadı.
    15 Temmuz’da ise kanlı darbe girişimi ile geldiler!
    Reis Marmaris’ten ölüm yolculuğuna çıkarken Kılıçdaroğlu FETÖ’cü askerlerin himayesinde sıvışıp eve gitti.
    Kahve içerek darbeyi izledi.
    O gece, 251 canımıza mal oldu!
    Millet Reis’ine canı pahasına sahip çıktı…
    7’li çete, 2023 seçimlerine, “Ekonomik Kriz” ve “Mülteci” gibi enstrümanlarla hazırlanıyor.
    Ama o da tutmayacak…Kaynak: Ersin Ramoğlu

  30. Neden CHP nin %25 i geçemediği halen neden AKP bin kuruluşundan daha fazla oy aldığı belli değil mi.
    Capsizlar beceriksizler dünyada neler olup bitiyor görmüyorlar.İsvec konusunda çapsız kılıç bey ne dedi duydunuz mu ?Hayır varsa yoksa toplumu germek.Herkesin ulaşabileceği bir haberi hazine bulmuş gibi üstüne atlamak nedir.
    Memleket senden çözüm bekliyor
    İnsanlar senin bir işe yaramani bekliyor ama nafile.Sende 3 koyunu gudecek akıl yok beceri yok liyakat yok.Hani diyorsun ya kılıç bey liyakatsizler ise alınıyor diye çok doğru.Seni başkan yapmışlar tabi hangi dalavereyle geldiğin malum.
    Laf çok icraat sıfır.
    Yazık bari milleti ger me de bu çaydan olsun ülkene.

  31. Bu vakıf işleri ballı kaymaklı işler hep. Hesap soran yok. Şayet iktidara yakınsanız zaten siz hesap sorucu oluyorsunuz, size hiç hesap sorulamıyor. Bu vakıfların kaynakları nereden geliyor sorgulayan da yok. Madem vakıf, kayıtları açık olması lazım değil mi. Nereden buldun sorulması gerekmez mi. Ama yok işte. Son Pandora belgelerinde iktidarın işlerini yapan bir müteahhitin annesi uzak hazine adalarından bir seferde iktidarın mahdumunun vakfına 200 milyon dolar bağış göndermişti. Bu 3 milyar TL yapıyor şimdi bu arada. Bir vakıf bu kadar parayı ne yapıyor merak konusu doğrusu. Ülkemizin en baba dediğiniz üniversitelerinin böyle bütçeleri yok. Bu paralarla ArGe yapılmadığı kesin. Bu vakıfların nasıl gerici bir eğitim zihniyetine sahip oldukları da malum. Şimdi para ve zihniyet böyle olunca buradan çıkacak sonuç da hepimizi endişelendirmeli diye düşünmek lazım. 15 temmuzu yaşadık ve ülkede demokrasinin son kalıntılarını da kazıdı attı bu yolsuz iktidar. Bir ikinci alt üst oluşta artık belimizi doğrultamayız.

  32. Duyanda 1 milyar TL götürdüler deyince bir şey götürdüklerini zannedecek. Eskiden, çok eski değil 15 yıl önce, milyoncular vardı, ıvır zıvırı tanesi 1 milyondan satarlardı. Şimdi oraya doğru gidiyoruz. Bu 1 milyar TL de hepi topu 60-70 milyon dolar ediyor. ABD’de ünlüler bu fiyata bir tane ev alıyorlar. Yani saçma bir iddia. Bu paraya kimse buradaki kayıntıyı bırakıp kaçmaz. Muhalefet biraz daha ciddi yapsa bu suçlamaları iyi olur. Böyle saçmalıklarla milleti kandırmak da doğru değil. Ama yine de ABD’ye ve hazine adalarına para kaçırdıkları yalan değil. Son Pandora’nın kutusundan çıkan belgelerde iktidara yakın bir müteahhitin annesi ta okyanus ötesi adalardan iktidarın mahdumunun vakfına bir seferde 200 milyon dolar bağış yapmıştı. Hadi buyrun açıklayın. Bağış böyleyse çalınan yolunan nedir insan merak ediyor ve aklı almıyor. Bu siyasal islamcıların vakıflarının ellerinde böyle okyanus ötesi giden gelen paralar yüz milyonlarca dolar. Nerden geliyor bu çeşmenin suyu hepimiz biliyoruz. Nasılını da biliyoruz. FETÖ’den öğrendiler tabii, şimdi ustalık zamanlarını yaşıyorlar. Bir sonraki aşamayı da biliyoruz elbette. Yiyici takımının sonu hep aynı. Bekleyelim görelim.

  33. Muhalefet VETO konusunda bilerek susuyorlar. “Konuşursak AK Parti’ye yarar. Batı’nın yanındayız ve ABD’yle birlikteyiz” diyorlar. Nerede durduklarını belli ediyorlar. KK çukur siyaset yapmaya devam etsin. Böyle muhalefeti Haziran 2023’de kim seçer?

  34. Ne hikmetse, Amerika’ya sövüyorlar gece gündüz, ama yatırımı da oraya yapıyorlar. Gökdelenler, çiftlikler, vakıflar, daha neler neler. Kendi yavrularını da hep oralarda okula gönderiyorlar. Şimdi bu kurdukları vakıf yurt vs ile de milletin çocuklarını değil elbette kendi yandaşlarının çocuklarını eğitmek için kullanıyorlar. Işte böyle, bu siyasal islamcıların topu aynı. FETÖ de böyleydi. Onlar da en sağlam yatırımı ABD’ye yaptılar ve şimdi keyfini sürüyorlar orada. Bakarsan siyasi olarak demokrasiye, serbest girişime, insan haklarına, eşitliğe toptan karşılar, ırkçı seviyesinde milliyetçiler, ama iş kendilerine gelince soluğu Pensilvanya’da, New York’ta, Michigan’da, demokrasinin beşiğinde alıyorlar. Ele verir talkını, kendi yutar salkımı cinsinden bunlar. Yahu iktidar ve otorite sever yandaşlar, hadi bir açıklama getirin bu olan bitene. Ne iş. Yoksa sizde mi oralardan kayıntınızı buluyorsunuz.

  35. CHP işte bu. Her zaman gibi atıp tutuyor. Başka yaptığı bir şey yok. Arlanmaz ve utanmaz. Bunun için seçimde sandığa gömülecek, yani yüzde 25’i geçemeyecektir. Kelaynak kuşu gibi koruma altına alalım. Daha iyi muhalefet partisi bulunduğu da müzeye kaldırıp saklarız. CHP’nin başında KK bulunduğu müddetçe son 8 seçimde olduğu gibi, Haziran 2023’de CB Erdoğan kazanır. Yenilen pehlivan güreşe doymaz. Sonuç şimdiden belli.

    • Belli ki tam bir AKP yandaşısınız ? Eğer gerçekten ülkesini ve bayrağını seven biri olsaydınız, iktidarın onca yanlışlarına rağmen ( ekonomi- eğitim-tarım bitmiş, paramız tarihinin en değersiz durumuna düşmüş, millet ucuz ekmek kuyruğuna mahkum olmuş) iken alkış tutmaz, en azından bir eleştiri getirir, BU KADAR DA OLMAZ der ? Ama onu diyecek kadar bile yüreğiniz yok !. Benim yaşım 76. Bayar, menderes, Gürsel, İnönü, Ecevit, Demirel, Özal, Evren hepsinin dönemlerini bire bir yaşadım ama bunlar kadar tutarsız, beceriksiz, müsrif ve vatandaşını aşağılayıp muhalefete sürekli hakaretler yağdıranını hiç ama hiç görmedim Tayyip bey yeniden seçilirse, buraya yazıyorum : Merak etmeyin, bu günleri dahi mumla arayacağımız kesin ? Türkiye en kısa zamanda Demokratik Parlamenter Sisteme dönmek ve tek adam sultasından kurtulmak zorundadır. Ha…Herhangi bir partiye üye veya liderine de tutkun değil, vatanını canından çok seven sıradan bir vatandaşım.

Yoruma kapalı.