Erbakan Hoca, ileriye dönük, varsayıma dayalı konularda görüş açıklamasını isteyenlere “Şafii uleması böyle konularda görüş açıklamaya cevaz vermez” mukabelesinde bulunurdu.
Tebessüm ederek…
Ancak bizim görevimiz, yalnızca bugünü açıklamak değil, günümüzde pişen konuların gelecekte alacağı hali de anlamaya çalışmak.
Sadece gazeteciler değil, siyaset dünyası içinde yer alanlar da gelecekle ilgililer, ilgilenmek zorundalar. Nitekim, bir TV programına katılan Saadet Partisi genel başkanı Temel Karamollaoğlu da, sandık ufukta göründüğünde ortaya çıkabilecek tabloyla ilgili sorulara cevap vermekte tereddüt etmemiş.
Doğru da yapmış. Herkesin çekinmeden görüşlerini açıklayacağı, eteklerindeki taşı döküp kendi hareketinin sınırlarını açıklayacağı günlerden geçiyoruz.
Benim daha önce burada açıkladığım yapılacak ilk seçimle ilgili öngörüm, adaylığına kesin gözüyle bakılan Tayyip Erdoğan’la ilgili. Her seçim öncesinde kendisini en ideal aday olarak göstermeye yarayan çıkışlar yapabilen ve bu yolla seçimlerden galibiyetle çıkan AK Parti genel başkanı Erdoğan’ın, önümüzdeki seçime lehine kullanabileceği fazla unsur olmadan gideceği görülüyor.
“Anayasal engeli aşıp aday olabilme hakkını kazansa bile Erdoğan aday olmayı düşünmeyebilir” dememin en önemli sebebi bu.
Tayyip Erdoğan’ın kazanamayacağı bir yarışa girmeyi düşünmeyeceği kanaatindeyim. Kamuoyu yoklamaları, karşısında güçlü bir aday olması halinde, rakibinin seçimi kazanma şansının yüksek olduğuna işaret ediyor.
İlk öngörümü “İktidar cephesi Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olduğunu merak ediyor, ancak esas merak edilmesi gereken Cumhur İttifakı adayının kim olacağı” cümlesiyle ifade etmiştim.
Tezim tartışıldı, tartışılıyor ve iyi de oluyor.
Şimdinin üzerinde düşünülmeyi hak eden sorusu ise şu: İktidar cephesinin adayını belirlemede -kendisi adaylığını koymayacaksa- en belirleyici kişi yine Tayyip Erdoğan olacak; acaba kendi yerine nasıl birinin önümüzdeki dönemde seçilip cumhurbaşkanı olmasını tercih eder Tayyip Erdoğan?
Elbette adayın sahip olması gerektiğini düşüneceği ilk özellik, belirleyeceği kişinin kendisinin aday olmaması sonucunu da getiren ittifak cephesindeki oy kayıplarını tersine çevirecek, karşı ittifakın destekçilerinden de oy alabilecek biri olmasıdır.
Yeni sistemin ‘yüzde 50+1’ oyu zorunlu hale getirmesi ittifakları karşı cepheden oy devşirmeye zorluyor.
Öngörüde bir adım daha ileri gidelim.
Acaba 2017’de yapılan referandumla geçilen ve kendisinin sınırlarını sonuna kadar kullandığı ‘cumhurbaşkanı hükümet sistemi’ ile devlet başkanına sağlanan geniş yetkilerin seçilecek cumhurbaşkanında da bulunmasını ister mi Tayyip Erdoğan?
Madem öngörüde bulunuyorum, bu konuda da ne düşündüğümü paylaşayım: Kendisi aday olamayacak ve bir başkası kendisinin yerine cumhurbaşkanı seçilecekse ve bunu sağlamanın asgari şartı adayın seçim kampanyasında parlamenter sisteme dönülmesi vaadinde bulunması ise, AK Parti yönetimindeki bazılarından buna itirazlar gelse bile, genel başkan olarak Tayyip Erdoğan vaadi destekleyebilir.
Seçime az kala gündemin birinci maddesi, iki ittifakın adaylarının aynı vaadi tekrarlaması olabilir.
Parlamenter sisteme dönüş vaadini…
Hatta eski sistemin daha da güçlendirilmiş, denge ve denetlemenin yerli yerine oturduğu, kuvvetler ayrılığının iyice tahkim edildiği bir yeni Türkiye vaadi eşliğinde…
Bu ilginçliği yaşayabiliriz gibime geliyor.
…….
İngiltere’deki Müslümanlar da Taliban’dan rahatsızmış
Dünkü yazımda, İngiltere’de faaliyet gösteren ‘İslam Şeriatı Konseyi’ adlı kuruluştan Khola Hasan’ın BBC radyosunda her Müslüman’ın Taliban’ın zaferini kutladığı, Taliban’a bir şans tanınması gerektiği görüşünü paylaştığını eleştirerek aktarmıştım.
İngiliz Daily Mail gazetesinin haberinden öğrenerek…
Aynı gazete dün Oxford İslam Cemaati’nin imamı Dr. Taj Hargey’in Khola Hasan’ın görüşlerine şiddetle karşı çıkan bir yazısına yer verdi. Tam sayfa. Kendi çevresindeki Müslüman kitleden tek bir kişinin bile öyle düşünmediğini, İngiltere’de yaşayan Müslümanların Kabil’den gelen haberleri endişeyle izlediğini, özellikle kadın ve kızlarla ilgili olumsuz beklentilerin herkesi tedirgin ettiğini uzun uzadıya anlatıyor Dr. Hargey.
Anında tekzibe sayfalarında yer veren Daily Mail ülkesinin en itibarlı gazetesi sayılmaz; ancak bu davranışıyla benim gözümdeki değeri arttı.
………
d-Smart harekete geçti
Abonesi olduğum d-Smart’a, iki haftaya uzanan ısrarlı çabalarıma rağmen, vaat ettiği kanalları açtıramadığımı dün buraya taşımıştım.
Dün sabah 11.00’da önce SMS olarak kapalı kanalların açıldığı bilgisi ulaştırıldı. Ardından platformun bir yetkilisi arayıp yanlışlığın düzeltildiğini bildirdi ve özür diledi.
Memnuniyetimi sizlerle de paylaşmak istedim.
ΩΩΩΩ
Seçmenine ne der ? acaba diye kaygılı bir yorum gördüm aşağıda, aya 4 şerit otoban yapmaktan vazgeçtim, sıkılaştırılmış türk tipi parlamenter sisteme geçiyoruz derse seçmenden burada olanlar dahil; Vaa mı? itirazı olan !
Yazıda Paylaşılan Daily mail gazetesinde okuyabildiğim kadarıyla Kuran ve hadisin ayrı olduğu, gece ve gündüz gibi ters olduğu gibi saçma ifadelerle gay ilişkisine verilen hadislere uygun cezayı kendince İslami bulmamış. Bu cümlelerin neresi düzeltilebilir?? Kuran ve hadis bir birini tamamlayarak İslam I oluşturur. Gay ilişki tarzı Lutiliğin Allah katında cezasını zaten Kuran ifade ediyor. Ben Taliban I savunmuyorum. Yanlış uygulamaları yanlıştır. Ben İslamı savunuyorum.
Erdoğan aday olmak istemesine ister! Aday olsa ne pahasına olursa olsun kazanır…!!!! Kazanır çünüku onun elinden gelen tek mârifet seçim kazanmak. Bu’da Erdoğan için çok kolay.
Kazanması’nda iki özeliğinin rolu büyük.
1. Karadenizli olmasi.2. Kasımpaşada büyümesi.
1. Özeliğini son atadığı ME Bakani ve bir yardımcısı Karadenizli. Diğer ikiside araştırılsa muhakka o bölgenen göç etmiş ailelerin torunlarındandır. Neden ” 7 BÖLGEDEN OLUŞAN TÜRKI, devletini en üst kademeleri hemşeriler ile dolu. Karadenizli dedinmi ilk akla, Sedat Peker ve Alaatin Çakıci geliyor.
Onları dünya yenemiyor..Birde onlar tarafından kullanılmış benim Karsli Hemşerime bakın bakalım. Adi duyulur duyulmaz soluğu hapiste aldı. Ya onun Karadenizli dostları? Görevi korumak olmasına rağmen
Kılıçtar oğlunu linç edenleri dahi engellemezken birde yapanlari’de afettirdiler. Sakın İstanbul Belediyesi konusunu bahane etmeyin. Nedenini yazmama gerek yok. Onlar hemşerilerine dokunmazlar. Mahsur Yavaş onun konumunda olsaydı bir dakika dahi o makamda kalamazdı.
Peki neden aday olmaz? Kasımpaşalık özelliğini kayip ettiği için. Kendisi henuz 15 yaşları civarında iken gece veya kimseler olmadığı zaman deniz kenarnda bir yer (şu an ismini hatırliyamadım) yüksek taşın üzerine çıkıp yüzbinlerce insana hitap eder gibi konuşuyormuş. Hem Kasım paşada büyümüş hemde Karadenizli..ABD Kanada, ve AB ülkeleri Karadenizliler ile başa çıkamiyorlar.
Gemilerle geliyorlar sahte pasaportla geliyorlar, Cemaatlara takılip geliyorlar, Gray ve Girin Pasaportlar ile geliyorlar.
Açıkcası onlar’ı Allah’tan başka hiç bir güç durduramaz. Hele bizim Türkiye halki hiç durduramaz. Adam değil içerde yurt dışinda Saraylar hanlar hamamlar, yaptırdı çevresine hem Sarayda hemde yurt dişinde uydurma görevler ile 10,000lerce dolar mâş’la besliyor.Halen daha hiç yüzleri kızarmadan gelip buralarda savunalar var iken. Erdoğan daha çoook Kazanir diyecem ama. Bu sefer çook çook zor!
Adalet sahibi Allah’hu Taâla Adaletini gösterdi.
Onun için aday olamaz ve olmazda. Çünkü Erdoğan en iyi becerdiği Kasımpaşalık özelliğinin çoğunu kayip etmış.
Burdaki troller,Sayın Koru, Havuzdakiler gibi zannediyorlar.
Fehmi bey, iyice emin olmadan değil yazı yazmak parmağını dahi oynatmaz.
Fehmi beyin Erdoğanın 3 kez aday olamaz düşüncesiyle hareket ederek fikir cimnastiği yapması muhalefet kalemlerini hareketlendirdi. Fehmi bey istemeyerek aslında Erdoğan için güzel bir kampanya başlattı.Ne kadar çok dillendirirseler o kadar iyi. Ne kadar çok yalan uydurursalar o kadar iyi.
Erdoğanı sandıkta yenemeyince o sandığa ulaşmasını yasaklamayı deniyorlar. İşin garibi muhalefetin bu doğrultuda kampanya yapması kime yarar diye hiç mi düşünmüyorlar. Bunlar muhalefet yapmasını dahi beceremiyor.
Aslında Kanadoğlu mantığıyla hareket edilse 1 cumhurbaşkanlığı ile 2. dönem bambaşka bir sistem diyerek ilki görmezden gelinebilir .Doğru mu tabiki değil çünkü Kanadoğlu gibi ucube karar verilmez.
Bu işlere siyaset lügatında 367 sabih teoremi Denir
Pek bir alıcısı varmış
Demokratlıkta 367 sabih teorisine pek bir yakışıyor canım
Herkes demokrat olunca işte böyle garabet oluyor ama olsun zararı yok
Algı çağımızda bir numaralı olgu
Sayın yazar, umarım “Sımart'” eski sahipleri gibi hızmet vermeye devam eder. Yalnız buna hiç ihtimal vermiyorum.
Fehmi Bey’in son iki yazısı kendi sitesinde yayınlan’ır yayınlanmaz, hemen diğer bazı sitelerde’de yayınlandı.
Neden Acaba? Yalnız bu sorunun cevabını vermeden önce 5 seneyi aşkındır siteyi açar açmaz karşımıza çıkan,
en çok okunanlar sıralamas’ında 3. sıradaki yazısının gerçekleşmesi olması, cevap için yeterli.
Sayın, Koru, gazetecilik oynamıyor!
Gazetecilik yapıyor.
Bu’da troller’i çileden çıkartmaya yetiyor..yorumlara şöyle bir göz attım havuzda kopileyip yapıştırarak yazı bulamadıklarından dolayı, bayağı zorlanmışlar.
Bu durum o kadar kolay değil, Demir Öğren’lerin NE KADAR DÜRÜST OLDUKLAR’INA bir kez daha şahit olduk. Hemde sayın, Koru’nun sayesinde.
cumhur ittifakının adayı kim olacak hiç önemli değil, nasıl olsa kazanamayacak. bu gerçeğe göre nasıl bir markaj alacaklar bazı pazarlıklar yapacaklar mı göreceğiz daha doğrusu gelişmelerden okumaya çalışacağız. biden_erdogan görüşmesinde olduğu gibi. özel seçilmiş tercümanlar pardon heyet arkadaşları arasında geçen görüşmeleri anlamaya uğraşacağız, muhtemelen taraflar yalanlayacaklardır ama bizlerin de işimiz ne değil mi? parlamenter sisteme geri dönüleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın lakin benim fikrim bu konuda acele edilmemesi gerektiğidir önce mevcut durumdan azami istifade edilmelidir.
Hanımefendi başkanlık sistemini tümden başarısız bulmuyor sanki:
“parlamenter sisteme geri dönüleceğinden kimsenin kuşkusu olmasın lakin benim fikrim bu konuda acele edilmemesi gerektiğidir önce mevcut durumdan azami istifade edilmelidir.”
Kim bilir, tadına bakınca belki de hiç değiştirmek istemezsiniz, öyle değil mi?
Ha gayret!!!
“H. Gayret
23 Ağustos 2021 At 18:36
“H. Gayret
21 Ağustos 2021 At 21:37
Yahya bey ilk kez haklı görünüyor:
“yahya özal
20 Ağustos 2021 At 21:50
O kadar (olumsuz herhangi bir sıfat) milletiz ki durmadan gereksiz konular üzerine konuşuyoruz. Haa yalnızca konuşuyoruz, icraat yok. Bu her yerde böyle; TBMM’de de, parti meclislerinde de, haber kanallarındaki tartışmalarda da… Seçime daha yıllar varmış ne gam; aylardır seçim tartışması.”
Yahya bey ne dersiniz;
Tevfik ahmet, baran, ahmed, yk ve mucib beyler de
“O kadar (olumsuz herhangi bir sıfat)”
hakediyor mu, yoksa es mi geçelim???
“Tevfik ahmed
21 Ağustos 2021 At 14:13
Acaba son günlerde dillendirilen gülen-AKP pazarlığı bunun üzerinden mi ilerliyor???”
“Baran
21 Ağustos 2021 At 13:37
türkiyenin ana sorunu siyasi değil ki siyasi bir lider çıksın da çözsün, türkiyenin temel sorunu kültürel sorun. kültür kültür…”
“Ahmed
22 Ağustos 2021 At 13:28
Yıllardır değişmeyen kural
Batı ABD bin huzuru ve Rafahı müslüman ülkelerin karışıklığına endeksli.
Artık haçlı seferleri post modern değil modern, teknolojik ve biyolojik.
En son modern, teknolojik ve biyolojik saldırı salgın olarak karşımıza çıkmaktadır.”
“Y.K.
22 Ağustos 2021 At 20:24
ABD başkanlarının yeni özelligi “avrasyacı” olmaları mı?”
“HAYRETİ MÛCİP
23 Ağustos 2021 At 09:14
Dedikleriniz tamam da Hocam , çare ne yani İslam alemi ne halt etmeli, bir çözüm var mı !
Selamlar, hayırlı günler”
Yahya bey, baran arkadaş her sıkıştığında olduğu gibi yine “işim var, ben çalışıyorum!” diyerek “kültür kültür” konusunu kararın şaşkın proflarından i.öküze havale etmiş ama sizi tatmin eder mi bilemem?
Benden bu kadar…”
Kabusun Yeni İsmi Covid-22
Bugünkü gazetelerden bir haber…..
d-smart abonesi olup (Sizin durumunuzu yaşayan) köşe yazarı olmayan kişilerin durumu nedir acaba ?
cin ali tarzımla bu düşünceyi tivitıra yazdım, kimse makul bulmadı, iki siyaset bilimci profesörün paylaşımlarına yazdım hiç oralı olmadılar.
halbuki Perinçekbahçelierdoğanakar için bundan başka yol yok. yani yapabilecekleri başka hiç bir şey yok.
TEK KOŞUL
Kendisinin seçilme ihtimalini görmeyince yerine aday göstereceği kişinin tek özelliği kayıtsız şartsız “itaat” olacaktır.
Bu şekilde bir itaati de garanti altına alacak tek koşul, defosonu sadece kendisinin bildiği “defolu” biri olmasıdır.
Sayın yk, merdi kıpti şecaatini arzetmiş gibi görünüyor bu yorumunuz:)
Bir işe girmek için
Bir işini halledebilmek için
Bir yanlışlığı doğru yoldan düzelte bilmek için
Hatta bir TV anteni işini yaptırabilmek için
Site yöneticisiyle zıt gitmemek! Zorunda olmak!
Hatta son trend bir gazete medya köşesi açmak zorunda kalmak!?
Yaşasın yeni…
Gönlünden geçenleri acaba olursa diye düşünüyorsun, bu sistem halkoyuna sunuldu ve kabul edildi, artık eski anayasada ne yazıyor diye bakılmaz, yeni bir rejim kuruldu, artık başbakanlık düzeni yok, yeni anayasada Cumhurbaşkanı yerine Başkan olarak tanımlansaydı yine böyle mi düşünecektiniz, bir sonraki yazında bunu da açıklayıver niyetini daha iyi anlayalım. Erdoğan’da Allah’ın peygamberlere bile vermediği bir hususiyet mi? var. aslanlar gibi adaylığını koydu. Bundan sonrasını siz düşünün, ama Kanadoğlu gibi anayasanın ruhuyla oynamadan.
Bizler hep kötüyü gördük, kalktığı koltuğa koyduğu kişiyi yönetmeye kalkmak!
(Ki o koltuk makam!) Attığı imza onu bağlar.
Oysaki, o makamın çoğu yetkisi meclise geçse, herşey çözülecek belkide.
M.V’ni parti belirliyor zaten! Daha güçlü bir ittifak (koalisyon) ile ülkeyi farklı bir zirveye taşımak! Yazarın bahsettiği yeni bir Türkiye vaadi ile?
Hemde hiç bir başka partiliyi partiyi ayartmadan, nefsine yenik düşenlere ihtiyaç duymadan!
Kim mi yapabilecek güçte? Onu da siz bulun☺️
D smart probleminizi bu sayfaya taşimasaydiniz günde 100 kerede müşteri hizmetlerini arasanizda çözüme ulaşamazdiniz.Siz şahsi problemlerinizi adil olmayan bir şekilde çözüme ulastirirken biz Ocak medya ile ilgili şikayetlerimizi tarafınıza yazmamiza rağmen kale alinmamakta ve de hiç bir dönüt olmamakta.
Çuvaldız iğne meselesini hatırlamak lazım!!!
Cumhurbaşkanın parlementer sisteme geçeceği konusunda sayın yazara katılmıyorum.
Öyle bir tercih yaparsa seçmenine ne diyecek yine pardon, hata mı yaptık bir şans daha mı diyecek?
Kusura bakmayın ama yönetim işleri pardonla hata yaptıkla bir yere kadar gider. Halk da kusura bakma deneme tahtası değiliz diye tepki gösterir.
Gelelim yönetim tercihimize
Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilirken ne dediler Ülkede istikrar yok buna bağlı olarak ekonomi çok kötü dediler ve halk da buna inandı ve tercihini bu yönde kullandı. Peki Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik ne oldu yine istikrar yok yine ekonomi kötü, bunu neye dayanarak söylüyorsun derseniz mevcut yönetimin parlementer sistemi tercih etmesine dayanarak söylüyorum. Mevcut yönetim parlementer sistem derse, halkın önüne bir tercih daha gelecek sıtma mı ölüm mü. İşte bize bir tercih hakkı daha Seç beğen….. Seçmece bunlar abeee gel vatandaş geeeeeeel…..
Başkanlık sisteminin de her ne kadar sıkıntıları olsa da parlementer sisteme geri dönmenin faydalı olmayacağı kanaatindeyim. Koalisyonlar, kavgalar, transferler bu sıkıntılı dönemlere yeniden dönmenin bir manası yok. Başkanlık sisteminin eksiklikleri giderilebilir.
Kamuoyu yoklamalarına aldanarak Cumhur ittifakının geride olduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir. Çünkü ülkedeki sessiz azınlık genellikle AK Partiye oy verenlerden oluşuyor. Bunlar bulundukları çevrenin baskısı, karşılarında her an küçümsemeye ve aşağılamaya hazır bir kitlenin varlığı nedeniyle fikirlerini, oylarını açık açık vurgulamıyorlar. Ben kendi çevremde mini bir anket yaptığımda her ne kadar günümüz iktidarının eksikliklerinden doğan sıkıntılar olsa da karşısındaki adaylara güvenmeme nedeniyle yine de AK Partiye oy vereceklerini görebiliyorum.
Millet ittifakının büyük ortağı CHP’nin her türlü islami konuya mesafeli duruşu (Bknz.Kani Beko’nun açıklamaları) sürekli yalana sarılışı, HDP, İP, CHP ortaklığının çok da sağlam olmayışı 2023 seçimlerinin de Cumhur İttifakı tarafından alınma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteriyor.
Youtube halk Röportajlarına bak. Önceden %80 AKP diyorlardı.
Şimdi ise %80 muhalif.
Halkın Aradığı daha önce yöneticilik yapmışta başarılı olmuş aday istiyorlar.
Millet ittifakı buna göre aday belirlemeli.
Youtube videolarında bahsedilen Erdoğandan sonrası düşünülüyor diyor; onun için Artık Erdoğanla antlaşmıyorlar bunu yerine derin devlet Hulusi akar ve Mit başkanı ile Antlaşıyor diyorlar.
Ordunun %70 subayları ve %60 uzmanları Hulusi Akar atamış.
İşte tam söylediğim buydu. Sosyal medyadan eğilim belirlemek son derece hatalı bir yaklaşım. Biliyoruz ki sosyal medya şu anda muhaliflerin elinde. Ama sosyal medya kullanmayan ya da mahalle baskısı nedeniyle fikirlerini açık açık söylemeyen geniş bir kitle var. Millet ittifakının elinde medya tarafından şişirilmiş Mansur YAVAŞ ve Ekrem İMAMOĞLU dışında aday var mı? Onların da gerçek yüzü yavaş yavaş ortaya çıkıyor.
Sn Koru problemlerimiz sistem den kaynaklı değil.
İşini yapmayan eleman,hırsızlık yapan müteahhit,zaman çalan memur,yalan haber yapan gazeteci, vs vs parlementer sistemde çok mu mureffehtik herşey bal börek mıydı peki neden 12 Eylül darbesi 2001 krizi 28 Şubat yaşandı ?Hangi sistem olursa olsun eğer insanlar tembelse görevlerini yapmıyorsa hirsizsa değişen hiçbir şey olmaz ve olmayacak.İki ileri bir geri gideriz.Sorunun kaynağına inmedikce bu işler cozulmez.
Ahmet önceki sistemde sayıştay vardı. Denetlemeleri bu kurum yapardı. Tek adam rejimi bu sayıştayı Etkisizleştirdi. yiyicilerin önünü açtı.
Önceki sistemde yeme olurdu ama; “Hamuduyla götürme” olmazdı.
Kamuyla alakanız olmadığı için olayı yanlış yorumluyorsunuz. Biz kamu kurumları ve dolayısıyla çalışanları yine denetlemeye giriyoruz. Günlerce yaptığımızın hesabını veriyoruz. Sonucunda yine sorgulanıyoruz. Yani sayıştay denetimi yok demek işkembeden atmak demek.
Cemil Cahit , şu ‘işkembeden atmak ‘ sözü vallahi size de çok yakışmış , yani ancak bu kadar olur hani !
Bir de şunu soralım ağama ; sayıştay bunca denetlemeler yapıyor da sonuç olarak ne oluyor peki !
Havagazı !
Hayde eyi günler
sayıştay denetimi yok derken alt kadrodaki memura denetim yok denmiyorki, niye üzerinize alındınız. sayıştayı oluşturan hükümet yetkilileri kendilerini denetletmiyorlar, sizi tabiki denetleyecekler, yoksa siz de malı görürseniz hükümet ve ulu devletlular ne yiyecek. sayıştay denetimi yok denince ulu devletlular ve bilumum hükümet ortaklarına denetim yok anlıyorum ben, kim kendini denetler öyle mi!
Baran bey “sayıştayı oluşturan hükümet yetkilileri kendilerini denetletmiyorlar,” derken tam olarak ne söylemek istediğin anlaşılmıyor, biraz açar mısın?
daha açık anlatımı, kimse sayıştayı takmıyor şimdilik. bu sayıştay çalışmıyor anlamına gelmiyor bilakis sayıştay çalışmalarını ilerde vakti zamanı gelince kullanmak üzere biriktiriyor. o vakit gelince hazırladığı raporları kullanacak birileri çokacaktır mutlaka. peki o vakit geldiğinde artık çok geç denirse yani zaman aşımına uğrarsa..?
Hasan bey, sayıştay nasıl etkisiz oluyor, hakimlere boşuna mı maaş ödüyoruz şimdi?
sayıştayın devlet içinde var olan grupların birbirleriyle rekabetinde bir pazarlık unsuru olarak kullanıldığı gerçeğine bakılırsa evet, sayıştay hakimlerine boşuna maaş ödüyoruz.
Çok acı bir gerçek ama ne kadar çok iş yapiliyorsa kadar çok götürüyorlar.Ali veli A partisi B partisi farketmiyor
Ahmet bey, o zaman hiç icraat yapmayacak, yapılanları da yıkıp yok edecek bi parti lazım bize değil mi?
Sizce hangisine oy verelim?
Hadi bakalım Fehmi bey, d smart problemi çözüldü, geriye kaldı memleketteki seçim, dünyadaki Afganistan ve sizdeki futbol maçı saati sorunu:), sabırla ve merakla beklemeye ve okumaya devam inş:).
Sn Koru şeytanın avukatlığını yapıyorsunuz. Bu işler çocuk oyuncağımı ben seçilemezsem sistemi değiştireyim.Böyle bir teklif ile gelinir mi gereksiz varsayımlarınız var .Bence algı operasyonu yapıyorsunuz. Olsa olsa yeni sistem nasıl iyileştirilebilir veya aksayan yönleri var mı diye düşünce jimnastiği yapılır. Denedik olmadı veya ben yoksam herşey tufan yok böyle birşey.
Yorumunu eleştirmek istedim ama hangi tarafını eleştireyim , doğrusu bilemedim ; en iyisi hiç bulaşmamak !
Eveeet Reyiz’imiz ne demişti ;’atılım ve şahlanış dönemine girdik ‘
Hayde bakalım , eyisiniz eyi !
Bizim Reis belli de sizin reis kim acaba
CHP ye çatı aday olan Gül mü?
Göbeğinde ama görünür olmayan babacan mı?
“Yüzüme tüküğrün” diyen küçük damat mı?
Karikatürden daha karikatür kasedimin reisimi
Pensiilvanya da haçlılara çalışan papaz mı?.
karanlığa sıkmak kolay değil mi?
Demek ki eledtirecek bir nokta bulamadınız.
Herşeyin yerle yeksan olduğu bir dünya da ayakta kalıp sağlığınız yerinde ise şükredin
Mazallah carpilirsiniz
Yok siz iyi eleştiryorusnuz da kim düzeletcek birde onu söyleseniz.
Yani sizin Reis kim.Nedir söyle de bilelim.
Yat kalk Reis.
Hayatta kamıyoruz .Şu an Bodrum dan bıy verip “Millet aç aç edebşyatı” yapıyoruz.
Haberin olsun buralarada yer yok sakın gelmeye kalkma
Yoruma kapalı.