Katar “Değer miydi?” sorusunu sorduran bir çılgın projenin sahibi olarak tartışma konusu

13
Reklam

Takvime bağlı her şey günü geldiğinde gerçekleşiyor.

Dünya kupası gibi.

Neredeyse 12 yıl öncesinden ne zaman ve nerede yapılacağı kararlaştırıldığı halde, karşı çıkanlar yüzünden veya verilen söz yerine getirilemeyeceği umularak, o uzun yıllar boyunca başka bir yer ve zaman diliminde yapılması beklenen ‘dünya kupası’ bu akşam ilk maçla başlıyor.

Dünya kupası oynama hakkını bir kez bile kazanamamış bir ülkede: Katar’da… 

Her zaman futbolun ulusal liglerde tatile girdiği yaz -haziran, temmuz- aylarında yapılmasına alışıldığı halde, o aylarda Katar maç oynanamayacak kadar sıcak -yaklaşık 50 derece- olacağı için bu günlere -kasım, aralık aylarına- kaydırılması gerekti dünya kupasının…

Tahmin edilebileceği üzere, Katar’da eş-zamanlı birkaç maçın oynanmasını sağlayabilecek sayı ve evsafta futbol sahası yoktu; orada yapılması kararlaştırıldıktan sonra, yeni sahalar ve çok sayıda futbolseveri ağırlayabilecek altyapı inşası için kollar sıvandı ve geceli gündüzlü çalışılarak bugünlere gelindi küçük Körfez ülkesinde.

Daha önce ev sahipliğini üstlenmiş ülkelerden bazısı, yükü tek başına taşımak yerine, masrafı paylaşabileceği başka bir ülkeyle ortaklık yolunu seçebilmişti. Katar da tek başına sorumluluk taşımaktansa bir -hatta birden fazla- Körfez ülkesiyle ortak bir organizasyon yoluna gidebilirdi.

Gitmedi.

Reklam

Zengin ülke olduğunu dünya aleme ilan etmeyi tercih etti.

Resmen açıklanan rakamlara göre, ev sahibi ülke, bu amaçla tam 229 milyar dolar harcadı.

Milyon değil harcanan, milyar dolarlar… [Rusya 2018 dünya kupası için bu rakamın 15’te birini harcamıştı.]

Harcanan yüklü miktarın 150 milyon dolarının, neredeyse iptal edilebilecek kadar sert itirazlara maruz kalan Katar’da yapılabilmesi için PR çalışması üstlenen İngilizlerin efsane futbolcusu David Beckham’a ödendiği anlaşılıyor. Zamanı geldi ve kupa Katar’da yapılıyor, bu durumda Beckham o parayı hak etmiş sayılabilir.

Herkesin merak ettiği, 2022 kupası ev sahibinin Katar olarak belirlenmesini kararlaştıran FIFA üyelerine para ödenip ödenmediği…

FIFA’nın bu kararı alan başkan ve üyelerine bu kuşku yüzünden çoktan el çektirildi.

[Katar’ın dünya kupasına sahiplik edeceği FIFA tarafından 12 yıl önce 22 üyenin oluruyla açıklanmıştı. O kararı veren üyelerin 16’sı, karardan sonra gelişen olaylar yüzünden, yolsuzlukla suçlanmaya muhatap olarak, konumlarını kaybetti. FIFA’nın dönem başkanı Sepp Blatter, kararın UEFA’nın eski başkanı Michel Platini’nin girişimi ve Fransa devlet başkanı Nicolas Sarkozy’nin baskısıyla alındığını ileri sürmekte. Sarkozy başka bir sebeple yargılandı ve bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.]

Dünya kupasına ev sahipliği yapmanın ülke tanıtımı yönünden yararı büyük. Bu uğurda çok yüksek bedeller ödemeyi göze alan veya maçları evinde izleyen insan sayısı en kalabalık global olay futbol.

Reklam

Ev sahibi ülkeler hem daha iyi tanınıyor, hem de harcadığından fazla para kazanıyor dünya kupasından…

Bugüne kadar yapılan dünya kupaları için doğru olan bu tespit Katar söz konusu olduğunda biraz farklı gerçekleşiyor gibi…

İtirazlar yüzünden Katar’a bir bölümünü muhtemelen hak etmediği suçlamalar yöneltildi. İçki yasağı uygulanan ülkelerden olduğu halde, Katar, dünya kupası döneminde o yasağı uygulamayacağını ilan etmişti. Uygulamıyor da. Ancak “Stadlarda bira satılmayacak” kuralı duyurulunca, kararı FIFA aldığı halde, Katar’ın üzerine şimşekler yağdırılıyor.

Orta çaplı bir ülkenin milli geliri kadar bir para dünya kupası yatırımına harcandı, ancak bunu karşılayacak bir gelirden mahrum kalması mukadder Katar’ın…

Maçlar fazla izleyici bulamayabilir. “Biletler çok pahalı” veya “Oteller ateş pahası” gibi propagandalar fanatik futbolseverleri Katar’dan uzak tutacak kadar yoğun.

Üstelik, her ülke, resmi katılımcılar ile milli futbolcular ve yakınlarını oteller yerine kendi sağladıkları imkanlarla Katar’da ağırlayacak.

İngiltere bu amaçla Katar’a binden fazla yatağı ve yüzlerce süiti bulunan dev bir seyir gemisi gönderdi.

Dün akşam Türk milli takımı Çek Cumhuriyeti ile Gaziantep’te karşılaştı ve maçı 2-1 kazandı.

İki takım da eleme maçlarında başarılı olamayarak dünya kupasına katılma hakkından mahrum kalmıştı.

Yalnızca 32 ülkenin milli takımları 45 gün boyunca şampiyonluk için yarışacak.

“Bana ne bunlardan” diyebileceklere dünya kupası günlerinin bizde bile normal akışı etkileyeceğini duyururum.

Maçlar yüzünden TRT dizi yayınına ara verecek.

Futbol meraklıları maçlarla meşgul olacağından diğer TV kanallarına da ilgi herhalde azalacak.

Aslında 22 kişinin 90 dakika boyunca koşturup durduğu bir oyun olduğu halde, ev sahibi ülke İslam coğrafyasında bulunduğu için, bu 45 gün, Batı ile İslam Dünyası arasında kimin daha üstün olduğu çekişmesine dönüşme potansiyeli taşıyor.

Bira yasağı tartışması bir başlangıç. 

Altyapı için çalışsınlar diye fakir ülkelerden getirtilen işçilere sağlanan fazla insani olmayan şartlar, o süreçte meydana gelen kazalarda azımsanmayacak sayıda işçinin hayatını kaybetmesi, çalışanlara karın tokluğuna ancak yetecek bir ücret ödenmesi hep tartışılageldi.

Katar’da eşcinsellik yasadışı ve eşcinseller cezalandırılıyor. Bu da karşı kampanyaların başka bir sebebi.

Önemli maçların oynanacağı yeni inşa edilmiş standın mimarisi de feminist çevreleri kızdırıyor.

Zengin olmasına zengin bir ülke Katar; Allah vergisi petrol ve doğalgaz gibi doğal kaynakları sayesinde fert başına milli geliri -61.276 dolar- Almanya -50.802 dolar-, İngiltere -47.334 dolar- ve Fransa -43.519 dolar – gibi ülkelerden bile fazla.   

Tamam, ama dünya kupası bittikten sonra atıl kalacak futbol yatırımlarına harcayacak yerde, yıllardan beri sürdürülen ve son zamanlarda iyice ayyuka çıkan sert eleştirilere muhatap olduğunu da düşünürsek, bu zenginliğini kendisine övgüye dönüşecek hayırlı amaçlarla kullansa daha iyi ve akıllıca olmaz mıydı?

Salgın yüzünden açlıkla karşı karşıya kalan yığınlarca insan var dünyada.

Dünya kupası bu akşam -saat 19.00’da- ev sahibi Katar ile Ekvador milli takımları arasındaki maçla başlayacak.

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. KATAR’A PROTESTO
    Bu başlıkta bir yazıyı bu siteye taşımaya karar vermiştim.
    Ancak konu başlığı denk gelmediği için yazamadım.
    İlk büyük ekran LED televizyonumu Dünya Futbol Şampiyonası vesilesiyle almıştım.
    Çok büyük bir engel olmadığı taktirde maçları takip ettim.
    Bu yıl Katar’da düzenlenmesi nedeniiyle hiçbir maçı seyretmeme kararı aldım.
    Sessiz protestomun sebebi “Katar’ın ülkemizdeki hukuksuzluk, soygun ve talan düzeninin finansörü ve işbirlikçisi olması” idi.
    Geçenlerde sahne alması için milyonlarca dolar önerilen İngiliz ses sanatçısı, şampiyona hazırlırında çalışan çok sayıda işçiye yapılan kötü muamele ve özellikle alacaklarının ödenmemesi nedeniyle teklifi redddetmiş.
    Bu durumu da öğrenince kesin kararımı verdim.
    Bazıları insani duruş için milyonlarca dolar kaybediyor, bazıları hayatını, bazıları özgürlüklerini, ben maçlarını seyretmemekle ne kaybedeceğim ki?
    Bu konuda da muhalefetten bir şey beklemek tabii ki abesle iştigal.

    • Tebrik ederim. Katılıyorum. Dua Lipa yaptı bunu ve gerçekten ülkemizde neden hiç bir konuda böyle duyarlılık gösterilmiyor insan üzülüyor. Hep kendini düşünen insanlar oldu toplum. Dünya ile ilgimizi de kestik. Çevreye duyarsız, insana hayvana canlıya duyarsız. Muhalefet farklı olsun istiyoruz. O da çoğu zaman duyarsız yada sesi yeterince çıkmıyor, çıkacaksa da izin verilmiyor. Duyarlı insanlar sesini daha gür çıkarmalı. Katar’a protesto!

      Kadın konusunda da duyarsız ülke. İran’da yer yerinden oynuyor. Türkiye’de bu kadar İranlı yaşıyor. Ne bir protesto ne bir yürüyüş. Dünyanın bütün özgür başkentleri yürüdü. İstanbul sözleşmesinden iktidar bir gece kararnamesi ile çıktı. Tıs yine, kimseden güçlü bir ses çıkmadı. Bu kadar duyarsızlık hiç iyi değil. Yakında İran’dan beter olacağız.

    • Sayın yk, siz de yine İlk büyük ekran LED televizyonunuzdan izleyin bari, en azından vicdani sorumluluğunuzu biraz olsun hafifletmiş olursunuz yani…

    • Sığınmacının “bomba ile alay eden” görüntüsünü izlediniz mi?
      Yaparsa kim yaparmış?

      • İzledik, daha doğrusu izlettirildik, lanetullahi aleyh muhalif ebterler sosyal medyada algı oluşturmak amacıyla hep birlikte kullanıyor. Görüntüde taksimde olaydan sonra kaldırılan ağaçlar görülüyor. Videonun altında patlamadan çok öncesi bir tarih yer alıyor, adamlar da multeci değilmiş. Bir Türk büyüğünün dediği gibi “küfürsüzlük çok zor”

  2. Sayın Koru ,
    Harcanan bu paranın içinde 12 yıl boyunca insanlara ödenen maaş ve ucretler de var ve inşaat malzemesine ödenen paranın yarıdan fazlası. Türk polislerde orada tabi ki maaşları konaklamaları ve gidiş geliş masrafları bu rakamın icinde. Göçmen işçiler bu paraları ailelerine gönderdi. 2.8 milyon insan yaşar Katar da ve bunun sadece 400 bini Katar vatandaşı. Yabancıya vatandaşlık verilirse Ülke başka ellere geçebilir. Dünya da 1.3 milyon kişi her yıl trafik kazalarında ölümyor ve bunun % 25 i 25 yaşın altında. İnsanlar doğar , büyür ve ölür . Türkiye gün de 1600 kişi yılda 450 bin kişi ölüyor. İş kazasında 12 yılda yani 144 ayda yani 52560 günde 6500 kişi ölmüş bunu inşaatta hiç calismayanlar dile getiriyor ya bunu anlamıyorum. Herkesin canı tatlı . Kimse kendini ölüme atmaz. Her türlü tedbire rağmen bunlar olur. Kimse zorla inşaatlarda çalıştırılmıyor. Kölelik kalktı. İnsanlar kendi tercihleri ile ve kendi tedbirleri ile hareket ediyor.

    • para sayma makinası tiynetli, mekanik patron buyurmuş: kimse esir değil dileyen çalışır kimse zorla çalıştırmıyor. breh breh sorsan kömür madenlerinde ölenler zaten hür iradeleri ile çalıştıkları için bu işin fıtratına razı olmaları gerekli. vay be ne kadar nebevî ve vicdani delillendirme ve bütün bu çıkarımlar vahşi kapitalizmin cenneti bir batılı üretim bandından değil sakarya’ da fasoncu tezgahında üç beş insan çalıştırıp kendini adam simit sanan bir karasal iklim ak burjuvadan geliyor. maksat yandaş finansör katarı tebrie etme güdüsü. “Ey iman edenler! Bütün tedbirlerinizi alın.” Nisa/71. katar katar paralar yollayan haramzade müsrifler size mübarek olsun bize ekmeğini emeği ile kazanırken ölen emekçi şehitler yeter! peki ya okuması, öğrenmesi gerekirken ölen çocuk işçiler için ne demeli? “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde iş cinayetlerinde ölen çocuk işçilere dair verileri açıkladı. İSİG’in verilerine göre 211’i 14 yaş ve altı, 405’i 15-17 yaş grubunda olmak üzere son 10 yılda en az 616 çocuk işçi hayatını kaybetti.” bu da fıtrat değil mi?

  3. Güncel günlük olaylarla oyalanmak insanların hoşuna mı gidiyor?
    hoşuna gider gibi mi yapıyorlar?
    birileri yediriyor mu millete yoksa !…?
    Bunun cevabını kimse sorgulamaz. niye? Sorgulamasını önleyecek mamma verirler öbür tarftan ellerine biryerlerine.
    dünyanın en güzel ve en kullanışlı perfecto stadı katarda niye olmasın?
    Barcelona’da mı olmalı illaki?
    aeropanın isviçresi olabiliyor, tüm maneyler oralarda istifleniyor ama nedense herkes parmağını ısırıyor!
    lakin,
    ortadoğuda bir isviçre bir Barselona bir Paris olduğunda herkes bir aboovvv çekiyor!?!
    şunu birde İngiliz desteği olmadan yapmayı deneseler!

  4. Nimeti, nikmete çevirmek olarak adlandırılan, itibarda israf olmaz algı çalışması herhalde İslam ülkelerine yakışır. Katar, ülkelerinde ki doğal zenginliğin paylaşımını, vatandaşlık haklarını kan bağı ve unsuriyet ile yaptıkları ilkel kabilecilikten dolayı, on yıllardır ülkelerinde yaşayan ve doğal gazdan evvel ülkenin imarına katkı sağlamış binlerce Filistin’li vatansız da dahil pek çok farklı ülkeden göçmene vatandaşlık dahil hiçbir kalıcı hak vermemiş bencil bir sözde İslam toplumudur. Sorsanız acayip sünneti seniyye düşkünü, ensar, muhacir jargonlu, bedevi Araplar 200 milyar doları bir çırpıda rüşvetle aldıkları turnuva için dağa taşa hebaen mensur gömebilmişlerdir. Kısmen aynen, kısmen mislen dünya incisi İstanbul’a ihanet etmiş akıldanelerinin izinden tefahurla yürümüşlerdir. Dünyanın ve öz kaynaklarını fütursuzca harcayarak birkaç on yıl içinde yaygınlaşacak başlayacak alternatif enerji dehrinde, ülkeleri ve çevreleri için hayra değil israfa ve hevaya saçıp savurmanın neticesi olarak elbette ödenecek ağır bedeller olacaktır. “Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın”. İsra/29 Afrika’da çocukların sıtma ve kolera gibi kalitesiz su kaynaklarından köken alan hastalıklardan ölmemesi için BM raporlarına göre birkaç milyar dolarlık yatırım gerekiyor iken, BM zengin ülkelerin bu fona katkı vermediğini esefle raporlaştırmıştı. Görünen Afrika’da su kuyusu açma işi Türkiye’nin birkaç hayır organizasyonuna bırakılmış gibi duruyor ve tipik “iğne ile kuyu kazmak” deyimine örnek teşkil ediyor. Dünyanın kaynakları adaletli paylaşılmamaktadır. Bu adaletsiz paylaşımın ve etrafında ki sefalete bigane zengin İslam kabilelerinin aldırmaz toplumlarının gözü önünde dünyada 800 milyon üzerinde insanın yatağa aç girdiği, tok denilenlerin de dengeli ve yeterli beslenemeyip açlık sınırında yaşadığı, gelir ve gıda dağılımı adaletsizliğinden feryatların arşa ulaştığı günlerdeyiz. Ancak lüks bir restoranın görgüsüz Arap müşterilerinin üç beş kalem yemeğe ve bol miktarda markalı içkiye yüz binlerce dolar ödediğinin faturaları ortalara döküldüğü günümüz için basitçe ahir zaman biz ne yapabiliriz? diyerek sorumluluktan kurtulmak mümkün değildir. “Şeytan, onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Halbuki onlar gözü açık kimselerdi.” Ankebut/38 Teemmel !

  5. Yazının sonlarına doğru yazarımız da hafifçe dokunmuş ancak yeterli olmamış.
    Katar , bu hazırlıkların yapıldığı 12 yıl boyunca , çalıştırdığı ve yine geri kalmış müslüman ülke vatandaşı olan 6500 ye yakın işçinin kazalarda hayatını kaybetmesine sebep olmuştur, ayrıca bu işçileri karın tokluğuna çalıştırdığı söylenmektedir.
    Katar, bu hazırlıklar ve altyapı için 229 milyar dolar gibi muazzam bir harcama yaparken dünyada açlık ve sefalet icinde yaşayan müslüman toplumlara ne kadar yardım etmis , keza üç yıl boyunca bütün dünyayı kasıp kavuran korona salgını boyunca kime ne kadar yardım yapmış !
    Tabii ki Katar böyle de diğer petrol ve gaz zengini özellıkle Ortadoğu Arap ülkeleri cok mu farklı , al birini vur ötekine !
    Islam alemi iste bu ilkel zihniyet ve kafa yüzünden böyle sürünüp durmaktadır ve böyle devam da edecektir !

  6. işte günümüz müslümanların en büyük sorunu 200 milyar ile Afrika’da kaç insan ölümden veya hastalıktan kurtarılıp hayata dondurulebilirdi.Komsusu açken kendi bizden olmayan Bu ve benzeri insanların vay haline.
    Yazıklar olsun .

  7. sanırım, “değer miydi” sorusuna cevap kısa bir süre sonra bulabileceğiz. böylesi organizasyonlara her ülke ev sahipliği yapmak ister. 12 yıl önce dünya farklı bir yerdi şimdi pek çok şey değişiyor umarım katar aradığını bulur ve başarılı bir organizasyona imza atar. bölgede benzeri başarılı işlerin olması hepimizi mutlu eder sonuçta.
    böylesi büyük paraların yardıma gitmesi başka bir konu, burada herkese ve her ülkeye büyük sorumluluk düşüyor, bir kişi bir kişiye yardım etse, kardeş kabul etse, bir ülke diğerini, destek olsa, çoğunu paylaşsa dünya bugün olduğu gibi kötülüğün arttığı, adil paylaşımın azaldığı savaş, açlık, kuraklık tehdidi altında bir yer olmazdı diye düşünüyorum çünkü dini bilgiler bize iyi niyetle yapılan yardımın ve paylaşmanın verilen cinsten karşılığının daha çok olacağını bolluk ve berekete, genişlik ve refaha sebebiyet vereceğini öğretiyor.
    yardım eden, yardım bulur,
    veren fazla fazla alır diyor.
    türkiye yakın geçmişte en çok yardım eden ülkelerden biriydi bizim de genişlememiz, gönenmemiz zenginlik bolluk ve bereketimizin artması gerekiyordu,
    lakin öyle olmadı.
    bilakis azaldık, daraldık, fakirleştik.
    dünya sefalet endeksinde 1. sıraya yerleştik. sünnetullahta yani evrensel yasalarda hata olamayacağına göre
    nerede hata yaptık?
    neyi yanlış yaptık acaba?

Yoruma kapalı.