İtalya’da, İngiltere’de bedava yemek kuyrukları.. Bizde pahalı mağazalarda müşteri kalabalığı… 

13
AA’nın abonelerine geçtiği İtalya’da ücretsiz yemek kuyruğu haberinin fotoğrafı..
Reklam

Sabah BBC 1’in erken programını izlerken gördüm. Biri erkek diğeri kadın iki sunucu, karşılarına bir uzmanı almış, sorularıyla ona beni hayretlere düşüren bir konuyu anlattırıyorlar…

Aslında hayretlere düşmemem gerekirdi. 

İngiltere’de başbakan görevinden istifa etti, parlamentoda en fazla sandalyeye sahip Muhafazakar Parti kendisine başkan seçmek için bir süreç başlattı, on adaydan sekizi elendi ve sona kalan iki aday ülkeyi en iyi kendilerinin yöneteceğini ispat için şu günlerde çaba gösteriyor; ancak halkın yeni başbakanın kim olacağıyla fazla ilgilendiği yok.

İngiliz halkı en çok artan hayat pahalılığıyla ilgili.

Enflasyon %10’u yakalamak üzere orada ve alınan kapsamlı tedbirlere rağmen indirileceğe de benzemiyor.

Bir uluslararası bankanın araştırma bölümü, gelecek yıl -2023’te- ülkede enflasyonun %22’yi bulabileceğini duyurdu.

Hayat pahalılığı en yakıcı etkisini mutfakta hissettiriyor.

BBC’nin bir muhabiri, izlemeye başladığım sohbetten hemen önce verilen haberinde, bir markette doldurduğu poşetteki birkaç temel ihtiyaç maddesi için bir yıl önce 7 Sterlin ödemişken, o gün aynı malları 12 Sterline alabildiğini duyurmuştu. 

Reklam

Neredeyse bir misli artan mutfak masrafı…

Stüdyodaki konuğa, böyle bir ekonomik ortamda, ailelerin bütçelerini en iyi değerlendirebilecekleri bir hayat yaşayabilmek için, mutfakta neler yapabilecekleri anlattırıldı.

Yemek pişirirken ocak mı, fırın mı, mikro dalga mı, yoksa hava fritözü mü (airfryer) kullanılmalı?

Ocakta pişirilen yemek mi daha pahalıya mal oluyor, yoksa fırında pişirilen mi?

Hayretten açılmış gözlerle tavsiyeleri dinledim.

Konuk, fırını öğütledi ve kendi evinden çekilmiş görüntülerle, fırında yalnızca tek bir yemek değil, birden fazla değişik yemeği eş zamanlı pişirdiğini anlattı. ‘‘Böylesi daha ucuza mal oluyor’’ aklını vererek…

İngilizlerin ‘‘Ucuz mal alacak kadar zengin değilim’’ felsefesi bilinir. 10 kuruşun hesabı yapılan sohbeti BBC’de izlerken, onun yerini, ‘‘Enflasyonist ortamda hayatı ucuzlatmanın yolu mutfakta alınan tedbirlerden geçer’’ sözünün almış olabileceğini düşündüm.

Bir dostum, ülkemizin en pahalı giyim-kuşam mağazalarından birinde yöneticilik yapan bir tanıdığının, kendisine, geçmişte hiç şimdiki kadar yoğunlukta iş yapmadıklarını, mağazalarına uğrayan insanların deli gibi alış-veriş yaptıklarını söylediğini aktardı.

Reklam

Doğrusu benim de gözlemim farklı değil.

Pahalı mallara rağbet fazla. Parası olan bir kesim var ve o kesimden insanlar bir daha bulamayacaklarmış gibi mallara hücum ediyorlar. Ev fiyatları ondan yükseliyor, otomobil firmaları müşterilere araç yetiştiremiyorlar.

Enflasyonun henüz %10’a varmadığı İngiltere’de, TV kanalları, mutfakta yemek yaparken hangi yöntemin onu daha ucuza mal etmeyi sağlayacağını duyurup insanlara 10 kuruşun hesabını yapma gereğini hatırlatırken, resmi enflasyonun %80’e dayandığı ülkemizde en pahalı mağazalar dolup taşıyor ve fiyatı el yakan mallar kelepir muamelesi görüyor.

Bu işte bir yanlışlık var da, kimde?

Dün, sonbahara ‘merhaba’ dediğimiz ilk gün, elektrik ve doğalgaz ücretlerine kallavi yeni zamlar geldi.

‘‘Oh, oh, ne güzel’’ dememiz bekleniyor…

Halbuki, enerji sarfiyatını her yerde azaltacak tedbirleri bizler de düşünmeliyiz.

Almanlar düşünmüş ve devlet dairelerinde enerji kullanımını yarı yarıya azaltacak tedbirleri şimdiden hayata geçirmişler. Evlerinde havuz bulunanlar da onu ısıtamayacaklar. Yasak. Hangi binada ısının ne derece tutulacağı kuralını da ilan etmiş Alman hükümeti.

Bizde bazı aileler kışı donmadan geçirmeyi başaramayabilir.

Siz ister sebebi korona salgınında arayın, ister hükümetin uyguladığı ekonomi politikasının yanlışlığında; bir gerçek değişmiyor: İki yıl öncesinden daha kötü durumda ülkemiz.

Yeni açıklanan veriler bu gerçeği haykırıyor: Toplumun en az gelirli kesiminin milli gelirden aldığı pay 2020 yılında %31 imiş; zengin sayılabilecek kesimin payı ise %49… Bugün -yani 2022 yılında- durum dar gelirli kesim için maalesef hiç parlak değil; milli gelirden onlar %21 pay alırken, zenginlerin payı %54…

Zenginler daha zengin olmuş, fakirlerin fukaralığı ise daha koyulaşmış…

Marketlere uğradığımda, semt pazarına gittiğimde, bu ayrışmanın sonucunu canlı canlı görebiliyorum. Alabilenler ile alamayanlar çok belirgin hale geldi o tür ortamlarda. 

Anadolu Ajansı, muhabirinin videoya çektiği bedava yemek sunan aşevleri önünde biriken insan kalabalığını, ‘‘İtalya’da insanlar ücretsiz yemek kuyruğunda’’ başlığıyla haberleştirmiş. 

İngiltere’den ve ABD’den de öyle görüntüler bulunabilir. Bu iki ülkede de ‘food banks’ adı verilen aşevlerinin ve oralarda gönüllü hizmet veren hamiyetli insanların sayısı her gün artıyor.

Bizde de benzer girişimlere ihtiyaç duyulan günlerdeyiz.

Tersine, ancak tuzu kuruların rağbet edebildikleri pahalı mağazalardaki kalabalıklara bakıp ‘‘Bizde sorun yok, İtalya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Amerika’da insanlar karınlarını doyurabilmek için saatlerini kuyruklarda geçiriyorlar’’ diye övünülebiliyor.

Ne kadar yanlış.

Geçen ayın ve son bir yılın enflasyon oranının açıklanması bekleniyor. Resmi olanı ve resmi olmayanı bakalım ne kadar?

ΩΩΩΩ

Reklam

13 YORUMLAR

  1. Bu çok saçma ve bu satılmış medya gibi satılmış kalemler hala halkı kandırma peşindeler.Aynı olay bizdede var heryerde var bizde diyanet bu işi yapıyor.Miskinler diye bir güruh var Hollanda dakeloos diyor yani evsiz barksız çalışmıyan insanlar.Bunlara bazı vakıf ve dernekler yemek veriyor.31yıl Hollandada yaşadım sizin gibi masa başımda işkembeden atmıyorum.Kardeşim TÜRKİYE gerek ekonomik gerekse manen bitmiştir tükenmiştir.Akp mhp koalisyonunun beton çimento ekonomi modeli ülkeyi tüketmiştir.Köprü geçiş ücretleri,şehir hastane yatak ücretleri bekleneni veremwmiştir ikisinin üzerine alınan 600 milyar dolar borcun faizi binince dolar 18 lere çıkmıştır.Biraz insaf edin bu halka acıyın yirmi yılda akp mhp kolaisyonu yol,hastane,köprü yapmıştır başka dördüncü bir yatırımı söyleyin bana yokki.TEK ÇAREMİZ KALMIŞTIR MİLLİ GÖRÜŞ FATİH ERBAKAN, BAŞKA KİM GELİRSE GELSİN DURUM DEĞİŞMİYECEKTİR.ÇÜNKİ BÜTÜN PARTİNİN VE LİDERLERİNİN TEK BİLDİĞİ VARDIR PARAMI LAZIM.FAİZ,ZAM,VERGİDİR.FATİH ERBAKAN I BİR DENEMEK LAZIM BİRİNCİ YIL İÇİN 150 MİLYAR DOLAR MİLLİ KAYNAK PAKETİ VARDIR.81 İLE 681 FABRİKA ÜNİVERSİTE MEZUNLARINA VE GENÇLİĞE İSTİHDAM İÇİN 63 GENÇLİK PROJESİ VARDIR.EMEKÇİ VE EMEKLİLERE YÜZDE YÜZ MAAŞ ARTIŞI VARDIR.FAİZSİZ,ZAMSIZ,VERGİ ARTIRIMSIZ VS.VS..DİĞERLERİNİN PROJELERİNE BAKIN BAKALIM NE VARMIŞ.

    • Bu ülke deneme tahtası mı,
      İnsanlar deney faresimi kardeşim?
      Burası tiyatro sahnesimi sence?
      İstanbul iktidar il başkanı kimin seçmeni idi mesela?
      Fatih yada Kanuni kim olursa olsun,
      Birgün koymuşmu elini taşın altına?
      Git iktidarın yanına!
      Beğenmiyonmu, 6+masa altı 1’e ekleme yap sende olsun 7+1 masa altı..😊
      Deneyebilmek için seni,
      Görmek gerekir önce marifetini🤗

  2. 100 MİLYAR DOLARA EMİN ADIMLARLA
    Yılın ilk 8 ayında dış ticaret açığı, 73 milyar dolar olarak gerçekleşmiş.
    Aylık ortalama 9 milyar dolar olmakla birlikte artan bir trend.
    Örneğin son ayın açığı 11 milyar dolar.
    Bu gidişle yllık açık 100 milyar dolar olarak gerçekleşirse, ekonomi uçuyor diyeceğiz.

  3. İngiltere Merkez Bankası faizi yüzde 1’e yükseltti. Enflasyon yüzde 10. Bu durum 1’e 10 demektedir. Şimdi bize bakalım: politika faizi yüzde 14, enflasyon ise yüzde 144 (ÜFE). Orantı aynı. Böyle bakalım derim!

    • Birde tam karşısından bak👀.
      O zamanda 14’e 80 ne güzel, daha 60 kardayız mı diycez?
      Yada,
      Şu anda 80 ise, yılsonuna tamamına erer deyip inşallah: 100-140 arası mı bekliyecez??
      Son tahlil,
      Onlara yüzde on sinek ısırığı gibi gelir,
      Bizde teğet geçse bile!…

  4. HAYALLER TÜFE, GERÇEKLER ÜFE
    Ekonomistler(tabii ki diploması gerçek olanlar) Üretici Fiyat Enflasyonu (ÜFE) doğru tespit ediliyorsa, Tüketici Fiyat Enflasyonu (TÜFE)”yi araştırmaya bile gerek yok. ÜFE’nin üzerine yaklaşık bir oran eklersen TÜFE’yi bulursun diyorlar.
    ÜFE’yi kaynağından tspit ettikleri için rakamlar doğru. Ve bu rakamlar üzerinde oynama yapamıyorlar.
    Ve çok anormal bir durum olmadığında TÜFE rakamları ÜFE rakamlarından fazla olmak zorunda.
    Biri iki ay ÜFE düşük olabilir.
    Ancak yıllarca olamaz.
    Ülkemizde olduğu gibi olamaz.
    Temmuz ayında TÜFE %79, ÜFE %144 idi.
    Bu ayda, bu zırva devam edecek.
    Ancak zırvada hangi zirveyi yakalayacaklar?
    Evet hayaller TÜFE, gerçekler ÜFE.
    Ancak bunların vatandaş için hayalleri bile tam bir kâbus.

  5. Avrupada ne olursa olsun normal, Türkiyede anormal, bir de bize de tavsiye ediyorsunuz, sayın yazar size söylüyorum, Türkiyede böyle bir yemek kuyruğu olsa azgın CHP ve diğer partiler neler söylerler ve bırak söylemeyi darbe yapılmasını isterler. Türkiye ile Avrupayı mukayese ederken önce nüfus artışlarına bakıp öyle mukayese edilmesi gerekir, bir aile tek çocukla mı müreffeh bir ömür yaşar, yoksa 3 çocukla mı? önce bunu ortaya koyup ondan sonra tartışmak gerekir, Türkiye Avrupadaki devletlerin çoğunun nüfusundan daha fazla sadece okutmakla meşguluz. Onlara iş bulmak, giyimi kuşamı, yiyeceği, bütün bunların dikkate alınması gerekir, bütün bunlara rağmen nüfusu artmayan toplumları bekleyen tehlike dışarıdan işçi getirerek kendi öz nüfuslarının gittikçe yabancılara karşı azalması ve yabancıların elde ettikleri mevkilerden endişe duymaları, işte Avrupayı bekleyen en büyük tehlike onun için aklımızı başımıza toplayıp bakabildiğin kadar doğur diyerek seküler yaşam süren sadece kendi yaşamının güzel olması sonrasını düşünmemesi, üstelik kendi rahatı için devletin bazı konulardaki iş gücüne insan bulamamasını devlete yüklemesi gibi bir kolaycılığa sığınıyorlar.

  6. Üstünlük takvadadır!

    Genelde yabancılar organize toplum olmayı başarmış oldukları için proaktiftirler, tahmin edilen zorluklarla karşılaşmadan tedbirlerini alırlar. Herşey ona göre planlanır. Tedbirler iyi bir iletişimle herkese iletilir. Zorluklar gelip çattığında adeta “tamam”, adeta “sizi bekliyorduk biz tedbirimizi aldık”derler. Herkes yapması gerekeni bilir.

    Bu,”Aklı” bir nimet olarak verdiği tüm insanlıktan, Allah’ın beklentisi dahilinde bir davranıştır. Bizde ezberine bir din anlayışı hakim olduğu için. “Allah Kerim” derler herşeyi Allah’a bırakırlar. Kadercilerimizden bunun doğru olduğunu iddia eden tembeller de vardır. Oysaki bu dini istismardır, Tabi bu “Akıl*İman Sentezi”ne göre böyledir! Allah’ın rızasına “akıl nimetini” kullanarak ulaşmak çok daha makbüldür. Yabancılar, bu tedbirleri alırken kendi nefsleri ve rahatlığı için bunu yaparlar, sekülerliklerine göre bu normaldir. Allah’tan, Allah’ın rızasından bihaberdirler, aslında. Bizde ise ezberine din anlayışı hakim olduğu için Allah rızası o kadar ön plandadır ki alınması gerekli tedbirlerden çoğunlukla bihaberdirler, pek aldırış da etmezler. Dolayısıyla, Allah’ın çetin düzeninde zorluklar gelip çattığında bizde çok daha fazla milli zayiat (trafik kazası, ölüm, sakat, gazi, şehit) verilir. Allah Kerimdir şüphesiz, ama “akıl nimetini” kullanmayan kullarını istisnalar olsa da genelde bu zorluklarda terkeder. Kendi hallerinde bırakır. Başka bir deyişle, bu şekilde daha iyiye doğru kendilerini geliştirmeleri için bu zorlukları vesile eder. İbret almaları, hatalarından öğrenmeleri için fırsat verir. Batı bu süreçten geçerken sekülerleştirdikleri nefslerini tatmin esastır. Batı bu seviyeye gelirken bunun gökten zembille inilmiş gibi yapıldığı sanılmasın. Zorluklarla boğuşarak, gıdım gıdım çalışarak, üretilen bilgilerin üzerlerine yenilerini zincirleme ilave ede ede sadece aklın önderliğinde sistem oluşturarak geldi. Bizlerin bunu Allah rızası şuuru eşliğinde başarabilmesi takvadır. Üstünlük takvadadır. Tabi bu, “Akıl*İman Sentezi”ne göre böyledir…

  7. Bana göre alışverişteki yoğunluk, insanların TL yi bir an önce elden çıkarmak istemelerinden kaynaklanıyor. Çünkü bizim paramız elimizde kaldıkça eriyip gidiyor. Bu nedenle de herkes mala mülke, dövize veya altına yatırıyor yani paramıza güven kalmadı ki !
    Yeni zamlar konusunda bendeniz de naçizane herkes tevekkül , sabır, acılara tahammül tavsiye ediyorum , böylece cennete girme şansımız bir hayli yüksek olur !
    Hatta bu gidişle bizler birer evliya olup çıkarız vallahi !

  8. her şeyi çok güzel, çok net anlatmış sayın koru, ne diyelim üstüne.
    her zaman, her toplumda gelirden en az pay alan ve en çok pay alan kesimler olmuştur ve olacaktır. bir de ikisinin arasında bir kesim olur, aradaki amiyane tabirle orta direk dediğimiz bu grup ne kadar geniş olursa o toplum o kadar sağlıklı olur.
    bizde özellikle son 10 yıla baktığımız zaman izlenen politikalarla bu orta kesimin giderek azaldığını ve fakirleştiğini ve alt gruba evrildiğini esefle izliyoruz. dün aldığını bugün alamıyor belki büyük bir çoğunluk temel gıda maddelerinden bile fedakarlık ediyor,
    yine izlenen politikalar zenginlerin daha çok kazanmasına neden oluyor sonra da karşımıza geçip,
    falan banka şu kadar kar etti, filan şirket bu kadar kar açıkladı diyorlar. şaka gibi.
    bir yakın ziyareti nedeniyle Aydına gitmiştim, sıcak bir şehirdir Aydın, Adana gibi, alışveriş yaparken çarşıda dikkatimi çekti çoğu dükkan klima çalıştırmıyor,
    “elektriğe yetişemiyoruz” dediler.
    parasını millet ödeyince ısınmak soğumak kolay tabi, almak, vermek, yemek, gezmek o zaman kolay.
    yeni zamlar vatana millete hayırlı olsun.

  9. Batılı devletler ve insanı ile ülkemizi, yurdum insanını karşılaştırmamak gerek.
    Bizdeki enflasyonun halkın yaşamına etkisi ile batılıya etkisi de aynı olmaz.
    AVM lerdek alışveriş ise:
    Ülkedeki yabancılar girip alıyorlar!
    Bizim millet ise onları görüp dayanıyor kredi kartına😯🙂🙁🙃
    Not: bizde aşevi açsan normal bir ev den kimse gidip o kuyruktan bedava yemek almaz!
    (Bu da bize has bir gurur)
    Şu ortadireğin elindeki yastık altındaki üjbej gaymenin ise bir gün biteceğini o’da biliyor ya!..
    Ama fakat enflasyon rakamındaki artışta,
    bu savurganlıkta,
    bu müsriflikte
    ne zaman (bitmesede) durur!!! derseniz;
    *”F.Korunun aylardır her sabah ellerini açmadan dua ettiği o gün!” derim🤗.

  10. İktidar yargının yeni yıl açılışında darbe anayasasını örgürlükçü bir anayasa ile değiştiremediklerinden, partilere çok çağrılar yaptığından vs yakınmış. Yani gerçekten mi diye sormak bile yorucu. İşinize geldiği gibi yargıyı FETÖ’ye teslim eden, yetmez-ama-evet anayasası yaptınız pekala. Tüm yetkiyi tek adama veren bir tek adam anayasası değişikliğe de yaptınız apar topar. Yani elinizi tutan kim ki. Sam Amca mı Şam Amca mı izin vermiyor. Nedir yani sizi alıkoyan. Sadece geçiniz diyoruz. Biz bu hikayeleri çok dinledik.

Yoruma kapalı.