İkinci tura doğru: Yıllar önce ‘‘Eller aya, biz yaya’’ denirdi. 2023’te durumumuz pek mi farklı dersiniz…

26
Trump’ın New York’taki barının duvarı..
Reklam

Önceki gün, global iş dünyasının haber ve yorumlarını büyük dikkatle izlediği uluslararası bir gazetede Türk ekonomisini değerlendiren bir yazı çıktı. Yazıya göre ölmüşüz de haberimiz olmamış.  

Ülkemiz ekonomisinin durumunu yabancılardan öğrenecek değiliz; hem iyi yetişmiş kendi ekonomistlerimiz var ve her fırsatta ne halde olduğumuzu anlatıyorlar, hem de bir başkasına muhtaç kalmadan hepimiz durumumuzun hiç iç açıcı olmadığının farkındayız.

Seçimden birkaç gün önce bir dostumla buluştuğumuz kafede içtiğimiz kahve için bir önceki haftadan 12 TL daha fazla para ödendi. Aynı kafeye bugün gitsek kahveye yeni bir zam daha gelmiş olabilir.

O arada ne oldu da kahvenin fiyatı arttı?

Fiyatı hiçbir makul gerekçe bulunmadan artan yalnızca kahve değil, neye el atsanız fahiş fiyatla karşılaşıyorsunuz. Bir çığ gibi artan fiyatlar karşısında gelirler güneş çıkınca eriyen kar gibi; pahalılıkla baş etmek mümkün değil.

Çare ne?

Ekonomiyle ilgili yanlış uygulamalardan vazgeçip daha tutarlı yeni politikalara geçilmesi…

Bundan başka bir çare yok.

Reklam

Peki de akla gelen tek çarenin gerçekleşmesi mümkün mü?

Ne dersiniz, mümkün mü?

Şu anda ülkeyi yöneten siyasi kadro izledikleri ekonomik politikayı değiştirmek niyetinde değil. Görmeyen gözler bile yanlışı görür olduğu halde yapılanda ısrar ediliyor ve sıkıntıların ortadan kalkacağına inanmamız isteniyor.

Garip olan şu: Halkımızın önemli bir bölümü buna inanmış görünüyor.

Milletvekili seçimi için bir hafta önce sandığa gittik ve yanlış politikalar uygulayan iktidar partileri yeni Meclis’te sandalyelerin çoğunu kazandı.

Bizim oylarımızla oldu bu.

Önümüzdeki hafta yine sandık başına gidecek ve ekonomi orkestrasının şefi konumundaki cumhurbaşkanı için tercihte bulunacağız.

İlk turda en fazla oyu -hem de pek az bir eksikle- halen görevde bulunan cumhurbaşkanı aldı.

Reklam

Şimdi de seçilmeye en yakın aday yine o görünüyor.

Bu işte bir yanlışlık yok mu?

Lafı hepimizi ilgilendiren acil konu o olduğu için ekonomiden açtım, ama ülkeyi ve insanını yakından ilgilendiren hemen her konuda durumumuz ekonomiden farklı değil. Neye elimizi atsak o şey dökülüyor.

Dış politika sözgelimi…

İddia ‘dünya liderliği’, ancak liderlik bir yana, Türkiye dikkate alınmaya değer bir ülke olmaktan uzaklaştı. İkili ilişkilerde sorun yaşanmayan tek ülke kaldı: Rusya… Onunla da Suriye ve Libya politikalarımız çelişiyor, ama aldırmaz görünüyoruz.

Bu hafta Arap Birliği toplandı, Ukrayna lideri kendi derdini anlatmak için oradaydı; 12 yıl aradan sonra Suriye devlet başkanı Beşşar Esad’ı da diğer Arap liderler toplantıya davet edip geldiğinde bağırlarına bastılar.

Türkiye Arap Birliği’nin gözlemci ülkesi; biz ise artık o platformda istenen bir ülke değiliz.

Peki, Türk dünyası ile ilişkilerimiz ne halde?

Avrupa Birliği’ne üyelik peşindeydik, sahi o iş ne oldu?

Ülkesinde başkanlığa yeniden seçilmek için zemin yoklayan Donald Trump’ın, New York’ta şahsen sahip olduğu, ismini taşıyan binada bulunan barın duvarlarına astırdığı, kendi başkanlık dönemiyle ilgili övünç kaynağı saydığı anılara tanıklık eden fotoğraf ve belgeler arasında, bir başka ülkenin başkanına hakaret içeren bir mektubunun fotokopisi de bulunuyor.

Hangi ülkenin başkanı olabilir?

Dünya neleri konuşuyor bugün, biz ne ile meşgulüz…

Geçen hafta, ABD’de, Senato’nun bir alt komitesinin toplantısı vardı.

Toplantıya başkanlık eden senatör, konuşmasına başlamadan önce katılımcılara bir video izletti. Videoda katılımcıları şaşkınlığa sürükleyen sözler sarfeden başkanın bizzat kendisiydi, ama görüntü aslında ona ait değildi, sesi tıpkı kendi sesi olsa bile sözler onun ağzından çıkmamıştı.

Başkanı konuşur ve görüş açıklarken gösteren o videoyu ‘yapay zeka’ (artificial intelligence, AI) üretmişti. Toplantı da çok taze kullanıma girmiş olan ‘yapay zeka’ konusundaydı ve yanlış sonuçlar doğurabilecek bu yeni icadın içerdiği tehditle nasıl mücadele edilebileceğini araştırmak üzere yapılmaktaydı.

İcadın bazı ülkelerde kötüye kullanıldığı biliniyor.

Senatörler seçimlerin sonucunu etkileyebilecek sahte videoların devreye girmesinden endişeliydiler. Biri, ‘‘Ya, savaşın en kritik dönemecinde, sahte bir videoyla Ukrayna başkanına ordusuna teslim olma çağrısı yaptırılırsa?’’ sorusunu yöneltti.

Kime yöneltildi bu soru?

AI’ın mucidi olan şirketin yöneticisine…

O ne cevap verdi?

Şu cevabı verdi: ‘‘İnsanların bunun hayatımızı nasıl etkileyeceği konusunda endişeleri bulunduğunu biliyoruz. Bizler de endişeliyiz. Eğer bu teknoloji yanlış bir yöne giderse, pek çok büyük yanlışa yol açabilir.’’

Dünya bunları konuşuyor; olandan en fazla etkilenebilecek bir ülkede yaşayan bizler ise, bir hafta sonra yapılacak seçimde hayatımızı derinden etkileyecek bir iradeyi sandığa yansıtacağımızın tam idrakinde değil gibiyiz.

Global gündemden kopuyor ülkemiz.

ΩΩΩΩ 

Reklam

26 YORUMLAR

  1. Muhalefet neden kazanamıyor hiç sorguladışlar mı ?
    Adam açıklama yapıyor Bizim anketlerimizde kazanamayacağımızı
    gördük diyor hem de bir kişi değil 2-3 kişi.
    Ya el insaf siz bu milleti ne zannediyosunuz. Ayıp günah yazık .
    Basbar bağırmadınız mı 60 la geliyoruz bu iş bitti diye daha sandıklar açılırken
    bile utanmadan kazandık dediniz.
    peki bu millet size nasıl güvensin içlerinde en ufak bir oy verme ihtimali olsa bile
    bu lafları duyduktan sonra size bir tane bile oy vrmezler Bunlara ne derler biliyormusunuz
    YALANCI YALANCI YALANCI .
    Yazık size oy verenlere onlar adına üzüldüm !!!!

  2. Kılıçtaroğlu na cb yardımcısı Yapay Zeka bir robot yakışır🤖.
    Sanırım Davutoğlu ilk feragat eden. Sırasıyla diğerleride vazgeçip Kılıçtaroğlu nun elini rahatlatabilir neden olmasın?
    Sonuçta işi referanduma dönüştürmeye gidiyor bu iş.
    RTErdoğan bir yanda
    KKılıçtaroğlu karşısında🤗.

  3. Ertelenmiş bir yorum!

    İki gün önce evde otururken bir Avrupa ülkesi vatandaşlığı da olan iş bilmez bir akrabamızdan konu açıldı, “Allah’tan bu sene çok iş var, çok yoğunum” dediğini öğrenince hafızam çalışmaya başladı, biraz düşündükten sonra acil ihtiyaçtan çok sayıda felaket tellalına ihtiyaç var başlığını hafızama attım. Altını dolduracak çok sayıda malzeme vardı.

    Ben taze demlenmiş çay sevdiğim için kafelere gitmiyorum çoğu zaman taze çayın bulunduğu çay ocaklarına ve en ucuz çayın 4 liraya satılmasına rağmen ana arter cadde üstünde bulunan kahvehanesini kapatıp 10,000 dolara kiraya verebilecekken hala emekli dedelere amcalara ve soluklanmak için uğrayan müşterilerine 2,5 liraya çay satarak nasıl ayakta kalabildiğini merak ettiğim kahvehaneye gitmeyi tercih ediyorum.

    Öncelikle devlet eliyle işleri ve iş yerleri ve meslekleri gasp edilen ve iş yapamaz duruma getirilen ve çalışacak bir iş bulabilse de eski mesleklerinde kazandıklarına ulaşma imkanları gaspedilen insanların dışında kalan hiç kimsenin bir ekonomik krizden haberleri olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ekonomik sıkıntılardan bahsedenler yok değil fakat, bizzat hissetmedikleri için veya hissetse bile yaşadığı zorlukların sebeplerini doğru temellere oturtamadıkları için söyledikleri genel geçer cümlelerden öteye geçemiyor, haliyle de hayal satanlar karşısında sönüp yok oluyor.

    Siyasi ikbal uğruna söylenen yalanlar toplumun geniş kesimleri tarafından mutlak gerçekmiş gibi algılandığı için somut eyleme dönüştüğünü de çıplak gözle her yerde görebiliyorsunuz;

    Kahvehanenin önüne damacana bidonu gibi veya cansız yarım plastik manken gibi dizilmiş ve hararetle seçim değerlendirmesi yapan insanlara kulak veriniz:

    -“bizim belediyede bir pkklı işe başlamış, hemen anladım pkklı olduğunu gittim bizzat şikayet ettim, belediye başkanına emniyete kaymakama valiye her yere şikayet ettim, baktım adam hala çalışıyor. En sonunda cumhurbaşkanlığına şikayet ettim, iki gün içinde attılar adamı. Daha yeni başlamıştı işe. Ben şikayet ettim, yoksa kimsenin umurunda değil.”(tam o esnada bir düğün veya sünnet düğünü konvoyu arabaların açık camlarından sarkılan ve ellerinde tuttukları eşarp benzeri bez parçalarını sallayan çocuklar kahvenin önündeki konuşmalardan habersizce gülücükler saçarak geçiyorlar, simalarından doğulu İnsanlar oldukları anlaşılıyor)

    Aynı adam geçen konvoyu göstererek -“şunlara bak, bunların seçim kazandığını düşünsenize, hepsi terörist bunların…” diyor.

    Başka bir ilçede bir başkası, Siğirtlilerin çoğunluğunu oluşturduğu bir mahallede market işletiyor ve yıllardır kendisine müşteri olan komşularını -“bunların hepsi pkklı” diyerek anlatıyor ve ekliyor “bir çatışma çıksa da bunların alayını temizleseler” bunu diyen kişinin normal zamanlarda böyle şeyler aklının ucundan bile geçmez, namazında niyazında ağzı sürekli dua söyleyen birisi. Dahası kendi kızını da bir Kürt ile evlendirdi. Allah’tan damadı pkklı değilmiş hayret!

    Benim uğradığım yerlerde ekonominin kötü olduğunu ve ekonomik büyük sıkıntıların bizi beklediğini hiç kimseye anlatamazsınız doğrudan vatan haini oluverirsiniz ve neye uğradığınızı anlayamadan büyük bir kavganın içinde bulursunuz kendinizi ve kurtulamazsınız. Bir sürü ağır küfürlere maruz kalır terörist olduğunuzu kabul etmeseniz bile ben terörist değilim bile deme fırsatını bulamazsınız.

    Şevki Yılmaz’ın “altın dolar Euro ne var ne yok hepsini harcayın kasaları sıfırlayın bu seçimi kazanın, hem kazanamazsanız bile kime bırakacaksınız, bu dinsizlere miras mı bırakacaksınız” tavsiyesine aynen uyan iktidar vatandaşlara geçici refah hissi yaşatıyor. Asgari ücret üzerinden yevmiyelerinin 500 liranın altına düşmediğine sevinen gençler pilavcıya 200 lira hesap öderken kendini zengin hissediyor. Bayram ikramiyeleriyle 12 000 lira emekli maaşı alan emekliler zengin hissediyor, henüz çalışıyorken bir maaş da Erdoğan ikramiyesi gibi emekli maaşlarını almaya başlayan eyt’liler kendilerini çok zengin hissediyor. Artık hayat onlara da gülüyor nihayetinde sevinci yaşıyorlar. İşlerleri camlarına eleman aranıyor yazısı asıyorlar.

    Kime sorsanız terör bitti, para var Erdoğan varsa bolluk var Erdoğan yoksa kriz var cümlesini işitiyorsunuz sokakta.

    Peki dış güçler ne yapıyor?

    Dış güçleri en iyi bilen ihracat firmalarıdır (galiba!, vatandaş gözüyle düşünüyorum. Bir tür empati)

    İhracat firmaları harıl harıl çalışıyor. Kime sorsam mesai yapıyor. Hafta içi extra mesai hafta sonları extra mesai.. 19 mayıs resmî tatil ama ihracat firmaları yüzde 200 mesai ücreti verip tüm personelini çalıştırıyor yetmiyor, hafta sonu da extra olarak yüzde 150 mesai ücreti ödeyip tüm personelini çalıştırıyor. Bir firma iki firma değil hepsi harıl harıl..!

    Akrabamın dediği gibi “Allah vergisi çok iş var bu sene”

    Ben de tesadüfen petşop tekstil ürünleri üretip ihraç eden bir ihracat firmasında cumartesi günü bulundum. Cumartesi günleri extra mesai olduğu için mesai saati 5’de bitmesine rağmen firmanın sahibi 5’e doğru tüm personele anons geçiyor; -“arkadaşlar iki dakika beni dinleyin! Şimdi siparişlerini çalıştığımız önemli bir müşterimiz İstanbul’da bulunuyor, firmamıza gelme ihtimali var saat 6’ya kadar gelmesini bekliyoruz. Rica ediyorum müşterimiz gelene kadar çalışmaya devam edin. Her ihtimali karşı saat 7’ye kadar mesaiye devam edin.”

    Bunu duyunca bende şimşekler çaktı, inşAllah müşteri gelir de ben de kırık İngilizcemle o müşteriye sorarım!

    Bekle bekle müşteri gelmedi. Saat 7 oldu herkes evine gitti ama ne gelen var ne giden.

    O müşteri geleydi ne soracaktım acaba bunu da Ahmet Melik bey tahmin etsin:))

    Neyse Ahmet Melik bey gibi 200 çalışanı olan bir işletme sahibi benim ne soracağımı asla tahmin edemez. Şunu soracaktım;

    Türkiye liranın değerini düşürerek ihracat avantajı yakalamayı planlıyordu. Siz Türkiye’ye olan yoğun siparişlerinizi fiyat avantajından dolayı mı yapıyorsunuz yoksa seçim sonrası derin ekonomik kriz beklentisiyle yoğun iflaslar ihtimalinden dolayı ihtiyacınız olan malları ucuza temin edememe riskine karşı mı bu kadar acele edip yoğun extra mesai yaptırıyorsunuz firmalara?
    Çünkü seçimden sonra Türkiye’de devalüasyon bekleniyor ve doların 30-40 liralara çıkması konuşuluyor, öyleyse acele etmeyip bu günden de daha ucuza mal alabilmek için seçim sonrasını beklemeniz gerekmez mi?

    Evet müşterisi gelseydi bunu soracaktım.

    • İşte siz de bu akıl yürütme olduğu sürece hiç bir şey olmaz maalesef. Gelecek olan yabancı gelseydi senin bu sorudan baya bi eğlenirdi. Madem dolar kuru 30-40₺ olacak bu yabancının alım gücünü daha da arttırmaz mı? Adamların alım gücü daha da artmaz mı? Allah sizlere akıl fikir versin.

      • Amin! Allah sana da okuduğunu anlama kabiliyeti versin, bana da versin. Dile aşinalık önemli, dile aşina olmayı da nasip etsin Allah! Dile aşina olabilmek için konuşulan konulara da vakıf olmak gerekir, Allah o vukufiyetten de versin!

  4. Şu an her taraftan baskılanan ve yarın patlayacak olan bir ekonomi söz konusu. Fiyatlar zorla tutuluyor. Döviz zorla tutuluyor. Dışardan borçlanmada faizleri tefeci faizine dönüştüren risk pirimi tırmanmaya devam ediyor. Seçimlerden sonra herkesin başına sağanaklar halinde felaket boşalacak…

    Seçimden Sonra Kazık oturtması Bekliyr Milleti 🙂

  5. Padişahın biri rüyasında; yakında bir yağmur yağacağını, gözelerin, derelerin, ırmakların, çeşmelerin, göllerin hep bu suyla dolacağını ve bu sudan içenlerin deli olacağını görmüş.

    Korkuyla uyanmış ve hemen Vezire emredip büyük bir depo yaptırıp içini temiz sularla doldurtmuş ve o musibet zamanında en yakınlarıyla beraber içip kurtulmak için saklatmış.

    Derken beklenen yağmur yağmış ve gerçekten sulardan içen herkes delirmeye ve acayip hareketler yapmaya başlamış… Eski doğru dediklerine yanlış, yanlış dediklerine doğru diyorlarmış.

    Sadece önceki sudan içen padişah ve en yakınları delirmemiş.

    Fakat ne zaman padişah ve yakınları dışarıya çıksa ölçüleri değişen ve deli hareketleri yapan halk kendilerinden farklı olan ve farklı davranan padişah ve yakınlarına ”Aaaaa… delilere bakın, delilere bakın!!!” diye bağırıp alay etmeye başlamışlar. Onunla da kalmamışlar Padişah artık bizim gibi düşünmüyor onu alaşağı edip başka birini başa getirelim demeye başlamışlar.

    Tahtının elden gideceğinin farkına varan Padişah dayanamayıp “getirin şu yağmur suyundan biz de içelim” diyerek içmiş ve değer yargıları aynı halk gibi olup, iktidarını devam ettirmiş.

    Bizim durumumuz aynı padişah gibi ama bir farkla; yağmur suyundan bir türlü içmeye yanaşmıyoruz. Değişen değer yargılarını bir türlü kabul edemiyoruz. Dün doğru dediğimize bugün yanlış; dün yanlış dediğimize bugün doğru diyemiyoruz. İçimize bu bir türlü sinmiyor.

    Anayasa’yı biz de okuyoruz ve ihlalini içimize sindiremiyoruz. Ekonomideki yalanlara doğru diyemiyoruz. Adaletin tahrip olması midemize oturuyor.

    Ne derdimizi halka anlatabiliyoruz; ne de değişen değer yargılarını kabul edebiliyoruz.

    İki arada bir deredeyiz.

  6. https://www.diken.com.tr/nevsehir-belediyesinden-muhalefet-adina-sahte-reklam/

    Adamlar Her yola Başvuruyor.

    Siz onlarda Daha Büyüksünüz Yılmayın En az 1.kişi Muhalefete oy vermesini Sağlayın. Anlatın, Sosyal paylaşım Platformda Bunun gibi Sahte bilgiler yayıyorlar. Siz doğruluğu Bırakmayın Dağruları Anlatmaktan vazgeçmeyin.Sizde Doğru Etkileyici videolar yayınlayın.

    Kılıçdaroğlu, Yüksek olan Sandıklara Daha çok Eleman koyun.
    Sizde, Erdoğanın Kuvvetli olduğu Sandıklara itiraz edin onlar psikolojik oynuyorsa sizde oynayın.

    1.Turda 1.Metre Parti isimleri oluyordu. Bu partilerden Gözetmen olarak AKP geliyordu. Onları Para ile satın almışlar. Bu Seçimde onlar olmıyacak.

  7. Demirel’den nakille tencerenin iktidarları götüreceği çok tekrar edildi.İktidar gitmediğine göre demek ki tencere boş değil.

    Dün akşam mahallemizdeki markete uğradım.Soğanın irisi 7.50,küçüğü 6 lira.Patlıcan 6,biber 8.5,salatalık 9,
    domates 15 lira.5 kg.lık ayçiçek yağı 120 lira.

    Yakıt fiyatları 2022 yılından daha ucuz.

    Ne ararsan bol miktarda var.

    Bundan iyisi can sağlığı.

    İstikrara devam.

    • İstatistik leri yayınlayanlarla istikrar (her ne ise) denilen neresi ise o marketin adresini bize de verse ya bu yazarlar niye boş işlerle bizi meşgul ediyorlar? Koop te bile 135 ten ucuz yağ yok.

  8. Vallahi kabahat benim değil, mademki Fehmi Bey bu yazıyı yazdı,bizi tahrik etti , ben de anlatmak zorundayım !
    Daha önce anlattığım için kısa ve özet olarak sunmak istiyorum , özür dilerim.
    Hani iki berduş, bir okyanus ortasındaki bir küçücük adadan ibaret olan ülkeye ziyarete gitmişlerdi , şehre yaklaştıkça büyük bir kalabalıkla karşılaşırlar , merak edip daha da yaklaştıkları esnada birdenbire bir güvercin birinin başına konar ve üstelik de adamın kafasına sıçar !
    Bunun üzerine herkes bizim berduşu büyük tezahüratlarla omuzuna alır ve bağırış çağırış arasında , gelenekleri gereğince onu kral ilan ederler !
    Bizim berduş, her ne kadar yok mok dese de sonuç değişmez ve kral olur , arkadaşını da yardımcısı olarak yanına alır , bir süre olan biteni izler, durumu kavramaya çalışır .
    Ve nihayet dediği dedik çaldığı düdük bir tavırla, kendine lüks bir yaşantı kurar , ziyafetler, eğlenceler, zevkü safa gırla gider ,bir yandan da halka eza cefa etmeye başlar !
    Arkadaşı zaman zaman kendisini uyarmaya çalışır ama bir türlü dinletemez , kral bir gün ona şöyle cevap verir,
    –Kafasına güvercinin sıçtığı adamı kral yapan bir millete, bunlar az bile gelir !

  9. Ya Fehmi koru..millet tercihini yaptı…pandemiden itibaren kafamızın etini yediniz ekonomi de şu da bu da ..hazine tamtakır da…ekonomi iflas bayrağini çekti de.bunlari ćok duyduk.millet yine erdoğan dedi.milleti vatan ve tencere arasinda tercih yapmaya zorlarsaniz asil Türk milleti vatan der.daha hala tutmuşsunuz ekonomi tencere hazine …..sen millet ittifakina niye pkk ya kandile sesinizi çıkarmadinız diye öz eleştiri yap.şu ortamdada niye seçim kazanamiyonuz mecliste çogunlugu alamadiniz de.3 senedir ekonomiyi iflası duyuyoruz hatta ezberledik.

  10. İktidar ile muhalefet arasındaki yasak ilişki gibi, aynı, tıpkısı.
    TR seçmeni çoğu şeyi görmezden GELMEYİ BECEREBİLEN! bir kitle☹️
    Örneğin yazararın da aklının almadığı aynı kişilere olan ısrar!
    bilinmeyen kısmı ise seçmenin bir çoğunun politize olduğu (tamamen duygusal nedenlerle görünmeyen bir sicimle bağ kurduğu)..
    Niye Gül kokusunu duymaz da…
    X.X kokusu ona mis gelir merak ederler çoğu ileri zeka sözde gerçek zekalılar???
    Yapay zeka gül kokusunu duyamaz bilmez belki ama, aldığı bilgilerle;
    -TR seçmeni olaylara “kader” gözüyle bakıyor,
    -Belli odaklara bakıyor, ona göre harekete geçiyor,
    Hatta biraz Osmanlı selçuklu moğol yüklesen;
    Başta giden atın üzerinde gidene👀👀👀
    Eeeeeee…
    sonucunu söyleyebilir pekala.
    İşte böyle 🤗.

    • TR seçmeni çoğu şeyi görmezden GELMEYİ BECEREBİLEN! bir kitle☹️
      Örneğin yazararın da aklının almadığı aynı kişilere olan ısrar!
      bilinmeyen kısmı ise seçmenin bir çoğunun politize olduğu (tamamen duygusal nedenlerle görünmeyen bir sicimle bağ kurduğu)..
      😂😂😂yapay zeka ile bu kadar…milleti tanımamak…anlamamak…hala aklının almadığı kisilere ısrar diyerek milleti anlamamak.
      Görünmeyen bir sicimle bağ kurdugu😂….falan filan.yapay zeka göremez.aklınızı mantığınızı kullanın…gercegi sizde…

  11. Sinan Oğan’ın ikinci turda Başkan Erdoğan’a destek vermesi, hem milliyetçi muhafazakâr kesimi sevindirecek, hem kendisini güçlendirecek, hem de bağımsız ve güçlü Türkiye hedefine katkı sunacaktır!
    Yok, eğer kendi adıyla ülkede siyasi bir aktör olarak kalmayı tercih ederse, benim şahsi kanaatim ittifaklardan hiçbirine açık destek vermemesi istikametindedir.
    Zaten seçmen iradesinin hiç kimsenin tekelinde olmadığını kendisi de gayet iyi bilir.
    İsabetli karar verdiği takdirde geleceğin etkin siyasetçilerinden olabileceği ve ülkeye hizmet edebileceğini öngörüyorum.

  12. Diktatörmüş…
    “Diktatör hiç ikinci tur’a kalır mı?”
    Bal gibi kalır.
    Bakın, bay Kemal bile üçüncü tur’a hazırlanıyor.

    • Hep seçilene bir laf yok mu olacaktı. Biralar olmuş. Eee işte seçiliyor demeyin. 30 kanalda aynı anda milletin beynini dumura uğratma imkanı olsaydı Kemal bey de seçilirdi.

      • Ender senin kadar cahil bir insan görmedim😂😂😂2 saatlik bir tv programi ile koskoca bir milletin fikrinin değiştigini muhalefeti etkisiz hale getirdigine inanmak.hemde %150 enflasyonun oldugu hayat pahaliligi ve depremle 50 bin kişinin öldügü bir ortamda.aslinda sen milletede hakaret ediyon.senin yaşından şüphe duymaya başladım..sen 12-13 yaşındamısın…😂😂😂😂

      • Şöyle demiş Cübbeli. Enderciğim. “Bizim sağcılar iyi bir kazık attılar CHP’ye. 2 puanları yok ama 39 milletvekili aldılar CHP’den. Sağcılarda kazık atma huyu gelişmiştir. Bu solcular ne zaman akıllanacak?”
        Sizinki Hesap Uzmanıydı değil.mi Endercim.

    • Diktatör Dünyaya mesaj Vermek için İkinci Tura kalabilir.

      OLAYI Bilmeyen varsa Açıklayım:

      ABD Lideri Biden, Erdoğana sen Diktatörsün Diyor. Erdoğanda Bu Söz saplantı oldu. Onun için planı İkinci tura Bırakmakdı. Yoksa %0.5 Puan Nedir Bir İlizyonla onun önünede geçerdi diyorlar.

      Sende TROL olarak “Diktatör hiç ikinci tur’a kalır mı?” ALGI OPERASYANU yap.

  13. Gerçekten her alanda dünyadan kopuğuz. Son seçimde oyların toplanma sürecine bakalım isterseniz. CHP seçim sonuçlarını toplamakla sorumlu ekibin başındaki kişiyi görevden aldı. Partiler seçim sonuçlarını toplamak için ayrı sistemler kuruyorlar. Saçma bir durum ama birbirine güven olmayan bir ortamda yapacak bir şey de yok. Ancak nedense bir türlü bu kurulan sistemler düzgün çalışmıyor. Hala hiç birine güven yok. Hala sonuçlardan kimse tam emin değil. Son derece bize özgü tipik orta doğu halleri. Sandıklar kuruluyor. Her birinin başında her partiden gözlemci var. Sandıklar açık sayılıyor. Olmuyor bir daha bir daha sayılıyor. Emin olunuyor, imzalar atılıp tutanaklar tutuluyor. Fakat nedense bir türlü bu hepi topu 200 bin sandık sonucu doğru düzgün toplanamıyor. Arada rakamlar kayıyor, birileri rakamları yanlış yazıyor uçuruyor kaçıyor derken bir türlü günler geçiyor kesin sonuca ulaşamıyorsunuz. Yani gerçekten tam bir ortadoğu durumu. Gerilik paçalardan akıyor. Halbuki neden YSK gelen sonuçları sandık sandık anlık açıklamıyor. Yada bu zamanda neden hala imza tutanak gibi geri yöntemlerle çalışıyoruz. Neden tüm millet kendi sandığını anında internetten göremiyor. Çok zor olmayan şeyler. Teknoloji var ve hazır. Ancak sonuç açıkça alınsın istenmiyor. Hep bir kapalı kapılar arkasında iş çevirme durumları olsun isteniyor. Diyorum ya tipik kapkaçcı ortadoğu zihniyeti. Değişmiyor hiç. Eller aya biz yaya. Gerçi iktidar da aya dört şerit yol yapacağını iddia ediyor, yerseniz.

    • Ender bey seçim sonuçlarının geç açıklandığını söyluyorsunuz bu arada sayıma mudahale edildiğini ima ediyorsunuz. Seçim sistemi tabiki değiştirilip saat 18 de sonuçlanabilir .çok basit
      herkes Bilgisayar üzerinden şifreleri ile girebilir ancak bu kadar açık sistemde iftira atılırken öyle bir sisteme geçersek atılacak iftiraları düşünemiyorum.Sandıklar açıldı ve sabit sayımların yapıldığı sandıklardan gelen oylar ile Erdoğanın 57-59 bandında olduğu görüldü .efendim maniplasyonmuş neyin maniplasyonu .Her partinin sandıkta elemanı yokmuydu vardı hepsi fotoğraflayıp merkezine göndermedimi gönderdi , ne değişti.Adam 49.5 oy aldı .peki O iki beceriksiz başkan neden çıkıp toplumu kandırarak tahrik ederek öndeyiz dedi .
      İşte sorunum bu .DÜRÜST DEĞİLİZ, YALANCIYIZ. Onedenle bu sıkıntıları yaşıyoruz.
      Diğer bir konu Dünyadan kopuk değiliz tam merkezindeyiz o nedenle üstümüze bu kadar geliyorlar. Biden babasının hayrınamı Kılıç beyi destekledi, almanya o demokrasi abidesi neden oy kullanımını engelledi.Neden dağdaki adam Kılıçbeyi destekledi.Bunları bir düşün sonra ADAM beden HALKIN yarısının oyunu aldı onu düşün.

      • Bay Kemal’in de 30 kanalda aynı anda milletin beynini yıkama imkanı olsaydı, o da kazanırdı.

        Hala benim sandıkta sonuç neydi göremiyorum. Hani sonuçlar. İma etmiyorum açık söylüyorum. Manipülasyon var, olmadıysa da illa bir şey oldu diyorum.

Yoruma kapalı.