İkinci tura doğru: Henüz araba devrilmedi ama CHP’de öylesine bir telaş var

36
Reklam

CHP’nin bir dönem simge siyaset adamlarından hukuk profesörü Turan Güneş’in, uzun sürmüş siyasi hayatında bizzat karşılaştığı çelişkiler hakkında düşüncelerini paylaşmak üzere vefatından hemen önce kaleme aldığı kitabının adıdır ‘Araba Devrilmeden Önce’

Yol gösterici bir eserdir.

Kitaba seçilen ad dilimizin önemli bir özdeyişini akla getirmek içindir.

‘‘Araba devrildikten sonra yol gösteren çok olur’’ özdeyişinin…

Pazar günü yapılan seçimin ardından yazılanları okurken, ister istemez o özdeyiş ve rahmetli Güneş’in kitabı aklıma geliyor.

Henüz araba devrilmedi aslında, cumhurbaşkanlığı seçimi sonuçlanmadı ve ikinci tura kaldı çünkü; ancak yorumlara hakim olan ton her şey olmuş bitmiş ve kaybedilmiş gibi bir ruh halini ele veriyor.

Daha ilk günden sorumlu/lar aranıyor ve genellikle de bulunuyor.

Oysa sadece 10 gün sonra yapılacak ikinci tur seçime odaklanmak ve ilk turda kazanmak için gereken eksik oyları telafi etmeyi sağlayacak bir yeni strateji geliştirmek gerekmez mi?

Reklam

CHP ise, seçim sanki sonucu başarı getirmesi kaçınılmaz olan bir yarışmış gibi, geride kalmanın şaşkınlığını üzerinden atamamış görüntüsü veriyor.

Seçimin iki türlü de sonuç verecek bir yarış olduğu unutulmuş. İlk turda kaybedildi, ancak ikinci turda kazanmak pekala mümkün ve bu da ancak kazanma azmiyle gerçekleşebilir.

İttifaka, birlikte hareket etmeye en çok şimdi ihtiyacı var CHP’nin ve galiba bunun farkında değil. Farkında olmadığı izlenimi alınıyor CHP’den…

Cumhur İttifakı bileşenleri -6 parti- milletvekili seçiminde kendilerinden beklenenin üzerinde bir oranla TBMM’de çoğunluğu elde etti; ancak cumhurbaşkanı adaylarını ilk turda seçtirmeyi başaramadı. Aday, seçilebilmek için sistemin şart koştuğu ‘%50+1’ oranının altında oy alabildi.

Alınan oy, o ittifakın cumhurbaşkanı seçtirmek istediği adayının ulaşabileceği azami oydur.

Daha fazlası alınabilecek olsaydı, Cumhur İttifakı milletvekili sayısında eriştiği sonuca cumhurbaşkanlığı seçiminde de varabilirdi.

Belli ki, ikinci turda muhalif ittifakların ilk turda elde ettikleri %50’in üzerindeki oy oranını azaltarak kendi adayını seçtirme çabasına girişecek Cumhur İttifakı…

Kendi adayının oy oranını arttıramayacağını bildiği için, benimseyeceği yöntemi, karşı tarafın toplam oyunu azaltmak üzerine kuracağı şu andaki tutumundan da belli oluyor.

Reklam

İlk turda adayı Cumhur İttifakı adayının gerisinde kalmış Millet İttifakı’nın ne yapması gerektiği de yukarıdaki tespitten çıkarılabilir: İlk turda adayına oy vermiş olan %45 oranındaki seçmenin bütününü ikinci turda da sandık başına götürmesi ve eksik oylarını kendisine gitmeyen muhalif oylar ve karşı ittifaktan alacağı oylar ile tamamlamanın yolunu bulması şart.

Yapabilir mi bunu?

Neden yapamasın?

Gördüğüm, Millet İttifakı’nın ve destekçi çevrelerin eksiği tamamlamak için yanlış hedefi seçmek üzere olduğudur. İlk alametleri benimsenen yeni söyleme yansıyan bu yanlışlık, hedef seçilen kitleyi kazandırabilir, ama ilk turda adaya verilmiş oyların bazılarını kaybettirirse ne olacak?

CHP saflarında kafa karışıklığı ve onun bir sonucu olarak da yılgınlık kendisini daha ilk günden belli etmeye başladı.

Bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimine hakim olmuş ‘‘Adam kazandı’’ havası ilk tur sonunda da etkisini hissettiriyor.

Geleneksel olarak her seçimde CHP’ye destek vermiş olanlar arasından çeşitli gerekçelerle bu seçimde adayından oyunu esirgemiş olanlar var, ikinci turda onları kazanma yolu nedense aranmıyor. 

Sadece bu seçim için CHP’ye ve adayına oy vermiş, aslında CHP seçmeni olmayan, Millet İttifakı içerisinde yer almış veya almamış muhalif partilerin seçmeni olan geniş kitleleri de ikinci turda kaybetmemek gerekiyor.      

Yapılabilecek mi bu?

Nasıl?

Bu yılgınlıkla mı?

Medyada CHP’li bilinen bazıları yaşadıkları derin hayal kırıklığının etkisi altındalar. Kimi ortalıktan çekilme kararı aldı, kimi ‘‘Ben demiştim’’ havasında ve mağlubiyeti kabul etmiş durumda.

Siyasilerden de aynı tükenmişlik hissi alınıyor.

Ortalıkta görmeye alıştığımız CHP’li isimleri gözler arıyor.

Arıyor ve bulamıyor…

Henüz araba devrilmediği, engebeli yolda sarsıntı geçirildiği halde sanki araba devrilmiş hissi yaygın muhalefette. 

Daha da tuhafı, yakın çevrelerinden kendilerine yol gösteren de pek yok. İlk turun erken muhasebesiyle oyalanılıyor.

Günümüz CHP’sinde eski dönemin Turan Güneş ve benzeri âkillerinin eksikliği kendisini fena halde hissettiriyor.

Son bir not: Erken vefat etmeseydi, Turan Güneş’in, ‘Araba Devrildikten Sonra’ adıyla bir kitap daha yazmayı düşünmekte olduğu biliniyor. Bu gidişle, aynı adı taşıyan bir kitaba pek yakında yeniden ihtiyaç duyulacak gibi.

ΩΩΩΩ

Reklam

36 YORUMLAR

  1. Türkçe’deki “umutsuz vak’a” tabiri tam da muhalefetin şu an içinde bulunduğu duruma uyuyor.

    Erdoğan’a 1.turda oy verenlerin 2.turda da vermemesi için hiç bir neden yok.Geriye kalıyor Sinan Oğan’ın oylarından az bir kısmını almak.

    Kılıçdaroğlu’nun kazanması için ise Oğan’ın oylarının tamamını alması gerekir.Ayrıca birinci turda emaneten aldığı oyların bir kısmı 2.turda sandığa gitmeyebilir veya gitse de Erdoğan’a oy verebilir.Çünkü 1.turda CHP listesinden giren partilerin seçmenleri bizim de vekilimiz seçilecek diye kerhen de olsa CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na oy verdiler.Şimdi vekilleri seçildi.Aslında minik partiler CHP’yi üttüler.Kılıçdaroğlu seçilseydi onlar ütülmüş olacaktı,Akşener’in kumar masası dediği masada.

    Seçimin 2.tura kalmış olması Kılıçdaroğlu’nun yenilgi hanesine bir çentik daha fazla atılmasına sebep olacak,o kadar.

  2. Fehmi bey bu son öngörünüz de tutmayacak gibi duruyor. Bence siz de muhalefetin niye kazanamadığı üzere kafa yorsanız, arkadaşlara daha iyi yardımcı olursunuz ilerki seçimler için.
    İstanbul ve Ankara yı aldılar Türkiyeyi kaybettiler. İstanbul ve Ankara Türkiyenin yarısı aslında milletvekili sayısı olarak. Millet daha kıyaslama yaptı. İstanbul ve Ankara 1 sene sonra tekrar sahibini bulacak. demedi demeyin. Artık millet algıyla yönetilmiyor Hizmetinize bakıp karar veriyor. Gençler için iyi bir deneyim oldu.

  3. Ak parti cenahı için “Kendi adayının oy oranını arttıramayacağını bildiği için, benimseyeceği yöntemi, karşı tarafın toplam oyunu azaltmak üzerine kuracağı şu andaki tutumundan da belli oluyor.” diyorsunuz. Ama bunun için CHP canla başla çalışıyor zaten. O zaman sayın Cumhurbaşkanı’nın çok çaba harcamasına gerek kalmadan 2. turu alması mümkün olacak demektir.

  4. Terör:3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’na uyarınca, “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasi, hukuki, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.”

    “Terör; cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma yapar.

    Eli silahlı olmalı.

    Hadep, AKP ile işbirliği yapınca Kürt vatandaşım. Diğerleri yaparasa PKK’dır.

    Sayın soylu, HADEP Teröristse Bütün kolluklar Emrinde Tank Tüfeğinde var Gıcır Gıcır cezaevinde var o halde Hadepi Kodese gönder.

    Eline silah almamış ve adam öldürmemiş insanlara Terörist Denmez İçlerinde Terörle iş birliği yapmış Kişiler varsa Mahkemeye verirsin öyle bir durum varsa mahkeme cezasını verir.

    Vatanımız Kırmızı Çizgimiz.

    Türkiye Cumhuriyetinin Dili Türkçedir. Kırmızı çizgimiz.

    Bayrağımız Türk bayrağıdır. Kırmızı çizgimiz.

    Kamuda Dilimiz Türkçedir, Kendi Aralarında Türkçe Konuşacaklarsa konuşsunlar.

    Kürt vatandaşlarımızla Oturup Kırmızı Çizgimiz dışında konuşuruz.

    Kanunumuz, Eline Silah almamış kişiyi Görüşünden dolayı Suçlu yapmaz.

  5. İktidarın uyguladığı açık kapı politikası nedeniyle Türkiye’de kaç milyon kaçağın yaşadığı bile tam olarak bilinmiyor.
    AKP Yeni Döneminde 5 ile 10 Milyon Göçmen Gelecek İş Bulmanız Ev Kurmanız daha Zorlanacaksınız Ev Fiyatları , Kiralar Uçaçak.

    Göçmen gençlerin 5-10 Birey ortak Evde Kalıyor.

    Siz tek başına Hanımızla Bir yuvada yaşamanız Zorlaşak

    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yuzlerce-kacak-paki-erkek-gulerek-turkiyeye-geliyor-durdurun-bu-istila-akinini-666832h.htm

  6. Sinan ogan KK na MHP oylarini ve fazlasini ve genc oylari getirebilir. bu nedenle KK sinan ogan i CB Yardimcsi ilan edip veya icisleri bakanligini kendisine vermelidir. cunku ulkuculer ic islerinde oldukca etkin. bu sekilde terore karsi mesafeli oldugunuda gostermis olur. bu durumda gorundugunden fazla oyla KK CB secilebilir.

  7. 1950 ‘den Beri CHP Hükümetin başına Gelmemiştir. Rejimimiz Cumhuriyet ve Laiklik Olduğu için Okula girmede Dini Motifler Kullanılmaması Kanununumuzda var.

    Sağ Partilerin Beceriksizliği ile Bu sorunu Çözememişler. Halbu ki Yaşantımızda Kadınların %60 Başörtülü ve İmamlarımızla, Camilerimizle İslam Devam etmekte, Günlük yaşantımızda Sorun yoktu.

    Sadece Kamuya Girmede Dini motifler olmayacak Diye kanunumuz var.

    Evet Önce Başörtü Sorunu vardı. AMA ŞİMDİ:

    Hiç Bir zaman, AKP zamanında olduğu gibi islam Yara almadı. Sizi Başörtüsüne Dikkat çektiriyor Ama İnsanlar Dinsizliğe doğru gidiyor.
    Gençler Ateist, Deist oluyor yada Müslümanın diyorsada slavat Getiremiyor.

    https://www.youtube.com/watch?v=yDCdFD_jPQU

    https://www.youtube.com/watch?v=QvyNzfF4bf4

    AKP’nin Cami açmasına Kanmayın. Camiye Kimse gitmezse Caminin bir değeri olurmu?
    Sizi Böyle kandırıyorlar.

    Kaliteli Din Adamları yetiştirip İnsanları uyarmak gerekir. Temi olan Her Yerde Namazda kılınır.

    Gerçek Dindar olmayanlar Sizi Cami ile Namazla ile kandırıır. Gerçek Dindar Adam Gerçek Dindar Nesil yetişiyormu Din anlatımları varmı buna bakar.

    • Terörle işbirliği ülkenin hayrına değildir. Terörle işbirliği yapanlara verilen her oy pkkye gidiyor. Teröristleri serbest bırakcaklarını söyleyen, askerimizi Suriye ve Kıbrıs’tan çekeceklerini söyleyenlere, özerklik vereceklerini, terör faaliyetleri yapan belediye başkanlarını görevden almayacaklarını vaat edenlere kesinlike oy vermeyin

      • Gerçekleri biz değil sadece Ekonomistlerde söyliyor. Neden söyleniyor Az zararla kurtar diye.

    • chpnin eski baskani 2002den once ulkenin basindaydi ve krile birlikte gitti.
      yine 1980 oncesi ecevit hukumeti vardi.
      demokrat partiyi kuranlarin hepsi chpden ayrilmislardi. darbelerdeki yine zihniyette chp zihniyetiydi.
      yani ulke yonetiminde chp herzaman varoldu. siz su yarim yamalak bir sekilde olusturdugunuz duzenin sorumlulugunu ne zaman alirsaniz, ozaman insanlar size inanacak.

  8. Mikail Bakunin, Karl Marx ile aynı dönemde yaşamış ama onun kadar meşhur olamamış birisi. Anarşist akımın kurucusu olarak biliniyor. Eserleri çok yaygınlaşmamış. Ülkemizde Türkçe yayınlanmış bir kitabı var. İsteyen bulup okuyabilir.

    Bakunin’e göre yönetmek kadar insan tabiatı üzerinde bozucu bir başka durum yok. Aynı Lord Acton’un “Güç bozar, mutlak güç mutlaka bozar” sözü gibi “Güç en iyiyi bile bozar” diyor.

    Gücün insan tabiatını bozması konusunda araştırma yapanlar sonunda “Hubris Sendromu” diye bir hastalık bulmuşlar. Buna “Tanrı sendromu” da deniyor. Yani daha önce kendisini diğer insanlarla eşit gören, onlara değer veren insanlar yönetimde kaldıkça artık eskiden eşit gördükleri insanlara tepeden bakar; onların görüşlerine değer vermez oluyorlar. Ondan sonra da hataların biri diğerini izliyor. Daha önce hukuku önemser durumda iken sonra hukuku da atlatabiliyorlarsa takmıyorlar.

    Bu ülkemizde “çıraklık; kalfalık; sonra ustalık” diye ifade ediliyor. Siyasetçi kendini usta olarak kabul ettiği anda toplumsal olarak güç zehirlenmesinin tepesine erdiği ve artık gücü bırakma zamanının geldiği anlamına geliyor.

    Teoriye göre Hubris sendromu (hastalığı) bir ila dokuz yıl arasında insanı hastalandırıyor. Dokuz yıldan sonra hastalanmayanın kalmadığı ifade ediliyor. Bunun tedavisi ise ancak gücün o kişinin elinden alınması ile sağlanabiliyor.

    Objektif olarak bakıldığında Ak Parti başarılı ilk 10 yılının ardından 2013’ten beri Türkiye’ye bir katkıda bulunmuyor. Yıllar uzadıkça zarar daha da artmakta. Bir yenilenmeye ihtiyaç var ama iktidardan gitmek onlara imkansız geldiği için tüm hukuk kurallarını çiğneyerek tepede kalmaya çalışıyorlar. Bu ise ülkeye zarar veriyor.

    Kişi başına düşen Milli Gelir 2013 yılında 12489 Dolara çıktıktan sonra bir daha bu rakamı 10 yıldır göremedi. İşsizlik son 10 yılın zirvesinde. Hazine eksilerde. İş gücünün ekonomiden aldığı pay 2002’de yüzde 25’ler seviyesinde iken bu durum yüzde 32’lere kadar çıkarıldıktan sonra son yıllarda düzenli olarak düşmekte ve 2022 yılında yüzde 23.7’ye düşmüş durumda. Bu arada işletme sahiplerinin payı ise yüzde 41.9’dan en son yüzde 46.9’a gelmiş durumda. Yani yönetim fakirlerin oyu ile zenginlere hizmet etmekte.

    Diğer sosyal göstergelerde de durum farklı değil. Hukuk devletinde, ifade özgürlüğünde, şeffaflıkta, yolsuzluk endekslerinde de büyük bozulmalar var. Maalesef ülkemiz artık “Özgür Olmayan Ülkeler” kategorisinde.

    Kılıçdaroğlu’nun şahsından bağımsız olarak, sayın Erdoğan’ın artık bırakması ülkemizin faydasına. En azından bir süre dinlenmesi gerekiyor.

    Değişim olmazsa ülkemiz ve burada yaşayan insanlar için durum hiç de iyi olmayacak.

  9. dünden başlayalım,
    getirilen sistem çalışır bir duruma getirilmek yerine bir ucubeye dönüştüğü için önce hdp kilit oldu, şimdi de % 5 alanlar. yakın gelecekte daha net göreceğimiz gibi sistemde kilitlendi, ata bileşenlerinin cumhurla bir yakınlıkları olur mu bilemiyorum, akp oldukça pragmatisttir lakin mhp nin pek sıcak bakacağını sanmıyorum. millet ittifakında iyi parti sorun çıkarmayabilir ve en azından yapıcı bir görüşme olacağını düşünebiliriz bir anlaşma olur mu bakalım.
    araba devrilmedi ama yol bozuk.
    ciddi biçimde oyların güvenliğiyle ilgili endişeler var, ben her ne kadar sonucu değiştirecek kadar büyük bir manipülasyon olacağını düşünmesem de muhalefetin bu konuyu çok daha ciddiye alması gerekirdi. akp için de sıkıntılı, şimdi herkes beklenmeyen oranı tartışıyor, seçim geçesi saatlerce veri akışı yapılmadı, neden şaibeli durumlara iki taraf ta yeterince özen göstermiyor, sinan oğan geçen bir konuşmasında aynı endişeyi dile getirdi.
    şimdi 1. turun kazananı yok. 2. tur ise sil baştan bir yarış.
    sayın erdoğan ilk kez seçilemedi,
    muhalefet ise ilk kez % 45 leri gördü.
    halk 2. tur için tercihini ortaya koyacak, bu arada sandığa gitmeyen milyonlar var, 2. tur için fikir beyan etmek isteyebilirler. meclisin az farkla da olsa cumhura geçmesi oyları etkileyecektir, kimi seçmen bir bütünlük olması gerektiğini düşünürken kimi seçmende bir denge isteyebilir. iki tarafta da farklı fikirler sistem nedeniyle bir araya gelmek ve anlaşmak zorunda kaldı sonuçta.
    ekonomi sıkıntılı.
    kim kazanırsa kazansın keyifli bir yaz olmayacak.
    kim kazanırsa kazansın sonbaharda çok farklı bir iklimde olacağız.

    • Bunların Planları ne yapmak istediğini öğrenmek için Her Akşam CNN TV’de Ahmet Hakan, Metehan ve Hakan Bayrakçıyı seyretmeli.

      Dün Akşam Metehan. Ata ittifakı Millet partisine Gitmemesi için yorum yapıyor. Ümit Özdağ Sen İyi partiden ayrılmadınmı onlara Fetöcü demedinmi Diye Millet partisini gitmemesi için Zeminini oluşturuyor.

      Metehan Kendine bak Erdoğan Ve Bahçeli Zamanında Birbirine söğmedimi?

      • uzun zamandır tartışma programlarını izlemiyorum, u tube da 3-5 dakikalık dikkatimi çeken başlıklar müstesna. hep aynı kişiler aynı nakarat anlat anlat.
        bir ortak payda bulamıyorlar vatan mlet sakarya gibi mesela.

    • Muhalefetin ne yapacağı beni ilgilendirmiyor lakin, ülkenin geleceği için fikirlerimizi yazmak bir katkı sağlarsa ne alâ.🤗
      Zihniyetin, çirkin çarkın değişmesi doğruyu bulabilmesi hepimiz için GEREKLİ!
      S.Oğan bir pırlanta yada mercimek tanesi kadar küçük te olsa,
      (Çorbaya doğrasammı doğramasammı ikilemine düşenleri hatırlayınca) mutfağında olmazsa olmazından biri neden olmasın?
      Sadece mekanizmayı ateşleyecek, yönünü bulmasına (ülkenin ve siyasetin!) yardım edecek bir tuş olsa🤗
      Sayın Erdoğan neyle kazanıyor? Tuşa basıp açılış yapmakla😂😂😂 (isterse boş alana temel atıyor😂😂😂)
      -konunun terör örgütleri yada maşalrıyla sınırlı olmayıp,
      Kaç genç ŞEHİT oldu Dün daha?
      Kaç göçmen var ülkemizde ve MALİYET MALİYET MALİYET!!!
      Psikolojik üstünlük!!!
      Sadece göndermekmi çözer sorunu? (Kapıdan çıkar bacadan girer)
      Saadete gelirsek: (karamolla yı dinle sen)
      Oğanı cb yrd ver sadece. (Olmayan bakanlığıda ver bonus olsun🙂)
      Kazanırsanız ittifak yerel seçimde..
      (Halk görsün ciddiyetinizi👀)
      -Bedava sirke ev araba boş ver bu işleri de.
      Parasız iş boş iş, erdoğanın başlattığı işi ikiye katlayarak kiracılarada sosyal konut söz de!… tüm Türkiye de🤗.
      -her eve aileye kadın üzerinden sağlık sigortası ve 2 bin gayme🙂.
      -Öğrenciye internet bedava evde!
      Okullara yemek bedava, üniversiteleri indir yarıya,
      lise çıksın 4+4+4+2 yıl meslek sıtajı. 6 yıla.
      Üniversite okumak isteyenin en yüksek puanlıları okusun BEDAVAYA!!!
      Gerisi okumak isterse okusun özel vakıfta yarı parayla!!!
      Sadece olmuyor mavrayla tvden sallamayla😡.

    • !!!!şimdi herkes beklenmeyen oranı tartışıyor, seçim geçesi saatlerce veri akışı yapılmadı, neden şaibeli durumlara iki taraf ta yeterince özen göstermiyor, sinan oğan geçen bir konuşmasında aynı endişeyi dile getirdi.
      şimdi 1. turun kazananı yok. 2. tur ise sil baştan bir yarış.
      sayın erdoğan ilk kez seçilemedi,
      muhalefet ise ilk kez % 45 leri gördü.!!!
      Sizce % 60 lar da % 45 lere nasıl gelindi ?
      Soru 1 Her sandıkta 5 partiden adam var mı ? Bunlar ıslak imza atıp partilerine gönderdi mi ? Merkezde bu tutanaklarda Bilgisayara işlendi mi ?
      Peki var mı kayıp var mı hata Eğer oylar çalındı ise ve senin adamın bunu göremediyse
      zaten sen bu ülkeyi yönetmeye layık değilsin.
      Soru 2 neden kazanamadı ? Yalnızca boş vaatlerde bulundular içleri bomboş ,örneğini İstanbulda gördük .tek hedefleri Erdoğan gitsin üzerine kurulmuştu , peki o gidince sen ne yapacaktın hiçbirşey o nedenle halk güvenmedi.
      Hala yanlış yapıyorlar .ADAM KAZANAMADI DİYORLAR .PEKİ SEN NE YAPTIN KAYBETMEDİN Mİ .NEDEN KAYBETTİĞİNİ SORGULAMIYOR.

      • ıslak imza tutanaklarıyla ysk verileri arasındaki tutarsızlığa itiraz ediliyor zaten, muhalefetin bunu % 100kontrol edebilmesi mümkün mü? Bu oran büyüdükçe kontrolü de mümkün olmaz, muhalefet iktidar gibi seçmen taşıyamadı,hem kağıt üstünde hem araç. ülkeyi yönetmeye liyakat anlayışı oyların çalınmasını kontrol etmek, görmek midir bu devletin görevi değil mi? bu anlayışta bir halka neyi anlatamadık diye mi sorgulayalım?
        nedenlerini bilmiyor değiliz ki çok yazdık, memnun olmadınız. anlamaya yanaşmadınız. İBB büyük borçlara neden olacak büyük projelerle gözünüzü boyamadığı için memnun kalmadınız hiç bir yerde olmayan yok çöp sorunu var, yok susuzluk var diye iftira attınız. siz böyle yazdıktan sonra farklı muhitlerde kaç kişiye sordum hiç bir yerde çöp sorunu yok, susuzluk derdi yok. bu kafanın popülasyonu çoksa muhalefet Ne Yapsın? yalan ve iftiralar, zanlar ve hezeyanlar karşısında muhalefet Ne Yapsın?
        şimdi yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar karşında daha büyük bedeller ödeyeceğiz, siz de o zaman muhalefetin neden ikna edemediğini daha iyi anlarsınız bi ümit. hatırlarsanız 3 yıl önce bu günleri cok arayacağız diyordum, 2 yıl önce de ve gecen aylarda aynı şekilde… haklıydım değil mi?
        bugünleri de çok arayacağız?
        İktidar ya da muhalefet kazanmadı diyorum, neden?
        çünkü halk kaybetti.
        bunu anlamak neden zor?

        • kimse kürtlere terörist demiyor ama hdp yöneticilerinin pkk nın yan kolu olarak çalıştığını görmemiş olmak için kör olmak lazım devlet tankla topla degıl hukuk ile mücadele ediyor hdp li birçok yönetici ve mv belediye başkanı içerde buda hukuki mücadele eline silah alıp saldırana silahla onları dağa süren sivil kadro ile hukuk yolu ile mücadele ediliyor

  10. “Araba Devrildikten Sonra II” kitabını yazmak daha çok size düşecek gibi.. doğrusu bunu en iyi gerçekleştirebilecek yazarlardan biri/ilki siz olursunuz bana göre Sn. Koru. Neden olmasın? (Samimiyetimle söylüyorum.)

    Hele bir ikinci turu da yaşayalım, iki sonuç ortaya çıkacak; Biri, Erdoğan kazanacak, diğeri, Kılıçtaroğlu kazanacak kesin ihtimalle… Her iki durumda da araba devrilmiş olmasa da ya yan yatacak, ya da şarampolün kenarında takılı/asılı kalacak!

    Ne demek istediğimi kısaca şöyle belirteyim: Baştan şunu belirteyim ki, üçüncü elle tutulur bir ittifak ve deneyimli lideri ya da Kılıçtaroğlu yerine “kazanabilecek” bir aday olsaydı, bu ittifak/lider(i) ipi rahatlıkla göğüsleyebilirdi. Denilecek ki, bu sizin yaptığınız araba devrildikten sonra yol göstermek gibi bir şey; halbuki, bu görüş ve çeşitleri seçimden çok önceleri buradan bir çok kere paylaşıldı…

    Her iki durumda da araba devrilmiş olmasa da, ya yan yatacak ya da şarampolün kenarında takılı kalacak! demiştim ya.. Evet, bu doğru: Bugünkü ekonomik çıkmazın yanında hukuki ve adil olmayan bir sürecin işletilmesinin sorumlusu olan mevcut hükümet, kazanacağı yeni dönemde bu kötü durumu bugünden yarına düzeltebilecek ve düzeltme iradesi ortaya koyabilecek değil elbette -bu arabanın yan yatma durumudur.)…

    Bu aynı durumu yaşayacak/yaşatacak olan kazanması halinde Millet ittifakıdır. (Bu da arabanın yan yatmasının değişmez ikinci halidir.) Üstüne, meclis çoğunluğunu elde edememiş Kılıçtaroğlulu bir yürütme, birbirine benzemez -İYİ PARTİ, DEVA, GELECEK ve Demokrat Parti ile ittifak dışı(!) Yeşil Sol Parti -muhtemelen meclis açıldıktan sonraki adı HDP olacak- ortaklarının Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bir koalisyon hükümeti görüntüsü ve işlevi ortaya koymaları, arabanın biraz daha yana doğru devrilmesini sağlayacak durumdur.

    Araba ha devrildi ha devrilecek…

    Devrilmeden önce yol göstericilerden biri ben olayım bari:
    Türkiye bu kutuplaşma sarmalından bir an önce çıkmaya hazırlanmalıdır. Şöyle ki; 1980 Askeri darbesine varıncaya kadar ülkemizi kan götürüyor, ülke bir sente muhtaç halde yaşıyordu. Darbeyi geçtim.. Merhum Özal’ın sağ-sol kutuplaşmasını çöpe atarak “dört eğilim” diye adlandırılan siyaset yapma tarzı uzun yıllar ülkeye nefes aldırdı ve belkide öncelikle ekonomide ve ardından sosyal alanda bu güne kadar yaşanan iyileşmelerin temelinde Özal’ın bu “yapı taşı” vardır denebilir.

    Evet; yeni dönemde gelip dayandığımız ve ağır ekonomik, sosyal, siyasal faturası olacak bu zaman diliminde kutuplaşmayı bitirecek, ekonomiyi iyileştirecek güveni verecek yeni kadrolara, siyasi oluşumlara ihtiyaç elzemdir.

    Yeni dönem sonrasında da daha milliyetçi (sağ) Erdoğan ile daha sosyalist (sol) Kılıçtaroğlu arasına sıkışıp kalmasın ülkemiz.

    Yeni siyaset tarzı, yeni siyasi kadrolar ve yeni siyasi oluşumlar artık kaçınılmazdır.
    “Araba devrildikten sonra akıl veren çok olur” özdeyişinin yanında bir de “Erken kalkan erken yol alır” atasözümüz var. Bilene, dinleyene.

    Sanırım Sn. Yazarımızın ikinci tur sonrası mesaisi daha çok bu konuda olacaktır. Çünkü yürüyecek başka yolumuz kalmadı.

    Not: arada bir, zahir kıymet-i harbiyesi olmadığı için yorumlarımdan bazıları yayınlanmıyor, takdir sizindir, blokunuz size aittir. Sağlık olsun.)

    • “sosyalist (sol) Kılıçtaroğlu arasına sıkışıp kalmasın ülkemiz.”

      Kılıçdaroğlunun ne yanlışını gördün.

      sosyalizm: üretim araçlarının kamunun, devletin elinde olması, ekonomik etkinliklerin kâr yerine insanların gereksinimlerini karşılaması gerektiğini öne süren, değer olarak emeğe önem veren, toplumun örgütlenmesinde köklü değişiklikler amaçlayan siyasal öğreti.

      Çadırdan,Amaliyat Kanından Para kazananları çok seviyorsun.

      Altı Benzemez diye O Liderlere Çok Büyük hareket Ediyorsun.

      Özalı savunuyorsun Özala uymuyorsun.

      ” Merhum Özal’ın sağ-sol kutuplaşmasını çöpe atarak “dört eğilim” diye adlandırılan siyaset yapma tarzı uzun yıllar ülkeye nefes aldırdı ve belkide öncelikle ekonomide ve ardından sosyal alanda bu güne kadar yaşanan iyileşmelerin temelinde Özal’ın bu “yapı taşı” vardır denebilir. ”

      Kılçdaroğlunun yaptığıda bu, Toplum her kesimini Kucaklıyor Bu da Altılı’lı Eğilim.

      • teşekkür ederim.. düşüncelerinizi ilettiniz ama giriş cümleniz “sorun senin kafada, düşüncen çok yanlış” biraz kabaca olmuş. hem ben altılı benzemez liderlere nasıl bir hakarette bulunmuşum ki, yazımda buna dair bir örnek verebilir misiniz? sorun nerede acaba?

        • Yaptığınızı Farkında olmadığınız için özür Dilerim.

          Altılı Benzemez demek hakarettir. O Zatların Herbirinin ismi var misal Ali Babacan Beyfendi.
          Birilerin dediği gibi Ali Babacana, Bebecan Demekte Hakaret.

          • Sayın…

            “birbirine benzemez” tabiri siyaseten bir benzemezlik manasında kullanılmıştır, birçokları tarafından da kullanılmaktadır zaten ve bu tanımlama kat’iyen bir hakaret içermez. Kabalık asla…
            Bu tanımlamaya bigane kalmışsınız.

            Hem, altılı masanın her bir ferdinin beyefendiliğine, Akşener’in hanımefendiliğine halel getirecek ne bir bayanım ne de bir haddim sözkonusudur. Bebecan örneğini vererek bunu da nereden çıkardınız?

            Rastgele…

  11. Kazanan niye nassı kazanıyor?
    (“Kaybedenlerle kaybetmeye mahkumlarla işim olmaz” Diyordu seçmen bu güne kadar, bende katıldım bundan sonra onlara).
    Ülkeyi ileri seviyelere götüreceğim, götürürkende (götürmeyi yanlış kendine yontanlar olabilir yakalamak senin işin) çağı yakalayarak! Dirayetli olarak!! Diyorlar.
    Kaybedenler kulübü na’pıyor;
    Sadece birbirinin kuyusunu kazıyor, birbirini yiyor! (Kanıt:ince dsp sevigenler livaneliler eski bakanlar mv leri meclis başganlığı yapmış kişiler eski özalın çevresindekiler -sarıgülü bile benim zorumla aldılarda bak adam nassı kazndı- kesiciler nerdeler? Sana al onları sok koynuna demiyor kimse! Vitrinin bomboş!)
    önce merkezi toplayacaksın ki çevrene sonra ittifak yapacaksın sağın 5 gediklisiyle😡.
    Halkın arasına karışın hele bir önce!
    Son tahlil tespit:
    Seçmen nabız yokladı “muktedirlerin ömrü bittimii daha ne kadar canı var?”🤔
    (Malum kedi 9 canlı)
    Sonuç:aynen devam, (daha hayli uzun bir süre).🙂.

  12. CeHaPe’de eleştiri konusu sadece KK. nun ipi göğüsleyememesi değil ki ! Her şey aksak , eksik, yarım yamalak, yüzüne gözüne bulaştırdılar , yılgınlığın sebepleri sayılamayacak kadar çok !
    Böyle olunca da haliyle moral, ümit kalmıyor !
    Daha önce de söylemiştim ; ülkenin yangın yerine döndüğü bir ortamda , bu ağır şartlarda iktidarı deviremeyen muhalefet , gitsin kendini denize atsın !
    Bir de seçmen açısından bakmak lazım; hala bu iktidara destek veren , yönetim yetkisi veren bu seçmenle de tuvalete bile gidilmez !

  13. Sinan Oğan kimi destekleyecek?
    Elbette 2 milyon 831.208 oyu ile Sinan Oğan’ın Erdoğan’ı destekleme kararı alması 28 Mayıs için berrak bir tablo oluşturur.
    Burada asıl soru Oğan’ın kimi destekleyeceğinden çok, Oğan’ın, yakaladığı siyasî başarıyı devam ettirip ettiremeyeceğidir.
    “Kim daha çok verirse” pazarlık anlayışı Sinan Oğan’ı bitirir.
    AK Parti’ye eleştirileri var ama 6’lı masanın terör örgütü PKK’ya tavır koymaması, Kandil’in partisi HDP ile içli dışlı olması, eleştiri konusu olmaktan çok öte milli güvenlik meselesidir.
    Oğan’ın, “ne tarafı desteklersek, o taraf kazanır” demesi büyük lâftır.
    Erdoğan’ın aldığı 27 milyon oyun, ne manaya geldiğini görmezden gelmektir.
    Sinan Oğan’ın Erdoğan’ı desteklememesi, Kılıçdaroğlu’na seçimi kazandırmaz ama Sinan Oğan’ı bitirir.
    Sorun; Sinan Oğan’ın, Muharrem İnce’nin dayanamadığı küresel baskıya, dayanıp dayanamayacağıdır…

    • milli güvenlik meselesinde ilk sırada ekonomi vardır.
      para, bayrak gibi bir ülkenin itibarını ve bağımsızlığını simgeler.
      paramızın itibarı ve değeri bütün zamanların en düşük seviyesinde ve yakın gelecekte daha da değer kaybedecek. ve daha önemlisi ekonomi bütün zamanların en büyük krizini yaşıyor ve yakın gelecekte derinleşeceği öngörülüyor. işte bu öncelikli milli güvenlik meselesidir. hdp milli güvenlik meselesiyse neden duruyor? bu ülkenin yargısı, savcısı, hakimi yok mu? gerekeni yapsınlar. ekonomide gereken yapılmıyor, hdp ye gereken yapılmıyor bir güvenlik meselesi varsa bir güvenlik sorunu da var demektir.
      https://www.youtube.com/watch?v=3cZM8-kvXcY

    • Aslında daha önemlisi Ogan şuna verin demekle Bİreylerin onun sözünü dinleyip dinlemeyeceğidir. Kim emir alarak hareket eder. Herkes özgür iradesi ile oyunu
      kullanacak .Şovmenler gereken dersi halen almamışlar inşallah 28 inde bu iş biter

  14. Mevtayı diriltmek için, Musa Peygamber gibi bir keramete sahip olmak lazım nerede boş hayaller kuruyorsunuz.

  15. Muhalefet halkı ikna etmede başarılı olamadı belli ki. Nasıl ikna ederim konusuna odaklanmak için geç olsa da nereden başlanırsa kardır. Ayrıca bu seçim bitse bile gelecek seçimler adına sonuna kadar asılmak zorundalar. Sonuçta önümüzde ülkeyi yönetme becerisini kaybetmiş bir iktidar var. Öyle veya böyle kısa süre sonra iyice çuvallayacaklar. Bunu halka sürekli söylemekte fayda var. En azından söylemiştik deme fırsatları olur. Ayrıca ikinci turda seçim verilse bile açık ara verilmemeli. Yakın bir sonuçla seçim verilirse daha kolay umut olurlar kriz gelip vurduğunda. Şu da açık ki muhalefet seçilebilir adayı yeniden düşünmeli. Ön seçim konusunu ciddi düşünmeli. Demokrasi tabandan başlamalı. Masa bası aday belirlemeyi terketmeli.

    • Anadolu Ajanları Neden Erdoğanın oyunu Yüksek Tutuyor Muhalefetin Sandık Görevlilerinin Moralini bozup sandığı terketmelerini istiyorlar.

      Bu seçimde Yeni gördük Sandıka itiraz ederek 11 kere sayılan Sandık var Muhalefetteki Sandık Görevleri Bıktık diyor.

      Sandıklara itiraz şöyle oluyor. Önce Akp itiraz ediyor Sayılıyor, sonra Mhp daha sonra BBP ……böyle gidiyor.

      Siyasi Mühendislik yapıyorlar Alacağı Oyun En yükseğini Aldı Daha Fazla alamaz. Sayın Korunun dediği gibi Muhalefetin sandığa gitmesini Engelleyecekler.

      Katılım oyu Azaldıkça %49.5 Katılım azaldıkça %50 – %50.5 – %51 diye yükselir.

      Siz sandığa gitmezseniz Sizin sayenizde ADAM Kazanır.

    • Ender kardeş bak soner yalçin sana ne diyor..

      -“Aslında Kılıçdaroğlu kazandı, Erdoğan oyları çaldı!”
      Sandım ki: Erdoğan’ın yüzde 49.5 oy aldığı seçimin ikinci tura kalması “çaldılar paranoyasını” öldürür. Ne gezer, yakın arkadaşlarım bile bana soruyor, “Kılıçdaroğlu’nun yüzde 52 oy aldığı doğru mu?”
      Bu tür manipülasyonlar nasıl salgın hastalık gibi yayılıyor? Bu derece kolay provokatörlere nasıl inanılıyor?
      Bu seçim süreci -özellikle de okumuşların- “insani gelişme endeksinin” ne derece düşük olduğunu gösterdi. Niye böyle, açıklayayım:

      Yankı odası; katılımcıların, kapalı bir sistem içinde tekrarlama yoluyla önceden var olan inançlarını güçlendiren- pekiştiren ve hiçbir şekilde karşıt fikirleri duymak istemeyen yalıtılmış ortamdır…

      Yankı odaları, kendi görüşünden o kadar emindir ki; farklı argümanlara tahammül göstermez. Yanlılık esastır. Yalnızca görüşlerini destekleyen bilgileri toplar ve çelişkili buldukları veya fikirleri üzerinde olumsuz etki yapacak bilgileri dikkate almaz. Hatta düşmanlık duyar.

      Tek amacı vardır; siyasi çıkarımda bulunmak.

      Kişiler, fikirlerinin yankı odasında başkaları tarafından daha kolay kabul edileceğinden genellikle burada olmaktan mutludur!

      Yanıltıldığını aklına bile getirmeyen çoğu kişi yankı odası “üyesi” olmaya gönüllüdür. Ki araştırmalara göre çoğunluğu yüksek öğrenimli!

    • “Muhalefet halkı ikna etmede başarılı olamadı belli ki.”
      Cunku ikna edici birisini, birilerini aday etmedi, cunku ikna edici bir sekilde alternatifler koymayarak insanlari chpye vermeye zorladi.
      2 turlu secimde otuz adayla cikilip ikinci tura kalan yuksek adaylarla girseydiler simdi bu olumsuzluk olmyacakti.

Yoruma kapalı.