HDP’nin ara seçimi zorlamak yerine yapması gerekenler var.. Şehir Üniversitesi ile ilgili yeni bilgi…

23
Reklam

Önce Hasan Cemal’in T24’teki yazısı “HDP’nin kazanmış olduğu mevzileri elinde tutması daha doğrudur” başlığıyla beni şaşırttı. 

Yazıda, son seçimde HDP’nin halktan gördüğü ilgi belli merkezlerden aldığı oy oranları aktarılarak vurgulanıyor. O merkezlerde kazandığı belediye başkanlıklarının bazıları şimdi kayyımlar elinde ve başkanların bir bölümü de cezaevinde. Ülke genelinden aldığı oy da 6 milyonu buluyor HDP’nin, Meclis’te 62 milletvekiliyle üçüncü parti konumunda.

Bu gerçekleri hatırlatan Hasan Cemal ardından şu cümlelerle yazısını sonlandırıyor:

“Gelinen bu noktada, kendisine karşı uygulanmakta olan bütün bu baskı, zulüm ve siyasal kırım konusunda HDP ne yapmalı?
HDP bugüne kadar siyaset sahnesinde kazanmış olduğu tüm mevzileri terk mi etsin?
Sine-i millet‘e mi dönsün?
Bir başka deyişle:
Meclis’ten çekilsin mi? Belediyeleri bırakıp gitsin mi?

Ben bu görüşte değilim.
Bütün bu mevziler kolay kazanılmadı.
Halkın sabrıyla, gücüyle, oylarıyla elde edilmiş olan bu mevzilerin korunmasının, özgürlük ve hukuk mücadelesine böyle devam edilmesinin daha doğru olacağına inanıyorum.” 

Cümleler bunlar.

Etrafa kulak vermeye başlayınca HDP’de bazı önemli isimlerin partilerine karşı alınan tavra bir tepki olarak “Biz de sine-i millete dönelim” görüşünü seslendirmeye başladığını öğrendim. “Kazandığımız ve halen elimizde olan belediye başkanlıklarını bırakalım; milletvekillerimiz de istifa etsin ve önce ara seçimi, sonra da genel seçimi zorlayalım” tezi ilgi görmekteymiş.

Galiba şu günlerde bu amaçla bir karar toplantısı da yapacakmış HDP… Muharrem Sarıkaya’nın bugünkü “Ara seçim tartışması” başlıklı yazısı bu konuda HDP içinde konuşulanları yansıtıyor.

Reklam

Tepki anlaşılır bir şey. Yerel seçimlere aday olarak girmelerine izin verilmiş bazı kişilerin, belediye başkanı seçildikten sonra başlarına gelmedik kalmadı. Görevden alındılar ve seçildikleri illerin valileri ile ilçelerin kaymakamları yerlerine ‘kayyım’ olarak atandı.

Çoğu gözaltına alındı, tutuklandı da…

Duyulan tepki bu gelişmeye.

Ancak tepkinin ‘sine-i millete dönmek’ aşamasına vardırılması bana da pek uygun bir siyasi tavır gibi gelmiyor.

Genel seçimi zorlamak ve bunu yerel yönetimleri terk ederek ve Meclis’teki varlıklarını azaltıp veya bütünüyle boşaltarak yapmaya kalkışmak sonuç alma açısından işe yarar bir formül görünmüyor.

Ara seçimi zorlayabilirler bu formülle, görevden alınanlar ile kendi boşalttıkları belediye başkanlıkları için de o arada seçim yapılabilir; ama işte o kadar…

Genel seçimi hiçbir biçimde HDP’nin zorlaması mümkün değildir. İktidar partisi istemedikçe seçim tarihi erkene alınamaz. 

[HDP tepkisini Meclis’teki ve belediyelerdeki varlığını boşaltmaya kadar vardırırsa, AK Parti onların bu tepkisini kendisi seçimi yenileme amacıyla kullanabilir. HDP’yi bütünüyle siyasi arenadan silmek ve en azından partileşme sürecine girmiş yeni oluşumların önünü tıkamak için böyle bir vesileye ihtiyacı olabilir iktidar partisinin.]

Reklam

HDP bunu yapacağına, görevden alma ve kayyım atama uygulamalarına karşı hukuki bir mücadeleyi ciddi biçimde başlatsa, bu arada hep konuşulan ‘Türkiye partisi’ olma yolunda çabalarını artırsa herhalde daha politik bir davranış sergilemiş olur.

Güneydoğu Anadolu ağırlıklı bir parti görünümünde HDP; oysa Türkiye’nin bütününden de oy alıyor. Sadece bir bölgedeki belediye başkanlıklarını yüksek oylarla kazanması yanında, ülkenin diğer bölgelerinde belediyeler için gösterdiği adayların da hiç değilse bazılarının kazanmasını sağlayabilseydi, kendilerine karşı başlatılan görevden alma ve ‘kayyım atama’ uygulamasının o kadar kolay olmayabileceğini düşünüyorum.

Siyasi parti HDP; davranışları ve tepkileri de siyasi olmalı.

Türkiye’nin bütününü düşünmektir günümüzde geçerli olacak siyasi tavır.

Şehir Üniversitesi’nin yeni kampüsü…

Bir bilgiyi paylaşayım: Şehir Üniversitesi

Bir kamu bankasının açtığı krediyi geri alma baskısıyla hocalarına ve çalışanlarına maaş ödeyememe durumuna gelen Şehir Üniversitesi ile ilgili yazımda topun bundan sonra YÖK’te olduğunu belirtmiş ve iki talepte bulunmuştum: YÖK’ün bankayla üniversite arasında arabuluculuk yapması ve başka ülkelerden verdiğim örneklerde olduğu gibi takdir gören bir yüksek eğitim kurumu olan Şehir Üniversitesi‘nin de bağış toplayarak sıkıntısından kurtulmasına izin verilmesi taleplerim…

[“Kırşehir muhafazakar bilinen DP iktidarının ayıbıydı.. O ayıbı hatırlamamın güncel bir sebebi var…” başlıklı yazım.]

Yazımdan sonra arandım. 

Söylenen özetle şu: YÖK, Prof. Yekta Saraç’ın başkanlığa geldiği günden sonra zaten müdahaleci olmaktan uzaklaştı; kurumlar arasındaki ihtilaflarda bir tarafın lehine veya aleyhine devreye girmiyor. Şehir Üniversitesi ile kamu bankası arasındaki ihtilafta da bu yoldan ayrılmak niyetinde değil. Üniversite yönetimi sorununu kendisi çözmeli. Şehir Üniversitesi veya vakfı bir bağış kampanyası açmayı düşünürse bunu yapmasının önünde herhangi bir engel yok; bunun için YÖK’ten izin alması da gerekmiyor.

Duyururum.

ΩΩΩΩ

Reklam

23 YORUMLAR

  1. HDP Kürt partisi mi yoksa vekillik ve başkanlık isteyen bir topluluk mu ? Önce HDP ve Kürtler ne olduğuna ve ne yapmak istediğine karar versin, sonrası kolay. Bir millet, bir asır boyunca basit bir karar veremez mi ? Bir ömür önce Kürtçe yasaklanmış, Kürtlere köle muamelesi yapılıyor, hâlâ biz terörist sayılıyoruz . Dünün köleleri bile Devlet kurmuş ama, Kürtler daha anadilini konuşamıyor. Oysa, bir milletin dilini yasaklamak soykırımdır. Bu yasağa uyan bir milletin konuşmaya hakkı yoktur. Yeryüzünde Kürtçeden başka hiçbir anadil yasaklanmamıştır. Hristiyan, Yahudi, Komünist vs. ülkelerde tek örneği yoktur.. Anadilimizin yasaklanmasına izin vermeyecektik. Şimdi, Kürtçe unutulmuş, Türkler, asimilasyon amacıyla Kürtlerle evlenmiş, ayrıca, yerinden yurdundan sürülmüş, köle gibi yaşamaya alıştırılmış Kürtler, basit dertlere düşürülmüştür… Kürtler, Türklerden bir milenyum geridedir. Olan olmuş, şimdi ne yapalım ? Önce anadilimizi öğrenip konuşacağız. Çocuklarımızı yetiştireceğiz ve kıyamet kopsa hiç kimseye köle olmayacağız. Köle olmaya razı olmayan hiçbir milleti hiçbir efendi köleleştiremez. Kürtlerin onlarca lideri varmış. Lider dediğiniz tek olur. Ve milleti için ya ölür, ya ölür, ama satmaz. Vesselam.

    • “Türkler, asimilasyon amacıyla Kürtlerle evlenmiş” demişsiniz. Demek ki öyle milliyetçi Türk erkek ve kadınlar varmış ki gönülleri olmasa da sırf Kürtleri asimile etmek için onlarla evlenmişler. Bu görüşünüz Türk-Kürt melez ailelerine hakaret olmuş bence.

      • Ben genel bir çerçeve çizdim. İstisna, kaideyi bozmaz… Size öyle , bana böyle görünebilir. Tabi, gönül- güven gibi durumlar olabilir. Biraz abartmış olabilirim. Ancak, 96 yılda Kürtlere bir Alay Komutanı veya Emniyet Müdürü düşmez mi ? Bugün bile Müsteşar Büyükelçi General Amiral vs.Kürt yok. Okullarda ikili öğretim var , istikbali parlak fakülteler yok… Cahil çocuk, dağa çıkar. Hele bir de ümit yoksa… Bir milletin dilini yasaklamak, Türklere aittir… Düne kadar Kürtlere kart- kurt deniyordu. TV. ve sosyal medyada Kürtlere hakaret ediliyor, kimseden ses yok. Kendi memleketimizde köle muamelesi görüyoruz. Bugün hâlâ bize terörist diyorlar. Bunca gerçek varken siz olsanız, nasıl yorumlarsınız ? Selamlar.

        • Kürtlere terörist demiyorlar PKK’ya terörist deniyor. HDP’ye gelince onun durumu 1980 öncesi MHP’ye benziyor. O dönemde sağ-sol çatışmasında ülkücü militanlara laf söylettirmediği için MHP’ye de faşist deniyordu. Bir kişi yada kurum böyle durumlarda net bir tavır sergilemezse bu tür suçlamalara muhatap olması da kaçınılmazdır.
          Diğer yandan Kürt kökenli vatandaşlarımızdan albay, emniyet müdürü, müsteşar, profesör, iş adamı, milletvekili, bakan olan birçok kişi var. Fakat onların “ben Kürt kökenliyim” diye açıklama yapması garip olmaz mı? Bence Türkiye’de Kürt sorunu yok, (Kürtler de dahil) Türk sorunu var.

        • Sn Kayra: Bugünkü şartlarda bizimki gibi hassas bir coğrafyada bulunan ülkemiz için tek bir dil yeter. Tarihimizin akışı içersinde bu Türkçedir. Evde istediğimız lisanı veya lehçeyi konuşalım bunun bir dezavantajı yok. Ancak, ülke birliğinin (özellikle dışarıya karşı) önemli bir ölçüsü olarak, Türkçe konuşmak (her şey bir yana) 1000 yıllık bir arada yaşamış olmanın hatırına milli ve manevi bir görevdir.

          Tarih farklı bir şekilde tecelli etmiş olsaydı bu dil Kürtçe de olabilirdi. O zaman kendi payıma bugün nasıl ki tek dil zaruretiyle Türkçeyi savunuyorsam, aynı samiyet ve hassasiyetle Kürtçeyi de savunurdum (“Akıl*İman Sentezi”).

  2. bağış çağrısına yök sesini çıkarmaz diye haber uçurup sonra bu kanunsuz bir bağış çağrısı deyip üniversite mütevvelli heyetini toptan görevden alıp suç isnad edilmesin.
    olmaz olmaz demeyelim.

  3. Hdp’nin yapabileceği en iyi şey: Ali Babacan veya Ahmet Davutoglu ile ittifak kurmaktır. Ahmet Davutoglu biraz da samimi görünüyor. Eskiden seçimlerde Güneydoğuda refah partisi (Fazilet partisi) 1. Çıkardı. Rahmetli Erbakan hocamız Adaletli davranırdi. Diyarbakır’da ilk fabrikayı da kuran liderdi. Daha sonra Doğru yol partisi kazandı. Doğru yol partisi halkı tamamen halk ile Devlet arasını açtı. O zamandan beri halk HDP tabanı olarak varlığını sürdürüyor.

    • Her parti Kürt kökenli seçmenlerimizin oylarına talip olur. Bu siyasetin doğasında var olan tabii bir şeydir. Fakat hiçbir parti HDP ile ittifak yapmaz. Bence HDP seçmeninin eskiden olduğu gibi CHP’ye ve merkez sağ bir partiye (bu tabi ki AKP değil) yönelmesi akılcı olur. HDP’de bir gelecek ve umut yok, bazı Kürtler yok yere kendi itibarlarını zedeliyor ve çocuklarına, torunlarına kötü bir miras bırakıyorlar.

  4. “Yazımdan sonra arandım.”

    “Söylenen özetle şu: YÖK, Prof. Yekta Saraç’ın başkanlığa geldiği günden sonra zaten müdahaleci olmaktan uzaklaştı; kurumlar arasındaki ihtilaflarda bir tarafın lehine veya aleyhine devreye girmiyor.”

    doğru söze ne denir ki. Kukla başkanlar zaten bir şey yapmıyorlar…

    Türkiye’nin işlerini halleden bir başkanı var. O her yere yetişiyor. Mahkeme başkanı de,YÖK başkanı de daire başkanı de, genelkurmay başkanı de Bütün kurumların başkanı de başkan Erdoğandır, ve
    Türkiyede işleri hatta milleti hizaya getirmede dahil her işin halli o başkana ait.
    Onun için herşeyi,o hallediyor.

    Aslında Bunlar yanlış yere telefon etmişler onların yalanlarına buradaki okurlar,(troller hariç) yazarda dahil kimse inanmaz.

    Erdoğan zaten seçim kazanabilecek oyunu sahnelemek üzere hatta sahneye koydu bile.
    Bunada Önce çakma bir anketle başladı.
    Kendi Partisi’nin oyunu %33 ‘kendisının yüzde 53 küsür şimdi oyunu sahneliyor ve sahneleme den önce de ortalığa ufaktan ufağa haberler yayıyor. “AKP genel başkanlığından ayrılacak”
    Buda gösteriyorki, Günah Keçisi yapa sırasaı kendi partisine geldi. Bunr beni arkamdan vuruyorlar diyererk her zaman yaptığını yapip erken seçime gidecek.
    Böylece cumhurbaşkanlığını tekrar garantileyece.
    Tabii bu sefer milletet yuturabilirse…

    25 yılldır her zaman bu tip seneriyolarla memleketin canına okuyarak karun kadar zengin oldu. s

    Bu sefer Savaş taktiği pek işine yaramamiş olsa gerek.
    Çünkü, Şu an oyları onu tekrar başkan yapmaya bilir.
    Geriye Tek çare AKP ile savaşmak kaliyor.
    Oda zaten çantada keklik.

  5. “Türkiye’nin bütününü düşünmektir günümüzde geçerli olacak siyasi tavır.”
    iyiymis !! pardon mevzu kim idi ? “pkk” yok yok “hdp” idi canim ..hmm..hic gulesim yoktu :))))
    pkk biz kurtlere guneydoguyu verin yeter diyor ,yzar turkiyenin tamamini dusunun diyor pkk ya pardon hdp ye :))

    • Bay Asım! birkere pkk yıllar önce ayrı bir devlet kurma hedefinden vazgeçti. 1990 öncesiydi.
      Çok biliyormuş gibi yazıyorsun ama ezber yazıyorsun.
      ikincisi, hdp bir siyasi partidir. ve özellikle de demirtaşın “seni başkan seçtirmeyeceğiz” çıkışından sonra türkiye partisi olma yolunda (en azından sadece doğudaki değil, batıdaki kürtlerden de oy alma anlamında) epey mesafe aldı.
      – Kuşkusuz daha yapması gereken epey şey var ama hdp bir siyasi partidir.
      – HDP’nin içinde pkk üyesi ya da sempatizanları olabilir. Tıpkı akpnin içinde olduğu gibi.
      – Hatta akpnin üst yönetimi pkknın üst yönetimi ile, hdpnin üst yönetiminin pkknın üst yönetimi ile ilişkisinden daha yakın ilişkisi var. nitekim kırmızı bültenle aranan öcalanın kardeşini devlet televizyonuna çıkaracak kadar pkk ile yakın ilişkileri var.
      – Eğer bir siyasi parti ile pkk’yı karıştıracaksan, akp ile karıştırsan daha gerçeğe uygun düşer.

  6. HDP radikal Kürt milliyetçisi bir partidir. Eğer toplum aşırı milliyetçilik yönünde bir tercihe zorlanacak ise MHP Ordu milletvekili Cemal Enginyurt’un Tanrı Dağlarındaki uluması, Öcalan veya Karayılan’ın ulumalarına göre, çoğunluğa daha sempatik gelecektir. Eğer uluyarak bir sonuç alınacaksa, bu mücadeleyi ezici çoğunlukta olan ve tarih boyunca gücü elinde tutan Türklerin kazanacağı açıktır.

    Kimi Kürt milliyetçileri terör, sivil itaatsizlik eylemleri ve yabancılardan destek almak yoluyla sonuçta Türkleri bıktıracağını ve bu şekilde amaçlarına ulaşabileceklerini sanıyorlar. Bu tavır, tarihi okumasını bilmeyen cahilce bir davranıştır. Zira Türkler zaten kendi kendilerini sıkıntıya sokacak davranışlar ile yaşıyorlar ve bu duruma şerbetliler.

    Bence daha önemli olan sorunumuz Alevi sorunudur. (Bunun gerekçelerini uygun bir zaman ve ortamda açıklamak isabetli olacaktır). Fakat bu sorunu çözerken Sünni dinciliğin yanına bir de Alevi dincilik eklememek gerekir. En doğrusu Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmaya çalıştığı seküler/laik düzeni, kimi kusur ve eksiklerini de gidererek, yeniden tesis etmektir.

    • Bir ekleme yapmak istiyorum. HDP, yasal olarak TBMM içinde bulunduğu sürece onlara karşı hukuk devleti kurallarına göre davranılmalıdır. Eğer bir Belediye Başkanları yasal olarak suç işlemişse görevden alınmalı ve o meclisten yasalara uygun nitelikte yeni Belediye Başkanı seçmeleri istenmelidir. Bu uygulama 3. den sonra kayyum atamasına dönüşebilir.
      Not : 31 Mart yerel seçimlerinden sonra bazı HDP’li belediye başkanları yasal açıdan sakıncalı diye mazbataların seçimde 2. gelen AKP’li adaylara verilmesi tam bir hukuk rezaletiydi.

  7. hdp nin meclisten çekilme isteği çok d0ğru bir karardır destekliyorum.zaten akp ve mhp çoğunluğa sahip meclis erdoğan ın güdümü altında.hiçbir fonksiyonu kalmadı.”yaz kızım”durumuna düşürüldü.meclisteki muhalif vekilleri ve muhalif partileri iktidar kanadından takan yok.hdp akp yi erken seçime zorluyor iddiası da meclisteki erdoğan güdümünü örtbas etmek içindir.halk oylamsı ile,seçim kanununu değiştirdiniz.bir partinin meclisten çekilince erken seçime gidilir diyen sizlersiniz.böyle bir maddeyi seçim kanuna koyan ve halkoylamasında kabul ettiren sizlersiniz.şimdi ağlamak ve hdp yi suçlamak insafsızlık olur.meclis işlevini yitirdi.seçilm,iş hdp li belediye başkanlığı görevden alınıyor ;yerlerine,akp yadaşları kayyum atanıyor.seçimle gelen kayyumla gidiyor.hdp meclisten çekilmek istiyorsa,bunun sebebi demokratik olmayan söz ve fiilerdir.erken seçim meselesini,seçim kanununu düzenleyenler düçünmeli idi.saygılar.

  8. fehmi bey t.c. partisi olsun diyorsun hdp için daha ne yapsın demokrasiden ve hak ihlalinden başka bir şey demeyen parti yani sizin gibileri memnun etmek için daha ne yapsın anlamıyorum bu E.özkök kafasından lütfen kurtul ne olur H.cemal çizgisi bu kadar zor mu

  9. Bağış mı? Hem de kayıtlı kuyutlu, iyi düşünün, bir daha düşünün… Ders almadık mı?

    • Hala hdp nin pkk dan ayrı olduğunu savunan zavallılar var. Hdp kendisi inkar etmiyor pkk dan ayrı olduğunu buradaki çok bilmiş edası ile yazan yorumcular inkar ediyor. Biz sırtımızı pkk ya dayadık diyor kadın genel başkan.
      Ne diyelim çok okuyan arastıran bir millet oluruz inşallah.

      • HDP’li kimi yöneticilerin böyle davranması o partiye oy veren milyonlarca seçmenin de PKK’lı olduğu anlamına gelmez. Yani Türkiye’de 6 milyon PKK’lı mı var sizce? Sizin mantığınıza göre geçmişte çözüm sürecinde Erdoğan da PKK’lıydı!

  10. Murat Yetkin nin makalesinden alıntı:”Suriye tartışmaları nedeniyle Türkiye’de ne kadar Kürt nüfus yaşadığı uluslararası medyada yeniden tartışılmaya başladı. Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) bu konuda açıkladığı sayı yok.Ancak KONDA araştırma şirketinin 2018’de yaptığı Hayat Tarzları araştırması verilerinden derlenerek Kasım 2019’da yayınlanan “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Raporu”nda sadece Türkiye’de yaşayanların etnik aidiyeti üzerine dikkat çekici bulgular var.’ ‘ TÜİK ve konda araştırma şirletinin,erdoğan güdümlü akp iktidarının emrinde birer emir eri olduğunu unuttun mu sayın yazar?onlar var olanı görmez,var olanı görmek istedikleri şekilde gösterir.Yine Murat Yetkin nin belirttiğine göre; KONDA araştırmacıları 2018’de, 36 il, 291 ilçe, 951 mahalle veya köyde görüştükleri 5793 kişiye “Kimliğinizi ne olarak biliyorsunuz veya hissediyorsunuz?” sorusunu sormuşlar.İş hissetmeye dayalı araştırmaya mı kaldı?türkçülük yapanlara göre de kendini türk hisseden türktür şeklinde saçma bir fiil var.iş hislere kaldıysa,bunu istismar edecek olanlar da bulunur.saygılar.

  11. “Yazımdan sonra arandım.”

    “Söylenen özetle şu: YÖK, Prof. Yekta Saraç’ın başkanlığa geldiği günden sonra zaten müdahaleci olmaktan uzaklaştı; kurumlar arasındaki ihtilaflarda bir tarafın lehine veya aleyhine devreye girmiyor.”

    doğru söze ne denir ki. Kukla başkanlar zaten bir şey yapmıyorlarki.
    Türkiye’nin işlerini halleden bir başkanı var. O her yere yetişiyor. Mahkeme başkanı de,YÖK başkanı de daire başkanı de, genelkurmay başkanı de Bütün kurumların başkanı de o.
    Türkiyede işleri hatta milleti hizaya getirmede dahil her işin halli o başkana ait.
    Onun için herşeyi,o hallediyor.

    Aslında Bunlar yanlış yere telefon etmişler onların yalanlarına buradaki okurlar,(troller hariç) yazarda dahil kimse onlara inanmaz bir tane doğru sözleri yok ki inanalım.

    Erdoğan zaten seçim kazanabilecek oyunu sahnelemek üzere hatta sahneye koydu bile.
    Bunada Önce çakma bir anketle başladı.
    Kendi Partisi’nin oyunu %33 ‘kendisının yüzde 53 küsür şimdi oyunu sahneliyor ve sahneleme den önce de ortalığa ufaktan ufağa haberler yayıyor. AKP genel başkanlığından ayrılacak daha sonra kendi partisini Günah Keçisi yapıp koltuğunu korumak için erken seçime gidecek ve cumhurbaşkanlığını tekrar garantileyecek her seferinde değişik taktiller uyguluyor. Savaş taktiği pek işine yaramadı.
    Çünkü, Şu an oyları onu tekrar başkan yapmaya bilir.
    Geriye Tek çare AKP ile savaşmak kaliyor.
    Oda zaten çantada keklik.

Yoruma kapalı.