Bugün günlerden salı. Dört hafta önce Flash TV’de başlattığımız ‘Şura’ adlı tartışma programı günü. Bu gece (21.00 ile 24.00 arası) Emin Şirin, Mazhar Bağlı ve Mithat Baydur’la birlikte olacağız.
Flash TV uzunca bir süre, daha çok eğlence programlarıyla gündeme gelmiş, sonra da özel televizyonlar arasında öncü sayılabilecek bu kanal, birdenbire yayın hayatına son verme kararı almıştı. Şimdi yeniden yayın hayatına döndü Flash TV.
Yayın anlayışını yenileyerek…
Benim için Flash TV’de program yapıyor olmanın ayrı bir önemi var.
Turgut Özal’ın yayıncılıkta devlet tekelini kırma niyeti anlaşılır anlaşılmaz, o sırada devam etmekte olan yasağı aşabilmek için, bir girişimci, Almanya’da kurduğu altyapıyla TV yayınını başlatmıştı.
Ardından özel yayın yasağını ortadan kaldıran yasal düzenleme geldi ve o ilk özel TV kanalı Türkiye’ye taşındı.
Flash TV onun arkasından devreye giren ikinci özel kanaldır.
Kanalın Ankara temsilcisi Fatih Karaca benden bir siyasi tartışma programıyla katkıda bulunmamı isteyince CNN International’da aksatmaksızın izlediğim haftalık ‘Capital Gang’ (Başkent Çetesi) programından esinlenerek ‘Başkent Kulisi’ programını teklif ettim.
Yavuz Gökmen (rahmetli) ve İlnur Çevik ile birlikte, yanımıza her hafta değişen bir gazeteci konuk alarak, programı yapacaktık. Başladık ve Ankara gazetecilerinin çoğu bizim programa dördüncü olarak katıldı.
[Pazar günleri yapılan her programdan sonra rahmetli Yavuz bizi biraz eski model olsa da görkemli Amerikan arabasına bindirir, evlerimize veya gazetelerimize bırakırdı. Araç kullanırken eldiven de takar ve olağanüstü ciddileşirdi Yavuz. Bir gün dördüncümüz Fatih Çekirge şoförün yanında önde, ben arkada, her hafta olduğu gibi kanaldan çıktık, gideceğimiz yere gittik. Bizi o halde gören bir arkadaşı Fatih’e, “Şoför Yavuz Gökmen, koruma Fatih Çekirge olunca arkada kimin oturduğunu merak etmiştik” demiş. Biraz öyle bir görüntümüz vardı.]
Sonradan sayıları çoğalan kanallar neredeyse bütünüyle pahalı bir yöntem olan uydu üzerinden yayın yaparken, Flash TV daha ucuza mal olduğu için olsa gerek, karasal yöntemi tercih etmişti. Belli aralıklarla kurulu istasyonlar yayını birbirine aktarıyor ve yurdun dört bir yanına ulaştırıyordu.
O zaman da öyleydi sonradan da, Flash TV yayın politikasıyla başka kanallardan farklı olmayı yeğledi.
Orada başlayıp yine orada sürdürdüğümüz ‘Başkent Kulisi’ni daha sonra Kanal 7’ye taşımıştık. Uzun yıllar orada devam eden programa İstanbul’a taşındığında Cengiz Çandar ve Ali Bayramoğlu gibi isimler de katılmıştı.
Flash TV’inin benim için böyle bir nostaljik yönü de var.
Adım yeniden Flash TV ile birlikte anılmaya başlayınca tanıdıklar “Yılmaz Tunca da olacak mı?” sorusunu yönelttiler. Yılmaz Bey, kanalın eğlence ağırlıklı yayın yaptığı yıllarda bile sabahları çok erken bir saatte ekrana çıkıp bugünlerde İsmail Küçükkaya ve başkalarının yürüttüğü türden bir programı hazırlayıp sundu.
Yılmaz Tunca da yenilenen Flash TV’de program yapacak. Siyasetin nabzını Flash TV’de tutanlar arasında Can Ataklı ve Orhan Uğuroğlu da var. Genç Çağlar Cilara, Atilla Taş gibi isimler de orada… Haberlere değişik bir açıdan -biraz esprili- yaklaşan Faik Öztürk de ‘Haberin kralı’ programını sunuyor.
Kanalın haber ağırlıklı mutfağında Ankara’da siyasi gazetecilik yaparak deneyim kazanmış isimler yer alıyor.
Dengeli bir programcılıkla diğer kanallardan ayrışma arayışında yenilenen Flash TV…
Yeniden ekranlara bir programla dönünce uzun bir süredir kanallardaki tartışma programlarıyla arama koyduğum mesafeyi kısaltmam gerekti. Çok sesli görüntülü tek sesli bir medyamız olduğuna dair kanaatim pekişti.
Neyse ki, son yıllarda daha değişik yüzler de yeni sayılabilecek kanallarda görüşlerini açıklama fırsatı bulmaya başlamış.
Flash TV’in başında Habertürk‘ün kuruluşunda Ufuk Güldemir’in yanında bulunmuş, yakın zamanlarda da şimdilerde izleyicisi artan birkaç haber kanalını kurup yönetmiş Hakan Aygün var. [Geçen hafta bizim programda üçüncü kişi oldu ve Ankara’dan cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili taze haberler aktardı Hakan Aygün.]
En özgür sesler çoğu kez YouTube üzerinde açılan kanallarda duyuluyor.
Memduh Bayraktaroğlu ile geçmişe dayanan bir dostluğumuz var. Bir süre önce aradı ve benim de kendisi gibi bir YouTube kanalı açmamı, sesimi o yoldan duyurmamı tavsiye etti. Kendisi günde üç öğün izleyici karşısına yorumlarıyla çıkıyor ve görüşlerini onbinlere farklı bir üslupla aktarıyor.
Onu ve başka YouTube yorumcularını dikkatle ve biraz da imrenerek izliyorum; ancak özel televizyonlar furyasının hemen başlarından itibaren -ilki Flash TV’de olmak üzere- ulusal kanallarda programlar yaptığım ve 2016 yılı başına kadar değişik kanallardaki tartışma programlarına sürekli katıldığım için, ‘Youtuber’ olmak bana çok iştah açıcı gelmedi. [Yine de deneyebilirim.]
Yenilenen iddialı olma iddiasındaki Flash Tv tam zamanında yetişti.
Pek çok insan muhtemelen bu yeni medya çıkışının farkında bile değil. Flash TV şimdilerde d-Smart platformunda (274. kanal) ve Kablo TV (47. kanal) ile uydudan (Frekans 12685, V, 30000) izlenebiliyor; Digitürk’te de yer alma girişimi var.
Mehmet ve Ömer Göktuğ kardeşlerin birlikte başlattığı şimdilerde Ömer Göktuğ’un yönetip yönlendirdiği Flash TV kalabalık haber kanalları arasında kendine yer açmaya çalışıyor. Bunu diğerlerinden farklılaşarak yapabileceğini de biliyor ve programlarını ona göre planlıyor.
Biz de, adını Ömer Göktuğ’un koyduğu ‘Şura’da diğer alışıldık siyasi tartışma programlarından farklı olma çabasındayız. Değişik eğilimlere ve dolayısıyla farklı görüşlere sahip, kimselere yaranma derdi bulunmayan kişilerin, ses tonlarını yükseltmeden, kavga etmeden tartışabileceklerini göstermeye çalışıyoruz.
Umarım, uzun ömürlü olur Flash TV ve programları da planlandığı gibi uzun soluklu olur.
En başta söyledim, tekrarlayayım: ‘Şura’ programı bu akşam saat 21.00’da.
ΩΩΩΩ
Hasan bey “İstisnasız bütün siyasi partiler bu yolu inşaa için seferber olmalı, güçlü bir TBMM ile daha güçlü bir demokratik düzen kurulmasına çalışmalıdırlar.” buyurmuş;
mebus maaşları mı yetersiz meclis binası mı depreme dayanıksız, tbmm nin nesini güçlendirelim, milletvekili dokunulmazlıklarını mı genişletelim nedir yani, biraz açar mısınız???
Dolar kurunun artmasıyla maaşlarda enflasyona karşı da ciddi erime oldu. Bu erimeyi telafi için Cumhurbaşkanı maaşında 2022 yılı için yüzde 14.4 oranında zam yapılarak 88.800₺ olan maaşı 104.000₺ oldu. Fakat millet vekili maaşlarında henüz bir düzenleme yapılmadı. En azından yüzde 14.4 oranında da vekil maaşlarına zam yapılırsa adalet! yerine gelmiş olur. Millet vekillerimiz saha bir öz güvenle çalışır. Lütfen vekillerimizi madur etmeyelim. 23 bin küsur maaşla bir vekil nasıl geçinsin, o kadar ziyaretçisi geliyor, Meclis lokantası çorbaya zam yapmış 1 liranın üstüne çıkmış.
Linkteki haberde de vekil maaşlarının son 5 yıllık artış periyodu Cumhurbaşkanı maaşının son 5 yıllık artış oranından çok geride olduğu grafiklerle verilmiş;
https://www.google.com.tr/amp/s/tr.euronews.com/amp/2021/10/20/cumhurbaskan-milletvekili-maaslar-ve-asgari-ucret-son-5-y-lda-ne-kadar-artt
Adlarına yakışır millet-vekili olsalar mesela. Parmak kaldır indir vekili olmasalar. Milletin hakkını sorsalar ve korusalar. İktidara hesap sorsalar. İktidarın abuk sabuk işlerine dur deseler. Daha ne kadar açalım?
Sayın Koru ,
Sevdiğiniz bir işi yapma fırsatı bulmanız güzel. Ancak ” siyasi işleri ” seyretmeyi tercih ettim. Ahmet Kasım Han ın tahlilleri ve anlatımı daha çok ilgimi çekiyor. Okan Müderrisoğlu da bir zamanlar sizin yaptığınız Ankara da siyaseti takip işini iyi yapıyor.
Amerika ile ilişkiler konusunda nerede ne hata yaptık anlatımınız ve değerlendirmeleriniz ben de pek karşılık bulmadı. ABD ile ilk yakınlaşmamızın bedeli Kunuri de verdiğimiz şehitler ve ardından üç değerli siyasetçimizin alçakça idamına yol açan süreci başlatan , Nato ya üye olma , askeri personelin ABD de eğitilmesi , silah sanayimizin gelişmesinin durdurulması akabinde Gladio nun kurulması sağ ve sol çatışmalarında binlerce vatan evladının harcanması . 12 Eyĺül ihtilalinin mağrur komutanı 1974 de Washington askeri ataşesi olarak görev yapmıştı.
Güney Amerika da ortaya çıkan tüm diktatörler ABD de askeri eğitim alanlardı.
Millet olarak yüzümüzün yumuşaklığından sırtımızın teri hiç kurumadı. Biraz da sert çocuk olalım. Kendi göbeğimizi kendimiz keselim. Herkes ile de itiş kalkış içinde olmanın ne mahsuru var ? Dişimizi gösterelim. Tırstıklarını görüyoruz.
Sizinle savaşanlara karşı Allah yolunda savaşın. Haddi aşmayın. (Çünkü) Allah, haddi aşanları sevmez. (2/Bakara 190)
Hayırlı olsun sayın koru
Bahsettiğiniz gibi Tv ler artık sosyal medya nın yanında esamesi okunmayan iletişim kanalları haline geldiBu zamana kadar kendinize “yaşayan ölü gazeteci “ demeniz hem haksızlıktı hem de gereksiz Sonuçta 2000 lerde sizler çölaşanların yerine gelirken 2016 dan sonra sizlerin yerine birileri geldi
Ne Çölaşan unutuldu ne siz
Ancak çölaşangillere baktığımda halk tv ve Sözcü de aynı tayfa aynı etkinlikte devam ediyor
Merak ettiğim şirazesini kaybetmiş can ataklı ile aynı yerde sizi buluşturan nedir
İlginç ilgiyle takip edeceğim
Fehmi Bey yeni programınızı kutlarım. İnşallah hayırlara vesile olur. Katılımcılardan sizi tanıyoruz. Mithat Baydur ve Emin Şirin hakkında bir fikrim yok. Ancak Mazhar Bağlı beni çok şaşırttı. Nevşehir Üniversitesi Rektörlüğünden bilinmez bir sebeple alındıktan sonra yaklaşık 1,5 yıldır piyasadan kaybolmuştu. Tayyibin kesin gidici olduğunu gördü. Bunlar en iyi koku alan cinstendir ve her gelen dalgayı en erken onlar fark eder. Artık Mazhar gene sosyal demokrat, biraz dindar, ama çok liberal bir moda evriliyor demektir. Bu bilgileri verdim, belki işinize yarar. Konuştuğunuz kişinin ne menem bir kişi olduğunu bilmenizde fayda var.
TROLLERİN OLMADIĞI
Trollerin olmadığı her platform iyidir, kalitelidir, seviyelidir. İzleyenlere ve takipçilerine bir şeyler katar.
Trollerin müdahil olması ise diğerlerinin kalitesini farkettirir.
Birikimi, gözlem ve sentez yeteneği ile sayın KORU, kısır çekişmelerin yoğun olduğu günümüze ve önümüze ışık tutacaktır.
Ender haklı galiba.
Burası Rum, Rum deyip duruyor. Chp de Bizans oyunları başlamış. Hayırlı olsun.
Kılıçtaroğlu adayım demeye başlayınca Meral abla İmamoğlunu devreye soktu. En son müridi olacağını ifade etmişti.
Bir CHP’li şöyle diyordu:
“CHP içinde Kemal Bey’i hafife alanlar hep yanıldı. Şimdi aynı şeyi muhalefet cephesinde görüyoruz. Kemal Bey’in hamlelerine Meral Hanım, CHP içindeki bir aktörü parlatarak cevap veriyor. Şunun farkında değiller; Kemal Bey, istediği anda İmamoğlu’nu da Yavaş’ı da öyle bir itibarsızlaştırır ki, sokağa bile çıkamazlar…”
Bu tespit, CHP’nin tezkereye HDP ile birlikte hayır demesinden sonra daha da anlamlı oldu. Kılıçdaroğlu, Tezkereye evet dersek cumhuriyete ihanet etmiş oluruz gibi öyle ağır bir ithamda bulundu. İP’çilerin sesleri solukları kesildi, dilleri dolandı.
Fehmi bey de diyordu millet ittifakı Nefsini yenecek aday bulacak. Onun için adaylarını açıklamıyorlar. Fehmi bey, eminmisiniz.
İmamoğlunu Parlatma ve Pazarlama A.Ş.nin olduğu bir gerçek. Millet İmamoğlunu İstanbula belediye başkanı seçti ama o Türkiye belediyesi başkanıymış gibi dolaşıyor. Tüm mesaisini İstanbul’a harcaması gerekirken o il il gezip miting yapıyor. Ben işini aksatmadan yapanlara oy veririm. Bundan sonra İmamoğlunu istedikleri kadar parlatsınlar, benden oy alamaz.
Doğrudur fatih bey, bakın büyük türkmen şairi mahtumkulu da ne diyor:
“Yukarda hindistanı/
Arkada türkistanı/
Evliyalar ummanı/
Ol rumistanı görsem!”
Urum türklerini, konyalı berendileri bilmeyenler türklerin doğumyeri anadoluyu ne bilsinler?
Bu halk türkümüz urum kızları için yakılmıştır:
(Aman Urum Kızı – Neslihan Kızıltuğ, Salih Turhan)
Rumlar için değil, urum türklerinin kızları için yakılmıştır:))))
Bahçeli bugün grup toplantısında:
CHP’nin en çok oy aldığı 131 ilçe ve ile bugünden itibaren gideceklerini açıklamış.
**Tarihine sırt çevirmiş, kökünden uzaklaşmış, CHP’nin gerçek yüzünü her kesimde anlatacağız. Atatürk sevdalısı kardeşlerimize bir bir uğrayacağız. Takdiri millete bırakacağız. CHP’nin gerçek yüzünü her yerde, her yöremizde anlatacağız. HDP ile ittifakını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile bağını koparmasını anlatacağız. CHP’nin neye dönüştüğünü, kaynağından nasıl koptuğunu izah edeceğiz.** demiş.
Bahçeli bu işi biliyor. Yerinde bi karar.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Siirt ziyareti sırasında “Bulunduğunuz yer Kürdistan’dır” diyen Cemil Taşkesen adlı esnafa destek veren Baydemir,
“O kardeşimizi yüreğinden öpüyorum. Cemil kardeşimiz bin defa var olsun. Orası Kürdistan’dır. Kürdistan bin yaşasın.
İşgalciler bilmelidir ki şu an üzerinde misafir oldukları yeri ya Kürdistan olarak kabul edecekler ya da gelecekte Kürdistan’a komşu olacaklar. Yan Kürdistan’ı kardeşi gibi kabul edecekler yada Kürdistan’a komşu olacaklar demiş.
Ender bey
Baydemir e ne diyorsun. Adam haklı mı. Türkler oraları işgal etmiş mi. Bırakalım mı orayı onlara. Bi çözüm önersen.
Eğer işgal etmediyseniz, niye orayı onlara bırakalım mı diye soruyorsunuz ki? Orası sizin değil demek ki. O zaman, aklınızı başınıza alıp, nasıl ikna ederiz bu insanları da beraber yaşamanın yolunu buluruz diye düşünmeniz lazım. Tek yol demokratik laik hukuk devleti ortaklığında eşit vatandaşlık. Bunu sağlamadığınız sürece güvenlik probleminiz hep olacak. Ne orası sizin olacak, ne de onlar hayallerinden vazgeçecek. Bu işin rantını yiyen savaş sanayii ve güvenlik bürokrasi açısından hava hoş. Onlar buradan besleniyorlar. Barış ve huzur onlara işsizlik ve mamalarının kesilmesi olarak fatura çıkarıyor. Halkın ne yaşadığından, barışından, huzurundan hiç biri umurlarında değil. Hatta gerekirse iki bomba da patlatıyorlar. Bunu da çıkıp iftiharla söylüyorlar. Bizim iyi çocuklar yaptı falan da diyorlar.
Sayın Koru,
Sizi ekranlarda görmeyi ve yorumlarınızı kendinize özgü düzeyli anlatım tarzınızla dinlemeyi çok özlemiştim Amerika dan yayınınızı izlemek için sabırsızlanıyorum. Eminim çok güzel bir yayın olacak herzamanki gibi
PKK elebaşlarından Duran Kalkan, Avrupa ülkelerinin kendilerine ‘çatışmayı kesmemeleri’ yönünde talimat verdiğini itiraf etmiş. Arkalarında Avrupa’nın olduğunu itiraf eden Duran Kalkan, “Avrupa, ‘Ateşkes ilan etmeyecek, savaşı sürdüreceksiniz’ diye bize defalarca dayatmalarda bulundu.” demiş. Kimse bilmiyordu bunu zaten.
Pkk nın bu son açıklaması, Hdp nin sinagok ve kilise açıklaması, Kılıçtaroğlunun 15 temmuza tekrar darbe demesi ortak akıl ürünü gibi duruyor.
Adaylık konusunda savaş tamtamları artıyor. İmamoğlu Doğu gezisi, Meral Akşener’in, Siirt’te esnaf ziyareti sırasında yaşanan, “Burası Kürdistan” çıkışı karşısında tepkisiz kalması, ve İmamoğlunun 29 ekim konuşması Chp yönetimini teleşlandırdı. Karşılıklı düellolar başladı. Bakalım nefsini yenen Kılıçtaroğlu mu imamoğlu mu olacak.
Emin Şirin’i ilk defa süreç okumasını Zihni’nde tamamlamış olarak gördüm.
Özellikle siyasi süreç okumalarını Zihni’nde tamamlayamamış benim gibi, H.gayret gibi Fatih gibi, Serdar Turhan gibiler için çok yararlı bir program.
Bu akşam bakalım 4. kim olacak?
HDP’de gündemi Kilise ve sinagog çalışanlarının maaşlarıymış bu aralar. Soru önergesi vermişler. Kilise ve sinagoglardaki din görevlilerinin maaşları neden devlet tarafından ödenmemektedir? diye sormuşlar.
Ender ne diyon. İyi fikir değilmi
Eşit vatandaşlar mıyız? O zaman, evet onların din görevlilerinin maaşları neden ödenmiyor? Ortada bir haksızlık ve hukuksuzluk var. Vergi veriyorlar. O zaman neden bu haktan faydalanmıyorlar. Laik bir ülkede devlet bir dinin temsilcilerinin maaşlarını ödemez. Öderse hepsini öder. Kaldı ki devlet dinsiz olmalıdır. Dini konulara karışmamalı, taraf tutmamalıdır. Bu Osmanlı’dan ve totaliter ülkelerden kalma külüstür gelenek yıkılmalıdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugünkü fıkrası 15 Temmuz darbe girişiminde birlikte mücadele ettiklerini söyleyerek, “Hep birlikte yaptık, darbecilere karşı çıktık.” ifadelerini kullanmış.
Hayırlı olsun. HDP ile birlikte demeyi unutmuş. Birlikte Cumhuriyete sahip çıktık falan.
Fehmi Koru ya yeni programında başarılar diliyorum.
Sizin engin ve derin görüşleriniz sayesinde, hizmet nedir, nasıl verilir, kime hizmet edilir,hizmette sınır yoktur gibi kavramları öğrendik. Öğrendiğimizde iyi oldu.
hayirli ve devamli olsun…
Sayın yolcu, valla hasan beyin dediklerine de bakılırsa kendisi işi zaten çözmüş yani, bundan sonrasını da rahatlıkla sürdürebilir gibi geliyor bana:) Hayırlısı inşallah…
Bundan tam 23 sene önce , 29 Eylül 1998 günü Yargıtay bir kararını açıkladı ; RTE hakkında Diyarbakır DGM si tarafından verilen 10 aylık hapis cezası onaylanmıştı !
RTE 1997 de , Siirt’de ; Balkan Savaşları sırasında Ziya Gökalp tarafından yazılmış olan bir şiiri okuduğu için bu cezaya çarptırılmıştı.
Ve bu cezayla birlikte RTE , İBB.Bşk.lığını kaybediyor üstelik ömrü boyunca da siyasi haklardan mahrum ediliyordu !
Avrupa Konseyi oy birliğiyle çok sert bir tepki verdi !
O zaman ABD nin İstanbul başkonsolosu olan Carolyn HUGGİNS , belediye başkanlığından henüz ayrılmamış olan RTE nı ziyaret ediyor bu karara karşı çıkıyor ve mağdurun yanında yer alarak açıkça desteğini ifade ediyordu !
Siyasi iktidar ise ; başta başbakan yardımcısı olan Bülent Ecevit ve dışişleri bakanı İsmail Cem , TÜSİAD vs. olmak üzere bütün bu olup bitenlere şiddetle karşı çıkıyorlar , içişlerimize ve adalete karıştıkları ! için adeta ateş püskürüyorlardı !
Keza 2008 yılında AKP hakkında açılan ve AKP nin kıl payıyla ipten döndüğü kapatma davasında en sert tepkiyi gösteren yine bu Avrupa Konseyi idi !
HAFIZA_İ BEŞER NİSYAN İLE MÂLÛLDÜR.
Herkes istediği gibi yorumunu yapabilir .
Selamlar , saygılar
NOT: Bu şiirle ilgili bazı tartışmalar var ; Murat Bardakçı’nın yaptığı araştırmaya göre şiirin aslı Asker Duası adıyla Ziya Göakalp’e ait olmakla beraber sonradan bazı ilavelerin yapıldığı ifade edilmektedir.
Kablo TV muhalif kanallara yer vermiyor. Flash TV’yi de çıkarırsa şaşırmam.
Albayrak gitti Karanlık Türkiye kaldı.
Türkiye kalıcı yaz saati ile karanlık kışa daha girdi.
Halbuki saati geriye alıp kış saatinde kalması gerekirdi yani kendi saat diliminde kalmalıydı.
kendi saat diliminde kalmadı doğu saat diliminde kaldı.
İncelemelere göre herhangi bir enerji tasarufuda olmamış. Bilakis çoçuklar karanlıkta okula gidiyor ve karanlıkta ders başı yapıyor.
İleri saatde kalarak ülkenin batı kısmı karanlıkta kaldı.
Glasgow’daki iklim zirvesine İmamoğlu katılacakmış. Bravo. Türkiye iklim anlaşmasını yıllarca imzalamadı, hiç umurunda olmadı, ülkenin altını üstünü pislik götürüyor zaten. Uydu görüntülerinden bile sahilleri müsilaj kapladığını görüyorsunuz. Artık bu zihniyet değişmeli diyorduk, değişim başlamış görünüyor. Muhalefet iklim konusunda ne yapacak planını çizmeli. Geri sayım başladı.
Yazarımızın medyaya geri dönüşü de değişimin başladığını gösteriyor. Tebrik ediyoruz kendisini. Zevkle izleyeceğiz.
Bir tuğla da benden olsun diyerek bu ülke için yurdum insanı için yola çıkan,
elini taşın altına koymaktan çekinmeyen,
hele ki bu yaştan sonra… yada,
ben kendime çok güveniyorum..
bilgim, tahsilim, tecrübeyle taçlanarak vatanıma milletime hizmet için..
Diyerek inançla yola çıkan güzel insanlar yolunuz açık olsun.
“”gideceği yeri bilmeyen bir kaptana hiçbir rüzgar fayda sağlamaz. Hakkın rızası dışına çıkılırsa ve halkla inatlaşılırsa varılacak yer bellidir..””
Allah doğru olanı savunup doğru olanı yapmaya çalışanın yanındadır.
Hayırlı olsun. Tivibu da Flash Tv yok
Tebrikler,Başarılar
Eyvallah fatih bey!
Hayırlı uğurlu olsun.
İnşallah yandaş ve fondas
Başından farklı olarak gerçek tarafsız tutarlı dürüst yayın yaparlar.
Bunu da siz çalışan ve emek verenler sağlayacaktır.
Hayırlı olsun.
Temennilerinize katılıyorum. Medyadaki çok seslilik artınca “ağır taşlar” da yerli yerine oturur; böylece ağız tadıyla bu sohbetlere misafir olmuş oluruz.
Tekrar hayırlı ve başarılı olsun dileklerimle.
Hayırlı olsun sayın koru. Çok mutlu oldum
Sayın Koru, hayırlı olsun. Sizi ekranlarda görecek olmak güzel…
Yoruma kapalı.