Filmler.. diziler.. gerçek olaylar.. Tercihiniz hangisi? Ben filmler ve diziler diyorum..

16
Follow the Money.. Danimarka dizisi...
Reklam

İzlediğim filmlerden ve dizilerden ara sıra söz açıyorum ya.. yakınlarım en kritik yerlerini ve sonunu anlatmamı doğru bulmuyorlar…

Haklılar. Yabancı kaynaklar, öyle durumda, okurlara, öncesinde “İzleyecekseniz, bu bölümü okumayın” uyarısında bulunur…

En son bu hatayı ‘Olağan Şüpheliler’ (Usual Suspects, 1995) filminden söz açtığımda yapmıştım. Daha önce de ‘Belalılar’ (Sting, 1973) filminde…

Her ikisi de eski filmler; ‘Mutlaka izlenmesi gereken 20 film’ içerisinde yer aldıklarına göre.. çoğunuz onları izlemiştir.

Ayrıca, sonunu bilseniz bile, her iki film yine de merakla izlenecek cinsten…

Türkiye arka-planı

Bu girişi yapmamın sebebi bugün de bir diziden söz açmak niyetim.

Dizi kuzey ülkelerinden Danimarka menşeli. Son yıllarda politik ve gerilim türü dizilerde başarılı örnekler veriyor Danimarka; orada çekilen diziler ABD ve İngiltere’de kendilerine yer buluyor.

On bölümlük diziyi BBC-4 ekranlarında izledi İngilizler, ben de ‘BBC iPlayer’da…

Reklam

Adı: ‘Paranın Peşine Düş’ (Follow the Money)…

Galiba dizinin bende uyandırdıklarına geçmeden önce, bölümleri birbiri ardına izlediğim şu günlerde, arka-planda ülkemizde neler yaşandığına değinmeliyim…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, dün, biraraya geldiği televizyon kanalları yöneticilerine, 15 Temmuz darbe girişimi için, ‘kontrollü bir darbe’ demiş; ‘önceden haberli olunan bir darbe’ anlamına.. Ve eklemiş: “FETÖ’cülerin ifadeleri de ‘kontrollü darbe’ olduğu kanısını güçlendiriyor…”

Şaşırtıcı bir iddia.

Daha önce de Avrupa Birliği istihbarat birimi INTCEN ve İngiltere Parlamentosu Dışilişkiler Komisyonu, raporlarında.. Almanya dış istihbarat örgütü (BND) başkanı Bruno Kahl konuşmasında.. buna benzer iddialardan söz etmişti.

Tabii cevap hiç gecikmedi. Başbakan Binali Yıldırım’dan geldi cevap… Okuyalım:

Bu darbeyi birileri özel olarak kurguladı, uçaklar bombaladı, ağır silahlar, tanklar, tüfekler çıktı milletin üzerine ateş etti, bunu da birileri yaptı’. Böyle bir iddiayı ortaya koyan bunu ispatla mükelleftir. Bu millete kimse hakaret edemez. Bu millet bir destan yazmıştır. Bağımsızlık destanı yazmıştır. Dünyaya örnek olmuştur. Siz kalkıp diyeceksiniz, ‘Efendim saat 9.00’da darbe mi olurmuş?’ Sana sorsalardı saatini madem beğenmedin. Adamlara, niye önceden biliyordun da bu kadar yanlış saatte yaptırdın. Şu kepazeliğe bak. Türkiye uçurumun kenarından dönmüş, 15 Temmuz acaba darbe miydi değil miydi? Hiç yeri zamanı olmayan bir konuyu gündeme getiriyor. Bu, Türkiye’nin ana muhalefet partisinin başkanı. Sıradan biri değil. Yazıklar olsun, başka bir şey demeyeceğim.”

Yine dün ülkemizin gözbebeği sanayi kuruluşlarından Ülker, ‘Nisan 1 şakası’ tadında hazırlanmış reklamlarını ‘darbe’ ile irtibatlayan yakıştırmaların kampanyaya dönüşmesi yüzünden borsada değer kaybetti.

Reklam

Mutlaka hatırlanması gereken bir yan konu da, son birkaç ay içerisinde ne olduğu tam bilinmeyen sebeplerle paramızın Dolar ve Euro karşısında yüzde 30 kadar değer kaybetmesi…

Follow the Money

‘Follow the Money’ dizisinin bölümlerini izlerken, ne yalan söyleyeyim, bir yandan da bunları gözümün önünden geçiriyordum.

Kötü bir Danimarkalı kapitalist var tahmin edeceğiniz gibi; bir de işbirliği yaptığı başka ülkelerden kapitalistler (biri Müştak Aziz isimli)… Adam yalnız yasallığı zorlayan finans oyunları kurgulamıyor, önüne çıkanı öldürttüğü tetikçileri de var…

Oyunu şu: Büyük bir bankanın başında.. küçük başarılı bir bankayı satın alıyor ve onu içi hastalıklı bir yabancı bankayı satın almaya zorluyor.. Hastalıklı banka yüzünden satın aldığı banka iflas ediyor.. Ona sahip olduğu için de başında bulunduğu büyük banka aynı akıbete uğruyor…

Bankalar iflâs ediyor ve batıyor, Danimarka’nın milli parası Kron değer kaybediyor ve ülke büyük bir finans türbülansı içine giriyor; ama bu oyunu kuran o kapitalist ile arkadaşları bu olaydan milyarlarca dolar kazançlı çıkıyor…

Dünya finans sisteminin bu tür manipülasyonları mümkün kılan açık kapılarından yararlanarak…

Polis kokuyu tesadüfen alıyor ve peşine düşüyor, ama hiçbir şey dıştan göründüğü gibi olmadığı için son karede zorlanıyor.

Sonunda İngiliz manipülatöre, olayın peşindeki polis, kendi adına bir talepte bulunuyor. Yaptıklarının bir dosya dolusu kanıtı vardır. Dosyayı adama gösterdikten sonra, “Ya seni şimdi tutuklarım, ya da sen ülkemin ekonomisini çökertmeyi durdurursun ve ben de bu dosyayı yok ederim” diyor…

Dosya yok ediliyor…

Evet, dizinin neredeyse bütün entrikalarını sizlerle paylaşmış oldum, ama nasıl olsa 10 bölümlük İngilizce altyazılı Danimarkaca bir diziyi BBC’nin iPlayer uygulamasından bulup izlemeye kalkacak değilsiniz…

Ülker ve paramızın değerinin düşmesine karşılık veren yönleri var bu dizinin de, muhalefetin ‘kontrollü darbe’ iddiası ve iktidarın cevabı biraz boşlukta mı kaldı? Kaldı.

Onun karşılığı yine bir Danimarka dizisi olan ‘Borgen’de var.

Tevekkeli Hamlet’i “Danimarka’dan pis kokular geliyor” cümlesiyle başlatmıyor Shakespeare…

ΩΩΩΩ

Reklam

16 YORUMLAR

  1. Adnan Hoca EVET diyor, Tülay Hoca EVET diyor, Nihat Hoca EVET diyor, Tuğçe Hoca EVET diyor. Bende onları sevdiğim için Evet diyorum.

  2. Yazarın düşünce altyapısının nerelerden beslendiğini gösteren yazılardan biri daha…

  3. Darbe “kontrollu” ama kontrol hukumet degil Avrasya Klik’i tarafindan. Isi Gulenciler, Ilimli Ataturkculer, Ulusalci Kemalistler planladi. Bu sonuncusu Avrasyacilar kanadindandir. Sonra da darbeyi basarisiz kildilar. Avrasyaci Klikin icinde MIT de var, zaten is oranin basinin degismesi ile basladi bence.

    Referandumdan sonra “Ilimli Ataturkcu” temizligi baslamasi muhtemel. Bunun isaretleri goruluyor (sadece acik istihbarata dayali olarak konusuyorum). Rasim Ozan Kutahyali ilk isaret fisegini atti. “Ilimli Ataturkculer” ise “Aman Gulencileri iyice temizleyin” fikrini ortaya suruyor pacayi kurtarmak icin ama sonuc elde etmeleri zor.

    Avrasya Klik’i Rus ve Iran etkisinde. Ozellikle Iran etkisi az kisi uzerinden ama yogun. Bu konuda da gene MIT’in basina bakilmasi lazim. Hatirlanirsa atandiginda Israil bayagi rahatsiz olmustu, zaten sonra da iliskiler basasagi gitti. Davutoglu Disisleri Bakani olarak atayarak etkiyi yumusatmak istedi ama Cumhurbaskani izin vermedi. Muhtemelen hem etki altinda kalmasi hem de atanmasi istenen kisinin kimi “cok ozel” bilgilere vakif olmasi yuzunden. Kisacasi kilit Mit’in basinda, ben boyle goruyorum.

  4. Türkiye”den piskokular geliyor demek için Şekspir olmakmı lazım.Burnu iyikokualan Şekspirler bizde devarsada
    ağızları burunları kadar işlek, işlevli değil..
    Dış dünyanın büyük bölümü ayni kanaati taşıyorsa..
    İçerde aynı konuyla ilgili cevap bekleyen birçok soru varsa
    Ve çelişik veriler, demeçler beyinlerde dans ediyorsa
    Bu sorular ve çelişkiler halkın önemli bir kesiminde “acaba”lı algılar oluşturuyorsa
    Muhalefet liderinin bu yöndeki söylemi, sadece muhalefet olsun, torba dolsun biçiminde değerlendirilemez.
    “Ateş yanmayan yerden, duman çıkmaz” sözü yalan sayılabilir mi?
    —-
    Bukadar muğlak bir meselede, kesin olan birşey var: Hakka hukuka, temel değerlere takılmadan, engelli koşu yapar gibi rekora koşuluyor.
    Dün güzellemeler dizilen, “hoca efendi”, bugün “feto”denilerek tükaka! edilmeseydi de, masumiyeti iddia edilemezdi elbet. Bu demek değildir ki, herşey O”nun başının altından çıktı.
    Başka “eller,ayaklar” yok mu yani?
    Yok demekle, var olan, yok olmuyor.
    Sadece,kralların yok dediği, dalkavuklarca yok olur.
    “Cadı avı” yine hızlandı
    Kararlariyle mahkum edilip, ihraç edilen yargıçlar
    Kelepçelenen müslümanlar
    Götürülüşleri yürek sızlatan, analarımız, bacılarımız, kızlarımızın tıpkısı kadınlar..
    Bunları ve daha nicelerini (mesela, Ali Bulaç, A.Turan Alkan…) terörle özdeşleştirmek akla ve vicdana ziyandır.
    Dahası, insani bütün kavramlara, özelde milletimize, vatanımız için ziyandır.
    HAYIR HAYIR hepsine, herşeye hayır.. bu şeraitte “evet”demek için hakimler hakiminden korkarım.

  5. Belge, dosya diyorlar. Darbeler kontrollü de dosyalar kontrollü olamaz mı? Olaylar dosyalarla yorumlanmaz. Müspet düşüncede her olayın bir sebebi vardır. Olaylarda sebepler ararsınız ve bu sebepleri birleştirir sentez yaparsanız. Sonunda bir senaryo ortaya çıkar. Sonra da senaryoya göre tüm olayları açıklarsınız. Tüm olaylar ve cinayetler böyle aydınlanır, tüm tarih böyle yazılır.
    Bir başkası çıkar aynı metodu kullanır, başka türlü senaryo yazar. Onunki olayları daha çok izah edebiliyorsa o zaman onun senaryosu öne geçer.
    Sorularıma cevap bulabilir misiniz?
    1- Bir Rus General Türkiye’ye haber veriyor. “Darbe olacak.” diyor. Kaynağını söylemiyor. Soru şu; kaynak neresi olabilir? General bu haberi neden veriyor?
    2- Bir asker geliyor. MİT Müsteşarına haber veriyor. Komutanına vermiyor da neden MİT Müsteşarına veriyor?
    3- MİT Müsteşarı Cumhurbaşkanı’nı haberdar edeceğine Genelkurmay’a gidiyor.
    4- Komutanlar resmi yollarla tedbir alırlar ama sonra hepsi yakalanıyorlar sadece Birinci Ordu Komutanı kalıyor. Sonra da bunların hiçbirine bir şey olmuyor. Neden mağlup olanlar komutanlara bir şey yapmıyor?
    5- Başbakan, bakanlar tutuklanmıyorlar. Ellerini kollarını sallayarak sokaktan haber alıyorlar. Bu ne biçim darbe?
    6- Saat dokuzda darbe harekâtı başlıyor. Daha on iki olmadan sona eriyor. Nasıl?
    7- Sokağa halk birden nasıl oldu da çıktı? Gece birden herkes nasıl haberdar oldu?
    8- Gülenci pilotlar ve tanklar bunların üzerine neden silah açmadı?
    9- Türkiye’de olmayan Adil Öksüz geliyor darbeyi yönetiyor ama şimdi piyasada yok. Nasıl?
    10- Darbeden sonra olağanüstü hal ilan ediliyor. Asıl suçlulardan hiç biri yakalanamıyor da bankada hesabı olanlar neden şimdi hapiste?
    11- Durup dururken, hiçbir yararı olmadığı halde neden anayasa sorunu ortaya atıldı? Bahçeli’ye bunu kim yaptırıyor?
    12- HDP milletvekilleri neden hapisteler?
    Daha birçok soruya cevap arayacaksınız. Hiçbir şey sebepsiz yere kendiliğinden olmaz. Her olayın bir sebebi vardır. Sosyal olaylarda her birinin bir faili var. İşte biz bunlara dayanarak bir senaryo kuruyoruz ve açıklıyoruz.
    1- Darbeyi çökmekte olan Sermaye kontrollü olarak yaptı. Ergenekon ve Balyoz davalarıyla Ordu’yu çökertti. Dindar subayları da ordudan uzaklaştırmak için onlara darbe yaptırdı. Böylece Ordu büsbütün güçsüz kalacaktı.
    2- Bundan haberdar olan CİA Rus generalini haberdar etti. Rus generali da Türk Ordusu’nu haberdar etti. Dikkat edilirse askerler devreye giriyor.
    3- Türk Ordusu da darbeyi erkene aldı. Gülenci subaylarla anlaştı. Ne hükümeti ne de Cumhurbaşkanı’nı haberdar etti.
    4- Cumhurbaşkanı’nı İstanbul’a davet etti. Orduya güveniyorsa gelirdi ve korunacaktı. Gelmezse o zaman ona karşı da harekat yürütülecekti.
    5- Erdoğan isabetli ve cesurane bir kararla İstanbul Atatürk Havaalanı’na geldi. Ordu da ona sahip çıktı. Böylece yarım asırlık darbe hazırlığı iki saatte çok ucuz bir şekilde atlatıldı. Ordu büyük zafer elde etti.
    6- Olağanüstü hal ve anayasa senaryolarını da şöyle açıklayabiliriz.
    a) Bürokrasideki Sermaye taraftarlarını deşifre etmek için onları kendi hallerine bırakmıştı. Dosyalar ve yapılanlar tamamlandıktan sonra, herkes deşifre edildikten sonra gereken yapılacaktır.
    b) Anayasa oylaması ise Sermaye’nin ikinci darbe hazırlığına karşılık yine kontrollü darbe amaçlanmış olabilir. Bahçeli bunun için devreye girmiştir. Askerlerin isteğine uyarak bu oylama gerçekleşmiş olabilir.
    Sonunda Türkiye ikinci darbeyi bekliyor ve her iki taraf da hazırlık içindedir. ‘Evet’ çıkarsa Sermaye başka taktik uygulayacak. ‘Hayır’ çıkarsa başka taktik uygulayacak. Ordumuz da değişik taktikler uygulayacaktır. Şimdiye kadar Ordumuz hep savunma taktiklerinde başarılı olmuştur. Şimdi de başarılı olacağından ümit varım.
    Savaş hiledir. Türkler hep kontrollü geri çekilmelerle savaşları kazanırlar. Biz devletimizi İzmir’de değil Sakarya’da kurduk. Sermaye Gülen’e fatura ediyor. Devletimiz de bunu yutuyor görünüyor. Ergenekon ve Balyoz davaları da kontrollü davalardı.

    • Çooook teşekkür ederim. Çoooook doğru yazmışsın hakikat susmayacak bir gün mutlaka aydınlanacak. Olan garibanlara çoluk çocuk perişan olanlara olacak.. ALLAH CC var gam yok. İnşaALLAH onlarda bir gün haklarına kavuşacak

    • Sayın Karagülle tebrikler, şu an biz ülke olarak sizler gibi cesur, halkın ve Türkiyenin geleceğını düşünen yazarlara en çok ihtiyacımızın olduğu dönemlerden birinden geçiyoruz. Bu yazarlar için hiçde kolay olmayan bir dönem, çünkü kim tehlikenin elini kolunu sallayarak geldiğini yazarsa hemen onu teröre destek vermekten içeri atiyorlar.
      Zaten halkda korkudan ses cıkaramiyor.
      Bizimkiler akıllarını değilde kinlerini ön pilana çikararak hırsızı yakalamak yerine egolarini tatmin edebilmek için enerjilerini harciyorlar, bu arada hırsız bütün hızı ile yoluna devam ediyor. Olanda gariban millete oliyor.
      Sizin sorularınıza cevap ( bu sorular sesiz çoğunluğun da sorulari) vere bilecek bizleri temsil eden TBMM nin içinden cesur bir millet vekili varmi?
      Veya hukumeten bu sorulara cevap verebilecek bir yetkili çıkarmi?
      Cevap conusunda pek umutlu değilim.
      Bir soruda benden.
      15 Temmuz gecesi, bizdeki muhalefet partilerinden ilk ikisinin hiç bir şeyden haberi yok iken. Neden 3. sıradaki partinin genel başkani ve bazi üst düzey yetkilileri( MHP) o gece hükümet üyelerinden daha fazla aktividiler?????? Neden ana muhalefet partisinden ve 2. Sıradaki HDP den hiç birisinin haberi olmazken, onların (MHP)nerden haberi oldu?
      Kaleminize sağlik, sağlicakla kalin

  6. 15 temmuz darbesi sonrası” devletin karşı darbe planı vardı diyorum ve ayakta alkışlıyorum” yazınızı anımsattı bana bu kontrollü darbe iddiaları. hükümet yerine devlet dediğimiz zaman işin şekli değişiyor değil mi. eğer işin içinde devlet varsa yapılan meşru olur. hükümetlerin işleri ise tartışılabilir. benim devletimize güvenim her zaman tamdır. gerekeni gerektiği zamanda yapar. belki bir gün bir devlet büyüğünün anılarında okuyabiliriz gerçekleri.

  7. ŞİMDİLERDE

    Lafla yürür peynir gemisi
    Laftır ayinesi kişinin
    Lafın ustasıdır kimisi
    Çoğu yanlışsa da işinin.

    Artık kesmiyor söz savaşı
    Sanki de benzin yangınlara
    Zehir ediyor ballı aşı
    Hız oluyor dargınlara
    —-
    “Delikli demirin vurmazı olmaz
    Ardına geçipte göz uydurmalı
    Şu insan oğlunun kanmazı olmaz
    Özünü bilipte söz uydurmalı.”

    NOT.Yargısız infazla aylardır tutuklu olarak,mahkeme gününü bekleyenlere va mağdur ailelerinin dertlerine bigane kalmayan NURDAN hanıma teşekkür ve dua..O.E.

  8. Okuyucu ‘Follow the Money’den ziyade muhalefetin ‘kontrollü darbe’ söyleminin peşine düşecek ve belki de bu konuda yorumlar daha fazla olacak. Niye yalan söyleyeyim; bende böyle düşünüyorum.

    Çünkü, ‘Follow the Money’ den yola çıkarak ülkem üzerindeki finansal manipülasyonların içerisinde kimlerin eli var ve 15 Temmuzla ilişkileri ne denli var, varsa da bizim polis şefleri, manipülatörler ile ‘ülkemin ekonomisini kurtarma’ adına ne kadar ilişki içerisindeler veya böyle bir şey var mı?.. bilmiyorum ki, o da bize karanlık…

    Pekiyi, Sn. Kılıçtaroğlu’nun ”kontrollü darbe” söylemi ile ilgili bir bildiğin var mı? diye sorulsa; ne diyeyim, yok tabi. Ama böyle biri, gündemi sarsacak bir iddiada bulunursa insanı içine kurt düşmez de değil yani.

    Yani şöyle sorulamaz mı; ey Kılıçtaroğlu, ”kontrollü darbe diyorsun, elimizde dosya var diyorsun” niye duruyorsun, açıklasana? Açıklamazsan namertsin. Bunu ben soruyorum tabi..

    İşte böyle, referanduma giderken halkın nabzına ‘balans ayarı’ kabilinden söylemler…

    Biliyor musunuz? ..ne düşünüyorum ben. Bir çok etkili ve yetkili kimse, 15 Temmuz ve sonrasındaki finansal hareketlerle ilgili ‘aslında ne oldu’ sorusunun cevabını biliyorlar. Hatta öncesinin kaset operasyonlarını da… Ama bunu halkın bilmesini istemiyor, isteyemiyorlar!

    Hem ne gerek var ki halkın böyle şeylere kafa yormasına, ye, iç, at; yan gelip yat. Finansal hareketlerden sana ne? ..asgari ücret ve asgari geçim istatikleri senin asıl ilgilenmen gereken konular.. ha bir de askerlik…

  9. Kontrollü darbe yapıldı demek darbeye yol verildi anlamına gelir. “Kahramanlık Destanı” oluşturmak isteyenler darbeye yol vermiş olamaz mı? Paşalar kalkışma haberi almasına rağmen düğüne neden gidiyorlar?
    Birçok soru sorulabilir. Bazı soruların cevabını şeffaf olmayan bir ülkede bulmak mümkün olmayacaktır.

  10. Darbeci uçakların yakıt ikmali İncirlik’ten
    kalkan tanker uçaklarla havada yapıldığına
    göre darbenin kontrollü olup olmadığını bir
    de ABD’lilere sormakta fayda var bence!

    Ayrıca şuna ne demeli:

    (Darbe gecesi)”…Kardeşi Celal Kılıçdaroğlu telefonla abisini aramış, neler olduğunu sormuştu. Kemal Kılıçdaroğlu da, kardeşini “teminle”, her şeyin bilgisi dâhilinde olduğunu, telaşa mahal bulunmadığını söylemişti.”(A.Kekeç’in bugünkü yazısı, Star)

    Darbe ile ilgili davalar açılmaya başladı.3-4 bin sayfalık iddianameler var.Fotoğraflar,
    görüntüler var.”Evet ben darbeciyim”diyen
    itirafçılar var.Ve bunların Fetö ile bağlantıları
    konusunda da hiç şüphe yok.

    Bu durumda benim kafama takılan soru şu:
    Fetö,senaryo dediği bu darbenin içinde niçin
    yer aldı?Mensuplarının oyunculuk yeteneğini
    mi geliştirmek istedi?Aklı başında bir insan
    bu kadar kanlı bir “senaryonun” içinde nasıl
    yer alır?

    “Evet ben darbeciyim”diyen kişi bence daha
    tutarlı davranmış oluyor.

    FETÖ elebaşıları ortaya çıkıp,”Evet bir darbe
    girişiminde bulunduk,ama başarılı olamadık”
    deselerdi kendi nensupları nezdinde daha
    itibarlı olurlardı.Şimdi hem darbeci,hem yalancı durumuna düşüyorlar.Bu durum kendi
    bağlıları nezdindeki itibarlarını bile sıfırlıyor.

Yoruma kapalı.