Fakıbaba’dan sonra başka kimler istifa eder? AK Parti dağılır mı?

21
Reklam

AK Parti’nin Şanlıurfa milletvekili Ahmet Eşref Fakıbaba’nın partisinden ve milletvekilliğinden istifası büyük yankı uyandırdı. Günlerden beri konu tartışılıyor. Tartışmayı heyecanlı kılan, seçime gidilirken iktidar partisinden başka istifaların da gelebileceği beklentisi. Muhalif medya muhtelif isimleri telaffuz etmeye başladı bile.

Fakıbaba’nın istifası elbette önemli.

Meclis’te temsil ettiği ilde daha önce belediye başkanlığı yapmış bir isim o. Yeniden aday gösterilmeyince bağımsız katıldığı seçimde ayrıldığı partisinin oylarını geride bırakıp başkanlıkta bir dönem daha kalmayı başarmıştı. Tarım bakanı olarak hükümette de bulunmuştu.

Uzun yıllar başhekimlik yapmış, mesleği doktorluk olan bir siyasetçi Fakıbaba.

Ayrıldıktan sonra kendisine mikrofon uzatan kanallara ve ulaşan habercilere istifasına sebep olan rahatsızlıklarını anlatmasından, verdiği kararın bir anlık bir tepkiye dayanmadığı, bir birikimin sonucu olduğu anlaşılıyor. Yerelden genele bir dizi rahatsızlık onu bu karara sürüklemiş.

İstifasını açıklamasının hemen ardından bir başka partiye -İYİ Parti’ye- geçmesi de kararının anlık bir tepkiden öte anlamı olduğunu düşündürüyor zaten.

Şimdi merak edilen, Ahmet Eşref Fakıbaba’nın açtığı yoldan başka AK Partililerin de  geçip geçmeyeceği…

Aynı yolu izleyebilecekleri düşünülerek anılan isimler bir-ikiyi geçmiyor. Onların da rahatsızlıklarını istifaya kadar götürecekleri kuşkulu.

Reklam

Önce şunun bilinmesinde yarar var: Milletvekillerinin partilerinden ayrılması göründüğü kadar kolay bir iş değildir. İktidar partilerinden ayrılmak daha da zordur. Özellikle de AK Parti’den ayrılmayı zorlaştıran farklı sebepler de var.

AK Parti iktidarda bulunduğu 20 yıl içerisinde her seçimde Meclis kadrosunun yarıya yakınını değiştirerek bugünlere geldi; ancak yarı yolda bıraktıklarının küskün hale gelmelerini önleyecek tedbirleri almayı da ihmal etmeden. Bugün devletin çeşitli kademelerinde ‘eski AK Parti milletvekili’ etiketi bulunan insanlar görev yapmakta.

Cumhurbaşkanlığında danışman, bakanlıklarda bakan yardımcısı, üniversitelerde rektör ve dekan olanlar yanında, dışişleri bakanlığının diplomat olmadığı halde çeşitli ülkelere büyükelçi olarak gönderdiği isimlerin neredeyse tamamı da eski AK Parti milletvekili. 

İş hayatından AK Parti’de siyaset yapan, milletvekili seçilen kişiler, zaten tam terk etmedikleri eski uğraş alanlarına döndüklerinde, siyasette kazandıkları deneyimlerini ve çevrelerini değerlendirme imkanını fazlasıyla bulabiliyorlar.

Eski AK Parti milletvekillerinden pek azı başka partilerde siyasi hayatlarını sürdürüyor.

AK Parti’de vaktiyle önemli bakanlıklarda bulunmuş Ali Babacan ve başbakanlık yapmış Ahmet Davutoğlu’nun siyasi hayatta yollarını kurdukları yeni partilerde devam ettirdikleri bir gerçek; ancak bir gerçek daha var: Onların eski partilerine yönelttikleri eleştiriler şimdi birlikte hareket ettikleri muhalif çevrelerin medyadaki destekçileri tarafından takdir görmüyor.

Unutmadığım, galiba zamanında burada ele alma ihtiyacı da duyduğum bir olayı yeniden hatırlatayım:

Şimdilerde İYİ Parti saflarında siyasete devam edeceğini ilan etmiş eski bir AK Parti milletvekili, epey bir süredir, muhalif kanallarda, konumu gereği çok yakından tanıdığı iktidar mensuplarına ve eski partisine bayağı yüksek dozda eleştiriler yöneltiyor. O eski AK Partili, ekranlarda yer almaya başladıktan hayli zaman sonra, uzaktan katıldığı ve iktidara en sert eleştirileri birbiri ardına sıraladığı bir programda, programın gazeteci konuklarından birinin şu sorusuna muhatap edildi: “Peki de, nasıl oldu da böyle bir partiye kurucu olmayı kabul edebildi?”

Reklam

Davutoğlu ve Babacan da, vaktiyle AK Parti içerisinde bulundukları için, muhalif medyaya kendilerini beğendiremiyorlar.

Millet İttifakı içerisinde yer almalarına rağmen…

Gidişatı beğenmedikleri, bulundukları yerde rahatsızlık duydukları halde, AK Partilileri partileriyle ilişkilerini koparmaya kadar vardırmayı düşündürtmeyecek kadar toksit bir siyasi ortam var muhalif cephede.   

En son, ‘başörtüsü yasası’ çıkışını yaptığında bir kez daha gördük; Kemal Kılıçdaroğlu’nun lideri olduğu CHP’yi daha geniş kitlelere beğendirme çabası olarak başlattığı ‘helalleşme’ girişimini bile içselleştirememiş, çıkışını ‘davaya ihanet’ olarak gören tipler var CHP kademelerinde ve CHP’li medyada.

Bu apaçık gerçeği gören AK Partililerin, kendi çevrelerinden yiyecekleri ‘davaya ihanet’ damgasını göze alabilseler dahi, öyle bir girişimde bulunduklarında kendilerini kabul ettiremeyeceklerini bile bile, AK Parti’ye muhalif bir tavrı benimsemeleri, istifa yoluna gitmeleri nasıl beklenebilir?

Mevcut toksit hava, liderinin bütün gayretine rağmen, CHP’nin oylarındaki tıkanıklığı ortadan kaldırmaya da engel oluyor.

Aynı toksit hava, AK Parti içerisinde rahatsızlık duydukları tahmin edilen şahsiyetlerin safları terk etmelerini de elbette engelleyecektir. 

Sözün kısası, “Fakıbaba’yı kimler takip eder?” sorusu eşliğinde çetele tutanlar hayal kırıklığına kendilerini hazırlamalılar.

CHP’li medya AK Parti’nin eskilerinden tövbe üstüne tövbe bekliyor ya, AK Parti’den onların bulunduğu cepheye bakanlar da, onların vaktiyle üstlendikleri ülkeye çok şeyler kaybettirmiş bağnaz tavırlarından zerre miktar nedamet duymadıklarını görüp bulundukları yeri terk etmeye yanaşmıyorlar.

Muhalefet cephesinin böyle bir açmazı var.

Kamuoyu yoklamalarına bakıp orada AK Parti oylarının azalmaya yüz tuttuğunu ve ‘kararsızlar’ kitlesinin kalabalıklaştığını görmek, muhalefet cephesinde yer alanlar ile destekçileri olan medyanın heveslerini körüklüyor; ancak o kitlenin neden ‘kararsız’ kaldığını anlama çabasına girdikleri görülmüyor.

İktidar ise onların neden ‘kararsız’ kaldığının farkında ve kendince tedbirler alma gayretinde.

Hangi tarafın başarılı olma şansı daha fazla dersiniz?

Muhalefetin bu sorununu çözmeden beklenen başarıya ulaşması -imkansız diyemem ama- hayli zor…

ΩΩΩΩ  

Reklam

21 YORUMLAR

  1. fehmi koru yel kayadan ne koparır ançak tozunu alır öyle bir şey olursa kına yakarsın.

  2. Akp ve genelde bizim partiler tek adam partileri. O yüzden tek adam gider parti falan kalmaz ortada. Tek istisna CHP’dir. Onun tarihi bir mirası var. Kalıcı olan tek parti o. Diğerleri bugün var yarın yok. Ülkenin genel hali de böyle. Geçmişten gelen göçebe durumları hep. Kurumsallaşma yok, kurallara uymak yok, kervan yolda düzülür hali her zaman. Akp iktidarı Türkiye’de cumhuriyetle gelen az buçuk demokrasi ve ilgili kurumları da toptan söktü attı. Anayasayı, yasaları çaputa dönüştürdü, artık kendisi de uymuyor. Yargı, Meclis, medya gibi demokrasinin olmazsa olmaz olmaz kurumlarını toptan tek adama bağladı. Artık kurumların hiç bir etki ve yetkisi yok. Kararnamelerle, yani emirle, koskoca ülkeyi yönetebileceğini zannediyor, emirle yazdırdığı kararnameleri on kere değiştiriyor. Para yönetimini yapacak merkez bankası emirle faiz belirliyor. Paramız da toptan çöp oldu. Ve birileri hala bu durumdan çok memnun olduklarını söyleyebiliyorlar. Bu da ayrı bir psikolojik vaka durumu. Dış güçler, haçlılar falan diye de sayıklıyor zavallılar. Halbuki o kadar uzağa gitmeye gerek yok, kafalarını kaldırsalar görecekler. Kıral çıplak.

    • Ender bey “Para yönetimini yapacak merkez bankası emirle faiz belirliyor.” demişsiniz de,
      aynı merkezbankasına imf den emir gelince sizin gibiler niye rahatsız olmuyor acaba?

    • Ender bey “Tek istisna CHP’dir.” demişsin de;
      Tkp nin ve vatan partisinin ilk kuruluş tarihlerini bilseydin pek de böyle konuşmazdın kanımca…

  3. mühtediler intiba ettikleri cenaha kendilerini kabul ettirmek için her türlü uçuk kaçık laf ve icraata imza atar sıkıntı yok

  4. bu dava insanları pış pışlama davası değil ya varsın ya yoksun fikrin varsa söylersin mücadeleni parti içinde yaparsın

  5. AKP yoktur.
    Recep Tayyip Erdoğan vardır.
    Türk İslam ülküsünün şu anki lideridir.
    Dün Abdulhamit olur.Erbakan olur.Bugün RTE olur.Yarın kim bayrağı alırsa RTE den daha güçlü ve daha azimli olacaktır.
    Çünkü haçlıya boğun eğilmemesi gerektiğini bir kez daha gösterdi.
    Haçlıların namusuna dokunmaylara karşı Hilal ın bayraktarına selam olsun.
    Ayasoyfanın açılmasına bile sevinemeyecek kadar haçlılar ümit bağlayanlar da bir dahaki baharı bekleyerek en son haçlı uçak körüğünde yolculuklarını tamamlayacaklardır.

  6. AKP DAĞILMAZ
    AKP kısa zamanda dağılmaz.
    AKP çok ani şekilde tuz-buz olur.
    AKP’ nin başında bulunan kişi yönünden dağılan diğer partilerden farkı şu:
    –Acayip bir parasal güç var,
    –Müthiş bir kadro gücü var.Özellikle askeri ve yargısal anlamda.
    Daha önce hiç bir parti başkanında olmayan bir güç.
    Bu güç nedeniyle yavaş bir dağılma olmayacak.
    Daha doğrusu dağıldığı, darma-dağın olduğu daha sonra farkedilecek.
    Aslında AKP’nin “beyin ölümü” gerçekleşti.
    Aslında AKP şu anda “bitkisel hayatta”.
    Beyin ölümü ve bitkisel hayatın teknik tabiri şu:
    “Hayat fonksiyonlarının geri döndürülümez şekilde yitirilmesi”
    Bir iktidarın hayat fonksiyonu,
    “sorunları çözme yeteneğidir”
    AKP iktidarı sorun çözmek bir yana, artık sorun kaynağıdır.
    Örneğin şu an bile KKM işinden nasıl çıkılacağını kimse bilmiyor. Şu an bile KKM’ye bütçeden
    84,9 milyar TL ödeme yapılmış. MB’ nin ödediği rakamı açıklayamıyorlar. Bunun da 116 milyar TL olduğu tahmin ediliyor. Yani şu anda bile toplam rakam 200 milyar TL.
    Bartın’da ki ocağın “yıllık” geliri 28 milyon TL,
    birinin sadece korumasının “aylık” gideri 39 milyon TL olduğu iddia edildi.Halen lehe yada aleyhe bir açıklama yapılmadı.
    Evet acayip bir güce karşılık, inanılmaz derecede bir sorun kaynağı.
    Bu güçten nemalanma yada korku nedeniyle diğer partilerden süreç yaşanmayacak.
    Bahsettiğim beyin ölümü nedeniyle bir süre sonra promtersiz adını bile söyleyemez hale bile gelecek.Daha doğrusu bu açığa çıkacak.
    Açıkladığım nedenlerle AKP dağılmayacak.
    Param-parça olacak.

    • Sayın yk ecevitin partisi dağılırken iktidardaydı ve en zengin partiydi, ama ekonomi yönetimi için dışardan/imf den derwish getirmek zorunda kalmışlardı, başbakan desen elini yüzünü yıkamaktan acizdi…
      Buralardaki muhalif geçinenler olarak hala o dönemi ballandıra ballandıra da anlatıyorsunuz, öyle değil mi?
      Bugün ne imf kaldı ne de beyaz efendilerin önünde süklüm püklüm elpençe divan duracak başbakanlar var!!!

      • Peker’in elinde ne olabilir?
        Para-pul olayında zaten kaşarlandınız?
        Trilyon dolar da olsa farketmez.
        Katil dediği ülke ile canciğer-kuzusarması olmayı gerektirecek ne olabilir.
        Taban ahlâki olaylara da duyarsız.
        Ahlâk-etik bunlar sadece oy için sömürülecek kavramlar.
        Vallahi anlamadım gitti.
        Taban arkalarında durur da, dışarısı durur mu?
        Olsa olsa dışarısı olabilir.
        Kesin olan, bir yada bir çok açıkları var.
        Ve belgeleri Peker’in elinde.

  7. Seçime doğru safralar atılır, atlar değiştirilir ve yola devam edilir, her seçim de bu böyle olur, öyle değil mi?
    Bazıları parti değiştirir, koltuk değiştirir, bazıları dünyasını değiştirir:)
    Siyaset çöplüğü bu tip konar göçerlerle doludur…

  8. bir partiden seçilmiş kişinin istifa sonrası başka partiye geçmesi! ne kadar!!!
    doğrudur, etiktiktir, kabuledilebilirmidir?
    bilemem🙂🙁
    partide işi yapılmıyor diye yada
    parti çizgisini şaşırmış değişik bişey😆 olmuş ise eğer(kendine göre)
    “ayrılır!” (vekillikten istifa herkese doğru değil)
    senin gibi 20-25 kişi daha ayrılırsa!
    ortak hareket edebilirsiniz!
    diğer partilere! o zaman geçebilirsiniz!
    (ben olsam aynı partide kalır, aynı düşüncede birleşebilen! bir grup kurarım!!!)
    NOT:vekil hem siyaseti, hemde tarihi, geleceği okuyabilirse!!! başarılı olur!🤗
    [bir tarikat cemaat işadamı seni oraya göndermiş şantajla seçtirmişse zaten sen “çöp” sün gideceğin yer belli; çöplük].
    “bak burası en önemli”:
    bir sanayici bir meslek bir aşiret bir etnik grup yada medya bir kişiyi gizli kapaklı planlar pazarlıklarla!!! vekil seçtirebiliyorsa!!!!😠😠😠
    o ülkenin o insanların vay haline!
    doğrusu:
    arkasına hukukçuların, sağlıkçıların, çifçilerin, ticaret erbabının, sanayicinin, esnafın, turizmcinin, güvenlik güçlerinin, beyaz yakalıların, emeklinin, evhanımlarının, en möhimi alınteriyle çalışıp evine ekmek götürmeye çalışan emekçinin!!! (aklıma gelen bunlar, daha vardır anladı herkes)
    desteğini alarak vekil seçilebilen!!!!
    değerli vekillerimize selam olsun!

    • bir zamanlar (çok uzun zaman değil) sosyal medyadan arkadaşlık talebi tıklayan siyasetçiler!
      hadi bakeem bi Allah’ın “aleykümselam” ını kaçınız (yada kafanızı kuma gömünüz) yazacaksınız? (partinizide yazmayı unutmayın).

    • Atilla bütün vekilleri halkımız seçiyor, hangi partide oldukları farketmiyor, o yüzden isteyen mebus istediği partiye geçebilir, zaten çoğu zaman kendisini seçen ahali çoktan başka bir partiye kaymış olabiliyorlar:))))
      Yani öyle etik tartışması açmayı filan gerektirecek bir cürüm de yok ortada…

  9. Şimdinin ak vekilleri toplamada ki etkisiz eleman 0’a tekabül eder, yan yana kaç tanesinin toplandığının önemi yoktur. Fakıbaba, bunlara bir istisna olup yerelde “caketimi koysam seçtiririm” iddiasını Urfa’da tersine çevirip ağırlığını tescil ettirmiş sevilen bir siyasetçidir. Şu ortamda Urfa’nın yerel rahatsızlıklarını bilerek ve yaptım gene yaparım rahatlığı siyasi bu hamleyi yaptırabilmiştir. Başka vekillerin istifa ile arkası gelir mi? Gelmez! akape saflarında büyük bir tasfiye olacağını ve tekrar aday gösterilmeyeceklerini bilerek, hatta listelerde gösterilseler bile seçilecek yerlere konmayacaklarını bilen 0’ların kaçınılmaz olarak muhalefet ile adaylık pazarlığı zemininde istifaya cesaret edemeyecekleri ve tek ümitlerini vekil olamasak dahi eğer kazanırsak iktidar arpalıklarından bir sus payı alabilir miyiz? tesellisine sığınmaları gerekecektir. akape saflarında vekil istifası gibi bir sorun ve kaygı olmadığını düşünüyorum. Asıl kaygının seçimlere yakın, muhalefetin kazanma ihtimali kuvvetlenir ise kanunsuz işlemlere makes olmuş kamu kurum ve iktisadi teşekküllerinin bürokratik unsurlarının, geçmişe dönük toksik işlemlerinden dolayı yaşayacakları hukuki devri sabık korkusuna bağlı olarak çözülme veya evrak toplamaya hız vermesi ihtimalidir.

  10. Fehmi Beyin belirttiği görüşe şahsen ben de katılıyorum.
    AKP. den memnun olmayanlar , hem davaya ihanet etmekle suçlanmaktan korktukları için ve hem de siyaset dışında başka görevler bekledikleri için ayrılmak istemiyorlar.
    CHP. ‘nin o klasik ve bağnaz tutum ve davranışlarının hiç değişmeden devam edip gittiği de gayet tabii ki doğrudur ; ama yine gayet tabii ki CHP. dışında da muhalif partiler var , bir tek o değil ki !
    Istifa konusuna gelince ; Fakibaba gibi bölgesinde sevilen sayılan bir şahsiyet için, oldukça gecikmiş de olsa istifa etmesi takdire şayandır.
    Ama yukarıda belirtilen nedenle yani çiftlik devletinde bu istifaların arkasının gelmesi oldukça zordur .
    Devlet malı deniz , yemiyen domuz !

    • Millet İttifakı’nın lokomotifi CHP’dir, yardımcısı İP’dir her ikisi de ittihatçıdır. İttihatçılar da Alpaslan Türkeş’in ifadesiyle ‘İttihatçılar komitacıdır, komitacıdan devlet adamı olmaz.’

  11. Bu saatten sonra karşılaşacaklarımıza asla şaşırmadan, şoke olmadan ve olayları sarsılmadan göğüsleyerek ilerlemek durumundayız. Bundan sonra sürpriz istifalara, kritik görevdeki bazı kişilerin zikzaklarına, beklenmedik davranışlarına hazırlıklı olmalıyız.

Yoruma kapalı.