Eh haydi hayırlı olsun, 14 Mayıs’ta seçim olacak gibi.. Yine de pek çok bilinmez nokta var…

38
Reklam

Siyasette bulutlar hafiften de olsa sıyrılmaya başladı. Bir süredir kulislerde konuşulan “İktidar seçim tarihini 14 Mayıs 2023 olarak belirlemek istiyor” düşüncesi gerçeğe dönüşüyor gibi…

Önce iktidarın küçük ortağı MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli “Mayıs’ta yapılacak seçime biz hazırız” açıklamasını yaptı. 

Ardından, AK Parti genel başkanı unvanı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan seçim tarihinin 14 Mayıs 2023’e çekileceğini açıkladı.

Muhalefetin ana gövdesini oluşturan ‘6’lı masa’dan da 14 Mayıs 2023 tarihinin kabulü anlamına gelecek sesler yükselmeye başladı.

Bilinenler bunlar.

Konunun bilinmeyen tarafları da yok değil.

En başta bir ay gibi kısa süre bile olsa seçim tarihinin öne çekilmesinin nasıl sağlanacağı bilinmezliği var.

Anayasaya göre seçim tarihinin erkene çekilebilmesinin iki yöntemi bulunuyor. 

Reklam

İlki, TBMM’nin bu konuda karar alması yöntemi. Bunun için Meclis’te en az 360 milletvekilinin el kaldırması gerekiyor.  

Anayasa cumhurbaşkanına da seçim tarihini erkene alma yetkisi tanıyor; bu durumda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yetkisini kullanması gerekiyor.

Yalnız iki yöntemin bir konuda farklı sonuç doğuracağını da hesaba katmak gerekiyor. 

Seçim tarihi TBMM tarafından öne çekilecek olursa, anayasaya göre (m. 116) iki defa seçilmiş birinin yeniden aday olabilmesinin önündeki anayasal engel (m. 101) geçersiz kalıyor; o durumda 2014 ve 2018 yıllarında -yani iki defa- seçilmiş olan Cumhurbaşkanı Erdoğan yeniden aday olabiliyor.

Buna karşılık, seçim tarihini kendisinin erkene çekmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olabilmesi mümkün değil.

Acaba iktidar hangi yöntemi uygulamaya koyacak? Konuyu TBMM gündemine getirip kararı oradan mı çıkaracak, yoksa ‘aday belli, karar net’ keskinliğiyle ilan edildiği halde Tayyip Erdoğan’ın adaylığından vaz mı geçilecek?

Tabii, anayasal engeli Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla aşmayı da zorlayabilir iktidar; sonuçta kararlarının temyiz mercii bulunmayan YSK üyelerinin “Olabilir” demesiyle de sorun çözülebilir. İktidar buna güveniyor olabilir.

Nitekim, AK Parti ve Cumhurbaşkanlığı ile ilintili bazılarının bir süredir açıkladıkları görüşler bu yolun denenebileceğine işaret sayılıyor.

Reklam

Herbiri mesleklerinin zirvesinde, görev süreleri emeklilikleriyle sona erecek kıdemli hukukçulardan oluşan YSK’nın, anayasada başka türlü anlaşılamayacak keskin ifadelerle belirlenmiş kuralı işlemez hale getirmeleri hayli zor görünüyor.

Muhalefetten bu konuda çelişkili açıklamalar geldiğinin ben de farkındayım.

İYİ Parti baştan itibaren “Aday olsun, seçimi onun karşısında kazanacağız” görüşünü savunuyor. Başlangıçta CHP’den de -hatta bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’ndan- benzer bir görüş işitilmişti. Ancak, ‘6’lı masa’da buluşan diğer partiler ile sol ittifak partilerinin sözcüleri anayasal engeli hatırlatıp Erdoğan’ın üçüncü defa aday olamayacağı ısrarındalar.

Seçimin iktidar değişikliğiyle sonuçlanması durumunda, şimdilerde “Aday olsun” diyenler de dahil muhalefet, tek cephe halinde, anayasayı farklı yorumlayanlardan hesap sorma yoluna gidebilir.

YSK üyelerinin konu önlerine geldiğinde nasıl bir karara varacakları şimdilik bir muamma.

Bir başka bilinmeyen yön de, iktidarın 73 yıl öncesine dayanan bir tarih üzerinden çıkar sağlama beklentisinin, seçim kampanyaları sırasında aleyhine kullanılma ihtimalini nasıl olup da hesaba katmadığı konusudur.

Tarihin 14 Mayıs olarak seçilmesinin, CHP iktidarına karşı muhalefet yürüten bir partinin –Demokrat Parti’nin- sandık zaferiyle 73 yıl önce iktidara ulaşması sebebiyle olduğu anlaşılıyor. 14 Mayıs 1950, Türkiye’de, İsmet İnönü’nün cumhurbaşkanlığını, CHP’nin de iktidarı kaybetmesini sağlayan bir seçimin tarihidir.  

Merakım mazur görüle: 1950’deki CHP iktidarının ve İnönü cumhurbaşkanlığının değişmesini sağlayan seçim ile 14 Mayıs 2023’te yapılacak seçim arasında, mevcut iktidarı aynı tarihi tercihe sevk edecek kadar iştahlandıran benzerliği herkes görüyor da bir ben mi farklı düşünüyorum?

CHP o zaman iktidardı ve seçimle iktidarı kaybetti, ancak bugün iktidarda olan CHP değil. Tersine, CHP,  mevcut iktidarı değiştirme amacıyla oluşmuş bir partiler birlikteliği içerisinde. DP’nin dönemin iktidarına karşı kullandığı ve o zaman sonuç almaya yarayan “Yeter, söz milletindir” sloganını AK Parti şimdi kime karşı kullanabilecek?

Yoksa AK Parti 22 yıldır kendisinin iktidarda olduğunun farkında mı değil?

Özellikle de milletin iktidarın yanlış politikalarının sonucu olduğu bilinen ciddi sorunlarla cebelleşme zorunda kaldığı günümüzde, sanki kendi durumunun farkında değilmiş gibi aynı sloganı kullanmaya kalkışması, iktidarın aleyhine olacaktır.

Bumerang gibi.

Herhalde iktidar ekonomik sarsıntıyı birkaç fırça darbesiyle hissedilmez hale getirdiği hesabında.

Yanlış bir hesap bu.

Bir an için, hayat pahalılığının kısıtlı maaş zammıyla hissedilmez hale geldiğini varsayalım, ülkede geniş kitleleri ilgilendiren sıkıntılar yalnızca ekonomik değil ki…

Seçim tarihini erkene almada, Millet İttifakı’nın çıkaracağı adayın resmen olmasa bile belli hale gelmesi ve muhtemel adayın iktidara kolay lokma görünmesi de rol oynamış olabilir. 

Ya o görüntüyü sırf bu sonucu almak için vermişse Millet İttifakı ve açıklandığında geniş kitleleri heyecanlandıracak farklı bir aday belirlenirse ne olacak?

Galiba kamuoyu yoklamalarında AK Parti’nin muhtemel oylarında son bir-iki ay içerisinde yukarıya doğru hareketlenme görüntüsü iktidarı ayrıca cesaretlendirmiş.

Peki ya anketçiler kendilerine kanaat belirlemeye yol açacak sorular yönelttiğinde cevap verme cesareti göstermiş olan insanlar, iktidarı bir an önce seçime gitmeye cesaretlendirmek amacıyla görüşlerini perdelemişlerse?

Son sorumun altında yatan kuşkuyu da en önemli bilinmeyen olarak kayda geçirmek istedim.

Ne kadar kaldı seçime şunun şurasında?

Bugünün bilinmezleri yaklaşık 100 gün sonra sandık tarafından bilinir hale getirilecek.

ΩΩΩΩ 

Reklam

38 YORUMLAR

  1. Bunlara imf koymaz, haçlı dokunmaz, ayasofyayı açarsın gönendirmez, ukraynalı vatanseverler bayraktar sihalarına şarkılar yazar, marşlar besteler bunlar kös dinler!
    Kulak var duymaz göz var görmez, allah ıslah etsin emi!

  2. Bu sene Bal az üretti diye Arı’yı kovandan çıkarıp,

    Sinek koyacak kadar Aptal değilim..

  3. Bakın peşin peşin konuşalım Tayyip Erdoğan Aday olamaz diye sesiniz yükselmeye başladı

    Zamanında Muhtar bile olamaz diyordunuz Sonucunu biliyorsunuz

    Sonra ağlama zırlama olmasın 😄

    • Erdoğan’ın adaylığı devlet Bahçeli’yi ilgilendirir, devlet bahçeli isterse aday yapar istemezse yapmaz, bizlik bir şey yok serdar. Bahçeli erdoğanı aday göstermekten vazgeçerse üzülmeye gerek yok, Türkiye Cumhurbaşkansız kalmaz illa birini aday gösterir zaten Bahçeli. Geçenlerde “benim oyum sınıf arkadaşım Kılıçdaroğlu’na”diyordu:))

    • kazara aday neyin bile olamaz sa..
      seyreyle başına gelecek – konan tavus kuşunu.
      maduriyet! edebiyatını bu ülkede unutma!
      gelir valla; ingiltere krallığı neyse o kanunlar geçerli diye referandum!🤗😊😂😂😂

  4. Fehmi Korunun Günlüğünde cırırt atan AK Troller!
    Yazarımız erken seçim olacağnı yazdığı zaman sizler Terbiyeniz zaten – 10000 altinda. Seviyenizi’de ölçecek rakam bulamadım. Misafırliğinizi adete terör estirip yazarını okuyucularıni küfür, iftira, eşlığınde teröristlikle suçladınız.

    Benim 31 Aralık 20022 de yazdığım
    Yorumun bir kısmı

    NR
    31 Aralık 2022 At 19:46
    14 Mayıs 2023 gününe kadar Troller’e%100 Zam gelmış Maaşlarina değil sayılarına. haberiniz olsun.
    Aslında anketler yüksek olsaydı seçim 2022 Ekim sonu veya Kasım başlarında yapılacaktı.
    Bu gerçekleşmeyince 1 ay önce patlatılacak bomba 13 Kasıma
    2022 ertelenmışti.
    Perde atkasında alınan 2.erkrn seçim tarihi’nin ilk kurbani dün gerçekleşti ve.

    Kalanını aktarmaya gerek yok bu TROLLER İÇİN bu kadar yeter.

    Not:Sinan Ateşin Katiline SÜRİYEDE yüz estetiğı yapaldığını yaziyorlar.
    o yaziyi okuyunca ınanasım gelmedi fakat Süriye’de yapıldığını yazınca inandım.

  5. Aşağıdaki bu👇bölom kopi
    *********
    “CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in büyük iddia ile gündeme getirdiği İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kontrolündeki sosyal medya trollerine ilişkin bilgiler öyle beklenildiği gibi gündemi sarsmadı. Özel, bilinmedik çok bir şey açıklamadı. Ama AKP denetimindeki troll çetelerini küçümsememek gerekiyor.”
    *********
    CHP olmazsa Erdoğan bu durumda
    %10 dahi oy alamaz. CHP nin sayesinde aliyor.
    Troller Soylu yönetiyormuş.
    Erdoğan elinden gelse Soyluyi bir Kaşık suda boğacak fakat güç yetiremiyor.
    Türkiye Acilen AKP den değıl Erdoğanda kurtulması lazım.
    Eyer Erdoğan Kazanırsa bütün devletler TC yi kara para aklayan ve. …. ilan eder o zaman hiç bir devlette Türk vatansdaşlarına vize vermez. Vizesi olanlarında ülkulerine giriş sırasında vucutlarında dolarmi sokuyorlar diye çıplak ararla.

    Kara para aklandığı kesinleşen Halkbank ve diğer 5 Türk bankasi ABDde yargılanırken Erdoğan hayır bu TC devlet bankasıdır yabancı ülkeler yargılıyamz diye ABD Anayasa mahkemesine baş vurdu. Sali günü duruşma yapıldı Tabbi o mahkemeye karari kabull ettir!mek erdoğan için başariydi. Ama! Mahkeme lehinede karar verse aklanmiyor fakat ABD de yargılanmaktan kurtariyor.
    Kanun kitaplarında bu karar emsal olarak ila nihayet kullanılacak. Tam bir yüz karası.
    Sadece Halkbank davasının savunmasında 23 miliyon dolar bizlerin cebinden çıktı ve ülkede nana muhtaç oldu.

    Türkiyedeki trol basın iftira ve yalan haber ile birlikte sarayi yüceltip bizlerin vergileri ile başka bizlere iftira atmakla görevli bir kurum.

    • Not:TC yi ABD mahkemeleri suçlu buldu Erdoğan temiz baş vurdu oda kabul etmedi sonra ABD Anayasa Mahkemesine baş burdu.
      Bu dünyada ilk olan bir oay. Bu makemenın davayi kabul etmesi Ülkenin rağbetini ve ekonomisini batıran fakat erdoğan için bir zafer.

  6. HANGİ SEÇİM KANUNU UYGULANACAK ?
    Seçim kanunları Resmi Gazetede yayımlanmasının üstünden bir(1) yıl geçmeden uygulanmıyor.
    6 Nisan 2023 tarihinden önce yapılacak olan bir seçimde herhangi bir problem yok. Bu tarihten önceki seçimlerde ittifaklara imkan veren kanun uygulanacak.
    6 Nisan 2022 de yürürlüğe giren kanunun ise fiilen ve hukuken uygulanabilmesi en erken 6 Mayıs 2023 tarihinde mümkün.
    Kanunen bir seçimin başlangıç tarihi “oy kullanma gününden geriye doğru 60 gün sayılarak bulunan tarih”
    Örneğin Cumhurbaşkanlığı Seçim kanununun 3. maddesi bunu açıkça belirttiği gibi diğer kanunlarda da bu hüküm var.
    (Aynı Kanun maddesi bir kişinin ancak iki(2) kez Cumhurbaşkanı seçilebileceğini, 3. kez aday olabilmesinin ancak süresi dolmadan meclisin alacağı erken seçim kararı ile mümkün olduğunu açıkça ve ayan-beyan yazıyor.)
    Yani 14 Mayıs 2023 tarihinde oy kullanılacak seçimin yasal olarak ve hukuken başlangıç tarihi
    “14 Mart 2023” tarihi.
    Hukukta “karma” uygulamaya hiçbir şekilde cevaz verilmez.
    Yani kanunlar bir bütün olarak uygulanır yada uygulanmaz.
    Yani ben seçimlerin başlangıcını bir kanuna göre yapayım, milletvekili dağılımını başka kanuna göre yapayım denilemez
    Yani seçim demek, sadece oy kullanmak demek değil, seçim demek bir “seçim takvimi” demek.
    Bu durumda 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak seçimde milletvekili dağılımı da ittifaklara imkan veren kanuna göre yapılması gerekir.

    • Sayın yk seçim 14 martta yapılırsa eski kanunlar uygulanır, 14 mayısta yapılırsa yeni kanunlar uygulanır, neresini anlamadınız bunun?
      “Seçim takvimi” ile “seçimi” birbirine karıştırmayalım, sapla saman gibi:)

  7. Millet ittifakının iki büyük bileşeni CHP ile İYİ Parti karşılarında aday olarak Erdoğan’ı görmeye çok hevesliler. Bir düşünün; Erdoğan’ın aday olmadığı bir seçimde muhalefetin görünümü nasıl olur; büyük ortak ile büyüklükte hemen hemen ondan geriye kalmayan ikinci ortak İYİ Parti şimdi olduğu kadar popüler olurlar mı?

    14 Mayısta seçim yapılsın teklifi iktidarca muhalefete zarf atmak gibi duruyor: “6 Nisan öncesine seçim tarihini belirlemeye ancak meclisin erken seçim kararı almasına karşılık razı oluruz” der gibi iktidar. Bu durumda muhalefet eski seçim yasası ile seçime girecek, oyoar bir hanede toplanacak, karşılığında da Erdoğan’ın 3. kez cumhurbaşkanlığı adaylığının önü açılmış olacak. Dolayısıyla sistem de rahatlamış olacak, YSK, iktidar, muhalefet hep beraber zorlama kararların altında kalmamış olacaktır.
    Bu gibi durumda Erdoğan, meclis çoğunluğunu kaybetmek ve MHP’nin baraj altı kalması pahasına buna razı olacak olduğu halde seçimi kazanacağına, üçüncü kez cumhurbaşkanı olacağına son derece inanıyor gibi…

    Eğer böyleyse çok ince bir siyaset mühendisliğinden bahsedebiliriz: Sistem kilitlenmiş durumda; CHS (cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi) buna sebep oldu. Sistem bir açmaz içerisinde ve Anayasada, kanunlarda temeli olmayan “zorlama kararlar” alma sürecine girildi. Bu tabi ki, sistemi daha da içinden çıkılmaz hallere sürüklüyor olacaktır.

    Sistem, muhalefet ile iktidarı uzlaşmaya davet ediyor galiba. İlk yapılacak seçim sonrası TBMM’de çoğunluk muhalefette, cumhurbaşkanlığı da kabinesi ile beraber Erdoğan’da kalsın gibi.

    (Erdoğan tek lider, siyasetin sürükleyici, gündem belirleyici aktörü. Yapılan son iyileştirmeler EYT, emekli/çalışan ücret zammı, sosyal yardım miktarındaki artışlar v.s. hep Erdoğan’ın hanesine yazılıyor. Bahçeli’nin hanesine bir şey yazılmadığı gibi Sinan Ateş olayı da onun üzerine kaldı gibi. Hala Erdoğan ile uyumlu demeçleri atıyor olsa da harcanmasına engel bir durum yok. Veliaht kavgası MHP’yi sarmış durumda ya, seçim sonrası bu durumda şekillenir.)

    – Sonra?

    Sonrasına Allah kerim. Allah’ın günü mü bitti, bulunur bir çıkış yolu elbette!

    • Hasan bey “Eğer böyleyse çok ince bir siyaset mühendisliğinden bahsedebiliriz:” demişsiniz ama savlamanız daha ziyade deli saçmasına benziyor!
      Sistem kilitlenmişmiş…
      Bazılarının kıt aklı da gitmiş olmasın:)

  8. HİİİİÇ ÜZME CANINI KORU OLUR OLUR BAL GİBİ OLUR SENİN KAFANDAKİ OLUŞAN HUKUK ESKİDE KALDI MESELA KANAT OGLU GİBİ HUKUK CULARIN ZAMANINDA VARDI HALA ESKİ TÜRKİYE HAYALİNDESİNİZ O DÜZENİN DEGİŞDİĞİNİ KABULLENMEK BAYAGI ZORLUYOR AMA KABULDAN BAŞKA ÇARENİZDE YOK SAYIN ERDĞAN BUGÜNE KADAR ALDIĞI OYUN ÜZERİNDE OYLA BAŞKAN SEÇİLECEK NE KALDI 115 GÜN KALDI GÖRÜŞECEGİZ SAYIN KORU

  9. meğer 20 senedir CeHaPe yönetiyormuş ülkeyi de haberiniz yokmuş. hadi gözünüz aydın 14 mayısta kurtulacaksınız cehape zihniyetinden.
    paralel evrende yaşamaya devam.
    ama bana sorarsanız Reis bu sefer kendi bacağına sıktı.
    hayat pahalılığı enflasyon sefalet açlık uyuyan güzellerin çoğunu uyandırdı.
    sadece şıhının şeyhinin peşinden gidenler uyumaya devam…

    • 73 sene evvel, halkın seçtiği Adnan Menderes’e birileri hangi gözle bakıyorsa, bugün de Sayın Erdoğan’a aynı gözle bakan birileri var.
      Bunlar gerçekte klinik vakadır ve her birinin ayrı ayrı incelenmesi gerekir.
      Görünen o ki, bu kafa yalnızca bir partiye münhasır değildir. Bu bir zihniyettir ve az ya da çok bütün partilerde mevcuttur.
      Bütün bunların temelinde demokrasi hazımsızlığı, yani millete güvensizlik yatmaktadır.
      Hem halk diyorlar; hem de göbeğini kaşıyan halktan ve onun seçtiğinden ne olur diyorlar!
      Vah ki, ne vah!

  10. Şu an cumhur ittifakın yükselmesi Millet partisinin adayı açıklamamasıdır bütün Anketler böyle diyor. Aday açıklandığında Ak parti oyu düşecek.

    Ali babacan, Arı kovanına Çomak sokmuştur. Ali Babacanı Destekliyorum.

    Ecevit zamanında Vestel İHA üretim aşamasına gelmişti. AKP gelince birden Bayraktar peydah oldu.

    Bu Vestel,Otokar….. gibi şirketler neden devlet tarafından desteklenmiyor?

    Milli savunmada yemeler çok, Millete milli duygularla bunu örteriz hesabı bulundu.

    Selçuk Bayraktar Sümeyye Erdoğan ile Evli yani Erdoğanın Damadı.

    Yakın Akraba Şirketlerine İhale vermek ne kadar ETİK?

    TAİ, İHA’da zaten çalışıyordu Bir ürün birden yapılmaz yılların çalışması gerekir. TAİ’nin Çalışmaları bu şirkete peşkeş mi çekildi?

    AKPli Burhan Kuzu Devlette öyle israflar ,harcamalar varki anam anam anam anam anam anam

    https://www.youtube.com/watch?v=BHxCEx695W8

    • Bir de uzun ömürlü pil projesi vardı.
      İETTnin Zincirlikuyu garajı özel emsal ile veriliverince herşey sus-pus oluverdi.

  11. RTE. ; futboldan da çok iyi anlayan , zamanında epey de oynamış olan ve en önemlisi bu derece kurt bir politikacı olmasına rağmen , 14 Mayısı seçim tarihi olarak belirlemekle kendi kalesine nasıl bir tarihi gol ! attığının acaba farkında değil mi !
    Hayret ki ne hayret !
    Ne yalan söyleyeyim , böyle bir gafleti , böyle bir siyasi stratejik hatayı doğrusu aklım , mantığım almıyor !
    Demek ki Allah söyletiyor , sen ne büyüksün Allahım !
    Eeee… korku dağları sardı , akıl, mantık uçtu gitti ! Böyle durumlarda insanın eli ayağı birbirine dolanır !
    Evet ,14 Mayısta RTE. nın dediği gibi bu millet ‘Yeter artık , söz milletindir’ diyecek inşallah !
    Demesine diyecek de bu enkazı kim , nasıl kaldıracak , bu memlekete , bu millete yazık değil mi , ülke ne hale geldi !

  12. SALLAYANLAR:
    “..seçim tarihini kendisinin erkene çekmesi durumunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aday olabilmesi mümkün değil.”
    KARŞILAYANLAR:
    “Aday olsun, seçimi onun karşısında kazanacağız” görüşünü savunuyor. Başlangıçta CHP’den de -hatta bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’ndan- benzer bir görüş işitilmişti.”
    SKOR SONUÇ KARAR:
    YSK ne diyosa (derse!) O!
    (boşuna zırvalamayın!)
    Not:sallama parağrafı bile, -ters oku- RTE’nin aday olabileceğini yazıyor!!!
    SON SÖZ:
    Hiç kimsenin aday olabilme hakkı (heleki bu durum kanun nizamda tam ve açık belirtil mediyse!), imzayı toplaya bilen, herkes!
    HALKIN KARŞISINA ÇIKMALIDIR!

    • Sallayanlar,zırvalayanlar dediklerin Anayasa hükmünü delil olarak getiriyorlar. Kural kuraldır. O kural daha bir önceki referandumda getirildi ve Cumhurbaşkanının kendisi dahi bunu dile getirdi. Kurallar çiğnensin diye mi kural edinilir. Senin dayanağın ne peki; “Herkes halkın karşısına çıkmalıdır” düşüncesi. Bu düşüncenin temeli hangi kurala dayanıyor peki? Elcevap; Bir kurala dayanmıyor. Yani bu durumda sallayan ve zırvalayan biri varsa o da sen oluyorsun. Sallama ve zırvalama hakkında var elbette. Ancak sallarken ve zırvalarken başkalarına hakaret etmezsen sana da eyvallah der geçeriz. Münasebetsizlik yapmayın!

      • sen eoropada çok fazla kalmış hatta 20 senedirde buralardan bir hayli uzak kalmışsın anlaşılan!
        -önce yazarın yazısını tam okuyoruz,
        -sonra yorumu biraz daha dikkatli!
        -en sonunda sallamadan dayanaklı ispatlı ysk lı cevap verebiliyoruz!!
        (yoksa gayret hakkından geliyor!)

    • Atilla bey “imzayı toplaya bilen, herkes!
      HALKIN KARŞISINA ÇIKMALIDIR!” diyor ama bence imza toplamaya da gerek yok,
      canı isteyen cb adayı olabilsin,
      başvuru ücretini ödesin ama!!!!

  13. seçim tarihi “yeter, söz milletin” sloganının gölgesi altında yapılacak demek.
    pek ironik.
    öyleyse, kime “yeter” diyeceğiz???

    biraz alıntı yapalım önce;
    “Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı devlet yardım verilerini yayımladı. Rapora göre, devlet yardımı alan yoksul hanelerde yaşayanların sayısı 11 milyon 370 bin kişi olarak hesaplandı.”
    “2002 yılında sadece 1 milyon haneye sosyal yardım hizmeti verilirken pandemi yardımları hariç tutulduğunda 2021 yılında 4,3 milyon ailemize ulaşılmıştır”
    Bakan Nebati “Asgari ücretliye de memura da emekliye de ne verilse haklarıdır. Dar gelirliye, fakir fukaraya vermek bereket getirir” demişti,
    fakir fukara artışında bir bereket olduğu kesin.
    “Hanelere yapılan ortalama yardımın tutarı ise 2020 yılı için 572 lira olurken bu ücret 2021’de 552 liraya düştü.”
    “Ekonomik kriz, artan işsizlik, fahiş zamlar nedeniyle artık milyonlarca haneye temel gıda ürünü bile girmiyor. Gıdadan barınmaya, sağlıktan ısınmaya, okul ihtiyaçlarına, engelli bakımına kadar birçok alanda milyonlarca yurttaş desteğe muhtaç hale geldi.”
    “Türkiye’de Rakamlarla Yoksulluk, Muhtaçlık Durumu/ Sosyal Yardımlar 2021” araştırmasına göre, Türkiye’de aralarında yaşlıların, engellilerin, gençlerin, çocukların da olduğu 27 milyonu aşkın kişi sosyal yardım aldı.”
    “2021’de 9 milyon 482 bin 940 kişinin GSS primi devlet tarafından ödendi. 2020’de bu sayı 7 milyon 810 bin 588 kişiydi.”
    “Şartlı Sağlık Yardımları (ŞSY) kapsamında 2021’de 1 milyon 230 bin 12 kişiye 494 milyon TL ödeme yapıldı.”

    bu ülkede yoksul hanede yaşayan 11 milyonu aşkın vatandaşımız var, korkunç bir rakam değil mi? 4,3 milyon aile yardım alıyor.
    “Özellikle de milletin iktidarın yanlış politikalarının sonucu olduğu bilinen ciddi sorunlarla cebelleşme zorunda kaldığı günümüzde,” diyor sayın koru,
    yanlış politikalar sonucu her geçen gün yoksullaşıyoruz.

    “CHP Grubu’nun yoksulluğun araştırılması için verdiği önerge, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP oylarıyla reddedildi. bir yoksulluk araştırması neden ret edilir? bilen var mı? anlayan var mı? CHP Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, “Artık Türkiye’de yoksulluk konuşulmuyor, Türkiye’de açlık konuşuluyor, AKP, yoksulluğu bir parti politikası hâline dönüştürdü yani AKP yoksulluktan besleniyor” dedi.”
    rakamlar onu destekliyor mu yoksa desteklemiyor mu?
    halk giderek yoksullaşıyor ve yardımlara bağımlı hale mi geliyor?
    akp nin seçmen profili ağırlıklı bu kesim değil mi zaten.
    şimdi bir de,
    akp giderse yardımların kesileceği algısı yayılmaya çalışılıyor iddiaları var,
    doğru mu acaba?
    değildir herhalde…

    • 14 mayıs hayırlara vesile olsun,
      artık teknik sorunları nasıl hallederler, meclis mi karar alır, sayın CB mı, olmadı YSK mı bilemiyoruz ama bir şekilde fazla sorun çıkmadan bir seçim yaşayalım yeter ki.
      sayın erdoğanın adaylığının önünde en azından şimdi yasalardaki boşluklar göz önüne alınırsa büyük bir belirsizlik olduğuna göre herkes bir tarafından çekiştirebileceğinden şimdilik büyük bir engel bulunduğunu düşünmek vakit kaybı olur üstelik bir mağdur yaratmak bu mağdur edebiyatı kitabını yazanlara bir hediye vermek olabilir hele ki böylesi önemli bir seçim öncesi. bu teknik ayrıntılar, seçim sonrası meclis aritmetiği değişince sakince ve derince tartışılmalı diye düşünüyorum.
      iktidar, tarih üzerinden bir şeyler umabilir miyiz derdine kadar düşünmüş belli ki, ekonomiden dış politikaya neyi tartışabilecekler ki zaten? geçmişi kurcalamak dışında pek fazla seçenekleri de yok zaten, bildiğin “chp arabeski” de bu seçime damga vuracağa benzer. bir kesimde bu etkili de oluyor, dindar olamayıp kindar olmayı başarmış kesimde, bu da az buz değil. coğrafyamız bu insanlarla dolu zaten değil mi?
      sayın korunun sorularına gelirsek,
      millet ittifakının adayı, kemal bey ya da sürpriz bir isim olabilir, kemal beyin kitleleri heyecanlandıran bir isim olmadığını hepimiz kabul ediyoruz ama bazı açılardan makuliyeti var ve daha geniş bir kesimde kabuliyeti var bunu göz ardı edemeyiz.
      sistem değişecek. bu kesin.
      bu sistemi bu ülke daha fazla taşıyamaz, hatta meclis aritmetiğinin değişmesi gibi, bazı büyük değişikliklerin farkında olan iktidar da ve özellikle sayın erdoğan da bu gücün kendilerinden sonra kullanılmaması için sistem değişikliğine karşı olmadıklarını düşünüyorum hatta son derece pragmatist biri olan sayın erdoğan bile seçim öncesi bazı değişiklikler önerebile-bilir.
      anketlerde olan hareketlenme doğal olarak, seçim yatırımlarının bir getirisi, akp seçmeni, seçim yatırımlarına duyarlı bir seçmen sonuçta ama bir iki ay sonra elindeki eridiği zaman ne olacak? her gün fiyatlar değişiyor bu ülkede. seçmen anketleri yanılttı mı bilemeyeceğiz ama seçmenin seçim istediği bir gerçek sonuçta, ülke uzun zamandır seçim bekliyor, halk olsun, muhalefet olsun sürekli seçim talebinde değil miydi zaten?
      ekonominin en büyük muhalefet olduğu gerçeği hiç bu kadar somut olmamıştı bence. seçime kadar ellerinden gelen stabiliteyi tutturmaya çalışacaklar elbette, bazı seçim yardımları da gelmekte. mesela rusya, borçları seçim sonrasına kadar erteledi, yaşasın tadında. düne kadar dış güç olan arap kardeşlerde seçim öncesi para yardımı yapıyorlar, iyi mi?
      “vermeyeceğiz” dediğimiz dosyalar verince paralar da geldi,
      bakalım hangi vaatlere harcanacak?
      sonra muhalefet öder nasıl olsa…

      • Didem hanım “kemal beyin kitleleri heyecanlandıran bir isim olmadığını hepimiz kabul ediyoruz ama bazı açılardan makuliyeti var ve daha geniş bir kesimde kabuliyeti var bunu göz ardı edemeyiz.” buyurmuşsunuz da;
        bu “kabuliyeti” sadece
        kindar olamayıp dindar olmayı başarmış kesimde midir, biraz daha açarsanız iyi olur?

        • daha geniş bir mutabakattan söz ediyor olabilirim, ayrıntılar için arkası yarın yorumlarımı okumak zorundasın. sorun olur mu?

      • Didem hanım “sonra muhalefet öder nasıl olsa…” dediğiniz borçlar İMFye ödenenler filan mıdır nedir, biraz daha açsaydınız keşke?

    • Didem hanım soruyor:
      “şimdi bir de,
      akp giderse yardımların kesileceği algısı yayılmaya çalışılıyor iddiaları var,
      doğru mu acaba?
      değildir herhalde…”
      DOĞRUDUR, İMF YÖNETİME GELDİĞİ ANDA BU TÜR SOSYAL YARDIMLAR İVEDİ OLARAK DONDURULUR!
      “seçmenin seçim istediği bir gerçek sonuçta, ülke uzun zamandır seçim bekliyor, halk olsun, muhalefet olsun sürekli seçim talebinde değil miydi zaten?”
      SEÇMENİ BİLMEM AMA MUHALEFETİN SEÇİM İSTERİZ DEDİĞİNİ BEN HİÇ DUYMADIM, SEÇİM İSTESELER BİR DE CB ADAYLARI OLURDU ÖYLE DEĞİL Mİ?

      • “İMF YÖNETİME GELDİĞİ AN!”
        derken,
        ne durumda bırakacaksınız ülkeyi ki?
        tuik-muik tam anlayamıyor muyuz durumun nezaketini yani?
        biraz açar mısınız?

        “MUHALEFETİN SEÇİM İSTERİZ DEDİĞİNİ” duymayan bir sen kalmışsın öyleyse, “BİR DE CB ADAYLARI OLURDU”ysa N’olur,
        bir farkındalık aydınlanması mı yaşayacaksın, N’edir?

        • Tamam, açalım o zaman, bazı özel açılardan tek tek girelim:
          Memleket imf ye devrolunduğunda memur ve emekli maaşları dondurulur, tüm ekstralar, ikramiyeler iptal edilir, maaşlar yerinde bile saymaz, kırpılır…
          Savunma bütçesi eğitim bütçesinden büyük tutulur, imf kredileri sadece bazı silah üreticisi ülkelerden silah alımlarında kullanılabilir…
          Tüm yatırımlar iptal edilir, yapılmış olan tesisler haraç mezat satılır veya kullanım dışı bırakılır, kendi ürettiğiniz malları üretemez olursunuz, aynısını ya da daha kötüsünü yüksek bedeller ödeyerek dışardan alırsınız…
          Yeterince açık mı, yoksa biraz daha derinleştirelim mi?

          • uzaylılar tarafından kaçırılmak benzeri korkularında var mı?
            ucuz bir korku filmi gibi anlatılan İMF’ yi bir cehalet manifestosu halinden çıkarıp, doğru açılardan herkesin anlayabileceği yeterli sadelik ve basitlikte anlatalım;

            İMF, bir öcü, bir gulyabani, bir iyi sıhhatte olsunlar değildir.
            189 üyesi olan uluslararası bir kuruluştur.
            basitçe ülkeler arası parasal işbirliğini destekler.
            türkiye bu örgütün kurucu üyesidir.
            ihtiyacı olunca para alabilmek için fona üyelik aidatı ödemektedir.
            üye ülkelerden alınan bir çeşit sermaye payı niteliğindeki kota adı verilen kaynaklar ülkelere karşılıksız verilir, kota yeterli olmazsa, üye ülkelerden ve onların merkez bankalarından borç verir, sorunlu ekonomilere “en düşük faizle” borç veren kredi kuruluşudur. ödemeler dengesini çözmek için borç verdiği parayı denetler. ülke yöneticileriyle bir program hazırlanır ve ülkenin koşulları ağırsa, programda ağır olur, ülkeler imf ye devir olmazlar. şehir efsanelerinin vampir ve kurt adamların gerçek dünyada hele ekonomi dünyasında yeri yoktur. rakamların, verilerin, grafiklerin değeri vardır.

            türkiye’nin IMF programı 1999-2008 son 3 stand-by verilere bakarsak GSYH 3 katına çıkmış, enflasyon yüzde 69’dan yüzde 10’a gerilemiş, borç stokunun GSYH’ya oranı yüzde 58’den yüzde 40’a düşmüş, cari açığın GSYH’ya oranı ise 0 düzeyinden yüzde 6’ya çıkmıştır.
            imf anlaşmalarının genel olarak başarılı sonuç verdiğini söyleyebiliriz.

            ekonomisi büyük sıkıntılara giren ülkeler için her durum ve koşulda acı reçete vardır, imf reçetelerden bir reçetedir.
            türkiye imf de sermaye payına sahip olduğu için zaman zaman rezerv desteği halen alıyor.
            en son 2021 de 6,3 milyar dolar para aldı.

            tamam, dram/korku filmi severler için de özel bir veri imdb gelsin o zaman, tek tek ülkeleri sıralayalım
            türkiye, politika faizi avrupa da en yüksek 1. ülke,
            dünya da ise en yüksek 11. ülke.
            Venezuela (54.06) yer alırken ilk 10 sırada Zimbabve (40), Arjantin (38), Yemen (27), Surinam (25), Angola (20), Liberya (20), Sudan (19.6), İran (18), Haiti (17)
            ve Türkiye (16)
            yeterince dramatik ve korkutucu mu yoksa daha beterböcek veriler de gelsin mi?
            kredi temerrüt takası (CDS) ya da
            sefalet endeksi…
            ve daha yüzlercesi…

    • “ddm
      19 Ocak 2023 At 09:36
      seçim tarihi “yeter, söz milletin” sloganının gölgesi altında yapılacak demek.
      pek ironik.”
      HEM DE NASIL!!!
      27MAYISIN DARAĞAÇLARI 12EYLÜLÜN JANDARMA DİPÇİKLERİ ALTINDA SEÇİME GİDİLMESİNDEN ÇOK DAHA İYİDİR BU GÖLGELİK:) İRONİKMİŞ…

  14. 6’lı masaya bir hatırlatma: “Seçim tarihi belli olsun, ertesi gün adayımızı açıklayacağız” diyordunuz. Seçim tarihi belli oldu. Artık bu belirsizliği ortadan kaldıracağınızı tahmin ediyoruz. Hâlâ ipe un sermeye devam ederseniz hatırlatayım. Bu aday meselesi çoktan kabak tadı verdi.

  15. Bilindiği üzere mazoşist kendisine yapılan kötülüklerden, işkencelerden ve hakaretlerden zevk alanları adlandırmak için kullanılan bir tanımlamadır.

    Muhalefetin en kötü durumda seçime girmesi için elden gelen her şey yapıldı. Seçim kanunu değiştirildi. Seçim kurulları ile oynandı. Kamu medyasında onlara yer verilmiyor. Ya da negatif olarak yer buluyorlar. Ve daha neler, neler.

    Bakalım 14 Mayıs teklifine el kaldırıp, kendilerine adil bir seçim ortamı sağlamayan rakiplerini ödüllendirecekler mi?

  16. Bir defa şu tespiti bir yapalım : Mayıs ayında yapılacak bir seçime artık erken seçim diyemeyiz.
    “Biz herhalukarda kazanırız” diyerek 14 Mayıs’a onay vereceklerini hissettiren CHP ve İYİ Partililer bence yanlış hesap yapıyorlar.
    Ta iki sene öncesinden yaptığımız “seçimlere kadar iktidarın oyları kuşa döner!” tespitlerimizde yanıldığımızı da itiraf edelim. Anket göstergelerine bakacak olursak yaşanan her türlü olumsuzluklara rağmen muhalefetle iktidarın arasında ciddi bir oy farkının bulunmadığı görülüyor.
    Maalesef temel konularda iktidarla aynı düşünce çizgisinde olduğu görüntüsü veren muhalefet blokunun seçimi kesinlikle kazanır diyebileceğimiz bir durumda olmadığı da görünüyor. İş bu yerlerde dolanıyorsa iktidarın aradaki çok da büyük olmayan açıklığı kapatması da mümkün.
    Kendi adıma “bundan daha kötüsü olamaz” düşüncesiyle mecburiyetten dolayı
    -söylem,tutum ve gidişatlarını beğenmesem de- kerhen desteklemek zorunda olduğum muhalefetin artık bundan sonra aklını başına alacağını ümit etmek istiyorum. Muhalefetin çantada keklik gördüğü seçim aslında hal itibariyle bıçak sırtında görünüyor. Bu da muhalefet partilerinin ayıbı tabii ki.

  17. Sayın yazar “Yine de pek çok bilinmez nokta var…” buyurmuşsa da birkaç nokta için birbirimizi kıracak değiliz heralde?
    Seçimler cb eliyle bir(1)gün bile erkene alınacak olursa 3.kez adaylık tartışmaları da hemen başlar, peşinden ysk/aym eliyle bir “yargı darbesi” de kotarılmak istenecektir…
    O zaman putin/medvedev formülü devreye girer; yani sayın bahçeli cb adayı olur(ki hakkıdır!)
    İktidarın adayı kim olursa olsun ama muhalefete düşen; beğenmedikleri seçime katılmasınlar!
    Önceden halkın cb seçme hakkına itiraz etmiş, referandumda hayır demiş ve kaybetmiş bir muhalefet prensip olarak bu seçimlere katılmamalıdır, aday çıkarmamalıdır, aksi siyasi ahlaksızlıktır, utanmazlıktır!
    Hepsi bu, bilinmez olan ne?

Yoruma kapalı.