Duymadıysanız duyun: Dünyada en iyi ekonomi bizimki.. Başarımızı herkes merak ediyor…

46
Reklam

AK Parti genel başkanı sıfatı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kızılcahamam kampına katılan partilileri önünde yaptığı konuşmada, “Dünya küçülürken bizim büyümemiz yüzde 7,3 olarak gerçekleşti; Türkiye’nin potansiyeli ve gücü kâğıt üstündeki ölçeklerin çok üstündedir” de demiş…

Geçen ayın -mayıs ayının- enflasyon rakamını %2.98 olarak açıklayan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Türkiye’nin bu yılın ilk çeyreğinde %7.3 büyüdüğünü de duyurmuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Partililer önünde bu büyüme oranını başka ülkelerle mukayeseli olarak övünme sebebi görüyor ve gösteriyor.

Hazine bakanı Nureddin Nebati de, dün, bir bölgesel toplantı için bulunduğu Kahire’de benzer bir açıklama yaptı.    

Gazete haberinden onu da aktarayım:

“(Bakan Nebati) Türkiye ekonomisinin geçen sene büyümeye devam ettiğini ve bu yılın ilk çeyreğinde de savaşa rağmen aynı başarıyı gösterdiğini ileri sürerek, ‘Dolayısıyla da savaştan bu kadar ciddi bir şekilde etkilenen, salgında da büyük bir başarı ortaya koyarak yoluna devam eden Türkiye’nin, böylesine bir başarıyı sürekli hale getirmesini ülkeler merak ediyorlar, biz de anlatıyoruz’ değerlendirmesinde bulundu.”

Ne mutlu bize, değil mi?

Başka ülkelerin ekonomilerine karşı sağlamlığı ‘büyüme’ rakamına yansıyan güçlü bir ekonomimiz var.

Reklam

Övünülecek bir durum olmalı.

Peki de, Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir hafta kadar önce, yine kalabalıklar önünde konuşurken, “Hayat pahalılığı başta olmak üzere çeşitli sıkıntılara maruz kaldığımız gerçektir” cümlesini sarf etmemiş miydi?

Büyüyorsak, nasıl oluyor da hayatımız pahalı hale geliyor?

Yoksa ‘büyüme’ denilen şeyin hayatın pahalılanmasıyla bir ilgisi olmasın?

Böyle kuşkulu cümleler yazmamın sebebi, TÜİK’in açıklayacağı büyüme oranının yüksek olacağı beklentisini de ağızlarından işittiğim ekonomi uzmanlarının konuya koydukları teşhis… 

Uzmanlara göre, hayatı pahalı hale gelen insanların normal zaman alışkanlıklarında önemli değişiklikler yaşanıyor.

Cebinde veya bankada parası bulunan kişiler daha önce erteledikleri ihtiyaçları ile daha sonra ihtiyaç duyacaklarını düşündükleri konuları hayata geçirme derdine düşüyorlar. Hayatın herkes için ileride daha da pahalı hale geleceği, yarın fiyatlar daha da artacağı için en doğru davranışın bugün harcama yapmak olduğu düşüncesiyle…

Harcayacak parası olmayanlar da, ceplerindeki kredi kartlarını kullanarak bazen ihtiyaçları bile olmayan şeyleri alma, ihtiyaç duyacaklarını düşündükleri maddeleri stoklama yoluna sapıyorlar.

Reklam

Türkiye ekonomik sıkıntı içerisinde insanlarının çılgınca tüketim yaptığı bir ülkeye dönüştü.

Ekonomik büyüme denilen o çılgınca tüketimin sonucu.  

Övünülecek değil, kaygı duyulacak bir şey…

Dünya gazetesinden bu durumu doğrulayan bir haber (2 Haziran 2022):

“Yüksek enflasyonun yarattığı alım gücü kaybı vatandaşların kredi kartı harcamalarını patlattı. Merkez Bankası verilerine göre 20 Mayıs haftası itibariyle kredi kartı harcamaları 64 milyar 59 milyon 742 bin lirayla yeni bir rekor kırarken geçen yıla göre değişim yüzde 119,2 oldu.”

Ev fiyatları ile kiraları ve bu arada araçların değerini delice artıranın yalnızca cebinde doları bulunan yabancıların ülkemize ilgisi olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Vatandaşlar da, artan fiyatlara rağmen, ileride alamayacağı endişesiyle ev ve araç almaya koşuyor. 

Hatta alacak gücü olmayanlar bile…

Onlar da bankalardan kredi çekip ev-araç sahibi olma yolunu deniyorlar.

İhtiyaçtan fazla talep, fiyatları tavana vurduruyor.

Bu süreç başlamadan önce de bankaların sorunlu alacakları her zamankinden yüklü hale gelmişti, ileride sapır sapır dökülmeler yaşanırsa şaşırmamak gerekecek.

Durum, küçük çapta, ABD’nin 2008 yılında yaşadığı ‘mortgage krizi’ni doğuran sebepleri andırmaya başladı.

Nureddin Nebati’nin hazine bakanı sıfatıyla Kahire’de önlerine çıktığı İslam ülkelerinin ekonomi bakanlarının “Maşallah büyümüşsünüz, bunun sebebi nedir?” sorusuna ne cevap verdiğini bilmiyorum.

Ancak, o ne derse desin, dünyanın geri kalanının yaşamakta olduğu sıkıntılara en az maruz kalan petrol üreticisi ve doğalgaz satıcısı İslam ülkelerinin bakanları, bizim ekonomimizin ne durumda olduğunun farkındalar.

Farkındalar, çünkü bizde enflasyon ve büyüme rakamları açıklandığı sıralarda, bazı uluslararası kuruluşlar, Türkiye ekonomisinin bu yılın sonunda ne hale geleceğiyle ilgili beklentilerini duyurdular. En olumlu yaklaşan bile, 1 doların yıl sonunda 20 TL olacağı ve enflasyon oranının da üç haneli hale geleceği tahmininde bulundu.

Sanayi dışa bağımlı ve bu sebeple ihracat-ithalat makası ithalat lehine açılıyor ve bu da cari açığı büyütüyor. Oysa Türkiye’nin cari açığı kapatacak ve vadesi gelen döviz cinsinden borçları karşılamaya yetecek yabancı para girdisi yok gibi; bütün umut turizm gelirlerine bağlandı.   

Yine de oluşacak açığı kapatmak için borçlanmak gerekecek.

“Borç alınabilir” diyor uzmanlar, ancak bunun için ödenecek faizin ‘tefeci faizi’ yüksekliğinde olacağını da ekliyorlar. Faizi belirlemede önem taşıyan CDS oranımız 714 ve bu dünyada bizi lider konumuna getiriyor.

En yüksek faizle borçlanabilmede lider…

İçeride de kur korumalı mevduata ‘getiri’ adıyla ödenmesi üstlenilen örtülü faiz akıl almaz oranlara ulaştı. Örtülü kısmı hazine ödediği için mevduata yalnızca %17 faiz uygulayan bankaların kârları, müşterilerine yüksek mi yüksek faiz oranlarıyla kredi açabildikleri için, akıl almaz boyutlara ulaştı.

Ekonomimiz %7.3 büyümüş bu yılın ilk çeyreğinde, TÜİK’e göre…    

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hazine bakanı Nebati de bununla övünüyor.

Bilin istedim.

ΩΩΩΩ

Reklam

46 YORUMLAR

  1. iyi bir fantastik edebiyat okuru sayılabilirim, öncelikle ve tabi ki fanı olduğum orta dünya sonra tabi ki ursula, mülksüzler, yerdeniz serisi ve tüm kitapları, ve digerleri tembel rothfuss a kadar pek çoğu. fantastik filmleri de severim öncelik starwars serisi sonra marvel evreni ve diğerleri. içinde zilyon konuda derin felsefik tartışmaları barındırıyor olsa bile mesela saruman iyi biri olmak varken neden kötü biri olmayı tercih etti ve ya skywalker neden darthvadera dönüştü gibi ben esas olara zengin düş gücünü seviyorum.
    lakin yaşadığımız hayat düşlere çok müsait değil, gerçeklerden kopacağımız alan ise ekonomi olamaz. büyüme esas itibarıyla bir ölçü olamaz. sağlıklı büyümeden bahsediyorsak anlamlı olabilir. ideal kilosunun 40 kilo üstünde olan biri enine büyümüş değil midir, iyi bir şeyden bahsediyor olabilir miyiz? gelir dağılımı bozularak borca dayalı büyüme de işte böyle vucudun bozularak şişmanlaması gibi ekonomik yapının bozularak büyümesidir sonuç yüksek kur, yüksek enflasyon işsizlik gelir adaletsizliği ve en önemlisi belirsizliktir.
    daha önce de ekonominin iktidar değişmeden neden düzelemeyecegini yazmıştım, çünkü içeride ve dışarıda hiç bir itibarı kalmamış bir yapının ülkeye para çekmesi zor. tam da bu nedenle çok ama çok yüksek faizle borçlanabiliyoruz. çünkü bir ülkenin ekonomisinin başına gelebilecek en büyük felaket belirsizlik, keyfilik ve istikrarsızlıktır. gecenin bir yarısı önemli koltuklarda oturan bürokratlarin görevlerinden alınmasının sonuçları olur, yaptım oldu demenin sonuçları olur bizim gibi kaygan ekonomi dinamikleri olan ülkelerde her bir işin sözün sorumluluğu ve sonuçları vardır. bedelini halk öder. ne zaman hesap verilebilir ve şeffaf bir sistem gelir o zaman biraz düzelme umulabilir.
    şimdilik bir düzelme ummak için bir nedenimiz yok. bulutlara bakarak ya da sayın nebatinin ışıldayan gözlerine bakarak bir düzelme ummak isteyen varsa kendisini tutmayalım.
    iktidarın söylemlerinde yadırganacak bir durum yok, ellerinden geldiğince durumu parlatmaya çalışacaklar elbette, mümkün mertebe rakamlar makyajlanarak, hain, fetöcü, pkklı, ajan, düşman bulunarak, gelecekteki bir iyileşme umularak bir tablo kurgulanacak kuşkusuz bir de bolca yasak getirerek. bunu satın almak isteyen, bir kitle de var sonuçta ellerinden geldiğince konsolide etmeye çalışacaklar doğal olarak. gerçeklere uyanan her bir kişi büyük bir kazanç bu nedenle.
    sağduyu ve iyilik her zaman kazanır. biz “mühlet verilenlerin” dünyasında yaşıyoruz, şimdilik, seçim yaparken bunu unutmayalım.

    • Rusya’nın Ukrayna işgali enerji fiyatlarını rekor düzeye çıkardı. Tüm dünya bunun acısını çekiyor, ama en çok hızlı büyüme potasındaki Türk ekonomisinin canı yanıyor. Çünkü enerji ihtiyacımızın yüzde 90’ını ithal ediyoruz. Bunun için ödediğimiz fatura ocakta 8,8, şubatta 7,8, martta 8,4, nisanda 7,8 ve mayısta 6,9 milyar dolarla 5 ayda toplam 39,7 milyar doları buldu. 5 aylık ihracatımız geçen yıla göre %20 artışla 102,5 ithalatımız ise 145,7 milyar dolar oldu. Ocak-Mayıs dönemindeki dış ticaret açığımız 43,2 milyar dolara yükseldi.

      Muhalefet “TL eriyor, fiyatlar patlıyor, enflasyon uçuyor, hükûmet ağır yara alıyor” diye bayram ediyor. Oysa enerjiye ödediğimiz parayı çıkardığımızda dış ticaret açığımız 5 ayda 3,5 milyar dolarla son derece düşük…

      Bir başka not… Geçen sene Ocak-Mayıs döneminde dış ticaret açığı 18,3 milyar dolardı, bu sene 43,2 milyar dolar oldu. 24,9 milyar dolarlık bu fark nereden geliyor? 2021 Ocak’ta brent petrolün varil fiyatı 52 dolardı. Bugün 117 dolar. 1 yılda 65 dolar artmış. Başka bir ifadeyle %125 yükselmiş. Yani dış ticaret açığındaki büyük artışın ana sebebi petroldeki aşırı yükseliş…

      Rusya, Asya ülkelerine 35 dolardan sattığı petrolü bize niye 70 dolara olsun vermiyor? Sorgulamak lazım. Dünya onlara en sert yaptırımları uygularken, biz hava sahamızı kapatmadık, ticareti aynen devam ettirdik. Bunun bir ödülü olmasın mı? Bakın AB, boykot uyguluyor, Rusya’nın petrolü depolardan taşacak. 8 Haziran’da Lavrov Ankara’ya geliyor, Türkiye ile gıda anlaşması imzalayıp stoklarını bizim üzerimizden dünyaya pazarlayacak. Petrolde de aynı kapılar açılmalı…

      Merkez Bankasının brüt rezervleri bu kadar büyük döviz ödemesine rağmen neden geçen hafta 2,6 milyar dolar artarak 102,9 milyar dolara çıktı. Net rezervlerimiz 12,2 milyar dolara nasıl yükseldi? Çünkü yurt dışına mal satan şirketlerimiz ihracat gelirlerinin %40’ını döviz olarak Merkez Bankasına yatırıyor, da ondan. İhracattaki artışı kesinlikle küçümsemeyin. Ne kadar büyürse rezervlerimize o kadar yüksek katkı sağlıyor…

      Bacasız sanayi sezonu başladı, ocak-mayıs döneminde turizm gelirleri 9,5 milyar dolarla rekor artış gösterdi. Yılın tamamında 45 milyon turistten 35 milyar dolar gelir bekleniyor. Gurbetçilerimiz akın akın gelmeye başladı… Kurban Bayramında büyük TL ihtiyacının karşılanması için yoğun miktarda döviz bozdurulacak. Siz görün bakın eylül gelmeden dış ticaret açığı nasıl daralıyor, TL’deki kazanımlar nasıl artıyor, kurlar nasıl devriliyor. Bugün dolarla vedalaşın zira bir daha düştüğünü göremeyeceksiniz, diye ağıt yakanların esamesi okunmayacak…

      Varlık barışı 30 Haziran’a kadar uzatıldı. Hazine ve Maliye Bakanlığı enflasyona endeksli tahvili çıkarmak için Suriye operasyonunu bekliyor. Zira ABD ile gerginlik artarsa TL’nin olumsuz etkilenmesini ortadan kaldırmak için yeni enstrüman devreye alınacak…

      CHP neden kasımda erken seçime gidelim diye yalvarıyor? Çünkü resmin değişeceğini gördüler, ekonomi sırtındaki kur kamburundan kısa sürede kurtulacak. Batan ülkenin hisse senetleri endeksi 2600 puanı aşarak tarihî zirveye ulaşır mı?

      ABD’nin en büyük bankası JP Morgan bile ekonomik programdan övgü ile söz ederek büyüme hızımızı yükseltti. Şirketlerimiz ne kura ne enflasyona bakıyor, sadece işini yapıyor. Kazançları dudak uçuklatıyor. Hani enflasyon mayısta patlayacaktı? Tam tersi oldu, TÜFE 2,98 arttı. Nisanda tüketici fiyatları %7,25 yükselmişti. Peki bu %4,27’lik azalma nasıl gerçekleşti? Başarılı ekonomik program sayesinde…

      Üretimle birlikte istihdam da artıyor, 30 milyon vatandaşımızın işi var… Biz bugüne kadar ne krizler gördük, hepsini erittik. Bunu da ezip geçiyoruz. Yeter ki birlik olup, kenetlenelim, ağızlarından ve kalemlerinden zehir damlayan hainleri dinlemeyelim!..

        • neden sende herşeyin ve özellikle ekonominin ne kadar iyi olduğuna dair bir yorum yazmıyorsun,
          ve ben de cevaplamıyorum?

          • Tc merkezbankası ve hazinemizdeki güncel altın stokundan bile haberiniz yok, imf yi ülkemizden kovup çıkarmış bir yönetime ekonomi mi öğretiyorsunuz?
            Tarihin en büyük altın rezervine sahip değilsek söz;
            seninle ekonomi de tartışırım:)

    • Didem hanım sonunda milletin ve ysk nın verdiği mühlete göre seçimlerin yapılabileceğini kabullenmiş gibisiniz bakıyorum.

        • Bana tiyatro demeyin de her sanat olur, özellikle yağlıboya resimler ve heykelin her türünü severim…
          Uluslararası bir heykelcilik yarışması düzenlesek, tematik de olabilir, farklı malzeme ve branşlarda, ödül alan eserlerin hepsini birlikte sergiledikten sonra millet bahçelerinin en nezih noktalarına yerleştirsek nasıl olur?
          İlk tema benden olsun:
          M.akif ve istiklal marşımız
          ya da türk mitolojisinde kuşlar,
          ne dersiniz?

    • Valla bunlara fazla mühlet verildi, şiştiler çok fazla. Hormonlu büyüdüler, millet küçülürken. Ama hesap zamanı gelmiş görünüyor. Önce sandıkta sonra yüce Türk yargısında. Londra mahkemelerine kaçmak yok!

      • Londra mahkemeleri ancak tasma taktığı haçlıseverleri yargılar veya mama verir.
        Ümidini haçlı mahkemelrine bağlayanlar elbette uçak körüğünde zamanı gelince satılacaktır.
        Şimdi YPGPKK satılmak üzere.1-2 aya ağlamaya başlayacaklar.
        sonra sıra haşhaşilere gelecek merak etme .

        • Siz şimdi bütün anlaşmalarını Londra Mahkemeleriyle bağlayan iktidar için haçlısever mi diyorsunuz? Ümidini haçlı mahkemelerine bağlayan mı oluyorlar?

          • ufff laf ebeliği o lonfra mahkemlerinde Reis yargılanacak diyenlerin tamamı haçlılara sığınmış uçak körüğünde buraya gelmeyi bekliyor

  2. Yunanistan %1 ile borçlanırken biz %8-9 la borçlanıyoruz. AKP bir dönem daha seçilirse Düyunu Umumiye nin gelmesi garantidir. Gerisi TÜİK in uydurmasıdır

  3. Bınlar nasıl bir bukelmun.
    İslam adına LGBT li bşle olabilecek ajanlar.

    Terör Örgütü FETÖ elebaşı Gülen’e yakın bir isim olan ve ABD’deki Duke Üniversitesi’nde görev yapan Abdullah T. Antepli, kişisel sosyal medya hesabından LGBT ve sözde Ermeni soykırımı ile ilgili tepki çeken paylaşımlar yaptı.

    Tüm FETÖ’cüler gibi belli belirsiz gruplardan destek çekme çabasına giren Abdullah T. Antepli, Müslüman Liderlik Girişimi’nin kurucusu olmasına rağmen LGBT ve İslam’ın yan yana getirildiği bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşarak LGBT’lilere destek verdi.

  4. Biz buna Ekonomide Hormonlu Büyüme diyoruz.

    Daha önce debdebe ve şaşalı yaşantıyı Çok sevdiler yazımda belittiğim gibi Devlet bütçesini büyütmek için harcamaları büyütmek Gerekir. Bunun için piyasaya bolca emlak krediler, satış krediler veriliyor. (Yani üretime değil Tüketime dayalı ekonomi)

    Erdoğanın dediği gibi Zamanı gelince “söke söke öderler”

    Bu göstergeler Türkiyenin Bataklığa balıklama atladığını gösteriyor.

    Türkiyeye bir şans olarak CHP partisinin bu seçimde Büyük şehirleri Kazanmasını bu ülke için şans olarak görüyorum.

    Düşünsene İstanbulun, Ankara, Antalyanın………. Gibi büyükşehirlerin Devesa bütçeler AKP partisinde değiller ve bu şehirler devamlı denetlendiği için bütçeleri iyi durumda.

    İstanbul Belediyesinin Trol Maaşlarından kurtarılması gibi.

    Türkiyenin Tekrar Düzlüğe kavuşmasında bu şehirlerin çok katkısı olacak.

  5. Dünya’nın bütün ülkelerinde korona ve savaṣın neticesi bir enflasyon var, Türkiye’de bu duruma birde Erdoğan Zammı ekleniyor.

    Erdoğan Zammı’nın nedeni Türk Lirasının değerinin bilerek düṣürülmesi.

    Türkiye’de maaṣlar enflasyon kadar yükseltilmediği iҫin (Tüik) maaṣla geҫinenlerin sorunu katlanıyor.

    Fiyatlar yükselirken, yükselen kur farkı nedeniyle maaṣlıların kazandıkları paranın değeri de giderek azalıyor.

    Türkiye’den yurt dıṣına gelen ve bana Avro olarak ödenen emekli maaṣım yapılan bütün zamlara rağmen Avro olarak % 40 azaldı.
    Yaṣadığım yerde fiyatlar sadece % 8 yükseldiği iҫin burada durum Türkiye’deki kadar zor değil.

    Erdoğan’ın kurduğu sistemde zengin daha zenginleṣirken maaṣı ile geҫinenlerin durumları gittikҫe zorlaṣıyor.

    • Almancı arkadaş her fırsatta batılı politikacıların çok güzel istifa ettiklerini öve öve bitiremiyorsunuz;
      ama bu maaşını beğenemeyen memur takımının aklına niye hiç istifa etmek gelmez de hep politikacıların istifa etmesi gerekir?

      • H. Gayret arkadaṣ,
        Türkiye’de emeklilikten istifa eden var mı?

        Bu yazdıklarınızla aldığınız parayı haketmiyorsunuz.
        Amirleriniz duymasın…

      • Memur amir olmadığı için. Emir demiri kestiği için. Ama merak etmeyin bizim bürokratlar işini bilir. Zaten çoğu MHP’li. Vaktini geldiğinde bileti keserler iktidara, eli kulağındadır. Artık Londra yolcuları düşünsün.

      • Senin de işin zor kardeş .Oraya buraya yetiseyim derken işte böyle zortladın. Maaşını beğenmeyen memur istifa edecek? Hahahaha

  6. Niye İnanmıyorsunuz ki!
    Erdoğan ve ortaklarının bunca zamandır dünyanın en barışçı ve şiddetten uzak insanlarını “terörist” ilan edip cezalandırmasını kabullendiniz ya! Belki bir kısmınız en azından bazılarınız kabul etmiş göründü de bunu mu kabul edemiyorsunuz? Hatta Erdoğan ve ekibinin “Gezi bir darbe girişimidir” suçlamalarını kökten reddeden bir kesim “17/25’in kasetlerini” delil olarak aldı ama bir taraftan da o operasyonu bir “darbe girişimi” olarak kabul etti ve o polis ve hakimlerin adını ağızlarına almadı ya! Balyoz’du, Ergenekon’du, Askeri Casusluk’tu, Gezi’ydi, kendilerine yönelik suçlamalarda dünyanın en pozitif hukukunu önümüze koyan hatta oradan öteye geçen laik dostlarımız burada hergün iktidarın çiğneyip tükürdüğü “FETÖ” sakızını alıp tekrar tekrar çiğniyorlar ya! Orada hukukun negatifi bile aranmıyor sorulmuyor ya! İktidar medyasının ve mahkemelerinin kendilerine yönelik her haber ve kararını kökten reddederken sevmedikleri kesimlere karşı onların her iddialarına çok matah bir karine gibi sarılıyorlar ya! Hatta daha da ileri gidip iktidarın her yolsuz ve hukuksuz işine bir “Fütü” ekleyip meşrulaştırıyorlar ya! Üstüne her gün burada yazardan daha çok birşeyler yazıp kendilerince demokrat ve adil de oluyorlar ya!
    Bunu da bal gibi kabul edecekler ve edeceksiniz Sayın Koru. Artık atı alan Üsküdar’ı geçti. Hem bu, o kadar da vahim bir yalan değil, sadece ceplerimizdekini çekip almak için kullanılıyor, diğerleri daha tehlikeli ve yıkıcı oldular, milyonların hayatını söndürdüler. Bugünkü yalanların da altyapısını oluşturdular. Artık buradan geri dönemezsiniz. Geri dönebilmeniz için bu yalanların hepsini (17/25’den başlayıp en başından reddetmelisiniz, ve tabii bedel de ödemelisiniz, vesselam.

    • Bu ülkeye en çok zararı Kendilerini Muhalefet zannedenler, verdi.15 Temmuz özelikle 17/25 Aralık yolsuzluk, hırsızlíklarını örtmek ve AKP tarafından Uğur Mumcu Fahriye üçokların katilleri İran gizli servisine ait Selam Tevhit terör örgütü’ne böyle bir örgüt yok diyerek bütün suç dosyalarını kapatip suçluları şerbet bırakanlar’ı aklamak için gelmiş geçmiş darbelerin içinde en kanlı ve Túrkiyeyi batıran bir darbeyi.
      darbe girişimi olarak kabullenip bilmem ne ruhu meydanında AKP ile birlikte top yekün TÜRKİYE’NİN iğdam ipini çektiler ve halen dahada devam ediyorlar.
      15 Temmuz 2016 Türkiye’de 17/25 Aralık operasyonlarını tersine çevirdi fakat dışarda özeliklede SARAYI AKP Yİ ve Türkiyeyi bitirdi.
      Bed dua etmem sadece dua ederim.
      İnşAllah Rabbim 15 Temmuz darbesini yapanlar ve yaptıranların kim olduğunu bilen Putin’e elindeki belgeleri tez günlerde açıklayacak sebepleri nasıp etsin ve suçlular yaptıkları’nın miliyon kat fazlasını yaşamadan da geberemesinler.

      • Onların ki yalan değil tedbir.
        Ona da dinde bir kılıf bulurlar.savaşta yalan mübah bizde savaştayız.
        LBGT ye bile sahip çıkar haşhaşi örgütü yıkarda haberini yazmıştım

  7. Yandaşlardaki büyüme %7.3’ün çok çok üstünde olduğu bir gerçek. Yine mütevazi bir rakam vermişler. Herşey onlar için, sınırsız özgürlük, 8-10 maaş ve dahası… Gerisi mi, ne önemi var?

  8. Son 20 senedır Muhafazakar ve DİNDAR Müslümanlar’ın yönettiği ülkede Allah’ın kesinlikle yasaklayıp af etmiyeceği Yalan,iftira, Küfür, İsraf, Kul hakkı! herşey bunlara göre mübah.
    Hakikatten bunlar dünyanın hepsi havuzu izlediklerinimi zannederek bu kadar yalan söylüyorlar.
    Belki de Türkiye bütçesi ile sarayı bütçesini karıştırmış’lardır! Sarayın örtülü ödeneğı maaşları astronomik rakamlara ulaştığï için olabilir.
    Veya Türkiye’yi değil akp seçmenler’ınin gelir seviyesine gõre hesap yapmış’ta olabilirler.

    Galiba bunlr Sosyal medya’da akp ye ayit olduğunu zannediyorlar.
    Sosyal medyada AKP lilere ait Bir kaç video dolaşıyor. Birisi eline bir kame (bıçak)
    almış “Benim Cumhur başkanıma laf söyliyemez Vallahi, billahi onun kafasını keseceğim küfürler tehditler havada uçuşuyor. beş altı kişi bir araya gelmişler fotoğrafın üzerine çıkmış küfúr ederek tepiniyorlar.
    Kendilerini düşünmedikleri gibi çocuklarının geleceğini karartiyorlar. Diyelim ki Erdoğan rejimi ilalebet Türkiye’de devam etti.
    Yurt dışına çıkacak olsalar kimse onlarí ülkelerine sokmaz.
    Devran döndüğúnde elinde kame ile küfür hakaret ve keseceğini yemin eden. O video duruyor. Küfür ve tehdit ettikleri insanlar ellerinde bıçak ağızlarında küfür ile değil Adalet ile onların canlarına okurlar.
    Bizde balık baştan kokar lafı sanki günümüz’un AKP’si için söylenilmiş.

    Bir yabancı basını okuyorum birde Türk basınını. Hakikatten Türkiye geri gitmiş diyecktip fakat cahiliye dönemi dahi bu kadar kötü değildi.

    • Nurdan hanım yine döktürmüşsünüz, konu “cahiliye dönemi” olunca valla üstünüze yok:)

    • Keşke mutlak adalet olsa da haçlılar namusunuza dokunmaz diyerek haçlılar ile işbirliği yapıp onların sığınmasında ülkelerine ajanlık yapanları yagılayıp cezası verilse

  9. Ekonomimiz aslında büyümemiş mi, küçülmüş mü, yoksa öylesine sallıyor musunuz?

    • Büyümek göreceli kavram % 1 büyürken 5 yıl çalışıp bir araba alırken
      %7 büyüyüp 5 yilda yarım araba alabiliyorsan sence hangisi gerçek buyumedir.

    • Kamyon dört bir tekerleğide çamura saplandığında patinaj yapar km 5 yüzbin vurur ama, aslında 150 bin yol gitmiştir.
      Uyanıklar otomobilin km saatini 30 bine düşürtmenin younu öğrenmişler ya işte öyle bir şey. Fakat burda bir nüans farkı var,
      Ön tekerlek hiç yıpranmaz, olan yükü de taşıyan arka taraf kısmına olur!
      Fakat arka lastikler çift olduğundan iki de dingil yükü görünmez yapar…
      Sen istersen gece görüş dürbünüyle bak yine göremezsin👀
      İstediğin kadar istersen gözlerinin içine bak yine göremezsin!

    • Sevgili H.Gayret
      İlk başlarda ben de akp ye oy verdim 2014 haziran seçimlerinden itibaren vermiyorum. Son zamanlara kadar sadece bizi yönetenlere ve yancılarına hakkımı helal etmiyordum. Artık oy verip bu kişilerin de başımızda kalmasına sebep olan kişi ve hangisi olursa olsun cemaatlere de hakkımı helal etmeyeceğim. Bu tavrım iğreti bile olsa hak haktır. Ben askerliğini yapmış vergisini veren devletine sadık bir insanım. Mevcut iktidar yüzünden onlarca yıl islami motif taşıyan siyasi bir hareket artık kolay kolay iktidar olamayacak. Bunun vebali tek başına yeter de artar.

      • Mustafa bey değerli paylaşımınız ve özenli yazımınız için çok teşkürler, mesele tarikat cemaat değil ulusal menfaatlerimizdir, gün gelir devran döner, baki kalacak tek şey;
        hepimizin hem anası hem de babası olan, mensubu olmaktan her daim iftihar ettiğimiz civanmert türk milletidir!
        O yüzden durduğunuz yeri gözden geçirin ve düşman oklarını takip edin, hepsi elbirliğiyle kime ateş ediyorlarsa biz onun yanın da duruyoruz, türk kanı taşıyanlar da cumhur ittifakında durmalıdır, bu pusula çok sağlamdır, endişe buyurmayın.
        Saygıyla,

  10. Bunda şaşılacak ne var ,anlamadım!
    CDS de en büyük biziz!
    Cari açıkta en büyük biziz!
    Enflasyonda en büyük biziz!
    KKM da en büyük biziz!
    Kredi faizlerinde en büyük biziz!
    Her türlü malın fiyatında en büyük biziz!
    Ee.. daha ne olsun , bundan büyük mutlulik mu olur !
    Heeyyyt bre , var mı bize yan bakan !

  11. Manda yoğurdu ve Medine hurması üstüne Ejder suyu içince kafa böyle karışıyor demek ki.

    • Kafaları niye karışsın adamlar doğru söylüyorlar. Türkiye büyüyor dediklerinde siz hangi Türkiye’den bahsettiklerini anlıyorsunuz. 84 milyonluk Türkiye’den bahsetmiyorlar, besledikleri devletin fedaileri, bilimum mafya örgütleri 5’li çete köşe başlarında oturan büyük yiyiciler bir de kendilerinden ibaret olan Türkiye’den bahsediyorlar %30’luk kaymak tabakayı kastediyorlar.

      Onlar TL kullanmazlar dolar kullanırlar. Bir zaman çalıştığım restorana Sedat Peker 20 kişiyle gelmişti yemek yemediler çay meşrubat içtiler ve gittiler. hesap 3000 lira ya tuttu ya tutmadı. Hesabı ödemediler garsonlara 500 dolar komilere 100’er dolar, karşılayan kim varsa hepsine 100’er dolar sonra toplamda ne kadar para dağıttı acaba diye bir konuşma oldu 2000 dolar civarında para dağıtmışlar ama hesabı ödemediler. Restoran müdürü de bahşiş alam herkesten para toplayıp kapattı hesabı.

      Mehmet eymür 32. Güne verdiği röportajda yıllar önce devlette dönen rantın miktarını tam doğru hesaplamanın mümkün olmadığını söylüyor. Çünkü Türkiye bütçesinden çok daha büyük rakamlar diyor.

      Düşünün 20 senede 20 Türkiye büyüklüğünde kaybolan parayı.

      Demekki cemaatler tarikatler hayır kurumları hayratlar vakıflar meselesi değilmiş bu işler. Kendilerini gizlemek için cemaatleri hedef gösteriyorlar bir de rant daraldığında cemaatlerin mallarına çöküp rantı büyütmek için. bir de kendilerinden başka kimsenin büyümesini istemiyorlar ki karşılarına kimse çıkamasım diye.

      • “Demekki cemaatler tarikatler hayır kurumları hayratlar vakıflar ağaçlar meselesi değilmiş bu işler. Kendilerini gizlemek için sürekli iktidara iftira atıyorlar…”

        • Senin kulakların ulu bilge reyizimizi de duymaz olmuş bak reyizimiz beni doğrulayan bir açıklama yapmış bu gün sen de duy gör diye buraya yazayım da ona göre davran: “bana saldıran Türkiye’ye saldırmış demektir”

          Haberleri taradım reisimize kimse saldırmamış, kimse reisimize bir suikast girişimimde bulunmamış. O zaman ne diyoruz; “bana saldırırsan Türkiye’ye saldırmış olursun” Türkiye’ye saldıran da bedelini çok ağır öder!

          • Bu yazdığım gereksiz laf olmuş.

            Yani kim kimden nereye sığınıyor. Saldırganın kim olduğunu anlamak için Erdoğan’ın “bana saldıran Türkiye’ye saldırmış olur” ifadesi yeteri kadar açık anlaşılır değil mi? Bunu ancak gidecek yeri olmayanlar söyleyebilir. Kimin gidecek yeri olmaz, sadece suçlular her yere gidemez. Onlar için gidecek yer sığınacak liman yoktur.

        • H Gayret, Fıransız Şarabını içtin?
          Ne gizlemesi. Daha geçende sosyal medyada Cübbeliyi Lüks bir araçla giderken, gördüm.
          Adıyaman Dergahı yarım ümre yapan müritlere az gelince bir dergah’da Eskişehir’e yapmışlar.
          Onunda bir arkadaş söyledi.
          Son 6 yílda tarıkat ve cemaatların artışında patlama okduğundan dolayí Gülen Cemaatınín bütün gelirleri Saray müdavimleri ve yandaş demeyi ayıp olur. Saray müritlerine dağıtıyorlar.
          Sen şimdilik Furkan Vakfıni boş ver. Çünkú onların dergahlarında sadece 3000 lira buldular oda zaten toplasan sarayın 2 günlúk ejdar’ıni dahi karşılıyamazlar.
          Bu nedenden dolayı değilde Tahsile ve okumaya önem verdikleri için Devlet amca onlarí jopllatiyor
          İyide yapıyor çünkü 6 senedır saray’ın sakızını çiğnemiyorlar.

      • Malum cemaatler gizli örgütler. Kaydı kuydu denetimi yasası olmayan karanlık yapılar. Üstelik çok güçlüler, çünkü iktidar ha babam ne istedilerse veriyor oy karşılığında ve diğer dava gibi sebeplerle. Şimdi buradan temiz güzel bir sonuç çıkmaz. Kimse kendini kandırmasın. FETÖ bunların şahıydı. Dünyaya eğitim ve ışık saçacaklardı. Ülkenin içine s…lar. Neden böyle olduğunu herkes sorması lazım. Hiç bir cemaat bu sondan kaçamaz. Çünkü her örgütlü yapı, devlet dahil, eğer sıkı denetlenmezse bu sona gitmek zorundadır. Kaçışı yok bunun. Bunu hala 21. Yüzyılda görmüyorsanız, büyük bir aymazlık ve karanlık içindesiniz.

        • Cemaatlerin kendi iç denetim mekanizmalarını oluşturmalarına gene devletin kendisi müsade etmiyor. Siyasi partiler cemaatlere öncülük etsinler ön ayak olsunlar kendi iç denetim mekanizmalarını kurup mükemmel işler hale getirsinler cemaatleri de denetlesinler millet vekillerinin denetleme yetkileri var işlerini yapsınlar sonra başkalarına söylensinler Takıntılı abim benim:))

        • Siz bu saplantılı cümleleri ya kasten yazıp duruyorsunuz sürekli ya da gerçekten de ne kendi haklarınızı ne de başkalarının haklarından habersiz bir safsınız.

          Bilmiyor olabilirsiniz ben size söylemiş olayım. Cemaatler gizli yapılar değildir aksine herkese açık mekanlardır. Yani istediğiniz günlerde istediğiniz saatte gidip ziyaret edebilirsiniz. Denetleme yetkisi de sadece m. vekillerinde değil herkes gidip denetlenebilir, siz de gidip denetleyebilirsiniz. Gördüklerinizi tespitlerinizi herkesle paylaşabilirsiniz. Sizin böyle bir hakkınız var.

          Hayatınız boyumca gidip görmediğiniz kapısından içeri girmediğiniz haliylede bilmediğiniz insanları haksızca karalamaktan vazgeçin ya da bu milletin bir ferdi olduğunuzu iddia etmeyin.

Yoruma kapalı.