Demokrasi ile hedefine ulaşmış Cumhuriyet’in 99. yıldönümü.. Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun…

27
Foto: Cumhuriyet gazetesi..
Reklam

İmparatorluk iken ulus devlet halini almış, monarşi iken cumhuriyet ile tanışmış tek ülke biz değiliz; dünyanın dört bir tarafında aynı değişim sürecinden geçmiş sayısız ülke bulunuyor.

Değişimini yarıda bırakmış ülkeler de var ve halen ‘monarşi’ yapısına sahip olan, başında kral veya kraliçe bulunan ülkeler Avrupa’da da varlıklarını sürdürüyor.

Kralları varken cumhuriyet tarzı yönetime geçmiş ülkelerde -hiç değilse bazısında- yeniden monarşi arzusu içerisinde bulunan kişiler, gruplar, örgütler hatta partiler olduğu görülebiliyor…

Peki ya bizde durum ne?

Bir yıl sonra Cumhuriyet’in 100. yıldönümünün kutlanacağı ülkemizde, yeniden padişahlı düzen isteyenler olduğunu sanmıyorum. Cumhuriyet tarihimizin önemli bir bölümünü zorunlu sürgünde geçirmiş olan Osmanlı ailesinin fertleri bile, Cumhuriyet ile bir sorun yaşamadıklarını belli ediyorlar.

Cumhuriyet ile sorunu olanlar yok mudur?

Varsa, ya cahilliğinden öyledir ya da kendisini öyle göstermekten çıkar sağlayacağını umuyordur.   

AK Parti’de önemli konumu bulunan bir politikacının geçen hafta tartışma gündemini işgal eden sözlerini ancak böyle değerlendirebilirim.

Reklam

Zaten kendi partisi de o sözlere sahip çıkmadı. Partisinin iktidar ortağı ise o sözleri ve sahibini kınadı.

Cumhuriyet konusunda bugünün tablosu budur.

Dünün tablosu da farklı değildi.

Osmanlı’nın son döneminde, imparatorluğun içine düştüğü iç ve dış sorunları dert edinen dönemin aydınları arasında, çıkar yolun cumhuriyet olduğunu gören ve o görüşünü günün baskıcı şartlarına rağmen savunanlar hiç de az değildir.

Doğal olanın monarşi -krallık, padişahlık yönetimi- değil cumhuriyet olduğu, krallıkla yönetilen İngiltere’de, bugün bile, cumhuriyet (republic) arzusu taşıyan hayli kalabalık bir grup var. Sosyal Araştırmalar Ulusal Merkezi (National Centre for Social Research) adlı kurumun anketine göre, monarşinin ‘önemli’ veya ‘çok önemli’ olduğunu söyleyenlerin oranı %55. Ipsos kurumunun son anketi, hiç de azımsanmayacak bir kitlenin orada da monarşiye karşı olduğunu gösteriyor.

İngiltere’de, III. Charles adıyla tahta geçen yeni kralın 6 Mayıs’ta yapılacak taç giyme töreni öncesinde, monarşiye karşı olanlar ülke çapında protesto gösterileri planlamış durumdalar. Başkent Londra dahil 18 kenti yeni kralın kocaman bir fotoğrafına eşlik eden, her yerden görülecek büyüklükte harflerle ‘#BenimKralımDeğil-Alternatifini Keşfedin’ yazılı dev panolarla donattı cumhuriyet taraftarları. [Yandaki fotoğraf önceki gün çekildi.]

70’li yaşlarını sürdüren Charles’ın mı yoksa onun yerini aldığında oğlu William’ın mı ülkenin son kralı olacağı tartışma konusu.

Charles’ın annesinde bulunmayan bazı olumsuz özellikleri sebebiyle kraliyetin onun hayatında sona ereceğine iddiaya girenler az değil.

Reklam

Neyse, konumuz bizim cumhuriyetimiz…

‘Cumhuriyet’ dediğimizde ne anlamamız gerekiyor?

Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, işgalci güçlere karşı yürüttükleri zaferle sonuçlanmış İstiklal Savaşı sonrasında, yabancı bir ülkeye ait gemiyle ülkeyi terk eden padişahın yerine, onun ailesinden birinin sultan olmasını istemediler. Bunu düşünmediler bile. Düşünenler olduysa da onlar azınlıkta kaldılar. Cumhuriyet o süreçte en doğal sonuçtu. 

Her köklü değişim ardından yaşananlar genç Cumhuriyet’te bizde de varlığını gösterdi. Eskiye karşı bir hava ülkeye hakim oldu, geçmişe ait özellikler yerine yeni döneme daha uyan yenileri tercih edildi.

Yine köklü değişim süreçlerinde hep karşılaşıldığı üzere, yeniye yönelik tepkilere müsamaha ile yaklaşılmadı.

O döneme has uygulamalar sonraları da temelde varlıklarını sürdürdüler, ancak onların varlıklarının korunmasına dönük tedbirler demokrasinin benimsenmesiyle zaman içerisinde yumuşatıldı.

Günümüzde durum ne?

Döneme mahsus anlaşılabilir, ancak demokrasilerde sürdürülemez olan uygulamaların günümüzde de varlıklarını sürdürmesini gerekli görenlerimiz bulunduğu biliniyor.

Dünkü ve bugünkü gazetelerde çıkan bazı köşe yazıları ile bazı kanallarda dile getirilen yorumlar o özlemin varlığının ispatı.

Yukarıdaki “Cumhuriyet dediğimizde ne anlamamız gerekiyor?” sorusunu işte bu sebeple sordum.  

Kralın, sultanın, padişahın söz konusu olmadığı, halkın seçtiği kadroların ve en tepede de bir cumhurbaşkanının ülkeyi yönettiği sistem olarak cumhuriyet, en geniş kabule sahip bugün Türkiye’de.

Bu sebeple de ilelebet payidar olacaktır.

Özellikle de demokrasiyle tanıştığı ve barıştığı için bundan emin olabiliyoruz.

Cumhuriyet’in geniş kitlelere benimsetilmesi ve yeni düzenin gerektirdiği değişikliklerin kök salabilmesi için dönemin şartlarını zorlayarak göze alınmış uygulamaların zaman içerisinde yumuşatılması ve bazılarının terk edilmesi kaçınılmazdı.

Nitekim öyle de oldu.

Şimdilerde bazılarının o yumuşamalar öncesine ve terk edilenlere özlem duymaları da anlaşılabilir; ancak o kadarla kalındığı takdirde… 

Atatürk ve ona destek verenler, cumhuriyet yönetimini getirir ve yeni yönetim tarzını yerleştirmeye çalışırken, az zamanda büyük işler yapma amacı güdüyorlardı ve üstlendikleri görev neyi gerektiriyorsa onu yaptılar ve başarılı da oldular.

İlk dönemden sonra gelenler de, bir süre daha aynı çizgiyi sürdürseler de, kendi dönemlerinin getirdiği şartları görmezden gelemezlerdi ve onlar da cumhuriyet yönetimine demokrasi boyutunu kazandırdılar.

Onların mirasına sahip çıkma iddiasında olanlar ise, bugün, bilinçli veya bilinçsiz, demokrasisiz bir cumhuriyet özlemi içerisinde olduklarını belli ediyorlar.

Bu olabilir mi?

Gördüğüm kadarıyla, Cumhuriyet’i benimsemekte fazla zorlanmamış kitleler, demokrasiye de aynı güçle sahip çıkıyorlar.  

Demokrasisiz Cumhuriyet olmaz, olabileceğini düşünenler hayal görüyorlar.

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. mutlak monarşi değil de meşruti monarşi olsaydı demokrasi daha iyi yerleşirdi galiba.
    Bu da bir fikir.

  2. Otokrat ve diktatör rejimler hep aynı propogandayı yapıyorlar. Dış güçler var, ülkemizi yok etmek istiyorlar. İçerde hainler var, bizi bölmek ve parçalamak istiyorlar. Halbuki aynaya baksalar gerçeği görecekler. Kıral çıplak!

    Demokrat rejimler ise nerede hata yaptık diyorlar, sürekli kendilerini sorguluyorlar ve değiştiriyorlar.

    Hangisi mantıklı?

  3. “Türkiye yüzyılı” söylemi elbette ırkçı bir söylem. Ne demek istediği tam belli olmamakla birlikte bu tür boş propogandaların tek bir amacı var. Halkın gözünü boyamak. Halk kıralın çıplak olduğunu görmesin. Ne de olsa aya dört şerit yol yapacaklarını söyleseler bu zavallı halkın inanacağına iman etmişler. Otokrat ve diktatör rejimlerin söylemleri de bakın hep aynı. Bizim hiterlandımız, bizim coğrafyamız, bizim egemenlik alanımız, mavi vatanımız, bizim yüzyılımız falan. Muhteşem yüzyıllar, saltanat şu bu. Yöntem hep aynı, zavallı vatandaşı uyut, malı götür, hesap verme, koltuktan inme. Sonuç fakir bir halk, ama hülyaları aya kadar dört şerit. Bu propaganda makinesinin tekerine çomak sokmak tüm demokratların tek görevi olmalı. Hesap verin eyyyyy …

  4. Cumhuriyet bayramı hepimize kutlu olsun. Ülkemiz 99 yıl önce önemli bir değişim yaptı ve cumhuriyete geçiş yaptı. Bunun değerini bilmek lazım. Ayrıca TV’de sürekli Osmanlı Selçuklu propogandası yapmaktan da bir an önce vazgeçilmesi lazım. Yoksa halkımız o zaman herşey çok iyiydi, gavura kök söktürüyorduk falan zannediyor, ve yanlış şeyler düşünmeye başlıyor. İnanmıyorsanız oylayalım 🙂 İnşallah 100. yılı da demokrasi bayramı olarak ilan edeceğiz. Az kaldı geççek!!!

  5. Şimdi bu fotoğraftakiler o zamanki cumhuriyet gastesinin yazar çizer takımı filan mı oluyor?
    Yoksa bugünkü cumhuriyetin yazar çizer kadrosu bu kişilerin torunları filan mıdır?
    Nice bayramlara inşallah…

  6. Endercim “Rusya’nın işgal tehdidi sayesinde batıya yanaştık ve demokrasiye geçtik kolayca.”
    demişsin de;
    Bugün ukraynada yaptığı işgal gibi rusya bizi de birazcık daha tehdit etse, en azından batı bölgelerimiz filan ab ye alınır mı dersin?
    Kusura bakma ama avrupa birliğine katılmak için önce bir referanduma ihtiyacımız var artık, öyle tehditle korkutmayla kimsenin kucağına oturacak mandasına girecek halimiz yok yani…
    Hem sen de seversin referandumları,
    bak ingilizler bile brexit deyiverdi:)
    Geçmişte ülkemizi imf boyunduruğuna sokanlar, halkımıza sorarak/referandumla mı yanaşmışlardı beyazefendilerine?

    • AB kolunuzdan tutup zorla üye yapsa da artık çok geç, İsrail bırakmaz Türkiye’yi! Neyse ülkeyi İsrailin kucağına oturtarak amacınıza ulaştınız. Türkiye’nin en yakın dostu İsrail oldu. Erdoğan artık alt kadrolarla doğrudan görüşüyor. İsrail CB’na ulaşması gerekmiyor. Hadi iyisiniz gene!

  7. Mahir Ünal daha fazla konuşabilmeli! Ben Mahir Ünal’ın konuşma özgürlüğünden yanayım. Konuş Mahir konuş, Mahir eski Türkçeyle konuş. İlk okul fişleri hala kullanan yerler varsa bu fişi de kullanabilirler.

    Mahir eski Türkçeyle konuştu da anlamıyoruz yeni Türkçeyle konuş mu dediler. Bence hiç bir mahsuru yok, Mahir Ünal eski Türkçeyle konuşabilir Arap alfabesiyle yazabilir. Devlet Bahçeli de en eski Türkçeyle konuşup çivi yazısıyla yazabilir benim için gayet normal bunlar.

    Ben herkesin içinden geldiği gibi yazıp konuşması taraftarıyım.

    • herkes kafasına göre takılmasın,
      her bir millet (şimdiki adları dış güçler) gelip bu ülkede kendi diliyle okul kolej adıyla şer yuvaları açmasınlar diye,
      milleti ayırıp parçalamasınlar diye, olsa gerek,
      Atatürk tüm okulları kontrol altına almış!
      olayın özü esası bu!
      yani şimdiki MEB müfettişleri gidip kontrol edebilindiği hale!
      bundan kim? kimler rahatsız olabilir ki?!?!?!

      • fransız lisesi mezunları Robert koleji mezunları daha başka ülkelerin ülkemizde açtığı okullardan mezun olanlar şu anda daha etkililer. Onların önü açılsın diye de cumhuriyeti kuran yoksul insanlarımızın dişinden tırnağından artırıp da açtıkları 100’lerce okulu kapattılar. Binlerce Anadolu insanı öğretmeni tutukladılar. Ah be hacım sen nerde yaşıyorsun?

  8. Çağımızın KUR’AN NİZAMI “ADİL DÜZEN”i kurmak ve uygulamak FARZ-I AYNdır; “Adil Düzen Çalışanları” yarım yüzyıldır bu FARZI yerine getirmek için çalışıyor…
    -KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ (Her Hafta Cumartesi)
    -ADİL DÜZEN SEMİNERLERİ ve … (Her Hafta Salı)
    -MUKAYESELİ TEFSİRLER ve … (Her Hafta Salı)
    -KUR’AN KELİMELERİ (Her Hafta Çarşamba)
    -ADİL DÜZEN DERSLERİ (Her Hafta Cuma)
    -Ve MAKALELER (Her Gün Yazılıyor…)
    http://www.akevler.org
    ADİL DÜZEN Seminerleri-1
    https://www.youtube.com/watch?v=S2sx17-POGI&t=46s
    ADİL DÜZEN Seminerleri–2 (1/4)
    https://youtu.be/UpqEheOZWME
    Adil İlmî Düzen’in Temel Esasları
    https://www.youtube.com/watch?v=EFzoNnU0dxI
    Ve
    https://www.youtube.com/watch?v=acGl_c9DsEk

    • Hocam siz bunları imf nin altılı masasında yancılık yapan şeriat dedenize anlatın!
      Gelin şu işi farzı kifayedir filan deyip kapatalım, yoksa vallahi bu kadar mandacının arasında şimdi madara ederler sizi, benden söylemesi:)

      • Yazdıklarımdan bunu anlamak ve bu cevabı yazmak için çok mu GAYRET ettiniz…!!! …??? Ve’s-SELAM…

  9. HATIRALARI DA HAYALLERİ DE YOK ETTİLER
    Bir görüşe göre Moğol istilası, bir görüşe göre de Çanakkale Savaşları’ndan sonra Anadolu topraklarının gördüğü en büyük felâket.
    Demokratik yollarla iktidarı bırakmamaları halinde birinciliğe aday.
    Bir zarfın içindeki 4 oydan üçü geçerli biri geçersiz diyebilmek herşeyi yapabileceğinin göstergesi değil mi?
    Atatürk ve Cumhuryetin hatıralarını ve gençlerin hayallerini yok etmek için ellerinden geleni yaptılar.
    Vatandaşın güvenliğinden sorumlu kamu görevlilerinden en geç iki günde bir intihar ne diyor?
    Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ve şehitlerimizi özlem, minnet ve rahmet , yarırınlara daha güvenle
    bakabildiğimiz nice Cumhuriyet Bayramları diliyorum.

    • Bardağın dolu tarafına bakarsanız geleceğin sizin dediğiniz gibi olmadığını çok rahat görebilirsiniz.Gerçek ataturkçü hiçbir zaman karamsar olmaz her gecenin bir sabahı vardır .
      Şuan seher vaktindeyiz

  10. .
    ..

    Cumhuriyet gazetesindeki işbu resim,
    Kurtuluş savaşına inananların resmi!
    Yani bu mudur Cumhuriyeti kuran kesim?
    Hani “Batı”yı şeklen dayatanların resmi!

    ….

    “Mutsuz insanımız” çok, “kutlu” olsa ne yazar,
    Yunan marka bir rejim, daha evvel yok muydu!?
    “Demokr asi” bu sana, dilinden düşürmez yazar
    Yapısında “asi” var, ülkemize tam uydu!

    ..
    .

  11. krallı kraliçeli tek adamlı köyagalı dictatorlü şeyhli şıhlı emirli padişah hükümdar lı yönetim leri kim ister? cevap :batının sömürgeci kısmı!
    emperyalizmin maşa tutmayı sevdiğini herkes biliyor artık. dağda yada ovada çölde yada karda kışta!.. hiiçç farketmez onlar için.
    diyeceksinki ingiliz!…
    o sana sağ gösterip sol vurmak için vitrin.
    önce seni özendirmek için bir oyun!
    bak ağzının suyu aktı seninde şimdiden 😭
    ama şunu bilki güzel kardeşim,
    saddam humeyni gibiler kendi ülkesine, kendi halkına değil,
    emperyalizme hizmet ettiler, ediyorlar!
    canlı örneğimi? Esed’in kimi çağırıp yardım istediğine bak!
    suriyelilerin şimdi ülkelerine mi batıya mı kaçmak istediğine bak!
    denizde boğulan, evini bağını bahçesini bırakıp kaçmış canını kurtarmaya çalışanları gör!👀
    ırak’a bak. güney sınırımız dışındaki yeraltı zenginlikleri kime akıyor onu gör👀.
    Cumhuriyet Demokrasi kelimelerini çerçeve yaptırıp duvarına as!🇹🇷
    NOT: hemen git bahçenden bir avuç toprak al, bir kavanoza koy , vitrinine sergi olarak koy!
    hergün Allah ‘a şükretmeyi unutma.
    (hergün antidepresanını nassı unutmuyor isen almayı🤔, ondanda kurtulursun böylece belkide)

  12. Evet , bu gün cumhuriyetimiz 99 yaşına basmıştır ; basta Atatürk olmak üzere emeği geçen herkesten Allah razı olsun !
    Cumhuriyet kolay kurulmadı, karşı çıkanlar, padişahlığı ve halifeliği bırakmak istemeyenler çoktu.
    Atatürkün, Kurtuluş Savaşı kadrosuyla arasının açılmasının bir nedeni de budur.
    Cumhuriyetin bir kaç farklı şekli olmakla birlikte esas olan , temsili demokrasiyle birlikte uygulananıdır .
    Olağanüstü ve oldukça farklı olan Atatürk dönemi hariç tutulursa bizde cumhuriyet ne yazık ki arzu edilen şekilde uygulan(a)mamış ve
    beklenen verim alınamamıştır.
    Bunun en büyük sebeplerinden birisi, siyasetin bir türlü saglam bir altyapıya kavusturulamamasi , siyasetin bir hizmet kapısı olarak degil hep bir menfaat kapısı olarak görülmesidir ve ne hazindir ki bu durum bu gün bile devam etmektedir!
    Ve başka bir hazin tarafı ise bunun düzelebileceği konusunda da hic bir umudun olmamasıdır!
    Dünyanın yaşanmaz bir halde olan ve acınacak durumdaki
    bir çok ülkesine nazaran yine de halimize şükrediyoruz .
    Herkese selamlar saygılar

    • Sayın namlu “hariç tutulursa” dediğiniz “Olağanüstü ve oldukça farklı olan Atatürk dönemi”nin ne gibi farkları ve olağanüstülükleri vardır biraz açar mısınız?
      Bugünkü resmi kabullerde ve cumhuriyet resepsiyonlarında artık rakı balık servisimiz yoktur filan demeyin ama?

  13. Yıllar yıllar önceydi. Bir gün tanıdığım bir arkadaşın İngiltere’den bir misafiri gelmiş. Beni de davet etti. Birlikte yemek yeriz dedi. Ben de onlara katıldım. Misafir oğlu ile gelmiş ve İngiltere’de Emniyet Müdürlüğü yapmış birisi idi. İlginç bir şekilde Hacı Bayram aşığı idi. Ankara’ya her geldiğinde Hacı Bayram’a muhakkak uğrarmış. Yemeğe de orada gittik zaten.

    O günlerde İngiltere’de yine kraliyet konusunda şiddetli tartışmalar vardı. Türkiye’de de Turgut Özal yerel seçimlerden sonra ANAP’ın oyunun yüzde 30’ların altına düştüğü bir zamanda yeni Cumhurbaşkanı seçilmişti. Süleyman Demirel onun bu pozisyonu yaralayıcı konuşmalar yapıyordu.

    Ben misafire biraz takıldım. “Galiba Krallığı kaldıracaksınız bu sefer” dedim. Adam Türkiye’yi de takip eden birisi idi. Bak dedi. Sizde Turgut Özal kaç oyla seçildi? Halkın ne kadarı onu destekliyor? Taş çatlasa yüzde 30. Ama bizde tamam her zaman tartışmalar var ama yine de destek yüzde 70’in altına düşmez. Zaten kraliyet son derece sembolik bir makam. Onun yerine seçilmiş birisi gelse ondan daha fazla saygın olmayacağı, daha fazla halktan destek görmeyeceği için bu kurum devam ediyor dedi.

    İşin bu yönü böyle. Diğer yandan maalesef İngiltere ile kıyaslanabilecek durumda değiliz. Yeni yayınlanan Hukuk Devleti Endeksinde Birleşik Krallık 79 puanla 15. sırada yer alırken; Türkiye 42 puanla 116. sırada. IMF’nin en son yayınladığı bilgilere göre Birleşik Krallık kişi başına düşen nominal gelirde 47.318 ABD Doları ile 31. sırada yer alırken; Türkiye 2022 yılı itibariyle kişi başına düşen gelirde 9.961 Dolar ile 103. sıraya düşmüş durumda. Kişi başına düşen gelir 2013 yılında 12.489 Dolara kadar çıkmıştı. Ondan sonra ilerleme durdu ve şimdi düzenli bir şekilde gerilemekteyiz.

    Aslında tüm göstergelerde durum aynı. Enflasyonda şampiyonluğa oynama durumu hariç tüm endekslerde kötüye gidiyoruz.

    • kral çarlis in karşısına bir rakip çıkmadan o oyu alıyorsa!… rakip çıkmış olsaydı,
      emin ol 30+1 bile alamaz! inan bana.
      bizde de sayın RTE ‘de rakipsiz oylansa,
      85 üzeri alacağını söyleyebilirim🤗.
      Aramızdaki fark ingiltere ile,
      ben ilk seçimde Kılıçdaroğlu nu seçip, CB ‘nı değiştirebilirim!
      İngiliz halkının şanssız lığı değiştir oyunu oynayamaması☺️
      değiştir!…

  14. Demokrasi zor kazanılan ama kolay kaybedilebilen bir yönetim tarzı. Elde etmesi hiç kolay değil. Demokratik ülkeler çok zor aşamalardan geçerek ulaşmışlar ona. Biz nispeten kolay bir şekilde demokrasiye geçiş yaptık. Şansımız yaver gitti. Cumhuriyeti kuranlar da demokrasi istiyorlardı. Rusya’nın işgal tehdidi sayesinde batıya yanaştık ve demokrasiye geçtik kolayca. Ancak 70 yıllık demokrasi tarihimiz hep inişli çıkışlı oldu. Akp son 10 yılda adım adım demokrasiyi yok etti. Şimdi geldiğimiz noktada artık demokrat ülkeler sınıfında yer almıyoruz. Çünkü demokrasi sadece seçim değil. Seçimle birlikte iktidarın değişmesi, demokratik kurumların çalışması, iktidarın denetlenmesi, bağımsız kurumların olması, hukuk ve yasamanın güçlü ve bağımsız olması demek. Bunlar olmadan, İran’da da seçim var, Azerbeycan’da da, Rusya’da da. O yüzden o ülkeler sınıfına atıldık artık. Demokrasi sınıfında kaldık. Bunu görmek istemeyen bir iktidar var. İktidarın gözünü boyadığı kalabalıklar var. Halkımız artık gözündeki perdeyi kaldırıp bakmak zorunda. Kıral çıplak!

    • Evet , güzel ve gercekci bir yorum olmuş , teşekkürler.
      Ve de kral çıplak !

    • Ender bey “Seçimle birlikte iktidarın değişmesi…” falan filan demişsin de, japonyada aynı parti 2.dünya savaşından beri hala iktidarda, buna ne diyorsun?

    • Genlerinde tek parti sultası yatan, kendi yaşam ve inanç ya da inançsızlıklarını halka dayatan, halka tepeden bakan, halkı ve halkın değerlerini horlayan; kısaca, halka rağmen işi yapan bir zihniyet asla demokrat olamaz.

    • -Anadolu’nun tecrübeleri dejavu olmuyor, bilgileri heder oluyor, umursanmıyor.
      eve bir köpek 🐕 alınır, bir defa köpek bahçedeki tavukları civcivleri yerse (ağzına kan tadı gelir) ve sahibi o köpeği evden atar!
      ondan artık bu eve koruyucu sahiplenici değil, evin bireyine malına zarar gelir diye düşünür.
      -peygamberimizin kızı bir hizmetçi (yardımcı) almak ister. peygamberimiz kızına hizmetçi almaz. (hikayesi uzun ..)
      -peygamberimiz bal tutan parmağını yalar kıvamına geldiği halde!
      o parmağı yalamayan!!! bir büyük insandı.
      -hz ömer adaletide, yaşamıda örnektir!
      yargı:
      biz Müslüman isek eğer,
      milliyetçilik ağzımızdan da aklımızdanda hiç eksik olmazken …
      niçin bu durumlara düşer gafil avlanır bazılarımız?
      bu kadar mı acizdir gerçek Müslüman gerçek milliyetçi vatanperver insan?

Yoruma kapalı.