“Cumhurbaşkanı yüzde 40 oyla seçilsin” teklifine ne dersiniz? “AK Parti’nin gözü açılmaya başlamış” diyorum ben…

27
Reklam

AK Parti’de uzun süre çeşitli görevler üstlenmiş eski bir bakan yakın zamanda gündeme bir kamu bankasına yönetici yapılmasıyla gelmişti; şimdi o bakanın siyasete bir teklifi var: “Seçimde yüzde 40 oy cumhurbaşkanı seçilmek için yeterli sayılsın.”

O bakanın ismi Faruk Çelik.

Faruk Çelik’in ismini bu erken çıkışı yapma cesaretinden dolayı tebrik sadedinde açık seçik yazıyorum.

İktidar çevrelerinde en fazla rağbet gören, ancak bir türlü telaffuzuna cesaret edilemeyen formulü ilk ifade etme onurunun ona ait olduğu kayıtlara geçsin.

Olan ve olamayacak olan

En son yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde AK Parti’nin adayı MHP’nin verdiği destekle yüzde 52 oyla seçilebildi.

Herkesin kendi adayıyla katıldığı bir seçim olsaydı, adayların hiçbiri yüzde 50’nin üzerinde oy alamayacağı için, cumhurbaşkanı ancak ikinci turda seçilebilecekti.

Cumhurbaşkanı seçilebilmek için bir adayın ‘yüzde 50+1’ alması gerekiyor; ilk turda adaylardan biri bu oranı yakalayamazsa, en fazla oy alan iki adayın katılacağı ikinci turda ipi göğüsleyen cumhurbaşkanı seçilebiliyor.

Reklam

Yeni kabul edilen ‘cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi’ bunu gerektiriyor.

Acaba AK Parti bir sonraki seçimde MHP ile ortak alabilecekleri oy oranının ‘yüzde 50+1’e ulaşmayacağını mı hesap ediyor? 

Kamuoyu yoklamalarında özellikle yerel seçimden ve tekrarlanan İstanbul belediye başkanlığı seçimi sürecinde yaşananlardan sonra böyle bir soruyu akıllara düşürecek sonuçlar elde ediliyor. Kararsız olduğunu veya hiçbir partiye oy vermeyeceğini söyleyen seçmenler dağıtılmadığında iki partinin toplam oy oranı yarının bayağı altında. Kararsızlar ile hiçbir partiye oy vermeyenlerin belli bir oranla bütün partilere dağıtılması usulü bu kez yanlış sonuç verebilir; çünkü o insanlar, başka sorulara cevaplarında, iktidar cephesine oy vermeme konusunda kararlı olduklarını hissettiriyorlar.

Tabii bir de kuruluş aşamasına geçtikleri bilinen yeni oluşumlar gerçeği var.

Hesaplar yapılırken artık onların alacakları oyları da tabloya yerleştirmek gerekiyor.

Sanırım AK Parti’de seçim hesapları yaparken parmaklarını kullananlar dahi, kendi partileri ile MHP’nin birlikteliğinin ilk turda oyların yüzde 40’nın üstünü yakalayabilse bile, ikinci tura kalındığında ‘yüzde 50+1’i bulmanın zor olacağını görebiliyorlar.

Faruk Çelik’in “Seçim için yüzde 40 yeterli olmalı” açıklaması onun da bu hesabı yapanlardan olduğunun işareti.

Zaten, galiba bu sebeple, ‘Cumhur İttifakı’ içerisine İYİ Parti’yi de çekme planları gündeme geliyor.

Reklam

Komplo teorisi olmayan teoriler

MHP ile İYİ Parti aynı kökenden insanların içinde yer aldıkları partiler; birinin başında Devlet Bahçeli’nin diğerinin başında Meral Akşener’in olması bir araya gelemeyeceklerinin garantisi gibi görülüyor. Bu görüş yanlış olmayabilir de.

Peki, ya iki parti liderinden biri denklemden çıkarsa ve bu durum da buluşmayı kolaylaştırırsa?

Hayır, iki liderin bir hafta içerisinde birbiri ardına hastanelik olmaları sonrası ortalığı saran komplo teorileri türünden bir denklem-dışı kalıştan söz etmiyorum. Biri, -büyük ihtimalle Meral Akşener olabilir bu ‘biri’ dediğim- kendiliğinden kenara çekilebilir pekala. 

[Bunun da bir başka ‘komplo teorisi’ konusu olduğunu, İYİ Parti’nin kuruluşundan beri birilerinin Meral Akşener’e bakarak İYİ Parti’ye ‘muvazaa partisi’ dediklerini biliyorum elbette. Ama benim burada söylediğim o da değil. Kendiliğinden, büyük buluşmayı sağlamak için bir çekilmeden söz ediyorum.]

O zaman da, ‘AK Parti+MHP+İYİ Parti’ denklemi, yine de ‘yüzde 50+1’i yakalayamayabilir.

Zorluk iki partinin uzlaşamaz unsurlarının büyük buluşmaya tepki olarak yeni oluşumlarla ilgilenmeye başlama ihtimallerinden kaynaklanıyor.

Faruk Çelik acaba “Yüzde 40 olsun” derken aklından bunlar mı geçiyordu?

Yoksa aklından geçen, AK Parti ile MHP’den birinin ‘Cumhur İttifakı’ndan ayrılma ihtimali miydi?

AK Parti’de de MHP’de de, liderlerin tam aksine verdikleri bütün teminatlara rağmen, bu birliktelikten memnun olmadıkları bilinenler var. MHP’den çok AK Parti’de. AK Parti’nin en tepe yönetiminde bile, “Birliktelik bize kaybettiriyor” düşüncesinde olanlar ve bu düşüncelerini her fırsatta ve her ortamda tekrarlayanların bulunduğu biliniyor.

“Seçim için gerekli oran yüzde 40 olsun” temennisi gerçekleşir ve cumhurbaşkanı seçimine her parti kendi adayıyla giderse, AK Parti’nin ittifak karşıtı kaçaklarından bir kitlenin yeniden saflara dönebileceği ve bu sayede yüzde 40 oranının yakalanabileceği hesabı yapılıyorsa şaşırmam.

Yazı içerisinde birkaç kez ‘komplo teorisi’ kavramı geçti. Ö tür konulara kafası iyi çalışan bir dostum, Faruk Çelik’in teklifini duymuş; bana şu mesajı çekti:

“Ben AK Parti sonunda ‘Yüzde 20 oy ile de kendini iktidarda tutmanın formulünü arayıp bulacaktır’ diyordum da gülüyordunuz; eski bakan pazarlığı yüzde 40’la açmış, pazarlık bir kez başladı mı, nerede duracağı bilinmez.”

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. Faruk Celigin veya arka planda sarayin yanilgisi su. Ak parti ittifaka İyi partiyi de alsa %40 i yakalamasi imkansiz. İyi parti suanda elde ettigi oy oranini buyuk olcude genelde Ak parti, ozelde ise Erdogandan rahatsiz olan insanlardan aliyor. Gercek potansiyeline ulasamamasida muhalefetinin cok zayif kalmasindan. Simdi ittifaka dahil oldugunda dahil oldugu cumhur ittifakina yeni oy getirmesi mumkun degil. Sadece uclunun kendi aralarinda oy dagilim kombinasyonu degisir. Mhp ittifakinda da boyle oldu. İttufaka yeni oy gelmedi. Ak partiye oy verenlerin bir kismi Mhp ye gitti. Ancak iyi parti ittifaka girerse Mhp kadar sansli olacagini dusunmuyorum. İyi partiye verilen butun oylar cumhur ittifaki disindaki partilere dagilir. Bekleyip gorecegiz. Ancak son zamanlardaki gelismeleri eger korkutulmuyorsa Aksenerin intihari olarak degerlendiriyorum.

  2. Baskanlik sistemiyle milli iradenin otoritesi mutlak kilinmistir. Halkimizin demokratik kazanimlarina goz dikenlerin hesabi 15temmuzda gorulmustur. Gelinen noktaya cani pahasina erismis olan turk milleti vesayet odaklarina gereken cevabi sandikta da verecektir. Iki turlu secim sistemi turkiye icin en uygunudur; 2.tura kalan iki adaydan hangisi digerinden bir oy fazla alirsa o baskandir. Sark kurnazligini birakip herkes milletin gonlune girmeye calissin; yeni sistemde basat oge millettir! Eski turkiyede sandigin pek bir hukmu olmazdi; herkes oyunu kullanir ama sonucta egemenlerin(tusiad) istedigi hukumet kurulurdu… Siyaset kurumu artik turk halkinin gudumundedir. Demokrasimize boylesine yuksek guvenlikli bir bagisiklik kazandiran devlet buyuklerimizden de Allah razi olsun. Itirazi olan?

  3. Ak Parti’min 31.Mart’ta %45 oy alarak en yakın takipçisine %50 fark atması muhalefet yandaşlarını oldukça sevindirmişe benziyor.Demek ki beklentileri daha fazlaymış.

    Bu durumu anlayışla karşılıyorum.Onların
    da bir insan olarak sevinmeye ihtiyaçları var.

  4. Bütün bunların hesabını ,kitabını yapmak size mi kaldı Hocam Allah aşkına ! Ne halleri varsa görsünler ,daha beter olsunlar inşallah ! Zaten en son paragraftaki ifadeler de işin özetini gayet güzel vermiş . Selam ve saygılarımla

  5. bilipte dile getiremediğimiz:bu sistem yeni bir sistem!
    dünyanın bir yerinde örneği yok ki alıp gelelim, ayran yapıp içelim..
    kişiye özel ya da adrese teslim işler hangi ülkelerde olur?
    iyi bir iş midir? kötü bir iş midir bilemem!
    örneğin; Atatürk mezarından çıksa gelse ona özel kanun çıkarıp devletin başına geçirmeli miyiz? yoksa ”O”nun engin tecrübe ve bilgisinden faydalanıp fikirleriyle mi iş yaparız? Allah onun gibi yöneticiler, insanlar yetiştirmeyi ülkemize nasip etsin inşallah..
    yani bu durumda deneme yanılma yöntemini seçmek zorunda kalıyoruz!
    600 rkamı artık türkiye için sihirli bir rakam..
    seçimden önce bir kanun -düzenmele yapılırsa ilk seçime uygulanmaz! (normalde!)
    400 el kalkmadan: (+CB imzası + referandum+muhalefet dava süreci işlemeden)
    mevcut muktedirlerin lehine yada X kişisi lehine olabilecek kanun yada düzenlemeleri yapabilmeli misin?
    örneğin 50+1 ile seçilemedi, ikincide niçin 50+1 aransın? niçin seçilmeden anlaşamayacı aşikar bir partiye muhtaç duruma düşürülsün? en çok oyu alan (isterse yüzde 25 alsın) CB olsa neolur ülkeyi mi satar?
    normal olanı, seçimde kim ne almış ise seçim sonrası ortak paydada buluşmaktır.
    öyle bir sistem oluşturmalı ki;
    450 MV imzasıyla çıkmış bir karar bile anayasaya uymuyorsa yüksek mahkemenin karaıyla dönebilmelidir.ve kimse gık iyememelidir. (milletin iradesi milletin iradesi demeyin akşam akşam)
    bir kişinin yönetiyor görünmesi demokrasilerde mümkün yada sürdürülebilir değildir.
    örneğin ünlü bir sinema sanatçısı Sn. CB tarafından bir bakan seçilse ne olur ki?
    meclistekilerden çeşitli komisyonlar kurulsa, birbirlerine saldırmadan kültürel yada ülke yararına yapılan işleri naklen İBB deki meclis toplantısı gibi tv den izlesek çok şey mi bilmiş oluruz? bu kadar bilmek bizi bozar mı?
    bir savaş gemimize sivil halkı bindirseler şööle bir karpaz yapsak, ordan hatıra olarak bir şişe petrol hdiye yanımıza alsak kıyamet mi kopar ki?
    bunlar bize ironi gibi geliyor belki..
    yada tv lerden sinema, tiyatro, belgesel, kültürel yayınlar, teknolojik yenilikler yerine,
    politikacları entrikaları, oyunları, koca bulma, dedikodu, yemek, huttifritti prğramları izlemeye aynen devam!

  6. Ergün uluses bey! İBB seçimlerinden sonra bir tek H Gayretimiz kaldı, lütfen ona dokunmayalim?

    Biz üstun bir milletiz MILLIYETÇI…MÜSLÜMAN IHTIDARIMIZIN sayesinde dünyaya troller üreterk katı açilmamış(duyulmamiş) küfürler Ihraç ediyoruz. Hemde , milliyetçi ve müsluman olmayan VATAN HAINLERININ, vergilerini harcayarak ihracatimizi yapiyoruz.
    Ne Mutlu Trollere.

    • Hamza bey,merhaba! Siz iki gün önce Fehmi beyi eleştiren bir yorum yazmiştiniz..
      30 küsur yıllik F K okuru olarak.Benim yukardaki yorumuda yazdiğim yorumun esas konusunu oluşturan,bilgiler sansure takilmiş.. ve yorumum yön değiştirmış.
      Yalniz, sansurlenmesine ne üzüldüm nede kizdım.
      Nedenine gelınce, şu an F Koru yazabiliyorsa, vede kimselere yalvarmayip özür ve af’da dilemiyorsa. Mesleğı ile birlikte Kafasini iyi kullandiği için. Eğer sizin arzuladiklarinizi yazsaidi şu an ne bu site olurdu nede bizler burada yazabılırdık.
      Cumhuh başkanliği yapmiş bir insani terörist ilan eden bir ülkede bu zihniyetlerı alkişlayanların azınsanmayacak kadar fazla olmaların’ dan dolayi bu tiplerın kendi kendilerini bitirmelerini beklemekten başka, çare, kalmadiği için onların tuzağina düşüp suçsuz olmalarına rağmen özür ve af dileyenlerden ise, mum işiği ilede olsa etrafı aydinlatmak (bence) daha değerlidir.
      Ne olduda! Bir yıl önce yazılmiş mektup bugünlerde aniden piyasaya sürüldü.
      Demekki o mektubu yazan bunların amellerine hızmet ettiğinden kendsi dahı bey habermış…ve bunların tuzağina düşmuş. Bu tip olaylar,İnşallah, gelecek nesillere iyi birer örnek olur.

      Hatirasaniz! 17/25 Aralıktan sonrakı Mektup meselesinde Koruyu zora sokmak isteyenlerin sayin Koru sakin ve sabirli üslubu ile heveslerini kusaklarinda biraktiğinı’de gene hatirlamakta fayda var.
      Ben “O MEKTUBU BEN GETIRDIM” dediği anı hiç unutmadım.
      Son olarak 15 Temmuz darbe soruşturmasinide hatirlamakta gene bizler için faydalı olacağina inaniyorum.

      Sağlikli ve mutlu kalin.

      • Bende bir link vermiştim sansüre uğradı halbu ki sadece halk röportajı vardı.
        H gayret geldikten sonra bu tür olaylara rastlıyorum.
        Meral akşeneri cumhur ittifakı ile antlaşmış diyorla.r ocak ayında ortaya çıkacak diyorlar.
        Şu an basında gördüğüm chp hadeple işbirliği yapacak, İyi partide biz bu birliktelikte olmayız diye bir çeşit millet ittifakından ayrılma oyunu oynanıyor.
        Bu tür olaylar olduğuna göre tekrar seçim planları yapıyorlar gibi.

  7. Türkiye ve dünyada iktidarlar , ortak akılla seçiliyor. Şeklen de seçim veya savaşlarla oluyor. Hatta, bazı devletler eksilip, artıyor… Sovyetler, Yugoslavya ve en son Sudan. Arap baharı falan. Bizimkiler de iç ve dış güçler modunda.
    Mesela, Erdoğan’ın iktidara gelişi. Siirt, hapis, Gül , Baykal ve bütün medya vs.
    Hâlbuki, Ecevit’i indirenler Erdoğan’ı bindirmişti… Yüzde elliye razı olmayan sendika ve işçiler 5-10′ a razı olmuştu.
    Bazıları birbirine öyle saldırıyor ki , hayret. Oysa, kim gelirse gelsin, o gün ne yapması gerekiyorsa, onu yapacak. Tabi, kitabına uydurmak için, o anki şartlara uygun parti seçilecek. Sol gelecekse, Karaoğlan, sağ gelecekse Barajlar Kralı, muhafazakar ise, Özal, Erbakan veya Erdoğan başa geçer… Yani , başa gelen çekilir. VESSELAM.

  8. Tayyip Erdoğanlı erken seçim ve normal seçimi unutun.
    Bu sene Ekonomi iyice çakılacak.
    Tayyip erdoğan korkusu muhalefete düşerse Yüce Divanda yargılanacak.
    Bütün hataları Yüce divanda yargılanmamak için yapıyor.
    Bildiğiniz gibi 13 uçağı var Ülkeden kaçacak.

    Türk Ekonomisi Uçuşa Geçti ! Peki Ya Sizinki ?

  9. Kendi kuyusu
    AK Parti dağılan Millî Görüş partilerinin mirasına oturdu. Bir iki senelik partinin iktidar olması hem de anayasa ekseriyetiyle başka türlü mümkün değildir. Kuruluş tarihinden beri kendi kuyusunu kazmaktadır. Adil Düzenciliği inkar, gömlek çıkarmalar, kurucu bakanları tasfiye etmeler, OHAL’ler, MHP ile ittifak, Başkanlık sistemi onun çoktan gitmesini gerektiren sebeplerdir. Ancak Ordu ve halk buna rağmen onu orada tutuyor. Yine onu Milli Görüş’ün varisi görüyor. Batı da böyle görüyor. Onu yıkmak için çabalıyor. AK Parti’nin halkın gözünden düşmesi, Sermaye’nin güvenini kazanması için başkan ve bakanların hanımlarının başlarını açmaları, bakanların içki içmeleri gerekir. Her bakan genç kızlarla aşk yaşamalı. AK Parti yöneticileri bunları istese de beceremez. Bu durumda halkın AK Parti’ye güveni devam edecektir. Sermaye hiçbir zaman ona inanmayacaktır.
    AK Parti’ye değil ama AK Partililere saygılıyız. Duamız AK Partililer tövbe etsinler, Adil Düzen’e dönsünler şeklindedir. Akevler onları desteklemeye hazırdır.
    Bizim için kişiler değil, yapılanlar önemlidir. Ne yazık ki AK Partililerin dostuyuz ama AK Parti’yi desteklemiyoruz.

    • Milli Görüşle, alakası yok halk makarna,şeker,kömür yardımı için oy veriyor.
      Deniz bitti Bu sene kömür yardımını çoğuna vermediler.
      Ekonomi çöktükçe AK parti çökecek.

  10. akp nin yaptıkları hata değil,kasıttır.oy erimesi yaşayıp tek başına iktidar olamayınca;akp,mhp leşti.akp lilerden çoğu, akp nin daha da mhp leşmesinden yana.akp oy kaybettikçe,erdoğan ın vaktiyle eleştirdiği mhp gibi, kafatasçı milliyetçisine döndü.akp hata ile değil ,kasten kafatasçı milliyetçi oldu.iç ve dış siyasetin ana unsuru da bu.

  11. cumhurbaşkanı %10 evet oyu ile seçilsin.akp nin adayından başka hiçkimse aday olamasın.

  12. cumhurbaşkanı gelecek seçimlerde %10 evet oyu ile seçilsin ve recep tayyip erdoğan tek aday olsun.başka aday çıkacak olursa vatan haini ilan edilip kellesi vurulsun.demokrasi dediğin böyle olur.

  13. Cumhurbaşkanına bu kadar yetki ver, sonra da seçlmek için gerekli oyu düşür.
    Bu kadar yetkili cumhurbaşkanı olan bir ülkede “toplumsal uzlaşı için” oy oranını düşürmek değil arttırmak gerekir.
    Ayrıca %50 oranı ” birinci tur” için gerekli.
    ikinci turda ilk turda en çok oy alan iki adaydan geçerli oyların çoğunu alan seçiliyor. Yani ikinci turda bir aday
    “toplam seçmenin ” %35 oyu ile bile seçilebilir.Oy kullanan seçmenin her halükarda yarısını geçecek.
    Bu öneriyi yaptıklarına göre AKP liler birinci turda %50 yi bulamayacaklarını, ikinci turda da rakibinin kendilerini geçeceğini ” İTİRAF” etmişler ki, çok haklılar. Zira;
    1- Şu anda 18 yaşını dolduraran seçmenlerdeki Erdoğan karşıtlığı oranı % 65. Bu oran yükselen bir trend.Buna göre2023 e kadar toplam seçmene Erdoğan karşıtı çok büyük bir seçmen dahil olacak.
    2-Erdoğana yaşlı kişilerin oy verdiği dikkate alındığında ve doğal ölüm olayı nedeni ile Erdoğana oy veren çok sayıda seçmen de toplam seçmenden düşecek.
    6 puanlık maç gibi fark hiçbir sekilde kapatılamayacak şekilde açılacak.
    Başka faktörlerden sadece ekonomiden bahsedeyim.Yaklaşık 5000 çalışanı olan iş adamı “Atatürk bile dirilse bu tabloyu düzeltemez” dedi.

    • Sayın Y.K! Öluleri diriltmek gibi bir özeliklerının olduğunu hatırlamakta fayda var.

  14. Bu sayfada H.Gayret adında bir trol var. Bu adamın yorumlarına neden burada izin veriliyor? Adam trol. Saygısız ve terbiyesiz. Yazarlara, medya çalışanlarına şöyle hitap ediyor: “Her firsatta halkimizin degerlerine saldirmayi gorev edinmis”, “Ensest mahsulu”, “cemiş”, “eleman”, “kiytirik”, “ahlaksiz”, “bes para etmez”.
    Bu terbiye yoksulu üslup özgür medyada olmamalı. Bu tip şeyler okumak istesek yandaş medyayı takip ederiz.
    Medyanın içine edilir, gazetelerin içi boşaltılır, kalemler kırılırken trol şöyle yazar: “Beter olsunlar insallah! Gasteci dedigin sahibinin sesi, karahalkin ise dusmanidir. Birakin kisirligini, kokleri kurusun diyorum. Basili ve gorsel medyanin tumuyle yok olup gittigini gormek en buyuk dilegimdir. Yayinladiklari coplerden/iceriklerden ogrenecegimiz hicbir sey yoktur…”
    Trol denen bu şarlatanları burada ve diğer Özgür Medya’da görmek zorunda mıyız?
    Bu trol FKT yorumcularına ise: “Engin cehaletiniz”, “bakiyorum kuyruk sallama konusunda oldukca donanimlisiniz”, “mankurt”, “soysuz”, “Cmtcn ya da her ne haltsan”, “Senin her tarafin yasaksavar olsa ne yazar”, “incir cekirdegini bile doldurmiicak keciboynuzu tadinda zirvaliklar yazdiklariniz… Onun yerine ben olsam nurdan ablanin hezeyanlariyla yetinirdim.”
    Bunlar her türlü terbiyesizliği yapmayı kendilerine hak görüyorlar.
    Her yere, hep aynı kelimelerle hep aynı zırvaları yazıyorlar.
    Ak Parti ve Ak troller fikirlere fikirlerle karşılık veremezler. Ancak tehditle, şantajla, baskıyla, cebren ve hile ile yol alabilirler. Beş para etmez fikirlerini, yazarlarını, sözcülerini ve trollerini zaten okuyan yok. Bu adamların yorum adı altında kustukları hezeyanları gözümüze sokmanın ne gereği var?
    Tez zamanda bu ülkenin başından yok olup giderler inşallah.
    Milletin adamı, bu aziz millet gibi laflar ederler… Milletin tamamı değiller. Buna rağmen “Bu milletin değerleriyle zıtlaşan, milletin değerlerini çiğneyen her kalem kırılır” gibi laflar ediyorlar. Fikirleri yok, fikir sahiplerine çamur atarlar ancak. Hür düşünceden rahatsız olurlar. Fikir namusları yoktur. Pişkinlikte sınır tanımazlar. Yalan, iftira, her türlü rezillik bunlarda. Herkes yalaka olsun, herkes biat etsin istiyorlar. “Eleştiri yapmak suretiyle kaos oluşturmak ve seçilmiş hükumete darbe yapmak istiyorlar. Bu milletin iradesine, Müslüman hükumetine karşı gelinmez.” diyorlar.
    Oysa en büyük darbecilik karşı fikirleri susturmak, hür tefekküre tahammül edememek ve bin odalı sarayda yaşamaktır. Fikir namusu olmayan troller doğruya doğru yanlışa yanlış diyemezler.
    Dinciliği arkalarına alıp her türlü arsızlığı, yolsuzluğu, edepsizliği yaparlar. Yalan bunlarda, hırsızlık bunlarda, saray bunlarda. Bin odalı saray, bütün bu rezilliklerin simgesidir. Bu yüzden “bize cahil insan lazım” diyorlar. Kul yığınları “fikri hür” olmamalı ki saltanatları devam etsin.
    H.Gayret’in ve diğer trollerin hezeyanlarına yer vermeyin ki sayfa temiz kalsın. Birkaç tık kusur kalsın. İktidar “düşünce ve ifade hürriyeti”ne saygı duyuyor mu? Siz neden bu saygısızlara söz hakkı tanıyorsunuz?Memlekette okunacak gazete bırakmadılar, yetmedi, istiyorlar ki internet te kendilerine benzesin. Yani fikirsiz, kitapsız, cahil ve terbiyesizler cirit atsın. Fikri hür insan olmasın. Trollere karşı topyekün mücadele edilmeli.

    • Benim de aklıma bu geldi. Hadi bu herif yazıyor da bu yorumu onaylayan arkadaşa ne oluyor diye düşünmüştüm. Meriç nehrinden karşıya geçerken boğulan anne ve çocukları için ‘su testisi şu yolunda kırılır’ demişti.

  15. HANDESE İLE VESVESE

    Ak partinin %20 oy ile iktidarda kalacak formul peşinde olduğunu söyleyen arkadaşınız ile arkadaşlığı kesin bence. Üç yada beş oy oranları farklı olabilir ama önemli olan iktidarı halk istiyor mu istemiyor mu? demokrasi tecrübemizin ender kazançlarından biride bu. Gidecek olan gider. Türlü ayak oyunları ile süreyi bir kaç ay uzatsa da iktidarda kalmak mümkün değil. Bunun şahidi ANAP. Halk gönlünden sildiği partiyi tarihten de sildi.
    Konu Ak partinin böyle bir arayış içinde olduğu algısı yaratmak. Rüzgar estirmek. Esmiyo, Zaten dışarıdan üfüren olmayınca Türkiye de şer rüzgarların esmesine imkan yok. Hakkaten beğenmediğiniz ak parti adayları yerine seçtiğiniz şu büyükşehir belediye başkanlarına bakın; derinliği yok, vizyonu yok, fikri yok. Yapsatcı mahalle müteahhidinden kahraman yarattınız, brova size.

  16. TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİ
    Sayın Koru!
    Siz siyasi bir konu işlemissiniz ama müsaadenizle Türkiye’nin olması gereken gerçek gündemine ilişkin bir yorum yapmak istiyorum.
    Malum olduğu üzere, Adalet ve Kalkınma Partisi İstanbul Milletvekili ve MKYK Üyesi Mustafa Yeneroğlu, T 24’ten Şirin Payzın ile yaptığı söyleşide KHK mağduru insanlar ile ilgili yapılan yargılamalarda “Hukukun dışına çıkıldığını” belirtti. Yeneroğlu, söyleşide öyle can alıcı noktalara temas etti ki… Örneğin bu davaların er ya da geç Anayasa Mahkemesi’nden döneceğini oradan dönmese bile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden döneceğini ama bu durumda ülkemizin itibar kaybedeceğini ifade etti. Yeneroğlu, KHK mağdurlarının dramını rakamlar vererek anlattı. Bir ülkede çarpan katsayısı ile birlikte milyonlarca kişinin terörist ilan edildiğini, bu işte bir terslik olduğunu samimi bir şekilde anlattı.
    Bir iktidar partisi milletvekilinin, onca kişiyi ilgilendiren çok önemli bir konuda yapmış olduğu açıklamaların, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşmesi beklenir. Öyle ya milyonlarca insanın hukuku söz konusu. Hukuk dışına çıkıldığından dolayı yitip giden hayatlar, ruh sağlığı bozulan yüzbinlerce insan, telafisi imkansız zararlar…
    Yeneroğlu’nun açıklamaları medyanın büyük bir bölümü tarafından görmezden gelindi. Sadece bir kaç sitede (bunlardan biri de ocakmedya) kısaca yer aldı. Ülke gündemini sarsması gereken ve köşe yazarlarının birince derecede gündeminde olması gereken açıklamaları ile ilgili görebildiğim tek bir köşe yazısı var: Sayın Veysi Dündar’ın Ocak Medya’da yer alan vicdan ile ilgili yazısı.
    Demokrat, aydın bütün köşe yazarlarından beklentim bu konuyu gündeme getirmeleri, artık daha geç olmadan bu konu ile ilgili bir şeylerin yapılması gerektiğinin vicdan sahibi insanlara iletilmesi ile ilgili düşüncelerini sütunlarına taşımalarıdır.
    Saygılarımla…

  17. Siyasette 2×2=(?) 4 etmez hiçbir zaman. Kanun yapıcı gücü elinde tutan yürütmeler her zaman kendilerini iktidarda tutacak kanuni değişiklikleri yaparlar. Geçmiş örnekler bolca var. Bu teklif fazlasıyla bunu hakediyor. bu teklifi yağa batırıp bala bulayacak bolca siyasetçi ve maaşlı gazeteci var. ilerleyen günler ve haftalarda bu teklifin kansere bile çare olduğu, ömrü uzattığı gibi izahlar bulabilmek mümkün. Ben Ankara ostimde esnafım. Son bir yılda sadece benim sokağımda 6 esnaf batarak(gözleri yaşlı) dükkanlarını kapattı. Kimin başkan olacağı, hangi oy oranları kimi saraya taşıyacak gibi gündemleri yoktu. Sayın Faruk Çelik yattı kalktı birden düşündü bu teklifi ve kamuoyuna açıkladı..Beş yıl önce değil iki yıl önce değil 30 Eylül 2019 da. Faruk bey bence ömür boyu makam sahibi olarak kalacak yolun incilerini döşüyor görevli olarak….

  18. TR’de insanların düştüğü hataların başında şu insin ben bineyim. o gitsin ben geleyim bencilliği var. ve bu bilinçaltına yerleşmiş.
    ”O” niye gitsin arkadaş?
    ”sen” ne özelliğin var ki gelesin be adam? yada kadın?
    ben o adamı seviyorum..
    sanane yatak odam dn!
    benim birde sevgilim olamaz mı?
    üstelik ”O” hem dr, hem mühendis, hem sanayici, hem çamaşırcı, hem bankacı, hem borsacı, hem din alimi, hem konsolos, hem mahalenin kabadayısı, hem de CEO..
    hem onun arabası var.. senin bir eşeğin bile yok!
    sen ne verebilirsin ki bana?
    iş..? aş..? huzur..? ev..? araba..? borçsuz k.kartı..? düzenli gelir..? güvenlik sigorta..?
    güneyden gelebilecek füzeyi havada tutabilir misin?
    doğudan gelen kervanı ankaraya çevirebilir misin?
    bana bir ada satın alabilirmisn? bir ada!
    yoksa amerikanya yada rusya yeriye ingilterdenmi borç alıp gelirsin?
    yada sen zaten imf mimefe ile zaten dost musun?
    peşin peşin söyliyeyim oturduğum dedmden kalma bir evim kaldı onuda satmayı düşünüyorsan unut beni!
    asla olmaz!
    zaten o ev ipotekli!
    babana resti çeek gel ozaman seninle belki!..

  19. Kimileri “Taha Kıvanç” olarak da yazsın Sn. Koru diyor ama ben, bir çok olmasa da bazı yazılarında “Taha Kıvanç’ı okuyorum Koru’nun ve bu onlardan biri. Bu yazının tamamı olmasa da birazı Taha Kıvanç tadında yazılmış…”İki liderden birinin çek(tir)ilmesi…” Hastane mastane…

    Merhum Ecevit’e de iktidardan el çekmesi için yaşatılan hastahane senaryolarını hala dün gibi hatırlıyorum ve o zaman da Bahçeli hükümet ortağıydı.

    Akşener’in AK Partiye el sallamasını olası bir genel başkanlıktan el çektirme operasyonuna karşı onu, (AK Partiyi) vereceği destek karşılığında (ittifak içerisinde yer alarak) güvenli liman olarak görüyor olsa gerek, lakin bu onu Bahçeli’nin hışmından kurtarabilir mi kestiremiyorum. “İktidar şerik kabul etmez” derdi bir zaman Erdoğan; o kabul etti ama Bahçeli kabul eder mi, hiç sanmıyorum. Meselenin Taha Kıvanç yönüyle izahı bu, gelelim “Koru’ca” olanına..

    Çelik’in teklifi AK Partinin iktidarda kalması şartıyla yavaş yavaş parlamenter sisteme de dönebiliriz denecek kadar ucu açık bir teklif. Hatta, AK Parti iktidarda kalsın da, sistemin adı da şekli de ne olursa olsun kabilinde…

    Ne var ki AK Parti kiminle ittifak yaparsa yapsın, bu eskilerin yanında yeni kurulacak partilerden biri veya ikisiyle de olsun; artık Türkiye’de Erdoğan/AK Parti karşıtı bir akım gelişiyor ve büyüyor. Bunu bir yere kadar seçim sistemi üzerinde yapılacak değişikler ile öteleyebilirsiniz ancak bu uzun vadede önü alınabilecek bir durum değil.

    Bunu yeni kurulacak partiler görmüyor olamaz, eskilerde…En rahat olanlar ise CHP ile HDP görülebilir, lakin, onların da uykusunu kaçıran “yeni oluşum partiler”dir. Üstüne “yeni oluşum partiler” içine bir de Kürt siyasetinde HDP’ye rakip ve örgütün sultasına başkaldıran bir siyasi parti de boy verirse (ki, toplumda buna ihtiyaç beliriyor); ülkede daha demokratik bir siyasete kapı aralanır kanaatimce.

    “Hareketler bereketin kaynağıdır” der Hz. Mevlana.

    Neden olmasın?

    • Ayagini yorganina gore uzatmamissan hangi hesabi yaparsan yap tumaz. %40 diger adayinda secilmesini kolaylastirabilir. Cok hesap yapiyorsan. Isler kotu demektir. Kelin ilaci olsa kendi basina surer. Iyi partiye oy verenler iyi partiye ak partiye oy verenler ak partiye mhp ye oy verenler mhp ye ve diger partiye neden oy verdi neden oy veriyor diye anlamayanlarin hic bir hesabi tutmaz. Tutmaz her aşı her ağaca gitmez.

  20. Faruk beyin teklifi ciddiye alınacak ve Akpartiye başarı getirecek bir teklif değil.Diyelim ki böyle bir düzenleme yapıldı.o zaman 1.tur seçim tüm partiler için 2.tur gibi algılanıp yönetilecek.yani muhalefet ortak bir aday çıkaracak hdp de aday çıkarmayıp bu adayı destekleyecek.Eğer cumhur ittifakı %50 ye ulaşamıyorsa bu muhalefet adayının ulaşacağını gösterir dolayısıyla seçim kaybedilir.Geçen dönem bu olmadı çünkü Meral hanım 2.olacağına ve seçiminde 2.tura kalacağından emindi.2.olamasa dahi 2.turda ince desteklenecek ve seçim yine kazanılacaktı.bugün meral hanım düşündüğü kadar popüler olmadığını biliyor.%50+1 devam ederse yine aday olacaktır ama % 40 olursa CHP ve yeni partilerle ortak adaya ve güçlü Başkan yardımcılığına razı olacaktır.tamda bu nedenle %40 olmaz.Sizin için önemli bir nokta daha ortak aday asla Gül olamaz.Meral hanım ve ekibi Gülü İngiliz projesi olarak görüyorlar ve bunu her fırsatta ifade ediyorlar.{ilçe başkanlarının yöneticilerinin yanında eski içişleri bakanı sıfatı olan bir lider söylüyor bunları.tayyip hatası sevabıyla Kasımpaşalı fakat gülün tüm hayatı proje deniliyor.yarın nasıl Gül ortak aday der ve ikna edici olur?}Ortak aday CHP içinden herkese sıcak gelecek bir aday olur aynı yerel seçimler gibi.Aksini yerel seçimlerde bu kadar ciddi başarı yakalanmışken Kemal bey CHP tabanına kabul ettiremez.Tayyip bey bu seçiminde favorisi olacaktır.akpartinin sorunu sürekli yanlış kararlar alması.belediye başkanlarının istifa ettirimesi Onur kırıcıydı ve çok zarar verdi.yanlış Başkan ve Meclis adayları gösterildi nasılsa kazanıyoruz mantığıyla hareket edildi.istanbulda 39 ilçeden 2 tanesinde doğru aday gösterilseydi 31.martta Akparti kazanırdı.Tüm ilçelerde 2004-9-14 benzeri bir süreçle aday gösterilseydi Ve istifa olayı olmasaydı 400 bin fark olurdu.önümüzdeki seçimin belirleyicisi ekonomi olacak.kriz hızla aşılır ve ekonomi düzelirse Tayyip bey seçimi kazanır.Aksi halde zorlanır.gülün aday olduğu her durunda Tayyip bey kazanır çünkü CHP de büyük bir kitle ve iyipartideki milliyetçi kesim gülü Tayyip beyin kibar Güleryüzlü ve daha tehlikeli hali olarak görüyor.Ekonomi düzelirse babacanda Davutoğlu da zayıf oy alırlar ve başarısız olurlar.bunlar onlara sempati duyan kesimin çok az kısmını CHP ile ittifaka razı edebilirler.meral hanım çekilmez ama şu olur.Devlet bey iyipartiyi bitirmek ve zayıflatmak için önümüzdeki 3 yıl her şeyi yapar.ama 2023 te anketler iyiparti olmadan Tayyip bey kazanamaz diyorsa Devlet bey insiyatifi ele alır ve hiçkimsenin beklemediği hamleyi yapar.Burda kritik nokta şu.tayyip bey 2-3 puan ile kazanıyorsa iyiparti desteği yeter.aksi halde yetmez çünkü iyipartiye oy verenlerin çok büyük kısmı Tayyip beye çok karşı Meral hanımı dinlemezler.

Yoruma kapalı.