Cumhurbaşkanı şaşırtmayı seviyor.. Reform paketi ile de şaşırttı..

33
Reklam

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün ‘insan hakları eylem planı’ adı verilen bir dizi ‘reformu’ açıkladı. Bundan böyle evrensel insan haklarına riayet edilen bir ülke olacağımız mesajı bu. Eksiklikleri olmakla birlikte, ülkesinde başı dik yaşamak isteyen, haksızlığa uğramamayı önemseyen, hukukun üstünlüğü ilkesini ciddiye alan herkesin altına imza atacağı bir paket bu.

Hiç kuşkusuz yapılmak isteneni takdir, uygulanmasını da teşvik etmemiz gerekiyor.

Böyle bir metni açıklamakla Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi ve iktidar cephesi adına en zor adımı atmış oldu; bundan böyle iktidarın, devlet adına uygulamayı üstlenecek olan bireyler ve kurumların reform paketinde öngörülen esasları yerine getirmelerini izlemesini bekleyeceğiz.

Uygulamayla görevli devlet mekanizmasının bu gelişmeden memnuniyet duyacaklarını ummak isterim.

Gülhane Hatt-ı Hümayunu veya Tanzimat

Reform paketi bana tarihimizin önemli dönüm noktalarından birini teşkil eden, zamanında ‘Gülhane Hatt-ı Hümayunu’ diye adlandırılmış, günümüze ‘Tanzimat’ adıyla ulaşmış olayı hatırlattı.

İsminin önüne sonradan ‘büyük’ sıfatı da eklenecek Mustafa Reşit Paşa’nın [o zaman hariciye nazırıdır ve reformları uygulatma göreviyle sadrazam olacaktır] Sultan II. Mahmut‘un hazırladığı reform hamlesini onun vefatı üzerine birkaç ay önce tahta çıkan Sultan Abdülmecid namına açıkladığı metnin adıdır ‘Tanzimat’; açıklama, 3 Kasım 1839 tarihinde Gülhane’de yapıldığı ve açıklamayı Gülhane Kasrı’nda bizzat izleyen Padişah’ın iradesini temsil ettiği için ‘Gülhane Hatt-ı Hümayunu’ diye adlandırılmıştır.

Devleti dönüştürme amacıyla bir dizi reformu gözünü kırpmadan hayata geçirme çabası göstermesi bakımından önemli Osmanlı padişahları sıralamasında en ön saflarda anılması gerekirken fazlasıyla ihmal edilmiş biridir Sultan II. Mahmut.   

Reklam

Şu satırları İslam Ansiklopedisi’nden aktarıyorum:

“II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra 1830’ların başından itibaren Osmanlı merkez teşkilâtını tamamen değiştirdi. 1831’de sarayda önemli bir müessese olan silâhdarlığı lağvetti; sır kâtipliğini Mâbeyin başkâtipliğine dönüştürerek saray sekreteryasını meydana getirdi. İki yıl sonra Mâbeyin Müşirliği’ni kurdu ve Enderûn-ı Hümâyun’un oda nizamını yeniden düzenledi. Bunun yanında Bâbıâli’deki kurumların isimlerini değiştirdi ve görev alanları daha açık biçimde tanımlanmış uzmanlık birimleri olan nezaretleri teşkil etti. Meclis-i Vâlâ gibi yüksek meclislerin yanında nezaretlere gördükleri işlerde yardımcı olmak üzere bazı meclisler kurdu. 24 Mart 1838’de teşkil ettiği Meclis-i Vâlâ’nın kuruluş amacını, yapmayı düşündüğü ve Tanzîmât-ı Hayriyye (Tanzîmât-ı Mülkiyye) diye nitelendirdiği ıslahatı tesbit ve müzakere şekli olarak belirledi (Takvîm-i Vekāyi‘, nr. 163, 11 Muharrem 1254, s. 2). Bu adlandırma onun tasarladığı reformların genel adıydı. Mayıs 1838’de biri ulemâ, diğeri memurlar için iki ceza kanunu hazırlattı.”

Tanzimat reformu bu ön hazırlıklar üzerine geldi.

Devlet ‘Tanzimat’ ile kendi iradesini kısıtlamayı kabul etmiş oldu.

İslam Ansiklopedisi, Tanzimat’ın ilanından sonra Avusturya ve Rusya imparatorlarının Osmanlı’da kabul edilmiş hak ve özgürlükler çerçevesini kendi ülkeleri hakllarının da talep edebileceği kaygısı taşıdıklarını da kayda geçirmekte.

Atılan ileri bir adımdı.

Bazıları, o günlerde yapılanı, esasta herkese haklar getiren, özgürlükler alanını genişleten bir girişim olduğu halde, gayr-ı müslim tebaayı da kollayan yönlerine takılıp biraz da alaycı bir ifadeyle “Artık gavura gavur denilmeyecek” formülüne bağlamışlardı.

Magna Carta

Reklam

Aslında Osmanlı’nın 1839’da benimsediği yolu, İngilizler, Kral John’un ilan ettiği Magna Carta ile ta 1215 yılında tutmuşlardı.

Magna Carta ruhu, asırlar sonra Osmanlı’da ete kemiğe bürünmüş oldu.

Reformların bir özelliği var: İlan edildikleri günlerden sonra etkileri azalsa hatta yok olduğu düşünülse bile, tetikledikleri bazı önemli değişiklikler varlıklarını bir biçimde sürdürüyorlar.

Tanzimat ile açılan yol olmasaydı Osmanlı meclisli padişahlık (Meşrutiyet) dönemine gidemeyecek, onun yıkıntılarından oluşan yeni devletin düzeni muhtemelen cumhuriyet olamayacaktı.

Elbette Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerine yönelik ağır eleştirilerden ben de haberdarım. O dönemlerde yaşasaydım muhtemelen ben de ileri gidildiği endişesi taşıyabilirdim. Ancak bugünden geriye doğru bir değerlendirmeyle, çağın gerisinde kalmaya başlamış ve bu yüzden izmihlale uğrama tehdidi altına düşmüş imparatorluğa bir müddet daha nefes aldırabilmek için o reformlara ihtiyaç olduğunu görebiliyorum.

Dün ilan edilen ‘insan hakları eylem planı’ için de görüşüm aynı.

Türkiye o plan içerisinde yer alan esasları hemen ve hiç aksatmadan benimseyip derhal uygulamaya koymazsa kısa süre sonra önünü göremez ve nefes alamaz hale gelebilir.

Ancak eylem planının başarıya ulaşması için olmazsa olmaz şart, tam anlamıyla bağımsız, tarafsız ve bağlantısız bir yargı düzenine kavuşmaktır.

Bağımsız, tarafsız ve bağlantısız yargı herkes -öncelikle de siyasiler- için gereklidir.

Sıra uygulamada

‘İnsan hakları eylem planı’ kapsamı içerisinde yer alan esasların uygulanmaya başladığını nasıl anlayacağız?

Aşağıda Cumhurbaşkanlığı tarafından reform paketinin genel hatlarını içeren tanıtım panolarını bulacaksınız. Herbiri içinde çoktan sahip olunması gereken sağlam esasları barındırıyor o panolarda ifadesini bulan vaatler.

Yerine getirilmeye başlandığının anlaşılması için en başta tutuklu yargılananların tutuksuz hale getirilmesi ve cezaevleri kapılarının açılması gerekiyor.

Fikir, ifade, din ve vicdan ile örgütlenme özgürlüklerinin ve gösteri hakkının korunma altına alınması da, siyasiler, gazeteciler, öğrenciler ile sivil toplum örgütü liderlerinden hiç kimsenin cezaevinde bulunmaması da şart.

Herhalde siyasi ağızlara zaten yakışmayan yıkıcı toptancı söylem de değişecektir.

Aksi halde 180 yıl önce ilan edilen reformlara yan gözle bakıp onları ‘Gavura gavur diyememek’ten ibaret sayan toplum aklı, dün ilan edilen reformlara da benzer bir yakıştırma bulur.

ΩΩΩΩ     

Reklam

33 YORUMLAR

  1. Çocuklarım Türk Milleti adına karar veren mahkemeden berat etmiş.. Biri savcılıça: “soruşturmaya yer yok” karsrına rağmen beşinci yıldır görevive dönemiyooor.. Hukukta REFORM yapsn sağır kulaklar duyuyorlar mı acaba.. Ey vicdan sahipleri ne zaman insafa geleceksiniz?. Ne zaman Allah kulğınıza çağıracak..Bırakın guguk reformu yapmayı be.. İnsafa gelin be insafa.. Dün avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde kendileri için Adalet arayanlar bu gün Adalet dağıtacak öylemi.. Vah yah, Vay Türkiyem vah.. Bırakın onu bunu hani:”Bir topluluğa duyduğumuz öfke bizi Adaletten ayırmayacaktı..”

  2. Haçlılar namusunuza dokunmaz diyebilen
    Hiçbir pişmanlık göstermeyen kaçak ABD ajanlarına hak hukuk adalet uygulayan devletde. Hak hukuk adalet kalmaz
    İhanetin bedeli ödetilmedikçe devlet tekeri düzlüğe çıkmaz
    Bu vatana İhanet eden ,düşmanlık eden ,Haçlılardan medet uman laf ebeliği ile ,laf salatası ile zeytinyağı gibi yukarı çıkamayacağını çok iyi öğretilmeli
    “zalime merhamet mazluma eziyettir “

    • Serdar Turhan
      2 Mart 2021 At 12:12
      sizde hiç vicdan ve ahlak kalmamış galiba.
      Çektiğiniz haşhaşinin etkisi ile her türlü şeyi serbestçe yazabiliyorsunuz
      Türkiye dışında hiç kimse işin üzerine gitmedi.
      Türkiye büyük istihbarati sayesinde bütün dellileri 24 saatte ortay koydu ve kararlılkla üzerine gitti.senin anavatanının emperyalleri ise hala olayı örtbas edip veya şantajla Arabistan dan birşeyler koparabilme derdinde.

      Serdar Turhan
      1 Mart 2021 At 00:01
      Bu haşhaşi sesi ,şu Haçlılar namusunuza dokunmaz diyen ABD kucağında oturan papazın atlet koklayanlarundan olanı
      Hiç akıllarına bir din adamı ABD kucağında ne işi var demek akıllarına gelmiyor

      • Yorumlarına bakınız! Haçlılar, haşhaşiler. namus, dokunmaz, vijdan. Ahlakın oysaki kendisi ahlakın (A)si Vijdanin (V)si Namusun (N) sinden bey haber olan.
        Ahlakli zati en iyi Uygurlar tarif ediyor!
        Sahi bu Komunist ve Perinçek sever ne olduğu belli olmayan gambazcı troll burada neden bana saldırıyor?
        Ahlakli vijdani varlik siz gidin kendiniz gibilerine din satmaya devam edin.
        Çinden kovulunca burada erdoğanın inşatcılarınıa birde siz eklendiz

        • Perinçek Ruscu olduğundan ABD ajanlarını temizlyenlere aklınca arka çıkıyor.
          Önemli olan ona arkan çıkan var mı?

          Perinçek e vurmak sizin ABD de kucağında “Haçlılar namusunuza dokunmaz ” vicdansızlığınızı temizliyor mu?
          Uygurlar sizin ajanlığınızı temizliyor mu?

          Bu aynen “PKK ile neden masaya oturdun ” deyip gidip PKK ile ittiak yapanlara benziyor.

          Yani kısaca haşhaşi ordusu ajanlıkları göre göre ajanlık yapmaya ama sizde Uygurlara ses çıkarmıyorsunuz demeye devam ediyor

  3. 500 yıldır adalet arıyoruz.
    reform yazamadığımız için mi?
    yoksa uyamadığımız için mi?
    elbise değişir lakin içindeki değişir mi?
    yaptıkları yapacaklarının teminatı değil mi?

    1 milyon doz aşı bedava yollandı ama devlet aracı firmaya bu bedava aşılar için 12 milyon dolar ödedi iddiası var. doğru mu bilmem. araştırma önerildi ama mecliste kabul edilmedi.
    şimdi reform üzerine reform yazsan ne yazar?

    ifade özgürlüğüymüş, gösteri hakkıymış, tutukluluk süresiymiş,
    işin teknik kısmı şöylemiş, böyleymiş
    geçiniz efendim.

  4. “Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün ‘insan hakları eylem planı’ adı verilen bir dizi ‘reformu’ açıkladı.” Bu bir itiraftır. “20 yıla yakın TC’de tek karar verici, tek yasa çıkarıcı, tek yasa uygulayıcısıyım; insan haklarını çiğnedim, yok saydım, yok ettim ama artık insan haklarını hatırladım, belki uygularım.” demektir.

    • Hayret yaa! senin gibisine de yaranilmaz be mübarek. Huysuz virjin gibi adamsın. Hiç değilse daha önce nerelerdeydiniz reform uygulamaları acil bekliyoruz de be adam. Tipik bir CHP muhalefet kafası. Vesselam!

      • Hayret Bey, neye hayret ettiğinizi söyleyiniz, biz de hayret edelim. Çalıntı sorulara göz yuman, çalıntı sorularla belli noktalara gelen ve halen faal olanlara bir şey olmazken; maaşını patronunun tercih ettiği bankadan alanlar işsiz ve ailecek sefilleri oynarken hangi insan haklarından söz edeceğiz? Alkollü, kaldırıma çıkıp önüne geleni ezip öldüren adli kontrol şartı ile hala trafik terörünü sürdürürken hangi adaletten, hangi insan hakkından söz edeceğiz? Kadın en az üç kez koruma talep etmiş, uzaklaşsın istemiş; kimisi öldürülen kimisi halen ölüm tehditi ile yaşayan kadınların insan hakları ne olacak? Çocuğa taciz etmiş. Adı üstünde çocuk. Ama rızası varmış diyen adalet anlayışının insan hakları ile ilgisi ne? Altına hem hükümet hem meclis olarak imza attığın AİHM kararlarına uymuyorsun, kendi AYM kararlarına kendi mahkemen uymuyor; nasıl bir insan hakkı bu? Ve aynen ilk mesajımda yazdığım gibi her konuda yasa çıkaran ve yasayı uygulayan veya uygulatan makam aynı. Bırakınız vaad ettikleri, mevcut yasaları herkese eşit olarak uygulasa, uygulmaya izin verse yeni bir eylem planına gerek bile yok.

  5. Muhalifler ne derse desin, dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı paket dört dörtlük bir çerçeve çiziyor.
    Bu plana sırf muhalefet etmek için muhalefet eden sözde muhaliflere hiçbir şekilde saygı duymuyorum.
    Şimdi bu sözde muhaliflerle sözde iktidarcılar “insan hakları ve özgürlük düşmanlığı” ortak paydasında buluşup bu planı ifsad etmek için her şeyi yapacaklar.
    Şimdi bu bürokratik çevreler ve onların medya uzantılarıyla sözde muhalif medya çevreleri nasıl müttefik olacak göreceksiniz.
    “Devlet insanlarımızın hizmetkarıdır. İnsanlarımız devletin kulu kölesi değildir. Devlet kutsal bir kavram değildir. Bireyler devlet için değil, Devlet bireyler için vardır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.”
    Muhalifler “Biz bu plana tam destek veriyoruz ve uygulanıp uygulanmadığının takipçisi ve müfettişi olacağız. Bu konuda iktidarın tepesindeyiz” dese tüm muhalefet partileri hem söylem üstünlüğünü elde eder hem de iktidar blokunu metindeki vaatleri hayata geçirmeye zorlar.
    Ama bir kör kutuplaşmadır, bir inatlaşma halidir gidiyor. İnsan hakları ve özgürlükler gibi değerleri önemseyen yok. Varsa yoksa siyasal iktidar kavgası.

    • Illa yahu arkadas sen inandinmi ?ammada safsin o zaman denemek bedava søyle birseyler gør gununu bu duruma bu ulkeyi ben getirmedim eger herkes fikrini øzgurce søylerse øzgurce elestir bak TV lere bir gazeteci bir cetefetli soru sorsun soluk hapiste alir ben o paketler birer tuzak eger øzgurlukler konusunda ciddi olsa meclisteki partilerin millet vekillerini hapisle tehtit etmez sabaha kadar yazsan bitmez tipki kurt anlasmasi gibi bir saate masa gitti

  6. En yüksekteki makamda kim olursa olsun aşağılara doğru gittikçe çıkarılan kanunların fazla bir anlamı kalmıyor.
    Maalesef insanımızın yapısı bu.
    İnandığını iddia edenler bile Maun suresinden bihaberler veya kendi çıkarları söz konusu olunca din iman hak getire.
    Eğitim sistemimizin yetiştirdiği insanları kalitesi bu kadar.

  7. İktidarın son zamanlarda sıklaştırmaya başladığı göstermelik her adım (çabası) seçime yönelik.Akılda bir seçim var da,nicedir uygun zaman kollanıyor.Bakalım bu göstermeler o uygun zamanı yaklaştıracak mı?göreceğiz.

  8. Temel ile Dursun , İstanbul’da Sultanahmet Meydanında dolaşırlarken yabancı bir turist yanlarına yaklaşarak elkol hareketleriyle de destekleyerek bir şeyler sorar.Ancak bizimkiler hiç bir şey anlamazlar .Turist , İngilizcenin ardından bu sefer Fransızca ile derdini anlatmaya çalışır, maalesef yine netice alamaz , son çare olarak Almancayı dener , durumun değişmediğini görünce de adam döner gider !
    Temel , hem adama yardımcı olamadıkları için ve hem de bir yabancı dil bilmedikleri için oldukça mahçup olur , Dursuna dert yanar,
    – Ula Dursun , bi yabani dil bilmeyuruk daa .. ! Adama karşi ayip oldi be. !
    Dursun , pek oralı değildir, istifini bozmadan cevap verir ,
    – Ula Temel , ne edceysun yabanci dili daa.. ! Baksana adam o kadar dil bileyur da ne oliyir , gene da derduni anlatamadi !
    Selamlar saygılar

  9. Sultan Mahmut bir çok yeniliğe imza atmış,büyük bir sultandır.Magna Carta yı ise Topraksız John imzaladı.3.George 1760 da kral oldu.bizde senedi ittifak Magna cartaya benzetilir ve her ikiside uygulanmamıştır.

  10. Fehmi beyin bu yazısıní okuyunca, belgeler falan hepsi beş başı memur olduğunu okuyunca, bu işte bir bit yeniyi olduğundan şüphelendım ve Google yazdim birde ne gõreyim!
    Proje AB den alacağı paralar ile bıraz daha saltanat sürerdürme projesimiş

    Burdan itibaren yazı kopi bana ait değıl
    *****
    “OnderAlgedik
    Erdoğan’ın ‘İnsan Hakları Eylem Planı’ AB tarafından fonlanmış”

    https://mobile.twitter.com/OnderAlgedik/status/1366976814149730306

    Avrupa Konseyi Program Ofisi’nin internet adresinde projeyle ilgili bilgiler yer alıyor. Projenin toplam bütçesinin 1,2 milyon Avro olduğu, projenin tamamına ayrılan bütçenin 41 milyon Avro olduğu belirtiliyor. Proje bütçesinin yüzde 85’i Avrupa Birliği, yüzde 15’i ise Avrupa Konseyi tarafından karşılandığı ifade ediliyor.

    1 Eylül 2019 tarihinde başlayan Projenin 18 ay sürmesi ve 1 Mart 2021 tarihinde tamamlanması öngörülüyor.

    Projenin temel amacı, “İnsan Hakları Eylem Planının uygulanmasını ve raporlanmasını desteklemek üzere, Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı ve yetkili Türk makamlarının kurumsal kapasitelerini güçlendirerek Türkiye’de insan haklarının korunması çabalarına katkı sağlamak için hazırlandı.”
    ********

      • Nurdan Hanım ; İnsan Hakları Eylem Planı -İHEP- diye alayıvala ile açıklanan konunun aslında AB ile ortaklaşa yürütülen ve 1 .9 .2019 tarihinde başlayıp 1 .3. 2021 tarihinde bitmesi öngörülen ( 18 ay ) ,AB tarafından da 1,2 milyon avro ile desteklenen bir ortak proje olduğunu burada ilk defa ve sadece siz açıkladınız ! Ne yalan söyleyeyim ben de oldukça geç kaldığım için ancak bu saatlerde okuyabildiğim diğer köşe yazılarından anladım !
        Bu nedenle sizi gerçekten tebrik ve takdir ederim !
        Selam ve saygılarımla

  11. eoropalı ve ruslar bizdeki reformlardan etkilenip kendi halkına kapıları kapatacaksa, bizi kıskanacaklarsa hemen yapalım bu yenilikleri.
    yüz yıl önce bu toprakların yönetenleri gavurua gavur denmemesi gerektiği hakkında düzenleme yaptığı halde, kendi vatandaşı arasında ayrımcılık yapılıyor hissi uyanıyorsa insanlar durup 24 saat düşünmeli derim.
    yüz yılda yüz arşın yol gitmişiz demezlermi? ağacı ekmişler, çiçek vermiş ağaç, bu asırda hala ağacı budamayı aşılamayı beceremedik mi acaba?
    Önce durum tespiti yapalım: yıllardır batılıda bir hakim (judge) var, aman da aman dediği dedik, öttürdüğü.. mavra olduğu halkbank zarrab tramp vesair olaylarda bence yeterince görüldü.
    heryerde adam asmaca var bizde yok mavrası sıkarlar, yine bir halk jürüsü ayarlamışlar, kendi asar salkımı..
    ondan sonra en adaletli demokratlı cumhuriyetli batı.
    bizde şunları faaliyete geçirelim: önce yapmamamız gerekenleri not edelim bir kenara, sonra en iyisi nedir arayıp bulalım.
    -50 yıldır halkı güldürebilmek, ağlatabilmek, düşündürebilmek için 80 takla atmış 80 yaşındaki insanları ”nereye gidiyon lan metin” esprisi yerine,
    ”elini öpmeye bayramda biz sıraya girelim” mesela.
    -hiçbir kimse benim üniversitedeki evladıma toz dahi kondurmayıp, onun eğitimi barınması karnını doyurması ve yeni icatlar araştırmalar yapması için seferber olsun mesela.
    -”eşitlik” kelimesinin her açıdan ne anlama geldiği, ne anlama gelmesi gerektiğini iyice belleyelim. dağdaki çobanın nasıl bir saygı hizmetle yada şehirdeki suç işleyenin hukuki yaptırımla karşılaşması gerektiğini önce anlayalım.
    -her on senede bir yeni yeniden en hakiki yeni yeni şeyler icat etmek yerine, hatalı işlerin yeni yeniden tekerrür etmesini önüne geçelim, ders çalışmıyor olsak bile ders çıkaralım hiç olmazsa mesela.
    -partiler kendilerini ispatlasın, kimse rağbet etmezse kendi kendilerini delete tuşu ile iptal etsinler mesela.
    -ortalama emekli maaşının 2-2.5, asgari ücretin 3500 lerde olduğu bir ülkede barınmak için toplu yapılarda oturup daha ekonomik yaşamaya çalışan insanların aylığının üçte birine yakınını aidat vermek durumunda kalması araştırılmalı mesela.
    -çocuğunun ”işsiz mi kalacağı” kaygısını defedelim insanların zihinlerinden mesela.
    -sakıp ağa tomofil üretsin, imamcamide huşu içinde ibadet yaptırsın, devletimiz metrolar açıp vagonlar imal ihraç edecek fabrikalar yapsın mesela.
    gelin diğer dünyalı kardeşlerimizi kıskandırmaya devam edelim imrendirelim bize şunları..

  12. “İnsan Hakları Eylem Planı”nı açıklamakla aslında hükumet insan hakları ve hukuk alnında geldiğimiz yeri, duvara tosladığımızı ikrar ediyor.

    12 Eylül 2010 Referandumuna gelinceye kadar hükümetin insan hakları ve hukuk alanında yaptığı uygulamalar aynı hızla devam etseydi bugünkü ikrarını yapmaya gerek duymazdı hükümet yada Erdoğan…Öyle ki, AK Partinin o günkü oy oranı daha aşağılarda olduğu halde bir çok yapısal problemlerin üzerine cesaretle gidilmiş, toplumsal katmanlar entegre olmuş; ifade hürriyeti kapsamında aydınlar etkili görüşler ortaya sürmüş ve bir fikir harmanı mesabesinde bu görüşlerden iktidar da faydalanmıştı. Üstüne (askeri) vesayet geriletilmişti.

    Askeri vesayet diyorum, çünkü “28 Şubat bin yıl sürecek”in yansıması olan 27 Nisan e-muhtırasına karşı dik duruş, yıllarca maruz kaldığımız darbeler ile temayüz eden askeri vesayeti geriletmişti, bunu yaşayarak öğreniyorduk. Vaktaki siyasetin Erdoğan şahsında temerküz ettiği güç “sivil vesayeti” boca etmeye başladı üzerimize.

    Öyle ki; sivil/siyasi vesayetin tahribatı askeri vesayetin önüne geçti…Belki de tarihinde hiç olmadığı kadar cezaevleri çok sayıda fikir, düşünce suçlusu insanla lebaleb doldu da taştı. Halbuki kodese tıkılan aydın yazarlar 2010’lara kadar AK Partini demokratikleşme icraatlarını canla başla destekliyorlardı.

    İki yıla yakındır üzerinde çalışıldığı ve AB fonlarından finanse edildiği bilinen İnsan Hakları Eyle Planı, bu çaba hesaba katılmasa çok kısa bir zamanda fiyaskoyla sonuçlanabilecek diye düşünülebilir; bu zaman biraz uzayacak ya da konu gündemde tutulacak kadar süslü püslü laflarla bezenecek.

    Bu kaçıncı eylem planıdır, kaçıncı reformdur? Yakın zamanda bir de ekonomi eylem planı açıklanacağı söyleniyor. Çok uzak değil 3-4 aya öncesinde de Hukuk ve Ekonomi Reformu adında bir plan açıklanmıştı, olumlu yansımalarını hissedenimiz var mı?

    Gelinen nokta ikrar ediliyor dedim ya, evet; hem ekonomik, hem sosyal ve hem de hukuki sorunlar devasa boyutta birikmiş halde önümüzde duruyor. Yığınla çöp dağları gibi…Kokular çıkmaya başladığının yanında gaz birikmesi ve sonuç olarak metan gazı patlamaları da meydana gelir ya çöp dağlarında, işte bu sonuçla karşılaşmamak için acil eylem gereklidir: Dayarsınız kepçeleri, iş araçlarını çöp yığınlarının dibine; ayrıştırırsınız önce; geri dönüşüme gidecekler vardır, ayıklanacak vardır, rafine edilip doğaya salınacaklar vardır bu yığınların içinde. Bunu yaparsınız işte acil olarak. Yaptığınızda bir rahatlama gelir o muhite.

    Madem eylem planımız hazır, tartışmaya açmadan, polemiklere girmeden hemen plan içinde yer alan ana sorunlu konuları çözmeye başlayalım. Yeni Anayasaya temel teşkil edeceği söylenen bu planın, denileni hak etmesi ve kitlelerin inancını sağlaması için hemen uygulanması gereklidir.

    Sn. Koru’nun da yazısında yer verdiği gibi: “Yerine getirilmeye başlandığının anlaşılması için en başta tutuklu yargılananların tutuksuz hale getirilmesi ve cezaevleri kapılarının açılması gerekiyor.

    Fikir, ifade, din ve vicdan ile örgütlenme özgürlüklerinin ve gösteri hakkının korunma altına alınması da, siyasiler, gazeteciler, öğrenciler ile sivil toplum örgütü liderlerinden hiç kimsenin cezaevinde bulunmaması da şart.”…
    Hem de “şap şart” 🙂 (Bu “şap şart” ifadesi de ilgiyle izlene bir TV dizisinden alıntıdır. Yerel kullanıma sahip önem belirtir” hoş bir ifade.).

    Uygulasınlar canım. Elini tutanlar mı var. Hem bu bir samimiyet testi de olur değil mi?.

  13. 19 yılda yapılan işlere baktığımızda bu iktidarın (adamın) tutarlı hiç bir eylemini göremiyoruz maalesef. Her konu ve çözüm, siyasete meze yapılan palyatif, günübirlik, geçici, kozmetik makyajlanmış öneriler. Altında hiç bir ciddi, kalıcılık içeren ciddi çalışma görmek mümkün değil. AB uyum yasaları gibi, çözüm süreci gibi, gibi gibi. Sonuçta tüm sistemi felç noktasına getirdiler. Eğer samimi olsalardı toplumsal katılımı, toplumun eğitimini, ortak karar süreçlerini ciddiye alırlar birşeyler yaparlardı. Her konuda olduğu gibi saraydan yumurtlanmış bu göz boyamalık insan hakları beyanı da boşa çıkacak aynı şekilde. Herhangi bir değişiklik yapmalarına gerek yok. Mevcut Anayasa ve kanunlara uysalar yeterli şu anda. Gidiciler zaten kısa sürede. Bir de barışçıl şekilde, çirkefliğe başvurmadan iktidarı bırakacaklar diye bekliyoruz. Tek temennimiz bu. Halkın iradesi bu yönde. Buna uymak zorundalar.

  14. Erdogan bunlari söyleyince, baliklama üzerine atilmissin.
    Türkiye de ancak akp li ve yandaslara koruma ve adalet vardir,
    Türkiye hak hukuk adalet malesef sizlere ömür.
    AKP ye inanmiyorum.

  15. Sayın Koru merhaba; İnsan Hakları Eylem Planındaki 11 maddenin 2. si “İnsan Onuru, bütün hakların özü olarak Hukukun etkin koruması altındadır” maddesidir.

    Benzer bir madde Almanya Anayasasının (Doğrusu “Temel Yasa” ki anayasa hukuku açısından bununda sebebi önemli fakat bahsi diğer olduğu için burda bırakalım) 1. Maddesinde şu şekilde yer almaktadır. “İnsan onur ve haysiyeti dokunulmazdır”.

    İkinci Dünya Savaşını Amerika kazanınca Müttefik Kuvvetler Komutanlığı nezaretinde yapılan Almanya Anayasasına bahsi geçen maddeyle başlanıldı.

    Bu maddeye evrensel değer atfedip, bağlamsız ve bağlantısız okursak bakış açımız başka olacak fakat bağlamı içinde baktığımızda çok daha farklı sonuçlar çıkartacağız.

    Oysa biz ismi dahi Anayasa Hukuku açısından çok üst düzey olan Teşkilatı Esasi Kanununa “Hakimiyet bilakaydü şart milletindir” maddesiyle başlamıştık.

  16. İki hafta öncesine kadar, Erdoğan gündemi haftada bir değıştıriyodu
    Şimdi günlük değiştirmeye başladı.
    Yakında saate bir değiştirmeye başlar.
    Çünkü,dışarda bütün incileri dökülüyor.
    Riza zaraf, 15 gün en ince ayrıntıları ile anlattı.
    Şu an ABDye yapılan yatırımlaride mercek altında.
    ××××
    “In light of the clear evidence of gross human rights abuses,
    @JoeBiden
    administration should use the Global Magnitsky Human Rights Accountability Act to impose sanctions on any Turkish official identified as engaging in human rights abuse or corruption
    @CNN”
    ××××××
    Dün, Dünyadaki insan hakları aktivistleri Uygurlara yaptığı soy kırımdan dolayı Çin devlet başkanı bizdeki cadı avciliğindan dolayi de Erdoğan’ı sert bir dille kıniyirlar.
    Acilen bunları durdurmaları için dünya liderlerini göreve çağrıyorlar.

    • ve göreve çağıranların arasında Trump taraftarları da var. Washington Post yazarı Fred Ryan Trump’ın suç ortağı avukatı Giuliani ile yakın çalışması olan biri değil mi? Ronald’ın mirasını yaşatma derneğinin biri yönetim kurulu üyesi, yazar da yönetim kurulu başkanı olduğu yazıyor vikipedia’da.

      dünkü yazıda verilen bilgilerden Amerikan derin devleti Biden ile rekabet halinde sonucunu çıkardım ben. Trump da seçim propagandasına erken başlamış görünüyor.

      yanlış anlamıyorsam bu rekabette kabak birilerinin başına patlayacağı kesin gibi. İnşallah Türkiyenin başına patlamaz

      • Kabak kimin başína patliyacağí, belle değilmi?
        Türkiye’nin gündemin’i her dakika değiştirenler kimler ise onlarín başında patlayacak.
        Trumpin iki türlü dostlarí var! Birisi Cumhurriyet partisinde siyaset yapan Trupín fanatík seçmenlerinin oyunu almak diğeride (avukati gibilerde) para kazanma dostlari. Bunlar Trumpi’n kendilerine karşí en ufak bir yalníşínda canína okuyacak olan dostları.
        Cumhuriyet’ciler bu sefer Trump’i aday yapacaklarıní zannetmiyorum. Şu an onun aldíğ 75 miliyon oyu partidr tutmak için onu destekliyorlar.
        Trump tekrar seçime girebilmek için bir meclis úyesi 11 eylúlún yalan olduğu iddia ettiti ve o epeyce tepki topladí fakat geri adim atmadı, trump bu gibi kozlarí kullanarak terar aday olabilir.
        Kazanírsa oda ABD sonu olur.

  17. Dışarıdan gören de, yeni bir parti kuruluyor da parti programı açıklanıyor, yada bir parti yeni iktidara gelmiş te yol haritası açıklanıyor sanır.

  18. İnandınız mı gerçekten, yoksa bir duyum mu aldınız ya da belki yapabilirler diye, yaparsanız çok iyi olur türünden teşvik yazısı mı? Yapmazlar, yapamazlar, bilerek isteyerek ülkeyi bu hale getirdiler, geri adım atamazlar. Küçük ortakları unutmayın. Birkaç ay sonra iyiye giden birşey olmadığını göreceğiz. Keşke yanılsam. Takip ettiğim makul hukukçular da böyle düşündüklerini belirtiyorlar. Oyalama ve gündem değiştirme atakları bunlar. Sıkışınca da Kanal İstanbul…

Yoruma kapalı.