Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün sarf ettiği iki cümle bana çok şeyler düşündürdü

39
Reklam

Kısa süre sonra yeni bir yıla gireceğiz. 2023 yılına yalnızca 20 gün kaldı. Bütün dünyada olduğu gibi bizde de geride bırakılacak yılın hesabı ile girilecek yıl için beklentiler hakkında kapsamlı değerlendirmeler yapılıyor.

Ben de bu alanda her söylenen ve her yazılanı dikkatle izliyorum.

En son açıklama AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan geldi. Kendisinin bir dönem daha seçilme niyetini de paylaştığı açıklamasında, Erdoğan, ilginç cümleler sarf etti. 

Okuyalım:

“12 yıl önce, 2023 hedefleri ile milletimizin huzuruna çıktığımızda birileri kıt aklınca bizimle dalga geçmişti. Aradan geçen yıllar boyunca bu hedefleri hayata geçirerek bugünlere geldik. İnşallah, 2023’te milletimizden kendi adımıza son defa istediğimiz destekten alacağımız güçle Türkiye yüzyılının inşasını başlatıp, bu kutlu bayrağı gençlerimize teslim edeceğiz.”

Açıklamanın ilk ilginçliği, 12 yıl önce paylaşılan AK Parti’nin 2023 beklentilerine dair hedefleri ile bugün arasında övünülecek bir ilinti kurulmasında. AK Parti lideri, partisinin 2023 hedeflerinin son 12 yıl içerisinde ‘hayata geçirildiğini’ iftiharla ilan ediyor.

Acaba öyle mi? Gerçekten AK Parti’nin 2023 hedefleri geçen 12 yıllık süre içerisinde hayata geçirildi mi?

O günlerde konulmuş ‘hedefler’ ile bugün karşı karşıya kalınan tabloyu zihnimde tarttığımda, öncelikle ‘övünülecek’ bir yön göremezken, biraz arşiv karıştırması sonucunda bugün o hedeflerin çok gerisinde kalındığını fark ediyorum.

Reklam

Tek haneye indirilmesi öngörülen enflasyonun üç haneli olmaya ramak kalması, yüksek teknoloji ürünlerinin %20’ye çıkması beklenen oranının %3 civarına takılıp kalması, fazlaya geçecek cari açığın azması, 50 milyar dolara çıkacağı vaat edilen turizm gelirlerinin o rakamın yarısına ulaşamaması, %5 olarak öngörülen işsizlik oranının onun bir misli yukarısında dolaşması bugünün gerçeği.

Yalnızca fert başına milli gelire (FBMG) bakmak bile bugün 12 yıl önceden ne kadar geride olduğumuzu anlamak için yeterli: 12 yıl önce FBMG 10.504 dolardı; 2021 yılında bu rakam 9.528 dolara indi, bugün ise onun da gerisinde.

Oysa, 2012 yılında ilan edilmiş hedeflere göre, 2023 yılına 25 bin dolara ulaşmış FBMG ile girecektik.

Kısacası, 12 yıl önce ilan edilmiş hedeflerin o süre içerisinde hayata geçirilmesi bir yana, o hedeflerin çoğunun yanına bile varılamadığı gibi, en önemli konularda 2012 yılı değerlerinin çok gerisine düşüldüğü görülüyor.

Tayyip Erdoğan‘ın ikinci kez cumhurbaşkanı seçilmesinden bir yıl önce -2017 yılında- yapılan ve “Türkiye’yi uçurması için gerekli olduğu iddialı” kendisini olağanüstü yetkilerle donatacak anayasa değişikliği referandumuna gidilirken, doların 4 TL üzerine çıkmayacağı iddiası da seslendirilmişti.

Referandum günü -16 Nisan 2017- 1 dolar 3.64 TL’ydi; bugün 1 dolar 18.64 TL.

Aynı dönemde -2017 nisan ayında- enflasyon %16’ydı. Geçen hafta açıklanan ve bir önceki aydan azaldığı müjdesiyle duyurulan kasım 2022 enflasyonu ne kadar? 

Cevap veriyorum: %84.39.

Reklam

Kusura bakılmasın ama, kendisinin ‘son kez’ cumhurbaşkanı seçilmesine imkan verilmesini de istediği dünkü konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, partisi tarafından 12 yıl önce ilan edilmiş 2023 hedeflerinin o süre içerisinde hayata geçirildiğine dair sözleri gerçeklerle tam uyuşmuyor.

Yine de yukarıda alıntıladığım dünkü açıklamasındaki esas sorun, 2023 hedeflerine dair cümlesinde değil, o cümlenin hemen devamındaki ‘son defa’ olduğunu duyurduğu yeniden cumhurbaşkanı adayı olacağına dair cümle daha fazla sorunlu.   

Tayyip Erdoğan ilki 2014 ve ikincisi 2018 yıllarında olmak üzere tam iki kez cumhurbaşkanı seçildi. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na göre (m. 101), bir kimse en fazla iki defa cumhurbaşkanı seçilebiliyor. Bu madde anayasa metninde yerini koruduğu sürece kendisinin 2023 yılı haziran ayında yapılacak seçime aday olarak katılabilmesi ve üçüncü defa cumhurbaşkanı seçilebilmesi mümkün değil.

Mümkün olabilmesi için anayasadaki bu maddenin değiştirilmesi şart.

Anayasada bu sorunu aşmanın bir başka yolu da, “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde, cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir” diyen 116. maddede gösteriliyor: Seçim tarihinin TBMM tarafından erkene alınması…

Cumhurbaşkanı seçilmeyi iki defa ile sınırlayan madde değiştirilmez veya seçim tarihi TBMM tarafından erkene alınmazsa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aynı makama yeniden aday olabilmesi imkansız.

AK Parti sözcüleri ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan seçim tarihinin erkene alınmayacağını birkaç kez tekrarlamış bulunuyor.

Bu durumda, kendisinin dün yaptığı ve benim yukarıda alıntıladığım açıklamasının ikinci cümlesi de, 2023 hedefleriyle ilgili ilk cümlesi gibi, gerçeklerle bağdaşmıyor. 

Anayasanın başka türlü anlaşılmaya müsait olmayan ifadesine rağmen mi aday olabilecek Cumhurbaşkanı Erdoğan?

Nasıl yani?

Kararları nihai olan Yüksek Seçim Kurulu’nu oluşturan herbiri mesleki hayatlarının zirvesinde yargı mensuplarından oluşan üyeler, önlerine gelen adaylık başvurularını incelerken, AK Parti Meclis grubu üyelerinin imzasıyla sunulmuş Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasıyla ilgili başvurusunu onaylar mı?

TBMM başkanı Mustafa Şentop -kendisi anayasa hukuku profesörüdür- bu soruya “Evet” cevabı veriyor, ama galiba ondan başka aynı görüşü paylaşan başka bir anayasa hukukçusu yok.  

Daha da önemlisi şu:

İktidarın devamını desteğiyle sağlayan MHP’nin lideri Devlet Bahçeli de sanki TBMM başkanıyla aynı görüşte değil. 

Şu cümleler on gün önce partisinin grup toplantısında MHP lideri tarafından sarf edildi:

“Cumhur İttifakı milletin ittifakıysa iki yetmez üç olsun dersek ne yapacaksınız? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi beşer yıllık üç dönem olsa da yeni yüzyılın 25 yılını tamamen lider ülkeye doğru hızla götürsek.”

Belli ki, MHP lideri Bahçeli de, önümüzdeki seçim sonrasının ‘üçüncü dönem’ olacağı kanaatinde.

O cümleyle üçüncü defa adaylığı imkansız hale getiren anayasanın 101. maddesine atıfta bulunma ihtiyacı duyulduğu anlaşılıyor.

Meclis’e başörtüsü konusunda anayasa değişikliği teklifi sunuldu; acaba müzakereler sırasında Tayyip Erdoğan’a üçüncü kez adaylık yolu açmaya yarayabilecek bir cümlenin teklife yerleştirilmesi de düşünülüyor olabilir mi? 

Seçime beş kala bu konuyu daha çok konuşacağımız açık.

Daha neler neler konuşulacak, göreceğiz.

ΩΩΩΩ

Reklam

39 YORUMLAR

  1. insanlar kendilerini ölümsüz mü zannediyorlar . yarına çıkacagımızın garantisi mi var . nedir bu hırs.

  2. Son günlerde yazı altı yorumlarda donanımlı trol vs. karabatak trole karşı iyi bir film adı olurdu. Gişe başarısı olmasa dahi iyi kötü yandaş kanallarda ‘dead time’ olarak kamu spotu sonrası yayına girebilirdi. Sayı ile ibra yöntemine sapmış bu arkadaşların dünyanın en inandırıcı olmayan resmi istatistik kurumuna sahip ülkemizde makyajlı rakamlar ile mücehhez edilmiş, Goebbels’in en has takımından olduğunu düşünüyorum.

    • Gerçek olana tevavüz edilen her yerde trol bir zorunluluk hali arzeder. Olayları manipüle etme gücü olanlar bu güçlerini kendileri dışındakileri hedef yaparak kullandığında bundan etkilenmeyecek kimse yoktur.

      Bir örnek: “fetö” söylemi iktidar sahiplerinin kendilerine yöneltilen sert eleştirileri bazen de ağır suçlamalardan kurtulmanın bir yolu olarak ortaya attığında bununla muhalefeti hedef almış oluyor. Peki ayni sözcüğü muhalefet de iktidarı hedefine alarak kullandığında meydana sadece trolleri çekmiş olurlar ve bu amansız bir çatışmayı zorunlu kılar. Ve bundan en çok da kalabalıklar zarar görür.

      Karar gazetesi gibi toplumun kabul görmüş ‘aydın!’ kadrolarının “Almanya’nın fetösüne operasyon” diye manşet atması çatışmanın aydınlarca kabullenildiğini ifade eder.

      ülkenin en aydın insanları trollük yaparak travmanın devam etmesini istiyorlarsa benim gibilerin trollüğünün sözü bile edilmez.

  3. Sayın Üstad Mustafa Hocanın Anayasa Hukukçusu olduğunu ilk defa Taha Akyol yazdı. Mustafa Hocanın Anayasa Hukuku ile ilgili ne çalışması var, merak ettim. Yüksek Lisans, Doktora, makale, kitap vs. (Şahsen bunun çok önemli olduğuna inanmıyorum. Hukukçu hukukun her alanında çalışabilir. Yazabilir. Türkiye’deki abartılmış bir iş bölümü olduğuna inanarak soruyorum. Allah rızası için bir çalışma gösterir misiniz?

  4. Muhalefet yanlış yapıyor. Erdoğanı ikna etmeye çalışmayacaksınız. Seçmeni ikna edeceksiniz. Erdoğan seçmeni tutmak için her türlü kumpası kuruyor. Üstelik elinde her türlü kaynak var. Medyası, ordusu, yargısı, meclisi, imamı cemaati. Bu tür otokrat siyasetçileri yenmek çok zor. İşte Putin, işte Orban. Brezilya’da kılpayı indirdiler Balsonara’yı. Trump indirildi. İyi örneklere bakın. Nasıl yapılacak öğrenin. Erdoğan gibi yaparız daha iyi yaparız demeyin, farklı ne yapacaksınız neyi getireceksiniz, daha etkili ve vurucu anlatın. Muhafazakar seçmeni kazanın. Erdoğan’ı siyaset arenasına çekin. TV’ye çıkmaya zorlayın. Randevu verin. Boş sandalyeyi kürsüyü gösterin. Bakın kaçıyor deyin. Kıral çıplak diye bütün bilboardlara yazın (söz bizzat Erdoğan’ın yaverine ait). Farklı bir oyun kuramazsanız Erdoğan’ı indirmezsiniz. O bu işin kurdu olmuş artık. Bu kadar kaynakla oyun kuruyor artık, işiniz çok daha zor. Unutmayın o demokrat bir siyasetçi değil.

  5. İddia ediyorum, Erdoğan, fazla değil, sadece iki defa TV’de rakiplerinin karşısına çıksın ve tartışsın. Bunu yaptığı anda bitecek. Bir daha seçilme şansı yok. 20 yıldır kaçak güreşiyor. Bir kere de mertçe çıksın siyaset arenasına görelim. Kıral ne kadar çıplak belli olsun!

    • Hayret yaa! hep aynı iddialar kuru sıkı ithamlar. Erdoğan kaçak güreşiyormuş! Kimin karşısına çıksın. 2-3 yıldır erken seçim erken seçim diye paralanıyorsunuz. Muhalefet aday bile göstermiş değil. Neymiş, yıpratılmasın mış! Kaçak güreşenler belli.

    • Ender bey rakipleri derken en güçlüsünün oy oranı 20 yıldır %25, her seçimi kaybeden biri, neyini tartışacaksın bunun? Diğeri de her seçimde sandıktan birinci çıkmış, tv den değil:)

  6. “NELER NELER” “PEKER”
    Sayın KORU seçim yaklaştıkça daha neler neler konuşacağımızı söylemiş ki, el hak doğrudur.
    Herkes eteğindeki taşı dökecek.
    Peker seçime iki(2) ay kala bildiklerini fâş edeceğini açıkladı.
    İfşalarının doğru ve iktidarın uykularını kaçıracak cinsten olduğu anlaşılıyor.
    İktidarın tornistanlarından bu sonucu çıkarıyoruz.
    “Seçim öncesi ” vurgusundan, seçim daha doğrusu “seçmen tercihlerini” etkileyecek cinsten, daha da doğrusu, seçmenin iktidar “lehine” olan düşüncelerini, “aleyhe” çevirecek cinsten olduğu ayan-beyan anlaşılıyor.
    Daha önceden de dile getirdim.
    Kitleler trilyon dolar da olsa ucu kendisine de dokunsa yolsuzlukla ilgilenmiyor.
    Varsa yoksa ahlâkî konular.
    Amiyane tabirle bel altı.
    İlgilenme nedeni de etik değerlere değer vermesi değil.
    Kendisi gerçekleştirememesidir.
    Yani haset ettiğinden.
    Daha önce ülkeyi yönetenlere bir tüyo vermiştim:
    “–Şayet Peker’in elinde etik bir takım açığınız var ise, kesinlikle endişe etmeyiniz. Seçmen kitleniz öğrendiğinde size olan desteğinin dozajını arttıracağı gibi size helâl olsun diyecektir.”
    İktidarın 2023 masallarına pardon hedeflerine gelecek olursak;
    Kişi başına milli gelir hedefi 25.000 dolar iken bugün 7.000 dolar civarında.
    Sayın KORU nun yazısındaki 2021 yılı 9.528 dolar rakamı kesinlikle doğru değil.
    Zira bu hedefler konulduğundaki hesaplama yöntemini 2-3 kez değiştirdiler.
    Enflasyon hesabında ürün sepeti ve ürünlerin katsayısını değiştirdikleri gibi.
    Bir de 13 milyon göçmeni de milli geliri
    “üreten ve paylaşan” olarak hesap etmemiz gerekiyor.
    Tamamı dikkate alındığında 7.000 doların bile altına iner.
    Reel alım gücü ile mukayese edersek 2. el otomobilde Avrupa ile tam yüz(100) kat fark var.
    Avrupa’lının bir(1) aylık geliriyle aldığı 2. el otombili, vatandaşımız en az 100 ay çalışarak alabilir.
    Artık temel ihtiyaç maddesi haline gelmiş akıllı telefonlarda bu fark daha fazla.
    Sahi birinin ağzına telefon sokulunca
    “telefonunu çıkar” söylemi sona erdi.
    Aslında haklılar.
    Onlara teknolojik cihazlar değil, saman gerekli.

  7. Sayın Koru, bütün bu saydığınız olumsuzluklara rağmen Erdoğan tekrar seçilirse tek sorumlu muhalefet mi olacak?

    Bütün bu olumsuzluklara rağmen Erdoğan’a seçim kazandıracak seçmenler kimler ve neden ona hala oy veriyorlar?

    Sizin gibi uzunca bir süre Erdoğan’ı destekleyen gazetecilerin (suçlama değil) bu konudaki düṣüncelerinin biz okurlar için faydalı olacağını düṣünüyorum.

    • Almancı arkadaş cevaplar belli:
      1- evet seçimlerin sonucundan her halükarda muhalefet sorumludur
      2- devletbaşkanımıza seçim kazandıracak olan sandıktır, karahalkımızdır, noolmuş?

      • H.Gayret, siz karahalk deyince eski Doğu Almanya aklıma gelir. Doğu Almanya kendisini iṣçi ve köylü devleti diye tanımlardı ama iṣçiye grev hakkı tanımazdı.
        Sizde devamlı karahalktan bahsediyorsunuz ama iṣçisinin grev hakkı olmayan ve devletin verdiği ile yetinen bir karahalk olsun istiyorsunuz. Köle de köleliğini bilsin anlayıṣınız gibi.

  8. 2023 hedefleri hayata geçmediği gibi nadir ülkeye nasip olabilecek _arjantini enflasyonda geçmek ya da sefalet liginde birinci olmak benzeri_nice başarısızlık rekorları bile kırıldı bunu herkes bildiği gibi sayın erdoğan bilmiyor mu?
    biliyor ama gerçekler insanların karşısına geçip söylenebilecek şeyler değil bütün zamanların en başarısız dönemi denemeyeceğine göre ve gerçek olmayanları duymak ve satın almak isteyen seçmeni de olduğuna göre kitlelerin karşısında ne denilebilir?
    ahmet bey gibi gerçekleri gördüğü halde bu başarısızlıklara yetersiz bahaneler arayan seçmenleri oldukça bu siyasilerde kitlelerin karşısına geçip hayata geçmeyen şeyleri geçmiş gibi gösterecekler elbette. gerçekte, ülkenin başına gelenlerin pişmiş tavuğun başına gelmemesinin nedeni peşkeş çekilen makamlar, yolsuzluk endekslerindeki artışlar, yanlış kararlar, yaptım oldular, israflar, tantanalar, debdebeler ve kaynakların aktarılmasıdır o nedenle arjantini geçebildik, safalet birincisi olabildik aksi halde kontrollü ekonomik sıkıntı yaşar ama bu halde olmazdık.
    sayın erdoğan son kez için oy istiyor seçildiği takdirde bir daha seçim olur mu bilmem, olursa da bir kez daha için neden mi bulunamayacak? bu denli büyük başarısızlık karşısında bile çıkıp beni tekrar seçin diyebiliyor, sonrasında neden gitsin? koltuğa kimse yapışmasın diye kendileri 2 dönem getirdi ama bak 3. dönem nasıl zorlanıyor?
    büyük oranda erise bile ne olsa oy verecek bir secmen kitlesi olması kaçınılmaz, benzer ülkelerde de görüleceği gibi uzun dönem iktidarlarda yukarıda bir saadet zinciri aşağı inildikçe besin zincirine dönüşüyor ve büyük sayılara ulaşabiliyor bir de yine benzerlerinde görüleceği üzere medyanın % 90 nının birlik içinde algı yönetimi ile insanlar zihnen manipüle ediliyor muhalefet başta pek çok oluşum düşmanlaştırılıyor ve düşünmeyi fazla sevmeyen insanlar kutuplaştırılarak arabesk bir milliyetçilik üzerinden oy devşiriliyor. ama sonuç kaçınılmaz olarak yoksulluk, yolsuzluk rekorları değil mi?
    tarihten yüzlerce örnek vermek mümkün,
    aynı yol, aynı son.
    güneşin altında yeni bir şey yok. neden acaba?
    geçmiş bile gerçeklerden bunca uzak yansıtılırken ve hiç bir rahatsızlık duymadan kitlelerin karşısına geçip kitleleri saf diyelim yerine koyarken gelecek ile ilgili hangi vaad inanılır olabilir?
    gelelim gelecek gerçeklere
    uçuyoruz, kaçıyoruz
    sınırlarımızı aşıyoruz,
    herkes elimizi öpüyor,
    ezanlarımızı susturamayacaklar,
    bayrağımızı indiremeyecekler,
    vatanımızı bölemeyecekler…..
    sevgili hülya da simitli bir potporiyle omuz versin,
    ah be güzelim,
    ben seni üzerim,
    sadece gezerim,
    yarınım dünüm yok benim.

    • geçmiş konulara da bir göz gezdiriyorum, sayın korunun
      “Her dindarın kız çocuğunu bebekken evlendirdiğini mi sanıyor bunlar?” yazısına da değinmek isterim.
      babil kulesi nedeniyle insanlara farklı diller konuşması cezası verilmiş olması boşuna değil, aynı dili konuşan insanlar arasında bile kavram karmaşası büyük anlaşmazlıklara neden olabiliyor.
      tarikat ve cemaatlere sempatisi olan, onları zayıflatmaya ya da yasaklamaya dönük girişimlere her zaman karşı olmuş ve olan benim ve benim gibilerin ıskaladığımız ve görmek istemediğimiz başlıca yanlış, bu günün yapılanmalarını Yunus Emrelerin, hacı Bayram Velilerin, Celalettin Rumilerin içinden geldiği anadolu irfanı ocaklarının devamı gibi görmek.
      oysa değiller.
      belki genellemek yanlış değil ama güzel ve iyi istisnalar olduğunu kabul etmemek yanlış. bugün çoğunluk para ve güce tapar hale gelmiş haram ve helal aramayan, holdingleşen, oy ve makam pazarlığı yapan, güçlendikçe talebi artan, arttıkça hırslanan yapılar haline gelmiştir. tehlike buradadır.
      insanların karşı olduğu din ya da dindarlar değil bu yapılar, din tacirleri, din istismarı yapanlar, dinbazlar, dindar postuna bürünmüş paralel yapılanmalar.
      cübbeli lakablı ahmet ünlü tvlerde hepimizin karşısına çıkıp yargıda bir tarikat eğitimde bir tarikat yapılandı demedi mi? muhalefet bunu yıllardır dile getirmiyor mu? bu taliban zihniyetlerin sonucu olarak karısını öldürenler sudan hafifletici sebeplerle kısa sürede topluma geri dönmüyor mu? küçük yaşta evlilikler takipsizlikle sonuçlanmıyor mu? küçük yaşta istismara uğrayan erkek cocuk için “rızası vardı” denmiyor mu? öldürülen genç kızlar giyiminden kuşamından sorumlu tutulmuyor mu?
      bu zihniyet bizi cehaletin karanlığına götürmüyor mu?
      her şeye rağmen kamuoyunu meşgul eden bu 6 yaş kepazeliğini tarikat ve cemaatler üzerinden okumak yanlış, eksik ve faydasızdır. bu ülkede yıllardan beridir “çocuk gelin” gerçeği yok mu?üzerine sayısız haber, belge, döküman, belgesel, film yapılmış bir toplumsal acı gerçeğimiz değil mi sanki? 8_9 yaşlarından hatta daha küçük 13 yaş arası okuması, arkadaslarıyla oynaması gereken binlerce değil milyonlarca çocuk evlendirilmiyor mu? bir an önce yani başına bir iş gelmeden evden yani başından atmak üstelik bakmaktan, okutmaktan ona para harcamaktan kurtulmak hatta biraz başlık parasıyla üzerinden fayda sağlamak zihniyeti papua yeni gineye mi ait? topluma yararlı olabilecek nice değerlerimizi böyle bir zihniyete kurban vermedik mi? bu toplumsal felaketi sadece tarikatlar üzerinden okuyabilir miyiz?
      çocuk istismarı sitelerinin tıklanma rekoru haberleri her ebeveynin dikkatini çeken haberler değil midir? ülkelere göre tıklanma dağılımındaki parlak derecemiz nasıl bir toplumda yaşadığımız bilgisini önümüze sermiyor mu? ahlaki çürüme, yozlaşma, arsızlık, aymazlık, yolsuzluk, yoksulluk kader değildir.
      insanlar ektiklerini biçerler,
      toplumlar da.

  9. Mustafa Şentop Anayasa Hukuku profesörü değil… Anayasa Hukukuna dair hiçbir çalışması yok.. Türk hukuk tarihi hocası ve Osmanlı Yargı Sistemi ve Kazaskerlik isimli kitabı var…

  10. Adam muhasebeci alacakmış mülakat için gelenlere 2kere 2 kaç eder kimi 4 demiş hemen kimisi hesap makinesi ile 4 ettiğini bulup söylemiş, sonuncusu siz kaç etmesini istiyorsunuz efendim demiş, işi kapmış.Mesleginin zirvesinde olan muhasebecileri de patron işe almış, UNUTMAYIN.

  11. Sayın Koru,
    öyle yazmışsınız ki sanki hedeflere ulaşmayı bırak yanından bile geçilmemiş. 2022 Turizm geliri 44 milyar dolar ile kapatacak seneyi. İki yıl. yaşanan Covid belasına rağmen. Cruise turizminde önemli bir destinasyon olduk.
    2015 darbe girişimi sonrası Batı borç vermeyi bıraktı. Kendi dövizini bulmak için TL yi değersizlestirip ihracat yapmamız gerekiyordu. İnsanlar ucuz telefon almaya yurt dışına gidebiliyorsa sizin değerlendirmeniz yanlış.
    2013 de FED faiz arttırmak dan bahsedince bütün dünya da dolar değer kazanmaya başladı .Ali Babacan , Stiglitz in uyarisina rağmen ilk dönem aşırı değerli tuttu TL yi. Bu durumun etkilerini göz ardı ediyorsunuz.
    Bu arada alt yapı yatirimlarina paralar harcanmaya devam etti. Hamdolsun barajlar ile doldu ülkemiz. Yüksek teknoloji ye de paralar harcandı. Geçen hafta THY borsa değeri Lufthansayi geçti ve bu durum düşük TL ye rağmen oldu.
    Lafı kısa keseyim . Bulun bir ikinci Erdoğan, oyları ona verelim.

    • Ortada ekonomik bir enkaz var. Ne yaptıysa da yüksek borç ve yüksek faizle yaptı. Ortada bir başarı yok. O yüzden bu vasat orta Doğu siyasetçisinden bulun bir tane daha demek saçma. Etraf hep ondan dolu zaten. Fakat iyi göz boyadığı için millet başka alternatifim yok zannediyor. Halbuki ki çok daha iyiler var. Ancak Erdoğan bir kere bile rakiplerinin karşısına çıkabilmiş ve hesap verebilmiş değil. En son meclise bütçe gönderdi, gidip savunamadı bile. Yaverleri savunmak zorunda kaldı. Bu demokratik bir siyaset değil elbette. Kaçak siyaset. Ama nereye kadar kaçacak bakalım.

    • Mültecileri turist hanesine yazınca, harcamalarını de turizm geliri kategorisinde değerlendirmek gerekir, buna göre 44 milyar dolar az mı çık mu?

  12. Bir bitmediniz sizi gidi Sabihcikler.
    Teknik nakavt a hazırlanan kuytularda Işıkları sönmeyenler.
    Siz bu basit sabihcikliklere hazırlanın ama Reis in sizlere çok güzel süprizleri var.
    Hepinizi tarda sayacak.
    Reis in kalıcı olduğunu ve Rusya savaşında ellerin mecbur olduğunu gören Batılılar da teker teker uçak körüğünde gönderecekler.
    Benden söylemesi

  13. Ağzına kemik parçası benzeri oyuncak verilmiş köpek yavrularından, eline yün yumak tutuşturularak oyalanan kedi yavrularından farkımız olmaması çok acı. Tv lerde her gece boy gösteren herbokologlar, köşelerinde köşeli köşeli yazanlar, mecliste konuşmayı bırakıp kavga edenler, okulları ve camileri sayıca katlayan kahvehanelerde yüzyıllardır memleketi kurtaranlar, toplu taşıma araçlarında ellerindeki cep telefonundan başka bir şey görmeyenler, ve bizler… burada başımıza bir şey gelmesinden korkarak yazanlar, her şeye maydanoz olanlar, anlamamazlıktan gelenler…Seçilenler seçenlerin aynasıdır. Böyle başa böyle tarak.
    https://www.yenicaggazetesi.com.tr/36-padisahin-35inin-annesi-turk-degildi–osmanli-sarayindan-surgun-edilen-turkluk—606442h.htm

    • Hayret yaa! çok zorlama kendini o kadar yahya bey. Muhalefet olsun diye onu dene bunu dene dine dindara kurana laf et şimdi sen birde türkçü mü kesildin? iktidardalar işte görmüyonmu? Şeçimlere girmek için biraz çaba göstersen nasıl olur. Tarak olarak birde seni denesin seçmenler. Millet başında senin gibi bir türk ve müslüman görsün.

  14. İki defa seçilebilme kuralını getiren anayasa maddesinin yürürlük tarihinden sonra bir defa seçilmiş olmadı mı? Yasalar geriye yürür mü?

    • Anayasa öyle bir ayrım yapmıyor. Önceki de cumhurbaşkanıydı, şimdi de. Önceki de seçimle geldi, bu da. Yani anayasanın ruhu bir kişi iki defadan fazla kalmasın diktatörleşir diyor. Aynen öyle oldu. Yoksa niye iki sınırı koysun. Bahçeli üç de olur beş de diyor. Olmaz! Kendisi bir kere daha yapayım bari diyor. Olmaz. Zaten bir kere ile daha doyacağı da pek mümkün görünmüyor.

  15. insaf, insaf, insaf, önce dolardan başlayayım, 1 dolar 136.58 japon yeni, 1304.27 güney kore wonu, 1460.54 ırak dinarı, 82.42 hindistan rupisi, 397.42 macar frontisi, 224.86 pakistan rupisi, 18.65 türk lirası, bizim paramızdan az olanlar ya petrol zengini ülkeler ya da eski Türkiye gibi kendi paralarını korumak için devlet müdahalesi yapan ülkeler. Bunun dışında yapılan barajlar, tüneller, köprüler, hava alanları, üniversiteler, hastaneler, kaymak gibi yollar, savaş sanayisi ve tarımda yapılan gelişmeler, güneş ve rüzgar enerjisi ile yapılan santraller, en önemlisi Türk askeri PKK saldırsın diye beklemiyor, başka ülkelerdeki inlerine girerek temizliyor, 3-4 tane PKK lı için uçak kaldırıp terörist gebertiyor, bir uçak ne kadar maliyetle kalkıyor biliyor musun, dünya çapında bir lidere kavuşmuşuz yabancılar nasıl kurtulacağız diye hesap yapıyor sizin gibiler de onlara yardım ediyorsunuz, onlara dayanak mevzular yaratıyorsunuz, ama başaramayacaksınız, 100 yılda bir ortaya çıkan böyle bir lideri sizlere yedirmeyeceğiz. Ruhunda Türkiye sevgisi olanlar Erdoğan ve Devlet Bahçeli gibi liderleri baştacı edecekler ve sahte liderlere karşı ezdirmeyeceklerdir. Temmuz 2023 den sonra da yazılarını merak ediyorum.

  16. Birdaha seçilebilirmi seçilsin mi seçilemez nayır nolamaz.. geç bunları.
    aday olabilen hüsem aga da olsa olmalı!
    isterse 10 defa seçilir! niye?
    çünkü kendi kuralını kendi koyabilmiş!!!
    o zaman nerelerdeydiniz?
    bu ders size yeterde artar bile😂😂😂

  17. Sonra turşusunu kurar mıyım? Hayır.
    Giyim kuşamıma müdahale olmaması için mücadele ederim. Bunun yanında,
    Mesleki olarak kuralları belirler, örneğin kamu hizmeti verilen yerlerde kıyafet zorunluluğu var ise tüm giyim masraflarının karşılanmasını talep ederim! Karşılamıyorsan benim mini eteğimede çarşafımada karışamazsın.
    Not: bunun için Anayasada gereken hak verilmiş bana zaten 🙂

      • Mağdure hanım bakmayın siz bu atıp tutanlara, ikide bir de kral çıplak deyip duruyorlar burda, herkes mağdur işte…

      • sorunu ve soruyu 99 yıl üzerinden! değilde 2.inci yüzyıla başlarken… irdelemeyi bellersek, internet ten önce ve internetten sonraki hayatlar dizisiyle olayı çözebiliriz belki mağdure hanım👀.
        sen şunun şurasında 2 yıl okula gididyprsan kılık kıyafet zorunluluğuna takıldım diye feryat ediyorsan!…
        çorumda maraşta yıllarca üniversitelerde hatta 6-7 eylül olaylarında malı mülkü heder olan, gencecik çocuklarının hayatlsrı sönen insanlar ne yapsın???
        her yirmi yılda bir darbe inen kafasına, yetmedi birilerinin her istediğini verdiği maşaların yaptıkları karşısında heder olan hayatlar ne’tsin mağdure canım arkadaşım?
        40 yıldır terör belasını bile def edememişken 20 senedir yüzlerce insan başedemiyor bir türlü kefereynin oyununu bozamıyorken…
        şükretmeyi öğrenmek gerek sanırım.

  18. 1. At Martini at !
    DP. mebus adayı, I. Inönü için ‘ O asker kacağıdır ‘ sözüne arkadaşı ‘ Yahu o kadar da olmaz ‘ deyince verdigi cevaba benziyor :
    — Boş ver sen alkışa bak !
    2. Ebedi Şefimiz var , Milli Şefimiz var , valla bir de Ebedi Başkanımız olsun , fena mı olur !
    3.Biliyorsunuz ‘ Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz ‘
    Zaten bunlar da işine gelmeyince hep delip geçiyorlar yani bu işin yabancısı değiller!
    Hem YSK. ( buradaki Y yüksek anlamındadır ha , onu söyleyeyim yani ! ) bir kere daha aday gösterirse kim ne diyecek ki !
    ‘ He de geç ‘ canım !

  19. Diyarbakır’da Suriyeli 13 yaşında bir kız çocuğunun hamile olduğu anlaşılmış hastanede. Anne babası çocuğu evlendirdik, Suriye’de yaş sınırı yok bilmiyorduk yasak olduğunu demişler. İkisini de tutuklamışlar. Hadi bakalım. Cemaat olunca bu işi yapanlar gelecek yıl Mayıs ayına gün veriyorlar. Tutuklama falan da yok. Rezalet!

    Ülkemiz gerçekten çağdışı bir yer. Sokaklar, çocuklar sahipsiz. Hukuk, adalet, koruma yok. Mecliste de kafa göz kırmakla meşgul hukuk yapacak yiyici parmak kaldırma takımı. Bu geriliklerden ve gericilerden hiç kurtulamayacak mıyız. Suriye mi seviyemiz. Avrupa’nın dibindeyiz üstelik. Ama hiç bulaşmamış. İsyan ediyorum.

  20. Evet bunlara ne iki ne üç yeter. Aksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar … Anayasa falan da dinledikleri yok. Her gün ihlal ediyorlar zaten.

    Ama karne ortada. Ne yüzle çıkıp oy isteyecekler o da garip. Zaten halkın arasına çıkamıyor artık. Topladıkları kalabalıklar önünde boy gösteriyor. En fazla New York’da Central Park ahalisinin yanına çıkıyor çıkarsa. Yani nereden bakarsanız ülke adına rezalet. Kıral çıplak!

    • Ender bey bakıyorum 12eylülün darbe anayasasına doyamamışsınız, hala emret komutanım kafası öyle mi?

      • Anayasayı beğenmiyorsunuz, anayasa da yapmıyorsunuz, sürekli top çevirip anayasa falan da tanımıyorsunuz. Eeee, biz de buna demokrasi değil dingonun ahırı diyoruz kısaca. Zaten kovboy millet, asan kesen kafa göz yaran, çoluk çocuk tecavüz taciz hepsi var, rezaletin sonu yok.

  21. 2023 hedeflerine ulaşılmadı ancak bu dönemde Türkiyenin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.Düşünün askeri darbe girişimi ve devletin içi işgal edilimiş askeriyesi hukuğu gasbedilmiş sinsice .Pandemi patlamış 2 yıl boğuşmuşsun, ilave olarak çevrendeki bütün ülkeler ya işgal edilmiş ya da savaş çıkmış. Bu savaşlar varken sen hem ticari olarak hem de harcama olarak etkilenmişsin. Velhasıl TAVUK BİLE DAHA RAHATMIŞ.
    gelelim seçim ile ilgili 3.kez seçilemez faslına evet seçilemez. Erdoğan gibi kurt politikacı havayı koklayarak en uygun zamanda erken seçime gidecektir. Bu da tüm tartışmaları ortadan kaldırır.

Yoruma kapalı.