Cumhurbaşkanı ekonomik sorunları yüzünden ABD ve Avrupa ülkelerine acıyor.. Ben de acıdım…

48
Reklam

Gel de şaşırma.

AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan dün Aydın’daydı. Orada partisi üyeleri önünde yaptığı konuşmada söyledi, ben de konuyu haberleştiren gazeteden -biraz da şaşkınlıkla- dedikleri arasından şunları aynen not ettim:

“Gelişmiş ülkelerin 6-7 katına çıkan enflasyon ve artık ipin ucunu kaçırdıkları para genişlemeleriyle şaşkın şekilde sağa sola yalpaladığı bir dönemde, Türkiye, kendi rayında güvenle yoluna devam ediyor. Amerika’ya bak, enflasyon felaket. Avrupa’ya gelin, aynı. Aradığınız gıda ürünlerini bile bulamıyorsunuz oralarda. Hamdolsun Türkiye’nin böyle bir sorunu yok.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’de ve Avrupa ülkelerinde enflasyonun 6-7 katına çıktığına, oralarda gıda ürünlerinin bile bulunamadığına inanıyor. Bu arada ülkemizde durumun sorunsuz olduğunu da düşündüğü anlaşılıyor.

Şaşırmayayım da ne yapayım.

ABD’de enflasyon yükseliyor, doğru, ancak 6-7 kat değil; açıklanan son enflasyon oranı yüzde 7. Yalnızca yüzde 7. Avrupa’nın belli başlı ülkelerinin enflasyon oranları yüzde 7’nin de altında; ortalama oran yüzde 6.5…

Ülkelerin ilgili kurumları artan enflasyonu dizginlemek için birkaç aşamalı reçeteler açıklamakta. Hedefleri, yine eskisi gibi, makul bir enflasyon oranına fazla vakit kaybetmeden ulaşmak.

Sözgelimi ABD’de Merkez Bankası şimdiden açıkladı: Korona yüzünden sorun haline gelmiş tedarik zincirindeki aksamaları tez zamanda giderecek, bütçe disiplinini sağlayacak ve tasarrufların başka ülkelerden de kendilerine yönelmesini teşvik edici önlemler alacaklar.

Reklam

Bir bölümü evlere kapanarak geçirilmiş iki yılın ardından ortaya çıkan sorunlarla ekonominin genel kuralları içinde çözümler üretiliyor her ülkede.

Sorunlar yok mu? Var. Ancak hayli farklı sorunlar bunlar…

ABD’nin en dikkat çekici ekonomik sorunu evlere şenlik: Açıklanan işsizlik rakamları ‘tam istihdam’ durumuna erişmeye az kaldığına işaret ediyor. 

Böyle sorun dostlar başına.

İş dünyasını yakından izleyen ABD’nin en yüksek tirajlı gazetesi Wall Street Journal önceki gün (14 Ocak 2022) “Tam istihdamda, riskler ortaya çıkıyor” başlıklı bir haberle bu ‘sorunu’ duyurdu. Habere göre, bir yıl önce yüzde 6.7 olan işsizlik oranı Aralık ayında yüzde 3.9’a düşmüş. Uzmanlar bu yılın sonunda oranın yüzde 3.5 olacağı beklentilerini gazeteyle paylaşmış. 

‘Sorun’ bu kadarla da sınırlı değil ABD’de. Aynı haberde ücretlerin de daha önce görülmemiş oranda arttığı bildiriliyor. Saat başı ücret bir yıl önceden yüzde 4.7 fazlalaşmış; bu oran 2019’da 2.9 imiş. Çalışanlar arasında yeni eğilim, işlerini daha yüksek ücret için terk etmek. Onlardan boşalan kadrolara işçi bulmak zorlaşmış. “Tam istihdamın doğurduğu risk” bu işte.

Aynı haberden işsiz sayısının azalmasını getiren bir başka tercihi de öğreniyoruz: Pandemi döneminde insanlar kendilerinin ve ailelerinin durumlarını gözden geçirme fırsatı buldukları için, kimi ailede eşlerden biri çoluk-çocuklarıyla daha fazla meşgul olabilmek amacıyla çalışma hayatına dönmeme kararı almış. Tabii bu kararda hastalıktan korunma titizliği de rol oynamaktaymış.

Haber şöyle bitiyor: “Önümüzdeki aylarda aşılanma veya bağışıklık, hastalığı ya da ondan duyulan korkuyu azaltır ve tasarruflar da bu arada suyunu çeker ise, işçiler yeniden işe dönecektir. Uzmanların görüşü bu.”

Reklam

Enflasyon yüzde 7 ABD’de. Bizde TÜFE enflasyonu yüzde 36.08; ÜFE enflasyonu yüzde 79.86… TÜİK tarafından açıklanmış resmi rakamlara ek olarak bağımsız ekonomistlerin yaptığı hesapta enflasyon oranı çok daha yüksek. Ülkelerin ekonomik durumlarını yakından izleyip raporlaştıran Amerikalı Prof. Steve Hanke ise bizdeki yıllık enflasyonun yüzde 100’ün üstünde olduğu iddiasında.

Günlük hayatımıza girmiş pek çok Amerikan ürününü dolar kurunun yüksekliği yüzünden TL gelirli Türk vatandaşlarının satın alabilmesi neredeyse imkansız hale geldi.

Cep telefonlarına sözgelimi, bir servet ödemek gerekecek…

Buna karşılık, yine kur sayesinde, cebinde Dolar veya Euro olan yabancılar için Türkiye dünyanın en ucuz ülkesi durumunda.  

Peki ya işsizlik?

Türkiye’de 15-24 yaş grubundaki gençlerde işsizlik oranı yüzde 22.7…

Avrupa ülkeleri ekonomilerini gözetimi altında tutan Eurostar’ın raporuna göre, 35 ülke arasında işsizlik oranında Avrupa’da İspanya (%14..57) ve Yunanistan (%13.3) arkasından üçüncü sırada Türkiye geliyor. Üniversite mezunu işsizler oranında Avrupa’da en yüksek ülkelerden biriyiz.

Aşağıdaki tablo TÜİK verilerinden derlendi:

TÜİK işsizlik istatistikleri Ağustos 2021

‘Tam istihdam’ın, yani çalışma arzusu duyan herkesin iş bulabildiği bir ortamın riskler içerebildiğini ABD örneğinde gördük. Bu sebeple her ülkede bir miktar işsiz bulunması normal. Ama oran ne olmalı?

Almanya’da ne kadar? (Cevap: %5.2).

Bulgaristan’da? (%4.8).

Fransa’da? (%8.1).

Avrupa Birliği ortalaması ne kadar? (%6.5).

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre bizde durum ABD’den ve Avrupa ülkelerinden çok daha iyi. Onlarda gıda maddeleri kıtlığı bile çekiliyor. Sonra enflasyon da felaket…

Bizde gıda kıtlığı yok gerçekten, hiç değilse henüz yok; gazetelerine bakılırsa onlarda da tedarik aksamaları dışında gıda konusunda eksiklik söz konusu değil.

FOX Haber izleyicileri farklı bir Türkiye tablosu hakkında bilgilendiriliyor her akşam; buna karşılık a-Haber izleyicileri gün boyu sorunsuz bir Türkiye tablosunu keyifle izliyor.

Sanıyorum, Cumhurbaşkanı Erdoğan FOX Haber’e hiç ilgi duymuyor, haberdar olmak istediğinde a-Haber’i tercih ediyordur.

ΩΩΩΩ

Reklam

48 YORUMLAR

  1. Taha Kıvanç’tan escobar ve felçli bağlamında Narcos dizisine senaryo katkısı bekleyen bir tek ben olamam herhalde…

  2. “Köprüler
    16 Ocak 2022 At 12:42
    Güzel ülkede birgün herkes mutlu olacak, herşey güzel olacak derdim yalan söylememe gibi bir huyum olmasa.”
    Sayın köprülü, ibb seçimlerinden önce “her şey güzel olacak!” diyerek, çiftleşecek kuşlar gibi çırpınıp duruyordunuz burda, nooldu?
    “yalan söylememe gibi bir huyu”na bak, peeehh!!!

  3. Sayın yazar
    Elinizden geleni ardınıza koymadan devam edin. Hizmette sınır olmadığını sayenizde görüyor ve izliyoruz. Allah’tan ERDOĞAN var.Kimin ne olduğu,kime çalıştığı, kimlere hizmet ettiği o kadar net görünüyor ki, siz bile şaşırırsınız. Yada şaşırmazsınız.

  4. Siyaset işte böylesine kandırılma/kandırma sanatı.

    İddia ettiği konularda Cumhurbaşkanı yemin etse başı ağrırmı bilmem. Bazı yorumcular da yazmış. Ölçü alınan AB(D) gibi ülkelerde izafi olarak enflasyon daha önce çok azdı yıllık faizler %1-2 idi. Faizler şimdilerde de bir çok ülkede çok farklı değildir. Örneğin, banka hesabında biriken paranıza yıllık %2 kadar bir faiz işlerler. Daha önceleri enflasyon da aynı şekilde +%1lerde bazen de hafif yollu eksiler seviyesinde idi. Babacan bunun için “Yabancı ülkelerden düşük faizli kaynak bulmak zor değil. Yeter ki ülkemizde istikrarlı bir güven ortamı olsun. Dış kapitali ülkemize çekebilmek o kadar zor değil” diyordu ve bu doğruydu. Üretime dayalı bollukta o kadar bol paraları var ki koyacak yer bulamıyorlar. Bu bollukta paraya para kazandırma işlerinin yeni bir çok yollarını da buluyorlar (finansal/parasal ürün diyorlar bunlara). Alternatifleri çok.

    • Dolayısıyla, Türkiye gibi ekonomisi kararsız/dengesiz/riskli ülkelere, ve hele de davranış olarak dünya standartlarından sapma gösteren siyasi liderliğin egemen olduğu, bir çok sorunu olan ülkemize özellikle ilgi göstermeleri zor; hem de çok zor! Dışa bağımlı olarak gelişmeğe/büyümeğe çalışan ülkemizi düşünelim (işin acı tarafından olsun). Yokuş yukarı tırmanmağa çalışan yükü ağır ama motoru sorunlu demode bir kamyon düşünün. İzafi durum karnemiz bundan ibarettir. Kahvehanelerde cigara ve çay içerek siyaset konuşan “Reis haklı, gördün mü bak AB(D)’ye yine nasıl posta atmış, helal olsun reise!. Adamların acınacak halleri yar bizle uğraşıyorlar” muhabbetinde olan vatandaşlar işin ciddiyetini yokuş yukarı çıkan, yükü ağır kamyon örneğiyle belki daha iyi anlarlar.

      Yabancılarla olan kıyaslamada izafi gelişmişlik durumları ıska geçiliyor. Ölçü alınan yabancı ülkeler kendi yokuşlarını çıktılar, çok çok daha önceki on-yıllarda düze çıktılar. Bu düzlük üretim ekonomilerine dayalı bir bolluk oluşturdu. Biz de ise üretim yerine tüketime dayalı bir ekonomi bazılarına yeten bir şeyler üretti ama genel anlamda ülkemizde herkese yeterlilik açısından izafi kıtlık var. Dışarıda üretime dayalı zengin ekonomi dış ülkelerde halka yansıdı. Ortalama gelir düzeyleri bize kıyasla çok fazla; 6-7 kat daha fazla. Bizim Cumhurbaşkanımız da bu gerçeği hasıraltı ederek kendi partizan ordusuna nutuk çekiyor/talimat veriyor; “Ben de diyorsam doğrudur. Milleti kandırabildiğiniz kadarıyla bu siyasetle kandıracaksınız” türünden bir kandır(ıl)maca. Oysa ki AB(D) gibi gelişmiş, yani ununu elemiş eleğini asmış ülkelerde, % 6-7 enflasyondan ciddi anlamda bir etkilenme yok. Hele hele acınacak bir halleri hiç yok. Acınacak hal varsa bizde. Çünkü, yerli kaynaklarımıza dayalı üretim imkanlarının geliştirilmesine önem verilmedi. Bolluğa hiç erişilemedi. Dışardan taşıma suyu/ithalat ile ancak bu kadar olur. Genel anlamda dominant olan “kıtlık”tır. Halkın gelir seviyesine göre enflasyonun kontrolsüz bir şekilde artmasının başka sebepleri olsa da ana sebep üretim zafiyetidir. Enflasyonun ve faizlerin “Nas”a göre çökertilmesi tabii kaynakların ekonomiye kazandırılması/para kaynaklarının dışarı kaçmasının frenlenmesiyle olur. Yardımına muhtaç olduğun eknomilere acımak kendini bilmemektir.

      İlim ilim bilmektir
      İlim kendin bilmektir
      Sen kendini bilmezsin
      Bu nice okumaktır

      Okumaktan mana ne
      Hakikati bilmektir
      Çün okudun bilmedin
      Bu bir kuru emektir

      (Yunus Emre)

  5. Sebil abi ve baran bey,
    bu “kahve cemaati” ve “siyaset cemaati” mevzusunu biraz deşelim,
    vaktiyle sn.bernar arkadaş da(kulakları çınlasın:) tahra minare mahallesi ve kıraathanesiyle ilgili kimi mevzuları paylaştıysa da sanki irdelenmesi gereken daha epeyce bir sosyal gerçeklik de var gibi, ne dersiniz?

  6. Gerçekten ülkesinden ve dünyadan insan bu kadar mı bi haber olur,gerçekleri ters yüz eder,pes doğrusu.
    Hadi diyelim menfaatperestler bu söylenenlere inandı,menfaatleri için alkış da çaldılar.Halk inanıyor mu?Hiç sanmam.

  7. MUCİB BEY KAFAMIZDAKİ ŞAPKAYLA KONUŞACAKSAK; BAŞKOMUTAN ÜNVANI DA BULUNAN CB ASKERLERE EMİR VERİRKEN BERE TAKSIN, PARTİLİLERE KONUŞURKEN KARTON KURULTAY ŞAPKASI TAKSIN, HÜKÜMET İŞLERİNE BAKARKEN/AÇILIŞA GİDERKEN KASK TAKSIN, CUMA ÇIKIŞINDA MİLLETE SESLENİRKEN NAMAZ TAKKESİ ÖYLE Mİ?
    SIKIYI GÖRÜNCE ŞAPKASINI ALIP SIVIŞANLAR ESKİ TÜRKİYEDE KALDI,
    ARTIK MİLLET KİMİ DEVLETBAŞKANI SEÇERSE O İSTEDİĞİ ŞAPKAYI GİYSİN DİYE SEÇİYORUZ, OK?
    “HAYRETİ MÛCİP
    16 Ocak 2022 At 15:02
    RTE , gerekli gereksiz her yerde ve her zaman iki şapkasını da kullanıp konuşurken sizler deliler gibi alkışlıyorsunuz ; o zaman hiç sorun olmuyor !
    Bu durumu ifade eden Fehmi Bey ise artniyetli oluyor ! Vayyy be !
    Peki bu yazıda bahsi geçen RTE nın sözleri hakkında ne buyurursunuz ! Hiç bir şey !
    Bu derece saplantılı bir fanatikliğe ne denebilir ki !
    Allah akıl fikir versin inşallah”

  8. GEÇEN GÜN BU YORUMCULAR ARASINDA GEÇEN DİALOG/POLEMİK ÖYLE BARAN ARKADAŞIN “Ne yapacan hayat böyle Sebo”.
    REPLİĞİYLE KAPANACAKMIŞ GİBİ GÖRÜNMÜYOR BANA:

    “Sebahatin
    15 Ocak 2022 At 08:31
    Sayın koru sizin anlamadığınız hiçbir sey yok malesef hesabınıza anlamak gelmiyor lafı evirip çevirmeden direk meramınınızı söyleseniz olmazmı.

    Yorumu Cevapla
    Recep ERTUĞAY
    15 Ocak 2022 At 10:06
    Direk söyleyemez. O ima eder. Ya da birilerinin ağzında konuşur. Sözü başkasına söyletir.

    Yorumu Cevapla
    Baran
    15 Ocak 2022 At 11:56
    Vallahi ben dün sorduğum bir sorunun cevabını çok iyi bir anlatımla herkesin de anlayabileceği bir tarzda aldım.

    He yazar benim bilmediğim sanatları yazılarında icra ediyormuş da ben bilmediğim için bu sanatları farkedemiyor olabilirim ama soruma cevap alabildim mi evet aldım ben meseleyi anladım mı evet anladım. Önemli olan soruların doğru cevabını bulması. Çok Teşekkür ediyorum Yazarımıza.

    Yazar her soruya cevap veriyor mu veriyor, soru olmadığında da kendi sorusuna cevap arıyor ama işte başkalarının sorularını da herkes anlamıyor. “Ne yapacan hayat böyle Sebo”. Tırnak içi bir dizi repliği:))”

  9. Mağara adamlarını yeni kandırmaca yöntemi.

    Daha önce bazı yazarlar tarafından Açık oturumda söz edilmişti diğer ülkelerde enflasyon 6-7 kat olduğunu söylemiş, hatta bu yeni yöntemi bulduğu için ödülde vermiş olabilirler. 🙂

    Şöyle mantık kullanıyorlar,

    ABD önceden enflasyon %1 idi,

    Şimdi ise enflasyon %7,

    7 sayısı bir sayısının 7 katı olduğu için enflasyon ABD’de 7 kat artmış diyorlar kandırmaca yönteminin bir çeşidi.

    Asıl şöyle bakılır ,

    Diyelim Çay 100$ olsa önceden, gelecek sene 101$ oluyormuş,

    Şimdiki %7 enflasyonda 100$ olan çay 107$ dolar oluyor. Hiç 7 kat enflasyon varmı 7 kat enflasyon olması için enflasyonun %700 olması gerekir.

    Not mağara adamları doları TL hesabına çevirip birşeyler çıkartmayın Adamların parası Dolar.

    Bizde Enflasyon %7 olsaydı,

    Enflasyon %1 olsaydı 100TL ‘lik çay 101 TL olacaktı,

    Enflasyonumuz %7 olsaydı 100 TL’lik Çay gelecek sene 107 TL olacaktı burda 7 kat enflasyondan söz edilirmi 7 kat olması için %700 enflasyondan söz etmek lazım yani böyle olsaydı gelecek sene Çay 700tl olacaktı.

    • Recep bey akparti iktidarından 1(BİR) GÜN ÖNCE türkiyede enflasyon kaç idi, şimdi kaçtır?
      Arttıysa yüzde kaç fark vardır?

      • benim matematiğim parmak hesabı, o yüzden enflasyon hesaplamalarından da pek anlamam. ama Karar gazetesinde bir haber gördüm:

        Kadıköy’deki tantunici iddiaları reddederek, ‘video montaj’ dedi
        https://www.karar.com/guncel-haberler/kadikoydeki-tantunici-iddialari-reddederek-video-montaj-dedi-1647539

        haberi okudum videosunu da izleyince tüntuniciye inanasım geldi çünkü adam bizi ikna etmek için kalıbını basıyordu, haklıydı zira ortaya konacak kadar kalıplıydı. birden aklıma kendi yaşadığım bir market anımı hatırladım;

        evden beyaz lahana almam için markete gönderdiler. markette tek yemeklik bir lahana tartıp fiyatını sordum, kasiyer 30 lira dedi. başka bir şey istemedikleri halde aklım et fiyatlarına gitti. en az yarım kilo da et almak lazım ki etli lahana yapsınlar diye düşünürken birden aklıma balık fiyatları geldi. yolumun üstündeki balıkçıdan fiyatları günlük takip edebiliyordum. bir gün önce taptaze istavrit kilosu 20 liradan satılıyordu. lahanayı almaktan vaz geçtim 1.5kilo istavrit ev halkına yetiyordu. 1.5 kilo istavritle eve gidince fırça yedim ama olsun, en azından 30 liraya lahana yemekten kurtuldum.

        internetten baktım en ucuz acı biber turşusu 2 kilo 30 lira. fiyatlar kiloluk ambalajlarda 29 liradan başlıyor 1.5 kilo 48 lira, en ucuz 29 lira fiyatlı 2000 gr’lık ambalajda bulmak mümkün.

        10 şubeye ikişer kutu alsa 580 lira, muhtemelen tantunici de benim gibi düşünmüş olabilir mi acaba? 580 liraya kaç kilo et alırım demiş olabilir mi?

        tanımam etmem, tantunicinin günahını alacak değilim. amaaa 10 tane dükkanın ihtiyaçlarını düzenli alış veriş ile tamamlayan tantunici hissettiği gerçek enflasyonla TÜİK’in açıkladığı enflasyon farkına bir “şok” tepkisi ile böyle bir şey yapmış olabilir mi?

        Gayret bey sen ne diyorsun bu işe?

        • Baran kadıköyde tantuni yemem, turşu kaçadır bilmem ama iyi acıbiber turşusunu severim, onu da üskadar çarşıdan filan alırım, ya da büyükada seyyardan, bana adapazarı ıslama köfte olsun yeter,
          adam gibi kokoreç yapan yer bile yok,
          bi ekmek arası için taa ankaraya gidiyorum, parasından geçtim, doğru dürüst bir dönerci kellepaçacı olsun da gerisini boşver!
          İbb imamının dediği gibi “her şey güzel olsaydı” sorun yok ama bence de istavrit almakla iyi etmişsin:)

      • AK parti’den önce Ecevit hükümeti vardı enflasyon ecevit’i göreve bıraktığında
        %29.7 dir.
        AK parti hükümetinin TÜİK göre. 36.8

        • Recep bey birçok ülkede salgın yüzünden enflasyon bilmem kaç kat yükselmişken 20 yılda %6,5 farkı mı beğenemedin?

  10. “Sebahatin
    16 Ocak 2022 At 07:59
    Sayın koru yazının başında niyetini beli ediyorsun zaten cumhurbaşkanı aynı zamanda akp gemel başkanı diyerek.”
    Sebahatin bey avusturya başbakanı yolsuzluk sebebiyle istifa etti ama hala partisinin başında oturuyor, yani hem başbakandı(artık değil) hem partisinin genelbaşkanıydı(hala öyle)
    Bizde de başbakanlar aynı zamanda partilerinin genelbaşkanıydı, ya da parti genelbaşkanları başbakan da oluyordu, şart değildi ama olabiliyorlardı…
    Şimdi de parti genelbaşkanları cb olabiliyorlar, ya da cb ları bir partinin genelbaşkanı da olabilirler, yani değişen tek şey artık ortada bir başbakanlık(bakanların bakanı/başı:) makamı yok artık!
    Sayın yazar gibi bir kısım büyüklerimiz yaşanan bu değişim/dönüşümü maalesef tam olarak algılayamıyorlar, hala eski türkiyenin ezberleriyle yazıp çiziyorlar işte;
    mesela “anamuhalefet” diye bir statü de yok artık:)

  11. Sorun zaten burda sayin koru farkli haber bakan yok farkli gazete yazar okuyan yok herekez gormek istedigini duymak istedigini

    • Ustam haklısınız da, milletin bir suçu mu var?
      Biz seçtiğimiz adamın ağzına bakıyoruz, siz de seçemediklerinizin ağzına bakıyorsunuz!
      Biz adamın icraatlarına bakıyoruz, sizin gibiler de havaya bakıyor, estek köstek diyorsunuz, hepsi bu…

  12. Sayın koru işim icabı yıllarca yurt dışında kalan halada gidiş gelişlerim devam eden biri olarak çok uzak degil birkaç yıl önceye kadar eksi enflasyon ülkelerde 6.5 7 olmuş oda görünürde her halda çarpım yaparsan bu hesaba aklın erer hiç zorlamanıza gerek yok çok haklı başkan yanlışı yok

  13. Sayìn Koru ,
    Òyle anlaşılıyor ki aynı pencereden bakmıyorsunuz. 330 milyonluk ABD de 164 milyon çalışan var. 84 milyonluk Türkiye de 28 milyon 400 bin çalışan var. Size basit bir soru sorayım. Kim , niye çalışır? Ya da parası olan çalışır mı ? Hah, işte bakın bizim zenginlik göstergemiz burası. Erkek adam eşini işe göndermez ! 🙂
    https://www.focus-economics.com/countries/united-states
    Adamlar güzel güzel yazmışlar da , uluslararası ABD şirketlerinde çalışan Amerikalı olmayanlar da bu çalışanlar listesine dahil mi değil mi bilemiyoruz.
    Yıllık cari açığı 700 milyar dolar olan bir ülke kazandığından fazla tüketiyor demektir. Bunu nasıl finanse ediyor ? 2018 de Apple ın piyasa değeri 2 trilyon dolar idi. Bugün 3 trilyon dolara ulaştı. Nasıl oldu bu? Dünyanin her tarafından insanlar internet bankacılığı kanalıyla para aktararak Apple hissesi aldı. Bu sene bir düzeltme ( paraların iç edilmesi operasyonu ) bekleniyor.
    Sayın Erdoğan da buna karşı milleti uyarıyor. Kainatta hiç bir şey ila nihayet yükselmez. Bir noktadan sonra geri döner. Batı yükselmesinin zirve noktasından dönüşe geçti. Bu tespit 1350
    lerde Mukaddimesini yazan ibni Haldun a ait. Aydın da Avrupa nın en büyük geri dönüşümden kağıt üretecek fabrikasını açtığı gün ne deseydi yani ,, ölüyoruz , bitiyoruz mu ? Mücadeleye devam dedi , öyle demesi gerekiyordu. Gelecekler farklı bir şey mi söyleyecekler.
    Politikacılar umut vaad ederler. Korku pompalarlar . Yine de, Erdoğan içlerinde en harbi olanı. Halk da bunu biliyor.

    • Korkusuz yazarı Memduh Bayraktaroğlu da benzer şeyler söylüyor: ” bakın arkadaşlar Erdoğan şahsında iyi bir adam ama çok cahil be yaa!, Erdoğan’ı anlamak için yanındaki 5’liye bakmanız lazım, kim o 5’li, bütün ihaleleri hangi 5’li alıyorsa o 5’li” diyor.

      Niye öyle diyor anlamadım, ben ne Erdoğan’ı tanırım ne de yanındaki 5’liyi:))

      • Baran bey cehalet demişken, geçen gün sayın koru da aynı yazar taslağının sözünü etmişti:
        “Bayraktaroğlu’nu dinden soğutan ve camilerle arasının açılmasına sebep olan da, birisi devam ettiği ve müezzinliğini yaptığı caminin imamı, diğeri sonradan kendisine ait bir cemaat ile ismini ülkede ve ülke dışında duyurmuş bir başkası olmak üzere iki din adamının söylemleri…”
        Bu alıntıda sözü geçen imam ile cemaat önderi aynı kişi olabilir mi acaba?

        • Hayır, farklı kişilerden bahsediyor. Birinin de ismini vererek anlatıyor. Anlayabildiğim kadarıyla Memduh Bey takıntı derecesinde bir ezberinin bozulmasını kabullenemediği için terkediyor.

          Üstad Fehmi Koru da benim ezberlerimi bozuyor ne yapayım şimdi, ezberlerimi bozdurmamak için küseyim mi?

  14. Fehmi abi
    ve yorumcuları bakınız,
    Statista (Almanya) verilerine göre:
    Aralık 2020 Enflasyonu % – 0,3
    Aralık 2021 Enflasyonu % 5,3
    EU ortalaması %6,5
    Bu rakamlara göre AB ülkelerinde ve Almanyada enflasyon yüzde kaç arttı? CB yuvarlayarak %7 dedi. Bu rakam ne kadar büyük sorun olmuş ki üzerinden fırtınalar estirdiniz. Düşünen bir insan olarak sadece sizin için çok üzüldüm. Hele hele şu Milli Gazete, kimlerin çarkına su taşıyor bir anlasalar. Sakın yanlış anlaşılmasın. Bu satırların yazarı tarafsız birisidir desem toplum o kadar dezenformasyon yaşıyor ki asla inanmayacaktır. Siz bilirsiniz.

    Daha düne kadar kapıkulluk yaptığınız kişi ile dalga geçer gibi FOX’a bakmıyor da AHABER’den haber alıyor diyerek aşağılama yöntemi tercih ediliyor belkide FOX’a selam çakılıyor.

    • Okuduğunuzu anlamıyorsanız ara sıra değil hiç okumayın, kim kapıkulu, kim duşakabinoğlu yakında hepsi belli olacaktır. Çokk korkulan Sayıştay raporlarında yazıyor yazmakta olanlar. Mahşerin beş atlısı belki de Armagedon ne derseniz o.

  15. Sevgili Fehmi abi yazdı. Maşallah yorumcular da geri kalmadı. Sevmek, empati gibi kavramların kafalardan silindiği, vurun abalıya o düşmandır denilen bir dünyada yaşıyoruz. Abuk sabuk fıkırlerlerle birbirine vuran vurana. Bunların hangi siyasi fikrin sahibi oldukları, pardon cenahtan geldikleri, seçtikleri kalimelerden anlaşılmaktadır. Ama konu bu değil.
    Fehmi abi böyle yapmazdı ama malum siyasi piyasa bir hayli karışık. Siyasi hava puslu. 3-5 oy için terkedilen dini inanışlar mı desem, terörü görmezden gelenler mi desem, çöken ahlaksızlık mı desem, bir intihar olayını dilinden düşürmeyen, diğerini hiiç konu etmeyen ahlaksızlıklardan mı? hangi biri saysam bilemedim.
    Konu şu; Sayın CB bir şehirde toplu açılışlar yaptı. Yürütmenin başı olarak yani CB olarak bunu yaptı meydanda tek bir AKP bayrağı yoktu. Fehmi bey (burada Fehmi bey demek lazım) burada açılışı yapılan onlarca kuruluştan/ ekmek kapısından tek kelime ile bahsetmezken iki tek kelime üzerine yani “yedi kat” kelimeleri üzerine koca bir hikaye kondurdu. Bağnaz yorumcuların hepsi de mal bulmuş gibi bu iki kelimeye sarıldı.
    Evet ama CB haklı. Bir ülkenin enflasyonu %1 veya %2 ise %7 olmuşsa buna matematikte 7 kat arttı denir. Siz de öyle dersiniz. %1’in 7 katı 7’dir. Matamatik böyle buyuruyor. Yani burada CB’nın belki biraz abartı ile teleffuz ettiği rakamın 2 fazla olması açılışı yapılan fabrikalardan daha önemli ise elbette hem yorumcular hem de Fehmi abi haklıdır demem gerekir.

    Ancak konu sadece ve sadece kılçıklıktır. Yoksa CB Çakırbeyli’de yapımı tamamlanan Adnan Menderes Demokrasi Müzesi, Çine Organize Sanayi Bölgesi’nde Bien Seramik Fabrikası ile Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Avrupanın en büyük Kağıt Fabrikası’nın da açılışını yapması hem bir köşe yazarının hemde yorumcuların tek kelime ile de olsa konusu olurdu.
    Selam doğru yolda olanların üzerine olsun

  16. Güzel ülkede birgün herkes mutlu olacak, herşey güzel olacak derdim yalan söylememe gibi bir huyum olmasa.
    Burası bir geçiş noktası. İpek te Demir de Asfalt ta olsa yollar hep buradan geçtiği sürece biz hep vıcır bıcır kaynar kazanda yaşıyor hissederiz kendimizi. Ona göre hesap yapacak ona göre davranarak yaşamaya devam edeceğiz.
    En iyi yöneteni de getirsek, en iyi
    DENETİM YAPAN kadroyu SİSTEMİ
    getirmediğiniz sürece gelen sadece …
    ÜZÜLENDE İŞSİZLİK ÇEKENLER DE AÇLIKTAN kıvranan da BİZ, BİZİM ÇOCUKLARIMIZ OLUR MAALESEF.
    Ehil kadroları işbaşına getirirken, muhalefetin de iktidar adayı olması için seçici olmak gerekmez mi?
    Ekonomi sanayi eğitim vesaire yetmez, yolda yürürken bile ne olduğu blmemiz gerekmez mi?
    (Bunu da iktidar dakiler ifşa eder☺️)

  17. Avrupa’da sıfırdan % 6’ya yükselen enflasyona 6 kat ҫıktı diyeni alkıṣlarken, kendi % 36 enflasyonunu düṣünmeyenler bol oldukҫa, Erdoğan gibi politikacılar da hiҫ eksik olmayacaktır.

    Olguyla değil algıyla siyaset yapabilmek her siyasetҫinin iṣi değil. Her seҫmenin de iṣi değil. Angela Merkel bir kaҫ defa benzer ṣeyler söyleseydi kendi partisi onu kapının önüne koyardı diye düṣünüyorum.

    • Almanyalı arkadaş, “kendi % 36 enflasyonunu düṣünmeyenler bol oldukҫa,..” diyor. Haklı, ancak buna karşı yapılanlara ya kör ya da başkalarının yazdıklarını akıl süzgecinden geçirmeden tekrarlamış olmalı. Bilemem. Birileri açız diyor. O kim diye sormak yerine. O açız diye bağırıyor gibi bir şey.
      İşçilerin ücretlerine% 50, memurların maaşına %36 artı 2,5 yapılan zamlar sadece ve sadece enflasyonun %36 olduğundan olduğunu görmezlikten gelmek doğru bir yaklaşım değildir. Yani biraz kendi aklımızı kullanmamız gerekir. Ha bu arada fırsatçılar fiyatlarını %36nın üzerde yapmışlarsa işte onların ahlaksız fırsatçılar olduğunu da Almanyalı dikkate alarak eletirmesi gerekir.
      Selamlar

      • Uzun lafa gerek yok…
        Sizin tuzunuz neden kuru?

        Merak ediṣimin nedeni,

        Nass, Nass… diyerek tetiklediği Dolar kurunun sebep olduğu % 36 enflasyondan dikkatleri yurt dıṣındaki % 6-7 enflasyona ҫekmek isteyen siyasetҫiye ne Almanya’da nede Türkiye’de oy veririm. Her ṣeyden önce vicdanım bunu kabul etmez…

    • Ark bey siz almancı arkadaşa aldırmayın, onun tuzu kuru nasıl olsa…
      Merkeli kendi partisi kapının önüne koymadıysa da alman halkı kendine de partisine de koyuverdi işte:))))

    • H. Gayret ve Ark arkadaṣ,
      Doğrulara benim hiҫ itirazım yok. Yukarda da yazdığım gibi Avrupa’da enflasyon 0‘ ken % 6 oldu.

      Benim anlamakta zorlandığım,

      % 36 enflasyonun yaratıcısı Erdoğan’ı görmezden gelirken, kafayı Avrupa’daki % 6 enflasyona takmanız.

      Bunu ancak sizler gibi tuzu kurular yapar …

  18. AVRUPA’NIN ENFLASYON TOPLAMI
    Birkaç gün önce bir vatandandaşımız Avrupa ülkelerinin ayrı ayrı enflasyonunu toplamış ülkemizde açıklanan resmi enflasyon rakamına ulaşmıyordu.
    Gerçeğini baz alırsak, toplama değil “çarpma” işlemi yapmamız gerekecek.
    Medyatik maliye bakanımız ” enflasyon Ocak ayında pik yapacak, ancak Haziran’da tek haneye inecek” buyrunca ne kadar da sevinmiştim.
    Ancak bahsedilen Haziran 2022 değil, 2023 imiş.
    Bereket ki, 2053 değil.

  19. ÜLKEYİ ÇOK İYİ YÖNETMİŞİZ.
    Çok kalabalık bir aile idik.
    Hergün babam,komşuların çok kötü durumda olduğunu,bizim bir elimiz yağda,bir elimiz balda imiş.
    Bu yüzden ne kadar şükretsek azdır derdi.
    Aileyi iyi idare ettiğini,kimsenin evden uzaklaşmasını istemezdi.
    DİŞ DÜNYAYA HEVES ETMEYİN,EDERSENİZ BAŞINIZA BÜYÜK FELAKETLER GELECEĞİNİ HEP TEKRARLARDI.
    Şark kültürü böyle birşey galiba.
    GÖZÜNDEKİ MERTEĞİ GÖRMEME SENROMU GALİBA.
    Bazan evden uzaklaşmak isteyince,çıldırırdı.
    Ben daha çok dünyayi merak edip,önce başka ilçeye,sonra başka illere daha sonrada Asya,Afrika,Avrupa,Amerika ya gitme imkanları nasıp oldu.
    En fakir ve gelişmemiş,en zengin ve gelişmiş ülkelerde de bulundum.
    Gördüğüm,aralarındakı farklılıklar genel olarak öz eleştiri yapma öz güvenzizliği ile özgüven ve öz eleştiri farkı.
    Bizim yöneticilerimiz,hata yapmazmış.
    Öz eleştiriyi büyük zaafiyet kabul ederler.
    Başkalarının ,eksikliklerini abartarak,kendi taifesini kendi ne bağlı tutmaya çalışırlar.
    Ben olmazsa idim siz aç kalırdınız terenaları.
    Tipki rahmetli babamdan duyduğum sözler.
    Yanı enflasyon yüzde ikiden,yüzde altı ya çıkınca ,eflasyon yüzde üçyüz artmış oluyor,geçen yıla oranla ve doğrudur.
    Yanı geçen yıl 100 tl ye aldığı bir ürün heryıl ortalama 2 lira zam görürken ,bu yıl 6 lira zam görüyor.yanı zam oranı üç kat artmış oluyor.Bütün para birimlerinde uygulamakla sonuç değişmez.
    Önemli olan fiyat artışı değildir.
    Ortalama fiyat artışının ,ortalama gelir artışına oranıdır.
    Geliriniz,fiyat artişından az oluyorsa fakirleşir,geliriniz ,fiyat artışından fazla oluyorsa zenginleşirsiniz.
    Yöneticiler,muflis hale gelince çok daha yalana başvururlar.
    Başkalarının ne kadar kötü durumda olduklarından dem vururlar.
    İkinci dünya savaşında ,Almanya bütün cephelerde gerilemeye başlayınca,daha büyük yalanlarla halkına moral vermek ister.
    En meşhur yalanı ise,Moskova düştü,düşecek haberini yaymak olmuştur.
    Ta ki,Alman halkı Rus tanklarını Berlin sokaklarında dolaştığını görene kadar böyle uyutuldu.
    Bir ülkede seçimle iktidarlar değişirken,halkı etkilemek gerekir.
    Halkın kültürünü ve neye prim vereceğini ve bu primi en iyi verenler seçimi kazanır.
    Çoğu zaman,halkın ekseriyeti sonu buhran olsada günü yaşamaya teşne ise siyasilerin günü en iyi yaşatıp yarın ne olursa olsun düşüncesiyle hareket ettiğinde,seçim kazanırsa acı son kaçınılmaz olur.
    İktidara gelip,halka bolluk yaratmak için borçlanabildiği kadar borçlanılır.
    En kolay yol.
    Bu borçlarla,destekçılerinin konumuna göre nemalandırılır,nemalandırılanlardan da bir miktar komisyonda uygun görülür.
    Halka seçimden birkaç ay önce bahşişler dağitmak,onların oyunu almak için yeterlı olur.
    Kendine yakın iş insanlarına ,iktidari boyunca,halka ise seçim öncesi nemalandırmak zorundadır.
    Uzun yıllar iktidar da kalmak , her seçimi almak için daha çok borçlanmak faizi ne olursa olsun.Faiz baronlarının tam istediği iktidarlar.
    En sonunda,Faizi ne olursa olsun,borçlanmak zorlaşır.
    Artık iflas rısk primini gören faiz lobisi musluğu kısar.
    Ülkenin bütün varlıklarını ipotek eder ve onuda tüketirsin.
    Halk çok fakirleşir.
    Artık,çok daha büyük yalanlar söylemek gerekir.
    Hayal satmaya başlanır.
    Manevi değerler ve milliyetçilik azıya alınır.
    Güvenlik ve güvenlik güçlerinin çok güçlü olduğunu her daim vergulamak gerekir.
    Güneş balçıkla sıvanamayacak duruma gelindiğinde,aklımızın almayacaği senaryolar gündeme gelebilir.
    Siyasiler ne pahasına olursa olsun iktidari birakmamak için seçim kazanmak zorunda iseler ve seçimleri kazanmak için çok tehlikeli ve ülkeyi uzun yıllar büyük yükler altına sokacak eylemlerden kaçınmazlar.
    Büyük borçlarla yapılan ,gösterişli ve rantabil olmayan yatırımlar halkın gözünü boyar ama borç vadesi gelince feveranlar başlar.
    Kısaca lale devri bitti.
    Takke düştü,kel göründü.

    • Avam arkadaş “Halka seçimden birkaç ay önce bahşişler dağitmak,onların oyunu almak için yeterlı olur.” demişsiniz de, biraz açsaydınız keşke?
      Emeklilere yılda iki kere ödenen bayram ikramiyelerini ya da çoluk çocuğa bedava dağıtılan ders kitabı ve tablet bilgisayarları mı diyorsunuz,
      yoksa seçim öncesi silinen veya eskaza ödendiyse bile iade edilen kaçak köprü geçişi cezalarını mı?

      • Geçen gün, sık uğradığım bir esnaf çay ocağında iki kişi oturmuş hesap yapıyorlardı;

        “Önümüzdeki seçimlerden 20 bin lira almam lazım. (Yanındakine seslenerek) Hacı bayrak asmaya seni de yazdım ha, gelmemezlik yapma. Bak Salihi geçen seçimde hiç çağırmadım, gelecem diyor gelmiyor. Geçen seçimde 15 binlira para aldım, bu seçimlerde 20 nin liranın altına gitmem. Geçen seçimde yevmiyeler 600 liraydı bu seçimde en az 1000 lira haberin olsun. Zaten hepi topu 10 gün 15 gün sürüyor.”

        Bu hesap sadece bayrak flama asma işi için kişi başı yevmiye toplamını içeriyor, o da sadece bir parti için. Bu hesaba arabalar şoförler bayrak ve bilumum promosyon ürünlerini de eklersen, bir de seçim çalışmalarına katılan organizatörler de eklenince harcanacak para öyle keselere torbalara sığacak cinsten değil. Mitinglere toplanan vatandaşlar da büyük bir masraf gerektiriyor haliyle.

        E tabi oylarına talip olunan vatandaşlar da öyle oylarını promosyon ürünü karşılığında vermezler herhalde. Onlarda bu akardan damlacıklarla da olsa nasiplenmek isterler.

        Devletin hazinesini ellerinde tutan iktidar partileri milletinden üç kuruşu esirgemezler herhalde, sonuçta seçimi kazanmak herşeyden önemli. Bu her rejim için böyle ister parlamenter ister alternatifi olmayan tek adam rejimi olsun hep zorunlu harcamalar olmuş bu güne kadar.

        • Baran bey “seçim endüstrisi” ile “seçim rüşveti”ni birbirine karıştırmayalım, şunca yıldır oy kullandım kimse gelip bana bir kuruş teklif etmedi?
          Hasan günay adlı yorumcu da milletin oyunu 3 kuruşa sattığını savlıyordu ama kendisine kanıtın var mı deyince suspus olmuştu!
          Millet benim arkadaş, açlıktan ölsem de tayyip diyorum, ötesi var mı bilader???

  20. Bir seçim konuşması yapan kürsüdeki DP li mebus adayı , CHP ve özellikle de rahmetli İ.İnönü hakkında demediğini bırakmamış .
    Adam coştukça coşmuş, alkış aldıkça daha da coşmuş ve hızını alamayıp nihayet İ,İnönü’nün bir asker kaçağı olduğunu yumurtlamış !
    Konuşma bitip kürsüden indikten sonra bir arkadaşı hafif yollu sitem etmiş,
    – Yahu koskoca paşa hiç asker kaçağı olur mu, biraz ayıp ettin yani , demiş.
    Mebus adayı gayet rahat bir şekilde ve hiç istifini bozmadan cevap vermiş,
    – Önemli olan milletin hoşuna gitmesi ve alkışlamasıdır , gerisi önemli değil, boşver gitsin !
    Selamlar, iyi günler

  21. Yazıya eklenen fotoğrafın detayını bilmiyorum ancak bana bu kalkanların neden kalktığını ve alkış yapanların neden senkron bir şekilde alkış yaptıklarını sorgulatıyor. Üniversite sınavına girdiğim yıl vefat etmiş olan merhum ösym başkanı için sınav salonunda saygı duruşuna davet edildiğimiz zaman nasıl anıtkabir’de kıyamı red ettiğim gibi sınav başlangıcında herkes ihtiram kıyamına durduğunda ayağa kalkmamış ve 18 yaş aklımla ihtiram kıyamlarını red etmiş isem şimdi politbüro toplantıları vari bu ihtiramlı toplantılarında her söylenene dahi inanmama huyum var. Neden alkışlamanın zorunlu, ayağa kalkmanın ise icbaren olduğu bu gibi içtimalar bana kıyameti hatırlatır bilemiyorum. Ancak mahşer esnasında sanırım izzeti mutlak olan Cenab-ı Hakkın huzurunda başlar öne eğik, mahcub bir kıyamımız olacağına itikadım nedeni ile olabilir.

    • Sebil bey askerlik yapmadığınız anlaşılıyor:)
      Neyse, parti disiplininden filan anlamam,
      ama büyüklerimize karşı saygılı olmak boynumuzun borcudur!
      Ayak uyduramadığın ortamda ne işin var, git otur bi köşede…

      • Evet gerçekten yapmadım boş hazine ve tarkan sağolsun. Ancak Resûl Ekrem ASM kendisine ihtiramen kıyam edilmesini men ettiğine dair okumuşluğum var. Hem ben demiyorum dinayet dergisi diyor. 🙂 “Acemlerin birbirini tazim ederek ayağa kalktıkları gibi siz de kalkmayın.” buyurmuştur.

        Aynı ravinin naklettiği İbn Mâce’de (öl. 275/888) bulunan rivayet şöyledir: “Farslıların büyüklerine yaptığı gibi siz de yapmayın.”

        “Kim başkalarının kendisi için ayakta durmasını isterse, ateşten yerine hazırlansın.”

        • Doğrudur, bana uyar, ama biz türkler antropolojide “iranoid türkler” olarak adlandırılırız, yani kimi adetler de bulalmışmış olabilir, lakin hatırladığım kadarıyla; anadolu düğünlerinde, bayramlarda, taziyelerde, ya da ev gezmelerinde/misafirlikte yeni birisi daha geldiğinde diğer kişiler ayağa kalkmazlar, çok olsa biri biraz kenara çekilir ki gelen kişi de oraya otursun…
          Yani gerçekten de öyle bir kişi gelmiş diye herkesin ayağa kalktığını hiç görmedim büyükkerimizden, en fazla çocuklar filan kalkar gider yerinden…
          Abartının alemi yok yani:)

  22. 31 Aralık 2020 de dolar 7.3 TL idi. 31 Aralık 2021 de 13.3 TL. Şimdi hesap yapalım. ABD de 100 dolarlık bir ürün yılın sonunda 107 dolara çıktı. Türkiyede 730 TL lik bir ürünü ele alalım. 31 Aralık 2020 de 730 TL/7.3=100 dolardı. 31 Aralık 2021 de 107×13. 3=1423 TL olması lazım. TUİK in açıkladığı %36.8 enflasyon verisiyle hesaplarsak 730×1.368= 998 TL yapar. Bu da eksi %42.5 demek. Yani ABD deki bir ürüne göre Türkiyedeki enflasyon eksi %42.5 çıkıyor. Bizim milletimizin bu hesabı yapıp hükümetin ekonomi politikasının ne kadar başarılı olduğunu takdir etmesi lazım

  23. Önceki gün TGRT haberde Denizli’de tam 4000 adet dokuma tezgahının %127 elektirik zamları sonrası kapandığı haberi vardı.

    Gene İstanbul’da 20 tane örme tezgahı olan bir komşu elektrik faturalarına yenik düştü ve atölyesini bir toptancı esnafına zoraki devretmek zorunda kaldı da işçi olarak çalışmaya devam edeceği garantisini verince devredebildi.

  24. Sayın koru yazının başında niyetini beli ediyorsun zaten cumhurbaşkanı aynı zamanda akp gemel başkanı diyerek.

    • RTE , gerekli gereksiz her yerde ve her zaman iki şapkasını da kullanıp konuşurken sizler deliler gibi alkışlıyorsunuz ; o zaman hiç sorun olmuyor !
      Bu durumu ifade eden Fehmi Bey ise artniyetli oluyor ! Vayyy be !
      Peki bu yazıda bahsi geçen RTE nın sözleri hakkında ne buyurursunuz ! Hiç bir şey !
      Bu derece saplantılı bir fanatikliğe ne denebilir ki !
      Allah akıl fikir versin inşallah

Yoruma kapalı.