CHP’de olanlara benim aklım ermiyor.. Yenildikleri yetmedi, bir sonraki seçimde de yaya kalmak için çabalıyorlar…

27
CHP MYK'sı toplantı halinde..
Reklam

Ülkemizin dünyada eşi benzeri yok.

Özellikle de siyasi hayatımızın…

Birkaç hafta öncesine kadar bir siyasi partinin -CHP’nin- genel başkanı da olan cumhurbaşkanı adayı –Kemal Kılıçdaroğlu–  seçilebilsin diye bütün şevkleriyle çalışanlar, adam rakibinden biraz daha az oy aldığı için seçilemedi diye, şimdi ondan partinin genel başkanlığını bırakmasını istiyorlar.

Alamadığı bir milyon oyu alabilse ve rakibini geride bırakabilseydi, şimdi istifasını talep ettikleri adamdan kendilerini bakan yapmasını isteyeceklerdi.

Politikacılar böyle de sanki medyamız çok mu değişik?

Kampanyalar sırasında, gazete köşelerinde ve ekranlarda, futbol takımı tutar edasıyla muhalefetin adayını yere göğe sığdıramayanlar, zaten yenilmenin acısını yaşayan aynı adamı, şimdilerde istifaya davet ediyorlar.

Yine aynı gazete köşelerinde ve televizyon ekranlarında…

Hani “Biraz kendimizi ve yaptığımız taraflı yayınları unutturalım, ondan sonra” deyip bir süreliğine kenara çekilseler neyse, hayır, seçimin hemen ardından adama yaylım ateşe hemen başladılar.

Reklam

Lügatımızda ne kadar övgü sözleri varsa onların hepsini, aylar boyunca, önünden-arkasından aday için kullandılar, şimdi de aynı lügatın sövgü sözcüklerini aynı adamın üzerine boca ediyorlar.

“Veyl mağluplara” gerçekten…

Oysa daha en baştan “Ne kadar çalışırsak çalışalım ve ne kadar övülecek taraflarınız bulunursa bulunsun, CHP genel başkanı sıfatını taşıyan birinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi imkansız olmasa da imkansıza yakın, onun için siz adaylığı düşünmeyin efendim” diyebilseydi aynı siyasiler, medyadaki destekçiler “Partinizi severiz ama sevmeyeni de çok, sonunda kötü duruma düşmenizi getirecek böyle bir denemeye kendinizi sokmayın” tavsiyesinde bulunsalardı, belki de yanlışı daha en başında önleyerek adama iyilik yapacaklardı.

Hayır, başkalarının uyarılarına aldırmadıkları bir tarafa, o tavsiyeyi biraz fazla tekrarlayanların seslerini medyada duyulmaz hale getirmeyi de başardılar.

CHP’de seçim başarısızlığının faturası ödettirilmek istenemez mi? İstenebilir elbette. Ancak yalnızca lider mi istifa etmeli? Diyelim, isyan başarılı oldu ve genel başkan parti içindeki yerini kaybetti. Onun koltuğuna oturacak kişi CHP’yi içinde debelendiği dar boğazdan çıkarabilecek mi?

Sorun kişilerde mi CHP’de, yoksa sorunun çok daha derin sebepleri mi var? 

Kemal Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanlığı seçimi ilk turunda %44.88, ikinci turunda %47.82 oranında oy aldı.

Peki CHP ilk turun yapıldığı 14 Mayıs tarihinde, milletvekili genel seçiminde, ittifak ettiği beş-altı partiyle birlikte ne kadar oy aldı?

Reklam

Yüzde 25.35, değil mi?

Bu rakamlardan nasıl bir sonuca varılabilir?

Gelecek yıl mart ayında yerel seçim yapılacak. Yaklaşık dokuz ay sonra. 

Ülkeyi 21 yıl boyunca yöneten iktidar partisi, geride bıraktığımız cumhurbaşkanlığı ve genel seçime aylar öncesinden hazırlandı ve sonuçta iktidarını devam ettirebildiği gibi adayını cumhurbaşkanı seçtirmeyi de başardı.

İnceden inceye hesap edip hazırlandığı iki seçimden de başarıyla çıktı iktidar.

Şimdi de, gözünü, bir önceki yerel seçimde kaybettiği başta İstanbul ve Ankara olmak üzere bir düzine büyükşehir belediyesini geri kazanmaya dikti.

Kurulan hükümet ve seçim sonrasında benimsenen söylem, büyükşehir belediyelerini kaybettiren, son genel ve cumhurbaşkanlığı seçiminde de oylarını büyük çapta kendilerinden esirgeyen sahil şeridindeki illeri kazanmaya yönelik.

Galiba bunun bile farkında değil CHP ve destekçileri…  

Birbirine düştükleri takdirde dokuz ay sonra başlarına ne geleceğini şimdiden tahmin etmek zor değil.

Nasıl olsa yenildiklerinde sarılacakları hazır mazereteleri bulunuyor:

‘Üst akıl’ gibi…

“Otokratik rejimlerde muhalefet seçim kazanamaz” gibi…

Karşı taraf da, onlara bakıp günü geldiğinde, “Atı alan Üsküdar’ı geçti” demesin de ne desin?

Ben de dokuz ay sonraki seçimin akşamı söyleyeceğimi şimdiden söylemiş olayım: “Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevitine…”

ΩΩΩΩ

Reklam

27 YORUMLAR

  1. Sayın Yazar
    “Partinizi severiz ama sevmeyeni de çok, sonunda kötü duruma düşmenizi getirecek böyle bir denemeye kendinizi sokmayın” DİYORSUNUZ
    niye siz deva partisi aracılığı ile diyemediniz meral hanıma linç yedirdiniz,
    4 partiNİN SEÇİME chp çatısı altında girmesi gerektiği tezinizi uygulattınız. Ama kaybettiniz yine akıl vermeye devam ediyorsunuz. bu en temel hakkınız bana göre siz her yazınızda önce kendinize öz eleştiri yapıp sonra fikirlerinizi söyleyebilirsiniz. Yoksa
    siz EGE Lİ olduğunuz için zeytinyağının iyisini de bilirsiniz.

  2. “BUNLARA GÖRE DOLAR 10 LİRA OLUCAK…”
    Kim bunlar?
    Tabii ki, ekonomist kılığındaki vatana ihanet edenler.
    Vatana ihanet edenlerin ülkemize yapabileceği en büyük kötülük doları 10 TL yapmak ise, bu miktarın iki katından fazlası ” madalya” gerektiren bir hizmet mi?

  3. Oysa daha en baştan “Ne kadar çalışırsak çalışalım ve ne kadar övülecek taraflarınız bulunursa bulunsun, CHP genel başkanı sıfatını taşıyan birinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi imkansız olmasa da imkansıza yakın, onun için siz adaylığı düşünmeyin efendim” diyebilseydi aynı siyasiler, medyadaki destekçiler “Partinizi severiz ama sevmeyeni de çok, sonunda kötü duruma düşmenizi getirecek böyle bir denemeye kendinizi sokmayın” tavsiyesinde bulunsalardı, belki de yanlışı daha en başında önleyerek adama iyilik yapacaklardı.
    Şu ana kadar fehmi korudan duydugum en mantıklı muhalif analizi….

  4. Sayın yazar
    Batı başkentleri ve siz ne kadar kızsanız azdır. Onca emeğin sonucu bu mu olmalıydı. Bunlardan cacık olmaz.

  5. MUHALEFET DE AYNEN İKTİDAR GİBİ
    İktidarımız 100 yıllık birikimlerimizi çar-çur edip, gelecek 50 yılımıza da ipotek koydu.
    Muhalefetmiz, özellikle de CHP en az 10 seçimi kaybetti, en 5 seçimi daha kaybetmeyi garantilemenin derdinde.
    Yok Kılıçdaroğlu giderse” Asyacılar-Avrasyacılar CHP’yi ele geçirecek iş vs” La Fontaine’den masallar.
    Daha nasıl ele geçirecekler.
    Her alanda bugünkü tablonun birinci(1.) sorumlusu Erdoğan ise, ikinci(2.) sorumlusu da Kılıçdaroğlu’dur.
    İkinci değilse bilemedik diyelim üçüncü de
    değil midir?
    Sayın KORU en önemli konuya değinmiş.
    Kılıçdaroğlu derhal istifa etmemek suretiyle seçimin sağlıklı değerlendirilmesini de engelliyor.
    Tamamen hallolmuş başörtüsü çıkışıyla gerçek gündemleri saptırdığı gibi.
    Her konuda aynen iktidar gibi davranmak zorunda mı?
    Ben de ikitdar için tekrarladığıım hüküm cümlesini Kılıçdaroğlu için kes-kopyala yapayım:
    “-Bu kadar yanlış yanlışlıkla yapılamaz.”

    • Kılıçdaroğlu istifa etmesin CHP’yi bir daha açılamayacak şekilde kapatsın ve Türk halkını CHP fobisinden kurtarsın. CHP kendisini kapatmazsa zaten sonunda Erdoğan mecburen kapatacak. Hiç bir politik söylem lafta kalmaz mutlaka fiili eyleme dönüşür. “Kandilden talimat alan CHP” ve “teröristlerle iş birliği yapan CHP” bu lafları Erdoğan miting meydanlarında söyledi ve bu lafların sözde kalması mümkün değil.

  6. Cumhur İttifakını destekleyen bir vatandaş olarak sonuçlardan memnunum.Bununla beraber başta Meral hanım olmak üzere çok geniş kesimler Kemal beyi defalarca uyardı. Bu uyarıların büyük kısmı kamuoyu önünde yapılmadı.Ekrem yada Mansur beylerle kazanılacak bir seçim Kemal Bey’in kör inadı yüzünden kaybedildi. Kemal bey başarısızlığı üzerine almadı ve MYK’yı değiştirdi.Oysa savaşı komutan kazanır yada kaybeder. Ayrıca bu ilk kaybı değil ki ! Çok sayıda seçim kaybetti.

  7. Önceki Seçmenler %48 almış Kılıçdaroğluda %45 almış olur Dediğiniz doğru Başarı sağlamamıştır Dersiniz istifa dersiniz.

    CHP hiç Göremeyeceği %48 almıştır ama ne ile alırsa alsın sizde düşüneydinizde %48 alaydınız.

  8. Siyesette, Düzgün Adam az görürsünüz. Kemal Kılıçdaroğlu Devlet kadrolarında Bizzat çalışmış Tecrübeli adamdır. Tamam Genç lider Gelsin diyorsunuz Ama ondada Tecrübe yoktur.

    Kemal Kılıçdaroğlu Devlet kadrolarında Yetişerek Geldi. CHP’ye dönüştürmeyi Zaman istiyor Ve başarılıda oluyor.

    Sokak Röportajlarında Ekrem İmamoğluna Başörtülü AKP’li Kadın sen o partide harcanıyorsun Diyor. Kardeşim izin verin her iyi adamlar, Sağ duyulu insanlar her partide olsun. Türkiye o zaman kazanır .

    Misal Gergerlioğlu gibi adeleti savunan insan Hadep’de

    Ben Sağ muhafazakardım Kılıçdaroğluna Ön yargılarımla yaklaşıyordum. CHP’nin başına gelen Mutlaka Kötü biridir izlenim vardı. Bu yargılarımı kırdım Vikipedia hangi okulu bitirmiş, nerde çalışmış baktım. Sıradan biri zannediyordum Hesap uzmanıymış, 5 senede halk tv ve youtubedan baktım Çok dürüst biri. Birilerin gazına geliyordum onun için yalancı diyordu tam tersiymiş meğer Kendisiymiş.

    Kılıçdaroğlu neden istifa edecekmiş önceki şeçimlerde %48 aldımı CHP Hayır. %48 ile CHP başarı göstermiştir.

    Olurmu efendim İttifakla aldı. Neyle alırsa alsın Demek planı tutmuş. Öncekilerde düşünseydi ittifak edeydi. CHP’lilerde Anket yapıyorlar Kılıçdaroğlu olmasa ortaklık olmaz diyen %75’dir

    Kılıçdaroğlu evet Demokrasi adamıdır Partisinde seçim yapılacak Onun dürüst olduğunu bilen Delegeler Tekrar Seçeçek. Gönderecek Tek Merci Delegelerdir.

  9. Fehmi Bey artık şunu kabul edin: Türkiye’de 2015 genel seçiminden beri siyaset, tek kişi üzerinden kurgulanan bir mekanizma haline dönüştürülmüştür. Sizin yaptığınız türden siyasi analizler artık bu yeni Türkiye için geçerli değil. Bu yeni duruma son derece yabancısınız ve öğrenmeye de kapalısınız yaş itibariyle. Bir örnek verelim: Mevcut cumhurbaşkanın 3. kez adaylığına yapılan itiraz her biri kendi alanında uzman (?) YSK üyelerinin önüne geldiğimde o kadar kolay karar veremeyecekler minvalinde bir şeyler yazdınız ama üyeler adaylığı saniyesinde kabul ettikleri gibi bu konu Türkiye’de 10 dakikalık bir tartışma konusu bile olmadı. Evet her şey “üst akıl” ın planladığı gibi gidiyor ve siz bunu sadece muhalefetin beceriksizliğine bağlıyorsunuz ama yukarıda verdiğim örneğin muhalefetin beceriksizliğiyle bir alakası var mı? “üst akılın” planları neden tıkır tıkır işliyor ve bir kez olsun inkıtaya uğramıyor? Kemal Kılıçdaroğlu aday olmasaydı kim aday olacaktı? Daha önce adaylığı ima edilmesi yeterli bulunup bahçesine askeri helikopter indirilen Gül mü? Tayyip Bey’i İstanbul’da mağlup eden ama mahkeme kararı Demoklesin Kılıcı gibi başında bekletilen İmamoğlu mu? Yok ben siyasi analizlerime hiç bir şey olmamış gibi devam edeceğim diyorsanız, daha çok Rusya’ya bakmanızı ve oradan kıyas yapmanızı tavsiye ederim. Bunu yaparsanız öngörüleriniz her zaman doğru çıkacaktır. Şimdi soruyorum: Putin’in en azılı rakibi nerede?

  10. CeHaPe de olan:
    -MHP gibi o da kendi kendine! bir misyon biçmiş. Ülkeyi koruma kollama görevi! “Pardon bu görevi size kimin verdiğini düşünüyor sunuz?”
    Şu andaki durum:
    B.şehirleri alırken birlik olunmasını,
    KKILIÇDAROĞLU etrafında birleşilmesini doğru bulduk; “başarılı olundumu olundu🤗”. Bunu büyük seçime tevil ettilermi ettiler!….
    De…,
    —il başganların tüm Türkiye için iyi bir göstergemiydi?
    —myk pm tüm ülkeye göremiydi?
    —mv adayları? Sağ partilerle koalisyonun?
    Not:arkanda dsp vatan p sol partiler ince kalın uzun yüksek vebenzeri partiler vitrinde olmadan nereye????! Daha milliyetçiliğin yükseldiğinin nedenini bile anlamamışsınız!
    Olma ihtimali %50+1 (öyle olmadıysa böyle olur☹️):
    Bu kafayla olmayacağı anlaşıldı, faturayı tüm seçmen (yarısı görünürde!😡) ödeyecek! “Siyasetçi niye ödemiyor? Onlara yine fetö gibi muafiyet mi var????”
    Yanlış olanı:aynı kadroyla devam😡
    Doğrusu:bi rahat bırakın;
    ÜLKEYİDE!!…
    Milletide!!!!
    Seçmeni de!!!!
    Partilinizi de!😡

  11. Bu güne kadar yapılan hiç bir seçimde ( galiba 13 ) bir başarı gösteremeyen insanın yapması gereken , başını alıp gitmesidir !
    KK. iyi bir insan ama maalesef kötü bir politikacıdır vesselam .

    • Mucib bey “KK. iyi bir insan ama maalesef kötü bir politikacıdır vesselam .” diyorsunuz ama bence tam tersi:
      KK. iyi bir politikacıdır ama maalesef…

  12. Bay Kemal kazansaydı makam bölüşecek olanların veya Bay Kemal sayesinde hak etmedikleri vekil sayısı elde edenlerin bugün Bay Kemal’i yenilginin tek müsebbibi olarak görüp yalnız bırakmaları yol arkadaşlarının seçimi konusunda nasıl dikkatli davranmak gerektiğine dair hepimize bize düşündürücü dersler sunuyor
    Şimdi sormanın tam vaktidir: Sahi bunlarla mı ülke yönetilecekti?
    Doğrudan Bay Kemal’e soralım: Bunlarla mı ülke yönetecektiniz?
    Sizi kaybettiğiniz günün ertesinde sırtınızdan hançerleyen İmamoğlu gibi oğullarınızla mı ülke yönetecektiniz?
    Milletimize bir kez daha teşekkür etmek gerekir. Derin ferasetiyle ülke yönetimini bu ittifakın eline bırakmadığı için. Yoksa ülke bu ittifak anlayışıyla tam bir felaketin içine sürüklenmiş olurdu.
    Umarım CHP’liler bu Erdoğan düşmanlığı eksenine oturtulmuş devşirme siyasetiyle yenilgiden başka bir sonuçla karşılaşmayacaklarını anlamışlardır.

    • Sayın Koru’nun makalesinden daha isabetli bir yaklaşım. Tebrik ederim.

  13. CHP elbette bir bagaja sahip. Ama kurdukları koalisyon gayet iyi sonuç aldı bu ilk seferinde. Üstelik karşısında tüm devlet imkanları ve (devlet destekli) tüm medya gücü (başka da kalmadı zaten) olduğu halde. Tüm antidemokratik uygulamalara rağmen. Bu sonuç gerçekten çok iyi. Ayrıca seçimi kazanmak için hazır değildi muhalefet. İçinde İYİ parti gibi tarafını tam seçememiş bir parti vardı. Akşener burada başarısızlığın birinci sorumlusu. Önce onun istifa etmesi gerekir. Yükselişte olan İYİ partiyi çökertti. Muhalefete de sürekli çelme taktı, masayı bozdu, vs.

    Şu aşamada demokratik sistemlerde başarısız muhalefet liderleri istifa eder. Çünkü başarısızlığın, olsa da, mazereti kabul edilmez. Bu demokratik bir yarışsa, kaybeden istifa eder. Şansını yeniden deneyebilir. Tekrar parti başına gelmek için aday olabilir. Ama hala koltukta oturup, o güçle beni seçeceksiniz demek demokratik değil. Yenilen gitmeli. Ama Türk siyaseti böyle arkaik bir düzene sahip. Yenilenmeye müsait değil. Sonunda partiler çöplüğüne döndük bu sebeple. Partiler yok, başlarındaki diktatörler var. En önümüzdeki örneği Akp. Siz hiç bir genel kurulunda Erdoğan’a karşı aday çıktığını gördünüz mü. Adam CB seçildi yine partide ipleri bırakmadı ilk seçildiğinde ve seçilmiş başbakanına darbe yaptı parti içinden. Bu kadar yani. Ama göreceğiz. Erdoğan gidince arkasında parti falan kalmayacak. Her şey tek adama endeksli. Gerisi fasa fiso. Eskiden güçlü adamlar var o partide. Şimdi bir tane yok. Erdoğan’ın yerine şu adam da belki partinin başına geçebilir diyeceğiniz bir tane adam sayamazsınız, kadınlar zaten sayılmıyor o partide.

    • Ender bey “Ama kurdukları koalisyon gayet iyi sonuç aldı bu ilk seferinde.” buyurmuşsunuz da, bu kaçıncı koalisyon, bu kaçıncı yenilgi hala ilk seferindeymiş gibi heyecanlısınız bakıyorum:)
      Geriye doğru tüm seçimlerine bir gözat istersen, %25, %23, %22, %26…..

    • Benim de naçizane bir tavsiyem var.
      Sizi gaza getiren, sürekli yalan haber yapan, halkı aşağılayan, ülkenin değerlerine düşmanlık yapan, faşist ve ırkçı söylemlerle nefret tohumları eken, Erdoğan’a sürekli kin ve nefret kusan, sahtekar anketçilerin verilerini ‘halkın nabzı’ diye sunan, ‘millet, çadırda yaşamayı seviyormuş’ gibi aşağılık sözleri manşet yapan medyadan uzak durun. Bir kesimi ‘tuvalet terliğine’ oy vermeye ikna eden, AK Parti’ye oy verenlere, ‘kör cahil’ diyen şerefsizlerle de aranıza mesafe koyun.
      Milli iradeyle barışmanın yegâne yolu budur. En azından buradan başlar…
      “Yok efendim bunlar beni temsil ediyor” dersen, sen bilirsin!..

      • Maalesef medyadan memnun değiliz hiç birimiz. Ülkenin aynası onlar da. Düzgün ne iş var ki medya düzgün olsun. Ancak milleti aşağılama konusunda kimse Erdoğan’a yanaşamaz. Milleti terörist ilan etti. Söylemediği yalan yapmadığı sahte video kalmadı. Bunlara rağmen sadece milleti suçlamanız doğru değil. Millet koalisyonu gayet olumlu bir propaganda yaptı ilk seçimde. Millete mesafe koyan, onları aşağılayan tam tersi iktidar ve yanındaki medya oldu. Bizde problem var elbette ama ikisi arasında çok var var. Seçimi bu yalan propaganda ile aldı Cumhur koalisyonu.

    • Selam
      Ender bey liderler, liderliğini miras bırakmaz, bırakamaz; eserlerini bırakır. Hatalı bir yaklaşımınız var.

  14. Seçimi kazanamayan Millet İttifakının zımni ortağı HDP üst yönetiminde “öz eleştiri” verildi ve Buldan ile Sancar kongrede aday olmayacaklarını belirtiler. Yerinde ve demokratik bir tavır. Belki de bu demokratik davranış şekli diğer partilerin hiç birinde yer edinmiştir, CHP’de bile.

    Öyle de, bu haliyle CHP yeniden, Mart 2019 Yerel Seçiminde kurmuş olduğu ve başarıya ulaştığı İYİ Parti ile HDP’li ittifakı yeniden, önümüzdeki yerel seçimde de tesis edebilecek mi?. Hele, geçen genel seçimde millet ittifakı olarak başarısız olduğu, ittifak dağıldığı halde. Üstüne İmamoğlu’nun İstanbul karnesi göz önünde bulundurulacak. Önümüzdeki yerel seçime CHP ve oluşması zor görünen yeni ittifak dezavantajlı başlayacak ve iktidarını yenileyen AK Parti ya da hazır kıta bekleyen cumhur ittifakı da cabası.

    CHP’de hal bu iken İYİ Partide durum çok mu farklı, orada da kazan kaynıyor. Meclise CHP’nin sırtından giren ufak partiler de meclis gurubu oluşturma çabasında girmiş vaziyetteler ve bu çaba başarıya ulaşmış olsa bile “zoraki evlilikler” gibi dağılma sürecini de içinde barındırır olurlar.

    AK Parti ya da cumhur ittifakı, yeniden iktidar olduğu dönemi dizayn etmeye ve kabineyi ekonomik önceliklere göre oluşturmaya başladı bile. Ekonomide ortodoks politikalara geri dönüşünün işaretlerini veriyor ve Batı -sermaye çevreleri- ile yeniden iş tutmaya başlayacak ve bu durum en azından bir dönem muhalefetin aleyhine işleyecek.

    Muhalefetin, yerel seçimi atlayarak önümüzdeki genel seçimi Erdoğan’ın yokluğuna -iki dönem kuralına- bağlayarak seçimi şimdiden çantada keklik öngörüsü içerisine girmiş gibi uzak bir hayali kurgulaması hali var.

    Halbuki önümüzdeki dönem yepyeni, taze siyasi oluşumları gerektiriyor, buna AK Parti ile MHP de dahil. Yaşlı ve yorgun liderler ile nereye kadar?

    En olması gereken de sağ muhafazakar kesimde yeni siyasi oluşumlar ile doğacak siyasi lider açığının kapatılması gerektiğidir. Mevcut sağ muhafazakâr partiler kendi içerisinde kadro yenilemesine gidebilirler belki ama bu, ülkenin ihtiyacını karşılamaya pek yetmeyecektir. Erdoğansız bir sağ muhafazakar bloğu kim sürükleyebilir..ya da onsuz bir AK Parti varlığını sürdürebilir mi?

    2028 sonrasına AK Parti/cumhur ittifakı hazırlığını yapıyordur elbette…

    Mevcut muhalefetin yetersizliği, iktidarı değiştirecek yeni bir sağ muhafazakar oluşumu gerekli kılmaktadır. CHP’de olması istendiğinden daha fazlası sağ-muhafazakar blokun kendini yenilemesi, toparlanması ihtiyacıdır.
    Ülke, elzem “muhalefet ihtiyacını” yine sağ-muhafazakar kesimden karşılayacak gibi gözüküyor. Muhalefet -CHP- kan kaybeder mi -ki, öyle gözüküyor- mevcut oy oranını üzerine çıkacağının görüntüsünü de veremiyor.

    • Belki de bu demokratik davranış şekli diğer partilerin hiç birinde yer edinmemiştir, CHP’de bile.

    • İmamoğlu “CHP Genel Başkanı” olmayacak.
      Yerel seçimlerde yeniden aday.
      İstanbul Belediye Başkanı olarak devam etmek istiyor.
      Çünkü başka çaresi yok.
      Kurultaya girse Kılıçdaroğlu’na ezilecek.
      Üstelik elindeki belediye başkanlığı da gidecek.
      Bu yüzden İmamoğlu “genel siyaset gündeminin öznesi” olamaz.
      Yerele dönmek durumunda.
      Şehircilik, belediyecilik…
      Ama orada zayıf.
      Ortaya koyabildiği eser, hizmet yok.
      Şimdi sanki CHP’deki liderlik yarışında “varmış gibi” yapacak.
      Genel siyasi gündemin konuşulan isimlerinden biri olma çabasını sürdürecek.
      Böylece yapmadığı hizmet ve eserler tartışılmayacak.
      Karşıtlık, kutuplaşma, medyatik polemikler üzerinden “görünürlüğünü” sürdürecek.
      Sadece 3 ay aslında olduğu ve olabileceği yerde yani “belediyecilik çerçevesinde” tutulabilse siyaseten nefes alamadığı görülür.
      Denemesi bedava.

  15. Millet seçmedi işte. Ne yapsın?
    Belki bir dahakine seçer.
    Yok yok, belki değil, bir dahakine kesin seçer millet.
    Bu aziz millet merhametlidir. Ümit kesmeye gelmez.
    Zaten ne kaldı şunun şurasında?
    Günler hızla geçiyor. Bakınız, beş yılın iki haftası geçti gitti bile.
    Sabırla koruk, helva olur. (Üstelik sabır öyle mühimdir ki, tavsiye eden bile hüsrandan müstesna.)
    Arada, olgunlaşıp üzüm olmak ve bırç bırç ezilmek de var. Sonrasında harlı ateşe oturtulmak da… Olsun, o kısmı işin kanunu. Değiştirilemez.

Yoruma kapalı.