Acaba Sedat Peker yurtdışında değil de Türkiye’de olsa ve videolarını birbiri ardına buradan yayınlasa ne olurdu?
Bu soruyu akla ilk gelebilecek sebeplerle sormuyorum. Merak ettiğim, ithamlarına maruz kalan insanların şimdi olduğu gibi o zaman da sessiz kalıp kalmayacakları…
[Sedat Peker şimdi ondan ‘suç örgütü lideri’ olarak söz eden siyasi kimlikli kişilerle yakın zamana kadar birlikte hareket ettiğini, bunun en belirgin örneği olarak da kendisine koruma verildiğini söylüyor. ‘Derin devlet’ diye andığı birinin milyarlık bir marinayı sahiplendiği ithamı başta olmak üzere çoğu devlet görevlisi olan bazı kişileri suçlayıcı iddiaları da seslendiriyor. Bu arada eski bir milletvekilini avukatı da olan bir yakınına dövdürdüğünü söyleyerek kendisini de ihbar ediyor.]
Yargı camiasının nasıl davranacağını merak ediyorum. Burada olsaydı hakkında soruşturma açılacağı kesin de, ithamına maruz kalanların temizlenmesine fırsat tanıyacak girişimleri olur muydu yargı mensuplarının, yoksa vahim ithamlar işitmezden ve görmezden mi gelinirdi?
Daha önce hükümetin bir tasarrufuna itiraz için kaleme alınmış bir bildiriye imza atan aydınlarla ilgili kanlı akıbet beklentisini de dillendirdiği bir mitingine, gazeteleri ve TV ekranlarında geniş yer veren medyamız, özellikle itibarı yerinde olanlar, şimdiki gibi o zaman da suskun kalırlar mıydı?
Medyamız videolarda söylenenlere dut yemiş bülbül vaziyetinde yaklaşıyor.
Susuyor.
O zaman da susar mıydı?
[Son videosunda, “Onurlulara sözümüz yok” dedikten sonra gazetecilerden “Namusu maaşı kadar olanlar” diye söz ediyor. Ne demek istediğini tam anlamış değilim, ancak iyi bir şey söylemediği belli.]
Peki, Sedat Peker’in kendisi, şu anda yurtdışında değil de Türkiye’de bulunuyor olsaydı, yayınladığı ve yayınlamaya devam edeceğini ilan ettiği videolarla kamuoyu karşısına çıkar mıydı?
Zihnimde bunlara benzer daha bir yığın soru var.
Günümüzde söyleyeceği bir şeyler olan kişilerin dertlerini duyurabilmesi için gazetelere ve TV kanallarına ihtiyaçları yok. Hayırlısı-hayırsızı sosyal medya üzerinden yazılı veya görüntülü mesajlarla çok daha geniş kitlelere hitap edebiliyor.
Sedat Peker’in yaptığı da bu.
Korona döneminde en iddialı gazetenin satışı bile yok mesabesinde. Haber kanallarının izlendiğinden de emin değilim. Anketler de insanlarımızın korona günlerinde vaktinin büyük bölümünü bilgisayar önünde veya cep telefonu / tablet kullanarak geçirdiğine işaret ediyor.
Suskun kalınmakla söylenenlerin gözlerden saklanması mümkün değil bugünün dünyasında; tam tersine, bunun merakı gıdıklayıcı bir etkisi olduğu kesin. Daha önce kendisiyle ilgili hiç bilgi sahibi olmayanlar bile, sayıları milyonları bulan insanlardan söz ediyorum, her gün yeni bir Sedat Peker videosu çıktı mı merakındalar.
O da her geçen gün bu işe biraz daha ısınarak usta bir medya kullanıcısına dönüşüyor.
‘Mafya’ veya ‘suç örgütü lideri’ sıfatları iddia ve ithamları karşısında sessiz kalınan her videodan sonra biraz daha yavanlaşıyor.
Başlangıçta derdi kendisinin yokluğunda ama kendisi yüzünden aile fertlerinin rahatsız edilmesine duyduğu tepkiyi duyurmak olsa bile, bugün gelinen noktada ilgi halkasıyla birlikte amacı da genişliyor. Sessiz kalınan ve ithamlarıyla ilgili hassasiyetin gösterilmediği her gün, sıradan insanların yaşadıkları ülke hakkında olumsuz kanaatlere sahip olmasına yol açıyor.
[Demokratik sisteme müdahale ihtimali söz konusu olduğunda olağanüstü hassas bir ülkeyiz; her yaprak kımıldamasında aklımıza ‘darbe’ sözcüğü geliyor. Böyle bir ülkede ‘suç örgütü lideri’ olarak tanımlanmış birinin “Bir bakan beni bir başka bakana düşman etti” anlamına gelen bir iddiada bulunması nasıl sessizce geçiştirilebilir?]
Anayasasında ‘hukuk devleti’ olma sözü verilmiş bir ülkede, iddiaları dile getiren kim olursa olsun, yeraltı örgütleriyle içli dışlılık, yolsuzluk gibi konularda hukuk devletinin ilgili kurumları devreye girer.
Savcılar derhal soruşturma açarlar.
Hiçbir şey için değilse, devletin anayasasında yer alan ‘hukuk devleti’ olma iddiasının her hal ve kârda geçerli olduğunun gösterilebilmesi için de bu gereklidir.
Yeni haftanın ilk günü bugün. Ülkemiz savcıları, biraz gecikmeli de olsa, Sedat Peker’in videolarında dile getirdiği iddialarla ilgili soruşturma açılması için girişimde bugün bulunabilir.
Bulunmalıdır.
ΩΩΩΩ
bazı yorumları okuyunca şaşırmamak elde değil.
Chp hdp ye bakanlık verirse?
verir mi acaba?
temayüllere bakmak yerinde olur.
yerel seçimler öncesi malum öcalangiller devlet televizyonlarına çıkarılıp sedat peker gibi hidayet buldukları için olacak iktidar partisi akp adına oy istemiş değiller miydi? hdp seçmeni öcalangilleri dinlememiş ve tercihini imamoglundan yana kullanmış ve İstanbulun yönetiminin el değiştirmesine neden olmustu.
peki ya hdp seçmeni öcalangilleri dinleseydi ne olacaktı?
istanbul seçimleri kazanılsaydı ne verilecekti?
bir sonraki seçimde desteğin sürmesi için hdp ye bakanlık mı verilecekti?
bu durumda muhalefetin de bakanlık vermesi gerekir değil mi?
yok bakanlık verilmesi söz konusu olmayacak idiyse muhalefette bu durumda neden bakanlık versin ki?
Üstelik millet ittifakı da geniş bir konsensüs ve zaten kalabalıklar değil mi?
yani iktidar ne verecekseydi muhalefette onu verse gerek
neden daha fazlasını vermek istesin ki, mantıklı düşünmek lazım.
üstelik millet ittifakında hdp var mı?
yok.
hdp ye bakanlık
vatan millet sakarya
geçiniz.
burada kimsenin hdp ile isi yok,
herkes seçmeninin peşinde.
degilse aklı yoktur zaten.
sonuçta bir kaç oyun bile kıymetli olduğu bir seçimde 6 milyona yakın oyun yerel seçimlerde olduğu gibi iktidarın el değiştirmesine neden olma potansiyeli yüksek. kürt oyları ve z kuşağı oyları çok şeyi değiştirecek görünüyor, gerçekten mantıklı düşünmek lazım. doğuda oyların yeni partiler lehine hareketlendiği de anketlerde görülüyor. şimdiden %2 civarındalar, seçime yakın artış mümkün.
hayırlara vesile diyelim.
Hdp ye bütün kabine feda olsun didem hanım, güneydoğuda toplamda akparti oyları pkk dan çok daha fazladır, hatta meclis grubundan yeterince kürt mebusa da sahiptirler…
Esas olan bakanlık paylaşımı değil, e.dumanlının yaptığı gibi pkk içindeki haberalma kaynaklarımızın örgüt yönetimine bildirilmesi ve bu personellerin deşifresi ve infaz edilmesidir!
Zillet ittifakı içersinde böylesine bir kahpelik leblebi çekirdek sayılır, ha gayret!!!
pkk içindeki haberalma kaynaklarımızın örgüt yönetimine bildirilmesi ve bu personellerin deşifresi ve infaz edilmesidir!
ne zaman olmuş ve kimler zamanında yapılmış bu işler didem hanım hatırlatmak ister. millet ittifakı mı vardı bunlar olurken diye sorar. hidayet bulmuş eski eşkiya masallarına kimse inanmasın diye ekler. boşa gayret.
Didem hanım, millet ittifakı o zamanlar da vardı ve zaten o çerçevede pkk içersindeki istihbarat elemanlarının listesi diyarbakır belediyesinin arka kapısından kışanaka teslim edildi ya fetönün emniyetteki ulakları tarafından(e.dumanlı eliyle)
didem hanım muhtemelen daha saçma seylerde dinlemistir ya bu da efsane. herkes in, iktidar out. bunca işler olurken onlar kevser ırmağı kenarında hadis okuyup tefsir dinliyorlar zahir. İstihbarat elemanlarının listesine sahip çıkamamalarına şaşmamalı. elden ele geziyor belli ki…
AT(A) VE UNUT
Uçaklarda kullanılan akıllı bomba ve füzeler var. Özellikleri de şu: Pilot hedefe kilitleyip ateşledikten sonra hedef yer değiştirse bile iş bitmiştir. Bomba/füze hedeften sapmaz, hedefi bulur imha eder. Bu bomba ve füzelerin diğer adı ” at ve unut” tur.
Bir de bir insan tipi vardır. En bariz özelliği “dediğim dedik, çaldığım düdük” deyimiyle tarif edeceğimiz tiptir.
Bu tiplere hiçbir şey anlatamazsın.
Öncelikle hiç kimseyi dinlemezler.
Tehdit yolunu kullansan ters teper.
Birkaç tane atsan daha da inatlaşır.
Pekiyi derdimizi nasıl anlatacağız?
Derdimizi dinlemeyen, haliyle anlamayan neyi çözecek?
Bir yeri batırmak istiyorsan bu tipleri atayacaksın.
Ata ve unut.
Batmış mı? Diye kontrole dahi gerek yok.
Bir bölgemiz bu tipler için oldukça mümbit hamdolsun.
Eskiden! Eskiden dedi’isem bundan 14 en fazla 15,sene öncesi yani AKP nın kurulup palazlanması ve ummet ve dünya liderlığne aday olunmasın’a kadar Türkiye’yi dışarda sıradan vatandaşlar arasında Turist olarak Türkiyeye gidip gezenleri dışında kimseler tanımazdı. Turistler’arasında her ne kadar erkeklerden ve hırsızlıklardan dert yansalarda genelde severdiler.
Ya şimdi hergün yolsuzluk Rüşvetcılik ile Dûnya gündeminden hić düşmiyor.
İngilizce tmTurkiye haberleri google yazip girdiğim zaman! Rüşvetcikik yolsuzluk Mafya itirafci vb vb başliklı haberler ile karşılaşiyorum.
Aşağıdaki kopi’de türkçe cevrisini özeti ayrintilari kopilemedim.
××××××××
Hollanda’da bir banka ve bankanın sahibi olan Türk milyarder hakkında, yine bir Türk vatandaşı tarafından para aklama, sahtecilik ve dolandırıcılık iddialarıyla suç duyurusunda bulunuldu. İddiaya göre, Malta’da kurulu şirketler paravan olarak bankanın kredileri kullanıldı.
Hollanda’da kurulu bulunan ve yüzde 100 hissesi bir Türk milyardere ait olan banka hakkında Amsterdam’da para aklama, belgede sahtecilik, sermaye transferi, dolandırıcılık ve zimmete para geçirme iddialarıyla suç duyurusunda bulunuldu.
Market Watch sitesinin haberinde, suç duyurusunun, bankanın bir Türk çalışanı adına ‘De Roos and Pen’ isimli bir avukatlık ofisi tarafından yapıldığı ve bankaya da bildirim yapıldığı açılandı
Haberde bankanın ve Türk sahibinin ismi verilmedi ancak ayrıntılı bilgiler yer aldı. Bankanın dünya genelinde 4 milyonu aşkın müşterisi olduğunu, 150 şube ve 750 ATM’ye sahip olduğu, Hollanda, Almanya, Malta, Dubai, Romanya, İsviçre, Ukrayna ve Çin dahil toplam 11 ülkede 4 bin 500’ün üzerinde çalışanının olduğu belirtildi.
Muhbirlik yapan bankanın Türk çalışanı, bankanın sahibi olan holding ile holdingin patronunun ticari faaliyetleri ve finansal operasyonları için temin edilen riskli kredilerin gizlenmesinde kendisinin yıllarca paravan olarak kullanıldığını iddia etti.
Hollanda Büyükelçiliği’ne Eylül 2018’de Şaban Dişli atanmıştı.
×××××××
Buda şimdilerde felik fellik aranan 2. Allahın LÜTFÜ,’nün 1.sinin kurbnlarıdan biri.
İkisindede Banka adı geçtiği için bunuda paylaşmak istedim.
××××××
“Hakim bey
Sicilim Tertemiz Benim
Bir kalkışma oldu güzel yurdumda
Ben bu işe şaştım kaldım Hakim Bey
Alet oldu buna şanlı ordum da
Hayret ettim dondum kaldım Hakim Bey
Biraz zaman geçti kapım çalındı
Emniyette ifadeler alındı
Teröristsin diye damga vuruldu
Güler misin, ağlar mısın? Hakim Bey
Kırk yıl bu vatana hizmet eyledim
Hayatımda hile hurda bilmedim
Böyle bir dönemi asla görmedim
At izi, it izi sarmaş Hakim Bey
On dört yıldır anam babam yanımda
Onunla yaşadım bu vatanımda
At’a it demek yok imanımda
Sicilim tertemiz benim Hakim Bey
Anam göçtü, babam kaldı benimle
Konuşurum avuturum dilimle
Bezini bağlarım kendi elimle
İşte günlerimin özü Hakim Bey
Babam beni bilmez, kimseyi bilmez
Aç olduğun tok olduğun söylemez
Ne söylersem dinler, ama dinlemez
Alzaymır hastası babam Hakim Bey
Üç tanık konuştu birisi kayıp
Bulmadılar bende ne suç ne ayıp
Devlet müessese açıp kapayıp
Hatayı da bana yıkar Hakim Bey
İrtibatı, iltisak bunlar nasıl hak
Madem Müslümanız dön Kur’an’a bak
Para verip almak, para yatırmak
Bank Asya’ya suç sayıldı Hakim Bey
Kim açtı bankayı, yurdu, okulu
Dönüp de sormuyor bir Allah kulu
Birinin bunlara düştüyse yolu
Soluğu hapiste alır Hakim Bey
Aldandık dediler, kapandı işler
Bütün bu kurallar garibe işler
Hapishanelerde sönüyor düşler
Buna dur diyecek yok mu Hakim Bey
Memlekette anayasa kanun var
Yaşamsal alanda kurallar koyar
Kanun koyan aklanmaya hakkı var
Benim hakkım yok mu böyle Hakim Bey
Söylenecek söz çok ama ne çare
Gönlümüze çöktü kor gibi yâre
Hırsız, katil, zanî gezer avare
Erbab-ı ilm mahpus oldu Hakim Bey
Helâlinden kazan hayır da harca
Aman dikkat eyle hiç girme borca
Devlet mala mülke fren koyunca
Ekmek bile almak zor be Hakim Bey
KHK’lı isen bir şey yok yok yok
Temiz hava bile görülüyor çok
Açların halinden anlamaz ki tok
Diplomalar çöpe gitti Hakim Bey.
××××××
Nurdan abla, bu tosuncuğa söyleyelim; otoriteye saygılı olsun! Eminim kendisi de ağababaları gibi bir eli yağda bir eli balda beklenen salih zayın yollarını gözlüyordur!
Kendisine, ha gayret demek yerine; nah gelecek! diyorum…
“Erbab-ı ilm” kimmiş acaba; çalıntı soru cevaplarla yetimin hakkını gasbetmiş veledizinalar mı???
Ulen ona buna laf yetistirecegine iki satırda sen yaz görelim. 125 bin insan mağdur edildi.hiç mi Allah korkunuz yok. Agziniza dolanmis soru çalmak kimmiş bu soru calanlar.Ülke beşli çeteye peşkeş çekiliyor gikiniz cikmaz söz konusu garibanlar olunca hemen soru çaldılar. Yatağı yapistirin
Malumunuz; CHP’liler, Selahattin Demirtaş’ın masum olduğunu ve hapisten çıkması gerektiğini söylüyor.
Sizce CHP’nin Millet İttifakı’nda Selahattin Demirtaş’a bir bakanlık vermek istemesi veya vermesi durumunda Meral Akşener buna tepki gösterir mi?
Valla fikrimi sorarsanız, tek kelime etmez, edemez!
Fatih bey chp madamın partisine türkiye çapında bir tek mersin belediyesini bırakmıştı, oradaki ip adayı seçim kuruluna başvurusunu bile götürüp teslim edemedi, yine chpli bi adayla seçime gidildi ve orayı chp ye gümüş tepside iade etmiştiler…
Bu bahçede otlanıp (zıkkımlanıp), yumurtayı başka kümeste yapmak.
Partinin kurucularından gözüküp, gerçekte, Truva atı rolünü üstlenmek.
Arsız hırsız misali, çuvalı geceden, dibinden delmek.
Ahlakın sükût ettiği, takiyyenin zirve yaptığı, ihanetin şahikası, aynı partide olup, liderinin cumhurbaşkanlığı adaylığı için imza atıp, aynı anda başka bir adayın çalışmalarının göbeğinde olmak.
Bunu, utanmadan, pişkince ve fütursuzca itiraf etmek.
İyilik yaptıklarınızın şerrinden sakınınız.
Fatih bey babacanın yaptığı devede kulak, chp kurultayında adayımız kılıçdar diye imza veren 230 baş delege oylamada buharlaşıp gitmedi mi?
Bunların alayı korkak, alayı namussuz, alayı yüzsüz!!!
Süreç aynen devam ediyor; her şey seçmenlerini alıştıra alıştıra devam ediyor. Şimdi de 2023’te cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kalması ihtimaline karşı terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP’ye bakanlık vermeye kadar geldi.
İBB Demirtaş’ın kitaplarını da satmaya başlamıştı.
HDP ile birlikte, ilk dört maddesinin değiştirilmesini de içeren,özerk yönetim getirilmesini içeren Anayasa değişiklik taslağı hazırladıkları ortaya çıktı sustular.
Kobani bahanesiyle insanların ölümüne sebep olan Demirtaş ve partisini savunurken sustular.
8 Mart Kadınlar Günü’nde fidan dikerken sustular.
Biden’den cesaret alarak, “Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin dediklerinde sustular.
Tıpış tıpış böyle böyle alışacaksınız dediler.
Hepsine alıştılar, seçmenlerini de alıştırdılar.
Fatih bey, zillet ittifakına oy veren seçmenlerin söylediğiniz türden alıştırmalara ihtiyacı yoktur; mütareke yıllarının asker kaçağı vatan haini ırz düşmanlarının neslidir bunlar, her türlü melaneti rahatlıkla işlerler, mezhepleri geniş, kanı bozukturlar!!!
Diyanet açıklamış. İtikaf sadece ramazan ayında değil sonrada girebilirsiniz. Camilerimiz açık buyrun gelin diyormuş. Furkancılardan cevap gelmiş. Havalar ısındı, şimdi camiler sıcak olur demişler. Diyanet de peki olur. sizi sonbahar ve kış aylarında bekleriz demişler.
“Bugün artık rakı serbest”
“Fırsattan istifade, alkolü yasakladılar.. Bu bir deneme idi. Şimdi devamı gelecek” diyenler tekel bayilerinin önünde alkol kuyruğu oluşturmuşlar.
Şimdi de Türkiye böylemiydi önceden kuyruk muyruk yoktu diyorlarmış.
Süleyman Soylu sedat Peker’in iddialarının araştırılması için Ankara Cumhuriyet Savcılığına münacat ettiğine dair haberi sonuna kadar okudum. iyi güzel ama istifa ettiğine dair bir ibare yok haberde. böyle oluyormu yani, hani soruşturmanın selameti için istifa etmesi gerekmiyor mu? yoksa soruşturmanın selametini de bizzat kendisi mi sağlayacak?
yazıktır günahtır, bu aziz milletle bu kadar da alay edilmezki!
Baran bey! Galiba Karadeniz Eyaleti Tayyip Cumhurriyet’inin de yaşadığınızı unutmuşsunuz veya bilmiyorsunuz.
Hemşeri dedinmi akan sular durur.
Baksanız ya! PKK dahi onlara dokunmiyor.
Des Duuuurla girilen 1116 odali
saraya onlar adımumuz da dedimi akansular durur. Baksanız ya Karadenizli olmayan mafya liderleri ve yardımcıları dişarda ötebilirken Karadenizli Mafya lideri ise şu an Türkiyeyi hizaya sokuyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu,Sedat Peker için suç duyurusunda bulunmuş.Kendi elleri ile yurt dışına kaçırttıktan sonra suç duyurusunda bulunması ilginç.Kaçırtmadan önce suç duyurusu yapsaydı herlade altından çapanoğlu çıkacaktı.
MAF-YA
Enterasan bir şekilde hükümet yanlısı bir mafya daha hükümeti sallıyor şu aralar. Daha önce yürtdışından gülücükler gönderen holding patronu da çar edip 128 milyar nerede diye devlete sormuş, bu sözü muhalefet arasında trent topik olmuştu.
Akşam pkk ya karşı mücadele verdiği söylenen bir eski komutan hdp ye milli savunmak bakanlığını vereceğiz dedi:)
Biden ci muhalefet iyi örgütlenmiş, itiraflar, iftiralar gırla. Piyasa kıbır kıbır, Daha adayını bile belirlememiş muhalefet erken seçim istiyor. Kılıçtaroğlu dar zamanda katakulleye getirip kendini çatı aday yaptırabilir mi?
Neredeyse 2 yıldır yurtdışında olan mafya lideri neden bu gün kendi deyimi ile “dönüş biletini yakıyor” Borsa uzmanlıgı ile bilinen sabancı üniversitesindeki sosyal medya fenonmeni şahis niçin “herkez satarken al alırken sat” gibi dahiyane fikirler sadrederken birden muhalefet yapmaya başladı.
En geç muhalefetin 2023 te iktidara getirileceği anlaşıldı. Herkez pozisyon alıyor. Dışardakiler, fetöcüler, mafyalar 2023 yılında çıkacağı inanılan büyük affa kilitlenmiş.
Bunlar bilindik şeylerde ben asıl milli savunma bakanlığını hdp alınca demirtaşın pkk kadrosunda olan kardeşinin geçirdiği yıllar kıdeme sayılıp doğrudan general yapılacak mı onu merak ediyorum.
bence trt ye çıkarıp mektup pardon haber okuturlar, her şey sil baştan olmaz ki…
Didem hanım, okutulacak olan yurtta sulh konseyi bildirisi gibi bişeyse trtde biraz zor, belki halk tv olur?
yurtta sulh bildirisi gibi bir şey olmadığı açık, okuduğunu anlayan için tabi. didem hanım trt de büyüklere masallar tadında hidayet bulmuş eski eşkiya hikayeleri okunur diyor, halk tv de ise ülkede yolsuzluğun önlenemez yükselişi tadında belgesel olur.
Didem hanım, hakan çakan arkadaş pek öyle düşünmüyor ama halk tv hakkında: “m.ağarın pensilvanyayı ziyareti” gibi şeyler mi yayınlıyormuş neymiş, o işler biraz karışık gibi?
havuz medya sedat peker için “kimin için çalışıyor” diye soruyor.
dış güçler olmasın?
gerçi dün devlete ait çakarlı arabalarda geziyordu, akp için oy topluyordu diye aklımda kalmış.
lakin iddiaları önemli.
özellikle uyuşturucu ticareti için söylediklerini önemsemeli.
türkiyenin uyuşturucu ticaretinde önemli bir transit ülke haline geldiğini söylüyor.
bu yakın gelecekte ülkemizin ciddi suçlamalarla karşı karşıya gelmesine neden olabilir, bir bu eksikti tadında.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/serpil-yilmaz/dilovasi-limaninda-rekor-kokain-ele-gecirildi-eee-sonra-6384143/
https://www.kocaeligazetesi.com.tr/haber/7047451/540-kiloluk-uyusturucu-madde-ilk-aramada-neden-bulunamadi#
https://www.ihh.org.tr/haber/turkiyede-10-milyon-madde-bagimlisi
sorunlu bir tablo sanki.
ülke olarak bütün problemlerimizin kaynağında yolsuzluk var, o nedenle neredeyse bütün yorumlarımda yolsuzluğun, bozulmuşluğun altını çizmeye çalışıyorum.
yolsuz olmak/olabilmek insanın her şeyden önce insanın kendisine ihanettir.
Şimdi bir moda haline gelen , ancak özellikle Osmanlı döneminde erkeklerin şanından olan sakal ; aynı zamanda , olgunluk , vakar ve itibar sembolüydü . O nedenle bir kere bırakıldıktan sonra ,olağanüstü bir durum olmadıkça da kolay kolay kesilmezdi .
İşte o devirlerde bir gün ; meşhur paşalardan birinin,birdenbire ve durup dururken sakalını kestiğini görenler hayretle ve merakla sormuşlar ,
– Paşam, hayırdır ! Sakalınızı kesmişsiniz efendim , bir şey mi oldu ?
Paşa esefle başını bir aşağı bir yukarı sallayarak,
– Evet , oldu ya ! Geceleyin uyurken üzerinden fare geçti; ben de kesmek zorunda kaldım !
Bu cevaptan bir şey anlamayan arkadaşları konuyu biraz açmak isterler,
– Paşam, fare geçtiyse sabunla güzelce yıkardınız , olur biterdi ! Neden kestiniz ki !
Paşa , şöyle oturduğu yerden doğrulmuş ve parmağını da sallayarak hiddetle şöyle demiş ,
– Olmaaaz ! Kesmezsem orası önce iz olur , sonra da yolgeçen hanı olur !
Selamlar ,iyi günler
Dünyada kilovatı 4 cent.
Garanti edilen 12,35.
Hem de 15 yıl.
Bir kazık ta Akkuyudan.
Bu kazık nasıl çıkar?
Çıkması mümkün olmadığına göre, nasıl yenir?
dünyada kilovatı 4 sent biz de 4 sentten alırsak akkuyunun maliyeti ne olacak. Ona bakarsanız bir iş adamı kapatın zonguldak madenlerini üçte bir fiyatına kömür getireyim demişti.
Sayın YK garanti edilen 12,35 sent oda santralin % 50 sine
Kalan ise serbest piyasa fiatı ile yani bazen 6 cent bazen 10 cent
ortalamayı düşürüyor . Bu da garanti olması nedeniyle .
Oysa Mesut yılmaz zamanında yapılan anlaşmalarda santral üretse de
üretmese de Güç * 18 euro cent . idi yani kullansan da kullanmasan da ödüyorsun
Güneş de ise …..YOn firması 5 küsür cente güneş enerjisi satacak anlaşma böyle
Hidroelektrik santral maliyeti 1 cent Nükleer santral maliyeti 12, 35 cent paçal yapmak zorundasın . Şimdi sorma neden hepsini hidroelektrik santralden almıyoruz diye ???
İki kişinin bildiği şey sır değildir. Bugün illegal bir yapı yada yoldan bir kazanım elde edildiğini sanan, yarın aynı yapının kendisini vurduğunu görünce..
örnek mi, paralel yürüdüler sandığınız (dıştn görüntü) yada odalara konulan kameralarla birilerini devirdiler yaa!.
Filimlerde olan bazı şeyleri hatırladığımda, küçücük bir slip’i birinin çekmecesine koymak, gencecik çocukları yaşını büyültüp asmak, son trend: adamların ülkesini evini gaspedip birde onları sülalece ülkeden yollamak! hadi birde uygur Türklerinin dramını hatırlatayım.
Nedendir bilemem, film çevirene hiç kızmadım, çevirtene de. eline alıp çiğdem çekirdeğini çıtlatarak izleyene ise zaten hayret ederim bu nasıl oluyor diye.
Demem o ki, mazlumun ahı yerde kalmıyor. Koltuğun verdiği geçici güç adı gibi geçici oluyor. sihir yok olunca..
ama Kur’anı kendine rehber edinmişsen, haktan, adaletten, doğruluktan, dürüstlükten, samimiyetten ayrılmamış isen yüce Tanrı hep seninledir.
sana herzaman herşeyin doğrusunu iyisini güzelini yaptırır.
Bunlar Kuranı rehber olarak değil milleti kandırmak için kendilerine alet etmişler.
Doğaçlama konuşanlar AUT
Yazılı açıklama yapanlar, promterden okuyanlar İN
Salonda ya da divanda, ne farkeder ki?
Madem yazarımız mizah günü yapmış, biz de neşemizi bulalım o zaman:
“güler kömürcü’nün 12 mart 2004 tarihinde sedat peker’le yaptığı ve hafızalara kazınan o telefon konuşması:
sedat peker: güler merhaba.
güler kömürcü: milli piyango gibi oldun ha.
sp: niye?
gk: şanslı kişiye çıkıyorsun?
sp: allah razı olsun. ne yapıyorsun?
gk: sedat, sana 3 şey söyleyebilir miyim?
sp: buyur söyle.
gk: birincisi, salonda seni özledim.
sp: allah razı olsun.
gk: ikincisi, seni çok seviyorum iyi ki varsın.
sp: allah razı olsun.
gk: üçüncüsü, hep var ol inşallah.
sp: allah razı olsun güler, allah razı olsun. ne yapıyorsun başka?
gk: yalnız sedatçığım. böyle teşvikiye imamı gibi konuşmana gerek yok.
sp: ibrahim sadri’nin yeni şiir kasedini dinliyorum, ondan etkilendim herhalde.
gk: bana gönder, paylaş…
sp: bulunmayan bir şey olsa paylaşayım da, her yerde var.
gk: sedat ne olur yapma, mesele bulunup bulunmaması değil ki, paylaşmak.
sp: güler, daha yeni dinledim.
gk: tamam peki öfff. kendimi suçlu hissettiriyorsun, yine yanlış bir şey mi söyledim, diye.
sp: yav ben düşmüşüm neyin derdine güler, aahhh…
gk: canım şeyi seyrettim, onu paylaşmak için seni otuz kere aradım telefon sapığın olarak. isa’nın filmi var ya meşhur.
sp: nerde seyrettin?
gk: evde dvd’de. sonra bütün yahudi arkadaşlarımı aradım, “bize gelir misiniz, sizi paslı çiviyle çarmıha gereceğim” diye.
sp: yahudileri fena bayılttı bu film ama.
gk: felaket. sen yazılarımı okumuyorsun. bir şey isteyebilir miyim hayatım?
sp: buyur söyle.
gk: ankara’ya gideceğim sabah 10 uçağıyla, akşam 6 uçağıyla döneceğim. yarınki yazımı okursan seninle paylaşmak istiyorum.
sp: okuyacağım güler.
gk: ondan sonra film çok güzeldi. keşke sen de gelseydin sedat ya. allah aşkına ölümün olur musun? ben seni salonda çok sevdim.
sp: güleeer. ben de.
gk: söz veriyorum bu sefer daha söz veriyorum, daha fazla sıcak çay getireceğim.
sp: allah razı olsun.
gk: sedaaattt ya, içinden gelen başka bi kelime kullanır mısın?
sp: içimden o geliyor.
gk: sedat sesli düşünmek zorundayım. istediğin her şeyi yapabilirsin. kırmızı, sarı, yeşil boya kullanabilirsin. sonuçta bir insanım feminenim ve başka kelimeler duymak istiyorum. sen benim için soyadınla değil, isminle varsın. böyle olunca başka kelimeleri de duyma ihtiyacım daha da artıyor.
…
gk: 220 kilometreyle kaçabiliyorsun.
sp: ben bir şeyden kaçmıyorum.
gk: şu anda başka cevap verme. sen her şeyden kaçıyorsun.
sp: yav güler, neden kaçayım allahını seversen ya. yav güler, sen öyle düşünüp mutlu oluyosan öyle düşün mutlu ol, ben bi şeyden kaçmıyom.
…
gk: sedat.
sp: efendim.
gk: çok uzun yıl oldu ve ben seni salonda çok sevdim.
sp: allah razı olsun güler, inşallah nasip olur daha çok konuşuruz..
gk: işte bunu demek istedim.”
(ekşi sözlükten)
İletişimin gizliliği gibi bir kavram ülkemize uğramadığı için insanların konuşmaları böyle ulu orta yayınlanır dedikoduyu çok seven ülkemizde. Bu FETÖ’cü taktiklerden de hiç vazgeçmezler. Hani cevval bakan SS diyordu ya GBT yapıyorum sabaha kadar. Onun bunun akrabası CHP’li diye buluyordu sonra gazetelere servis yapıyordu. Nereden yetki aldın, sen savcı mısın diye soran olmadı bile. Yada onun patronu diyordu ya, “ne özeli, genel bunlar genelll”. Ülkemizde hukuk adına, insanlık adına bu kadar düşkün bir iktidar daha görülmedi gerçekten. Bir de dini bütün geçinirler. Ama ne din, ne ahlak semtlerine uğramamıştır.
Öbür taraftan devlet yetkililerinin wikileaks’te çarşaf çarşaf off-shore ülkelerde şirketleri, para hareketleri ortaya çıkıyor. Bunlara hemen yasaklar konuyor. Çin’den benim paramla aşı alıyor, yada alamıyor, o ticari sır. Bu ülkede taşları bağlamışlar, köpekleri salmışlar sokağa kısaca.
Ender arkadaş, bunlar sizce “insanların konuşmaları” mı?
AKP nin ilk kuruculari arasında sn Aksener de vardı, çok sürmedi ayrıldı, hatırladığım kadarıyla söylentiler arasında, Akşener in Mehmet Ağar ında Akp kadrolarına katilmasinda ısrar ettiği, kabul görmeyince de ayrıldığı seklindeydi. Sayın Koru daha iyi biliyordur.
Sorduğunuz soru ile yazarın yazisinın ne alakası var? Erdoğan Meral Akşener için bir değil birkaç kez ” bu kadın bizi sattı” demişti.
Buyurun linki kendiniz izleyin.
Meral Akşener vazgeçmış.
O olayı Erdoğandan dinleyin.
https://youtu.be/f5QHxVjf9C0
Aşağıdaki linkte Meral Akşener’in AKP ve Erdoğani neden beyennedığıni anlattığı link.
Açıkcasi Erdoğan Akşenerle çalışmak için can atiyodu ama demekki Akşener Erdoğanın nasıl birisi olduğunu taa o zamanlardan anlamış. ilk günden resti ‘çkmiş.
https://youtu.be/9XmmQIar7fs
İktidarı, muhalefeti, siyaseti, eğitimi, yargısı, ordusu, ekonomisi kokuşmuş bu ülkenin tek ortak özelliği yüzdeyle ifade edilendir. Tüm kendine benzer diğer devlet ve topluluklarda olduğu gibi… Suç hiç bir zaman hepsinin iddia ettikleri gibi ne dış güçler ne de İsrail’dir. Eden kendine eder, herkes müstehakını yaşar. Boşunadır bunca ah bunca vah. Sen seni bileceksin sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni. Dünya’da en çok ensesi patlayanlar bunu hak etmişlerdir. Kendini düşünmeyeni başkaları düşünmez. Ve Allah rızası için Ha Gayret buna yanıt verip keyfimi bozmayınız.
30.000’e varan bekçinin devlete bir yıllık maliyetiyle tüm ülke aşılanabilir. ama devlet 10.000 yeni bekçi alımına öncelik vermiş, bu günden itibaren alımlar başlayacakmış.
sedat peker videolarına bekçilerle karşı koyacaklar herhalde:( Sarıaydın beyaz tv’de 5 milyonluk turan ordusunu kurduk diye propaganda yapıyordu. bekçi ve işçilerle beraber devlet personel sayısı 5 milyona dayanmış. al sana turan ordusu. uyu da büyü muhalefet.
gerçi muhalefetliği de sedat Peker’e kaptırdılar iyi mi:))
Bu sesizlikleri hıçte hayra alamet değil, daha neler neler ortaya çıkacak. Bugünler o sesizlerın en iyi günleri. Onlar için Muhalefeti ve halkı susturmak çok kolay. AMA işin içine başka devletler girdimi o kadar kolay değıl.
Filistin, Hamas, Mursi vb vb dost Netenyahu “Düşman.. acaba öğle’mi? Himmn..
Fehmi bey şu an bunlar, 15 Temmuz ALLAHIN LÜTFÜ gibi bir lütuf peşindeler. Yoksa, Sadet Paker gibilerinden hem içerde hemde dışarıda fazlası ile mevcüt.
Sadet Peker’in videolarını izlemedim,
Türk medyasını dahadoğrusu havuz dışındaki medya tamamen susturulmuş.
Yakında zaten Türkiye Cumhurriyet’i yerine! Karadenizliler Tayyip Cumhuriyeti ilan edilir.
Tabi buna Karadenizli kökenli olmayanlar S Peker,ve S Göle gibiileri’ kullanma süreleri bittikten sonra kaza süsü verilerek ortadan kaldırılacaklarını anladıktan sonra bütün ses kayitleri ve belgeler ile birlikte dişarıya kaçarak esas mafya ve liderlerini deşifre ettiler ve etmeyede devam edecekler! Abdullah Çatlıyı kaza süsü ile nasıl ortadan kaldırdılar? Rahmetli Yazıcıoğlu,da ayni akibete uğradı! Çünkü 12 Eylül ihtilali sonrasi ve öncesini Rahmetli Özalın yardımı ile Türkiyeyi
kıskaca almış siyasetçi kılığındaki zalimlerin bütünün kirli işlerini deşifre edeceklerdı. Maalesef başaramadılar ve hayatlari ile ödediler.
Bu Türkiye ayağı..128+67+ 63+ 178 +1,500 = benim matamatiğim pek iyi değil toplama işlemini bu sitenin geneldede benim yorumlar’ımın abonesi ve reisin Avukati matamatik uzmani bey hesaplasın.
Bu günler düğün bayram daha neler çıkacak.
Kul hakki yiyenler ve zalimler için YAŞASIN dünya cehennmi.
Dünya cehennemini yaşamadan ölemesinler.
Peker son videoda savcılara soruşturmanın nasıl açılacağını tek tek yazdırarak anlatıyor da. Ama savcılar bir adım atmazlar. Onlar tek adamın savcıları. “Otorite”nin savcıları! Ondan emir gelmeden de harekete geçemezler.
Otorite ister mi bunu? Elbette istemez. Çünkü tüm ithamların sonu gidip ona bağlanıyor. Hani demişti ya bir başka yolsuz bakan zamanında istifa etmeden önce. “Ne yaptıysam onun bilgisi dahilinde yaptım” diye tv’lere seslenip soruşturmadan vs yırtmıştı. Bunlar da öyle. Milyar dolarlık marinalara öyle otoritenin bilgisi ve dahli olmadan çökülemez burada. Petrol taşımacılığı için yüzlerce tankerlik filo kurulamayacağı, eroin ve silah sevkiyatları yapılamayacağı gibi.
Sonuçta burası kurtlar vadisinin ülkesi. Mafya, siyaset, emniyet düzeni aynen devam. Aktörler de değişmiyor. Hepsi vatan kurtaran cinsinden. Tek söyleyebileceğimiz yesinler birbirlerini. Çünkü zavallı halkın bu düzeni değiştirmek için bir iradesi ve gücü yok. Halkın kendisi adına hareket etmesi için seçtikleri bizzat bu işlerin başında olanlar zaten.
Yoruma kapalı.